Ekşi Duyuru

doğuma 1 hafta falan kaldı ama isime karar veremedik bi türlü, eşim de pes etti bana bıraktı zira çok kararsız biriyim. 2 kedim var onlara bile isim bulamayıp birine oğlum birine kızım dedim düşünün.. seçenekleri yazayım bi anket yapalım dedim.

Simay
Aybeniz (en içime sinen bu ama aydeniz anlarlar karışır diyenler oldu)
ilke
Miray

farkettiğiniz gibi ay'lı isimleri seviyorum özellikle, farklı az duyulmuş isim önerilerinize de açığım :)

3 yaşında bi erkek kedim var, sokaktan sahiplenip klinikte kısırlaştırmıştım, erkek olduğu için de ertesi gün ayaklanmıştı. 7 ay önce barınaktan 1 aylık bir dişi kedi sahiplendik, barınaktan aldığımız için ilk aşılarını ve kısırlaştırmasını onlar üstleniyormuş. şuan 8 aylık oldu, 2 kez kızana da girdi yarın kısırlaştırma için randevumuz var. benim biraz korkularım var bu konuda, ocak ayında almıştık randevuyu aslında, o dönemde yaşadığım şehir -19ları görmüştü. bizi arayıp soğuktan dolayı kedilerin anesteziden zor uyandığını biraz ertelersek iyi olacağını söylediler ben de erteledim haliyle. şuan havalar iyi sorun yok ama sanki ücretsiz yapacakları için baştan savma yaparlar mı acaba diye düşünmeden edemiyorum. dişilerin bir de ameliyat gibi oluyor erkeklerinki gibi basit değil. eşim de oradaki veterinerler bizim veterinerden daha bile tecrübelidir, böyle bir imkan varken neden 800 900 lira verelim diyor. bu işlemi oralarda yaptırıp iyi veya kötü tecrübesi olanlardan fikir almak istiyorum, güvenebilir miyim sizce boşuna mı evham yapıyorum?

ya da madem bu kadar zor neden bunu sürekli söyleyenlerin 2 3 çocuğu var..

2 buçuk ay sonra anne olacağım, süreci rahat atlattım diyebilirim ve sonrasını da cidden kafaya takmadım hiç, uykusuz kalmak sürekli onunla ilgilenmek vs hiç stres oluşturmadı üstümde. ama cidden bişeyden çok bunaldım artık..

yakın ya da uzak etrafımdaki çoğu insan sürekli normal muhabbet arasında bile benim için dünyanın sonu geliyormuş gibi hayatım bitmiş mahvolmuş gibi yorumlar yapıyorlar. en basiti uykuyu unut, hiç uyuyamayacaksın. bunlar iyi günlerin bol bol uyu.. yahu bu bebek hiç mi uyumuyor günde 7 8 saat uyku beklentim zaten yok bebekle ama 24 saat nasıl hiç uyuyacak vakit olmaz ki?

kendini unut hayatın tamamen ona göre olacak diyorlar, nailart çok severim mesela, tırnaklarıma bakıp onu bırak saçını taramaya vakit bulamayacaksın diyolar. yahu saç taramak kaç saniye, duş almak kaç dakika? tamam yeni doğan döneminde belki olabilir ama iddia ettikleri süre 2 3 yıl.

çalışma hayatımda aylarca günde 18 saat çalıştığım, 2 3 saat uykuyla hayatıma devam ettiğim zamanlar oldu. öyle çıtkırıldım bi bünyem yok. yaklaşık 1 sene kendim bakacağım sonrasında çalışma hayatına döneceğim. madem bebek böyle bişey annesi bakamıyor başkası nasıl bakacak bu bebeklere?

bebek tecrübesi olanlara soruyorum, bu iş cidden bu kadar zor mu yoksa insanlar laf olsun diye mi söylüyorlar, onlar mı işbilmez ben mi fazla rahatım?

ha bi de şey var, herşeyi sayıp, ama bi kere gülünce herşeyi unutursun demeleri.. unuttuğun şeyi bana niye anlatıyorsun madem..

ty.gl

ty.gl

ty.gl

en çok superstarı beğendim fakat diğerlerine göre rahatlığı ve süet oluşu kafa karıştırıcı. ben düşünürken numaram bitecek yine kriz geçircem fikir verin lütfen.

(seçeneklerin kaba olduğunu düşünenlere 36 numara giyiyorum ve bol giyiniyorum yani başka seçenek yok mu demeyin)

aylar önce can sıkıntısına izlemiştim, liseli çocuklar kötü bi koku nedeniyle kamp diye kasabadan çıkıyor geri döndüklerinde aileleri evde olmuyordu.kasabadan da çıkamıyorlardı tek başlarına yönetim kurup yaşamaya çalışıyorlardı vs. bu dizinin adı neydi ve netflixten kalktı mı? geçenlerde yeni sezon şu gün diye görmüştüm ama bir süre sonra aradım bulamadım.

dün yeğenim basket maçında düşüp köprücük kemiğini kırmış. acilde zaten bakmıyorlar, sarıp yarın ortopediye getirin dediler. bugün götürdük, kırılan yer tam ortada, birbirine değmiyor bile röntgende iki ucu. hatta üst üste duruyor. doktor eczaneden bir medikal sırtlık aldırdı omzuna geçirip gönderdi eve. taktığı şey de hiç sıkı değil. tenine değmiyor neredeyse. cerrahi müdahelede iz kalır yüzde 98 bu şekilde kaynar dedi. kemikler birbirine değmeden kendi kendine nasıl kaynayacak ben güvenemedim hiç. 15 gün sonra kontrole getirin dedi. 15 gün beklemek mantıklı mı yoksa götürelim mi başka yere? hastane özel hastane.

dün akşam erkek kedimi kısırlaştırdım. narkozun etkisi sabaha kadar sürdüğü için bişey anlayamadım pek ama gece hala koluma çıkmaya ısırmaya çalışıyordu (çiftleşme içgüdüsü geçmemişti yani)

evde çok hırçın saldırgan olmuştu. sürekli miyavlayıp afedersiniz üstüne binecek şey arıyordu, genelde benim kolum oluyordu bu :/ düzelir diye duymuştum kısırlaştırma sonrası. sabah kalktığımda aynı şeyleri yine yapıyordu. düzelmeme ihtimali var mı? veteriner yüzde bir demişti.

deneyimi olan var mı, belli bir süre mi gerekiyor yoksa böyle de kalabilir mi?

gidilir mi sizce var mı izleyen?

bugün samsungdan iphone'a geçireceğim hattımı. iki tane bağımlı olduğum senelerdir emek verip ileri seviyelere getirdiğim oyun var (candy crush, clash of clans) bunları o telefona seviyeleri koruyarak taşıma şansım yok mu?

dünyanın en güzel içkisi değil mi yaa??

envai çeşit alkol içmiş ve bir zamanlar rakı hastası biri olarak (hala çok severim o ayrı) buna mest oluyorum! ne pisliği var ne kusması, içimi hoş tadı hoş..

var mı benim gibi buna hasta olan?

www.husniyemoda.com.tr

prenses etek ve taşlı tuşlu şeyleri pek beğenmeyen biri olarak bunu baya beğendim sanırım. sizce nasıl? çok mu vintage?

edit: boy 1.67 kilo 50.

sarıdan kumrala döndüm 4 ay önce. hafif açılmaya başlayınca gidip küllü kumrala boyatıyorum evde tam tutturamam diye. her seferinde 100 tl veriyorum, ilkinde farklı renkten döndüğüm için 150 vermiştim. ama şuan fazla geliyor biraz kumral üstüne tekrar kumral boyamak için 100 tl. benim mi cimriliğim tuttu? siz kaç ödüyorsunuz kızlar?

simdiye kadar cok kedi besledim fakat hep bahceli evlerde yasiyorduk. yari evde yari disarida olduklari icin ciftlesme donemini disarida sikintisiz atlatiyorlardi. suan 8 aylik bir erkek kedim var, sokaktan 3 aylikken sahiplendim fakat apartmanda yasiyoruz. dun farkettim ki ciftlesme donemine girmis.

disari biraksam biraz hem gelmez diye hem de gelse de yarali gelir diye korkuyorum. daha yasina bile girmedi cunku. es bulmaya kalksam sokak kedisine kim es olarak verecek ki kedisini. kisirlastirmayi da biraz arastirdim yasini doldurmadan erkek kedileri kisirlastirmak gelisimini kotu etkiliyor bobrek hastaligina yakalanmalarina sebep oluyor yaziyor bircok yerde. napicami sasirmis durumdayim. en mantiklisi ne olur bu durumda?

edit: kisirlastirma karari alirsam bunun maliyeti nedir tam olarak, sabit bir fiyat bilgisi bulamadim cunku.

1 yıl adli kontrol şartıyla serbest kalan kişi ayda bir ayın ilk günü atacağı imzanın ilkini unutursa, cezası nedir? yapılacak bişey var mıdır?

karakolda, dosyanı mahkemeye geri gönderdik gelmediğin icin demişler.

alalı bir ay oldu daha, ilk defa üstü süet açık renk ayakkabı aldım. gri ve pembe rengi. kirlendi baya. makinaya atsam mi? diğer bütün ketenlerimi yikadim ama bu biraz yumusak onlara gore korkuyorum bi de yeni diye. bisey olur mu?

modelini sorarsaniz su klasik herkesin ayaginda olan modeli iste.

edit: modeline baktım 574 imiş.

hep aynı şeyleri yiyorum ben, hep eti karam probis alip cikiyorum. bugun canim degisik biseyler yemek istiyor. ama neyin tadi nasil onu bile hatirlamiyorum, pek de sevmem cikolata turlerini riske atamiyorum.

ne alsam?

i.hizliresim.com

4 sene önce düğün için almıştım kotondan 190 lira mıydı neydi. bidaha da giymedim dolapta duruyor. 30 lira teklif ediyorlar, vereyim mi yazık mı olur yoksa zaten giymiyorsun ver gitsin mi dersiniz?

2 gün önce taksitle evkurdan şu süpürgeyi aldım.
i.hizliresim.com

annem kullanacak diye basit bişey alayım dedim. denetirken zaten elle bakıyorsunuz mağazanın yerler beton ne halı ne parkede deneme şansınız yok yani. neyse bunu dün getirmişler eve, süpürge vakum gibi mübarek koyduğun yerden kalkmıyo, koca salon halısını bile yerinden kaldırıyo. parkede de aynı, yapışıp kalıyo. emiş gücü çok yüksekmişmiş. ben mi ayarlayamadım diye baya kurcaladım ama bişey bulamadım. aradım evkuru üründe sorun olmadığı sürece değişim yapmıyoruz dediler. napayım şimdi ben çöpe mi atayım bunu da paramı da acaip sinirlendim.

yaralı yavru bir kedi aldım birkaç gün önce sokaktan. mamaya tuvalete daha yeni alıştırdım. ishaldi daha yeni yeni düzeliyor ama kendini yalamayı falan pek bilmiyor anca kendine geldi ölecek durumdaydı. herşey iyi güzel hoş ama tuvaletini yaptıktan sonra bazen poposunda ve bacaklarında kakası kalıyor. hemen göremediğim zaman da kuruyup yapışıyor ıslak mendille falan çıkmıyor. sürekli de poposunu yıkamak pek iyi gelmez hayvana. başka yolu var mıdır keyfini bozmadan temizlemenin?

başlık biraz saçma olabilir ama şöyle sorayım. 25 yaşına adım atmış bir kadın olarak (kadın yazarken bile tereddüt yaşadım) kendimi yaşımın hep altında hissettim. genelde de küçük gösterdiğimi söylerlerdi hep. dışarıda hep kendimden küçük erkekler ilgilenirdi bakardı vs. son 4.5 aydır farkediyorum ki adımla hitap eden yaş kitleleri abla demeye başladı, işlerine yeni giren personeller belki saygüdan bilemiyorum ama hep abla diyorlar. yaşlarıda tahmini 21 22 sanırım. dışarıda bakan kitle de değişti ama ben hala aynı hissediyorum kendimi. bu durum bana olgunluğa geçiş yaptığımı artık öyle kanı kaynayan genç heyecanlı yaşları geçtiğimi zorda olsa farkettirdi. yaş kompleksi olan biri olarak bunu da nasıl aşarım bilmiyorum açıkçası.

siz nasıl ya da nerede farkettiniz o geçiş dönemini?

sürekli uyku hali ve dalgınlık şikayetiyle doktora giden anneme, sadece kanına bakıp sorun görmeyince prozac yazmış doktor. kadın 60 yaşında, sersemletiyor beni bu diyor. zamanında çeşitli antidepresanlar kullanmış biri olarak pek kullanmasını da istemiyorum. devlet hastanesinde muayene oldu. başka doktora mı götürsek, normal mi 60 yaşında kadına ayrıntılı test yapmadan böyle ilaç yazmak, biraz kafamı kurcaladı bu durum. ne diyorsunuz?

var mıdır böyle psikolojik bir sorun falan yahu? yaķlaşık 2 haftadır bu durumdayım. işyerinde sürekli birilerine bişey göstermem anlatmam gerekiyor. bunu bile yapamaz oldum. hele söylediğim şey tekrar sorulunca deliriyorum resmen, onu tekrar anlatmak o kadar zor geliyor ki. insanlara el kol ya da mimik hareketleriyle cevap verip geçiyorum. ağzımı açmak dünyanın en zor işi sanki. dışarıda sosyal hayatımda da durum bu. evde annemle bişey konuşmaya üşeniyorum, sürekli geçiştiriyorum. arkadaşlarla otururken bana anlatılan şeyleri hep kafa sallayarak ya da evet ya da hayır diyerek cevaplıyorum. konuşmak, bişeyler anlatmak istesem bile ağzımı açmak zor geliyor. nefesim tükeniyor sanki konuşurken de. eskiden böyle bir durum yoktu. neden böyle olmuş olabilirim ben?

benim sokakta ya da apartmanda sürekli denk geldiğim bir kedi var, annem evde istemediği için sahiplenemiyorum. anca akşamları işten gelince gördüğümde eve alıp biraz sevip doyurup geri bırakıyorum bikaç saat sonra. yaşı büyük baya belli.

bugün annem evde yok, az önce işten gelirken yine aldım içeri. bişeyler verdim karnını doyurdum duşa girdim. çıktığımda yatağımın üstünde keyifle uyuyordu. alıp apartmana bırakmaya gönlüm razı gelmiyor. bu gece benimle uyusa sabah işe giderken çıkarsam ne olur? bazen sürekli bakamayacağınız hayvanları eve alıştırmayın deniyor. alışıp sonra sokakta herkese sırnaşmasından, ev ortamını aramasından da korkuyorum ama o kadar tatlı uyuyor ki, kıyamıyorum :(

napayım ben yahu? 1 geceden bişey olur mu?

annem pazartesi ankaraya gidecek hızlı trenle. otobüsle gidecekti uğraşma dedim ama pek bilmiyor oraları. ben de uzun zamandır gitmedim, sanırım gar yeri değişmiş. önceden gitti biliyordu yolu. trenden inip dolmuşlara gidecek ulustaki. yeni garın yeri yine ulustaymış ama nerede bilmiyorum. bulabilir mi inince dolmuşları, ters veya uzak kalıyor mu? yoksa otobüsle göndereceğim kaybolur oralarda.

store.nike.com

ben böyle bişey beğendim ama, yürüyüş ayakkabısı gibi bişey sanırım. kotun altına falan giyilir mi dışarı çıkarken? millet gülmesin sonra ayakkabısı mı yokmuş hiç diye :/

edit: renk değişebilir, model olarak soruyorum :)

şimdi bizi biri ekleyince bilmem kim sizi ekledi diye bildirim geliyor açıyoruz yanında ekle çıkıyor ya, hah ben onu geri eklemezsem benim snaplerimi yine de görebiliyor mu? yoksa karşılıklı mı olması lazım? görebiliyorsa bunu nasıl engelleriz?

mesela milyonlarca takipçisi olan insanlar onlari ekleyeni geri mi ekliyor teker teker onun snaplerini görebilmeleri için??

var mıdır? annem sürekli adetliyken bari her gün duş alma zararlı diyor her seferinde. niye diyorum tıbbi bir açıklama da yapmıyor. cidden var mı böyle bir durum? benim de tam tersi o günlerde kendimi pek temiz hissedemediğimden sürekli yıkanasım geliyor.. napmak lazım?

günde 3 kez antibiyotik içmem gerekiyor enfeksiyon sebebiyle. öglen 4te içtim en son, akşam 10-12 arası 3 bira içtim aklıma gelmedi ilaç mevzusu. 3ncüyü şuan yani 12 gibi içmem gerekiyordu. napiyim ben şimdi, içeyim mi? bi sefer atlatıp sabah mı içeyim, bi de öglen içtiğimin üstüne alkol kötü etki yapar mı?

i.hizliresim.com

kış geldi diye dokunmadım, cıbıl cıbıl oluyo kestirince. üşür diye götürmedik ama kestirsem mi napsam? kendini yalıyor sürekli, kusuyor sonra tüyden dolayı sanırım..

benim yıllardır böyle bir sorunum var. kendimi nedense bildiğiniz çirkin buluyorum. şimdiye kadar kimseden böyle bir tepki almadım( burada bir ifsada biri 10/2 vermişti puan olarak, onu saymazsak). yani ne bileyim sokağa çıkıyorum başka kadınlara bakıyorum koşarak eve dönmek istiyorum falan. şimdiye kadar ki bütün erkek arkadaşlarım da ya bu çocuk bana bakmaz dediğim tiplerdi. etrafımdaki insanlardan da böyle bir izlenim almadım hiç ama baya takığım bu konuya. kredi çekip burnumu yaptırmayı falan düşünüyorum, hiç fotoğrafım bile yok telefonda, çekmiyorum yani o derece. mutsuz ediyor bu durum beni.

bu takıntı mıdır kompleks midir her neyse, nasıl aşarım bunu?

edit: hatırlayan olur mu bilmem ama ifşaya koyduğum fotoğraf bile arkadaşımla olan, onun yolladığı bir fotoğraftı, tek değildim fotoğrafta :/

şimdi ben deli, geçen pazar kuaföre gittim. geçen kış ombre yaptırmıştım. uzayınca kötü göründü diye tekrar biraz kestireyim ombre yaptırayım dedim. her zaman gittiğim kuaför bi de. adam beni öyle bişeye çevirdi ki, sanarsın mamak çingeni, dibi gelmiş röfle yapıp çıkardı beni ombre diye. acelem vardı canım da sıkkındı uğraşamadım çıktım. yıkandıkça iyice bok oldu renk. ya bildiğiniz çingen sarısı, dipleri de kendi rengim.

psikolojim bozuldu yeminle, aynaya bakamıyorum bir haftadır. diyorum ki gideyim ben şimdi, kısa kestireyim saçlarımı omuzlarıma kadar falan. oryalli yerler mümkün olduğunca kesilsin. kalan yerlere de kendi rengime boyatayım. doğala döneyim. ama bir hafta arayla yapılan bu işlemler yüzünden saçlar elimde kalır mı?

cesaret verin nolur, cidden aynalara küstüm :((

burada okuyorum mesela adam ev kirasına 1000-1500 diyor en az, ev arkadaşı arayanlar bile 1000 istiyor. o da ortalama semt ise. evlere de bakıyorum bişeye de benzemiyor, standart hep. çok fazla değil mi ya, hadi bi kesim sıkıntı yaşamaz da abi hiç mi asgari ücret ya da 2000 liraya çalışan insan yok orada, nasıl evlerde oturuyor bu insanlar?

eskişehirde yaşıyorum, 3+1 lüks olmasa da düzgün bir evde 650 liraya oturuyorum. tabi burada da var 1000 liraya ev ama çarşının göbeğinde falan olması lazım. lüks semtleri ayrı tutuyorum.

nasıl yaşıyorsunuz o şehirde? trafik pahalılık kalabalık vs vs, iyi dayanıyorsunuz yahu..

www.otoexpert.com

bu şekil kazalı bi ibiza'nın masrafı ortalama nedir?

kasettiğim kesinlikle hakaret veya dalga geçme amaçlı olanlar değil, onları ben de tiklemiyorum fakat son zamanlar çok dikkatimi çekiyor bu, sormadan edemeyeceğim.

yahu gelmişsin buraya bir fikrini açmışsın onunla alakalı soru sormuşsun. burası sadece fikir onaylatma yeri değil, bi nevi tartışma, doğru olanı bulma veya soruya cevap alma platformu. soruyu soruyorlar kendi fikrini belirterek, o fikir dışında verilen cevaplara tik atmayıp sadece kendiyle aynı düşüncede olan insanların cevaplarına tik atıyor bazı üyeler. sizce de yanlış değil mi bu davranış? bana çok ergence geliyor nedense bu olay.

sabit fikirli bir insanın bu platformda katkısı nasıl olabilir ki merak ediyorum gerçekten..

özel bi şampuan kullanıyorum bi saç probleminden ötürü. eczacı başka bir ürün kullanma tedavi sürecinde demişti. pazar akşam bitti ve bugün işten geç çıktığım için alamadım gidip. nöbetçi olan eczaneler de satış noktası değil maalesef. bugünlük sadece suyla yıkasam saçımı ne olur iyice mi yağlanır? yıkamama gibi bir şansım yok dün de yıkamadım, insan içine çıkamıycam yoksa..

olmaz derseniz market şampuanı dışında evde bebe şampuanı var bir de sarımsak özlü bi şampuan var markası garlex gibi bişeydi sanırım. hangisini kullanayım?

sabah kahvaltı yapmıyorum. öğlen 12de yemek yiyorum işyerinde. ekmek yok, tatlı yok ama.

normalde 6da çıkıyorum işten, 7 buçukta akşam yemeği yiyoruz evde. acıkmıyorum uyuyana kadar. ama bu sıralar hep mesai oluyor. isyerinde mesai yemeği 5te. yine dikkat ederek yiyorum. 10-11 arası işten çıkıyorum ama çok acıkıyorum o saate kadar. eve gelince de o yorgunlukla ne bulduysam yiyorum. bunun bana kilo aldırdığını farkettim. yatmadan yiyip kilo aldırmayacak, hazırlaması kolay ne tavsiye edersiniz?

yeme demeyin uyuyamıyorum, meyve salata falan da doyurmuyor gece uyanıyorum:/

150 çalışanı olan bir üretim fabrikasında planlamacı olarak çalışıyorum.
maaş 2.000 civarı

eksiler

yılın ortalama 7 ayı günde 14 saat çalışıyorum, bazen pazar dahil.
sözleşmemde vardiya olmamasına rağmen iş yoğunluğuna göre sadece erkeklerle gece vardiyasına geliyorum işi aksatıyorlar diye.
sorumluluk gerektiren bir işim var, her gün yoğun stres altındayım.
izin konusu çok hassas, ayakta duramayacak dereceye gelene kadar hastane için bile alamıyorum izin.
yaptığım iş dışında joker gibi kullanılıyorum, buna gece patrona benzinlikten gidip sigara almak, içmeden çalışamayan ustaya içki servisi yapmak dahil.

artılar

normal çalışma saatim günlük 9 saat. ekstra çalıştığım her dakika için mesai ücreti alıyorum. mesai saat ücretim yüksek sayılır. bazı aylar bi maaşa yakın mesai alıyorum.
3 yılı doldurdum burada, patronlar bana fazlasıyla güveniyor ve yaptığım işe asla karışmıyorlar. emir altında değilim yani.
buradan çıkarsam başka yerde yapamayacağım bir iş konumunda çalışıyorum, ayrıca hiç karışan eden yok.

ailemin sorumluluğu benim üstümde, maaşımın düşmemesi lazım, yaklaşık 1 yıllık bir borç ödemem var yüksek miktar. buradan çıkarsam çok zorlanırım ödemekte. ne diyorsunuz bunlara bakarak, bir yıl daha sabredip borçları hafifletip daha az daha stressiz çalışıp daha az maaşlı bir işe mi gireyim, beklemeden çıkayım mı yoksa, ya da hiç çıkmayayım tazminatı falan mı kovalayayım?

24,k

tam bıraktım denemez ama normal seyirde içerken günde bir iki taneye düşürdüm. 4 gün oldu sanırım. fakat sürekli acıkıyorum bıraktığımdan beri. bişeyler yeme isteği geliyor hep. gün içinde çalıştığım için yeme imkanım da yok. zaten yemek de istemiyorum, zira böyle giderse 1 aya şişerim. sakız öneren oldu ama çiğnemeyi sevmiyorum. atıyorum bi süre sonra.

napiyim ben, neyle meşgul edeyim bu boğazımı?

benim başladığından beri düzensiz gelir bu regl dönemi. bazen 2 ay bazen 4 ay bazen daha fazla. birkaç sene önce 8 ay gelmedi bildiğiniz, oha diyip doktora gittim. şimdi diyeceksiniz niye bekledin o kadar, sağlık problemlerini çok sallamayan malın tekiyim de ondan. neyse, bana dedikleri yumurtalıklarımda hormonlarımda sorun olmadığı, sadece yumurtalıklarımın yavaş parçalandığı, normal bir kadının hamilelik dönemi ayda bir geliyorsa benim 3.4 ayda bir geleceğiydi. bi tane ilaç verdi, kullan bir haftaya gelir ama düzenli kullanma dedi. kullandım oldum. bi süre de 2 ayda bir falan olmaya başladım.

bu sene yine aşırı bir gecikme söz konusu. sanırım 5 ayı geçti tık yok. bazıları diyor ki doğum kontrol hapı kullan, işe yarıyor. doktora da gitmek istemiyorum tekrar tekrar. aranızda bu sorunu yaşayıp, çözüm bulan ya da doğum kontrol hapıyla çözen var mıdır, ne yapayım ben?

biraz fazla sinirli biriyim, onu bile gecikmeye bağlıyorlar :/ alakası var mı?

az önce bir duyuru okudum şişkinlikle alakalı. bir de ben sorayım dedim.

şimdi benim boy kilo oranım gayet normal(1.67/50). kollarım bacaklarım falan ince. ama nasıl desem ayva göbek mi desem bira göbeği mi desem töbe yarabbim küçük bir göbeğim var ve hiç gitmiyor. millet abartma ne göbeği falan dese de benim gözüme batıyor. özellikle saten ince kumaş giydiğimde o çıkıntı illet ediyor beni. demin okudum tuzu çok yemekten su içmemekten olabiliyormuş. tuzu fazlasıyla kullanıyorum. yani yediğim yemeğin tadına bakanlar bi daha dokunamıyor. tat alamıyorum başka türlü. suyu da çok az içiyorum açıkçası. günde birkaç bardak en fazla. ekmek tüketmem. günde 2 öğün yerim ve yediğime dikkat ederim genelde. kilodan olamaz yani bence.

şimdi bu bilgilere dayanarak bu göbeğin sebebi tuza suya bağlı olabilir mi?

i.hizliresim.com

dudaklarım gördüğünüz gibi ince arkadaşlar. üst dudağa istiyordum normalde ama ince oldukları için yakışmaz diyenler oldu kafam karıştı.

1.sizce de öyle mi? yakışmaz mı yani?

2.yakışır diyorsanız dudağın tam neresine hoş olur? alt da olabilir tabi üst kötü olur derseniz. seçeneklere açığım.

3. dili de deldirmek istiyorum ama sözlükte falan baktım biraz birkaç hafta yemek yeme konuşma sıkıntısı oluyormuş. tecrübeli olan var mı? bi de sizce hoş duruyor mu?

teşekkürler şimdiden

ekleme: adını bilmediğim şeyi yaptırmak istemem de ayrı güzelmiş.

www.eksiduyuru.com bunu buraya bırakayım.

5 gündür delireceğim. bi telefon seçip alamadım hala ve limiti biraz yükselttim.

note 5 ( genel olarak her şeyini beğendim fakat batarya eksisi biraz kafamı kurcalıyor )

s7 ( tasarımı dışında her şeyini beğendim )

lg v10 ( media markt deki eleman çok övdü. sırf ondan yazdım fikir almak için. kamerası bayaa iyi.

hadi seçelim birini.

not: ıpone almayacağım. ıphone se dahil.

şuan aklımda samsung note 4 ve a7 var ama kararsız kaldım. illa bunlardan biri olacak diye de bir şart yok. başka neler alınabilir mantıklı ? ya da bunlardan hangisi ?

1 bucuk yillik ciddi iliskimi bugun itibariyle bitirmis bulunmaktayim. ben 23k, o 23e.

eksiler;
ben soguk, mesafeli, aile baglari zayif bir insanim. o ise tam bir ortam cocugu arkadas canlisi, ailesine cok bagli.
zevklerimiz cok farkli, o şıkır şıkır giyinmeyi seven dugun dernek gezen biri. ben salas takilan kalabaligi insanlari sevmeyen biriyim.
o asiri kiskanc, herseyi beraber yapalim kafasinda, sensiz yapamam triplerinde, ben herkesin ayri hayatlari olmasi gerektigini dusunen ozgurluge duskun biriyim.
o ramazan kucuk, demet akalin vb dinler, ben evgeny grinko son feci bisiklet oh land vs. o cakallarla dans, beni affet vb izler ben shameless, leyla ile mecnun vb

artılar;
benimle herseyi yapar, kimseye ihtiyac duymaz. deli gibi aşık deli gibi bagli. kiskancliklarini kurmalarini benim icin hep torpulemeye calisir. her konuda yanimda durur. hic yalniz birakmaz ve hep ilgilidir.

bitirdim cunku onunla kisiligimi kaybettigimi farkettim. uyusamamamiz gozume cok batmaya basladi. ben rahatsiz oldugumu belirtmeme ragmen beni ailesiyle cok icli disli yaptı. onunla kulturel sohbetler edemedigimi farkettim. hep gulup egleniyorduk ama o kadar. ilgisinden bunaldim, hep soyledim ama kendini geri cekemedi. sac kesimime bile mudahele etmeye basladi. hicbir istediğimi ozgurce yapamaz oldum. cok sevdi evet ama o kadar..

sizce dogru mu yaptım yoksa vicdansizca mi davrandim, denemeli miydim?

not: yazim konusunda kusura bakmayin, mobilden yazdim, zor geldi duzeltmek.