telefonun pili ölmüş. satsak pilden az pahalı, atsak olmuyor.
deji + montaja 150 lira istedi en az isteyen.
ben de pili kendim alayım takayım diyorum.
videolara rehberlere falan baktım çok zor görünmüyor. (xiaomi mi5s)
ancak elimde alet yok açmak için.
15 liraya falan satılan tornavida setleri vs var telefon açmak için onlar iş görür mü? bu antistatik bileklik mat falan almama gerek var mı?
dikkat etmem gereken temel şeyler neler?
teşekkürler.
deji + montaja 150 lira istedi en az isteyen.
ben de pili kendim alayım takayım diyorum.
videolara rehberlere falan baktım çok zor görünmüyor. (xiaomi mi5s)
ancak elimde alet yok açmak için.
15 liraya falan satılan tornavida setleri vs var telefon açmak için onlar iş görür mü? bu antistatik bileklik mat falan almama gerek var mı?
dikkat etmem gereken temel şeyler neler?
teşekkürler.
lisanstan bile verimsiz geçiyor.
acaba ben mi çok şey bekliyordum?
yarattığı yükün karşılığını vermekten çok çok uzak olduğunu düşünüyorum.
sırtlarını öğrenciye sunum hazırlatmaya dayamışlar.
yapılan sunumun ne yapana ne diğerlerine bir katkısı var.
profesyonel hayata hazırlıyor desen alakası yok. buradaki en iyi sunumdan 3-4 kat daha iyisini işimde sunsam, sunum bitmeden kovulurdum. benzer şekilde grup çalışmalarında yaşananların yarısı işte yaşansa kovulmayan kimse kalmazdı.
lisans derslerinin kötü tekrarları gibi daha çok.
çok allah'a emanet sanki her şey. hocalarla görüşme şansın çok kısıtlı, syllabus yok, okuma listesi falan yok. yok yani her şey genel olarak.
dönemin sonuna doğru geliyoruz ancak daha üç kere gördüğümüz hoca var.
üç dersin üçünde de aynı muhabbet döndü.
sınavı olacak mı, nasıl olacak, ne yapacağız diye konuştuğumuzda herkes birbirini boş boş bakıyor. doğal olarak hiç kimsenin bir fikri yok.
kimi dersler var sadece hocanın kitabını dijitaleştirip oradan kopyala yapıştırla sunum çıkarmaktan ibaret.
hoca var derse gelmiyor, asistan da gelmiyor. gidiyoruz bekliyoruz ders yok kimsenin bir şey söylediği yok.
dersin ortasında çıkıp gideni var, öyle kalıyoruz.
ne bileyim sıkılıyor telefonu ile oynuyor, sıkıcı diye kızıyor. oxford, mit kaynağını beğenmiyor ya da terimi üreten kişiyi referans gösteriyorsun beğenmiyor.
kendi kitabını baz alıyorsun, bunu niye böyle yaptın deyince sizin kitabı referans aldık diyorsun gene laf söylüyor.
yani ben böyle saçmalıkları lisansta yaşamadım.
bakarsan bunun size uzmanlık ya da daha dar bir alanda gelişme imkanı sunması gerekiyor yani benim bu işe başlamadan önce beklentim ya da anladığım şey buydu.
altı ders var hadi biri araştırma yöntemleri onu sayma. geriye kalan derslerden üçü seçmeli.
ancak seçmeli dediğime bakmayın hepi topu seçebileceğimiz beş ders var zaten.
yabancı öğrencilere karşı saçma denebilecek düzeyde pozitif ayrımcılık olduğunu düşünüyorum.
benim bu öğrencilerin akademik düzeyde türkçe bilmesini beklemem doğal değil mi?
program türkçe, herhangi bir yabancı dil yeterliliği istemiyor. ama nedense benim rus ya da arap aksanlı ingilizceyi sular seller gibi anlamam beklenirken onların türkçe bilmemesi normal karşılanıyor.
öğrenciye sunum hazırlatma gibi bir güvenli liman bulmuşlar hepsi oraya sığınıyor.
sen onlara bir şey katmış mısın, derse gelmiş misin kimsenin umrunda değil.
sizin mevcudunuz -30- çok deyip bize fatura çıkarıyorlar. bunun sorumlusu nasıl öğrenci oluyor aq alma o zaman 30 kişi ben mi mülakat yaptım da aldım. aynı şekilde sizin seviyeniz yetersiz muhabbeti var. eee sınav yapmışsın, mülakat yapmışsın. dahası çoğunun lisansı da aynı üniversiteden. seviye düşükse bu zaten senin eserin değil mi?
bu dönemi bitirene kadar dayanmak istiyorum en azından ama çok zorluyor bu şeyler.
acaba ben mi çok şey bekliyordum?
yarattığı yükün karşılığını vermekten çok çok uzak olduğunu düşünüyorum.
sırtlarını öğrenciye sunum hazırlatmaya dayamışlar.
yapılan sunumun ne yapana ne diğerlerine bir katkısı var.
profesyonel hayata hazırlıyor desen alakası yok. buradaki en iyi sunumdan 3-4 kat daha iyisini işimde sunsam, sunum bitmeden kovulurdum. benzer şekilde grup çalışmalarında yaşananların yarısı işte yaşansa kovulmayan kimse kalmazdı.
lisans derslerinin kötü tekrarları gibi daha çok.
çok allah'a emanet sanki her şey. hocalarla görüşme şansın çok kısıtlı, syllabus yok, okuma listesi falan yok. yok yani her şey genel olarak.
dönemin sonuna doğru geliyoruz ancak daha üç kere gördüğümüz hoca var.
üç dersin üçünde de aynı muhabbet döndü.
sınavı olacak mı, nasıl olacak, ne yapacağız diye konuştuğumuzda herkes birbirini boş boş bakıyor. doğal olarak hiç kimsenin bir fikri yok.
kimi dersler var sadece hocanın kitabını dijitaleştirip oradan kopyala yapıştırla sunum çıkarmaktan ibaret.
hoca var derse gelmiyor, asistan da gelmiyor. gidiyoruz bekliyoruz ders yok kimsenin bir şey söylediği yok.
dersin ortasında çıkıp gideni var, öyle kalıyoruz.
ne bileyim sıkılıyor telefonu ile oynuyor, sıkıcı diye kızıyor. oxford, mit kaynağını beğenmiyor ya da terimi üreten kişiyi referans gösteriyorsun beğenmiyor.
kendi kitabını baz alıyorsun, bunu niye böyle yaptın deyince sizin kitabı referans aldık diyorsun gene laf söylüyor.
yani ben böyle saçmalıkları lisansta yaşamadım.
bakarsan bunun size uzmanlık ya da daha dar bir alanda gelişme imkanı sunması gerekiyor yani benim bu işe başlamadan önce beklentim ya da anladığım şey buydu.
altı ders var hadi biri araştırma yöntemleri onu sayma. geriye kalan derslerden üçü seçmeli.
ancak seçmeli dediğime bakmayın hepi topu seçebileceğimiz beş ders var zaten.
yabancı öğrencilere karşı saçma denebilecek düzeyde pozitif ayrımcılık olduğunu düşünüyorum.
benim bu öğrencilerin akademik düzeyde türkçe bilmesini beklemem doğal değil mi?
program türkçe, herhangi bir yabancı dil yeterliliği istemiyor. ama nedense benim rus ya da arap aksanlı ingilizceyi sular seller gibi anlamam beklenirken onların türkçe bilmemesi normal karşılanıyor.
öğrenciye sunum hazırlatma gibi bir güvenli liman bulmuşlar hepsi oraya sığınıyor.
sen onlara bir şey katmış mısın, derse gelmiş misin kimsenin umrunda değil.
sizin mevcudunuz -30- çok deyip bize fatura çıkarıyorlar. bunun sorumlusu nasıl öğrenci oluyor aq alma o zaman 30 kişi ben mi mülakat yaptım da aldım. aynı şekilde sizin seviyeniz yetersiz muhabbeti var. eee sınav yapmışsın, mülakat yapmışsın. dahası çoğunun lisansı da aynı üniversiteden. seviye düşükse bu zaten senin eserin değil mi?
bu dönemi bitirene kadar dayanmak istiyorum en azından ama çok zorluyor bu şeyler.
bilişim sektörünün pazarlama ayağındayım. zerre sevmiyorum işimi. bir yere varamıyorum. artık olay şu istanbul depremi olsa da kurtulsama, yoldan geçerken falan umursamamaya döndü. inhitar edecek cesaretim yok ama yaşayacak pek gücüm de yok.
ist hukuk 1. sınıf terkim. olmayacak şeyler oldu ve devam edemedim okula. izmire dönüp deu ui bitirdim çalışırken falan bitti bir şekilde.
yakında işten çıkarılacağımı düşünüyorum açıkçası. muhtemelen kapatıp gidecekler şirketi ya da birleşme falan olacak. bir miktar birikmiş para, tazminat falan derken 10-12 ay idare ederim diye düşünüyorum.
bu 10-12 ayda tekrar sınava hazırlanıp bıraktığım okula devam etmek ne kadar mantıklı bu saatten sonra?
30 yaşından sonra hukuk okumuş birinin yurtdışı iş, akademik kariyer şansı nedir?
yoksa şansımı zorlayıp başka bölüm mü okusam?
piyasa boktan zaten iş bulmam sıkıntı, okuldan başka aklıma bir şey gelmiyor şu dönemde.
ist hukuk 1. sınıf terkim. olmayacak şeyler oldu ve devam edemedim okula. izmire dönüp deu ui bitirdim çalışırken falan bitti bir şekilde.
yakında işten çıkarılacağımı düşünüyorum açıkçası. muhtemelen kapatıp gidecekler şirketi ya da birleşme falan olacak. bir miktar birikmiş para, tazminat falan derken 10-12 ay idare ederim diye düşünüyorum.
bu 10-12 ayda tekrar sınava hazırlanıp bıraktığım okula devam etmek ne kadar mantıklı bu saatten sonra?
30 yaşından sonra hukuk okumuş birinin yurtdışı iş, akademik kariyer şansı nedir?
yoksa şansımı zorlayıp başka bölüm mü okusam?
piyasa boktan zaten iş bulmam sıkıntı, okuldan başka aklıma bir şey gelmiyor şu dönemde.
www.kitapyurdu.com
www.kitapyurdu.com
yukarıdaki örnekler gibi kültür & sanat alanında ancak didaktik olmayan. bunların biraz daha eğlenceli, ilgi çekici yönlerine odaklanan kitaplar arıyorum.
bir şeyler öğrenirken ders kitabı okuyormuşum hissi vermeyen kitaplar da olur sadece kültür & sanat şart değil.
www.kitapyurdu.com
yukarıdaki örnekler gibi kültür & sanat alanında ancak didaktik olmayan. bunların biraz daha eğlenceli, ilgi çekici yönlerine odaklanan kitaplar arıyorum.
bir şeyler öğrenirken ders kitabı okuyormuşum hissi vermeyen kitaplar da olur sadece kültür & sanat şart değil.
1