Bir aydır 11-12 kez gizli numaradan arama var. Asla konuşmuyor. Aynı dönemde Instagram'da boş fake hesaplardan "canım nasılsın, seninle aylardır görüşmüyoruz" gibi saçma mesajlar aldım ve engelledim.
Bir gizli aramadan hemen sonra bir fake hesaptan mesaj geldi. Arayanın o olduğu ve özür dilediğini söylüyüyordu. Engelledim.
Dün tekrar arandım. Yine aramanın hemen ardından başka bir fake hesap "neden profilinden şu fotoları kaldırdın, onları çok beğeniyordum, özel bir sebebi var mı, geçen ay paylaştığın mor elbiseli storyni foto olarak da paylaşır mısın, seninle görüşmek istiyorum, elbet görüşeceğiz" gibi bir mesaj geldi.
Bu mesajı atan fake hesap en yakın arkadaşlarıma da takip isteği göndermiş. Bazısı kabul etmiş, bazısı etmemiş.
Hesabım gizli. Beni takip edenlerin içinde sapık biri olduğunu düşünmüyorum, çoğu akrabam zaten.
Tedirgin oldum. Demek ki sosyal medyada dahi olsa her adımımı takip eden biri var. Gizlinin de fake hesapların da aynı kişi olduğunu düşünüyorum.
Ben bu kişiyi şikayet edebilir miyim? Yani aramalarda konuşmuyor, açık açık tehdit etmiyor ama rahatsız ediyor sonuçta. Şikayetim ciddiye alınmaz mı suç unsuru yok diye? Görüşeceğiz kelimesinden bir şey çıkar mı?
Bir gizli aramadan hemen sonra bir fake hesaptan mesaj geldi. Arayanın o olduğu ve özür dilediğini söylüyüyordu. Engelledim.
Dün tekrar arandım. Yine aramanın hemen ardından başka bir fake hesap "neden profilinden şu fotoları kaldırdın, onları çok beğeniyordum, özel bir sebebi var mı, geçen ay paylaştığın mor elbiseli storyni foto olarak da paylaşır mısın, seninle görüşmek istiyorum, elbet görüşeceğiz" gibi bir mesaj geldi.
Bu mesajı atan fake hesap en yakın arkadaşlarıma da takip isteği göndermiş. Bazısı kabul etmiş, bazısı etmemiş.
Hesabım gizli. Beni takip edenlerin içinde sapık biri olduğunu düşünmüyorum, çoğu akrabam zaten.
Tedirgin oldum. Demek ki sosyal medyada dahi olsa her adımımı takip eden biri var. Gizlinin de fake hesapların da aynı kişi olduğunu düşünüyorum.
Ben bu kişiyi şikayet edebilir miyim? Yani aramalarda konuşmuyor, açık açık tehdit etmiyor ama rahatsız ediyor sonuçta. Şikayetim ciddiye alınmaz mı suç unsuru yok diye? Görüşeceğiz kelimesinden bir şey çıkar mı?
İleri seviyeye doğru gidecek şekilde varis ve selülit problemi olan +50 bir hanım için doktoru her gün yürüyüş yapmasını veya bisiklet sürmesini tavsiye etmiş. Bulunduğu yer ve ailesel sebeplerden ne yürüyüş yapma ne de bisiklet sürme durumu var.
Evde kullanması için kondisyon bisikleti veya yürüme bandı almak istiyorum kendisine ama hangisi daha faydalı olur bilemedim. Hatta ikisini birden mi alsam diye düşünüyorum. Evdeyken kesin kullanacak yani ihmal etme, üşenme, çabuk bırakma vs. söz konusu olmayacak da ben kararsız kaldım. Her iki problem için de faydası olsun istiyorum. Konu hakkında bilgisi olanların yorumlarını okumak isterim.
Evde kullanması için kondisyon bisikleti veya yürüme bandı almak istiyorum kendisine ama hangisi daha faydalı olur bilemedim. Hatta ikisini birden mi alsam diye düşünüyorum. Evdeyken kesin kullanacak yani ihmal etme, üşenme, çabuk bırakma vs. söz konusu olmayacak da ben kararsız kaldım. Her iki problem için de faydası olsun istiyorum. Konu hakkında bilgisi olanların yorumlarını okumak isterim.
Ben bir kadın olarak araba kullanmayı bilmediğimi söyleyince şahsen garipseniyorum.
Arabam yok, ailemde de uzun zamandır arabası olan kimse yok. Maddi olarak yakın zamanda araba alabilecek gibi değilim, zaten çok uzun yıllardır her yere toplu taşıma ile gidiyorum ve buna alıştım. Biriyle birlikteyken de adamlar kendi arabalarını kendileri kullanıyor, benim kullanmama gerek kalmıyor veya bu yönde bir talepleri olmuyor. Ehliyet almak için açıkçası bir sebep göremiyorum.
Buna rağmen ne zaman konusu geçse bir şaşkınlık oluyor, sanki araba kullanmak kişisel gelişimin büyük bir parçası gibi karşılanıyor. İlginç buluyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
Arabam yok, ailemde de uzun zamandır arabası olan kimse yok. Maddi olarak yakın zamanda araba alabilecek gibi değilim, zaten çok uzun yıllardır her yere toplu taşıma ile gidiyorum ve buna alıştım. Biriyle birlikteyken de adamlar kendi arabalarını kendileri kullanıyor, benim kullanmama gerek kalmıyor veya bu yönde bir talepleri olmuyor. Ehliyet almak için açıkçası bir sebep göremiyorum.
Buna rağmen ne zaman konusu geçse bir şaşkınlık oluyor, sanki araba kullanmak kişisel gelişimin büyük bir parçası gibi karşılanıyor. İlginç buluyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
Mesajla. Şikayet edilebilir mi?
...gönderiyor musunuz?
Bir erkeğin kanka dediği kadına günde öyle alakasız anlarda 4-5 fotoğrafını yollaması normal mi mesela?
Nasıl görünüyorum, şu yakışmış mı vs. de sormuyor. Bak şu an bunu yapıyorum, bak şu an şuradayım, bak şu an içiyorum, bak biraz üzgünüm, bak az önce çok sevineceğim bir şey oldu falan diyerek fotoğraf gönderiyor.
Karşı cins arkadaşları olan herkes mi birbirine böyle, yoksa garip bulmakta haksız mıyım?
Bir erkeğin kanka dediği kadına günde öyle alakasız anlarda 4-5 fotoğrafını yollaması normal mi mesela?
Nasıl görünüyorum, şu yakışmış mı vs. de sormuyor. Bak şu an bunu yapıyorum, bak şu an şuradayım, bak şu an içiyorum, bak biraz üzgünüm, bak az önce çok sevineceğim bir şey oldu falan diyerek fotoğraf gönderiyor.
Karşı cins arkadaşları olan herkes mi birbirine böyle, yoksa garip bulmakta haksız mıyım?
Bu aralar ünlülerin evlerinin ortaya çıkarılmasında çok adı geçince merak edip Telegram'da aratayım dedim. Çıkan gruplarda sorguları parayla satıyorlar.
Şu kadar para verince sadece numarasını bildiğin birinin rehberine, WhatsApp'ına, galerisine, canlı konumuna, kamerasına ulaşma ve telefon ekranını anlık izleme gibi özellikler koymuşlar. Arada örnek olsun diye rastgele numaraların kamerasına, telefon ekranına girip bunu paylaşıyorlar.
Hadi önceden e-Devlet verilerimiz ortalığa saçıldığı için isimden adres, TC, telefon numarası, kimlik seri no vs. öğrenmelerini buna bağlamıştık.
Sadece numaradan nasıl galeriye, kameraya ulaşabiliyorlar? Gerçekten yapılabiliyor mu bu? İstedikleri rakamlar da komik ücretler gerçekten. Sapığın biri bizi kafaya taksa halimiz ne olacak, nasıl bir tehlikenin içerisindeyiz? Çok korkunç.
Şu kadar para verince sadece numarasını bildiğin birinin rehberine, WhatsApp'ına, galerisine, canlı konumuna, kamerasına ulaşma ve telefon ekranını anlık izleme gibi özellikler koymuşlar. Arada örnek olsun diye rastgele numaraların kamerasına, telefon ekranına girip bunu paylaşıyorlar.
Hadi önceden e-Devlet verilerimiz ortalığa saçıldığı için isimden adres, TC, telefon numarası, kimlik seri no vs. öğrenmelerini buna bağlamıştık.
Sadece numaradan nasıl galeriye, kameraya ulaşabiliyorlar? Gerçekten yapılabiliyor mu bu? İstedikleri rakamlar da komik ücretler gerçekten. Sapığın biri bizi kafaya taksa halimiz ne olacak, nasıl bir tehlikenin içerisindeyiz? Çok korkunç.
Bir veya birkaç kere aranmayı dahi şikayet edebilir miyiz? Yoksa yetersiz görülüp kabul edilmez mi?
Ben ve aile bireylerim arka arkaya arandı bu gece. Arayanın kimliğini operatör üzerinden öğrenebilir miyiz? Eskiden mümkündü galiba.
Özellikle internette en normal paylaşımın altında bile belli bir yaş gruba ait son derece saldırgan yorumlar görüyorum epeydir. Ergenden kastım 12-25 yaş aralığı gibi aslında.
Bana bunların hiçbir değer yargısı yok gibi geliyor. Atatürk'e küfür, Allah'a küfür, öldürülen kadınlarla dalga geçme, hayvanlara yönelik işkence veya tecavüz esprileri, 17 yaşında ama tüm kadınları çözmüş gibi tespitler yapıp kadınlara küfürler, toplu halde kilolu ya da engelli bireylerin paylaşımlarına saldırıp intihar etmelerini dileme, herhangi bir konuda küfretmeden tek cümle kuramama... İlk aklıma gelenler. Kız çocuklarında bu eylemleri pek görmüyorum açıkçası, varsa da az olduğunu düşünüyorum.
Bana şahsen koca bir nesil epey ürkütücü geliyor. Bizim çocuklarımız neden böyle oldu, nasıl bu hale geldi? Nasıl sağlıklı düşünen, sağlıklı hisseden bireyler olacaklar? Büyüdüklerinde de değişeceklerini sanmıyorum.
Bana bunların hiçbir değer yargısı yok gibi geliyor. Atatürk'e küfür, Allah'a küfür, öldürülen kadınlarla dalga geçme, hayvanlara yönelik işkence veya tecavüz esprileri, 17 yaşında ama tüm kadınları çözmüş gibi tespitler yapıp kadınlara küfürler, toplu halde kilolu ya da engelli bireylerin paylaşımlarına saldırıp intihar etmelerini dileme, herhangi bir konuda küfretmeden tek cümle kuramama... İlk aklıma gelenler. Kız çocuklarında bu eylemleri pek görmüyorum açıkçası, varsa da az olduğunu düşünüyorum.
Bana şahsen koca bir nesil epey ürkütücü geliyor. Bizim çocuklarımız neden böyle oldu, nasıl bu hale geldi? Nasıl sağlıklı düşünen, sağlıklı hisseden bireyler olacaklar? Büyüdüklerinde de değişeceklerini sanmıyorum.
Bir süredir biriyle birlikteydim, uzun zaman sonra ilk defa gerçekten birini sevdiğime inanıyordum. Her şey yolundaydı, anne babasıyla kız arkadaşı sıfatıyla tanıştırıldım, birbirimizin evlerinde de kalıyorduk. Sonra aniden evli olduğunu öğrendim bir arkadaşının söylemesiyle. İnanılmaz üzüldüm, hemen ayrılmak istedim. Bana Şubat'ta mahkemesi olduğunu, kesin olarak boşanacağını ama kadının onunla boşanmak istemediği için iki yıldır çekişmeliyle süreci uzattığını söyledi. Saatlerce dil döktükten sonra ikna oldum açıkçası, ikna olmak istiyordum belki de.
Bir ay sonra bu duştayken telefonuna arka arkaya neredeyse 15-20 mesaj geldi, çok merak ettim. Şifresini biliyordum. Baktım, karısı buna yeter artık diyerek sayıp sövmüş paragraflarca. Bu da öncesinde engelimi aç diye yalvarmış, n'olur barışalım demiş falan. Kadına her gün yalvarmalı onlarca mesaj atmış, izin ver de yanına geleyim diye ağlamalı sesli mesaj göndermiş (kadın İzmir'de), kadının storylerini takip edip neden orada öyle giyindin diye hesap sormuş, yanındaki adam kim diye kızıp küfretmiş. Ayrılmak istemeyen, barışmak için karşısındakini boğan buymuş meğerse. Kadın ise peşimi bırak, artık senden kurtulmak istiyorum, başka biriyle birlikteyim, seni istemiyorum, beni taciz etmeyi kes vs. diyor.
Hemen evden çıkıp gittim ona bir şey demeden. Sonrasında ne aradı ne yazdı, ben de ses etmedim. Tabletimi de bunda unutmuşum o şokla evden çıktığım için. Beş altı gün sonra bana versin diye mesaj attım ama hiç dönmedi, aradığımda da açmadı. Evine gittim, zorla eve girip tableti aldım. Yine neden gittin diye bile sormadı, ben de bir şey demedim ve tamamen çıktım hayatından. Ama arkadaşlarına beni bir türlü peşimi bırakmıyor, bıktım, onu hayatımdan tamamen kovdum diye anlatıyormuş. Birkaç mesaj ve birkaç arama dışında başka hiçbir şey yapmadım, onlar da dönsün bana diye değildi ki zaten.
Bana niye değer vermedi, beni niye kullandı, bu denli umursanmayacak kadar değersiz mi gördü beni, neden bana bunu yaptı, ben bana bunu yapmasına neden izin verdim, nasıl inandım, nasıl bir türlü anlamadım... gibi sorular günlerdir kafamı kurcalıyor. O gün anne babası da hiçbir şey söylemedi bana. Hepsi aynısının laciverdiymiş. Bunlar da öyle insanlarmış, onun şerefsizce tavrı benim değerimi belirlemez... Biliyorum ama bunu bilmek içimi ferahlatmıyor, üzülmeye devam ediyorum. Yeni de değil bu olay, bir ay oldu neredeyse ama dağıldım epey.
Arkadaşlarımın tesellileri fayda etmiyor, tanımadığım birileriyle dertleşmek istesem anında birçok lodosçu başıma üşüşüyor. Bulunduğum yeri bırakamıyorum kafam boşalsın diye bir yere gideyim desem. Anlatmayın desem de arkadaşlardan illaki haberi geliyor veya bir paylaşımda onu görüyorum. Çok boğuldum, çok yoruldum. Biraz da dertleşmek için yazıyorum. Önerilerinizi, yorumlarınızı yazarsanız sevinirim. Kafama taş atmadan tabii ki, ben zaten kendimi epey suçlayıp hırpaladım. :)
Bir ay sonra bu duştayken telefonuna arka arkaya neredeyse 15-20 mesaj geldi, çok merak ettim. Şifresini biliyordum. Baktım, karısı buna yeter artık diyerek sayıp sövmüş paragraflarca. Bu da öncesinde engelimi aç diye yalvarmış, n'olur barışalım demiş falan. Kadına her gün yalvarmalı onlarca mesaj atmış, izin ver de yanına geleyim diye ağlamalı sesli mesaj göndermiş (kadın İzmir'de), kadının storylerini takip edip neden orada öyle giyindin diye hesap sormuş, yanındaki adam kim diye kızıp küfretmiş. Ayrılmak istemeyen, barışmak için karşısındakini boğan buymuş meğerse. Kadın ise peşimi bırak, artık senden kurtulmak istiyorum, başka biriyle birlikteyim, seni istemiyorum, beni taciz etmeyi kes vs. diyor.
Hemen evden çıkıp gittim ona bir şey demeden. Sonrasında ne aradı ne yazdı, ben de ses etmedim. Tabletimi de bunda unutmuşum o şokla evden çıktığım için. Beş altı gün sonra bana versin diye mesaj attım ama hiç dönmedi, aradığımda da açmadı. Evine gittim, zorla eve girip tableti aldım. Yine neden gittin diye bile sormadı, ben de bir şey demedim ve tamamen çıktım hayatından. Ama arkadaşlarına beni bir türlü peşimi bırakmıyor, bıktım, onu hayatımdan tamamen kovdum diye anlatıyormuş. Birkaç mesaj ve birkaç arama dışında başka hiçbir şey yapmadım, onlar da dönsün bana diye değildi ki zaten.
Bana niye değer vermedi, beni niye kullandı, bu denli umursanmayacak kadar değersiz mi gördü beni, neden bana bunu yaptı, ben bana bunu yapmasına neden izin verdim, nasıl inandım, nasıl bir türlü anlamadım... gibi sorular günlerdir kafamı kurcalıyor. O gün anne babası da hiçbir şey söylemedi bana. Hepsi aynısının laciverdiymiş. Bunlar da öyle insanlarmış, onun şerefsizce tavrı benim değerimi belirlemez... Biliyorum ama bunu bilmek içimi ferahlatmıyor, üzülmeye devam ediyorum. Yeni de değil bu olay, bir ay oldu neredeyse ama dağıldım epey.
Arkadaşlarımın tesellileri fayda etmiyor, tanımadığım birileriyle dertleşmek istesem anında birçok lodosçu başıma üşüşüyor. Bulunduğum yeri bırakamıyorum kafam boşalsın diye bir yere gideyim desem. Anlatmayın desem de arkadaşlardan illaki haberi geliyor veya bir paylaşımda onu görüyorum. Çok boğuldum, çok yoruldum. Biraz da dertleşmek için yazıyorum. Önerilerinizi, yorumlarınızı yazarsanız sevinirim. Kafama taş atmadan tabii ki, ben zaten kendimi epey suçlayıp hırpaladım. :)
Birlikteyken keyifli vakit geçirseniz bile yanından ayrılınca enerjiniz çekilmiş gibi, belki kafası veya duyguları karışmış hissettiğiniz oluyor mu? Belki "ne işim vardı orada?" hissiyle de bağlantılıdır.
Böyle hissedince yolunda gitmeyen, açıktan farkında olunmasa veya itiraf edilmek istenmese de rahatsız eden bir şeyler vardır denilebilir mi?
Böyle durumlarda ne yapıyorsunuz? Kendinizi veya karşınızdakini sorgulama mı, akışa bırakıp gittiği yere kadar düşe kalka ilerleme mi, yoksa iletişimi en kısa sürede kesme mi?
Böyle hissedince yolunda gitmeyen, açıktan farkında olunmasa veya itiraf edilmek istenmese de rahatsız eden bir şeyler vardır denilebilir mi?
Böyle durumlarda ne yapıyorsunuz? Kendinizi veya karşınızdakini sorgulama mı, akışa bırakıp gittiği yere kadar düşe kalka ilerleme mi, yoksa iletişimi en kısa sürede kesme mi?
Kendi kendilerine başlık açıyor, organize şekilde entry giriyorlar. Kalan herkes bunlardan tiksiniyor, troll olduklarına bilerek ya dalga geçiyor ya küfrediyor. Bunların nefret köpürtmek, kutuplaşmayı artırmak dışında dışında ne amacı var tam olarak? Karşı taraftan kimi düşüncesinden vazgeçtirip kendi doğrularına ikna edebiliyorlar mesela? Twitter'dakiler de aynı şekilde. Başkalarını saçma cümlelerle sinir krizine sürükleyelim misyonu bu kadar planlı, organize ve büyük meblağlarda paraların harcandığı bir iş için yetersiz değil mi?
Gerçekten gönderiliyor mu belirtilen ücret? Karta gönderildi deniyor ama sorgusuz para iadesi bana biraz imkansız geldi. Çeşitli bahanelerle tamamı için talepte bulunup tüm ücreti geri alanlar varmış. Doğru mu? Gerçekten iade ediliyor ku?
Hiçbir yerde bulamadığım birkaç kitap için şansımı deneyebileceğim PDF indirme siteleri aramaktayım. Tavsiyeniz olur mu? Hak hukuk diyecekler yazmazsa sevinirim. 190 sayfalık kitabı 490 TL'ye satmasalar gider satın alırdım zaten.
Arka arkaya veya aynı gün içinde kullanılabilir mi?
Abone olmadan da kullanılabilecek özellikleri olan, beğendiğiniz telefon uygulamaları var mıdır? Android kullanıyorum. Google Play'da her biri milyonlarca indirilmiş o kadar çok uygulama var ki tek tek indirip incelemek mümkün değil. Tavsiyeleri bekliyorum.
Bundan muzdarip olan ve bunu aşabilen var mı? Kendini işe gömmek, spor yaparak aşırı yorulmak gibi çözümler işe yaramadı.
Birkaç kere farklı erkek gruplarının muhabbetlerinde denk geldim. O işi yoğurtladık gitti gibi kullanılıyordu. Baştan atma veya halletme gibi bir anlamı mı var? Arka arkaya iki gün boyunca duyunca bir şaşırdım çünkü daha önce hiç duymamıştım. Sık kullanılan bir ifade midir bu?
- Öncesini sonrasını bırak ya, anı yaşayalım. Carpe diem canım.
- Anda kalalım güzelim, anın zevkini çıkaralım.
- Akışta kalalım, günü yakalayalım.
Ve benzeri cümleler kuran erkekler...
Meali şey değil mi "Seninle pek tanışamadık ama tanışmaya gerek de yok, ben zaten seni merak etmiyorum. Şu an anda sevişelim ama sonra yokum ben. Tekrar seninle anda kalasım gelirse yine bir yoklarım seni, sonra yine kaybolurum."?
Bunların ekseriyetle kaşı gözü da ayrı oynar, hep bir aşırı elli kollu konuşurlar. Genelde keten ve salaş giyinirler. Şarap severler. Ağızları iyi laf yapar, çok konuşurlar. Yatmaya çalıştıkları kadınlara bile sıklıkla ağğbiee, brocum diye hitap ederler. Her zaman bakımlı, çekici erkeklerdir. Neredeyse tamamı beyaz yakalıdır veya eğlence sektöründendir.
Ben bunları gördüm mü kaçıyorum doğrusu.
Hep mi bu kadar çoktu bunların sayıları ya da bana mı son dönemde bu denli çok denk gelmeye başladılar bilmiyorum.
Sizin düşünceleriniz ve tespitleriniz nedir bu erkek türü hakkında?
- Anda kalalım güzelim, anın zevkini çıkaralım.
- Akışta kalalım, günü yakalayalım.
Ve benzeri cümleler kuran erkekler...
Meali şey değil mi "Seninle pek tanışamadık ama tanışmaya gerek de yok, ben zaten seni merak etmiyorum. Şu an anda sevişelim ama sonra yokum ben. Tekrar seninle anda kalasım gelirse yine bir yoklarım seni, sonra yine kaybolurum."?
Bunların ekseriyetle kaşı gözü da ayrı oynar, hep bir aşırı elli kollu konuşurlar. Genelde keten ve salaş giyinirler. Şarap severler. Ağızları iyi laf yapar, çok konuşurlar. Yatmaya çalıştıkları kadınlara bile sıklıkla ağğbiee, brocum diye hitap ederler. Her zaman bakımlı, çekici erkeklerdir. Neredeyse tamamı beyaz yakalıdır veya eğlence sektöründendir.
Ben bunları gördüm mü kaçıyorum doğrusu.
Hep mi bu kadar çoktu bunların sayıları ya da bana mı son dönemde bu denli çok denk gelmeye başladılar bilmiyorum.
Sizin düşünceleriniz ve tespitleriniz nedir bu erkek türü hakkında?
Kullanıp memnun kalan oldu mu? Fiyatı çok uygun olduğu için emin olamadım. Trendyol ve benzeri platformlardaki yorumlara da artık çok güvenemiyorum, sahte yorum basıyorlar.
Bu ülkede ve Hristiyan olmayanlar tarafından tabii ki bahsettiğim. Genç kız ve erkeklerde son yıllarda çok fazla görüyorum, çoğunluğu gotik görünmek isteyen veya haç takmanın cool olduğunu düşünenler. Haydi onlara öykünme diyelim en basitinden. Peki kendine rockçı diyen 45-50 yaşındaki abilerin bu tarz kolye veya küpe kullanması? Hristiyan değiller yani dini bir amaç yok kesinlikle. Doğrudan yargılamaktan kaçınma çabasıyla birlikte zihnimde onlarla ilgili bir miktar ilginç bir profil çizilmesine sebep oluyor açıkçası bu. Siz ne düşünüyorsunuz? Yaştan, olgunluktan bağımsız olarak gayet normal mi?
Kiwi, InFace, Hoppo, Robx gibi markalardan bahsediyorum. Benzer markalardan bir IPL cihazı kullanıp memnun kalan var mı?
Braun ve Philips cihazları 10-25 bin TL arasıyken bu markalarınkiler 1000-3500 TL arasında değişiyor.
5 yıl önce aldığım Braun'un atışı bitti, son zamanlarda aşırı ısındığı için çok efektif kullanamıyordum zaten. Benzer bir model almak yerine ucuz markaları mı bir denesem diye düşünüyorum ama çok güvenemedim de. Olumlu yorumlar kadar olumsuz yorum da çok. Deneyimlerinizi dinlemek isterim.
Braun ve Philips cihazları 10-25 bin TL arasıyken bu markalarınkiler 1000-3500 TL arasında değişiyor.
5 yıl önce aldığım Braun'un atışı bitti, son zamanlarda aşırı ısındığı için çok efektif kullanamıyordum zaten. Benzer bir model almak yerine ucuz markaları mı bir denesem diye düşünüyorum ama çok güvenemedim de. Olumlu yorumlar kadar olumsuz yorum da çok. Deneyimlerinizi dinlemek isterim.
Ellerimde parmak dışları, tırnak kenarları, parmağın etli kısımları, avuç içlerim soyuluyor iki haftadır. En son yıllar önce üniversiteye başladığımda böyle olmuştu stresten, bir daha da olmadı. Şu an stres yaptığım ciddi bir durum da yok aslında, stabil yaşıyorum.
ibb.co
ibb.co
Bepanthol sürüyorum her gün birkaç kere. Ara ara vazelin, günde bir defa da sarı kantaron yağı sürüp bekletiyorum. Hiçbir değişiklik olmadı. Cildiyeye gidemeyeceğim bu aralar yoğunluktan ötürü. Bir öneriniz var mı sizin?
ibb.co
ibb.co
Bepanthol sürüyorum her gün birkaç kere. Ara ara vazelin, günde bir defa da sarı kantaron yağı sürüp bekletiyorum. Hiçbir değişiklik olmadı. Cildiyeye gidemeyeceğim bu aralar yoğunluktan ötürü. Bir öneriniz var mı sizin?
Mahallemde birkaç haftadır gördüğüm 3-4 aylık bir bebek kedi var. Annesi veya kardeşleri yok, tek başına hep. İnsanlardan aşırı korkuyor. Diğer kedilere mama götürdüğümde o da koşup geliyor ama daha büyük kedilerden de korktuğu için mamaya yanaşamıyor, uzaktan izliyor. Ben de onun önüne götürüp döküyorum, önce biraz kaçsa da sonrasında gelip yiyor.
Son günlerde ise hep şunu yaşıyoruz: onun önüne mama döküyorum, kaçmıyor ve yemeye başlıyor. Ben tam gidecekken elime pati atıyor. Pati attıktan sonra uzağa kaçıp geri geliyor mama yemeye bir de. :D İlk seferki derindi, çok kanadı. Neyse dedim. Ertesi gün yine aynısı oldu. Korkuyor desem patilemeden önce mamayı yiyor zaten, bir de tam ben geri çekildiğimde yapıyor hep bunu.
Bugün beşinci kez aynı şeyi yaşadık. Diğer kediler de arada pati atıyor ama onlarınki çizmiyor bile, uyarı patisi gibi daha çok. Bu çocuk gerçekten paramparça etti elimi, bugün yarım saat kan dursun diye bekledim. Elimi gören doktor arkadaşım kan durmazsa acile git de dikiş atsınlar bile dedi.
Önüne koyduğum mamayı da yiyen bu bebek kedi niye böyle yapıyor? Ben neyi yanlış yapıyorum? Önüne döküp gidiyorum, sevmeye de çalışmıyorum ki rahatsız olsun veya korksun. Fikir ve yorumlarınızı beklemekteyim.
Son günlerde ise hep şunu yaşıyoruz: onun önüne mama döküyorum, kaçmıyor ve yemeye başlıyor. Ben tam gidecekken elime pati atıyor. Pati attıktan sonra uzağa kaçıp geri geliyor mama yemeye bir de. :D İlk seferki derindi, çok kanadı. Neyse dedim. Ertesi gün yine aynısı oldu. Korkuyor desem patilemeden önce mamayı yiyor zaten, bir de tam ben geri çekildiğimde yapıyor hep bunu.
Bugün beşinci kez aynı şeyi yaşadık. Diğer kediler de arada pati atıyor ama onlarınki çizmiyor bile, uyarı patisi gibi daha çok. Bu çocuk gerçekten paramparça etti elimi, bugün yarım saat kan dursun diye bekledim. Elimi gören doktor arkadaşım kan durmazsa acile git de dikiş atsınlar bile dedi.
Önüne koyduğum mamayı da yiyen bu bebek kedi niye böyle yapıyor? Ben neyi yanlış yapıyorum? Önüne döküp gidiyorum, sevmeye de çalışmıyorum ki rahatsız olsun veya korksun. Fikir ve yorumlarınızı beklemekteyim.
Annemde birkaç yıl önce kısa bir süre arayla iki kez anal fissür (çatlak) olmuştu, kremle kolayca tedavi edilmişti.
Bir süre önce benim başlangıç seviyesinde hemoroid olduğunu tahmin ettiğim çok küçük bir şişlikten bahsetti. Doktora gittiğimizde krem verdi ve şişliğin kremle tamamen geçeceğini anlattı.
Kremi üç aydır kullanmasına rağmen şişlikte bir değişiklik yok, zaten çok büyük olmadığı ve ağrı sızı da yapmadığı için annemi rahatsız etmiyor. Fakat geçen hafta büyük tuvalet sırasında oluk oluk kan akmış pıhtılaşmış şekilde. Aynada baktığında o şişliğin patladığını görmüş. Yine ağrı sızı yok.
Doktora gidemedik o arada ama kreme devam ediyor. O günden beri her tuvalette kanama oluyormuş. İlk seferki kadar çok ve pıhtılı değil, taze kanmış. Yavaş yavaş kesik gibi ağrı da olmaya başlamış.
Önümüzde üç beş günde yine doktora gidemeyeceğiz. Acaba doğrudan hemoroid için değil de onunla bağlantılı olarak bu kesik haldeki kanayan yara için bir krem, ilaç tavsiyeniz olur mu? En azından kanama dursun, tuvaletini rahat yapabilsin isterim. Çevreden değişik çok fazla krem öneren oldu, internette her biri için hem olumlu hem olumsuz yorumlar var. Bir tavsiyeniz olursa sevinirim.
Bir süre önce benim başlangıç seviyesinde hemoroid olduğunu tahmin ettiğim çok küçük bir şişlikten bahsetti. Doktora gittiğimizde krem verdi ve şişliğin kremle tamamen geçeceğini anlattı.
Kremi üç aydır kullanmasına rağmen şişlikte bir değişiklik yok, zaten çok büyük olmadığı ve ağrı sızı da yapmadığı için annemi rahatsız etmiyor. Fakat geçen hafta büyük tuvalet sırasında oluk oluk kan akmış pıhtılaşmış şekilde. Aynada baktığında o şişliğin patladığını görmüş. Yine ağrı sızı yok.
Doktora gidemedik o arada ama kreme devam ediyor. O günden beri her tuvalette kanama oluyormuş. İlk seferki kadar çok ve pıhtılı değil, taze kanmış. Yavaş yavaş kesik gibi ağrı da olmaya başlamış.
Önümüzde üç beş günde yine doktora gidemeyeceğiz. Acaba doğrudan hemoroid için değil de onunla bağlantılı olarak bu kesik haldeki kanayan yara için bir krem, ilaç tavsiyeniz olur mu? En azından kanama dursun, tuvaletini rahat yapabilsin isterim. Çevreden değişik çok fazla krem öneren oldu, internette her biri için hem olumlu hem olumsuz yorumlar var. Bir tavsiyeniz olursa sevinirim.
Reader At Work setini biliyorum ben bir tek. Başka bizdeki hangi üniversitenin kendi çıkardığı İngilizce hazırlık kitabı var?
Hayatım boyunca bitirdiğim tek bir parfüm oldu, onun dışındakiler hep yarım kalıyor. Çabuk sıkılıyorum veya yeni hoş bir koku bulunca dayanamıyorum, üç dört ayda bir tane yeni parfüm alıyorum. Ev parfüm doldu, hiçbiri de bitmiyor.
Siz tek parfüm insanı mısınız, yoksa benim yaptığımı yapan var mı? Hastalık mı bu bendeki acaba? İsraf oluyor diye zaman zaman üzülüyorum.
Siz tek parfüm insanı mısınız, yoksa benim yaptığımı yapan var mı? Hastalık mı bu bendeki acaba? İsraf oluyor diye zaman zaman üzülüyorum.
Önereceğiniz isimler var mıdır?
Leyla Erbil, Nezihe Meriç ve Adalet Ağaoğlu geldi benim aklıma. Adalet Ağaoğlu'nun tek kitabı var sanıyorum öykü türünde. Pınar Kür ve Sevgi Soysal'ınkiler genelde öykü değil. Tezer Özlü'nün öyküleri de geleneksel kalıptan uzak diye düşünüyorum, yine de onları da inceleyeceğim.
Leyla Erbil, Nezihe Meriç ve Adalet Ağaoğlu geldi benim aklıma. Adalet Ağaoğlu'nun tek kitabı var sanıyorum öykü türünde. Pınar Kür ve Sevgi Soysal'ınkiler genelde öykü değil. Tezer Özlü'nün öyküleri de geleneksel kalıptan uzak diye düşünüyorum, yine de onları da inceleyeceğim.
We Need to Talk About Kevin, Dogtooth tadında film önerilerinizi beklemekteyim. Funny Games gibi aleni işkencenin bol olduğu filmleri önermezseniz sevinirim.
Kardeşimin oturduğu binanın yanında ve önünde çok büyük, bahçeli bir alan var ve yan tarafı da ana yol. Kenardan da bina kapısından kaldırım tarzı bir yol uzanıyor o yola, bahçeyle bağlantısı yok.
Bu bahçede sokak kedisi var iki tane (biri giriş kattaki birininmiş ama sahibi dışarı bırakmış, kedi o bahçeden gitmiyormuş 6-7 aydır) fakat bina halkı bu kedileri istemiyor.
Sebep de sabah işe giderken, akşama işten gelirken onları görmek istemiyorlarmış. Yüz yüze gelince mideleri bulanıyormuş, evde sesleri gelip uyuyamıyorlarmış. Bir tanesi tüyleri ağzımıza giriyor diyormuş. Bahçedeki kedinin ne sesi olacak da uyutmayacak veya tüyü ağzına girecek? Anlayamadık pek de neyse.
Kardeşimin yan komşusu olan adam bir tanesine tekme atmış geçen hafta, kedi havaya uçmuş. Kardeşim veterinere götürdü, evine alamadığı için yine bahçeye bıraktı. Kedileri gördüğü yerde küfreden kapıcıya kedileri kovması için istekte bulunmuşlar, adam da kedileri yakalayıp bodruma kilitleyeceğini söylemiş.
Bu insanları şikayet etme durumu söz konusu mu? Bir sonuç çıkar mı? Sesi çok çıkan tipler, kardeşimin gidip bunlarla kavga etme durumu yok ki sayıca da çoklar zaten. Ne yapsak bilemedik.
Bu bahçede sokak kedisi var iki tane (biri giriş kattaki birininmiş ama sahibi dışarı bırakmış, kedi o bahçeden gitmiyormuş 6-7 aydır) fakat bina halkı bu kedileri istemiyor.
Sebep de sabah işe giderken, akşama işten gelirken onları görmek istemiyorlarmış. Yüz yüze gelince mideleri bulanıyormuş, evde sesleri gelip uyuyamıyorlarmış. Bir tanesi tüyleri ağzımıza giriyor diyormuş. Bahçedeki kedinin ne sesi olacak da uyutmayacak veya tüyü ağzına girecek? Anlayamadık pek de neyse.
Kardeşimin yan komşusu olan adam bir tanesine tekme atmış geçen hafta, kedi havaya uçmuş. Kardeşim veterinere götürdü, evine alamadığı için yine bahçeye bıraktı. Kedileri gördüğü yerde küfreden kapıcıya kedileri kovması için istekte bulunmuşlar, adam da kedileri yakalayıp bodruma kilitleyeceğini söylemiş.
Bu insanları şikayet etme durumu söz konusu mu? Bir sonuç çıkar mı? Sesi çok çıkan tipler, kardeşimin gidip bunlarla kavga etme durumu yok ki sayıca da çoklar zaten. Ne yapsak bilemedik.
Moda ve çevresinde bir yer olabilir. Tabelayı okuyamadım. Anlamak zor gibi fakat Kadıköylülerden ve Kadıköyseverlerden yana umutluyum. :)
ibb.co
ibb.co
Öncelikle teknoloji cahili bir bireyim. Bir dosyanın üzerine Foxit uygulaması aracılığıyla aldığım notlar mevcuttu. Başka birine dosyayı göndermem gerekince notlarımı sildim fakat o silinen notları bir şekilde görebilir mi veya geri getirebilir mi endişesi taşımaktayım. Görmesinin bir imkanı var mıdır?
Bağırsak hastalığı olmayan sağlıklı bir insanın kullanması durumunda herhangi bir zararı olur mu? Takviye gıda anlamında ne kadar kullanmak gerekir? Bazı sporcuların her sabah altı kaşık kullandığını duydum.
Biraz uzun olabilir fakat en kısa haliyle anlatmaya çalıştım. :)
Erkek tarafı, kadından 5-6 yaş büyük, 40'ların ortasında. Çok olgun, sakin, babacan, hayata karşı yorgun bir ruh. İstikrarlı kararları, tamamen stabil bir hayatı var. Orta yolcu, her şeye güzellikle ve sakinlikle halledenlerden. Ununu eleyip eleğini asmış ruh halinde, yaşayıp gidiyoruz işte kafasında.
Kadın tarafıysa konuşkan, neşeli, enerjik, girişken. Biraz daha dağınık yaşıyor hayatı. Atılgan, zaman zaman saldırgan, kendi hakkını savunmak zorunda kaldığı için güçlü ve yalnız insana dönüşmüş biri.
İlk olarak kadın erkeğe adım atıyor, erkek kabul ediyor. Arada karşılıklı olarak yoğun bir çekim olmasına rağmen erkek kısa süre sonra kendisini geri çekerek neredeyse kadından kaçıyor ve ''Ben kendi halinde, sıradan, düz bir adamım. Birinin beni olduğum gibi ve sadece ben olduğum için sevebilme, yanımda bulunma ihtimali bana uzak bir rüya gibi geliyor. Sen çok güzelsin, cıvıl cıvılsın. Bu kadın niye benimle diye altında bir numara arıyorum. Böyle düşünmek tabii ki kötü ama hayat bana böyle düşünmeyi öğretti. Birine alışıp üzülmek istemiyorum.'' gibi şeyler diyor. Bu arada erkeğin kayda değer bir geliri, makamı, ünü vs. kesinlikle yok. Kadın da dünyanın en güzel kadını falan değil zaten, belki bir tık ortalama üstüdür olsa olsa.
Kadının biraz bastırmasıyla erkek de duvarlarını yıkıyor, ilişkiye başlıyorlar. Erkek sevgisini açıkça gösteren biri değil ama kadın sevildiğini onun davranışlarından tabii ki anlıyor. Gündelik yaşamına kadını tamamen dahil ediyor, tüm gelecek planlarına katıyor, ailesiyle tanıştırıyor falan.
Sadece erkeğin davranışı biraz baba gibi. Kadını olgunlaştırmaya, büyütmeye çalışıyor sanki ve bunu yaparken bazen yargılayıcı veya kısıtlayıcı olabiliyor. Fakat kadın şımarık biri değil, aksine çocukluğundan beri tanıyanların kendisine olgun dediği bir kadın. Özellikle bu niyette olmasa bile erkek sanki kadını daha uygun, daha iyi olan şeyleri yapmaya ikna ediyor gibi bir tavır içinde. Kadın aslında erkek sayesinde daha düzenli bir hayat yaşamaya başlıyor ama ona belli etmese de zaman zaman kendisini yetersiz, çocuksu hissediyor onun yanında.
Dışarıdan bakıldığında çok alakasız görünen iki kişi. Arada çekim var, güvende olma hissi var, yan yanayken nadir anlar dışında huzur var, eğlenme ve bol bol gülme var, iyi sohbet var, kırk yıldır tanışıyor gibi hissetme var.
1- Böyle bir ilişki yürür mü sizce? Çok alışmadan, bağlanmadan ''farklıyız'' denilip yolları ayırmalı mı?
2- Erkek kişisi hakkında ne düşünürsünüz? Kadını yetersiz mi görüyor, beğenmiyor veya değiştirmeye mi çalışıyor?
Erkek tarafı, kadından 5-6 yaş büyük, 40'ların ortasında. Çok olgun, sakin, babacan, hayata karşı yorgun bir ruh. İstikrarlı kararları, tamamen stabil bir hayatı var. Orta yolcu, her şeye güzellikle ve sakinlikle halledenlerden. Ununu eleyip eleğini asmış ruh halinde, yaşayıp gidiyoruz işte kafasında.
Kadın tarafıysa konuşkan, neşeli, enerjik, girişken. Biraz daha dağınık yaşıyor hayatı. Atılgan, zaman zaman saldırgan, kendi hakkını savunmak zorunda kaldığı için güçlü ve yalnız insana dönüşmüş biri.
İlk olarak kadın erkeğe adım atıyor, erkek kabul ediyor. Arada karşılıklı olarak yoğun bir çekim olmasına rağmen erkek kısa süre sonra kendisini geri çekerek neredeyse kadından kaçıyor ve ''Ben kendi halinde, sıradan, düz bir adamım. Birinin beni olduğum gibi ve sadece ben olduğum için sevebilme, yanımda bulunma ihtimali bana uzak bir rüya gibi geliyor. Sen çok güzelsin, cıvıl cıvılsın. Bu kadın niye benimle diye altında bir numara arıyorum. Böyle düşünmek tabii ki kötü ama hayat bana böyle düşünmeyi öğretti. Birine alışıp üzülmek istemiyorum.'' gibi şeyler diyor. Bu arada erkeğin kayda değer bir geliri, makamı, ünü vs. kesinlikle yok. Kadın da dünyanın en güzel kadını falan değil zaten, belki bir tık ortalama üstüdür olsa olsa.
Kadının biraz bastırmasıyla erkek de duvarlarını yıkıyor, ilişkiye başlıyorlar. Erkek sevgisini açıkça gösteren biri değil ama kadın sevildiğini onun davranışlarından tabii ki anlıyor. Gündelik yaşamına kadını tamamen dahil ediyor, tüm gelecek planlarına katıyor, ailesiyle tanıştırıyor falan.
Sadece erkeğin davranışı biraz baba gibi. Kadını olgunlaştırmaya, büyütmeye çalışıyor sanki ve bunu yaparken bazen yargılayıcı veya kısıtlayıcı olabiliyor. Fakat kadın şımarık biri değil, aksine çocukluğundan beri tanıyanların kendisine olgun dediği bir kadın. Özellikle bu niyette olmasa bile erkek sanki kadını daha uygun, daha iyi olan şeyleri yapmaya ikna ediyor gibi bir tavır içinde. Kadın aslında erkek sayesinde daha düzenli bir hayat yaşamaya başlıyor ama ona belli etmese de zaman zaman kendisini yetersiz, çocuksu hissediyor onun yanında.
Dışarıdan bakıldığında çok alakasız görünen iki kişi. Arada çekim var, güvende olma hissi var, yan yanayken nadir anlar dışında huzur var, eğlenme ve bol bol gülme var, iyi sohbet var, kırk yıldır tanışıyor gibi hissetme var.
1- Böyle bir ilişki yürür mü sizce? Çok alışmadan, bağlanmadan ''farklıyız'' denilip yolları ayırmalı mı?
2- Erkek kişisi hakkında ne düşünürsünüz? Kadını yetersiz mi görüyor, beğenmiyor veya değiştirmeye mi çalışıyor?
Başlıkları ve bıçak kısmı birkaç defa bu şekilde temizlenmiş, sonrasında da suya tutulmamış yani öyle kalmış ve tekrar kullanılıp kolonyayla temizlenmiş ürün. Görünürde farklı bir şey yokmuş fakat uzun vadede yıpratır mı kolonya? Markası, Philips.
Yoğun değil de daha doğal olanlarından bahsediyorum.
Son kullanma tarihi 7 gün geçmiş kedi ödül çubuğu verilir mi? Çok ciddi bir soruna sebep olmaz diye düşünüyorum ama bilemedim.
1