Ekşi Duyuru

Ne sıklıkla arıyorsunuz? Ben nişanlımın annesini yaklaşık bir aydır aramadım bana gücenmiş galiba. Spesifik bir konu olmadıkça arayıp havadan sudan muhabbet edemiyorum, yanlış mı yapıyorum acaba?

Kitap okumalarımı çoğunlukla çevremden aldığım tavsiyelerle yapıyorum. Daha önce hiç Adalet Ağaoğlu okumadım ve yakınlarımdan da şu kitabını oku diyen olmadı. Siz hangi kitabını önerirsiniz?

Klasikler için soruyorum. Tolstoy, Dostoyevski, Gogol kitapları için iş bankası mı daha iyidir yoksa iletişim yayınları mı? Ya da kitaptan kitaba, çevirmene göre değişir mi? Hangisini tercih ediyorsunuz?

Alanın içinden olan meslektaşlarım başlıktan ne demek istediğimi anlamışlardır. Anlamayanlara şöyle açıklayayım uzaktan tanıdığım bazı psikolog arkadaşlar instagramda hesap açıp özlü söz paylaşıyorlar. Çoğu da aşırı romantize edilmiş, hayat çiçek böcektir yeter ki siz bakmayı bilin tarzı cümleler. Google'dan alınmış bir görselle de süsleyip gönderiyorlar. Bunu neden yaptıklarını anlayamıyorum. Gerçekten bir etkisi oluyor mudur? Bu yolla reklam yapmak, danışan çekmek(?) mümkün mü? Siz bu şekilde bir hesabı olan psikolog için ne düşünürdünüz? İnsanlara etkileyici geliyor ki bu durum bu kadar yaygın yoksa neden yapsınlar diyorum bir yandan da. Ama diğer taraftan da danışan koltuğunu çekip "yaşam ağır geldiğinde doğaya dönün, ağaçlara sarılın' yazmak, üstelik bunun gerçek bir tavsiye olduğuna inanmak hiç istemesem de meslektaşa güvenimi zedeliyor.

Şimdiye kadar okuduğunuz kitaplar içinden psikolojik, duygusal ve kişilik özellikleri açısından kendinize en yakın gördüğünüz kahraman hangisi ve neden? Film kahramanı da söyleyebilirsiniz.
Benimki hangisidir diye düşündüm ama karar veremedim, Alyoşa değil yani nicki öylesine yazmıştım. Sizinkileri merak ettim neler çıkacak diye.

Herkese merhaba,
Farklı görüşlere ihtiyacım olduğu için yakın bir arkadaşımla yaşadığım durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında olay çok detaylı ve karmaşık ben sadece bir kesiti soracağım. Olayın öncesini bilmeden çıkarım yapılamaz elbette ama yorum yapabilirsiniz diye düşünüyorum.
10 yıldan uzun bir süredir arkadaşız, bir ortak arkadaşımız daha var üçümüz de beraber büyüdük diyebiliriz. Bu akşam bana ve diğer arkadaşa kendine yeni bir kimlik oluşturduğunu, eski kimliğini geride bırakmak istediğini ve yeni kimliğine bizimle olan arkadaşlığını koyup koyamayacağını bilmediğini söyledi. Biz çok üzüldük tabi ve demek ki artık bizimle görüşmek istemiyorsun bu anlama mı geliyor diye sorduğumuzda niyetinin o olmadığını, ama bizim onun belirsizliğiyle yaşamak zorunda olmadığımızı söyleyerek arkadaşlığımızı bitirelim dedi. Biz onu yanlış mı anlamışız? Tavrımız çok anlayışsızca mı olmuş? Yeni kimlik oluşturma sürecinde onu yalnız ve desteksiz mi bıraktık böyle yaparak? Size böyle söyleyen bir arkadaşınıza tepkiniz ne olurdu? Eğer önemliyse belirteyim yaşlar 24 ve üçümüz de kadınız.
Okuyanlara teşekkür ederim.

Uzun bir zaman önce sanıyorum twitterda ünlü tabloların incelemesini yapan bir hesapta bir tabloyu görmüştüm. Resimde yeşil bir alanda, uzakta küçük bir kulübe görünüyor ve kulübenin uzağında oraya doğru gitmeye çalışan bir kadın figürü vardı ve kadın sanırım sürünüyor gibi resmedilmişti. Tabi daha bir sürü detay vardı ama aklımda bunlar kalmış. Hangi tabloydu bu? Umarım anlatabilmişimdir.

Hasan Ali Toptaş'ın en sevdiğiniz kitabı hangisi? Kuşlar Yasına Gider'i ve Bin Hüzünlü Haz'ı okudum başka hangi kitabını önerirsiniz?

Retronuz nasıl gidiyor? Etkilendiğinizi düşünüyor musunuz? Evet ise hangi alanlarda?