(16) 

her şeyi yaşamışlık hissi ve hayattan hiç bir beklentisi bulunmamak

dash berlin #1264697 
23 yaşımdayım.

lise 1'den beri yalnız yaşamaktayım. (yurt, özel okul vs.) üniv. eğitimimi yurtdışında tamamladım sayılır. (yarısında kendi isteğim ile bırakıp geri geldim türkiye'ye) bundan dolayı ve her şeyi sonuna kadar yaşayan, hiç bir şeyden korkusu olmayan bir tür adam olarak, neredeyse her ortamda bulunmuşumdur. hindistanlıların 50 kişilik horde arkadaş çetelerinden tut, çinliler ile hot pot yemek, arkadaşlar ile ülkeler arası gezmekten, çeçenlerin **kain partileri, rusların içki partileri, festivaller, striptiz klüpleri, maddeler, mushroomlar... bu anıların bile çoğu o kadar ekstrem ve high geçti ki, hatırlamakta zorluk çekiyorum bazen. ailemin maddi durumu da yerinde olduğu için hayatım boyunca hiç maddi zorluk çekmedim.

son zamanlarda şunu farkettim; artık her şeyde bir doymuşluk hissi alıyorum. ne kadar tekrarlarsam tekrarlayayım, yemek yerken bile artık zevk alamıyorum. sanki her şeye sahip olmuşluk/doymuşluk hissi var. eskiden her canım sıkıldığında vücut geliştirmeye sarardım, artık ondan bile zevk almıyorum. her gün onlarca oyun satın alıp oynuyorum, hiç biri dikiş tutmuyor, kapatıyorum. çok uyuyorum, günde 2 öğün yemek yiyiyorum. sanki kendimi bir saatli bomba gibi hissediyorum, bir gün birine çok kötü patlayacak gibi hissediyorum. ama nedenini de hiç bir şekilde bilmiyorum. işte hobi olarak şunu yap vs. diye tavsiye verecek dostlara şimdiden söyleyeyim; işe yaramıyor. evde bob ross izleyip resim bile yapmaya çalıştım, tek öğrendiğim şey resim konusunda ne kadar beceriksiz olduğum. normalde neşeli, konuşkan birazda çılgın takılan bir insanım fakat son zamanlarda hiç kimseye tahammül edesim yok, yapamıyorum. örneklemek gerekirse şu an hayat öyle boş geliyor ki, kıyamet gelse herkes birbirine saldırsa (tamam, fikri the purge'dan aldım) silahı alıp herkese sıkabilirim. kız arkadaşımdan'da aylar önce ayrıldım ve aylar sonra bana tekrar mesaj atıp evde buluşalım dedi, hayır ev müsait değil, çok kirli deyip dışarıya kahve içmeye çıktık, uzun uzun sohbet muhabbet ettik, ben buna yine bir bağlanma hissi yaşayıp birazcık işte oraya gitme buraya gitme, seninle tekrar beraber olmak istiyorum dedim. tabii kafası güzelken bana bir güzel giydirdi, ben de o sinirle ağzıma geleni söyleyip her yerden engelledim ve sildim.

blu çağı dedikleri olay bu mudur? bu saçma sapan ruh halinden nasıl kurtulabilirim?
1

mobil görünümden çık