[]

Arapça?

Arapça bilen ve 5-10 dakika zamanı olan biri ses edebilir mi? Photoshopta ufak Türkçe-Arapça çalışma kartları yapıyorum ama metinlerin doğruluğundan emin olamadım, onu soracağım. Hatta yandaki görsele bir baksanız, sanki kopyalayıp yapıştırdığım Arapça metinler doğru değilmiş gibi geliyor. Doğru mu, değil mi? Teşekkürler.




 
harfler ayrık duruyor, arapçada bitişirler. maalesef olmamış.
ayrıca sadece imlayı değil, metinleri de kontrol ettirmek isteyebilirsiniz.

  • hicazkar  (18.06.15 02:33:42) 
arapça bilmiyorum da bir iki arap tanıdım hep şükran şükran diyollardı teşekkür etmek için. alfabeyi de biliyorum az çok orda şükran yazmıyor.


  • nickimin hakkini veremedim  (18.06.15 02:36:11) 
şurası işe yarayabilir:

www.isa-sari.com

مرحبا (merhaba)
صباح الخير (günaydın)

gibi olmalı
  • hicazkar  (18.06.15 02:39:54) 
[]

ingilizce gurularına

none of whom speaks english ile none of them speaks english arasında bir fark var mıdır? yoksa ikisi de aynı kapıya mı çıkar?




 
I have many friends none of whom speaks English.

ya da

I have many friends. None of them speaks English
  • cek  (17.06.15 23:00:46) 
İngilizce gurusu değilim ama bence ilk örnek genellikle yan cümle gibi bir görev görüyor.
There are 5 people in the group, none of whom speaks english... gibi

  • bolungarvik  (17.06.15 23:02:29 ~ 23:03:05) 
[]

ingilizce günlük

iyi günler. yazın ingilizcemi geliştirmek adına her gün ingilizce günlük yazacağım. bugün başladım, yeni kalıplar öğrenmek açısından faydalı olduğunu düşünüyorum. başka kelime ve cümle kalıpları öğrenmek açısından ingilizce günlük olaylardan bahseden bildiğiniz blog, wordpress var mıdır?




 
readitenglish.com taviye ederim, güzel reading parçaları var seviyene göre.


  • hlt1985  (17.06.15 18:16:05) 
engvid.com, all lessons kısmından, gündelik konularla ilgili güzel videolar var.İşinize yarayabilir.


  • tsubasa  (17.06.15 18:34:26) 
dear diary diye başlaman lazım.


  • kalyanschik  (17.06.15 19:36:28) 
ingilizce gazetelerin okur yorumları bölümü


  • edgenabby  (17.06.15 20:04:34) 
[]

ingilizce sorulmuş soruyu anlayamadım

merhabalar.
What are competencies? List 4 competencies you possess.

what are kısmı tamam da, diğer cümleyi anlamadım. açıkla mı diyor başka mı bir şey mi? :)

 
sahip olduğun 4 yetkinliği/beceriyi yaz diyor.

tabii konuyla alakalıdır bunlar, yoksa hobilerin ne gibi bişey değil yani.
  • tepedeki psychedelic adam  (17.06.15 15:14:04 ~ 15:14:44) 
Sahip olduğun yetkinliklerden 4 tanesini say diyor.


  • inheritance  (17.06.15 15:14:15) 
Yeterlilikleriniz nelerdir? Sahip olduğunuz dört tanesini sıralayınız.

"Konu ile alalalı yeterlilikler"
  • heritage  (17.06.15 15:15:19) 
sanırım yetkinliklerine dair paragraf yazmanı bekliyorlar, soruluş şekli öyle hissettirdi. 4 tane yetkin olduğun konuyu geçmiş tecrübelerinden de örnek vererek açıkla işte. Ben böyle anladım.


  • justinial  (17.06.15 15:17:11) 
possession dan gelio pozisyon bulundurma hani doviz pozisyonu gibi veya drug possesion.


  • schopenhauerin kayip torunu  (17.06.15 15:22:47) 
[]

Kitap Çevirisi Hakkında

Vaktim olsaydı şu kitabı kesin İngilizce'den Türkçe'ye çevirirdim veya şu kitabın Türkçe'ye çevrilmesi faydalı olurdu gibi önerileriniz var mı? Uzun bir dönem bir şey ile meşgul olmam lazım ve faydalı bir şey olsun istiyorum, mesela basılabilecek bir eser olsun, maddi bir beklentim yok sadece kendime iyi gelmesi için yapacağım.




 
ingilizce ve türkçe bilgin ne kadar bilmiyorum da biri finnegans wake'i çevirsin artık.


  • yazmamaya yemin eden adam  (17.06.15 12:14:55) 
film dizi falan çevir? daha fazla kitleye yardım etmiş olursun.


  • m murphy  (17.06.15 12:56:49) 
[]

Kulak/Burun Tüy Kesme Makinesi

Bu zımbırtının İngilizcesine acilen ihtiyacım var.

Teşekkürler şimdiden.


 
ear/nose trimmer


  • ontheroad  (16.06.15 17:06:24) 
[]

İt doesn't hurt to ask ın tam anlamı ve türkçe karşılığı

Sb




 
Evet. Sanırım bir de yüzde 95 olumsuz cevap alabileceğin kişilere umutsuzca dorma anlamı taşıyor?


  • empat  (15.06.15 18:54:08) 
evet, cunku what's there to lose?


  • common of demons  (15.06.15 20:14:10) 
sorsan olur musun..


  • halanne  (15.06.15 20:20:03) 
[]

Bu cümlede ne diyor?

Anlıyorum ama ifade edemiyorum, Türkçe'ye çeviremiyorum.

"Like with all grilling, you need that grilled surface."

Şimdiden teşekkür ederim.

 
tüm ızgaralıklarda (ızgara da pişen şeyler) olduğu gibi, ızgara yüzeyine ihtiyacın var.


  • hasansabbah  (15.06.15 15:35:29 ~ 15:35:41) 
[]

Bir sayfalık çok mühim İngilizce çeviri

Tez çalışmamın özet sayfasının İngilizce tercümesini olağandışı bir sebepten dolayı yarın enstitüye teslim etmem lazım.

Bana bu sayfayı tercüme edebilecek yardımsever bir kullanıcımız var mı? Ücret talebi olursa şimdi olamasa bile elim rahata çıktığı anda öderim. Dilerse de birşeyler içer, hem teşekkür eder, hem de tanışmış oluruz.

Yardım edecek birileri varsa mesaj yoluyla ulaşabilirlerse çok sevinirim. 3 paragraf sadece ve paragraflar kısa.


Edit: burayanickgelcek halletti sağolsun. kendisine çok teşekkür ederim. Cokponcik de ilgileneceğini söyledi vakit bulabilirse. Diğer arkadaşlar boşa zahmete girmesinler diye bu editi yazıyorum buraya.

 
paragrafları görebilirsem yardımcı olmaya çalışırım.


  • burayanickgelcek  (15.06.15 03:40:57) 
[]

ingilizce podcast tavsiyesi

merhaba. ingilizcemi geliştirmek adına podcast arayışındayım. komedi tarzında podcastleri eviyorum. daha önce am i bugging you adlı podcasti dinleyip bitirdim.
benzer podcast tavsiye edebileceklerden yardım istiyorum.



 
Luke's english podcast


  • mhmtt  (14.06.15 19:57:30) 
  • soso  (14.06.15 21:23:57) 
Ricky Gervais, Stephen Merchanct ve Karl pilkington'un eski xfm programlarını tavsiye ederim. Yalnız Karl'ın mancunian aksanına alışmak biraz zaman alıyor.


  • bolungarvik  (14.06.15 21:29:28) 
[]

squid nedir?

kalamar mı? mürekkep balığı mı?




 
mürekkep olması lazım


  • fatihkkk  (14.06.15 14:58:01) 
bildiğim kadarıyla hem kalamar hem de mürekkep balığı anlamında kullanılıyor. eğer hayvan, deniz canlısı vb. anlamındaysa mürekkep balığı; yiyecek/yemek anlamında ise kalamar. ben böyle bir ayrım gördüm. hiçbir bilgi yoksa, eldeki tek şey gariban bir squid kelimesiyse mürekkep balığını kullanmak daha doğru olur diye düşünüyorum.


  • der meister  (14.06.15 15:03:38) 
kalamar > ingilizcesi: squid, latincesi: teuthida (yabancılar da bunun yemek haline calamari diyorlar)

mürekkep balığı > ingilizcesi: cuttlefish, latincesi: sepiida

fakat bunlar birbirine çok benzeyen, aynı sınıfın canlıları.
  • king lizard  (14.06.15 15:20:07 ~ 15:22:11) 
[]

Proficiency sınavı

Bahçeşehir Üniversitesi'ne yatay geçiş yapmayı düşünüyorum. Okuduğum okulda bölümüm türkçe olduğu için yeterlilik sınavına girmem lazım. Geçemezsem gel hazırlık oku demeyip, geçişi sağlayamazsınız diyorlarmış. Sınava çalışabilmem için ne yapmam gerekir? Hangi kaynaklardan yararlanmalıyım?




 
eminim buna bakmışsındır ama ben yinede vereyim: content.bahcesehir.edu.tr

bunun haricinde, ingilizce'de beginner değilsen yapman gereken en iyi şey; üniversitenin yolunu tutup, fotokopiden daha önceki senelerin proficiency sınavlarını almak. ve bunların üzerinden çalışmak.
  • anonimagus  (12.06.15 19:56:08 ~ 19:56:35) 
evet bunu biliyorum teşekkür ederim.

üniversiteye de gittim görüştüm. sadece sizin de gönderdiğiniz linkten bahsettiler. bursa'da okuduğum için ve yaz okulunda da bursa'da olacağım için tekrar üniversiteye gidip sınavları alma şansım yok. başka seçenek yok mu çalışabilmek için?
  • seyahat defterim  (13.06.15 17:30:31) 
senin için alabilirim aslında. sonrasında netten gönderirim. acelen yoksa tabi.


  • anonimagus  (13.06.15 21:34:25 ~ 21:46:49) 
Ya hic zahmet etme oraya gitmek ayri dert zaten ben gelebildigimde almaya calisirim. Tesekkur ederim yine de.


  • seyahat defterim  (14.06.15 21:41:59) 
[]

Rusça nerden, nasıl ve ne şekilde öğrenilir??

nerden başlamalıyım? sıfırdan kendi çabamla rusçaya adım atmak istiyorum. hemen kendi başına öğrenemezsin demeyin!! bilen beri gelsin




 
rosetta stone, memrise ve quizlet ile yumuşak bir giriş yapabilirsin.


  • tolga asp  (11.06.15 11:51:26) 
www.kitapyurdu.com

bu kitap benim işimi çok görmüştü, 1-2-3-4 diye gidiyor. giriş seviyesinde, bildiğim kadarı ile ben de yardımcı olabilirim.
  • yahveyire  (11.06.15 21:41:48) 
yahveyire +1...

rus dili ve edebiyatı öğretmeni olarak tavsiye edeceğim yegane kitaptır.
  • kalyanschik  (12.06.15 02:37:37) 
[]

bir cümle çevirisi

Native American Indian groups in North America lived in different cultural regions, each of which developed its own customs and traditional.

cümlenin fiili developed mu? lived mı?

ve çevirisi böyle mi?

Farklı kültürel bölgelerde yaşamış Kuzey A. daki yerli A. Hint gruplarının her biri adetlerini ve geleneklerini geliştirdi.

 
fiil lived olacak şekilde çeviri daha doğru olur.

Her biri kendi adet ve geleneklerini geliştirmiş olan...
  • cinsi kisi  (10.06.15 22:47:45) 
fiil live. her biri kendi gelenek ve göreneklerini geliştirmiş olan kuzey amerikadaki yerliler değişik kültürel bölgelerde yaşadı.


  • baba jo  (10.06.15 22:50:06 ~ 22:51:13) 
teşekkür ederim yanıtlar için. developed clause un içinde olduğu için mi ana fiil değil?


  • kupigometa  (10.06.15 22:51:38) 
fiil: lived
çeviri : cinsi kisi +1 …. yaşadı.
evet develop clause un fiili oluyor
  • gergedan  (10.06.15 22:52:01 ~ 22:53:25) 
teşekkürler ;)


  • kupigometa  (10.06.15 22:54:45) 
[]

almanca-türkçe çeviri

"Wenn man sich auf den Sinn des Lebens besinnt, schwelgt man nicht so sehr in Erinnerungen, sondern konzentriert sich auf die Wahrung der Zukunft."

bitte :)


 
hayatın anlamını düşünülüp taşınıldığında, anıların tadı çıkarılmaz, aksine geleceğin sağlama alınmasına odaklanılır.

gibi bişi. biraz sadeleştirilebilir. tabii.
  • eclskn  (10.06.15 22:39:38) 
[]

Kısa bir çeviri

I am of the conviction that this work will shed light upon the true perception of the Turkish nation.

Cümlede ne diyor? I am of kısmı kafamı karıştırdı, böyle bir kullanım var mı?


 
'be of' kullanılan bir kalıp evet. Temelde 'be' ile aynı anlama gelse de 'possess intrinsically' = 'doğal sahiplik' gibi bir anlam katmakta.

Bu çalışmanın Türk milletinin algısına ışık tutacağı kanısındayım.

diyor cümlede.
  • bulmasi gercekten zor  (10.06.15 15:22:34) 
I am of the conviction = I am convinced that


  • sen git ben geliyorum  (10.06.15 15:39:04) 
"bu çalışmanın, türk ulusunun gerçek idrakına ışık tutacağı inancı içerisindeyim."
evet, bu tür kullanımlar oluyor.
Genellikle, resmi yazılarda geçiyor.
  • pangea  (10.06.15 22:09:07) 
[]

Ingilizce tek cümle

Because of my Finance Education I have strong knowledge about Bank and financial environments yazdim ama hatali gibi.

Adamlar bankacilik sektörü icin IT'ci ariyorlar. Ben de iktisat okudum o yüzden adamlara sunu demek istyiorum

Okudugum bölüm nedeniyle Bankacilik ve finans sektörü hakkinda donanimliyim.

Yani strong knowledge degilde, sIkIntI yok haci abi, hallederiz, var ben de o altyapi demek istiyorum.

tisikkirlir

 
I am confident that i would be a perfect fit for this position as my experience and abilities gained through my Finance Education match your requirements. diyebilirsin.


  • Nefe  (10.06.15 13:41:09 ~ 13:42:07) 
Cok tesekkür ediyorum.


  • beholderrulez  (10.06.15 13:50:44) 
[]

birkaç küçük cümlecik- ingilizceden türkçeye

selam, uzun çevirede takıldığım bir iki ifade var. yardım eden olursa şimdiden teşekkürler..

-particularly with regard to whom the approach is not
appropriate and when the approach is the most or least effective (Burada when'den sonraki kısmı anlamadım)

-I have too high a tolerance (ne diyor yani, çok mu toleranslıymış bu abi)

-task centered (görev odaklı diye mi çeviriyim bunu?)

 
-approach en çok ya da en az efektif olduğunda
-bu cümle hiç mantıklı gelmedi bana. (ama kelimele seçimlerinden çook toleranslı olduğu çıkıyor ortaya )
-görev odaklı diyebilirsin.
  • Nefe  (10.06.15 11:41:30 ~ 11:42:51) 
[]

Yemek guruları bi bakar mısınız lütfen?

Şu cümleyi nasıl çeviriyoruz?

Ceviche means curing the fish with citric acid.


 
ceviche balığı sitrik asit ile kürlemek anlamına gelir.

(bkz: #7356124)
(bkz: curing)
  • inheritance  (10.06.15 10:26:46 ~ 10:26:59) 
[]

which Kafamı karıştırdı

the ostrich is not the only bird which can fly cümlesini anlayamadım which ne anlam taşıyor orada genel bi Kullanım mı var böyle ?




 
www.dersimizingilizce.com

Relative clause
  • Lim5  (09.06.15 23:15:47) 
bağlaç görevi görüyor that/what/who/whom/where gibi,

deve kuşu, uçamayan tek kuş değildir. demek istiyor muhtemelen cümle ama "which can't fly" olması lazım, yanlış olmuş bu haliyle.
  • neseranni  (09.06.15 23:18:39) 
öncelikle cümle yanlış. can değil can't olmalı. which burda "hangi, hangisi" anlamında değil. devekuşunu tanımlıyor cümlede.

uçamayan tek kuş devekuşu değildir.
  • lionel andres  (09.06.15 23:20:10) 
evet ingilizcem çok iyi olmadığı için can't fly Olmalı diyemedim ama çevirwmedim de matbaa hatası var heralde teşekkürler..


  • ramazanali  (10.06.15 07:30:09) 
[]

From which direction are you flying in?

yurtdışına yolculuk var, havaalanından karşılanacağım. hangi havaalanına ineceğimi vs yazdım fakat böyle bir soru yöneltmiş karşı taraf. Neyi kastediyor anlayamadım??

From which direction are you flying in?


 
nereden geliyorsun diyor bence.


  • lprytk  (09.06.15 12:00:59) 
ama biliyor zaten hangi ülkeden geleceğimi.


  • stk  (09.06.15 12:02:56) 
nereden geliyorsun diyor olabilir eğer aktarma fln varsa son bineceğin uçağı yaz. eğer büyük bir havaalanı ise ineceğin hangi çıkıştan çıkacaksın diyor da olabilir.


  • apintmate  (09.06.15 12:03:49) 
hangi cikistan cikacagini soruyor.


  • baldur2  (09.06.15 12:05:46) 
ne taraftan geliyorsun diyor,


  • eindaclub  (09.06.15 12:08:19) 
peki hangi çıkış olacağını nasıl öğrenicem?


  • stk  (09.06.15 12:09:35) 
uçuş numaranı yazdın mı?


  • iz  (09.06.15 12:26:19) 
dediğim gibi büyük bir havaalanı ise terminal numarası olur.bilette bellidir o onu yaz.


  • apintmate  (09.06.15 12:27:44) 
tamamdır arkadaşlar, çok teşekkürler. uçuş numarası vs ne bilgi varsa atayım ben.


  • stk  (09.06.15 12:29:16) 
[]

strike fiil çekimi?

Merhaba strike fiil çekimi aşağıdaki gibi neden değişiyor? Cümle içindeki anlamına uygun fiil çekimi mi kullanıyoruz yoksa istediğimizi kullanabiliyor muyuz.. Teşekkürler şimdiden cevabınız için

I have striked; struck; stricken
you have striked; struck; stricken
he has striked; struck; stricken
we have striked; struck; stricken
you have striked; struck; stricken
they have striked; struck; stricken

 
present: strike
past: struck
perfect: stricken

striked diye bir çekimle ben karşılaşmadım. fiil çekimi neden değişiyor, fonetikle alakası olduğunu tahmin etmekle beraber ''bilgi'' veremem bu konuda keza ben de bilmiyorum.
  • reavelyn  (09.06.15 03:00:34) 
[]

Ground Dried Chili

Peki bunun Türkçesi nedir acaba?




 
öğütülmüş kuru biber / chili biberi.

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
  • inheritance  (08.06.15 17:39:02 ~ 17:41:21) 
acı pul biber, acı toz biber. parantez içinde chili diye belirtebilirsin.


  • Lim5  (08.06.15 17:43:06) 
[]

prawns ve shrimp nasıl çevrilir?

her ikisi de karides olarak geçiyor sözlüklerde. ama çeviride farklı ifadelere denk geliyor. eyy etoburlar, bu ikisine ne denir?




 
ingilizler prawn, amerikalılar shrimp diyor benim bildiğim. hiçbir farkları yok.


  • sir gawain  (08.06.15 17:23:23) 
Prawn kral karides, öteki bildiğimiz küçük karides.


  • Lim5  (08.06.15 17:24:00 ~ 17:26:16) 
shrimp normal kucuk karides, prawn jumbo karides diye biliyorum ben...


  • mavicorap  (08.06.15 17:24:20) 
birisi jumbo, diğeri çimçim karides gibi bir şey mi acaba?


  • orient blue  (08.06.15 17:24:29) 
[]

izmir de italyanca kursu ?

nereyi tavsiye edersiniz , nereye gidelim, adam akıllı öğrenmek için ?




 
italyan kültüre git yerinde öğren bence, saatleri uyuyorsa sana..


  • redeath  (08.06.15 12:00:36) 
[]

Kürtçe ne diyor burada?

1) 7 birindar ceme hene

2) Nihat ji te xeberda


 
1)7 dindar buraya gelsin
2)Nihat jitemciymiş

Edit: Salladım la
  • six packsiz  (08.06.15 11:17:07 ~ 11:24:47) 
jitemciymiş ne demek?


  • dessy  (08.06.15 11:19:57) 
1- bizim yanimizda 7 yarali var.
2- nihat seninle konusacak/konustu.

  • nawres  (08.06.15 11:20:07) 
ay ama yaralı diyeceğini sanmıyorum :S
kız isteme muhabbetiydi bu, bildiğim kadarıyla.

  • dessy  (08.06.15 11:22:13) 
brindar yarali demek. eksik, yanlis duymus olabilirsinz soyledikerlini.


  • nawres  (08.06.15 11:40:54) 
+1 nawres...

kız isteme sırasında olay çıktıysa 7 kişi yaralanmış olabilir. çok düz mantık oldu ama başka birşeye işkillendiremedim.
  • jesues  (08.06.15 11:42:02) 
ben yanlış anlamanı da hesaba katarak şöyle bişi çıkardım.

1-yedi kişi var yanımızda(bre falan kullanılır kardeş anlamında samimiyet varsa)

2-nihata da haber verdin mi? (bu da tonlamaya göre "nihat da sana haber verdi" anlamına gelebilir)
  • bir garip seyyah  (08.06.15 11:47:00 ~ 11:48:11) 
konuyla alakasız,
jitem: jandarma istihbarat

  • aithra  (08.06.15 13:26:38) 
1 - yedi yaralı yanımızda var.
2 - nihat seninle ilgili konuştu (senden bahsetti).

  • 1adam  (08.06.15 14:43:20) 
[]

3 cümle çeviri

Yapılan deneysel çalışmalarda sıcaklık, zaman ve mekanik etki sonuçları gözlemlenmiş,bu proses şartları değiştirilerek uygun sıcaklık ve zaman belirlenmiştir. Sonuçların fiziksel ve kimyasal testler ile değerlendirilmesi yapılmıştır. Enzimatik kombine işlem konvansiyonel yöntem sonuçlarına benzer hidrofilite, haşıl sökümü sağlanmış olup istenen beyazlık ve parlaklığa ulaşılamamıştır.

Türkçeye çevirilecek. Çoook teşekkürler.


 
The results of the mechanical effects in time have been observed in the experimental studies, temperature and time of this process have been rearranged accordingly. The results have been evaluated with physical and chemical tests. ...

lan bi dakka! "Türkçeye çevrilecek" yazmışın? nasıl yani?
  • frkrkr  (09.06.15 11:12:18) 
[]

macbeth-çeviri

şu videoda 1:15'deki sahnede macbeth karakterinin söylediği şey nedir tam olarak çözemedim.
www.youtube.com



 
o, full of scorpions is my mind.

aklımda akrepler dolup taşmakta :{
  • neseranni  (06.06.15 18:07:38) 
[]

ingilizce otobuse trene vs. binmek\inmek

Aklim karisti ya. Hepsi icin ayni fiil mi kullaniliyor?




 
get on the bus: binmek

get off the bus: inmek

Edit: otobüse tabi.

train de tren için.
  • neferkitty  (06.06.15 02:09:25 ~ 02:11:51) 
board the kullanılır özellikle tren ve uçak için. boarding the plane boarding the train gibi


  • gfbemre1907  (06.06.15 03:01:06) 
take this train.

bu trene bin. bu da olur.
  • baldur2  (06.06.15 08:33:40) 
Trenden inmek icin disembark fiilinin kullanildigi da gorulmustur. (Yenikapi - Havalimani metrosunda boyle soyleniyor).

Bence gereksiz, binmek icin get on veya take, inmek icin get off kullanilsa yeterlidir bana kalirsa.
  • tam tahmin ettigim gibi  (07.06.15 01:03:34) 
[]

Hazırlık aşamasında / Proje aşamasında

Şimdi bunun için oxford in the pipeline diyor ama bu şekilde kullanırsam pek klas olmayacak.

XXX Projesi (in the pipeline)

parantez içi için hangi ifade daha hoş ve profesyonel gelir kulağa?

 
(in process) olabilir


  • neferkitty  (05.06.15 16:28:53) 
[]

Manevi Kardeş Edinme

Adopt anlamındaki edinmekten bahsediyoruz. Bu durumda başlığı İngilizce'ye nasıl çeviririz?




 
Foster fiili daha uygun bence

Edit: hatta foster-sister denebiliyormuş manevi kardeşe.

Adopting foster-sister da diyebilirsin.
  • neferkitty  (05.06.15 16:10:01 ~ 16:14:02) 
[]

turn-taking i nasıl çevirmeliyim?

successful face to face interaction depend on a knowledge of turn-taking




 
karşılıklı konuşmanın sırayla yapılması.


  • gossipgirl  (04.06.15 19:45:26 ~ 19:46:00) 
[]

events ve activities kelimelerini nasıl çevirmeliyim

ilk çevirdiğimde iki kelimeyi de etkinlikler olarak çevirmiştim, sonra yazar farklı kelimeler kullanmış ben neden tek kelime ile çevirmişim ki deyip değiştirdim.

a. different speaking events - Farklı konuşma etkinlikleri

b. classroom speaking activities Sınıfi içi konuşma aktiviteleri


events ve activities kelimeleri için alternatifleriniz var mıdır?

 
activities için workshops kullanabilirsin

events de konuşmalar tarzında olacak ise talks falan diyebilrisin.

edit: nasıl kıçımdan anlamışsam :) türkçesini istiyormuş
  • croswell  (04.06.15 16:48:33 ~ 16:55:47) 
event için organizasyon denebilir.

activity için ise aktivite veya faaliyet demek yeterli.
  • bulmasi gercekten zor  (04.06.15 16:51:14) 
event etkinlik
activities faaliyet

  • masa penisi  (04.06.15 16:57:52) 
[]

Şu ifadeleri nasıl çeviririz?

- Popular Democratic Party (Popular "halk" anlamında mı kullanılıyor?)
- Nationalist Party of Puerto Rico (Porto Riko Ulusal Partisi/Ulusalcı Parti?)
- Commonwealth (U.S. insular area) (American ada milletleri birliği dedim ama?)
- Constitutional Convention (Hukuk terimi olunca yanlış yapmayayım dedim)
- New Progressive Party (Yeni İlerlemeci Parti? :S)

EDIT: Bir de bu var: "Organic Act". Organic Yasa/Yasası?

 
Ben olsam şöyle çevirirdim:
- Halkın Demokrat Partisi
- Porto Riko Ulusçu Partisi
- Bunu bilemedim
- Anayasa Konvansiyonu
- Yeni İlerici Parti
  • whimsical  (04.06.15 11:16:47) 
Commonwealth'i İngiliz Milletler Topluluğu diye biliyordum ben de, ama parantezde US'i görüp araştırınca daha karmaşık bir kavram olduğunu gördüm. Başka milletlerde de kullanılan bir kavrammış. O yüzden bilemedim.

Edit: Arada bir cevap vardı, ben onun üzerine yazmıştım bunu, yollarken o cevap silinmiş.
  • whimsical  (04.06.15 12:22:04 ~ 12:22:37) 
- Popüler Demokrat Parti (Popüler 'halk' anlamında kullanılmaz pek.)
- Porto Riko Milliyetçi Partisi
- Milletler Topluluğu (Amerika ada bölgesi), Amerika Ada Bölgesi Milletler Topluluğu da olabilir.
- Bu biraz ne olduğuna bağlı. "Anayasal kongre" olarak da oluyor, "anayasal gelenek" de oluyor.
- Yeni Yenilikçi Parti. Ya da Yeni İlerici Parti. (Her ne kadar Türk Dil Kurumu sözlüğüne almasa da 'progresif' proggressive'in Türkçesi olarak kullanılıyor tıpta falan. Hafiften risk almak istersen progresif de diyebilirsin ama önermem.)
  • iamelf  (04.06.15 12:44:02) 
- Halkçı Demokratik Parti
- Porto Riko Milliyetçi Partisi
- Milletler Topluluğu
- Anayasa Konvansiyonu
- Yeni Gelişim Partisi

"organic act" de anayasa demek.
  • eindaclub  (04.06.15 14:50:43) 
[]

Rusca tercume

Ekteki kibrit kutusunun uzerinde yazan seyi turkceye cevirebilecek birileri var midir?

Tesekkurler


 
çeviremem ama şöyle bir şey, ilk kelimeyi anlamadım sonrası, şarkı söyle birkaç saat mutlu ol, bir şeyler yap birkaç gün mutlu ol, şunu bunu yap ömür boyu mutlu ol gibi bir şey.


  • tiny penny  (04.06.15 11:09:36) 
içki iç, birkaç saatliğine mutlu olacaksın. aşık ol, birkaç yıllığına mutlu olacaksın. bahçe oluştur (ağaç dik), bütün yaşam boyunca mutlu olacaksın.


  • lesmiserables  (04.06.15 12:36:20) 
2. doğru söylüyor. bu arada ojeler güzelmiş.


  • dreadplayer  (05.06.15 11:27:00 ~ 11:27:39) 
diğer resim:

mutluluk bir varış istasyonu değil, seyahat tarzıdır.
  • lesmiserables  (05.06.15 12:07:12) 
[]

taziye için çeviri ihtiyacı

"anneannenin kaybı için çok üzgünüm. onu tanımış olmaktan çok mutlu olduk. bizi dostça karşılamıştı, onu çok sevdik. kız arkadaşım, annem ve babam da haberi duyduklarında çok üzüldüler.

iyi dileklerin için çok teşekkürler. seni de aramızda görmeyi çok isterdik. kız arkadaşım da seninle tanışmayı çok istiyor. en kısa sürede aramızda olmanı umuyoruz."

yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

 
hatalı olması çok muhtemel ama yine de deneyeyim.

I am very sorry for your grandmother's lost. we have been very happy to know her. she had welcomed us very friendly. my girlfriend, my mother and father felt very sorry about her.

thank you for your best wishes. we would glad to see you here with us. my girlfirend wants to meet you too. we hope you will be with us soon.
  • physcos physcos  (04.06.15 04:04:44) 
I am so sorry for your lost. However I must say that I am so glad to have met your grandmother. She welcomed us in a great manner, we deeply loved her. My sister, mother and father are all very sad about the bad news.

Thank you for your good wishes. We really wished that you could be with us. My girlfriend wants to meet you as well. Hope to see you with us soon!
  • heygidim  (04.06.15 04:11:45 ~ 13:16:38) 
I'm very (ya da deeply) sorry for the passing of your grandmother. It was a pleasure to meet her. She was very friendly to us and we liked her very much. My girlfriend, mother, and father are all sad to hear the news as well.

Thank you for your kind wishes. We would love to see you with us, too. My girlfriend wants to meet you as well. We hope to see you with us as soon as possible."

"Onu tanımış olmaktan mutlu olduk" ve "bizi dostça karşılamıştı" kısımlarını hafiften değiştirdim daha düzgün bir gidişat adına.


@physcos physcos, @evandro roncatto, @heygidim'in çevirilerinin hepsinde yanlışlar var onu da söyleyeyim.
  • iamelf  (04.06.15 12:53:12) 
[]

kısa bir çeviri

Making sense of the language data that we hear around us is an equally essential aspect of performance




 
üstünkörü hızlı bir çeviri:

Çevremizden duyduğumuz dil verilerini anlamlandırmak, performansın eşit derecede temel bir yönüdür.

öncesinde performansın başka yönlerinden bahsediyor olmalı
  • kirliyesilkazak  (03.06.15 23:08:34 ~ 23:09:02) 
[]

doğru çevirebilmiş miyim? / kısa

this can be used for a whole range of discussion.

Bu etkinlik hemen hemen bütün tartışma aralığı için kullanılabilir.


 
"hemen hemen" kısmına karşılık bir şey yazmıyor ingilizce'sinde.


  • m murphy  (03.06.15 17:01:26) 
bu etkinlik her çeşit tartışma için kullanılabilir/uygundur.

bu arada etkinlik de geçmiyor ingilizce'sinde.
  • puc  (03.06.15 17:18:30) 
[]

Almanca Einführung, Vorstellung, Einleitung vs. farki

basliktaki kelimeleri Ingilizce cevirince hepsi "introduction", Türkce cevirince de "giris, tanitim" falan cikiyor.
Hele introduction'i ALmancaya cevirsen 50 kelime var.
Bunlarin farki nedir nereden ögrenilir?

Almanca niye böyle her kelimesi 100 anlama gelen, 100 anlam bi kelimede toplanan gelen bir dildir? :(

 
einführung- bir konuya giriş, kompozisyona giriş gibi

vorstellung- kendini tanıtma, tanışma esnası gibi
  • medievalman  (03.06.15 16:32:23) 
einleitung giriş cümlesini vs anlatmak için daha uygun.

vorstellung birini tanıtmak anlamında.
einführung ise giriş gibi..

neden niçin bilemiyorum, ama haklısınız çok kelime çıkabiliyor.
kitap okuyarak günlük dilin kullanıldığı almanca dizi film izleyerek belki neyin nerede kullanıldığını daha iyi anlarsınız.
  • kaputt  (03.06.15 16:34:01) 
einleitung önsöz anlamında kullanılır genelde.
vorstellung ise bir şeyin tanıtımı vs. anlamında olabilir. mesala vorstelleng des Zugs ; Trenlerin tanıtımı.
einführung ise introduction anlamına gelir. mesala einführung in die Buchführung ; Muhasebeye giriş.

hatam varsa affola.
  • retiredcolonel  (03.06.15 16:38:39) 
Almanca cok "contextual" yani "baglamsal" bir dil. Yani secilen kelime duruma ve konuya göre cok degisir. Mesela birine bir kisiyi tanistirirken yani "introduction" yaparken "Vorstellung" kullanirsin. Ama mesela 2015 yilina girerken yani "introduction" yaparken "Einführung" kullanirsin.

Bu durum dilin cok güclü, literatürünün cok derin olmasindan kaynaklaniyor. Eger biri "Vorstellung" kelimesini kullanirsa bilirsin ki bir tanitma var isin icinde, ve emin olursun ki yeni bir ortama giris, yeni bir duruma giris yok. ama biri "introduce" kelimesi kullanilsaydi bu eylemin birine birini tanitma mi, yoksa yeni bir ortama giris mi oldugunu ayirtetmek icin destekleyici kelimelere ihtiyac duyulurdu.

Bu durum almanyada yanlis anlamalari cok azaltiyor, az kelime ile daha cok sey ifade ediliyor. iki alman birbiriyle konustugunda bir sey söylediginde "aa onu mu kastetmistin, aslinda ben bunu kastettigini zannetmistim" denilme olasiligini düsürüyor.

Türkcede de ayni durum söz konusu ya da ingilizcede de. Ama insanlarin okuma aliskanliklari azalinca, literatür kaybolunca insanlar cok daha basit kelimelerle kendilerini anlatiyorlar. Bu da benzer kelimeler arasi ince nüanslarin kaybolup bircok durumu anlatan joker kelimeleri arttiriyor. Bu nedenle yanlis anlamalar artarken tartismalarimizin temeline iletisimsizlik oturuyor.
  • emrahday  (03.06.15 16:42:01 ~ 16:46:31) 
[]

ingilizce iki cümleyi bağlama, bağlaçtan sonra fiil kullanımı

Merhaba, biraz level atlatma çabasındayım ingilizceme. Şöyle bir cümle okudum.

"We will deal with first of those questions of chapter 5 and will then consider both aspects of economics."

Ben normalde böyle bir cümleyi şöyle kurardım oldukça basit şekilde: We will deal with first of those questions of chapter 5 and then we will consider both aspects of economics.

İlk kullanım çok güzel. Her fiili böyle bağlayabilir miyim? Bu kullanımın bir adı var mı, video derslerde arayıp daha detaylı öğrenmek istiyorum kullanımını.

Mesela şöyle de olur mu : I have cut the grass first and cleaned then the street. Olmadı böyle sanki, gelecek anlamıyla daha güzel duruyordu ilk cümlede.


Teşekkürler şimdiden cevaplarınız için.

 
ikinci cümle şöyle olur: I have cut the grass first and then cleaned the street.


şuraya da göz atabiirsin: english.stackexchange.com
  • inheritance  (03.06.15 16:29:15) 
Teşekkürler! Oldukça fazla video varmış bu konu hakkında, incelemek isteyene konu conjunction reduction


  • maymuncuq  (03.06.15 16:46:27) 
[]

kısa bir çeviri

discussion range from highly formal, whole-group staged events to informal small-group interactions.




 
ay bi uğraştım da zormuş ya. tam cümle ne?


  • cembirdek  (03.06.15 16:41:22) 
tam cümle bu valla :)

Discussion

Discussion range from highly formal, whole-group staged events to informal small-group interactions.

Buzz Groups (bu alt başlık)

this can be used for a whole range of discussion.

şeklinde.
  • sen olmayan cocuk benim  (03.06.15 16:50:10) 
tartisma oldukca resmi, tüm grubu yönlendiren olaylar ile gayriresmi Kücük grup etkilesimleri arasinda degisiyor


  • lemuria  (03.06.15 16:54:53) 
[]

YDS'den 70 alan ODTÜ'nün sınavından kaç alabilir?

ODTÜ'nün dil sınavına gireceğim master için 65 isteniyor. YDS'den 70 aldım, ODTÜ'den de en az 65 alabilir miyim acep?




 
çok farklı konseptte sınavlar. odtü'de çoktan seçmeli soru sayısı çok az. eğer listening ve writing kısmında da başarılı isen, yada iyi çalışırsan 65 olabilir.


  • delafuente  (03.06.15 11:33:02) 
[]

exposed to yapısını maruz kalmak olarak çevirmek?

yabancı dile maruz kalmak şeklinde çevirsem nasıl olur? maruz kalmanın olumsuz bir anlamı var gibi o yüzden sorayım dedim.




 
Cumleyi komple soylersen daha guzel aydinlatabiliriz.


  • yollarbenibekler  (03.06.15 09:25:18) 
Radyasyon gibi bişeyse gayet olur. Ama cümleye göre belli de olmaz


  • nucleon  (03.06.15 09:49:49) 
yerine göre belki "subject" de olabilir:

"Releases above ground–level are generally subject to higher wind speeds, which provide quicker dilution"

"This estimate for the whole of the Northern hemisphere involves large-scale averaging of atmospheric conditions and hence is subject to some uncertainty"
  • puc  (03.06.15 11:10:13) 
Outside the context of any classroom, all children who are repeatedly exposed to language, in normal circumstances will learn it unconsciously.


  • sen olmayan cocuk benim  (03.06.15 11:13:25) 
Regardless of class variations, children exposed continuosly to a foreing language environment are observed to develop their learning skills unconsciously.

Burada language'den kastının yabancı dil olduğunu varsaydım.

grammer açısından yüzde yüz doğru olmasa da bu şekilde de kullanılabilir.
  • puc  (03.06.15 11:19:45) 
[]

aksansız konuşma

ingilizce bilgim var, yazım olarak okuduğumu ite kaka anlıyorum/biraz daha itince güzel şeyler yazabiliyorum.

lakin konuşma kısmı büyük sıkıntı. normalde her ortama ayak uydurabilen, girişken, sıcak kanlı vs vs biriyim ama konu yabancı dil ise ı-ıh olmuyor böyle bi kekelemeler, konuşamamalar falan üf!


diyorum ki hazır niyetlenmişim bu sefer çekinme yok konuşma kısmını aşacağım derken, aksansız konuşma için neler yapabilirim? neleri dinlemek gerekir?


bu sadece ingilizce için değil, diğer diller içinde önerileri alabilirim aksansız konuşmak için.

 
Yaşadığınız durum herkesin sorunu. Pratik eksikliğinden kaynaklanıyor hep. Aşmak için zorlamak, tıkandığınız yerde durup, Türkçe konuşmamak için kendinizi tutup kaldığınız yerden devam etmeniz, anlatmak istediğiniz şeyi ısrarla farklı farklı yollardan anlatmaya çalışmanız şart.

Ancak bu konudaki sorun aksan değil, pronunciation ve akıcı konuşamamak. Öncelikle onları düzeltmek gerekir. Hiç kimse kolay kolay İngiliz veya Amerikan aksanına adapte olamaz. Konuştuğumuz dil üzerinden şekillenmek zorunda bu ilk başta. "Aksan kasmak" denilen şeyi yaparsanız da çok yapmacık durur, hem siz farkında olursunuz bu durumun hem de karşınızdakiler. Stres de yaratır. Düşünün ki, "pencereyi açarsam rahatız olur musunuz" cümlesini bile kurmak zor geliyor ancak hayır derken "nöğğğ" diyerek İngilizlere benzemeye çalışıyoruz :)

Pronunciation sorunun çözmek için vurguları sözcüklerin yanına koymuş sözlüklerle çalışılabilir bir süre. Bir de karşınızdaki insanlardan ısrarla sizi düzeltmelerini isteyebilirsiniz.

Sonuç olarak: pratik ve çaba. Maalesef, başka yolu yok.
  • sevgikusunkanadinda  (02.06.15 16:04:21) 
off aynı dertten muzdaribim! :)

bir kere kafayı çok takma, hele hele aksana hiç takma, bizim okulda felaket aksanlı 71 milletten insan var -niye 72 değil, çünkü bizi saymadım :D - bu 71 milletin 71'i de aksanı zerre sallamıyor, karşımdaki anladı mı acaba diye kafaya takmıyor. anlamazlarsa tekrar sorarlar zaten, dert etme yani ;)

tabi bir de türkün türke ettiğini başka kimse kimseye ediyor mu bilmiyorum: okula ilk geldiğimde, eski okuluma göre (itü) ingilizcem çok çok iyiydi, burada ise (koç) milletin aksanının yanında aksanım çok kötü kaldı tabi, ama hocalardan biri derste aksanımı düzeltmek için kasmasaydı, bir arkadaşım ise "ayh cicimm ben senin konuştuğunu hiç anlamıyorum!" demeseydi, daha çok pratik yapıp daha çok geliştirebilirdim kendimi. pratik yapabileceğim her durumda türkçe konuşmayı seçtim bu özgüvensizlik nedeniyle. benim kendime yaptığını sakın kendine yapma, eze büze boza boza konuş ingilizceyi, ki doğrusunu öğrenip geliştirebil. kekele ya da yanlış tense kullan, hiç sorun değil, bir şekilde anlaşıyorsun sonuçta karşındakiyle. diyelim ki anlaşamadın, en kötü bir kağıda yaz çok aşırı zor durumda kalırsan, ama önceliğin yeter ki konuşmak olsun. korkma yani. ayrıca hiçbir yabancı insan senden düzgün konuşma beklemez, anavatanı britanya olanın bile bilmemkaçyüzbinmilyon aksan duymuşluğu vardır o topraklar üzerinde, bilin mi? :)
  • pasp  (02.06.15 16:19:40) 
konuşacaksınız. bol bol konuşacaksınız. yabancılarla konuşacaksınız. onların nasıl konuştuğuna dikkat edeceksiniz. siz de öyle konuşmaya çalışacaksınız. kuzey avrupa aksanı benim gözümde aksansız ingilizcedir. tertemiz konuşuyor onlar. öyle arkadaşlar edin kendine.


  • argent dawn  (02.06.15 16:26:24) 
yaşınız 7'nin altında değilse, aksansız konuşamazsınız. aksandan kastınız native konuşma olduğunu varsayarsak. ha yok direkt aksandan bahsediyorsanız, aksansız konuşmak diye bir şey yok. o da imkansız yani. derseniz ki türk aksanıyla konuşmayayım, konuşun anam, sıkıntı yok. rahat rahat konuşun.


  • klassno  (02.06.15 16:41:51) 
aksan nedense çok dert ediliyor. böyle şeyler için kasılıp kendinizi sıkmayın. rahatça konuşun. asıl aksanlı konuşmaya kastıranlar çok itici geliyor nedense.


  • uuth  (02.06.15 16:47:03) 
çok bariz olarak doğu türkçesi ile istanbul türkçesi farklı ya kürt kökenli oldukları için fark oluyor ya da arapça dan kaynaklı

ya da yabancıların türkçe konuşmaları gibi yabancı dil konuşmak istemiyorum o yüzden sordum.


editorella
örnekler : kürtlerin türkçe konuşması gibi dövlet baba bize bahmıyır gibi ya da arapların türkçe konuşması gibi genizden gelen bi sesle ya da yunanlıların "canim ben de onu yapamadim" gibi ı ları i gibi söylemeleri gibi türkçe biliyorum evet konuşmayı başarabildiğim herhangi bi dil de önceki dilin etkisini en aza indirmek aslında amaç :/
  • indescribable  (02.06.15 17:35:58 ~ 17:44:48) 
aksansız konuşma derken?
Yabancıları arkadaş edin, telaffuzlarını tekrar et.

Yalnız Afrikanlarla kanka olma, ondan sonra aç mısın diye soracakken HONGRİ diyebilirsin.
  • aithra  (02.06.15 17:41:38) 
aksansiz konusma degil akici konusmak olmali hedeflemen gereken sey. kimse senin aksanin var diye sorun etmez. ama kekeliyorsan, kelimeyi tamamen yanlis telaffuz ediyorsan, bir cumleyi soylemen 15 saniye aliyorsa sorun var. uzerinden ugrasman gereken sey bu.


  • hot potato  (02.06.15 17:44:04) 
[]

italyanca a1-a2 düzeyinde metinler

merhaba,

hikaye ya da başka bir tür olabilir. yanında ingizce çeviri olsa süper olurdu ama şart da değil. yardımcı olabilecek olan biri var mı? sevgiler.


 
tr.duolingo.com 'a üye eolun, hem ücretsiz app ve site üzerinden eğitim var hem de istediğiniz gibi sitede çevirili hikayeler mevcut.


  • creepy  (02.06.15 17:25:02) 
[]

Use that as a get in de ne demek

bu firsati kullan filan mi? ne demek bu yahu?




 
bunu giris bileti olarak kullan, firsat olarak kullan gibi bir sey galiba.


  • nawres  (02.06.15 10:40:26) 
devamı yok mu? sanki devamı olması gerekiyormuş gibi.. "get in" sonrasında kullanılan kısma göre şekilleniyor biraz.


  • holy diver  (02.06.15 10:42:21) 
adam sunu demis, senin yerinde olsam su su olaya dahil olurdum. Sonrada bunu demis. Gerisi yok.


  • beholderrulez  (02.06.15 10:51:17) 
nawres doğru diyo


  • check minus  (02.06.15 11:10:06) 
aşağıda 10 numaraya uyuyor gibi geldi..

get in
vb (mainly adverb)
1. (intr) to enter a car, train, etc
2. (intr) to arrive, esp at one's home or place of work: I got in at midnight.
3. (tr) to bring in or inside: get the milk in.
4. (tr) to insert or slip in: he got his suggestion in before anyone else.
5. (tr) to gather or collect (crops, debts, etc)
6. (tr) to ask (a person, esp a specialist) to give a service: shall I get the doctor in?.
7. to be elected or cause to be elected: he got in by 400 votes.
8. (tr) to succeed in doing (something), esp during a specified period: I doubt if I can get this task in today.
9. (intr) to obtain a place at university, college, etc
10. (foll by on) to join or cause to join (an activity or organization)
11. get in with to be or cause to be on friendly terms with (a person)
12. (preposition) See get into
n
13. (Theatre) theatre the process of moving into a theatre the scenery, props, and costumes for a production

www.thefreedictionary.com

bir de şu var;
www.macmillandictionary.com
  • holy diver  (02.06.15 11:13:21) 
[]

7 sayfalık türkçe-ingilizce zor metin çeviri (ücretli)

merhabalar, gün içinde tamamlanmak üzere mesaj yoluyla gönderebileceğim bir dokümanı (Product Recall Procedure) ücreti karşılığında türkçe'den ingilizce'ye çevirebilecek olan var mı?




 
mesaj attım.


  • aytekmutlu  (02.06.15 08:58:13) 
[]

çok acil ing-alm 1 cümle

Because the Verpflichtungserklärung is given for one year only, it will be extended again after August.

Almancaya çok acil çeviebilir misiniz?


 
şöyle olabilir:

Da die Verpflichtungserklärung nur für ein Jahr angegeben ist, soll sie wieder nach dem August verlängert werden.
  • kaputt  (01.06.15 15:34:41) 
[]

ing. bozulmak

1- bir kozmetik ürününün ya da kremin bozulması
2- bir yiyeceğin bozulması

bu ikisi için neler kullanılır en çok?

teşekkürler.

 
Spoil olabikir.


  • vendorth  (01.06.15 14:37:05) 
spoiled veya gone bad denir genellikle.


  • inheritance  (01.06.15 14:37:12) 
1-
2-rot/perished

  • sttc  (01.06.15 14:39:08) 
Expired diyebilirsin, son kullanma tarihi geçmiş anlamında.


  • iamelf  (01.06.15 14:42:02) 
1- için go bad/gone bad olur


www.webmd.com
  • neferkitty  (01.06.15 14:42:18) 
Spoiled


  • blues guitar forever  (01.06.15 14:50:06) 
expire


  • baldur2  (01.06.15 22:56:10) 
[]

paragraf gibi cümle

ey her şeye muktedir yabancı dili hatmetmiş ekşici dostlarım. elimde bir makalenin cümlesi var fakat yabancı dilim; "ama bilmiyoz ingiliççe" ve "bitti benim ingilizce finiş" noktasına ulaştı. bir el atıp yardımcı olursanız çok mutlu olurum. şimdiden teşekkürler, öpüzlüyorum yardımlarınız için.


these range from defining operations of a larger facility than either partner might have previously required, determining the need for specific technologies that allow for new possibilities of presentation and scheduling of events for participating user groups to cite a few common topics.

 
Paragrafın nerede nasıl geçtiğini bilmeden bu kadar yorumlayabildim:

Bunlar, geçmişte her bir ortağın ihtiyaç duymuş olabileceği, katılımcı kullanıcı grupları için yeni etkinlik düzenleme ve sunum olasılıklarına izin veren özel teknoloji gerekliliğini belirleyen daha büyük bir tesisin operasyonlarını tanımlamadan, az sayıda bir kaç genel başlığa atıfa kadar (atıf yerine 'kapsamak' da kullanılabilir belki: ... genel başlığı kapsamaya kadar) olabilmektedir (veya dağılım sergilemektedir).
  • puc  (01.06.15 13:55:01) 
Çok teşekkür ederim:)


  • mckbr  (01.06.15 22:02:23) 
1 ... •747576777879808182• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.