Instagram’da hesap dondurup açma vb olaylar , bir kişinin takipçi ve takip edilenler listesine ayrı ayrı zamanlarda yansıyabiliyor mu? Mesela önce takipçilerden kaybolup sonra takip edilenlerden kaybolması , yada takip edilenlere eklenip , sonra takipçilerde daha geç belirmesi gibi ?
Arkadaşlar selamlar , bana müthiş bir ilgi ile gelen kız arkadaşımla yaklaşık 4 aydır birlikteyiz. Sosyo ekonomik olarak benim çok altımda bir pozisyonda , ancak bana maddi olarak hiç yük olmamaya çabalıyor. pahalı aktivitelere gitmek istemiyor , 3 defadan birinde hesabı ödüyor. evime hep elinde alışveriş poşetleriyle geliyor, tatil masraflarını kendisi ödüyor vs. vs. yiyici bir tip değil kısacası.
Aramızda müthiş bir çekim var , durmadan ve saatlerce sevişiyoruz. Birlikte yiyip içip şehrin güzel noktalarını geziyoruz. Annesinin kişisel bir işini görmek durumunda kaldım ve bu sebeple tanıştık. Beni cinsel hayatımıza kadar , en yakın arkadaşına, annesine ve kuzenlerine dahi anlatmış. Sürekli sen benim karşıma çıkan en iyi şeysin diyip duruyordu, "ben bir yerlerde büyük bir iyilik yaptım ki sen bugün benim oldun" diyordu.
ilişkinin en başlarında, her şey yolunda giderken bir gün şöyle bir şey söyledi, "bir gün ben sana , olmuyor yapamıyoruz desem ,sen hemen tamam dersin, oldurmaya çalışmazsın" demişti. ben de "olmuyor diyen kişi bunu düşünüp tartmıştır , bunu söyleyecek noktaya geldiyse saygı duyup yoluma giderim tabi ki" demiştim.
Ancak kızda sürekli bir terk edilme korkusu mevcut. Kapıdan çıkarken biraz hasta gibiyse , "kendine iyi bak olur mu?" gibi bir şey söylesem , "bir daha görüşmeyecekmişiz gibi konuşuyorsun" tarzı tepkiler alıyorum. Bir gün bir organizasyona katılırken giymek istediği kıyafete karıştım. Bu konuda benimle inatlaştı "ben bunu giyeceğim" dedi ve ben de "herkes kendi hayatını yaşar , kendi kararlarını verir" dedim. kalktı gitti 1 saat balkonda sigara içti ve sonra yanıma gelip özürler diledi, "sen ne dersen nasıl istersen öyle olsun" dedi. sabahında ise seni kaybetmekten çok korkuyorum diye ağladı yatağın içinde.
Bir gün , kız arkadaşım ve annesi ile denize gittik ve dönüşte , geç saatte bir erkeğin laubali bir üslupla kıza mesaj attığını gördüm. Hesap sormadım , ama yüzüm düştü ve çok yorgun olduğumuz ve ertesi gün de erken saatte mesaimiz olduğu için o gece kızı evime davet etmedim. Kız bunu, o mesajı gördüğüm için yaptığımı zannetmiş ve "saçma sapan bir şey yüzünden ben şu an kendi evimde kendi yatağımda yalnız yatıyorum" dedi.
Ben de durumu izah ettim, rahatsız olduğumu ancak eve davet etmeme sebebimin farklı olduğunu belirttim. 2 gün sonra kız arkadaşlarıyla bir planı vardı, ben de kızlı erkekli bir ortamdan davet edildim gün içinde ve bunu söylediğimde "neden bu saate kadar haber vermiyorsun , benim akşamki planım iptal olmuştu oysa ki" diye bir başladı , kendi kendine "adam yerine konulmuyorum" temalı söylenmelere başladı.
Buradan itibaren yokuş aşağı gitmeye başladık , ben iletişimde bir onun bir benim adım atmamız gerektiği düşüncesindeyim ve sürekli mıç mıç mıç mesajlaşmayı sağlıklı bulmuyorum. buna rağmen her akşam en az 1-2 saat konuşuyoruz telefonda.
kız babasına, erkek kardeşine ve yeğenlerine bakıyor. evde annesi yok ve hem çalışıp hem de 4 erkeğin yaşadığı evi çekip çevirmek zorunda kalıyor. aradığımda "ev işi yapıyorum" dediyse , ben de tamam "işin bitince konuşuruz" dediysem, işini bitirip beni aramasını bekliyorum. çünkü işinin ne zaman biteceğini bilmiyorum. bense kendi evimde yalnız yaşayan bir adamım.
bir gün işten döndükten sonra annem bana uğramıştı ve ona kahve yapmıştım. kızı aradım, annem burada bir kahve içip kaçacak, senin de işin bitince konuşalım mı demiştim. o akşam beni aramadı. gece yatmaya yakın bana işimle ilgili teknik bir soru sordu, bir paragraf güzel bir cevap verdim. hiçbir tepki yok, teşekkür yok, iyi geceler demek yok.
ertesi gün işe geldiğinde onun bana gelip iletişim kurmasını bekledim, gelmedi. sabahtan yoğunduk , bir sürü insan etrafımızdaydı, akşam merkez ofise döndüğümüzde ise ben yine ona gitmedim. en son mesai bitimine doğru dayanamayıp yanına gittim, sarıldım öptüm. ama bana buz gibi bakıyordu.
akşamına ilişki sorunlarını konuşup durduğu en yakın arkadaşına gitmiş. sabah da telefonu ağlayarak açtı aradığımda. ben çok kötüyüm , ben bağımlı biriyim vb. şeyler söyledi. son derece özenli bir şekilde onun yanında olmak istediğimi belirttim. ama kötü göründğünü söyleyip gelmedi.
nereye gittiğini sürekli haber veriyordu, ama güzel sözler söylemekten, güzel sözlere karşılık vermekten kaçıyordu. ben ona güzel sözler söylemezsem panikliyordu, ismimle mi hitap ediyorsun diyordu.
ben , ilgi istediğini düşünüp onun yanında olmaya çalıştıkça ufak ufak fireler vermeye ve bana yakınlaşmaya başladı. ayrılık konuşması yapar gibi başladığı geceyi sarmaş dolaş evimize gidip sevişerek noktaladık.
sonra şöyle bir şey yaşandı; "benimle ilgili ne düşünüyorsun, ilişkimiz nereye gidiyor sence" dedi , ben buna net bir cevap veremedim , "sence?"
diye sorduğumda ben seni annemle bile tanıştırdım ve soruyu önce ben sordum dedi. ben onun ne düşündüğünü ısrarla sorunca bozuk bir şekilde "akıştayım ya" dedi kaşlarını kaldırarak. ben de onu anneme anlattığımı söyleyince çok şaşırdı, sevindi ve hakkında ne söylediğini merak etti.
ilerleyen haftada her şeyi rayına koymaya başladık gibi hissederken , gecenin 2 sinde gelen up uzun bir mesaj attı. beni çok sevdiğini, benim ona çok iyi geldiğimi, güvende hissettirdiğimi , ama benim ilişki ve iletişim tarzımı kökten değiştiremeyeceğini , benim ona yalnız hissettirdiğimi vs. söyleyerek, teşekkürler ederek , bana karşı hep sıcacık kalacağını belirterek, "belki çözülemeyecek şeyler değildir ancak devam etmenin de doğru olduğunu düşünmüyorum" şeklinde noktaladı.
bense ertesi gün , ilgiyi sevgiyi boca etmenin durmadan yazışmanın uzun ve sağlıklı bir ilişki değil, saman alevi gibi parlayıp sönen bir şey inşa edeceğini söyledim. onu hayatımın geri kalanında da istediğimi, sağlıklı , dengeli, sağlam bir ilişki inşa etmek niyetinde olduğumu, duvarlar örmek niyetinde olmadığımı, ancak istediği şey ayrılık ise , benden gitmek ise ona da engel olamayacağımı söyledim.
iki gündür görüşmüyorduk, işe gitmedim, aramadım , sormadım. 2. günün sonda beni arayarak ulaştı, tatlı tatlı gün içinde neler yaptığımı vs. sordu. ben de sıcak bir şekilde cevap verdim. sonra da onu yemeğe davet ettim. eve geçip durumlara bakacağını ve gelip gelemeyeceğini haber vereceğini belirtti. mesai sonrasında ise arayıp başının çok ağrıdığını, geceden uykusuz kaldığını eve gidip dinlenmek istediğini söyledi.
şu an halen iletişime geçmemekteyim ve kızı kafamdan atıp yoluma devam etme niyetim var. sizce bu kızın amacı nedir? beni neden aradı ve davetimi neden reddetti?
Aramızda müthiş bir çekim var , durmadan ve saatlerce sevişiyoruz. Birlikte yiyip içip şehrin güzel noktalarını geziyoruz. Annesinin kişisel bir işini görmek durumunda kaldım ve bu sebeple tanıştık. Beni cinsel hayatımıza kadar , en yakın arkadaşına, annesine ve kuzenlerine dahi anlatmış. Sürekli sen benim karşıma çıkan en iyi şeysin diyip duruyordu, "ben bir yerlerde büyük bir iyilik yaptım ki sen bugün benim oldun" diyordu.
ilişkinin en başlarında, her şey yolunda giderken bir gün şöyle bir şey söyledi, "bir gün ben sana , olmuyor yapamıyoruz desem ,sen hemen tamam dersin, oldurmaya çalışmazsın" demişti. ben de "olmuyor diyen kişi bunu düşünüp tartmıştır , bunu söyleyecek noktaya geldiyse saygı duyup yoluma giderim tabi ki" demiştim.
Ancak kızda sürekli bir terk edilme korkusu mevcut. Kapıdan çıkarken biraz hasta gibiyse , "kendine iyi bak olur mu?" gibi bir şey söylesem , "bir daha görüşmeyecekmişiz gibi konuşuyorsun" tarzı tepkiler alıyorum. Bir gün bir organizasyona katılırken giymek istediği kıyafete karıştım. Bu konuda benimle inatlaştı "ben bunu giyeceğim" dedi ve ben de "herkes kendi hayatını yaşar , kendi kararlarını verir" dedim. kalktı gitti 1 saat balkonda sigara içti ve sonra yanıma gelip özürler diledi, "sen ne dersen nasıl istersen öyle olsun" dedi. sabahında ise seni kaybetmekten çok korkuyorum diye ağladı yatağın içinde.
Bir gün , kız arkadaşım ve annesi ile denize gittik ve dönüşte , geç saatte bir erkeğin laubali bir üslupla kıza mesaj attığını gördüm. Hesap sormadım , ama yüzüm düştü ve çok yorgun olduğumuz ve ertesi gün de erken saatte mesaimiz olduğu için o gece kızı evime davet etmedim. Kız bunu, o mesajı gördüğüm için yaptığımı zannetmiş ve "saçma sapan bir şey yüzünden ben şu an kendi evimde kendi yatağımda yalnız yatıyorum" dedi.
Ben de durumu izah ettim, rahatsız olduğumu ancak eve davet etmeme sebebimin farklı olduğunu belirttim. 2 gün sonra kız arkadaşlarıyla bir planı vardı, ben de kızlı erkekli bir ortamdan davet edildim gün içinde ve bunu söylediğimde "neden bu saate kadar haber vermiyorsun , benim akşamki planım iptal olmuştu oysa ki" diye bir başladı , kendi kendine "adam yerine konulmuyorum" temalı söylenmelere başladı.
Buradan itibaren yokuş aşağı gitmeye başladık , ben iletişimde bir onun bir benim adım atmamız gerektiği düşüncesindeyim ve sürekli mıç mıç mıç mesajlaşmayı sağlıklı bulmuyorum. buna rağmen her akşam en az 1-2 saat konuşuyoruz telefonda.
kız babasına, erkek kardeşine ve yeğenlerine bakıyor. evde annesi yok ve hem çalışıp hem de 4 erkeğin yaşadığı evi çekip çevirmek zorunda kalıyor. aradığımda "ev işi yapıyorum" dediyse , ben de tamam "işin bitince konuşuruz" dediysem, işini bitirip beni aramasını bekliyorum. çünkü işinin ne zaman biteceğini bilmiyorum. bense kendi evimde yalnız yaşayan bir adamım.
bir gün işten döndükten sonra annem bana uğramıştı ve ona kahve yapmıştım. kızı aradım, annem burada bir kahve içip kaçacak, senin de işin bitince konuşalım mı demiştim. o akşam beni aramadı. gece yatmaya yakın bana işimle ilgili teknik bir soru sordu, bir paragraf güzel bir cevap verdim. hiçbir tepki yok, teşekkür yok, iyi geceler demek yok.
ertesi gün işe geldiğinde onun bana gelip iletişim kurmasını bekledim, gelmedi. sabahtan yoğunduk , bir sürü insan etrafımızdaydı, akşam merkez ofise döndüğümüzde ise ben yine ona gitmedim. en son mesai bitimine doğru dayanamayıp yanına gittim, sarıldım öptüm. ama bana buz gibi bakıyordu.
akşamına ilişki sorunlarını konuşup durduğu en yakın arkadaşına gitmiş. sabah da telefonu ağlayarak açtı aradığımda. ben çok kötüyüm , ben bağımlı biriyim vb. şeyler söyledi. son derece özenli bir şekilde onun yanında olmak istediğimi belirttim. ama kötü göründğünü söyleyip gelmedi.
nereye gittiğini sürekli haber veriyordu, ama güzel sözler söylemekten, güzel sözlere karşılık vermekten kaçıyordu. ben ona güzel sözler söylemezsem panikliyordu, ismimle mi hitap ediyorsun diyordu.
ben , ilgi istediğini düşünüp onun yanında olmaya çalıştıkça ufak ufak fireler vermeye ve bana yakınlaşmaya başladı. ayrılık konuşması yapar gibi başladığı geceyi sarmaş dolaş evimize gidip sevişerek noktaladık.
sonra şöyle bir şey yaşandı; "benimle ilgili ne düşünüyorsun, ilişkimiz nereye gidiyor sence" dedi , ben buna net bir cevap veremedim , "sence?"
diye sorduğumda ben seni annemle bile tanıştırdım ve soruyu önce ben sordum dedi. ben onun ne düşündüğünü ısrarla sorunca bozuk bir şekilde "akıştayım ya" dedi kaşlarını kaldırarak. ben de onu anneme anlattığımı söyleyince çok şaşırdı, sevindi ve hakkında ne söylediğini merak etti.
ilerleyen haftada her şeyi rayına koymaya başladık gibi hissederken , gecenin 2 sinde gelen up uzun bir mesaj attı. beni çok sevdiğini, benim ona çok iyi geldiğimi, güvende hissettirdiğimi , ama benim ilişki ve iletişim tarzımı kökten değiştiremeyeceğini , benim ona yalnız hissettirdiğimi vs. söyleyerek, teşekkürler ederek , bana karşı hep sıcacık kalacağını belirterek, "belki çözülemeyecek şeyler değildir ancak devam etmenin de doğru olduğunu düşünmüyorum" şeklinde noktaladı.
bense ertesi gün , ilgiyi sevgiyi boca etmenin durmadan yazışmanın uzun ve sağlıklı bir ilişki değil, saman alevi gibi parlayıp sönen bir şey inşa edeceğini söyledim. onu hayatımın geri kalanında da istediğimi, sağlıklı , dengeli, sağlam bir ilişki inşa etmek niyetinde olduğumu, duvarlar örmek niyetinde olmadığımı, ancak istediği şey ayrılık ise , benden gitmek ise ona da engel olamayacağımı söyledim.
iki gündür görüşmüyorduk, işe gitmedim, aramadım , sormadım. 2. günün sonda beni arayarak ulaştı, tatlı tatlı gün içinde neler yaptığımı vs. sordu. ben de sıcak bir şekilde cevap verdim. sonra da onu yemeğe davet ettim. eve geçip durumlara bakacağını ve gelip gelemeyeceğini haber vereceğini belirtti. mesai sonrasında ise arayıp başının çok ağrıdığını, geceden uykusuz kaldığını eve gidip dinlenmek istediğini söyledi.
şu an halen iletişime geçmemekteyim ve kızı kafamdan atıp yoluma devam etme niyetim var. sizce bu kızın amacı nedir? beni neden aradı ve davetimi neden reddetti?
Dostlarım merhabalar,
Eşim milli eğitim bakanlığında kadrolu psikolojik danışman olarak görev yapıyor, bu süreçte evden web kamerası ile zoom uygulaması kullanarak çocuklara ve ailelerine danışmanlık görevini sürdürmesi gerekiyor. Ancak dizüstü bilgisayarımızın tümleşik web kamerası çalıştığı ve ışığı yandığı halde siyah bir ekran gösteriyor.
Kullandığımız laptop Msi GL62m 7rex işletim sistemi Windows 10 home 64bit , tümleşik kameranın modeli bisoncam nb pro, , öncelikle web kamerasını klavye kısayolu ile kapatmış olduğumuzdan bilgisayar kamerayı hiç görmüyordu. Bunun farkında olmadığımız için Webcam sürücüsünü kaldırdık, Windows u güncelledik, regedit üzerinden enableframe falan şeklinde giriş yaptığımız işlemi denedik,
Sonra kamerayı aktif hale getiren tuşu fark edince windows kamerayı görmeye ve çalıştırmaya başladı , ancak bu sefer de siyah bir ekranla karşılaşıyoruz,
Sorun gidericiyi denedik, kameraya izin verilen uygulamalar ve kamera gizlilik ayarlarını denedik, hiçbir şekilde işe yaramadı. Kameranın sürücüsünü aygıt tanınır tanınmaz otomatik olarak alıyor ve hep aynı sürücü görünüyor, internetten indirdiğim bisoncam nb pro sürücüsünü , öncelikle cihazı Windows aygıt yöneticisi üzerinden kaldırıp ondan sonra yüklememe rağmen , sistemi yeniden başlattığımda yine her zamanki sürücü yüklü oluyor, bu da başka sürücüleri denememi imkansız hale getiriyor.
Antivirüs programı buna neden oluyor olabilir diye bir kaç yazı okudum, Avast antivirüs kullanıyorum ve burada kamerayı bloklayan özellik ücretli üyelik istiyor, benimse böyle bir üyeliğim bile yok , katmanın buradan bloklandığımı gösterir hiçbir emare de bulamıyorum.
Herşeyi denedik , ekran kartlarını sürücülerine kadar güncelledik, sadece bios güncellemesi yapamadık .
Yardımcı olabilecek , en azından fikir vermek anlamında bile olsa olabilir , saatlerimizi bu saçma sapan soruna harcadık artık çözüme kavuşsun istiyoruz, yardımlarınızı bekliyorum sevgili dostlarım.
Eşim milli eğitim bakanlığında kadrolu psikolojik danışman olarak görev yapıyor, bu süreçte evden web kamerası ile zoom uygulaması kullanarak çocuklara ve ailelerine danışmanlık görevini sürdürmesi gerekiyor. Ancak dizüstü bilgisayarımızın tümleşik web kamerası çalıştığı ve ışığı yandığı halde siyah bir ekran gösteriyor.
Kullandığımız laptop Msi GL62m 7rex işletim sistemi Windows 10 home 64bit , tümleşik kameranın modeli bisoncam nb pro, , öncelikle web kamerasını klavye kısayolu ile kapatmış olduğumuzdan bilgisayar kamerayı hiç görmüyordu. Bunun farkında olmadığımız için Webcam sürücüsünü kaldırdık, Windows u güncelledik, regedit üzerinden enableframe falan şeklinde giriş yaptığımız işlemi denedik,
Sonra kamerayı aktif hale getiren tuşu fark edince windows kamerayı görmeye ve çalıştırmaya başladı , ancak bu sefer de siyah bir ekranla karşılaşıyoruz,
Sorun gidericiyi denedik, kameraya izin verilen uygulamalar ve kamera gizlilik ayarlarını denedik, hiçbir şekilde işe yaramadı. Kameranın sürücüsünü aygıt tanınır tanınmaz otomatik olarak alıyor ve hep aynı sürücü görünüyor, internetten indirdiğim bisoncam nb pro sürücüsünü , öncelikle cihazı Windows aygıt yöneticisi üzerinden kaldırıp ondan sonra yüklememe rağmen , sistemi yeniden başlattığımda yine her zamanki sürücü yüklü oluyor, bu da başka sürücüleri denememi imkansız hale getiriyor.
Antivirüs programı buna neden oluyor olabilir diye bir kaç yazı okudum, Avast antivirüs kullanıyorum ve burada kamerayı bloklayan özellik ücretli üyelik istiyor, benimse böyle bir üyeliğim bile yok , katmanın buradan bloklandığımı gösterir hiçbir emare de bulamıyorum.
Herşeyi denedik , ekran kartlarını sürücülerine kadar güncelledik, sadece bios güncellemesi yapamadık .
Yardımcı olabilecek , en azından fikir vermek anlamında bile olsa olabilir , saatlerimizi bu saçma sapan soruna harcadık artık çözüme kavuşsun istiyoruz, yardımlarınızı bekliyorum sevgili dostlarım.
Vadesiz dolar hesabım ve satın alacaklarıma yetecek kadar dolarım olduğunu varsayarsak, kart bilgilerini girip, kartımın para birimini de dolar olarak işaretlediğimde direkt olarak bu vadesiz hesaptaki parayı kullanır mı?
yoksa yine banka kendi kafasına göre vadesiz tl hesabımdan çekip otomatik çevirerek mi keser?
vadesiz tl ve döviz hesaplarımın bakiyesi sıfır olduğundan, ona göre döviz alacağım yada almayacağım. bilgilendiren olursa çok makbule geçer sevgiler saygılar :)
yoksa yine banka kendi kafasına göre vadesiz tl hesabımdan çekip otomatik çevirerek mi keser?
vadesiz tl ve döviz hesaplarımın bakiyesi sıfır olduğundan, ona göre döviz alacağım yada almayacağım. bilgilendiren olursa çok makbule geçer sevgiler saygılar :)
bir miktar para enpara vadeli'de yıllık %10.75 ile bunun iki katı kadar bir para ise vakıfbank hesabında yıllık %10.30 dan aylık dönemler halinde vadeli hesaplarda duruyor. bunları bir araya getirdiğimizde tmsf garanti sınırının üzerine çıkıyor. sizce hepsini alıp 11.50 faiz veren ing ye yatırmak mantıklı mı? memnun musunuz bu bankadan? risk var mıdır?
Burnumun iç kemiğinde dışarıdan görünmeyen bir eğrilik olduğundan ameliyat geçirdim, bu esnada burun çatısından parça kesilerek düzeltildi ve burun ucum desteklendi (doğal halindeki düşüklük nedeniyle). her şey çok iyi çok güzel ancak 15. gününde olmama rağmen burnumda atel hala duruyormuş gibi bir his var. burnumun ucu top gibi duruyor ve tamamen hissiz, içinde uyuşturucu ilaç varmış gibi. Burun ucu ve burun sırtında yüzümle uyumlu olmayan bir büyüme var. böyle kalması mümkün değil diye umuyorum ama? deneyimlerinize de başvurayım dedim :)
sınava başvuru son tarihi dün, ödeme son tarihi ise bugün. dün yaptığım sınav başvurum görünmüyor. ödeme yapınca mı görünür hale geliyor acaba?
şirkette ttnet adsl bağlantısı klasik bir wifi adsl modemi vardı ve bilgisayarlar internete kabloyla bağlıydı. daha sonra şirkete superonline fiber hattı çekildi, farklı bir modem daha geldi. fakat şu an terminal kutusunun üzerinde 2 tane modem var ikisi de çalışıyor. wifi'dan bağlanıp hız testi yaptığımda download hızı 5 mbps- upload hızı 16 mbps çıkıyor. burada bir gariplik var gibi? indirme hızı neden bu kadar düşük görünüyor acaba? eski modeme mi bağlanıyorum sizce?
biraz dert anlatıyorum, kendimden bahsediyorum, sizleri merak ediyorum. doyurucu, bilgilendirici bir mesaj değildir bu yazdıklarım.
son 10 küsür senedir her seçimden sonra hortlayan bir başlık var malumunuz; türkiyeden siktir olup gitmek. içeriğine hep bir misafir gibi baktığım başlık olagelmiştir. ne türkiyeden gitmeyi, ne de gidebilecek imkanları yaratabilenleri küçümsemeyi düşünmemişimdir. hep çok uzak bir ihtimal, hep bana çok imkansız gelen bir hadise olmuştur türkiyeden siktir olup gitmek.
en son hükümetin oy kaybından kanlı intikam operasyonları başladığından beri, gerçekten artık kendi sonlarını kendi elleriyle hazırladıklarına gönülden inanmıştım. fakat malum tablo ortada. insan öldürerek oylarını artırmış bir parti ve konfetilerle kornalarla bu vahşetin zaferin kutlayan koca bir halk kitlesi de gözlerimizin önünde hayatlarına mutlu mesut devam ediyorlar.
seçimden sonra ciddi anlamda oturup düşündüm, iktisadi planlar yapıp 10 sene içinde ülkeyi terk etmeyi düşünmeye başladım. birçok ülkenin göçmenlik sitelerine girip şartlarını okudum, iş imkanlarını araştırdım. fakat ne yazıktır ki evrensel geçerliliği olan teknik bir alanda olmadığımdan herhangi bir ülkede mesleğimi icra edebilme şansım bulunmuyor. ya tamamen türkiyede kalacağım, yada en azından bir işletme kuracak ekonomik güce ulaşmak üzere burada yıllarca mesleğimi icra edip, yemeden içmeden para biriktireceğim. ki bu ikincisini yapmaya çalışırken de muhtemelen daha da yerleşik bir düzenim olacak ve bu ülkenin dincilik ve ırkçılıkla yoğrulmuş saçma halkıyla, hayvan gibi vergi ödetip, afrika standartlarında kamu hizmeti sunan, üstelik her bir hizmetten de tekrar tekrar hizmet bedeli talep eden bir devletle muhatap olmak durumunda olacağım.
şu an izmirde avukatlık yapıyorum, büromu daha yeni açtım ve elimdeki işlerle yeterince meşgul oluyorum. ancak kafamın bir kenarında "gitmek" olunca, kendimi geliştirmek için alıp okuduğum mesleki kitaplar dahi ileride fonksiyonsuz kalacak, eski hayatımın parçası olarak unutulacak bilgilerle doluymuş gibi geliyor. bu duygudan kaçamıyorum. türkiye'de hayatımda oldukları için yaşam kalitemi arttıran insanların her biri, yada en basitinden ekşi sözlükte dahi "ulan ne güzel insanlar var yahu" dediğim şahsiyetlerin birçoğu da benimle benzer planlar-hayaller-mecburiyetler içerisinde gördüğüm kadarıyla. sanki bütün güzel insanlar tek tek bu topraklardan gidecekler ve beni bu bataklığın ortasında yapayalnız bırakacaklar gibi hissediyorum. birilerinin başlık altına gelip "sktir gitttt" diye bkz verdiği insanlara, "gitme kal" demek istiyorum, ancak o bile ironik olarak sktir git demenin bir başka versiyonu gibi algılanacak, biliyorum.
gidip de mutlu olacağım gibi bir düşüncem yok aslında, sadece bir ayağım bu topraklardan çok uzaklarda olsun istiyorum. kendimi duvarlarla örülmüş ırkçılık ve dincilik, çıkarcılık ve ahlaksızlık hapishanesinde hissediyorum. sadece "istediğim an çıkabilecek" olmam bu topraklarda yaşadığım mutsuzluğu dizginleyebilir diye düşünmeye başladım.
türkiye'yi sevmek istiyorum, bu ülkede, bu şehirde güzel insanların olduğunu, dinci-ırkçı-cinsiyetçi olmayan, argo konuşmayı doğallık, nezaket göstermeyi yapmacıklık algılamayan, derin mevzulara girince beyni yanmadan devam edebilen ve böyle olmasa dahi küçümseyici bir karşı atağa geçmeden konuya dinleyici olarak dahil olabilen insanların bulunduğu platformları keşfetmek istiyorum.
bu süreç içerisinde türkiye'de mutlu olan, umutlu olan insanları görmek istiyorum. ve en önemlisi sizi bu topraklarda tutan, buraların vazgeçilmezlerini duymak isterim. nedir sizleri, bizleri burada tutan, mecburiyet ve milli duygular dışında?
izmir gibi bir şehirde, mutlu olmanızı sağlayan aktiviteler nelerdir? neler yapıyorsunuz en az yarısı insan ölümlerine mutlulukla bakan bu halkın içinde yaşadığınızı unutmak için. yalnızlığa,kabuğunuza çekilmek dışında? benim aklıma birşey gelmiyor çünkü. gelemiyor. ufku geniş bir insan değilim ne yazık ki.
son 10 küsür senedir her seçimden sonra hortlayan bir başlık var malumunuz; türkiyeden siktir olup gitmek. içeriğine hep bir misafir gibi baktığım başlık olagelmiştir. ne türkiyeden gitmeyi, ne de gidebilecek imkanları yaratabilenleri küçümsemeyi düşünmemişimdir. hep çok uzak bir ihtimal, hep bana çok imkansız gelen bir hadise olmuştur türkiyeden siktir olup gitmek.
en son hükümetin oy kaybından kanlı intikam operasyonları başladığından beri, gerçekten artık kendi sonlarını kendi elleriyle hazırladıklarına gönülden inanmıştım. fakat malum tablo ortada. insan öldürerek oylarını artırmış bir parti ve konfetilerle kornalarla bu vahşetin zaferin kutlayan koca bir halk kitlesi de gözlerimizin önünde hayatlarına mutlu mesut devam ediyorlar.
seçimden sonra ciddi anlamda oturup düşündüm, iktisadi planlar yapıp 10 sene içinde ülkeyi terk etmeyi düşünmeye başladım. birçok ülkenin göçmenlik sitelerine girip şartlarını okudum, iş imkanlarını araştırdım. fakat ne yazıktır ki evrensel geçerliliği olan teknik bir alanda olmadığımdan herhangi bir ülkede mesleğimi icra edebilme şansım bulunmuyor. ya tamamen türkiyede kalacağım, yada en azından bir işletme kuracak ekonomik güce ulaşmak üzere burada yıllarca mesleğimi icra edip, yemeden içmeden para biriktireceğim. ki bu ikincisini yapmaya çalışırken de muhtemelen daha da yerleşik bir düzenim olacak ve bu ülkenin dincilik ve ırkçılıkla yoğrulmuş saçma halkıyla, hayvan gibi vergi ödetip, afrika standartlarında kamu hizmeti sunan, üstelik her bir hizmetten de tekrar tekrar hizmet bedeli talep eden bir devletle muhatap olmak durumunda olacağım.
şu an izmirde avukatlık yapıyorum, büromu daha yeni açtım ve elimdeki işlerle yeterince meşgul oluyorum. ancak kafamın bir kenarında "gitmek" olunca, kendimi geliştirmek için alıp okuduğum mesleki kitaplar dahi ileride fonksiyonsuz kalacak, eski hayatımın parçası olarak unutulacak bilgilerle doluymuş gibi geliyor. bu duygudan kaçamıyorum. türkiye'de hayatımda oldukları için yaşam kalitemi arttıran insanların her biri, yada en basitinden ekşi sözlükte dahi "ulan ne güzel insanlar var yahu" dediğim şahsiyetlerin birçoğu da benimle benzer planlar-hayaller-mecburiyetler içerisinde gördüğüm kadarıyla. sanki bütün güzel insanlar tek tek bu topraklardan gidecekler ve beni bu bataklığın ortasında yapayalnız bırakacaklar gibi hissediyorum. birilerinin başlık altına gelip "sktir gitttt" diye bkz verdiği insanlara, "gitme kal" demek istiyorum, ancak o bile ironik olarak sktir git demenin bir başka versiyonu gibi algılanacak, biliyorum.
gidip de mutlu olacağım gibi bir düşüncem yok aslında, sadece bir ayağım bu topraklardan çok uzaklarda olsun istiyorum. kendimi duvarlarla örülmüş ırkçılık ve dincilik, çıkarcılık ve ahlaksızlık hapishanesinde hissediyorum. sadece "istediğim an çıkabilecek" olmam bu topraklarda yaşadığım mutsuzluğu dizginleyebilir diye düşünmeye başladım.
türkiye'yi sevmek istiyorum, bu ülkede, bu şehirde güzel insanların olduğunu, dinci-ırkçı-cinsiyetçi olmayan, argo konuşmayı doğallık, nezaket göstermeyi yapmacıklık algılamayan, derin mevzulara girince beyni yanmadan devam edebilen ve böyle olmasa dahi küçümseyici bir karşı atağa geçmeden konuya dinleyici olarak dahil olabilen insanların bulunduğu platformları keşfetmek istiyorum.
bu süreç içerisinde türkiye'de mutlu olan, umutlu olan insanları görmek istiyorum. ve en önemlisi sizi bu topraklarda tutan, buraların vazgeçilmezlerini duymak isterim. nedir sizleri, bizleri burada tutan, mecburiyet ve milli duygular dışında?
izmir gibi bir şehirde, mutlu olmanızı sağlayan aktiviteler nelerdir? neler yapıyorsunuz en az yarısı insan ölümlerine mutlulukla bakan bu halkın içinde yaşadığınızı unutmak için. yalnızlığa,kabuğunuza çekilmek dışında? benim aklıma birşey gelmiyor çünkü. gelemiyor. ufku geniş bir insan değilim ne yazık ki.
vergi açılışı yapıldıktan sonra da kullanılabilir mi?
kullanılırsa herhangi bir dezavantajı var mıdır?
kullanılırsa herhangi bir dezavantajı var mıdır?
Uzun bir burnum var, en azından ortalamanın üzerinde olduğu kesin. Bu sebeple de burnun kemikli kısmı kadar kemiksiz yumuşak kısmı da biraz uzunca. Nefes alırken bu yumuşak kısım çektiğim nefesin etkisiyle içeri doğru yapisir gibi oluyor burun deliklerin kuculuyor ve nefes almami guclestiriyor. Problem genzimde mi acaba diye düşündüm fakat burun deliklerini ellerimle acip tutarak dolu dolu rahatça nefes alabildigimi fark ettim. Bu gibi bir problemin çözümü nedir ?
biraz önce izmirdeki şiddetli yağış nedeniyle evimizin deposuna gri renkte bulanık ve çok aşırı olmasa da kötü kokan sular doldu. saatlerce kovalarla küreklerle suyu tahliye ettik. şimdiyse arkadaşlardan enfeksiyon kaparsınız direkt acile gidip aşı falan yaptırın diyenler oldu. vücudumda açık yara vs. yok fakat resmen o pis suyun içinde yüzdük diyebilirim.
enfeksiyon kapma riskimiz çok mu yüksek? buna karşı yapılacak aşı ne kadar süre içinde nerelerde yaptırılabilir ve bir ismi var mıdır bu aşının? saygılar sevgiler.
enfeksiyon kapma riskimiz çok mu yüksek? buna karşı yapılacak aşı ne kadar süre içinde nerelerde yaptırılabilir ve bir ismi var mıdır bu aşının? saygılar sevgiler.
touchpad ayarları yapıyorum fakat bilgisayarı bir sonraki açışımda bütün yaptığım ayarlar sıfırlanmış oluyor. var mıdır bir çaresi, yoksa şimdilik katlanmak zorunda olduğumuz problemlerden midir?
ne bir fanatik, ne de şöyle elinin ucuyla tutar gibi, "ya doğruysa, ya allah ve islam, cennet ve cehennem gerçekse" gibi şüpheci bir garanticilikle dine sarılanlardan bahsetmiyorum. ciddi ciddi inanan, ancak fanatizme ve gözü karalığa vardırmayan arkadaşların düşüncelerini merak ediyorum.
islam dininde, haksız yere edilen sinkaflı küfürlerin,ağır bedduaların yeri ve yaptırımı nedir? bir de bunları özellikle "oruçlu ağzımla beddua ediyorum" tarzı bir yaklaşımı da içine alırsak, yani bunları yapan siz olsaydınız, daha sonra haksızlığınızı idrak ettiğinizde neler düşünür neler hissederdiniz?
islam dininde, haksız yere edilen sinkaflı küfürlerin,ağır bedduaların yeri ve yaptırımı nedir? bir de bunları özellikle "oruçlu ağzımla beddua ediyorum" tarzı bir yaklaşımı da içine alırsak, yani bunları yapan siz olsaydınız, daha sonra haksızlığınızı idrak ettiğinizde neler düşünür neler hissederdiniz?
yahut bir ortağıyla küçük bir büro da idare ediyor olabilir. kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz? tatil planı yapmak, kafayı boşaltmak zor oluyor mu? benim kafamda şöyle bir denklem oluştu ilk düşündüğümde , şu an çok yoğun bir büroda çalışıyorum 13 kişiyiz fakat 20 kişilik iş yapıyoruz. kendi büromu açtığımda iş sayısı daha bir baş edilir seviyeye ineceğinden kendime ve çevremdeki insanlara vakit ayırabilirim gibi geliyor. yanlış mı düşünüyorum?
iş ilanlarında sadece ve sadece işverenin talepleri ve beklentilerinin listelenmesinin sebebi nedir? işveren çalıştıracağı insandan alacaklarını peşin peşin listelerken neden karşılığında verecekleri hep bir sır, hep bir "hallederiz, bakarız" tarzında bir ifade uyandırıyor?
özellikle bu tarz ilanları açan insanlara soruyorum. amaç nedir tam olarak? pazarlıkta elini güçlü tutmak mı?
özellikle bu tarz ilanları açan insanlara soruyorum. amaç nedir tam olarak? pazarlıkta elini güçlü tutmak mı?
yok, resmen 720p ve yukarısı + türkçe dublaj şeklinde bir video yok koskoca internette.hd olanlar altyazılı, dublajlı olanlar ise hd değil. kesinlikle izlemek istediğim bir seri, fakat gel gör ki hiçbir yerde yok.
ne yapsak sevgili ahali? torrent falan mı buldursanız? benim bulduklarım çalışmıyor çünkü. :/
ne yapsak sevgili ahali? torrent falan mı buldursanız? benim bulduklarım çalışmıyor çünkü. :/
www.hepsiburada.com
bu uydu alıcısı ile neler yapılabilir?
ücretli yayınlar ücretsiz izlenebiliyor mu mesela?
fiber internetin olmadığı bir yerde kullanımda sıkıntılar yaşanır mı?
bu uydu alıcısı ile neler yapılabilir?
ücretli yayınlar ücretsiz izlenebiliyor mu mesela?
fiber internetin olmadığı bir yerde kullanımda sıkıntılar yaşanır mı?
internet bankacılığına açık olan hesaplarda birikim yapmak, vadeli hesap açmak vs. güvenli midir yoksa ciddi olarak riskli bir iş mi olur?
100.000 TL ye kadar tmsf garantisi de yalnızca bankalar iflas bayrağını çekerse kullanılabilir bir hadise gibi, yani ben öyle anladım.
internet ortamından para transferi yapılabilen hesaplardan dolayı ağzı yanan oldu mu aranızda sevgili dostlar?
100.000 TL ye kadar tmsf garantisi de yalnızca bankalar iflas bayrağını çekerse kullanılabilir bir hadise gibi, yani ben öyle anladım.
internet ortamından para transferi yapılabilen hesaplardan dolayı ağzı yanan oldu mu aranızda sevgili dostlar?
nasıl oluyor anlayamadım. tamamen boş bir flash bellek, 5 gb'lık sanal disk dosyasını içine atmaya kalkınca dosya çok büyük diyor, oysaki 3 katı kadar boş yer var. sebebi nedir ? nasıl çözülür?
var mı böyle birşey ? lütfen olsun çünkü.:)
Panasonic viera plazma televizyon kullaniyoruz, HDMI girişine başka bir TV den cikarip getirdiğimiz hd uydu alıcısını takmaya çalısırken bir elektriklenme oldu ve sigortalar attı. Su an TV açılmıyor yani küçük kırmızı stand by ışığı bile yanmıyor. Sebebi ne olabilir ? Öldü mü şimdi bu TV sizce?
toplu satış ihalesinden aldığımız bir notebook var. fakat eski sahibi linux kurmuş ve parola koymuş. bu akşam da bilgisayarı çok sevdiğim bir dostuma hediye etmek istiyorum, fakat böyle al ben sana bu şekilde vereyim sen gerisini halledersin demek de istemiyorum. bilgisayarın altında seri numarası windows 7 seri kodu vs. var. legal olarak indirip kodu kullanabilir miyim? nereden indirilir? eğer olmuyorsa da malum ortamlardan bi buldursanız olmaz mı? :)
günde 7-8 saat civarında uyuduğum halde sürekli bir yorgunluk ve uyku hali mevcut. özellikle yemeklerden sonra resmen uyku çöküyor. kahve içerek açıyordum biraz kendimi fakat artık o da kar etmemeye başladı. çok kilolu değilim 1.81 boy 85 kilodayım. fakat son bir seneye kadar 70-72 kg arasındaydım, birden kilo aldım ve bu noktada sabitlendim 1 senedir. spor yapmıyorum, çünkü işim halihazırda yeterince koşturmacalı bir iş. fakat bütün gün büroda olduğum zamanlarda bile halsizlikten yamuluyorum resmen. gün içinde aniden acıkma atakları geliyor. bir de eskisine oranla çok daha kolay terlemeye başladım. önceden ciddi ciddi efor sarfetmem gerekirdi ki az biraz terleyebileyim. şu an oturduğum yerde bile biraz alnım terleyebiliyor. elimdeki bilgiler şimdilik bu kadar. şahsen insülin direncinden şüpheleniyorum. yada demir vitamin eksikliğinden vs. çünkü şu sıralar yorgunluğumun en çok arttığı dönemdeyim ve aft ve arpacık benzeri illetler türemeye başladı. :/ konuştukça birşeyler çıkıyor, vebalı gibi hissettim. bir öneriniz var mıdır sevgili dostlarım?
Geçenlerde biri burada paylasmisti fakat ismini unuttum gittigidiyorda falan da satılıyordu. Tam olarak yapistirici denemez, reklaminda telefonun koselerine yapistirilip orda kurumasını saglamislardi yere düşüyordu telefon hiçbirşey olmuyordu. Bir de kablonun acilan yerine sarıp o şekilde kurumasini sagladiklari bi kullanım örneği de gösteriliyordu. Neydi bu şeyin adı dostlar?
sevgili duyuru yoldaşlarım, bendeniz grup halinde toplanılan arkadaş ortamlarına acayip soğuk bir insan olduğumu fark ediyorum. hani her arkadaş grubu değil de sohbette yetkin olan tarafın ben olduğum, yada yetkin olduğum konulara ilgi duyan insanların bulunduğu ortamları seviyorum. bir nevi tahakküm ihtiyacı gibi sanki. mesela küçük çocuklarla çok iyi anlaşırım, neden? çünkü ilgiyle dinlerler beni. müzisyenlerle çok iyi anlaşırım, neden? çünkü müzik alanında akranlarımdan genelde bir adım önde olduğumdan konuşmalarımın içeriğine değer verirler ve sair. yani nedir bu ortamdaki en yetkin adam ben olmalıyım takıntısı? özgüven eksikliği midir? muhabbete hakim olmak istemek, eğer konuya hakim değilsem konuşmamak, tam olarak nedir bu problemin adı? benzerini yaşayan var mı aranızda dostlar?
televizyonumda boş hdmi girişi kalmadı ps3-ps4 yada ps3-hd udyu bir girişe bağlanacak şekilde kullanmak düşüncesindeyim. sorun oluyor mu? input lag cinsinden yada görüntü kalitesinde bozulma gibi? kullanan yada tavsiyede bulunabilecek olan?
sevgili dostlar, kendimi tutamayıp ps4 almış bulunmaktayım, fekat ps3 oyunlarımı da oynamadan kenara atmak istemem. elimdeki oyunları hangi sırayla oynayacağıma karar veremedim, şunu önce oyna, x ile y yi arka arkaya oyna, şunu en sona bırak, z yi sittiret oynamasan da olur türevi tavsiyelere açığım. :)
Platform: ps3.
assassins creed (1)
assassins creed 4 black flag
dragons dogma the dark arisen
remember me
the last of us
ni no kuni
need for speed rivals
saints row 3rd
*the last of us 1 senedir jelatinli duruyor, en sona bırak diyen çok olduğu için açmamıştım :)
Platform: ps3.
assassins creed (1)
assassins creed 4 black flag
dragons dogma the dark arisen
remember me
the last of us
ni no kuni
need for speed rivals
saints row 3rd
*the last of us 1 senedir jelatinli duruyor, en sona bırak diyen çok olduğu için açmamıştım :)
kullanmayacağım halde doların durdurulamaz yükselişi yüzünden yaza 2k fiyat çekecekler diye korkmaya başladım sayın ahali. yani şu an halimden gayet memnunum bir sürü şahane yapım var ps3'te oynayacağım, satın aldıklarım, alacaklarım vs. oyunlar fiyat olarak da gayet uygun olduğundan ps3'le devam edeceğim kesin. en azından önümüzdeki sonbaharın ortalarına kadar.
şimdi şöyle de bir durum var; küçük kardeşim üniversiteye hazırlanıyor ve ayrı eve çıkarsa ps3'ü ona vermem gerekecek, sözüm var. böylece değil sonbaharın ortası önümüzdeki yaza bile girmeden konsolsuz kalmam da ihtimal dahilinde.
sizce, sırf dolar yükseliyor ve yazın da satışlar artacak diye fiyatlar yükselir endişesiyle ps4 alıp bir kenara istiflemek çok mu mantıksız bir hareket olur? çünkü aylar önce de aynı ikileme düşmüştüm ve şu an daha kötü bundle'lara daha yüksek fiyatlar çıkarmış durumdalar. artar mı sizce fiyatlar?
şimdi şöyle de bir durum var; küçük kardeşim üniversiteye hazırlanıyor ve ayrı eve çıkarsa ps3'ü ona vermem gerekecek, sözüm var. böylece değil sonbaharın ortası önümüzdeki yaza bile girmeden konsolsuz kalmam da ihtimal dahilinde.
sizce, sırf dolar yükseliyor ve yazın da satışlar artacak diye fiyatlar yükselir endişesiyle ps4 alıp bir kenara istiflemek çok mu mantıksız bir hareket olur? çünkü aylar önce de aynı ikileme düşmüştüm ve şu an daha kötü bundle'lara daha yüksek fiyatlar çıkarmış durumdalar. artar mı sizce fiyatlar?
merhabalar, elimde iki adet pc var. biri hp sleekbook, kendisini yeni satın aldığım için satmak gibi bir durum yok. fakat geçen sene elimdeki parçalardan bir araya getirdiğim masaüstü pc'imi satmayı düşünüyorum.
merak ettiğim; elimdeki sleekbook'un bana yeterli olup olmayacağı.
eski pc'mde xfx hd 6850 double dissipation ekran kartı, 4 gb mushkin performans ramleri ve amd athlon ii x2 220 işlemci bulunmakta. siz de takdir edersiniz ki işlemci sisteme darboğaz yapıyor. en az 6 çekirdekli bir işlemciye yükseltilmesi gerekiyor. ayrıca 100 gb ssd yetersiz kaldığı için 500gb-1tb arasında bir disk almam gerekecek. bu durumda yapacağım masrafları hiç yapmayıp pc'yi satarsam ps4 alabiliyorum, ki donanım olarak çok daha güçlü bir sistem oluyor ps4, üstelik sıfır.
asıl sorun şu ki ps3 döneminde bir oyun çok pahalı vs. geldiğinde nasılmış diye pc'de bir bakıp deniyordum. bazı oyunları ise pc'de bitiriyordum. şu an elimdeki sleekbook bunun için bir sene kadar beni idare eder mi sizce?
www.chip.com.tr
merak ettiğim; elimdeki sleekbook'un bana yeterli olup olmayacağı.
eski pc'mde xfx hd 6850 double dissipation ekran kartı, 4 gb mushkin performans ramleri ve amd athlon ii x2 220 işlemci bulunmakta. siz de takdir edersiniz ki işlemci sisteme darboğaz yapıyor. en az 6 çekirdekli bir işlemciye yükseltilmesi gerekiyor. ayrıca 100 gb ssd yetersiz kaldığı için 500gb-1tb arasında bir disk almam gerekecek. bu durumda yapacağım masrafları hiç yapmayıp pc'yi satarsam ps4 alabiliyorum, ki donanım olarak çok daha güçlü bir sistem oluyor ps4, üstelik sıfır.
asıl sorun şu ki ps3 döneminde bir oyun çok pahalı vs. geldiğinde nasılmış diye pc'de bir bakıp deniyordum. bazı oyunları ise pc'de bitiriyordum. şu an elimdeki sleekbook bunun için bir sene kadar beni idare eder mi sizce?
www.chip.com.tr
bir süredir playstation 3 sahibiyim, elimde bulunan daha kutusunu bile açmadığım 6-7 tane ve daha alıp oynamak istediğim de birçok ps3 oyunu var. fakat istediğim oyunları almak yerine parayı kenara koyarsam ps4 alma şansım da olacak. ps3'ü satmayı düşünmüyorum ileride bile. ps4 için beni çeken tek oyun nfs rivals oldu şu ana kadar. kimi çok büyük fps akıcılık ve grafik farkı olduğunu söylüyor, kimi elinde iki konsol olduğunu, farkın çok az olduğunu ve bu yüzden rivals'n ps3 versiyonunu tercih ettiğini belirtiyor.fazla büyük sayılamayacak bir odada 42 inc'lik bir tv kullanıyorum. sizce ne yapmalı? çok fark var mı iki versiyon arasında? tavsiyenizi bekliyorum
1