ağlayıp dövünmediğimi, soğukkanlı tavırlar sergilediğimi gören akrabam beni duyarsız sanıyor. kendimi annemin yerine koyup düşünüyorum da ben yatağımdan kalkamadığım için evladım yanı başımda ağlasaydı içim daha fena parçalanırdı. kaldı ki annemin huyunu bilirim; o, geçmişte, beni başka nedenlerle ağlarken gördüğü zamanlarda çok üzülürdü. "sakın ağlama!" deyişleri hala aklımda. şimdi de ağlamama üzülür diye tahmin ediyorum. o yüzden hastalığı hakkında fazla konuşmamaya çalışıyorum. her şey yolundaymış gibi muhabbet ediyoruz, arada neşelensin diye maymunluklar/espriler yaptığım bile oluyor (çok değil tabii, arada) ve gülüyor. gülmesi benim için önemli. bu beni mutlu ediyor. ama içten içe "çocuğum halime neden üzülmüyor?" diye yanlış anlıyor mudur yoksa?
ameliyatından sonra annemin yanına gittiğimde, fazla konuşamadım. iç dünyamda acı vardı ama yansıtmak istemiyordum. sessizce öptüm, kolunu okşadım. yanında durdum. akrabam, bu davranışlarıma hayretler içinde bakıp, inceden kızgın ama çoğunlukla şaşkın bir ses tonuyla: "ne kadar da sakin karşıladın durumu!!" diye söylendi :(
ne yapmalıydım, şov mu?!
kaldı ki ben, duygularını gösterebilen biri değilim zaten. bazen gün içerisinde yalnız kaldığımda annemin durumunu hatırlayarak herkesten gizlice gözyaşı döktüğüm oluyor (en son bugün oldu mesela) ama etrafımda insanlar varken ağlamam kolay kolay. huyum bu.
ben mi anormalim? illa kendimi yerlere atarak hıçkıra hıçkıra ağlamam mı gerekiyordu?
sırf akrabam, benim "hayırlı bir evlat" olduğumu düşünsün diye şov mu yapmalıyım?
benim acım bana yetiyor, bir de milletin yargılarıyla uğraşıyorum :(
yoksa sakin tavırlarım sizce de mi anormal?
ameliyatından sonra annemin yanına gittiğimde, fazla konuşamadım. iç dünyamda acı vardı ama yansıtmak istemiyordum. sessizce öptüm, kolunu okşadım. yanında durdum. akrabam, bu davranışlarıma hayretler içinde bakıp, inceden kızgın ama çoğunlukla şaşkın bir ses tonuyla: "ne kadar da sakin karşıladın durumu!!" diye söylendi :(
ne yapmalıydım, şov mu?!
kaldı ki ben, duygularını gösterebilen biri değilim zaten. bazen gün içerisinde yalnız kaldığımda annemin durumunu hatırlayarak herkesten gizlice gözyaşı döktüğüm oluyor (en son bugün oldu mesela) ama etrafımda insanlar varken ağlamam kolay kolay. huyum bu.
ben mi anormalim? illa kendimi yerlere atarak hıçkıra hıçkıra ağlamam mı gerekiyordu?
sırf akrabam, benim "hayırlı bir evlat" olduğumu düşünsün diye şov mu yapmalıyım?
benim acım bana yetiyor, bir de milletin yargılarıyla uğraşıyorum :(
yoksa sakin tavırlarım sizce de mi anormal?
bu duygudan nasıl kurtuluyorsunuz?
biraz araştırdım ama kedinin yaptıklarından çıkan anlamlar birbirleriyle çelişkili gibi geldi bana. kedi davranışlarından anlayanlar beri gelsin.
apartmanın giriş kapısını açar açmaz, apartman boşluğundaki bir sokak kedisi yüksek sesle ve sık sık miyavlamaya başladı. "acaba dışarı mı çıkmak istiyor?" diye düşündüm. çıkabileceği şekilde kapıyı aralık tutarken, henüz kapatmamışken, gelip seri olarak kısa kısa miyavlamaya devam etti ve kafasını/gövdesini/kuyruğunu (ama en çok da kafasını) ayaklarıma sürtüp durdu. mırıldıyordu. yani sürekli purr purr ses yaptığını (bkz: kedi guruldaması ) ama aynı anda yaklaşık 5 saniyede bir de miyavladığını düşünün. kuyruğu havadaydı.
ne kadar sevsem de ona yetmiyordu bir türlü. sırnaştıkça sırnaştı. sonsuza kadar orada kendini okşatacak gibiydi. kapı aralık durmaya devam ediyordu. ne içeri giriyordu ne de dışarı çıkıyordu. bana kafayı takmıştı. ama benim eve girmem lazımdı artık.
ve kafamı asıl karıştıran durumu sona sakladım. "demek ilgi istiyorsun, gel seveyim" diye düşünüp, zamanımdan fedakarlık ederek -onun isteği üzerine- dakikalarca uzun uzun sevdiğim kedi ANİDEN DİŞLERİNİ GÖSTERDİ VE ELİMİ ISIRDI! sonra da kulaklarını arkaya itip gözlerini kıstı.
madem ısıracaktı, neden yaklaşık 15 dakika boyunca böyle alıkoyma suçu işlercesine zorla okşattı ki kendini?! :P beni yerimden kıpırdatamayacak kadar aşırı sırnaştı, sonra durduk yere böyle bozuldu aramız. şimdi sinirlenme sırası bende :P dakikalarca resmen ilgiye boğup taciz etti, adeta nefes aldırmadı, bu ısırık niye?
ben çömeldiğim yerden kalkıp daireme doğru yol almaya niyetlenince o da dışarı çıktı. istese hemen de çıkabilirdi, sonuçta aralık duran kapının önünde sevdim onu.
acaba başka bir sebeple mi gergindi hayvan?
apartmanın giriş kapısını açar açmaz, apartman boşluğundaki bir sokak kedisi yüksek sesle ve sık sık miyavlamaya başladı. "acaba dışarı mı çıkmak istiyor?" diye düşündüm. çıkabileceği şekilde kapıyı aralık tutarken, henüz kapatmamışken, gelip seri olarak kısa kısa miyavlamaya devam etti ve kafasını/gövdesini/kuyruğunu (ama en çok da kafasını) ayaklarıma sürtüp durdu. mırıldıyordu. yani sürekli purr purr ses yaptığını (bkz: kedi guruldaması ) ama aynı anda yaklaşık 5 saniyede bir de miyavladığını düşünün. kuyruğu havadaydı.
ne kadar sevsem de ona yetmiyordu bir türlü. sırnaştıkça sırnaştı. sonsuza kadar orada kendini okşatacak gibiydi. kapı aralık durmaya devam ediyordu. ne içeri giriyordu ne de dışarı çıkıyordu. bana kafayı takmıştı. ama benim eve girmem lazımdı artık.
ve kafamı asıl karıştıran durumu sona sakladım. "demek ilgi istiyorsun, gel seveyim" diye düşünüp, zamanımdan fedakarlık ederek -onun isteği üzerine- dakikalarca uzun uzun sevdiğim kedi ANİDEN DİŞLERİNİ GÖSTERDİ VE ELİMİ ISIRDI! sonra da kulaklarını arkaya itip gözlerini kıstı.
madem ısıracaktı, neden yaklaşık 15 dakika boyunca böyle alıkoyma suçu işlercesine zorla okşattı ki kendini?! :P beni yerimden kıpırdatamayacak kadar aşırı sırnaştı, sonra durduk yere böyle bozuldu aramız. şimdi sinirlenme sırası bende :P dakikalarca resmen ilgiye boğup taciz etti, adeta nefes aldırmadı, bu ısırık niye?
ben çömeldiğim yerden kalkıp daireme doğru yol almaya niyetlenince o da dışarı çıktı. istese hemen de çıkabilirdi, sonuçta aralık duran kapının önünde sevdim onu.
acaba başka bir sebeple mi gergindi hayvan?
Biliyorum, aseksüellerin internette pek çok beynelmilel forumda bir araya geldiklerini; ama Türk toplumunda bambaşka bir norm yapısı olduğu ve özel hayata dair, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek baskılar bu ülkeye özgü olduğu için Ekşi Duyuru'ya sormak istedim.
Doğuştan aseksüelim. Bir travma sonrası olmadı yani, hiçbir cinse en ufak bir ilgim yok. Ayrıca ne kadın ruhu taşıyorum ne de erkek.
Buna ek olarak aromantiğim. Hiç kimseye aşık olmadım.
Dolayısıyla çok dikkat çekiyorum. Etrafımdaki herkes: "Evlenmeyecek misin, sevgilin yok mu? Ne zaman düğün?" diye sıkıştırıp duruyor. Nasıl cevap vereceğimi şaşırdım artık! Belki eşcinseller kadar baskı görmüyorumdur ama neredeyse ona yakın bir toplumsal ayıplanma batağına düştüm. Ben hiç ilişkiye girmeden ve hiç sevgili edinmeden yaşamaktan SON DERECE MEMNUNUM ama başka insanlar, ne hadlerineyse, memnun değiller ve beni zorlayıp duruyorlar.
Biriyle birlikte olmak, benim asla katlanamayacağım bir durum. Seks yapmayı denesem sanırım kusarım. Öpüşemem bile! İğreniyorum, şöyle düşünün: Dışkı yeme düşüncesi nasıl iğrenç geliyorsa, bir aseksüel olarak seks düşüncesi de benim için tıpkı öyle tiksinti duyguları uyandırıyor. Bunu seksi hor görmek veya diğerlerini aşağılamak için demiyorum, sadece içinde bulunduğum durumun anlaşılması için belirtiyorum. Hiçbir romantik ve erotik güdüm yok.
Baskıcı, meraklı insanlara ne diyeceğimi bilemiyorum, cinsel yönelimimin farklı olduğunu açıklamaya korkuyorum. İnsanlara dedikodu malzemesi olma fikri beni çok ürkütüyor çünkü... Ha, bu yalnızlığımla zaten yeterince dedikodu malzemesi oluyorum da bir de arkamdan insanların aseksüelliğim hakkında atıp tutmasını göze alamam. Yalnızlığıma bile kafayı takıp beni her fırsatta eleştiren yığınlar, "gerçek ben"i bilseler kim bilir ne pis dedikodular yaparlar...
Ne yapılır, bu baskı nasıl aşılır sizce? Ne yapayım da atlatayım bu insanları? Ölene kadar insanlara bahane sunmakla uğraşacağımı düşündükçe yıpranıyorum.
Doğuştan aseksüelim. Bir travma sonrası olmadı yani, hiçbir cinse en ufak bir ilgim yok. Ayrıca ne kadın ruhu taşıyorum ne de erkek.
Buna ek olarak aromantiğim. Hiç kimseye aşık olmadım.
Dolayısıyla çok dikkat çekiyorum. Etrafımdaki herkes: "Evlenmeyecek misin, sevgilin yok mu? Ne zaman düğün?" diye sıkıştırıp duruyor. Nasıl cevap vereceğimi şaşırdım artık! Belki eşcinseller kadar baskı görmüyorumdur ama neredeyse ona yakın bir toplumsal ayıplanma batağına düştüm. Ben hiç ilişkiye girmeden ve hiç sevgili edinmeden yaşamaktan SON DERECE MEMNUNUM ama başka insanlar, ne hadlerineyse, memnun değiller ve beni zorlayıp duruyorlar.
Biriyle birlikte olmak, benim asla katlanamayacağım bir durum. Seks yapmayı denesem sanırım kusarım. Öpüşemem bile! İğreniyorum, şöyle düşünün: Dışkı yeme düşüncesi nasıl iğrenç geliyorsa, bir aseksüel olarak seks düşüncesi de benim için tıpkı öyle tiksinti duyguları uyandırıyor. Bunu seksi hor görmek veya diğerlerini aşağılamak için demiyorum, sadece içinde bulunduğum durumun anlaşılması için belirtiyorum. Hiçbir romantik ve erotik güdüm yok.
Baskıcı, meraklı insanlara ne diyeceğimi bilemiyorum, cinsel yönelimimin farklı olduğunu açıklamaya korkuyorum. İnsanlara dedikodu malzemesi olma fikri beni çok ürkütüyor çünkü... Ha, bu yalnızlığımla zaten yeterince dedikodu malzemesi oluyorum da bir de arkamdan insanların aseksüelliğim hakkında atıp tutmasını göze alamam. Yalnızlığıma bile kafayı takıp beni her fırsatta eleştiren yığınlar, "gerçek ben"i bilseler kim bilir ne pis dedikodular yaparlar...
Ne yapılır, bu baskı nasıl aşılır sizce? Ne yapayım da atlatayım bu insanları? Ölene kadar insanlara bahane sunmakla uğraşacağımı düşündükçe yıpranıyorum.
1