Ekşi Duyuru

tam olarak aynı görüntü olmaz. perspektif özellikleri farklı olacaktır.

örnek vermek gerekirse diyelim ki portre çekiyorsunuz, önde fotoğrafladığınız karakter var, arkada da bir şehir görüntüsü. 50 mm'lik objektifle daha yaklaşarak 200mm'lik karedekiyle aynı boyuta getirdiniz tam olarak kişiyi diyelim, 50mm'lik fotoğrafın arka planında 200mm'lik fotoğrafa göre çok daha fazla alan fotoğraflanmış olacaktır ve nesneler daha küçük gözükecektir. 200mm'de daha az nesne olacaktır ve daha büyük gözükecektir, fotoğrafladığınız kişi karede aynı büyüklükte alan kaplasa bile.

bir de portrelenen kişinin yüzünde de farklı perspektiflerden dolayı farklı görüntüler oluşacaktır. örneğin 50mm'de burnu daha büyük gözükecektir vs. vs.

gerçi 50 ile 200mm arasında fark çok fazla belirgin değildir. bir 28mm ile 80mm arasındaki fark fotoğrafı mahvedebilir.

Bokeh
FoD
Aspheric Error

herhangi bir digital baskı yapan reklamcıya gidiniz.

zarf arkası, ufak bir ölçü. ücretsiz bile yapabilirler dicem ama maksimum 5 lira falan tutar.

bunun için 1 sayfa harcanıyor. istersen koca yapışkanlı a4 sayfasına küçücük bir şey bastır, yine a4 fiyatından alınır. o da 1 tl falan cemil copy'de.

ozalitci

oluyor tabii ki,sonuçta senin kullanacağın bir limit vermişler,nasıl,nerede,neye harcayacağına da karışacak değiller sevgili bankalar

değişir. maximum üniversitede yoktu mesela.

öğrenciysen maximum işbank

bonus ama garantiden nefret ediyorum.

o yüzden bonus değil.

maximum işbank'a kimse taksit yapmıyor doğru düzgün.

zor bence bunun uyması.zemin rengini kaldırın diye not bırakabiliyosnz ama yapamayabilirler bence.ben 3-4 kere tişört söyledm tish-odan ama hep basit desenlerdi,gayet de iyi oldu tişörtler.

ben demiştim di mi :) (git: 168270)

kargo ücretini satıcıya ödeyeceksiniz.

kitapda gümrük sorunu yok. ne akdar olursa olsun diye biliyorum ben. en azından amazonda öyle.

türkiye dağıtımlarını ptt yapar, yurtiçi kargo olarak yazmayın adresinizi. o kitaplar sizin kapınıza ptt ile özel kargo seçtiyseniz(fedex,ups,dhl) bunların dağıtımı ile kapınıza gelir. kargo ücreti bir kere ödenir satıcıya ve tekrar ödeme yapmazsınız kapıda. kısaca adres kısmına kendi adresinizi yazacaksınız.

Satıcıya ürünün ücretini ve kargo ücretini ödeyeceksiniz. Ptt kargo evinize kadar getirecek. Orada satış sayfasında bir sekmede shipping bilgileri vardır. Öncelikle türkiyeye gönderim yapıyor mu ardından ne kadara gönderiyor oradan bakabilirsiniz.

o değil de başvuruda değişklik yapabiliyor myuz? sınava girilecek yeri değiştirme imkanımız var mıdır?

var tabi ki.

hepsine evet yalnız o karta 1000 lira limit vermezler.

limit yetmez evet. ama başka kartla alabilirsin. ama en temizi paranı bankaya yatırıp, banka hesabını paypal hesabınla eşleştirip öyle alışveriş yapmak. kesinti vs olmayacak o zaman.

bankamatik kartlarıyla internetten alışveriş yapamazsın. mutlaka kredi kartı olmalı. ancak internet şubesini aktifleştirirsen havale/eft gibi şekillerde alışveriş yapabilirsin.

BH ABD'nin en baba foto magazasidir! Kendilerinden bizzat epey yuklu bi' miktarda alisveris yapmisligim da var... Bir yamuklarini gormedim!

Bosver arkadasın san B&H'den alsın makinayı sen gelince eline verirsin...

arkadaş travel olayını biraz abartınca parasız kalacak gibi gözüküyor da:)

öyle uğraşmana gerek yok, türkiyedeki bankamatik kartları da kullanılabiliyor orda. arkadaşın bankasıyla iletişime geçip bunu teyit ettirsin, sen normal hesabına yollasan da olur. ancak parayı çekerken ne kadarı kesiliyor bilgim yok maalesef.
bunun yanında western union aracılığıyla da gönderebilirsin.
iban numarasıyla da bank of america hesabına gönderilebilir sanırım.

emin olmamakla birlikte işbankası aracı banka olmadan direk bank of america'ya yollayabiliyor diye biliyorum.

güvendiğin bir arkadaşınsa foto makinasının tutarı kadar senin kredi kartından harcama yapsın filan

ya da citibank ın globalshopper die bi hizmeti var kurcala istersen..

bestbuydan alsın. tabi orda rebel t1 diye geçiyor. ama yok ben ucuz alıyım diyosan e-bay dan düşürmeye baksın ya da craiglist ten çok ucuza bulabilir tabi biraz zamanı olması lazım. hatta travel kısmında washington taraflarna gidecekse delaware'a uğrasınlar hmn eyalet girişinde 2 tane bestbuy var vergisiz etiket fiyatına alırı. 50 dolar ucuza gelir.

mesele güven meselesi değil ki hocam.
mesele adamın züğürtlüğü meselesi:/

sıfır alcaksan internetten kendi kredi kartınla sen satın al.
teslim adresi olarak da arkadaşının adresini ver.
gelirken getirsin?

gecen sene work and traveldaydim. Arkadasimin istekleri icin ya kredi kartiyla aldi adresime yolladi veya halihazirdaki akbank hesabima para cekti ben orda cektim 5 6 dolar kesinti oldu. Onun disinda bank of america hesabina yollicaksan swift yollaman gerekir. Bankandan swift hakkinda bilgi alabilirsin ancak masrafi 30 dolar civarinda tutar.

mantıklı

mantıklı olmasına mantıklı. güzel de bir ikili olurlar. lakin zoom yapamıyor olmak, kadrajı sadece objeye yakınlaşıp uzaklaşarak ayarlamak canınızı sıkabilir. zoom yapmaya ihtiyacınız olup olmadığına emin olun.

@kibrit suyu

hocam kit lensi rahatça bulabilirim çevremde. hatta arkadaşlarımın lensleri boş yatıyor.

benim merak ettiğim bu lens o kadar ucuz olabilir mi? 200 lira.

50 mm ile fotoğraf çekmek gerçekten çok da zevkli bir şey. tutamadım söyleyeyim dedim. bence mantıklı ve iyi bir karar vermişsiniz

kit lens ne kadar dandik de olsa 18mm olması itibarı ile geniş açı ihtiyacını başlangıç aşamasında fazlasıyla karşılıyor bence.

canon'un en ilginç lensidir. 200 lira sizi şaşırtmasın. performansı ne kadar yüksekse, fiyatı da o kadar düşük bir lens. fiyat performansı şahane derler ya tam ondan işte.

çin işi capon işi durumları yok yani.

hayır yok, hatta demin fotozeynep.com.tr'den ve tripodfoto.com'dan baktım. zeynep'te kdv dahil 269 lira. tripod'da 299 lira. kdv'yi düş, adamların kârını düş, spot gelmişse gümrüğünü vs. üş, olur o fiyata.

bikac sene once spot ikinci el olarak almistim 150 liraya. o lensin fiyati gercekten de dusuk. zaten dis kasa kalitesi dusuk, plastik o yuzden fiyati da ekonomik. performansi da iyidir, guzel bi lens. nihayetinde canon kullanicilarin cok buyuk bir cogunlugu bu lensi alir ve ekipman listesinde tutar.

madem cevrenden kit lens bulabilirsin oyleyse dusunme, kit lensler acikcasi performansli degil ancak baslangic ihtiyaclarini karsilar. cok niyetli ve kendini gelistirmeye aciksan 1-2 ay sonra zaten lens arayisina girersin.

bunlar kısa vadede fazla bir şey kazandırmaz. ps3 laptop istiyorsan, bol bol makarna.

hiç kasma konsol ve guitar hero 5 bundle al. ps3 olursa kurtarırmı bilmiyorum ama xbox ile çok pis kurtarır. ha bide; (git: 167506).

(bkz: nümismatik)

ucuz uçak bileti bul... couchsurfing olayına gir ve avrupaya git.
varsa manitan, onu da yanına al...
xboxa playstationa para harcama.
bunu yapmak istemezsen de ailene ver gitsin.
o parayla dolar vs. alıp satmakla boş yere uğraşma, 3 kuruş getirisi olur. yaşadığın strese değmez.

hacı, salı günü yeni iddaa programı yayınlansın sana 2-3 maç veriyim paran katlansın, ne halt edersen et.

d-slr, handy cam, ps3, laptop vs gibi. (oooofff) demişin ya, hepsini alırsın rahat rahat...

dursun lazım olur hatta biriktir dslr al handy cam alcağna 500-550d al

ps3 vs. uzak dur fotoğraf makinesi daha iyi.

(git: 167506)

adamla irtibata geç hayat memat meselesi diyor.yaparsınız bir senet olur biter.birisinin sıkıntısını çözmüş olursun.

bisiklet alacaksan salcano alma. 1000 liraya corratecler var geotechler var

o salcano impetus varya servisten çıkamazsın.

gerçi ankarada bisiklete binmek pek akıl karı değil.

hiç birşey yapma ez o parayı yada ailenin sana yaşaman için verdiği parayı biriktirebilirsin. ailen o parayı sana vermeyebilirdi. paranın kıymetini ancak çalışınca anlayabilirsin. ohoo ben kaaç ay çalıştım olum dersen sana bay bay beybi der giderim.

aga ben 2008 de ortaöğretim mezunu olarak 85 ile hiç bir yere atanamadım. dediğin gibi 95 falan anca kurtarır. okul işi anca 2. öğretim ile olur. öbür türlü bayağı bi referans lazım :)

var. hastanede çalışıp hemşirelik okuyan bi kızcağız vardı. kazanabilirsen çok mantıklı. memurdan kastını da söylersen puanla ilgili bişey söylenebilir. ama genelde istanbulun puanları düşük.

pentax alın derim.

çok ilerleteceğini düşünüyorsan canon al lensleri değiştirmek sorunun olmaz pentaxın full frame makinesi bile yok. bunun yanısıra pentaxın lensi şusu busu da türkiyede canonun yarısı kadar bile yaygın değil çoğu dükkan kullanılmıyor diye pentax ile alakalı hiçbir ürün getirmiyor. bu arada adaptörle pentax lensleri canon makinalara da uyuyor. en azından 73 model takumar 50mm f/1.4'ün 5d'ye takıldığına şahit oldum.

bu arada pentax sempatizanıyım fakat piyasa öyle bir durumda ki canon her bir haltı domine etti :\ ayrıca 500d al almışken 720p videon da olsun

bu arada battery grip takarsan kalem pil ile çalıştırma olanağı da var.

k-x al. özellikleri 450D den daha iyi.

500d'de alabilirsin, burada bile 680$'a bulabiliyorsun, sahibinden.com'a bir göz at.
30 fps 720p, 20 fps 1080p çekebiliyor.

+ vergisi var bu vergi massachusetts'de %6.25 yanlış hatırlamıyorsam.

ben de massachusetts'den aldırıcam zaten. 750 dolar filan o zaman

Bestbuy'dan alırsan yalnızca ABD içi gönderim yaptırabilirsin. Vergi eyaletine göre değişir. Geçtiğimiz hafta alışveriş yaptım. UTAH için hızlı gönderim 35 dolar kargo parası ödedim. Dolayısıyla biraz kargosu pahalı oluyor.

Ben de bakıyorum bu makineye. Gold'da 1900 liraya düştü.
www.gold.com.tr
Taksitli almak mümkünse ben de yurtdışından almak isterdim tabii, ama sanırım mümkün değil. Amerikadaniste.com diye bi siteyle irtibat kurmuştum, dünya kadar vergi kesiliyormuş gümrükte. Aynı hesaba gelecek gibi.

500d nin fiyatının öyle birden ucuzlaması video çekiminde karşılaşılan ciddi sorunları yüzünden. Canon bu sorunu 550D de çözdü ve onu pazarlamaya başladı. bu sebeten stoktaki 500d leri ucuza satmak zorunda kaldılar. Sana derim ki biraz daha para ayır 550D al

sonsuz tane var, bir tanesini yazayım ben de:

(bkz: she & him)

(bkz: camera obscura)

au revoir simone
my brightest diamond
st vincent
pretty girls make graves

she and him'i pek severim. aklınıza gledikçe yazın gencolar

indie olup olmadığını bilmiyorum ama: shocking blue

metric

howling bells

sinop iyidir sinop. memleketim diye demiyorum şahanedir. :))

özellikle hamsilos koyu'nun oralarda kamp yapmaya müsait alanlar vardı diye hatırlıyorum. imkanınız olursa gerze'ye de uğrayın. şirin yerdir gerze. :)

nevşehir civarını tavsiye ederim özellikle bu zamanlarda çok güzel olur ilçe olarak avanos derim en başta çok sakin bi yer fakat kamp olayı nasıldır onu bilemem araştırmak lazım..

kuşadası iyidir davutlar sahilde sevgi plajı var orda kamp falan yaılabiliniyor bildiğim kadarıyla. ayrıca ben bu işi marmariste denemiştim. orayı da tavsiye ederim..1 hafta gezmiştik taa 8 9 sene önce. bisikletleri otobüse koyduk orda birleştirdik gezdik falan. elinize harita alın gezin derim marmaris, fethiye, ölü deniz, dalyan falan..hatta caretta caretta mevzuu var bi de bi düşünün derim..

bulabildin mi makina?

Unsent Letter - Kim Kwang-seok

last.fm'den son bir hafta ve üç aya baktım :)

david bowie - letter to hermione

mustafa sandal - aya benzer yüreğim

son beş yıla baktım.

garbage - tell me where it hurts

gogol bordello - hats off to kolpakoff

en az iki ay daha dinlerim.

last fm'den baktım:

crystal castles - vietnam

aa valla bırakmam, janis ian - at seventeen

gökhan türkmen - dön

the national - karen

son birkaç aydır askerdeydim ama son 1 haftadır amy macdonald - this is the life

prabhujee - ravi shankar, george harrisson
tantra mantra puja naaahiiii jaaaanooooo

the fratellis - creepin' up the backstairs

Simon and Garfunkel

Anji
Somewhere they cant find me

funda arar- yak gel
evet anısı var

erdem yener - geç

ve "belki" parçası...

julide özçelik - sıradan bir gün

the pierces-secret

son 7 gün:

Kings of Convenience – Winning A Battle, Losing The War (Acoustic)

son 3 ay:


The Smiths – Please, Please, Please, Let Me Get What I

pitbull ve akon ikilisi kat perry ve tımbaland ayrıca yine tımbaland ve nely furtado ikilisi ...........

css dosyasında "line-height" diye vermişlerse değerini değiştirin. Yoksa siz koyun.

Kullanımı için,
www.w3schools.com

antidepresanlar 2 hafta civarı etki göstermeye başlar. ilk kullandığınızda yan etki görülebilir fakat ilaca devam ettikçe yan etki azalırken ilaç etkisi artar.

3 ila 4 hafta arasında etki göstermeli.

(git: 143851)

edit: boşver ekmek arasından başla sen direk, gerisi gelecektir

ölüler böyle sever mi yani cevap :D

ekmek arası ve factotum

benim önerim=>onun gibi yazmak istediği adam : john fante

istenildiği zaman bırakılabiliyor. ama bırakmak derken "kullanmayacam ben bunu yea, dolapta diğer ilaçların arasında dursun" demeyeceksen, bırakılabilir.

ilk içildiğinde (sıvı olanı diye girdim olaya) böyle eritilmiş naylon içmiş gibi, tadı pek güzel olmayan hissiz bir şey içiyorsun. ilk 3 gün kafayı gerçekten iyi yapıyor. nasıl bir rahatlama nasıl bir cool'luk bu deyip rahatlık için içen de var.
bırakmak istersen şunu dene; 3 gün iç sonra 3 gün içme. içmeye başlamadan önceki 3 günün ile 3 günlük içimi bıraktığın son 3 gününü karşılaştır. bırakmanın nasıl gerekli olduğunu görebilirsin.

P.S: TÜM BUNLARI YEŞİL REÇETE İLE ALMAYIP DİREKT ECZANEDEN ALIP KULLANANLAR İÇİN YAZDIM. YEŞİL REÇETE ALIP İÇENLER KULLANMAYA DEVAM ETSİNLER, TEDAVİ ARACIDIR PROZAC, YOKSA ECSTASY İLE AYNI KATEGORİDE OLURDU.

@esref

24 saat eşref saatindeymişçesine gezdiriyorsa süper :/

f degeri ne kadar buyuk olursa yani ne kadar kisilirsa alan derinligi de artar yani senin durumda arkayi flulastirmak icin diyaframi aciyorsun yani f i kucultuyorsun...

anahtar kelime ise net alan derinligi

ikinci ele taksit imkanını anca gittigidiyorda filan bulabilirsin.

sadece gittigidiyor da degil
fotokritik.com un marketinde
sahibinden.com da
komisyonu odersen taksiti kaprsın...
ayrıca donanimhaber in forumunun 2.el bolumunde fotomakinelerinın sıcak piyasası var, ankaradan olup dukkanları olanlarla da karsılastım orada, onlardan da taksit imkanı olur sanırım...
ayrıca 2.el satan her dukkan sana 12 taksit yapar, tek yapman gereken bankanın kesintisini de ödemeyi teklif etmek...

zor değil aslında. yaptırabilirsiniz bunu.
Fakat ilk yıkamadan sonra o renklerin bir çoğunu kaybedersiniz.

film banyo ettirmek, dijital ile kıyaslandığında tabii ki pahalı. filme vereceğin 4-5 lira, baskı almayıp dijital çıktı alsan bile banyo 10 liraya filan patlar. Lakin keyiflidir. banyo ettirene kadar filmi ne çektiğini bile unutuyorsun. Bende bir 35mm SLR var, arada keyfine onunla da çektiğim oluyor.

Fotoğrafın kalitesinin bozulması için ise bir sebep yok. Filmli makinelerde tek dezavantaj beyaz dengesinin olmaması. Makine dijital düzeltme yapmaz, ne görürse onu çeker. Tabi bu aslında dezavantaj mıdır tartışma konusu çünkü gerçekçi olmasa bile çok hoş renk tonları elde edebiliyorsun. Ayrıca 35mm filmler, 24 milyon piksellik görüntü vermektedir. Bugün 24 megapiksel fotoğraf çeken bir makinanın body fiyatı 5000 dolar civarındadır. Bilmem anlatabildim mi? =)

Kısacası fotoğrafların kalitesi konusunda endişe etmeye gerek yok. Filmde bir çizilme vs olmadığı sürece fotoğrafların dijitalden aşağı kalır yanı olmaz. Fotoğrafçılarda makineler oluyor, banyo ettikten sonra veriyorlar makinaya, istediğin çözünürlükte dijital olarak variyor alet.

36'lık şeklinde mi satılıyor bunun pozları hocam, 36 fotoğrafı cd'ye çektirsek 15 liraya mal oluyor. 24 megapiksel olayına bir şey diyemem; 24!!!

sizin çektiğiniz fotoları sergilediğiniz blog, flickr filan var mı?

lomo'lar standart 35mm film ile çalışıyor, evet. 36 poz der lakin bazen 37-38'i bulabilir şanslıysan :)

fortisvita.deviantart.com
fortisvita.deviantart.com
fortisvita.deviantart.com
fortisvita.deviantart.com

Hepsi SLr makine, 35mm filmle çekilmiştir.

Bir arkadaşımın lomo oktomat ile çektikleri:

mimbusrayeltekin.deviantart.com
mimbusrayeltekin.deviantart.com

oktomat'ın 8 objektifi var, bir filmi 8 kareye bölüp sırayla çekiyor. Bayağı ilginç bir alet. özellikle hakeretli şeyleri çekerken çok güzel fotoğraflar çıkabiliyor.

Kısacası filmin kalitesi açısından bir sorun mevcut değil ancak tabii ki maliyetli. Her gün lomoyla onlarca poz çekmek abes kaçar lakin bir tane bulunsa, ara sıra kullanmak gayet keyiflidir.

olsaydı şu saate kadar billboard'larda görürdük. o kadar bi güzellik olmasa da yine vardır açılış indirimi falan.

uyarayim eski bir sarkidir

rush - the spirt of radio

son bir sene içinde üretilen şarkılar anlaşılmasın tabi :)

Infected Mushroom – Ballerium.
infected mushroom dışında,
The Dandy Warhols – Now you love me

reamoon-supergirl natalie imbruglia-torn lady gaga-bad romance kings of leon-use somebody çok şeşitli oldu ama...

radiohead - karma police (duyunca başka parça dinlettirmiyor meret)

travis - flowers in the window

ensiferum - smoking ruins

Pearl Jam-Black
Pink Floyd-Hey you
Empyrium-Lover's Grief

Sadece son 1-2 ayda aklıma gelenleri söylüyorum; halbuki çok çok fazla vardır çok dinlediğim şarkı ama;
Guns N Roses - Estranged
Skid Row - Youth Gone Wild
Skid Row - 18 And Life
Scorpions - No One Like You
Scorpions - Rock You Like A Hurricane
Scorpions - Send Me An Angel
Rolling Stones - You Can't Always Get What You Want
Judas Priest - Rocka Rolla

Biraz daha eskiye gidersek,
Terry Callier - Ordinary Joe :) Çok güzeldir.
Don Thomas - Come On Train
Blue Öyster Cult - Astronomy
Blue Öyster Cult - Don't Fear The Reaper

Boney M - Daddy Cool!
Patti Smith - Smells Like Teen Spirit (Nirvana cover)

Mavi Sakal - İki Yol
Bir sürü vardır da, bunları yazasım geldi, metal ağırlıklı.

Müzik güzel bi' şeydir ya.

Ana Gabriel - Historia De Un Amor
Ana Gabriel - Eres Todo En Me

Bu aralar niye bilmem, bu iki şarkıyı çok dinliyorum.

Her zaman hüzünlü anlarımda dinlediğim ve her şeyi arkamda bırakabileceğimi hissettiren ve garip bir şekilde bana iyi gelen bir şarkıyı da yazamadan geçemeyeceğim. Kendimi Sezen Cumhur Önal gibi hissettim bir an.

King Crimson - Epitaph

depeche mode-walking in my shoes
metallica-enter sandman
gary moore-walking by myself
the doors-people are strange
guns'n roses-don't cry en cok dinlediklerim

fahir atakoğlu- hayatın içinden
shadows in silence- enigma
tenderly- louis armstrong & ella fitzgerald

augustana - boston - slow seviyorsan -
alice in chains - sea of sorrow
eddie vedder - rise
Rise against - paper wings, prayer of the refugee
blind guardian - another holy war
johnny cash - hurt

(bkz: #18223052)

çizimle alıyolar. el çizimi konusunda yetenekli olman lazım. program yeteneğine bakmıyolar yani hacı.

Bildiğim kadarıyla birinci bölümden barajı geçmek yetiyor. Lakin bazı üniversiteler öss puanına da bakbiliyor. Yine de ağırlık yetenek sınavındadır. Eğer yetenek sınavı ile bir bölüme girmek istiyorsan kursa gitmende tabii ki fayda var. Fotoşop ise sadece bir araçtır, gerektikçe kullanmayı öğrenirsin, işin bilgisayar boyutuna çok takılma. Program hakimiyeti, programı kullandığın derecede gelişir.

çizimle alıyorlarsa sıçtık. ilkokul 4'te sınıftakilere şirinler çizerek popüler olmuştum. o kadar. lise 1'de de M'den kuş yapmışlığım yok değil.

grafik tasarım'a girmek için ciddi bir eğitim alman gerekiyor. fotoşop, illustrasyon vs yi sen bölüme girdikten sonra öğretiyorlar :) kardeşim grafik tasarımda okuyor, yeterli puanı ortalama bir insan çok rahat alır, önemli olan 3-4 aşamadan oluşan yetenek sınavını geçebilmek.

Öncelikle üniversite sınavında barajı geçmiş olman gerekmekte. daha sonra üniversitelerin açmış olduğu yetenek sınavına girmen gerekiyor. bu sınava girmeden önce bir form dolduruyorsun. bu formda girmek istediğin bölüm ve eğer o bölüme girmezsen başka hangi bölüme girmek istediğini yazıyorsun. üniversite sınavında çekmiş olduğun puan ve bu yetenek sınavında aldığın puan hesaplanarak bölümün kontenjanına göre yerleştiriliyorsun. tabi öncelikle senden yüksek puanda olanlar yerleşiyor. eğer dolduysa,bir sonraki seçeneğine bakıyorlar.

1-Grafik
2-Resim
3-Heykel
4-Seramik
.
.
.

yetenek sınavında ne sorduklarına gelince birkaç farklı yöntem var. her üniversite farklı bir yöntem izleyebilir.
örneğin; mersin üniversitesi bir ara öğrencileri resim atölyesinde toplayıp ortaya 6-7 tane obje koyup bunu 5-10 saniye orda tutup sonra kaldırıyor. senden de ortada gördüğün objeleri ve ayrıntılarını çizmen isteniyor. (çok kazık değil mi)
başka bir sene ise sana bir kompozisyon konusu veriyorlar ve bunun hakkında bir resim çizmen isteniyor... örn;

KONU; Kaos

eğer tutupta burada; insanların savaşı, kargaşası vs. gibi bişey çizersen büyük ihtimal kaybedersin.. çünkü herkes aynı şeyi çizecektir hemen hemen... önemli olan senin hayal gücün ve kaos u nasıl yorumladığın... mesela bahsi geçen sınavda bölüme girmeye hak kazanan bir arkadaşım kafeste birkaç kuş ve onlara saldırmaya çalışan kedi çizmişti... kuşların yaşadığı kaos u anlatmıştı...

her okulun prosedürü farklı ama genel prosedür şöyle sıralanabillir
adı her ne oldu ise şimdi bilmiyorum ama öss den taban puanı almak gerekiyor neyse o şimdi bilmiyorum
sonra yetenek sınavı genelde iki aşama bir de mülakat sınavını aşmanız gerekiyor
sıkı bir çalışma ile 1 sene bir hazırlık süresi ile bunu başarabilirsiniz
siz zaten hazırlık aşamasında o kazıklarala karşılaştığınız için kazıklar artık biraz yontulmuş oluyor dolayısı ile size pek kazık gelmiyor
temel bir anatomi desen eğitimi ve grafik dediğiniz için de objelerle bolca haşır neşir olursunuz doku, perspektif gibi gibi
ama piyasadaki grafikerlerin hepsi de bu bölümlerden mezun değiller açıkcası bu nedenle öyle acayip işlerle karşı karşıyayaız biraz da bahsettiğiniz programlar olmazsa olmaz neredeyse bu iş için ( mutlaka öğrenmelisiniz) ama temel bir sanat eğitiminden de geçmelisiniz. renk nedir, oran nedir, denge nedir vb. şeyler de gayet önemli ve dolayısı ile gerekli
içine gir hem keyifli yanlarını hem de zorluklarını kendin keşfet

(bkz: a silver mt. zion)
(bkz: a hawk and a hacksaw)
(bkz: emir kusturica and the no smoking orchestra)
(bkz: kocani orkestar)
(bkz: taraf de haidouks)
(bkz: detektivbyran)

(bkz: Keane)
(bkz: Travis)
(bkz: Oasis)
(bkz: Starsailor)
(bkz: The Killers)
(bkz: Placebo)

Üsttekiler için bunlar geldi aklıma.

Bir de Death Cab for Cutie ve Weezer dinle mutlaka! :)

Keane iyidir. yer yer radiohead' den bile iyidir.

tutanların oranıyla kazancın belli oluyor. diğerlerini bilememişsin zaten. niye onlardan da kazanasın ki=) mbs demek minimum bahis sayısı demek. yani mbs'si 3 olan maçlardan, 3 maçlı bir kupon yaratabilirsin. normalde minimum 4 maç yazmak lazım kupona.

bi de sistemde ne kadar yatıracağımı, 6'da 4 mü, 15'de 12 mi yapacağımızı basıl belirliyoruz

sen seçersin. 6'da 4 yazacaksan, 6 maç oynayacağım ama bunların 4'ü tutar demek. aslında sistem oynadığın zaman şöyle oluyor, sana verilen kupon aslında sadece bir kupon olmuyor. sana o 6 maçın 4'lü kombinasyonları kadar kupon veriliyor. sen de o kadar kupon bedeli ödüyorsun(15 tl sanırım). yani aslında 15 kupon satın almış gibi oluyorsun.

www.youtube.com La raggazia di blue
www.youtube.com memory
www.youtube.com eternity
www.youtube.com romance de amour
bir de extra olarak ana vidovic diye aratın youtube da, karsınıza bircok video cıkacak.sadece gitar vardır, cok da güzel calar

www.youtube.com

guyfisher.com

saolsun blackdog cevaplamış ancak eğer başka öğrenmek istediğin şablonlar olursa Blog'un source'un da(Sag tus + Vıew Source yada CTRL+U ) genelde yazıyor
Orn:
Theme Name: Half-Baked
Theme URI: guyfisher.com
Description: A half-baked theme for your WordPress blog.
Author: Guy M. Fisher
Author URI: guyfisher.com
Version: 1.0
.
.
.

Ses elektronik ama piyano sesi.

de mi yani. uff ne uğraşmışlardır bu şarkıya :)))))))))9

mumkundur efendim. blog themes diye biraz kurcalayin google'i. hatta blogspot'un hazir templateleri bile varmis.

hmm güzel temalar var. onları nasıl ekliyoruz blogpsota

lmgtfy.com

o da olmadiysa;

www.kabiliyet.org

var tabi. normalde "in" kullanamayacağın yerlerde "in here" de kullanmazsın.

tamamen sallıyorum come here'da come'un yanına in,on,at vs gerekmezken, gene tamamen sallıyorum state in here'da in'siz state olmayacağından kullanılması elzemdir. le mi? kendim sordum kendim cevapladım iyi mi.

"in here"daki here kapali bir mekan olmali.

vurgu farkından başka bir fark yok. "in here" da olur "here" da olur.kapalı mekan açık mekan diye bi kural yok. ama dediğim gibi birinde biraz daha vurgu farkı vardır. Örn:
"I want you in here" ile
"I want you here" aynıdır dimi?

ama tek fark vurgudan başka bişey midir?
değildir...

benim üstteki mesajımı da sayarsak 4 farklı düşünce var. hangisine inansam? :/

"in here" aynı zamanda vurgudur evet. ama kapalı alan için yapılabilecek bir vurgudur sadece. açık alanda yalnızca "right here" vurgusu yapılabilir.

yani, kapalı alandaysan

i want you here da diyebilirsin i want you in here da

ama açık alanda ya i want you here diyeceksin ya da i want you right here(vurgu amaçlı)

edit: son kararım bu. ehe.

Sabah sabah B1 Fransızcamla fazla saçmalamış olabilirim ama genel hatlarıyla böyle.

1-Facebook şişkin egoların birleştiği yerdir.

2-Karlar altıda éthiopiques'ı dinle.

3-Uyuyor musun ?
Döndüm!Çok değiştim.Gözlerim kapanıyor...
Uyumaya engel olamıyorum.Hızlı hızlı! Ben uyuyana kadar.

4-Les yeux sans visage-Bu aslında bir korku filmi ama 'yüzsüz gözler' demek.

5-Tamam, ahtapot tok.

6-Calvin Klein'ı durdurun, bu verilmiş bir sözdür.(söz verdim gibi)

7-Bir şeftali çekirdeği ile teleferiğin dönüşlerini bilir misin ? (Biraz saçmada olsa meali:Bir şeftali çekirdeği ile teleferikte döndün mü ?) Viyanalı annen seni polislerin ellerinden kurtarana kadar.

8-Yağmurun içinde tanrı varsa ben hiç karşılaşmadım.

Ek:Rica ederim.

teşekkürler

- cennette bir yer. bağlantı koptu (ya da bağlantı yok).

- yine zombilerin arasındaki ark.

-Selam!
Bu gece Manu ile kaçışımızla ilgili bir rüya gördüm! Törpliz'deki teleferiği kullanarak (Avusturya'daki, Avrupa'nın en uzunu) Tac Mahal'e gidiyorduk ve Damien anahtarları (Tac Mahal'inkileri tabii ki!) bize vermek için büyüklerinden (?) çalan kişiydi...
Şaşırtıcı, değil mi? Onların şahsi koordinatları bende olmadığından, umarım sen iletirsin; öpücükler...


kabaca böyle çevrilebilir..

- cennette bir yer. bağlantı koptu.

- gemi tekrar zombilerin arasında

- selam!
bu gece rüyamda manu'yla birlikte kaçtığımızı gördüm. Taj Maal'deydik ve Törplitz teleferiğine biniyorduk (auvusturya'da, çok uzakta avrupa'da) ve Damien eski anahtarları (taj maal'in tabi ki!) bize vermek için uçurdu.
Şaşırtıcı, değil mi? Bunlarla hiç alakam yok, umarım ulaştırırsın. öptüm.

yalnız yanlışlar vardır. özellikle son cümle. "j'espère que tu transmettras" bu mektubun ulaşmasıykla ilgili bişey diye düşünerek öyle yazdım ama. mesela mektubu yazdığı adam hastaysa mesela onu atlatması için de böyle bişey söylenebilr mi bilmiyorum? bambaşka bir şey de olabilir. daha bilen biri düzeltir. ben az biliyorum zaten.

edit: yazan çıkmış zaten. neyse. üstteki doğrudr da bu da kalsın. bakarım arada yanlışlarıma :)

teşekkürler, peki ya bunlar?

1-Facebook ou le confluent des égos en cru

2-écoute les éthiopiques, sous la neige

3-tu dors?
je suis de retour! très décalée!!!! mes yeux se ferment...
viens m'empêcher de dormir! vite vite! avant que je m'endooormmmmeee

4-Les yeux sans visage !

5-Ok, le poulpe est repu.

6- arrête le calvin klein, c'est promis...
7-Et tu coinçais les roulememts du téléphérıque avec un noyau de pêche ? Avant que ta mammı vıennoise ne vienne te sauver des grıffes de la police ?

8-Dieu est dans la pluie, mais je ne sortirais pas le rencontrer !

hiç doğru değil. türkçe bölümden mezunum, çatır çatır ingilizce konuşuyorum. bu tamamen o dili sevmek ve kullanmakla ilgili bir şey.

Mesleki ingilizce ile sokak ingilizcesini ayrı tutmak lazım. Eğer mesleğini uluslararası icra etme, yurtdışında master/doktora yapma niyetlerindeysen tabi ki ingilizce bölümde okuman daha avantajlı olur. fakat ingilizce meselesine bakışın, salt o dili konuşabilmek ise onun bölümle öyle doğrudan bir alakası yok.

bizim müdür selçuk elektronikten mezun. zamanında 3 yıl ingilizce kursuna gitmiş. az önce toplantıda şakıyordu. okulda öğrenenler şakıyor da böyle de şakıyan varmış.

ingilizce bölümde okuyanlarin ingilizce bildigini nereden cikartiyorsunuz :)

tabiki şart deildir ama blackdog'n da dediği gibi mesleki bir ingilizcen olmasını iş hayatında ing kullanmayı istiyorsan ing bölüm her zaman daha avantajlıdır.yoksa hersekilde ingilizceyi öğrenirsin.

iyi yabancı dil bilenler çoğunlukla o dili zaten üniversite gelmeden öğrenmiş oluyor, üniversitede de gelişiyor. Yabancı dil istiyorsanız üniversiteye değil; bir önceki okuluna bakın.

www.websters-online-dictionary.org

black rose immortal,
deliverance,
to bid you farewell
face of melinda
a fair judgement.

benim böyle gibi hemen hemen.

aklıma gelen ilk 5 şarkı top 5 sayılmaz ghost reveriese kadar şarkı ayırt etmiyorum çünkü

the night and the silent water
black rose immortal
to bid you farewell
a fair judgement
white cluster

black rose immortal
forest of october
face of melinda
hope leaves
reverie harlequin forest

ben opeth de parça ayırmam hepsi benim için top 100 dür ama yazayım dedim ...

www.gtopala.com

kurulumsuz çalışan bir program.. sistem hakkındaki her türlü bilgiyi veriyor..

ya dun ben de buna yakin bir soru sordum ama tam yanit alamadim, utandigimdan tekrar soramadim da. cok sagolasin valla soru icin. ha birisi dun demisti ki bir yere git sag tikla orda ozellikler var dedi ama, o dedigi yere gidemedim bi turlu.

i43.tinypic.com
tinypic.com

böyle bir şeyler diyor? antika mantika da modifiye etmek istiyorum ya. dvd filan açmıyor. biraz daha hızlanıp daha güçlenmesini istiyorum kasanın.

ortalama ne kadar harcamak gerek?

everest de harikadır.

ben yorumyapmanızı istemiştim arkideşler? hmm şu biraz zayıf, takviye lazım gibilerinden :D

güzelinden bi ram upgrade'i yap.

upgrade yapcam demissin tam olarak ne icin upgrade yapıcan? oyun oynarmısın grafik işlemi yapar mısın? veriler yetersiz.
orta karar hafif bir oyun bilgisayarı için:
işlemcin baya eski kalmış. internet için yeterli ama daha fazlasını beklememek lazım. güzel bir core2duo işlemci lazım. e8400 yeterli olur bütçen varsa daha üst modellerede bakabilirsin. işlemci değiştirmek için anakartın da değişmesi lazım. tabi söylendiği gibi ram takviyesi şart. 3 yada 4gb ram taktırabilirsin. ramler ucuz zaten. ekran kartı olarak da amacına uygun onboard yada orta seviye biseyler alabılırsın

download ve sörf için kullanıyorum bilgisayarı. profesyonel bir amaca yönelik değil. ama neblim most wanted,cod2, san andreas filan kaldırsa şükela olur.

yaran yazıp aratın=)

(bkz: yaran edit notları)

en eğlendiğim başlık. ama fazla girilmiyor nedense en son beşinci sayfadaydı.

(bkz: çılgın okur mektupları)

metro turizm

hahaha metro turizm ben de bugün onla eğleniyodum. gelecek bir sonraki dinden beklentiler ve dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar başlıklarını tavsiye ederim

(bkz: kaspersky'nin virüs bulunca çıkardığı ses)

100 defa okudum hala açar entryleri okur gülerim :)

(bkz: bu işte güzel para var)

gerçi nick fury silmiş kendi entrylerini, epey bir eksilmis başlık...

(bkz: dolmus diyaloglari/@thug love)

(bkz: sözlükçülerin en eften püften başarıları)

death - voice of the soul
porcupine tree - trains

skidrow - i remember you (düzeltme için t$k alpinsamuray)

L'auberge espagnole
Les Poupées Russes

4 luni 3 saptamâni si 2 zile
Abre los ojos
The Sea Inside
Talk to Her

(bkz: üç renk üçlemesi)

Sırasıyla;
(bkz: The Element of Crime)
(bkz: Epidemic)
(bkz: Europa)

naboer

bu çok pis huzurunu kaçırır.

(bkz: no man's land )

(bkz: dancer in the dark)
(bkz: dogville)
(bkz: manderlay)
(bkz: los lunes al sol)
(bkz: kes)
avrupa değil ama
(bkz: oldboy)
(bkz: the return)
daha gider bu..

(bkz: el laberinto del fauno)
(bkz: sonbahar)
(bkz: machuca)
(bkz: funny games)
(bkz: elephant)
(bkz: the city of lost children)

kolay bulunabilenler..

el aura

13 tzameti
gerim gerim gerileceksin.

ingmar bergman ksinlikle. det sjunde inseglet ve diğerleri.
ve andrey tarkovski. ordan da stalker'la başlayabilirsin.

korku filmi olarak sunlar var ama dikkat et, huzur kaciracam derken kecileri kacirabilirsin:
martyrs
à l'intérieur
låt den rätte komma in

bütün michael haneke filmleri. başlıca önerdiklerim:
la pianiste
code inconnu recit incomplet de divers voyages
benny's video

ek olarak, daha önce söylendiği gibi ingmar bergman filmleri.

haneke'nin 7.kıta'sı
Lars von Trier'in idioterne'si
Frnacis Ozon'un Sous le Sable ve 5X2'si
Luis Bunuel'in bütün filmleri

cok rahatsız ve guzeller

ellerinize sağlık arkadaşlar.

ilk olarak no man's land'i izleme kararı aldım.

aklınıza gelirse yazmaya devam edin.

los amantes del circulo polar
el metodo

hehe bir de eski komdedi ama louis de funes'un filmleri

anlatım bakımından hepsi yeterli. ancak yerli-yabancı hepsi suyunun suyu. bu iş için kütüphaneler her zaman mükemmeledirler.

Rus klasikleri için (Dostoyevsky, Tolstoy) kesinlikle Nihal Yalaza Taluy'un çevirilerini tercih edin. Daha iyisi olduğunu düşünmüyorum. İş kültür ile birkaç yayınevinden daha bulunabiliyor. Dünya klasiklerinde kitap adı kadar yayınevi ve çevirmene de dikkat etmek gerek diye düşünüyorum.

antik yayınları tek kelimeyle rezalet.

4 - 5 liralık klasiklerin çeviri kalitesini dü$ünmek bile istemem.

gidin sahaflardan bu fiyatlara yakın eski basım çevirisi kaliteli olanları toparlayın daha iyi bence. isterseniz ben yardım edeyim.

robinbook(et)hatmeyilcom

sanırım bu klasiklerde iletişim yayınlarının borusu ötüyor. beyaz geceler'i okuma fırsatım oldu da damağımda kaldı.

Son baskılarda çevirmenlerde upgrade yapmışlar, güzel olmuş.