Selam,
Eski laptobum windows 8'li idi, hurda şuanda.
Şimdi windows 8 product key'ini bulmaya çalışıyorum ancak bu etiketlerde değil sanki ?
Ne yapılabilir, nerededir ?
Kutusunun üstünde de bulamadım.
Eski laptobum windows 8'li idi, hurda şuanda.
Şimdi windows 8 product key'ini bulmaya çalışıyorum ancak bu etiketlerde değil sanki ?
Ne yapılabilir, nerededir ?
Kutusunun üstünde de bulamadım.
konu hakkında hemen hemen hiç bir şey bilmeyerek soruyorum.
amerikalılar neden kızılderilileri öldürülüp, afrikadan köle getirdiler ?
neden doğrudan kızılderilileri köleleştirmediler ?
bir de barak obama gibi afro amerikalı biri başkan olabilirken, bir kızılderili için de bu mümkün mü ?
ve kızılderililer - afro amerikalılar arası ilişki nasıl ?
amerikalılar neden kızılderilileri öldürülüp, afrikadan köle getirdiler ?
neden doğrudan kızılderilileri köleleştirmediler ?
bir de barak obama gibi afro amerikalı biri başkan olabilirken, bir kızılderili için de bu mümkün mü ?
ve kızılderililer - afro amerikalılar arası ilişki nasıl ?
- bi zamanlar anadoluda
- gandhi
bu iki filmi parasını ödeyerek izlemek istedim ama türkiye'nin erişimi olduğu online platformlarda yok gibi görünüyor. var gözüküyorsada türkiye'ye yok.
dvd satın alıp elimde biriktirmek de istemiyorum. koyacak yerim yok.
bunun orjinal dvd'sini yasal olarak kiralayabileceğim bir mecra var mı ?
eskiden kopyalama yapan dükkanlar vardı, ben hakiki orjinalini 1 haftalığına kiralamak istiyorum.
istanbulda var mı böyle bir yer? yoksa neden yok ?
- gandhi
bu iki filmi parasını ödeyerek izlemek istedim ama türkiye'nin erişimi olduğu online platformlarda yok gibi görünüyor. var gözüküyorsada türkiye'ye yok.
dvd satın alıp elimde biriktirmek de istemiyorum. koyacak yerim yok.
bunun orjinal dvd'sini yasal olarak kiralayabileceğim bir mecra var mı ?
eskiden kopyalama yapan dükkanlar vardı, ben hakiki orjinalini 1 haftalığına kiralamak istiyorum.
istanbulda var mı böyle bir yer? yoksa neden yok ?
arkadaşlar merhaba,
şirket baba, oğul ve 5 yazılımcıdan oluşuyor. patron oğul.
pozisyon gereği, en az iş yapan yazılımcı benim, işe girdiğimden beri bu böyle, (yaklaşık 2 yıl).
2-3 ayda bir kritik bir problem oluşacak ki ben iş yapayım.
bunun patron da farkında en başından beri. zaten az da bir maaşla çalışıyorum.
yani az çalışmam kaytarmadan değil, işimin hakikaten az oluşundan kaynaklanıyor.
ve en "değiştirilebilir" & tecrübe gerektirmeyen pozisyondaki eleman da benim haliyle. ancak durumumun da farkında olup iş başa düştüğünde hep canla başla çalışıp, bana düşeni de fazlasıyla yaptım.
iş hayatında yeni de olduğumdan mobbing'e isim vermek de uzun bir süre aldı.
benim gözlemim: patron bana olan güvenini bir şekilde 3. yada 4. ay gibi kaybetti. artık kaybediş o kaybediş.
güvenini neden kaybetti bilmiyorum ama o eşiğin ardından ağzımla kuş tutsam, 1 verilen görevi 5 yapsam, ne yaptıysam o güveni yeniden kazanamadım.
şimdi dram başlıyor.
artık benim gibi işi az olan adamı haftasonu mesailerine çağırmalar, bayram'da tek başıma gereksiz şeyler için işe çağırmalar, fuzuli işler vermeler, bütün gün boş boş oturup tam işten çıkış dakikasında iş vermeler... mesai saati dışında aramalar.
mesela der : "bigcity mutfakta kaç bardak var say lütfen"
ben sayar gelirim.
o der : "bigcity kaç çatal var ?"
ben derim ki: "ben bardakları saymıştım."
o der : "nasıl bilmezsin, hepsi senin görevin, bunları söylemeden yapman lazım vs."
bu meselenin tekrarı yüzünden artık en ufak bir görevde dahi, mesela biri üst kattaki pencereyi kapat dese, bu görevden pimapen'in teknik servisinin çalışma saatleri info'sunu dahi alarak falan dönüyorum. ama adam fırça atmak istediğinden ne yaparsam yapayım yine azarlayacak bir şey buluyor. "camı kapat demek kapatmadan önce camı sil demek bunları bilmen gerekiyor" diyor mesela örneğin.
yani bir iş verildiğinde benim fırça yememem İMKANSIZ.
muhakkak ya daha iyi olabilirdiye getiriyor yahut hiç ortada olmayan bir şeyi senin görevin bu'ya getiriyor.
bu belki 1 yıldır devam ediyor, ben de ilk işim sabredeyim dedim de artık olayın boku çıktı. gerçekten insanlığa dair umutlarınızı yok etmek istemediğimden bir çok meseleyi anlatmıyorum.
geldiğimiz son nokta şu: malumunuz karantina günleri. diğer yazılımcı evden çalışıyor. bu da beni olmadık işler için evden çıkarıp şirkete yolluyor. buna rağmen gidip şipşak verdiği işi yapıp geliyorum, ve bundan dolayı kuduruyor.
artık zaruri olmayan işleri zaruri gibi gösteriyor. hatta kendi de, "zaruri de değil ama git" falan demeye getiriyor.
şimdi halihazırda "çalışan bir şeyi çalışıyor mu diye kontrol etmek için" gideceğim pazartesi. (kendi yurtdışında). sabah erkenden yapayım virüs vs. dedim. yok öğlen git benim de bakmam lazım dedi.
şimdi ben %1000000 eminim ki mesela saat 15:00 diyeceğiz, ben gideceğim, bu telefonlarımı açmayacak yada ben sana döneceğim diyip saatlerce, belki gün boyu dönmeyecek, eve geri dönmek zorunda kalacağım. artık pişkinliğin geldiği son noktayı bilemiyorum. nasıl bir senaryo kurduğunu bilmiyorum.
belki yaptıktan sonra yeniden göndericek, bir şeyi unutmuşum falan diyecek.
yani iş olsa yaparım, fırınlar, bakkallar da çalışıyor ama bu iş değil bu bir yıldır süregelen kasıtlı bir psikolojik baskı.
şimdi ben pazartesi napayım ?
genel olarak napayım ? istifa edeyim mi ?
neden kovmuyor ? alacağım kıdem tazminatı üç kuruş zaten, bunca tantana bunun için mi ?
ben bunun söylediği bir şeyi işçi olarak yapmasam ne olur ?
mahkemeler falan bile kapalıdır.
bir de bu korona döneminde iyice mobbing yaygınlaşmıştır heralde işten çıkarmalar vs.
şirket baba, oğul ve 5 yazılımcıdan oluşuyor. patron oğul.
pozisyon gereği, en az iş yapan yazılımcı benim, işe girdiğimden beri bu böyle, (yaklaşık 2 yıl).
2-3 ayda bir kritik bir problem oluşacak ki ben iş yapayım.
bunun patron da farkında en başından beri. zaten az da bir maaşla çalışıyorum.
yani az çalışmam kaytarmadan değil, işimin hakikaten az oluşundan kaynaklanıyor.
ve en "değiştirilebilir" & tecrübe gerektirmeyen pozisyondaki eleman da benim haliyle. ancak durumumun da farkında olup iş başa düştüğünde hep canla başla çalışıp, bana düşeni de fazlasıyla yaptım.
iş hayatında yeni de olduğumdan mobbing'e isim vermek de uzun bir süre aldı.
benim gözlemim: patron bana olan güvenini bir şekilde 3. yada 4. ay gibi kaybetti. artık kaybediş o kaybediş.
güvenini neden kaybetti bilmiyorum ama o eşiğin ardından ağzımla kuş tutsam, 1 verilen görevi 5 yapsam, ne yaptıysam o güveni yeniden kazanamadım.
şimdi dram başlıyor.
artık benim gibi işi az olan adamı haftasonu mesailerine çağırmalar, bayram'da tek başıma gereksiz şeyler için işe çağırmalar, fuzuli işler vermeler, bütün gün boş boş oturup tam işten çıkış dakikasında iş vermeler... mesai saati dışında aramalar.
mesela der : "bigcity mutfakta kaç bardak var say lütfen"
ben sayar gelirim.
o der : "bigcity kaç çatal var ?"
ben derim ki: "ben bardakları saymıştım."
o der : "nasıl bilmezsin, hepsi senin görevin, bunları söylemeden yapman lazım vs."
bu meselenin tekrarı yüzünden artık en ufak bir görevde dahi, mesela biri üst kattaki pencereyi kapat dese, bu görevden pimapen'in teknik servisinin çalışma saatleri info'sunu dahi alarak falan dönüyorum. ama adam fırça atmak istediğinden ne yaparsam yapayım yine azarlayacak bir şey buluyor. "camı kapat demek kapatmadan önce camı sil demek bunları bilmen gerekiyor" diyor mesela örneğin.
yani bir iş verildiğinde benim fırça yememem İMKANSIZ.
muhakkak ya daha iyi olabilirdiye getiriyor yahut hiç ortada olmayan bir şeyi senin görevin bu'ya getiriyor.
bu belki 1 yıldır devam ediyor, ben de ilk işim sabredeyim dedim de artık olayın boku çıktı. gerçekten insanlığa dair umutlarınızı yok etmek istemediğimden bir çok meseleyi anlatmıyorum.
geldiğimiz son nokta şu: malumunuz karantina günleri. diğer yazılımcı evden çalışıyor. bu da beni olmadık işler için evden çıkarıp şirkete yolluyor. buna rağmen gidip şipşak verdiği işi yapıp geliyorum, ve bundan dolayı kuduruyor.
artık zaruri olmayan işleri zaruri gibi gösteriyor. hatta kendi de, "zaruri de değil ama git" falan demeye getiriyor.
şimdi halihazırda "çalışan bir şeyi çalışıyor mu diye kontrol etmek için" gideceğim pazartesi. (kendi yurtdışında). sabah erkenden yapayım virüs vs. dedim. yok öğlen git benim de bakmam lazım dedi.
şimdi ben %1000000 eminim ki mesela saat 15:00 diyeceğiz, ben gideceğim, bu telefonlarımı açmayacak yada ben sana döneceğim diyip saatlerce, belki gün boyu dönmeyecek, eve geri dönmek zorunda kalacağım. artık pişkinliğin geldiği son noktayı bilemiyorum. nasıl bir senaryo kurduğunu bilmiyorum.
belki yaptıktan sonra yeniden göndericek, bir şeyi unutmuşum falan diyecek.
yani iş olsa yaparım, fırınlar, bakkallar da çalışıyor ama bu iş değil bu bir yıldır süregelen kasıtlı bir psikolojik baskı.
şimdi ben pazartesi napayım ?
genel olarak napayım ? istifa edeyim mi ?
neden kovmuyor ? alacağım kıdem tazminatı üç kuruş zaten, bunca tantana bunun için mi ?
ben bunun söylediği bir şeyi işçi olarak yapmasam ne olur ?
mahkemeler falan bile kapalıdır.
bir de bu korona döneminde iyice mobbing yaygınlaşmıştır heralde işten çıkarmalar vs.
1