[]

İngilizce için dilbilgisi kitabı

Merhaba arkadaşlar,

Acilen iyi bir ingilizce dilbilgisi kitabı edinmem lazım. Malum piyasada bir kısmı çöp olmak üzere çok sayıda kitap var. Bana önerebileceğiniz kaliteli bir kitap var mı? Mümkünse yerel yani Türkçe anlatımlı olursa çok iyi olur.

Şimdiden çok teşekkürler.

 
  • megafon  (28.12.13 13:00:16) 
yds yayıncılıkın 10. sınıf dil sınıfları için pakedi var. 180 tl ama grammar kitabı da var vocabulary de reading de. Üstüne üstlük her konuda 8 tane yaprak testi var...


  • inanmazsan inanma  (28.12.13 13:04:24) 
English Grammar Today - Murat Kurt


  • 1a2b3c4d  (28.12.13 13:26:39) 
megafon +1

türkçe dediğiniz için bunu söyledim ama cambridge english grammr in use de güzel. ben elementary ve intermediate nide kullanıyorum. ikiside gayet güzel.
  • ruh i tibbiye  (28.12.13 20:19:28) 
[]

ses olayları, olaylar, bilemedimler?

'ses olayı' demeye çalışıyorum ingilizce, hani yumuşama, benzeşme, ses düşmesi, ulama gibi olaylardan bahsediyorum. nasıl derim?

edit: teşekkürler cevaplar için.


 
valla bilemedim ama şu linki ve sağdaki kutucuğu biraz kurcalayın derim:

en.wikipedia.org
  • kül  (27.12.13 19:49:38) 
  • badseed  (27.12.13 19:52:43) 
[]

Alamanca

"Benim bu akşam kardeşim geliyor. Onla ilgilenmem lazım. Size iyi eğlenceler." ne demek?

edit: danke schön!


 
"Heute Nacht kommt mein Bruder/Schwester -ilki erkek ikincisi kız-. Ich soll mit ihm/ihr -erkek,kız- Zeit verbringen. Aber Habt viel Spaß!"


  • take this sinking boat  (27.12.13 15:58:39) 
[]

"lık" "lik" eki

10 kiloluk buğday çuvalı

5 araçlık düğün konvoyu

gibi tamlamalarda "lık lik" ekini ingilizceye nasıl çevirebilirim? yardımcı olabilen?

 
"of" olur.

Buğday çuvalı of 10 kilos...
  • nevarki  (27.12.13 11:17:36) 
10 kilos of bugday cuvalı


  • partizan  (27.12.13 13:42:08) 
[]

beynim durdu bi el atın nolur (ing-tr)

şimdi mafyadan bi eleman var. bu adam CIA ajanıyla işbirliği yapıyormuş. CIA'den bir adam bu konuda şöyle diyor:

"Over the past years, he has negotiated arms deals between the U.S.
and certain organizations. Organizations that we've since disavowed."

ikinci cümleyi mantıklı bi yere oturtamadım. o örgütler hakkında ne diyor?

 
evvelden beri inkar ettiğimiz örgütler diyor.


  • joe dalton  (27.12.13 11:09:45) 
ezelden beri değil de, "artık" iş yapmadığımız, onaylamadığımız örgütler. mesela, rus askerleri afganistan'a girdiklerinde, amerika'nın afganistan'daki milislere, direnişçilere, örgütlere silah sağladığını düşünün. "Organizations that we've since disavowed", dediğinizde, "artık o örgütlerle iş yapmıyoruz, onları tanımıyoruz" demek oluyor.


  • marcelorios  (27.12.13 11:16:46 ~ 11:18:29) 
Bir onceki ve bir sonraki cumleler?


  • comptrol  (27.12.13 11:33:53) 
Bence adam oncesinde organizasyonlarla bir sey yaptiklarini soylemis. Sonra bu cumleleri kurmus. Since ile de o yaptiklari bir seyden beri inkar ettiklerini soyluyor.

Ya da cia organizasyonlarla bir sey yapmadiysa, bu isbirliklerini ogrendiklerinden itibaren isbirliklerini inkar ettiklerini soyluyor.
  • comptrol  (27.12.13 11:37:07 ~ 11:43:17) 
konuyla ilgili cümleler bu kadar, ilk cümlede örgütlerden ilk kez bahsediyor. benim kafamı karıştıran da since kullanımı galiba.


  • kül  (27.12.13 11:48:07) 
Geçtiğimiz yıllarda, o (erkek), Amerika ile belirli örgütler arasında cephane anlaşmalarında arabulucuydu. Söz konusu örgütler, o zamandan beri inkar ettiğimiz örgütler.

diyor.

siz soralı çok olmuş ama ben maalesef yeni gördüm.
  • m e l t e m  (27.12.13 23:11:46 ~ 23:12:35) 
[]

Ufak bir çeviri

11.4 Because of the type of material that is used for the
guard film, grease should not be used on either the lower cell
sealing surface or the upper cell O-ring.
11.5 Align the holder over the pins in the bottom portion of
the cells of the apparatus, place the upper portion of the cells
on the base of the apparatus, and then tighten the clamp.
11.6 Put the specimens into the test mode via the computer
keyboard. Enter the global test parameters and individual cell
parameters. Place each cell into TEST.

teşekkürler:)

 
Guard film icin kullanilan malzemenin cinsi nedeniyle, alt cell kapatici yuzeyde veya ust cell O-halkasi uzerinde yag kullanilmamalidir

aletin cell'lerinin alt bolumundeki igneler uzerinden, tutucuyu ayarlayin ve klempi sikilastirin.

preparatlari bilgisayar klavyesi yardimiyla, test mod'una alin. Global test parametrelerini ve her bir cell'e ozel parametreleri girin. Herbir cell'i TEST'e yerlestirin.

buradaki cell'i hucre olarak cevirebilirsiniz belki. tam annamadim neden bahsettigini. mikroskop desem diil, bi laboratuar cihazinin manueli gibi sanki...

guard film'i de oldugu gibi biraktim, cihazin ne oldugunu bilmedigim icin
  • compadrito  (26.12.13 23:54:47 ~ 23:55:21) 
[]

ingilizce çeviri

İnsanlık tarihi boyunuca eğitim toplumların geleceğini belirleyen en önemli şey olmuştur.

İngilizceye nasıl çevirebiliriz?


 
Throughout the human history, education has the strongest role in determining societies' future.

Cumleyi guzel kurdum, aferin bana.

@compadrito, insan tarihi boyunca vs. Tarih boyunca farki iste. Has had e gerek yok burada. To have role in dir, to degil.
  • comptrol  (26.12.13 23:29:10 ~ 27.12.13 07:39:18) 
societies' future

the education demezdim ben olsam

education has had the most important role to determine societies' future

human history demeye gerek var mi? throughout the history desek olmuyo mu?
  • compadrito  (26.12.13 23:43:15) 
compadrito'ya katılıyorum, the education değil sadece education olmalı.


  • sensible soccer  (27.12.13 03:50:21) 
[]

ceviri yardimi

Arkadaslar asagidaki yazilanlari ingilizceye cevirirmisiniz:

LOJiSTiGiN TANIMI

Lojistigin gunumuzdeki kabul goren en gecerli tanimini the council of manegement kurulusu yapmistir. Bu tanima gore lojistik musterilerin ihtiyaclarini karsilamak uzere her turlu urun servis hizmeti ve bilgi akisinin baslangic noktasindan zihai tuketiciye kadar olan tedarik zinciri icindeki hareketini etkili ve verimli bir bicimde planlamak uygulamak tasimak depolamak ve kontrol altinda tutmak hizmetidir. Bu bilgileri kullanarak yukaridaki tanimi gunumuz kosullarina gore soyle ifade edebiliriz:
Lojistik mal ve hizmet tedariki icin gerekli planlama organizasyon nakliye ve yonetim faaliyetlerinin butunudur.

Lojistigin gelisimi temelde uc asamalidir:

a: parcalanma (1960-1980) bu donemde lojistik faaliyetlerini ayri ayri yaptilar. Asagidaki operasyonlarin bir kismini isletme icinde yaptilar bir kismini da disaridan hizmet alarak yaptilar.

b: birlesme (1980-200) bu donemdeki lojistik faaliyetleri iki kavram altinda toplamak mumkundur.

- madde ve malzeme yonetimi
- fiziksel dagitim

c: toplam butunlesme (200- gunumuze) halen devam etmekte olan bu surecte parcalanma ve birlesme kisminda verilen faaliyetleri bir araya getirmek mumkun olmustur. Dunya ekonomisinde yasanan kuresellesme ve liberallesme entegre lojistik kavramini ortaya cikarmistir.

 
Yahu parça parça paragraf halinde ayrı ayrı duyuru olarak açsaydın :-D bu kadar uzun metni kim niye çevirsin


  • amilaz enzimi  (26.12.13 22:58:21) 
hacı ben böyle bişey görmedim, hastayım hasta :)) ne ısrarcı adamsın :)

al bakalım.

Definition of Logistics

The Council of Management has made the most valid and accepted definition of logistics. According to this definition; logistics is a service, within the supply chain, in order to meet needs of customers, efficiently and effectively planning, implementing, transporting, stock keeping and controlling movement of all kinds of goods and information flow from starting point to the end user (customer).

By using these information, we can redefine logistics to reflect present day conditions.

Logistics is sum of a series of planning, organization, transportation and management activities which are necessary for the supply of goods and services.

In principle, logistics' development has three phases:

a: Fragmented Era(1960-1980) Logistics activities were performed separately. Some of activities listed below were performed in house while other activities were outsourced.

b: Integration Era (1980-2000) Logistics activities could be summed up under two notions

- material and supplies management
- physical distribution

c: Total Integration Era:(2000- present): In this ongoing era, it was possible to integrate the activities mentioned in the fragmented and integration era. Globalisation and Liberalization in the World Economy have brought the concept of logistics.
  • [silinmiş]  (26.12.13 23:21:53 ~ 23:23:39) 
Management has made the installation of Kabul Rates tar Geçerli the council defines our present day's logistics. This recognition logistics Rates needs of its customers to meet the every turn ur service SERVICE flow of information from a standpoint Zihai to consumers gelir SUPPLY CHAIN ​​Inside the movement effectively efficiently, I plan to apply to move to store the control's under the hold is the service we've we've we've. Using this information, the above conditions according to t Tell our present day's strength phrase can: Logistics budgeting organization is necessary for the supply of goods SERVICE Shipping Co. That is the director of activities have. The development of logistics basically end should hang a: fragmentation (1960-1980) met over the logistics activities they did separately. The following businesses for a portion of the operations were done in a fraction from the outside in, taking SERVICES did it. b: merger (1980-200) Two Concepts of meth activities done under my It is possible to collect logistics. - ARTICLE Inc. Materials management - Physical DISTRIBUTION c: to absorb the flavors Total (200 - Present) income is still ongoing meth operations given in section sureçte fragmentation merger was possible've put together. The reform of world economy globalization, liberalization have caused the emergence of the concept of integrated logistics.


  • iorveth  (27.12.13 00:20:10) 
İstersen bilgisayardan girince paragraf ayarını yaparım ama zamanın yoksa zor değil sende halledersin bence.


  • iorveth  (27.12.13 00:21:42) 
[]

Kısa film altyazısı için İngilizce çeviri yapacak gönüllüler aranıyor !

Merhaba, Biz kısa filmimizin deşifresini yaptık toplam 770 karakter, bunu ingilizceye çevirmek gerekiyor (festivaller için) bir baba/ana yiğit varsa geri dönüş yaparsa sevinirim !

gurursonmez@gmail.com


 
ver haftasonu çevireyim, hastayım zaten evden çıkamam.

filmi de isterim ama :)
  • [silinmiş]  (26.12.13 21:12:30) 
Ben de çevirebilirim, ben de filmi isterim :) çevirmesem de isterim :)


  • dibini gor  (26.12.13 22:06:24) 
sulanma filme, ben aldım ve çeviriyorum :)


  • [silinmiş]  (26.12.13 22:20:22) 
Hani hastaydın ya hu, haftasonu da gelmedi :)


  • dibini gor  (26.12.13 22:25:17) 
çok güzel film :)

sana yok. git hadi.
  • [silinmiş]  (26.12.13 22:29:40) 
Bana film mi yok, geçmiş olsun bu arada.


  • dibini gor  (26.12.13 22:35:55) 
teşekkür ederim :)


  • [silinmiş]  (26.12.13 22:37:05) 
[]

Jay Leno Başlangıçta ne diyor?

www.youtube.com

Videonun ilk 21 saniyesinde ve 7:08'den itibaren ki uğurlama sahnesinde Leno'nun ne dediğini ingilizce olarak yazabilecek olan var mı?


 
my guest.......headlines all over the sports world and he've signed with the Los Angeles Lakers, he is a two-time NBA MDP??? NDP?? and eight-time NBA "All-star", please welcome number 10 of the Los Angeles Lakers, Steve Nash? Lash?

7:08'

Steve! It's a pleasure my friend! Thank you for coming?? it's an honor??, please come back twice a week.... right after this

bosluklari biri doldurur belki


Pardon yahu!

bibip: sen git

dogrudur hocam... ishal sicar kimin ingilizce gonusuyo herif, nerden ogrendiyse?
  • compadrito  (26.12.13 21:06:44 ~ 21:46:13) 
@compadrito Orjinal ingilizce halini istemiştim. Yazabilir misin?


  • oddyseus  (26.12.13 21:07:24) 
compradito

ilk boşukta sanki "my next guest who've made headlines all over the world..." diyor.

ikincide ise "thank you for charity it's an honor " diyor gibi. üçüncüde ise ryan bir şey diyor. birinin ismi ama anlayamadım.
  • sen git ben geliyorum  (26.12.13 21:40:55) 
[]

ingilizce öğretmenlerine

adjective clause anlatacağım bu akşam, ve aklıma şöyle bi soru takıldı:

"the carnegie corporation issued a report IN WHICH they recommended that middle schools..."

bu cümlede IN WHICH yerine WHERE kullanılabilir mi? mantıken kullanılamaz, "report" yer kavramı belirtmediğinden dolayı. ama IN WHICH diyorsak where de diyebilmeliyiz sanki.

bununla ilgili sou gelirse, nasıl bir açıklama yapardınız?

öğrenciler advanced, yds'ye hazırlanan amcalar teyzeler.

 
ingilizce öğretmeni değilsek de cevaplayabilir miyiz? :P

gramer açısından "where" kullanımı da doğru olur tabii ama anlamda kayma oluyor sanki biraz. daha böyle gelişügüzel informal bi hale geliyor cümle o zaman.


"they issued a report"
"they recommended that middle schools in that report"


vurgulanmak istenen kısım "o" raporun içeriğinde bu tavsiyelerin yer aldığı.
o yüzden benim kulağıma "in which" daha uygun geliyor bu cümlede.
sanki daha belirginleştiriyor gibi.
  • neyleyim  (26.12.13 14:28:52 ~ 14:29:08) 
ing ogretmenneri affetsin beni...

amca, teyse, where mekannar icin kullanilir.

nesneler icin which kullanacaaniz...
  • compadrito  (26.12.13 14:40:57) 
[]

Türkçe - Almanca çok kısa çeviri

"Sizlere daha iyi bir hizmet verebilmek için yapacağınız görüşmeler kalite standartları gereği kayıt altına alınmaktadır. Sizi müşteri temsilcisine aktarıyorum"

Cümleyi almanca'ya çevirene benden selamlar, saygılar.


 
Um Ihnen besser dienen zu können, werden die Unterhaltungen wegen Qualitätstandards aufgenommen. Ich verbinde Sie mit dem Kundendienst.

oldu gibi ama :)
  • pauldude  (26.12.13 13:33:57 ~ 13:36:41) 
[]

acil ingilizceye çeviri

arkadaşlar

konsept oluşturulduktan sonra , insanlara her şeyi yaptırmak mümkündür.

cümlesini ingilizceye çevirecek bir babayiğit arıyorum

 
"after the concept is formed"
formed yerine bağlama göre built, done, created da denebilir.

  • neyleyim  (26.12.13 08:18:36) 
[]

spike of insulin ya da insulin spike

tam türkçe karşılığı nedir bu medikal terimin? iğne değil sorduğum şey yalnız. vücuttaki insülin artışı esasen.

şu linkte de, ilk paragrafta tanımı var: en.wikipedia.org


 
spike'ı yükleme/yüklenme olarak kullanıyoruz -ama bu genelde bilerek bişeyi verip yükseltmek demek.
Ancak metne baktım burda normal yemek yiyorsun artıyor filan burda baya bildiğiniz yükselme/insülin artışı demek. "ani yükselme" diyebilirsiniz istediğiniz anlam ayrımı için

  • niye ama  (26.12.13 01:00:50) 
insülin patlaması?
ani insülin yükselişi

  • bass solo take one  (26.12.13 01:01:59) 
[]

İngilizce film çevirisi ;

Aramızda bu kısa film özetinin çevirisini yapabilecek güzel bir insan olduğuna inanıyorum , ilgi ile yaklaşan arkadaşlara şimdiden teşekkürler ! Biraz acil ufak bir kardeşimiz için gerekli itina gösterirseniz sevinirim .


-

It is the story of a young man who regains his humanity through the unexpected love of an unexpected brother.

Charlie Babbitt (Tom Cruise) is a self centered Californian man. His father passes away, leaving him only

prize roses and a 1949 Buick Roadmaster. Charlie traces the remainder of the inheritance to an institution for

the mentally challenged--Wallbrook. There, Charlie discovers the existence of a brother named Raymond Babbitt

(Dustin Hoffman), that he'd never known. Charlie kidnaps Raymond from the institute in the hopes of ransoming

him for at least half of the $3,000,000.

Raymond's fear of flying forces them to make a cross-country road trip. During the trip two brothers reconnected.

Charlie starts to care about his brother. Charlie learns that he'd actually known his brother when he was young.

But Raymond burned young Charlie badly in hot water and was forced to live at Wallbrook. When they reach Los

Angeles, Charlie realises his ability to love and his brother is far more important to him than money



-





güzel akşamlar ...

 
Rain Man bu. Çeviriyorum. Editlenecek.

Buyrun:

Bu, genç bir adamın beklenmedik bir erkek kardeşten gördüğü beklenmedik sevgiyle insanlığını yeniden kazanmasının hikayesi.

Charlie Babbitt (Tom Cruise), bencil, bir Kaliforniyalı. Babası, ona sadece ödül güllerini (yarışma kazanmış) ve 1949 model bir Buick Roadmaster'ı bırakarak ölüyor. Charlie, mirasın kalanının izini sürerek, zihinsel engellilere özgü bir enstitü olan Wallbrook'a ulaşıyor. Burada, Charlie, varlığını hiç öğrenmediği Raymond Babbitt(Dustin Hoffman) adlı bir erkek kardeşe sahip olduğunu keşfediyor.

Charlie, Raymond'ı, ondan 3,000,000 Dolar fidye almak umuduyla enstitüden kaçırıyor.

Raymond'ın uçuş korkusu, ikisini ülkeyi boydan boya geçecekleri bir araba yolculuğu yapmak zorunda bırakıyor. Yolculuk sırasında iki kardeş birbirlerine yeniden bağlanıyor.

Charlie erkek kardeşini önemsemeye başlıyor. Charlie aslında küçüklüğünde kardeşini tanıdığını öğreniyor.

Fakat Raymond, küçüklüğünde Charlie'yi kaynar suda feci halde yakmış ve bundan dolayı Wallbrook'ta yaşamaya zorlanmış. Los Angeles'a ulaştıklarında, Charlie sevebildiğinin ve kardeşini paradan çok daha fazla önemsediğinin farkına varıyor.
  • m e l t e m  (25.12.13 18:48:18 ~ 19:10:39) 
Bu, beklenmedik bir kardeşe beklenmedik bir şekilde duyduğu sevgiyle insanlığına yeniden kavuşan genç bir adamın hikâyesidir.

Charlie Babbitt (Tom Cruise), benmerkezci bir California'lıdır. Babası vefat ettikten sonra ona yalnızca ödüllü güllerini ve 1949 model Buick Roadmaster arabasını bırakır. Charlie, Wallbrook'ta (zihinsel engelliler için çalışan bir kurum) geçmişinin izlerini ararken Raymond Babbitt ismiyle bilinen bir kardeşinin olduğunu keşfeder. Charlie, 3.000.000 $'lık bir fidye talebiyle (en azından yarısını alma umuduyla) Raymond'u bu enstitüden kaçırır. Raymond'un uçak korkusu onları ülke çapında bir kara yolu yolculuğu yapmak zorunda bırakır. Bu seyahat sırasında iki kardeş birbirlerine yeniden bağlanır. Charlie kardeşini önemsemeye başlar ve gençliğinde aslında ondan haberdar olduğunu hatırlar. Raymond, küçükken Charlie'yi sıcak suda haşlamıştır, bu yüzden Wallbrook'ta ıslah edilmeye zorlanmıştır. Los Angeles'a vardıklarında Charlie, sevebilme yetisinin olduğunu keşfeder ve kardeşi onun için artık paradan daha mühim hale gelir.

* %100 doğru bir çeviri olamayabilir, benim becerebildiğim budur.
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (25.12.13 18:59:59 ~ 19:10:58) 
İnsanlığını, beklenmedik kardeşinin beklenmedik sevgisi sayesinde yeniden kazanan genç bir adamın hikayesi bu. Charlie Babbitt (Tom Cruise) bencil bir Kaliforniyalıdır. Babası öldüğünde kendisine sadece ödüllü güller ve bir adet 1949 Buick Roadmaster bırakmıştır. Charlie mirasın geri kalanının izini Wallbrook'taki akıl hastanesine kadar sürer. Orada Raymond Babbitt (Dustin Hoffman) adında hiç tanımadığı bir kardeşi olduğunu öğrenir. Raymond'ı hastaneden kaçırır ve 3milyon doların hiç olmazsa yarısını fidye olarak almayı umar. Raymond'ın uçuş korkusu onları ülkeyi araba ile geçmeye zorlar. Bu yolculuk esnasında iki kardeş yeniden bağlanırlar.
Charlie kardeşini önemsemeye başlar. Charlie aslında daha küçükken de kardeşini tanıdığını öğrenir. Raymond genç Charlie'yi sıcak suda yakmış ve Wallbrook'da yaşamaya zorlanmıştır. Los Angeles'a ulaştıklarında Charlie sevebilme yeteneğinin farkına varır ve kardeşi onun için paradan çok daha önemlidir.

  • neyleyim  (25.12.13 19:01:02) 
[]

bir cümle

"Accuracy rate was computed as the percentage of estimates that were <=5% and <=10% of the measured resting metabolic rate."

Accuracy rate: doğruluk oranı
resting metabolic rate: dinlenme metabolizma hızı
<=: küçük eşit

bir türlü kuramadım cümlenin türkçesini, yardımınıza muhtacım.

 
Doğruluk oranı, ölçülmüş dinlenme metabolizma hızlarının %5inden küçük eşit ve %10undan küçük eşit olan tahmin yüzdelerine göre hesaplandı.

gibi kurdum ama içinize siner mi bilmem.
  • neyleyim  (25.12.13 18:13:57) 
[]

şu çikolatalı tarifi çevirebilir misiniz kabaca :)

crisisbrownies.blogspot.com

anlayamadığım kısımları var. önemli noktaları belirtseniz yeterli.


1. milföyleri dolaptan çıkarıp çözünmesini bekle, fırını önceden ısıt

2. ?

3. üzerine nutella sür kenarlardan boşluk bırak

4. kırılmış fındık serp

5. ?

6. ?

7. 17 dk pişir üzeri kahverengileşinceye kadar.


teşekkür ederim şimdiden.

dipnot: bir de kullandığı milföy hamuruyla ilgili bir özellik belirtmiş mi tatlı milföy falan gibi?

 
2. Milföyün katlarını bir parça parşömen kağıdı üstünde (tabi yağlı kağıt da diyor olabilir) açın, katlandığı yerlerden çatlamış ya da ayrılmışsa parmaklarınızla hafifçe bastırarak birleştirin. hamurun diğer tarafını çevirip aynı şeyi yapın.

5. Jelly roll derken galiba sarma biçiminden bahsetmiş, bilemedim. hamuru rulo yapıp 10 parçaya dilimleyin.

6. Parçaları pişirme kağıdı serilmiş tepsiye yerleştirin, üst yüzeylerini erimiş tereyağıyla fırçalayın.
  • kobuzchu kiz  (25.12.13 15:55:28) 
[]

Ne demek istiyor?

Bir kitap ile ilgili yapılan yorum: "I'm probably falling woefully behind with Proust. But this is good so far!"




 
Ben büyük ihtimalle ne yazık ki Proust konusunda geciktim (bitiremedim gibi bir şey olabilir). Fakat şu ana kadar bu iyi bir şey.


  • himmet dayi  (25.12.13 13:06:46 ~ 13:07:39) 
bu yorumu ünlü bir yazar mı yapmış? sanki bana anlamı şöyle geldi,

Galiba, maalesef Proust'un gerisinde kalıyorum, ama bu şimdiye kadarki en güzel şey.
  • discopolice  (25.12.13 13:14:22) 
bence Proust okuyor ama haliyle yavaş gidiyor. sonra da "şimdiye kadar okuduğum yeri beğendim" diyor.


  • kül  (25.12.13 13:30:31) 
"Proust konusunda muhtemelen çok gerideyim/geride kalıyorum ama şimdiye kadar iyi." demiş. Yani diyor ki, Proust'un eserlerinin az bir kısmını okumuş ama şimdiye kadarkileri beğenmiş.


  • alicia dominica  (25.12.13 14:51:47) 
[]

tesla'nın bi sözü

Şunda son üç cümleyi anlayamadım, ne demek istemiş?

“From childhood I was compelled to concentrate attention upon myself. This caused me much suffering, but to my present view, it was a blessing in disguise for it has taught me to appreciate the inestimable value of introspection in the preservation of life, as well as a means of achievement. The pressure of occupation and the incessant stream of impressions pouring into our consciousness through all the gateways of knowledge make modern existence hazardous in many ways. Most persons are so absorbed in the contemplation of the outside world that they are wholly oblivious to what is passing on within themselves. The premature death of millions is primarily traceable to this cause. Even among those who exercise care, it is a common mistake to avoid imaginary, and ignore the real dangers. And what is true of an individual also applies, more or less, to a people as a whole.”


 
insanların zamansız ölümleri,(o zamana kadar metinde sunduğu sebepten bahsediyor burada) bu sebepten ötürü izlenebilir özellik taşır. Yani zamansız ölümlerin nedenleri izlenebilir, gözlem yapılırsa nasıl olduğu anlaşılabilir. İyi bakılmış olanlarda bile, gerçeği görmemek gibi bir durum vardır diyor. Sanırım ölüm anına, ya da yaklaştığı ana gönderme var. Yani o anda farklı bir durum var ve ölecek insanlar hayalgüçlerini falan bir kenara koyup daha gündelik hayatla ilgili kaygılara girerler ya, ondan da bahsediyor olabilir. Ve son olarak, bence burada da kendi yargısını ortaya koymuş, ölecek bir bireyin, yaptığı en doğru şeyin, kişiselleşmeden uzak durması olduğunu vurgulamış. Yani o noktadan sonra kişilerle ne alakan olacak canım kardeşim demiş, bütün insanlığı bir bütün olarak görebiliyor musun? iyi ya da kötü, hah işte sen o zaman olmuşsun demek istemiş.


  • syd  (25.12.13 01:28:42) 
[]

İngilizce kalıp geliştirme

Kelimeden ziyade konuşma dilinde kullanılan ingilizce kalıpları öğrenmek amacım. Şu an yaptığım yabancı diziler izleyip bilmediğim kalıpları not ediyorum. Buna yardımcı internet sitesi vs. var mıdır bildiğiniz?




 
barron's toefl hazirlik kitabinda cok iyi kaliplar vardi diye hatirliyorum


  • imla kilavuzu  (24.12.13 22:03:28) 
[]

tek cümlelik çeviri

"Bir baktım ki yine akşam olmuş." ingilizce çevirisi nedir?




 
Suddenly I realized it was evening again.

mot-a-mot degil ama anlami benzer
  • Sarix  (24.12.13 13:56:47) 
Suddenly it was evening.


  • japon askeri  (24.12.13 14:36:57) 
[]

ileri seviye çeviri işi

yurtdışındaki bir projeye başvuru yapmak için motivasyon mektubu yazıyorum, bir kısmını çevirdim fakat akşama kadar vaktim olduğu için zor kısımları çevirecek zamanım yok. kendim çevirmeye kalksam yetiştiremem çünkü ingilizcem kıt. yardımcı olacak biri çıkar umuduyla beceremediğim kısmı aşağıya yazıyorum. vakti olan birinin yardımını rica ediyorum, gerçekten çok büyük bir iyilik yapmış olacaksınız.

"Bu projede bulunmak isteme amacım engelli çocukların yaşadığı zorlukları tecrübe ederek gözlemleme ve onların hayatlarını kolaylaştırmak için fikir ve proje yürütmek, toplumdaki çoğu insanın görmezden geldiği engellilerin bizden biri olduğu bilincini yaymak. Projeye seçildiğim taktirde onlara gerekli hassasiyeti göstererek sevgi ve şevkat ile ilgileneceğime inanıyorum. Daha önce engellilerle ilgili bir projede yer almadım fakat onları karşımda gördüğüm zaman empati yapıp onları çok iyi anlayabiliyorum. Projede yer aldığım taktirde onları daha yakından tanıyıp günlük yaşamlarıyla ilgili gözlem yapma fırsatı yakalayacağım.

Proje sonunda edindiğim bilgi ve tecrübeleri yaşadığım şehirdeki özel eğitim merkezleri ile paylaşıp engelli çocukların eğitimlerine katkıda bulunmak istiyorum çünkü ülkemizdeki bu bilinç henüz çok yaygın değil. Onların yaşadığı zorlukları en aza indirgeyici faaliyetlerde bulunmak bu projenin bana katacağı en önemli özelliklerden biri olacaktır."

not: çeviri yaparken cümleleri toparlarım diye devrik yazmıştım, siz kendinize göre anlamı bozulmayacak şekilde düzenleyebilirsiniz.

 
çeviremem ama şunlardan faydalanabilirsin.

ylsyuzmani.blogspot.com
  • sonsuzluk  (24.12.13 14:40:05) 
[]

çeviri destek sadece bir cümle

Turkcell ve Amerikan teknolojisi birlikteliği

ingilizce tam karşılığı ne ola ki?


 
The synergy of Turkcell and American technology


  • m e l t e m  (24.12.13 11:35:46) 
[]

... konusunda anlaşılarak, ... (ingilizce)

"X ile mitokondrial ... çalışılması yapılması amacıyla ... konusunda anlaşılarak ilk çeyrekte bir demo yapılması kararlaştırıldı."

Şimdi beni tereddütte bırakan yer, "anlaşılarak" kısmı oldu.. Cümleye "Coming to an agreement with X..." diye başlasam nasıl olur?


 
We decided to make a trial/demo on the first quarter by coming to a mutual decision with X about .... in order to conduct mitochondrial ... study.


  • hiko seijuro  (24.12.13 09:51:52) 
sadece "agreed to" kullanabilirsin. we agreed to make a demo...


  • kaptan memo  (24.12.13 12:16:20) 
abi sözlükte de elli kere yazdım, türkçe metinleri bu kadar karmaşıklaştırmayın. ikiye bölün cümleyi gitsin.


  • yalnux  (24.12.13 12:54:23) 
metnin sahibi tarafından "Having agreed to..." yapmam istendi, bilginize..


  • vercingetorix  (26.12.13 01:01:17) 
[]

İngilizce uydurmak?

şu tarz bir cümleyi ingilizceye çeviricek olsak fake up kullanabilir miyiz?daha uygun bir verb var mı?

"Aslında böyle bir kelime yok ben uydurdum."


 
Make up kullanılabilir.
There is no such word, I made it up.

  • aychovsky  (23.12.13 23:06:52) 
sanırım birde başına actually konursa bal gibi olur.


  • dysgenics  (23.12.13 23:59:33) 
[]

laissez faire, laissez passer nasıl okunuyor

cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.




 
nasıl yaziyim bilemedim, şurdan alttaki ses işaretine bas hatun okuyor

translate.google.com
  • nwnd  (23.12.13 22:32:05 ~ 22:33:08) 
lase feğ lase pase


  • kugsel adam  (23.12.13 22:36:19) 
lesse fer lesse passe


  • kediebesi  (23.12.13 22:37:35) 
+1 kediebesi


  • dnznc  (23.12.13 22:56:50) 
[]

sürekli aynı hatayı alıyorum (ingilizce)

kredi kartımı sisteme tanımlamaya çalışırken, tüm bilgileri eksiksiz girmeme rağmen şöyle bir hata alıyorum; "We were unable to add your payment method - please try again. "

ayrıntılı olarak şurada açıklanmaış ama ne demek istediklerini gerçekten anlamadım. yyardımcı olursanız sevinirim: digitalocean.uservoice.com


 
verdiğin linkte herhangi bir açıklama yok senin gibi sorun yaşayan biri çözümün ne olduğunu soruyor.


  • clones  (23.12.13 22:28:45) 
[]

ingilizce ciddi bir sunumda "son söz" için

"epilogue" mu demek lazım? ciddi bir medikal firmasının power point sunumu..

edit: final say olur mu?


 
final say duymadım da

last word olur nasıl kullanacağına bağlı

ben sunumlarda in conclusion olarak da kullanıyordum.
  • croswell  (23.12.13 15:23:35) 
böyle kocaman başlık olacak "son söz" diye son slaytın başında.. olur mu last word?


  • vercingetorix  (23.12.13 15:25:49) 
Aslında conclusion iyi gibi.. hmm.


  • vercingetorix  (23.12.13 15:26:25) 
Conclusion
References
Questions?

Şeklinde biter genelde sunumlar. Son slayt, dinleyicilerin soru sorması için. Öyle bir şey istemiyorsan son slayt "Thank You" olarak bitebilir.
  • long live rock n roll  (23.12.13 15:32:22) 
yok, altında gene bir açıklama var. projenin olası şahane getiri tadında. conclusion'ı seçtim o yüzden. teşekkürler.


  • vercingetorix  (23.12.13 16:00:23) 
conclusion +1

epilogue ya da final say demeyin sakın, komik olur.
  • 386 dx  (23.12.13 16:00:38) 
so, to conlude

ya da

as conclusion

demen çok daha profesyonel
  • GibsonRules  (23.12.13 16:06:04) 
in conclusion kullanılır genelde benm bıldıgım


  • ozkaya  (24.12.13 12:14:32) 
"epilogue" çok edebi, "final say" çok türkçe gibi hoş gelmiyor kulağa yanlış olmamasına rağmen. "to conclude" diyebilirsin, "as a conclusion" veya sadece "conclusion" diyebilirsin. bunların dışında "to sum up" geldi aklıma. bir de "to cut a long story short" geldi ama o da çok informal durur galiba...


  • strangerinhere  (24.12.13 17:54:41) 
[]

ACİL - "hastalık taşıyıcısı" nasıl derim?

ingilizce.. ama hani "bulaştıran" anlamında değil de, genetik olarak taşıyıcı. "carrier" her durumda uygun olur mu?




 
evet, genetik taşıyıcılık carrier ile ifade ediliyor.


  • calzoncillos  (23.12.13 13:51:00) 
[]

basit gibi görünen soru

arkadaşlar seviye atlama sınavında ilginç bir soru geldi bir bakar mısınız make in kullanımını anlamadım işlemediğimiz yerden sordular şaşırdım

We can not make our voice heard. (biz onların sesini duyamadık) olmayacak mı?=


 
"Sesimizi duyuramıyoruz/Bizi dinlemiyorlar" anlamına geliyor.


  • m e l t e m  (22.12.13 23:35:42) 
Sesimizi duyuramiyoruz diyor.


  • nathanieltroy  (22.12.13 23:36:49 ~ 23:37:36) 
enteresan valla ben ilk kez gördüm böyle bir kullanım.. çevirisi çok farklıymış


  • 41  (22.12.13 23:41:00) 
sizin için daha anlaşılır çevirmek gerekirse "biz sesimizi duyulur yapamadık" demektir. "Onlar"la ilgili herhangi bir kelime yok.


  • whoosie  (22.12.13 23:43:15 ~ 23:43:25) 
aaa evet our bizim demek dimi valla kafa başka yere gitti belli ki ne bileyim.


  • 41  (22.12.13 23:44:59) 
Çok yaygın bir kullanımdır. Anlamadığınız, enteresan gelen nedir? Yardımcı olayım.

Edit: Ben bunu yazarken zaten sanırım sorun çözülmüş. :)
  • m e l t e m  (22.12.13 23:48:18 ~ 23:49:59) 
bu çok kullanılan bir yapı. "make+something+verb". burada 'can' kullanıldığı için -ebilirlik söz konusu. diğer zamanlarla ve yardımcı fiillerle de kullanılabilir.


  • uykusunu yakalayan adam  (22.12.13 23:51:57) 
arkadaşlar bu causatives diye bir yapıymış biz daha b1 seviyesindeyiz hoca da şaşırdı


  • 41  (22.12.13 23:54:19) 
'voice' ile 'heard' arasında 'be' olması lazım? "sesimizin duyulmasını sağlayamıyoruz" derdim.

hımmm 'be' atılmış sanırım.
  • oxibrinth  (23.12.13 00:24:05 ~ 00:24:53) 
açıkçası bu şekliyle daha doğru duruyor be fiiliyle kullanmaktansa. heard burada sıfat gibi düşünülebilir (duyulmuş/duyulan). to make something + adjective oldukça yaygın. to make something better örneğin.


  • zero times infinity  (23.12.13 07:27:47) 
make sth + adj. yapısı mevcut tabii de burada bildiğimiz passive voice gibi geldi bana. ki bu kullanım da mevcut, herhangi bir sorun teşkil etmiyor. bildiğimiz make sth + verb. sıfat olarak düşünmedim hiç. yalnız şimdi baktım da doğrudan bu sıfat şekliyle de kullanılıyormuş, evet.


  • oxibrinth  (23.12.13 17:28:35) 
[]

inversion yapı

• I have rarely seen such a beautiful view
• Rarely have I seen such a beautiful view

aradaki fark nedir acep? nasıl algılayabiliriz

 
Vurgu. Rarely çok nadiren anlamında kullanılıp, Türkçe'de "hiç yoktan iyidir" denerek olumlu bir anlama bürünmüşken, İngilizce'de "hemen hemen hiç" gibi olumsuz anlamda kullanılır.
*Böyle güzel bir manzarayı hemen hemen hiç görmedim (çok nadir gördüm).
*Bu cümlede de hemen hemen aynı şeyi diyor ama biraz daha şu anlam var: "Böyle manzara insanın karşısında sık sık çıkmaz, hatta hiç çıkmaz" gibi. Burada durumun nadirliğine daha fazla vurgu yapıyor. Benim başıma hiç böyle manzaralar denk gelmez gibi, "Hem böyle manzara olacak, hem ben olacağım, hem de bu iki kombinasyon bir arada olacak; yok artık. Ama milyonda bir olasılık da oldu." gibi.
  • aychovsky  (22.12.13 16:43:38 ~ 16:48:09) 
[]

ufak bir çeviri ing-türkçe

"Intrafamiliar sexual abuse is difficult to document and manage, because
the child must be protected from additional abuse and coercion not to reveal or to deny the abuse, while attempts are
made to preserve the family unit"

Aile içi cinsel istismarın kanıtlanması ve yönetilmesi zordur, çünkü çocuk ek bir istismardan ve gerçeği açığa çıkarmamak veya inkar etmemek için göreceği baskıdan korunmalıdır... whiledan sonrasını çeviremedim. öncesi doğru mu? teşekkürler.

 
"Aile içi cinsel istismarın belgelenmesi ve bu konunun yönetilmesi çocuğun ayrıca bir istismardan, gerçeği ortaya çıkarmamadan veya inkar etmemeden göreceği baskıdan korunması gerekçesiyle zordur, bu teşebbüsler aile kurumunu korumaya yönelik olsa da (zordur)."

while'lı kısmı cümleye yedirmeye daha da uğraşabilirsin ama bu sefer de ilk kısımda anlatım bozukluklarına yol açarsın.. istersen üç cümle halinde de anlatabilirsin.. iyi çevirmişsin bu arada.. sondaki parantez içindeki "zordur" kullanmayabilirsin de..

edit: "...gerçeğin ortaya çıkmamasından veya..." da olabilir, hangisi iyi duruyorsa onu kullan..

edit 2: "inkar etmekten" olacak o, not to'yu görünce atlamışız, kafalar dalgın.. aman dikkat et sen de..
  • lake of the hell  (21.12.13 15:15:29 ~ 15:22:51) 
[]

basit ingilizce gramer ( years' / year's )

ingilizce gramer testi yapıyorum da, aralarındaki fark neymiş year's ile years' ın? neye göre kullanıyoruz, çeviremedim aşağıyı.




 
Cogul eki gelen bi kelime ustune bir de iyelik eki aliyorsa o sekilde apostrof koyup birakilir. Yani years' sadece year's in cogul hali.


  • loveinaflipbook  (21.12.13 14:27:04) 
bir yıl sonra diyorsak "year's time" aidiyet belirtmek için kullanılıyor "'s".

iki yıl sonra diyorsak, çoğulu years olduğu için years' çünkü çoğul olunca kelimenin sonuna zaten "s" ekleniyor. years's olmuyor yani years' oluyor.

asıl anlatılan ise, bunun zamansal ifade olduğu. "şu kadar zaman geçince" dediğimiz için zamana bağlı oluyor yaş da. o yüzden aidiyet belirtmek gerekiyor. bu şekilde anladım.
  • m e l t e m  (21.12.13 14:30:07 ~ 14:30:47) 
years ----- yıllar

year's ---- yılın

years' -----yılların
  • discopolice  (21.12.13 14:32:18) 
[]

getting a commitment, making a commitment

başlıkta geçen bu iki şeye karşılık ne olsa daha iyi olur. bunlar bir seçim organizasyonda kişilerden söz almak gibi bir şey, fakat buna taahhüt diyemiyorum bazı yerlerde sırıtıyor bağlılık demek zorunda kalıyorum. hem bağlılık hem de taahhüt anlamı veren bir karşılık var mı?




 
vaat olur mu acaba?


  • neyleyim  (21.12.13 08:36:50) 
her ikisi de olur ama bağlılık sözü benim çevirdiklerimde daha bir geçerli oluyor. teşekkürler.


  • clones  (21.12.13 12:54:16) 
[]

oral jelly

böyle ağızda eriyen jelibonumsu tabletlerin türkçe'si ne ola ki? direkt kutunun üstünde yazacak şekliyle..




 
chewy?


  • croswell  (20.12.13 15:43:50) 
hayır, jelly.


  • vercingetorix  (20.12.13 15:46:32) 
yumuşak şeker


  • strawberry first  (20.12.13 15:53:54) 
ama bu ilaç? =(


  • vercingetorix  (20.12.13 15:57:01) 
Eriyen Tablet / Emilen Tablet / Emme Tableti


  • cruseo  (20.12.13 15:57:35) 
oral jel tablet


  • sir gawain  (20.12.13 16:14:35) 
oral jel tablet diyeceğim sanırım. teşekkürler herkese.


  • vercingetorix  (20.12.13 16:17:31) 
[]

"tarafınızıdan onay bekliyorum" ingilizce

"we would like to confirm by you ? " doğru mudur ?




 
i am waiting for your comfirmation daha iyi karşılar sanki.


  • onexey  (20.12.13 10:07:31) 
"by you" yaparsan olmaz, fazla türkçe düşünmüş olursun (gerçi başka türlü nasıl düşünüyoruz, di' mi?).. eğer çok resmi bir iletide kullanmıyorsan i'll wait for your confirmation" diyebilirsin..


  • lake of the hell  (20.12.13 10:12:00) 
shall will confirmation be waiting kiss you.


  • eli  (20.12.13 11:58:44) 
:) doğru değildir,

waiting for your confirm iyi,

shall i like you as soon as possibility de olabilir keh
  • camino real  (20.12.13 12:47:23) 
i expect your confirmation. bu daha doğru olur bence.


  • illegalstar  (20.12.13 13:05:18) 
waiting for approval da vardı diye hatırlıyorum.

bundan sonrası googlefight.
  • sensible soccer  (21.12.13 10:47:09) 
looking forward daha çok dört gözle bekliyorum demek.


  • illegalstar  (23.12.13 00:30:14) 
[]

gömleğin "full" olması ne demek?

iki adam konuşuyor. birinin gömlek dükkanı var. öbürü diyor ki "senin bazı gömlekleri giyemiyorum. they're too full." öbürü de hak veriyor. konuyla ilgili diyalog bu kadar.

full ile ne kastedilmiş olabilir? tureng'de "bol" diye bir karşılık var ama emin olamadım.


 
bol.


  • cokponcik  (20.12.13 10:00:36) 
[]

ruscaya devam mi edeyim italyanca mi ogreneyim

2 yil kadar once 1 yil filan rusca dersi almistim biraz gelistirmistim ama simdi oldukca gerilemis. Kiril filan tabi okuyabiliyorum ama padejler filan kaybolmus.
simdi biraz vaktim oluyor, ruscamin uzerindeki pasi mi gidereyim yoksa italyanca mi ogreneyim?
italyanca rai filan izliyorum altyazili hosuma gidiyor hem cok kaynak da var hem daha kolay hem de karizmatik bence.
hobi olarak ogreniyorum bu arada, is amacli olsa baska dillere yonelirdim.

 
Başladığın dilden devam et


  • GibsonRules  (20.12.13 07:30:25) 
rusça daha geçerli.


  • king lizard  (20.12.13 10:25:21) 
Rusça'ya devam. İtalyanca hiç bir şekilde işine yaramaz. Ancak Rusça yarayabilir. Anladın sen;)


  • Nocturne  (20.12.13 10:28:13) 
rusyayla ticaret gittikçe açılıyo, rusçaya devam. ekonomik olarak italya da avrupa da gittikçe boka batıyo. boşver italyancayı


  • sirkelimon  (20.12.13 14:32:10) 
@cureforlove
Uydu var evde nextstar markasi, hotbirdde rai'de altyazi secenegi var acinca altyazilar cikiyor.

  • medievalman  (20.12.13 14:35:44) 
[]

şu cümleyi ingilizceye nasıl çeviririz ?

Tabii ki, üniversitemizdeki spor imkanları bununla sınırlı değil.




 
Obviously, sports facilities in our college are not limited with those...


  • crown  (20.12.13 00:26:30) 
baştaki tabii ki bir soruya cevap olarak mı söyleniyor acaba? eğer öyleyse

sure, our university's sport facalities are not limited with these.

değilse

obviously(clearly), our university's sport facalities are not limited with these.

edit: mesajlar ve uyarılardan sonra, with değil to evet.
facality değil facility.
uyarılar için teşekkürler.

not2: limited with olur aslında ama bir önceki cümle önemli:)
  • in search we trust  (20.12.13 00:33:29 ~ 11:15:21) 
limited TO olmasi lazim, limited with olmaz arkadaslar.

Certainly, the sports opportunities at our university are not limited to these.
  • beriberi  (20.12.13 06:44:56 ~ 06:45:20) 
[]

çeviri

Agenda
1. Fierce Urgency of Now
2. Review Last Week's Numbers
3. Schedule
4. Priorities
5. Updates/Announcements/Reminders


burdaki fierce urgency of now'un karşılığı nedir?

 
Şu an yapılması gereken çok/ fazlasyla acil


  • jujugoo  (23.12.13 12:39:32) 
[]

es gefållt mir

geçmiş için nasıl söylenir? past tense..

bi de a harfinin noktalısı nerden yapılır?


 
alt+132


  • whoosie  (19.12.13 15:22:35 ~ 15:22:40) 
alt gr + Ğ sonrasında a'ya bas ä


  • godsparticle  (19.12.13 15:24:57) 
peki "es gefallt mir" past tense nasıl söyleniyor.

yani; hoşuma gidiyordu. beğeniyordum. demek istiyorum.
  • arpa  (19.12.13 15:25:00) 
gençler benimki amerikan klavye :/ söylemey unutmuşum


  • arpa  (19.12.13 15:25:55) 
es hat mir gerfallen olsa gerek


  • godsparticle  (19.12.13 15:26:49) 
"es hatte mir gefallen"


  • gece lampulu  (19.12.13 15:26:50) 
ä: alt + 132
å: alt + 134

  • thor odinsson  (19.12.13 15:42:30) 
[]

almanca bir resmi mektup.

selamlar efenim, kstw (kölner studentenwerk) den bir mektup aldım da, herifler gene almanca yollamış, haliyle bir şey anlayamıyor insan (almancam daha a2:( . bir hayırsever doyçland sevdalısı şunu bana çevirse de ne olup bittiğini anlasam ben de.

ek resimdedir.


 
ek yok, birisi yardımcı olduysa ne ala, olan yoksa henüz ekle resmi bakalım -birebir çeviriden öte önemli noktalarını söylerim en azından-


  • candanag  (19.12.13 19:19:04) 
[]

Almanca Çeviri(Acil)

Avusturyada bir üniversteye başvuruda bulundum fakat belgelerle ilgili sıkıntı olmuş özellikle ikinci resmin madde madde yazan kısmı ve birincinin tamamını çevirebilecek olan biri varsa ssevinirim gerçekten önemli benim için




 
mail adresini mesaj at.
15 dk.ya sende kardeş.

  • gece lampulu  (19.12.13 10:27:28) 
Şu şekilde muhtemelen: Mail adresi ver diyorum, uyuyorsun. Hem de acil diyorsun!
:)
Birinci için;
Size bildirildiği üzere Türkiye'de düzenlenen belgelerin aynı zamanda
bir Apostil eşliğinde (Noter tasdiği) ibraz edilmesi gerekmektedir.
Yabancı dildeki dökümanların Almanca tercümeleri de beraberinde olmalıdır.
Aynı şekilde Yurtdışında tercüme edilmiş Almanca belgeler de Apostil eşliğinde gerçekliği onaylanmış olmalıdır.
Avusturya'da mahkemeler tarafından onaylanmış tercümanlar tarafından tercüme edilen belgelerde apostil gereği yoktur.

Ikinci için;
08.10.2013 tarihli başvurunuza istinaden J.K.Uni./Linz üniversitesi onay bölümü tarafından size; başvurunuzun incelenmesinin devamı için şu evrakların gerekli olduğu bildirilmektedir:
-Bachelor öğrenimi için geçerli belge /Diploma sanıyorum.
-Bitirilmiş eğitimin notları
Notlar;(Fazla sayıda sayfadan oluşuyorsa, bakanlık tarafından birbirine ait, ve devamı olduğu anlamında işaretlenmeli)
-TR'deki Tanınmış/Onaylanmış bir üniversiteden direkt ve koşulsuz J.K.Uni./Linz'te eğitim göreceğinize dair bir teyit yazısı/belgesi.
-Tamamlanmış eğitimin CV'si - Muhtemelen bitirdiğin bölümün detay açıklamaları.
  • gece lampulu  (19.12.13 10:51:40) 
""aktuelle Bestaetigung"" ile kastedilen;
güncel/yeni olması. yani eski tarihli değil de belki bir kaç haftalık olabilir.
Yani bu teyidi yeni almış olmalısın okulundan...Ok.
  • gece lampulu  (19.12.13 11:33:41) 
çeviri için teşekkürler şu üçüncü maddeyi anlayan biri varsa yardımcı olursa çok iyi olur.şimdiavusturyadaki okula hitaben teyit yazısı denmiş ben lisansı bitirdiğim okula gidip yüksek lisans için bana böle bi yazı gerekiyor desem verirler mi .pek sanmıyorum?


  • allstar  (19.12.13 12:33:13) 
@allstar kardeşim; çok pardon!
Hızlı geçince acil deyişinden dolayı.
3. madde tam şöyle;
TR'deki Tanınmış/Onaylanmış bir üniversiteden ""direkt ve koşulsuz"" J.K.Uni./Linz'te görmek istediğiniz eğitim gibi bir eğitimi (Yüksek lisans ise) görebileceğinize dair bir teyit yazısı/belgesi. Yani TR'den bir okuldan bu eğitimi, burada da (TR'deki bir üniversite) görebilir yazısı.

olacak. umarım anlaşıldı.
  • gece lampulu  (19.12.13 14:04:19) 
[]

Ultra kısa çeviri(Eng->Tur)

"7'li panel" nasıl çevrilir?
panel of 7? 7 pole panel?



 
7 set panel olamaz mı acaba


  • hope ender  (18.12.13 22:17:33) 
şöyle açıklama yapayım, burada kastedilen şey 7 adet boru birleşip bir panel oluşturuyor işte her panel 7'li panel olarak yazılmış. yani 7 tane panel değil de 7 borudan oluşan panel gibi bir anlam olmalı.


  • lunedor  (18.12.13 22:20:20) 
7 piped panel olabilir bence, yani ben olsam böyle yazarım.
tureng.com

  • hope ender  (18.12.13 22:26:36) 
7-pole panel


  • ermanen  (18.12.13 22:30:03) 
düz mantık :six pack altılı paket - seven panel - yedili panel


  • illegalstar  (19.12.13 01:01:37 ~ 01:02:22) 
[]

Bir türlü toparlayamadım

Please see my previous request below from last week.

E-mail yazıyorum da bir müşteriye, doğru mu bu? Bir şeyi yanlış koydum sanki? (Demek istediğim: "Aşağıda geçen haftadan daha önceki talebimi/isteğimi görebilirsiniz." gibi bir şey.)


 
Please see my previous request from last week below.


  • el desaparecido  (18.12.13 08:56:12) 
ell desaparecido'nunki daha dogru


  • cedex  (18.12.13 09:05:08) 
[]

Kısacık Fransızca Çeviri (dört kelime)

Merhaba Fransızca bilenler. Acaba "karanlık gözlü adamın oğlu" nasıl denir Fransızcada? Ama "kara gözlü" değil, "karanlık gözlü".

Şimdiden teşekkürler.


 
aralara türkçe kelimeler mi sıkışmış :)


  • selim pusat  (18.12.13 00:05:11) 
[]

eBay den gelen mesaj ingilizce çeviri

Hello,

I will be happy to ship the item via USPS Priority mail as a courtesy. Please email us back once you have completed the order and have paid for USPS First Class Mail.


ödemeleri falan paypal'den yaptım, adama da biraz hızlı verebilme şansınız var mı şöyle şöyle diye anlattım adam bu cevabı verdi. şu an parayı ödemediğimi falan mı söylüyor?

 
siparişi tamamlayıp usps first class mail'i seçersen ben de kıyak yapıp usps priority mail ile yollarım diyor.


  • galadnikov  (17.12.13 21:57:45) 
Ürünü nezaketen USPS öncelikli kargo ile yollamaktan mutluluk duyarım. Lütfen USPS birinci sınıf mail ödemesini yapıp siparişi de tamamladıktan sonra bize mail atın.
Aşağı yukarı böyle bir şey. Kargo isimlerinde kafası karışmış sanırım.

  • brawler  (17.12.13 22:08:21) 
@brawler

kafası karışmamış. priority dedikleri first class'tan daha öncelikli geliyor.
  • kisa bisey olsun istemistim  (17.12.13 22:48:16) 
[]

voter walk list çeviri

voter walk list ne anlama geliyor? çeviriye ekliycem bu yüzden yakın bir anlamda bir karşılık bulmam lazım




 
The Voter Walk List App is the game changing tool that lets your volunteers focus on working with voters. This eliminates the need for re-entering data to your voter lists. No more costly mistakes!

itunes.apple.com
  • dedim dedim de kime dedim  (17.12.13 19:47:58) 
ingilizcede ne anlama geldiğini biliyorum fakat çeviriye dahil edebileceğim karşılığını bulamadım.


  • clones  (17.12.13 20:47:01) 
[]

ingilizce

Unable to successfully cast object to a RuleType.

burada "cast to" tam olarak ne anlama geliyor?


 
Nesne başarılı bir şekilde bir emirtipi altında listelenememiştir/ emirtipine uyarlanamamıştır / emirtipine atanamamıştır.


  • [silinmiş]  (17.12.13 13:05:39) 
cast, dönüstürmek/cevirmek demek. yani senin elindeki object RuleType tipinde veya RuleType'tan türetilmis bir object degil.


  • question the answers  (17.12.13 14:39:57) 
sanırım SAP gibi bir uygulamada karşınıza çıkan bir uyarı?


  • [silinmiş]  (17.12.13 15:18:07) 
[]

ops. managers

Türkçesi nedir yahu? bu "ops.", "operations"ın kısaltması mı?




 
Evet muhtemelen.


  • cakabo  (17.12.13 12:05:25) 
Ops. = Operations (her zaman)


  • loveinaflipbook  (17.12.13 12:20:27) 
1 ... • ... • 111 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.