(1) 

agit cevirmenligi

mistreated #816108 
Selamlar

Agit gozlemcilerine secim gunu eslik edip cevirilerini yapacagim. Bu turden bir isi ilk defa yapiyorum. biraz ust duzey abiler gelecek sanirim. avrupalilarin bizim secilmis ve atanmislar gibi kasintili olmayacagini umuyorum ama belli de olmaz. kibarliktan catlamali miyim? Dogal ve arkadasca mi takilayim?  cmt gunu is hakkinda genel bir bilgilendirme alacagim ama siz de her cesit tavsiyenizi yazabilirsiniz.
(20) 

tesettürlü öğretmen

mistreated #788793 
sanırım çoğumuz devlet okullarında okumuşuzdur. şu aralar özel okullar çok moda sanki, ana baba çalışınca çocuk devlet okuluna gönderilmiyor gibi ama eskiden böyle değildi. eskiden hocalar da tesettürlü değildi. şimdi mesela ben okula çocuğumu versem hadi branşları geçtik de sınıf öğretmeninin kapalı olmasından hoşlanmam. iyi niyetli de görünse şüphelenirim. eminim benim gibi düşünen çok insan vardır. bu konuda internette forum tartışması vesaire var mı? neler düşünüyosunuz?

eski okulumun sitesine girdim baktım okuldaki hocaların yarısı kapalıydı, ordan şeettim.
(2) 

paris'te evini boşaltanlar, boşaltan tanıdığı olanlar

mistreated #779297 
temmuz ya da ağustostan itibaren kalacak yer arıyorum paris'te. orada yaşayıp yardım edecek öneri verecek arkadaşlar da mesaj atabilirler.
(2) 

sarma sigara kağıdı ve filtresi toptancısı var mı?

mistreated #779293 
bunları böyle beşer onar tane ucuza alabileceğim net bir adres biliyor musunuz? yani "tahtakaleye git" falan değil de "aha kardeş şu dükkan şu sokak" şeklinde.
(1) 

android şarj kablosu nerden alcam? (oku öyle cevap ver)

mistreated #743150 
sony erikson telefonumun kablosu bir sene önce gizemli şartlar altında kayboldu. gidip hama marka muadil aldım ama kalitesiz çıktı, hem küçük ucu gevşedi hem de temassızlıktan şarj etmiyor. kardeşimin samsung s4 kablosu ise hem daha hızlı şarj ediyor hem de sıkıca kenetleniyor telefonuma, orgazım ettriyoere. ben bu kablo gibi erekte kabloları sağlam kabloları nerde bulurum? samsung benzeri usb şeysi. fiş var.
(7) 

dün yapılmış pilav mutfakta kapalı tencerenin içinde

mistreated #739605 
dışarda kalmış üstü kapalı. mutfak çok sıcak değil. yenir mi?
(5) 

pdf okumak için tablet ya da her neyse

mistreated #738663 
selam arkadaşlar

en kolay okumayı sağlayan cihaz hangisidir? diğer işleri yapsa da iyi ama okuma da ön planda olsun gözleri skertmesin. ekranı yeterli genişlikte olsun. programı yeterli olsun, gerekirse altı çizilebilsin kenarına köşesine not alınabilsin. ipad deseniz de kabul. her işi en iyi hangisi yapıyor?
(3) 

bu siteye güvenip alışveriş yapayım mı?

mistreated #735999 
eotoyedekparcalari.com

burada aradığım bi araba parçası var ama sitede ne adres var ne telefon. hiçbir iletişim bilgisi bulamadım siteye mesaj gönderme kısmı haricinde. kapıda ödeme istiyorum ama o da yok sadece kredi kartı seçeneği var. ne etsem bilemedim. cüzdan.avi olmasından şüpheleniyorum. nasıl kontrol edilebilir böyle bi sitenin güvenilirliği?
(3) 

ayağıma ne oldu?

mistreated #697117 
7-8 gün kadar önce bir çalışma öncesi ısınırken zıplıyorduk. zıplarkene sağ ayak parmaklarımın üzerine sert düştüm, ortadaki biraz incindi sanırım ama çok acımadı hayatıma devam ettim. ertesi günden bugüne bir haftayı geçkindir ayağımın orta yerinde orta parmağın biraz arkasında hafif bir şişlik var bastırınca acıyor ve yürürken sağ ayağım fena acıyor bazen topallar gibi oluyorum. hatta acı dizime doğru yükseliyor fazla zorlarsam. biliyorum doktora git diyeceksiniz, önemsemeyip geçer dedim ama geçmedi, çalışıyorum okulum var ve sgk ile sorunlar yaşıyorum. ikametim bilmediğim ve dolaşmaya korktuğum bir semtte olduğundan işlemleri halledemedim. sizce sorun ne ve doktor bana ne diyebilir? geçecek mi? ömür boyu ayağım acıyarak mı yürüyeceğim? sonunda ayağım düşecek elime alıp dolaşacak mıyım çok acıyor :(
(4) 

beylikduzu sgk'ya nasil gidebilirim?

mistreated #696343 
Soru basliktadir.
(1) 

gemlik'ten iznik'e hangi yoldan?

mistreated #676647 
gölün kuzeyinden ve güneyinden giden iki yol var. hangisinden gitmeli?
(4) 

bi işler yapmam lazım ama.

mistreated #665651 
hello arkadaşlar. birkaç ayda bir bu türden salak sorular sorup duruyorum sanırım arada. sanırım durum bana biraz utanç verici geliyor ama yüzleşmek lazım işte :)

ben sıkılarak bi bölüm okudum. 6 sene verdim amk. iyi bir üniversitenin bana göre dandik kimisine göre güzel bir bölümünden mezunum ama ben sıkıldım okurken. neyse bitti okul. boşta kalmayayım sgk devam etsin hayatımda bi şeyler ilerlesin diye aynı bölümün yl'sine başvurdum ve kabul aldım. buraya kadar tamam. hayatımı özel ders vererek falan çok çalışmadan ve idare eder (beşiktaşta evim vardı, her gün iskender yiyip 3 bira içebiliyordum ehehe) şekilde kazanıyordum ve durum fena değildi ama şimdi dersler azaldı. bundan alakasız bir şekilde merkezdeki evimden kardeşimin metrobüsün dibindeki yerine taşındım. neyse, sıkıntı şu ki kendimi bulamıyorum. boşluğa düştüm. 23 yaşında hayatta ne edeceğini şaşırmış ne istediğini bilmeyen bir adama dönüştüm her şeyin sonunda. kafamda kendimle alakalı bir sürü soru varken bir de bu işsiz güçsüzlük bir an önce çaresi bulunması gereken bir dert oldu. yani son 2 haftada oldu bu. önceden idare ediyordum :)

yani skillerim fena değil süper olmasa da. hukukçu ya da miyendiz ya da iktisatçı ya da doktor değilim ama ingilizce ve fransızcam yazılı ve konuşma konusunda çok iyi. az buçuk osmanlı trsi okuyabiliyorum. ispanyolca da girişle orta seviye arası bi şeyler. 1 sene batı avrupada yaşadım erasmus falan diye. italya hollanda fransa falan baya gezdim dolaştım :)

şimdi, yl derslerim haftada sadece 2 gün. şimdi bana çok prof olmasa da günü kurtaracak ve eğleneceğim bi şeyler lazım. salak organizasyonlarda otellerde havaalanlarında rehberlik yol göstericilik mihmandarlık çok amelece geliyor onu eliyorum. 5 gün birden çalışabilirim. zaten pesimist bir tipim boş oturdukça iyice depresyonlara giriyorum. starbucks'a veya muadili veya üstü mekanlara ne bilim midpointtir falan mı başvursam diyorum garsonluk da anlamam aslında ama öğrenirim yani. garsonluk vs de yaparım ne bileyim sorun değil kafayı dağıtsam yeter. gelecek kurmaktan öte günü kurtarma derdindeyim seneye de yurtdışına bi mastera başvurma düşüncem var işalla gidicem buralardan :)

var mı bi tavsiyeniz şunu yap bunu et gibisinden?
(4) 

bir oyun, iki soru

mistreated #665123 
ilk kez 2001 yılında oynadığım age of empires 2 the conquerors adlı oyunun campaign bölümlerini 100 kere hard'da bitirmeme rağmen senede bir yeniden ve hala aynı zevk ile oynuyorum. kral sancho'yu ne bileyim attila'yı, saladin where are you going with that great army'yi falan dinlerken mest oluyorum. yapay zeka sıçsa da sorun değil. bu aynı boku devamlı oynayıp durma ve zevk alma neye yorulabilir?

bir diğer soru da "x must survive" görevi. 11 yaşımdayken subotai'yi jean of arc'ı savaşa göndermez köyde tutar ve böylece bütün savaşları firesiz kazanırdım. bu kahramanı savaşa gönderip öldüren salaktır diye düşünürdüm. şimdi ise aradan geçen 10 seneden uzun zaman beni değiştirmiş. geçen jean of arc'ı 3 kere kaybettim savaşta. eskiden bebeyken "ne mal lan bunlar" diyeceğim adam ben oldum. risk alır garanticiliği bırakır mı olmuşum, mallamış mıyım anlayamadım. ayrıca çok tony soprano izlediğim için psikiyatrik cevaplara ihtiyacım var. ne olmuş bana...
(10) 

polisi mi arasam, restoranı mı arasam...

mistreated #654744 
merhaba

anahtarım kayıp ve bulamıyorum.

bir çeviri işi dolayısıyla 3 gündür evden çıkmıyorum. en son cuma çıkmıştım. sonra geldim, anahtarımı girişte kapının yanındaki büyük ayakkabılığın üzerine koydum ve eve girdim. dünden önce çıkmadım. dün gündüz çıkmadım. dün gece tam çıkacaktım ki anahtarımın kayıp olduğunu fark ettim. aradım taradım cık bulamadım. bakılabilecek her yere baktım. bugün de baktım. saatlerdir arıyorum yok. ev arkadaşım da şehir dışında. onu aradım almamış. anahtarımı muntazaman aynı yere koyan biriyim sık sık da kaybetmem.

şimdi aklıma gelen tek olasılık cumartesi günü yemeksepetinden verdiğim siparişleri getiren çocukların bunu almış olabileceği. gündüz beşiktaş'taki bir kebapçıdan, gece de nişantaşı'ndaki bir pideciden sipariş vermiştim. kapıyı açıp bi dk deyip içeriye 10 sn para almaya gittiğimde getiren çocuklardan biri böyle bir şey yapmış olabilir belki diye düşündüm ama kimseyi de töhmet altında bırakmak istemiyorum. gece de korktum biri gelicek giricek falan diye. restoranı mı arasam ne desem?

evde her yere bakıldı bu arada.

bu noktada ne edeyim ben? yedek anahtar yok evden çıkamıyorum zor durumdayım.
(6) 

20'li yaşların ortalarından sonra...

mistreated #654026 
hala yeni insanlarla kolayca kaynaşabiliyor, yakın arkadaş olabiliyor ve uzun uzun vakit geçirebiliyor musunuz? yani 1-2 olur tabii de genel olarak soruyorum. ben bu konuda zaten hep bira zorlanırdım, git gide iyice zorlanmaya başladığımı hissediyorum.
(3) 

öğrenim kredisi lisans geri ödemesi ve yükek lisans

mistreated #640562 
ben bu krediyi 5 sene aldım. okul 6 sene sürdüğünden 1 yıldır almıyorum. bu sene yüksek lisansa başlıyorum. yine krediye bursa başvurucam. diyelim ki çıktı, eskisinin ödemeleri ertelenecek mi öğrenci bulunduğum süre içerisinde?
(2) 

ingilizce metin yazmak

mistreated #640107 
merhaba küreselleşme mağdurları, zararı kâra çevirenler, profiteroller

yav ingilizcem iyi. ingilizce wikipedia olsun yıllardır okurum faydalanırım. the guardian favori sayfam. yds denen kıytırık sınavdan 91,5 aldım. ingilizce ders veriyorum birkaç aydır, işverenlerim benden memnun. konuşmam fena değil. dizileri filmleri çıplak haliyle tümden anlamakta zorlansam da ingilizce altyazı olunca hiçbir şekilde sorun yaşamıyorum.

amma lakin ki ingilizce oturup metin yazmışlığım yok neredeyse hiç. üniversitem başka bir dilde idi. sınavları ödevleri hep fransızca yazdım. şimdi düşünüyorum da ingilizce de yazabilsem ne hoş ne güzel olurdu, guardian'a makale gönderirdim ne bileyim wikipedia'da madde açardım. ama takılıyorum hep yazı yazarken, türkçe falan düşünüyorum, kelime bulamıyorum, sözlük falan kasıyo bak dur. bu işin kalıbını tekniğini nasıl öğrenebilirim? üst seviye ingilizce için böyle spesifik kurslar var mı? ya da kendim çalışacağım türden programlar, kitaplar vs? yani kendim çalışsam da kime kontrol ettiricem o da ayrı mevzu.

hadi be tez mağdurları, odtü boğaziçi koç bilkent gazileri, egzpetler, bana bi tavsiye verin...
(7) 

cv ve fotoğraf

mistreated #639680 
sorular

1- cv'de fotoğraf olmak zorunda mıdır? olmazsa ne olur?

2- cv'deki fotoğraf tişörtlü falan olursa, spor gömlekli olursa tuhaf mı olur? bu durumda hiç koymamak daha mı iyi?
(2) 

gmail chat

mistreated #639289 
2 ay önce falan kenarda "hangouts çıktı geçin isterseniz" diye bir tavsiye çıktı. salak gibi atladım o gün bugündür chat ekranı açılmıyor, servera bağlanamıyoruz işler iyi gitmiyor diye hata mesajı çıkarıyor.googleda aradım bulamadım en sonunda help'ten feedback gönderdim. nedir bunun çözümü?
(1) 

emin olmak ve hafıza

mistreated #636510 
tartışılan bir konuda bilgi sahibiyim. ihtilafta kalınan, emin olunamayan şeyin doğrusunu biliyorum. kaynağım var. açsam wikipedia'dan yıldızlı article bulucam, aha bu diycem, the guardian'dan kaynak göstericem falan. ama konuyu detayıyla hatırlayamıyorum. budur diyorum, ama detayını anlatamadığım için temelsiz kalıyor. kimi zaman da daha önce hakkında bir sürü şey okumuş olduğum konu ile karşı karşıya gelince bir sürü şeyi unutmuş olduğumu hatırlıyorum. hafızam zayıf işte, çok unuturum. her gün kırmızı et tüketirim neredeyse ama yine de unutuyorum. bununla mı alakası var bilemedim. hafızası zayıf olan adam bilmesin mi yani? ikna edici olabilmek, argümanları teklemeden sıralamak için ne edilecek? yok mu bunun çözümü? tiyatro kursuna falan mı gitsem, imam hatip lisesine yazılıp hatip mi çıksam ne etsem?
(2) 

sağlıklı midye dolma

mistreated #635483 
bu ürünün gerçekten sıhhi şartlar gözetilerek, özenle üretilen bir versiyonu var mı? varsa nerede satılıyor?
(13) 

Acil! apartman boşluğuna düşen kedi!

mistreated #634673 
merhaba öncelikle. yukarıya alınabilirse sevinirim.

bundan birkaç gün önce sadece bizim ve alt ve üst kat komşularımızın erişimi olan banyo boşluğuna çatıdan bir kedi düşmüş. hayvancağız 10 metre kadar düşmüş olmalı. komşularımız yok, alttaki komşudan ulaşma ihtimalimiz var ama o da yaz sonuna kadar gelmeyecekmiş. itfaiyeyi aradık, yardım edemeyiz oradan dediler. ıslak ekmek, su, salam vs aşağı atıyoruz bi şeyler ama ne kadar yararlı oluyoruz meçhul, pencere yüksekte ve aşağısı karanlık her defasında görmek mümkün değil. şimdi biz bu arkadaşı buradan nasıl kurtarıcaz bilemedik. 5 6 metrelik bir mesafe söz konusu. küçücük bir banyo penceresi, en dipte de bir kedi. hayvan sakat mı değil mi onu da bilmiyoruz. yemek atınca miyavlayıp duruyor yiyor mu emin olamıyoruz.

bir fikri olan varsa paylaşsın, esirgemesin.
(2) 

netbook klavyemdeki tuşları nasıl tamir ettirebilirim?

mistreated #634667 
merhaba

netbuk klavyemin arasına kaçan kirleri temizleme esnasında tuşları çıkarayım derken sanırım tuşun altına yapışık bir iki küçük parçayı kırdım. bunu nasıl ve ne kadara tamir ettirmek mümkündür acaba? yer avrupa yakası
(4) 

yeşil pasaportum iptal oldu mu?

mistreated #633758 
23 yaşındayım. erkeğim. lisans bitti. mastera kabul aldım ama henüz kaydolmadım. sigortalı bir işte çalışmıyorum. akibetim ne oladır? iptal oldu okul bitti diyecek olan varsa, okul ne zaman kime haber veriyor okulun bittiğini? yine de kullanamazsın diyenler, master başlayınca gidip yenisini mi çıkarıcam nolucak?
(4) 

yemeksepetinden ne söyleyeyim?

mistreated #633756 
ne yiyeceğime karar veremeyip kendimi saatlerce aç bıraktığım zamanlardı. ne söylesem bilemiyorum. 15-20 lira arası her yemek önerisine açığım. pizzadan bıktım. beşiktaşta oturuyorum.
(1) 

kill your idols tişörtü

mistreated #592149 
merhaba, axl rose'un giydiği isa desenli tişörtten bahsediyorum. istanbul'dayım. bu tişörte nasıl sahip olabilirim? resim dosyası üzerinden bastırmak biraz manasız gibi. satan eden bulunduran yok mudur ki? fiyatı da önemli değil.

örnekler:

www.youtube.com

1.bp.blogspot.com

www.google.com.tr
(1) 

kahve leke yapar mı?

mistreated #544406 
dün coffee mate'li kahvenin bir miktarı gömleğime döküldü. bir miktarını peçeteye emdirdim, kalanı da kurudu üzerimde. şeker koymamıştım. gömleğin akibeti ne olur?
(1) 

nes, mario, kaplumbağa

mistreated #539751 
bu eskiden oynadığımız atari denen video konsollarının kasetlerinde marioyu hep bir kaplumbağaya binerken resmederlerdi ve ben de çocukluğumu marionun kaplumbağaya binerek dağları tepeleri aştığı bir oyun bulma hevesiyle 999999999 in 1'lik kasetleri tarayarak geçirdim mamafih bir bok bulamadım. şimdi orda burda pıtrak gibi bu oyunların sitelerini görüyorum. eğer marionun tosbağa şoförlüğü yaptığı bir oyun hatırlayan varsa da ismini verirse çok sevinirim. yok atarilerde öyle bi olay, o iş başka konsollarda derseniz yine kafamdaki bir soru işaretinden daha kurtulmuş olurum. eğer o bir pazarlama stratejisiydi, hiçbir oyunda ne uçan ne yürüyen kaplumbağa marioyu sırtına almıştır derseniz üzülürüm :/
(6) 

sokakta karşıdan gelen kızların başını eğerek geçip gitmesi

mistreated #539653 
bu kızların kendilerine dik dik bakıp kötü şeyler söyleyeceklerinden korktukları için erkeklere karşı geliştirdikleri çılgın bir taktik mi, yoksa ben zurna mıyım ha? 50 metre öteden yere bakarak yürümeye başlayan kızlar gerçekten çok garibime gitmeye başladı. ben kızı fark ettiğimde kendisi zaten çoktan kafasını eğmiş gidiyor oluyor. sonra türk insanı neden sokakta yürümeyi bilmiyor diyoruz işte sebebini bulduk dırırırım.
(3) 

üsküdar'ın içler acısı durumu

mistreated #539210 
ya arkadaşlar bir süreliğine burada yaşamaya başladım. inanır mısınız her yer tarih kokuyor. sultanahmet gibi bir yer şerefsizim. hanlar hamamlar camiler çeşmeler, çılgın bir muhit. gelgelelim ortalık gerçekten bir kir tabakasıyla örtülmüş gibi, her şeyin üzerine is yağmış gibi. korkunç restorasyonlar geçirmiş bir sürü tarihi eser hilkat garibesine dönmüş. çarpık çurpuk bir sürü bina güzelim zenginlikleri gölgelemiş. belediye desen ne iş yapıyor ben anlayamadım, yollar karmakarışık, ışık, yaya geçidi, düzen nizam hak getire, parklar kitsch'lik abidesi. bu kadar zevksiz olunamaz, o derece. 5 dakika mesafedeki beşiktaş bütün o kalabalığa ve gürültüye rağmen üsküdar'la kıyaslandığında ışıldar parlar görünüyor, insan alelade bir anadolu şehrinden gelişmiş bir muhite geldiğini düşünüyor.

üsküdar'ı turistikleştirip sultanahmet gibi halıcı, kebapçı ve hanutçu ile doldurmak gerçekten berbat olur fakat bu semtin ne diyorlar, biraz gentrifié olması lazım, hiç olmadı ışıldaması biraz daha düzgün görünmesi özünü koruması tarihiyle bütünleşmesi lazım. ne bileyim biraz güzelleşse, tarihi eserlere hak ettiği değeri verseler, avrupa şehirlerinde hala kullanılan eski binalar gibi olsa bir açık hava müzesi olsa kötü mü olur?. eminim benden önce binlerce insan düşünmüştür bunu ama sorun ne? orada yaşayan insanlar ve onların seçtiği belediye mi? anadolu yakasında olması mı? insanların umursamazlığı falan mı? insanlar orada o haliyle mutlular mı? niye bu halde bu güzelim semt yahu?
(4) 

külotlu çoraplayken apış arası ve popo görünemez ama taytlayken görünebilir

mistreated #539197 
merhaba

önceliklen, kimsenin giyinişini eleştirdiğim yok. hatta bana kalırsa insanlar çıplak dolaşmalılar ama başlıktaki durum çok garibime gidiyor.

durum şu: külotlu çorap giymiş bir kadının eteğinin içinde ne olduğunun görünmemesi, poposunun açılmaması için çaba sarf etmesi ertesi gün tayt giydiğinde popo bacak her şeyi ortada dolaşmasını, apış arasını açarak oturmasını engellemiyor. yüksek denyeli külotlu çorapların tayttan pek de farkı yok diye düşünüyorum. hatta yarı transparan incecik taytlar da var. şimdi nasıl bir mantıktır bu ben anlayamadım. dress code'larımızda bir çarpıklık mı var? bu durum türkiyeye mi özgü? ya bu çelişkiyi bana biri açıklayabilir mi lütfeen, gerçekten kafam çok karışık...
(20) 

üsküdar

mistreated #538171 
üsküdar size ne çağrıştırıyor? uzun yazmak içini dökmek isteyenlerin paragrafları zevklen okunacaktır.
(8) 

insanların tepkisizliği (uzun)

mistreated #510689 
uzun zamandır bunun farkındaydım ama örnek olaylar yaşadıkça fazlaca rahatsız etmeye başladı beni. örneklerden gideyim sonuca varacağım.

örnek olay 1: lisans son sınıf. semiyoloji diye bir dersimiz var. en çok katılım olan ders ve gerçekten de zor bir ders. ama derse gelen tiplerin bir kısmı hocanın 3 dakikada bir kibarca susun demesine rağmen yeniden konuşmaya devam ediyor. bunu herkes duyuyor ama kimse çıkıp sertçe "susun , sizi dinlemeye mi geldik, dinlemeyecekseniz çıkın ya da susun" demiyor. ben hariç. geçen hafta bir kere bağırdım. önceki senelerde de bir kere bağırmıştım. susturdum da. ama sonraki ders her şey yeniden baştan başlıyor. hoca otorite kurmuyor, sınıftakiler de rahatsız görünmüyor. tepkisiz herkes. bu durumda artık her hafta birilerine bağırmak bana saçma görünüyor ama derse konsantre olamadığımdan da üzülüyorum. fransa'da erasmustayken derste çıt çıkmazdı. arıyorum, özlüyorum.

örnek olay 2: birbirine yakın iki üniversitenin kütüphanelerini sürekli kullanmaktayım. vize dönemi. tekil ve grup halinde çalışanlar var. bu insanlardan ikinci kısımdakiler genellikle devamlı kendi aralarında konuşuyorlar. kimisi telefon çıkarmış sessiz olmaya çalışıp beceremeyerek konuşmaya kalkıyor, ki yasak. bir diğeri müzik dinliyor ama kulaklığın sesi dışarı taşıyor. bunların hepsi çok dikkatimi dağıtıyor. ben oraya sessizlik aradığım için gidiyorum. çevreme bakıyorum, kimi insanlar ses çıkaranlara bakıp bakıp işlerine geri dönüyorlar, kimse kalkıp bir şey demiyor. mamafih ben arada diyorum. deyince susuyorlar. ama kendimi deniz yıldızlarını suya atan çocuk gibi hissediyorum.

şimdi bu tepkisizlik durumları bizim ülkeye mi özgü? bunun sebebi ne? insanlar rahatsız olmuyor mu? tek gergin kıl rahatsız adam ben miyim? hakkımı aramam yanlış mı, herkes gibi susmalı mıyım? ne biçim insanlar lan bunlar?
(11) 

anket - insan seçiyor musunuz?

mistreated #510667 
merhabalar

soru 1: sosyal ilişkilerinizi kuracağınız insanları seçiyor musunuz yoksa herkesle konuşur, arkadaş olur musunuz? seçenekler:

a- çevremdeki herkesi ince eleyip sık dokuyarak seçerim elimden geldiğince.
b- sevdiğim türden insanlar var ama her çeşit tiple takılırım.
c- herkesle kankayım. insan seçmem.

ve varsa yorumlarınız.

soru 2: insanları seçiyorsanız neye göre seçiyorsunuz? aradığınız gibi insanlar bulabiliyor musunuz? kıstaslarınız neler? birden çok seçenek seçilebilir.

a1- fiziksel görünüş
a2- cinsel çekim
b- davranış (hareketli, sakin, cool, çılgın vs)
c- zeka, bilinç durumu, muhabbet
d- ortak ilgi alanları

daha başka ekleyecekleriniz varsa yazabilirsiniz. yorum da yapabilirsiniz.

soru 3- size batan insan türleri var mı? "şu türden davranışlar içinde olan insanlardan hoşlanmam" diyebiliyor musunuz? eğer diyebiliyorsanız bunlar neler?

cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
(2) 

cihangir caddesi'nde

mistreated #506565 
aşağıda solda bahçe içinde beyaz bir konak var. yarı viran yarı bakımlı, terkedilmiş görünse de azcık parlayan bir yanı da var. bir kere bahçesinde çekim yapıldığına denk gelmiştim. bu konağın sırrı nedir acaba, kimindir, niye o halde durmaktadır?
(5) 

ev yaptirmak ve mimari

mistreated #466989 
Hello,

Elimde 3 katli bir apartman yaptiracak kadar para olsun. Para yonunden sikinti olmasin hatta. Ben bu apartmani fransiz stayla yaptirmak istiyorum. Balkon anlasilmasin lutfeen. Dis cephe vs bordeauxnun 17. 18. Yydan kalma binalari.gibi olsun, ne bileyim botter apt.gibi olsun, istiklal cad, gumussuyu stayla vs olsun istiyorum, apartiman stayla. Hepsi ayni.sey degil hatta apayri.seyler ama maksat olabilirligi ogrenmek. Gunumuz mimarlari bu tur binalari ayarlayamaz mi? Cok mu pahali olur? Jenerik bir plan olsa mesela ona bakarak yapsa ne bileyim arsivlerden bulsa etse. Eski eserlerin telifleri 90 yil falan edebiyatta. Ya da.ozgun olsa ama tarzini belli etse vs. Kisaca, bunu yapacak mimar cok mu, mimardan otesi de gerekir mi, cok masraf olur mu? Telden yazdiim icin toparlayamadim tam, idare edin.
(1) 

radyo sorusu

mistreated #466985 
Hello, radyolar calacaklari sarkilari nasil.yayinliyorlar? Mp3 devrinde yasadigimizdan cevap basit.gorunebilir.fakat eski devirlerde her sarkinin kasedi plagi yoktu ki? Albumu ileri geri sarip denk mi getiriyorlardi, hatta bugun korsan yasak ondan mp3 degildir diye dusunuyorum. Nedir olay?
(2) 

mitoloji, fransızca ve tarihten aynı anda anlayan arkadaşlara.

mistreated #359599 
sitede buna cevap verebilecek biri çıkar mı bilmiyorum ama şansımı deneyeyim:

yorumlamam gereken bir şiir var. 14. louis apollon'a benzetilerek yazılmış bir şiir bu, apothéose denen nane yani. konuşan louis 14 kısaca. her şey çok iyi çok güzel de, son 2 mısrada takıldım, anlamı kestiremedim. "literalmon" kestirdim tabii de, denmek isteneni anlayamadım. aşağıya bütün şiiri yapıştırıyorum anlam bütünlüğünü bozmamak için ama bana gereken son 2 dize (muse'lü déesse'li olan). var mı ne denmek istediğini güzelce açıklayacak? şiir 17. yy'da yazıldığı için ortograf biraz sıçık ama anlamak zor değil:

Plus brillant & mieux fait que tous les Dieux ensemble,
La Terre ny le Ciel n'ont rien qui me ressemble,
De rayons immortels mon front est couronné:
Amoureux des beautez de la seule victoire,
Ie cours sans cesse apres la gloire
Et ne cours point apres Daphné.



I'ay vaincu ce Python qui desoloit le monde,
Ce terrible Serpent que l'Enfer, & la Fronde
D'un venin dangereux avoit assaisonné:
La Revolte en un mot ne me sçauroit plus nuire,
Et j'ay mieux aymé la destruire
Que de courir apres Daphné.



Toutefois il le faut, c'est une Loy commune,
Qui veut que tost ou tard je coure apres quelqu'une,
Et tout Dieu que ie suis je m'y voy condamné:
Que mes premiers soûpirs vont attirer de presse !
Est-il Muse, Reine ou Déesse
Qui ne voulut estre Daphné ?
(1) 

popüler müzik

mistreated #359507 
merhaba, uzun süre 70'li, 80'li ve 90'lı yılların müziklerini dinleyip günümüzdekileri ne akla hizmetse şiddetle reddettikten sonra hem elimdeki materyali tüketip sıkılmaya hem de ülkemiz ve dünya popülasyonu tarafından sevilen ve dinlenen güncel müzisyenlere ve türlere yabancılaştığımı düşünmeye başladım. adele isimli, chubby teen olarak sınıflandırılabilecek kızcağızı daha 2 hafta önce keşfettim mesela. insanlar dubstep diye bi şeyden bahsediyolar ama ne olduğunu anlamıyorum, justin bieber diye biri var ama sadece youtube yorumlarında kendisine sövüldüğünü biliyorum, lady gaga, rihanna, katy perry gibisinden ablalarımızın da üçer beşer şarkısını duyunca "hmm evet bu o galiba" diye geçiriyorum içimden ama bunları da ismen bilmeden dünyada yaşanamıyor olmalı zaten.

şimdi benim istediğim herkes tarafından sevilmek zorunda olmayan ama sevilse de bir şey kaybetmeyen ya da bilenin bildiği, son 4-5 senede kendine bir sevgi çemberi kurmuş, üst düzey popülariteye ulaşmış gruplar. mesela her ne kadar 4-5 senenin grubu olmasa da örnek göstermek gerekirse radiohead gibi bayık, emo şeyleri sevmiyorum (evet, radiohead çok bayık bence). daha hareketli, daha eğlenceli, veya daha az duygusal bi şeyler tavsiye edebilir misiniz mesela?

asıl kriter şu: çok insan bulunan bir ortamda açtığımızda çok beğenilse veya beğenilmese de herkes tarafından zorluk çıkarmadan dinlenebilmeli, mesela the beatles, lou reed, bob marley, mfö falan gibi. kimisi gibi insanı rahatsız etmemeli yani; g&r, black sabbath, deep purple hatta lynyrd skynyrd bile ben ne kadar sevsem de her ortamda dinlenemiyor.

bu benim last fm linkim, belki daha değişik ve tersine tavsiyeler konusunda size fikir verir: www.lastfm.com.tr

not: üstün bir eser söz konusu olmadıkça elektro gitar cızırtısından-gürültüsünden artık bıktığım söylenebilir.
(6) 

tırtılım

mistreated #358948 
merhaba

rüzgarlı ve korkunç veya rüzgarsız ve sıradan gecelerden sonra sabah vakti kaldırımda yürürken yerde ıslaklıklar, bunların içinde de kümeler halinde tırtılcıklar görüyorum. baygın yorgun bezmiş bir halde kaderlerinin kendilerine çektireceği kim bilir ne türlü eziyetleri dünden razı halde bekliyor, dürtünce biraz kaynaşıyorlar ama akşama kadar her biri çoktan acımasız ayaklar altında ezilmiş, yok olmuş oluyor.

günlerden bir gün ben ve aleksandır yine bir sabah kaldırımda dolaşırken bir küme tırtıl görür ve bunlardan birini kuru bir yaprağa sarıp eve götürmüş. sonra biraz marulla beraber bir kavanoza koymuş (merak etmesin, kavanozun ağzını kapatmamış). baygın tırtılcık odanın sıcaklığının etkisiyle olacak biraz canlanır gibi olmuş ama marul yemeye pek niyetli değil gibiymiş. ertesi gün de büzüşmüş, tüylerini havaya dikmiş, hareketsiz, kupkuru bir halde kavanozun dibine yatmış kalmış. hoca bu duruma çok üzülür.

şimdi bence bu tırtıl ya öldü, ya da odadaki güzel havalardan faydalanıp kendini koza moduna soktu. ben ölmüş olduğu düşüncesindeyim ama "baktın bir gün kelebek olur rahatsız etmeyeyim onun içinde şimdi ne fırtınalar kopuyordur" diye dürtmüyorum. acaba dürteyim mi yoksa kuruduğundan emin olana kadar kavanozun dibinde kendisini ağırlayayım mı, ne dersiniz?
(3) 

eski camlar, bardaklar

mistreated #357982 
60'lı-70'lı yıllarda sıkı devrimci olup zamanla daha yumuşak bir siyasi çizgiye oturan bir şahsın bu değişimini mantık çerçevesinde, akla yatar şekilde anlattığı, otobiyografik ve tarihi değer taşıyan herhangi bir kitap tavsiye edebilir misiniz acaba?

söz konusu şahıslara örnek olarak hasan cemal, cengiz çandar, oral çalışlar, şahin alpay ve şu an aklıma gelmeyen pek çokları gösterilebilir herhalde.

not: hani olmaz ama, eğer varsa polemik yapacaklar başka duyuru açıp orda takılsınlar.
(3) 

cengiz üstün

mistreated #356989 
merhaba,

takip edenler bilir, cengiz üstün'ün iki çizgi stili vardır. biri karikatür stili (üzeyir, duka film, kaptan onedın...) diğeri ise çizgi roman stili (macerayı seven adam, aynı evde yaşayan iki devlet memurunun maceraları...). hatta bir ara karikatür sanatı başlığı altında bu iki türden daha öte şeyler yaptığı da olmuştu. son zamanlarda ne yapıyor pek bilemiyorum.

cengiz üstün'ü ilk takip etmeye başladığımda bu çizgi roman stayla çizimleri bir yerlerden aşırıp modifiye ettiğini düşünürdüm fakat zamanla kendisinin çizdiğine kanaat getirmeye başladım. yine de iki stilinin birbirinden tamamen farklı olması ya cengiz üstün'ü gerçekten çok yetenekli bir çizer yapıyor, ya da adam bildiğin aşırıp çiziyor :)

bu konuda GERÇEK BİLGİ sahibi var mı acaba? ortaya varsayımlar sürmek yerine "adam çiziyo abi" falan diyecek biri mesela?

şimdiden teşekkürler.
(2) 

istanbul metrosu (m2)

mistreated #356541 
merhaba,

bu metro hattının sonradan açılan şişhane, darüşşafaka ve atatürk oto sanayi durakları yolcular tarafından yoğun olarak kullanılıyor mu yoksa öylesine açılmış bir halleri mi var? merak ettim, sorayım dedim.

ilk açıldığında şişhane'yi kullanmıştım, 2009 başında olmalı, kimseler yoktu. o günden beri civarından geçerken de pek metroya inen-dışarı çıkan görmüyorum. metroda köprü geciktiği, yenikapıya uzanan proje bir türlü tamamlanmadığı için böyle teker teker duraklar açılarak gidişatta hareket var görüntüsü yaratılıyor ama umarım açılan duraklar işliyordur.
(7) 

fransadan ucuza telefon alma katakullisi

mistreated #353301 
www.facebook.com

burda bahsedilen bir olay var, gsm şirketlerine 3-5 euro ödeyip birkaç fatura ödeyerek ay kullanıp sonrasında "ben yurtdışına gidiyom" diyerek türkiye'ye dönüp sim kilidini kırdırarak telefona olabileceğinden çok daha ucuza sahip olma ihtimali var mı? bu iş gerçekse nasıl mümkün olabiliyor, yüzlerce liralık telefonları bu kadar ucuza sahibi yurtdışına gidecek diye bırakmak ne kadar mantıklı gsm operatörleri için, niye telefonu geri almıyorlar veya parasını istemiyorlar? nasıl ya gerçek mi bu?
(3) 

ekonomi kötüye gidince neden özgürlükler ve demokrasi yara alır?

mistreated #352997 
başlık soruda.

"yaaa işte almanyada kriz oldu hitler geldi ya işte onun gibi" şeklinde cevaplar vermeyecek, güzelce açıklayacak herkese çok teşekkür ederim.
(5) 

michael sikkofield mıdır nedir

mistreated #352236 
kim bu ya? niye bu kadar ünlü, herkes hakkında bi şeyler yazıyo? nedir bu insanın olayı? yazdıklarını biraz okudum, böyle incici tarzı bol küfürlü bi üslubu var, komplo teorisi tarzı gereksiz şeylerle ilgilenen birine benziyodu. nedir bu adamı ilginç kılan?

link vermek yerine kendi cümlelerinizle açıklayın çocuklar.
(2) 

eli yüzü düzgün haber sitesi?

mistreated #349418 
interneti ilk kullanmaya başladığım dönemden 2008 civarına kadar hürriyet'e başvururdum haber kaynağı olarak fakat her tıklamada bir adedini görebildiğimiz yarı çıplak kadınlarla ve ilginç görünümlü ama içi boş başlıklarla okuyucuyu kandırma çabalarına dayanamayıp sildim, girmiyorum uzun zamandır. arada bakıyorum hala aynı. milliyet, vatan vs de aynı yolun yolcusu ve bunların herkese hitap etmeye çalışan devletçi, milliyetçi söylemleri beni zaten çileden çıkarıyor.

haberlerde tarafsız, yorumlarda da mantık çerçevesinde eleştirel bir kaynak aradığım için haber7, zaman vs. sitelere hiç girmiyorum. ulusalcı basına da girmiyorum aynı şekilde.

zamanında taraf'a göz gezdirmekten hoşlanırdım fakat paralı olalı beri pek giresim gelmiyor.

çoğu zaman fikirlerim benzeşse de bianet, birgün ve benzerlerinin "devrimci" dili beni çok yoruyor. 50 yıldır dönüp duran belli kelimelerden oluşan klişelere saplanıp kaldıklarını düşünüyorum. bu sadece benim düşüncem tabii.

ntvmsnbc hürriyet'ten bıktıktan sonra takip etmeye başladığım pek az siteden biriydi fakat artık dizi reklamı yapmaktan başka bir işe yaramayıp eski "düzgün" havasından ve tarafsız görüntüsünden uzaklaşarak iyice doğan medyasının renkli ve boş üyelerine benzediğinden anasayfadan verdikleri kanuni bilmem ne dizisi reklamını da gördükten sonra bugün bu siteyi de sildim sık kullanılanlardan.

en sona kaldı radikal. radikal'e de bayılmıyorum açıkçası ama şu ortamda ehven-i şer olduğunu düşünüyorum. zar zor güncellense, ağır aksak gitse de, haberleri lise terk elemanlara yazdırsa, ajanslardan aldığı çevirileri incelemeden siteye koysa da, hakkında aylardır iflas edecek, satılacak söylentileri çıksa da, önceki ve yeni versiyon dahil olmak üzere pek çok iyi yazarını kaybetse de yıldırım türker'li, pınar öğünç'lü, ahmet insel'li, cem mumcu'lu, koray çalışkan'lı bir radikalin bir köşede duruyor olması fena değil. fakat radikal tek başına yeterli değil. hele ntv'yi kaybedeli beri.

biraz uzun oldu sanırım. özetle, bahsettiğim kıstaslara uyan bir haber sitesi bilen varsa da söylerse çok memnun olurum. şimdiden teşekkürler.
(5) 

mach 3 tıraş bıçağı ne kadar süre kullanılabilir?

mistreated #342242 
merhaba,

haftada bir - on günde bir aralığında tıraş olan biri için mach 3 tıraş bıçaklarının dayanma süresi tahminen nedir sizce? ya da şöyle sorayım, bu uzun süre kullanılan tıraş bıçaklarını ne sıklıkta kullanıyorsunuz, neye göre değiştirmeye karar veriyorsunuz?
(8) 

türkiye'de neden "genç"lere hitap eden bir parti yok?

mistreated #341326 
ya şu şafak pavey'in konuşmasını izlemiştir çoğu kişi. kadın sadece söylenmesi gerekeni söyledi ama uzun süredir kimse bunları söylemeyi akıl edemediği için olsa gerek söyledikleri ses getirdi. dinlerken hepiniz demediniz mi "ben de tam bunları düşünüyordum lan" diye? o kadar badem bıyıklı ayının arasında söylediklerini anlayan 10 kişi çıkmışsa şaşarım. ya tamam aslında abartıyorum, farkındayım falan da deli olucam ben bu işe ya. bu ülkede şafak pavey'in bahsettiği sorunların çözülmesini isteyen yüzde 10'luk seçmen vardır, belki 15'lik vardır. niye bu insanlar bir araya gelip din ve milliyetçilikle harmanlanmış demode salak partilerden kendilerini kurtarmıyorlar? neden önde gelen akademisyenler, entelektüeller, yazarlar, ne bileyim hiç olmadı ssg namlı sedat kapanoğlu falan, bunlar bi araya gelip kendilerine hitap eden kitleyi gaza getirmeye çalışmıyorlar? ya hepimiz farkında değil miyiz elimizdeki mainstream partilerle bi yere varamayacağımızın? ülkeyi içi geçmiş dedelere emanet ede ede nereye kadar yau?

demeye çalıştığım, akp, chp, mhp, hepsi aynı yolun yolcusu bilmem farkında mısınız. fark yok bunların arasında. biçilmiş rolleri oynuyolar sadece, frp gibi türkiye'de siyaset.
(2) 

telefonumun mikrofonundaki arıza (resimli)

mistreated #341233 
nokia 5300 marka, biraz külüstürlemiş telefonumla ilgili bir sorunum var.

Çağrı yaptığımda ve aldığımda karşı tarafın sesini duyuyorum fakat benim sesim karşıya ulaşmıyor. Bu arada ekranda da sağda görülen işaret çıkıyor. (Arka plan mavi, işaret sarı ve yaklaşık olarak bu şekilde.)

Bununla beraber empirizmi elden bırakmayıp ses kaydetmeyi ve video kaydetmeyi de denedim fakat yine hüsran, ses gelmiyor, ses gelmiyor.

telefonun kullanma kılavuzunu buldum nokia'dan, orada giriş kısmında bahsedilen telefon işaret ve işaretçileri simgelerine baktım, 10 kere baştan sona baktım, bunu koymamış i*neler.

şimdi, bana "at telefonu çöpe hacı", "mikrofon bozuk olum", "tamire ver"den veya bunların kombinasyonlarından oluşmayan bir şeyler söyleyecek var mıdır?

mobil görünümden çık