Ekşi Duyuru

Gifi felan vardır gs forumlarında ama o penaltı değildi. Onun dışında 2 tane penaltınız var gerçi.

inciswf.com

www.startv.com.tr

burdan izle,Umut bu pozisyon sonrası sakatlandı ve oyuna devam edemedi zaten.Yani penaltı dememek garip...

hemen ilk başlarda pozisyon,

www.vidivodo.com

şu da caps,

i.milliyet.com.tr

O yukarıdaki keps tamamen açıdan öyle duruyor. Adam topa vuruyor umut adamın bacağına takılıyor. Umut 15 civarı düşüp sakatlandı.

gazete

gazte

gaste

la gazetta della sport

gaste

gaste

gazete bazen la gazetta

gazetto

1- dışarıya avrupa'da bile böyle diyorlar. ama öyle değil, okul öncesi gibi yurt dışında o yaşlarda eğitim.

2- dindar nesil, 9 yaşından itibaren imam hatip ve bildiğim kadarıyla ilk 4 seneden sonra evden de eğitim olabiliyor bu yasayla. imamhatiplerin sayısı her geçen gün katlanıyor.

3- avantajı yok. sakıncası çok. en basitinden 60-66 aylık çocuğun kalem tutma becerisi yoktur, altına yapar vs.

akp nin dindar nesil yetiştirme kgibi bir derdi yok
konuyla alakası da yok ihale usulsüzlük cep doldurma vs gündeminde

8 yıllık kesintisiz eğitim eğitime ciddi darbe olmuştur

66 aylık çocuk dediğin bebe değil eğitime başlaması da güzel olur

1) Görüşü(bence), eğitim düzeyini arttırmak liseye gelmiş ama hala okuma yazma bilmeyen öğrencilerin sayısını azaltmak kaliteyi arttırmak

2) 1

3) Sakıncası yok. Avantajı çok. Herkes eğitim şart diye tutturur insanımız cahil der ama olumlu bir tavsiye veren de pek yok bu yasa nasıl işler ne olur ne biter görücez

radyasyondan koşarak kaçan adam gibi hissediyorum kendimi.. abi ben 14 yaşıma kadar altıma yapıyordum lan geceleri. tamam belki benimki çok olabilir ama 60-66 aylık sübyan okula mı verilir ya.

@seyyar şakirt çıktı beyler.

garantili ikinci el türkiye çıkışlılar (bu nasıl bir tabirse artık :) 1600 lira civarında, ama yurtdışından gelmelerde fiyat düşüyor(1600'ün altına). sıfırları ise 2000 civarlarında.. birde şu sıra şöyle birşey var

www.hepsiburada.com

galaxy s3 ya da galaxy nexus'a bakabilirsiniz bence.

ben tuşlu telefonlarda bakmadan yazabiliyordum. onlar kadar rahat olmasa da yine de bir şeyler yazmak o kadar zor değil. dahili olarak swype özellikleri var. ya da farklı klavye tipleri de yükleyebilirsiniz.

iphone gay. çok smartphoneluk bir işin yoksa parana yazık derim.

1. veya 2. diyorum. 3 ve 4 zorlama gözüküyor.

1

1 ve 2 direk ankete doner, 3 ve 4 uzerinden gidip hem olayi guzel guzel anlatir hem ornekler verirsiniz.

"unlü bir şarkıcı var, bunun da herkesçe bilinen birkaç şarkısı var. Bu şarkılar güzel ama biraz sıradan. Halbuki o şarkıcının çok daha güzel şarkıları var ama bunlar ötekiler kadar popüler değil."
3 e cuk oturuyor bana kalirsa verilen ornek. 3 derim.

aslında biraz tuhaf bi istatistik çünkü 2007 senesinde 2 defa yazar alımı oldu. birincisi kitap bağışında bulunanlar ikincisi de okurluktan yazarlığa terfi edenler.

ben 2007de yazar olduğumda herkes bana kitap mı bağışladın diye sordu oradan biliyorum.

kitap bağışı malazgirt dışında da oldu. netameli nikli öğretmen bir yazarın okuluna yapılmıştı. evet ben de hatırlıyorum. ve kayıtlı okurlar yazar oldu sonra da arkası geldi zaten.

(bkz: nesillere göre dağılım/@ainothia)

tc vatandaşı değilse telefon kaydettiremez, gecici kayıt tarzı bi şey yapıyolar 6 ay kullanabiliyolar.

hocam valla bu türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına özel bir durum değil. yurtdışından telefon getiren herkes telefonu kullanabilmek için bu parayı ödemek zorunda.

he sen turistsindir 1-2 ay kalırsın bunu ödemene gerek yoktur çünkü zaten 1-2 ay içerisinde telefon kapanıyor. o süre zarfında kullanırsın.

ama siz türkiyede yaşıyacaksınız ve o harcı ödemezseniz telefon 1-2 aya kapanır. operatörlerde telefonu kayıt ederken o haracın dekontunu görmeden işlem yapmıyor.

kayıt eğer telefonla bir tr hattı kullanılacaksa gerekli. yabancının kullandığı yabancı bir sim le bir problem yok zaten. yabancı olarak kendi kullanımında getirdiğin telefonu , ben burda tr numarasıyla kullanacağım dediğinden kendi pasaportuna kaydettirme olayı var + 100tl. tc kimlik numarası da nesiymiş?! bir de yılda 1 telefondan fazla kayıt yapamazsın telefona. öyle biliyorum, evet.

Portishead - Glory Box

Frank Sinatra...
Koop- Island Blues

Evlilik dediğin şey bir imza alt tarafı. Birini seviyorsan başka alternatifler aramazsın. Bu durumda ilişkini gözden geçirmelisin belki de. "Evli değilsin ki" çok saçma bir bahane. Evlenince daha mı çok seviyorsun da evlenene kadar her şey mübah diyorsun?

bence ayıp. diyelim ki daha iyi binopsiyon çıktı o kız... ee sonra? terk edeceksin yani öyle mi? işte burda etik değil... duygusal bir davranışmış seninki. arkadaşın biraz olaya araba alir gibi yaklaşmış. ne demek ”daha iyisini bulursun belki” :) ben anlam veremedim. araba alırken yaparım ben bunu. böyle şeylerde olmaz "bence" tabi...

sevgilin sana yapsa ve seni daha iyi birisi için terketse, bunun normal olduğunu düşündüğünü söylese senin tepkin ne olurdu?

çok enteresan ilişkiler çok enteresan kafa yapıları. filmlerden mi etkileniyorsunuz napıyorsunuz anlamıyorum ki...

@aspryn: Senin mantığına göre, bir aylık bir ilişkin varken, tam senin tarzın biri karşına çıksa bile, mevcut sevgilinle devam etmen gerekir. Halbuki ötekini tanısan belki de ruh ikizin çıkacak. Sonra git mevcut olanla evlen, kendine göre ortalama bir partnerle hayatını geçir; harcanmış bir hayat belki de.

@ali: Ayıp, evet, ama yine de sırf ayıp diye harcamış oluyorsun belki de hayatını bir anlamda. O zaman tipik amerikan filmlerindeki ayrılıklarda "You're not the one" gerekçesi geçerli değil mi?

@lilyb: Son birkaç cümlede bahsettim dediğinden.

@juninho: Az felsefe yapalım dedik.

belki daha iyisi çıkar gibisinden bir tüccar mantığındaysan zaten sen sevgilini pek sevmiyorsun. bence bir gözden geçir ilişkini. olmayacak gibiyse kıza da eziyet etmeden ayrıl.

not: tam okumamıştım duyuruyu uzun geldi. baktım da sen tam bu düşüncede değilsin sanırım. sözlerim biraz ağır olmuş olabilir, kişisel alma.

@esenbogan: Şu an sevgilim yok arkadaşım. İlk cümlede soruyu sorma niyetimi açık ettiğimi düşünmüştüm.

aspryn ne dediyse altına imzamı çakıyorum. ne düşündüğünü bilmiyorum ama o arkadaş gibiler evliliği bir "zorlayıcı güç" olarak algılıyor bu yüzden de ya aldatıyor ya da mutsuz oluyor. evliyken "daha iyi bir opsiyon" buldun diyelim. ne yapacaksın boşayıp ona mı geçeceksin ? pezevenklik yapmanın lüzumu yok seviyorsan en iyi opsiyon sevgilindir. "bi sevgili bulalım be abi" modunda takılıyorsan bi sikim olmaz zaten senden de o ilişkiden de.

sevgiliye "daha iyisini bulana kadar en iyisi bu." diye bakmak gibi bu sorduğun. doğrusu, sevgilin varken ya daha iyisi varsa da ben bulamadıysam psikolojisi iyi değil.

"Ama genel olarak sevgililik müessesesine fazla değer veriyoruz belki de"

aslında sen, evlilik müessesine fazla değer veriyorsun. Birine olan sevgini, attığın imza çoğaltmaz ya da azaltmaz. Dolayısı ile o kadını seviyorsan şimdi de seversin, evlenince de seversin.

Şimdi sen bir ilişki yaşıyorsun, sadık olduğunu onu sevdiğini söylüyorsun. Bütün bunların yanında, o kadına değer veriyorsan, ona saygı duyuyorsan, bazı sözleri sarfetmeden önce, bazı düşüncelerini fiilen gerçekleştirmeden önce onun bu konuda ne düşüneceğini, kalbinin kırılıp kırılmayacağını ve vereceği tepkileri düşünmelisin.
Zorunda değilsin ama yapmalısın. Etik olan bu.

Başka alternatifler daha cazip geliyorsa, başkalarını istiyorsan o ilişkiyi bitirmeli ve o kadının kalbini kırmadan, vaktini çalmadan, saygısızlık yapmadan yoluna gitmelisin. Onun haberi yok diye kendini rahat hissetme. Bu düpedüz saygısızlık. Onun hayatındaki yerine, sana olan duygularına, sana ayırdığı zamana ve sana duyduğu güvene saygısızlık.

Onu yok saymak çok yanlış.

sevgililik müessesesine bakış açına göre değişir. boş duracağıma iyi kötü anlaştığım biri olsun hiç değilse hayatımda diye düşünen insanlara göre normal. ama bir insanı seviyorken ve iyi anlaşıyorken arayışta olmak aklıma bile gelmeyen insanlara göre normal değil. tabi 2. gruptaki insanlar sevgilisi varken başkasını daha ilgi çekici bulup ayrılmak isteyebilir. ama bunu planlı programlı yapmak hoş değil bence.

bence bu da dahil her meselede karar verirken karşındakinin yerine koy kendini, bana yapılsa nasıl olurdu de, kendini yanıltmamış olursun.

yaptım. Büyük vicdan azabı çekiyor insan sonradan .

"Daha iyi"ler bitmez ki canım senin "iyi" nitelemene göre. Gözleri bakışları iyi olana gidince başka bi tarafı daha iyi olandan etkilenirsin. Öyyle uzar gider bu. Sevgilinin yeterince "iyi" olmadığına inanıyorsan onu bıraktıktan sonra daha iyileri keşfetmeye çalışırsın. Zaten sevgilin varken ne kadar yakından tanıyabilirsin ki başkasını.

aslinda iliskilerde dogru yanlis pek yok bu acidan onemli olan karsilikli bilgilendirme ve onam. yani sen kendin icin reva gordugun herseyi sevgilinin de yapmasini dogru buluyor ve destekliyorsan sorun yok.
davul dengi dengine caliyor yani. benzer hassasiyetleri olan insanlar birbirlerine durust olduklari surece yasayabilecekleri en duzgun iliskileri yasiyorlar. bakirenin bakirler evlenmesi de dogru, swinger ciftler de dogru. sapina kadar monogamist ciftler de dogru. herkes dogru insani bulunca iliski de dogru.
dolayisiyla bunun cevabini ancak sevgilin ve sen bilebilirsin cunku dogru sadece sizin kendi dogrunuzdur.

eğer bir ülkenin içinde "sokakta öpüşmek" iyi ya da kötü olarak tartışılıyorsa, fazla ileri gidilmemeli, çünkü o ülke fazla ileri gidememiştir

'ideal' bir toplumda bunun sınırı olmamalı. sana bana kalmadı bunun sınırı. kısaca 'sanane' derler adama. bigün birinin bana demesini bekliyorum böyle bir şeyi. o zaman pişman etcem o diyeni.

malız olm, olayı eleştirmek değil amaç, olayi ifa eden çiftleri bireysel olarak kınamak. televizyonda görse ses etmez amınoglu, sen sokak ortasında yapınca, ayıp. nesi ayıp amına koyim sen sevişmiyor musun amın feryadı diye yardırmak var tabi.

olay, çocukluktan beri etken olan sosyal baskılar. lavuk onu ayıp bellemiş, gizli kapılar arkasında yapılması gerek diye bellemiş falan. tabu yani.

ideal toplumdaki sınırı belirliyecek zihinlerin bu platformda yer aldığını da düşünmüyorum birader. çok ucu açık ve derin bir mevzu.

bana sorarsan, toplum bilincinde yer alan bu tabuların irdelenmesi, halkın da bilinçlenmesi gerekir. ayıp diyene karşı nesi ayıpçılar yetiştirilmesi lazım ki öteki taraf azınlık kalsın ve baskılansın. bu da sürecin işi, pat diye olucak haller değil sanırım.

porno dönmediği sürece (gerçek anlamda) hakları gençlerin karışmayın (öteki türlü yasal şeysi var sanırım). millet ahlak mahlak ayağı yapıyor sanki seni öpüyo amk.

bu arada şu sıralar yokluktan ötürü sokakta görünce benim de moralim bozuluyor ama KENDİME SAKLIYORUM zira karışmaya hakkım yok, karışana da kafa atmak istiyorum.

cinsellik çok kuvvetli bir dürtü. her insan da bu ihtiyacını yaşayamıyor türkiye'de, malumunuz bazı toplumsal tabular yüzünden. sokakta öpüşmek bence bu yüzden ayıp. insanın canı çekiyor. aynı şekilde dışarıda aleni bir şekilde yemek yemeyi de tasvip etmiyorum. orda da insanın canı çekiyor. o yüzden bu muhabbet her açıldığında avrupa karşılaştırması yapmak saçma. her toplumun, her kültürün farklı dinamikleri var. ideal toplumda da sokakta öpüşmeyi tartışmadan önce insanların kafalarındaki cinsellik algısını tanımlamak gerekiyor. yoksa ''sanane'' diyerek hiçbir tartışmada haklı çıkamazsınız.

cinsellik 2 insan için özel olan bir durum. diğer insanlarla mümkün olduğunca az bunu paylaşmak en doğrusu bence. ha içinden gelir sevgiline sarılır öpersin ama bi konserde önümdeki çift 28 dakika boyunca ön sevişmeden hallice öpüşüyorsa rahatsız olurum. toplumu bırak birimizin evinde bi grup arkadaş toplansak bi çiftin diğerlerinin yanında uzun uzun öpüşmelerini de rahatsız verici bulurum. özel bir an ve şahit olmak istemem. bu da sevişmesin kimse toplum yasaklarına uyalım gençler mantığından değil.

porno izlemekten bile cekinen pornoyu ayip.goren insanlardan hosgoru beklemek de sacma iste.

ne.beklersin bole adamlardan

@219 taksim 3, Pornoyu ayıp görmüyorum, ayıp kavramın çok farklı ve porno izlemekten çekinmiyorum, sadece tercih etmiyorum. O görüntüler bana yapay ve rahatsız edici geliyor. Hoşgörü olayını da çok yanlış anlamışsın sen. Hoşgörü "aman canım sokak ortasında sikişiyorlar işte ne olacak eheh" demek değildir.

2. libero o. oyuncu değişikliği olmaksızın oyuna girip çıkabiliyor onlar, o yüzden formaları farklı renkte.

3. setlerde sırayla oluyor o işler.

4. belirli bir sıra var. giren oyuncu çıkan oyuncunun sırasını takip ediyor.

5. oyuncu değişikliği limiti yok. mecburi değil. kuralları da kenara gelip yerine girdiği oyuncunun numarasını göstermesi.

castle rock hostel..

eski bir şato zaten hostel.oldukça temiz ve inanılmaz merkezi. mutfağı filan da baya büyük. duşlarda temiz. kesinlikle tavsiye ederim..

Türkiye "o kadar" kötü bir yer değil bu aralar dünya genelinde her ülkede sorun var zaten, Türkiye'de sıkıntı son dönemlerde islami amaçlı baskı oluşturulma çabası ve gerçekten çok saçma konularla gündemi meşgul edip geleceği satma işleyişi.

Avrupanın belli avantajları var elbet fakat ben ülkenin terk edilecek durumda olduğunu sanmıyorum daha doğrusu terk etmenin iyi olacağını sanmıyorum.

İş imkanın olursa dön çünkü bu aralar pratikte en çok canını sıkacak şey işsizlik olur.

akp. akp. akp. akp. islam toplumu.

bölgesel ve kendi yargılarınıza göre iyi veya kötü olduğu değişebiliyor ama genel olarak baktığınızda,

mesela şu -> tartıştığı polisi görevden aldıran vekil çocuğu beni rahatsız ediyor, önyargılı çok fazla, kendi dinini ve ırkını üstün tutup seni de kendi kurallarına uygun davranmaya zorlayan insan sayısı çok fazla.

iki yüzlü dandik insanlardan oluşan büyük çoğunluğu eğitimsiz cahil halk , kendi gibi olmayanları kendine benzetme çabasında olan insanlar , ya sev ya terk et diyip kendini mahallenin horozu sananlar , gecenin şu vakti ilahi dinleyen komşular , sokaktan geçen davulcu , özellikle ezan sesinin desibelinin yükseltilmesi , devletin bazı konularda tekel olup anamızı ....... , yüksek benzin fiyatları , hemen her alanda yüksek vergiler , devletin sosyal hizmetlerde çoook geride olması , eyüp belediyesi zihniyetinde insanların coğunluk olup ses yükseltmesi , hapishanede ki öğrenciler , gazeteciler , fethullah gülen gerçeği daha sayıyım mı ?

3000 den fazla kazanıorum istanbulun göbeğine çok yakın oturuyorum , çekip gitmem ama niye diyecek olursan abuse ediorum sistemi ekseri ondan , batının sistemi abuse edilemeyecek kadar iyi

tartıştığı polisi görevden aldıran vekil çocuğu beni mutlu ediyor mesela çünkü kendinden güçsüze köpek gibi davrananların kuyrugu nasıl sıkışıyor sert kayaya tosladıklarında görüyoruz

o kadar kötü değil olması, yine de çok kötü olduğu gerçeğini değiştirmiyor maaalesef. keşke olmasaydı.

Avrupa ülkelerinde bunların hiç olmadığını söylemek aptal hayranlıktır, burada esas önemli nokta şu tamam hadi istisnai?! şeyleri(Rusya'da evsiz katliamı, Fransa'da yaşanan olaylar, İspanya ekonomisinin çöküşü vs) bir yana bırakırsak kabul, avrupa insana daha çok değer veren bir sisteme sahip fakat bu insan kendi vatandaşı, avrupada bir Türk olarak yaşamakla İngiliz olmak çok farklı şeyler, galiba giderim diyen veya kör batı hayranı arkadaşlar bu noktayı atlıyorlar biraz.

Kısaca dönmeni öneririm ben çünkü bu sistemi arzu eden adamlar kaçarsa bu ülke istemediğimiz zihniyete mahkum edilmiş olur ki kaçma fırsatı olmayanlara da yazık olur böylece.

@fatihkkk @want2die @ocanal
Anlıyorum dediğinizi, bunlar beni de rahatsız ediyor. Buradan haberleri okuyunca da rahatsız oluyorum. Ama bunların belki de hiçbiri beni doğrudan etkileyen şeyler değil İstanbul'da yaşasam (yaşarken). Evim-okulum-işim belli, takıldığım yerler belli, gece çıktığım yer belli. Ha diyeceksin ki "senin başına gelme olasılığı da var her zaman". Ama yok denecek kadar az o koşullar.

@mortac
Cahil kesimle alakam mimimum düzeyde olur, serserisiyle yobazıyla ilişki kurmam, hapishanedeki öğrenci-gazeteci beni bağlamaz (şiddetle karşıyım bunlara, ama benim hayatımı 1. dereceden etkileyen şeyler değil. yurt dışında da aynı etkiler). Hayat da her yerde pahalı. İşte sadece sosyal hizmetler, trafik kaosu, şehrin düzeni filan geçerli sebepler.

@lunedor
Doğru diyorsun. Avrupa'nın yerlisi gibi de değiliz burada tam olarak. Dışardan bakınca daha iyi görünüyor.

Evet. 32432523523. dünya ülkesiyiz.

3000 lira maaşla anca sürünürsün. 2000 lira sırf benzin, kira/mortgage, faturalar filan. Haftada 250 liran kaldı.

1 konser bileti -- 150-200 lira.
1 mojito --- 30 lira.
1 yemek en az 50. kız arkadaş filan derken genelde 100+.
1 sinema seansı (gf + popcorn filan) en az 50 tl.
1 saat otopark 10 tl.
.
.
.

edit: yanlış anlayanlar olmuş, 3k benim maaşım değil. ilk soruya cevap.

ülkenin istemediğim şekilde yönetilmesi ve o yönde şekillendirilmesi benim canımı sıkıyor, her 2 insandan birinin benle zıt fikirde bir siyasal düşünce içinde olması beni soğutuyor. iskandinavya,kanada yada avustralya; kaçarsam beni arıyacakları ilk yerler burası.

@long live rock n roll -> dude bağlamaz diyorsun iyi hoş ama sen onları değil onlar seni buluyor bu memlekette , mesela bugun ku kadıkoyde şiddet olayları ile ilgili mahkemede mayıstan beri hapsedilen adamlardan ikisi tesadüfen oradan gecmekte olan insanlar .. aynı şekilde daha bir kaç sene evvel 1 mayısta hastaneye gaz bombası atıldıgını unutma , akıllı adam zaten gidip mayına basmaz ama serseri mayın gibi bunlar ve çoklar , ağzına alkol sürmezsin trafiğe cıkarken kurallara % 100 uyarsın ama 18 yaşında tayyibin oğlu sana kırmızı ışıkta çarpabilir sonra butun kaza delilleri silinebilir.. yada bu memlekette jet fadıl ın milletvekili secilme sartlarına uymadıgı herkes tarafından bilinebilir ama o sırada hapiste olan adamı ilerde meclise sokmak için bu gözden kaçırılabilir.

@point me at the sky
Hiç öyle 8764385. dünya ülkesi değil Türkiye. Bazı konularda Avrupa'nın gerisinde olabilir ama olayı büyütüyor gibisiniz. Birçok ülkeden arkadaşım var benim. Söz gelimi ben İngilizlerin pratik olmaması, kötü havadan filan şikayet ederken Lübnanlı bir arkadaş "Burada sürekli elektrik var. Lübnan'da hemen her gün elektrik gidiyor" demişti de, neleri kıyaslamamız gerektiğini hatırladım. Ayrıca yaptığın hesap da uçuk; Yanlış değiller ama lüks. 2-3 odalı evi yalnız başına tutup en lüks yerlerde yersen, Avrupa'da da ortalama bir maaşla geçinemezsin. Yemek 50, mojito 30 diyorsan Etiler-Bebek'ten çıkmıyorsundur. Evi de paylaşırsan faturalarla 1000 lira rahatlıkla yeter masraflarına.

@jedilance
Canını sıkacak şeyler her yerde var. Dünyanın başka bir yerinde yaşasan da yabancılık çekeceksin, emin ol.

@want2die
O kadar sefasını süremem Türkiye'nin ama gene de geçim derdim olmaz, tadını çıkarabilirim diye tahmin ediyorum. Bakalım zaman ne gösterecek...

@mortac
Ya o kadar zaman yaşadım ben de Türkiye'de, başıma bir iş gelmedi. Tamam, belki haklısın, ihtimal Avrupa'ya göre daha fazla belki. Ama her yerde böyle şeyler var. Avrupa'da da katil var, terörist saldırısı oluyor. Esas mesele bu durumun ruh halindeki yansıması. Ki onu da, hayatını belli bir çerçeveye uydurursan aşabilirsin.

çoğu nefretle yazılmış objektiflikten uzak şeyler.

Türkiye ne çok iyi ne de çok kötü, evet bir baskı var, evet benzin pahalı ne bileyim başka şeyler de var. Tamam da bunların olması bir ülkeyi en kötüler kategorisine mi sokuyor? Kuzey Avrupa ülkeleriyle karşılaştırırsak tabii ki kötüyüz, ama o zaman dünyanın yüzde 90 ı kötü kategorisine giriyor.

Bir ingiliz hocam vardı, bana ingilterede gece sokakta bulunmanın türkiyeye oranla daha tehlikeli olduğunu söylemişti, sadece bir örnek. Ayrıca avrupa'da direkt olarak 2. sınıf vatandaşız.

Yemeğe 50 lira veriyorum diyen arkadaş, bir düşün bakalım yaptığın şey normal mi değil mi? Şu dünyada kim yemeğe istediği kadar para verebiliyor söyler misin? Ayrıca o 50 liralık yemeği ucuza yiyebilmen için üreticilerin aç karna çalışması gerekir, anlıyorusn umarım.

parasi olana iyi, olmayana kötü. bu kadar basit.

@long

gidip burger kingde yemiyoruz heralde bu yaşta. etiler-bebek değil asmalı, taksim, cadde filan onlar. en ortalama yerde bile 2 kadeh şarap veya 2 bira 20-30 lira zaten yemeğin yanında.

"merkezi" yerlerdeki kiralara ve benzinin fiyatına bir daha bakmalısın.


sıralamayı farklı kriterler üstünden yapıyoruz sanırım. tartışmanın anlamı yok.

Zaman zaman yasanabilirlik olcegi arastirmalari yapiyorlar dunyadaki sehirler arasinda. Ulasim, gelir dagilimi, isdihdam, sehirlesme, suc orani vb gibi onlarca parametreyi goz onunde bulunduruyorlar. Vancouver, Cenevre, Zurih basa oynarken Turkiye'den sehirler uganda, somali irak, afganistan gibi ulkelerin sehirlerinden biraz onde geliyor.

Bir de Turkiye'de beni en cok rahatsiz eden agir sinif yapisi. Insanlarin statu meraki, her seyin statu gostergesi olmasi ve bunun getirdigi sonradan gormelik. Tahammul edemiyorum. Gelismis ulkelerde bu durum bu kadar agir hissedilmiyor. Evi boyamaya gelen adam dunyanin bir cok ulkesinde tatil yapmis olabiliyor. Felsefe tartisabiliyor. Bir kere Cenevre'de binayi temizleyen amca eline gitarimi aldi Wish You Were Here caldik birlikte.

*öncelikle türkiye kötü bir yer değil. özellikle açlıktan asla ölünmeyecek olması gibi bir avantajı var memleketin. çünkü ekmek, su ve bilimum yiyecek ihtiyaçları dünyanın neredeyse tamamından çok daha ucuz ve taze/kaliteli. bu nasıl avantaj demeyin oh avrupa avrupa fırsat bulsam kaçcam sana dediğimiz ülkelerde düzenli olarak her sene açlıktan ölen 20-50(doğu avrupada bu rakam coşuyor) insan var. ha geneli evsizler, sarhoşlar vb. ama bu bir sorun.

*ikinci olarak devletler insana hayatına daha saygılılar, ama vatandaşlar o kadar da değiller. 3000 lira maaşlı arkadaşın hesabına da hayran oldum anasını satıyım. lüks bir yaşam şekli o:

*en önce konser bileti 150-200 lira değil. konsere her ay gitmiyorsun, gitsen bile bu bir ihtiyaç değil lükstür. evet mojito 30 lira lanet olsun, bu da bir lüks ama arkadaş. yaşama hesabı yapıyorsan aylık alışveriş-elektrik-su hesaplarsın. yemeği evde yemek gibi bir seçenek var madem büyüdük, adam olduk para kazanıyoruz. her akşam her akşam kız arkadaşla dışarı çıkmıyoruz, kaldı ki kız arkadaşımız da olmayabilir, varsa da alman usulü denen şey var. maddi durumun sürekli yetmiyorsa kızla masraf paylaşırsın. yok öyle 100+ falan yani. 1 sinema seansı 25-50+ ona katılıyorum. bu büyük şerefsizlik benim nezdimde de, ama avrupada daha da pahalı. otopark ve benzin gene lüks oluyorlar, 3000'e sürünürsün diyorsun arabayla geziyorsun. istanbul'da araba hamallık. kısaca bu arkadaş lüksleri koymuş sadece, yaşam ihtiyaçlarını değil yani.

*insanlar dünyanın merkezi istanbul'da yaşadıklarından hemen istanbul'u baz alıyorlar türkiye dendiğinde, bir de medyada çıkan kötü haberleri. fırsatım olsa gidicem bu sebeple diyen arkadaşların hayallerindeki ülkelerde bunlardan beteri oluyor. ülkemden utandım diyoruz bir olay olunca zaten utanmak için millet sıraya geliyor. türk insanı dünyada tanıdığım objektiflikten en uzak milletlerin başında geliyor. her şeyi işine geldiği gibi anlayıp dramatize etmesi de ayrı bi şey. bi başlık vardı sadece türkiye'de olabilecek olaylar mı ne diye, işte okudukça görüyorsun ki bırak türkiye'yi dünyanın her yerinde olan olaylar oradakilerin çoğu, ama insanlar bilgi sahibi olmadan fikir ve hattı yargı sahibi oluyorlar.

bunları da geçersek gittiğiniz ülkede sanatçı vb. değilseniz, ikinci sınıf ve bazen üçüncü sınıf vatandaş olarak davranılacak size. daha say say bitmez.

avantajlarını da sayabilirim avrupada yaşamanın, ama o da çok uzun sürer. kısaca sevgili dost, avrupanın da türkiyenin de yaşamak için avantajları ve dezavantajları var, ama türkiye'de yaşanmaz diyen dingilleri de dinlemeyeceksin çünkü memleket dışı fikirleri objektiflikten çok uzak.

sadece para değil; toplum, ülke refahı ve düzeni gibi şeyler de etkili oluyor hacı.
ayrıca 3000 tl maaş çok sosyal bir insan için anca denk gelir. istanbul en güzel ve en büyük şehirimiz ama çok yorucu ve yıpratıcı her şey sorun. geriye kalan illere gitsen burayı tutmuyor. kanada gitme imkanım vardı o zaman vazgeçtim şimdi bazen pişmanlıklar yaşıyorum gitmediğim için, istesem şimdi gidebilirim ama önceden gitmek ve geleceğimi orada kurmak isterdim.
son olarak oralarda kalacaksan artık ben buraya aitim hacı demelisin bence.
her yaz bmw x5 alıp tatile türkiyeye geleceksen mutlu olamazsın.
gelenlere bakıyorum da sanki orada suyun altında duruyorlar da buraya gelince nefes alabiliyorlar.

açarsak "ebru gündeş'in de bulunduğu fotoğraf" a denk geliyor, ilk tanımdan sonra böyle kısaltabiliyoruz diye biliyorum.

edit: neyin kafasıyla yazmışım ya.

ama aynı sebep olabilir.

"7. önemli değildir, zira fotoğraftaki asıl figür mahsun kırmızıgül'ün 1994'te giydiği cekettir."

"9. sanki fotoda ebru gündeş'te var."

yani 7 numaralı entrynin devamı olarak okumak gerekir. burada tanım devamı oluyor. eğer 7 numaralı entry silinirse 9 numaralı entry "devam ettirdiği entryler silinmiş" gerekçesiyle dilinebilir de mesela.

sana öylesi gelmiş benim arkadaşım polonyadan gelmişti hiç çekingen olmadıklarını anlayacağım kadar bir sürü hikaye anlattı.....yavşak.

kizda bir sorun varmis panpa.

yani durum aslinda tamamen tersine, gavurlarda erkekler merhaba niyetine kizlari operler, tabi tanidigi arkadasi olanlari, aksine erkek erkege temazlarda daha cekingenlik vardir zaten buraya gelenler de allah allah turkiye'de gayler ne kadar serbestmis derler, enseye saplak onlar da tabudur. ayrica insanlar turk musluman diyince aman politically correct olayim diye kendilerini kasiyorlar, moderen bir insan oldugunu anlayinca rahatlarlar. sen kendini rahat birak turkiye disinda her yerde kizlar rahat zaten birsey olacagi varsa kor degilsen sinyalleri alirsan olur.

genelde erkekler ile kadinlar tokalasmaz. tek bir opucuk ile hallederler isi.

türk olduğunu duymuşsa korkmuş olabilir, ciddiyim.

bir de polonyalılar az buçuk dindardır, katoliğe denk gelmiş olabilirsin.

2 seneye yakın süredir Polonyada yasıyorum.
Çekingen değiller. Kızın yapısı öyledir. Bizde de vardı bi manyak, konuşmazdı hiç

bence o çekingenlik kıza özel bi durum. polonyaya genellemek haksızlık olur. allah bilir ne derdi var o kızcağızın. görmeden aşık oldum amk :D

modern family

20 dakika değil ama knedisi mini dizidir. filmiyle paralel: sherlock

edit: yabancidiziizle.com

weeds

hiç düşünmeden death note dal derim. bölüm başı 20 dakika.

gerçi süre sıkıntın varmış, bir bölüm bitince diğerine geçmemek sağlam yürek ister baştan uyarayım. hepi topu 37 bölüm zaten.

new girl
2 broken girls

izlemediysen friends

+new girl

7 bölümlük 'feyyaz' diye bir internet dizi var.20'şer dakikalık bölümlerden oluşuyor.Disko Kralı kadrosunda geçen yıl yer alan Feyyaz Yiğit'in dizisi,bence çok eğlenceli.Mynet Sebastiyan üzerinden yayınlanıyor.
Bir de Black Books var.2000'lerin başında çekilmiş ve 6şar bölümlük 3 sezondan oluşan adam akıllı bir komedi dizisi.olaydı da izleyeydik...

death note +1

1. friends
2. friends
3. friends

eğer hala izlemediysen the big bang theory.

it's always sunny in philadelphia

en eğlencelisi........ coupling

friends, coupling, modern family, seinfeld, flight of the conchords, episodes, entourage(28 dakika falan genelde), scrubs....

the IT crowd. geek, nerd dizisi. big bang theorynin british versiyonnu bir nevi.

sorduğun soruların hepsi cevaplanıyor dizide bence cevapları duymak yerine izlesen daha zevkle izlersin ama istersen sana orjinal dildeki kitapların en sonuncusunda ne olduğunu anlatıyım diziyi hiç izleme :D

Sonradan açıklanacaksa anlatmayın. Ama bir kısmını ben kaçırdım gibi geldi. İlk 2 soru belki açıklanır ama 3. sorunun muhabbeti önceden geçmişti de ben anlamadım.

Bu arada daha diziye başlamadan önce, 2. sezon 1. bölümü izlemiştim, o yüzden bir miktar spoiler biliyorum zaten. Bir de aileleri kavramak için google'dan "game of thrones family tree" diye aratıp inceledim; bazılarında "X tarafından öldürüldü" gibi notları istemeden gördüm :/

1- ned birz geç kaldı taht odasına gitmekte. önceden gidip joffrey krallığını ilan etmeden belgeyi sunmalıydı.

2- şehir muhafızlarını ned'in adına satın alacaktı ama lannisterlar için aldı.

3- ilerde öğrenirsin.

buralar Game of Thrones ile dolacak.

GoT

mad men'e başlamak zordur ama dizi harika. sabrın varsa tavsiye ederim.
game of thrones daha akıcı ya da şöyle söyleyelim, daha fazla olayın olduğu bi dizi.

Rekalm dünyası ile ilgiliysen madmen i çok seversin. Game of Thronesunda tadı başka. kısaca ikisinide izle.

mad men döver her türlü.

2 bölüm Game of Thones, 1 bölüm Mad Men izleyebilirsin mesela sırasıyla :)

game of thrones ergen ekşicidir. mad men girdiği ortamda karizmasıyla dikkat çeken kır saçlı beyefendidir.

game of thrones'la başla hemen bitirirsin zaten. mad men'i daha geniş zamana yayarak izlemek lazım.

game of thrones ı daha hiç izlemedim. izleyecem ama öncelik 5. sezonunda olan madmen de.

ağır dizi madmen. herkes izleyemez.

sub etha dan eksistats a gir orada ghe arşiv var. oraya tıkla . haftalara tek tek bak. en beğenilenlere girmişse oradan bulabilirsin.

Dear Mrs/Ms Surname olabilir.

evli/bekar/dul vs. durumunu bilmiyorsan Ms kullanmalısın

gidip çok seven arkadaşım var. git-gör bir şey kaybetmezsin kanımca. ek olarak turnuva varken değil de, şehir kendini bulunca gitmek daha doğru gibime geliyor.

hareket azalıyor şehirde yaza doğru öğrenciler falan döndüğü için. 5 günlük turistik birşey yok ama.

stelios kazantzidis alayına gider.

şurada güzel öneriler var:
www.eksiduyuru.com

youtu.be

(bkz: ünlü daralması)
yeyen değil yiyen deriz.

duyuruda cevapladığım 2. duyuru bununla ilgiliydi :) (git: 25690)

aslında bunlar imlâ tercihi kategorisinde değerlendirilebilecek şeyler. zamanla değişime uğramış kullanımlar çünkü. bu şekilde birçok değişen kullanım var. o yüzden doğrusu şudur denmesini doğru bulmuyorum. örneğin mastarla isim olarak kullanılan eylemlerin sonundaki K sert sessizini yumuşatmayı bırakıp y harfine dönüştürdüler. vermeğe, gitmeğe, kalmağa, yapmağa, gibi. hala bu şekilde kullanan insan var. tercih.

"deyip" tdk tarafından doğru kabul edilmesine rağmen anadolu aksanını çağrıştırıyor, bu yüzden genelde rahatsız edici bulunuyor.

ben "diyip"i kullanıyorum.

"deyerek"/"yeyerek" değil "diyerek"/"yiyerek" kullanıyoruz, ama "dedi" yerine "didi" demiyoruz. kurallar çok da köşeli olmamalı zaten.

dil bu kıvrak, oynak olsun biraz. "özdemir asaf türkçe bilmiyor" mu diyeceğiz aksi halde... (bakın burada da "deyeceğiz" değil "diyeceğiz" dedik.

arkadaşlar, long live rock n roll okunuşunu değil, yazılışını sormuş. yoksa kimse zaten deyip demiyor. tıpkı tane tane "evet, yarın bunu ya-pa-ca-ğım" demediği gibi.

yazılışta 'deyip' yazılır. kitaplarda doğru yazım hep bu biçimde. yeyip/yiyip'te ise emin değilim. sanırım aynı mantığa göre yeyip. ama konuşurken elbette yiyip diyoruz.

www.akilli.tv

Like Toy Soldiers

Eminem - Like Toy Soldiers
www.youtube.com
Bu da orijinali:
www.youtube.com

like toy soldiers. çok güzel şarkı yaaa.

elvisin bir şarkısını hatırlattı bana ama hangisini olduğunu hatırlatmadı.

Buldum!!

"Pet Shop Boys - West End Girls" şarkısında, 1:04'te başlayan bölüm.

www.youtube.com

Kafayı yemek üzereydim!! Şimdi gönül rahatlığıyla uyuyabilirim.

Hatun kafası olur öyle.

bence söz hoşuna gitmiş olabilir.

yeni birisi hayatına girmediyse bile girdiği an senden ayrılacakmış gibi duruyor. her ne sebeple olursa olsun yakışık almamış

belki de o someone sizsiniz.

bence someone değil de anyone oymuş gibi

bence someone sensin. seninle olana kadar kimseyle iyi gitmemiş işte. ve sen nedenini göstermişsin. bi kız gözüyle bu şekilde algıladım ben. ve hatta sevdiceğiniz pek sevgi pıtırcığı modunda bile olabilir bunu paylaşırken. kötü düşünmemek lazım.

Bugün görüştüğümüzde "ne demek o paylaştığın?" diye sorayım mı?

Bir de ekstra not; kızın aybaşı şu ara.

panpa sen hayatına girmişsin ve anlamış ki sensiz olmaz ne kasıyon amq... ulen ya değerini bil... döverim lan seni... sev kızı...

hesap sorar gibi değil de, oynaşma tarzı böyle "kimmiş o someone" diyebilirsin. o an zaten ya romantizmin doruklarına ulaşırsınız, ya da bizim tahmin ettiğimiz gibi değilse o durum anlaşılır. ama sakın hesap sorar gibi bir tavır olmasın. sonra "iyilik de yaramıyor" triplerine girebilir hazır hassas dönemdeyken.

mansaı çok derin: ben adama bilezik gibi geçiririm demek,
saksıya fesleğen gibi oturturum anlamı da çıkar.

güzel şeyler söylemiş senin için ama sen gö.ünden anlamış olabilirsin

hatun kafasi+1

sende paylaş aynısını

oha ama bende olsam alınırdım

kız huzursuz,umutsuz ve hafiften pişman gibi görünüyor normalde kızlar böyle şeyleri açık etmez,bigün sabah uyandığında tak diye çakardı ayrılık mesajını ama sinyal vermeyi seçmiş regl döneminin duygusallığıyla bu sefer...

bence de anyone: sensin diye düşünüyorum.

ve sor kimmiş o someone diye? umarım biz yanılırız:)

@ok by:

"
Bir gün,
hayatına biri girecek
ve neden başka kimseyle hiçbir zaman
başaramadığını (ilişkinin yürümediğini) görmeni sağlayacak.
"

demek.

ben direkt seninle olmuyormuş da ileride daha iyi bi ilişkinin hayalini kuruyormuş gibi algıladım. normal diil

bence bu, direk konuşmalık olay. git konuş. nedir ne değildir anla. şahsen eğer o "someone" ben değilsem, yediremezdim bunu kendime. konuş.

iyi bişey demiş işte. o sen girmişin kızın hayatına öbürkülerle neden olmadığı şimdi anlaşıldı işte demiş kız. ne diye kötü anlam çıkardınız ki?

bu ilişki haftaya biter, demedi deme memati

bısey yazıyosunuz sonra ben merak edıyorum ama ne oldu sonuc:D

Kızla konuştum, bundan bahsettim; "sadece arkadaşım paylaştı, söz hoşuma gitti o yüzden paylaştım. zaten facebook'ta nasıl paylaşım yaptığımı biliyorsun" dedi. Gerçekten de sık sık bişeyler paylaşıyor, belli ki çok derin düşünmemiş paylaşırken.

Ama ardından tekrarlayıp "merak ettim neden olduğunu, orada 'someone' mı yoksa 'anyone' mı olduğumu, çünkü 'i love you' demek istemiştim" dedim (kız türk değil; ingilizce iletişiyoruz). İlişkimizde dördüncü ayı dolduruyoruz ve ilk kez biri "i love you" dedi ötekine... Ama olay daha da garipleşti; o bana aynısını söylemedi. Duyduğuna çok mutlu göründü ama "bunu daha önce hiç kimseye söylemedim" dedi, ki bir sene süren ilişkileri filan var kızın. "hayatımda sadece bir kişiye söylemek istiyorum; birkaç ay ya da bir yıl yeterli değil bence" dedi.

Tamam, "seni seviyorum"u hayatı boyunca tek kişiye söylemek istiyorsa bunu anlıyorum, haklı kız; sadece o sözün tanımı ikimiz için farklı demek. Ben de "i love you" derken "seninle evlenmek istiyorum" demek istemedim. Ama gene de şimdi yalnız kalıp düşününce garip hissetmedim değil. Bir önceki ilişkimde, ikinci ayımızda "seni seviyorum" dediğimde "hiç söylemeyeceksin zannettim; ben de seni seviyorum" cevabını alınca insan farklı bir reaksiyon bekliyor sanırım.

o zaman aslında net bir şey var ki kızın derdi hala someone.
ilişkilerin zaman aşımını düşünürsek ilk 4 ayda çıkmayan aylavyu çıkmaz, sen şimdi ilişkiyi bitirmeye kalkma ama soğu bi :D yarın bır gn ayrılırsanız cok yıkılma yanı

juxtaposition mu neydi?

dilemma?

şunlar olabilir:
evaluate
deliberate
consider
ponder

daha teknik bir kelime olarak "benchmark" var. birleşik kelime hem de.

Tradeoff!

yapacak bir şey yok.

www.youtube.com

senınkının 100 katını ben yasıyorum ve sonrasında bas agrısı yasıyorum delı gıbı.pasıflora alıyordum 1 kasık oda bır ıse yaramıyordu fazla. en ıyı guzel bır dus al uyu.bırazda cıkolata ye.

sabır..her şeyin üstesinden sabrınla gelebilirsin..sadece inan..sevgiline inan..sevgiye inan..ha bir de kadınlarla çatışmayacaksın..ne diolarsa he diyeceksin..yoksa sonu yok o kavgaların..

www.eksisozluk.com

Mevzu telefonda geçiyorsa cep telefonunu duvara fırlat. Yok yüzyüzeyseniz, cama yumruk at. Elinde sigara söndüren de gördüm ama bilmiyorum artık, karar senin. Duvara da yumruk atabilirsin.

"ölümlü dünya siktir eet" tesellisini ver kendine. ben denedim %100 çalışıyor.

sevişin

Empati yaparsan karşındakini anlarsın, anladığın zaman sinir kalmaz zaten.

karsidakini anlamak problem degil ki bazen. anliyorsun, empati yapiyorsun ama yine de cok sacma/bencilce/bos kapris gibi geliyor.

Kimse dememis ben diyeyim hemen :). cok oluyorsa bu fikir ayriliklari ve bununla yasayamiyorsaniz, orta yolda bulusamiyorsaniz veya fikrine saygim var ama ben boyle yapmayacagim deyip tolere edemiyorsaniz ayrilin.

31

ben çok sinirlenince pes 2012 oynuyorum. böyle sert tekmelerle giriyorum rakiplere.

o şeyden ya. clapton sadece girişi çalıp bırakacak sanıyorlar. sözleri girince "oha efsanevi bir layla yorumu dinleyecez" farkındalığını yaşayıp iyice alkışlıyorlar.

ben yıllardır böyle yorumlamıştım o iki alkış olayını.

yok daha şarkı ilk saniyeden belli oluyor, layla clapton'un en sevilen vs. şarkılarından olmasından ötürü millet gaza geliyor, zaten ikincisinde ufak bir alkış kopuyor amerikalıların her sike bağırmasından ötürü falan, nakarata girerken de hafif bir gazlama var bakarsanız.

ilk defa çalınmış olmasından ötürü vokalin bu kadar blues tonunda olmasından da daha hoş olduğunu düşünüp de alkışlamış olabilirler ama şuursuzluktan değil.

en.wikipedia.org

1)ticketmaster a mail at

bileti sat.

hiç birşey yapma. hehe. yok bence de mail at. adamlar hediyemiz olsun falan diyecekler muhtemelen sana. o zaman satarsın

Gutierrez normal bi abimizse, "nerde uleynnnn benim bilet?" diye ciyaklayacaktir. Ticketmaster da "sakin ol sampiyon, aha bi daha yolluyoz senin bileti" diyecektir.

Ozet: Hic bi sey yapma. Boyle seyleri dert etme. Uzun yasa, rock n roll yapmaya devam et.

yolla panpa

bence ticketmaster'a mail at, cevap vermezlerse de satma bence. Ne bileyim bir hatadan böyle nemalanmak hoş değil gibi benim açımdan.

satabiliyorsan sat. net. hatadan da nemalan bol bol. nedir yani...

Gutierrez benim hacı .tesadüfen gördüm burayı. bana geri yollar mısın.
adresi vereyim dur.

CESD Talent Agency
(Talent Agency)
10635 Santa Monica Blvd.
Suite 130/135
Los Angeles, CA 90025
USA
Phone: (310) 475-2111
Fax: (310) 475-1929

p.s.:yersen

akorları ve ritmi amaaaan hiç bişey yapma canımaaaa minneeetle aynı gidiyo. şarkının adını bilmiyorum. ama hepsi birbirinin aynısı zaten bişey çıkmayabilir.

edit: hatta sözler de o

klip canıma minnet:
www.youtube.com

sanırım yunana okutmuşlar şarkıyı ya da "bot" da olabilir. söyledikleri kelimeler türkçe sadece kelime vurguları ağır yanlış. azerice hiç böyle bir şey değil bu arada.

Evet tamam üçünüzün dediği de doğru.

Benim yorumum: Ulan bula bula Serdar Ortaç'tan mı çaldılar şarkıyı?!..

@long live rock n roll Acaba onlar Serdar Ortaç'tan çalmadan önce SO kimden çalmış? Ayrıca gerçekten SO'dan çalınmışsa bu umarım birisi topu topu 7 nota var kaç ayrı beste yapılabilir ki der ve aradan sıyrılır.

nüfuzuna al ayrıl olm bu ayrılmak ne denli zor geliyor insanımızı mutlu değilsen anlaşamıyorsan ay-r-ı-l

reyiz önce mazinin rehavetini bi üstünden at, dönüp baktığında olumlu mevzuları hatırlaman beyninin puştluğu. belli ki kısa süreli bir ilişki dönücek ortada, ona göre ayar ver, tecrübenin her türlüsü muhteşem bak, yapmadıklarını yap, demediklerini de, insanları tanı. o esnada yakınlaştığın ilk hatuna doğru yanaşmaya bak. gerisi gelir zaten.

Genelde konuşup sıkıntılı olan halleri düzeltmeye çalışırım fakat nedense sürekli can çıkar huy çıkmaz mesajını alırım ilahi bir şekilde. o Yüzden ayrıl

benim durumun aynısı !

Bir kere eski sevgiliye aklın gitmese daha iyi olur tabii. Adı üstünde ''eski''.
Yenisiyle de durum konuşulup düzeltilebilir gibi değilse ayrıl derim.
En azından iki sevgilin olmuş, buradan sevgili bulma konusunda başarısız bir insan olmadığını anlıyorum.

seviyorsan devam et, sevmiyorsan ayrıl.
aşk abi bu ortak iş kurmuyorsunuz ki:)

hocam suan net bir sekilde kiz ne yaparsa yapsin gozune battigi bir noktaya gelmissin. muhtemelen uzun suredir icinde tutuyosun baya canini sikiyo artik en ufak bi sey bile sinir bozucu olabiliyor.

eger tahmin ettigim durumdaysan ayril. dusunme

yanımda biri olsun diye devam ediyosan hiç etme.

Haklısınız gençler genel olarak. "Düzeltmeye uğraş ama olmayacaksa da ayrıl".

Gerçi benim durumumda hiç problem değil bu aslında şu an. Çünkü bundan birkaç ay sonra mezun olup gideceğim buralardan. O zaman zaten ayrılacağız muhtemelen, o da tahmin ediyordur. Şimdi zaten sınavlar içinde filan hiç ayrılıkla uğraşamam, biraz daha devam etsin böyle.

Ama ben genel olarak merak etmiştim biraz; doğru kişi olmadığını anladığın anda ayrılacaksan bazı şeyleri kaçırmış oluyorsun hayatta. E bir noktada da bitmesi gerekiyorsa o 'bir nokta' ne zaman olmalı?

Eski sevgilimle birbirimizi deli gibi seviyorduk ve çok iyi anlaşıyorduk ama devam etsek ileride büyük sorunlar olacağını biliyordum, mantığımı kullanıp severken terk ettim. Ama işte onunla bir yıl birlikte olmuştuk; iyi anlaştığımız için de bağlandık ve ayrılık acı dolu oldu. Bu yeni sevgiliye kadar acı içindeydim. Şimdi hala ara sıra düşünüyorum.

Onda da ayrılık "şehirden gidişim"e denk gelmişti. Sanırım olmayacağında, ayrılmak için başka geçerli sebepleri bekliyorum ve değerlendiriyorum ben.

bende hiç sorun olmadı ama mesaj alındı einstein.

mecbur gelecek. ya fenerbahçe ya galatasaray. ha verirler mi onu bilmem işte :)

ben sahaya inenler ve futbolcuları öldürenler olur diye düşündüğüm için fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istiyorum.

Kesin cevabı bilmiyorum ama kupa gelmez bence. Maçtan birkaç gün sonra kupayı kazanan taraf (umarım biz oluruz :)) yapacağı bir organizasyon ile kupayı kaldırır.

evet uydurdum.

hafta içinde karar alıp götürmeyebilirler olay çıkmaması için. özel durumlar söz konusu sonuçta.

Kupa getirilir de çok açık söylüyorum gs alırsa o turu attırmazlar. Zaten bence gslilerde atmak istemez.

ama ama ama şu var çok içlerden gelen bir ses, tüm bu olaylara tepki belki bir imkansız gerçek olur ve fenerbaçe taraftarı alkışlar çünkü zira şu bir gerçek bu sene şampiyonluk önemli değil bu sene önemli olan emekti,onurdu,mücadeleydi ve gelinen nokta da iki kupa içinde de adını finale yazdırarak bütün bunları başarmış durumda fenerbahçe. belki iki kupa da alınacak belki iki kupada kaybedilecek ki biriniin evinde kaybetme olasılığı var ama bana göre önemli değil artık. Ve eminim ki sağlıklı düşünen her fenerbahçel i de bu şekilde düşünüyordur.

Galatasaray alırsa vermezler bence, sebebi de hemen "çok mantıklı(!)" bir şekilde "işte efenim güvenlik gerekçeleri, tahrik olmasın" falan olur. galatasaray kendi sahasında kutlayacak falan derler.

ama hasan şaş'tan yeni bir ulubatlı souness çıkar mı hep birlikte göreceğiz :)

galatasaraylıyım ; sırf kaos çıksın , gerekiyorsa bizim bir iki futbolcumuz yaralansın öldürülsün ama ilelebet fb'den kurtulalım diye o maçı kazanıp kupayı faşist köpek saraçoğlunun isminin verildiği stadda kaldıralım istiyorum

belki bana öyle geliyodur da ben görüyorum valla.

sol frame sürekli hareketli olduğu için entry girildikten en fazla 10 dakika sonra 2. sayfaya ve oradan da 3. sayfaya düşer. dolayısıyla sizin baktığınız zaman bu 10 dakikalık dilime denk gelmiyorsa göremeyebilirsiniz.

yanında (8) olduğunu bile gördüm, sürekli takip ettiğim için olabilir.

yanlış hatırlamıyorsun ama 1. bölümde spartacus'un karısını ilk yanından alıp götüren işkence görmesini sağlayan glaber o yüzden öldürttü olarak geçiyor olabilir.

"karımı elimden aldın" derken onları ayıran ve ozgurluklerını elınden alan ve karısının bu olaylar sonrasında ölmesine sebep olan glaberdi. bundan bir hata yok. oldurme işleminin kimin tarafından yapıldıgının bır onemı yok zaten karısı gelırken saldırıya ugruyor o arabada. yanı spartacus oyle bılıyor. bunu yapanın glaber oldugunu dusunmuyor buna sebep olanın glaber oldugunu dusunuyor.

gitme sonra pişman oluyor insan. ilk takımında yaptığın yatırımları görünce içi gidiyor insanın.

Save'leyip gider; achievement'ı alır, geri loadlar, takımımla devam ederdim.

İmza: İskoç 4. liginden Stranraer'le 4. sezonunda 2. ligde küme düşmemeye oynayan uii

Aha teklifi yaptılar. Yıllık 220K pound alan bana 1.6M önerdiler. O bişey değil, 22M transfer, 95M wage bütçesi. Ulan kanıma giriyor gibiler. Hani Manchester falan olsa sallamam da Liverpool olunca insan önemsiyor. Gerçi düşününce, istesem yeni oyun açıp alırım Liverpool'u ama böyle olunca da tadı başka, bilemedim.

gitme lan vefasızlık yapma.. oyunda bile dayanamıyom amk..

abi takımım için uğraştığım oyuncular aha bunlar.

picasaweb.google.com

şimdi geçen tüpçü başkan "dubbed as next marco materazzi" olan adamı 2M e başka takıma sattı ben de tası tarağı toplayıp gittim, juventusa 30 m bütçe 2m wage 800 k su kullanılıyor. takım dağılmış zaten o sorun değil.

neyse dedim bari bi kaç oyuncu çekeyim beşiktaştan ve ordaki fabian denen kaleciye beşiktaşın çektiği rakam 93M evet 93M.

Hay sikeyim tüpçü başkan gibi deyip geri döndüm saveime

Pazarlıkla senelik 1.8M mayışa kabul ettim ve ayrı save ettim onu. Dönüp Vauxhall'la oynayacağım şimdilik. Hiç baştan takım ve oyuncu tanıyıp transfer ayarlayacak halde değilim.

Sağolun var olun. Birkaç seneye şampiyonluk kısmetse :)

aynısı bana da oluyor, belirteyim

aha bende de oluyor. chat yaparken donup kalıyor kapatıp açmak gerekiyor.

chrome'dan kaynaklı. bana da oluyor.

chrome arabelleği sapıttığından oluyor. arabelleğe alırken donuyor kalıyor. ya uzun süre beklemeniz ya da kapatıp açmanız gerek

Sezonları karıştırıyor olabilirim ama Lost'da da oynayan kişiyi diyorsun galiba. Penelope'nin kocası, Desmond (Henry Ian Cusick).

Başka kapıya kardeş. bu konudan muhabbet falan çıkmaz.

Sevgilinle dansa git, onunla bu konuyu tartışma bile.

Valla hacı bir türk için disko karı düşürme mekanıdır her daim, diğer amaçla gitmek sıkıcı gelir yani, ben de benzer düşünüyom.
O nedenle sevgiline güveniyorsan ve/veya sevgilim başkasına kaçsa umursamam diyorsan onla gitme. ama sahip çıkmam gerek, diskoda millet bişi yapmasa bari diyosan git.

her hafta diskoya mı gidilir la, bayar hakkaten yaa...

Haftada 3-4 saatini sevgilinin sevdiği bir şeye ayırmak olarak bakarsan olaya belki katlanması daha kolay olur.

ortak ilgi alanınız değilmiş demek ki.. zevk almayarak gidiceksen gitme bence.

ayda 1 eşlik et. beraber her ikinizin de hoşlanacağı aktiviteler yaparsınız.

hayata bi kere geliyoruz. oyun oynamak istiyotrsan oyun oyna o vakitlerde..

sen gitmezen başkasıyla gider ve zamanla kızı elinden kaparlar. ki bu o kadar uzun bi zaman sürmez zaten. sevgilinede sakın fazla güvenme bu konularda. bu tip kızlar kendileri gibi yaşayan, eğlenen sevgili isterler. kimseyi avutmayı sevmezler, canları dans etmek istedimi kendilerini evde tutmaya çalışan erkeklerden zamanla soğurlar. madem ayrı dünyaların insanlarısınız o zaman ya ayrılacaksın ya da seviyorsan mecburen ona ayak uyduracaksın. zira ona ayak uydurmazsan zamanla senin yerine kendi kafasında birisini bulur ve senin kıçına tekmeyi basar. zaten kendin söylemişsin yalnız bırakınca etrafı hemen erkeklerle doluyor diye, görünen köy kılavuz istemez misali.

@blackmail: Kız hakkında tek bildiğin dans etmeyi seviyor oluşu. Sırf bundan bu kadar yargıya varışın müthiş, insan sarrafısın herhalde. Kız dansçı bu arada, dans etmeyi seviyor oluşu şaşırtıcı değil. Etrafının erkeklerle dolmasının sebebi ise güzel olması. Öyle olunca da beni yanına çağırıyor ötekileri def etmek için. Herneyse, niye açıklıyorsam ki...

Diğer herkese teşekkürler. Muhtemelen kızla konuşurum bir bu konuyu. Belki ara sıra yalnız gitmesini söylerim, ara sıra da ben eşlik ederim ona. Yani yapacak işim olduğunda ya da hiç gitmek istemediğimde evde otururum ben.

@long live rock n roll

sensiz gitmesine ne diyeceksin peki? sen yokken o erkekler etrafını sarmıyorlar mı sanıyorsun. her gelene yok benim sevgilim var mı diyor sence? ee alkolde var ortamda, neyi tartışıyoruzki daha?

öğrenci günleri yok mu o mekanın? hani fiyatların 1 pounda gerilediği günler. varsa en azından o günler gitmeye çalışın.

sinirlenmeyi birak ve blackmail'e ses var, adam tamamen dogrulari soylemis.

sen o kizla 2 kere diskoya gitme bak 3.de ayakta nasil yiyip, yutuyorlar o kizi. tartismasina hic girmeyecegim, her hafta yaptigim ve etrafimdaki kiz/erkeklerin yaptigi bir olay bu. diskoya sadece dans icin degil, seks icin de gidilir. 1 kere olmaz, 2 kere olmaz, 3.de sevgilini kaparlar. dans+alkol+ingiltere, bundan rahat bir olay yok.

disko kulturum iyidir, italyadayim, her hafta cikarim, olaylari, isin picligini iyi bilirim. sen ya kiza ayak uydur ya da birak.

ozet: senin kizi yakinda alirlar. sen ona buna catmaya devam et. o kizin sen yokken hic biriyle diskoda yiyismedigini saniyorsan hakikatten buyuk sorunlarin var.

sen fm oyna. kız arkadaşın partiye gitsin. gece sana gelsin. sevişmeden uyumayın.

evde içip git

www.youtube.com

aimp3'yi bilmem ama programin icindeki hotkey'i degil global hotkey'i 'c' yapmissin.

-albert einstein

Programın içindeki settings'den değiştirdim ama. Ayrıca hepsi için olmuyor. Mesela "b", 'next song' için ama onda bir sorun yok. Çok sinir bozucu!

Tamam yahu, programın settings'i içinde 'Local' ve 'Global' olarak ayrılmış meğer bunlar, dikkat etmemişim ben.

Clementine tavsiye ederim.

aimp3
amarok
clementine

aimp

jetaudio

winamp gold u denemeni tavsiye ederim. hele windows 7 kullanıyorsan :)

www.nisanyansozluk.com

Teşekkürler.

@freekara: Kesinlikle Türkçülük filan değil amacım, "Bizim kelimelerimizi çaldınız" olayı tamamen geyik amaçlı. Ama Türkçe'den bariz geçen kelimeleri de gözlemliyorum; imam bayıldı, türlü gibi. Fransızca'dan birçok dile geçen kelimeler değil yani. İstasyon, telefon gibi kelimelere şaşırmıyorum zaten ama İngilizce'de tamamen farklı olup Türkçe-Yunanca aynı olan kelimeleri merak ediyorum genelde. Çok da önemli bir konu değil, sadece merakımı gidermek istedim. Ayrıca Yunanca öğrenmek de istiyorum, o yüzden de merak ettim bunu.

konu ile alakalı www.imdb.com öneririm, izlemesi zevkli olur.

öncelikle mp3tag diye bi program var. O otomatik taglıyor türünü yılını sanatçısını bla bla...
yada aynı şekilde vinamp da da auto tag var, o da otomatik taglar, sen uğraşmazsın.

bende çok müzik dinlerim uyurken uyanırken her daim müzikleyimdir. Dağınıklıktan arşiv tutamıyorum amk. Neyse bu denli müzikle haşır neşirken nası olurda yutuptan indirirsin ona şaşırdım. Lan ben 128kbps müziği bile siler 320 ararım fillik fillik. Saygı göster dinlediğine canım. Böle de olmaz. Gerekirse discography @320kbps indireceksin, istemediğini sileceksin. YUTUP ol-maz!Lütfen...

Autotag derim. Geri tüm sorunların hallolur
Birde aimp3 de yeni eklenenleri yada sıkça dinlediklerini random listede iken daha fazla ön plana çıkarır. Buda kulağına küpe olsun

Yutupdan indirme lütfen

Ha unuttum
www.topinweb.com

bulamadığı müzik yoktur.

Bak heves ettim senden.
Şöyle bi caps yada list falan paylaşsan?
ipad'e bari aktarayım içinden seçip, indirip...

@arden: Bana pek faydalı olacakmışsın gibi görünüyor. Şimdi söylediklerini düzene koyalım, senin söylediklerini adım adım takip edeceğim sanırım.

+ aimp3 indirip kullanmaya başlayayım. Yeni eklenenler sorununu (4) çözmüş oluruz.

+ mp3tag programını kullanırsam türü, yılı falan düzgün olacak diyorsun (3). Nasıl peki? Bir şarkıyı nereden indirmiş olursam olayım düzgün bir şekilde bulup taglıyor mu? Ya da "Sanatçı - Şarkı Adı" formatında olması yetiyor mu?

+ Download rutinimizi de değiştiriyoruz demek ki. Youtube kullanma sebebim, şarkıyı indirmeden önce dinleme şansımın olması. Discography indirirsem albüm kaydı olduğu için güvenli olacak, evet. Yalnız bulunduğum yerde torrent kullanma şansım yok, onu napıcaz?

Nasıl paylaşayım listeyi, o kadar parça caps'a girmez. Eskiden grooveshark kullanıyordum, onun listesini paylaşabilirim ama pek azı var o listede. ".m3u" uzantılı dosya atsam şarkı isimlerini görebilir misin yoksa saçmalıyor muyum?

m3u da olabilir evet.
mp3tag programında da mesela teoman papatya mp3 dosyasınından papatya ve teomanı buluyor, internetten bi arama yapıp kapak resmiyle birlikte tüm bilgilerini dolduruyor.

en azından topinwebden indir şarkıları, ya youtubeden 480p indirdiğin videonun bile 96kbps falan müzik biti. Hele hele kulaklıkla falan dinliyorsan bi 320 yi birde youtube yi dene. Aradaki farka sende şahit olacaksın

foobar2000 + winanmp auto tag özelliği + last.fm player + soulseek

bir de tek mp3 indirmeyi bırak hocam, öyle müzik zevkini geliştiremezsin.

last.fmden haberdarmışsın, şöyle bir şey önereyim o zaman youtubedan dinlemek yerine: chrome kullanıyorsan last.fm free music player diye bi eklenti var; onu kuruyorsun, sonra last.fmde şarkıların yanında oluşan play tuşuna basıyor ücretsiz şekilde dinliyorsun. hatta internet download manager gibi bir program kullanarak indirebilirsin bile (ama kalitesi o kadar da iyi olmuyor, genelde 192 kbps denk geldi bana). popüler parçaları dinlemenin epey zahmetsiz bir yolu.

yeni gruplar, şarkılar keşfetmek için de last.fm profilini kullanabilirsin yine. benzer sanatçılar/önerilen sanatçılar her zaman çok başarılı olmasa da güzel sonuçlar verdiği de oluyor. ama benim en sevdiğim yöntem komşularımın ve arkadaşlarımın profillerini incelemek :D 2 yılda inanılmaz gelişti müzik zevkim.

kaynak bilemiyorum ama online yerine çevrim içi kullanabilirsiniz.

cevrimici

bu konularda online egitim siteleri var. onlar olabilir yer imlerimde vardi diye dondum durdum 2 tane buyuk bu tarz ucretsiz siteyi bulamadim. hey masallah bana.

www.berin.de
www.tuerkisch-lernen-online.de
wikitravel.org
www.scribd.com
www.scribd.com
www.cromwell-intl.com
www.princeton.edu
cali.arizona.edu
www.ic.arizona.edu
www.learningpracticalturkish.com
www.masteranylanguage.com
tureng.com

taksim'de yunan konsolosluğunda ücretsiz yunanca dersler veriliyor. başvurabilirsin.

telefon hatırlatması kuruyorum. veya klasiklerden: kalemle ele çizik atmak.

Telefonda alarm ve not özelliği varsa belirlediğin saatte sana hatırlatmasını sağlayabilirsin.
Dersten 5te çıkıyorsan 5:05e alarmlı not koyup sütü yazarsın, eve 7de gidiyorsan 7:30a banka transferi vs..

Google Calendar da işe yarayabilir, mail ve sms yoluyla hatırlatma yapıyor.

Evde is yerinde mutlaka post-it oluyor; o gun yapilmasi gereken bahsettigin turde seyleri yazip o post-iti cuzdanda tasiyorum. Unutmamak icin de atiyorum evden cikarken, isten cikarken vs. o kagida bi goz atiyorum ne vardi yoktu diye.

Telefon kullanmaya calistim bi ara ama zevk vermiyor zira bi seyleri bitirdikten, aradan cikardiktan sonra o kagitta ustunu cizmekten garip bi haz aliyorum:)

freedcamp

ben de telefon hatırlatması aga. bu tip şeyler için ideal.

gmaili ve google takvimi hesabıma tanımlanmış cep telefonuma mesaj gönderecek şekilde ayarlıyorum. takvime yapılacakları/unutlmayacakları yazıp mesaj zamanını tanımlıyorum bir kere yapıyorsun her seferinde sana sms ile (ücretsiz) bildiriyor.

allah aşkına hale bak süt almak için cep telefonu yok gmail hatırlatması bu ne yaw bu tarz şeyler beyni yavaşlatır otomatiğe bağlar bak üsdat bu tarz şeyleri asla unutmayan biri olarak söyleceğim şey şu biri sana gelirken süt al dediyse bunu kendine bir kaç kez tekrarla beynine iyice kazı sanki bunu unutursan dünya yok olacakmıs gibi düşün belli bir süre hiç bir şey unutmazsın. kardeşimde senin gibiydi denedik oldu

her yere not almak.
ders de aklıma "eve giderken ekmek al" geldiyse yazıyorum defterin köşesine.
defteri kapattım otobüse bineceğim cep telefonunun mesaj kısmına yazıp kayıt ediyorum. otobüste otururken kitabın kapağına yazıyorum.

günler sonra notu tekrar görüp bu gün için miydi acaba bu not demiyoruz.

ben de genelde telefon falan kullanırım ama kullanmak istemediğim durumlarda şöyle yaparım:
yapılacak bir şey varsa kendimi yapılacak şeyin olduğunu hatırlatırım durmadan (şu zaman şunu yapacaksın, şu zaman şunu yapacaksın unutma diye)
sonra eğer bunlar birden fazla ise yapmam gereken şeylerin yerine kaç şey yapmam gerektiğini ezberlerim (eve giderken ekmek, süt, zeytin alacaksam eve giderken 3 şey alacağım derim, ezberlemesi daha kolay olur). daha sonra alırken 3 şey alacaktım neydi dediğimde aklıma daha kolay gelir.

www.youtube.com
www.youtube.com

belki...

(bkz: stirb nicht vor mir)