eski bir film. 85 - 95 arası olması muhtemel. film hatırladığım kadarıyla bir erkeğin bir kadına olan saplantılı ilgisini anlatıyor. filmin depresif yağmurlu şemsiyeli bir havası var. kadını bir dans okulu bir bale salonu gibi bir yerde hatırlıyorum ve adam sürekli gözetleme halinde. dürbünle fotoğraf makinesiyle falan değil, bildiğin dümdüz camdan bakıyor izliyor sürekli. kadın bir ara hastalıktan mı kazadan mı ne oluyorsa felç geçiriyor ve yatalak hale geliyor. bakıcısı yardımcısı kimse onun olmadığı bir zaman adam bir fırsat buluyor. kadın anadan üryan, hasta yatağında öylece beklerken adam içeri dalıp elinde bez kadını temizliyor, üstünü başını siliyor. hatırlayabildiklerim bu kadar.
film avrupa filmi olarak kalmış aklımda. ankaradaki kavaklıdere kızılırmak sinemalarında gösterime giren filmlerden. üç renk kırmızı mavi beyaz filmlerini hatırlatıyor ama kadını canlandıran ünlü bir oyuncu değil. juliette binoche, sophie marceau, isabelle adjani değil. filmdeki saçları kısa, siyah, hafif dalgalı, kırpık kesimli gibi sanki. duru bir güzelliği vardı diye hatırlıyorum.
chatgpt saçmaladı. genelde önermeleri erkek yatalak, kadın bakıcı şeklindeydi, tam tersi diyorum, özür dileyip aynı filmleri sıralıyor baştan. başarısız tahminlerini yazayım: the intouchables, the sessions, dancer in the dark, the sea inside, rust and bone, the diving bell and the butterfly, the theory of everything(?), million dollar baby, rear window. yılları hiç dikkate almaması da ayrı bir sorun :)
arkadaş çevremde de sonuca ulaşamadığımız için buraya yazıyorum, umarım bulunur :) bulana bi bira ısmarlayabilirim, tercihe göre kahve de olabilir :)
film avrupa filmi olarak kalmış aklımda. ankaradaki kavaklıdere kızılırmak sinemalarında gösterime giren filmlerden. üç renk kırmızı mavi beyaz filmlerini hatırlatıyor ama kadını canlandıran ünlü bir oyuncu değil. juliette binoche, sophie marceau, isabelle adjani değil. filmdeki saçları kısa, siyah, hafif dalgalı, kırpık kesimli gibi sanki. duru bir güzelliği vardı diye hatırlıyorum.
chatgpt saçmaladı. genelde önermeleri erkek yatalak, kadın bakıcı şeklindeydi, tam tersi diyorum, özür dileyip aynı filmleri sıralıyor baştan. başarısız tahminlerini yazayım: the intouchables, the sessions, dancer in the dark, the sea inside, rust and bone, the diving bell and the butterfly, the theory of everything(?), million dollar baby, rear window. yılları hiç dikkate almaması da ayrı bir sorun :)
arkadaş çevremde de sonuca ulaşamadığımız için buraya yazıyorum, umarım bulunur :) bulana bi bira ısmarlayabilirim, tercihe göre kahve de olabilir :)
merhaba. uzun zamandır aklıma geldikçe arıyorum ama bir türlü bulamadım. galip tekin'in çizdiğini düşündüğüm küçük bir çizgi hikaye arıyorum. hikayede bir deniz feneri tablosu var. bu tablo bir evde galiba. sahibi bir türlü anlam veremiyor buna. kendisine de dedesinden mi miras kalmış, yoksa uzun zamandır mı kendisinde net değil. net değil derken hatırlamıyorum. bir süre sonra gece sesler duyuyor, tablonun yanına gidiyor, bakıyor ki fener canlanmış(!) ve ışığı evi, atmosferi yarar bir şekilde uzaya doğru yayılıyor. o sırada bir uzay gemisi görüyoruz başıboş dolaşan. tam dünyaya çarpacakken bu fenerin ışığını görüyor ve son anda yönünü değiştiriyor, dünyamız felaketin eşiğinden kurtuluyor.
bu çizgiyi bulun buldurun lütfen yalvarıyorum. bulamazsam gözüm açık gideceğim :)
bu çizgiyi bulun buldurun lütfen yalvarıyorum. bulamazsam gözüm açık gideceğim :)
petshoplar üzerinden hayvan ticaretine karşı olduğu için sahiplerinden bulmaya çalışıyor ancak şu ana kadar başarılı olamadı. van kedisi sahibi olup da minikleri olan varsa yeşillendirin lütfen :)
edit: ankara
edit: ankara
1