Ekşi Duyuru

"'Kişiyi tam tanımlayan, en popüler olarak bilindiği isim' diye biliyorum ben."

yok böyle bir şey.

"9. ki$iler hakkinda acilan ba$liklarda dogrusu ki$inin adini acik yazmaktir.. hitler yerine adolf hitler, ataturk yerine mustafa kemal ataturk gibi.. yine de literaturde kisa haliyle kabul gormu$ yazarlar icin kasmaya gerek yoktur.. h. p. lovecraft, t. s. eliot gibi.. 'dr' 'prof' gibi onekler kullanilmaz.. 'dr. doom' gibi gerekmedigi surece tabi..

(neden: ki$i isimlerinin yazili$inda pek cok tercih yapilabildiginden, ce$itli sanat dallarindaki "mahlas" ali$kanliklari haricinde tam isim tarti$maya en az acik olan secenek oldugundan uygun gorulmektedir. mahlaslar ise literaturde basili olarak bu halleriyle kullanildiklarindan kaynaklardan teyid edilebilmektedirler bu yuzden tarti$maya acik olmadiklarindan ve cogu zaman gercek isimden daha yaygin bilindiklerinden (trevanian gibi) varolduklari takdirde tam isme tercih edilmektedirler)"

(bkz: başlık açarken dikkat edilecek hususlar/#1152590)

edit: şimdi düşündüm de "neden"in son cümlesi uyarınca gönderilebilir "cristian baroni" başlığına. sonrası hacivatlara kalmış.

maalesef çok saçma adlandırma kuralı var sözlükte. bence de en çok bilinen ismin kullanılması gerekiyor. Bir de şöyle bir yorum yazmıştım İbrahim Yattara hakkında: www.eksisozluk.com

pasteayarları vardı, orjınalı oru, doumana uyarla fln gibi.

@bryan fury: Açıklar mısınız nereden olduğunu? Sol üstte paste'ten unformatted paste yapabiliyorum ama ayar yapıp ctrl+v dediğimde bu seçeneği otomatik yapsın istiyorum. Word 2007 bu arada.

Tamam buldum. Paste edince çıkan kutucuktan "Paste Options"ı seçip ayarladım. Teşekkürler.

ben picasayı kullanıyorum memnunum..

picasa da farkli sekilde gruplandirabilir/etiketlendirebilirsiniz. hafif ve cok basarili bu program ile ayni zamanda fotograflarinizi internetteki picasa alanina yukleyebilirsiniz.

İyi bir DAM (Digital Asset Management) yazılımı istersen:

- Çeşitli DAM yazılımlarının incelemesi: www.neocamera.com

- IDimager (www.idimager.com): Bana göre en gelişmiş, standartlara tam uyumlu, tüm metadata bölgelerini (Exif, IPTC-NAA, XMP) senkronize edebilen yazılım.

- Media Pro (www.phaseone.com): MS Expression Media'nın yeni hali. Oldukça iyi ve basit bir kataloglama sistemi sunuyor. Kolayca karmaşık sorgular yapılabiliyor.

- IMatch (www.photools.com): Çok çok gelişmiş ama arabirimi berbat, öğrenmesi zaman alıyor. SQL sorgu yapılabiliyor.

Bir de tüm photo workflow sürecinde kullanılan kataloglama, düzenleme yapan programlar var. En iyi örnekleri Photoshop Lightroom (www.adobe.com) ve Bibble (www.bibblelabs.com).

Yalnız bu saydığım yazılımların tümü ücretli ve ucuz da sayılmazlar. Ücretsiz yazılımlar malesef çok basit kalıyor. Birkaç tanesi:

- Picasa (picasa.google.com): Kullanımı basit ama özellikleri de bir o kadar sınırlı. Hiyerarşik kataloglama yapamıyor. Fakat senin istediğin basit tag verme, sanal albüm yoluyla gruplama, yıldız puanı vererek favorileri oluşturma ve timeline view ile tarihe göre sıralama yapılabiliyor.

- digiKAM (www.digikam.org): OpenSource community'nin DAM yazılımı. Fena değil ama Windows sürümü pek stabil değil, çeşitli buglar mevcut.

- Daminion (www.daminion.net): Şu anda BETA olduğu için ücretsiz. MediaPro'nun biraz daha light hali, fakat yine de kataloglama konusunda çok yetenekli. PicaJet FX'in geliştiricileri tarafından hazırlanıyor. Rus firması.

Ayrıca yine DAM sayılabilecek fakat tüm workflow sürecinde kullanabileceğin uygun fiyatlı Zoner Photo Studio (www.zoner.com) var. Çeklerin yazdığı bir program. Hiyerarşik anahtar kelime oluşturulabiliyor, kataloglama sistemi var. Ancak büyük boyutlu (10MP civarı) fotoğraflarda viewer'ı biraz yavaş.

Son olarak bu fotoğrafları organize etme, kataloglama, arama işi oldukça zahmetli, üzerinde düşünmek lazım. Sadece bunun üzerine kitaplar var. Bu konuda piyasanın en iyisi The DAM Book (www.thedambook.com). Bu sitedeki forumu incele, senin soruna verilmiş birçok cevap var.

Ben zamanında bu işe epey kafa yormuştum. Ücretsiz ve basit birşey istersen Picasa; para veririm ve sadece düzenleme/organize işi için IDimager; kameradan bilgisayara aktarma sürecinden düzenleme, saklama, düzeltme, paylaşmaya ve yazdırmaya kadar tüm işlemlerde Photoshop Lightroom; uygun fiyatlı, orta karar birşey için ise Zoner Photo Studio derim. Sadece viewer/browser olarak ise ücretsiz olan FastStone Image Viewer (www.faststone.org).

(bkz: sözlükteki kemalistler)

(bkz: #26101619)

yazarların durum, konu ve olayları analiz kapasiteleriyle ilgili ben de aynı ikileme düşmüştüm: www.eksiduyuru.com
cevabımı burada aldım. gerçekten sözlüğün dikkate değer bir kısmı bildiğimiz gerizekalı sanıyorum. veya öyle demeyeyim de geç algılıyorlar. o başlığa cevap yazan herkes için söylemiyorum, genel olarak sözlük profili böyle.

owencan meselesine gelince, bu arkadaş bir iki kere mustafa kemal atatürk hakkında övgü dolu yazılar yazdı, trollük yapmayacağım tek insan gibisinden bir şeyler dedi, sözlüğün sevgisi ondan sonra katlanarak arttı. öyle yani. nbdi ise yazarlar tarafından anlaşılamadığı için kötüleniyor herhalde. ulan böyle dedim şimdi mesaj atar nbdi ben ciddiyim öyle düşünüyorum diye göt eder beni :))

Atatroll

kroll olucam derken şerefsizlik yapmıyor çünkü

ikisini de sevmem, seveni de hic sevmem.

sozlugun en az %95'i gerizekali zaten. o sebepten cok takilmayin bu tur seylere. sozluk kullanici ve yazar tayfasini gozunuzde buyutmeyin.

@neira: Hocam özellikle senden daha çok açıklama bekliyorum. Diğer troll'lerin şerefsizlikleri ne? Mesela dinci çizgisini koruyan bir troll'ün nesi kötü?

@jugador: Yaz hacı, çünkü bu söylediklerini genellemek yanlış olur bence.

@deliverance: Evet, genel bir gerizekalılık. Ya da hiç düşünmeden, araştırmadan yorum yapma hevesi. (bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)

@ötekiler: herkes Atatürk sempatisinden bahsetmiş genel olarak. Evet, haklısınız, son zamanlarda bundan dolayı sevilir oldu. Ama bu son birkaç haftadan önce de diğer troll'lere kıyasla el üstünde tutuluyordu, sempati duyuluyordu. Bunun sebebi nedir?

@wide: Diğer troll'lerin de bir tarzı var. Onların farkı ne? Misal nasilbirdemokrasiistiyoruz emek veriyor troll'lüğe, çizgisini çok iyi koruyor ama eleştiriliyor. Benim owencan'a önyargım yok, troll'lüğü zaman zaman onaylıyorum. Esas olarak anlamaya çalıştığım şey, diğer troll'lere önyargılı olup owencan'a olmaması insanların.

akasya durağı tarzı diziler, evlendirme programları niye seviliyorsa o yüzden seviliyor. anlaşılması kolay, sığ, "özet geçen" tarzda olduğu için. uzun uzun yazıları okumaya kim uğraşacak allahını seversen. hiçbir mantığı olmadan herkesin iyi dediğine kötü, kötü dediğine iyi de, sözlüğü karşına almış oluyormuşsun işte.

Urbandictionary.

(bkz: the dict )

cüzdana dikkat !

(bkz: 25 ocak 2012 barcelona real madrid maçı)

mr.goodcat +1

ben de 5 günlüğüne gitmiştim. ikinci gün kameramı ve 40 euromu çaldılar. bunları yapanlar güney amerikalılar ve araplar. eğlenceden önce buna dikkat ederim.

mevsim fark etmez. kendini la rambla'ya bir bırak. gerisi zaten gelecek.

www.eksiduyuru.com

magic fountain diye bi yer var, plaça espanya'da galiba. Müziğe göre hareketlenen bi havuz var, söylemesi olmasa da izlemesi baya etkileyici.

Hostel olarak Kabul'de kalmıştım. Eğer parti hosteli arıyorsanız iyi gayet. pek kafa dinlenmez ama:)

Söhne Mannheims - Und wenn ein Lied

adamlı hatunlu değil ama aynı derecede vurmuştu beni, yine rammstein'dan frühling in paris. biraz daha farklı olsalar da feuer und wasser ve spring de bende ayrı bir yere sahiptir, her dinleyişimde ağlarım.

İklim itibariyle bu vakitte gidebileceğiniz en mantıklı yerlerden biri Barselona. Tabii ki her yer baharda güzel de, bi yere de gitmeniz lazım sonuçta. Roma'yı, Floransa'yı, Paris'i de düşünebilirsiniz ama hepsi aynı mantıkla başka bir zamana saklanabilir.

sevilla ya gidin. hem sicaciktir hem elhamrayi gorursunuz.

basin isvicre´ye hadi olmadi daha da gözüpek iseniz norvec derim baska bir sey demem.

ben yılın bu mevsiminde barselona, madrid, roma, paris, amsterdam, berlin'i gezmiştim. bence en güzeli barselona ya da roma'dan birine gitmek. barselona'ya baharda gitmek de ayrı deneyim. onu da başka zamanda yaparsın :)

akademik değil ama kişisel görüşlerden (aşağıdaki yorumlardan vs.) bir çıkarım yapabilirsiniz diye koyuyorum :

amanfrommoab.wordpress.com

Tersi illegal mi oluyor yani?

legal.

elma
afrikada bir hayvan.

bu entry tamamen doğrudur.

eskiden "entry başlıkla uyuömlu değil" diye bi ispiyon sebebi ve entry silinme sebebi vardı. yakın zamanda kalktı. onun yerine entry i olması gereken başlıpa taşımayı çaıkardılar. entry silinmiyor ama olması gereken başlığa taşınıyor.

formata uygun değil diye ispiyonlanırsa silinmez, "hatalı gerekçe" olarak reddedilir. bu konu başka bir başlıkta ispiyonlanıyor diye ispiyonlanıp fransızca başlığına taşınmalı.

diyalektik düşünceye karşı bir söz olabilir bence. ölüm ve benlik tam olarak zıtlıktır. eğer benim benliğim varsa, ölüm (şu anda) yoktur. ama ölüm (şu anda) varsa, benim benliğim yoktur. gitmiştir, ölmüştür.


edit: beğenmedi herhalde cevaplarımızı. :)

korkulan şey var olmamak değil ki. ölümden sonra başımıza gelecek olan bilinmeyenler. ölüm varsa bilinç yok, bilinç yoksa sen yoksun. o zaman korkacak bir şey yok. sen olmadıkrtan sonra, var olmak önemli bir şey değil artık. ondan da korkmana gerek yok.

tarkan - selam ver

"suçluyum ,ne desen haklısın"

jale üzgünüm

www.youtube.com

artık bu son veda üzgünüm
nefret etme benden üzgünüm
ister miydim hoşçakal demek, elim kolum bağlı üzgünüm

Daha ölümcülünü bilmem:

Arkabahçe - İhtiyacım Var

İhtiyacım kalmadı
Benim de artık mutluluğa
Ölüme rahat uzanıyorum
Kuş tüyünden yatağımda

www.youtube.com

oradaki inanmak kelimesiyle kastedilen din için kullanılan inanmak kelimesiyle aynı şey değil, daha çok doğruluğunu kabul etmek anlamında kullanılıyor ama dediğin gibi zaman zaman anlam karmaşası yaratıyor.

olur da bir gün evrimin yanlışlığı ispatlanır da başka bir teori gelişirse ona inanırız demek. dogmatik değiliz demek. din değiliz demek. maymuna tapıyon ehüüüü diyen kazmalara karşı bir savunma mekanizması.

teori - kanun konusundaki kısım şu sitede güzel açıklanıyor:

www.notjustatheory.com

evrim teorisi dünyaca genel kabul gören bir olay. bugün okullarda öğretilen doğruluğu ispatlanmamış ama doğru kabul edilen binlerce olay var. evrim'in tek sıkıntısı kutsal kitaplarla çelişmesi, yoksa bir farkı yok.

sözlüğe de yazılmıştı: şu geçenlerde iran'da dünya yuvarlak mı tartışmasıyla çok alay edilmişti ya, aslında türkiye'deki evrim tartışmasından daha temelsiz değil yani.

ha türkiye'de bile bakma 10 sene öncesine kadar evrim adam gibi öğretiliyordu. biz lisede evrim var diye öğrendik, salak salak şeyler kafamıza sokulmadı. ta ki akp başa geldi, bu işe el attı, umuma açık parklarda belediyeler evrimin olmadığının "kanıtlarını" gösteren adamlara para verdi, sonra konuşulmaya başlandı.

evrim teorisi'nin kanıtlanmamış yahut sürüncemede olan kısımları evrimin varlığı ya da yokluğu ile ilgili değildir. evrim teorisini teori yapan şey evrim sürecini açıklama üzerine olduğu içindir, evrimin kanıtlanmamış olması değil. evrim kanıtlanmamış bir olgu değildir. sokakta gördüğün evcil kediler bile evrimin kanıtıdır.

evrim diye bir 'kanun' asla varolamaz. bu kelime oyunu yıllarca kullanıldı. evrim bir 'kanun' değildir. kütleçekim 'kanunu' evrendeki bütün makro boyutta maddeler için geçerli ve değişmezdir, evrim teorisi ise bir süreci 'açıklayan' bir veri bütünüdür ve bu veriler yeni bulgularla sürekli değişkendir. örneğin cro magnon'larla yakın akraba, günümüz insanına daha çok benzeyen bir tür bulunur ve teoriye yeni bir veri eklenmiş olur. moleküler veya tarihsel boyutta her gün yeni veriler bulunmakta.

fundamentalist ve ukala olmak istemiyorum ama olacağım biraz elde değil, insanların bi sik bilmeyip de üzerine en çok konuştukları konudur evrim. çünkü bu kadar çok veri yığınına rağmen mantığı bir o kadar da basit. adamın karşısına iki sayfalık karmaşık fizik denklemi koymuyorsun ki bi sik bilmediğini farketsin. 'dil'le anlatmaya çalışıyorsun ve örnek veriyorsun ama adam okumuyor bile.

en.wikipedia.org
çog da iyi açıklamış, çog da güzel açıklamış. ben de çevirmeye çog üşendim.

www.eksisozluk.com

evrimle ilgili aklınıza takılan her türlü soruyu buradan bize sorabilirsiniz.
www.evrimagaci.org
www.facebook.com/treeofevolution
fakat şu kafanızdaki soruları belki biraz giderebilir. www.facebook.com

4ten sonrası rezalet.

hiç biri 3 ün yerini tutmaz bence sen 3 ü oynamaya devam et

3 kraldır 3 ü oynamaya devam et

3 süper
4 çok kötü
5 kötü
6 güzel

6 güzel mi ?
oha.

3 için expansion packler var, onları deneyebilirsiniz.
4 oynamaya çalıştım, alışamadım, beğenmedim.
5 kesinlikle kötü değildir, denenebilir.
6 oynamadım, bilmiyorum.

6 oynanabilir

download için: burda eski mesajlarda yazılıydı. groovedown isimli bir program. ben de dün buldum, kullandım, gayet iyi.

last fm'de yok. başka yerlerde de last fm tarzı bulunacağını sanmıyorum, oradan bulamıyorsanız last fm taglarinden yolunuzu bulunuz.

lastfm tagları? Nedir bilmiyorum, açıklayabilir misiniz?

var tabiki..

8tracks var.. çok güzel kafalar var burda gel buyur..

örnek:
hiç bozmuşmu bak, dinle biraz
8tracks.com

tek maç alınıyorda görüntü çok takılıyor. geçen sene 3 arkadaş alıp öyle izleyelim demiştik lanet ettik.

çok düşüyor ve derbilerde özellikle zor maç izlemek..

almayın dıye yazmıs bı arkadasım ıletısıne. delırtıyor demekkı.

metalini bir yerden bulursan onu al, 6 lira yine ama işin bittiğinde geri verip paranı alabiliyorsun.
istanbul kartta yok o, direk üstüne yatıyorlar paranın.

iç... dibine kadar iç.... bir de gelirken bana versace fraiche getirsene:)

bana UCD forması getirsen parası neyse veririm...

ormanda çıplak koş bu havada evet tamam çıplak olmasa da koş miss gibi havasını vücudunun her noktasında hisset farelikoyunhayalcisi.blogspot.com bir de şuna bakmadan gitme derim

blogum yazan biri olmuş lakin ben yine biraz bilgi veriyim.

dublin için; farelikoyunhayalcisi.blogspot.com

guinness ve guinness müzesi için; farelikoyunhayalcisi.blogspot.com

croke park stadyumu için; farelikoyunhayalcisi.blogspot.com

kesinlikle yapman gereken bunlar dostum. ha bi de trinty college'in bahçesi var. zaten merkeze yakın. git gez derim. bu mevsimde kesinlikle iyidir..

ikisi de olur, ayni anda da olur. iki farkli kisi yaptiginda genelde sözler önce yaziiyo, sonra birinden bu sözlere beste yazmasini istiyor söz yazari. tersi de olabilir tabii

1.bir melodi bulunur.
2.davulcu, bassçı veya diğer müzisyenler üzerine birşeyler katar.
3.söz yazılır.

en makulu bu.

kanepee; önce beste yapılırsa prozodi hatası nasıl olur?

önce beste yapılırsa onun üzerine söz yazılır. yani zaten kılavuz beste. dediğin şeyin olması için önce sözün yazılması gerek. sözün üstüne beste uydururken prozodi olur.

önce armoni, sonra melodi, sonra söz en sağlıklı sonucu verecektir.

hiç bişi olmaz kopyalarlar. aynı şekilde a sitesindeki haberi b sitesi çoğu zaman kaynak göstermeden kullanıyor. kimse uğraşmıyor yani birbirini dava etmekle. aynı mantıkla gazeteler de sözlükteki kendi içerikleri için dava açarsa dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olunabilir.

www.youtube.com

www.last.fm

Nerden çıktı ki çok enstrumntal şarkıları yok toplasan 3-4 tane çıkar. Favori önerim slide away en güzellerinden biridir biraz daha tempolu.
Sevdiğin sarkılara bakinca dont look back in anger, little james, Who feels love veya little by little ariyorsun. Cast No shadow da olur.
Oasis gürültüsü yok bu şarkılarda pek.

live forever, champagne supernova, don't look back in anger ve hatta the who coverı my generation tavsiye olunur. youtube'dan aratırsanız bulabilirsiniz.

black normal, african-american diyince sinirlenen adam gördüm ben. amerika'da ama. ingiltere'yi bilemem.

dark skinned

Black kaba olmuyor, dark-skinned de deniyor.

black normal.

yanlış anlaşılma olmasın, "zenci" ingilizcedeki nigger gibi aşağılayıcı,ırkçı bir tabir değil. siyahi'nin eş anlamlısı denilebilir.
black derler onlarda günlük hayatta.

colored people da deniyordu eskiden. naacp.org a bir göz atalım.

ingiltere için konuşamam ama erasmuslu siyahi bir portekizli vardı okulda black deyince epey alınmıştı çocuk. Ordan beridir kolay kolay black diyemem ben de.

yahu eskiye duyulan özlem, herkesin birbirinin dediğinin peşinden gitmesi vs. hagi, maldini filan vardı ondan güzel geliyor işte. ben 6 yaşımdan beri cm oynuyorum demek bi yerde de. nolacaksa. sen yeni çıkanlarla devam et.

benim içinde premier manager 97 güzeldi 97 yılında www.mobygames.com şu netlikte ve detayda bir ekranı vardı oyunun
bu muhabbet biraz da eski ramazanlara benziyor,

@long live rock n roll
Abi gelmiş geçmiş en iyi versiyon hala o bence. Evet Roma-Lazio, Yunanlar, İsveçliler gibi dengesizlikleri olsa da oldukça dengeliydi oyun. Ayrıca geleceği görme bakımından en başarılı oyun budur bence. Tamam Tsigalko falan vardı da, Källström falan bir sürü oyuncuyu neredeyse bedavaya alabiliyorduk bu oyunda.

@tepedeki psychedelic adam
Abi tam olarak öyle değil aslında. Hani öyle veya böyle CM3'ün önceki versiyonlarını da oynadık, 4'ü de oynadık vs ama hiçbiri 01/02 gibi kalıcı olamadı nedense. Alıp kurduğum günden beri oynuyorum, oyundaki oyuncuların çoğu hala futbola devam ediyordu o sıralar. Gerçi şimdi düşündüğümüzde dediğin gibi olabilir, futbolun çok güzel olduğu dönemlerdi ancak bundan 4 yıl önce o günlere hasret çekmediğim halde yine oynuyordum ben.

sen daha kum ile oynuyordun o yüzden anlamazsın bu oyunun o zaman ki oynayanlara verdiği zevki. hele tsigalko yok mu ah ulan yanına da to madeira yı alırdım ki bunu bilen pek yok. her sene ikisi toplam 80 gol atar. hangisi daha fazla gol atacak diye meraktan ölürdüm.

@Pukay
Abi benim de dediğim o işte; iki adamın bir senede 80 gol atması çok saçma. O oyundan nasıl keyif alırsın ki, gerçekçilik sıfır! Bir manager oyunu gerçekçi olduğu kadar güzeldir bence. Sırf başarılı olduğun için sevmek çok saçma.

bence en önemlisi çok hızlı olması. süper makinalarda bile fm çok ağır kalıyor. gayet akıcı bir oyundu yani. ikincisi fm'deki gibi hatalar yok bu oyunda. bug açısından kusursuz. ama bir dolu "glitch" var. mesela as roma, tsigalko, mark kerr, chiotis, to madiera, alex de souza. ayrıca bunları saymazsak acayip gerçekçiydi. yok artık nasıl olacak bu demezdin. bi de arada garip şeyler olurdu. futbolcu maçta tribünlere orasını burasını gösterdi diye ceza aldı diye mesaj falan gelirdi. izinsiz kamptan ayrılırdı falan.

(bkz: championship manager 01/02)
genel olarak bahsedilen de bu: oyunun acayip bi şekilde "oynanabilir" olması bence en önemli etken 11 yıl geçmesine rağmen halen oynanmasında. ses efektleri, arkaplan resimlerinin güzelliği, oyunun basitliği çekici kılmıştı bir dönem için tüm futbol severleri, -ki halen çekiciliğinden bir şey kaybettiğini düşünmüyorum.

eskiye duyulan özlem,hagi,maldini diyorsunuz da 2011 update indirip onla oynayanlar var.

bir özellik olarak da yazı tabanlı olması. 2d maç motorundan daha heyecanlı gerçekten. ha bu özellik geldiğinde sevinmemiş miydim, sevindim tabii ki. ama o yazılar kayıp akarken son hızda, kendi takımının renklerini gördükçe "aha şimdi gol geliyor" demek güzel bir olaydı.

kanımca cm serisinde gelmiş geçmiş en zor oyundur. bi de o zaman görüntü yoktu. bizler ingilizceyi cm ile çözdük. ayrıca ciddi anlamda managerlik yapıyordun. yani bilmiyorum ben cm 01/02'deki tadı hiçbirinde alamadım. fm 2012 dahil. bi de tabi şimdi nostalji olması şu an sahada olmasını arzuladığımız oyuncuları orada sahaya sürebiliyoruz ondan da sempatik geliyor herkese. şöyle düşün nasıl ki bi filmin serisi çıkar sen en sondan izlemeye başlarsan ilk serisi hiç güzel gelmez göze cm 01/02 de öyle bi şey. hala bilgisayarımda durur sıkıldıkça oynarım ayrıca =)

valla millet zamanında deli gibi cm01/02 oynarken de ben Ultimate Soccer Manager 98 oynuyordum. Yeni oyunlar yavaş ilerliyor, daha gerçekçi, eski oyunlardaki gibi öyle bir gecede 30 yıl ilerleyip dünya'da alınmadık kupa bırakamıyorsun.

şurada açıkladığım gerekçelerden dolayı:

(git: 312270)

kaynak beyin bedava, evet. kesin.

(bkz: #24794846)

www.youtube.com

ben geçen gün son versiyonunu indirmistim q ya basınca seçili parçayı sıraya alıyor

hafız o tuş "J" değil miydi ya.
hani basardın tuşa, eserin ya da sanatçının adını yazardın, altta bi liste çıkardı, listeden herhangi bi dosya seçerdin, direk o eser çalmaya başlardı..

kurulum yaparken custom install yapın orada seçeneği olmalı kısayolları da yükle diye...

çok pis yamuluyor da olabilirim...

devlet denetimi mi :) ? bu dedigin olay 100 yillardir yasaniyor belki de.

doğru değil ama illa vereceksin diye bir şey yok. bu olayı daha çok hastanede çalışmayıp dışarıdan kendi hastasını ameliyat yapabilmesi için hastaneye getiren doktorlar yapıyor. alıyor parayı bir kısmı hastaneye büyük bir kısmı kendine.

(bkz: bıçak parası)

lazer epilasyon.

lazer epilasyona alternatif olarak ipl var.

www.amazon.co.uk
buradan kiyaslama yapabilirsin.

benim bilgiğim best buy,amazon,electro world. bu üçü ingiltere'de ünlü teknoloji mağazaları

www.currys.co.uk
www.anvika.com
www.pcworld.co.uk

ama en uygun fiyat genelde amazon'da bulunuyor

ingiltere'de iken orada isletme uzerine yuksek lisans yapan bir turk kizla tanismistim. egitiminden, ortamindan memnun oldugunu soyluyordu. simdi nerdedir ne yapar bilemem. siralamalarda falan fena degil, ismi de var bence. kacirma git derim.

1 GB olmasının yanında kaç bit olduğu daha önemli
1 GB 256 bit yerine 1 GB 512 bit alsan daha iyi olur mesela.

www.notebookcheck.net

ekran kartı üzerindeki ram kriter bakımından ilk3'e giremez. en basitinden bi çekirdek hızı, bi shader hızı, bi bant genişliği üzerindeki ram'den daha önemli veriler sunar. bir de tek tek araştıracaksın ekran kartlarını, oynamak istediğin oyunlarda high ayarlarda (tercihe göre ultra) 30-35 fps veremeyenleri sileceksin. geri kalanlar arasından fiyata göre bi çalışma yapabilirsin.

gayet iyi.

www.pcdepo.com

13.3 inç olabilir dersen tavsiye ederim.
www.istanbulbilisim.com.tr

biyoloji bölümü öğrencisi bul. bi ark ım öğrenciyken yaptı baya.

Anadolu kavağı'nda balıkçıların üst katında bir usta var, oraya gidince bir sor gösterirler zaten.

Bence ortalamanın üstü bi' dijitalde şu özellikler bulunmalı. Her sene makine alacak değilsiniz ya? www.samsung.com

Kusur demek olmaz da eksikler var diyelim :) Özellikle ISO düşük. Bence biraz daha para verilip, daha kaliteli bi makine daha güvenilir bir siteden alınabilir - www.hepsiburada.com

güzel makina tam günlük çekim için. dert etme al :)

küçük çocuğu bilmem ama üniversite öğrencilerinde gözlediğim üzere şiddete başvurmadan uyandırmak zor gençleri.

Çınarcıkta benim bildiğim pek birşey yok, ama Termal'e gidebilirsiniz. Yeşillik içi falan sessiz sakin güzel orası..

anahtar kelimeler: pierre loti, bebek, ağva, yeniköy, caddebostan çimenleri, sultanahmet hostel vs vs

doğa içinde olmayı seviyorsanız (hani yürüyüş, yeşillik, temiz hava fln) assos taraflarını önerebilirim. Ya da karadeniz e gidebilirsiniz. düzce tarafında rafting yapabilirsiniz. ama tabi meraklısına uygun olur o ayrı.

secme ve secilme hakkini kullanmanin ilk sarti tc vatandasi olmaktir.

@1 haklı beyler, kullanamaz.

1 adet günlük gazeteyi komple açıp çekirdek külahı gibi yapıp altını delerseniz ulaşabilirsiniz.

(bkz: favicon)

megafon diye düşünürüm ben hep şunun gibi:

msrobbathistory.wikispaces.com

Esmer tende baharatlılar ve şekerli kokular hem daha kalıcıdır, hem daha güzel kokar diye biliyorum.

eski bir romen vatandaşı olan tanıdığımın adı vasilica olarak aynen duruyor sadece soyadı değişti.

@haskoylu deli hasan: Soyadı niye değişti? Evlilikten dolayı filan mı?

alex aleks olarak yapılabilir. aksel diye bir arkadaşım vardı. sanırım axel oluyor orjinali

ben de geçen sonbahar illa istediğim model olacak diye çok aramıştım ve sonunda istediğim modeli (hakiki deri bu arada) 300 liraya bir yere diktirmiştim. istersen adresini verebilirim.

zarayı falan bırak. lüzumsuz pahalı, beyazıt, laleli civarında envai çeşit derici var fiyat sorudğumdda 300 lira demişlerdi derimont'a ( zımbalı, yakalı bir şeydi..) 200 lira vinlekse vereceğine 250-300 civarı ver gerçek deri al.

Özel olarak diktirmen lazım. Eğer Kadıköy tarafları iş görürse tavsiye edebileceğim bir terzi var. İstediğin modeli götürüyorsun, en kralından kesip biçip dikip teslim ediyorlar. Mesaj atarsan tarif ederim.

yok ordaki injury time o anlamda değil kayıp zaman anlamında bildiğin. aslında bana şimdiye kadar aşağı yukarı aynı gibi geldi ama 13 dakika - 4 dakika başkaymış. belli bir yüzdesini alıyor olabilirler mi?

uzatma dakikalarına karar verilirken elbette dikkate alınan topun oyunda olmadığı süre ancak kimse sana bunun 45 dakikaya tamamlamak üzere olduğunu söylemedi değil mi? sayıyı hatırlamyıorum ancak 30-35 dakika gibi bir şey yakalanmaya çalışılıyor sanırım.

edit: pardon uydurmuşum. topun oyunda olmadığı süre değil, sadece oyuncu değişikliği ve sakatlık süreleri ekleniyormuş.


Allowance is made in either period for all time lost through:

substitution(s);
assessment of injury to players;

bit.ly

@desdinova: Olur mu öyle şey ya? Maç hiç durmazsa dakika 35'te durduracak mı hakem maçı? Ya da 10 dakika durduysa hiç mi uzatmayacak?

tff'nin sitesindeki oyun kurallarından referansla:

"aşağıdaki durumlar nedeniyle kaybolan süre ait olduğu devreye eklenecektir:

oyuncu değişiklikleri
oyuncu sakatlanmalarının değerlendirilmesi,
sakatlanan oyuncuların tedavi için oyun alanından çıkarılmaları,
zaman geçirilmesi,
herhangi bir diğer neden dolayısıyla.

eklenecek süre hakemin takdirine bağlıdır."

www.tff.org

iki şey var. yapılan oyuncu değişikliği ve oyuncunun saha dışına çıkmasını gerektirecek sakatlıklar. bunların biri için 30 saniye, diğeri için 1 dakika ekleniyor. hangisi 30 saniye, hangisi 1 dakika emin olamadım. topun oyunda olmadığı an futbolun doğasında olduğundan bir veri değil. ayrıca oyuncuların kasten oyunu başlatmama durumlarında (atışı geç kullanma, çok yavaş saha dışına çıkma benzeri) hakem tribünlerinde görebileceği şekilde saatini durduruyor. ama stadyum ya da yayın saati durmadığından bir ek süre, bi nevi uzatma eklenmiş oluyor.

basketboldaki gibi değil futbolda duran dakikalar. futbolda dakika devamlı sayılır. genel anlamda sakatlıkta, oyuncu değişikliğinde, eğer serbest vuruş ve penaltı uzun sürmüşse, kırmızı kart gören oyuncu iki saat çıkmamakta ısrar ediyorsa vb.. durumlarda hakem diğer kronometresini başlatır ve devre ya da maç sonunda toplam zamana ekler. faül atışlarında, kaleci atışlarında, taç atışlarında falan durmuş sayılmaz oyun.

uzatma dakikalarını hakem kolundaki başka bir saatle ölçüyor.
ama her taç, her faul de eklenmiyor. onlar olağan durumlar. şöyle düşünelim; her taç atışında 10 saniye geçse ve maçta 20 taç atılsa toplamda 200 saniye eder. sadece taçlar 3 dakikadan fazla yani. fauller, kornerler, autlar derken 13 dakika normal bir süre.
fakat dediğim gibi bunları olağan bir durum kabul edip vakit geçirmeye yönelik durumlarda, değişikliklerde saat devreye giriyor. yoksa maç bitmez :)
bu arada maç sonunda 3 dakikadan aşağı da kimse uzatma vermiyor. 4 de ideal oluyor. bazen düşünüyorum ben de saat tutmuyorlar mı diye. standarta bağladılar artık neredeyse

ben hakemken her hakem gibi 2 saat takardım ve yukarda belirtilen durumlar olduğunda bi kronometreyi durdururdum sonra maç başlayınca yeniden başlatmak gerekirken hep unuturdum başlatmayı.sonra da ortalama bişey verirdim. genel olarak hakemler nabza göre şerbet verirler bi sakatlık tarzı bişey yoksa 6 değişiklikten 3 dk eklenir. Ekstra durumlara da ortalama 1 er dk eklenir.

bir ihtimal senin webgezintilerine dair istatistikleri satiyorlar.

firefox = bagislar ve google i ana sayfasi yapmasiyla para kazaniyor.
opera = google i ana sayfasi yapmasiyla, cep telefonu firmalarina oepra miniyi pazarlayarak ve nintendo ds gibi firmalara embedded opera satarak para kazaniyor

Kullanıcı istatistiklerini satarak, eşantiyon ürünleri satarak, arama motoru-toolbar gibi şeyleri monte ederek... vs. Ama gerçek şu ki saydığım şeylerle bırak koskoca bir yazılım şirketinin ayakta kalmasını, indirme yapılan server bile ayakta kalamaz.

opera nın cok ciddi iş ortakları var baya nefis paralar alıyordur o kadar payıyla ayakta duramazdı zaten. embeded sistemlerde tek geciyor herkesi.

ie ve google için konuşuyorum.

0-)Chrome OS
1-)Bilgisayarında google chrome yüklü.
2-)Kullanıyorsan google public dns var
3-)Google arama motoru var
4-)Google Analytics var sitelerde.

Bütün bunlar senin tüm yaptıklarını izlemek için fazla bile. Google bir kullanıcı ne yapıyor ne ediyor hepsini çatır çatır görüyor. Buna göre de ürün ve hizmet oluşturuyor. Bunun değeri paha biçilemez.

www.indirimtreni.com

mekan olarak da maslaktaysaniz, plazalarin arka tarafindaki migros'un altinda toyiki diye buyuk bi oyuncakci var, orda vardir muhtemelen.

d & r larda auldey marka yoyolar mevcut, fiyatları da uygun.

eminönü'nde kesin bulursunuz ama oraya kadar gitmek çok cazip gelmeyebilir tabii.

ben sana yardımcı olabilirm. yoyo ile ilgileniyiorum .. ardarsln@hotmail.com

toyzz shop larda var.