Ekşi Duyuru

Gündemden çok sıkıldım, zaten uzun zamandır sözlük'e de girmiyorum. Şu sıralar sadece kafa dağıtmak için öylesine yazıp çizmek geyik yapmak istiyorum ama nick'imi bilen maalesef çok sayıda insan var asfdgas. Yeni hesap açınca da açıkçası çaylaklık süresi beklemek istemiyorum. Dolayısıyla sorum şu: Hem bütün entry'lerimi, hem bütün duyurularımı silsem, beni eski nick'imle takip eden herkesi engellesem, hesap adımı da değiştirsem, dışarıdan biri yeni nick'in bana ait olduğunu görebilir mi?

İstanbul'daki uluslararası bir okul için soruyorum. Öğretmenlerin hepsinin haliyle oturum ve çalışma izni var ama vatandaşlıkları yok. Kızılay'a kan bağışında bulunabilirler mi?

Bu gündemde kendimle ilgili duyuru açmak istemezdim ama zaten hem deprem fobisi hem anksiyetesi olan bir insanım, son iki gündür anksiyetemin panik atağa çevirdiğini düşünüyorum. ara ara (bir-iki saatte bir) ağlama krizleri ve hyperventilation denen olayı yaşıyorum, yer yer neredeyse bayılacak kadar kötüleşiyor. Şu kötü günler geçtiğinde elbette ki psikiyatristle bunu konuşacağım ama o zamana kadar beni biraz olsun sakinleştirecek reçetesiz ilaç bilen var mıdır? iki gündür eşya bağışı toplama gönüllülüğü yapıyorum ve mental olarak tükendim ama bırakmak da istemiyorum.

Merhabalar herkese. On aylık, orta-büyük ırk, henüz kızgınlığa girmemiş bir dişi köpeğimiz var. Bu konuda konuştuğumuz veterinerler, hep farklı şeyler söyledi. Kimi kanser riskini azalttığı için kızgınlık öncesi kısırlaştırmayı önerdi, kimi anatomik gelişim v.s. için ilk kızgınlığı bittikten sonra. Elbette kızımız için hangisi daha sağlıklıysa onu istiyoruz ama çok arada kaldık. Veteriner var mı aranızda bir yol gösterecek, ya da dişi köpeğiyle bu konuda bana aktaracak deneyimi olan?

Daha önce de çok hareketsiz kaldığım dönemlerden sonra birkaç kere olmuştu belimde ve arka bacaklarımda bir ağrı. Hareketsizliktendir deyip geçmiştim çok üstünde durmamıştım. Şimdi bugün yine yaşıyorum, son birkaç gündür lodosun yarattığı bitmek bilmez migren yüzünden yataktan kalkamadım desem yeridir. Bu yüzden olabilir mi ağrım? Doktora mı gitmeliyim yoksa normal ve ufak bir şey mi?

Evde üşümeye başladım ama aile evimde geçmeyen ilk kışım ve kombi yakmanın normal zamanı nedir bilmiyorum agsahsd. Bir de evimde iki tane ergen köpek var, onlar da üşümesin istiyorum ama muhtemelen ben onlardan daha çok üşüyorum o ayrı, ayı gibiler zira.

Kombileri yakmadıysanız da siz aşağı yukarı ne zaman yakarsınız normalde?

Soru başlıkta, sadece iki nokta var belirtmek istediğim. Birincisi sadece evlenmiş ya da kesin bir şekilde evlenme kararı almış ve şu an süreci yürüten birileri cevap verirse sevinirim. İkincisi de "Birbirimizi sevdiğimiz için." gibi basit bir cevap değil aradığım. Birbirinizi sevdiğiniz için birlikte yaşamak yerine neden evlenmeyi tercih ettiniz; altın için mi, çocuk istediğiniz için mi, yurtdışı planı mı vardı v.s. v.s..?

Kendim cevap vereyim, üç ay sonra nikahım var. Ben açıkçası evlenmeyi kesinlikle istemiyorum, bu soruyu da bu yüzden soruyorum, benim durumumda olan başkaları var mı görmek istediğim için. Nişanlımı çok seviyorum ve onunla yaşamayı da çok istiyorum. Ama bunu araya aileleri alıp, bir sürü aile dramasına katlanıp, ilişkimizi devlete de onaylatıp yapmak bana çok koyuyor. Sadece eğer evlenmeden sevgilimle yaşarsam ailemle aramda çok büyük sorunlar çıkacağı ve bu yüzden suçlu hissedeceğim için evleniyorum. Nikahta gelecek altınlar da bonus. Ve evet bu yüzden kötü hissediyorum, ideallerim için daha fazla mücadele etmem gerekiyordu bence. Ama işime geldi kolay yolu seçtim kısacası.

Neyse evet, siz neden evlendiniz?

Edit: Eklememişim ama kadın tarafıyım bu arada ben.

Anneannem kalp krizi riskiyle hastanede dün geceden beri. Aranızda doktor varsa bir özel mesaj atabilir mi? Bedavaya danışma niyetim yok, çok vaktinizi de almayacağım, sadece kısaca durumu anlatıp sizce nasıl bir yol izleyeceklerini soracağım. Kadını yoğun bakıma aldılar kimse yanına gidemiyor, sokağa çıkma yasağı yüzünden hastaneye gidip doktorlarla hemşirelerle de konuşamıyoruz, elimiz kolumuz bağlı. Şimdi n'olacak ne yapılacak kimse bilmiyor. Panik atağın kıyısındayım sabahtan beri.

Bir ödevim için İstanbul'la ilgili bir kitabı yorumlamam ya da iki kitabı karşılaştırmam gerek. Şiir kitabı v.s. de olur ama ben roman tercih ederim daha hakim olduğum bir tür olduğu için. Sadece İstanbul'da geçmesi yeterli değil, İstanbul'u da hikayeye dahil ediyor olması gerek. Dönemi önemli değil hatta farklı dönemlerden olursa çok daha güzel olur. Var mı önerileriniz?

Mümkün mü böyle bir şey? Cinleniyorum kendi kendime, ben evlenince neden kocamın AİLESİNİN nüfusuna geçiyorum kütükte ya? Benim yerim yurdum, ailem, memleketim yok mu? Ahgashjda

Erkek arkadaşım başlıktaki gibi bir seçeneğimiz olduğunu, bu yolu uygulayabileceğimizi söyledi ama internette de çok sağlam kaynaklar göremedim. Duyuru'nun hukukçuları yardımcı olabilir mi acaba?

Migrenim var, bundan emin gibiyim. Sıklık, başın tek yanında olması, ışıktan ve sesten etkilenmesi, belli şeylerden tetiklenmesi, her zaman olmasa da mide bulantısı ve bazen kusmanın eşlik etmesi falan hepsi tutuyor. Senelerdir de böyleydi bu. İkişer-üçer yıl arayla defalarca MR falan çektirdim, hepsi de temiz çıktı ama hiçbirinde de doktor bana migren olabilir demediği için o ağrıların migren olduğunu şu yaşımda yeni anlıyorum.

Sorum şu ki, doktora gitsem şimdi, bu teşhisi nasıl yapacak? Sadece belirtileri mi soracak yoksa MR mı isteyecek? Eğer MR gerekecekse, iki ay önce başka bir şey için çektirdiğim ilaçlı MR'ı referans alabilir mi yoksa yeni mi ister?

Soruyorum çünkü migren teşhisini koyacaksa koysun da ona göre özel ilaç alayım istiyorum, Majezik falan kesmiyor asla. Öte yandan pandeminin ortasında hastanelerde MR'dı sonuç göstermeydi diye daha fazla da dolaşmak istemiyorum. Teşekkürler şimdiden.

25 yaşındayım, kadınım. Sevgilim 26 yaşında, erkek. Bu yüzden mümkünse kadınlar cevaplarsa sevinirim aile içinde kız çocuğunuz anne babayla ilişkisi farklı olduğu için ama erkeklerden de tavsiyelere/görüşlere açığım.
Durumum şöyle, çok utangaç ve içe kapanık bir insanım çocukluğumdan beri. Ailemle romantik ilişkilerimi değil arkadaşlarımla ilişkilerimi bile konuşmam öyle söyleyeyim. Hiçbir sevgilimi de tanıştırmadım şimdiye kadar, ki onlar da muhtemelen öyle gereksiz yüz göz olmak istemezlerdi her sevgilimle. Ama şimdi durum değişti çünkü seneye yazın evlenmeye karar verdik sevgilimle. Annem birkaç ay önce tanıştı, ki o buluşma da kendi adıma çok gergin ama genel olarak güzel geçmişti. İlk onaydan geçti yani. Şimdi hem babamla da tanışmasının zamanının geldiğini, hem de artık evlenmeyi düşündüğümüzü nasıl söyleyeyim nasıl açayım? Her türlü öneri ve deneyiminizi bekliyorum, isteyen özelden de yazabilir. Panik atak geçiriyorum lütfen yanıtsız bırakmayın asdghasda.

Haftada bir gidip bir çocukla birkaç saat geçirdiğimiz bir proje var internette gördüğüm kadarıyla ama güncel bir bilgi bulamıyorum. Nasıl başvurabilirim bu olay için?

Aslında tam gönül işi sayılmaz, daha çok kültürel bir şey ama ne sayılır bilemedim. :D

Galata kulesine birlikte çıktığın ilk kişiyle evlenirsin tarzında, evleneceğimiz kişi üzerine ve İstanbul'a ait, şehir efsanesi mi desem, rivayet mi desem, var mıdır bildiğiniz başka?

Peşinen not: Hayır elbette bunun gerçek olduğunu düşünmüyorum, dediğim gibi kültürel sebeplerden lazım.

Var mı böyle bir şey gerçekten? memurlar.net dışında bir kaynak yok, sözlük'te de muhtemelen fake haber denmiş ama güvenemiyorum, olabilir mi böyle bir şey? Zamanlaması çok saçma çünkü, insanlar ona güvenerek yeniden sınava girmedi. Net ve kesin olarak böyle bir şey olup olmadığını nereden öğrenebilirim?

Sistit şüphesiyle yapılacak idrar tahlilinde, varsa gebelik de anlaşılır mı? Yoksa iki durum için tamamen farklı şeyler mi aranıyor?

Girişte çanta arıyorlar mı, ya da dedektör var mı? Küçükçiftlik park'ta falan girişte çantada yiyecek-içecek arıyorlardı ama en son Bomontiada Babylon'da öyle bir şey yapmadılar. Bu mekanda da ilk defa konsere gideceğim için bilemedim. Bunu da tabii ki dışarıdan alkol sokmak için soruyorum. :D

Sorunun en uygun cevabının bir doktorda olduğunu biliyorum ama doktora gidip şöyle sosyal anksiyetem var, böyle geriliyorum kitleniyorum kızarıyorum titriyorum diye anlatmak istemiyorum açıkçası. Önemli bir sunumda heyecanıma yardım etmesi için, tek seferlik olarak Dideral kullanmak istiyorum ama nasıl kullanayım? Yarım diyorlar, yarım mı tam mı kullansam? Sunumdan ne kadar önce alayım da etkisi başlamış olsun? Bir de tansiyonum hafif düşük sayılır, çok büyük bir sorun oluşturur mu?

Buraya çok fazla giren bir insan değilim, daha önce birkaç kere işim düşünce girmiştim. Son zamanlarda can sıkıntısından baya girer oldum ve önceki girişlerimde hiç görmediğim bir şey görmeye başladım, tik kullanılmıyor eskisi kadar. İnsanların bunu yapmamak için belli bir sebebi mi var benim bilmediğim? Çünkü gözden kaçabilecek bir şey değil sanki, hiç mi merak etmediler bir başkasının sorusunda görüp? Bazen bakıyorum kendisi gelip cevaplara cevap verdiği halde hiçbir cevabı tiklememiş, bazen de bakıyorum tamamen kafasına göre, sırf cevap hoşuna gitmedi diye bazılarını tiklemiş bazılarını tiklememiş. (Bakın burada bahsettiğim soruya cevap verildiği halde, sırf hoşuna gitmediği için tiklememe olayı. Yoksa soruya cevap vermemişse ya da saçma sapan bir şeyler söylemişse o normal olanı zaten.) He bunu sormamın sebebi tiklenmiş cevap sayımın çok umrumda olması da değil açıkçası. Sadece bazen emek verip uzun uzun cevap yazmış insanlara tik verilmediğini görüp biraz uyuz oluyorum. Siz ne diyorsunuz?

İlk ifşam, çok heyecanlıyım, asghadasd.

Şehir dışında yaşayan bir arkadaşıma hediye göndereceğim, yanında da normalde kek ya da kurabiye yapıp gönderirdim ama kadın vegan olunca ne yapsam bilemedim. Vegan tereyağı, chia tohumu, hindistan cevizi yağı gibi pahalı ve ulaşması zor malzemeler içermeyen bir tarif arıyorum. Sağlıklı olmak zorunda değil bu arada, lezzet > sağlık hediye olacağı için.

Çok değil 8-9 kilo fazlam var. Günlük kalori alt sınırı BMR'min altında kalmayan, vitaminli mineralli lifli proteinli, son derece dengeli ve sağlıklı bir diyetle bu kiloların dördünü verdim. Ama zaten ince olan yerlerimden??? Bileklerim aşırı inceldi, zaten çıkık köprücük kemiklerim iyice belirginleşti, hatta köprücük kemiğimin altındaki ona paralel kemik bile baya ele gelir oldu. Öte yandan belim çok çok hafif inceldi. Popo, göbek, basen, bacak, yüz aynı duruyor? Düzenli olarak spor yapamadım vize dönemimi bahane edip, acaba ondan mıdır? İyice orantısız oldum gibi geliyor.
Fark eder mi bilmiyorum ama cinsiyet kadın bu arada.

İngilizcem fena değil. Yani Amerikan dizilerini altyazısız %10 gibi bir fireyle anlayabiliyorum. İngilizce çoook derin olmayan muhabbetlerde bulunabiliyorum ve İngilizce metinleri çok komplike değillerse rahatça okuyabiliyorum. Ama özellikle kağıt üzerinde dil bilgisi ve konuşma seviyemi ilerletmek istiyorum. İngilizceyi kursta öğrenmediğim için seviyem hakkında hiçbir bilgim yok o yüzden hangi konularda eksik olduğumu da bilmiyorum. Önerebileceğiniz testler, kaynaklar ya da yöntemler var mı?

Taa iki sene önce burada sormuştum, "Body Shop'ın çay ağacı özlü serisini kullanmak istiyorum cilt lekelerim için ama çillerimi azaltmasından korkuyorum." diye. Herkes azaltmaz, çillerin gitmesi o kadar kolay değil dedi ben de güvendim başladım. Sadece temizleyicisini kullandım yaklaşık bir sene boyunca, günde bir kere. Ve ÇİLLERİM AZALDI. Tamamen yok olmadılar ama kullanmadan önce beş dakika güneş görsem elmacık kemiklerim çilden geçilmez oluyordu, şimdi birkaç tane anca var, o da belli olmuyor bile. Çok saçma bir soru biliyorum ama üzülüyorum be. :( Hiç mi geri gelmez bunlar?

iyi akşamlar ekşi duyuru ahalisi. bir hafta kadar önce sokakta hasta bir kedi bulup veterinere götürdüm fakat gençlik hastalığı olduğu için iğne ve serum dışında yapılabilecek bir şey yoktu. hayvan da zaten bir saat içinde öldü. sonrasında üzerimdeki, zavallı kediciğin salyalarının v.s. bulaştığı montu bir gece havalandırdım. bu olay sırasında şehir dışındaydım, bu olaydan bir hafta sonra dün eve geldim ve o montu evin dışında bıraktım, monttan bulaşma ihtimalini de düşünüp üstümdeki her şeyi yıkamaya attım, elimi yüzümü yıkayıp kendi kedime öyle dokundum. kedim de altı aylık ve aşısı yok.
sorum şu ki, bu sabah iki kere kustu ama kedilerde çok önemsenecek bir şey olmadığı için ciddiye almadım. zaten tekrarlamadı. az önce de daha önce olmayan bir ağız kokusu fark ettim. araştırdım ve gençlik hastalığının belirtisi olabileceğini okudum.
sizce bulaşmış olma ihtimali nedir? çok ciddi bir hastalık olduğu için gerekirse yarın bir veterinere götürebilirim ama maddi olarak beni sarsacağı için önce buraya yazmak istedim. başka neyin belirtisi olabilir? ciddi olduğunu düşünüyorsanız istanbul'da hafta sonları da açık bir veteriner öneriniz var mı?

başlıktaki gibi, burnuma sürekli toz kokusu gelir oldu. tam kestiremiyorum ne kadar süredir devam ettiğini ama iki hafta diyeceğim. bir parça daha az ya da bir parça daha uzun bir süredir devam ediyor olabilir.
tam toz kokusu olarak da açıklayamıyorum, çok kuru bir havayı soluyormuşum gibi, ama toz kokusu da var kesinlikle. nasıl bir ortamda bulunursam bulunayım böyle. üstelik geçtiğimiz günlerde burnum çoook uzun zamandır ilk defa kanadı, ki daha önce sadece roaccutane tedavim esnasında kanamıştı, hassas bir burnum yok yani.
ikisi üst üste gelince merak edip sorayım dedim. var mıdır altında bir sebep? bir şeyin belirtisi mi yoksa sadece koku alma duyum mu ayvayı yedi?

bir ay önce roaccutane tedavimi bitirdim ve şu sıralar cildim nihayet kendine gelmeye başladı. sivilcelerim de geçti ancak yüzümde kırmızımsı morumsu sivilce izleri kaldı. doktorum zamanla onların da açılacağını söyledi ama beklemek istemiyorum. araştırdım ve the body shop'ın çay ağacı serisinde karar kıldım.
sorun şu ki, yüzümde ayrıca aşırı şirin çiller var ve ben onlar gitsin istemiyorum. sizce bu serinin içeriğinin çiller üzerinde de etkisi olur mu?