Ekşi Duyuru

girersin sinava zira şartlı kayıtlandırma diye bir durum var şubat dönemine kadar kayıt olan herkes şartlı kayıtlandırmadan yararlanabiliyor.

Sınava girersin kazanırsan okulu bitirmediğin için kayıt olamazsın.

hırssız demiyor muyduk?

başka bir şey vardı gibi.

iddiasız diyebiliriz bazı yerlerde.

hevessiz, isteksiz de olabilir.

Olumsuzluk ekiyle zıt anlamlı yapılmaz.

sakin olabilir.

sakin olabilir.

sönük?

kanaatkar

kanaatkar +1

belki ihtirassız

mütevazı?

tekinsiz denir, tekin diyil denir ama tekinli veya tekin denmez mesela. her sözcüğün karşıt anlamı olmayabiliyor, karşıtına yakını aranabilir (aradım, bulamadım).

hırslı ihtiraslıdır, hırssız da ihtirassız, ama hırssız da ihtirassız da "hırsı olmayan", "ihtirası olmayan" diye ifade edilebiliyor en fazla, bence berbat ifadeler.

benim bildiğim tek bir programa kayıt hakkın var. hatta yüksek lisansta da bu böyle. bu gidişle ikisinden birini seçecek gibi görünüyorsun.

lisans ve yüksek lisansı aynı anda okuyan bir arkadaşım var, aynı üniversitenin kartından iki tane var, ama durum lisans ve önlisans olunca değişir mi diye merak ediyorum

biri açıköğretim diğeri örgün öğretimse oluyor. ama ikisi de örgün öğretim olduğunda diğerini bırakman gerekiyor.

yok öyle bir şey. ücretsiz olarak nüfus müdürlüklerinden alınabiliyor. ama eskiden bu belgeyi isteyen birçok kurum artık tc kimlik numarasından ikametgahınızı görebiliyor.

nerde o günler yav. bir 5 sene sonra olur o dediğin.
nufüs müdürlüklerinden alabilirsin.

e peki muhtarlar ne yapıyor? nasıl para kazanıyor o zaman? yazık değil mi, adamların geçim kapısı mı kapandı yani?

eskiden bunlardan para alırdı ya adamlar, ikametgah olsun, nüfus cüzdanı sureti olsun. aç mı kalcaklar şimdi :)) boşuna mı emek ve para sarfedip seçildiler.

düşürülen milletvekili meseleleri hallolana kadar evet kork. hallolmazsa o zaman çok daha sıkıntılı günler bizi bekliyor.

güven timi olarak geçiyor onlar. sayıları gitgide artıyor, metrobüs ve otobüslerde v.s tacizcilere karşı da yerleştiriliyorlar -ki gözümle yakalayanını gördüm metrobüste-. onun dışında simitçi, mısırcı, çöpçü v.s şekilde takılıyorlar öyle. görülenden daha fazla polis var aslında çevrede yani.

bomontiye en rahat metrobüs mecidiyeköy durağında inerek ulaşabilirsin (yaklaşık 10 dak. yürüme mesafesinde). indikten sonra cevahir'e doğru yürü. cevahir solunda kalacak. ışıklar'dan sağdaki sokağa gireceksin. (cumhuriyet gazetesinin olduğu sokak) o sokağın sonunda tekrar sorabilirsin.

oraya en yakın metrobüs durağı çağlayan veya ssk istanbul eğitim hastanesi durağı ancak biraz yürüme mesafesi kalıyor

goo.gl

yapı kredi'nin bitiminden veya yky'nin başladığı yerden gir göreceksin.

fermante edilirken efes pilsen gibi glikoz surubu kullanmadiklarini ifade ediyorlar. (git: 220454)

karbonhidrat dolayısıyla şeker ihtiva ediyor tabi ki. ama malt'tan gelen yani, dışarıdan şeker ilavesi yok.

evet bu okul o okul :)

evet orada.
bisiklete birşey olacağını zannetmem, zira yarın zannediyorum ki lys var. bir kaç anne-baba'ya emanet edebilirsiniz de bisikletinizi kilitledikten sonra.

polislerin emanet alıp almayacağından emin değilim. alırlarsa sorun olmaz. lakin almazlarsa da bu sınav paranoyaları nedeniyle işi ticarete dökmüş kantinciler para karşılığı emanet alıyorlar. onlara verebilir veya yine güvenirseniz bir anne-baba'ya emanet etmeyi düşünebilirsiniz.

www.orucgaziilkogretim.k12.tr

nolur nolmaz google maps'i ve iletisim bilgileri.

emanet olayi sinav merkezlerinde yok malesef :/ bir aileye de verseniz cikista onlari bulmaniz gerekecek ve o kalabalikta zor

çok sağ olun cevaplar için, iş gördü.

www.vatanbilgisayar.com

link burdan açılıyor, gerçekten ucuz bu ürüne göre ilk defa bi slr makineyi bu fiyata görüyorum, görmez olaydım 700'e gidip slr like aldığıma pişman oldum.

olympusun fokal çarpanı 2 aklınızda olsun, e620 en iyi giriş seviyesi makine seçilmişti, makineleri iyi kaçırmayın derim, yek sorun benim duyduğum kadarıyla sağ taraf tutuşunun biraz ince gelmesi bazı kişilere elinize bi alın makineyi önce bence. bütçeniz varsa 620 alın yoksa kaçırmayın, pişman olmazsınız, nikon ve canon kadar olympus kullanan ve memnun olan profesyoneller de var, aklınız kalmasın.

neden bu kadar ucuz ben cevaplayayım
elimden iki adet olympus makine geçmiş birisi olarak, almayın sakın!

nikon ve canon pazarın %95'ini ele geçirmiş durumdayken lens bulmanız aşırı derecede zor. 14-42 bir süre sonra yetmez oluyor ve ister istemez lens arayışına başlıyorsunuz. nikon veya canonda 300 tl olan tele-zoom objektif olympus'da maalesef 900tl civarından BAŞLIYOR!.
sigma daha yeni yeni 4/3 için objektiflere başladı lakin onda da bulabilme ihtimalin pek yok.
ayrıca elinde canon veya nikon makine olduğunda bunları satabilmen daha hızlı olurken olympus aldığına lanet okursun..

bunlar eksileriydi.. artılara geldik.

canon ve nikonda çekemeyeceğin kadar keskin ve canlı renklerle çekersin
elalem 70-300 ile kuş, böcek çekerken senin elinde 140-600 objektif olmasından dolayı (2x fokal çarpan yüzünden) ay'daki kraterleri teker teker izlersin.
Teleskop masrafı yapmana gerek kalmaz. (ispatı : bit.ly evet olympus e-300 ve 70-300 zuiko ile çekildi)
başlama için kullanacaksan öğrenmek için en ideal makineler.

olympus'un lensleri iyidir.zeiss gibi.abim kullanıyor 4-5 senedir memnun.garantisi olması lazım vatan'dan alacaksan.sorun olmaz.megapixel olayına da çok takılma!7 ya da 8 iyidir.alacağın malı incele sonra pişman olma!

ayrı ayrı teşekkürler cevaplar için, işime yaradı bilgiler.

buradan olması lazım:

www.yildiz.tv

metroyla topkapı ulubatlıda ineceksiniz, vatan caddesi üzerinde o durak zaten, orduevinin tarafına geçip o köşeden döneceksiniz. yukarı doğru yürürken solunuzda.

yarın matematik var onu biliyorum. yabancı dil yarın olmamalı o yüzden. emin değilim ama sınavı kaçırma şimdi benim yüzümden.

Yarın 14:30 da. LYS 5 adı.

geçmez baba hiç kasma

hangi okul? yönetmelikte yazmıyor mu geçer not?

dersine, hocasina, curve'une bagli.. bazi hocalar curve'e cc verir, bazilari belli bi limit koyar sonrasina çan yapar falan filan..

@tamamtamambuldum, zaten ortalamasini soylemis yuzdesinin bi onemi var mi ki?

okul i.ü, yönetmelikte yazıyor mu bilmiyorum, geçen dönem bütünlemenin bütnlemesini yaptılar bi 45 muhabbeti döndü, şu dönem bilmiyorum. dd olsun bizim olsun diyorum.

bir iu'li olarak (muh. fak.) yanit vereyim;
finalden oturu kalirsin.

"c) Final notundan en az 45 notu almak gerekir."

www.istanbul.edu.tr

hacı final notun 45 altında olduğu için sen final sınırını geçemedin ve dersten kaldın, büte çalış.

3600 saniye: 30.000 metre
1 saniye: 8,333 gibi.

30km/sa = 30000m/sa = 30000m/60dk = 500/60s = 8.3 m/s

(km/h)/3,6= m/h

Bizim ülkenin dertlerinden biri de bu.

Zeki Müren, Bülent Ersoy gibi kişiler sanatçı olarak adeta tanrsıllaşmıştır. -Benim gözümde de öyleler hatta.- Ama kendilerinin kişisel hayatları asla ve asla, o her tarafta anlatılan meşhur "Türk Aile Yapısına" uygun değil. Buna rağmen sanki böyle bir şey hiç olmamışçasına davranıp sokaktan geçen travestiye küfür ederken Bülent Ersoy'a diva diyebiliyorlar.

Aynı ikiyüzlülük Barış Manço ve Cem Karaca için de geçerli. En azından babam ve jenerasyonu için. "Hippi mi olacaksın lan sen?", "Uzun saç, takı falan ne oluyoruz?" diyen varoş halkı -ki orada büyüdüm.- tam tarif ettiği gibi olan Barış Manço ve Cem Karaca'ya laf söyletmez.

Bunu ben sadece böyle kişilerin kendilerini gerçekten halka sevdirmeye başarmasına bağlıyorum. Yani halkın bir ayrımı söz konusu değil. Onlar için "ibne" hala "ibne", "hippi" hala "hippi" ama bu saydığım kişilere konduramıyorlar bu sıfatları.

g man, yorumuna bayıldım ve tamamen katılıyorum.

yuh diyorum

zeki müren ve bilhassa bülent ersoy'un bu ülkede başına gelenleri bilmeyenler onların çok rahat kabul gördüklerini düşünebilirler ama sırf bülent ersoy'un o halinden dolayı başına gelenlerin anlatıldığı bi film var ki, kendisini sevmesen bile üzülürsün, b. ersoy 10 yıl sahneye cıkamadı yasaklıydı...neyse daha sonra yasağı kalkınca b.ersoy biraz böyle hatırlarsanız ezan okumaya başladı daha halkın sempatisini kazandıracak tavırlar sergiledi öyle kabullendirdi ki hala halk tarafından cok sevilmez, magazin basını gündemde tutar...

aynıları barış manço ve cem karaca için de geçerli, şimdi onlar bizim için efsane ama yine kendi zamanlarındaki çoğu anadolu insanı yaşlılar soytarı diyip geçiyolardı onlara.

hocam fazla egon var mı'nın yazdıklarına ek olarak, bülent ersoy'un zamanında kurşunlandığını (80-90 arası olması lazım, çok bulanık hatırlıyorum) da hatırlatmak isterim.

Arto kendini nasıl kabul ettiremeyecek sıfatsız samimiyetsiz bir insandıysa onlar tam tersiydi. sesleri ve karakterleri olan insanlardılar. aynı zamanda sektörde söz sahibi biseksüel ya da gay işletmecilerin destekleri arkalarındaydı. herkesin gittiği o çok ünlü gazinolarda kim çıktıysa kabul edildi o dönem. gazino patronuyla arasını tutanlar, dönemin gazino referansından yararlanarak tutundular.
bülent ersoy'u çok sevmesem de zeki müren'i hep takdir etmişimdir.
ikisi de direndi, çalıştı, çabaladı ve kabul ettirdi kendini.
bu ülke ipne der geçer genelde ama nadiren sezarın hakkını da sezara verirler.

zeki müren'in kendi sesinden hayat hikayesini anlattığı 3 parçalık bir TRT videosu var. Sunucusu Gülgün Feyman. izlemenizi tavsiye ederim.

9kuruklukediye katılıyorum nasıl ki şimdinin medyası o zamanında gazinosu oteli vs si olay kurumların elinde kimi isterlerse o popiler olur çünkü herkesin bir popisi var :)
şunu da belitmeden geçemeyeceğim günümüzde alternatiflerin çoğalımıyla kişinin seçme hakkıda doğmuş oluyor böylece artık insanlar istediklerini izliyor durum böyle olunca da medya insanlara istediklerini vermek zorunda kalıyor olay tersine dönüyor yavaştan :)farkında değil misiniz artık gözümüze gözümüze sokamıyorlar bülen ersoyu açık konuşayım yeni nesile hayranım iyi olanı almayı biliyorlar sadece müzik adına konuşmuyorum sanatın her dalında bir seçicilik söz konusu artık boş boş gündem doldurana yer yok artık !

Suç ve Ceza'da Raskolnikov, zeki insanlarıni cinayet işlemeye hakları olduğunu savunurdu. ya da bunun gibi bir şey işte.

bu durum da ona benziyor. eğer zeki müren ya da barış manço'ysanız bazı şeylere hakkınız vardır gibi.

üremek istiyordur belki artık o da.
iltifat edeceğine annenleri gönder istemeye.
okumucak o zaten heves etti diye gönderdiler.
evlenin barklanın çocuk yapın.
ona baksın.

hacı facebook tan ara. iü sayfasına bak, günlük muntazam tramvaya binenler sayfasına bak, abazanlara ölüm ve dikizlenmekten hoşlanmayan sarı saçlı kızlar sayfalarına falan bak.

ha canım, söyle? yazılmayacaksan ne diyeceksin merak ettim. benim o.

(bkz: platonikim)

(bkz: tranway)
(bkz: saman sarısı saç)
(bkz: ediversen)

eşgal: i56.tinypic.com

@sir.fitih, genç elitistler rahatsız olmuş galiba!

sakin olun yürüyorsa 1 - 1.4 aylık gibidir.öncelikle bu gece gaz yapmasın sütü suyla verin. bir saati (tik tak sesi duyulacak gb olan) bir polara sararak kediyi öyle birşeyin üzerinde yatırın ... tüm pet sitelerine süt anne aranıyor şeklinde yazmayı da ihmal etmeyin hatta facebookta hayvan severler sitesine bir mesaj atarsanız size hemen geri döneceklerdir.

anne kedi bile kendi yavrularını dışlıyabiliyorken o kediciğe anne bulmak zor iş. enfeksiyon kaptırmamaya çalışın. mümkünse bir veteriner hekime götürün genel bir muayenesini yapsın.

kedi sever birine verebilirsiniz. kediler için sütler ayrı satılıyor diye de biliyorum

mesaj attım yakın bi yerledeyseniz ben ilgilenebilirim

Bir daha sakın süt vermeyin, yıkamanız da hiç iyi olmamış...

O yavrunun yeni doğmuş olması imkansız, çünkü gözleri açık ve yürüyor diyorsunuz. Nasıl yürüyor sürünerek mi, yoksa güzelce ayakta durabiliyor mu?

İnek sütü özellikle yavru kedilere çok ağır gelir, onun yerine kedi sütü ile aynı içerikte olan süt tozları satılıyor veterinerlerde ve büyük pet shoplarda. Onlardan almalısınız, bir de kedi biberonu almalısınız. Sonra biberonun içine ürünün üstünde yazdığı miktar kadar toz koyup, üzerine ılık su koyacaksınız. Çalkalayıp bebişe vereceksiniz. İlla süt vereceğim diyorsanız, o sütü %50 oranında ılık suyla karıştırın ve yine kedi biberonuyla verin ama ben ilk yöntemi tavsiye ederim. Annesiz bir pisicik için en iyisi budur.

Bir de ona dışkısını yaptırmak lazım eğer çok küçükse, ama 1 aylık filansa kendi yapabilir. Eğer küçükse emzirdikten biraz sonra ılık suyla ıslattığınız bir pamukla karnına ve poposuna masaj yaparak dışkısını yapmasını sağlamalısınız. Çünkü anne kedi normalde yavrularını sürekli yalayarak bu işlemi yapar.

Bir de, bebişin fotoğrafını çekerseniz, büyüklüğüne göre tam olarak neler yapılması gerektiğine kadar verebiliriz.

Ayrıca o yaramaz veletlere de bi sorun yavruyu nereden almışlar, gidin aldıkları yere bakın belki anne kediyi bulabilirsiniz. Muhtemelen yavrunun başka kardeşleri de vardır. Sorun soruşturun anne kedi geliyor mu yavrularına bakıyor mu diye. Eğer anneleri varsa ve bundan emin olabilirseniz en iyisi o yavruyu geri götürüp annesine vermektir.

O çocukları da mutlaka uyarın, bir daha öyle gördükleri her yavruyu ellemesinler.

öldü bizim oğlan, yazık oldu valla. hayırlı değil ama haber edeyim dedim.

Nasıl yani ya, yürüyebildiğine göre çok küçük olmamalı. Ben şahsen iyi bakıldığı taktirde kurtarılabileceğini düşünmüştüm. Ben şimdiye kadar bir sürü çok küçük kediyi aynen size anlattığım gibi emzirerek büyüttüm. Ama tabii öyle çay kaşığıyla süt vererek olmaz, o şekilde beslenmesi mümkün değil.

Yazık olmuş zavallıya...

link?

www.tchibo.com.tr

sana yakışacağına inanıyorsan neden olmasın bence hiç yorulma internetten al gitsin.tchibodan netten alışveriş yapan arkadaşlarım var sorun yaşamadılar.için rahat olsun.

tema değişince diğer ürünler hemen kalkmıyor. satılmayanlar 15 gün kadar filan kalıyor rafta. biraz şansa kalmış işiniz

maltepe mağazasında da var

cevaplar için çok sağolun, gözlüğü bakırköy capacityde buldum, almak isteyen olursa 5-10 tane daha var bilginize.

şehzade camii'nin dibinde cıngıl var.(yani adı cıngıl diye hatırlıyorum.)
envai çeşit bakır takı vardı bir zamanlar. atölyeleri de dükkanın alt katındaydı.
ben yüzük yaptırmadım ama şansıma kazara ortaya çıkan bir yüzük almıştım, şimdi demem o ki oraya gidip bi sorun isterseniz yapar mısınız diye olmadı bi adres verirler elinize.

3 gün önce ttnet aboneliğimi kapattırdım. uydunet kullanıyorum şimdi. televizyon + hd yayın + internet aylık 38,5 tl.

net bayağı yavaş ama onu söyleyeyim. superonline var birde fakat o da telefon istiyor ve aylık 49 tl.

superonline fiber varsa o.
yoksa uydunet.

uydunet iyi

ttnet'in altyapısını kullanmasına rağmen bir çok kişi doping'den memnun. şayet fiber internet mümkün değilse doping derim. benim de sözleşme bitiyor bende doping'e geçicem sanırım.

hmmm önce dikkat çekmesi gerek. futbol oynarken çekilmiş görüntüleri toplayıp bir video yapılmalı ve eminim mutlaka mevcut olan yetenek avcılarına gönderilmeli. o şekil dikkat çekerse olur gibi ama yoksa sanmıyorum. hoş 90 doğumlu olması da biraz yaş ediyor işi ama. Denemekte fayda var.

Bu futbol işi tamamiyle şans ve kapasite işi yanlız. Galatasaray'ın dikkatini çeken ama devamını getirmeyi beceremeyen bir futbolcu tanıyorum, küçük takımlarla çalışıyor sürekli. Herkes yıldız futbolcu olacak diye birşey yok, kaldı ki 1 yıl önce çekip giderken kimse durdurmadıysa onun da nedenine bakmak lazım.

Ama yine de bu vizyonu sevdim. Lahmacunu, kebabı özledim ayaklarına daha az çaba sarfetmek için ülkeye dönenlerin yanında böyle bir hedef iyidir her zaman.

şöyle: lisanslı futbolcu menajerlerine danışıcaksınız. onlar size gereken yolu gösterirler.

Bağlantı kurana kadar filan antrenman yapmaya da başlasın şimdiden.

Yarın obürgün biri gelip izlemek izlerse öyle malak gibi kalmasın sonra.

@long live, işte o izlemeye gelecek yetkili ağbiyleri nasıl getiricez?

torpil bulsun.

kesinlikle en etkili çözümdür.
ilk gelirinin tamamını vaad etsin rüşvet olarak, dediğin gibi yetenekliyse nasılsa geri döner verdiği paralar..

www.online-literature.com

evet sevgi ile. son bölümde açığa kavuşuyor.

uydudan değil de normal antenle izleyebilirsiniz mesela. d-smart digiturk falan onlarla da izleniyor. sadece uyduda şifreye giriyor, onunda şifresini verdiler sitelerinden ama siteye ulaşılamıyor şu an.

startv.cubecdn.net

Bu word dosyasında uydu alıcının modeline göre şifreyi nasıl gireceğin yazıyor. Şifreler de dosyada.

Hacı , TV nin anten bölümüne tak aliminyum folyo'yu izle maçını. Temiz ,

herkesin arkadaş çevresinde var işte bunlardan. gösteriş sadece, başka bir olayı yok. böyle arkadaş elersen bir bakmışsın 2-3 kişi kalmış çevrende.

bu arada duyuru-nick uyumu.

(bkz: attention whore)
(bkz: ilgi orospusu)
(bkz: ilgi manyağı)

bu dediğini çokca yapan biriyim yani yemekten önce sonra bolca resim çekinirim grupça, hatta genelde yemeğin sonunda en şişmanın önünde toplanır yemek artıkları ama bunları çektikten sonra face e koymam hiç, fotoğraf arşivimde kaybolup gider sonra bakınca ne günlerdi be derim, demekki bazıları bunu paylaşmayı seçmiş. tercih farkıdır yadırgamamak lazım.

o degil de karlmarx olmussun facebook ta takiliyorsun, yakisiyor mu ?

kapitalizm. cebimdeki son para ile starbucks'a geldim ama fotoğraftan bu anlaşılmıyor. o zaman eğlenelim! masa üstünde ayfon ama kontör yok annemi bile arayamıyorum. eve de belediye otobüsü ile döneceğim.

ben öyle fotoğraf görünce bunu anlıyorum. zaten öyle fotoğraflara da uzun uzun bakmıyorum. zaten facebookum da yok. onun bunun hesabına girip dolaşıyorum sadece zaman zaman (haberli olarak)

facebook o kadar salak bir yer ki... sırf cıvıklık, gösteriş, abazanlık.

bu da özeti

www.youtube.com

türkçesini de yazayım:

-anlamıyorum bu havaları.bir yağmur yağıyor bir yanıyoruz. ağustosta'yız yahu!
-bunun hiçbir önemi yok. işe takılıp kaldık her gece, ne fark der ki.

+hadi millet, gelin. facebook fotoğrafları zamanı...

*eğlence gırgır şamata*

-hafıza kartı doldu. gidip upload edeyim. süper bir yaz geçiriyormuş gibi görüneceğiz!

(bkz: sonradan gurmeler) diye bir grup var, ama bu bahsettiğiniz onlar değil sanırım. Onlar keşfedilmemişi arıyor, mcdonald's da işleri olmaz bence.

1000 wattlik bir firin en yuksek ayarinda ayda 90 dakika calissa 1.5kWh enerji harcar. o da tas catlasa 50, 60 kurus yapar. bence baska bir yerden kaynaklaniyordur.

fırın kadar elektrik harcamaz mikrodalga, endüstri mühendisi bi abim içindeki ısıtılacak şey kadar elektrik harcar demişti, yani 1 litre suyu ketılda ısıtana kadar mikrodalgada ısıtması çok daha ekonomik demişti.

buldum, buymuş.

addons.mozilla.org

valla bahçelievler'deyim duymadım ben, bekleyip görelim.

Orda vakti zamanında petrol istasyonları patlamıştı.Yine aynı şey olmuş olabilir.Umarım kötü bir şey yoktur.

umuyorum ben de. o kadar şiddetli geldi ki böyle bir kaç saniye bekledim depremin titreşimi de gelsin diye, göz bebeklerim büyüdü heyecandan, üstelik saat 3:04 idi ki bu 17 ağustosu hatırlatıyor.

twitterdan aynen kopyalaiyorum,buyuk ihtimal budur; RT Off off Merter'de metrobus duragina kamyon girdi an itibariyle! twitpic.com

valla sabah orada servisi beklerken itfaiye ve bi takım araçlar oradaydı. e5 avcılar yönü kapalıydı bütün araçlar migrosun önündeki yoldan gidiyordu. servis 20 dakka geç geldi. kaza olmuştur dedim geçtim

bu mu ki?

www.ntvmsnbc.com

ntv 200 kişinin toplandığını duyurmuş. ben şahsen hangi kanal hatırlamıyorum "yüzlerce kişi toplanıp slogan attılar" diye okudum. iş yaş yani anlayacağın.

blogs.wsj.com

edition.cnn.com

www.sfgate.com

www.bloomberg.com

ricochet.com

başka bi duyuruda gördüm ben de bulamadım linkini tek tek kopyaladım.

anasayfadan verdi bunların hepsi.
www.nytimes.com
www.cnnturk.com
ekonomi.haberturk.com

www.ayperiugur.com

www.youtube.com burada adı ve kaza sonrası var ben de aramıştım bulamadım.

kaza anı yok galiba.

kaza anini ben de arayip bulamadim.

kaza ani yok ama, yerde ölmüs halinin fotolari var :(

www.hergunkarikatur.com

yigitozgur.99k.org

www.yigitozgur.net

vesaire vesaire

karikatur7.blogspot.com

bekleyebilir. o saatlerde metrobüse bisikletle binseniz bişiy demezler sanırım.

bisikletle metrobüse binmeye izin vermiyorlar. peki polisin nasıl bir yaptırımı olabilir orada bana, turist ayağına yatsam yırtarmıyım?

Polis bekler. Ayrıca pek tavsiye etmiyorum, köprüde inanılmaz bir rüzgar oluyor adı üzerinde boğaz. Sabit durabileceğinizi sanmıyorum. Motor bile epey zorlanmıştım rüzgarlı havalarda, kamyonlara yancı oluyordum rüzgarı kessin diye. Fakat o rüzgarda, pedal çevirerek kamyonlara yetişmek... Bilmiyorum valla tehlikeli. Hergün geçerim zaten, hiç bisikletli görmedim. Tavsiye etmem :P

avrasya maratonunda bisikletliler geçiyor, hiç kısmet olmadı bana. rüzgarın o kadar sorun olacağını sanmıyorum. korktuğum şey karakolda kan alırlar mı kamil kan :)

tamam türk polisinden korkacaksın da hakkını arayan tekel işçisi değilsin. en fazla bir iki azarlarlar. abi kusura bakma eve gitmem gerekiyordu, öğrenciyim. param yok ayağına yatın, yollarlar.

rüzgardan savrulursun etini ortaköyden cımbızla sökeriz başgan, üsküdarda kalırsan gece bana gel yorma kafanı.

yabancılar geçiyo hep ben kaç kere gördüm kimsenin bişey dediği yok. ama rüzgara dikkat

otobanda bisiklet, traktör, atarabası yasak panpa

bu siteden alın? zaten 27 tl. dolaşıp yorulmanıza değmez.

Çinden gönderiyor o site.Yaklaşık 20 gün sürüyor.Sanırım arkadaşa hemen lazım.

haha :) com tr'yi görünce hiç bakmadım bile nereden geliyor diye :)) adını ilk kez duydum da sitenin :)

bulamazsın, yeni bitti o. haftaya gelicek, o zaman bi uğra sen.

sirkeci de hayyam pasajinda. nalburdan alinacak malzeme ile de DIY sekilde halledilebilir gibi gozukuyor.

www.dealextreme.com 'da bu tarz bisiklete takılan tripodlar mevcut.

Yolanda Be Cool - We No Speak Americano

Pitbull-Bon Bon olabilir mi acaba ? İzlemedim ama "tadında" değiniz için diyorum ?

yeminle aynı ben, koç burcu diyorlar bana lakin ben pek iplemiyordum, kity sayende inanıyorum :) merve yoksa sen misin ? :=)

hayır merve benim !! denenlere katılmıyorum

macera konusunda zaten şüphelerim yok kendi adıma, ben ısınıyorum yavaş yavaş burcuma, koçum nasılsın bakalım bugün :)

erkekleri nasıl olur bilemicem ama koç burçları aşırı derecede heyecanlı, aceleci, sabırsız olurlar. bir şeyi akıllarına koyduklarında illa hemen yapmak ve yaptırmak isterler. insanları buna zorlarlar. o işi yapmak için içlerinde heyecan duymaları yeter. araştırmak, ölçmek, biçmek tartmak yok. hani bu trebuşelerin ucunda koç boynuzu olur ya, kale kapılarına hurra diye saldırırlar, aynen onun gibi.

bir de zodyakın ilk burcu olarak biraz ilkeldirler. kafaları çok çalışmaz. ayrıntıya basmaz.

bunları nerden mi biliyorum? yükselenim terazi, koçun zıt burcu. bu özellikleri fazlasıyla zorlar ve rahatsız eder beni.

@karlmarx bu yazdıklarımı pek sevmezsin sanırsam.

@mea maxsima, kafa basmaz kısmına kadar ki kısmı zaten biliyordum, eklemeliyim ki kafamın basmadığını bile kabul ederim ama ayrıntıya önem vermeme detayları önemsememe olayı yok, aksine detayları akılda tutmaktan önemsemekten ve ayrı ayrı ilgilenmekten sıyırmaya yaklaşıyordum bir zamanlar, ama şimdi iyiyim. iyiyim ben yea :) birde merak ettim abi, nasıl oluyor da bu özellikler bilinebiliyor, bence bir istatistiği var bunun, neticede yıldızlara bakılarak insanın huyunu suyunu bilmek olanaksız gibi, sizce?

yükseleniniz ve merkürünüz ve de mars'ınız hangi burçta bunlara bakmak lazım.

kafa basmaz derken böyle incelikli işlere, alengirli işlere pek basmaz.

yıldızları bilemicem ama tecrübeli bir astrolog haritanızdan değil sizin karakterinizi anne-babanızın karakterini bile okur. şaşar kalırsınız.

zengin saçlı olur.

deeperdown saygılar, saçlar daha bi zengin oldu :)

bu arada merak ettim: nereye koşuyor bu burcu erkeği?

merada koşan koç gibi
havada uçan kuş gibi
uçar kaçar çakar
ben burçları neyleyim

bir soru daha? @karlmarx'ın doğum gününü nerden öğrendin @kitty?

yoksa gerçek karl marx mı boğa olan?

kity gerçek karldan bahsediyor, ben 26 mart doğumluyum.

yükseleni de kovaymış.

ego ego ego. ama öyle böyle değil, sanki bir tek kendinde ego sorunu varmış gibi bir ego. sevmiyorum koç burcu erkeğini.

güçlü, çekici, ilgi çekici, kıskanç, sadakatsiz, libidosu yüksek, tutkulu, kendinden bahsetmeyi seven, kendinden farklı insanları çok yargılayan ve küçük gören, yapmacık olmayan, cömert

mea maxima culpa'ya kesinlikle katılıyorum. boğucular ya.

ben 2 şikayet yaptım şikayetvar'a.finansbank ve 7554444 tl hattı.ikisi de geri döndü 100 lira para kurtardım sayesinde.firmadan firmaya değişiyo demekki.açıkçası ben şikayetvar'ın sahibini falan bulsam bi çay ısmarlarım, öylede işime yaradı yani..

aynı şey bana digitürk web tv denilen saçmalıkda oldu. şöyle böyle diyip sattılar, bi maç bile izleyemedik doğru düzgün kesintiden takılmadan.

şikayetvar a yazdım ama zaten orda binlerce kişi aynı şeyi yazmış hiç birine olmadığı gibi banada cevap gelmedi. bide bikaç ay sonra yüzsüz yüzsüz mail gelmediği halde "mail ile bilgi verilmiştir" gibi bişey yazdılar oraya.

şikayetvar genelde iyidir çok işe yarar ama kötü firmalar sallamaz orda yazanı

adam gibi firmaları tüketici heyetine verin. mahkemede sürünsünler. şikayet var filan yalan yerler.

şikayetvar bu firmalarla iletişim kuruyo bildigim kadarıyla bazı firmalarsa diyo ki, sizin sitede yazılanlardan bize ne işinize bakın diyolar. adidas bunlardan biri olabilir o yüzden de yazılan hiçbi şeye cevap vermiyolardır. bir arada trendyol.com da öyleydi ama sonra baglantı kurulmuş. Adidas demek ki yanaşmıyor böyle bi şeye. ben de 2-3 kez kullandım şikayetvar ı hep geri donus aldım. asus, finansbak, turkuvaz dergi vs.

hocam "uzaktan eğitim" üniversite ile alakalı bir durum diye biliyorum ben. bazı üniversitelerde var bazılarında yok. ama tamamen saçmalıyor da olabilirim:) bulunduğun şehirde ki herhabgibir dershaneyi telefonla arayıp rehberlik servisine bağlanıp oraya sorarsan daha sağlıklı olur.

yamulmuyorsam sakarya üniversitesinde var böyle bir durum.
birde türki cumhuriyetlerden birisinde vardı.
budur: (git:www.yesevi.edu.tr )

Yağ Aldırma | Liposuction ,mumkundur

esasında karın kaslarını çalıştırmak ile göbeği eritmenin doğrudan ilişkisi yoktur. "crunch" yaparsanız karın kaslarınızı geliştirirsiniz ve aerobik solunuma geçerseniz 12 dakikalık çalışmadan sonra ufak ufak yağ yakmaya başlarsınız.

göbeği eritmek için dengeli ve düşük kalorili beslenme ile birlikte spor yapmalısınız.
teorik olarak, karın kaslarınızı geliştirerek -aynı yağ kütlesini koruduğunuzu varsayarak- aslında belinizi de kalınlaştırmanız mümkün.

Bu konudaki duayenlerden biri olan Özer Baysaling in bir sözü ile kapatayım; "dünyanın en iyi karın kaslarına sahip olsanız bile yağlarınızı eritmediğiniz sürece bu hiçbir işe yaramayacaktır".

Kas ile yag arasinda alaka yoktur. diyet ile zayiflayinca gobegin altindaki kasi ortaya cikartabilirsin.

yağ aldırma işine asla girmem. hayvan gibi bisiklete biniyorum haliyle çok fazla yemek yiyorum. bisikletle aldığım mesafeyi aynı tutarak yemeği azaltırsam geberirim herhalde.

az yersen gebermezsin, kilo verirsin, bi de yemeklerinde karbonhidrat ve yagı azalt onların yerine protein agırlıklı beslen. ne göbek kalır ne bi şey hayvan gibi bisiklete bindigini varsayıyoruz. günde 20-30km

koş, günde 3 yeşil elma ye, karbonhidratı azaltma, ama spordan sonra tüketme. şekerli şeyler yeme ve 7-8den sonra yemek yeme. hayvan gibi bisiklet sürmekten kastın kaç km ve düz yol mu vb. bilemedim, ama 30 km sürüyorsan filan günde haliyle az yiyerek kilo veremezsin.

ki kilo az yiyerek değil, sık yiyerek verilir zira metabolizma hızlanır. çok yerken bi anda aza düşersen çarpılmışa dönersin zaten.

kilo bir bolgeden verilmez. kilo vucuttan cesitli yag biriken bolgelerden esit olarak verilir. karin kasi degil, popo kasi calistirsan bile gobegi eritirsin.

kardiyo yapın. büyük kaslarınızı çalışıtırın daha çok yağ yakarsınız. nerde büyük kaslar? bacaklarda.

bonus: kas yaparken doğal olarak vücut yağlanır.

bisikletçiye söyle o bilir. hobi mağazası tarzı bi yerden alıcaksan da kutuların üzerinde hangi boyut için olduğu yazar.

evlenmeden önce mahkemeye başvurup soyadını değiştirmen lazım. keza soyadı kanununda çocukların alacakları soyadları ile alakalı çok net maddeler var.

evet. ancak isim değiştirme davalarından farklı olarak soyadı sadece 1 kez değiştirilebiliyor. yani ali veli yapıp 10 yıl sonra değiştireceğim diyemiyorsunuz.

fahrenheit 451

sorunuzla alakası yok ama kitap olarak da ayn rand'ın "ben" diye bir kitabı var. orada da benzer bir hikaye vardı ama daha felsefik. belki ilginizi çeker.

www.tish-o.com.tr burdan kendin dizayn edip sipariş edebilirsin.

istiklal caddesi üzerindeki tsihrt satan dükkanlarda bulunmakta bu tarz şeyler.

seninki de biraz yüzsüzlük olmus sanki. tekirdag hakkinda suraya üc bes türkce cümle yazmis olsaydin cevirebilirdim ama tekirdag hakkinda hic bir sey bilmeyen biri olarak önce tekirdag hakkinda bilgi gugillayip sonra onlari almancaya cevirmek icin kasamayacagim kusura bakma.
cevap olmadi bilerek simdi bunlari buraya yaziyorum ve umarim ki yardim istemenin adabini ögrenirsin.

@shi aila, tekirdağ köftesi, tekirdağ rakısı.. bunları bilmek zor şeyler değil diye yazma gereği duymadım, hem konya diyince aklına nası mevlana geliyor, izmir diyince karısı kızı! akla geliyorsa tekirdağ diyince de bir rakısı, köftesi akla gelir diye düşündüm, adaba! uymadığımın farkında değildim, ne bilelim abi biz görmedikki adab!

birisi vardı duyuruda da kendisini kadavra olarak bağışlamıştı, öyle yapan insanlarda vardır belki.

ölen kişi (ölmeden önce) veya merhumun ailesi, medikal kuruma vücudu bağışlarsa veya kimliği belirsiz kişilerin öldükten sonra ölü bedenlerini belli bir süre kimse sahip çıkmazsa, ölü bedenleri vilayet tarafından medikal kuruma bağışlanır ve kadavralar temin edilmiş oluyor.

mesela ben.
ekaterina demiş ki birisi vardı bağışlamış diye. o benim (başkaları da varsa bilmem tabi :)
tıp fakültelerinin anatomi ana bilim dalı bölümüne başvuruyorsunuz. 2 şahitle bir form dolduruyorsunuz. (şahitler yanınızda olmak zorunda değil) siz öldükten sonra bedeni alıp değerlendiriyorlar. kullanım süresi dolunca da gömüyorlar. gömmekten kasıt okulun arka bahçesine değil tabi, inancınız ne ise ona uygun şekilde tüm kurallara uyacak şekilde.
şuna bakarsanız ayrıntılı bir diyalog var. bana mail ile ulaşırsanız size kadavra bağışı ile ilgili yapılmış bir araştırmayı da gönderirim. (tıpçılar tarafından yapılmış bir çalışma. anket değil)
www.eksiduyuru.com

evsizler kullanılıyor olabilir (ki sanmam) ama mahkumların kullanıldığını düşünmüyorum. onların da bedenleri ile ilgili söz söyleme hakları var. eğer onlar da bağış yapmamışsa kullanılabileceğini sanmam yasal olarak.

kimsesizler ve sahibi olmayan ölüler

bi yerde çok az kadavra bağışı olduğunu duymuştum, hatta bi ara kampanya gibi bişey vardı kadavranızı bağışlayın bari bi işe yarayın gibisinden. yıllık 10-12 kişi arası çıkıyormuş kadavrasını bağışlayan. onun dışında sahibi çıkmayan cesetleri kullanıyorlardır.

www.philips.com.tr

bizim valide kullanıyor oldukça memnun. toz torbası yok içindeki zımbırtıya doluyor sonra cırt cırt bi poşetin içine v.s dağılmadan atıyor tozunu. üzerinde kumandası var çekiş şiddetini ayarlayabiliyorsunuz gayet güzel tasarlanmış. çekişi de çok çok kuvvetli. tavsiye edebilirim. fiyat olarak da 600 civarı bir şey olsa gerek.

@ogzi bunu anamla mağazada gördük, adamlar çalıştırdı ama çekişinden valide sultan memnun kalmadı.

valla benim gözlemlediğim kadarıyla aletin deli bi çekiş gücü var hani bizim valide çoğu zaman en üst düzeye getirmiyor bile öyle biliyorum. tabi tercihler beklentiler değişebilir ama bi karşılaştırma yap istersen bu alet 375 Watt emiş gücüne sahipmiş diğerleriyle bir kıyasla bakalım.

bizde yeni aldık,halıyı kaldırıyor
www.akakce.com

arçelik aldık biz yeni www.arcelik.com.tr bu modelinden, kuvvetli emiş gücü, memnunuz. Bosch'a da bakabilirsin, güzeldi ama fiyattan dolayı nasılsa öğrenci evi diyerek biz bunu tercih ettik. Arçelik çin malı, bosch'un ki almandı.

aman dikkat!hepa filtre olduğu zaman fiyat artıyor,emiş gücü azalıyor.
o nedenle yepyeni 700 liralık bir bosch süpürge çöpe gitti.
emiş gücü "0" desem yalan olmaz.
satıcılar kesinlikle uyarmıyor.
sadece hepa filtrenin faydalarını anlatıyor,maytlar ölüyor ama evi temizlemeyen süpürgeyi ben ne yapayım.

en aklıma yatan fiyat performans açısından passwordun dediği fakir, galiba onu alırız teşekürler.

lg kc702ht kullanıyoruz. toz torbasız. emiş güzü 410watt. Çok güçlü bi makina. çok memnunuz.

www.hizlial.com

Bizimkisi bekar evi.Çok ahım şahım olmasın zaten en fazla 1 sene kullanacaz diyerekten aşağıdaki makineyi 60 TL ye aldım.Çekişi süper, çok küçük ve çok az yer kaplıyor.Normal bir aile evi için pek gitmez ama aklında bulunsun diye yazayım dedim.

www.akakce.com

(bkz: hazmat suit)

o şehirde her yerde radyasyon seviyesi yüksek değil.

pripyat orası. rad seviyesi hala bazı bölgelerde çok yüksek. bölgeyi geçtim bir adım ötende geiger sayacı fırlayabiliyor. ama beton, asfalt gibi malzemeler radyasyona daha dayanıklı (?) ve bu da kısıtlı da olsa gezilebilmesini sağlıyor. bbc'nin battle for chernobyl belgesini izlemeni tavsiye ederim. zaten gezmeyi bırak, o bölge tahliye edildikten sonra yurdun 4 bi kenarından gelen hurdacılar tarafından yağmalanmış, sökülebilecek ne varsa götürülmüştür. ayrıca pripyat'ı stalker oynayanlar ezbere bilir :)

Ses kartınızın marka ve modeline göre win7 uyumlu yazılım bulmanız gerekiyor. Malum, EQ ayarlarını sağlıklı yapabilmeniz için o ses kartına bir şekilde erişmeniz gerekmekte. Aksi takdirde yalandan yükleyeceğiniz bir programdan(ayarları sanal olarak yapmak durumunda kalacağınızdan) verim almanız çok zor. Tavsiyem, ses kartınızın official sayfasından win7 uyumlu driverı indirip kurun. Olmuyorsa da yine ses kartınızın marka ve modelini destekleyen bir yazılım kurmanız şart. Eğer ses kartınızın marka ve modelini bilemiyorsanız "everest" adlı program ya da benzeri driver detective tarzı programcıklar işinize yarayabilir.

sıkılaştırır mekik eritmez. bildiğimden değil de burda öyle diyorlar. koşmak eritiyor ama onu kendimden biliyorum.

kondüsyon bisikleti eritir mi la göbeği?

bisikletle göbek erimediğini biliyorum, düzenli bisiklet sürerim ama onunla olmuyor.

eliptikal cardio ile göbek erir. bisiklet de yardımcı olur, fakat zamanla olacak işler bunlar.

ayrıca...

%70 diyet, %30 egzersiz.

gobek egzersizi de sadece mekik olmaz. karin kaslarinizi ne kadar sasirtirsaniz o kadar cabui gelisir. devamli ayni hareketi yaparsaniz kaslariniz buna alisir ve daha az calisirlar. mesela 2 gunde bir abs calisiyosaniz 3.kere gittiginizde degisik hareket yapin. ve karin calisirken arayi 30sn - 1 dk tutun.

bunlar hep diyet ve kosmanin yaninda tabi.

kalite bi terziyse yaklaşık orta üstü bi takım fiyatı ister

yıllar önce iyi bir kumaş pantolonun 20 lira olduğu zamanlarda kumaşa 20 dikime de 20 lira para istemişti terzi.

lira değil milyondu tabi.

bir fikir versin diye yazıyorum.

benim diktirdigim bütün takımlarda, kumasa ne kadar para verdiysem, dikime de o kadar istemişti. yani kuması 100 liraya aldıysam 100 lira da dikim parası verdim.
terzisine göre değişir tabi.