Mini Belgesel Tavsiyesi
sailor #1561219
Merhaba,
TRT 2'de Bir Zamanlar isimli bir belgesel / program vardı. Çok uzun yıllardır aynı semtte oturan insanların hikayelerini anlatıyordu. Ortalama 25-30 dakikalık programlardı bunlar. Buna benzer, kentli / taşralı farketmeksizin insan hikayesi anlatan kısa belgeseller biliyorsanız paylaşabilir misiniz?
Sağolun.
TRT 2'de Bir Zamanlar isimli bir belgesel / program vardı. Çok uzun yıllardır aynı semtte oturan insanların hikayelerini anlatıyordu. Ortalama 25-30 dakikalık programlardı bunlar. Buna benzer, kentli / taşralı farketmeksizin insan hikayesi anlatan kısa belgeseller biliyorsanız paylaşabilir misiniz?
Sağolun.
Merhaba,
Özellikle son dönemde Oğuzhan Uğur'un açık mikrofon programlarında çok dikkatimi çekti bu durum. Soru soranların çok büyük bir kısmı, soruyu telefondan okuyarak soruyor. Bu eskiden hoş olmayan bir şey olarak anılmaz mıydı?
Ben 87 doğumluyum, ilkokuldan itibaren bir şey anlatacaksam da soracaksam da bir yere bakmadan (kağıda vs) muhataba bakarak akıcı şekilde yapmam söylendi. Böyle öğrendim. Aksi durumu ayıp veya hoş olmayan bir şey olarak kodlamıştım.
Bu durum değişti mi?
Özellikle son dönemde Oğuzhan Uğur'un açık mikrofon programlarında çok dikkatimi çekti bu durum. Soru soranların çok büyük bir kısmı, soruyu telefondan okuyarak soruyor. Bu eskiden hoş olmayan bir şey olarak anılmaz mıydı?
Ben 87 doğumluyum, ilkokuldan itibaren bir şey anlatacaksam da soracaksam da bir yere bakmadan (kağıda vs) muhataba bakarak akıcı şekilde yapmam söylendi. Böyle öğrendim. Aksi durumu ayıp veya hoş olmayan bir şey olarak kodlamıştım.
Bu durum değişti mi?
Merhaba,
Aradım ama bulamadım.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) kadrolarının geçmişten gelen bir fraksiyonla bağlantısı var mı? emep'in thko geleneğinden gelmesi, ödp'nin çoğunlukla çayancılardan oluşması gibi bir bağlantı soruyorum.
Yoksa sadece 60'lardaki TİP'in devamı olarak mı algılamamız gerekiyor?
Aradım ama bulamadım.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) kadrolarının geçmişten gelen bir fraksiyonla bağlantısı var mı? emep'in thko geleneğinden gelmesi, ödp'nin çoğunlukla çayancılardan oluşması gibi bir bağlantı soruyorum.
Yoksa sadece 60'lardaki TİP'in devamı olarak mı algılamamız gerekiyor?
Merhaba,
Geçen gün Ruşen Çakır, "Erdoğan kaybedince AK Parti kadroları çözülür, kısa süre içerisinde mevcut oyları dibi görür" tarzında bir yorum yaptı.
Bekir Ağırdır da başka bir ortamda, "Erdoğan muhalefet olunca şimdiki muhalefet gibi insaflı olmaz. 300 bin kişiyle Taksim'de miting yapar düzenli olarak, iktidara hayatı zehir eder. Ülkeyi erken seçime götürmeye çalışır." dedi.
Sizce hangi senaryo daha gerçekçi?
Geçen gün Ruşen Çakır, "Erdoğan kaybedince AK Parti kadroları çözülür, kısa süre içerisinde mevcut oyları dibi görür" tarzında bir yorum yaptı.
Bekir Ağırdır da başka bir ortamda, "Erdoğan muhalefet olunca şimdiki muhalefet gibi insaflı olmaz. 300 bin kişiyle Taksim'de miting yapar düzenli olarak, iktidara hayatı zehir eder. Ülkeyi erken seçime götürmeye çalışır." dedi.
Sizce hangi senaryo daha gerçekçi?
Merhaba,
Sadece fiziksel bir bölge veya siyasi bir anlayışın getirdiği alandan bahsetmiyorum. Her türlü kurtarılmış bölge olabilir.
Kısaca:
bir şekilde aidiyet bağınızın olduğu,
çoğunlukla sizin gibi kişileri barındıran,
mümkünse bir dönem veya sürekli bulunduğunuz/takipçisi olduğunuz,
içerisinde kalarak ülkenin/dünyanın saçmalıklarından kısmen/tamamen uzaklaştığınız,
hayatımın sonuna kadar burada kalabilirim dediğiniz yerler, kurumlar, mecraları soruyorum.
Kendi kurtarılmış bölgelerimi de yazayım:
boğaziçi üniversitesi
açık radyo
birgün gazetesi
göcek
istanbul'da fenerbahçe, koşuyolu ve kandilli semtleri.
Sadece fiziksel bir bölge veya siyasi bir anlayışın getirdiği alandan bahsetmiyorum. Her türlü kurtarılmış bölge olabilir.
Kısaca:
bir şekilde aidiyet bağınızın olduğu,
çoğunlukla sizin gibi kişileri barındıran,
mümkünse bir dönem veya sürekli bulunduğunuz/takipçisi olduğunuz,
içerisinde kalarak ülkenin/dünyanın saçmalıklarından kısmen/tamamen uzaklaştığınız,
hayatımın sonuna kadar burada kalabilirim dediğiniz yerler, kurumlar, mecraları soruyorum.
Kendi kurtarılmış bölgelerimi de yazayım:
boğaziçi üniversitesi
açık radyo
birgün gazetesi
göcek
istanbul'da fenerbahçe, koşuyolu ve kandilli semtleri.
Merhaba,
İşim gereği sürekli olarak girdiğim bir internet sayfası var. Avrupa'da bir resmi kurumun sayfası.
Ancak, sayfayı her açışta, her sekme tıkladığımda, her yeni bağlantıda, çerezleri kabul edin uyarısı çıkıyor ve sayfanın bir kısmını kaplıyor. Her seferinde "ok" yazan yeri tıklayıp uyarıyı kapatmak gerekiyor. Kapatmasam da olur ama kapatınca daha rahat oluyor işimi yapması. Dakikada 20, 30 yeri tıkladığım oluyor sürekli her açılan sayfada bunu yapmak anksiyetemi azdırıyor, içim şişiyor resmen, öfkeleniyorum.
Bunu kapatmanın bir yolu olup, olmaması ayrı bir konu ama siz de böyle durumlarda böyle hissediyor musunuz? Yoksa bende mi bir anormallik var?
İşim gereği sürekli olarak girdiğim bir internet sayfası var. Avrupa'da bir resmi kurumun sayfası.
Ancak, sayfayı her açışta, her sekme tıkladığımda, her yeni bağlantıda, çerezleri kabul edin uyarısı çıkıyor ve sayfanın bir kısmını kaplıyor. Her seferinde "ok" yazan yeri tıklayıp uyarıyı kapatmak gerekiyor. Kapatmasam da olur ama kapatınca daha rahat oluyor işimi yapması. Dakikada 20, 30 yeri tıkladığım oluyor sürekli her açılan sayfada bunu yapmak anksiyetemi azdırıyor, içim şişiyor resmen, öfkeleniyorum.
Bunu kapatmanın bir yolu olup, olmaması ayrı bir konu ama siz de böyle durumlarda böyle hissediyor musunuz? Yoksa bende mi bir anormallik var?
Merhaba,
Ben 2010'ların başında üniversitedeydim. O dönem, taksim ve çevresinde yaşanan değişime karşı ciddi bir toplumsal tepki olduğunu hatırlıyorum.
Emek sineması, demirören avm, meydan yayalaştırma prjesi gibi konularda muhalefet sağlamak adına çeşitli örgütlenmeler, inisiyatifler vardı. Hatta gezi hareketi başladığında bu örgütlenmeler öncü olmuştu.
Geçenlerde Lebon pastanesi kapandı, duymuşsunuzdur. Ekşi sözlük'e girdim; "kapanırsa kapansın banane amk" tarzında bolca entry var.
Bu durumu nasıl okuyorsunuz, kuşak farkı mı, zamanın ruhu mu veya başka bir yorum varsa dinlemek isterim.
Not: Kirasını ödeyemeyen bir işletmenin kapanması ile yukarıdaki örneklerin birebir uyumlu olmadığını biliyorum ama kent tarihi ve hafızası adına önemli bir yer olduğunu düşünüyorum.
Ben 2010'ların başında üniversitedeydim. O dönem, taksim ve çevresinde yaşanan değişime karşı ciddi bir toplumsal tepki olduğunu hatırlıyorum.
Emek sineması, demirören avm, meydan yayalaştırma prjesi gibi konularda muhalefet sağlamak adına çeşitli örgütlenmeler, inisiyatifler vardı. Hatta gezi hareketi başladığında bu örgütlenmeler öncü olmuştu.
Geçenlerde Lebon pastanesi kapandı, duymuşsunuzdur. Ekşi sözlük'e girdim; "kapanırsa kapansın banane amk" tarzında bolca entry var.
Bu durumu nasıl okuyorsunuz, kuşak farkı mı, zamanın ruhu mu veya başka bir yorum varsa dinlemek isterim.
Not: Kirasını ödeyemeyen bir işletmenin kapanması ile yukarıdaki örneklerin birebir uyumlu olmadığını biliyorum ama kent tarihi ve hafızası adına önemli bir yer olduğunu düşünüyorum.
Merhaba,
Çok saçma bir şekilde sakatlanma yaşadım. Leg press yaparken ağırlığın fazla geldiği bir anda boğazımda bir ağrı hissettim. Çok saçma ama bacak çalışırken boğazımdaki/yüzümdeki kasları sakatladım sanırım. Çok tedbirli ağırlığa girerim halbuki.
Şu an gıdı bölgesinden sol kulağımın arkasına doğru hafif çekme ve adeta kas ağrısı çekiyorum. Şah damarı veya başka bir damar değil de kas ağrıyor sanki. Böyle bir şey yaşayan var mı daha önce?
Hastanede hangi bölüme gitmek uygun düşer?
Not: Cevaplara akşam bakabileceğim.
Çok saçma bir şekilde sakatlanma yaşadım. Leg press yaparken ağırlığın fazla geldiği bir anda boğazımda bir ağrı hissettim. Çok saçma ama bacak çalışırken boğazımdaki/yüzümdeki kasları sakatladım sanırım. Çok tedbirli ağırlığa girerim halbuki.
Şu an gıdı bölgesinden sol kulağımın arkasına doğru hafif çekme ve adeta kas ağrısı çekiyorum. Şah damarı veya başka bir damar değil de kas ağrıyor sanki. Böyle bir şey yaşayan var mı daha önce?
Hastanede hangi bölüme gitmek uygun düşer?
Not: Cevaplara akşam bakabileceğim.
Merhaba,
Genel olarak yaşam kalitenizi veya konforunuzu arttıran ve düzenli olarak aldığınız hizmetler neler var? Örneğin, boyner grubunun back up kişisel asistanlık hizmetini kullanıyorum, çok memnunum. Bunun gibi düzenli aldığınız ve memnun kaldığınız hizmetler neler var?
"Mahalledeki kuru temizlemeci çok iyi, memnunum." gibi değil de yerel olmayan herkesin erişebileceği hizmetleri soruyorum.
Genel olarak yaşam kalitenizi veya konforunuzu arttıran ve düzenli olarak aldığınız hizmetler neler var? Örneğin, boyner grubunun back up kişisel asistanlık hizmetini kullanıyorum, çok memnunum. Bunun gibi düzenli aldığınız ve memnun kaldığınız hizmetler neler var?
"Mahalledeki kuru temizlemeci çok iyi, memnunum." gibi değil de yerel olmayan herkesin erişebileceği hizmetleri soruyorum.
Merhaba,
Gelirinizin kullandığınız arabanın şimdiki değerine (sıfırına değil) oranı kaç?
Prensip olarak belirlediğiniz bir oran veya oran aralığı var mı?
Gelirinizin kullandığınız arabanın şimdiki değerine (sıfırına değil) oranı kaç?
Prensip olarak belirlediğiniz bir oran veya oran aralığı var mı?
1