[]

arapça çeviri

ekteki resimdeki dövmede yazan yazının anlamı nedir?




 
ebî batlâ

batlâ'nın babası demek. tabii o kelime özel isim burada ama kim kastedilmiş bilmiyorum.
  • hayir anlatamadim ki sana  (16.01.13 16:59:09) 
[]

İngilizce kursları neden türk aksanı ile ingilizce öğretir?

Merhaba arkadaşlar, tüm ingilizce kurslarını bilmiyorum ama gittiğim (justenglish) kursta böyle mesela. Kelimelerin okunuşunu falan neden ingilizlerin ya da amerikalıların okuduğu gibi öğretmiyorlar? paper kelimesi örneğin, pipır falan diye okuyorlar sonra ses kayıtlarına bi bakıyorsun ki peypa falan gibi bir şey diyor adam aynı kelime için.
Madem öğretiyorlar neden adam gibi öğretmiyorlar şu işi? Ya da böyle adam gibi öğrenebileceğim bir kurs biliyor musunuz?



 
ucuz etin yahnisi misali. kursa milyarlar verip memlekette kalan adamları anlamıyorum. birazcık daha kat anavatanında öğren.


  • dokunmakalbime  (15.01.13 14:43:49) 
çünkü kendini geliştirememiş yurtdışına çıkmamış burada 4 sene okul okudu diye mükemmel konuştuğu sanılan ucuza çalıştırabilecekleri türk hocaları topluyolar.. çok iyi anadolu liselerinde bile durum bu olabiliyor benimki öyleydi..
ingiliz ya da amerikan hocaların ders verdiği bir okul bul.. ingiliz kültür.. amerikan kültür.. bu tarz yerlerde olabilir ama sallıyorum hiç emin değilim..

  • babamasoliimbananickaldirsin  (15.01.13 14:44:40) 
amerikan kültür olabilir


  • interview with the vampire  (15.01.13 14:45:38) 
  • zgn  (15.01.13 14:48:53) 
Dünyadaki her ülke, İngilizce'yi kendi aksanıyla konuşur.

Fransız, Fransız gibi (aksanıyla)
İtalyan, İtalyan gibi (aksanıyla)
İspanyol, İspanyol gibi (aksanıyla)
Koreli, Koreli gibi konuşur.

Bir tek Türk milleti Amerikan gibi, İngiliz gibi konuşmaya çalışır. Senin dil yapın ne ise onu öğren. Ezikliğin bu denliliğidir. Sen hiç aksanına kasan Alman, İtalyan gördün mü? Göremezsin.

Bir ingilize ''uyuyamıyorum'' derdirt bakalım. Diyebilir mi senin gibi? Sittin sene diyemez, sen de onun gibi ''earth'' sittin sene diyemezsin.

Bu nedenle bu saçma sapan konunun üzerinde bu kadar durmayın diyorum ben. İngilizce öğrenin adam gibi, aksan değil.
  • humancentipad  (15.01.13 14:55:49 ~ 14:57:12) 
ingiliz neden amerikan aksanıyla konuşmaz, ya da amerikan niçin ingiliz aksanıyla? avustralyalı, yeni zelandalı, afrikalı hepsi kendi aksanıyla konuşur ingilizceyi.

önce bunu bir düşünün. ne yapacaksınız aynı onlar gibi konuşup? kanal kanal gezip çakma amerikan aksanınızla elizabet mi diyeceksiniz? :)
  • historien  (15.01.13 15:03:29 ~ 15:05:36) 
humancentiped haklı. Düzgün konuşmayı öğren, aksanın zaten mükemmel olamayacak, önemli olan kısım o değil yani. Şakır şakır ingilizce konuşan hintliler tanıyorum, aksanlarından bi bok anlaşılmıyor, ama zamanla düzeltiyor gittiği yerde. Hintliler, Çinliler, Tayvanlıların ingilizcesi anlaşılıyorsa türklerinki kat be kat anlaşılıyor, ingiliz triplerine girmenize gerek yok.

Yeter ki grameri, cümle kurmayı, yazmayı, kelimeleri vesaireyi öğrenin. Aksan basit bir şey.
  • roket adam  (15.01.13 15:04:36) 
tamam arkadaşlar texas lı rolü ya da liverpool dan kopup gelmiş gibi yapmasına gerek yok ama.. ben.. şahsen bok gibi aksanı olduğu için anlaşılmasına rağmen saygı görmeyen çok insan gördüm. tabi bi almanca fransızca bunlarda ingilizceden çok daha önemli ama.. ağır aksan yapmasa da düzgün konuşması önemli. pipır pepır falan derse düzelmez.. kaldı ki ufak ses değişiklikleriyle bambaşka anlamlar kazanabilen bi dil.. vay herkes kendi aksanında konuşuyomuş problem değilmiş.. nasıl değil o hintlilerden hangisi yönetim kadrosuna çıkıyo hangisi marketing okuyo.. mühendis oluyolar o yüzden kimse siklemiyo aksanı adam kontak halinde değil bilgisayar başında tüm gün..
ingilizce altyazıyla sonra altyazısız bol bol film izle ! aksan önemli.. rol yapmaya çalışmadığın ya da abartmadığın sürece problem olmaz.. ama dedikleri gibi gramer, cümle yapısı, kelime haznen bunlar iyi olmadan olmaz

  • babamasoliimbananickaldirsin  (15.01.13 15:15:15) 
tabii ki de gramer ve dili iyi kavramak önemli ama düzgün konuşmak da çok önemsiz değil gibi geliyor bana. Amerikalılar, İngilizler falan farklı konuşabilirler bu normaldir. İngilizlerin bile içinde farklı aksanlar olabilir. Türkçe'de de var sonuçta şehirden şehire göre bile değişiyor aksan. Hintlileri ana dili ingilizce olanlar anlar ama aynı cümleyi bir ingiliz bir de hintliden dinlediğimde ingilizin konuşması daha anlaşılır geliyor. Bizi de ana dili ingilizce olmayan biri dinlediği zaman neden anlamakta zorlansın ki? Bir ingiliz gibi konuşmayız belki ama en götümüzden aksan üretip biz de böyle konuşuyoruz demek yerine ana dili ingilizce olanlar nasıl konuşuyorsa ona yakın konuşmakta fayda var.


  • barix  (15.01.13 15:36:51) 
humancentipad ve roket adam'a katiliyorum.

onemli olan takir takir konusmak. gerekiyorsa karsindakini anlamadigi kelimeyi sorsun ama genel olarak cumlenin geneli anlasiliyor, kelime kelime anlamaya gerek kalmiyor her zaman.

ancak takir takir konusamayinca karsindakinin ilgisini kaybediyorsun.
  • co2s2  (15.01.13 15:41:20) 
adam gibi aksaniyla ogrenmek varken salak milliyetci triplerine girip turk aksaniyla telaffuz et :( diye oneri verenlere aldanma.
sen adam gibi aksaniyla ogren. think kelimesini tink diye okuma.
ulan en basitinden three ile tree arasindaki o telaffuz farkini bile aksan vermeden belli edemezsin. ne salak bir dusuncedir bu 'turk aksaniyla konusmalisin' olayi.

ben anadolu lisesinde ogrenim gordum. ingilizce ogretmenimiz yaklasik on yil incirlik ussunde tercumanlik yapmis biriydi. onun disinda yurtdisi tecrubeleri de vardi. bunun icin tam bir amerikali aksani vardi ve iste ogretmen bu diyordunuz. sansliydik biz. sanirim simdi amerikan kultur'de calisiyor.
boyle hocalardan egitim almaya calisin.
  • bohr atom modeli  (15.01.13 16:01:32) 
''think kelimesini tink'' diye okuma diyen adamla buluş, allah aşkına bir ''think'' dedirt.

O böyle ağzını yüzünü Amerikanlaştırma çabası ile yamulta yamulta think derse aç bir tarafını gül. Zaten diyemeyecektir emin ol.

20 yıldır İngilizce konuşuyorum, ben 'think' derken ''ya bi dakika o arada ne dediğini anlamadım ne dedin think mi dedin sen'' diyenini duymadım. Bu konunun üzerinde duranını da duymadım. think deyişime gülenini de duymadım. anlaşılmadığımı da duymadım. istediğim şeyi gayet de güzel ifade ettim. ağzımı burnumu yamultmadım think diyeceğim diye.

anca bunlar gibi Türkler güler sana. sen rahat ol. bilimini, oku, anla, anlat; ondan sonra nasıl istersen öyle konuş.

think'i tink diye okumaymış. bi çay koyun allah aşkına.
  • humancentipad  (15.01.13 16:11:01 ~ 16:18:24) 
tink diyeceksen hic ingilizce ogrenme. karsimda ingilizce biliyorum deyip de think'e tink diyen adam gorursem gulmekten sandalyeden dusuyorum ben.

aslfhaslkdh adama bak, agzini da mi yamultacakmismis, ulan bunun nesi ayip? adam gibi dili ogrenmeye calisiyorsun. turk aksaniyla verince turkun gucunu dunyaya mi duyuruyorsun?

boyle beyinden muaf insanlar da yorum yapiyor ya, uzuluyorum ya.
  • bohr atom modeli  (15.01.13 16:22:25) 
..karşıdakinden saygı görmek istiyosan dili düzgün konuşucaksın bu kadar basit.. tree three farkı da önemli thing think farkı da önemli.. thought thanks i düzgün diyebilmek de önemli. birinin bisiklete sürekli pisiklet demesinden kağıda kağat demesinden hiç bi farkı yok.. karşındaki gülmez düzeltmez belki yabancısın diye ama entegre olmak lazım.. almanya da 40 sene kalıp düzgün almanca konuşamayan insanlar gibi olma.. niye doğrusu varken türk ingilizcesi öğrenesin ki nasıl bi mantıktır.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (15.01.13 16:26:25) 
''saygı görmek istiyorsan dili düzgün konuş'' bir tek 3. dünya ülkelerinde geçerlidir dostum. hiç merak etme kimse sana Amerikan ya da İngiliz aksanı ile konuşamıyorsun diye saygısızlık etmez. Bir tek burada o saygısızlığı görebilirsin, insanlar sıraya girmişler saygısızlık tespit etsem de bir şekilde ifade etsem diye. Kanadalı müdürlerimiz hiç bir zaman bir Hintli'ye gülmediler, bir Mısırlıya gülmediler, bir Türk'e de gülmediler. Gülmezler. Bu arkadaşlar nerede yaşıyorlar, kimlerle çalışıyorlar ya da karşılaştılar ben anlayamadım.

Aç bak Hint bloglarına, hiç bu konu tartışılmış mı? Bir tek bu memlekette dert bu çünkü.

Beni Türk milliyetçiliği ile falan sınamışlar, birisi de çıkıp dememiş ki yahu adam bütün sorunun bizim millette olduğunu söylüyor, adam bizleri (böyle düşünenleri) yeriyor.
  • humancentipad  (15.01.13 16:36:09) 
hintlilerin anadili öncelikle artık ingilizce.. isviçre almancası gibi düşünebilirsiniz yazılış aynı tabi ama bi dialekt..
kanadalılar çok insancıl çok anlayışlı olabilir ama..
almanya 3. dünya ülkesi değil diye düşünüyorum.. ama almanlar amına koyuyo kötü konuşunca.. ingilizlerin de farkı yok.. fransızları herkes biliyo zaten heralde..bunlar da mı 3. dünya ülkesi
  • babamasoliimbananickaldirsin  (15.01.13 16:38:32) 
hintliler için 'bak hiç bi bok olamadılar anca mühendis' demek de inanılmaz bir cahillik örneği gerçekten. kardeş sen olayı çözmüşsün, daha bişi yazmaya gerek yok.

hayır anlamadığım özellikle mi tersten anlıyorsunuz, okuduğunuzu anlama sıkıntınız mı var? biz aksanlı konuşma demiyoruz ki. adam gibi konuşman, aksandan daha önemli diyoruz. yoksa muhteşem ingiliz aksanı yapabiliyorsan elbette yap. ama bakıyorum, ülkede ingilizce bilen insan oranı %99, adam gibi konuşan yok, öyle adamlar geliyor ki advanced yazmış, sertifikası falan var, gak guk ediyor. e sen orada gak guk takılırsan iki kelimeyi bir araya getiremezsen istersen ingiliz aksanı yap, ister amerikan aksanı yap, hiç bir önemi kalmaz yani.

önce içerik, sonra şekil. özeti bu. orjinal aksan hiç yapma demiyor kimse. ki istediğin kadar yırtın, yine aksanın olacak, yine yabancı olduğun anlaşılacak, orası da ayrı konu.

hayatında yurtdışında yaşamadıysan, çok kültürlü bir ortamda bulunmadıysan böyle ufkun dar kalır işte.
  • roket adam  (15.01.13 17:01:11 ~ 17:03:10) 
.. yurtdışında tanışılan edilen hintlilerin yüzde 90ının mühendis olduğu gerçeği cahillik örneği midir.. yalan mı yani hintlilerin çoğu mühendis olmuyo mu ? yanlış mı biliyorum?
nasıl aksanlı konuşma demiyosunuz ben mi türkçe bilmiyorum heralde ben de yanlış okuyorum think e tink de bişey olmaz diyo adam açık açık ..

merak etmeyin şu an da yurtdışında yaşıyorum..
neyse sıktı abi.. ben yardımcı olmaya çalışıyodum.. hayat senin hayatın istediğin gibi konuşursun.. dil öğreniminde başarılar diliyorum
  • babamasoliimbananickaldirsin  (15.01.13 17:11:25) 
Bir bok olamamış hintlilerin listesine bakalım mesela: en.wikipedia.org ne bileyim bunun gibi bir sürü makale var adamların 'mucizesine' istinaden yazılmış: articles.timesofindia.indiatimes.com

Biraz araştırsan öğreniyorsun böyle şeyleri, adamlar efsane işlere imza atıyorlar.
  • roket adam  (15.01.13 17:25:54) 
''think'e tink de'' nerede yazıyor yukarıda, birisi bana bunu söylesin.

tamam sen th sesi için dudaklarını bük, dişini de işin içine katarah fpthhh diye bir ses al öyle söyle. ben 5 saniyede 21 İngilizce kelime söyleyebiliyorum, hızım bu. hadi için rahat edecekse think'e tink diyorum. mayıs ayında bir kongrede küçük bir de sunumum var ingilizce, orada da tink diyeceğim senin için.
  • humancentipad  (15.01.13 17:26:01) 
ben nerde hintlilerin HEPSİ başarısız dedim.. nerde HEPSİ mühendis dedim..ki başarısızlıkla ne alakası varsa mühendisliğin.. demek istediğim sözlü değil teknik işlerde dilin çok önemli olmadığı işlerde daha öndeler..nerde HİÇ BİRİ bi yere gelememiş dedim.. bi dil konuşulurken doğrusunun söylenmesi gerektiğini aksi takdirde hoş olmadığını belirtmeye çalıştım.. ama belirtemedim heralde ki yurdumun insanı saldırmaya başladı

th sesi için böyle komplike şeyler yapıldığını da hiç görmedim söylemeden geçemicem.. senelerdir ingilizce dizi film izlerim.. dilini dişlerinin arasında sıkıştıracaksın bitecek, doğrusu varken..
5 saniyede 21 kelime vuuuuuuf.. hemen bi rap albümü çıkarmak lazım.. hızlı konuşmak meziyet olsaydı rapçilerle irlandalılar dünyayı yönetiyor olurdu :) bi de kokainmanlar :)

neyse valla çok uzadı..saygısızlık yaptıysam affola, herkes kendi istediğini yapmakta özgür.. iyi akşamlar
  • babamasoliimbananickaldirsin  (15.01.13 17:35:02) 
bizim ingilizce hocası anlattıydı, türklerde aksan çok fark edilmiyormuş. doğru-yanlış bilemem. ama ruslar, araplar gibi değişik harfler-telaffuzlar yok. yani normal konuşunca rahat anlaşılıyor ve ses rengi sırıtmıyor. ayrıca think ve tink'in farkı aksan değil, telaffuz.


  • vizdilva  (15.01.13 20:47:13) 
amerikan kültür olamaz.


  • lionel andres  (15.01.13 22:34:40) 
arkadaşlar olayın bu kadar holiganvari bir şekilde tartışılmasını istememiştim.
hintliler de yarım yamalak konuşuyor ama sorun olmuyor konusunda ise adamlar kendi içlerinde de ingilizce ile hintçeyi karıştırıp konuşuyorlar artık neredeyse. henglish diyorlarmış buna da. Bu arada hepsi mühendis ya da değil ama microsoft'un birçok sunumunda hintli bir arkadaş o garip ingilizcesi ile saatlerce konuşur ve bunu milyonlar dinler.
Konuşulanlardan çıkardığım birinci not: akıcı ve hızlı konuşmak daha öncelikli, eğer sesi doğru çıkarıcam diye akıcılığı kaybediyorsam o sesi doğru çıkarmayı öğrendikten sonra kullanmak daha mantıklı.
Yorum yapan herkese teşekkürler
  • barix  (15.01.13 23:00:27) 
dil kodlamasını atlıyoruz sanki burada. üniversitede dört yıl yabancı hocalarım think'i düzgün telafuz ederlerken, türk hocalarımın telaffuzunda mutlaka bir gariplik oluyordu ki bu adamlar masterını amerika'da yapmış kişiler. diyeceğim o ki kurslara native speaker olan hocaları var mı diye sor, sana faydası olacaktır. yurt dşında da kal ama yüzde yüz native gibi konuşacağını sanma. bu farklılığa hem ergenlikten önce dile maruz kalmaman neden olacaktır (çocukken amerikada yaşasaydın o aksanla konuşurdun) hem de yıllar boyu konuştuumuz dilin bilinç altımızda yer etmiş fonetiği neden olacaktır.


  • sane ego  (19.01.13 12:28:32 ~ 12:29:44) 
[]

That's it that's all ne anlama gelir?

bu isimde bir snowboard filmi vardı. neyse filmi anlatmayayım. bu ne anlama geliyor? "bu o, hepsi bu" gibi çevirebiliyorum ve çok anlamsız geliyor bana.




 
İşte bu! Bu kadar!


  • sadegazoz  (15.01.13 08:49:53) 
"işte bu, hepsi bu". gibi duruyor.


  • Godless  (15.01.13 08:50:26) 
kullanıldığı yere göre değişir.

'işte bu. hepsi bu kadar.' da olabilir.
  • mahsunkul  (15.01.13 09:34:42 ~ 09:34:57) 
[]

tek cümlelik çeviri yardımı

cümlemiz bu :


He got twice as much for burying the cat as for a whole week's work.

cümlenin anlamını az çok anladım fakat grammer açısından baktığımda anlayamıyorum. evet as .. as kalıbı var ama bu cümleyi bana daha sade bir sırayla dizip verebilecek olan var mı?

 
tüm hafta kazandığının iki katını kediyi gömmekten kazandı.


  • vizdilva  (14.01.13 22:04:47) 
yanlis. "twice as much" iki kat degil iki kat fazla demektir, yani bu cumle tum hafta kazandiginin uc katini ya da iki kat fazlasini kediyi gommekten kazandi seklinde cevrilir.


  • sakura  (14.01.13 22:15:37) 
'more' eklenmemiş, twice as much iki katı demek. double yani. genelde 'iki kat fazla' kalıbı türkçede hatalı olarak 'iki katı' yerine kullanılır. asıl anlamını yalnızca ösym soruları ve itirazlarında bulur.


  • vizdilva  (14.01.13 22:19:31) 
evet oyleymis. ingilizcede iki kat fazla demek istesek three fold yerine kullanabilecegimiz bir kalip var mi peki?


  • sakura  (14.01.13 22:23:41) 
he got two times more for burying cat than a whole week's work.


  • vizdilva  (14.01.13 22:32:14) 
önce as...as in arasını kapat cümleye bak. Daha basit ve anlaşılır. Sonra as....as in arasına bak. Yine aynı şekilde basit bir. cümle en son da cümleleri kaynaştır.


  • orhan tv  (15.01.13 00:02:58) 
[]

ingilizce

I'm not good at maths, so I can't help you with your homework.

bu cümleyi (if) ile yapıyor olsaydık,

if ı was good at maths, ı could help to you with your homework. '' olmazmıydı?

if ı '' were '' good at maths, mi doğru ? öyleyse niye?

 
If i were.


  • uyku semesi  (14.01.13 20:35:16) 
günümüz ingilizleri artık was ile yapıyor. fakat türkiye de were olmalı :)


  • inanmazsan inanma  (14.01.13 21:01:39) 
[]

ingilazca

"It is about time we move" mu yoksa "It is about time we moved" mu?




 
ne demek istiyosun?

edit: "gitme zamanımız gelmiş" demek istiyorsan "it's time to move" olur.
  • infernal majesty  (14.01.13 20:34:13 ~ 20:46:17) 
gitme zamanımız gelmiş gibi bişey demeye çalışıyor kardeş.

1.si
  • [silinmiş]  (14.01.13 20:40:08) 
taşınmanın zamanı geldi mi diyorsun ne diyorsun


  • secilmis uye  (14.01.13 20:40:38) 
bence daha anlamlısı:

it is time to move (harekete geçme zamanı)
  • dereotu  (14.01.13 20:47:20 ~ 20:48:05) 
O dediğinizi elbette biliyorum. Hiçbiriniz mi bu şeklini duymadı arkadaş? Sanırım 2. söylediğim doğru, öyle gibi geliyor.


  • Adrammeleck  (14.01.13 20:53:19 ~ 20:53:39) 
hacı duyduk tabi, 1. doğru.


  • [silinmiş]  (14.01.13 20:54:52) 
bilmiyorsan bir kalıp doğru mu yanlış mı, google a yaz.


  • [silinmiş]  (14.01.13 20:56:01) 
katil dogru söylemiş.


  • eranicus  (14.01.13 20:59:37 ~ 21:22:28) 
birinci doğru. it was about time we moved olması gerekir.


  • inanmazsan inanma  (14.01.13 21:02:51) 
katil uşak haklı. move yanlış.


  • kediebesi  (14.01.13 21:15:00) 
bu kullanımda v2 hali doğru.

"it's about time we moved"

ayrıca 1. doğru diyip de "move" yazanları anlamıyorum, kafanız mı güzel olum? 1'de move, 2'de moved var.
  • infernal majesty  (14.01.13 21:15:24 ~ 21:17:14) 
1 doğru arkadaşlar. güzel kardeşim, yapma, etme.


  • [silinmiş]  (14.01.13 21:18:07) 
www.britishcouncil.org

bakın bakalım move mu moved mu. hala 1 diyosun douchebag, sen yapma etme =)
  • infernal majesty  (14.01.13 21:19:08) 
güzel kardeşim anlamı farklı bunların. neyse yahu.


  • [silinmiş]  (14.01.13 21:22:41) 
Abi nasıl farklı aynı işte.

Ben aramayı bilmiyorum demek ki. Benim arayışımla çıkmadı böyle şeyler :(
  • Adrammeleck  (14.01.13 21:23:50) 
anlamı mı farklı?

aynı anlamda kullanılmış ancak bu yapıda "move" hatalı bence. move olanın anlamı nedir peki?
  • infernal majesty  (14.01.13 21:28:40) 
Yok ki anlamı, yanlış o anladığım kadarıyla.


  • Adrammeleck  (14.01.13 21:32:11) 
simrug zaten present bir kullanım yok ki? cevabında sanki öyle bir ihtimal varmış gibi olmuş da.


  • kediebesi  (14.01.13 22:13:13) 
bu akademik araştırmayı bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.


  • secilmis uye  (15.01.13 19:21:53) 
[]

İngilizce tek cümle

There was always a trade off of time versus memory.

Ne demektir bu?


 
"daima bir alışveriş vardı anıya karşılık." aslında tam olarak nasıl bir cümle içinde geçtiğini söylersen daha net bir çeviri olabilirdi.


  • haydeviya  (14.01.13 17:19:46) 
Cümlenin tamamı bu aslında. Bir belgeselde "yeni bir mühendisin işe alındığını" söyledikten sonra bunu diyo amca. konuyla alakasız yada bi özdeyiş ,aforizma yada vecize gibin bişey heralde.


  • ernecati  (14.01.13 17:22:22) 
"trade off"un türkçe kelime karşılığını bilmiyorum. iki şeyin aynı anda iyi veya kullanılabilir olamayacağını, birine yüklenirsen ötekinden vazgeçmen gerektiğini anlatan bir terim.

Mesela, bilgisayarda çok kastıran ve uzun süren bir işlem yapılacak diyelim. Zaman kısa olsun hemen bitsin istiyorsan, bilgisayarın hafızasının çok olması gerekir. Eğer o kadar RAM alcak paran yoksa, az ram ile idare edeceksin ama bu sefer de işlem uzun sürecek. Yani birinden birini seçmen gerekiyor, hem iş çabuk bitsin hem de az ram harcasın diyemezsin. Ya ram çok olacak, ya da zaman çok olacak.

Bu cümle de "her zaman zaman ile hafıza arasında bir denge (seçim yapmak) gerekiyordu" gibi bir cümle yani.
  • harzem  (14.01.13 17:25:52) 
trade off, takas demek.
"her zaman, zaman veya bellekten birini seçmek gerekir" denebilir.
yeni mühendisin işe alınmasıyla ilgili düşünürsek, zamanı olan yeni mühendis veya belleğe sahip olan ama fazla zamanı kalmayan yaşlı bir mühendisten birini seçmek gibi düşünülebilir.
  • yalnux  (14.01.13 17:54:28) 
[]

ingilizce ufak bir soru ?

şimdi gençler az önce bizim kata iki tane ecnebi geldi. ilk başta fluent ingilizcemle yanlış yere geldiklerini falan söyledim. sonra önümüzdeki binaya gitmelerini söylerken : "it is at the front" dedim.

aq yanlış oldu heralde. doğrusu ne olmalıydı lan öğreneyim. ingilizce nasıl deriz bilmemne binası önde/ön tarafta diye ?


 
Across the street/building diyebilirsin. Ama at the front'u muhtemelen anlamışlardır yorma kafanı :)


  • cepeuc  (14.01.13 13:57:36) 
peki abicim doğru mudur at the front kalıbı :) ?


  • focke wulf  (14.01.13 14:00:09) 
yok :) in front of the building olabilirdi. ama dediğim gibi, hem anlamışlardır, hem de o kadar da önemli değil. Aç şurada birkaç tane duyuru oku ne hatalar yapıyor insan anadilinde bile. Olur öyle.


  • cepeuc  (14.01.13 14:04:51) 
benim zırt pırt başıma geliyor.
next one at the front/back diyorum. (arada yol falan yok)

  • lazpalle  (14.01.13 14:21:57 ~ 14:22:27) 
[]

ingilizcesi iyi olan biri bu reklamı türkçeye çevirir mi?

ingilizcesi iyi olan biri bu reklamı türkçeye çevirir mi?

arkadaşlar zaten çok kısa bir video 1 dakika 3 saniye ve adam çok kısa konuşuyor yıllar önce bu reklamı türk televizyonlarında türkçe olarak izlemiş ve çok etkilenmiştim yıllar sonra reklamın videosunu buldum ama ingilizce olarak buldum ingilizcesi iyi olan biri reklamdaki çok kısa ingilizce konuşmayı türkçeye çevirirse çok sevinirim

www.youtube.com

 
"Bu belki de hayatımın en iyi gecesiydi. Uyanık olan tek kişi bendim. Kulaklar çınlıyor, sesler artıyordu. Havasız bir araçta eve doğru gidiyorduk. Uyumalarını seyrettim ve biliyordum, bir daha asla böyle olmayacaklardı. Beş yıldır onların telefon numaralarını dahi bilmiyordum. Gideceğimiz yere vardığımızda, her ne kadar bunu yapmaktan hoşlanmadıysam da herkesi uyandırdım."

NOT: "İngilizcesi iyi olanlar" demişsiniz ya hani, "corazon valiente" rumuzlu arkadaş yetişmiş ve çok daha iyi çevirmiş. Lütfen onun yazdığını dikkate alın.
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (14.01.13 04:30:53 ~ 04:37:43) 
hayatımın belki de en iyi gecesiydi. uyanık olan tek kişi bendim. kulaklar çınlıyor, sesler bağırıyordu. eve içerisinde oksijen olmayan bir arabayla gittik. onları uyurken izledim ve biliyordum, bir daha asla böyle olmayacaklardı. beş yıl içerisinde telefon numaralarını dahi bilmeyecektim. ineceğimiz durağa geldiğimizde, -bunu yapmaktan nefret etsem de- herkesi uyandırdım.


  • strangerinhere  (14.01.13 14:13:39) 
sevgili cok sey hakkinda az sey bilen adam, sevgili corazon valiente, sevgili strangerinhere üçünüze de çok teşekkürler çok kibarsınız çok iyi niyetlisiniz çok yardımseversiniz emek verip vakit ayırıp çeviriyi yaptığınız çok çok teşekkürler.


  • berayrahat  (14.01.13 23:40:52) 
[]

baylar,

"dear sirs" kalıbı bay ve bayan için kullanılıyormuş anladığım kadarıyla resmi mektuplarda. nasıl çevrilmeli sizce ?




 
efendiler


  • goldentitan  (14.01.13 00:58:56) 
ponçiklerim


  • golgem var iyi ki golgem var  (14.01.13 00:59:20) 
bebeyimler


  • hope ender  (14.01.13 01:04:33) 
efendiler ? karşılar gibi ama olmaz da gibi sanki ?


  • şimdinin dört ay sonrası  (14.01.13 01:04:54) 
ahali
insanlar

sevgili ahali sevgili insanlar. tam olmuyor amk cok garip duruyor. millet diyecegim resmiyeti kacacak. guys olaydi ne guzel otururdu. tek kelime olmak zorunda degil dersen beyefendiler ve hanimefendiler olabilir. olmaya da bilir.

ceviri zor is.
  • lorenzen  (14.01.13 01:12:42) 
beyefendiler ve hanimefendiler olur aslında ya ellam. işte, biraz kısa olaydı daha iyiydi. baylar, bayanlar olmaz bu da.

çevirinin amk ben zaten. pis ama tatlı birşey.
  • şimdinin dört ay sonrası  (14.01.13 01:17:24) 
[]

Effect Essay

Bir essay göndersem, üşenmeden okuyup, kabaca yorum yapabilecek olan var mı?

Okurum derseniz, mesajla göndereceğim essay'i.


 
yolla


  • legolas_21  (17.01.13 11:27:58) 
[]

Bir Fransızca Şarkı

Güzel akşamlara,

Bir şarkımız var da, onu Fransızca'dan Türkçe'ye çevirmek ve telaffuz etmek istiyoruz. Yardımcı olabilecek gönüllü varsa, ne mutlu bize...

Sağlıcakla, mutlu kalalım.

 
Oho, böyle çok daha iyi oldu. Çok teşekkürler..


  • balekmek  (13.01.13 23:01:06) 
[]

as much as I would prefer to keep chatting

ne demek?




 
seninle geyik yapmayı tercih ederim demiş. sonra da sevişiriz kısmetse.


  • bir kac yazar once  (13.01.13 00:36:58) 
"seninle sohbeti olabildiğince uzatmak isterdim."

ek: alttaki arkadaşlar doğru diyor, ben sadece verilen kısmı çevirdim. yoksa tamamı "negzel de sohbet ediyorduk ama benim gitmem lazım" gibi bir şey olacak.
  • devilred  (13.01.13 00:44:42 ~ 01:19:08) 
hayır bu cümlede bir eksik var. çünkü cümlenin gelişi üstteki arkadaşın dediği gibi değil pek bence.

"seninle sohbet etmeye devam etmek istediğim kadar"... ama bu cümlenin başında veya sonunda, atıyorum "gitmem gerekecek, dersim var" tarzı bir şey olmalı.

"as much as i would prefer" => "ne kadar ... istiyor olsam da" şeklinde yani.
  • only alcoholica  (13.01.13 00:45:55) 
bu cumlenin onundeki arkasindaki cumle onemli cunku burada, her ne kadar seninle konusmaya devam etmek istesem de diyor, yani tek basina anlamsiz.


  • mavicorap  (13.01.13 00:49:01) 
kibarca müsade istemiş. "sohbetine doyum olmaz ama ..." gibi.


  • samanliktaki zuhtu  (13.01.13 00:49:32) 
[]

ing-tr teknik çeviri (motor + elektronik)

sevgili dostlar,

yüzlerce sayfa kullanım kılavuzu çevirdim, ama aşağıdaki iki cümleyi olduramadım bir türlü. konumuz otomatik kapılar.

ilk cümle, motorun monte edileceği yerden bahsediyor. tahrik kayışıyla ilgili olan "lift-proof" olayını kafamda bir yere oturtamadım:

"On the motor bracket, there is a gauge with a belt lift-proof function."

ikinci cümlemiz daha dehşetli. kapıdan geçenlerin yönünü algılayan bir sensörün özelliklerinden bahsediyor:

"This accessory device enables you to detect the position of the infrared field curtains for spot so exactly that you can adjust both the command-pulse area and the safety area on the passage width of our XMA 1 active infrared sensors in a precise manner."

fikir belirteceklere şimdiden teşekkürler.

 
"lift proof" dediği kayışın yerinden kolayca çıkmasını engelleyecek kenardaki çıkıntılar bence.

gauge kısmını ben de anlamadım. normalde dairesel gösterge veya çapla ilgili manalara gelir.

2ci cümle için:

XMA 1 aktif sensör cihazı ile hassas bir şekilde (kesinlikle vs) inrared ışın yönünü komut bölgesi ( cihazı aktive eden kapıyı açan kısım herhalde) ve güvenli bölgeyi ( burda biri varsa aldırma yada bu bölgeleri görmezden gel ) ayarlayabilirsiniz.
  • orpheus  (13.01.13 03:00:30 ~ 03:01:34) 
[]

Bir reading sorusunun cevabı

Soru:
Why do some people not change their speech rhythms during the second phase of the Programmed Diagnostic Interview?

Cevabın geçtiği cümle:
And then there are the fortunate unaffected individuals who are quite unaware that anything is happening, so for them no alteration of their speech pattern is the case.

Cevap anahtarındaki cevap:
Because they are quite unaware that anything is happening.

Cevap olarak şunu yazsam:
Because there are the fortunate unaffected individuals who are quite unaware that anything is happening.
doğru olur mu?

 
ÖĞRETMENLER'in çoğu bu cevaba kızar. kendinden bir şeyler katmalısın.
They aren't aware of what is happening gibi bir cümle kurmak artı puandır.

  • inanmazsan inanma  (11.01.13 19:38:39) 
[]

IELTS

Daha önce IELTS'e girmiş olanlar biraz bilgi verebilir mi sınav hakkında? Herhangi bir yorum, herhangi bir açıklama olabilir. Reading kısmı şöyle, writing kısmı şöyle... gibi bir bilgilendirme bile olur.
6,5 IELTS için nasıl bir puandır?

Hem TOEFL'a hem IELTS'e girenler varsa ikisinin karşılaştırmasını da yapabilirler.

 
ben ilk girişimde 6,5 aldım her modulden ayrı ayrı. zaten genelde okullar her birinden en az 6 ortalama 6,5 istiyorlar, tabi master seviyesi için konuşuyorum. daha ayrıntılı ve faydalı bilgileri sözlükten bulabilirsin. yine de kişisel bir sorunuz olursa yardımcı olabilirim.


  • benjaminlinus  (11.01.13 13:04:05) 
sinav bildigimiz sinav. oyle spesifik aciklamalari kimse yapamayacaktir muhtemelen cunku her sinavda farkli olabilir. simdi ben reading cok kolaydi haci desem, baskasi da zordu diyebilir.

6.5 ideal bir pu an bana kalirsa, yani avrupa'da egitim alinmak isteniyorsa siniri bu bile olabilir. onun disinda, kesinlikle IELTS'i tavsiye ederim secme sansiniz varsa. en onemli sebebi ise 'speaking' kismi. bilgisayara degil, insana konusuyorsunuz ielts'te, mis.
  • ortada pisuvar yandan gec  (11.01.13 13:04:30) 
Speaking kısmında ortada pisuvar yandan gec arkadaşın söylediği çok doğru bir nokta. Bence de bu sınavın Toefl'a göre en büyük avantajı bu.

6,5 yüksek bir puan değil. İngilizce seviyeni bilmiyorum ama düzenli bir çalışmayla rahat alınabilecek bir puan.

Başıma geldiği için söylüyorum, writing bölümünde kullandığın kelime sayısına dikkat etmelisin. Ben ilk kısımda 250 kelimeden az yazdım, dikkatimden kaçmış. Bundan dolayı puanım beklediğimden düşük geldi.

Başarılar
  • soap  (11.01.13 13:14:16) 
düzenli kullanırsan başka bir şeye ihtiyacın yok ielts-simon.com


  • jimjim  (11.01.13 13:14:32) 
Lise son sinifta toefl ibt den 85, universite sonda ielts ten 7.5 aldim. (toefl'da 100 e tekabul ediyor). Bu dort senede ne degisti dersen ingilizce ogrenim gordum, oyun oynadim, film izledim, kitap okudum. Onun haricinde iki sinava da ozel olarak oturup calismadim. Kendi deneyimlerinden yoka cikarak tavsiye verecek olursam, sansin varsa gozu kapali ielts tercih et derim. Birinci sebebi bariz olarak daha kolay olmasi, ikincisi hep bahsedilen speaking mevzusu. Bir de bunlarin haricinde ielts konu ve kapsam bakimindan daha dar bir sinav gibi geldi. Calismak icin onunde bir sure varsa bu da mutlaka avantajina olacaktir.


  • sAINT  (11.01.13 14:39:35) 
[]

5 kelimelik bir tanım çevirisi

"bir doğrunun kuzeyle yaptığı açıdır."

diyemedim..


 
is the angle of a line to the north.


  • harzem  (11.01.13 12:12:50) 
baska deyisle: is the angle between a line and the north direction.


  • parol  (11.01.13 14:59:37) 
[]

İngilizce cv'de "principal subjects" kısmına ne yazmalı

okuduğum bölüm işletme ben şöyle bir şey yazdım. yardımcı olur musunuz?

The department mainly covers business management courses, accounting and financial issues such as stock market operations.


 
such as den sonra daha fazla çeşit koymalısın ki neden bahsettiğini bildiğini anlasınlar.


  • interview with the vampire  (11.01.13 10:48:56) 
[]

i have never seen so many men wasted so badly

il buono il brutto il cattivo'da geçiyor, ne demek bu?




 
Yazının genel bütünlüğüne göre anlamı değişebilir..
1) 17-18 yaşında amerikalı gençler içki içerken bir tanesi diyosa, "bu kadar herifin, bu kadar kötü sarhoş olduğunu hiç görmemiştim" deniyor olabilir.
2) "il buono il brutto il cattivo" da ise büyük olasılıkla, "bu kadar çok adamın, bu kadar kötü harcandığını, mahvolduğunu görmemiştim" şeklinde daha dramatik bir anlamı olabilir..
  • quaker  (11.01.13 09:55:21 ~ 09:55:28) 
savasa gonderme yaparak diyordu sanki.


  • mr lucky  (11.01.13 12:52:56) 
[]

Osmanlıca da şu kelime

bir kelime ariyorum osmanlıca da "tartışmak, konuşmak, anlaşarak uzlaşmaya varmak" manalarında olsun. ayrı ayrı olabilir yada hepsinin manasini kapsayan da...

telatti etmek mi teatti edelim mi bir sozcuk vardi "uzerinde dusunelim" manasinda neydi o ?

gunaydinlar.

 
müzakere? münazara haa sonunu okumadım
fikir teatisi (alışveriş demek teati)

  • kediebesi  (11.01.13 08:19:54 ~ 08:20:46) 
fikir teatisinde bulunmak?
istişare?

  • interview with the vampire  (11.01.13 08:28:05) 
istişare etmek ?


  • ground  (11.01.13 09:14:44) 
Münazara mülahaza


  • efrasiyab87  (11.01.13 09:58:10) 
münakasa var bir de.


  • shi aila  (11.01.13 10:51:26) 
[]

tek cümlelik çeviri

arkadaşlar,bu cümlenin tek cümle olarak çevirinde takıldım, bir yardım?

people have forgotten Valentin Fieldman
the young philosopher shot
in forty-three

 
İnsanlar 43'unde vurulan genc filozof Valentin Fieldman'i unuttu.


  • marceline  (10.01.13 23:34:08 ~ 23:35:06) 
[]

Past tense mi present perfect mi?

Birine not birakip acilen cikmamiz gerekiyor. "Bilmem kim aradi, cikmam gerekti sonra gorusuruz". Derken aradi cumlesini he has called mi deriz yoksa he called mu dememiz gerekir? Bir yerlerde eger gun daha bitmediyse gun icinde yaptigimiz butun eylemleri anlatirken present perfect kullaniriz diye birsey okumustum. Gramer kurallarina gore hangisi daha dogru olur?




 
Gün bitmediyse perfect tense, bittiyse past tense. Eğer net saat vereceksen yine past tense.


  • megafon  (10.01.13 23:15:57 ~ 23:16:11) 
teknik açıdan doğru cevap present perfect tabii ki. ama gündelik kullanımda (bilhassa amerika doğu yakası ağızlarında) bu tür "henüz" perfect'leri yerini past tense'e bırakmaya başlayalı çok oldu.


  • dehri  (10.01.13 23:34:37) 
Past Tense + Had to
Present Perfect + Have had to

Bana göre ilk cümle past, ikincisi (zorunluluk bildiren) present perfect olmalı.
  • Struttin  (11.01.13 17:20:37 ~ 17:24:28) 
[]

I keep saying that to you.

ne demek?




 
Sürekli söylüyorum sana demek.


  • buff  (10.01.13 22:03:34) 
ben kime söylüyorum demek.


  • zivanadan cikmis balik  (10.01.13 22:49:46) 
[]

speaking sorusu

yarın sözlü sınavım var. şu ifadede ne diyor?

what do you usually do when you don't get your way?


 
İşlerin istediğiniz gibi gitmediği durumlarda genellikle ne yaparsınız?

En mantıklı tercüme bu olur sanırım.
  • cakabo  (10.01.13 17:44:53) 
[]

Üniversitelerdeki bölümler

"Bazı bölümler erkekler için daha uygundur, bazı bölümler de kızlar için daha uygundur." demek istiyorum. Buradaki üniversite bölümlerini İngilizce'de hangi kelimeler karşılar? Nasıl ifade etmeliyim?




 
some departments in some faculties diyebilirsin.


  • interview with the vampire  (10.01.13 11:36:11) 
department, programme, gibi kelimeler kullanabilirsin.


  • goldentitan  (10.01.13 11:37:07) 
department tam aradığının karşlığı,macera arama.


  • jpsartre  (10.01.13 11:49:05) 
oyle deme onlar uygun degil bence depatment daha farkli birsey.

most popular degrees for women are nursing and education gibi
  • mazungu  (10.01.13 12:52:50) 
degree bachelors veya masters gibi durumlarda kullanılır ama bölümlerde değil.


  • interview with the vampire  (10.01.13 12:54:21) 
[]

1 kelimelik çeviri sorusu

doğru kelimeyi bi türlü bulamadım.

şimdi bi proje yaptık(uzaktan algılama), bu projede kendimize bir paper seçip, ordaki metodolojiyi aynen kendi alanımıza uyguladık. şimdi de rapor yazıyoruz.

örnek aldığımız paperı nasıl tanımlarız? "in the original paper" manasında, böyle "instance" gibi bi kelime arıyorum?

sahi "instance paper" diye bi kullanım var mı?

saygılar efem.

 
reference paper?


  • alicia_dominica  (10.01.13 10:19:07) 
instance paper diye bir kullanım yok.

sample kullanabilirsin
  • interview with the vampire  (10.01.13 10:22:09) 
reference daha mantıklı sample kullanılacaksa da "the sample paper which is used as a source" olabilir.


  • benjaminlinus  (10.01.13 10:49:26) 
reference +1


  • kül  (10.01.13 11:00:08) 
'adopted' sikca kullanilir baskasinin modelini alip kendi paper inda kullaniyorsan.
the method described in [ref], method X, is adopted in this study..

burdan sonra metoda ismiyle hitap edersin:
X method, Y method...
  • parol  (10.01.13 11:01:17) 
[]

bir cümle Türkçe- İngilizce çeviri acil

Merhaba tezimin ingilizcesini yanlış çevirdiğimi söyledi hocam acilen düzeltmem lazım cümlem aşağıda.

" Bilgisayar programı yardımıyla bir dişli kutusunun boyutlandırılması "


 
re-sizing (veya re-scaling) a gearbox by using a computer software.


  • uyku semesi  (10.01.13 09:16:48 ~ 09:16:59) 
rescaling pek dogru olmaz gibime geliyor cunku yeniden boyutlandirmaktan bahsetmiyor, soyle olur mu

Computer aided scaling (sizing ?) of a gear box
  • parol  (10.01.13 11:05:39) 
[]

be to kalıbı

was to
be to
will to
gibi kalıplar 1.mevcut mudur? 2. ne anlama gelir?
i was to go.
i am to go.
i will to go.
ya da what am i to do? demek ''ne yapmam gerekir''değil midir?

 
"i will to go" hariç diğerleri var.

evet ne yapmam gerekir, ne yapacağım gibi anlamları var. "i was to go" bu açıdan yapacaktım, yapmam gerekiyordu gibi bir anlama denk geliyor.
  • oxibrinth  (09.01.13 23:12:14) 
be to nun iki anlami var.

birincisi i was about to do da oldugu gibi going to anlami iceriyor.
ikincisi ise must ve supposed to ya yakin, what am i to do? ne yapmam gerekiyor, ne yapmam bekleniyor anlaminda. you are to serve the drinks de senin görevin içkileri dagitmak gibi.

ah oxi ah :)
@ack bir örnek cümle yazar misin kardesim, pek görmedik de bir görelim kullanisi.
  • atmacaged  (09.01.13 23:13:46 ~ 23:16:11) 
"i will to go" da olur aslında. ancak burda will "istemek, arzu etmek" manasına gelir:)


  • ack3000  (09.01.13 23:14:32) 
supposed to


  • partizan  (09.01.13 23:15:20) 
i will to go diye bir şey olsa i am to go ile aynı anlamı taşırdı zaten. o yok. yapmam gerekir değil de biraz farklı bir anlamı var.


  • gerzekali final edition sp1  (09.01.13 23:24:31) 
simdi ack'nin günahini almis gibi olduk ama 40 yillik betty azar okuruyum, ilk kez duydum will to go'yu. ama megerse varmis, google un yalancisiyim. ama orada da söyle bir durum var. ezberci türk ingilzce egitmenleri if ten sonra will gelmez der ve getirenlerin diline kirmizi biber sürer. halbuki su mümkün

if you will buy the tickets = if you are willing to buy the tickets

will to go da, kimsden duymamis da olsam, hic görmemis de olsam, teknik olarak bu anlama yakin olmak kaydi ile mümkün görünüyor google a göre. daha iyi bir bilene sormak lazim.
  • atmacaged  (09.01.13 23:29:24 ~ 23:29:47) 
will to go "want to go" gibi bir anlam taşıyacağından soruya aykırı olmuş. soru zaman kalıpları üstünden sorulmuş. willing de hevesli, istekli anlamlarına gelen bir kelime. haliyle "if you will to come" "gelmek istiyorsan" gibi bir anlam taşır, gelecek zamanla alakası yok.

gelecek zaman olan will if'le kullanıldığında "ısrar edeceksen..." (if you will do...) gibi bir anlam taşıyormuş: www.bbc.co.uk

won't, would ve wouldn't ile ilgili örnekler de var bu linkte.
  • infernal majesty  (09.01.13 23:50:55 ~ 23:51:22) 
[]

''must''ın geçmiş zamanda kullanımı

soru başlıkta. birkaç siteden araştırdım ama pek de bişey bulamadım.
was to + verb gibi bir kalıp mı var?
yoksa must kullanılmaz direk had to'ya mı çevirilir?
teşekkürler şimdiden..

 
"had to" deriz herhalde ama içinde geçtiği cümle de önemli.
must'ın geçmiş zaman hali yok.

  • flamesoul  (09.01.13 22:54:59) 
must have?


  • bohr atom modeli  (09.01.13 22:54:59) 
"must + have + v3" var. "i must have killed you when i had a chance" şansım varken seni öldürmeliydim. "must've" diye kısaltılır.


  • hollowlife  (09.01.13 22:55:12 ~ 23:02:27) 
Must'ın past hali "had to" dur."Must have + V3 " kalıbının anlamı bambaşka bir şeydir. Örneğin: "He studied a lot for the exam, so he must have passed it." Sınava çok çalışmıştı geçmiş olmalı(kesin geçmiştir).


  • teodosic  (09.01.13 23:05:27) 
must have kesinlikle teodosicin dediği gibi kullanılır. had to iyidir


  • ack3000  (09.01.13 23:17:37) 
"must have V3"de bir el çeneyi kaşırken, gözler tavana bakar. Hatta mümkünse kafa da kaşınabilir. Anlamı "yapmış olmalı, yok yok kesin yapmıştır."dır.

"had to" da ise kaşlar çatık, işaret parmağı sallanır." Yapmalıydın, yapmak zorundaydın, yapman gerekiyordu." diye çevrilebilir.

Yani must have V3 bambaşka bir modal diyebiliriz.
  • capitale de la douleur  (10.01.13 12:28:16) 
[]

minik bi ingilizce sorusu

"do we know that if the food is healthy or not?" diye bi cümle kurdum "yemeğin sağlıklı olup olmadını biliyor muyuz?" demek niyetiyle. sizce doğru mu?




 
doğru.


  • baldur  (09.01.13 19:57:10) 
that ve if'i çıkartıp ikisinin yerine whether da koyabilirsiniz.
yemek derken ne yemeğinden bahsettiğiniz de önemli. herhangi bir yemek mi, yoksa genel beslenmeden mi bahsediyorsunuz?
"the" da ona göre değişir.
  • marcelorios  (09.01.13 20:08:23 ~ 20:10:14) 
that bence de fazla. whether olcaksa da if olmamalı diye düşünüyorum.


  • inthechaos  (09.01.13 20:10:49) 
whether'la if arasında bir fark var mı ki?


  • Samphetamine  (09.01.13 20:34:58) 
do we know whether the food is healthy or not? bence pek yakışıklı durmuyor. the doğru. şüphe yok kesin doğru o the.


  • gerzekali final edition sp1  (09.01.13 20:58:05 ~ 20:58:30) 
[]

ingilizce kelimeler hakkında yardım

öncelikle selamlar duyuru sakinleri

ingilizceye diğer dillerden geçen kelimeler hakkında bir ödev konusuna sahibim. örnek vermek gerekirse;

bhindi: indian english
broer : south african english
doggy : australian english
cha-cha: indian english

bunun gibi örnekler lazım bana. bildiğiniz ya da şurda bak belki bulursun diyebileceğiniz bir yer varsa gerçekten çok büyük yardımı olur bana.

vakit ayırıp okuyan arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

 
linki beceremedim.
wikide list of english words with foreign origin diye arat.

mesela alchemy-chemistry bildiğin kimyadan gelmiş.
alkol de arapçadanmış.
  • goldentitan  (09.01.13 19:18:30 ~ 19:22:02) 
şurada milyon tane link var, aralarından işe yarayacak bir şeyler çıkar illa ki:

eleaston.com
  • kül  (09.01.13 19:37:04) 
sofra ve yoğurt türkçeden diye biliyorum.


  • tahret muslugu  (09.01.13 19:37:41) 
[]

gemi sorusu

hani gemiler büyük dalga geldiğinde suyun içine girip çıkıyorlar ya bunun tam olarak tamımlayan ingilizce kelime var mı?




 
pitch olsa gerek


  • Sarix  (09.01.13 19:06:49) 
[]

İngilizce kitap serisi tavsiye isteği

arkadaşlar ingilizce kitap okumak için tavsiyelerinizi bekliyorum. ingilizce bilgim fena değil ama roman okuyabilecek düzeyde de değilim.

kitap serisi dediğim; mesela penguin readers gibi, internetten bulmak da kolay oluyor hem. bu tarz tavsiye edebileceğiniz bir seri var mı?


 
sandman - neil gaiman dedim ben niyeyse.


  • d.  (09.01.13 17:18:44) 
baktım biraz gayet iyi ancak amazon kindle'a yükleyip okuyacağım için pek verimli olmayacak malesef.

edit: çizgi roman olmasın yani.
  • vasiyet  (09.01.13 17:42:29 ~ 17:51:36) 
www.manybooks.net
www.mobileread.com

bu sitelere bakıp istediğiniz tüde istediğiniz seriyi indirebilirsiniz..
  • seytan ayrintida gizlidir  (15.01.13 13:44:12) 
[]

Ufak bir İngilizce Türkçe Çeviri

Merhaba;

Aşağıdaki metnin türkçesi lazım. Eğer android kullanmıyor iseniz birkaç teknik kelimeyi bilmeyebilirsiniz onları çevirmenize lüzüm yok. Şimdiden teşekkürler.

---------------------------------
Sleep of Death

The solution is to repartition your SD card. If the phone is already asleep, use adb reboot-bootloader. Enter CWM and partition the SD card again, 1GB ext and 0 swap should work. Reboot into ICS and check if the Sleep of Death is gone. You may also wish to reformat the ext partition using a2sd on your phone. Alternatively, removing the SD card from the phone should allow ICS to run without the SoD.

 
''Ölüm uykusu''

''Çözüm SD kartınızı yeniden biçimlendirmek.Eger telefon hazırda uyku modundaysa,adb ''yeniden başlatıcı''yı kullanın.CWM(bir rakam herhalde..)yi girip,Sd kartınızı biçimlendirin,1 gb boş alan yeterli olacaktır.ICS ile beraber yeniden başlatın,ve uyku modundan çıktı mı diye kontrol edin.İhtimalle şuan kullandıgınız telefon hafızasını da yeniden biçimlendirmek isteyebilirsiniz.Alternatif olarak,Sd kartı çıkartıp telefonda kullanmamak,Telefonun SoD olmadan ICS ile birlikte çalışmasına yeterli gelecektir.''

Teknik terimler dışında,dedigi şey aslen bu.
Hayırlı geceler.
  • kokhucre  (09.01.13 00:14:31) 
ek. CWM - (bkz: clock work mod)
SoD - (bkz: sleep of death)
ICS - (bkz: ice cream sandwich)
  • heritage  (09.01.13 01:02:03) 
[]

why do people use it off twitter?

twitter dışındamı neden kullanırlar mı demek istemiş?




 
bence evet. o "it" her neyin zamiriyse artık.onu twitter harici kullanıyorlar bu da niye diye soruyor.


  • capitale de la douleur  (10.01.13 12:29:46) 
[]

acil çeviri

hocular iki dakika şunları bir çevirseniz kafam çok karıştı benim toparlayamadım

the specltator is addressed and moved through the films primarily via affect.

...moving the spectator through the text in an ordered succession of modes of affect by means of highly stylized devices.

 
beyler bir el atın be bilmediğim her kelimenin karşılığını buldum bulmasına da xxxxx of yyyyy of zzzzz of of da of olunca biraz dehşete düştüm


  • gang leader of wasseypur  (08.01.13 06:22:41 ~ 06:23:12) 
izleyiciye duygu aracılığıyla hitap ediliyor ve filmler arasında gezinmesi sağlanıyor.
izleyicinin son derece belirli biçimlere sahip cihazlar aracılığıyla sıralı duygu durumları içinde metin içinde gezdirilmesi.
çok düz oldu ama buna benzer bir şeyler.
  • yalnux  (08.01.13 06:53:27) 
[]

en yüksek puanı alan ilk yorumdaki espriyi anlamadım, açıklar mısınız?

imgur.com




 
like a sir tabiri var ya bu tarz klas durumlar için kullanılan. adam da demiş o kadar klas olmuş ki birden bıyığım çıktı.


  • periphery  (07.01.13 16:24:17) 
oh bee. kuramadım 10 dakikadır bağlantıyı diyorum niye çıkmış adamın bıyığı.. tellaam..


  • kcbilir  (07.01.13 16:26:13) 
[]

İngilizce "menüye dahil olmayan her şey için para ödemeniz gerekir" demek?

"Anything not listed on the menu will be chardeg extra" dicem ama bişeyler yanlış galiba?




 
The items that are not listed in the menu will be charged extra.


  • interview with the vampire  (07.01.13 15:46:12) 
yanlis yok gibi, nesi yanlis olabilir.


  • atmacaged  (07.01.13 15:48:01) 
Additional charges do apply for non menu items.
Any non-menu special request or alterations will have an additional charge attached

  • muk  (07.01.13 16:19:57) 
Anything off-menu is charged.


  • sttc  (07.01.13 17:35:20) 
[]

Not Only But Also Doğru Olmuş mu?

However, obesity not only results from malnutrition but also not to exercise regularly.




 
exercising olacak. isim-isim uyumu.


  • letheavendangered  (06.01.13 23:30:30) 
neither falan bak azcık sen. olmamış. otur sıfır.


  • hope ender  (06.01.13 23:30:42) 
olmamis, results from not only malnutrition but also lack of regular exercise seklinde olacak.


  • atmacaged  (06.01.13 23:31:32) 
However, obesity results not only from malnutrition but also from not exercising regularly/lack of exercise.
sanki daha doğru gibi geldi bana ama hiiç emin değilim kuralından vs.

atmacaged from not only olmamış bak ondan eminim.
  • kediebesi  (06.01.13 23:34:55 ~ 23:36:28) 
kedi ebesi, google öyle düsünmüyor.

www.google.com.tr
  • atmacaged  (06.01.13 23:37:42) 
evet kafam karışmış.
prepositionları ayıramıyoruz doğru. o yüzden results from birleşik yazmalıyız.

  • kediebesi  (06.01.13 23:42:16 ~ 23:42:42) 
Cümlenin tam düzeltilmişi şu:

However, obesity results from not only malnutrition but also not exercising regularly.

Ancak, "tam düzeltilmişi" yerine "daha uygunu" dersen, lack of regular exercise daha uygun. Ana dili ingilizce olan birisi "lack of regular exercise" kullanır yani, "not exercising regularly" yerine.
  • harzem  (06.01.13 23:47:54 ~ 23:49:24) 
teşekkür ettim herkese


  • R.P. McMurphy  (06.01.13 23:53:04) 
[]

Burada Ne Yaziyor?

苏维娅

google translate'e verdim de sacma bi sey verdi. anlamadim.


 
''çok takılma bunlara.''


  • mahsunkul  (06.01.13 20:52:19) 
cince mi?


  • gerard  (06.01.13 20:57:59) 
bu bir isim dostum. çok takılma bunlara falan yazmıyor burada.


  • psychosocialll  (06.01.13 21:32:31) 
[]

İspanyolca öğrenmek için video

Evet var mı arkadaşlar böyle 1.levelden başlıyor sonsuza kadar gidiyor videolar dizisi. internetten beleş izleyebileceğim.




 
youtube'da aratırsan bir ton video var öyle. ama benim bildiğim bi pimsleur var.


  • ziggypop  (06.01.13 14:24:16) 
www.spanishdict.com

Bedavaya üye olabiliyorsun, sadece video da değil her türlü egzersiz var.
  • norwegianformula  (06.01.13 14:39:29) 
www.bbc.co.uk

mi vida loca adında bir dizi var orada. gayet güzel
  • slavophilia  (06.01.13 15:38:13) 
[]

yabanci ismi telaffuz

hendrik boeschoten, belcikali türkolog.

"buskoğten" diye aklimda ama dogru mu ki?


 
böşoten olmalı galiba.


  • g7mor  (06.01.13 13:33:39) 
isim dutch. bu dilde "sch" harfleri almancadakinden farklı olarak "şh" diye okunur, "h" gırtlaktan gelerek. "oe" de bizdeki "u" sesi. dolayısıyla "hendrik buşhoten". sondaki "e" ı sesi gibi, ingilizcedeki "schwa" harfi. ve tekrar, "ş"den sonraki "h" gırtlaktan.


  • letheavendangered  (06.01.13 14:31:54 ~ 14:32:11) 
belçika da flamanlar yok mu hacı? tey allam.

o zaman sana soruyorum freekara adam belçika diyo ne almanı ?
  • hayvan gibi yazar  (06.01.13 16:49:02 ~ 16:49:37) 
belçika'da almanlar da var ya, alman asıllı ie isminden anlaşılacağı üzere, öyle okunur diye tahmin ediyorum.
ya bilen biri cevaplasın da tartışmayalım=))
edit: @letheavendangered, sözüm sana değildi. hem kesin böyledir demiyorum ki...
  • g7mor  (06.01.13 17:30:41 ~ 20:16:12) 
15.9.1950 Geboren in Hilversum, Niederlande

tartışma bitmiştir.
  • hayvan gibi yazar  (06.01.13 17:36:38) 
kardeş türkiyede de almanlar var, araplar var, polonyalılar var. onların adı türkçe mi yani?

belçika fransız ve flaman ırkından oluşur, ve dil olarak da iki bölgeye ayrılmıştır. adam da isminden anlaşılacağı üzere hollanda asıllı, alman asıllı değil. bilen biri olduğum için yazdım. bilmeyip de sallayanlardan değilim.
  • letheavendangered  (06.01.13 19:54:53) 
soyad flamanca oldugu icin zaten hollanda usulu okunur. soyadi ikiye ayiricaz:
boe ve schoten

boe: buu (uzatmayi cok abartmadan)
schoten: skhotIn ($ degil)
  • parol  (07.01.13 15:35:32) 
[]

often kelimesi hakkında

iyi aksamlar arkadaslar. Ingilizcedeki often kelimesi hakkinda bir sorum olacak.. Bu kelime ingiltere'de veya amerika'da bazen "oofin" bazen de "oftin" seklinde okunuyormus. ilkini hepimiz biliyoruz da ikinci okunus hangi durumlarda kullanilir ? Oralarda yasayan veya bilgisi olan arkadaslar varsa yardiminizi esirgemeyin lutfen.




 
ingilizler oftın diye telaffuz ediyor. amerikan ingilizcesinde ise t sesi çıkartılmıyor.


  • fapple  (05.01.13 22:16:25) 
aksanla ilgili o, anlam farklılığı yok. ingilizler oftın diyor diye hatırlıyorum. bi de kanadalı bi hocam vardı o da oftın derdi.


  • dasher  (05.01.13 22:16:36) 
Canının istediği durumlarda kullanılır.


  • Adrammelekh  (05.01.13 22:16:50) 
alıntıdır, kısaca doğrusu "t" sessiz olmalı diyor:
John Walker’s Critical Pronouncing Dictionary, published in 1791 and still available in a 2001 reprint of the 1838 edition, stipulates that “in often and soften the t is silent.”
By 1926, enough speakers were pronouncing the t in often to provoke this testy comment from H. W. Fowler in Modern English Usage:
"[the pronunciation of the t in often] is practised by two oddly consorted classes—the academic speakers who affect a more precise enunciation than their neighbours…& the uneasy half-literates who like to prove that they can spell….”
  • medievalman  (05.01.13 22:17:08 ~ 22:17:29) 
google translate'e bakabilirsin telaffuzlar için.


  • gudumlu anne terligi  (05.01.13 22:24:33) 
güney amerikalı bi ingilizce hocam vardı o da oftın diyordu.


  • king lizard  (05.01.13 22:37:40) 
amerikali arkadaslarimdan bazilari da t yi kullaniyor orada. yani keyfiyet. ingilizlikle ilgisi yok pek.


  • bohr atom modeli  (05.01.13 22:41:33) 
ıstanbul, istanbul gibi...

entel takılanlar oftına kayar
  • desdinova  (05.01.13 22:44:16) 
www.etymonline.com
t'nin okunmaması istanbul türkçesinde olduğu gibi bir yumuşama olduğunu gösteriyor gibi. t ile okuyanlar biraz daha vurgulu, halk ağzıyla okuyor olabilirler.

  • yalnux  (05.01.13 22:50:23) 
[]

3-4 aylık dönemde ingilizce çalışmak

kpds ile ielts'i aynı anda aradan çıkarmak istiyorum, kpds sonbahar'a girdim 80 soruda 40 doğru yaptım hiç çalışmadan, cesur öztürk'ün bi kitabı var elimde, ingilizce hikaye kitapları var, dizi-film var fazlasıyla, yabancı müzik ve oyun var, nette bazı forumlarda yazıyorum vs.

kpds'nin yeni formatı olan yds 7 nisan'da yani 3 ayım var sizce ne nasıl çalışayım? hazır gramer olarak çalışmışken bir de ielts'ten 4,5 - 5 civarı almam gereken bir not var. ona da bir ay sonra mı gireyim sınavdan? özellikle çalışma isteyen bir sınav galiba?
sizce nasıl bir çalışma düzenim olsun? kendi başıma gramer artı bol bol kitap okumak mı?

 
Dil kursu düşünürseniz, özel den iletişime geçin..


  • madduwattas  (05.01.13 16:59:05) 
[]

Çok ufak bir çeviri

" etkilenmek için arkadaş arıyorum "

ingilizcesi nedir ?


 
I'm looking for a friend for being impressed.


  • otonom  (04.01.13 22:17:55) 
türkçesi ne ki bunun?


  • marcelorios  (04.01.13 22:19:45) 
I'm looking for a friend to influence me badly.


  • Adrammelekh  (04.01.13 22:22:20) 
[]

Aşırı acil çok kısa bi cümle çevirisi (çok acil)

As filter feeders on phytoplankton and bacteria, rotifers exert substantial grazing pressure that at times exceeds that of the larger crustacean zooplankton.

budur. gerçekten çok acil lazım.


 
Bakteri ve bitkisel plankton üzerindeki filtre besleyicileri olan en küçük Hücreli su hayvanları  (rotifers) zaman zaman kabuklu planktonlardakinden daha yüksek bir oranda besleyici baskı ortaya çıkarır. 

Teknik bilgim olmadıgı için elimden gelen budur.
  • gunlerin kopegi  (04.01.13 08:59:56) 
[]

jackass whisperer

Nedir bunun esprisi?




 
Jackass aynı zamanda bir hayvan türü. Horse whisperer'a ihtafen yapılmış bir kelime oyunu olmuş bu.

www.eksisozluk.com
  • cakabo  (03.01.13 21:37:38) 
evet jackass hem katır (hayvan olan), hem de it kopuk (insanımsı) demek.


  • el yazisi  (08.01.13 12:41:04) 
[]

İngilizce Çeviri lütfen

Merhabalar,

üyelik adım : .....

hesabım kalıcı olarak bloklandı.. bunun nedenini başta anlamadım fakat düşününce oyuna tankları sokup çıkarmam oldugunu anladım..

7 günlük oyuncu olusumdan dolayı bunun suc teskıl ettiğini bilmiyordum lütfen hesabımı acın bundan sonrası için boyle olmayacak..

oyuna emek verdim lütfen hesabımı acın saygılar


Çevirini yapan arkadasa tesekkurler

 
Hello,

My user name is: ...., my account is blocked permanantly. I did not understand it at first but I think that the reason should be the tanks I have been introducing to the game.

As I was playing this game only for 7 days, I did not know that this might cause any problems. Please unblock my account, I promise this will not happen again.

Regard that I have put so much effort for this game.

Thank you in advance.

Regards
  • i always win  (06.01.13 14:49:24) 
[]

birkaç terim çevirisi

değerli arkadaşlar, okullarda okul aile birliği vardır ya, o okul aile birliği ifadesini tam karşılayan ingilizce bir ifade var mı?

bir de el sanatları (incik boncuk boyama süsleme etc.) için "handicraft" mı kullanayım?

bir de engelli bireyler için ne demem gerekiyor? individuals with disabilities?

çok teşekkür ettim şimdiden.

 
yok ebeninamıalisami yaa :)

PTA: Parent-Teacher Association

en.wikipedia.org
  • [silinmiş]  (03.01.13 08:35:21 ~ 08:36:17) 
eheh douchebag ben de o şekilde biliyom ama bi sakatlık çıkmasın?
diğerlerine ne diyosunuz?

  • 7c  (03.01.13 08:39:06) 
"people with disabilities" kullan, sakın "handicapped" kelimesini kullanma, topu taca atarsın.
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

www.thefreedictionary.com

ya da "crippled" ifadesini de kullanma. bu iki kelime, küçük düşürücü.
  • [silinmiş]  (03.01.13 08:43:39 ~ 08:45:05) 
handicraft olur

handcraft daha iyi.

www.thefreedictionary.com
  • [silinmiş]  (03.01.13 08:45:55) 
eyvallah be douchebag, bir de şu handicraft meselesine el at da bitsin artık bu çile =)

sktim ebeni ulusal ajans!

edit: ben gönderene kadar onu da yazmışsın bile =)
  • 7c  (03.01.13 08:46:37 ~ 08:50:06) 
school council
handcrafts
disabled people
  • crimsonlady  (03.01.13 08:50:20) 
@crimsonlady @douchebag

arkadaşlar yönetmelik gereği türkçe' de okul aile birliği diye geçiyor ama aslında burda okul denilen şey yetişkinlere eğitim veren bir kurum, o açıdan tereddüte düştüm zaten. "halk eğitimi merkezi ve akşam sanat okulu!" okul diyor ama yetişkinlere eğitim veriyot bu kurum yani öyle okul aile birliği derken velisi melisi olan bir yer değil burası, o açıdan "council" daha mı uygun sanki diyorum ama bu sefer de ulusal ajanstaki arkadaşların ne kaunsili lan demesinden korkuyorum, ufak bir çeviri hatasına kurban gitmesin o kadar emeğimiz, 1 yıldır bu proje için uğraşıyoruz.. :(

yav bir de ben her yere handicraft yazdım. şimdi hepsini handcraft diye mi değiştireyim ki acaba onu da bilemedim. çok mu önemli aradaki "i".
  • 7c  (03.01.13 08:56:51 ~ 08:58:45) 
sevın si, sakin ol ve elindekileri yere bırak. hayır silme:)
neden ne kaunsili lan desinler ki ama sen yine de tam olarak cümleyi yaz bence. aklına başka bir şey gelen yazar.

  • crimsonlady  (03.01.13 09:01:30 ~ 09:04:24) 
[]

çok kısa bi çeviri ?

mesela tefefonla konusuyoruz. sistemde kaydınız var mı nasıl diyeceğiz ? kayıt derken adresi ve ismi gibi bi kayıttan bahsediyorum.

do you have a record on system ?


 
record yerine contact info olabilir.


  • sen git ben geliyorum  (02.01.13 22:21:18) 
do we have a record of your personal informations on our system?

have we taken your personal informations before?

derdim ben.
  • benjaminlinus  (02.01.13 22:24:55) 
bence registration daha iyi olur. Are you registered gibi sorulabilir.


  • edaydin  (02.01.13 22:28:28) 
are you registered in the system?


  • fortisvita  (02.01.13 22:41:41) 
1 ... • ... • 138 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.