[]

5 kelimelik ufacık bir çeviri

numbers are measured in basis points.

bunu nasıl çeviririz? buradaki basis point'ten kasıt nedir acaba?

not: cümle bir finans kitabında geçiyor

 
basis point = baz puan


  • for the record  (01.04.16 16:24:51) 
öncesini sonrasını bilmek lazım. böyle çok anlamlı olmuyor. ama baz puan şu ki; %6.30'dan %6.35'e çıkan yüzde, 5 baz artmış olur.


  • piremses  (01.04.16 16:30:05 ~ 16:30:18) 
önünü sonunu bilmeden yorum yapmak yanlış olur. basis point hangi konuyla ilgili? metrolojide de kullanılır bu ve baz puandan farklı anlamı vardır


  • KidLazer  (01.04.16 18:55:22) 
[]

vous vous imaginez comment dans dix ans?

kendinizi on yıl sonra nerede ne iş yapıyor nasıl görüyorsunuz şeklinde ortalama 8 cümlelik bir yazıya ihtiyacım var. umarım yardım çıkar.

23 yaşındayım, üniversite okuyorum, bunlar baz alınarak; 10 yıl sonra iyi bir iş, eş tarzında bir yazıya ihtiyacım var.

edit:
10 yıl sonra, 33 yaşında olacağım. Bir iş sahibi ve bir eş sahibi olacağım. 2 tane çocuğum olacak. Bir evim ve bir arabam olacak.

Gelecekte daha mutlu ve daha özgür olacağıma inanıyorum.

 
Önce bir zahmet Türkçesini yaz, sonra çevirisini iste.


  • sen git ben geliyorum  (01.04.16 11:54:21) 
Mobilim edit'leyemiyorum: Yani istediğin yazının Türkçesini. Başlığın değil.


  • sen git ben geliyorum  (01.04.16 11:55:16) 
Senin için senaryo mu yazalım. Adama uygun bi de cümle üreticez he. Bari türkçesini yazsaydın. Kolaycılığa bak


  • i ve been mistreated  (01.04.16 12:01:42) 
Dans dix ans, je vais avoir 33 ans. Je vais avoir un travail et je vais me marier. Je vais avoir deux enfants. Je vais avoir une maison et une voiture.


  • i ve been mistreated  (01.04.16 12:05:07) 
Je crois que je serai plus heureux et plus libre dans l'avénir.


  • i ve been mistreated  (01.04.16 12:07:07) 
Editleyemiyorum, avenir'de aksan yok.


  • i ve been mistreated  (01.04.16 12:10:09) 
[]

Tek Cümle Çeviri Yardımı

As a new way of operating for the communications industry, we also believe that it will be a draw for talent who are interested in a more progressive environment in the communications landscape – an equally important factor for us.


Şimdiden teşekkürler.

 
iletişim sanayisinin yeni bir işletim yolu olarak, bunun iletişim sektöründe gelişime daha açık bir ortama ilgi duyan yetenekli insanlar için cazip olacağına inanıyoruz ki bu da bizim için eşit derecede önemli bir faktördür.
tek cümle olduğu için çok da anlamlı değil metnin tamamına bakmak gerekir ama umarım yine de iş görür.

  • angelina holy  (31.03.16 23:06:18) 
[]

ingilizce eğitim setleri tavsiye

merhaba arkadaşlar boş zamanım var bu ara baya ve evde ingilizcemi geliştirmek istiyorum maluk kaynaklardan çekebileceğim güzel bir ingilizce eğitim seti var mı bildiğiniz.anlaması kolay ve hızlı giden bir set olursa çok iyi olur.




 
ingilizceniz azsa efforthless english deneyebilirsiniz. ileri seviye arıyorsanız en iyi çözüm kitaplar. ipad için english grammar in use uygulaması var ücretli, çok başarılı tavsiye ederim. ayrıca geliştirme amaçlı hot english magazine dergisini okuyabilirsiniz (pdf olarak da var), kelime bilgisine katkısı çok ve eğlenceli.


  • sheeper  (01.04.16 21:31:15) 
[]

ingilizce yardımı

ona ulaşmak kolay olduğu kadar zor. bu cümleyi ingilizcede tam olarak nasıl kurarız?

reaching it is easy besides being difficult? bu cümle anlamlı mıdır?


 
cümlenin türkçesinde hayır yok ki çevirelim. kolaylığı zorluğuna eşit mi demek istiyorsun? olduğu kadar ifadesi belirsizlik katıyor. böyle bir cümle yok yani mantıken.


  • diffarensiyel  (30.03.16 16:54:57) 
Reaching it/him/her is as hard as it's easy.


  • naberabi  (30.03.16 16:59:56) 
diffarensiyel +1

yok öyle bir cümle. hatalı kullanım.

zorlamanın anlamı yok as'ler besides'lar reaching'ler kurtarmaz. türkçe düşünmeyin cümle kurarken.
  • air  (30.03.16 23:20:28) 
[]

İngilizce kısa çeviri - şimdiden teşekkür ederim.

Türkçesi:

ihalenin X şirket tarafından kazanılmaması için, X şirketine 200K TL'den yüksek fiyat vereceğiz.

Benim yaptığım:

We will provide X company higher pricing than 200K TL for not to be won this tender by X company. (for not to be won kısmı yanlış oldu diye düşünüyorum, ya da hepsi da yanlış olmuş olabilir?

Olması gereken:
?

 
in order to discard the x company from auction we will bid 200k TL more,

ya da

in order to win the auction we will bid 200k TL more than x company.
  • lifeframe  (30.03.16 15:11:05) 
[]

İngilizce bir ön ek arıyorum, bi' el atsanız?

Mesela "milletlerüstü", "devletüstü" gibi. Buradaki "üstü" anlamını veren bir ek vardı. Neydi o?
"supra" mı? Ama aradığım ek, "hiyerarşik olarak en üst mertebe" anlamını vermemeli.



 
Supra kullanılıyor. Üst mertebe anlamını da vermiyor sanırım.

www.dictionary.com
  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (30.03.16 01:37:14) 
supra'nın supreme'den geldiğini varsayarak üst mertebe anlamini vermemesi biraz saçma olur sanki.


  • berginyonbaenre  (30.03.16 01:42:58) 
tureng.com/tr/turkce-ingilizce/devletler%20üstü
tureng.com/tr/turkce-ingilizce/milletler%20üstü

Yanisi evet supra.
  • i was made for you  (30.03.16 01:50:14 ~ 01:50:26) 
@berginyonbaenre: Ben de o yüzden ikileme düşmüştüm.


  • m e b  (30.03.16 01:52:54) 
burada kullanılan supra- öneki gerçekten üstünlük anlamı taşıyor. bu eki kullanırsan örneğin "supranational union" burada geçen birlik dahil ülkelerden genel manada egemenlik olarak üstün olmalıdır.

daha eşit bir yapıdan bahsediliyorsa genelde "multilateral international organization" gibi bir tanım daha doğru olur diye düşünüyorum.
  • wallets wide shut  (30.03.16 10:59:15) 
[]

Almanca sorusu

Bir etkinliğe katılacağım da öğrenci bileti diye bir şey var fakat içeriği pek yazılmamış. Benim öğrenci belgem falan yok ancak öğrenci vizem var ve bir dil kursuna kayıtlıyım. Şimdi bu öğrenci biletinin dil kursunda öğrenci olanları da kapsayıp kapsamadığını sormak istiyorum.

"Gelten die Studentenpreise auch für die Leute, die im Sprachkurs Deutsch lernen?"

Sanki biraz tuhaf oldu yahu, nasıl sorsam ki acaba?

 
Sehr geehrte Dame, sehr geehrter Herr,

könnten Sie mir bitte kurz Bescheid geben, ob die Studentenpreise auch für die Studenten der Sprachkurse gelten oder nicht?

Mit freundlichen Grüßen

soso
  • KidLazer  (29.03.16 14:13:22) 
yemekhanelerde dil kursu kimlik belgesini gosterince ogrenci fiyatindan yiyorsunuz. muhtemelen gecerlidir.


  • pacoquinha  (29.03.16 17:03:09) 
[]

remzihoca'yı kullanmış olanlar veya kayıt olmak isteyenler

merhaba eylül yds için hazırlanmak istiyorum (belki de e-yds). online kurslardan birini seçmek istiyorum ve en çok tavsiye edilen remzi hoca gibi geldi şu ana kadar. daha önce kullanmış olan varsa hem sormak istediklerim var veya farklı önerisi olan varsa duymak isterim. teşekkürler.




 
Remzi hocayı kullandım, faydasını gördüm fakat seyfi hocayı da çok duyduğum oldu.


  • kupigometa  (28.03.16 23:49:32) 
Online dersleri hakkında bir fikrim yok ama sitesindeki diğer dökümanlardan çok memnun kaldım,deneme sınavları,kelime listeleri vs. bakmaya değer.


  • archery  (29.03.16 00:44:49) 
[]

Ders saydirma - ingilizcesi

Düsünüyorum düsünüyorum bulamadim. "Ders saydirmak" ingilizcede nasildi?




 
"be exempted of"


  • safepassage  (28.03.16 16:26:43) 
@safepassage exempted of tureng sözlükte muaf olmak seklinde geciyor. ders saydirma anlamina da geliyor mu? Söyle ki, degisim programinda aldigim dersler kendi okulumda o dönem icin sayildi. Yani zorunlu oldugum bir dersten daha önce almis oldugum icin muaf tutulmak seklinde olmadi.


  • kucukharfler  (28.03.16 16:30:43 ~ 16:30:57) 
course substitution veya substitution of course xxx diyebilirsiniz.


  • theconqueror  (28.03.16 16:32:22) 
Recognition of the courses diye geciyor bizde.


  • letheavendangered  (28.03.16 16:35:44) 
"Courses transferred from ..... University" şekilde yer alıyor bazı okulların İngilizce transkriptlerinde


  • Sandeman  (28.03.16 16:36:09) 
Hatta maili buldum bak. "Recognition of the previously taken courses", "recognition of the courses taken in exchange semester/semester abroad" demisler.


  • letheavendangered  (28.03.16 16:40:43) 
internetten aradığım sorunun cevabını yine duyuruda bulmak süper :-) iyi ki varsınız <3
(silecek mod size de yazdım, iyi günler dilerim)

  • windows95  (09.09.19 15:19:34) 
[]

ingilizce çeviri yardımı

Aşağıdaki uzun cümle için çeviri konusunda yardım edebilecek var mı?

Şirketin öz varlığının görüşülmesine geçildi. Şirketimiz öz varlık yetersizliği nedeni ile sermaye artışına karar verilmemiştir. Öz sermaye yetersizliği için, uygun fiyat ile hammadde alınarak satışının yapılması ve brüt karlılık sağlanması, ayrıca şirketin döviz pozisyonun kontrol altına alınarak kur artışlarından kaynaklanan zararın düzeltilmesinin sağlanmasına ve yönetim kurulunun 6 ay sonra durum ile ilgili bilgi vermesine karar verilmiştir.


 
hiç bilmediğim bir alan olduğundan birçok kelimeyi sözlükten bakarak derme çatma kullanmak durumunda kaldım. O sebeple önemli bir iş için ise bilen birinden yardım alınsa daha iyi olur. yine de fikir vermesi için gönderiyorum.

The meeting on the net asset of the company has begun. Due to insufficient net asset of our company a capital increase has not been accepted. Regarding net asset unavailability the following decisions have been made: i) selling raw materials which will be purchased at affordable price and providing gross income, ii) restoring the losses due to increase in exchange rate by taking control the foreign exchange position of the company and iii) scheduling the next executive board meeting after 6 months.

ekleme/düzeltme yapıldı.
  • puc  (27.03.16 23:43:35 ~ 23:50:15) 
[]

Abuk bir ingilizce çeviri

" ...akranlarına göre yetersiz kalan öğrencilerimizin günlük yaşamda karşılaşacakları olağan ve olağan üstü şartlara uyum sağlayabilme becerilerinin geliştirilmesi ; engelli öğrenci ve velilerine doğa farkındalığı oluşturulması; öğretmenlerimizin ise özgün ve niteliksel etkinlikler geliştirme becerilerinin geliştirilmesi... "

Bunu nasıl çevirebilirim?

Türkçe'de bile "akranlarına göre yetersiz kalan çocuklar" nasıl çağırılıyor bilmiyorum açıkçası.

 
students who are not in the same level with their peers


  • mesgul ve huzursuz  (26.03.16 23:36:41) 
improving the ability of adjustment to usual and unusual situations endured in daily life by the students falling behind compared to their peers,
creating nature awareness among the handicapped students and the parents,
improving the ability of creating authentic and qualitative activities by teachers....

umarım çok zorlama olmamıştır.
  • siyah gece  (26.03.16 23:49:35) 
gayet iyi teşekkür ederim.


  • archely  (26.03.16 23:51:28) 
[]

çevirisi bu mu?

No one rises so high as he who knows not whither he is going.

Bir insan hiçbir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez.

yukarıdaki sözün çevirisi tam olarak bu mu? Değilse nasıl olur?

 
bu şekliyle "hiçkimse gidip gitmediğini bilmeyen biri kadar yükselemez" diye anlıyorum ben.

"whether he is going" ise böyle. "nereye gittiğini bilmeyen" diyecekse "where he is going" demesi lazım.

yorum: hani uçurumdan fırlayan bugs bunny havada olduğunu fark edince düşer ya, o tarz bir şeyden bahsediyor bence. başarısının farkında olup kendi kendine ket vurma hali.
  • kül  (25.03.16 10:24:26 ~ 10:28:00) 
Kimse nereye gittiğini bilmeyen biri kadar yükselemez. direkt çeviri bu.


  • naberabi  (25.03.16 12:19:49) 
[]

neytiv doyç spikırlar bi bakabilir mi?

Ich habe ein paar Fragen, dass ich die persönlich stellen möchte.

burda persönlich yerine ne koymalıyım? yüz yüze demek istiyorum. voreinander? einander gegenüber? gugıl transleyt komik sonuçlar veriyor emin olamadım


 
en oturani persönlich aslinda. neden begenmedin ki?

hatta dict.leo.org&searchLoc=0&resultOrder=basic&multiwordShowSingle=on
  • letheavendangered  (24.03.16 18:07:51 ~ 18:08:00) 
ya persönlich biraz daha böyle kişisel olarak sormak istiyorum anlamına gelmiyomu?


  • KidLazer  (24.03.16 18:12:24) 
ein paar persönliche Fragen dersen evet, senin dedigin anlama cikar. ama kelimeyi sifat degil de zarf olarak kullandiginda yuzyuze anlami cikar. zaten ingilizce ve turkcede de oyle.

sana bazi kisisel sorular sormak istiyorum.
sana kisisel olarak bazi sorular sormak istiyorum.

i'd like to ask you some personal questions.
i'd like to ask you some questions personally.
  • letheavendangered  (24.03.16 18:20:14) 
Ich habe einpaar Fragen, die ich Ihnen in einem persönlichen Gespräch stellen möchte.
böyle derdim, bir de unter vier Augen var:

Ich habe einpaar Fragen, die ich Ihnen unter vier Augen stellen möchte.

bu "unter vier augen" başbaşa , sadece iki kisiyken anlami taşıyor.
  • maq  (24.03.16 18:42:39) 
[]

Almanca Yeminli Tercüman

Merhabalar, Mecidiyeköy, Levent, Gayrettepe, Hisarüstü civarlarında Almanca tercüme yapabilecek yeminli tercüman arıyorum. Önerebileceğiniz tercüme bürosu var mı? Lise diplomamın çevirisi olacak.




 
böyle lise diploması gibi belgelerde ne kadar ciddi farklar oluyor ki tercümanlar arasında? ben alman konsolosluğu'nun istediği belgeleri birkaç yerle görüşüp en ucuz olanına çevirtmiştim işte. ismini hiç hatırlamıyorum tabii ancak mecidiyeköy'de bir ara sokaktaydı. bu arada hizmete ek olarak milletin kirasını fazladan ödememek için ara sokaklardaki tercümanlara gitmekte fayda var.


  • soso  (24.03.16 16:24:29) 
maalesef önerebileceğim bir yer yok, sadece "lise diploması gibi belgelerde" çok fark olabileceğini söylemek için geldim. soso yanlış anlama sana laf çakmıyorum; aslında çok haklısın bunu düşünmekte, lise diploması gibi içinde neredeyse cümle bile bulunmayan bir belgenin çevirisi ne kadar boktan olabilir ki? ama yapıyorlar. benim ukraynaca çevirimde kadın sadece benim değil, hocamın adını da yanlış yazmıştı mesela. artık türkçesi mi yoktu, ukraynacası mı yoktu bilmiyorum ama basbayağı yanlış yazmıştı.


  • der meister  (24.03.16 16:27:35) 
yazin ben de google maps'den arattirdim, sonra telefonla fiyat aldim en ucuz olanina yaptirdim. adini malesef hatirlamiyorum.


  • jedilance  (24.03.16 16:49:16) 
[]

Acil İngilizce yardımı

Telefon konuşmasında aşağıdakileri demem lazım. Yardımcı olabilir misiniz rica etsem:

"Biz web sitesini yapacak x şirketindeniz. 10 haftalık bir proje sürecimiz var. Yani haftaya projeye başlarsak Haziran’ın ikinci haftası siteniz yayında olacak. Süreci Türkiye ofisinden X hanımlarla koordinasyon halinde sürdüreceğiz."


 
We are from the company that will create the X website. We have 10 weeks period for the project. So if we start the project next week, your website is going to be online on the second week of June. In this process, We are going to be co-operated with Mrs. X from Turkey office.


  • bohr atom modeli  (24.03.16 11:31:20) 
ım calling from x company which is going to make your website. project deadline will be 10 weeks after we start. so it means that if we start the project next week it will be completed on the second week of june. we will be in touch with ms X from Turkey office during the project.


  • t joe  (24.03.16 11:33:18) 
[]

ingilizce i do kalıbı

"Well, I do love shish kebab..."

bununla "i love shish kebab" arasında ne fark var?


 
cidden çok sevdiğini belirtmek için kullanmış. vurgulama amaçlı kullanılabiliyor.
mesela "i do care about you", "i do advise you ..." gibi.

  • m e b  (23.03.16 20:56:03) 
"do" deyince vurgu yapmış oluyorsun, "şiş kebabı severim" ve "şiş kebaba bayılırım" farkı gibi düşünülebilir.


  • devilred  (23.03.16 20:57:06) 
what can i do sometimes. kendimi çok severim ama bazen ben bile napayım falan oluyorum gibi. evet


  • hasmetizm 2046  (23.03.16 21:04:37) 
"fucking" yerine daha edepli bir kullanım. Vurgulama yapmak yani.


  • nawar  (23.03.16 21:26:28) 
do vurgu için kullanılıyor.
"I do love you" mesela sevgiliyi kızdırmış onu sevgisine inandırmaya çalışan ingilizce konuşan insan repliği.

  • sanguine mcqaer  (23.03.16 21:35:42) 
ben genelde cumleye ama ile devam edeceksem bu sekilde kullaniyorum. Mesela,
- I thought you loved shish kebab?
- I do love shish kebab, but I'm really full right now.
gibi.
  • sckxyss  (23.03.16 22:40:21) 
[]

tek cümle çeviri

sipariş alma işlemi ve ürünün hazırlanmaya başlanması, ödemeden önce yapılır . eğer ödemeyle ilgili bir sıkıntı çıkar ve gerçekleşmez ise, hazırlanan ürün "waste" olacaktır çünkü ürün çoktan hazırlanmış olacaktır.

tam bu şekilde yazmanıza gerek yok, anlamı bu olsun yeterli

teşekkkürler

 
Taking and preparing the order is done before the payment is received. If something goes wrong with the payment and it fails to come through, the product will be wasted because the preparation is done beforehand.


  • naberabi  (23.03.16 19:48:02) 
[]

almanca kelime sorusu

merak ettim de bilen olabilir belki. hani almanlar her durumla alakalı bir kelime buldukları için sormak istedim. mesela hasta olacağınızı hissedersiniz ya, o durum için bir kelime mevcut mu almancada?

yani "erkältung im anmarsch"ın tek kelimelik karşılığı var mı?


 
kränkelnd (vücud kirilir ya) bunu diyorlar ya da sözlükten gelsin:kränklich (nicht richtig gesund, stets ein wenig leidend und anfällig für krankheiten)


  • maq  (23.03.16 16:24:33) 
almancaya gerek yok tibbi terminolojide latince karsiligi var onun. Prodrom denir. almanlar da bu kelimeyi hem tek basina hem de prodromalphase falan gibi kullaniyorlar.

de.wikipedia.org
  • fayfim  (23.03.16 16:24:56 ~ 16:25:45) 
[]

Almanca Bilen Arkadaşlar

Arkadaşlar merhaba
Almanca basit bir şey soracağım.
Hoca sınavda bir isim ve üç tane fiil verip, bu isimle alakasız fiillerden birini işaretlememizi isteyecekmiş. İsimleri verdi fakat alakalı fiilleri bulamıyorum, hocamız da pek bişii öğretmedi fiil-isim uyumuna dair. Rica etsem şu kelimelere uyumlu aklınıza gelen fiilleri yazabilir misiniz? Gerçekten çok makbule geçer ^^

1)Eine Instrument

2)Eine Politik

3)Im Ausland

4)(durch) Europa

 
spielen
verfolgen
leben
reisen

Bussi.
  • VickVickyVale  (22.03.16 23:09:29) 
1. Spielen

2. Einschlagen/Verfolgen

3. Leben/Arbeiten

4. Reisen
  • Lim5  (22.03.16 23:14:26 ~ 23:16:29) 
[]

ingilizce ''1'' kelime karşılığı, yerine kullanım

kelime ''İşsiz'' ancak ''unemployed'' olan işsiz değil, bir anlamda aylak olan işsiz ancak tam 'aylak' da değil. Hani bir arkadaşınızın size tuhaf ya da uzak gelen bir ''uğraşını'' öğrenirsiniz ve ''işsiz misin abi sen'' ya da ''işsize bak nelerle uğraşıyor'' dersiniz ya, heh işte o anlama gelen 'işsiz'in ingilizce'de kullanımını arıyorum.




 
waste of space


  • Domuz  (22.03.16 21:52:21) 
"are you a joke" gibi bir kullanım varmış.


  • boshi  (22.03.16 23:42:46) 
get a life diyebilirsin.


  • baldur2  (23.03.16 00:42:32) 
[]

ingilizcede bu kısaltmanın anlamı (e.g. c/o)

address supplement (e.g. c/o) diye yazılıyor.

adres takviyesi (örneğin ?)

c/o ne demek? ya da bir adres c/o diye nasıl kısaltılabilir?

 
care of
Anna c/o Bob (“Anna at Bob's address”)
Send your mail to me c/o Mr. John Smith.

Başkasının adresine göndereceksen yani
kupigometa c/o John Smith gibi
  • whoosie  (22.03.16 10:55:03) 
sağ ol. bu arada kendi adresimi yazmam gereken yerde bırakılmış bir alandı bu çünkü registered address başlığının altında yer alıyor.


  • kupigometa  (22.03.16 10:58:25) 
Tamam, orası adresin oluyor işte, senin ikinci bir adresin değil. Birinin evinde kalıyorsan falan diye belki.


  • whoosie  (22.03.16 11:00:42) 
anladım şimdi, sağ ol ;)


  • kupigometa  (22.03.16 11:02:56) 
ben hicbir sey anlamadim, bu ne la?


  • bigl0rd  (22.03.16 11:29:08) 
Kurumlara felan gönderirken o kurumda birisine gidiyorsa mesela c/o isim yazıyorsun. Ya da bu departman da olabilir c/o human resources.

Yani kısaca ev hariç bi yere gönderirken o gittiği yerde kime teslim edileceğini yazmış oluyorsun.
  • Haldamir  (22.03.16 11:46:41) 
Ahmet Bey dikkatine -diye gonderilir ya hani. O iste.


  • fever  (22.03.16 12:05:24) 
[]

İngilizce Çeviri

Selamlar.

"Eski Viking, yeni Gülben Ergen" gibi ufak bir çeviriye ihtiyacım var. Ex Viking, present Gülben doğru bir çeviri olur mu ya da nasıl olmalıdır?

Teşekkürler.

 
then a viking, now gülben ergen. "eskinin aktörü, şimdinin şarkıcısı" gibi bir şey için "then a singer, now an actress" kullanılıyor.


  • sanat guresi  (21.03.16 23:21:20 ~ 23:22:15) 
An old Viking, an actual Gülben


  • regardless  (21.03.16 23:22:49) 
[]

almanca da mahalle ve sokak kısaltması

sokak ve mahalle nin almanca daki kısaltması nasıl yazılıyor?

sokak sk imiş ama mahalleyi bulamadım.


 
mahalle kavramı yok.

sokak veya cadde Str. diye geçer o da Straße'nin kısaltması.
  • prodeq  (21.03.16 21:41:58) 
mahalle stadtviertel ya da bezirk filan olabilir ama adamların adreslerinde öyle bişey yok kimse adresine mahalle yazmaz.

Almanyada adres manheimer strasse 10 Hansstadt 012345 Frankfurt tadında oluyor O Hansstadt aşağı yukarı semti karşılıyor.
  • niye ama  (21.03.16 21:46:02) 
tr deki adresimi almanca yazarsam daha anlaşılır olur demiştim.

mesela; yılmaz mahallesi, gül sok.

orsteil diye bir şey buldum. o nasıl?

yılmaz orsteil

gül str.

kimse mah. yazmıyorsa ne yapmalıyım?
  • kupigometa  (21.03.16 21:50:43) 
sen Türkiye adresini hiç değiştirmeden yaz. Adres sana ulaşılması için, sana bir şey gönderecek olsa mahallenin Almancasını Turk postacı nereden bilecek? :)


  • shadowcat  (21.03.16 21:55:39) 
doğru fakat form almanca olduğu için öyle demiştim. öyle yapabilirim galiba.


  • kupigometa  (21.03.16 21:57:38) 
siegfried caddesine, ornegin, siegfried strasse ya da kisaca siegfriedstr. olarak yazarlar.

sokak, gasse'dir.

turkcesini yaz, almanlar anlar. zaten nereye gidersen git, yaban illerinde sokak, cadde vs'yi tanimlayan bir kisim olur, sehir olur ve posta kodu..ne kadar karistirabilirler ki?
  • ubi dubium ibi libertas  (21.03.16 22:07:13) 
burada herşey strasse. neredeyse her yerleşim birimi şehir statüsünde olduğu için mahalle köy kasaba diye bölümlere çok rastlayamazsın. bezirk semt demek bu arada mahalleyle karışmasın.


  • KidLazer  (22.03.16 01:08:18) 
[]

Bu ne demek- İngilizce

If you have to, roll into a tangent if you think you can do better there than on the exact question that was asked. It's a risk, but this is all a risk.

Türkçeye çevirebilir misiniz?


 
Sanırım bir matematik sorusu için söylenmiş.İngilizcem çok iyi değildir ama deneyeyim dedim.

Sorulmuş asıl soruya kıyasla bu şekilde daha iyi yapabileceğini düşünüyorsan ve eğer zorundaysan tanjanta (veya teğete) çevir, ona göre yap. Bir risktir ama ...?(çeviremedim.)
  • utkumon  (20.03.16 19:42:07 ~ 19:43:08) 
Matematikle alakası yok hocam.

"roll into a tangent" ya da "go into a tangent" bir ifade.
  • merak ediyorum  (20.03.16 19:43:42) 
Evet sıçmışım, ben ufaktan kaçayım :D


  • utkumon  (20.03.16 19:45:19) 
Yok mu çevirebilecek?


  • merak ediyorum  (20.03.16 19:58:34) 
mecbur kalırsanız, sorulan asıl soruya kıyasla daha iyi performans gösterebileceğinizi düşünüyorsanız konuyu başka yöne saptırın. bu bir risktir ama bütün bunlar zaten bir risk. (konuşma yapmakla alakalı bir şey sanırım)


  • kül  (20.03.16 20:35:31) 
[]

ingilizce speaking?

üniversite mezunuyum, çalışıyorum.ingilizce okuduklarımı anlayabiliyorum falan ama özellikle konuşmada büyük sorunum var. bunu yenmek için ne yapabilirim?

kurs falan var mıdır bildiğiniz? iyice geliştirip yurtdışına çalışmaya gitmeyi düşünüyorum.


 
Verbling, italki'den kurs alabilirsin.


  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (19.03.16 12:30:30) 
Toastmasters diye bi oluşum var. Haftanın belli günleri konuşma üzerine etkinlikler düzenleniyo genelde beyaz yaka çalışanlar olmakla birlikte öğrencilerde katılmakta. Ücret olarakta kurslara nazaran çok daha ucuz. Ücretsiz misafir olarak gidebilirsin facebook grupları fln var. İstanbul'da isen Taksim'de Gönen otel'de oluyordu sanırım geçen sene. Konuşmanı geliştirmen için gayet iyi bi yer.


  • mkrk  (19.03.16 12:38:37) 
ingilizce chat yapmak da epey kolaylastirir konusmayi


  • bir varmis bir yokmus  (19.03.16 13:06:28) 
toastmasters boş iş.


  • merak ediyorum  (19.03.16 13:31:40) 
[]

çeviri t610

linkteki yazının çevrilmesi konusunda yardımcı olabilir misiniz ?
hatta bildiğiniz video farklı döküman var mı ?
www.formymobile.co.uk


 
aslinda fotograflara bakinca acilmasi cok kolay gorunuyor. metinde de yeni bir sey soylemiyor. bir kac vida sokuyorsun bir de ekran kablosunu anakarttan ayiriyorsun.


  • lifeframe  (18.03.16 23:21:33) 
hey gidi be. benim 5 yıl kullandığım telefon. ekranını sinirlenince atıp kırmıştım. sonra kendim taktım. uygun aletleri kullanırsan resimlerden söker takarsın. ha yok çeviri lazım diyosan akşama kadar uçak el kitaplarına bakmaktan devrelerim yanıyor. daha fazla teknik veriyi kaldıramam. pas geçiyim.


  • mimimi  (18.03.16 23:51:25) 
[]

İnternet sayfasındaki yabancı kelimelerin anlamlarını gösteren uygulama

Nerede kimde gördüğümü bilmiyorum ama internet sayfasındaki yabancı kelimenin üzerine gelince mouse imlecinin yanında o kelimenin Türkçe anlamının olduğu bir eklenti/program vardı diye hatırlıyorum.Bilen var mıdır acaba?




 
S3.Google Translator firefox eklentisi


  • theconqueror  (18.03.16 14:06:27) 
chrome tarayıcı için google translate uzantısını deneyebilirsin. sitedeki yabancı kelimeye çift tıkladığında açılır pencere çıkıyor ve türkçesi yer alıyor.


  • cioz  (18.03.16 14:06:42) 
[]

türkçe-norveççe sözlük pdf

internette hep pdf olarak ingilizce var ama ingilizcem pek iyi degil. norvecce-turkce direkt sozluk var midir pdf olarak? simdiden tsk.




 
up


  • kedde  (17.03.16 18:46:52) 
[]

Avrupa Yakasi'nda kaliteli ingilizce kursu

İntermediate-upper intermediate dolaylarinda olan ingilizcemi gelistirebilecegim, hocalarin iyi ve ilgili oldugu bir kurs arayisindayim.
Ucret onemli degil fakat verilen paranin karsiligini almak isterim haliyle.Herkes ilgisizlikten ve egitimin kotulugunden yakiniyor her kurs icin.Kafam cok karisik.Simdiden tesekkur ediyorum.



 
:<


  • Deathrow  (17.03.16 01:47:08) 
şu duyuruyu yarın akşam 8 gibi açsana tekrar.


  • brad pitt  (17.03.16 01:48:57) 
[]

malta dil okulları

haziranda başlamak üzere 3 aylığına malta da dil okullarından birine gitmeyi planlıyorum. herhangi bir önerisi "şu uygundur, şu da kalitelidir, ben gittim sıkıntı çekmedim" diyebileceğiniz bir şeyler varsa buyrunuz fikirlendiriveriniz canlar..




 
benim kız arkadaşımın kardeşi (rus vatandaşı) basic gramer bilgisiyle gitti maltaya o da 3 ay kaldı. basit şeyleri yazışarak konuşuyor anlıyo da ama öğrenmiş diyemem açıkcası. bana sanki çok faydası dokunmamış gibi geldi. ha bu tabi kişiden kişiye değişir malum rusya çok fazla ingilizce konuşulmayan bi yer.


  • KidLazer  (16.03.16 17:50:21) 
malta'ya gitme.


  • makarnavodka  (16.03.16 17:51:03) 
Malta ya gitme artı bir.


  • mza  (16.03.16 18:45:46) 
hmm o kadar diyosunuz o halde biraz daha düşünmece..


  • formalite  (07.04.16 01:26:17) 
[]

Akademik minik bir çeviri ricası- kahve ısmarlamalı ;)

Arkadaşlar makalenin abstract kısmını çevirmekte zorlanıyorum. Yardım edecek- çevirerek elbette- bir adet kahve ısmarlayacağım. Detayları konuşuruz.

Metin : Bu çalışma, Türkiye’de yıllardır siyasal bilimcilerin, anayasa hukukçularının en çok tartıştığı konulardan biri olan seçim sistemi ve görece yüksek baraj uygulamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ek protokol madde 3 bağlamında inceleyerek bir değerlendirme yapmaktadır.

Teşekkürler...

 
This study makes an assessment through examining electoral system and relativey high electoral threshold within the context of European Convention on Human Rights, which are two of the most discussed subjects by political scientists and constitution legists in Turkey.


  • lesmiserables  (16.03.16 13:18:11 ~ 13:18:36) 
This study evaluates the election system and relatively high threshold practice, both of which are the most debated subjects by political scientists and constitutional lawyers in Turkey for a long time, by analyzing the additional protocol to the European Convention on Human Rights, article 3.


  • interview with the vampire  (16.03.16 13:20:14) 
[]

Yabancı Dilde B2 Seviyesi Ne Oluyor ?

Dili çok detaylı bilmek midir? çok mu ileri düzeydir? kursta b2 seviyesine geldik ancak ben kendimi yetersiz hissediyorum. elime sözlük almadan bir yazıyı çeviremem mesela. bu durum normal mi?




 
derdini anlatacak kadar galiba. intermediate olması lazım.


  • tute  (15.03.16 10:29:29) 
eline sözlük almadan çevirme zaten yazıyı. normal. b2 seviyesinde günlük konuşmaların tamamını, gelecek planlarını ve geçmişteki hikayelerini anlatabiliyor olman lazım. bunun dışında filmleri ingilizce altyazıyla izlemek, ingilizce ders dinlemek gibi olayları da %100 olmasa da yüksek oranda anlayabiliyor olmalısın.

b2 "çoooook" ileri düzey değildir ama halkın içine rahatça karışabileceğin düzeydir kanımca. dilini öğrendiğin ülkeye gitsen zorlk çeker misin sence?
  • reavelyn  (15.03.16 10:31:01) 
dilden dile sertifikadan sertifikaya fark var. b2 bence, teknik metinler haricinde, dili anlamak, konusabilmek demek. c seviyesi ise teknik, ekonomik, arastirma vs gibi metinleri de icerikten bagimsiz olarak anlayabilmek.


  • Silesius  (15.03.16 10:32:32) 
Fransızca öğreniyordun yanılmıyorsam. Fransızca b2 düzeyi genel olarak reavelyn'in dediği şekilde algılanıyor ama kurstan kursa fark var. Fransız kültürün b2si ise o seviyeye gelmissindir(b2 sınavını verdiğini varsayiyorum) ama pratiğin olmadığı için kendini eksik sanıyorsundur. Normal bir kursta size verdikleri eğitim b1 düzeyindeydir belki.


Kısacası normal şartlarda derdini anlatıyor, halkin içine rahatça karışıyor, cümlelerin cogunu anlıyor, altyazisiz da çoğu şeyi anlıyor, standart kitaplardaki cümleleri de anlıyor (ağır edebi kitaplar haric) olman lazım. Pratik yapmaya bak bol bol.
  • fraise  (15.03.16 10:46:04) 
cevaplar için herkese teşekkür ederim. :) bu arada ankara tömer'de eğitim görüyorum.


  • yamuklu sucurta  (15.03.16 11:04:57) 
hangi dil?


  • alibaba06  (15.03.16 13:00:47) 
b2 ile derdini bile anlatayabilir misin. millet derdini anlatmayi kolay saniyo. hele gunluk dil, o dizilerrdeki, listening testlerindeki ingilizce kadar berrak, clear, yavas ve duzgun degil.


  • baldur2  (15.03.16 13:16:52) 
Şu sayfada okuma/yazma/anlama olarak ayrı ayrı B2 seviyesindeki insan neler ypabilir, yazmışlar:

europass.cedefop.europa.eu
  • birşeylersoracağım  (15.03.16 13:31:17) 
@ali baba fransızca.


  • yamuklu sucurta  (15.03.16 15:00:21) 
[]

İngilizce cümle

This e-mail is to be sent to x to confirm your acceptance to y.

Tam olarak karşılığı nedir? Ya bahsedilen mail gönderilmiş ya da benim göndermem bekleniyor. Tam çeviremedim.


 
bu e-mail x'e gönderildi sizin y'ye olan kabulünüzün onaylanması için.


  • lucky strike  (14.03.16 17:36:51) 
Bu e-posta y'ye kabulünüzün onaylanması için x'e gönderilecektir / gönderilmek içindir.


  • aranan hayvan  (17.03.16 01:38:34) 
[]

Küçük bir çeviri

Good Day,

Are there any other outstanding invoices for ABC Company.

Best regards.

-

İyi günler,
ABC grup için başka açık faturanız var mı?

Saygılar


Bu doğru mu?

+++++


Bir de şunun çevirisi nasıl olur?


Aşağıda belirtmiş olduğunuz 2 faturadan hariç vadesi gelmemiş olsa dahi açık faturalarınız nelerdir?

Saygılar

-
Bunu tam olarak iş ingilizcesinde nasıl deriz?

 
Outstanding invoices olmamış sanki, outstanding bildiğim kadarıyla beğenilen bir durum karşısında söyleniyor. Ticaret jargonu bilmediğim için açık fatura çevirisine Tureng'den baktım '' open invoice '' kullanmış. Onun dışında ilki doğru gözüküyor.

Edit: Gerçi ticari anlamda outstanding'in de anlamları varmış, iki kelimeden size en uygun olanı seçin.
  • utkumon  (14.03.16 10:14:07 ~ 10:24:04) 
apart from the two invoices you mentioned about, what are your open invoices even they have not arrived their maturities?

best regards
  • solskjaer  (14.03.16 10:48:12) 
[]

İngilizce Videoda Geçen Bir Kelime

youtu.be

Videonun 2:34 dakikasında thank you very much for ... diyor. Burada kullandığı kelimeyi anlayamadım, videonun sonunda da bu kelimeyi 2 defa daha kullanıyor. Anlayan bir arkadaş yardımcı olursa sevinirim.


 
"thanks for turning up" diyor galiba. geldiğin için teşekkür ederim gibi bi anlama geliyor olması lazım. adama maça geldiği için teşekkür ediyor, sonra da "ben maça geldim keşke aynısını bu akşamki maçta beyaz formayı giyen 11 oğlan için de söyleyebilseydim" diyor. yenilen takıma laf sokuyor :(


  • edy  (11.03.16 21:19:47 ~ 21:20:22) 
telling dediği kesinde up diye anladım ağız hareketine de baktım ama telling up diye bir deyim olduğunu da daha önce hiç duymamışdım


  • wishboneash  (11.03.16 22:30:32) 
usttekilerin ikisi de degil ben tearing them ya da tearing us anladim yani ya onlari parcaladigin icin ya da bizi gulmekten aglattin gibi bisey bence duruma gore whatever


  • jujugoo  (11.03.16 22:30:58) 
telling us


  • jujugoo  (11.03.16 22:31:50) 
@edy +1


  • stereoseyfi  (11.03.16 23:50:17) 
turning up demis.


  • baldur2  (11.03.16 23:54:24) 
cevaplar için teşekkür ederim arkadaşlar, turning up demesi akla en uygun olanı bence de. ayrıca scouser aksanını anlamak konusunda sıkıntı yaşayanın tek ben olmadığımı bilmek güzel.


  • kilisenin imami  (12.03.16 09:20:46) 
[]

çeviri sorusu sormak bize de nasip oldu

"Produces monthly F&B costs by outlet"
görev tanımı arasında yer alıyor, cümleyi nasıl çeviririz? by outlet kısmını yediremedim cümleye, yardımlarınızı rica ediciim; teşekkürler...



 
outlet bir işletmenin birimleri anlamında mı burada?
"birim başına aylık f&b maliyetlerini hesaplar/yapar." olmaz mı?

  • kobuzchu kiz  (11.03.16 12:59:59) 
birim oluyor bence de. metnin devamında çıkarsa netleştiririm, bağlamda destekleyecek başka bir şey yok çünkü; teşekkürler.

edit: bi daha çıkmadı, ehe. neyse çok sorun değil, lütufen yaptığım bişeydi zati.
  • baba jo  (11.03.16 13:05:11 ~ 16:57:56) 
[]

İngilizce bilip konuşamamak.

Selamlar. Kafamı kurcalayan bir soru daha.
İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü, 2. sınıf öğrencisiyim. Küçük yaştan beri İngilizce ile içli dışlıydım. İngilizceyi kendi başıma öğrendim denilebilir. Şu anda B2-B3 seviyesinde İngilizce biliyorum.
İngilizce yazımım oldukça iyi durumda. Oturup sayfalarca yazı yazabilirim, söylemek istediklerimi anlatabilirim, akademik dil kullanarak da bir şeyler karalayabilirim. İzlediğim şeyleri telaffuzları çok karışık olmadığı sürece anlayabiliyorum, altyazısız film izleyebilirim. Sesli okumam uzun süredir İngilizce bir şeyler okumadığımdan ötürü tutuk biraz. Bu konularda hiçbir sorunum yok fakat İngilizce konuşamıyorum.
Karşımda İngilizce konuşmam gereken biri olduğunu düşünün. Basit konuşmalar yaparken bile zorlanıyorum. Halihazırda bildiğim kelimeler aklıma gelmiyor, cümle kuramıyorum, kelimeleri yerlerine oturtamıyorum, İngilizce düşünemiyorum. Konuşurken ilk önce Türkçe düşünüp, düşüncemi İngilizce'ye çevirerek konuşmam gerekiyor. Fakat yazışırken hiçbir sorunum yok, çok rahat anlaşabiliyorum karşımdaki ile.
Konuşamama problemimden dolayı Speech dersini bırakmış durumdayım mesela bu yıl. Birisi bana bir soru sorduğunda ya da sunum yapmam gerektiğinde mesela, takılıp kalıyorum. Konuşamıyorum bir türlü. Sebebini ve nasıl düzeleceğini bilmiyorum fakat derslerimde çok sorun yaratıyor bu konu bana. 2 hafta sonra sunumum var mesela ve nasıl konuşacağım hakkında hiçbir fikrim yok.
Doğaçlama bir şekilde konuşamıyorum açıkçası, ve bunu becerebilenlere şaşırıyorum, nasıl yaptıklarını anlamıyorum. Pratik eksikliği çok var sanırım ama pratik yapma şansım da yok şu an. Kursa falan gitmem de mümkün değil maddi problemlerden ötürü.
Nasıl aşabilirim bu sorunu sevgili duyuru sakinleri? Kafam çok karışık, bölümümde çok zorlanıyorum, hatta öğretim dili Türkçe olan bir üniversitede devam etmeyi bile düşündüm fakat okuduğum üniversite bölümüm için iyi sayılan bir üniversite olduğundan bu kararımdan vazgeçtim. Akademisyen olmayı düşünüyorum bir de ileride, şimdiden umutsuzluğa kapıldım.
Ekstra bir bilgi daha: ilginç gelecek fakat Türkçem de yazışım kadar akıcı değil. Kendimi ifade ederken aynı şekilde zorlanıyorum fakat çok daha az etki ediyor bu konuşmama, ana dilim olduğundan ötürü.
Yardımcı olabilirseniz çok makbule geçer, bu sorunu en kısa sürede çözümlemem gerekiyor çünkü. Teşekkür ederim şimdiden!

 
istedikten sonra her zaman pratik yapmaya imkan bulunur ki senin tek sıkıntın pratikte zaten eğer bahsettiğin gibi diğer konularda bu kadar iyiysen.
bunun için illa kursa gitmeye gerek yok, ben arkadaş edinerek geliştirdim konuşmamı sen de öyle yap. speaking geliştirmek için farklı ülkelerden kişilerin seviyelerine göre arkadaş bulup sohbet ettikleri bir site vardı umarım diğer arkadaşların aklına gelir. onu bi dene derim.

  • things will never be the same  (11.03.16 01:11:50) 
Aslında burada temel sebep kendinizi zorlamamanız, hata yapa yapa insanların içinde zorla konuşmaya çalışın, belli bir süreden sonra değişirsiniz, evde bunun için sesli konuşma egzersizleri yapılabilir karşınızda hayali birileri varmış gibi, bir de sunumdan önce sunum provaları yapın karşınızda insanlar varmış gibi sunum yapın.


  • gezegen olan pluton  (11.03.16 01:58:09) 
Psikolojik olabilir. benim açımdan şöyle bir olay gerçekleşmişti ve gerçekleşiyor. ingilizceyi 15 yıldır dinlerim yazarım ama konuşmakta takılırım genelde çünkü o kadar sık yaptığım br durum değil konuşmak. ama nedense bir kaç bira içsem ve rahatlama gelse üzerimdeki tüm sınırlamalar kalkmış gibi bir yabancı dilli kişi ile o kadar rahat konuşmaya başlıyorum ki ben kendim bile şaşıyorum.

bu arada belirteyim ingilizce eğitim dili olan bir üniversiteden mezunum.
  • mytituaEd Yourvenom  (11.03.16 02:23:55 ~ 02:26:56) 
Bu sorunu cozecek bir startup fikrim var, deneme asamasinda senin gibi arkadaslari kullanabilirim. Hem siz hem benim isim gorulmus olur :)


  • scars dont fade  (11.03.16 06:22:16) 
ingilizce bilsen konusursun panpa, demek ki daha bilmiyorsun.


  • tezek  (11.03.16 06:49:00) 
okuldan kalan zamanlarında ingilizce konuşmak zorunda olduğun bir şey yap. amerikan kültürü okurken tam olarak anlattığın gibiydim, bazı şeyleri istemeden ingilizce düşünüyor olmam hariç, okulun boş bir döneminde sultanahmette bir otelde çalışmaya başladım. birkaç günde ortama ve ingilizce konuşmaya adapte oldum. ha ama ne oldu işi bırakınca yine seviyem düştü, sonra ingilteredeki iş arkadaşımla konuştuğum bir dönem yükseldi yine düştü. sonra ingiliz bi müdürle çalıştım bir yönem yine yükseldi, şimdi günlük hayatımda ingilizce yok yine düştü. özet, ne kadar konuşursan o kadar rahatlarsın, kısa bir dönem bile bıraksan yine düşersin. çünkü dil gerçekten de nankör bi şey.


  • freya  (11.03.16 08:25:39 ~ 08:26:02) 
Bulunduğunuz şehirde Speaking clublar olabilir, eğer varsa katılmayı deneyebilirsiniz. Yoksa kendin yaratabilirsin, bölümden birkaç arkadaşınla kendi aranızda anlaşabilirsiniz. Bazı konular belirleyip üzerine konuşmayı deneyebilirsiniz. Başta grubu küçük tutup, (yanında daha rahat hissettiklerinle) sonradan yavaş yavaş genişletilebilir. Daha sonra speaking derslerindeki gibi, hazırlanmadan -kurayla konu seçip 3er dakikalık konuşmalar yapmayı deneyin. Daha sonrasında grubunuz süreklilik gösterirse, debate e kadar gidebilir ve o konunun heyecanı ve tartışma arzusuyla zaten gerginlik vs. Kalmaz. Bence bu münazaralar çok işe yarayabilir. Kendini yanlış anlatsan bile ya da karşındaki yanlış anlasa bile daha sonrasında söz alıp onu düzeltmeye çalışmak insanın güvenini yerine getirebilir. Bizim bazı sınavlarımız böyle oluyordu. Şimdi düşününce güzelmiş de.


  • bilemedik biz onu  (11.03.16 09:00:30) 
[]

İngilizce Türkçe

our business hours 09:00-17:30pm local time.(GMT +2 İstanbul )
it cannot take place outside these hours and we want to turkish language support
provide a time between this limits Please find attached the picture


yukarıdaki paragrafta hatalı olan yerleri düzeltirmisiniz ?

 
önerilerim;

ilk cümleye between...and ya da from...to kalıbı gelebilir,
ikinci cümle it won't take ile başlayıp outside yerine except denilebilir, ayrıca want to kalıbından sonra support daha doğru gibi,
üçüncü cümlede metnin geneline bakınca provide değil de adjust daha uygun gibi. yani; please adjust your date (appointment, schedule vs.) within office hours gibi.
son olarak: see the attachment ya da please find the attached file.
  • belirsiz biri  (10.03.16 21:43:26) 
want turkish
these limits
bu ikisi yazım olarak,

please look at the picture attached
bu da mantıken böyle olabilir.
  • diffarensiyel  (10.03.16 21:50:06 ~ 21:51:17) 
[]

Tek Cümlelik Kısa İngilizce Çeviri

Let us therefore now state that this is true, making it our starting-point.

Çevirebilirseniz çok sevinirim. Teşekkürler.


 
O halde başlangıç olarak bunun doğru olduğunu gösterelim.

ekleme: gösterelim değil de söyleyelim, ifade edelim daha doğru gibi.
  • puc  (10.03.16 19:34:04 ~ 19:37:23) 
kabaca ceviri soyle olabilir. O halde hadi bu bunun gercekligini gosterelim, bu bizim baslangic noktamiz olsun


  • lifeframe  (10.03.16 19:37:04 ~ 19:37:28) 
[]

ingilicçe

parent passed ailenin uzağa gitmesi falan mı demek yoksa kaybetmek mi demek?




 
passed tan sonra gelen kelimeye göre değerlendirmek lazım bence


  • quamos  (10.03.16 15:40:03) 
sadece passed yazıyorsa vefat etmek anlamındadır.


  • freya  (10.03.16 15:41:11 ~ 15:41:19) 
şöyle devam ediyor cümle. passed son kelime. ".... to support myself and my little sister since our parents passed."


  • tute  (10.03.16 15:42:51) 
Ölmüşler.


  • i was made for you  (10.03.16 15:43:52) 
teşekkürler.


  • tute  (10.03.16 15:47:25) 
Rip


  • eclipsed moon  (10.03.16 16:44:08) 
[]

Cioran'ın orijinal cümlesi

Merhabalar. Cioran'ın burukluk kitabında "her şeyi yıktıktan sonra kendini yıkmayan bir kitap, bizi beyhude yere azdırmış olurdu" cümlesinin Fransızca veyahut İngilizce çevirisindeki tam karşılığını arıyorum. Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden çok minnettarım.




 
Un livre qui, après avoir tout démoli, ne se démolit pas lui-même, nous aura exaspérés en vain.


  • protector  (10.03.16 12:13:13) 
[]

tercümede kullanılacak ing-ing sözlük

mesela az önce tureng2de "...çabasına öncülük etmek" anlamında "lead the drive for" diye bir ifade gördüm ama yabancı sözlüklerde karşılığı yok, hangi sözlüğü kullanayım örnek kullanımların olduğu? tşk.




 
  • letheavendangered  (10.03.16 12:08:28) 
[]

İngilizce'de "Mailime Dönüş bekliyorum"

Selamlar

ufak bir sorum olacak. İngiliz birine mail attım bir form doldurması için. Henuz bir cevap yazmadı. Hatırlatmak için "dönüşünüzü bekliyoruz" tarzında birşey yazmak istiyorum ama tam ne yazılabilir?

I'm waiting for your reply gibi bir cümle çok konuşma dili gibi. Var mıdır iş ingilizcesinde bunun bir kalıbı?

 
I'm waiting for your reply regarding my previous e-mail.

gayet uygun bence..
  • hushhush  (08.03.16 13:28:48) 
"prompt reply will be highly appreciated." denebilir.


  • boyalı kuş  (08.03.16 13:31:14) 
waiting for your reply
de. yazısmayı bitir. ingilizce şebekliğine gerek yok.

  • anonymice  (08.03.16 13:43:14) 
i am waiting to hear from you.


  • baldur2  (08.03.16 14:20:12) 
"I'm waiting for your reply regarding my previous e-mail"

dedim hatta cevap geldi. Cevap vermişmiş mail kutumu kontrol edecekmişim. ettim de atmamış hıyar. cc'de bi sürü insan var onlarda da yok. sinir oldum ayaküstü.
  • hononu  (08.03.16 14:22:44) 
[]

IELTS - 2 ay

İngiliccem ortalama. 2 ayda ielts'den 5 alabilir miyim? Nasıl alabilirim? edx ile hazırlansam işe yarar mı? Yoksa ders mi alayım? (nerden)

Daha önce hazırlıklar falan okudum. Okuma yazmam iyi, konuşma iyi değil.

İstanbul'dayım.

 
ortalama ucu çok açık bir seviye :) yakın zamanda başka bir sınavdan aldığın puana göre kıyas yapabilirim.


  • Kovacic  (07.03.16 14:08:59) 
@kovacic haklısın öyle gözüküyor. :) bilmem, anadolu lisesi hazırlık okudum ama önemi olduğunu sanmıyorum. üniversitede de hazırlık okudum ve kısmen ingilizceydi bölüm.
yıl sonu proficiency sınavını geçmiştim. ayrıca geçen sene bşişecam'ın yaptığı ing sınav+mulakatı da geçtim. hepsi bu :)

  • nıç  (07.03.16 14:29:29) 
ielts cambridge 1-9 serisi ile hazırlan.


  • sertunsuz  (07.03.16 18:51:14) 
İstedigin 5 ise evet, alirsin.


  • stavro  (07.03.16 19:07:11) 
[]

fransızca kısa bir çeviri yapabilecek bir arkedaş arıyorum

yazabilecek bir arkadaş varsa mesaj göndereyim. buraya yazmak istemedim pek




 
hakketten kısaysa yapayım.


  • tiny penny  (06.03.16 23:21:02) 
[]

"You have got to..." ne demek?

“Hey, Jack, come here, you’ve got to hear this!”

Neden "have to" değil de "have got to" ?

ne anlamda kullanılıyor? bir de, başka kullanım yerleri var mı, bilen birisi cevaplarsa sevinirim.

 
anlamca bir fark yok aralarında,kullanım yaygınlığı olarak have to daha yaygın


  • rakicandir  (06.03.16 17:18:43) 
have to biraz zorunluluk, anlayış tarzı düşünebilirsiniz. hastanede bağırılmaz vs. gibi

diğeri jack gel bunu kaçırma gibi söyleniyor o tarz bir zorunluluğu yok yani. hatta jack you gotta hear this bile denir
  • yeni dunya duzeni  (06.03.16 17:19:24) 
Aynısı.


  • i was made for you  (06.03.16 17:25:08) 
*dilci değilim* lakin şöyle bir farkını biliyorum: 'have to' genel zorunluluklarda kullanılıyor daha çok, 'have got' ise sürekli olmayan, anlık yapılması gerekli şey için.

ör: i have to water the flowers vs i've got to see a doctor
  • cinsiikinoktaustustesapik  (06.03.16 18:19:17 ~ 18:20:04) 
gotta catch 'em all, pokemon!


  • rodriguez2  (06.03.16 18:21:44) 
[]

duolingo seviye testi ne kadar önemli?

duolingo'yu yeni yükledim ve ilk defa kullanıyorum. ilk başta seviye testi yapıyor ya, test sonunda ingilizce'de %30 akıcı olduğum sonucu çıktı. bu test ne kadar güvenilir bir testtir? yurtdışına tek başıma çıksam çok mu zorlanırım? ben kendimi %10 falan görüyorum.




 
ben guvenmezdim, yazilani anlamak grameri dogru kullanmak ve konusmak bambaska seyler. ikinci sorunun cevabini konusmani dinlemeden cevaplayamayiz.


  • lifeframe  (05.03.16 18:51:18) 
[]

–On a 24'' beaded chain

şu kolyenin uzunlugu neymiş?

international.tiffany.com

fiyatıda yazmıyor zaten.

 
çakmasını buldum cok farklı mıdır acaba?

www.fakejewellerys.com
  • all girls dream  (05.03.16 15:22:03) 
61 cm


  • masa penisi  (05.03.16 15:23:46 ~ 15:23:52) 
1 inç=2,54 cm

24 inç=24x2,54= 60,96 cm
  • devilred  (05.03.16 15:26:03) 
çakması hakkındada yorum alabilir miyim?


  • all girls dream  (05.03.16 15:29:25) 
[]

ingilizceye çevirebilir misiniz? bir cümle

yazar, yazma anında tıpkı bir okur gibi kahramanın peşinden gittiği zaman, karakter ete kemiğe bürünüp hayat kazanır.




 
during writing stage, the time when an author follows his main character like a reader, the character becomes real.
biraz daha sıkı takipten söz ediyorsak belki şöyle de olabilir:

the time when an author tracks his main character down like a reader, the character becomes real.
  • puc  (04.03.16 18:48:29) 
the charcter shapes in flesh and bones and becomes real when the author pursue his actions like a reader


  • mhmtt  (04.03.16 18:58:36) 
1 ... •626364656667686970• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.