[]

İngilizcede cümlenin öğeleri, mecaz anlam, fiilimsi var mı?

vardır da... bir sorup öğreneyim istedim.

ne diye geçiyor tam olarak?


 
Mecaz - methaphorical / figurative (x literal)
fiilden isim - gerundial
fiilden sıfat - gerundive

gibi.
  • fxinturevi  (19.11.19 19:59:49) 
en.wikipedia.org

cumlenin ogeleri parts of speech diye dusunulebilir ama kesinlikle turkce'deki her dilbilgisi konseptinin ingilizce'deki eslenigini bulmaya calismak gibi bir hataya dusme.
  • hot potato  (19.11.19 20:07:33) 
[]

Nature makalesinde grameri yanlış cümle olur mu? Olmazsa bu nedir?

Gerçekten merak ettim. Şu cümle nature makalesinden alıntı:

"Predicting the response and identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy is a major goal in cancer research."

Şimdi burada, "response'u tahmin etmek ve kemoterapi tesirini artıran additional hedefleri belirlemek, kanser araştırmalarının ana hedefidir" mi diyor? eğer öyle diyorsa neden "is" kullanmış? "are" kullanması gerekmiyor mu?
Yoksa şunu mu demek istemiş: "response'u tahmin etmek ve additional targetleri belirlemek kemoterapinin tesirini artırır ve bu kanser araştırmalarında ana hedeftir"
Böyle dediğini zannetmiyorum ama dediği buysa da bu sefer "that" kullanımı biraz garip değil mi?
Her açıdan bu cümleyi gerçekten çok kötü buldum ve nasıl bir makale özetinin giriş cümlesi olmuş anlayamadım. Beni aydınlatacak iyi ingilizceli arkadaşları bekliyorum.

 
bir hata göremedim. kemoterapinin etkisini artıracak ek hedefleri tespit etmek ana amaçtır diyor.


  • kelepir  (19.11.19 19:07:21) 
@kelepir, ... and ... IS A major goal diyor. Yani swimming and running is a sports demek gibi değil mi? ... and ... are major goals olması gerekmiyor mu? neden is kullanmış ben anlamadım.


  • lab cat  (19.11.19 19:13:15) 
şöyle düşün... what is a major goal in cancer research?

predicting the response and identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy. "what" sorusuna cevap olarak tek bir şey söyleyebilirsin, haliyle "is" kullanmasında sıkıntı yok.

"that" kullanımı garip değil, identifying ile başlayan kısmı bağlıyor o. "kemoterapinin etkinliğini arttıracak ek hedefleri tespit etmek" = identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy, bu kısmı bağlayan "that" o.

üzgünüm ama bir şey yok cümlede.
  • der meister  (19.11.19 19:13:59) 
predicting (...)- tahmin etmek
and- ve
identifying (...) - belirlemek
is a major goal in cancer research - kanser araştırmalarında temel bir hedeftir.

are da olabilir ama o zaman bunlar ayrı ayrı, "are major goals" olurlar. demek ki ayrı ayrı değiller, "predicting and identifying" tek bir şey. "evi silmek süpürmek zor bir iş" der gibi türkçe.

ikinci söylediğinizi demek istememiş ve bu cümle her açıdan son derece düzgün.
  • inekadam  (19.11.19 19:16:40) 
"Şimdi burada, "response'u tahmin etmek ve kemoterapi verimliliğini artıran additional hedefleri belirlemek, kanser araştırmalarının ana hedefidir" mi diyor? eğer öyle diyorsa neden "is" kullanmış? "are" kullanması gerekmiyor mu?"

cevap: "Predicting the response and identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy are two major goals in cancer research." diyebilirdi ve o zaman are olurdu ancak mevcut kurguda is olur.

"Yoksa şunu mu demek istemiş: "response'u tahmin etmek ve additional targetleri belirlemek kemoterapinin verimliliğini artırır ve bu kanser araştırmalarında ana hedeftir"
Böyle dediğini zannetmiyorum ama dediği buysa da bu sefer "that" kullanımı biraz garip değil mi?"

cevap: "response'u tahmin etmek ve kemoterapinin verimliligini arttiracak ek hedefleri belirlemek" buradaki ozne. that'in neresinin garip oldugunu anlamadim da cumlede herhangi bir kotuluk yok, bence oldugu gibi benimse.
  • hot potato  (19.11.19 19:17:50 ~ 19:18:30) 
bence is kullanmadan önce multiple eylemi that ile tek bir clause haline getiriyor o yüzden is.

_________________________

ama senin dediğin plural kullanımını that'den hemen sonra gelen will'de görebiliriz aslında, will yerine geniş zaman kullanmış olsaydı mesela, improves değil improve diyecekti.
  • aziz dostum jack  (19.11.19 19:25:41 ~ 19:28:19) 
(Predicting the response) AND (identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy) (is) (a major goal) (in cancer research).

öğelerine ayırdım, gayet doğru.
  • babilbaligi  (20.11.19 09:25:00) 
[]

iyi ingilizce bilmek diyince siz ne anliyorsunuz

biz mesela bir görusmeye gidiyoruz. cocugun egitimi de fena degil. iyi okumus etmis aslinda. sirkette yabanci yoneticiler var, onlara da böyle anlatirsin diyoruz. toplanti vakti geliyor veya makineyi tanitacak diyelim; konusamiyor. biz tercune etmek durumunda kaliyoruz o kisi takilinca.

oncesinde ise bu konusamayan kisi "ingilizcem iyi/gayet iyi. italyanca/fransizca/almanca ogrenecegim" vs diyor. burada da bazen goruyorum. ingilizcem iyi seviyede, x dilini nasil ogreneyim deniliyor. bu kisiler telefon acip dunyanin herhangi bir yerinde ana dili ingilizce olmayan bir kisiyle konusup herhangi bir problemi cozebiliyorlar mi? bana cok tirt gibi geliyor artik.

senin ne isine yarayacak bu bilgi derseniz, bi isime yaramayacak. yalnizcs merak ettim nedir bu ikinci ucuncu dil sevdasi diye. iyi ingilizce bilmek sizce nedir?

 
Üçüncü dil bilen biri olarak kesinlikle söylediğine katılıyorum. "Rahat olarak" akıcı Ingilizce konuşabilen, diyalog kurabilen, karşısındaki ile iş veya arkadaşlık açısından bağ kurabilen, kelimeyi bilmiyorsa bile tarif edebilen kimse Ingilizceyi iyi biliyor demektir. Çok iyi derecede Ingilizce bilmeden de üçüncü dili öğrenmenin bence hiç bir manası yok. İdare eder Ingilizce + almanca bileceğine sadece çok iyi Ingilizce bilsin yeter.

Rahatlık kısmını da özellikle vurguluyorum, öyle durup dururken Ingilizce konuşurken heyecanlanıyorsan kendine güvenmiyorsun demektir, bu da kabak gibi belli oluyor, bence iyi Ingilizce konuşmanı engelliyor.
  • roket adam  (19.11.19 14:23:53 ~ 14:24:39) 
Onu bilemem ama iyi ingilizce konuşan, yabancılarla toplantı ve sunu yapan arkadaşlarımın hepsinin türkçesi çok iyi ben onu gözlemledim.


  • bahoho  (19.11.19 14:27:06) 
Günlük dilin yanı sıra olası bir durumda ana dili ingilizce olan birisiyle tartışabiliyorsa ve/veya sıradan bir insana ders anlatabiliyorsa ingilizcesi iyidir derim.

Türkiye'de herkesin ingilizcesi native ama konuşabilen çok az. Bu artık eziklik psikolojisinden mi yoksa kendi reklamını yapmaya çalışmak mı bilmiyorum ama sonrasında ortaya çıkınca hem güven kaybettiriyor hem de insanın kalitesini sıfırlıyor bir anda.

Ben bulunduğum ülke nedeniyle dünyanın her yerinden gelen öğrencilere ingilizce ders veriyorum, sunum yapıyorum, bana sorsan İngilizcem eh yani fena değil, idare eder derim.

Bu arada aksana çok takılıyor Türk insanı. Çok havalı British aksanı ile sadece "What is your name" demektense, Türk aksanı ile patır patır konuşun. Ben yıllardır eğitimlerimi Almanca, İngilizce, Fransızca alıyorum dolayısıyla aksanım da ona göre şekillendi ama doğal olarak bazen Türk aksanı oluyor. Pre-intermediate arkadaşlar dalha geçmeye çalışıyorlar benimle. Öyle yapmayın siz. Moral bozmadan devam edin.
  • fxinturevi  (19.11.19 14:30:19) 
"Iyi ingilizce biliyorum" lafini her zaman cok iddali bulmusumdur. Hicbir zaman cikip bunu soyleyecegimi sanmiyorum. Kalkip cok iyi Turkce biliyorum bile diyemem kalki ki ingilizcem "cok iyi" diyeyim.

Bana sorarsan "iyi ingilizce biliyor" diyecegim kisiler siyesetcilere, cesitli konusmacilara simultane ceviri yapanlardir. Bu insanlar hakkaten o dili iyi biliyor diyebilirim ben. Es zamanli ceviri yapmak bambaska bir olay. Tukcesi de cok cok iyi olmasi lazim bunu yapanin ayrica.
Bir dili iyi biliyorum diyebilmek icin o dilde olan yazili sesli hicbir seyde hicbir sekilde bir sorun yasamiyor olman lazim. O dili konusan kisilerle her turlu derin sohbete girebiliyor ve bunda en ufak bir sikinti yasamiyor olman lazim. "Gayet iyi ingilizcem var" cok iddaali.
  • stavro  (19.11.19 15:23:22) 
Benim İngilizcem B2 seviyesinde (speakingim belki A1 bile olabilir) ama cvlerinde İngilizce seviyesine "iyi" yazan tiplerin çoğunun beginner bile olmadığını gördükten sonra ben de çok iyi yazmaya başladım.


  • jeanvaljean21  (19.11.19 15:44:54) 
@bahoho +1.

Kendi anadilini iyi konuşamayan, sonradan öğrendiği yabancı dili de iyi konuşamıyor.

Bir de, anlattığınız durum için asıl problem dil değil, kendine güven ve rahatlık bence.
  • franz kafka  (19.11.19 15:50:33) 
ingilizcenin iyi olması çatır çatır konuşmaktır. ondan altı kem küm abartıdır. sen istediğin kuralı bil. anlıyorum ama konuşamıyorum diyorsan yoktur o dil.


  • mikahakkinen  (19.11.19 16:45:22) 
Stavro+1
Devlet kademesindeki insanlara Simültane tercüme edenler, her türlü derin sohbete girenler ve bir dergiyi kitabı gazeteyi rahatça okuyabilenler.

Bahoho+1
Kendi dilini çok iyi bilmeyen/akıcı konuşamayan biri yabancı dili de bilemez/konuşamaz. Biraz çalışkanlık, azim, yetenek, sosyallik de işin içine giriyor. abd de doğup büyüyen 35 yaşında birisi, robert kolej mezunu olup üniversite için türkiyeden abd ye giden bir türk ten daha kötü konuşabilir çünkü bahsettiğim kriterler de önemli. Robert kolejde ingilizce gazete çıkarmıştır hep okumuş sunum yapmıştır ama diğer arkadaş abd de doğup büyümesine rağmen kendini ifade edemeyen biridir konuşamaz.

Fxinturevi+1

Türkiyede çok uzun yıllardır saçma sapan bir akım/furya başlamış ve hala aptalca bu fikri savunanlar var. Amerikan gibi ingilizce konuşmak ya da İngiliz gibi ingilizce konuşmak. Aksana/şekile önem veren bu insanların çoğu inanın bir İngiliz yazarın kitabını ingilizce okumaya çalışmamıştır. Türk gibi ingilizce konuştuğunuzda dünyanın hiçbir yerinde aşağılanmıyorsunuz ki zaten sizin amerikan gibi ingilizce konuşmanızın onların gözünde bir getirisi yok.

İngiltere nin kuzeyindeki insanlar güneylileirn dili, güneyindeki insanlar kuzeyin dilini tuhafsıyor. Komple İngiltere birleşip bu sefer iskoçların İngilizcesi ne bok atıyor. Dünyada aksan hiçbir zaman homojen olmadı. İngiltere nin içinde bile kuzey güney aksan farklılığı var. Abd zaten bambaşka.

Ayrıca izlediğim filmi tam anlıyorum diyen insanların çoğu anlatılmak isteneni anlıyor. Bir Türk olarak Türkçe film izlediğinizde bile karakterlerin kısık sesli konuştuğu biçok yeri kaçırırsınız. Ama eğer İngiltere ya da abd de 3-5 yıl yaşarsanız onların içinde kendi deyimlerini şakalarını kültürünü tam anlarsınız hatta bölgesel aksan farklılıklarını da öğrenmiş olursunuz
  • santiago  (19.11.19 17:26:23 ~ 17:49:47) 
iyi ingilizcem var diyorum soranlara. arkadaşlarımla ingilizce konuşuabilirim rahatça, yalnız günlük konular değil teknik bilimsel düşünsel konularda da, ingilizce spesifik bir konuda ingilizce kaynaklardan araştırma yaparak 10000 sözcük yazı yazabilirim, sunum hazırlayabilir ve sunabilirim, ingilizce espri yapabilir yapılan espriyi anlayabilirim. şiir okuyup anlayabilirim. benzeri olmalı bence.


  • inekadam  (19.11.19 19:24:27) 
Gündelik sohbette konuşulanı ya da yazilani yüzde doksanbes falan anlayan derdini tum zamanları değil de basit olanları kullanarak anlatabilen kişiye (bi arkadaşım ekolü) anadili ingilizce olanlar ingilizcen gayet iyi diyor. Gerçeği söylediklerini kibarlık etmediklerini iddia ediyorlar ama yalan mı söylüyorlar bilemem. :)


  • nick dedigin  (19.11.19 23:20:40 ~ 23:25:53) 
yazı ve konuşmam akıcı, iki dil arasında geçiş yaparken duraksamıyorum, ya da mesela bilmediğim bir konuda elime metin geçtiğinde korkmuyorum - galiba bu bence iyi ingilizce. native level tabii ki, değilim. diğer yandan ben de ingilizce konuşması gerektiğinde sürekli duraksayan ama takımın geri kalanından daha akıllı olan iş arkadaşıma için için kızıyorum.


  • e haliyle  (20.11.19 00:19:40) 
ingilizce romani okuyup anliyorsan biliyorsundur.
ama ingilizce ogretmek amacli olan 50 sayfalik romanlari kastetmiyorum, harry potter'in ingilizcesi mesela.

  • baldur2  (20.11.19 00:44:34) 
[]

ingilizce e-book

bir çok kaynaktan e-book bulabiliyorum ancak B1 seviyesine uygun olanları elemek çok zor oluyor.
şimdi mistborn serisini okuyorum biraz zorlansam da bu seviyede neler önerirsiniz?
-english e-reader.net
-penguin books bildiklerim.

 
torrente graded books yaz 25 gb'lık bir arşv var. bütün yayınlar seviye seviye var. 6 seviye var. hangisi b1 ise ona bakabilirsin.


  • black mamba  (19.11.19 16:44:54) 
  • nick dedigin  (19.11.19 23:41:06) 
[]

Pkk’yı protesto eden fransız kadın ne diyor?

mobile.twitter.com

Kadın burada ne diyor? Siyasete vs girmeden... sadece ne dediğini yazarsanız çok sevinirim.


 
teroristsiniz, pkk terorist bir organizasyondur, ulkemi kirletiyorsunuz, ulkemi kirletmeyin.


  • ezeriko  (18.11.19 13:45:32) 
[]

Sıfırdan Almanca Öğrenmek

Merhaba

Almanca öğrenmek istiyorum hiçbir bilgim yok. İngilizcem var fakat sıfırdan kendi imkanlarımla almanca öğrenmek istiyorum.

Nasıl bir yol ve kaynak önerirsiniz ?

 
bir almanca kursuna başlamanı öneririm. özellikle grammerde belli konular öğretmensiz zor oluyor. kurs seçerken de asıl işi almanca kursu olan bir yer öneririm. her dili öğretiyoruz kurslarında belli bir seviyeden sonra sınıf bulman zor olabilir.


  • helenart  (18.11.19 11:17:06) 
Öncelikle İngilizceye ne kadar hakimsiniz onu kendinize sorun.

Bir dili öğrenecek kadar yabancı dile hakimseniz, kendiniz Almanca öğrenebilirsiniz.
Değilseniz, biraz evde özne (özellikle çoğullar), yardımcı fiil (bin, ist, sind, hat) vb. temel öğelere bakın evde. dative and accusative ya da ayrılabilen fiillere (türkçesini bilmiyorum "trennbare verben" diyorlar almanca) girmeye gerek yok kesinlikle.

yavaş yavaş cümlecikler kurmaya başladıktan sonra (geliyorum, gidiyorum, istiyorum) sonra iki fiilli cümleler kurun. "Bu yaz almanya'ya gitmek istiyorum" gibi. "Akşam annemi aramam gerekiyor" ve "akşam annemi arayacağım". birisinde anrufen, diğerine rufe (...) an gibi komplike cümlelere başlayın.

Şimdi okuyunca zor ve/veya karmaşık gelebilir ama yapmaya başlayınca zevkli oluyor. Özellikle çoğu insanın çok zor dediği bir dilde böyle bağlaçlarla falan cümleler kurmaya başlayınca daha da hevesleniyor insan.

Ben almanya'dayken Münih havalimanına gidiyordum. uçağa ucu ucuna yetişeceğim, neyse ki sadece sırt çantam vardı. trene bindiğimde ters yöne gittiğimi fark ettim. bir sonraki durakta indim ve oradaki çalışana almanca "İngilizce biliyor musunuz" diye sordum. almanca bildiğim halde güvenemedim kendime. 5 saniye sonra baya ben adama sonraki tren saat kaçta gelecek, kaç numara, burada havalimanına kaç dakikada giderim, yetişebilir miyim falan diyordum o da anlatıyordu. tren geldi. trene binince fark ettim, o can havli ile almancayı söktüm 2 dakikada.

Çok uzun yazdım, bi de hikaye ekledim kusura bakmayın ama A2 seviyesine gelince B civarı gibi bi' Almanya'ya gidin derim. Hoş, euro artık çok yüksek ama şansınız varsa 3-6 ay güzel tecrübe olur.
  • fxinturevi  (18.11.19 11:37:10) 
fono türkçe biraz ezber mantıkla yol aldırabilir


  • seyyar satıcı  (18.11.19 11:45:08) 
ingilizceniz varmis, youtube'daki learn german with jenny kanalindan yardirin derim. mis.


  • der meister  (18.11.19 13:20:17) 
[]

Dizileri İngilizce altyazıyla izliyorum ama cümle kuramıyorum

South Park'ı, ne bileyim belgeselleri falan İngilizce altyazıyla izliyorum (%80 falan da anlıyorum) ama "Bu videoda şunu gördüm ki Japonya'da üzerinde İngilizce açıklama olan etiket bulmak imkansız" gibi görece basit bir cümleyi kuramıyorum. Kelime eksikliği desen değil, cümledeki bütün kelimelerin karşılığını biliyorum ama cümle kuramıyorum kilitleniyorum. Sebep ne olabilir? Gramerim epey kötü ondan mı acaba?




 
türkçe olarak düşünüyorsanız ondan olabilir.


  • bagcivan  (18.11.19 03:05:35) 
Etkili Pratik İngilizce, Burak Öztürk youtube kanalına bskın @bagcivan in dediği konuyu anlatıyor. Dil öğrenmek tek yönlü bir eylem değil, gramer çalışmanız, yazmanız vs de lazım aynı zamanda.


  • kaset  (18.11.19 03:48:07) 
Yeterince okumuyorsun.


  • hot potato  (18.11.19 06:24:37) 
kelimeleri değil phrase'leri ezberlemelisin.

örn: "impossible to find" phrase'i senin kurmaya çalıştığın cümlenin temeli.
  • sinek kral  (18.11.19 06:38:21) 
bilirkişi değilim ama bence de pratik. konuşamıyorsan konuşma pratiği, yazamıyorsan yazma pratiği yapmalısın.


  • black mamba  (18.11.19 06:59:52) 
dilbilgisi sikintisi gibi..


  • cooperr  (18.11.19 08:40:26) 
Yeterince okumuyorsun bence de olumlu bir eleştiri.

Bunun haricinde cümleyi parça parça kurmaya çalış ilk başlarda. Şöyle ki;

"Bu videoda şunu gördüm ki Japonya'da üzerinde İngilizce açıklama olan etiket bulmak imkansız" cümlesini ele alalım ve parçalayalım. Mot-a-mot çevirmeyeceğim ama fikir verir diye düşünüyorum .

"impossible/difficult/hard to find" - bulmak zor.
in Japan - Japonya'da.
What I have understood from this video is ... - Bu videodan anladığım şu ki...
sign/label in English language. = İngilizce dilinde tabela/etiket/açıklama/duyuru vs.


Cümlenin 1'inci bölümü: "what I have understood from this video" (videodan anladığım) - is (şu ki)...
2'nci bölümü: in Japan, it is really hard to find (come across) a traffic sign/signboard/label in English language/announcement/explanation etc.

Türkçedeki öğelerine ayırma işini yapıp küçük cümlelerden başlarsanız, bence bir yerden sonra daha akıcı şekilde çevirebilirsiniz. Biraz zaman alır, kafaya takmayın. İşin sonunda dönüp baktığınızda o fark yaratmadığını düşündüğünüz şeyler, üst level için büyük bir sıçrama oluyor.
  • fxinturevi  (18.11.19 09:51:37) 
gramer eksigi +1, @fxinturevi zaten cok guzel aciklamis. cumleyi parcalara ayirabilmen, minik minik parcalari birlestirebilmen gerekiyor. sonucta kimse cumleyi tek seferde cikarmiyor agzindan, parca parca geliyor. muhtemelen gramer altyapin zayif oldugundan, 3-4 farkli kelime grubunu dogru sirayla bir araya getiremediginden oturu zorlaniyorsun. "cumle kurarken neyi bilmem gerekecek?" sorusunun cevabi icin bol bol okuyup olabildigince farkli cumle cesitleri gormeni, "bildigim seyleri dogru sirayla nasil kullanacagim?" sorusunun cevabi icin de gramer calismani tavsiye ederim. basbayagi kitap basina oturup cumlenin ogeleri nedir, hangisi nereye gelir, baglaclar nasil kullanilir vs. gibi konulara bakmak gerek.


  • der meister  (18.11.19 10:32:02) 
anadilini nasil ogrendiysen o sekilde yabanci dil ogrenmeyi dene.
Dinleyerek.
Dizileri ingilizce dinle, makale, kitap vs oku.
Subject + verb + object ve turkce dusunme.
  • janderzel zartanyan  (18.11.19 17:10:22) 
[]

tekstil alanında "trok" veya "troklu"

"Troklu ceket". Troklu'yu karşılayan İngilizce kelime ne olabilir acaba? Hiçbir yerde bulamadım.

Aşağıdaki linkteki ürün mesela:

www.trendyol.com

 
trok şu zımbalardı sanırım, studs diye geçiyor. shoes with studs, bags with studs, studded bags, vs. gibi kullanımları var.


  • opucuk baligi  (17.11.19 16:09:02) 
15 senelik tekstil gecmisim var, rivet veya zimba kullanirdik. trok? hayatimda ilk defa duydum gordum. stud +1


  • ezeriko  (17.11.19 17:19:14) 
[]

ingilizce sorusu

pazarlama böyle güçlü olsaydi hersey çok farklı olurdu
o isten ne haber?

bu iki cümle nasıl söylenir?

 
Pazarlamadan kastiniz pazarlama departmani falan mi? Duruma gore cumleyi modifiye edebilirsiniz.

-Everything would have been different if the marketing were successful enough.

ya da informal olarak "...if the marketing were their strong suit." (bir departman ya da takimi referans gostererek)

O is ne alemde demek icin: what about that job we talked about, ya da ...I mentioned earlier.
  • fxinturevi  (17.11.19 12:27:40) 
[]

moved by

You do your research! Wow! I am impressed and really moved by your interest.


burdaki moved by acaba olumlu manadamı .hatun kişi hakkında netten araştırma yaptım meğersem baya bilindik bir artist çıktı kendi coğrafyasında bende bulduklarımı onla paylaşmıştım.böyle bişey yazdı

 
duygulandirma anlaminda.


  • mayeskuel  (17.11.19 11:14:50) 
etkilendim, duygulandım, gururlandım cümlenin içeriğine göre olumlu bi etkilenme anlamı var


  • nahtoderfahrung  (17.11.19 11:28:16) 
"uu beybi... güzel bi' hareketlenme oldu bende"


  • ezeriko  (17.11.19 11:40:55) 
[]

evde ingilizce çalışmak için nereden başlamam gerek?

Arkadaşlar selamlar.Evde kendi çabamla sıfırdan ingilizceye başlamak istiyorum.Gerçekten çaba gösterip bir şeyler yapmak istiyorum bunun için gerekli kaynaklar,videolar,pratikler vs. ne gerekirse yaparım.

Normalde pek iyi bir ingilizcem olmasada a2-b1 seviyesine yakın bir ingilizcem vardı tabi uzun yıllardır kullanmadığım için şuan sıfır sayılırım.

Evet nereden başlamam gerek? tavsiyelerinizi bekliyorum.

 
abi grameri sular seller gibi ezberlersin evde ama o iş öyle olmuyor. speaking yapmak lazım birileriyle. yurt dışına çıkmadan veya sürekli konuşacağın bir ortama girmeden olmaz. he gramer çalışacaksan els ingilizce kitabını tavsiye ederim. tüm detayları bulabilirsin.


  • xrated  (16.11.19 16:05:20 ~ 16:06:20) 
English grammar in use - murphy appi indieiyorsunuz. Full paketini alin asirivfaydasi olur. Haftada bir de ingilizce film dizi izleyin. Bir de blog tutmak asiri faydali. Ibgilizce bir blog tutun sevdiginiz bir konuda.

Evet konusma cok onemli ama elde imkan yoksa pes etmeyin telefonun ses kaydi ozelligi var degil mi konusun ona gunun nasil grctigini falan anlatin kaydedin. Ya da konusma kulupleri var onlara gidin.

Her seyin caresi var yeter ki arastirin:)
  • anten  (16.11.19 16:41:33) 
xrated kusura bakma ama beklediğim olumsuz, karamsar cevap. o bahsettiğin durum kurslar için de geçerli, hatta hazırlık için bile geçerli. o mantıkla ingilizce öğrenmek için yurtdışına çıkmak gerek. arkadaş onu sormuyor ki.


  • black mamba  (16.11.19 17:19:50) 
Başka önerisi olan?


  • soru icin geldim  (17.11.19 00:44:05) 
Anten +1


  • rakicandir  (17.11.19 00:47:19) 
(sadece) evde olmaz.

kilit konu: birincisi; süreklilik. ikincisi; yogun calisma dönemleri(hayatini ingilizceyle kusatma olarak da adlandirabiliriz bu dönemleri: dönem dönem vites yükseltmek yani, kampa girer gibi) haftada 1 gün olabilir, ayin son 5 günü olabilir. "her 3. ay" da olabilir. ama sürekliligi unutmadan. ingilizcesiz gün olmamali.

bu kisim olayin tasvir, genel cerceve, "degistirilemez maddeler" kismiydi. tekniklere bir iki bisey onerebilirim ama uzar gider. teknikleri cogumuz biliyoruz. ilerlemen yukardaki tasvir etmeye calistigim sartlarla olacak. yine de önemle tavsiye edecegim teknikler;

konuscak biri yoksa bile, -oo bi dakka- ekliyorum(!) varsa bile; evde yüksek sesli okuma. bunu ben sürekli yapamadim. ama zaten ben bulmadim bunu, bisürü uzman öneriyor onlardan ögrendim. epey faydali. kendin ingilizce konusurken beyninin bunu duymaya, agiz kaslarinin bu kelimelere alismaya ihtiyaci var.

haftada mümkünse 2 kez ingilizce pratik, canli ya da skype. yabanciyla olmali kesinlikle. ingilizcesi iyi olsa harika olur da artik ne bulabiliyosan. ama bulmak zorundasin. facebookta istanbul icin tandem sayfalari var. senin sehrinde var mi bilmiyorum tabi. tandem; yani dil partneri. sen ona türkce, o sana ingilizce yardimcisi. bu gruplarda bildirimlerini ac. kim ne yazarsa bildirim gelsin. tetikte ol, ilk sen yaz bir yabanci post attiginda. aynen böyle cok buldum ben.

dizi film olayi cerezi bu isin. cerezi derken cok önemli tabiki, zaten haftada 3-4 saat izleyecegini varsayiyorum.

yolda belde podcast dinlemek. luke's english podcast, spotify'da. adam oldukca keyifli. benim ingilizcem de aaayni senin ingilizceni tasvir ettigin gibiyken baslamistim, basta zor geldi ama sonra alisiyorsun adamin sesine güzel oluyor. bir de ayrica zor seviye biseyler dinlemek lazim sanki, bence. orda da önerim : art of manliness podcastleri yine spotifyda. kime göre zor? bana zordu basa sara sara dinliyordum. bu basa sarma olayindan emin degilim, iyi mi kötü mü. cunku bezdiriyor. e ama anlaman da lazim. zorlayip anlayinca da bi hosuna gitmiyor degil. zincirlikuyu'dan besiktas'a kadar 45 dakkalik yolda, podcastte 15 dakka anca ilerleyebiliyordum :( ama anliyordum sonunda. varsa öyle kisa mesafe otobüs yolculuklarin, iyi giyinip podcast esliginde iki ileri bir geri yürümek de bir önerim olabilir.

teknikler uzar gider dedim öyle de oldu. ben de 2 senede bir "ingiliycemi gelistirmem lazim" temali burada sorular sorardim. her soruda da bir oncekine pismanlikla atifta bulunurdum. ingilizcem hala iyi degil itiraf edeyim, ama bi kipirdanma oldu. dil olayina baslarkenki ilk hocama (ki kendisi aslinda sadece bir degisim programi ogrencisiydi ve rustu) "seviyeler umrumda degil ben sadece kendimi ifade etmek istiyorum" gibi bi cevap vermistim. aslinda simdi bakinca, istedigimi emek verdigim olcude almisim. is gorusmesi yapabildim. bu bana yeterdi. en bastaki sürekliligi de 2 sene sonra burada yine "ACILLLL ÜZERIME INGILIZCE ATIN" temali bir soru sormak zorunda kalma diye belirttim. bire bir yabanci hocadan ders bulmani da tavsiye ederim. 100 liraya -zorlarsan- birini bulacagindan süphem yok. (memnun kalmadim ama cospeak diye bir internet girisimi var. yabanci hocalarla grup dersi yapiyorlar. ay bu hoca suraliymis amaaa diyeceksen hic girme. neredeyse bedava pratik imkani.) ama dedigim gibi hoca da bulursun. yalniz bulunca da "sunun dugunu var bu haftayi pas gecelim, bugun hastayim bu haftayi pas gecelim..." böyle yapma. her hafta 1 saat ayrilir bu ise birbirimizi kandirmayalim. annemin "e bi kere de iptal ediver" dedigini 1 sene icinde 10 kere falan duymusumdur. kendim de arada gevseklik yapmaya bi alissam nerden baksan 20 hafta dersleri iptal edecekmisim bir sene icinde. bazi haftalar oluyor zaten hic alakan olmamis ingilizceyle, orda iste o dersi bari yapacaksin iyice kopmamak icin.

süreklilik icin bir ekleme yapayim. bunu basaramayisimizin sebebi nedir bunu biraz incelemek lazim. ilk hata: bu is yani senin ingilizceni 'artik' gelistirmek zornuda oldugun gercegi ciddi bir proje ve sen bunu yine yalnizca kendine, kendi keyfine emanet edemezsin. ya bigun canin istemezse calismayi?? degil mi? o yuzden aslinda bu; yabanci hocadir, tandem partnerdir cok kritik roldeler bu projede. bu adamlar sayesinde bu proje senin kafandaki herhangi soyut bir plandan ibaret kalmayacak. canin istemediginde bile o adami araman gerektigini dusuneceksin. vesellam projenin dis destekcileri cok ama cok kritik süreklilik ve motivasyon icin.

epey uzattim faydali olmasi ümidiyle, kusuruma bakma.
  • klar  (17.11.19 01:36:50 ~ 02:06:41) 
[]

yds

bu sınav bir kişinin ingilizce'ye yetkinliğini ne derecede ölçer sizce? çünkü konuşma, yazma, akıcı olma durumunu ölçmüyor.




 
Taktik falan kasmadan girip iyi puan alabiliyorsa bir nebze ölçer bence. Okuduğunu anladığını, grammer kelime vs bildiğini gösterir.


  • glamdr1ng  (15.11.19 18:09:10) 
Ingilizcesi iyi olan biri kesinlikle iyi bir puan alir. Ama iyi puan alan herkesin ingilizcesi iyidir diyemeyiz.


  • cek  (15.11.19 18:22:02) 
eskisi kadar taktik yok ama denilenlere katılıyorum ingilizcesi iyi olan birisi iyi puan alabilir ama iyi puan alan birisi ingilizceye hakim denemez malum konuşma dinleme yazma konuları dilin olmazsa olmazları.


  • basond  (15.11.19 20:27:09) 
[]

Work On/Work For Farkı

Merhaba sevgili ingiliççeciler.

Linkedin'de çalıştığım projelere dair açıklama ekliyorum. "I mainly worked on tv commercials" mı demeliyim, "worked for" mu?

"Working for the project XXX" mi demeliyim şimdiki zamanda, "working on the" mı?

Bir de öğrenmem için aradaki nüansı da açıklarsanız sevinirim. Tureng çok da açıklayıcı olmuyor anlamak için.

Teşekkür ederim şimdiden.

 
Bildiğim kadarıyla bir iş üzerinde çalışmaktaysanız work on demelisiniz. Sizin durumunuzda da bir projede çalıştığınız içim eotrk on oluyor. Work for ise biri adına çalıştığınız anlamına gelir.


  • Cézanne  (12.11.19 01:05:29) 
Ben yazışmalarımda bir şahıs ya da stüdyo vs. için çalıştığımı belirteceksem:

"Work for"

O esnada üzerinde çalıştığım şeyi ya da temayı belirtmek istiyorsam da

"Work on"

derim.
  • Avoiding The Puddle  (12.11.19 01:31:59) 
Work for company/işveren için kullanılıyor, hatta geçen introducing yourself konulu 200k takipçili bir native İngilizce öğretmenin kanalında gördüydüm.

I work for Eczacıbaşı, Ziraat Bankası.
Hangi sektörde çalıştığını belirtirken de work in: I work in fashion/advertising/education.

Work on kullanımından bahsetmedi, kusura bakma:)
  • freedonia  (12.11.19 01:40:52 ~ 01:43:55) 
work on - tv commercials
work for- tv producers.

  • babilbaligi  (12.11.19 11:54:06) 
[]

Instagram tv nasıl okunur: IGTV

patronum sürekli aysi tc diyor, ayci tivi diye okunması gerekmiyor mu?
ortamlarda, sosyal medya ajanslarında bundan ne diye bahsediliyor?



 
  • kitik  (11.11.19 15:07:48) 
Aysi tc ile igtv'nin ne alakası var? Başka bir şey demeye çalışıyor olabilir mi ictc'ye benzeyen?


  • diffarentiationation  (11.11.19 15:35:54) 
yalnız ülkede çoğunluk uzun halini de yanlış telafuz ediyoruz

inste-gram: yanlış
insta-grem: doğru
istakram: en güzeli :)

IGTV - ayci tivi
  • freebird5406_2  (11.11.19 15:40:13 ~ 15:58:59) 
i-ge-te-ve


  • d max  (11.11.19 15:56:23) 
o ayci tivi diyor, yanlış yazmışım duyuruda


  • gadlemler  (11.11.19 15:58:01) 
Eyçesbisi değil mi abi?


  • Tears of Devil  (11.11.19 18:12:42) 
[]

"of"un sadece schwa'lı weak formu var mı?

"Of"un weak formlarını /əv/ ve /v/ diye göstermiş güvendiğim kaynaklar. "a piece of cake" "a cup of tea" derken of'u sadece schwa ile okuyorlar. youtu.be of'un weak formu için of=schwa diyebilir miyiz? Yoksa cup of tea ler piece of cake ler istisna mı?




 
onlar istisna degil bence. istisna olsaydi videoda sadece bu ikisi istisna diye belirtirdi.


  • hot potato  (11.11.19 12:28:03) 
Aksandan aksana değişiklik gösterir o. İngilizce aksanları gayet çeşitli üstelik. Kimi schwa ile okur, kimi başka. Haso Türk aksanlı İngilizce ile "E piys of keyk" denir, baya Trabzon'un Of ilçesi gibi. Anlamayanı görmedim sipariş verdiğim zaman.


  • d max  (11.11.19 16:02:16) 
[]

Şu cümle ne anlama geliyor? Yaygın bir kalıp mı?

There was no understanding it.




 
Gramer olarak yanlış. Understanding sonrası bir preposition lazım en azından of, in, about vs. Anlayış, kavrayış yok ya da anlaşma, uyuşma yok gibisinden informal düzeyde bir konuşma cümlesinde kullanılmış olabilir


  • speedy  (10.11.19 16:49:18) 
bir anlama yok.


  • dedim dedim de kime dedim  (10.11.19 16:49:38) 
"anlamanın yolu yoktu", "anlamak imkansızdı" gibi. kalıp değil ki bu yaygın olsun, normal cümle işte.


  • der meister  (10.11.19 16:57:19) 
i tried. really tried. i have met and talked all the people in the town. try to explain what will happen if we not take some precautions. they have listen with empty eyes. i can clearly see their empty brains just for a couple of seconds look. clearly they even not try to understand. they just listen like they was doing some kind of hearing exercise. every person i have talked forgot everything i said in couple of seconds. there was no understanding it. so i leave the town and move where people at least try to understand what they hear.


  • dedim dedim de kime dedim  (10.11.19 17:04:21) 
Sanıyorum bu bi çeşit omition. tam kalibin adini hatirlamiyorum ama. anlayan kimse yok gibi kullaniliyor.

there was no who is understanding who+be+Ving omit ediyor. veya there was no who understands de dese ayni manaya gelirdi. who'yu atip Ving ile kullaniyor
  • onkiloversemtamamım  (10.11.19 17:52:40) 
bana da hatalı gibi geldi. daha doğrusu daha önce hiç böyle kullanıldığını görmedim. @onkiloversemtamamım'ın cevabını okuyunca eksiltme mantıklı geldi "there was no understanding (of) it" kimse tarafından anlaşılamıyor, da olabilir mesela. hangi roman bu acaba?


  • curious mind  (10.11.19 19:27:39) 
"there was no way of understanding it." olsaydı anlamanın yolu yoktu diye çevirilebilirdi.


  • sinek kral  (10.11.19 19:28:29) 
gayet normal bir cumle +1.

arkadaslar her seyi anadolu lisesi ingilizcesi kaliplarina sokarak dusunmeyin. "Understanding sonrası bir preposition lazım" - hayir ne munasabet.
  • hot potato  (10.11.19 22:46:40) 
[]

Taksim, Osmanbey Civarı Dil Kursu.

Değerli suserlar YDS 60 dil notum bulunmakta. Ama konuşma konusunda öyle böyle geride değilim. İngilizce cümle kurmaya başladığımda inme iniyor sanki. Her ne kadar son zamanlarda aşmaya başlasam da bu durumu, sanırım kursa gitmeden olmayacak. İş bu sebeple; Taksim, Şişli, Osmanbey lokasyonunda dil kursuna yazılmak istiyorum.

Mümkünse insani fiyatlarda kaliteli bir kurs olsun tabi.

Tavsiyelerinizi bekliyorum.

 
merhaba. ingilizce konuşmak dil kursunda öğrenilmez. tercihen türkçe bilgisi çok az olan özel hocadan bire bir ders almanızı öneririm. www.ozelders.com expat cenneti.


  • bir garip melek  (07.11.19 19:20:11) 
[]

ingilizce bir olmak

bir olalım, birlik olalım en düzgün şekilde nasıl söylenir?




 
let's become one
let's unite
let's get together
  • i ve been mistreated  (06.11.19 23:53:44) 
birlik olmanın kelime karşılığı "unite"


  • nahtoderfahrung  (06.11.19 23:54:22) 
[]

Ozel almanca dersi

Haftanin 3 -4 gunu, gunde 2 saat ozel almanca dersi ariyorum.

Yuz yuze olmasi tercihimdir.

Cok tesekkurler..

 
Afedersiniz. Beyoglu, Istanbul.


  • Jimmy Lue  (06.11.19 20:21:24) 
[]

Amerika'da dil okuluna dümdüz parasız gidebilir miyim?

Çok şey istiyorum gibi gözükse de merak ediyorum. Şimdi ben parasız bir adamım. 1 sene boyunca amerika'da çalışıp kazandığım para ile geçinsem bunu da dil kursuna ve geçimime versem oluyor mu böyle bişey yoksa böyle bi işe kalkışmak için cebimde 10-15 bin dolarımın olması şart mı?

10 15 bin tlm bile yok. amerika'ya kaçak göçmeye çalışmıyorum dilimi geliştirip türkiyeye geri dönecem de acaba yapılabiliyor mu diye sormak istedim.


 
öncelikle kurs ayarlayip sonra vizeye basvuracaksiniz.

kurs ve orada yasayacak para icin minimum 5 bin dolar filan göstermeniz gerekiyor kurs parasi dahil.

kurs parasini gitmeden ödemeniz lazim davetiye icin. 5 bin az olmus olabilir belki.
  • duygusuzromantik  (05.11.19 23:38:23 ~ 23:38:51) 
hocam öyle bir şey olsa insanlar ne diye gemiden atlasın, tellere tırmansın ice ile uğraşsın. okuyom ben yaa der geçer giderler.


  • denek hayatım  (05.11.19 23:46:10) 
eli yuzu duzgun hicbir ulke boyle bir profile vize vermez kardes, potansiyel siginmacisin cunku. green card'dan kovalayabilirsin ama paran, malin mulkun, saglam bir isin vs yok ise cok zor.


  • cooperr  (06.11.19 00:20:44) 
[]

Burda It's Peter ne anlam katıyor

youtu.be it's Peter – he's feeling blue diyor,
gene aynı şekilde youtu.be It's Peter - his mother's died diyor.

Bu "It's Peter" cümlesi nedir ya? Önceden birbirlerini tanıyanlar insanlar zaten hepsi.

 
İzlemedim ama "Peter işte, şöyle böyle...", "sorun Peter, kötü hissediyor", ya da "yine Peter, falan fıstık" şeklinde kullanılıyor muhtemelen.


  • depol  (03.11.19 21:48:08) 
soru aşçı karakterine sorulduğu için açıklamayı o şekilde yapıyor.

- sorun ne?
+ sorun peter. falan filan..

gibi düşünebilirsin. peter kısmı konu başlığı, falan filan kısmı konunun içeriği gibi oluyor.

youtu.be
+ look it's me. falan filan...
  • sinek kral  (03.11.19 22:20:57 ~ 22:22:07) 
[]

İngilizce pratik yapabileceğim arkadaşlık uygulaması

Böyle kültürlü tiplerin takıldığı uygulama yok herhalde. Hangi uygulamayı indirsem müslüman kara kuru erkekler kız sanıp yazdı anca o şekilde pratik yapabildim yoksa yazan da olmuyor. Mümkünse omegle gibi ilgi alanına göre random konuşacak birini bulan mobil uygulama yok mu?




 
cambly var


  • baknedicem  (02.11.19 16:31:23 ~ 16:31:31) 
Bedava olmuyor maalesef bu işler.


  • okumakserbestbegenmeksart  (02.11.19 17:13:34) 
Para da var da isin icine para girince samimiyet kalmaz


  • sordum soruyu  (02.11.19 17:48:19) 
iyi de kulturlu biri seni ne yapsin ki? laf sokmak icin soylemiyorum da kulturlu bir avrupali'nin (ortadogululari begenmemissin) yetiskinlige erisip ingilizce ogrenememis bir turkiyeli'yle harcayacak zamani olabilir mi? muhtemelen isi gucu vardir.


  • hot potato  (03.11.19 09:15:27 ~ 09:21:58) 
discord grubu vardı bi tane. reddit'de bi araştır bulursun.


  • potsdamer  (03.11.19 10:21:08) 
[]

i.e. vs e.g.

Karıştırıyorum sürekli, akılda tutmak için bir çağrışım vs varsa alayım, lütfen.




 
e.g. yani örnek vermek için e ve g'nin "example" telafuzunu çağrıştırdığını düşünebilirsiniz. (egzampıl gibi)

i.e. için de latincesini boşverip "in essence" anlamında düşünün derler. İlla türkçe bağlantı kurmanız gerekirse "dIğEr bir dEyİşlE" içindeki sesli harfler olarak düşünebilirsiniz.
  • sopiro  (01.11.19 20:31:15) 
e.g. için sopiro +1

i.e için "başka bir deyişle" yerine kendisi gibi kısa olan "yani" aklıma gelecek şekilde öğrenmişim.
  • reactionic  (01.11.19 20:41:55) 
i.e yani demek i harfi de i.e de var e.g de yok


  • faik abi  (01.11.19 23:48:49) 
yani.e.

for e(xample).g.
  • sanat guresi  (02.11.19 01:53:51) 
[]

Qual'è il piatto per eccellenza di Napoli?

bi italyan foruma üye olucam ama hani bot engelleme soruları olur ya türk forumlarda da "türkiyenin başkenti neresidir" gibi sorular falan oluyo kayıt olurken. kayıt olmaya çalıştığım forum da bunu soruyor: "Qual'è il piatto per eccellenza di Napoli?"

google'a yazdım, google translate'e yazdım ama cevabı bulamadım, ne sorduğunu da anlamadım tam olarak.

italyanca bilen biri var mı? ne yazayım bunun cevabına?

 
şimdi de bunu soruyor:

Qual'è il piatto per eccellenza di Bologna?

şu şehrin neyi meşhurdur diye soruyor sanırım. Napoli ve Bologna'nın nesi meşhur?
  • bazen  (01.11.19 06:32:35 ~ 06:32:45) 
Napoli'nin pizza'sı meşhurmuş Pizza yazdım kabul etti.

Bologna'yı bilmiyorum hala bilen varsa cevaplarsa sevinirim.
  • bazen  (01.11.19 06:39:11) 
O da bolonez sos falandır herhalde.


  • akatreil  (01.11.19 09:22:57) 
Bolognanın makarnası, pasta yani


  • mariposa  (01.11.19 13:10:59) 
[]

awake wake farkı

şu filler arasındaki fark nedir?

awake-awoke-awoken

wake-woke-woken

 
biri durum diğeri eylem bildiriyor.


  • theseachange  (31.10.19 09:43:22) 
1.si bir mevzuya uyanmak olarak mı kullanılıyor?

ama şöyle cümleler de gördüm.

"I awoke from a deep sleep."

I woke up from a deep sleep de diyemez miydik?
  • black mamba  (31.10.19 09:47:51) 
Awake: uyanmış olmak
Wake: uyanmak

  • Olive  (31.10.19 09:51:30) 
şöyle diyebiliriz sanırım,
awake: uyanık
wake: uyanmak.
  • teritori  (31.10.19 09:54:48) 
fiil formunda bir farkları yok ikisi de birbiri yerine kullanılabilir.
artırmak - arttırmak gibi.
anlam aynı, yaygınca kullanılıyorlar.
  • emzegrit  (31.10.19 10:02:45) 
"I awoke from a deep sleep.

I woke up from a deep sleep"

Bu iki cümle arasındaki fark "ayaklanmak" ile "ayağa kalkmak" arasındaki fark gibi. ikisi de kullanabilir.

ikisinin de kullanılamayacağı bir örnek vereyim: "O sırada uyanıktım" cümlesini çevirirsek:

I was awake by then.

bunun yerine "wake up" kullanmak istersek cümleyi şöyle kullanmalıyız:

I had woken up by then.

Past perfect kullanmamızın sebebi geçmişten bahsederken o geçmişten de önce olup bitmiş uyanma eyleminden bahsettiğimiz için. Bu cümle "O sırada zaten uyanmıştım" anlamında da kullanılabilir.
  • nabrukk  (31.10.19 17:04:46) 
[]

taken by itself

"Taken by itself, therefore, there is nothing in the rise of administrative
agencies in common law jurisdictions..." diye devam ediyor cümle. burada taken by itself i nasıl anlamalıyız?



 
ayrı olarak ele alındığında gibi bişey olabilir


  • nahtoderfahrung  (30.10.19 10:38:46) 
[]

Burda tam ne demek istiyor -ing-

I wanted to try here some positions.
I'll see what time will quit will be a big order.
Please see what you can do the latest prices and write me a proforma invoice.


2.cümlede tam olarak ne diyor?

 
Yazıştığınız kişi ingilizce bilmiyor.


  • beni arayan olursa banyoda de  (29.10.19 12:27:54) 
“ bu kadar buyuk bir siparisin ne kadar zaman alacagini gorecegim” gibi bir sey demeye calismis. Tabii ki emin degilim :)


  • boyalı kuş  (29.10.19 12:42:34) 
buyuk siparis gelirse ne zaman cikartabilirsin demi bence. (: niyet okudum.
ingilizce bilmiyor +1

  • sparkle kiddle  (29.10.19 13:25:42) 
Ben diğer cümlelerde de tam olarak ne dediğini anlamadım :p hadi benim İngilizcem sallanır da adamınki direkt dökülmüş.

Ama 2.cümlede galiba, yüklüce bir sipariş versek ne zamana alırız gibi bir şey soruyor.
  • balik kraker  (29.10.19 13:32:25) 
bir kac olasi senaryoyu denemek istedim. ozellikle buyuk miktarda bir siparisi ne kadar zamanda hazirlayabilirsiniz. lutfen verebileceginiz en iyi (dusuk) fiyati verip bir proforma duzenleyin bize. biz de bi bakalim.

misirlilarla, pakilerle calisa calisa dekoder gelisiyor. ahahhsdjsn
  • brkylmz  (29.10.19 15:08:41) 
[]

tek cümle çeviri ricası

'içine bir damla siyah düşmüş beyaz bir su'

teşekkürler


 
a white water which a drop of black has fallen into it.


  • mr.green  (27.10.19 17:30:52) 
a white water in which had fallen a drop of black


  • dediysem dedim  (27.10.19 17:57:41) 
[]

Şunu nasıl çevirebilirim?

Merhaba arkadaşlar,

"In order to save Prior James' documents all brothers need to attend the meeting." cümlesindeki "Prior" kelimesini nasıl çevirebilirim? Daha iyi anlamanız açısından söylemem gerekirse bu James denen arkadaş bir manastır görevlisi. Biraz araştırınca manastır başkanı gibi bir anlama geldiğini öğrendim. Bu "Prior" ünvanını çevirmeli miyim sizce? Çevirmeliysem nasıl çevirebilirim acaba? Teşekkür ederim.


 
başrahip james'in dökümanlarını kurtarmak için bütün kardeşlerin buluşmaya gelmesi lazım.


  • sinek kral  (27.10.19 00:31:33 ~ 00:32:48) 
Çevir ya niye çevirmeyecen, konteksi bilmeyen adam Prior'ı adamın adı, soyadını da James zanneder. sinek+1


  • speedy  (27.10.19 00:46:15 ~ 00:46:31) 
@ sinek kral Aslında "başrahip" aklıma geldi ama "prior" kelimesiyle daha önce karşılaşmadığım için temkinli davranmak istedim. Çok teşekkür ederim.

@ speedy Bazen böyle şeyleri çevirince taşıdığı etkiyi kaybettiğini düşünüyor. Çok teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (27.10.19 00:55:38) 
[]

short of?

Hydrogen atoms always have a single electron and a single proton, so their electron shell (orbital) is one electron short of being full.

"so"dan sonraki kısımda "elektron yörüngeleri, dolu olmaları haricinde, tek elektrondan oluşur." mu diyor?


 
Hayır. En dış orbital dolu olmaya 1 eksikmiş. Yani 1 tane daha elektron geldiğinde orbital dolu olacakmış.

Hydrogen atomu sadece 1 S orbitaline sahip olduğundan kabuk orbitali 2 elektron alır. Doğal durumunda 1 elektron içerdiğinden 1 elektronu ortaklaşa kullanmalı tekli bir bağ yaptıklarında kararlı hale gelirler.
  • nabrukk  (25.10.19 13:14:46 ~ 13:16:49) 
dolu olmasına 1 elektron kalmış, nabrukk +1


  • gkhncnzdgn  (25.10.19 13:15:57) 
[]

Menzil Cemaati'ni İngilizce'ye nasıl çevirirsiniz?

Gülen Cemaati/Hareketi için Gülen/Hizmet Movement kullanılıyor.

Peki diğer cemaatler için ne kullanabiliriz? Menzil Community tam karşılamıyor gibi. Jemaat/Jamaat da akademik makalelerde sanırım kullanılmıyor?


 
congregation, fellowship


  • 507  (25.10.19 12:14:04) 
Cult da olabilir gibi


  • crown  (25.10.19 12:26:19) 
Menzil movement.

Not: Jama'at kullaniliyor makale dilinde de.
  • buf-e kür  (25.10.19 15:22:22 ~ 15:23:35) 
Şimdi movement olmaz. Bunlar cult yapılar. Bireyi yokeden tek adam diktatörlükleri, derebeyi vari lider kültü etrafında toplaşmış yığınlar. Gülen örgütü tonla suça da bulaşmış. Movement deyince çiçek böcek hareketi olmaz.

Kişisel olarak "Gülen worshipping cult" tercih ediyorum. Dolayısıyla bunlar da derivated from Islam; Seyda worshippers cult olur.
  • mesuta  (25.10.19 15:34:53) 
Congregation olmaz, genel ve toplanmanin otesini anlatmaz. Fellowship olmaz, yaygin anlami alakasiz. Movement Gulen icin kullaniliyor ama bence hatali. Bunlar bir hareket degil cemaat cunku. Dini motivasyonu tamamen yok sayiyor. Cult yapilanmalarini cok iyi ifade eder, fakat yayginligi ve dini motivasyonu yeterince vermeyebilir. Tariqa var, fakat sanirim menzil tarikat degil, cemaat. Cemaat icin olan kelimeleri bilmiyorum. Ben olsam ya religious order ya da religious cult gibi ifadeler kullanirdim.


  • dunal  (25.10.19 16:39:32 ~ 16:40:35) 
cult dogru. movement falan gibi ortaya karisik birsey kullarak cult olduklarini inkar etmeye calisiyorlar.


  • cooperr  (25.10.19 17:30:13) 
[]

İstanbul ingilizce kursu

İstanbul avrupa yakasında (beşiktaş, mecidiyeköy civarları) gidip memnun kaldığınız ya da iyi olduğunu bildiğiniz bir ingilizce kursu var mı?
%30 ingilizce bir bölümden mezunum seviyem çok kötü değil



 
Kursa girmektense evde kendinizi geliştirebileceğiniz kadar geliştirip, daha sonra özel ders almak daha doğru gibi. Kursların geneli verimsiz geçiyor.


  • Evinizinkedisi  (23.10.19 19:34:18) 
en son 2003 yılında ingilizce dersi görmüş birisi olarak Mecidiyeköy Dilko kursuna yazıldım. Pre Int'den başladım Intermediate sonunda (takriben 6 ay süresi sonucunda) ielts sınavından overall 6 aldım. Birikiminiz var ise siz daha kolay becerirsiniz. Bir Türk bir de yabancı hoca derse geliyor. Yabancı hocalar farklılık gösteriyor. İranlı hocalar falan var ama neredeyse bir native gibi kapasiteye sahipler. Bbc Speak Out yayınını kullanıyorlar ama ek ders aktivite derslerini kaçırmazsanız bence 6 ayda çok iyi kademelere gelebilirsiniz.


  • maschinengewehr  (23.10.19 20:17:28) 
[]

İngilizce öğrenme mağduruna yardım.

lise ve ortaokulda hiç bir şey öğrenmeden ingilizce bir lisans bölümünü bitirdim. ancak hep yarım yamalak öğrendiğim için dile hakim olamadım.

yaşım 33 sıfırdan kursa yazıldım. tek amacım ingilizce konuşmak. toefl ales vb. amacım yok tek amacım rahatça konuşabilmek.

internet ortamında duolingo uygulamasını kullanıyorum. bana pratiklik kazandıracak yöntemler nelerdir? salak biri ingilizce öğrenirmiş gibi öneriler sunar mısınız?

 
cambly, english ninjas türevi uygulamalar ile speaking'in geliştirilmesi şart. ben writing, listening ve reading için iyi olarak nitelendiririm kendimi ama speaking olmadığı için asla ingilizce biliyorum diyemem. o özgüven speaking ile geliyor.

listening için voscreen başta güzel bir uygulama.
  • zök  (22.10.19 14:13:53) 
[]

cümle

What we dream at night isn't as important to how we feel in the morning as the number of people who populate our dreams.

biri çeviriverse hayrına...


 
cümle çorbaya dönmüş, orijinal metinden çok kötü bir makine çevirisine benziyor.

yazan şey bu değil ama şöyle bir anlama geldiğini tahmin ediyorum:

önemli olan gece gördüğümüz rüyaların bizi sabah nasıl hissettirdikleri değil, o rüyalarda kaç kişi gördüğümüzdür.

ya da...

sabahları nasıl hissettiğimizi belirleyen şey gece gördüğümüz rüyalar değil, o rüyalardaki kişi sayısıdır.
  • sir gawain  (21.10.19 14:34:13 ~ 14:37:07) 
Sabah nasıl hissettiğimizi esas belirleyen gece rüyada ne gördüğümüz değil kaç kişi gördüğümüzdür diyor. Kalabalık bir cümle ama yanlış kullanılan bir kalıp yok. İlk çeviren arkadaşımızın çevirisi de yanlış.


  • nabrukk  (21.10.19 15:45:02 ~ 15:48:46) 
[]

türkçede yabancı dil sayılır mı?

soruya geleceksek
türkçe öğrenmek için dokuman ne önerirsiniz?



 
sayılır tabii :) tömer hitit serisini deneyin, pdf'leri ve mp3'leri internette bulabileceğinizi düşünüyorum.


  • engelbert humperdinck  (20.10.19 15:19:15) 
sana bana sayilmaz ama turk olmayan herkes icin turkce yabanci dildir :) mesela inglizler icin de ingilizce yabanci dil sayilmiyor ;)


  • crucio  (20.10.19 16:03:28) 
[]

En Başarılı Online Dil Öğrenme Uygulaması / İspanyolca

Kendi başıma İspanyolca öğrenmek bu dile iyi düzeyde hakim olmak istiyorum. Kursa gitme imkanım yok ama işim gereği etrafımda dünyanın farklı ülkelerinde anadili İspanyolca olan insanlar var. Yani pratik yapma imkanım fazlasıyla var. Online uygulama ve kaynakları kullanarak nasıl sağlam bir şekilde İspanyolca öğrenebilirim, ne tavsiye edersiniz ?

Not: Şimdiye kadar Duolingo ve premium olarak Busuu kullandım.


 
Ben memrisedan ilerliyorum tavsiye ederim


  • windows95  (20.10.19 01:58:28) 
ben bu yolu hic ama hic önermiyorum en basta söyleyeyim.

almanca, ingilizce ve türkce biliyorum. yillardir yurt disinda yasamam ve calismam dolayisi ile bu 3 dili cok iyi biliyorum bunu belirteyim.

kardesim icin busuu, duolingo, memrise, cambly hepsini denedim. calistigim sirket zaten busuu premium veriyor, onuda denedim. camblyi ayri koyuyorum. hic biri zaman harcanacak seyler degiller. hatta söyle söyleyim bunlarla dil mil ögrenilmez, ögrendigini söyleyen insan kendini kandiriyordur net. dil ögrenmek 3-5 kelime kalip ögrenmek degil.

camblyi ayri koyuyorum dedim. cambly sadece bunlar arasinda cidden ise yarayabilecek bir sey. eger üzerine düserseniz ve iyi hoca bulursaniz kisisel görüsüm fayda eder. ama pahali bence.

kursa gitme imkaniniz yoksa camblyi kullanin derim.
  • duygusuzromantik  (20.10.19 03:08:01 ~ 03:08:48) 
Duygusuzromantik'e belli olcude katiliyorum. Dile hakim olmak istiyorsaniz bir noktada o dili anadili olarak kullanan insanlarla konusmaniz, o insanlarin da sizi sabirli bir sekilde duzeltmesi lazim. Bu da artik birebir ders olur, Cambly olur, kurs olur, italki olur... Ancak busuu, duolongo, memrise vb. kullaniyorsaniz bunlari atmaya gerek yok. Yanlis beklentiye girmeyin yeter.


  • salihdt  (20.10.19 14:03:51) 
drops uygulamasını tavsiye ederim.Kelime öğrenmek için birebir.Ayrıca şu site inanılmaz faydalı www.spanishlistening.org okuma,yazma,dinleme,konuşma hepsi var.


  • sugarland  (11.11.19 15:05:50) 
[]

double cream nedir?

Soru başlıkta

Kalın kaymak olarak çevirmiş bir yerde de, bu tam olarak ne oluyor? Markete gidip double cream almak istesek örneğin ne alacağız? Var mı verebileceğiniz örnek?

Şimdiden sağolun

 
amerika'da heavy cream olarak geçiyor. uk'de double cream.

örnek ürün:
www.sainsburys.co.uk
  • ozdek  (19.10.19 22:51:18) 
İngiltere'deki double cream ile heavy cream'in (türkiye'de de satılan bildiğimiz kremanın) hiçbir alakası yok. Double cream'i yemeğe koyduğunuzda tadı çok alakasız bir şeye dönüşüyor. Ne sainsburys ne marks&spencer ne de tesco'da bulabildim heavy cream.

Türkiye'de double cream arıyorsanız eğer, macrocenter'da falan yok öyle bir ürün. Bulmanız zor.
  • synesthesia  (19.10.19 23:10:49 ~ 23:32:13) 
Heavy olan 35% yağ içerirken double olan 48% yağ diye biliyorum. Aralarında bundan başka nası bi fark var bilemedim açıkçası. Ama double almak isterseniz heavy olanı yağ içeriği bakımından en yakını diğer kremalara göre.


  • superfluid  (19.10.19 23:25:13) 
[]

acil çeviri

I don't provide condition that 2+ years of relevant industry experience working in system design but I can learn what i must in a short.


demek istediğim.

2 yıl ilgili endüstri tecrube bla blası şartınızı sağlamıyorum fakat öğrenmem gerekeni kısa zamanda ögrenebilirim.

 
I can not meet your requireiment of +2 years experience in relevant industry but I believe I can do my best to have sufficient experience in a short time.


  • orijinal nick bulamadim  (18.10.19 17:16:57) 
I do not meet 2+ years industry experience requirements listed in your posting however I am confident that I will be able to learn the required knowledge in the shortest time possible.


  • monicapp  (18.10.19 17:33:35) 
@orijinal link bulamadım cannot birleşik yazılır, ayrı yazılmaz


  • lampetia  (19.10.19 00:26:34) 
[]

sözlükte esad yerine esed yazılması

erdoğan'ın neden esed dediğini falan biliyorum mesele o değil..

sözlükte neden beşşar esad yerine beşşar esed'li başlıklar açılıyor?

(bkz: 17 ekim 2019 beşşar esed açıklamaları)

yani bunun taraf olmakla-olmamakla bir alakası yok. adamın adı esad.

ekşisözlük bile bu noktaya mı geldi?

 
çünkü doğrusu esed, tayyip ile olayın alakası yok.

(bkz: romanizasyon)

adamın adı esad değil, adamın adı bu الأسد
  • aziz dostum jack  (17.10.19 20:21:29 ~ 20:24:46) 
@aziz

güzel kardeşim madem doğrusu esed neden en başlarda esad deniyordu?

youtu.be

yanlış anlama seni yargılamıyorum muhtemelen senin yaptığın açıklama da doğrudur. (arapça bilmiyorum)

ya olay değinmek istediğimden bambaşka bir yere geldi aslında. bu eksiduyuru'dan istediğim verimi alamıyorum, sanırım sorun bende. üstteki arkadaş da gelmiş başlıkları yazarlar açıyor demiş:)
  • makbur  (17.10.19 22:53:53 ~ 22:54:22) 
@makbur

eskiden niye böyleydi şimdi böyle konusunda haklısın. siyasi olarak tayyip esed'in ismini önceden esad olarak kullanırken esed'e çevirerek ne amaçladığını bilemeyiz. belki danışmanları uyardı belki de herkesin düşündüğü gibi ismini farklı okuyarak aşağılamaya çalıştı vs. ama şundan eminiz ki tayyip ne derse desin, türkçe arslan anlamına gelen الأسد (esed) kelimesi arapça okunurken esed diye okunur.

şurdan dinleyebilirsin,

tinyurl.com

haliyle türkçe yazılırken de romanizasyona uygun olarak türkçedeki karşılığı olan esed yazılır.

ekşi sözlükte de bir ara birçok başlık bu kurala uymuyordu, sonra teker teker taşınmaya başladı, hatta başlarda bi dalga konusu bile olmuştu. sonra hatta bazıları tekrar geri çevrildi.

mesela mariya şarapova olması gerektiği başlığa taşında, eskiden maria sharapova başlığındaydı. maria sharapova aslında asıl isminin(Мари́я Ю́рьевна Шара́пова) ingilizce romanize edilmiş hali. bizim kendi dilimiz varken neden ingilizce romanize edilmiş halini kullanalım.

bir diğer örnek, andriy şevçenko

mesela ilginç bir örnek daha var novak djokovic başlığı 2008 yılında olması gerektiği gibi novak cokoviç başlığına taşınmıştı, fakat nedense 2018'de tekrar novak djokovic başlığına taşında. bence yanlış.

doğru ve yanlış kullanım konusu böyle iken gelelim senin soruna neden başlıklar böyle açılıyor.

aslında @hoot yanlış da olsa doğru bir şey söylemiş. editor'ler de başlık açsaydı muhtemelen esed'li açacaklardı fakat ekşi sözlük'te açılan yeni başlıkların taşınması vs. zahmetli iş, haliyle romanizasyona uymayan bir sürü başlık görebilirsin. bu esed, şarapova ve diğerleri için de geçerli. genel olarak da bu tür başlıklara müdahale etmiyorlar belki de edemiyorlar.
  • aziz dostum jack  (18.10.19 00:52:53 ~ 23.10.19 22:58:46) 
@aziz

romanizasyon konusunda haklısın, sözlükte son dönemde böyle -bence de mantıklı- bir değişim var.

fakat öncesinde tüm medya ve erdoğan'ın esad deyip, sonra erdoğan esed e dönünce yandaş medyanın da esed'e dönmesi, bu sıralarda da ekşinin romanizasyon uygulamasının bunlara denk gelmesi..

kötü bir tesadüf diyelim.. ( gerçekten ironi yok:) )

işin garibi beşşar esad ve beşşar esed diye iki farklı başlık var:)

(bu arada çok güzel anlatmışsın teşekkür ederim)
  • makbur  (18.10.19 01:35:44) 
  • archmage mahmut  (18.10.19 10:33:12) 
  • '  (18.10.19 10:37:06) 
Çünkü doğrusu ''Esad'' değil Esed'dir. Arapça'da ''aslan'' anlamına gelir. Esedullah gibi. Halktv kitlesine göre ''hükümet Esad yerine Esed diyerek algı oluşturuyor''muş :)) Ha, bu arada ''Resulayn''ın doğrusu da Rasulayn'dır.


  • eymed  (19.10.19 01:03:29 ~ 01:04:53) 
@eymed

güzel kardeşim sana bir lafım yok, siz 1984 kitabındaki gibi bir "geçmişi silme bakanlığı" tarafından yönlendirildiğiniz için sizlere bir lafım yok..

al bak, adamın gol diyor.. www.youtube.com
  • makbur  (23.10.19 19:17:43) 
[]

İleri yaşta İngilizce öğrenmek

40lı yaşlarında bir abimiz iş olanaklarını genişletmek için İngilizce öğrenmek istiyor. Yıllar önce üni.de öğrenmiş upper intermediate seviyesinde ama hiç kullanmamış unutmuş.

İş yoğunluğu ve İstanbul trafiği yüzünden kursa gitmesi mümkün değil. Full time oldukça yorucu bir işi var. Sizce nasıl bir yol izlemeli, İngilizce öğrenmek için?


 
ingilizce öğrennmek veya yabancı dil öğrenmek diye bir şey yok. bisiklete binmeyi öğrnemek veya yüzmeyi öğrenmek gibi bir kere öğreneyim yeter değil. hayatının bir parçası olması lazım. ben gün içinde türkçeden çok ingilizce yazı okuyorum. arabada ing haber dinliyorum. hep bir şekilde maruz bırakıyorum kendimi. yani diyeceğim hayatının bir parçası olacak ingilizce. kursa gerek yok. temeli de varmış biraz daha içli dışlı olsun ingilizce ile yeter.


  • kelepir  (16.10.19 22:22:42) 
Özel öğretmen tutup eve yakın bir yerde buluşmalı, fiyatlar uygun.


  • kaset  (17.10.19 21:08:02) 
buradaki sorun ileri yastan ziyade soz konusu arkadasin zaman ayirmak istememesi. "is olanaklarini gelistirecek kadar" ingilizce ogrenmek istikrarli her hafta 3-4 gun ugrasacak kadar bir ozveri gerektirir (bu devirde uluslararasi olarak kimse yarim yamalak ingilizceli biriyle ugrasmak istemez) ki yazdiklarindan yola cikarak bu yok.


  • hot potato  (17.10.19 21:14:58) 
[]

Çeviri

Second, the distance between these adjacent redox centers is ideal for an electron jump to occur, which explains why electrons typically don't bypass the bottom redox center.

Çeviriyorum ama çok anlamsız geldi bana. Ne diyor tam olarak?


 
ikincil olarak;
bu bitişik redoks merkezleri arasındaki mesafe bir elektron atlamasının oluşabilmesi için idealdir. bu da elektronların neden alt redoks merkezini bypass etmediğini açıklıyor.

  • sinek kral  (17.10.19 00:43:46) 
[]

1 cümle çeviri kontrolü

Selam Romalılar,

Bir firmanın hakkımızda bölümünde yer alacak bir cümlemiz var.

"Neden bizi seçmelisiniz?"

"Why should you choose us?" denir mi?

Denmezse yerine ne yazılabilir?

 
Olabilir, öyle kullanım gördüm.

alternatifleri;

Why choose us? Why choose our company? Why choose xx(şirket adı/markası)

Why should you choose our company? Why should you choose xx?
  • kaptan memo  (14.10.19 22:09:12) 
reklam metinlerinde (ki websitelerinin hakkımızda kısmı reklam metinlerinden oluşur) genellikle bu tarz sorular tam cümlelerle değil, kısa cümlelerle sorulur.

burada en doğru yöntem şu olur:

"Why us?"
  • jason bourne seksapeli  (14.10.19 22:39:56) 
"Why you should choose us". Turkcede soru ama ingilizcede olmak zorunda degil.


  • hot potato  (15.10.19 17:09:34 ~ 17:09:41) 
[]

Seldom ile rarely arasındaki fark

Var mıdır? Varsa nedir?




 
seldom zarf rarely sıfat
seldom arada bir olsa da yaparım gibi, rarely daha çok neredeyse hiç, "tek tük" gibi anlamlarının kuvveti biraz farklı.
genel olarak aralarında çok bi fark yok, ama ben dil edebiyat mezunu değilim iyi bilen birisi anlatsın :)
  • nahtoderfahrung  (13.10.19 15:52:50) 
Bildiğim kadarıyla rarely grameri olumlu olan cumleyi olumsuz yapıyor.


  • durgunfoton  (13.10.19 15:57:33) 
rarely sıfat değil. rare sıfat.

seldom daha resmi (formal)
ikisi de negatif anlam katıyor.

seldom : not often, rarely: almost never
demiş biri şurda: www.italki.com

yani rarely seldoma karşılık daha az sıklıkta.
  • sttc  (13.10.19 16:39:28) 
ikisi de zarf. İkisi de nadiren anlamında. seldom küçüktür rarely'den anlam olarak. Seldom: 40 yılda bir. O derece nadir
Rarely: ara sıra, nadiren.
Konuşma dilinde seldom kullanılmıyor gibi bir şey, Rarely kullanın gerekli olduğunda.
  • freedonia  (13.10.19 16:41:58) 
Seldom ve rarely zarf olarak kullanılabiliyor. İkisi de birbirine oldukça benzerdir. Eş anlamlı olarak kullanabilirsiniz yani çoğu zaman.


  • Murtazaaylak  (13.10.19 16:45:51) 
[]

yds kaynak

gençler kolay gelsin şimdi derdim şu 5 yıl önce yds ye girip 65 almıştım kursa gitmiştim o zaman bize yds summit diye bir kaynak vermişlerdi. şimdi tekrar yds ye gireceğim yine 65 almam lazım 5 yıldır ingilizceyle hiç aram yok. hangi kaynaklara bakmalıyım tıpdil e de girsem olur hangi kitapları alıp çalışmalıyım? teşekkür ederim.




 
Akindil in kaynaklarını al
Bir de İrem yayıncılık iyi diyorlar

  • westblack  (13.10.19 15:26:45) 
irem yayıncılık


  • unserrommel1891  (13.10.19 21:26:45) 
[]

Hot ile warm arasındaki fark

Bu farkı açıklar mısınız?




 
Birşey rahatsız edici derecede normalden sıcaksa hot, rahatsız etmeyecek kadar normalden sıcaksa warm.
hot > warm kısaca.

  • iamnotarobot  (12.10.19 19:04:40 ~ 19:05:13) 
hot: sekxsi
warm: sıcakkanlı

  • i ve been mistreated  (12.10.19 19:09:51) 
Hot kötü manada sıcak. Çok sıcak manasında. Ağzını yakan bir yemek mesela. Warm iyi manada sıcak. Sıcak bir battaniye falan gibi.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (12.10.19 19:18:56) 
warm ılık bence


  • tinky winky  (12.10.19 19:23:47) 
@2 güldürdün. Hepinize teşekkür ederim.


  • kullaniciadimbudur  (12.10.19 19:24:45) 
hot > warm > lukewarm > mild > cool > cold

bizde sadece sıcak > ılık > soğuk olduğu için tam çevrilemez. tercüme sırasında anlam kaybı olur.
  • sinek kral  (12.10.19 20:10:21) 
Hot:Kaynar,
Warm: iç isitan sicaklikta, sicaga yakin ilik

  • pofudukayi  (12.10.19 21:14:09) 
[]

çeviri

"the lawyer of today is occupied more with matters depending before bureaus and commissions and boards than with matters depending before courts. "

"...more with matters depending..." nasıl bağlayacağımı bulamadım? nedir tam çevirisi acep?


 
bağlayamadığın zaman sadeleştir.

lawyers are occupied more with x than with y.

x= bürolara, komisyonlara, tabelalara dayanan meseleler.
y= mahkeme önündeki konulara dayanan meseleler.

bugünün avukatları mahkeme önündeki konulara dayanan meselelerle uğraşacaklarına bürolara, komisyonlara, tabelalara dayanan meselelerle uğraşıyorlar.
  • sinek kral  (12.10.19 02:12:22 ~ 02:15:08) 
[]

İstatistik ingilizce çeviri

İstatistikten anlayan arkadaşlar aşağıdaki gibi bir cümleyi nasıl ingilizceye çevirebiliriz. Uygun terimi bulamadığımdan çeviremedim.

" Tek gözlü düzeneklerde (2x2) Odds değerini hesaplamak için ki kare testi, çok gözlü düzeneklerdeki (3x2, 4x2) Odds değerini hesaplamak için ise a binary logistic regression analizi kullanıldı."

Şimdiden teşekkürler.

 
chi square test and a binary logistic regression analysis were used for the calculation of Odds value in single-unit arrangements (2x2) and multi-unit arrangements (3x2, 4x2), respectively.


  • jason bourne seksapeli  (12.10.19 21:53:08) 
[]

fransızca mi almanca mi

sadece ikisinden birini öğrenme sansınız olsa hangisini tercih edersiniz?




 
almanca.

hep söylüyorum, ortada mecburiyet yoksa bu ilgi ve sevgi meselesidir. bana hiçbir güç fransızca öğretemez mesela. derse girip çıkarım çünkü. ne fransızlarla konuşurum, ne fransızca haber okurum, ne podcast dinlerim... ilgim yok. haliyle öğrenemem. istemem, sebep oluşturmam, bir nevi kendimi fransızcaya sarıp sarmalamam lazım. bende o yok. almanca için var. almancayı çok seviyorum ama muhtemelen hiçbir zaman öğrenemeyeceğim. zaman ve kafa yetmiyor.
  • der meister  (11.10.19 19:12:51 ~ 19:14:24) 
keyfi ogreneceksem fransizca, is veya elbet bi gun lazim olur diye ogreneceksem sektorume vs. gore degerlendirip karar verirdim.


  • in vino veritas  (11.10.19 19:13:23) 
bu konunun cevabı güncel bir filmde var spoiler olmasın. filmi izlemeyenler aşağıdakileri okuyup uçmuş la bu diyebilirler. kafam güzel değil.
erkeksen almanca, feminensen fransızca öğreneceksin.
o kadar.
köpeğin varsa kanişse mesela feminensin. fransızcaya devam.

kurt köpeğin varsa almanca tabi.
  • ozdek  (11.10.19 19:17:56) 
fransızca <3
almancayı hiç sevemedim.

  • pati  (11.10.19 19:21:44) 
iyi ingilizce ve az almanca biliyorum ama keyfi olarak japonca öğreniyorum..
adamların gramer yapısı birebir türkçe gibi.. kelimelerin okunuşu da kolay..

yabancı dil öğrenmek çok keyifli bir şey aslında.. insanı zinde tutuyor gibi geliyor bana!!!
  • strobist  (11.10.19 22:59:55) 
İspanyolca/Almanca diye arttırırım.


  • Supremeomega  (11.10.19 23:22:13) 
[]

Çeviri sorusu: Kaynakça var, dizin yok

"Kaynakça var, dizin yok"

Bunu kitap jeneriğine nasıl yazardınız? Özellikle "dizin yok" kısmını?


 
There is a bibliography but no index.


  • fotrsapka  (11.10.19 17:16:16) 
Ne kadar "ciddi" olacak?

Have the resources/bibliography, don't have the index.
We've got our bibliography but not the index.
  • kobuzchu kiz  (11.10.19 17:21:29) 
iki tane de ben yazayım çeşit olsun.

bibliography included but no index
contains bibliography but no index
  • sir gawain  (11.10.19 17:29:05) 
with references/without index

derim ben olsam.
  • jason bourne seksapeli  (12.10.19 21:54:58) 
[]

ingilizce anlama

özellikle iyi ingilizce biliyorum diyen ve türkiye'de yaşayan arkadaşların durumunu merak ediyorum. yurtdışındakiler zaten alışmıştır. native speakerları rahatlıkla anlayabiliyor musunuz? havada karada her türlü konuşmayı anlayabilirim diyor musunuz? diyorsanız bu kaç yılda ve nasıl oldu?

ana dili ingilizce olanlar çok fazla yuvarlıyorlar o yüzden anlamakta güçlük çekiyorum. youtube'tan bazı akademik şeyler izliyorum anlıyorum ama günlük bir vlog izlediğim zaman kalıyorum öyle.


 
havada karada anlarım. Amerikan, UK aksanları, Avustralya, Hintliler şuana kadar hiç biri ile sorun yaşamadım. Tabi bu durumlara hintlilerin, gallilerin vs. kendi ürettikleri kelimeler ve yerel dillerinden gelen deyişler hariç.


  • cursor  (11.10.19 15:35:41 ~ 15:37:52) 
bu kaç yılda oturdu peki? 1 yıldır günde 2 saat listening yapıyorum. çok yol aldım diyebilirim. ancak bir türkün konuştuğu karmaşık bir konuyu bile anlayabilirken ana dili ingilizce olanların günlük konuşmasını bile anlayabiliyorum.


  • black mamba  (11.10.19 15:44:13) 
TR de okudum ve yaşadım ama; anadolu lisesine ortaokulda girdim, o zaman hem hazırlık okuduk, hem de fen matematik dersleri hep ingilizceydi, lisede de benzeri bir durum vardı, üstüne odtü. bunun ardından da hep yabancılar ile çalıştım, TR bir Türk şirketindeki ilk işime 30umdan sonra girdim. Kısacası zamanla ve süreklilik ile oturuyor hepsi.

Bununla birlikte şanslıydım derslerime hep native olanlar girdi, hem de farklı aksanlardan, bu da fazlaca etkiledi. 18 yaşındayken de şimdiki kadar belki daha iyi anlayabiliyordum.
  • cursor  (11.10.19 15:54:59) 
havada karada benim için biraz fazla olur, telsiz konuşmalarında falan çuvalladığım oluyor ama çok çok spesifik bir konu veya acayip bir terminoloji söz konusu olmadığı takdirde %85-90 oranında anlarım. 5-6 yıldır "ne diyor anlamıyorum" durumunu hiç yaşamadım sanırım.

ingilizce konuşulan bir ülkede bulunmadım, bu seviyeye 15 yılda geldim. ilk 5-6 yılı saymayabiliriz çünkü daha dili yeni yeni öğreniyordum, pek bir halt bildiğim yoktu açıkçası.

buna rağmen ben ingilizcemi en fazla "fonksiyonel" sayıyorum, "çok iyi" değil. ama bugün çoğu insan b1 ingilizcesiyle çok iyi konuştuğunu iddia ediyor. özgüvensiz ya da mütevazı davranıp kendi bilgimi küçümsemek yerine o yüzden ben de artık sıka sıka gidiyorum, sorana "çok iyi, her türlü yardırırım" diyorum.
  • der meister  (11.10.19 16:15:18) 
yazıyorum da anlayamıyorum grubundanım. tabi bu iş hayatımın çoğunun ingilizce yazışmaktan ibaret olmasından kaynaklanıyor. maalesef dizi vs. izleyecek hiç zamanım yok. aynı şekilde speaking de sürünüyor.


  • orijinal nick bulamadim  (11.10.19 16:19:05 ~ 16:19:16) 
Günde iki saat İngilizce konuşan Türk dinliyorsanız yanlış yoldasınız. İngiliz dinleyin, Amerikalı dinleyin, İngilizce programları İngilizce altyazıyla izleyin ama altyazıyı sadece anlamakta zorlandığınızda takip etme alışkanlığı edinin.

Farklı ülkelerden olup da İngilizce konuşan ne kadar çok insanla iletişim kurarsanız o kadar kolaylaşıyor. Ben bir AB projesine katılıp bir hafta boyunca 7-8 ayrı ülkeden konukla aynı otelde kalınca "okuduğumu anlıyorum ama konuşarak iletişim kuramıyorum"dan çıkabildim çünkü konuşmak ve anlamak zorundaydım.

Sonrasında konuşmaya devam ettikçe ilerliyor. Şansıma, pek Türkçe bilmeyen ve sık görüştüğümüz bir arkadaşım var, bir de eşimin işi dolayısıyla sık sık yabancılarla vakit geçiriyoruz, çok başka başka ülkelerden insanlar var ama ortak dil İngilizce olduğu ve hepimiz sürekli İngilizceye maruz kaldığımız için bütün aksanları anlıyoruz. Öğrenciyseniz Erasmus, AIESEC gibi topluluklara dahil olun, öğrenci değilseniz daha zor ama mümkün olduğunca farklı aksanı dinlemeye çalışın.
  • kobuzchu kiz  (11.10.19 16:46:22) 
1 yil cok kisa bir sure. kesinlikle daha uzun surer.


  • hot potato  (11.10.19 17:00:52) 
Ben de ingilizce dinleme yapıyorum ama geçen bir ingilizle konuştum, sürekli tekrar eder misiniz demek zorunda kaldım.


  • geçerkenugradım  (11.10.19 17:11:43) 
Ben de İngilizcemin çok harika olduğunu söyleyemem ama yabancı bir ülkede hiç sırıtmadan yaşamımı kolaylıkla sürdürebileceğime inanıyorum. Bazen turistler falan yol soruyor onlara yardımcı oluyorum.

Bir de özellikle Amerikalı ve İngiliz spikerlerin konuşmalarını çok iyi anlayabiliyorum. O vakit içimde bir mutluluk yükseliyor. Kendimi kaç yıllık native gibi hissediyorum. Ama gerçekten onların konuşma kalitesini çok seviyorum.

Bunun içinse özel olarak çalışmıyorum. Çünkü çocukluğumda İngilizce' ye olan ilgim bayağı yüksekti. O zamanlar temelini attım BBC English ile falan. Sonra video oyunları, yabancı diziler, internet falan derken bugünkü seviyeye geldi.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (11.10.19 18:23:27) 
youtube'daki birçok video'yu x2 hızda anlayabiliyorum.

listening kasmanın en iyi yolu podcast dinlemektir.
  • sinek kral  (11.10.19 19:01:14) 
Berat albayrak sorusu da senindi. Orda da deginmistim 5, 6 yasinda baslicaksin turkiyedeysen. Herkesin bu imkani olmuyor tabii. Olup hala dogru duzgun konusamayanlar da oluyo bi de. Ilgi ve yetenek de onemli yani.Sen baya azimli gozukuyosun. Ama 1 senelik bir surecten bahsediyosun. Gec ve kisa maalesef. Imkanin olursa en azindan 6 ay yurt disinda bi kursa git bence. Belli yastan sonra dil ogrenmek o dilin ulkesinde mumkun oluyor senin istedigin seviyede. Bu noktada da gene kisinin ilgisi vs devreye giriyor. Bu konuya bu kadar yogunlasmisken yurt disina cikmayi zorla iyi ogrenirsin sen bence. Onun disinda turk, ispanyol vs anadili ing olmayan insanlari dinlemeyi birak. Kulagina bosuna girmesin. Bolca oku ve dinle. Dinledigin seyler de konusu agir olmayan seyler olsun ya da asiri hizli konusanlari es gec. Motivasyon dusuklugu olur bosuna. Ve kendine bi native en speaker hoca da bulabilirsin ayrica yurt disina cikamayacaksan online falan..


  • Flipsflops  (12.10.19 11:01:42) 
1 ... •232425262728293031• ... 157   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.