[]

muhtar kelimesinin ingilizcesi

merhabalar,

muhtar kelimesini ingilizceye nasıl çevirirsiniz? lütfen tureng veya zargan'daki sonuçları önermeyin.


 
Karşılığı olmayan kelimelerden sanırım.

Açıklamaya çalışsam Neighbourhood Civil Registry Officer falan derdim.
  • cakabo  (24.01.14 14:19:41) 
muhtariyet - autonomy
muhtar - autonomous

hukuk terimleri sözlüğünden.
  • vedat chili peppers  (24.01.14 14:29:41) 
Tam karşılığı yok evet ama belediye meclisine "alderman" diyorlar bizdeki "yaşlılar heyeti" ile aynı kökenden. Alderman denilebilir sanırım.

Ama "ayran", "kebab" gibi düşünüp "mukhtar" da mantıklı bence.
  • tzum_tzum  (24.01.14 14:32:00) 
wiki'de doğrudan muhtar ve mukhtar diye geçiyor. parantez içerisinde de bir açıklamasına yer verilebilir "neighboorhood/quarter headman" şeklinde. google'a sordum, varmış böyle bir kullanım.


  • oxibrinth  (24.01.14 14:46:19 ~ 14:48:29) 
şerif olarak çeviririm tabii ki de

eksisozluk.com
  • tek millet tek dil tek yuzuk  (24.01.14 15:51:16 ~ 15:52:03) 
[]

bu cümleyi çevirebilir misiniz ?

cause welfare in a market to depend on more than just to value to the buyers and cost to the sellers




 
haci bu cumle degilki :) tamamini yaz.


  • she was my baby  (23.01.14 19:54:34) 
kusura bakma kardeşim bana mesaj olarak atıyor bende burda soruyorum :)

created when a market outcome affects individuals other than buyers and sellers in that market. cause welfare in a market to depend on more than just to value to the buyers and cost to the sellers.

sanırım doğrusu böyle.
  • them bones  (23.01.14 20:00:22) 
bir market ya da pazar olusturdugunuzda bu durumun sonucu alici ve saticidan baska kisileri de etkiler. cunku marketin refahi alicilar acisindan malin degeri ve malin saticilara maliyetinden daha fazla seye baglidir.


  • bigl0rd  (23.01.14 20:06:55) 
teşekkür ederim.


  • them bones  (23.01.14 20:08:34) 
sadece satıcılar için alıcı ve maliyet değer için daha fazla bağımlı bir pazar refah yol


  • mountaincat  (23.01.14 20:09:47) 
[]

Ingilizce Online?

Selam dostlar,

Mart'ta Ingiltere'ye master egitimi icin gidecegim, onumdeki bombos bir ayi Ingilizce calisarak gecireyim diyorum.

Grammar, tense'ler, vocabulary, her seyi bir gozden gecirebilecegim, upper-intermediate, advanced seviyesinde mumkunse video agirliklikli ve British bir kurs, egitim sitesi, linki, torrenti bilmekte misiniz?

 
  • blues buzz  (23.01.14 19:20:29) 
[]

küçücük bir ingilizce -türkçe çeviri ricası

yes, i am good. not that good what i wanted but still a little bit better
was not much chances to get internet



 
evet, iyiyim. istediğim kadar iyi değilim ama (önceye göre) biraz daha iyiyim.
internete pek girme fırsatım olmuyordu

  • kül  (22.01.14 17:32:29 ~ 17:32:48) 
[]

phrasal verb

"children can _____ different roles, work through conflicts, and attempt various methods of communication"

boşluğa hangisi gelmeli?

get in
go along with
try out
fall back to

 
try out diyecektim ama sonra get in daha uygun geldi


  • starborn  (22.01.14 15:52:53) 
get in


  • she was my baby  (22.01.14 15:53:12) 
get in

edit: tekrar düşününce bana da try out daha mantıklı geldi. get "into" değil hakikaten.
  • vejeteryanvampir  (22.01.14 15:54:06 ~ 23.01.14 09:30:10) 
try out


  • [silinmiş]  (22.01.14 15:54:31) 
Get in olmaz bence, get into dese neyse.

Try out olacak.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (22.01.14 17:20:59) 
try out. eminim.


  • patiska  (22.01.14 17:26:43) 
attempt'ten oturu try out demek dogru olur.


  • bigl0rd  (22.01.14 17:28:51) 
[]

motivasyon mektubu proofreading

avrupa komisyonu'nda staj için motivasyon mektubu yazdım. eksiği, gediği var mı, bi' kontrol ederseniz pek sevinirim.

-couchsurfing gibi böyle bir kurum için epey gayri resmi olacak bir tecrübeden bahsetmiş olmam abes mi?
- sondan önceki paragrafta martin luther'in "i have a dream" konuşmasına gönderme yaptım. onun abes bir yanı var mı?

I have studied Translation Studies in Marmara University, Istanbul. During and after my studies, I was focused to acquire deep and comprehensive knowledge about EU and external relations. In line with my areas of interest, I took a class called "EU Terms and Concepts" about the history of EU, Turkey's relation with EU and reform processes. Then I began to work as a liaison officer in such ministerial meetings and summits as COMCEC, D-8 and IDEF.

I am also an active member of a worlwide travelling website Couchsurfing. I have voluntarily hosted more than a hundred people in my flat, and had great relations with people from different parts of the world. I have a wide experience from various social stratum of the society, from ministerial level to underpriviliged social stratum, from European culture to international culture. Therefore, I am a well-rounded opportunity for you to evaluate and hopefully accept me as one of yours into the European Commission.

As I am deeply interested in European Commission and the EU itself, I enrolled myself at various online courses from worldwide institutions mentioned in my educational background in addition to my multicultural experiences. Thanks to those courses, I got familiar with the processes in the EU and EU Institutions. That is why I am applying for this traineeship. It will enable me to enhance my knowledge on those topics, while bring a significant contribution to your team and the EC in general.

Even though I face the difficulties of today and tomorrow, as a guy sweltering with the heat of disadvantages of a poor life since his childhood, I still have a dream. It is a dream deeply rooted in the European dream in which individuals find security not through individual accumulation of wealth, but through connectivity, sustainable development and respect for human rights as Jeremy Rifkin pointed out in his acclaimed book.

I believe that I am highly motivated for the challenge to be your Trainee and I am eager to put in the practice all the knowledge I gained through my self motivation and effort.

 
merhaba, bu konulara yabancıyım ama sadece başka bir göz olarak okudum.

-couchsurfing mevzusu bana batmadı ama içiniz rahat etmiyorsa sadece ismini çıkarıp bu şekilde bahsetmek olur mu, yoksa bahsedince illa isim mi vermek lazım?

-gönderme de sırıtmıyor, ben beğendim.

minicik bir typo: underpriviliged
  • kül  (22.01.14 03:39:45) 
Detayları mesajla ilettim.

I have a dream - tamamdır, olmuş:) Hatta 3. paragrafta It will enable diye başlayan cümleye, broaden my horizon filan böyle afili şeyler bile eklenebilir belki:) Bir de gene aynı cümlede, while'dan sonra -ing kullansanız süper olur, while bringing.

İnternette benzer mektup örneklerine de bakabilirsiniz, format vs açısından.
  • cymbelina  (22.01.14 04:07:56 ~ 04:09:24) 
[]

simple present, present continous and state verbs

resimdeki alıştırmayı çözebilecek ve bana detaylı anlatabilecek var mı ? benim için hepsi uygun gibi geliyor :)

çok teşekkürler.


 
2 - increased
3 - decreased

4 - this warms the air
5 - as the air rises
6 - the water vapor inside it changes into
  • opucuk baligi  (21.01.14 21:54:17) 
@opucuk baligi

4 hariç hepsi yanlış.
  • allahinadiylaoku  (22.01.14 09:10:04) 
2- is increasing (we can see ortak parantezine alınmış gibi düşün, sonrasında olan durumları söylüyor aynı genellemenin içinde.. yani, genellemenin içinde devam eden bir aksiyon.. eh, bu kadar açıklanabiliyor)
3- is decreasing (üsttekiyle aynı mantık.. cümleyi uzatmışlar ki kafa karışsın.. ben de verb'ü bulamıyordum neredeyse.. ayrıca aklında olsun increase ve decrease genellikle continuous olarak kullanılır.. zamanlar değişebilir -past, perfect- ama genelde simple present kullanılmaz)
4- warms (doğa olaylarında continuous kullanırsan roman yazıyor gibi olursun.. hele bir de "güneş ısıtır, sonra yer ısınır" gibi biyolojik bir fact'ten bahsediyorsan, continuous fena halde sırıtır)
5- is changing (üstteki maddenin açıklamasından ayrı bir durum var burada.. anlık değişimlerden bahsediyor.. evet, halen doğa olayını anlatıyor ama safhalarını birebir anlatırken continuous kullanımı daha makul.. üstteki örnekten gideyim; "güneş ısıtır, sonra yer ısınır"da simple present kullanmak şartken, "güneş ısıtırken yer de ısınır"da continuous kullanılmalıdır..)
6- son cümlede vardır bir şey ama tam okuyamıyorum.. buradan yazarsan bakarız..

yanlış da olabilir bu yazdıklarım çünkü verilen örneklerin ikisi de present'a da continuous'a da yakın duruyor.. bu yüzden kafan karışmış olabilir..

edit: imla
  • lake of the hell  (22.01.14 09:56:42 ~ 09:58:32) 
[]

Who are you going with / With who are you going?

Selamlar,

yukaridaki kaliplarda aklim karisti biraz, ben ezelden beridir who are you going with derdim ama internette arastirdigimda cogu insanin ilk halini kullandigi ama gramer olarak ikincisinin dogru oldugu yaziyor.

ayrica "kime verdin?" sorusunu soramadim ben, "Who did you give it to?" cok garip geliyor kulaga.

nasil yapacagiz bu isleri?

Whom var ama onu da kullanan gormedim hic, kralice elizabeth kullaniyordur muhtemelen.

 
"with whom are you going" doğru olanı sanki.

kime verdin ise: "to whom did you give it?"

diyorum ben. yanlışım varsa birazdan birileri düzeltir kesin. ermanen falan aktifti sitede az önce.
  • sen git ben geliyorum  (21.01.14 20:35:14) 
Her ikisi de kullanılabilir, bir sorun yok. Whom daha "formal" durumlarda/cümlelerde kullanılır ki zaten siz de belirtmişsiniz. whom'un cümlede özneye dair bilgi vermediğini unutmamak yeterli. Verdiğiniz örnekte, Who did you give it to? Whom did you give it to? To whom did you give it? - hepsi kullanılır.

For whom the bell tolls diyorum:)
  • cymbelina  (21.01.14 20:44:30 ~ 20:49:06) 
whom kraliçe elizabeth falan değil hocam. with whom are you going olması gerekir ikinci yazdığın. ama ilk yazdığın da doğru. çoğu kişi de who are you going with diye sorar. who did you give it to da doğru.

edit: bi with fazla yazmışım klavye sürçmesi. düzelttim pardon.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (21.01.14 20:48:52 ~ 21:09:21) 
Prepositionı başa alarak kullanıyorsak, fiilden sonra tekrar preposition kullanılmaz. With whom are you going with? denmez, sondaki with fazla.


  • cymbelina  (21.01.14 20:56:45) 
with whom are you going ?


  • zazazaraeta  (21.01.14 20:57:43) 
Senin cümlelerdogri


  • partizan  (21.01.14 21:14:49) 
[]

iki cumlem var, kontrol edebilir misiniz?

Ben soyle biseyler denedim, toparlayamadim: This study investigates the instruments which are used in preventing accounting frauds and aims to test availability of these instruments on the companies which are traded in BIST and choose the best alternative.

Bu çalışma ile muhasebe hilelerinin önlenmesinde kullanılan araçlar incelenmektedir. Bunun için de BİST’deki şirketler üzerinde bu araçların kullanılabilirliliğini test etmek ve en etkili aracı tespit etmek amaçlanmıştır.


 
birsey eklemek yerine senin yaptigin ceviriyi soyle baglarsak guzel olabilir belki?

Muhasebe hilelerinin onlenmesinde kullanilan araclari inceleyen bu calismada amac BIST’deki sirketler uzerinde bu araclarin kullanilabilirligini test etmek ve en etikili araci tespit etmektir.
  • yonge and bloor  (21.01.14 00:53:51) 
Evet haklisiniz, bu sekilde toparlamasi daha kolay olur. Fakat yine de resmen kafam durdugu icin yarina kaldi cevirme.


  • fcked up as usual  (21.01.14 01:14:43) 
[]

"O zaman (tek kale) maç yapalım" seks anlamında

nasıl denir?

bizdeki argo "maç yapmak" ya da "tek kale maç yapmak"

onu ingilizce nasıl deriz?

edit: "let's have a match" desek olur mu ?

edit: türkçede var böyle bişey. ayrıca anlam çıkarın diye sormadım.

 
bizde böyle bir argo mu varmış yav?


  • matchgrip  (20.01.14 23:21:23) 
Dayanamadım kardeş kusura bakma ama şu bkzı vermek istiyorum (Bkz: kamil detected)

Yabancı hatuna seks teklif edeceksiniz ve bunun planını yapıyorsunuz anlaşılan.
Bizde öyle bir argo olsa bile onlarda da aynı anlama geliyor mu acaba? Ya da İngilizcede öyle bir anlam varsa ve hatun kişisi de başka memlekettense bahsedilen ingilizce deyimi bilecek mi acaba?

Let's have a match de sen, formasını giyip gelsin.
  • sharon and hope  (20.01.14 23:27:10) 
türkçe var mı ki böyle bir şey? olsa bile üstte yazdığı gibi formayı giyme durumu olur.


  • ontheroad  (20.01.14 23:29:18) 
locking crotches and swapping gravies,
the in and out,
plowing cheeks,
knocking boots,
explore the map of tasmania,
attack on the pink fortress,
shuck the oyster,
horizontal jogging,
play hide the german sausage,
ride the skin bus to tuna town,
going to pound town,
  • latios  (20.01.14 23:32:06) 
[]

fransızca çeviri

Elle agréable rendez-vous de chasse

nedir bunun türkçesi?

edit: enstrumantal bir parçanın ismi.

 
gramer açısından doğru görünmüyor.
dans etmek(avlanmak?) için buluşmayı kabul ediyor o kız gibi bir anlamı var. valla pek bilmiyorum fransızca ama.

  • alice practice  (20.01.14 21:20:38) 
albümdeki şarkı listesi şu şekilde diğer isimlerle bir bağlantısı var mı?

A1 Une Petit Cellier
A2 Eux Exquis Acrostole
B1 Ma Insaisissable Abri
B2 Sa Prodigieux Hermitage
B3 Le Implacable Gentilhommière
C1 Elle Agréable Rendez-Vous De Chasse
C2 Mon Tragique Chartreuse
D1 La Terrible Palais
D2 Il Mélodieux Manoir
  • clones  (20.01.14 21:28:05) 
çok ilginçmiş.. verdiğiniz listedeki tümcelerin ilk kelimeleri hiçbir şekilde tümcelerin geri kalanına uymuyor. onları atıp okursanız anlamlı oluyor..

agréable rendez-vous de chasse.. nedir işte.. internetten baktım, eskiden av yerlerinde avcıların gittikleri hanvari yapılara (pavillon) rendez-vous de chasse deniliyormuş.. onun haricinde de bodoslama hoş av randevusu gibi falan da çevrilebilir.
  • rainarc  (21.01.14 08:41:45) 
bağlantı var bu arada.. her şey orta çağ kafası


  • rainarc  (21.01.14 08:45:05) 
hatun müsait demek. tavla iş at bişe yap


  • cekleri vadeye gore sirala  (25.01.14 23:58:20) 
eksik olan da fiil. elle est agreable rendez vous de chasse


  • cekleri vadeye gore sirala  (25.01.14 23:58:48) 
[]

Ufak bi çeviri

What results are needed to be delivered by me at the end of the year? An objective describes what the world will look like and how one feels once an objective is achieved.

Teşekkürler şimdiden


 
Hangi sonuçlarn benim tarafımdan yıl sonunda teslim edilmesi gerekiyor? Bir amaç dünyanın nasıl görüneceğini ve birisinin bir şey başardığında neler hissettiğini tanımlar...


  • inanmazsan inanma  (20.01.14 16:26:32) 
[]

bullshit vs horseshit

ne farkı var? argo olarak yani




 
Ben bi fark goremiyorum. Horseshit kullanani da cok az gordum. Bi de chickenshit, apeshit var ki hic duymadim.


  • youshookmeallnightlong  (20.01.14 02:19:57) 
vurgu, kültürel olarak bir farklılık olabilir,

misal bullshit biraz daha 'urban' kaçarken horseshit biraz daha 'redneck' kaçıyor.

tabii şimdi diycen at ve öküzün dil açısından ne tür bir farkı var, o bambaşka bir konu, argo kalıbı, ağız alışkanlığı diyeyim anla.
  • Mackinaw  (20.01.14 02:25:11 ~ 02:43:49) 
cowshit de cok kullanilir Ingilteremizde


  • düşünüyorum öyleyse vurun  (20.01.14 02:43:43) 
  • [silinmiş]  (20.01.14 08:05:37) 
www.urbandictionary.com
being worse then bull shit.


favorim batshit crazy
www.urbandictionary.com
  • spankenstein  (20.01.14 22:06:45) 
[]

Adaptation kelimesi

Adaptation/ Uyarlama soyut bir kelime midir?




 
Bence soyut. Elle tutulamaz. Zamana bağlı bir kavram.


  • hohoya  (19.01.14 23:42:17) 
beyaz çöl tavşanlarının sırtına buz bağlayınca siyah oluyodu ya, o adaptasyon somuttur. rambonun ormanda hayatta kalması da somuttur.


  • vfgerty  (20.01.14 00:32:20) 
[]

minik bi ing ceviri

If the whole world were put into one scale, and my mother in the other, the whole world would kick the beam.




 
terazinin bir kefesine dünyayı, diğer kefesine de annemi koysak, dünya havaya kalkardı (hafif kalacağı için)

"yo mama is so fat" şakalarının farklı bi versiyonu galiba :)

edit: şunu buldum, kendimden utandım
answers.yahoo.com

"annem dünyalardan daha değerlidir" anlamı çıkarmışlar.
  • kül  (18.01.14 11:11:38 ~ 11:13:07) 
hocam espiri degil bu.
tam anlami soyle:
terazinin bir kefesinde butun dunya, diger kefesine annem olsa, annem agir basardi. (aslinda tam tersi bir analojiyle dunya kirise vururdu diyor, ama agir basmak turkce'de daha iyi ifade ediyor anlami)
  • brawler  (18.01.14 11:52:17 ~ 11:52:39) 
[]

İngilizce ile alakalı bir soru

"Deal with" kalıbı müşteri ile ilgilenmek anlamında kullanılabilir mi? Yani örneğin bir mağazaya girdiğinizde sizinle ilgilenilmesi için "could you deal with me?" demeniz İngilizce açısından nasıl olur? İddia konusudur. Teşekkürler.




 
merhaba. deal with it "koydum lafı haydi bununla uğraş, yiyorsa bana geri cevap ver" gibi bir anlam ifade ettiriyor bana. "may/could/can you help me" may i ask your help sanki daha bir olur gibi.


  • libertine  (18.01.14 00:29:18) 
Deal zorlu bir durumla basa cikmadir.


  • bilan  (18.01.14 00:30:10) 
tureng.com

buraya bakilirsa olur gibi.
  • groove salad  (18.01.14 00:30:51 ~ 00:33:38) 
olmaz.

"ben çok sorunlu bir müşteriyim, hadi sıkıysa benimle uğraşın" anlamı verir. kendinle ilgilenilmesini istiyorsan "would you help me" kullanabilirsin.
  • lesmiserables  (18.01.14 00:32:28) 
rica ederken olmaz. abes kaçıyor.


  • ermanen  (18.01.14 00:35:35) 
Lesmiserables'in dediği doğru


  • compadrito  (18.01.14 00:47:28) 
öyle kullanana hiç rastlamadım, bence de atarlı olur.


  • kül  (18.01.14 00:53:05) 
Deal with biraz kustah bir soylem dur, yeri geldiginde ugras dur, yeri geldiginde yersen, yeri geldiginde sen ne dersen de anlaminda kullanilabilir. Kisaca uygun degildir senin dedigin seklinde kullanmak.


  • naughtyfisherman  (18.01.14 01:02:02) 
[]

almanca üniversite kabul kağıdı çeviri(biraz zor)

Gz:26215 2013/Bac283s-Frü, Geb. 15.07.xxxx
BESCHEID
über Ihren Antrag auf Zulassung zum Studium
Aufgrund Ihres Antrags vom 23.09.2013 werden Sie zum Bachelorstudium Politikwissenschaf zugelassen.
Die positive Ablegung folgender Erganzungsprüfung(en) wird Ihnen vorgeschrieben:
Erganzungsprüfung Deutsch
Absolvierung des Aufnahmeverfahrens und Zuteilung eines Studienplates an der Universitæt Wien.
Im Rahmen des vorstudienlehrganges der wiener universitæten können Sie die Ihnen Vorgeschriebene(n) Ergænzzungsprüfung(en) ablegen.
Für den Besuch des Vorstudienlehrganges der wiener universitæten werden sie als außerordentliche/r studierende/r zugelassen.
Der Besuch des Vorstudienlehrganges der wiener universitæten als außerordentliche/r studierende/r ist für den zeitraum von maximal vier bzw. fünf semester(abhængig von der Anzahl der vorgeschriebenen ergænzungsprüfungen) möglich.

Begründungen:
Der/die mit Ihrem antrag vorgelegte/n nachweis/e der allgemeinen universitatsreife ist/sind in hinblick auf Inhalte und anforderungen einem österreichischen nachweis der allgemeinen universitatsreife zwar grundsætzlich gleichwertig, es fehlen jedoch einzelne erganzungen und/oder es fehlt der nachweis der kenntnisse der deutschen sprache. Daher waren die oben angeführten enganzungsprüfungen vorzuschreiben.
Vorgelegte/r nachweis/e:
Zeugnis der sekundarschule aus der Türkei
Daher wa spruchgemæß zu entscheiden.

Gesetzliche Grundlagen;
63 Abs. 3 und 11, 64 abs. 1 sowie 65 abs. 1 universitatsgesetz 2002 - UG 2002, BGBI. Nr. 120/2002 idgF.
Rechtsmittelbelehrung;
sie können gegen den bescheid innerhalb von zwei wochen nach zustellung berufen. Die berufung muss schriftlich erfolgen und eine begrindung sowie Ihren Ænderungswunsch beinhalten. Bitte geben sie auch die oben genannte geschæftszahl(GZ) an. Senden sie die berufung per post an: universitat wien, referat studienzulassung, dr. karl-lueger-ring 1, 1010 wien; oder per fax an die faxnummer +43-1-4277-9121.
Für die Vizerektorin für Studierende und weiterbildung


Hinweis:
sie haben die möglichkeit, sich wæhrend der allgemeinen zulassungsfrist bzw. nachfrist des wintersemesters 2013, sommersemesters 2014 und wintersemester 2014, sommersemesters 2015(somit spætestens bis 30.06.2016) im referat studienzulassung der universitat wien, dr.karl -lueger ring 1, 1010 wien, persönlich zum studium anzumelden.
Bitte beachten sie, dass es für die absolvierung des aufnahmeverfahrens eigene fristen gibt. diese erfahren sie auf der homepage des studentpoints (www.......)

 
Tebrikler okuluma geliyorsun, en geç 30.06.2016'ya kadar gelip kayıt yaptırman gerekiyor. Bu arada bunun ingilizcesini de yolluyorlar diye biliyorum o yok mu?

Edit: okudum, öğrenim dillerinin almanca olduğundan bu yüzden eğer varsa almanca bildiğine dair belge istiyorlar. Yoksa zaten Viyana'da kurs yapman gerektiğini söylemişler. Kurs süresince tam öğrenci olarak sayılmadığından bahsetmiş. Ama bu olay sadece official çalışma saatlerinde bir dezavantaj yaratıyor diye biliyorum. Onun dışında bütün öğrenci haklarından yararlanabiliyorsun. Lise diplomanı falan istiyorlar. Onun dışında anayasanın şu şu maddelerine göre bu mektuba itiraz edebilirsiniz denmiş, ama gereksiz. Zaten kabul edildin.
  • acelemvar  (18.01.14 13:49:11 ~ 13:58:24) 
[]

Karşılıklı Dil Öğrenme

İnternet üzerinden dil öğrenmek için en efektif site hangisidir. Özellikle bu, sizi o dili ana dili olarak konuşanlarla tanıştıran vs. sitelerden hangisi daha iyidir.İspanyolcam şu an başlangıç seviyesinde. Daha önce bir kaç siteye kaydoldum ama uzun soluklu olmamıştı sizin favoriniz hangisidir?




 
www.busuu.com
livemocha.com
www.spinchat.com - ingilizce chat pratik için iyidir bu da
  • groundhog day  (17.01.14 22:09:02) 
site değil de michael thomas audio kurslarını önerebilirim çok yararlıdır.

(bkz: michael thomas)
  • harrage  (17.01.14 22:23:08) 
İspanyolca için intercambio bulmak gerek. Benim en sevdiğim intercambio sitesibu.
www.conversationexchange.com
İngilizce-İspanyolca intercambio yapıyorum.
  • aychovsky  (17.01.14 23:08:40) 
[]

bir edat ispanyolca

"de musulmanes"
"los musulmanes"

bu baştaki ekler ne demek.. farkları nedir.. teşekkür ederim!!!

 
"de" of
"los" the

anlamına geliyor olması lazım.
  • nwnd  (17.01.14 21:27:55) 
de birçok anlama geliyor ama of, from, by filan...

los ise el artikelinin çoğulu oluyor. (the'nın eril ve çoğulu yani, dişil olsaydı las olacaktı)
  • supergirl  (17.01.14 22:26:37 ~ 22:28:02) 
[]

İngilizce "ilgilenmek"

Diyelim Amerika'da bir mağazaya girdiniz ve bir görevliye "benimle ilgilenir misiniz?" demeniz gerekti. Bunu İngilizce nasıl ifade edersiniz?

Teşekkürler.


 
hello/hi


  • orijinal nick bulamadim  (17.01.14 20:44:39 ~ 20:45:42) 
Hey Can u look me dude :? tarzan ingilizcesi


  • hematom  (17.01.14 20:46:06) 
may i ask you something?


  • heritage  (17.01.14 20:49:00) 
May I have some help with ...

... ne mağazasıysa artık.

May I have some help with shoes, I need blablabla diye izah edersin o da yardımcı olur gibi gibi.

daha spesifik olsan daha rahat olurdu.
  • ozzpwnz  (17.01.14 20:50:43) 
amerika'nın neresinde olduğuna göre değişir. onun için kasmayacaksın. can you help me for ( something ) desen kafi. gerçi tüm dünyada geçerli . wallmartta arkalarında yazı var ya onu direkt sen sorsan da olur.


  • illegalstar  (17.01.14 20:53:25) 
Excuse me, could you please help me?


  • alessandro del pieroglu  (17.01.14 20:55:57) 
hey, do you have an extra large size of this?


  • ermanen  (17.01.14 21:00:33) 
How is it going? Sonra da ne sorulacaksa artık...


  • compadrito  (17.01.14 23:27:49) 
[]

kursa gitmeden b2 almanca

Ogrenilir mi? elimde bir suru kitap var, duolingo level 10 oldum, tum seviyeleri bitirecegim azmettim.
fluenz german 1-5 seti var elimde.
yine de olmaz mi? 5-10 saat konusma dersi de alsam, goethe institut sinavini gecemez miyim?


 
5-10 saatten fazla ders alarak (en az 20) ve dediklerinizin tamamını uygulayarak mümkün.


  • jimjim  (17.01.14 14:32:56) 
[]

İş Başvurusu

Sayın Rivendell sakinleri,

bir iş başvurusuna mütevellit mevzu bahis firma bana bazı sorular gönderdi mail olarak. Firmayı söylemeyeyim.


* Please suggest 5-7 questions, which would help someone who doesn't know anything about computers to choose a laptop. Please explain your choice.

* What are the key parameters for choosing a laptop? Please provide 10-15 parameters with their values and describe five of these parameters so that someone who doesn't know anything about technology would understand what they mean.

* What are the market trends for personal computers and home appliances of the past two to three years? What were the most significant events in the market? Why?

Bunlar sadece bazıları, bu sorulara cevaplar üretmeme yardımcı olursanız çok müteşekkir olurum. Ben zaten birşeyler yazıyorum, alternatif fikirleri görmek istiyorum. Ayrıca başka sorular da var onları yazmadım bile.

Saygılar,

 
*
1. What will you use this laptop for? Is it for gaming or internet or something else?
2. How many people will use this laptop? Do you think that they will store large files or photos and videos?
3. Will there be any children using this laptop? If so, you will need a very sturdy one with parental controls.
4. Do you want a laptop that has a sleek look? Is the design and customizability of the outside of the laptop important to you?
5. Will you be using this laptop mostly in your home or at work? Will you take it out with you on your trips?
  • beriberi  (17.01.14 13:20:03) 
*
1. Size
2. Memory
3. Processor
4. Graphics card
5. Battery life
6. Sturdiness
7. Manufacturer's guarantee
8. OS pre-installed
9. Hard drive
10. USB/HDMI ports
  • beriberi  (17.01.14 13:22:30) 
*
1. Apple products have been making waves in the markets. After they introduced the iPad, people became more intrigued by tablets and started buying tablets instead of laptops or netbooks.
2. Touch screens have become more and more common on laptop and desktop screens. With the added touch functions, Windows 8 user interface is more user-friendly.
3. Electronics are becoming more and more generalized in their functionality. Some people don't even own televisions anymore. A computer can let you play games, surf the internet and watch television. A gaming console can do the exact same things. A smart phone can do the same as well. This tendance to have all the functionalities expected of an electronic device leaves the consumer to choose from different shapes and sizes and processor powers. As such, recent trends have caused users to buy the same device in different formats.
  • beriberi  (17.01.14 13:31:53) 
[]

Speaking Presentation için yardım.

Hi, everyone. Today i am going to talk about my curious memory. I experienced an interesting event in my first moments here. In the first weeks, I wanted to travel all around the Izmir . I didn't know izmir at all so it was very diffucult to tour without guide. One day, we decided to go to Cesme with my bestfriend. (I came here from Istanbul with him by the way) We didn't know how to go cesme. First, we went to way out of cesme of our school. There aren't any busses to go there so we started to hitchhike. Thirty minutes later, a van approached us and a man who is driving the van welcomed us to get into car. After a little bit chatting with that old man, we arrived at Ilıca. We took along our swimsuits so we went to sea directly. The weather was too windy and the sea was too wavy. There were lots of people who were wind surfing. The sea didn't seem suitable to swim but we thought that we came here from a distance. We should do something extraordinary. After that we decided to swim. We found a changing room (of course we didn't pay for it) and we wore our swimsuits. Five minutes later, we was ready to swim. When we started to swim, we couldn't swim away from coastline because of waviness. Surfers were jumping over our heads, they were surfing with parachute. There weren't any people except us who were swimming. After 1 hours, we decided to not swim any more. Misfortune has started at this moment. We went back to the beach to get our bags and we were shocked. We saw that our bags were under the sea water. The sea covered on the beach and we realized that we are too late. Immediately, we ran to our bags and we checked them. Unfortunately, Everything got wet includes, our money, our clothes ,towels and even my phone. We waited to get dry an hour. We didn't know what should we do, we tried to hitchhike but we couldn't be succeed. The sky got dark and we were still walking. Finally, we arrived at Alacatı from the beach. Quickly, we went to bus terminal but we missed buses. There was no more bus until tomorrow so we decided to stay outside during whole night. While we were looking for a park to sleep, we realized that four punks were tracking us. We were too tired to beat them so we made a decision that Alaçatı is a dangerous place at nights. We found a taxi and we dealed for one hundred twenty liras to go to IZTECH. Finally, we arrived at dormitory safe and sound and our adventure finished here but my phone wasn't working I am going to show you the last photo was taken by my spoiled phone.

Thank you for listening.

Harf hatalarına takılmayın. Gramatik ve mantıki olarak düzeltebilir misiniz? Yarına ödevim var emin olmak istiyorum.

Ayrıca -the sea covered on the beach- google translatevari bi cümle mi bu? Denizin sahili kaplaması

 
genelde olmus...

After 1 hours, we decided to not swim any more yerine:
after an hour, we decided not to swim...

Everything got wet includes, our money, our clothes ,towels and even my phone.
yerine:
everything got wet including, ...

The sky got dark and we were still walking yerine:
it was getting dark and we were...

well done
  • parcxerox  (16.01.14 23:21:43) 
eğer sınav tırt bi üniversitenin tırt bi ingilizce sınavı değilse araya biraz doğaçlama da katman iyi olur.


  • tembel  (17.01.14 00:43:30) 
we was ready to swim benim gozume carpan. we were olacak tabiki


  • fcked up as usual  (17.01.14 08:47:13) 
[]

ingilizce yardim

Not all pagani cars are of the same quality apparently. Rumor has it that the examples coming in from the big mail-order company in Brooklyn New York are actually the best examples!

yukardaki metinde sizce sarkazm var mi?

tesekkurler

 
var


  • baldur  (16.01.14 21:22:03) 
yes.


  • in search we trust  (16.01.14 21:31:59) 
[]

İstanbul Speaking ağırlıklı kurs

Özellikle yabancı hocaları olan ve eğitiminin kaliteli olduğunu düşündüğünüz bir kurum var mıdır? Speaking ağırlıklı olması tercih sebebidir. Şimdiden teşekkürler.




 
Hangi subesindesiniz? Subelerdeki hocalar bile cok fark ediyor. Birde ortalama fiyati hakkinda bilginiz var mi?


  • mortingensitrayzee  (16.01.14 19:39:44) 
toplamda asıl olarak 12 seviye var.kabaca 4 seviyesi 12 ay sürüyor ve ücreti 4000 tl civarında.daha fazla seviye aldıkça seviye başına ücret düşüyor


  • gokhanbulut  (16.01.14 21:17:02) 
[]

bir cümle ingilizce

"negative atypical squamous cells of undetermined significance results are followed with co-testing at 3 years before return to routine screening"




 
"atypical squamous cells of undetermined significance results" Pap testi sonucu görülen ama iyi ya da kötü huylu olduğuna karar verilemeyen hücrelermiş, negative olunca kötü huyludur heralde, bu hücreler rutin kontrollere geçilmeden önce 3 sene boyunca yapılan testlerle gözlem altında tutulmuşlar.


  • acemmi  (16.01.14 20:24:00) 
[]

italyanca bir cümle çeviri

için yardımcı olabilecek kimse var mıdır?




 
Var


  • nwnd  (16.01.14 13:25:22) 
[]

almanca test

şu testi yaptım, bütün cevaplarım yanlış çıktı ama nerdeyse emindim ya bu kadar da unutmuş olamam :/ www.deutsch-lernen.com

"kesin doğru cevap verdim" diyen birisi bakabilir mi acaba linkteki teste?


 
akusativ degil dativ


  • cedex  (16.01.14 12:41:31) 
  • cedex  (16.01.14 12:42:58) 
evet cevaplar dativ yapınca doğru oluyor ma yularıdaki instruction'da akkusativ istendiği için öyle yapmıştım ben "Fill in the correct ending using 'Akkusativ'." diyor. demek ondan yanlış oldu. teşekkürler.


  • letheavendangered  (16.01.14 12:45:45) 
[]

Götü kalkık ın İngilizcesi?

Slang kelimesini özellikle tercih ederim yoksa nazik kelimesi de olabilir




 
cocky


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (16.01.14 11:55:56) 
stuck up olabilir bi de


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (16.01.14 11:56:43) 
asshole de geç ya.


  • otshe  (16.01.14 11:59:43) 
(bkz: snob)


  • hopkins  (16.01.14 12:03:32) 
jenkins.


  • in search we trust  (16.01.14 12:51:38) 
karılar kızlar için posh çok kullanılır.

götü kalkık'tan anladığım janti, cafcaflı, ciks, havalı modlarda takılan insan. bu tür insanlar için posh kullanılabilir.
  • lejant  (16.01.14 13:35:34 ~ 14:14:46) 
karilar kizlar icin posh kullanilmaz. posh'un anlami farkli.


  • wpi  (16.01.14 13:40:18) 
arrogant bazen cuk diye oturuyor.


  • modlar bu benim feykim silebilirsiniz  (29.01.14 23:02:08) 
[]

Minnacık bir çeviri (bir cümle )

"umut insanı uyandıran bir rüyadır " nasıl dıyebılrım ıngılızce ?




 
hope is a dream that wakes people up.


  • endosperm  (15.01.14 01:53:16) 
rüya ve uyandırma benzetmeleri "görülen rüyadan etkilenip uykudan uyanma" durumunu mu anlatmak için yapılmış? eğer öyleyse endosperm +1. ama eğer daha çok manevi uyanma, gözlerinin açılması gibi bir mana kastedilmiş ise "hope is a dream that arouse people" daha uygun düşer kanımca.


  • baba jo  (15.01.14 01:59:32) 
"Hope is a waking dream."


  • arnold schwarzeneger  (15.01.14 08:06:30) 
arnold'ın çevirisini tercih et.


  • mj  (15.01.14 09:14:25) 
hope is wake up early.


  • crazy frog  (15.01.14 09:48:49) 
[]

hangi cümle yanlış ve neden ?

you dont mind putting them up for a fw night

I putting you and your family up for my house with my pleasure


bu cümlelerden hangisi yanlış ve yanlış olan neden yanlıştır ?

 
put up ile söylemeye çalıştığın şey nedir?


  • in search we trust  (14.01.14 23:17:20) 
misafir etmek


  • baknedicem  (14.01.14 23:27:57) 
"put up with" birine veya bir şeye katlanmak gemek. Sadece "put up for" ...e çıkarmak demek. Örneğin, put up for sale, satılığa çıkarmak. Misafir ağırlamak için genellikle host kullanılıyor, özellikle yatılı iseler. "I can host you and your family in my house with pleasure" denebilir. Bu da pek harika değil ama idare eder bir cümle, zaten host ile aslında evinde olduğu belirtiliyor. "I can host you and your family with pleasure" olabilir, "I could gladly host you and your family" denebilir. "I would gladly be your host" denebilir.


  • aychovsky  (14.01.14 23:34:50 ~ 23:38:43) 
[]

İngilizcede kız kavgası?

direk girls fight mı yoksa günlük dilde kullanılan bi formu var mı?




 
cat fight


  • Golgi  (14.01.14 22:24:32) 
pussy fight


  • vedat chili peppers  (14.01.14 22:26:19) 
www.59saniye.com

girlfight da olur yani
  • babamasoliimbananickaldirsin  (14.01.14 22:34:12 ~ 22:34:33) 
günlük dilde cat fight


  • xenophobe  (14.01.14 22:54:17) 
[]

köpek bişeyi

harness denen şey, köpeklerin boynuna değil de vücuduna takılan tasma gibi bişey galiba. bunun özel bi adı var mı petşop ziyaretçileri?




 
vücut tasması


  • ermanen  (14.01.14 21:43:33) 
göğüs tasması da denir.


  • guvercnucusu  (14.01.14 21:48:04) 
sağolunz.


  • neynep  (14.01.14 21:59:54) 
bel tasması


  • marcelle  (14.01.14 22:36:55) 
[]

çeviremedim

"Evie settled and before long was busy making notes. "
nedir, nasıl denir ingilizce bilenler :/



 
settle kelimesinin hangi anlamda kullanıldığı içeriğe bağlı olarak değişebilir ama şöyle bi şey anladım ben

Evie yatıştı, cok geçmeden not almakla meşguldü.
  • bunlarolmaz  (14.01.14 21:06:46) 
bir iki cümle geriye gidip yazarsan kendi adıma daha çok yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.


  • acan99670  (14.01.14 21:08:16) 
bunlarolmaz +1. settled dediği belki derse geç kalmış öğrencinin yerine oturması anlamında olabilir.


  • kül  (14.01.14 21:13:00) 
Evie bence sakinleşti..


  • safsafinaz  (14.01.14 21:15:38) 
sorum/sorunum ikinci kısımda.
oturup not almakla meşgul olduğunu söylerken oradaki deyiş ne şekil?

  • neynep  (14.01.14 21:39:33) 
bana da "settled" yerleşti gibi geliyor.

"koltuğa yerleşti ve çok geçmeden not almaya başlamıştı bile" gibi.

"ordaki deyiş ne şekil?" ne demek?
  • matchgrip  (14.01.14 21:43:17 ~ 21:43:52) 
:)
neden "she was too busy making notes" dememiş mesela, o deyişi tercih etmiş? o söyleyiş şekli nasıl bir anlam katmış?

  • neynep  (14.01.14 21:59:19) 
"hemen kendini vermiş, odaklanıvermiş" gibi anlıyorum ben oradaki ifadeyi.


  • kül  (14.01.14 22:13:35) 
[]

[ingilizce] "to point" vs. bakmak

"to point", "bakmak" anlamına gelebilir mi?

mesela:
"He pointed his face to the sky"

"Yüzünü gökyüzüne çevirdi" diye çevirebiliriz ama "Gökyüzüne baktı" diye de çevirebilir miyiz?

Bi de "point to my finger", "parmağıma bak" anlamına gelebilir mi?

 
"yüzünü gökyüzüne yöneltti" diye çevirirdim ben.

bakmak olarak da tercüme edilebilir ama point edilen sadece bakış değil başka bir uzuv da olabilir (lazer, şu bu başka şeyler vs). onun için "parmağıma yönelt" daha mantıklı geliyor.
  • nwnd  (14.01.14 20:21:37 ~ 20:24:14) 
denir.olur. point to my finger olmaz. ben duymadim. duymadiysam olmaz.


  • atmacaged  (14.01.14 20:22:05) 
olur o. zaten çeviriler kendi diline yakın yapılır. uymadı mı uyduracaksın.


  • fikir muhendisi fikri  (14.01.14 20:27:25) 
point to my finger tam bir psikanaliz cümlesi bence. uygulama esnasında söylenmiş olabilir.


  • vedat chili peppers  (14.01.14 20:32:53) 
ı ıh, her ikiside olmaz. point yöneltmek anlamında değil yahu!


  • in search we trust  (14.01.14 21:10:03) 
[]

Yıllardır çeviri yapıyorum, şu cümleyi çeviremedim. Yazıklar olsun bana.

"In transfers (as opposed to retrievals) the outbound sector is the medical team’s staging flight, and the inbound sector is the flight during which the patient is carried."

ne diyor ağa bu cümle?

ip ucu: Cümlenin yer aldığı yazı, hava yoluyla hasta nakli ile alakalı.

 
outbound sektör transferlerde ucuşun hazırlanmasıyla görevliyken, inbound sector ise hastanın taşındığı uçuş sırasında görevlidir


  • zeytinyaglicinseddi  (14.01.14 19:16:59) 
outbound sektör transferlerde ucuşun hazırlanmasıyla görevliyken, inbound sector ise hastanın taşındığı uçuş sırasında görevlidir


anladığım kadarıyla iki farklı grup var biri hazırlıktan sorumlu diğeri de uçuş sırasından
  • zeytinyaglicinseddi  (14.01.14 19:17:51) 
ben outbound ve inbound'u ekip değil de uçuşun evreleri gibi anladım:

"hasta nakillerinde, uçuşun medikal ekibin hazırlıklarını içeren kısmına outbound denilirken hastanın taşındığı süre zarfındaki uçuşa da inbound denir"

"retrieval'da olduğunun aksine" derken retrieval ile ne kast etmiş onu bilemedim.
  • kül  (14.01.14 20:52:14) 
[]

gerund infinitive konusuna nasıl çalışmalı?

şu an b1+ grubundayım, şu ana kadar anlamakta en çok zorluk çektiğim konu gerund - infinitive konusu oldu.
nasıl bir yöntem izlemem gerekiyor bu konuyu anlayabilmek için? elinizde kaynak kitap, web sitesi vs var mı? tavsiyelerinizi alabilirsem sevinirim.



 
zannediyorum hangi fiillerin gerund hangi fiillerin infinitive aldığından bahsediyorsun. bildiğim kadarıyla tek yol kelimeleri kullana kullana oturtmak, bir nevi ezber yani. els yayınlarının kitabında ilgili bir bölüm vardı.


  • megafon  (14.01.14 14:50:14) 
[]

cumle çevirisi karmaşası

bir şey olacaksam tavuk olurum daha iyi.

çeviricem ama çok zorlandım

if im gonna be something i would be a chicken for sure?

desem çok devrik olurmu

 
if I had to be something i'd rather be a chicken daha iyi olur sanki.


  • whoosie  (14.01.14 11:58:58 ~ 12:00:18) 
hmm ama şöyle bir anlama gelmeside gerekiyor..

şimdi chick deniyor

buda dicek ki; zaten bunu olsam erkek tavuk olurdum gibi

hani rather tercih etmek gibi oluyor ama aslında olduğu şeyi söylicek
  • eja  (14.01.14 12:03:54) 
i would be kullanılabilir. "olurdum" demek için.


  • himmet dayi  (14.01.14 12:14:15) 
whoosie'nin söylediğinden rather'ı ve a'yi çıkar tamamdır.


  • in search we trust  (14.01.14 13:01:10) 
[]

common good

nasıl çevrilmeli?




 
  • ermanen  (13.01.14 21:23:42) 
kamu yararı.


  • uykusunu yakalayan adam  (13.01.14 21:25:05) 
[]

şu cümleyi çevirebilecek var mı?

I hereby authorize the University to initiate debit entries to my Depository, according to the terms above, and for my Depository to debit the same to such account. In the event that this electronic payment is returned for 'NSF' or 'Non-Sufficient Funds', I understand that a return fee of $30.00 will be applied to my account.




 
Yukaridaki sartlar cercevesinde, universiteye banka hesabima borc girisleri yapma konusunda (yani duzenli olarak hesabindan belirlenen miktari cekme konusunda) ile ilgili yetki veriyorum. Bu elektronik odeme, yetersiz bakiye nedeni ile geri donerse (karsiliksiz cikarsa), 30 dolarlik "return fee" (karsiliksiz cezasi) uygilanacaktir.

Legal jargondan uzak durdum fakat uzun lafin kisasi universite'ye banka hesabindan para cekme konusunda yetki veriyorsun. Cekim sirasinda hesabinda para yok ise 30 dolar cezasi var.

Bu paragraf standart otomatik odeme sozlesmesidir.
  • kuja  (13.01.14 16:54:36 ~ 17:00:38) 
[]

incur

örneğin şu cümlede ne anlamda?

If you incur eligible charges in the future, they will be added to this installment schedule automatically.


 
Eğer gelecekte ekstra masrafınız olursa, otomatik olarak bu ödeme / taksit planına dahil edilecektir.

Birebir değilse de bence çıkması gereken anlam bu.
  • cakabo  (13.01.14 14:42:12) 
gelecekteki masraflarınızdan kaynaklanan ödemeler gibi gibi...


  • in search we trust  (13.01.14 14:54:49) 
thesaurus.com

Ben şöyle anlıyorum:
Gelecekte uygun/kabul edilebilir/makul harcamalar yaparsanız, bu harcamalar taksit/ödeme planına otomatik olarak eklenecektir.
  • m e l t e m  (13.01.14 16:18:57) 
[]

ingilizceden türkçeye iki cümlecik çeviri ricası

ok, it has to be for sure when you come.
shall i tell Ali that you coming on 15th in the evening after 18?
so you can come alreade with some stuff on 15 january.


 
yanlış yazma ihtimalin var mı? yapı olarak çok düzgün değiller, filmden diyaloglar gibi geldi bana, öyle mi?


  • in search we trust  (13.01.14 14:56:55) 
bence mesajlaşma bu. mesajı yazan adam çok dağınık yazmış.

ilk cümlenin bir manası yok. ama şöyle bölersem, "ok it has to be, for sure, when you come" burdan "öyle olmalı, kesin, sen geldiğin zaman" gibi bi anlam çıkabiliyor. yani sen ona sorduysan "abi ben gelince köpekler traşlanmış olacak mı?" o zaman böyle bir cevap vermiş olabilir.

ikinci cümle " ali'ye senin 15in akşamı saat 18 den sonra geleceğini söyliyeyim mi?"
son cümle "böylece 15 ocakta halihazırda yanındaki "bişeylerle" *stuff* gelebilirsin" gibi bir şey.

ama yazan arkadaş pek iyi yazamamış. native olmasa gerek.
  • matchgrip  (13.01.14 15:11:11) 
illegal bi alışveriş var gibime geldi. yazmıcam.


  • kül  (13.01.14 15:49:37) 
[]

Çeviri (tek cümle)

Swing in the measuring probe to working position and check the position.

Torna tezgahında tornalama öncesi ölçümde bir hata oluşuyor, bunu önlemek amacıyla firma bana bunu dedi. Buradaki "swing" in anlamını tam çözemedim.


 
bu measuring probe içeri doğru döndürülen bişey herhalde. öyle içeri doğru çevirip çalışma pozisyonuna getirdikten sonra bi daha kontrol et diyor. ben böyle anladım.


  • tepedeki psychedelic adam  (13.01.14 09:04:04 ~ 09:04:12) 
Ölçüm milini "eksen üzerinde" çalışır duruma getir ve kontrol et

swing eksen üzerinde olabilirmi burada?
  • kilimanjaro  (13.01.14 09:04:43) 
Swing kelimesini sarsmak sallamak tarzı fiil anlamında değil de sapma gibi bir anlamda isim olarak düşünmek gerek değil mi cümle yapısı gereği?


  • su ustunde yasayan balik  (13.01.14 09:07:37) 
ama orda bi işlem yapıcaksın ki sonra kontrol ediceksin. senin dediğin gibi olursa yüklem ne? yani yapılacak şey ne ki sonra kontrol ediceksin.


  • tepedeki psychedelic adam  (13.01.14 09:26:16) 
[]

"nerd" için "inek"ten daha iyi bir karşılık uyduralım

"inek" vermiyor arkadaş o anlamı. en fazla iki kelimeden oluşan başka bir tanım bulalım buna. yepyeni bir kelime de uydurabiliriz. ne olsun?

edit: geek demek istemişim :)


 
az önce big bang theory izliyordum da, onlar hep kendilerine nerd dedikleri için ben de öyle yazmışım. evet bahsettiğim şey daha çok geek kavramı.


  • kül  (13.01.14 01:00:09) 
"inek" bile tam çevirisi değil ama ondan iyi çeviri de yok.


  • ermanen  (13.01.14 01:02:34) 
nerd'e inek diyen dombilidir bea!

(bkz: geek ile nerd arasındaki farklar/@compadrito)

nörd olsun
  • compadrito  (13.01.14 01:04:35) 
@compadrito az önce okuduydum onu :) ben de "nörd" olarak sözlüklerimize girmesi gerektiğini düşünmekteyim. "refüze etmek" var da bu niçün olmasın di mi


  • kül  (13.01.14 01:08:00) 
[]

ingilizce intermediate duzey için

hangi internet sitesini önerir siniz? özellikle speaking seviyemi ilerletmek istiyorum.
busuu.com ideal midir sizce?



 
Ben olsam online oyun oynarım. Bedava MMOlar var, beraber oynadığın insanlarla bir yandan konuşuyorsun. Bayağı iyi olur.


  • alicia dominica  (12.01.14 17:27:05) 
speaking geliştirmek istiyorsan internetten ziyade normal hayatta sosyalleşmelisin derim. en kötü birilerini bul skypetan falan konuş hani. bişeyler dinleyerek anca comprehension ve vocabulary gelişir.


  • scandiacus  (13.01.14 02:14:56) 
[]

Rusça 1+1?

merhaba, Rusça 1+1 kaçtır ya da nedir? nasıl yazılır? bir de 1+1'i örnek olarak verdim diğer sayılar için fiilde falan herhangi bir değişiklik oluyor mu yoksa sadece sayıları değiştirsek olur mu? teşekkürler.




 
что одни плюс одни? sanırım ama diğer sayılar değişiyor mesela fiyat belirtirken mantıken bunlar da değişebilir


  • CC  (12.01.14 11:45:59 ~ 11:46:47) 
"что" degilde "сколько один плюс один?" olmasi lazim. ruscada sayilarin okunuslari da diger durumlarda oldugu gibi betimledigi isme/nesneye gore муж./жен.(eril\disi) olarak degisebilir. mesela "Одна Родина" gibi.


  • hay sikfuck  (12.01.14 19:42:39) 
[]

italyanca da chiedere vs domandare

selamlar,

her ikiside sormak anlamına geliyor ama farkı nedir?


 
sanırım

chiedere: ask (a question etc.)
domandare: demand, yani sadece "sormak" değil aynı zamanda "istemek, talepte bulunmak vb." anlamlara da geliyor.

kullanım farkları olması lazım.
  • lesmiserables  (12.01.14 11:15:12) 
@lesmiserables sanma, dogru yazmissin


  • jeanne hebuterne  (12.01.14 11:15:49) 
chiedere daha genel sadece sormak anlamında kullanılmıyor içinde eylem barındıran sorularda chiedere kullanmalısın, mesela, yardım isteyeceğin bir cümleyi chiedere ile kurmalısın.
domande soru demek domandare ordan geliyor ve direkt olarak soru sormak anlamında.

  • matematik koyu  (12.01.14 11:21:22) 
lesmiserables doğru demiş

chiedere> soramk
domandare> talep etmek

domanda türkçeye çevrilirken soru olarak çevirmek algılamayı kolaylaştırabilir belki ama domanda tam olarak talep / (bilgi) talebi anlamına gelir.
  • nwnd  (12.01.14 11:49:38) 
"lettera di domanda .." kalıbı vardır mesela burda kastedilen talep formdur. değil ki soru mektubu.


  • nwnd  (12.01.14 11:51:33) 
bi ornek de ben vereyim, daha kolay anlasilir belki.

mesela sigara isteyecegiz,

posso chiedere una sigaretta? diyoruz. yani may i ask for a cigarette gibi. burada domandare bir sigara talep edebilir miyim gibi oluyor ki, kulaga da pek hos gelmiyor.

yani genel sorular icin chiedere, talepler icin domandare.
  • kameraya el sallayan adam  (12.01.14 12:47:38) 
Duruma göre ikisi de aynı anlamda kullanılabilir.

chiedere: istemek

"La Signora Rossi mi ha chiesto di firmare questi documenti."

"Bayan Rossi bu belgeleri imzalamamı istedi."

*****

domandare: sormak, talep etmek

"La Signora Rossi sempre mi domanda quanti anni ho."
"Bayan Rossi bana sürekli yaşımı soruyor."

"Domandate perdono a Dio."
"Tanrı'dan af dileyin."

Bu cümleyi "Chiedete perdono a Dio." şeklinde de kurabilirsin.
  • sigaraicilmeyenevdekimahzunkultablasi  (13.01.14 04:33:58) 
[]

yds'den yüksek alan arkadaşlar nasıl çalıştılar?

arkadaşlar benim de elimde bir 58 var. ama yeterli degil bu benim için. 70 ve üzerine cıkmak isityorum. aranızda 80, 90 alanlar varsa sınava çalışırken hangi alıştırmaları daha cok yaptıklarını, hangi kaynaklardan yararlandıklarını söylerlerse cok sevinirim.




 
kpds'den 91, üds'den 92 almış iken ilk yds'den 78 aldım.
Allah kolaylık versin.

en önemli konu kelime bilgisi. o da zamana yayılarak, hayatın içinde öğrenilirse faideli oluyor.
  • manuel mandalina  (12.01.14 10:52:23 ~ 10:53:10) 
peki kullandığınız kaynaklar nelerdi? soru çözümü m yaptınız daha cok yoksa okuma anlamaya yöneli çalışmalar mı?


  • bahodilo  (12.01.14 10:59:26) 
zamanında dil puanım 59 iken bi yüksek lisans programına girmiştim. tez konumda türkçe kaynak olmadığından, makaleleri çözmeye uğraşırken zaman içinde ilerledi bilgim. özel bi çalışma yapmadım yani. ama bana soracak olursanız şu son sistemde soru çözmeli değil, okuma-anlamalı yöntem daha faydalı olur diye düşünüyorum. ama bu da zamana yayılmalı, 1-2 ayda olacağını sanmam.

kolay gelsin.
  • manuel mandalina  (12.01.14 11:21:07) 
80-90 alan insanlar çalışmadan alıyor. çünkü o puanı almak için baya temelin olmalı. sürekli birileriyle ingilizce konuşuyor ve ingilizce birşeyler okuyor olmalısın. onun haricinde ortalama lise ingilizcesine sahip insan istediği kadar yırtsın kendini, 80 alamaz


  • hohenheim of light  (12.01.14 11:23:18) 
ingilizce roman okudum.
cesur öztürk'ün kitaplarından çalışım, 9-10 tane geçmiş sınav çözdüm.

  • baldur  (12.01.14 11:31:12) 
arkadaşlar teşekkür ederim tavsiyeleriniz için. benim için faydalı olucaklar.


  • bahodilo  (12.01.14 12:08:13) 
[]

basit bir çeviri eng > tr

tam olarak ne demek istemiş? az çok anladım ama ufak bir hatada cümle başbaşka yerlere gidecek diye kendime güvenmiyorum.

I have been meaning to tell you that you look like a magician to me. I mean like a person who I would think to be a magician. I guess its because of your moustache. I hope life is treating you well.


 
sihirbaza benzediğini söylüyomuş sana. sanırım bıyığından dolayı diyor. umarım her şey yolundadır diyor.


  • nathanieltroy  (11.01.14 13:36:22) 
sana bahsetmeye çalıştığım seni bir sihirbaz gibi gördüğümdü. demek istediğim sihirbaz olan bir insan olduğunu düşündüğüm. sanırım bıyıklarından kaynaklı. umarım herşey yolunda gidiyordur

edit: büyücü çok salakça olmuş sihirbaz heralde daya iyi:)
  • kilimanjaro  (11.01.14 13:36:44 ~ 13:37:52) 
bana bir sihirbaz gibi gorundugunu soylemeye calisiyordum. yani sihirbaz olabielcek biri gibi.sanirim biyigindan dolayi. umarim hayat sana iyi davraniyordur.


  • brawler  (11.01.14 13:36:47) 
[]

Türkçe -> İngilizce Hazırlık

Arkadaşlar kafam durdu gibi hissediyorum Odtü gibi üniversitelerdeki hazırlık yılının ingilizcesi neydi ya. Sınav proficiency exam ama o yılın adını çıkaramadım.




 
preparatory?


  • utkucbkc  (11.01.14 00:24:23 ~ 00:24:35) 
1 ... • ... • 109 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.