[]

bu hangi dil?

Selamlar arkadaşlar,
www.youtube.com

2:33 te kadın hangi dilde söylüyor? Orta doğuda bir dil gibi geldi. Teşekkürler.

 
Farsça..


  • kill_them_all  (11.08.13 20:02:20) 
[]

Online İngilizce Geliştirme

Biraz araştırdım ve busuu.com hoşuma gitti(premium üyeliğiyle birlikte) ama daha iyileri var mı merak ediyorum. livemocha çok kazık geldi fiyat olarak o kadar veremem. bunun dışında busuu nun güzel ücretli ya da ücretsiz alternatifleri var mıdır ?




 
günlük dildeki kelimeleri öğretmesi ve yöntemi açısından tavsiye ederim. www.englishbaby.com


  • kaset  (10.08.13 14:29:48) 
busuu ve livemocha gibi değil ama ingilizceni geliştirmen adına faydalı olabilecek www.manythings.org


  • feykalade  (10.08.13 15:09:47) 
[]

Notefull'u daha önce kullanan birisi var mı ?

Yardımcı olabilecek birisi var mı acaba oralarda?




 
ben birkaç video seyretmiştim. sayılır mı?


  • nacht des todes  (09.08.13 00:58:36) 
[]

çeviri yardımı

birisi hayrına şu cümleyi çevirebilir mi?

"The Latin word "pecunia" derives from "pecus", a head of cattle, and dates from the time when flocks and herds constituted medium of exchange with which other goods could be obtained."


 
latince "pecunia" kelimesi bir büyükbaş hayvan, yani "pecus"tan gelir, ve geçmişi, küçükbaş ve büyükbaş sürülerinin diğer malların elde edilebileceği değiş tokuş aracını oluşturduğu zamanlara dayanır.


  • sanat guresi  (09.08.13 02:46:12) 
[]

YDS-Sonbahar sınavı yardım

Sevgili/değerli romalılar, 22 gün sonra yds denen sınava gireceğim ingilizcem fena olmamakla beraber 22 gün içersinde muhtemel başarıyı arttırmak için yapılacak en iyi aktivite nedir?
kelime mi çalışayım grameri mi tekrar gözden geçireyim napayım?



 
hepsi gerekli olacak sınavda. kendini zayıf gördüğün yerlere yönel bence. deneme çöz bir de bir kursa falan gitmiyorsan.

ertugrulhoca.tripod.com
  • astaroth  (08.08.13 12:35:26) 
3 kulhü 1 elham


  • pek vokal  (08.08.13 13:02:48) 
[]

did see ve saw

az önce dizi de duydum, i did see dedi, yani saw mu demek istedi burada. günlük kullanımda da teleffuz edilebiliyormu böyle sıklıkla. i did eat vs.




 
Üstüne basarak gördüm demiş olmalı.


  • sehpa fx350  (08.08.13 10:00:02) 
evet kullanılır özellikle vurgulamak içindir.


  • kediebesi  (08.08.13 10:00:04) 
Genelde daha vurgulu soylenmek istenirse did see denilebilir.


  • crown  (08.08.13 10:01:32) 
i love you derken de vurgulamak isterseniz i do love you dersiniz. Arkadaslarin dedigi gibi vurgulamak icin bu tarz kaliplar kullanilir.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (08.08.13 11:48:42) 
"anladıydım" demeye getirmek istiyor olmasın?

diyalog içinde duymak gerek.
  • late viper  (08.08.13 12:45:54 ~ 12:46:35) 
gençlerini gramer bilgisine boğan ama zerre ingilizce öğretmeyen bir ülkede bu tip soruların olması normal.


  • biglord  (09.08.13 02:24:26) 
frank sinatra'nın my way parçasında da geçer misal "yes, it was my way." der ve yanı sıra "i did it my way" de kullanır.


  • 41  (09.08.13 12:09:27) 
[]

ingilizce bir soru

arkadaşlar şu soruyu çözemedim, cevap "whose" ama neden whose olduğuun anlayamadım biraz açıklarsanız sevinirim. teşekkürler.


The social sciences are a range of disciplines within the arts and humanities ---- principal concerns are the study of various aspects of society.
A-) what
B-) whose
C-) that
D-) how
E-) when

 
whose burada the social sciences'ı ifade ediyor.


  • baldur  (07.08.13 19:48:06) 
"The social sciences' principal concerns " -> yani aidiyet var.


  • medievalman  (07.08.13 20:05:05) 
Aidiyet var ama "the arts and humanities" kısmına var, "social sciences"a değil.

Çevirisi: Sosyal bilimler, temel ilgi alanları toplumun farklı yönlerinin incelenmesi olan sanat ve beşeri ilimlerin kapsamında yer alan bir takım disiplinlerdir.
  • sigaraicilmeyenevdekimahzunkultablasi  (08.08.13 16:30:50 ~ 16:31:36) 
"whose", who ya da which gibi sıfat cümleciğinde bir iş yapmaz. o ismin sahip olduğu bir şeyden bahseder. yani ona yöneltilen iş-eylem olmaz. “whose”dan önce ve sonra kesinlikle bir isim olmalıdır. sonrasında bir zamir veya başka bir kelime gelmez. sonrasında gelen ismin önünde kesinlikle “the” artikeli yer almaz. bu özellik iyelikten kaynaklanmaktadır. bu sayede bazı sorularda eleme yapılabilir.


  • 41  (09.08.13 12:22:41) 
[]

tezimin özet çevirisi

arkadaşlar soru başlıkta. bitirme tezimin özetinin çevirisi lazım. yardımınıza ihtiyacım var. hiç olmazsa paragraf paragraf üstesinden gelin.

ÖZET


Motivasyon kavramında; bireyin bir ihtiyacının giderilmesine yönelik hareketin başlaması ve tamamlanma süreci ele alınmaktadır. İnsan hayatı boyunca ihtiyaçlarını giderme peşinde koşar. İhtiyaçlarını giderebilirse mutlu, gideremezse mutsuz olur. İhtiyaçların bir amaca yönelik davranışa dönüşmesi sürecine motivasyon süreci denir.


İnsanların nasıl motive edilebileceği sorununu cevaplamaya yönelik olarak çeşitli motivasyon kuramları geliştirilmiştir. Bunlardan ilki bireysel ihtiyaçlara dayalı olarak geliştirilen kapsam teorileri, diğeri ise davranışın ortaya çıkışından durduruluşuna kadar geçen süre içinde ele alınan süreç teorileridir.


Çalışanların işe ilişkin davranışlarının uyarılması, yönlendirilmesi ve sürdürülmesi iş motivasyonu olarak tanımlanmaktadır. Çalışanın tatmininde etkili olan içsel ve dışsal güdüler bulunmaktadır. Yani bireyin işle ilgili davranışlarını başlatan ve bu davranışların biçimini, yönünü, yoğunluğunu ve süresini belirleyen bir grup içsel ve dışsal faktörler bulunmaktadır. Belli bir iş ilgi çekici, heyecan verici, geliştirici olduğu için yapılıyorsa, yani o işin bizzat kendisini yapmak ödüllendirici ise içsel motivasyonu; ama aynı işi para, terfi, şöhret gibi dıştan gelen bir ödül elde etmek için yapılıyorsa dışsal motivasyonu ifade etmektedir.

 
2. paragraf:
theories of motivation have been develeoped to answer the question of how people can be motivated. (sorun ,soru? cümlenin türkçesinde bi düşüklük var sanki). the first one of these are content theories developed on the basis of individual needs, the other one are the process theories that have been dealing during the time between the emergence of behavior and the fading of the behavior.

  • dafaiss  (06.08.13 01:53:03) 
In the concept of motivaton; the process from beginning to completion of the movement towards the fulfilment of the person's needs is handled. Humans run after fulfilment of their needs throughout their lives. If they can satisfy these needs, they feel happy; if not, they feel sad. The process of the needs turning into acts towards goals is called "the process of motivation".

There are many motivation concepts developed to answer the question of how people can be motivated. The first group is the coverage theories based on needs, and the other is the process theories which are handled from the beginning to the end of the actions.

Stimulating, directing, and continuation of the actions is called work motivation. Effective in the satisfaction of the worker are the inner and outer instincts. Meaning that there is a group of inner and outer factors which starts and determines the shape, direction, amount and duration of the person's actions related to work. If a work is being done because it is interesting, exciting, developing, meaning it is done because the work itself is the award, it relates to internal motivation; if it's done for an award that comes from the outside, such as money, promotion or fame, it is considered external motivation.
  • el desaparecido  (06.08.13 02:02:19 ~ 02:04:52) 
[]

yeminli tercümanlar bi gelin hele

makale özeti çevirileri için fiks fiyat uygulamanız var mı? ya da nasıl yapıyorsunuz makale özetlerinde ücretlendirme işini? aklımda bir fiyat var da ne derece oturaklı bir fiyat, onu öğrenmek istiyorum. isterseniz mesaj yoluyla da ulaşın tabii.




 
Fiks fiyat uygulayanın olduğunu ben pek sanmıyorum. Genellikle çeviriler kaynak ya da hedef metindeki karakter ya da kelime sayısı üzerinden hesaplanır.

atıyorum elinizde 10000 karakterlik bir doküman var. 1000 karakteri 7 lira diyelim. 70 TL ödersiniz.

Saygılar.
  • the artful dodger  (06.08.13 00:55:30) 
[]

Ain't no thang?

Başlığın tercümesini yapabilir misiniz?




 
sanırım outkast den duymuşsun :) "sorun değil" gibi bi anlama geliyor. yalnız argodur hani kullanacaksan bil..

(bkz: its no big deal)
  • mucaravci  (05.08.13 20:40:17 ~ 20:40:41) 
[]

Rusça'da "evin hangi kısımlarının fotoğrafını istiyorsunuz?"

nasıl ifade edilir?




 
какие части квартири вы желаете видеть на фотографиях?


  • sussipussi  (14.08.13 01:57:05) 
"в доме какой уголок хотите с фотографировать?" çok mu hatalı bir tercih olur?


  • husule getiren  (15.08.13 11:59:54) 
[]

Küçük bir çeviri

"Bir İstanbul aşığı olan Annette"
A lover of Istanbul ya da An Istanbul lover diyeceğim ama içime çok sinmedi. Admirer mı diyeyim?



 
"Annette, who is an İstanbul lover"

edit: bence lover gayet uygun.
  • letheavendangered  (04.08.13 18:09:54 ~ 18:11:23) 
"Annette, an Istanbul admirer,..." gayet şık


  • nurigagarin  (04.08.13 19:51:37) 
[]

Bu kullanım doğru mu?

Bu kullanım doğru mu arkadaşlar, şimdiki zamanda bir istek yapmak için kulanılacak? Doğruysa neden yanlışsa neden?

I was wondering if you might be able İSTEK?


 
i was wondering if you might be able to + fiil


  • patricia kitten  (04.08.13 17:57:16 ~ 18:10:22) 
@patricia kitten şimdiki zamandaki istek için was lı cümle yapısı doğru mu diyorum?


  • neverletyougodown  (04.08.13 18:09:03) 
rica ederken evet, doğru


  • patricia kitten  (04.08.13 18:10:34 ~ 18:10:56) 
rica ederken doğrudur. nativelerde böyle kullanıyor ama karşıdaki present anlayacaktır, past değil.


  • emesbin  (04.08.13 19:06:43) 
[]

if you gotta go, you gotta go high

diyor o'reily abimiz.
türkçe meali?



 
Gitmen gerekiyorsa en tepeye gitmelisin.

Güncelleme: "she was my baby" rumuzlu yazarımızın söylediği de doğru, zira "high" kelimesini kullanırken cümlede kastettiği yeri de önemli, çünkü bir çok anlama gelebiliyor.
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (03.08.13 22:36:09 ~ 22:38:21) 
eger (cekip) gitmen gerekiyorsa, kafayi da cekmen gerekir (kafayi bulmak, ucmak, vs.)


  • she was my baby  (03.08.13 22:36:37) 
"eger gitmen gerekiyorsa, kafanın güzel olması gerek" gibi anladım la ben?


  • deliveryourvoice  (03.08.13 22:37:53) 
Gereklilik ziyade ben şöyle anlıyorum:

Madem gideceksin gittiğin bir boka benzesin. Ha bir halt yiyorsun hedefini bari sağlam tut.

Bir yere ulaşacaksan ulaşacağın yer\kişi Nirvana olsun ^^

@inanmazsan inanma +1
  • quanche  (03.08.13 22:38:12 ~ 23:12:25) 
işemen gerekiyorsa yukarıya doğru işe.


  • [silinmiş]  (03.08.13 22:38:55) 
madem gidecen gittiğine değsin..


  • inanmazsan inanma  (03.08.13 23:02:40) 
demek istediği şey "schillinger'ın zorla yaptırdığı pislikleri umursamamak istiyosan kafayı bulman gerekir". cidden de dediği gibi oluyor.


  • neil manke  (03.08.13 23:26:38) 
kafayı çekmek get high,

1 numaranın dediği gibi
  • ayn-i cemin bülbülü  (03.08.13 23:53:57) 
üstünden çok geçmiş ama genede yazıyorum tam manası boğulacaksan büyük denizde boğul amk dur.


  • karizmatik jojuk  (27.06.16 12:55:55) 
[]

"i have 74 friends"

olay şu millet;

#i have yetmiş dört friends diye okuduysaniz: 1
#i have seventy four friends diye okuduysaniz: 2

ingilizceniz;
başlangıç seviyesindeyse: a
orta seviyedeyse : b
ileri seviyedeyse :c

şeklinde cevapliyorsunuz, çıkan sonuçları beraber yorumluyoruz.

 
1c


  • kaputt  (02.08.13 14:18:59) 
1c


  • tantunisultansüleyman  (02.08.13 14:20:03) 
1c


  • utkucbkc  (02.08.13 14:21:39) 
1b


  • quanche  (02.08.13 14:22:26) 
1b


  • bir ileti paylastim  (02.08.13 14:24:07) 
1c


  • crucio  (02.08.13 14:24:41) 
1c.

İngilişçesini yarıştıranlar da iyimiş. Garip...
  • adoramer3ku  (02.08.13 14:24:51 ~ 14:39:14) 
1c


  • i like dance and i like romance  (02.08.13 14:24:54) 
herkesin ingilizcesi ileri seviyedeymis masallah. bana cv'ye "ingilizce: cok iyi" yazip what is your name? diyince my name is samsun diyen arkadasimi hatirlatti.

ben seventy four diye okudum bu arada.
  • gec  (02.08.13 14:25:37 ~ 14:26:39) 
1c


  • bonzo  (02.08.13 14:30:27) 
1b

@gec samsun demir :)

yetmisdort diye okuyan herkes turk :)

@cek en iyi cevabi vermis. tokat gibi
  • exlibris  (02.08.13 14:32:14 ~ 14:34:43) 
2a


  • cek  (02.08.13 14:32:26) 
@cek: bütün sonuçları alt üst ettin:)


  • the kene  (02.08.13 14:34:05) 
2c, çünkü öyle olması lazım. bölümümden dolayı.


  • solidmemo96  (02.08.13 14:34:42) 
2c


  • ssyumusakg  (02.08.13 14:36:44) 
c'ler hepinizi kaydettim olm ceviri yardimi istedigimde hele bi gormezden gelin


  • the kene  (02.08.13 14:38:58) 
2b


  • brotha b  (02.08.13 14:39:09) 
2c


  • zenc  (02.08.13 14:45:28) 
ben twenty four diye okudum. aranızdaki tek mal benim galiba.


  • marido  (02.08.13 14:52:53) 
1c


  • lemmiwinks  (02.08.13 14:57:06) 
one c


  • elseif  (02.08.13 15:05:10) 
1b


  • xenophobe  (02.08.13 15:06:51) 
2c. direk seventy four diye okudum gayri ihtiyari


  • bedbed  (02.08.13 15:18:36) 
1c.


  • rise  (02.08.13 15:30:44) 
1c

sayılar görsel karşılığı olmadığı için mi ne yabancı dilde en zor öğrenilenlermiş. (öğrenilenler dediğim işte görünce o dülde okumaya başladığın.)
bir ara bir yazı vardı bununla ilgili.
  • goldentitan  (02.08.13 15:50:46) 
1c

bulunduğum ortamla alakalı olarak; yabancı arkadaşlarımla veya türkçe konuşulmayan bir memlekette olsam ingilizce düşüneceğim için seventy four diye okurdum. lakin şu an türkiye'deyim ve türkçe düşünüyorum, yetmişdört diye okudum.
  • orange coffee  (02.08.13 16:21:30 ~ 16:24:38) 
2b


  • amateur  (02.08.13 18:03:16) 
1b


  • secilmis uye  (02.08.13 23:15:25) 
tabii ki 1 c aksini iddia eden ya yalan söylüyordur ya da ingilizce öğrenmeye yeni başlamış hevesli bir ergendir.


  • aynshinqaf  (03.08.13 20:30:33) 
[]

İspanyolca - Ne diyor bu cümle(cik)te?

Correspondera al orden jurisdiccional contencioso-administrativo el conocimiento de las cuestiones que se susciten en relacion con las resoluciones definitivas en via administrativa que pueda dictar la
Administracion en relacion con el presente contrato.

hı?

 
Oha ve tam emin olmamakla birlikte;

bu kontratla alakalı yönetim tarafından karar verilebilen idarî yollar tarafından belirlenmiş son yasalar çerçevesinde doğabilecek mevzuatların tebliği (emin değilim) yerel yönetim mahkemesinin emrine bağlıdır.
  • ateyist_  (02.08.13 14:17:26) 
[]

tek cümlelik bir çeviri

"as close to rock music as Sigur Ros are to the Beatles"
are to kısmı kafamı karıştırdı ne demek istemiş?



 
"close" kelimesini kullanmamayı tercih etmiş sanırım sadece.
yani demek istediği "as close to rock music as Sigur Ros are close to the Beatles": rock müziğe sigur ros'un beatles'a yakın olduğu kadar yakın.
yalnzı kafamı karıştırdı bir parça, belki de saçma sapan bir çeviri yapmış da olablirim.
  • dafaiss  (02.08.13 03:35:23) 
Çeviri doğru olmuş gibi. Arada "close" kullanmaması biraz sokak ağzı gibi geldi bana ama mantık olarak doğru.


  • yarin bos musun  (02.08.13 03:48:05) 
Sigur Ros'un Beatles'a yakın olduğu kadar rock müziğe yakın.


  • strangerinhere  (02.08.13 04:14:16) 
Close kullanmaması sokak ağzı filan değil bence. Üstteki çeviriler doğru. Close'un kullanılmaması daha iyi olmuş hatta.


  • adoramer3ku  (02.08.13 07:37:59) 
Yukarıdakiler doğru, mantık dafaiss'in dediği gibi.

Bu da bonus: Sigur Ros bir grup olduğu için çoğul, yani "are to" kullanılmış. Sigur Ros değil de mesela Elvis Presley olsaydı "are to" yerine "is to" kullanılacaktı.
  • long live rock n roll  (02.08.13 09:33:17) 
[]

Garip İngilizce cümlenin çevirisi?

Bu cümlede bir hata var ama çıkaramadım. Nasıl çevirmem gerekiyor?

To effects of the foreseen in the article 60 of the TRLCSP, it will be considered that the companies are to the current in the fulfillment of its arrears of tax and of the Social security when, in its case, there meet(compete) the circumstances foreseen in the articles 13 and 14 of the RGLCAP.


 
madde 13 ve 14te öngörülen şartların oluşması halinde, madde altmışta öngörülen menkul kıymetler için, şirketlerin mevcut şartlara göre vergi ve sosyal sigorta borçlarını karşılaması düşünülecektir/gerekecektir.


gibi anladım ben
  • kediebesi  (02.08.13 01:13:39 ~ 01:14:20) 
[]

the

John Gould which he states is not "the" John Gould.

Burada kullanılan "the" ne anlama geliyor*


 
The belli bir "John Gould"u belirtmek için kullanılmış. Yani bahsettiği John Gould "o" John Gould değil diyor cümlede.


  • bonzo  (01.08.13 23:32:01 ~ 23:32:51) 
bonzo+1

mevzubahis John Gould o John Gould degil.
  • eindaclub  (01.08.13 23:55:40) 
[]

9GAG çeviri

9gag.com




 
"Hiç düşündünüz mü, belki de içinde yaşadığımız evren başka bir canlının beyin hücresidir."


  • bonzo  (01.08.13 23:30:29) 
resimlerdeki benzerlik dikkatini çekmiştir.
diyor ki hiç düşündün mü içinde yaşadığımız evren belki de bir başka canlının beyin hücresidir.
kafam bulandı diyor.
  • bass solo take one  (01.08.13 23:31:21) 
sol taraftaki beyin hücresi, sağ taraf ise evren.
hiç yaşadığımız evrenin başka bir varlığın beyin hücresi olabileceğini düşüdünüz mü diyor.
yanlışım varsa düzeltilsin.
  • ayin yazari  (01.08.13 23:32:03) 
[]

istanbul'da ibranice

merhaba,

büyem (www.buyem.boun.edu.tr dışında ibranice kursuna sahip bir yer var mı acaba?

çok teşekkürler!

 
çeviri de yapan çevirmenlerden çok pahalıya özel ders alabilirsiniz ancak. özelders.com ve translatorscafe'de nadir sayıda mevcut kendileri.


  • 9kuyruklukedi  (03.08.13 22:45:24) 
[]

Üniversitede ingilizce sorunu

Üniversiteye başlıycam bölümün tüm derslerini inceledim tek sıkıntı ingilizce dersi olması. lisede fobim vardı resmen kopyayla filan hallediyordum ama artık iş ciddi. 2 ay zamanım var nasıl bir yol izlemeliyim? her türlü öneriye açığım




 
ingilizce diye fobi olmaz, kendini kandırma:)
öncelikle ingilizcesi eksik bir üniversitelinin/üniversite mezununun yaşayacağı zorlukları farketmelisin. İngilizcesiz gireceğin her işin, bulunacağın her platformun sana zorluk çıkaracağını bilmelisin.
Bu zorunluluğu kabul ettikten sonra, hangi ders için olursa olsun düzenli çalışma şart. İnternette onlarca site var dil öğretimi üzerine livemocha.com'a bakabilirsin.
Bol bol dizi izle, kulağın aşina olur dile. Oyun oyna, eğlenirken öğren:)
2 ay diye düşünme yani bu işi.
  • ilkot  (01.08.13 00:26:13) 
ilkot'un önerilerine ek olarak vakit kaybetmeden bir ingilizce kursuna yazıl derim. çünkü her ne kadar dizilerden, kitaplardan, oyunlardan vs bir şeyler öğrensen de bunu bir sisteme oturtman ve onun üzerinden ilerlemen gerekiyor.


  • lacunar  (01.08.13 00:50:13) 
bence ingilizce öğrenmeden okuldan mezun olduğunda daha ciddi fobilerin olacak.

ne güzel işte ingilizce dersin var. yol yakınken öğren.
  • mistreated  (01.08.13 00:58:15 ~ 00:58:35) 
  • compadrito  (01.08.13 03:44:32) 
birader o ingilizce dersine okutman gelir ve liseden hallicedir. am-is-are der sınavı da test yapar çeker gider. kafayı takma o derse. ha ingilizce mevzusuna gelirsek, her ne kadar itin götüne de soksam bu devirde ingilizcesiz olmaz.


  • aynshinqaf  (01.08.13 17:37:15) 
[]

ingilizce dinleme sorusu

videoda gecen bir kelimeyi anlamadim.

www.foreign.senate.gov

1:41:50'te baslayan boslugu doldurun:

"Prime Minister Erdogan, I believe, would be a very effective XXX and partner, if we have policy we could clarify to him and he could believe in."

XXX = ?

 
bana da oyle geldi ama ardindan kelime sonuna bir "er" ya da "or" getiriyormus gibi de geldi emin olamadim.


  • f_d  (01.08.13 00:13:18) 
[]

çeviri canavarlarına küçük bir rica

i thought it was really bad dream, like "we will never see each other" or "we can never move to each other"




 
ne soruyorsun ki burda? yani turkceye mi cevirelim ne yapalim anlamadim.


  • gec  (31.07.13 18:51:47 ~ 18:52:17) 
bunun "birbirimizi bir daha görmeyeceğiz" veya "birbirimize asla taşınamayacağız" gibi kötü bir rüya olduğunu düşündüm


  • the kene  (31.07.13 18:54:09) 
[]

çok basit bi çeviri

bunu çevirebilirmisiniz oldukça basıt ancak gramerlı olması lazım

• Learn American English from an American & Turk (Get up to 2 tutors per person, depending on needs, at no extra cost)
• Beginner to advanced levels
• All lessons include free take-home workshops
• We are located in Şişli

 
Amerikan İngilizcesini American & Türk'ten öğrenin (iki kişilik özel dersler, kişilere (seviyeye herhal) göre ders içerikleri, ekstra ücret talebi olmadan)
Giriş seviyesinden en yüksek seviyeye kadar (bence starter vurgusu yapmalı)
Tüm dersler için git-gel masrafları dahil (?)
Yerimiz Şişli'de.

biraz üstünkörü de olmuş olabilir. Azıcık boyayabiliriz.

*take-homeu çok yanlış anlamışım. bir homework olmasa da ödev ödevdir ^^
  • quanche  (31.07.13 17:25:58 ~ 20:47:46) 
[]

Eskişehir Dil Kursu

Selamlar, Eskişehir'de fransızca eğitimi almak istiyorum. Hangi kursun eğitimi nasıldır? Kim öğrencisiyle daha çok ilgilenir ya da eğitimlere daha çok önem verir? Gitmiş olanlar ya da gitmeyi planlayıp araştırma yapmış olanlar yardımcı olursa pek sevinirim.




 
bende tam aynı şeyi araştırmak üzereydim.. rezerv..


  • hcu  (08.08.13 16:45:00) 
[]

blood is thicker than water

Aile her şeyin üstündedir minvalinde bir anlama gelen bu deyiş için Türkçe bir karşılık arıyorum. Ammavelakin içinde "kan" sözcüğünün mutlaka geçmesi lazım. Kitapta yazar kana dayalı ilişkilerden uzun uzadıya bahsedip sonra bunu örnek veriyor.

Atasözlerinden bir şey çıkmayacak gibi. Saatlerdir arıyorum, bir şey yok. Deyimlere yeni bakacağım. Ama herkesin aklına yerleşmiş bir şiir dizesi, şarkı sözü falan bile olur:) Var mı aklınıza gelen bişi?


 
tamamen az önce kendim uydurdum.

"kan bağı her şeyden önce gelir."
  • kedili madam  (31.07.13 11:35:44) 
ben biraz daha alengirli, çağrışımlı bir şey arıyordum saatlerdir. bu kadar doğrudan şeyler aklıma gelmemiş:) teşekkürler.


  • idyl  (31.07.13 11:51:15) 
[]

çevir dedem (Coheed and Cambria)

Coheed and Cambria'yı bilenlerden çıkarsa daha bir iyi olur. Adamların albümleri konsept olduğu için muhtemelen sözler albümün hikayesinde bişeyleri anlatıyor.

Şu şarkıyı çevirecek babayiğit var mı? (Engin stalk ediyorsan hala, sen çevir bari, ingilizcen iyidir senin)

Coheed and Cambria'dan bu minvalde babator şarkı önerisi de alabilirim.

www.youtube.com

"The Hard Sell"

I'm paranoid and sick of this
World's misconception of things I did
My language poured across this wrist
In a metaphoric disaster
My guess, I'm missing out the punch line
Unless this hanging noose
Is fitted to be all mine

I stood by everything I loved
While you never understood me much

'Cause there's only one of me
And too many of you fighting over nothing
Oh, there's never enough cool for everyone
And before you know it you're selling out to be in

There's never enough cool

These eyes ungoverned are tearing us apart
Their ears forsaken have given up on art
Now, why believe in anything they praise
When one hand holds them the victor
While the other holds the shovel to their graves

I stood by everything I loved
While you never understood me much

'Cause there's only one of me
And too many of you fighting over nothing
Oh, there's never enough cool for everyone
And before you know it you're selling out to be in

Oh, this ticket window has closed
Save your money, baby
The next show's about to start
Where else can you get to watch this talent fall?
One by one they drop

I stood by everything I loved
While you never understood me much

'Cause there's only one of me
And too many of you fighting over nothing
Oh, there's never enough cool for everyone
And before you know it you're selling out

You're selling all of me
And too many of you fighting over nothing
Oh, there's never enough cool for everyone
And before you know it you're selling out to be in
You're selling out to be in

I stood by everything I loved

 
coheed and cambria denilen 2 karakter aslında bir çizgi romanın kahramanlarıdır. grup en başından beri bu çizginin konsept albümleri olarak ilerlemektedir. şarkılar tamamen çizgi romanla (çizgi romanı okumadım) birebir gider. yanlış bilmiyorsam çizgi romanların da sahibi vokalist claudio. ama gruptan başka biri veya claudioyla birlikte çiziyor olabilirler.

bunun dışında şarkı önermek dışında bir şarkılarının sözlerini çevirtecek kadar beğendiysen bütün albümlerini başta sona dinle derim. hadi önereyim. welcome home - dark side of me - 33 - devil in jersey city - delirium trigger falan. bunları beğenirsen devamını getirirsin zaten.

şahane gruptur coheed and cambria
  • dahaka  (31.07.13 14:11:16 ~ 14:12:04) 
[]

Şapkalı harfler var mı yok mu?

â, î, û

bazıları kullanıyor, bazıları kullanmıyor.

hukukta kullanıyorlar sanırım.

resmi alfabede harf olarak geçmiyor.
(düzeltme/şapka işareti, noktalama işareti olarak kullanılıyor.)

tdk kaldırmış, geri getirmiş vs.

neden bu kadar oynak bu durum?

nedir son durum? siz kullanıyor musunuz?

dil: Türkçe

www.tdk.gov.tr
tr.wikipedia.org

 
Var. Kullanıyorum


  • benaslindayohum  (30.07.13 22:40:30) 
Hala = hâlâ gibi karıştırma olasılığı olunca kullanıyoruz.


  • nickiyle oynayan yazar  (30.07.13 22:40:58) 
Kullansan da kullanmasan da doğru oluyor.

Resmi alfabede olmamasının sebebi â'nın ayrı bir harf olmaması. Benim bildiğim â ayrı bir ses değil de şapka bir imla işareti.
  • adoramer3ku  (30.07.13 22:43:28 ~ 22:44:06) 
fransızlar da alfabesinde göstermez, ispanyollar da, yunanlar da. türkçede sadece şapkayı (düzeltme işareti) kullanırız. ince l ve k (bazen de n) yı göstermede ve karışma ihtimali olan kelimelerde kullanılır. o harfi için kullanılmaz çünkü arapçada o harfi yok. örneğin:

dini
dinî

ilmi
ilmî

kar
kâr gibi. ayrıca kullanılıyor kalkmadı yani...
  • aynshinqaf  (30.07.13 23:25:14) 
Farklı anlama gelen, yazımı aynı başka bir kelime varsa kullanmak gerek. TDK öyle diyor.


  • alperz  (30.07.13 23:40:57) 
düzeltme imi hiçbir zaman tamamen kalkmadı. şehir efsanesinden ibaret o. hala-hâlâ, kar-kâr, hakim-hâkim gibi aynı yazılışa sahip olup okunuşları farklı olan sözcüklerde hep korundu. ayrıca k ve g harfinden sonra gelen ince a ve u sesleri için de hep kullanıldı. örnekse karargâh, kâğıt vb. bir de yazım kılavuzlarında yazmamasına rağmen yaygın kullanım olarak anı ile an-ı, ana ile an-a gibi sözcükleri karıştırmamak için kullanılıyor. mesela "ana kutsaldır." "şu âna kadar bunu düşünmemiştim." "bu anı benim için unutulmaz." "bu ânı unutmayacağım." bir de yine yazım kılavuzlarında yazmamasına rağmen ismin hal eki -i ile nispet eki -i'nin karıştırılabileceği durumlarda kimilerince bir kullanım mevcut. sözgelimi ticari, kitabi vb. yazarken î kullanmıyoruz ama fikir-i ile karışmaması için fikrî şeklinde kullananlar mevcut. yani "bu fikri beğendim" "fikrî mülkiyete inanmıyorum" gibi...


  • microfiction  (31.07.13 00:31:51) 
Kullanıyorum. Kullanmayanları kınamasam da kullanan bir kızla evlenebilirim gibi hissediyorum.


  • Dunedan  (31.07.13 00:54:38) 
[]

Porno vs Gerçek hayat (çeviri)

www.youtube.com hepsini anlayamadım, bu maddeleri türkçeye çevirebilecek varmı?




 
pornodaki pipiler ortalama insanınkinden 5-10 santim daha uzun
pornodaki erkekler saatlerce gidip gelirken erkeklerin yüzde 75i 3 dakika da boşalır
pornodaki vajinalar hep ufak birbirine benzerken gerçek hayatta çeşitli şekil renk ve büyüklüklerde olabilir.
pornoda kadınlar şıp diye uyarılırken gerçek hayatta 10 dakika önsevişme gerekir.
pornoda kadınlar sadece penetrasyon yoluyla orgazm olurken gerçekte kadınların yüzde 71'i olmaz

gibi şeyler.
  • r_u_h  (30.07.13 21:50:30) 
[]

uzakları yakın eder?! çeviri

'uzakları yakın eder' i ingilizceye çevirsek nasıl çevirirdik?




 
it makes distances closer. (closer yerine close da olabilir)

ya da

"it makes distant places closer" gibi daha açıklayıcı da olabilir

şu da olabilir:

"it makes far things near"
  • ermanen  (30.07.13 19:18:38 ~ 19:26:08) 
makes far closer.

far vardı closer da. biraz bunun tam bir karşılığı vardı ama hatırlayamadım. bunlar da iş görür ama.
  • sparkle kiddle  (30.07.13 19:34:40) 
geçen sene vodafone için yaptığım bir afiş için kullanmıştım bu sloganı; ama yanlış çeviri ile: '' it make the far closer''. afiş de burda i.imgur.com


  • stephane miroux  (30.07.13 20:01:34) 
[]

Twitter dan gelen Almanca mail

Hallo,

Twitter hat automatisierte Systeme, die zahlreiche automatisierte Spam-Accounts auf einmal erkennen und entfernen. Leider sieht es so aus, als ob Dein Account versehentlich in eine dieser Spam-Gruppen geraten ist.

Ich habe die Sperrung Deines Accounts nun aufgehoben, entschuldige bitte die Unannehmlichkeiten.

Bitte beachte, dass es eine Stunde oder so dauernd kann, bis sich die Anzahl Deiner Follower und derer, denen Du folgst, wieder normalisiert hat.

Vielen Dank!


Ne demek istemişler anlamadım çoğunu.

 
özet geçiyorum:

twiiterın otomatik sistemi var, tüm bu sahte spam hesaplarını tanımlamak ve sistemden uzaklaştırmak için kullanılıyor. Ne yazık ki, sizin hesabınız da istenmeden de olsa bu spam gruplarına önerilmiş.

hesabın kapatılışını durdurduk, ama bunun olası yansonuçları için özür diliyoruz.

Lütfen göz önünde bulundurun ki, followerlarınızın ve sizin followladıklarınızın düzelmesi birkaç saati bulabilir.

daha da özet:üzgünüz ya, sizin hesabı uçuruyorduk az kalsın. düzeltiyoruz şimdi. bekleyin azzıcık.
  • wiillii  (30.07.13 14:06:39) 
[]

ne anlama geliyo sayın filologlar..

intend to run it worthy of the kingdom ""
Krallığın büyüklüğünü anlatmaya çalışmak anlamına mı geliyor sayın filologlar...



 
çekip alınca olmamış. öncesi lazım. intend kısmı hariç "krallığa yaraşır şekilde yönetmek" gibi bişi.


  • nordlichleichts  (30.07.13 13:29:05) 
[]

Chuck Palahniuk nasıl okunuyor lan!?

Chuck Palahniuk'in / Chuck Palahniuk'un ?? :S




 
ben palanyuk diyorum ama doğruluğundan hiç emin değilim :D


  • fuzzy olmak istemistim  (30.07.13 11:43:44) 
(bkz: #2910141)


  • baldur  (30.07.13 11:44:16) 
Palonik diye okunuyo youtube vidyolarinda gordugim kadariyla.


  • albayrak  (30.07.13 11:47:34) 
palanik diye okuyorum ben ve şöyle yazıyorum "Palahniuk'in romanı"


  • pardonan  (30.07.13 11:52:28) 
  • pike  (30.07.13 12:20:42) 
[]

Bu söz ne ola ki ?

Öncelikle herkese günaydın !

Soru başlıktadır.
(bkz: when all you have is a hammer everything looks like a nail)

 
dervisin fikri neyse zikri de o olur


  • sttc  (30.07.13 07:19:25) 
kuzguna yavrusu anka görünür?


  • nereye bu gidis  (30.07.13 09:57:45) 
elinde çekiç varsa gözüne her şey çivi görünür.


  • elmalili hamdi yazar  (30.07.13 13:01:39) 
[]

minik bir çeviri

"Not In My Lifetime, Not In Yours, Either"
Bu söz ne anlama gelmektedir? Stephen King sıkı bir Red Sox hayranıymış ve mezar taşına bu sözün yazılmasını istemiş.



 
"ne benim ömrü hayatımda, ne de seninkinde" gibi bir şey.


  • glah  (29.07.13 23:47:42) 
glah +1

"ne benim hayatım boyunca, ne de seninki" şeklinde de çevrilebilir. Red Sox şampiyon olamadığı için yazdırmış heralde.
  • jpsartre  (30.07.13 00:01:07) 
[]

işitsel-dilsel ingilizce öğrenimi için program, yazılım vs.

ingilizce öğrenimi konusunda konuşma ve dinleme bazlı ilerlemek istiyorduk ve bu pimsleur işe yarayacak gibi görünüyordu ama "türkler için ikinci dil olarak ingilizce" diye bir programları yokmuş.

www.pimsleur.com

bunun yerine konuşma ve dinleme pratiği ve egzersizi sağlayacak bir nane arıyorum. livemocha bir yere kadar gider, peki rosetta stone işe yarar mı? bildiğiniz başka bir program var mı?

teşekkürler.

 
(bkz: english club tv)
sanırım tivibu üzerinden ücretsiz erişebiliyorsunuz.

  • porn star  (29.07.13 17:35:46 ~ 17:36:11) 
Aradığın effortless english. Torrentte bulabilirsin.


  • wrayburn  (29.07.13 21:23:18) 
[]

fransızca yardım sivuple??

iyi geceler, çok basit bir dille türkiyedeki caddeler sokaklarla ilgili bi paragraf yazı yazmam gerekiyor da biri yardım edebilirse şahane olur. ben türkçe yazayım buraya.

Türkiye'de bir çok sokağın ismi aynıdır. cumhuriyet caddesi ve atatürk bulvarı en yaygın olan isimlerdir. sokak isimleri bölgeden bölgeye değişebilir. örneğin ege bölgesinde bir çok sokağın adı 'efeler'dir. bölgelerde yetişen ürünler de sokaklara adlarını verebilirler.örneğin, incirliova caddesi, kirazlıtepe mahallesi. siyasilerin isimleri de kullanılır celal bayar bulvarı gibi.


 
En Turquie il y a beacoup de rues dont les noms sont identiques. Les noms les plus communs sont Cumhuriyet Caddesi (La rue de republique) et Atatürk Bulvarı (Le boulevard Atatürk). Les noms des rues peuvent varier selon la région. Par exemple, dans la région egéenne beaucoup de rues portent le nom de "Efeler". Les produits agricoles cultivés dans la région peuvent donner leur nom aux rues. Par exemple, İncirliova Caddesi (La rue de la plaine aux figuiers), Kirazlıtepe mahallesi (Le district de la colline aux cerisiers). Les noms des hommes politiques peuvent aussi s'utiliser comme Celal Bayar Bulvarı (Le boulevard de Celal Bayar).


  • mistreated  (29.07.13 00:06:19 ~ 00:10:22) 
[]

bir cümle ingilizce çeviri ricası

ebay'de bir satıcının ürünü satılmadan kapanmış. onu almak istiyorum, ona sormak istediğim şu:

"eğer ürünü tekrar satışa koyabilir ve türkiye'ye gönderim yapabilirseniz satın almak istiyorum."


 
if you could put that item on sale again and ship to Turkey, I would like to buy it.


  • compadrito  (28.07.13 22:12:27) 
[]

Fransızca'dan Türkçe'ye çeviri ücret

10 sayfa, çok teknik kelime bilgisi gerekmiyor, 200 tl dediler. Ederi nedir, yapayım mı?




 
tercüme bürolari sayfasi 10 € dan ceviriyor genelde. ordan kendi ederini hesaplayabilirsin.


  • nacarkizi  (28.07.13 21:32:24) 
[]

"Emanationism" kelimesinin Türkçesi nedir?

Baktım da bulamadım sanki.




 
türümcülük.
ama bence emanasyonizm dense daha iyi gibiymiş sanki.

  • siradan bir adam  (28.07.13 04:53:49) 
[]

"gaydouraki mou" ne demek? yunanca olabileceğinden...

"gaydouraki mou" ne demek? yunanca olabileceğinden...şüpheleniyorum...




 
[]

"zingy" tat için türkçe karşılık önerileriniz?

selamlar! aslında tam anlamıyla yabancı dil sorusu sayılmaz. bana şu lazım: bir kekin içine portakal kabuğu rendesi koyarsanız, kekin ..... bir tadı olur. boşluğa hangi sıfat gelmeli? türkçem durdu. "portakallı" demeyin rica ederim. rendelediği şey limon da olsa portakal da olsa fark etmeyecek genel bir kelime lazım.




 
kekremsi diyolla ama


  • female demon  (27.07.13 13:22:41) 
şimdiye kadar yemeklerde falan hep keskin diyordum da kekin içinde portakala keskin demek garip geldi. portakal kabuklu keke keskin tadı var demek kulağınızı tırmalamıyorsa keskin diyeceğim sanırım.


  • kül  (27.07.13 13:36:07) 
Portakallı keke 'keskin' ifadesi pek iyi durmuyor. Fakat ne kullanılması gerektiğini de bilmiyorum.


  • berat1058  (27.07.13 13:45:02) 
'hafif keskin' denebilir belki.


  • knight of cydonia  (27.07.13 13:54:58) 
keskin tat yerine keskin aromalı tat diyebilirsiniz.


  • whoosie  (27.07.13 14:10:01) 
[]

fransızda bilen biri?

linkteki açıklamaları çevirebilecek birisi var mı? translate pek verimli olmuyor.

birde bonus olarak yurtdışı telefon görüşme ücretleri ve internet paketleri hakkında bir şeylerde söyleyebilir misiniz, orada yazıyordur muhtemelen.

www.tunisiana.com

 
- 5 tunus dinarı hoşgeldin hediyesi var
- uluslararası aramalar %25 indirimli
- yüklenilen paranın %40ına kadar bonus yükleme
- lokal olarak her yeri avantajlı aramanı sağlayan özel sistem
- sms, mms, internet gibi yüksek teknolojiler
- 90 gün geçerli

grille tarifaire de yazdığı üzere türkiye zone 3 sanırım dakikası 0.5 dinar ediyor o zaman. diğer ülkeler için de oraya bakarsan görürsün.
internetin de kb'ı 4 milim (kuruş mu denir ne denir bilmiyorum) 16 kb'ta kesim yapılıyo yani 1 kb da kullansan 16 kb da kullansan 16 kblık para ödüyosun. kb çok küçük olduğundan mühim bişiy değil. sonuçta mb'ı 4 dinar felan işte .
  • zamazengo  (26.07.13 02:07:10) 
[]

ingilizce çeviri (biraz uzun)

veganlıktan vazgeçmiş ve nedenlerini anlatmış ablamız da çok merak ettim ne dediğini, zamanı olan biri çevirirse sevinirim.

"
Dear friends,

I am no longer vegan.
And I am still passionately devoted to helping as many people reach their ultimate health as I can. By helping them accept their cravings and working with their unique bodies to create lives of meaning, freedom and radical self-acceptance.
I’ve been thinking of how to tell you this story for some time now.
What I’m about to share may come as a total shock to you.
You might want nothing to do with me after today.
But I’m really hoping that you feel hopeful and breathe a sigh of relief.
13 years ago, when I decided to eat a vegan diet and live a vegan lifestyle, I did it for my health.
My body was suffering from years of unhealthy eating and a whole-foods, plant-based diet rebooted my entire being. Quickly. It was a relief and a miracle, in my mind.
The more I learned about how our food culture operated, how animals are raised in such unhealthy, horrifying conditions, and how animal protein production adds so significantly to global warming, I resonated deeply the vegan way. It felt good and clean. It felt right and my body thrived.
For a great long while.
And for a while, I thought many of the world’s problems could be solved if more people ate this way. We could end hunger if we fed grain to people instead of cattle. We could end global warming if we reduced the fertilizer, trucking and refrigeration required to produce meat. We could end the obesity epidemic.
What I ate aligned with what I believed.
And that was that.
But then, a few years ago, something began to shift.

The Uprising

My body started craving the “bad” stuff. Namely, meat.
It used to be that, when a friend ordered a burger out at dinner, I was slightly (though quietly) disgusted.
But I started noticing a different reaction.
Instead of disgust, I started to salivate.
The impulse to order salmon instead of salad with tofu at my favorite restaurant was overwhelming.
And, for me as a vegan, it was confusing, too.
At first, I thought: “I must be mineral deficient. Or maybe I need more concentrated protein. I’ll eat more sea vegetables. I’ll just add more nuts and hemp seeds and drink more green juice. Then the cravings will stop.”
I denied these cravings and tried to “talk my body out of them”.
I hid my cravings from myself, and my community.
I ate more sea vegetables in order to add more minerals to my diet as I had told so many of my vegan-curious friends to do. I chose more protein-heavy plant foods on a regular basis. I avoided sugar and drank green juices by the pint, all in an effort to give my body the nutrition that I thought my body was asking for.
I tried for over a year.
I felt ashamed. If I was “doing it right” I wouldn’t have these cravings, would I?
And still, the cravings persisted.

The Vegan Ideal

While these cravings warred with my vegan-teacher self, I noticed that most of my health coaching clients and readers were not vegan. Many of them were interested in trying this style of eating, often for the same reasons that I had.
They love animals and don’t want to contribute to their suffering.
They care about the planet and our global health.
They want to feel well in their bodies and lose weight.
Yet, some of these clients weren’t thriving on a vegan diet. Some were sicker and heavier after going vegan than they were before.
And they were so ashamed. Ashamed that it didn’t work for them when they thought it a moral, “right and kind” diet. Ashamed that the weight loss others had experienced wasn’t happening for them.
They felt like failures.
From that place, they craved something different.
They were looking for a state of health and well-being where they didn’t feel judged or guilty for their bodies’ needs… or cravings.
And I told them what I started to tell myself:
Some cravings are just your body telling you what it needs.
So I began coaching more and more people to trust their bodies.
To learn to listen to their own, innate knowing.
To live their truth.

And people began to relax and feel better in their bodies. They lightened up about food and felt better about themselves. Once they started listening to their bodies and trusting themselves, the judgment about food lifted and they started eating better because they wanted to, not because they “should.”

The Hardest Part
For many of these people, the hardest part wasn’t eating animals again. Even though they loved animals, and many had rescued their pets from shelters or donated money to environmental groups.
The hardest part was the shame. That they weren’t living up to the “vegan ideal.”
I saw their struggles.
And it made me guard my secret more tightly.
I told no one of my own cravings for meat or fish or eggs.
Even as I was helping others come to terms with the perfection of their own bodies and cravings, to learn to love and accept themselves as they were showing up, to be honest and real in their life…
… I was hiding my own truth.

The Turning Point
As time went on I couldn’t stand myself.
I had to eat some meat to experiment.
I had to experience how it felt to eat animal foods again, if only to prove to myself that it wasn’t really all that good. That it was just a thing I could manage or handle, like some addiction.
So, with the support of a few close, trusted friends, I allowed myself to eat what I was craving and started with some eggs.
The emotions of guilt and confusion I felt almost overwhelmed my ability to listen to what my body was saying – my human-animal body.
I started to think:
“What are you doing?! You shouldn’t be eating this – how can you even like the taste of this when you know where it comes from?!”
But I tuned in to my body instead of my thoughts.
And my body said YES.
It felt good and strong. And it wanted more.
Sneaking Around

My mind and morals popped up and batted down those overwhelmingly positive body sensations, but it became like a world-class tennis match.
Cravings from my body would SHOUT for meat, and my brain and logic would violently shove it away.
This went on for months.
I would secretly visit restaurants or stores and buy “contraband” animal foods, scurry home, and savor the food in solitude.
It’s so strange now to realize that, after working for 12 years as a health and wellness professional, I’d developed an eating disorder.
It reminds me of that new term orthorexia – the idea that we can become unhealthily obsessed with eating the “right, perfect foods.”
And a glimmer of hope began to dawn on me – that I could support even more people to feel good and get healthy without the shame, judgment and guilt if I brought my own struggle to light and shared my story.

Coming Out of the Closet
I began to see my cravings for animal foods from a different angle.
It wasn’t immoral or wrong.
It just was.
In fact, I came to believe that trusting your body, living your truth, whether it be vegan, part-time vegan, flexitarian or carnivore is all inherently good.
I thought about coming out sooner, but I was afraid. Afraid of what my vegan friends would say. Afraid of what my family would think. Afraid what would happen to my health coaching company that I was working so hard to build.
And I was worried what my clients and readers – what YOU — would think.
Would you feel betrayed? Would you be upset that I had lied all that time?
But I was suffering under the weight of my secret. I was living two lives. I hoped that one day I would be brave enough to talk openly about my experiences and about what I saw as a new possibility for health and wellness.

Today is that day.
As the revealing of my secret came closer, as I began to eat openly in front of my family and talk with a few vegan friends about my evolution, I noticed something very contradictory.
While my family and closest friends were completely accepting and loving towards me as I began to eat animal food products, I saw how that wasn’t always how it went with everyone.
Recently the actress-comedienne Ellen Degeneres, one of the most popular vegans around, mentioned that she had been eating eggs from her neighbors “happy chickens.” The response from the vegan community was swift and harsh. Diatribes on blogs and Facebook posts against her for “lapsing and lying” we’re harsh.
How is that compassionate, I thought?
Compassion.
This was a word I had given to the vegan community completely. But I began to realize that we need to offer compassion for all creatures, all animals, all humans, ourselves, in order to be truly compassionate.
And I realized that by keeping my truth a secret, I was adding to the hostile food-culture that so many feel trapped by.
The food culture that makes being overweight a crime and a weakness.
The food culture that makes eating what your body needs a moral dilemma.
This culture that has produced the most unhealthy, food-and-weight obsessed and ashamed generations the world has ever seen.
And it’s killing us in so many ways.
So I’m writing you this letter and telling you all in the hope that you and I can bring the dialogue to a new place.
A place where we can begin to have more compassion for ourselves and each other.
A place where we take the morality, perfectionism and rigidity out of our food.
A place where we can live truly healthy lives without the fear of judgment that who we are or what we need, is wrong.
A place where we can be ourselves.

What I Believe
I believe there is a middle way. There is no ONE way that everyone should live or eat. People can still love animals and care about protecting the environment AND honor their own animal bodies and consume the foods that they need.
I believe there are many paths to health.
I believe you can love and care about animal welfare and still consume them.
I believe that a vegan, whole-foods diet saved my life and is a delicious, valid, healthy style of eating for many people.
I believe that a vegan diet should be promoted as one of many possible ways to get the body and life that people crave.
I believe most people should be eating more vegetables and less processed, chemicalized, processed junk food.
I believe we should restructure the way animals are raised so that they live in more natural, comfortable, humane surroundings and stop force-feeding them 80% of all antibiotics used in the US.
I believe humans are animals. And some animals need to eat other animals to be healthy. Some do not.
And I believe in the innate kindness of people. And that by having compassion for each other, no matter how we eat, we are creating a new food culture, and a better world.
A culture and world that is free of shame.
And I am still passionately devoted to helping as many people reach their ultimate health as I can. By helping them accept their cravings and working with their unique bodies to create lives of meaning, freedom and radical self-acceptance.
It has been such a huge relief to me to stand in the full view of the people I know and respect. To state my truth from a place of self-acceptance instead of shame. And I hope you’ll join me in exploring the evolution of your diet, wellness and life dreams.
With all my love, hope and thanks,
Alex
"

 
cok uzun be yoksa cevirirdim.


  • the kene  (25.07.13 20:57:23) 
kisaca veganmis, eskiden hic yuurta et filan cani cekmezmis, midesi bulanirmis, ama ne olduysa yakin zamanda oldu diyor. et gorunce filan agzi sulanmaya baslamis, yerine baska seyler yemeye calismis, daha cok yesillik, deniz bitkileri vs, ama olmadi diyor, yine et gorunce dayanamamaya baslamis. en cok da cevre baskisindan korktum diyor. mesela ellis degeneres komsusundan yumurta aldigini soyleyince cok tepki gormus. aynisini ben de gorebilirdim diyor. ama zamanla gizli gizli alip evde yemeye baslamis. kalbi istemezken vucudu istiyormus hayvansal urunleri, sonunda orta yolu bulmaya karar vermis. saglikli yetistirilmis hayvanlar, hormonsoz gidalar vs.


  • el desaparecido  (25.07.13 21:17:55) 
[]

Mecalisün nefais ve muhakemetü'l lugateyn hangi dil ?

Merhaba,

başlıktaki iki eseri araştırdığımda dillerinin çağatayca olduğunu öğrendim.

çağataycaya baktığımda kuzey doğu türkçesi olduğunu öğrendim.

sınavdaki seçenekler

kuzey türkçesi
batı türkçesi
orta türkçe
eski türkçe

idi. hangisi doğru oluyor ?
emin olmayan yazmazsa sevinirim. "kuzey-doğu" ise kuzeydir demeyi biz iyi biliriz.

 
orta türkçe olması gerekir. pek emin olmamakla beraber c şıkkı diyorum.


  • ziya özdevrimsel  (25.07.13 15:40:54) 
emin olamadım ve kafam da karıştı. bana güvenme sen.


  • ziya özdevrimsel  (25.07.13 15:47:13) 
şıkların yanlış olma ihtimali var mı ?


  • fakyoras  (25.07.13 15:50:37) 
elimdeki dil tarihini inceledim. çağatayca dönem açısından yeni türkçe'nin içerisine giriyor. orta türkçe olamaz. batı ve kuzey(kıpçak) türkçesi de değil. şıkların yanlış olduğu kanaatindeyim. bildiğin doğu türkçesi olmalı bu.


  • ziya özdevrimsel  (25.07.13 15:54:43) 
Kuzey Türkçesi. Hazarlar, Çağataylar gibi ülkelerin hüküm sürdüğü yerde konuşulan dil Kuzey Türkçesi, kadim Türklerin yer aldığı Orta Asya'da yaşan Türklerin diline ise Doğu Türkçesi deniyor.

Kabaca: i.imgur.com
  • kadirgali huseyin olmayan adam  (26.07.13 03:16:02 ~ 04:54:10) 
[]

he is the elephant in the room that never sleeps

the way that i need you adli sarkida geciyor bu soz. hatta he is elephant in the room that never sleeps but you dream about him every two weeks diyor. burdaki elephant hangi anlamda kullanilmis acaba




 
"odadaki fil", "aslinda herkesin farkinda oldugu, ama kimsenin bahsini etmedigi gercek" anlaminda bir deyim.


  • el desaparecido  (25.07.13 14:57:51) 
[]

Birim Sorumlusu

Örneğin "Kafeteryalar Birim Sorumlusu" "Yurtlar Birim Sorumlusu" gibi üniversitenin çeşitli birimlerinin "Birim Sorumlusu" kelimesi ingilizcede nasıl yazılabilir?

Bu birimler 2-3 kişilik birimler de olabilir. "Manager" biraz ağır kalıyor, ingilizcede başka bir karşılığı var mıdır bu "Sorumlu" kelimesinin?


 
responsible??
division responsible gibi

  • sannora  (25.07.13 10:33:13) 
unit supervisor, bizde böyle en azından.


  • celik comak  (25.07.13 10:55:32) 
Unit Manager ya da Unit Superviser. Division > Unit.


  • mat couthon  (25.07.13 11:18:34) 
Division Supervisor kullanabilirsin.
"Catering Division Supervisor" ve "Dorms Division Supervisor" olabilir
Unit - Division - Department olarak küçükten büyüğe gidecek şekilde.
  • makarnaci  (25.07.13 17:32:25) 
[]

Türkçe-İngilizce: çok iyi olurdu ama şu an biraz yoğunuz

Selamlar,

Yukarıdaki gibi bir cümleyi nasıl çevirebilirim? Resmi yazmak istiyorum.

That would be nice; mesela yeterince resmi olur mu?
Geri kalanı için busy kullanmak yerine başka bir alternatif olabilir mi?

Teşekkürler.

 
bence çok iyi olmuş,
It would be nice, however we are busy in these days. diyebilirsiniz. would gayet resmidir. busy de çok kullanılır.

  • insan opusen hayvandir  (25.07.13 10:03:53) 
that would be VERY nice, but we ARE a little bit busy at the moment

el desaparecido bu işi iy biliyo
  • compadrito  (25.07.13 10:49:07) 
[]

easygo nasıl bir kurs?

arkadaşlar easygo ingilizce kursuna giden var mı aranızda?
gitmeyi düşünüyorum ama hiçbir yerde giden birilerine rastlamadım, önerilir mi? uzak durulması mı gerekir? fikri olan



 
İngilizce kurslarının tamamından özellikle de yaz aylarında uzak dur.


  • taylor durden  (01.08.13 15:55:41) 
1 ... • ... • 122 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.