[]

ingilizceye çevirsek ya :ı

daha once hiç böyle bişey söylememiştin,cok sasırdım sahiden.gelmeyi cok isterim fakat orada senden baska tanıdıgımın olmaması beni biraz korkutur.tekrar italyaya gitmeyi dusunuyodum ama bunu değiştirebilirm sanırım. kos'a gelmeyi cok istedim vize işlemlerinin bitmesi senin donus tarihine denk geliyodu, cok yogun calıstıgım ıcın de herhangı bısey yazamadım. en kısa zamanda görüşürüz umarım




 
You have never told me something like that before, i am really suprised. I really would love to come but it scares me a little that i know nobody in there except you. Actually i was planning to go to Italy again but i think i might change that. I really would love to come to Kos but Visa procedures will be completed at your departure date and because of my works i couldnt write to you. I hope to see you soon.


  • peace.on  (08.09.13 15:50:59 ~ 15:51:38) 
[]

Ufak bir Türkçe-İngilizce

Arkadaşlar rica etsem şu paragrafı benim için ingilizceye çevirirseniz çok minnettar kalırım.

"Merhaba.

Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim ancak Türkçe gönderdiğim mail'i neden ingilizce cevapladığınızı anlayamadım. Bu yaptığınız son derece rahatsız edici bir davranıştı. İyi günler."

İngilizceden türkçeye çok sıkıntı yaşamıyorum ancak Türkçe-ingilizce kasıyor. Şimdiden teşekkürler.

 
karsi taraf turkce biliyor ve sizin yazdiginiz emaile ingilizce cevap veriyorsa o kisiye bu yazdiginizi yollamalisiniz. ingilizcesini yazarsaniz bir anlami olmaz bu emailin.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (08.09.13 03:03:58) 
Verdim, vermez olurmuyum. Minnettarda kaldım ancak bakmaya fırsatım olmadı. Bugün baktığımda da kaldırmıştın.


  • iorveth  (08.09.13 03:04:25) 
First of all, thank you for your interest; hovever, i didn't understand why you answered my Turkish mail in English. What you did was very annoying. Have a good day.


  • el desaparecido  (08.09.13 03:07:47) 
@babamasoliimbananickaldırsın
alaycılık sezdim ben hareketlerinde, hani aşağılama girişimi. Sonuçta anladığı halde böyle davranmasında iyi niyet göremem. Bilmiyor uğraşsın mantığı. Ki hani gönderdiğim mail i anlaması için türkçesinin iyi olması gerekiyordu.

  • iorveth  (08.09.13 03:07:55) 
tamam iste aynen ben de o yuzden turkce yazin diyorum. ayni seyi almanlarla yasadim mukemmele yakin ingilizce bilmelerine ragmen ingilizce yazdigim emaillere onlarca defa almanca cevap verdiler. ama ben 1 kere bile almanca yazmadim onlara. simdi ing. yazarsaniz onun istedigi olacak.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (08.09.13 03:11:03) 
Doğru söylüyorsunuz aslında. Bir mail hazırladım taslaklarda. Yarın düşünüp atacağım.


  • iorveth  (08.09.13 03:59:26) 
[]

1 eylül yds sonuçları

sonuc.osym.gov.tr

benim 90


 
tebrikler


  • MiraTaurus  (06.09.13 19:43:20) 
aferin.


  • japon askeri  (06.09.13 20:13:19) 
helal


  • bigl0rd  (07.09.13 01:57:23) 
[]

mailde ne diyor?

allposters.com.tr ‘ye başvurdugunuz için teşekkür ederiz.

We have only received a pending pre-authorization request from your financial institution. When we request an authorization for your purchase, your financial institution may place a hold on your account for the amount of that pre-authorization request.

Most financial institutions will remove a pre-authorization hold from your account in 3-5 business days after the pre-authorization request. Since policies vary between different financial institutions, we recommend that you contact your financial institution with any further questions about a pre-authorization. Allposters will not release pre-authorization holds.

If you require further assistance, please feel free to contact us again.


bi siparişi iptal ettim.ama ücret iadesi olmadı bunun üzerine gelen cevap ne diyor tam olarak?

 
bu tür iptal durumlarında ödeme provizyonda kalır. yani şimdi hiç açıklama yapıp kafa karıştırmaya gerek yok en geç 5 iş günü içerisinde para iadesi olur. adamların bir suçu yok ebayden de iptal etsen aynı şey olur, amazondan da. provizyon süreci öyle


  • ack3000  (06.09.13 17:06:24) 
senin karttan yaptığın ödeme henüz provizyon bekliyomuş. şu an bizim iade edeceğimiz bişey yok dolayısıyla bize de gelen para yok diyor.


  • portnoi  (06.09.13 17:09:07) 
[]

Bilgisayar başında speaking!

Güzel olmaz mı? Hepimiz writing, reading, listening olayında döktürüyoruz ama Türkiye'de yaşayanlar olarak "akıcı konuşamıyorum, konuşma ortamı bulamıyorum" diyoruz.

Belki "anonymously random chat" tarzı şeyler olursa harika olabilir. Ya da bunun için Skype grupları vs.

Önerileri bekliyorum.

 
görüntü olmazsa kimse itibar etmez, görüntülü olursa da chatroulette'e döner, çük görmekten gına gelir.


  • temasettin  (06.09.13 16:14:19) 
verbling diye dil öğrenmeye yönelik görüntülü sohbet sitesi var aslında.
referansımla üye olmak isterseniz: verbling.com

  • buzdagi  (06.09.13 16:24:57 ~ 16:27:38) 
az önce chatroulette'de birkaç saat takıldım ve yalnızca üç beş kişiyle uzun sohbet imkanım oldu.

edit: aman diyeyim "interests" kısmına birkaç spesifik ilgi girin. random girerseniz hoş olmayan manzaralarla karşılaşabilirsiniz.

en azından örnek vermek gerekirse "pink floyd" yazıp girerseniz saçma bir şeyle karşılaşmazsınız.
  • hadi ya la  (06.09.13 18:50:58 ~ 15.09.13 20:30:27) 
[]

yapılmıştır edilmiştir v.s.

başlanmıştır tahmin edilmektedir gibi şeyleri ingilizce nasıl ifade edebiliriz ki

mesela

firma ile 3 yıl önce çalışılmaya başlanmıştır gibi

 
passive yapmamak daha doğru gibi. aktif bir cümle şeklinde;

we started to work with x company in 2009.
  • omer gibi  (06.09.13 09:18:21) 
our parnership started at 2010 formatı nasıl?


  • eksi sozluk e bir daha geldim  (06.09.13 13:06:11) 
[]

Bu görselde tam olarak ne diyor? (İngilizce)

Görsel işte bu:
fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net



 
Sivrisinek kolunuza konduğunda kol kaslarınızı kasmanız, sivrisineğin o şekilde kalakalmasına sebep olabilir. Bu noktada, sineğe vurabilir ya da kaslarınızı daha da kasabilirsiniz. Bu bazen sineğin fazla kandan patlamasına bile yol açabilir.


  • nevarki  (05.09.13 17:23:12) 
[]

Toefl'a son sıralar girenlere 1 sorum var

Merhaba

Writing soru 1 de okuma parçası 4 paragraf mıydı yoksa 2 mi ?

Ben notefull dan çalışıyorum ve adamın dedikleri genelde çıkıyormuş ama longmanda gerçekten çok farklı

Var mı tecrübeli olan ?

 
kisa kisa 4 paragrafti.

16 agustosta girdim.
  • fakyoras  (05.09.13 16:23:30) 
longman'ı geç.


  • bigl0rd  (05.09.13 21:08:42) 
Longman writing de iyi değil ama reading ve listening için tavsiye edebilirim. Tarihe not olarak düşün bunu


  • EXXE01  (06.09.13 15:06:46) 
[]

ingilizce altyazılı dizi izlemek

pre-intermediate seviyesinde ingilizcem var. ingilizce altyazılı izleyerek kendimi geliştirmek istiyorum ama biçoğunu anlamıyorum. dolayısıyla sıkılıyorum. bunu bi ders olarak görüp hergün yapmak istiyorum ama hem sıkılıyorum, hem de ne derece faydalı olur bilemiyorum. süreklilik sağlayıp devam edersem speaking anlamında geliştirir miyim kendimi? ve önceden anlamadığım şeyleri zamanla anlar duruma gelir miyim?

gramer bilgim -perfect tense'ler haricinde- iyidir. writing'de iyi sayılırım, ama sıkıntı speaking ve listening'de. bunun için de ingilizce altyazılı film/dizi izle diyor herkes.


 
elbette ingilizceyi geliştirmeye faydası olur. ama eğer zorlanıyorsn sana tavsiyem 2 altyazı gösteren bir player kullan. üste türkçesini alta ingilizcesini koy. varsayılan olarak alttakini oku. anlamadığın durumda üste bak. ha tabii altyazı çevirmenlerinin birçok durumda insiyatif aldığı da bir gerçek. birebir çevrilmez her zaman altyazı. dolayısıyla bazı durumlarda bunun tam karşılığı budur gibi bir yanılgıya da düşme.


  • transparent layer  (05.09.13 16:10:19) 
ben pre-intermediate intermediate seviyesinden advanced e sadece film izleyerek getirdim. ilkokul 5e kadar ozel okulda cok sey ogrendim ortaokul lisede bok gibiydi egitim unuttum gitti cogu sey ama lisede ne zaman film izlemeye basladim.. o zaman halloldu. ilk turkce altyaziyla basladim ama sikilmazsaniz transparent layer in dedigi gibi 2 altyaziyla izleyebilirsiniz bi sure. km player i tavsiye ederim onda yapiliyor 2 altyazi.

ayrica bir ingilizce altyaziya gecip anlamaya basladiktan sonra turkce altyazilarin ne kadar basarisiz oldugunu da goreceksiniz :) bunun farkedildigi an turkce altyaziyi komple birakip ne kadar bilinmeyen kelimeler olsa da sadece ing. altyaziyla devam etme zamanidir. bu asamaya gelmek kolay, asil olay altyaziyi komple birakmak. o bazi filmler icin cok zor. tavsiyem friends :) genel olarak cok az zor kelime var 10 sezonda. bir cok sey defalarca tekrar ediliyor. bir diger tavsiyem de onceden izlediginiz filmleri (dublaj ya da turkce altyaziyla) bir sure gectikten sonra ing. altyaziyla izlemeniz. hafizaniz cok kotu degilse ve bir filmi benim gibi 100 kere izlemekten sikilmiyorsaniz bu cok sey ogretecektir.

film/dizilerin konusmaya da anormal yardimi oluyor. ben henuz 1 gun gecirmis degilim ingilizce konusulan bir ulkede. amerikan lisesinde falan da okumadim. couchsurfing de kullanmadim internette calistigim yabanci arkadasim da yoktu olmadi hic :) ama ayda yilda bir bi yerde bi yabanci olsa konusmam muhabbet etmem gerekse bir bakiyorum akici duraksamadan aksansiz cok rahat konusabiliyorum. kendime de sasiriyorum. film dizi olmasa i iiihh diyip dururum + agir da bir aksanim olur. ama normal.. bir kelimeyi binlerce defa duyduktan sonra hala yabanci gibi soylemek icin ya dilin donmemesi lazim ya da inatci olmak.

neyse cok uzun yazdim sorunuz olursa yazin yine
  • babamasoliimbananickaldirsin  (05.09.13 16:29:54 ~ 16:31:49) 
belki daha basit şeyler izleyebilirsin. mesela slang in fazla geçmediği, zencilerin daha az olduğu diziler olabilir( malum ne dedikleri pek anlaşılmıyor)


  • irsh92  (05.09.13 18:57:26) 
[]

ingilizce iki cümle

Merhaba, çevirebilir misiniz?

Another tenant's moved in.
You'll have to stick it out.

--

How long will you go on
seeking mankind's undoing?


ikisi birbirinden bağımsız cümleler.

 
başka kiracı geldi
çıkmak zorunda kalacaksınız.


insanoğlunun bozulmasını daha ne kadar araştıracaksın, arayacaksın gibi bir şey diyor burada da.
  • chandler bing1  (05.09.13 15:16:40) 
Başka bir kiracı eve taşındı.
Onu dışarı çıkarmak zorundasın.

--

Ne kadar daha insanlığın bozuluş sebebini aramaya devam edeceksin?
  • juvee  (05.09.13 15:20:05 ~ 15:31:09) 
stick out, dayanmak zorundasın, kabul etmek zorundasın demek. sallamayalım.

www.merriam-webster.com
www.thefreedictionary.com
  • [silinmiş]  (05.09.13 15:23:20) 
yukarıdaki cümle ile bağlantılı anlamına bakarsan evden -den dışarı çıkarmak anlamında sallamıyoruz.



tureng.com
translate.google.com.tr
  • juvee  (05.09.13 15:28:12) 
Birincisini

Bir başka kiracı taşındı.
Buna katlanmak zorundasın.

şeklinde anlıyorum ben.

www.urbandictionary.com
dictionary.reference.com
  • zombi  (05.09.13 15:43:56 ~ 15:46:24) 
[]

İngilizce Çeviri (Facilty?)

Quality Assurance for Structural and Technical Facilities

buradaki facility tesis olan facility değil di mi?

değilse ne?

 
Evet, tesis.


  • kaptan memo  (05.09.13 13:53:23) 
tesis değil, imkan, olanak olarak çevirmek daha iyi olur.


  • bigl0rd  (05.09.13 14:34:16) 
[]

direct report / dotted-line report

bildiğim kadarıyla direct report birine doğrudan bağlı çalışan demek. dotted-line'ı tam kavrayamadım. ne olabilir?




 
dotted line olan kisi sizin direkt patronunuz degil,maasinizi veren kisi degil, ama yine de memnun etmeniz gereken, sizi yoneticilere ispikleme veya iyi bahsetme ihtimali olan kisi.


  • el desaparecido  (05.09.13 05:49:25 ~ 05:50:44) 
multinationallarda olur öncelikle.

Bir örnek şu: ülke hr müdürü, doğrudan yurtdışına bağlı olabilir. performans değerlendirmesini yurtdışındaki regional hr müdürü yapabilir. ancak bulunduğu ülkenin müdürüyle doğrudan çalıştığı ve işlerin büyük kısmını da onunla hallettiği için dotted-line olarak ona bağlı olur.

bu müdür maaş artışına pek karışmayabilir o kişinin, bu şirketten şirkete değişebiliyor. yine aynı şekilde performans değerlendirmesini direct line'ı yapıyor olsa da, direct line ile bağlı olduğu müdürü dotted-line'a daima görüşünü soracaktır. hatta bazı şirketlerde performans değerlendirme ekranında hem dotted line'ın hem de direct line'ın yorumları bulunabiliyor.
  • zaugnakhaldun  (05.09.13 08:30:17) 
[]

İngilizce çeviri

şu iki cümleyi çevirebilir misiniz?

When I make a big deal out of things, it's because I care.

Life is like a camera.. Just focus on what's important and capture the good times, develop from the negatives.!!!!!

 
Birincinin öncesi veya devamı var mı? Bu haliyle pek anlamlı değil.

2. Hayat fotoğraf makinesi gibidir. Sadece önemli olana odaklanırsın ve güzel anları yakalayıp, negatiflere kaydedersin.

Burada camera fotoğraf makinesi. Bizim anladığımız kamera ingilizcede video camera. Negatiftte fotoğrafçılıkta bir terim. Eski tip fotoğraf makinelerinde ki fotoğraf rulosunun içindeki filmler.

Olası soruları da yazayım dedim :)
  • iorveth  (03.09.13 19:06:02) 
1- basit şeyleri büyütüyorum çünkü (ona/sana/olaya/yaşananlara vs) değer veriyorum.


  • sen git ben geliyorum  (03.09.13 19:35:08) 
1) bir şeyi çok büyütüyorsam bu önemsediğim içindir.

2) sonu farklı: "negatifleri geliştirip güzel şeylere dönüştürürsün" diyor.
  • kül  (03.09.13 19:39:16) 
develop from the negatives kisminda cinas (ingilizcesi pun) sanati var.

developing negatives, fotografcilikta negatif filmlerin banyo edilmesi demek. burada ise, olumsuz durumlari olumlu seylere donusturme anlaminda kullanilmis.
  • compadrito  (04.09.13 03:51:55) 
[]

gideceğin tarihi bilmiyordum ingilizcesi

merhabalar

"gideceğin tarihi bilmiyordum" ve "ne tarihte gideceğini bilmiyordum" cümleleri ingilizceye nasıl çevrilir bilen var mı? şimdiden teşekkürler...


 
i didn't know when you would be going.


  • tepedeki psychedelic adam  (03.09.13 17:34:22) 
"i didn't know when you would be going" için hiçbir sonuç bulunamadı.


  • mistreated  (03.09.13 17:36:15) 
i didn't know when you were leaving


  • nereye bu gidis  (03.09.13 17:56:11) 
bir de ben deneyeyim.
i didn't know the date of your leaving/departure.

  • alice practice  (03.09.13 18:00:09) 
i didn't know the date of your leaving ben de yazdım gugıla ama sonuç çıkmadı :)


  • nereye bu gidis  (03.09.13 18:07:47) 
I didn't know the date you were going to leave.


  • compadrito  (04.09.13 03:59:52) 
[]

ingilizce

ingilizce 'Şu sıralar diziyi ikinci kez izliyorum.' nasıl denir? ben bi cümle kurdum ama grammar olarak çok doğru gelmedi emin olmak için sorayım dedim.




 
i'm watching the series nowadays for the second time.


  • tepedeki psychedelic adam  (03.09.13 17:10:10) 
nowadays,i'm watching the series second time.

emin değilim
zaten ingilizcem de iyi değildir ama böyle bir şey olsa gerek
  • mosquera  (03.09.13 17:11:17) 
yani çok önemli bir cümle gibi görünmedi bana grammar'i bozuk olsa da olur. ama nowadays diyeceksen I've been watching demen grammar olarak daha uygun. bu arada türkçesi de bana çok mantıklı gelmedi :)

nowadays I've been watching this TV series second time.
  • spatzle  (03.09.13 17:15:17) 
I've been watching the show twice so far.


  • frayer clep  (04.09.13 23:20:46) 
"Currently, i'm watching the series for the second time."

internetteki örnekleri genelde böyle.
  • shedracon  (05.09.13 00:23:41) 
[]

Pretty Fly

bebeler eskilerden çok eskilerden bi şarkı vardır gençler bilmez de biz moruklar biliriz. the offspring'in şarkısı pretty fly. la aklıma geldi gece gece pretty fly ne lan? hiç düşünmemiştim şimdiye kadar. all the girlies say i'm pretty fly for a white guy diyor beyaz bi bebeye göre giderim olduğunu söylüyor tüm karı kız falan mı demek ne demek?




 
narin kelebek tarzı bişey olabilir. hoş, narin kelebek/peri falan


  • female demon  (03.09.13 00:44:10) 
bi nevi rapçi sokak ağzı deyimi.. çok cool gibi birşey.. bir beyaz için çok cool diyerek rapçi ağzından laf çakmışlar


  • rague  (03.09.13 00:45:11) 
fly uyuşturucular için falan da kullanılıyor ya güzel kafa manasında. bence öyle bir şeydi o..
yani çocuk o kadar yakışıklı ki uçuruyor.

  • nax  (03.09.13 00:50:26) 
@nax

hocam o "high" olmasın?
  • pek vokal  (03.09.13 00:52:52) 
fly da var yauv.


  • nax  (03.09.13 01:00:05) 
@nax

var diyorsan vardır da ben denk gelmedim kanımca ya da hatırlamıyorum
  • pek vokal  (03.09.13 01:06:39) 
Pretty Fly = Pretty Cool

kenar mahalle kültürü ile hemhal olmuş( ghetto) ve tıpkı gettolarda rastlananlar gibi, büyük ve bol pantolonlar, hiphop kültürüne kayan bol tişörtler/kapşonlu sweatshirtler ve farklı/ fantezi ayakkabılar falan giyerek cool olmaya çalışan beyaz bir erkek.

kısaca gözleri kısıp, yaylana yaylana dolanan, bol elbiseler giymiş sıradan bir siyahiyi düşün. onun beyaz erkeğe dönmüş hali.
  • kmtetrfn  (03.09.13 01:50:19 ~ 02:09:25) 
"Biraz uçuk" olarak anlardım hep...

Bir beyaz için biraz uçuk
  • yarin bos musun  (03.09.13 01:54:03) 
[]

bir cümle çeviri

"Lose you to anyone." ne demek tam olarak?




 
"Seni birine kaptırmak" manasına geliyor. "Sen benimken seni bir başkasına kaybetmek..."


  • muhatara icermeyen tefekkur mit  (02.09.13 16:00:19) 
[]

Gürcüce bilen birine ihtiyacım var

Merhaba, kaç senedir sigara içiyorum paketin içinden sigara haricinde bir şey çıktığını ilk defa gördüm :) ( gürcü sigarası içiyorum ) resimlerde ne yazdığını anlamadım doğal olarak, bir şey falan kazanmış olmayayım 100 paket sigara gibi :D




 
Camel'ı üstünüze yapmış herifler daha ne olsun!

Bişey kazanmaktan ziyade tanıtım şeysine benziyo sanki
  • cassol  (02.09.13 00:17:20) 
[]

İspanyolca- teyze ne demiş bana? bi yardım

Bns noxes X, para nada esta bien la hora , tu tranquila aunque fueses con retraso, yo sabiendo que venís ya os espero, muaks

Kendisinden oda kiraladık. biraz geç varacağımızı söyledim sorun olur mu diye sordum google translate yardımıyla o da bunu demiş??


 
bu nasıl ispanyolca arkadaş. sorun yok diyor, bekliyormuş sizi.


  • kaufman  (01.09.13 23:11:54) 
Sikinti yok optum yazmis.


  • Agnahie  (01.09.13 23:12:00) 
iyi geceler x ile başlamış


  • vodianova  (01.09.13 23:13:01) 
ilk girişle muaks kısmını çözdüydük de o aralarda fueses falan ne demiş tam acaba?


  • damla cikolata  (01.09.13 23:21:42) 
o fueras ile aynı, ola ki gecikirsen de mühim değil diyor.


  • hewit  (01.09.13 23:44:30) 
[]

schooling - education

“I have never let my schooling interfere with my education.”
mark twain.

selamlar,
mark twain "okulum ile eğitimimin birbirine karışmasına asla izin vermedim" mi demiş bu sözde?

bu durumda schooling ve education kelimelerinin anlamı ne oluyor? yani eğitim - öğretim gibi bir şey mi?

aradaki ayrımı türkçe üzerinden de yapabiliriz.
teşekkürler.

 
Mar twain amcam bu sözünde eğitim sadece okulda olmaz demek istemiş.iyi demiş.


  • safsafinaz  (01.09.13 21:30:12) 
Aslında cümleyi anladığını düşünüyorum.
Benim bakış açıma göre burada:
Schooling; okullarda görülen formel, çoğu zaman teorik, işlenmiş ve hazır halde sunulan bilgi ve kavramları çağrıştıran bir olgu.
Education ise kendi kişisel çabamızla kazanılmış, deneyim kazandırmış, algı ve dünya görüşümüzü şekillendirmiş daha çok bize ait olan bir olgu gibi geliyor bana.
  • Simrug  (01.09.13 21:46:03 ~ 21:50:48) 
@simrug,
evet ben de o şekilde düşünmüştüm. school, ecole, ekol, okul gibi kelimeler zaten aynı kökten geliyor. yani okullar aslında doğru veya yanlış belli bir doktrini enjekte eden kurumlar oluyor. oysaki education kişinin görgüsünü, bilgisini arttırıp cehaletini yok etmesi şeklinde diye düşündüm.

işte buradaki school ve education kelimelerini eğitim ve öğretim şeklinde mi almamız gerekiyor?
  • dahinnotha  (01.09.13 21:52:49) 
Evet, Mark Twain' in yaşadığı yılları da hesaba katarsak, o dönem için öyle söyleyebiliriz bence.
Schooling: öğretim
Education: eğitim

Genel anlamıyla öğretim; sistemli, planlı ve belirli konuyu aktarmayı amaç edinen bir etkinliktir. Çerçevesi bellidir.
Eğitim ise daha kapsamlıdır, öğrenme adına yapılan bütün faaliyetlerin çıktısıdır. Planlı(öğretim) veya plansız öğrenme süreçlerinin çıktılarının kişinin yaşayış biçimini, ahlakını, kültürel algısını şekillendirmesidir.
Bu durumda öğretimin, eğitimin bir alt kümesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bazen bu ikisi arasındaki farklar keskin bir şekilde dile getirilse de aslında birbirlerine bağlı olgulardır.
Mark Twain' e gelince burada atıfta bulunduğu schooling kavramı bana göre, senin de kastettiğin gibi, öğretimdir. Ancak şunu da söylemem gerekir ki; çağdaş eğitim anlayışı okulların, her ne kadar okullarımızda pek rastlamasak da, bir eğitim platformu olması gerektiğini vurgular.
  • Simrug  (01.09.13 22:34:25 ~ 22:47:52) 
muhtemelen okulu zaman kaybı olarak gören biri. okul hayatımın eğitimimi engellemesine asla izin vermedim diyor. eğitimin okulda verildiğine inanmıyor.


  • irsh92  (01.09.13 23:27:49) 
[]

medikal çevirmenlik

tıp fakültesi öğrencisiyim freelance medikal çevirmenlik yapmak istiyorum. nereye başvurmam gerekir




 
asistanlara


  • la noix  (01.09.13 20:33:27) 
sonra biz de düşünüyoruz mütercim-tercümanlık mezunuyuz neden iş bulamıyoruz diye.


  • pinar123  (02.09.13 18:18:50) 
siz doktorlugunuzu yapın çeviri işi çevirmenlere kalsın ok,


  • emesbin  (15.09.13 19:00:23) 
[]

x olduğun için değil

nasıl çevrilir ingilizceye

mesela güzel olduğun için değil demek ceviremedim gece gece


 
"that not cause you are beautiful" olabilir ama emin değilim.


  • xenophobe  (01.09.13 06:21:45) 
it's not because you're beautiful.


  • eindaclub  (01.09.13 11:12:30) 
eindaclub +1


  • astaroth  (01.09.13 12:25:08) 
[]

"seks" için alternatif kelimeler

neler var. şakalı komikli. siz ne diyosunuz bazen




 
pompa, das pompa, il pompino, la pompier.


  • temasettin  (01.09.13 00:48:25) 
fiki fiki
fışfış

  • cagkan  (01.09.13 00:48:28) 
woohoo. simsde korunmalı seks yerine woohoo diyor da. oradan gelme.


  • kırmızıkaşekaban  (01.09.13 00:48:53) 
bafi bafi


  • lancelot du lac  (01.09.13 00:49:39) 
bi kız arkdaşımla "süküşek mi" diyoduk, ayrıldık ama sona :(


  • sipsiyah  (01.09.13 00:53:03) 
cinsel yapmak


  • fuerteventura  (01.09.13 00:53:54) 
malabadi köprüsü, aduket, hoppidi

aklıma gelirse eklerim :)
  • bilmemkacincinick  (01.09.13 00:53:59) 
fik fik diyorum ben


  • trinitrotoluen  (01.09.13 00:54:41) 
hayret kimse dememis, fanfini finfon.


  • Notts  (01.09.13 00:59:50) 
bafi


  • mosakale  (01.09.13 01:00:04) 
maç, güreş.


  • japon askeri  (01.09.13 01:00:13) 
işler güçlerden gelsin; dabran kobran


  • arockm  (01.09.13 01:05:02 ~ 01:26:51) 
sokuş, çakış, emiş.
pompalamasyon
gang bang
  • SPQR  (01.09.13 01:07:42) 
pataküte
fatmagül
by pass
  • pomaklar  (01.09.13 01:11:39) 
sevişek mi


  • zazazaraeta  (01.09.13 01:12:48) 
vurmak, vurdurmak, vuruşmak.

hadi oğlum bi daha vur şak şak şak veya vur joker vur gibi.
  • xenophobe  (01.09.13 01:21:44) 
Pompaj. K


  • halitkin  (01.09.13 01:26:22) 
dup dup dup.


  • machine head  (01.09.13 01:43:05) 
fofing


  • mehmet lutfi  (01.09.13 08:55:58) 
Berlusconi bunga bunga diyormuş.


  • marido  (01.09.13 09:07:09) 
vuruşmak, düdüklemek, tokmaklamak.


  • lathspell  (01.09.13 11:15:29) 
suyu ısıtmak


  • 44  (01.09.13 12:31:54) 
pompiklemek
saplamak

  • groovettyn  (01.09.13 20:59:11) 
"bum bum" diyorum senelerdir. galiba full metal jacket'taki fahişe öyle diyordu da oradan takıldı dilime :)


  • kül  (05.09.13 10:22:05) 
[]

i am crazy far she

bi şarkı var böyle.
i am crazy far she
but she is not crazy far me.

burada far yerine to değil mi kullanılması gereken? crazy far someone ne oluyor? ona deli oluyorum ama bana bakmıyor gibi anlam oluyor da sorduğum şey; hatalı kullanım mı, sadece belli bi kesimin kullandığı tercih edilmeyen kullanım mı, nedir?

bahsi geçen şarkıyı paylaşmış olayım.
www.youtube.com

edit:
yok, far o. şarkı ismi de öyle, şarkıda da far deniyor, sözlerinde de o şekilde geçiyor.

 
to degil for olmasi gerekir. neden far yazdiklarini anlamadim ama

edit: sarkiyi dinledim de.. sarkinin sadece o kismi ingilizce zaten.bunlarin ya ingilizceleri bozuk ya da bilerek tasak olsun diye oyle yazmislar
  • babamasoliimbananickaldirsin  (31.08.13 22:13:46 ~ 22:41:34) 
Ben onu seviyorum ama o cok uzak gibi bir anlam cikarimsiyorum ben.
edit: cikarimsamak ne acaba?

  • el desaparecido  (31.08.13 22:18:42 ~ 22:19:58) 
far kısmını anlamadım ama for olarak düşünürsek doğru kullanım (şarkıyı dinlemedim). crazy to she diye kullanılmaz. Ona diye düşünüp to alır sanabilirsiniz ama öyle olmuyor.


  • whoosie  (31.08.13 22:24:04 ~ 22:26:47) 
anlamca en yakın hakkaten for da, "crazy for she" de olmaz, "crazy for her" olur. hangi şarkıda dilbilgisi tam ki diyelim, geçelim.


  • aychovsky  (31.08.13 22:53:18) 
[]

çince bir cümle çeviri

kopyalayamadığım için ekran görüntüsü aldım. acaba burada ne yazıyor söyleyebilecek olan var mı ?

i.imgur.com


 
Sorunu gidermek için anahtar resmine tıklayın yazıyomuş


  • compadrito  (31.08.13 19:04:12) 
[]

olsam, yapsam, etsem vs

selam.

türkçede hangi kip deniyor buna?

<<tek başıma olsam bu dünyada, varlığın güç veriyor bana.>>
(knight errant'ın düş ağrısı şarkısından)

ingilizce'ye nasıl çevrilir bu?

 
Şart kipleri.

If I was alone...
  • berat1058  (31.08.13 17:14:54) 
if i were alone da olabilir.

olabilir değil, olur.
cümle çok saçma ama türkçe bile gerçekten.

bu cümleyi ben şöyle derdim,

even if i am all alone in this fucking world, i feel strong when you are around

fucking opsiyonel.
  • mutevazi  (31.08.13 17:18:04 ~ 17:21:31) 
ama o şekilde çevirince if=when şeklinde bir benzerlik oluşuyor. tek başıma olduğum zaman gibisinden. bu durumda zaman zaman tek başıma kalıyorum anlamı çıkıyor.

ama bahsi geçen cümlede tek başına kalmamış, unreal bir durum var. varsayım gibi.

hani if only kalıbı var ya, wish anlamına geliyor. onun olumsuzluk ifade eden anlamı sanırım bize lazım olan.


edit:
@neferkitty ve mutevazi;
evet en mantıklısı even if. türkçede de anlamsız ama, tek başıma olsam bile. anlamında, ya da olumsuz dilek kipi. even if en mantıklısıymış gibi geliyor bana.
  • dahinnotha  (31.08.13 17:20:57 ~ 17:27:14) 
fiilin şart kipi deniyor. se - sa eki ile bu kip uygulanır.


  • baldur  (31.08.13 17:44:14) 
[]

fransızca çeviri

"Hayat böyle" dedi Chick
"Hayır" dedi Colin

bunun fransızcası nedir acaba? Boris Vian'ın L'écume des jours kitabında geçiyor.

 
Chick a dit "C'est la vie"..
Colin a dit "Non"..

  • senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin  (31.08.13 12:49:36) 
[]

rosetta stone kullananlar, düşünceleriniz nedir ?

hemen hemen herkes program ile alakalı teknik sorunlar için yardım istemiş. ben kullananların görüşlerini ve düşüncelerini merak ediyorum, seviyem intermediate civarlarında.

ilk olarak essential grammer in use ile çalıştım ve bitirdim. şu an english grammer in use'a çalışıyorum. bir yandan bu program ile kitapta gördüklerimi pekiştirmek istiyorum. nedir olayı ? gerçekten işe yarar gibi görünüyor ama ne kadar zaman ayırıldığı zaman ne gibi sonuçlar veriyor merak ettim.

varsa tecrübe edinmiş olan bilgilendirsin lütfen.

teşekkürler

 
konuşma kısmını sevmemiştim ben. kelimeyi adamın söylediği gibi söylüyorum ama azcık daha uzatmadığım için algılamıyodu. okay diyorum ama 10 kez tekrarlıyorum mesela algılaması için.
Onun dışında da sıkılmıştım çalışırken. Beklentim yüksekti sanırım.

  • inugard  (30.08.13 22:30:10) 
negatif yönleri: tek başına bir işe yaramıyor ve telaffuz kısmı gereksiz sıkıcı.

ancak, güzel bir gramer kitabıyla kombine edince kısa sürede "çat-pat" seviyesine getiriyor.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (30.08.13 22:33:24) 
live mocha'yı tercih ederim sanırım.


  • niyebilmiyoruz  (30.08.13 22:48:23) 
[]

çıkmış toefl itp soruları

Merhabayın,

Daha önceki sınavlarda çıkmış toefl itp sorularına ihtiyacım var. nette bakındım ama bulduğum linkler uff olmuş. aktif link veya dosya olarak elinde olan arkadaşlar hayat kurtarabilirler.

Teşekkürler efenim.

 
elimde 20-30 tane var bunlardan. daha doğrusu itp denen şey eskinin pbt'si. tobb'un sınavına girilecek herhalde. şu anda elimin altında olmadığından yollamayacağım ama linki, yarın diğer bilgisayardan bulur atarım.

soru tipleri aynı olmamakla birlikte, cambridge'in cbt'ye yönelik kitabı da iyidir ayrıca, 3rd edition olacaktı.

ek: ahan da şurada:

www.mobimas.info
  • sanat guresi  (30.08.13 21:23:10 ~ 22:19:22) 
[]

fransızca kursu

İstanbulda hangi kurs merkezlerine gitmeli




 
istanbul'da fransız kültür merkezi var mı bilmiyorum ancak izmir'deki çok güzeldi.


  • protector  (30.08.13 16:12:29) 
galatasaray üniversitesinin kurslarını tercih edin bence..


  • senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin  (30.08.13 16:17:32) 
Fransız kültür merkezinin bir Taksim'de bir de Moda'da kursları oluyor onlar olabilir. Onun dışında ikinci olarak da Galatasaray Üniversitesi +1 diyorum.


  • godsparticle  (30.08.13 16:33:20) 
[]

Çeviri: "Buying Leads" ne demektir? Türkçesi?

soru başlıkta




 
"Satın alma yönlendirir" anlamı olmakla birlikte "kurşun satın almak" da olabilir.


  • inanmazsan inanma  (30.08.13 14:29:14) 
bu yüklem ve öznenin oluşturduğu bir cümle değil de, bir terim veya deyiş gibi geçiyor metinde. Teşekkür ederim ama cevabın için inanmazsan inanma.


  • angerona  (30.08.13 14:30:45) 
potansiyel müşterilerin bilgilerini satın alma anlamına geliyor. tek bir kelime ile çeviremedim.
lead pazarlamanın yapılacağı hedef müşteri anlamında ve bu hedeflerle ilgili kontak bilgileri vs emailler listeler halinde satılıyor.

  • kediebesi  (30.08.13 14:32:27 ~ 14:33:20) 
[]

Okunmuş X'in ingilizcesi

Evet canlar. Mesela okunmuş su, okunmuş pirinç... bunların ingilizcesi nedir?




 
blessed denebilir.


  • f_d  (30.08.13 13:12:17) 
okunmuş suya holy water diyollaaa :P


  • mutevazi  (30.08.13 14:08:23) 
Holly X holly vallance


  • Sskywalkeremre  (30.08.13 14:18:31) 
Holy olması için ilk baştan beri holy özelliği taşıması gerekir. Ama pirinç,su gibi şeyler sonradan holy özelliği kazandırılabileceği için İngilizce karşılığı blessed olur. (tam karşılığı kutsanmış demektir, okunmuşu tan çevirmeye kalkarsan ecnebiler anlamaz)


  • Nocturne  (30.08.13 15:08:21) 
sanctified


  • sigaraicilmeyenevdekimahzunkultablasi  (03.09.13 05:54:37) 
[]

Videodaki sporcunun konuşmalarını kısaca bana çevirebilecek olan var mı?

www.youtube.com

tşk.


 
Motor siklet kazasında kolunu kaybetmiş. İlk başta olanlara çok kızgınmış. 10 yıl boyunca çok saçmalamış alkol falan almış sürekli. Hapisanede olmadığı için ya da ölmediği için çok şanslıymış.

Öteki kır saçlı abi bunu bi arkadaşından duymuş Adam tek koluyla vucüt geliştirme yapıyomış. Bu çocukta rekabet duygusunu görmüş.

2011 yılında ilk vucüt geliştirme şovunu yapmayı planlamış sonra da yapmış.

Karısıyla bi vakıf kurmuş. Tam anlayamadım ama bu vakıf, yaptıklarıyla ve ne olduklarıyla gurur duymalarına yarıyormuş.

Eskiden sadece kendim için yaşardım diyo. Şimdi hayat daha eğlenceliymiş. Başkaları için yaptığı şeyler kendisi için yaptıklarından daha eğlenceliymiş.

Kır saçlı da diyo ki.. bu işin en güzel yanı öteki insanları da motive etmesi falan filan.

Her şey bir sebeple olur, bazen o sebebi bulmak zordur. Benim kolumu o yolda kaybetmem hayatımın benden alınmasıydı ama şimdiyse bu en iyi şey diyor yanlış anlamadıysam. Daha iyi olamazmış. Hayatını değiştirmiş işte.

İngilizcem çok iyi değil, anladığım kadarıyla çevirdim.
  • otonom  (30.08.13 12:44:37 ~ 12:52:31) 
[]

İngilizce "ped"

kadınların kullandığı molped falan diye türleri olan şeyin ingilizce karşılığı nedir?




 
hygienic pad


  • el desaparecido  (30.08.13 02:35:44) 
pad


  • mutevazi  (30.08.13 02:36:41) 
[]

aci çeviri ihtiyacı

merhaba arkadaşlar acil ingilizce çeviriye ihtiyacım var.

"Gvf Almentos firmasında çalışan teknik departman şefi Alfonso Caceres Lock met+30 metal dedektör eğitimini başarıyla tamamlamıştır."


 
"Technical department chief Alfonso Caceres who works for Gvf Almentos has completed successfully Lock met+30 metal detector training."

aşağı yukarı böyle bir şey sanırım. Başka cevapları da bekleyin yine de.
  • fuzzy olmak istemistim  (29.08.13 17:15:41 ~ 17:17:41) 
MR. ALFONSO CACERES WHO WORK IN GVF ALMETOS AS TECNICAL DEPARTMENT CHIEF, HAS SUCCESSFULLY COMPLATED TRAINING COURSE ON LOCK MET 30+ METAL DETECTOR.

yazdım ama oldumu bilmiyorum ?
  • allahinadiylaoku  (29.08.13 17:21:36) 
"who works" olmalıydı. hem training hem course olmaz, biri olmalıydı :) genel anlamı vermişsiniz ama.


  • fuzzy olmak istemistim  (29.08.13 17:24:21) 
[]

"I can speak US" doğru bir kullanım mı?

"Amerikan İngilizcesi konuşabilirim" demek için "I can speak US" kullanılabilir mi?




 
Nope. I can speak American English.


  • compumaster  (29.08.13 10:48:50) 
ya da "i can be a shitty negro nigger." de


  • pain of liberation  (29.08.13 10:49:20) 
compu, evet doğrusu öyle de acaba halk dilinde böyle kısaltarak kullanılabilir mi diye merak ettim.


  • ermanen  (29.08.13 10:50:05) 
Yillardir Amerika'dayım böyle bir kullanım görmedim


  • compumaster  (29.08.13 10:53:07) 
US: United States'in kısaltmasıdır.

"I can speak Turkey" gibi bi kullanım olur
  • facebook  (29.08.13 11:26:01) 
doğru olmaz, ama günlük kullanımda ingilizce artık öyle bir tıraş ediliyor ki kullanana şaşırmam. Amerikan ingilizcesi "American, American English veya US English" seklinde gecer.

ha, soyle bir diyalogun parcasi olarak şu durumda olabilir.

+ US or UK english?
- I can speak US. (veya sadece "US" seklinde cevap verilebilir)

konuşma dilinde bu tür bir diyalog duysam şaşırmam, fakat herhangi bir diyalog arkaplani yoksa "I can speak US" çok sırıtır.
  • kuja  (29.08.13 11:58:25 ~ 11:59:57) 
[]

Are you limited to working outside of Turkey?

Selam gençler,
bu cümlede ne demeye çalışmış??
Teşekkürler,


 
yurtdışında çalışma izni almada sorun yaratacak bi durum var mı?


  • kayisili turta  (29.08.13 10:06:42) 
[]

"challenger" yerine ne desek? (çeviri)

anlamı tam olarak "meydan okuyan (kimse)" malum... ama bana tek kelimelik bir türkçe karşılık lazım.

kısaca şöyle bir yerde kullanılacak; iki ürün var, birbirleriyle kıyaslanırken boks ringinde kozlarını paylaşıyorlar parodisi yapılıyor.

sunum yapılırken,

"kırmızı köşede, 10 kiloda Şampiyon (the champ)

mavi köşede, 12 kiloda "????" (the challenger) "

gibi bir kullanım var.

şimdi buraya "ve mavi köşede meydan okuyan!!" desek kulağa hoş gelmiyor. tek kelimelik, tam karşılığı olmasa da bu etkiyi hangi tek kelime ile verebiliriz?

 
pek o etkiyi vermese de "rakip" geldi aklıma sadece.


  • bxgx  (28.08.13 22:41:34) 
hasım o anlamda aslında ama olmaz sanki.


  • crimson king  (28.08.13 22:45:22) 
güçlü/zorlu rakibi demek güzel olur bence.
ve bunun dendiğini de duydum, muhtemelen tv çevirisi ama:
ve mavi köşede ona meydan okuyannnn bilmem kiiimmm
ya da
ve karşısında zor bir rakiipp, mavi köşede 12 kiloda x
  • kediebesi  (28.08.13 22:49:40) 
"champ" ve "challenger" adamların takma adları değil de onları niteleyen kelimeler olarak kullanıldıysa @kediebesi+1.


  • kül  (28.08.13 22:52:18) 
@kediebesi,

güçlü/zorlu rakip güzel evet; ama sorun şu ki challenger'ı direkt isim olarak kullanmışlar.

yani "mavi köşede -the challenger- " demem lazım tam olarak, o yüzden "güçlü rakibi x" diyemiyorum, bana o x lazım :)
  • xenderoth  (28.08.13 22:54:38) 
yerine gore "ezberbozan" anlamina da gelir bu soz. iyice bak kendi metnine, uyuyorsa eger ezberbozan da diyebilirsin.


  • eindaclub  (28.08.13 23:05:18) 
ım tabi sen kapsamı daha iyi bilirsin ama bana özel isim gibi gelmedi şampiyon ve rakibi derken kullanılan bir kalıp champ and challenger yoksa mesela 'the crusher' gibi bi pankreasçı ismi gibi değil, bahsedilen o tür bişiyse.


  • kediebesi  (28.08.13 23:11:04) 
testere falan de o zaman hacı.


  • zazazaraeta  (28.08.13 23:12:22) 
Tek kelimelik olacaksa rakipten daha uygun bir kelime yok.


  • Nocturne  (28.08.13 23:27:20) 
"meydan okuyan" doğru kullanım gibi. çünkü şampiyona meydan okuyarak daha iyi olduğunu kanıtlayıp ünvanı alma peşinde.


  • r_u_h  (29.08.13 00:55:34) 
Dodge :D


  • denizrocket  (29.08.13 01:29:26) 
[]

Goya (Urdu)

A contemplative “as-if” which nonetheless feels like reality. The transporting suspension of disbelief that can occur, for example, in good storytelling.

bu cümlenin çevirisini yapabilecek olan var mıdır? evirdim çevirdim anlayamadım


 
Derin düşüncelere dalındığında (transa geçtiğinde) -gerçek olmasa bile- düşünceler gerçekmiş gibi hissedilir. Örneğin iyi bir hikaye anlatımında kuşkulanma yetisi etkinliğini kaybeder.


  • biglord  (29.08.13 05:15:02 ~ 05:52:33) 
[]

We're just giving you a little wash

scriptten film altyazı çevirisi yapıyorum.

filmi göremediğim için sıkıntılı oluyor.
diyaloğun geçtiği yer evlilikle ilgili kadehlerin kalktığı bir yer

"We're just giving you a little wash" diyerek ne diyor tam olarak bu "wash" kelimesinin anlamını çıkaramadım.

 
12. Wash

A drink, a beverage, something wet.
After rolling with my crew. We like to kick back and be base and take an honest wash.
  • safsafinaz  (28.08.13 14:41:52) 
[]

ingilizce bir cümle çeviri

Franchise bir sistem ve markanın imtiyaz hakkı sahibinin, belirli süre, koşul ve sınırlar içinde, işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin sürekli disiplin ve destek sağlayarak, belirli bir bedel karşılığında, bağımsız yatırımcılara sistem ve markasını kullandırmasına dayanan, uzun vadeli ve sürekli bir iş ilişkisidir.




 
franchise is a long term and permanent business relation of a franchisee of a brand or system, in which the franchisee gives independent investors the right to use his system or brand in return for a certain price after providing permanent discipline (eğer disiplinden kasıt bir çerçeve çizmekse: framework) and support on (about) the management and the organization of the business.


  • birnick berabernick  (28.08.13 11:18:11 ~ 11:22:13) 
[]

Eskiler nasıl dil öğreniyorlarmış?

Malumunuz dizi, film yok. kurs yok, gramer kitapları var mı? emin değilim. Pratik yapacak imkan çok az.

Eski yazarlar, bilim adamları nasıl dil öğreniyorlarmış bir fikriniz var mı?


 
doğrudan. eskiden okumak öğrenmek öyle bugünkü gibi avam işi değildi. tutuyordun bir adet matmazel mösyö, sana dilin ıncığını cıncığını öğretiyor, sizin konakta yiyor içiyor, gurbet elde parasını biriktiriyordu.


  • i ve been mistreated  (28.08.13 02:52:15) 
can yücel'in işi gücü yok matmazel, mösyö mü tutmuş?


  • biglord  (28.08.13 02:54:48) 
ya da edmond dantes misali denizlere açılıyor, biraz katalan biraz korsikaca, biraz ispanyolca biraz italyanca, artık iskorbüt seviyesinden denizkurdu operasyonu seviyesine kadar, kişisel çabana kalmış.


  • i ve been mistreated  (28.08.13 02:55:07) 
kardeş hangi eski devirden bahsediyorsun? o adamı okusun diye cambridge'e gönderdiler yav. al ecnebi memleketlere seyahat etmek de var. can yücel idiyse derdin açıp vikiyi baksaydın.


  • i ve been mistreated  (28.08.13 02:57:14) 
hangi eski devir olduğu önemli değil. 15. ya da 19. yüzyılda orta sınıf bir insan dil öğrenmek için ne yapıyormuş. soru bu. şimdi dizi açıp yattığın yerden öğreniyorsun olayı. o zaman böyle imkanlar yok. neler yapıyormuş insanlar, soru bu. süslü cümleler kurmadan mantıklı açıklamalar bekliyorum.


  • biglord  (28.08.13 03:04:12) 
gramer icin vs. kitap vardir? cok yeni bir sey degil kitap en nihayetinde. bazi diller icin telaffuz bile ogrenilebilir kitaptan. duydugunu anlama kismi olmaz ama tabi
ilk mesajda dendigi gibi bi hoca tutmak var, yerine gidip ogrenen var tabi..

  • babamasoliimbananickaldirsin  (28.08.13 03:10:49) 
az önce vikiden baktım. can yücel ingilizce'yi breaking bad ve seinfeld'den öğrenmiş. american kültür'den de 3 kur almış.

soru: modern teknolojiye sahip olmayan ve kursa gitme imkanı olmayan, günümüz insanlarının kullandığı konvansiyonel metodları kullanma imkanı olmayan insanlar yabancı dili nasıl öğreniyorlarmış?

algı problemi olmayanlardan cevaplar bekliyorum. teşekkürler.
  • biglord  (28.08.13 03:12:38) 
pek öğrenemiyorlardı, osmanlı imparatorlu'ğunda daha sadece geçtiğimiz yüzyılın başlarında okuma yazma oranı %5'idi, yabanci dilden bahsetmiyorum, kendi dilleri.

osmanlı çökmekte olan bir imparatrluk olduğundan bu normaldi tabii, ama devrin en büyük imparatorluğu ingiltere'de bile bu oran %40-50 civarindaydi.

neyse, yabancı dil öğrenme oranı uzuuun bir süre sadece belli bir kesime %1-2 maximum mahsustu, onlar da kitaplar ve hocalar yolu ile öğreniyorlardı. matbaa sonrası gramer kitapları da hızla yayıldı, fakat 19. yüzyılda da oran pek farklı değildi. %5 diyebiliriz, gramer kitapları vardı fakat belirli bir kesim zaten kendi dillerini bile zor konuşuyorlardı, üst sınıflara mahsustu okumak.

dizi açıp izleyemiyordun demişsiniz ama cok geriye gitmenize gerek yok, 1980-1990'larda da özel okullarda gramer 17-18. yüzyıl mantığı ile öğretiliyordu, ekstra bir tek biraz daha renkli kitaplar ve kasetler vardı.

eğer daha detaylı bilgi istiyorsanız bir avrupa ülkesinin kütüphanesine gidip bakabilirsiniz 19. yuzyil gramer kitaplarına. fill in the blanks bugün ne ise o zaman da oydu. ali ata bak, smith topu tut vb.
  • kuja  (28.08.13 03:13:59 ~ 03:21:08) 
@kuja aslında şunu merak ediyorum, çeviri yapan yazarlar mesala. saatlerce odalarına kapanıp sadece kitap okuyarak -anlamasalar bile- öğrenmek istedikleri dili geliştirebiliyorlarmış demek ki. yani bir insan isterse kendi başına da bir dili öğrenebilir gibi geliyor, eski devirlere bakarak.


  • biglord  (28.08.13 03:20:35 ~ 03:24:54) 
elbette geliştirebiliyorlardı, cok eskiden ülkeye gelen tüccarlarla da pratik yapıyorlardı mesela. tüccarlar da ticaret yaptıkları bölgelerde sevilmek istediklerinden hem istenilen kitapları yurt dışından getirebiliyorlardı hem de konuşuyorlardı. orta sinif ancak bu sekilde ogrenebilirdi...orta sinif da demeyelim, tuccar sinifi, dile ihtiyaci olanlar. %1-2...o da maksimum.

biraz daha ileri gelirsek, daha 20. yuzyilda yaşanan göç dalgasında bile kapak atmak amacı ile bir çok kişi kitap/sozluk kombinasyonu ile dil ogrenmistir. yani dediginiz gayet mumkun, tek bir hikaye kitabında bile orhun anıtları gibi yaklaşıp öğrenebilenler vardı.
  • kuja  (28.08.13 03:32:23 ~ 03:33:31) 
redhouse nasıl çıkmış ilk araştır bence.


  • zazazaraeta  (28.08.13 03:43:36) 
solcu aydınların hatırı sayılır kısmı hapiste öğrendi fransızcayı falan. vakit, konsantrasyon ve özveri. ondan sonra kısıtlı kaynak dinlemiyor gönül.


  • kaufman  (28.08.13 05:18:49) 
  • compadrito  (28.08.13 05:41:51) 
ortalama bi insanın yaşantısı zaten dil öğrenme hevesi/lüzumu geliştirmesine izin vermiyordu. daha üst düzey ailelerin çocukları da yabancı kişilere, kitaplara ve sözlüklere ve çevirilere erişebiliyordu. zaten osmanlıda üst düzey doğduysan arapça, türkçe ve farsça bilerek 'dil öğrenme' becerini epey geliştiriyodun en başından. karşılaştırmalı çeviri okuyarak bir dili bulmaca gibi çözersin. (bkz. orhun yazıtları) çeviri bir nevi şifre çözme olayı ve dil öğrenmede tabi ki yardımcı olur ve tabi ki bi insan kendi çabasıyla, kaynakları mevcutsa bir dili öğrenebilir. günümüzün ekmek piş ağzıma düş insanı ise kursu kitabı, okulu ile dil öğrenme güzel bir ticaret fırsatı.


  • kediebesi  (28.08.13 09:51:58) 
80 sene öncesinin İstanbul'undan bahsedeyim. Annem Arnavutça, Ladino, Ermenice ve Rumca'yı günlük sohbet kıvamında biliyormuş. Şimdi ancak tek-tük birkaç kelime aklında kalmış. Komşun yahudiyse çoluk-çocuk oynarken o türkçe öğreniyordu sen de ladino. Ama Türkçe hariç yazmasını bilmez. Bir de arkadaş, Can Yücel dediğin Türkiye'nin efsane milli eğitim bakanı Hasan Alî Yücel'in oğlu.


  • SiyamkedisiZorro  (28.08.13 10:18:23) 
he o zaman ben de osmanlı dönemindeki kandiyanın ileri gelen ailelerinin kızlarını avrupa'da ekonomi okumaya gönderdiğinden bahsedeyim. hatta çikolatacının kızına aşık olup da zatüreden genç yaşında ölen, belçikada okumuş bi büyük dayıdan bahsediliyor. çoğu cumhuriyetin kurulmasında da görev almış kişiler. hasan ali yücel'in babasına da bi bakın hatta eliniz değmişken de can yücel diyince nasıl bir soydan bahsedildiğini anlayın :P


  • kediebesi  (28.08.13 10:48:01) 
bence ya varlıklı/köklü ailelerden geldikleri için mürebbiye/ yurt dışı eğitim/ kolej
ya azim (yankı yazgan'ın görme engelli babasının yaşam hikayesi gibi).

  • pinkket  (28.08.13 12:21:57) 
biglord öyle bir yazmışsınız ki sanki biz dili seinfeld izleyerek öğrendik..83'lüyüm anadolu lisesinin 7 sene olduğu zamanlarda hazırlıkta dil öğrendim bi tane dizi/film/yabancı müzik dinlemedim. Evimde tv müzikçalar yoktu zaten. köye doğmuş insanım.
bizim bi tane fiil listemiz vardı ezberle derlerdi ezberlerdik...bu kadar basit. ben her dili böyle öğrendim.--ha sonra yurtdışında yaşadım pratik yaptım gelişti o ayrı-
ve tercümanım.
  • niye ama  (28.08.13 17:05:19) 
@niye ama ben 93luyum ben de ilkokulda oyle ogrendim :) dediginiz gibi liste vardi bi tane esek gibi ezberledik.
ha dizi film izlemeye baslayana kadar neredeyse hic dogru duzgun ingilizce duymamistik konusmamistik o ayri. dizi film olmadan soyleneni anlamak kismini gelistirmek cok zor etrafta birileri yoksa surekli konusan

  • babamasoliimbananickaldirsin  (28.08.13 17:22:56) 
[]

Yunanca Bilen Var Mı?

Bu ne anlama geliyor?

"kalinihta kardia mou"


 
iyi geceler kalbim


  • yarin bos musun  (28.08.13 02:14:20) 
kardia? my love?


  • yarin bos musun  (28.08.13 02:49:47) 
kali iyi
nihta gece
kardia kalp
mou benim
  • irsh92  (01.09.13 23:02:09) 
[]

acil ingilizce çeviri (birkaç cümle) - yardım !!!1

aşağıdaki metni çevirebilir misiniz?

''Arkadaşım bu sabah New york ucagını kacırdı ve 1 saat sonraki ucaga bilet alıp uctu. Ancak Biletler birbirine baglı oldugu icin, New york dan Portland a olan bilet de yandı. Bir sekilde sana ulasacak, bu durumu bildirmemi istedi.''


 
my friend has missed a flight to Newyork early today then he/she bought a ticket for the next flight which departures in 1 hour later. but the tickets have been somehow linked to each other andthe New York to Portland ticket has been canceled. He/she wanted me to contact and let you know about that situation.


not: eğer erkekse he/she leri sadece "he" olarak değiştir kızsa "she" yaparsın.
  • crystalsoul  (27.08.13 14:48:29) 
[]

AS-IF currency

bi vergi detay raporunda geçiyor. ne ola ki?




 
dövizmişcesine...

(artık ne demekse)
  • Rawkon  (27.08.13 00:34:56) 
docs.oracle.com
şöyle bi açıklama buldum ama
Viewing amounts in an "as if" currency allows you to view amounts as if they were stored in a currency other than the domestic or foreign currency in which they are actually stored.
  • kediebesi  (27.08.13 02:15:57) 
[]

bir çalışma raporunda geçen cümle

girilmesi gereken bilgilerin altında şöyle bir cümle var anlayamadım (tam çevirisi lazım):

Post this Summary page from February 1 to April 30 of the year following the year covered by the form.

teşekkürler.

 
Bu Özet sayfasını, formun kapsadığı yılı takip eden yılın 1 Şubat- 30 Nisan tarihleri arasında gönderiniz.
Form 2013 yılı içinse 2014 1 Şubat- 30 Nisan arasında yollamak lazımmış

  • niye ama  (26.08.13 21:32:59) 
formun kapsadığı yılı izleyen yılın (bir sonraki) 1 şubat-30 nisan tarihleri arasında bu "özet" sayfasını yollayın.


  • aynshinqaf  (26.08.13 21:39:52 ~ 21:40:21) 
[]

cümle çevirisi rica etsem

the functional generalization "Human hearts circulate the blood" is true just if there is a structure type human hearts tend to display and anything having that structure type circulates the blood




 
"insan kalbi kan dolaşımı yapar" fonksiyonel genellemesi doğrudur ama ancak yapısal tipte insan kalbi göstermeye meyilliyse ve bu yapısal tipe sahip şeyler kanı dolaştırıyorsa.- sanırım zira cümle bana bozuk geldi.


  • wild honey suckle  (26.08.13 15:28:15) 
ben de ondan çeviremedim ancak cümle bu ve den sonrası ve ama dan öncesi tamam da aradaki şey ne ola


  • yuhnts  (26.08.13 15:30:03) 
bu cümlede büyük sıkıntılar var.:/


  • wild honey suckle  (26.08.13 15:31:28) 
başında yazayım bari: üstteki biraz açıklar:

He then proposes that (x) (Ax→Bx) is a true functional generalization just if
There is a structure type S such that (1) A's tend to have a structure of that type, and (2) anything having a structure of that type will conform to the generalization (x)(Ax→Bx) just as long as it retains that structure.9
Thus (according to Pollock) the functional generalization Human hearts circulate the blood is true just if there is a structure type human hearts tend to display, and anything having that structure type circulates the blood.
  • yuhnts  (26.08.13 15:35:15) 
insan kalbinde gorulebilecegi gibi; belli yapisal ozellikler gosterip, bu yapisal ozellikler sayesinde kan dolasimi saglayan herhangi bir yapi soz konusu ise; "insan kalbi kan dolasimini saglar" fonksiyonel genellemesi dogrudur.


  • felix octavius  (26.08.13 15:43:11) 
[]

miskal

miskal adlı müzik aletinin ingilizcesini arıyorum. internette karşıma shekel kelimesi çıkıyor ancak shekel kelimesini aradığımda miskale ulaşamıyorum. bu çeviri kargaşasını sona erdirecek olan var mı? :) şimdiden teşekkürler.




 
pan flute


  • neira  (25.08.13 21:07:52 ~ 21:08:26) 
[]

ingilizce kelimeler kelimeler kelimeler..

nasıl ezberliyorsunuz ?
var mı bir yöntemi bunun ayrıca ? bir iki kelime değil onlarca kelime önümde duruyo ezberlemek için ama başlayınca sonlara doğru hata vermeye başlıyorum.

hani şöyle yapıyorum ,rahat oluyor falan diyen varsa bi yazıverse ya ?
sonuçta aklıma gelmeyen ama hıı mantıklı diyebileceğim bir şey çıkar belki ne malum.

good night !

 
sevdiğiniz yabancı şarkılardan ezberlemeye başlayın bence, akılda kalması daha kolay.


  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (25.08.13 21:06:38) 
öyküleştirme diye bi şey var, kelimelerin fonetik benzerliğine dayanıyor genelde. başta saçma geliyor fakat işe yarayabilir elbet. ha her kelime için hazırlanmamıştır tabi ama bi seçenek. burda linki de verilmişti de bulamadım şimdi, bulunca paylaşacağım.


  • olanlaolunmaz  (25.08.13 21:11:24) 
Ben dizilerden filmlerden ezberledim, öyle öğrenince hayatta unutmuyorum. Mesela terminatör 2 ilk çıktığında alt yazılı seyretmiştim daha ingilizceyi daha pek bilmeden, know kelimesini öyle öğrenmiştim. şimdi sahnesi bile aklımda.
Kelimeleri olaylarla bağdaştırın, yani apple kelimesini mesela bilgisayar markasından ve logosundan aklınıza getirin veya daha zor bir kelimeyi kafanızda bi senaryo yazıp öyle hatırlayın.

  • innerbliss  (25.08.13 21:16:18) 
İngilizce öğrenme amacının dışında İngilizce içeriği olan bir şeyi takip ettiğinizde o muhtemelen ilgi alanınız olan bir şeydir.
İlgi alanınıza giren yazıları çok sık okuyup dinlemelisiniz. Bilmediğiniz kelime gelince sözlükten bakabilirsiniz.
Eğer iş İngilizcesi ya da karmaşık konularsa (sıkıcı olur biliyorum ama) dediğim yöntemi uygulamak yararlı olur.

Ekstra olarak ing - ing kelime çevirisi yapan sözlüklere de bakmanız tavsiyemdir, daha iyi akılda kalır.

Bir yerden duyup sözlükten Türkçesine baktığınız ve uzun süre karşılaşmadığınız kelime unutulur.

Reddit, everything2 gibi sitelere takılıyorum. Chrome kullanıyorum, bilmediğim kelime varsa sağ tık > translate ile bir saniye içinde öğrenip okumaya devam ediyorum, zahmetsiz oluyor. Eklenti için link de verebilirim.

Dizi izlemek de listening becerisini inanılmaz geliştiriyor.
Evde televizyon açık kalıyorsa yabancı kanalların açık kalması da kulak dolgunluğu sağlayacaktır. Bilinçaltını da eğitmek lazım, bebek gibi.
  • hadi ya la  (25.08.13 21:17:45) 
devamlı çeviri yaptığınızda ezberlemiş oluyorsunuz. aynı kelimeler sıklıkla karşınıza çıkıyor...


  • inanmazsan inanma  (25.08.13 21:24:08) 
kelime ezberlenmez. eksisozluk.com


  • aynshinqaf  (25.08.13 21:41:52) 
www.eksiduyuru.com link bu, belki duyuru sahibi ile iletişime geçebilirsiniz.


  • olanlaolunmaz  (25.08.13 22:41:11) 
kendi dugunune gitmeyen kamber ,deneyeceğim mantıklı gayet.

olanlaolunmaz ,linki paylaşırsan sevinirim.daha önce de duymuştum ama link bulamadım aynen.

innerbliss , çok izlemeye çalışıyorum zaten dublajdan uzağım ama adamlar konuşurken bildiğim kelimeleri algıda seçicilikten olsa gerek anlayıp diğer kelimeleri anlayamıyorum.ingilizce alt yazı izlemek istesem çok yetersiz kalırım.

hadi ya la ,bakacağım buna.hem inşallah bilinçaltım uykuda değildir:)

tüm arkadaşlar çok teşekkür ediyorum hepinize yardımlarınız için.
  • uzunuzunilgi  (25.08.13 22:47:49) 
bu konu hakkında en yararlı entry; eksisozluk.com

compadrito reyise selamlar.
  • unalub  (26.08.13 12:10:13) 
[]

iyi bir grammer kitabı

merhabalar, önümüzdeki yıl toefl'a girmeyi düşüyorum. Toefl kursuna da gideceğim ama öncesinde o kurs için yeterlilik sınavı yapılıyormuş hemen hemen tüm kurslarda. İngilizcem iyidir ama 1 senedir grammer çalışmıyorum. Şöyle advanced düzeyde, bol örnekli, geniş kapsamlı bir grammer kitabı kullanmış olan var mı? şimdiden teşekkürler.




 
english grammer in use - raymond murphy bu iyiydi bence.

advanced grammer in use - martin hewings da varmış ama onu bilmiyorum ben.
  • panthera onca  (24.08.13 20:56:50 ~ 20:58:53) 
practical english usage - michael swan


  • merlina  (24.08.13 23:05:15) 
1 ... • ... • 120 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.