Bütün menüleri gezdim ama bir seçenek bulamadım buna dair.
URL ismi derken; mesela hesabın URL'si:
www.youtube.com/u/abcdef olsun.
Ben bunu www.youtube.com/u/selam
yapayım istiyorum.
Nasıl yapabilirim?
URL ismi derken; mesela hesabın URL'si:
www.youtube.com/u/abcdef olsun.
Ben bunu www.youtube.com/u/selam
yapayım istiyorum.
Nasıl yapabilirim?
İngiliz aksanı ile konuşulduğunu ve İngiltere'nin bir sehrinde geçtiğini hatırlıyorum. Yalnız yaşayan (ya da bir ev arkadaşıyla da olabilir) bir adam var;bir sabah kapı çalıyor ve tanımadığı bir kadın gelmiş, eve giriyor; sonra sevişiyorlar. Her hafta çarşamba günü bu tekrarlıyor. Sonra adam merakına yenik düşüp kadını takip ediyor, tiyatrocu olduğunu öğreniyor, sahnede izliyor hatta onu.
Neydi ismi, hatırlayan çıkar mı?
Neydi ismi, hatırlayan çıkar mı?
Merhaba,
Aynı yerde çalıştığım bir kızdan yakın zamanda "evcilik oynama" teklifi aldım.
Kızın sevgilisi var, benim de var.
Beni evine davet etti, ben de oyuncaklarimi alıp gittim ve 1-2 saat boyunca evcilik oynadık. Hatta oyunda çocuk bile yaptık.
Kız ilişkisinden memnun değil. Ben benimkinden pek bahsetmedim ona ama ben de "usengeclikten sürdürüyorum" kivamindayim kendi ilişkim için.
Bu evcilik oynama işini fırsat oldukça yapalım diye sözleştik. İkimiz de 20'lerin sonlarindayiz.
Belirgin bir soru yok. Yorumlarınızı merak ediyorum.
Aynı yerde çalıştığım bir kızdan yakın zamanda "evcilik oynama" teklifi aldım.
Kızın sevgilisi var, benim de var.
Beni evine davet etti, ben de oyuncaklarimi alıp gittim ve 1-2 saat boyunca evcilik oynadık. Hatta oyunda çocuk bile yaptık.
Kız ilişkisinden memnun değil. Ben benimkinden pek bahsetmedim ona ama ben de "usengeclikten sürdürüyorum" kivamindayim kendi ilişkim için.
Bu evcilik oynama işini fırsat oldukça yapalım diye sözleştik. İkimiz de 20'lerin sonlarindayiz.
Belirgin bir soru yok. Yorumlarınızı merak ediyorum.
İkisi de 4A.
Özel bir okulda matematik öğretmeniyim. Ayrıca bir etüt merkezinde de birebir özel ders verdiğim öğrencilerim var. Etüt merkezinde kayıtsız çalışıyordum ancak maliye yakın zamanda sıkı ve sık denetlemeye başlamış. Sigorta yapalım diyorlar 5-6 günlük.
Özel okul bunu öğrenebilir mi yaparlarsa?
Ya da benim için bir dezavantajı olur mu?
Özel bir okulda matematik öğretmeniyim. Ayrıca bir etüt merkezinde de birebir özel ders verdiğim öğrencilerim var. Etüt merkezinde kayıtsız çalışıyordum ancak maliye yakın zamanda sıkı ve sık denetlemeye başlamış. Sigorta yapalım diyorlar 5-6 günlük.
Özel okul bunu öğrenebilir mi yaparlarsa?
Ya da benim için bir dezavantajı olur mu?
Böyle bir yer var mı, var mıdır Türkiye'de?
Diyelim techizatimizi malzememizi falan aldık, ve bir süre (eğer böyle bir yer varsa) hiçbir şekilde insan, insan yapısı bir şey gormeyecegiz.
Aynı zamanda güvenlik sorunu da teşkil etmeyeceğiz, yani jandarma ya da polis gelip ne işin var burada diye dikilmeyecek başımıza?
Diyelim techizatimizi malzememizi falan aldık, ve bir süre (eğer böyle bir yer varsa) hiçbir şekilde insan, insan yapısı bir şey gormeyecegiz.
Aynı zamanda güvenlik sorunu da teşkil etmeyeceğiz, yani jandarma ya da polis gelip ne işin var burada diye dikilmeyecek başımıza?
Merhaba, usenirseniz hepsini okumaya bilirsiniz,
Özet: bazı sikayetlerim var doktora gidip verilen tedaviyi takip ediyorum ama sonuç alamıyorum, gittiğim doktorlar buna net bir açıklama yapmadığı ve ilaçlar bir değişiklik yaratmadığı için de bir aşamada başka doktora gideyim bari oluyor.
1- böyle bir durumda kalan oldu mu? Neler oldu bitti bu surecinizde?
2- İzmir'de onerebileceginiz bir nörolog ve psikiyatr var mıdır?
Olmayan tatları ve kokuları duyumsadigim oluyor, ama gerçek olmadıklarını da biliyorum, ama ortam uygunsa o kokuya gerçek zannettigim de oluyor. mesela yazın mandalina kokusu almam mümkün değil ama burnuma sürekli mandalina kokusu geliyor şu ara ve rahatsız oluyorum. Bir de sol bacagimda ve kolumda bir huzursuzluk hissi oluyor bazen ve uyulmadığı oluyor. Doktora gitme sebebim bunlardi başta.
Nöroloji ve psikiyatri arasında dolaştım epeydir (3.deyim, yani birine gittiğimde diğerine sevk ettiği için ikili olarak gidiyorum farklı hastanelerdeki doktorlara), dolaştım dediğim de 4-5 aylık periyotlarla hem verdikleri ilaçlardan herhangi bir fayda görmeyip hem "bir süre daha ilaçlara devam edeceğiz" dışında bir açıklama alamayıp hem de ilaçların farklı yan etkileri ile uğraşmak zorunda kaldığım icin başka hastane/doktorlara gittim.
Sonuncu ve hala kontrole gittigim nörolog eeg çektiği için, psikiyatr da mmpi uyguladığı için yani tetkiksiz müdahaleye baslamadiklari için daha güvenilir geldiler diye devam ediyorum ama 6 ay oldu ve sikayetlerimde de bir değişiklik yok. Onlar da "böyle devam edeceğiz, biraz sabretmelisiniz" diyorlar bunu söylediğimde.
Konulan tanılar bu süreçte: temporal lob epilepsisi, dissosiyatif bozukluklar, karışık anksiyete bozukluğu, huzursuz bacak sendromu, OKB.
Özet: bazı sikayetlerim var doktora gidip verilen tedaviyi takip ediyorum ama sonuç alamıyorum, gittiğim doktorlar buna net bir açıklama yapmadığı ve ilaçlar bir değişiklik yaratmadığı için de bir aşamada başka doktora gideyim bari oluyor.
1- böyle bir durumda kalan oldu mu? Neler oldu bitti bu surecinizde?
2- İzmir'de onerebileceginiz bir nörolog ve psikiyatr var mıdır?
Olmayan tatları ve kokuları duyumsadigim oluyor, ama gerçek olmadıklarını da biliyorum, ama ortam uygunsa o kokuya gerçek zannettigim de oluyor. mesela yazın mandalina kokusu almam mümkün değil ama burnuma sürekli mandalina kokusu geliyor şu ara ve rahatsız oluyorum. Bir de sol bacagimda ve kolumda bir huzursuzluk hissi oluyor bazen ve uyulmadığı oluyor. Doktora gitme sebebim bunlardi başta.
Nöroloji ve psikiyatri arasında dolaştım epeydir (3.deyim, yani birine gittiğimde diğerine sevk ettiği için ikili olarak gidiyorum farklı hastanelerdeki doktorlara), dolaştım dediğim de 4-5 aylık periyotlarla hem verdikleri ilaçlardan herhangi bir fayda görmeyip hem "bir süre daha ilaçlara devam edeceğiz" dışında bir açıklama alamayıp hem de ilaçların farklı yan etkileri ile uğraşmak zorunda kaldığım icin başka hastane/doktorlara gittim.
Sonuncu ve hala kontrole gittigim nörolog eeg çektiği için, psikiyatr da mmpi uyguladığı için yani tetkiksiz müdahaleye baslamadiklari için daha güvenilir geldiler diye devam ediyorum ama 6 ay oldu ve sikayetlerimde de bir değişiklik yok. Onlar da "böyle devam edeceğiz, biraz sabretmelisiniz" diyorlar bunu söylediğimde.
Konulan tanılar bu süreçte: temporal lob epilepsisi, dissosiyatif bozukluklar, karışık anksiyete bozukluğu, huzursuz bacak sendromu, OKB.
38 yaşında bir sevgilim var, ben 28 yaşındayım. Soru bununla ilgili diye baştan belirteyim dedim. Ben E.
Yaklaşık 4 yıldır beraberiz. Bir çocuğu var onun biten evliliğinden. Benim staj yaptığım yerde tanıştık, meslektasiz yani. Neyse bu demografik ve kategorik bilgileri niye yazdım bilmiyorum da soracağım soruda önemli gibi geliyor.
Evliliğe yanaşmıyor, konuşurken bazen yanaşır gibi oluyor ama çocuk yapamam bu yaştan sonra dediği oluyor. Seni seviyorum ama sanki bu ilişkiyi surdurdukce senin kismetin kapanacak gibi geliyor kendimi kötü hissediyorum dediği oluyor. Hatta bazen sana senin yaşında birini bulayım diyor. Bu kadar dalgalı olunca da afalliyorum ilerisini düşünürken çünkü lafta dahi olsa evlenebiliriz/beraber yaşayabiliriz vb. bir şey denediği için kariyer hedeflerim ve yaşantım planlarim da tamamen bireysel, ama o da diyor ki sen bana göre plan yapmıyorsun, sonra ben de diyorum ki sen de net değilsin. Böyle uzayıp gidiyor. Hatta bu gitgellerden sıkılıp eeh yeter be ayrılalım o zaman diye dilimin ucuna geliyor.
Bir yandan onun adına düşünüp kendimi sakinleştiriyorum. Çünkü ilk evliliği aldatilmasi sebebiyle bitmiş. Birileriyle tanıştığımda, iş ortamında ya da eğitimlerde, başka bir yerde kısacası yeni kişilerle tanisabilecegim bir yerde bulundugumda çoğunlukla "güzel kizlar var mıydı" "beğendiğin biri oldu mu" diye şakayla karışık sorup sonra üstüne "olursa söyle tamam mı, seni anlarım gitmek istersen ve hiç kızmam, sadece üzülürüm, ama biliyorum sende de bir burukluk kalır" diyor.
Az evvel sırtım ellerini özledi yazmış, hem çok hoşuma gitti hem canım sıkıldı, yani anlayacağınız duygularım da hep böyle ikircikli oluyor çünkü "bir gün bitecek herhalde böyle giderse" diye düşündüğüm oluyor.
Bir yandan böyle de devam edebilir gibi geliyor ama emin de olamıyorum. Çünkü çocuğunu da bırakacak pek kimsesi olmadığı için sıkış tepiş ve aşırı milimetrik planlı oluyor bulusmalarimiz. Yani babasından birkaç saatlik izin koparan ergen kızla çıkıyor gibiyim bu açıdan.
Paradoksal bir durum kısacası.
Ne dersiniz, nasıl olur gider? Başka ayrintilara dair soru sorarsanız da yazabilirim.
Yaklaşık 4 yıldır beraberiz. Bir çocuğu var onun biten evliliğinden. Benim staj yaptığım yerde tanıştık, meslektasiz yani. Neyse bu demografik ve kategorik bilgileri niye yazdım bilmiyorum da soracağım soruda önemli gibi geliyor.
Evliliğe yanaşmıyor, konuşurken bazen yanaşır gibi oluyor ama çocuk yapamam bu yaştan sonra dediği oluyor. Seni seviyorum ama sanki bu ilişkiyi surdurdukce senin kismetin kapanacak gibi geliyor kendimi kötü hissediyorum dediği oluyor. Hatta bazen sana senin yaşında birini bulayım diyor. Bu kadar dalgalı olunca da afalliyorum ilerisini düşünürken çünkü lafta dahi olsa evlenebiliriz/beraber yaşayabiliriz vb. bir şey denediği için kariyer hedeflerim ve yaşantım planlarim da tamamen bireysel, ama o da diyor ki sen bana göre plan yapmıyorsun, sonra ben de diyorum ki sen de net değilsin. Böyle uzayıp gidiyor. Hatta bu gitgellerden sıkılıp eeh yeter be ayrılalım o zaman diye dilimin ucuna geliyor.
Bir yandan onun adına düşünüp kendimi sakinleştiriyorum. Çünkü ilk evliliği aldatilmasi sebebiyle bitmiş. Birileriyle tanıştığımda, iş ortamında ya da eğitimlerde, başka bir yerde kısacası yeni kişilerle tanisabilecegim bir yerde bulundugumda çoğunlukla "güzel kizlar var mıydı" "beğendiğin biri oldu mu" diye şakayla karışık sorup sonra üstüne "olursa söyle tamam mı, seni anlarım gitmek istersen ve hiç kızmam, sadece üzülürüm, ama biliyorum sende de bir burukluk kalır" diyor.
Az evvel sırtım ellerini özledi yazmış, hem çok hoşuma gitti hem canım sıkıldı, yani anlayacağınız duygularım da hep böyle ikircikli oluyor çünkü "bir gün bitecek herhalde böyle giderse" diye düşündüğüm oluyor.
Bir yandan böyle de devam edebilir gibi geliyor ama emin de olamıyorum. Çünkü çocuğunu da bırakacak pek kimsesi olmadığı için sıkış tepiş ve aşırı milimetrik planlı oluyor bulusmalarimiz. Yani babasından birkaç saatlik izin koparan ergen kızla çıkıyor gibiyim bu açıdan.
Paradoksal bir durum kısacası.
Ne dersiniz, nasıl olur gider? Başka ayrintilara dair soru sorarsanız da yazabilirim.
Dolmuş ya da otobüs ile gideceğim. Ve de ne sıklıkta vardır dolmuş?
Mesela başka herhangi birinin olmadığı bir yerde yanimizdaki kişi kalp krizi geçiriyor, ya da müdahale edilmezse ölüm ile sonuçlanabilecek bir durumda; ancak bize de ölmek istediğini ve ölene kadar da ambulansı aramamizi istemediğini söylüyor.
Dediğini yaparsak hukukî olarak bunun bize bir yaptırım olarak geri dönüşü olması mümkün mü? Dediğim gibi şahit yok.
Dediğini yaparsak hukukî olarak bunun bize bir yaptırım olarak geri dönüşü olması mümkün mü? Dediğim gibi şahit yok.
Merhaba,
Geriye dönük bir şey konu ama aklıma takılıyor şimdilerde. Biraz uzun olacak gibi, yarı soru yarı zihnimi boşaltma.
Kardeşimle aramızda 6 yaş var. Ben 28 o 22, o üniversite öğrencisi.
Annem babamla aynı şehirde bir üniversitede okuyor. Ben aynı sehirdeyim ayrı yaşıyorum onlardan.
Neyse yakın zamanda kardeşim kız arkadaşı ile eve gelmiş gündüz vakti (bizimkiler çalışıyor) annem de işten erken çıkmış o gün.
Üstüne geldiği olay şu:
Kardeşimin burnu kanıyor epey (burun kılcal damarlarında bir sorun var, sık sık olur) üstüne kan dökülünce de çıkarmış tisortunu. Salonda otururlarken annem sahneye giriyor, çığlığı basıyor sen oğlumun üstüne mi kalacaksın bilmemne bir şeyler demiş.
Sonra kardeşim eve gitmedi epey. Parça parça bende kaldı bir arkadasinda kaldı yaklaşık 1 ay. Sonra annem kızı bilhassa yemeğe çağırmış, ikisinden de özür diledi tatlıya bağlandılar. Şimdilerde kız sık sık, birkaç gün üst üste yatıya geliyor kalıyor.
Neyse kıskanma kıyaslama kısmına geleyim:
Benzeri ben öğrenciyken bir defa oldu kız arkadaşımi eve davet ettiğimde. Ben o ara part-time çalışıyordum, bir iki de öğrencim vardı ders verdiğim ilkokul öğrencisi. Fena kazanmiyor olmamdan cesaretle kız arkadaşımla birlikte eve çıktık olay akabinde. 2 sene kadar, mezuniyete kadar da birlikte yaşadık. Annemlere de ara sıra uğradım işte.
Kıyaslama/kıskanma ile ilgili başka birkaç şey daha var.
Ben lisede burs alıyordum devletten, harcligim oydu yani, dershanede de bursluydum. Gittiğim bölümü bırakmaya karar verince de (şehir dışındaydı) kaldığım yurttan da kalmayacağım dönemin parasını tahsil etmek için dava açacaklarını söylediler avukat aracılığıyla (alamayacakları belliydi çünkü sözleşmede de yazmiyordu senet de yoktu). Bu mevzu peydah olunca da annem "senin yüzünden bir sürü para vereceğiz yok yere, hem o kadar para harcadık boşa gitti minvalli konuştu durdu. Dava falan olmadı tabii. Ertesi yıl da hem çalışıp hem üniv. sınavına hazırlandım, istediğim yeri de kazandım, cep harçlığım dışında da anneme verdim kazandığımi harcadiginin karşılığı olsun gibisinden. Üniv.'de ilk yıl hariç çalıştım çeşitli islerde.
Sonra askere gittim, yedek subaydim. Biriktirdigimle de mesleki bir eğitime gidiyorum, onda kısmen destek oldular (benim talebim üzerine) ama verdiklerine de aldığıma da lanet ettirir bir tutumla, şimdi eğitimin bitiş tarihiyle ilgili bir değişiklik oldu geçen ay (biraz uzayacak ve daha fazla para vereceğim toplamda) bir telefon konuşmasında bahsettim nasılsın sorusu üzerine annemin bu uzama meselesinden ve "mm nasıl olacak ki, bizim durumumuz da belli ben veremem haberin olsun" minvalli konuştu, ben de zaten para istemediğimi, halimi anlattığımi söyledim.
Kardeşim;
Hiç çalışmadı şu ana kadar (çalışmasın da istemiyorsa bence de, annemle babam rahatlıkla idare edecek kadar kazanıyorlar, mezun olunca sudan çıkmış balığa dönecek ama ikaz ettim ben, yine de kendi karar versin)
4 senedir davul dersi alıyor (ayda 900 TL), eve bir bateri kursu. ki ben lisedeyken keman dersi istemiştim, yine olmadı tabi pahalı vs. diye.
Vs. vs.
Neyse, bu en son eğitimle ilgili durumu paylastigimda annemin "ben veremem para " demesi epey koydu bana. önceden takilmadigimi düşündüğüm bir sürü şeyi kiyaslamaya basladim o zamandır. Bebeklige kadar gittim (ben 6 aylıkken falan bırakmışım emmeyi, annemin gece vardiyalari falan oluyormuş o dönem, babaannemin boş memesini emip aglamisim bir dönem; kardeşim 3 yaşına kadar emdi hatırlıyorum).
Uzatmayayim daha,
Bunları düşünüyorum düşünüyorum gözlerim doluyor şu ara "ben üvey evlat mıyım p*c miyim" diye iclenip duruyorum, bağıra bağıra aglayasim geliyor.
Ama kardeşime çatmak anlamsız, onla bir alakası yok çünkü.
Anneme oturup hesap sormaya kalksam hepsi olmuş bitmiş seyler, manası yok, bir şey de elde edemeyecegim.
Bir yandan da kendime "sen gurur yapıyorsun kardeşin öyle yapmıyor ondan böyle olmuş birçok şey" diye düşünüyorum kendime dair. Ama sinirimi de yatiatirmiyor bu.
Ne düşüneyim, nasıl ele alayım konuyu?
Bir süre ağlayıp zirlayayim geçer mi dersiniz?
Geriye dönük bir şey konu ama aklıma takılıyor şimdilerde. Biraz uzun olacak gibi, yarı soru yarı zihnimi boşaltma.
Kardeşimle aramızda 6 yaş var. Ben 28 o 22, o üniversite öğrencisi.
Annem babamla aynı şehirde bir üniversitede okuyor. Ben aynı sehirdeyim ayrı yaşıyorum onlardan.
Neyse yakın zamanda kardeşim kız arkadaşı ile eve gelmiş gündüz vakti (bizimkiler çalışıyor) annem de işten erken çıkmış o gün.
Üstüne geldiği olay şu:
Kardeşimin burnu kanıyor epey (burun kılcal damarlarında bir sorun var, sık sık olur) üstüne kan dökülünce de çıkarmış tisortunu. Salonda otururlarken annem sahneye giriyor, çığlığı basıyor sen oğlumun üstüne mi kalacaksın bilmemne bir şeyler demiş.
Sonra kardeşim eve gitmedi epey. Parça parça bende kaldı bir arkadasinda kaldı yaklaşık 1 ay. Sonra annem kızı bilhassa yemeğe çağırmış, ikisinden de özür diledi tatlıya bağlandılar. Şimdilerde kız sık sık, birkaç gün üst üste yatıya geliyor kalıyor.
Neyse kıskanma kıyaslama kısmına geleyim:
Benzeri ben öğrenciyken bir defa oldu kız arkadaşımi eve davet ettiğimde. Ben o ara part-time çalışıyordum, bir iki de öğrencim vardı ders verdiğim ilkokul öğrencisi. Fena kazanmiyor olmamdan cesaretle kız arkadaşımla birlikte eve çıktık olay akabinde. 2 sene kadar, mezuniyete kadar da birlikte yaşadık. Annemlere de ara sıra uğradım işte.
Kıyaslama/kıskanma ile ilgili başka birkaç şey daha var.
Ben lisede burs alıyordum devletten, harcligim oydu yani, dershanede de bursluydum. Gittiğim bölümü bırakmaya karar verince de (şehir dışındaydı) kaldığım yurttan da kalmayacağım dönemin parasını tahsil etmek için dava açacaklarını söylediler avukat aracılığıyla (alamayacakları belliydi çünkü sözleşmede de yazmiyordu senet de yoktu). Bu mevzu peydah olunca da annem "senin yüzünden bir sürü para vereceğiz yok yere, hem o kadar para harcadık boşa gitti minvalli konuştu durdu. Dava falan olmadı tabii. Ertesi yıl da hem çalışıp hem üniv. sınavına hazırlandım, istediğim yeri de kazandım, cep harçlığım dışında da anneme verdim kazandığımi harcadiginin karşılığı olsun gibisinden. Üniv.'de ilk yıl hariç çalıştım çeşitli islerde.
Sonra askere gittim, yedek subaydim. Biriktirdigimle de mesleki bir eğitime gidiyorum, onda kısmen destek oldular (benim talebim üzerine) ama verdiklerine de aldığıma da lanet ettirir bir tutumla, şimdi eğitimin bitiş tarihiyle ilgili bir değişiklik oldu geçen ay (biraz uzayacak ve daha fazla para vereceğim toplamda) bir telefon konuşmasında bahsettim nasılsın sorusu üzerine annemin bu uzama meselesinden ve "mm nasıl olacak ki, bizim durumumuz da belli ben veremem haberin olsun" minvalli konuştu, ben de zaten para istemediğimi, halimi anlattığımi söyledim.
Kardeşim;
Hiç çalışmadı şu ana kadar (çalışmasın da istemiyorsa bence de, annemle babam rahatlıkla idare edecek kadar kazanıyorlar, mezun olunca sudan çıkmış balığa dönecek ama ikaz ettim ben, yine de kendi karar versin)
4 senedir davul dersi alıyor (ayda 900 TL), eve bir bateri kursu. ki ben lisedeyken keman dersi istemiştim, yine olmadı tabi pahalı vs. diye.
Vs. vs.
Neyse, bu en son eğitimle ilgili durumu paylastigimda annemin "ben veremem para " demesi epey koydu bana. önceden takilmadigimi düşündüğüm bir sürü şeyi kiyaslamaya basladim o zamandır. Bebeklige kadar gittim (ben 6 aylıkken falan bırakmışım emmeyi, annemin gece vardiyalari falan oluyormuş o dönem, babaannemin boş memesini emip aglamisim bir dönem; kardeşim 3 yaşına kadar emdi hatırlıyorum).
Uzatmayayim daha,
Bunları düşünüyorum düşünüyorum gözlerim doluyor şu ara "ben üvey evlat mıyım p*c miyim" diye iclenip duruyorum, bağıra bağıra aglayasim geliyor.
Ama kardeşime çatmak anlamsız, onla bir alakası yok çünkü.
Anneme oturup hesap sormaya kalksam hepsi olmuş bitmiş seyler, manası yok, bir şey de elde edemeyecegim.
Bir yandan da kendime "sen gurur yapıyorsun kardeşin öyle yapmıyor ondan böyle olmuş birçok şey" diye düşünüyorum kendime dair. Ama sinirimi de yatiatirmiyor bu.
Ne düşüneyim, nasıl ele alayım konuyu?
Bir süre ağlayıp zirlayayim geçer mi dersiniz?
Sabiha Gökçen'e en hızlı nasıl gidebilirim otobüs ile?
4'e binip Bostancı iskeleden e-9'a binmekten daha çabuk/pratik bir yol var mı?
Bir de saat 21.00'den sonrası icin soruyorum bu soruyu.
4'e binip Bostancı iskeleden e-9'a binmekten daha çabuk/pratik bir yol var mı?
Bir de saat 21.00'den sonrası icin soruyorum bu soruyu.
Genel bir şey soruyorum eğitim derken,
İşte mesleğinizi usta-çırak ilişkisi içinde ogrendiyseniz onun için, sırf kendiniz okuyup uğraşıp ederek ogrendiyseniz onun için, lisans ve sonrası eğitim, meslek lisesi eğitimi...
Şöyle olsaydı, bu dersler de olsaydı, şu şekilde bir staj bulabilseydim/okul staj imkanı saglasaydi...
gibi şeyler; ya da uyduruyorum x muhendisisiniz ve "keşke fiziği/matematiğin kendi alanim dışında kalan kısımları da lisans eğitimine dahil olsaydı" vb. şeyler de olabilir.
Ya da "ben sonradan şu açıdan uğrasa dişine kendimi geliştirdim ama keşke ufak bir giriş dersi olsaymis bu konuda okulda, kendi meragim olmasa belki haberim bile olmazdı ve şu an bu konudaki bilgilerim çok işime yarıyor" dediğiniz şeyler olabilir.
Neler eksikti sizce?
İşte mesleğinizi usta-çırak ilişkisi içinde ogrendiyseniz onun için, sırf kendiniz okuyup uğraşıp ederek ogrendiyseniz onun için, lisans ve sonrası eğitim, meslek lisesi eğitimi...
Şöyle olsaydı, bu dersler de olsaydı, şu şekilde bir staj bulabilseydim/okul staj imkanı saglasaydi...
gibi şeyler; ya da uyduruyorum x muhendisisiniz ve "keşke fiziği/matematiğin kendi alanim dışında kalan kısımları da lisans eğitimine dahil olsaydı" vb. şeyler de olabilir.
Ya da "ben sonradan şu açıdan uğrasa dişine kendimi geliştirdim ama keşke ufak bir giriş dersi olsaymis bu konuda okulda, kendi meragim olmasa belki haberim bile olmazdı ve şu an bu konudaki bilgilerim çok işime yarıyor" dediğiniz şeyler olabilir.
Neler eksikti sizce?
Tüpçüler geri satın alıyorlar mı boş tüpleri?
Eve gelip alırlar mı bir de eğer evetse?
Eve gelip alırlar mı bir de eğer evetse?
Onların ismi ne, nasıl yapıldığını öğrenmeye çalışacağım ama ismini bilmiyorum.
Merhaba,
Saç kremi sürdükten sonra bir süre bekletip saçı yıkamak gerekir mi?
Krem Avon advance techniques, ambalajda bir şey yazmıyor.
Saç kremi sürdükten sonra bir süre bekletip saçı yıkamak gerekir mi?
Krem Avon advance techniques, ambalajda bir şey yazmıyor.
Kullanım değeri olan ve satın alan kişinin belki ömrünce kullanacağı bir mal ya da hizmet satıyoruz. Somutlaştırmak için farazi örnekler vereyim: Özel üretim deri ceket, danışmanlık hizmetleri, bir şeyi üretmeye ya da işlemeye yarayan bir alet vb.
Bu mal ya da hizmet müşterinin ihtiyaç talebi, uretici/satıcının önerileri vb. sonucunda şekillenir ürün haline geliyor, bu açıdan standart denebilecek özellikleri asgari düzeyde kalıyor ya da hiç yok.
Sözün özü müşteriye özel üretilen ve faydası uzun vadeli olan şeylerden oluşuyor mal ya da hizmet.
Bunun fiyatında belirleyici olan unsurlara (elektrik taşıma masrafları dükkan kirası vb.) ürünün fiyatını artırmayı şart koşacak düzeyde zam geliyor, ya zam yapılacak ya da kar miktarı cok düşeceği için uzun vadede zarar edilmeye başlanacak.
Bu aşamadan itibaren, önceki müşterilerin referansiyla gelen müşterilere zam yapmayıp; mal veya hizmetten reklam/pazarlama faaliyetleri sonucu haberdar olanlara zamlı fiyattan satış yapan satıcı/üretici itlik mi yapmış olur? Zamlı fiyata keskin bir geçiş yerine böyle aşamalı bir geçiş tercih etse? Referanslı müşterilere de azar azar zam yapilacak bu aralıkta.
Bu mal ya da hizmet müşterinin ihtiyaç talebi, uretici/satıcının önerileri vb. sonucunda şekillenir ürün haline geliyor, bu açıdan standart denebilecek özellikleri asgari düzeyde kalıyor ya da hiç yok.
Sözün özü müşteriye özel üretilen ve faydası uzun vadeli olan şeylerden oluşuyor mal ya da hizmet.
Bunun fiyatında belirleyici olan unsurlara (elektrik taşıma masrafları dükkan kirası vb.) ürünün fiyatını artırmayı şart koşacak düzeyde zam geliyor, ya zam yapılacak ya da kar miktarı cok düşeceği için uzun vadede zarar edilmeye başlanacak.
Bu aşamadan itibaren, önceki müşterilerin referansiyla gelen müşterilere zam yapmayıp; mal veya hizmetten reklam/pazarlama faaliyetleri sonucu haberdar olanlara zamlı fiyattan satış yapan satıcı/üretici itlik mi yapmış olur? Zamlı fiyata keskin bir geçiş yerine böyle aşamalı bir geçiş tercih etse? Referanslı müşterilere de azar azar zam yapilacak bu aralıkta.
Nereye gideyim?
Denize girip yuzebilecegim bir yer de olmasını tercih ederim.
Denize girip yuzebilecegim bir yer de olmasını tercih ederim.
Nasıl karşılanır sizce?
Sadece sizin fikriniz değil de insanlar ne der acaba'sina dair tahminleri de soruyorum.
Sadece sizin fikriniz değil de insanlar ne der acaba'sina dair tahminleri de soruyorum.
... birbirine yakın ölçüde mi elektrik harcar?
... söylememekte diretirse, nasıl bir intiba uyandırır sizde?
Harita ve pergel iş ile yaramıyor çünkü "zambak sokak/ ruhi bey mahallesi" cinsinden bir sonuç arıyorum, ona da insan boyu harita pergel gerekir sanırım. Google haritaları da evirdim çevirdim beceremedim. Nasıl?
1-1,5 dk.'da bir kesiliyor. bağlantı sinyali modemden laptopa geliyor. internete bağlanbildiğim esnada da sinyal en zayıf düzeyde; ki arada üç kat mesafe olan evlerdeki modemlerin sinyali daha güçlü.
neden olabilir?
modemi değiştirdim bu sebepten daha önce. bilgisayarın donanımında da bir problem yok.
neden olabilir?
modemi değiştirdim bu sebepten daha önce. bilgisayarın donanımında da bir problem yok.
çok-epey arasında teşhis edilmiş, literatürde yer alan vs. eşanlamlılık ya da yakın anlamlılık olup olmadığını bilmiyorum.
kullanımına informal olarak rastladım, ben de kullanırım. yani biri için diğerini ikame edebiliyoruz. aradaki fark sayısal olup olmamasıyla ilgili zannediyorum. epey, epeyi (sımsıkı gibi, ordaki -eyi, aslında iyi) yutularak söylenegelen hali. çok da bildiğimiz çok.
nasıl bir bağdaşım kurduğumu anlatmak adına yazdım bunları.
SORU:
aynı şekilde biraz, çok az, az kelimelerinin yerine, sayısal bir bağlama işaret etmeyen nasıl bir ifade kullanılabilir?
kullanımına informal olarak rastladım, ben de kullanırım. yani biri için diğerini ikame edebiliyoruz. aradaki fark sayısal olup olmamasıyla ilgili zannediyorum. epey, epeyi (sımsıkı gibi, ordaki -eyi, aslında iyi) yutularak söylenegelen hali. çok da bildiğimiz çok.
nasıl bir bağdaşım kurduğumu anlatmak adına yazdım bunları.
SORU:
aynı şekilde biraz, çok az, az kelimelerinin yerine, sayısal bir bağlama işaret etmeyen nasıl bir ifade kullanılabilir?
- i have another one with your name to it
ne dersiniz?
context polisiye. cümleden hiçbir şey anlamadım. context'i hesaba katmadan da çevirebilirseniz işime yarar yine.
edit: bu kadarı yetti, önünü arkasını yazınca hem okuyana hem bana angarya oluyo ondan yazmadım.
ne dersiniz?
context polisiye. cümleden hiçbir şey anlamadım. context'i hesaba katmadan da çevirebilirseniz işime yarar yine.
edit: bu kadarı yetti, önünü arkasını yazınca hem okuyana hem bana angarya oluyo ondan yazmadım.
diyelim,
izmirde yaşayanların bir kısmı
odtü psikoloji bölümü öğrencilerinin bir kısmı
burdaki bir kısmını kullanırken ne kadarını kastederek kullanıyorsunuz?
ya da bu ifadeyi duyduğunuzda sizde ne kadarı çağrışıyor?
azı mı çoğu mu?
sayıca 10 kişilik bir gruptan bahsediliyosa 4'ü mü 3'ü mü 8'i mi?
izmirde yaşayanların bir kısmı
odtü psikoloji bölümü öğrencilerinin bir kısmı
burdaki bir kısmını kullanırken ne kadarını kastederek kullanıyorsunuz?
ya da bu ifadeyi duyduğunuzda sizde ne kadarı çağrışıyor?
azı mı çoğu mu?
sayıca 10 kişilik bir gruptan bahsediliyosa 4'ü mü 3'ü mü 8'i mi?
var mı? varsa nasıl?
herhangi bir dil olabilir.
birebir olup olmadığını merak ediyorum.
herhangi bir dil olabilir.
birebir olup olmadığını merak ediyorum.
context ile ilgili olduğu için tıkandım. galiba kelime aslen ingilizce ama fransızca bir metinde bu şekilde geçiyo.
alan diyebildim en yakın ama metinde kastedilen bir disiplin ya da ekolün ya da bilimin (sosyal bilimler yahut sosyoloji,sinema gibi spesifik bir alan) etki alanında kalan soyut alanlar.
mesela sosyoloji biliminden elde edilen verilerinin etki alanında araba ya da sigara satışlarının olması gibi. ya da psikoloji biliminin etki alanında müfredat oluşturulurken dikkat edilen hususların (yaş, cinsiyet, gelişimsel dönem) etkili olması gibi.
"o disiplinin bağlantılı olduğu/kapsadığı soyut alan" gibi bir çeviri kullandım ama tek kelimelik ya da tamlamalık bir karşılığı olmalı sanki.
muhteva diyesim var ama o da "etki alanı" kısmını kapsamıyor.
kapsam kelimesi de eksik geldi.
geçtiği yer şurası 1.50 - 2.10 arasındaki cümle:
youtu.be
ne dersiniz? ne kullanabilirim?
alan diyebildim en yakın ama metinde kastedilen bir disiplin ya da ekolün ya da bilimin (sosyal bilimler yahut sosyoloji,sinema gibi spesifik bir alan) etki alanında kalan soyut alanlar.
mesela sosyoloji biliminden elde edilen verilerinin etki alanında araba ya da sigara satışlarının olması gibi. ya da psikoloji biliminin etki alanında müfredat oluşturulurken dikkat edilen hususların (yaş, cinsiyet, gelişimsel dönem) etkili olması gibi.
"o disiplinin bağlantılı olduğu/kapsadığı soyut alan" gibi bir çeviri kullandım ama tek kelimelik ya da tamlamalık bir karşılığı olmalı sanki.
muhteva diyesim var ama o da "etki alanı" kısmını kapsamıyor.
kapsam kelimesi de eksik geldi.
geçtiği yer şurası 1.50 - 2.10 arasındaki cümle:
youtu.be
ne dersiniz? ne kullanabilirim?
... yapayım?
1980 ve öncesi dönemin, hatta televizyonsuz sadece radyo döneminin seslendirme sanatçılarını isim isim aramak bulmak istiyorum.
yazdığım kelimeleri kullanınca pek bi sonuç vermiyo google.
nasıl arayayım? aradığım bilhassa radyo dönemi?
bir de ismen bildiğiniz varsa da yazsanız ya
1980 ve öncesi dönemin, hatta televizyonsuz sadece radyo döneminin seslendirme sanatçılarını isim isim aramak bulmak istiyorum.
yazdığım kelimeleri kullanınca pek bi sonuç vermiyo google.
nasıl arayayım? aradığım bilhassa radyo dönemi?
bir de ismen bildiğiniz varsa da yazsanız ya
sabahtan öğleye kadar bir ara ayna almam lazım, cep aynası yahut yaklaşık onun büyüklüğünde bir ayna.
zincir marketler için soruyorum soruyu.
izmir/ bornova ya da karşıyakada sabahtan açılan böyle bildiğiniz bir yer varsa o da işimi görür.
zincir marketler için soruyorum soruyu.
izmir/ bornova ya da karşıyakada sabahtan açılan böyle bildiğiniz bir yer varsa o da işimi görür.
kablosuz modemle laptop arasında iki oda, yaklaşık da 5 metre falan var. sinyali zayıf almıyo bağlıyken. ama wifi bağlantısı ikide bir kendiliğinden kesiliyor, otomatik bağlanacak şekilde ayarlı olmasına rağmen manuel olarak bağlan komutu vermedikçe de tekrar bağlanmıyor.
evin laptopu kullandığım kısmında bir tane de ps3 var. onda böyle bir kesinti olmuyor, o da modeme kablosuz bağlanıyor.
ben sorunun bilgisayarda olduğunu düşündüm ama somut bir şey de yok ortada. hardware sorunu olsa hiç bağlanmaması lazım; yanlış mı biliyorum? güncellemelerde falan eksik yok. telefonu wifi kaynağı haline getirince böyle bir sorun olmuyo mesela.
napılabilir? ya da sorunun kaynağının tespiti için kendi yapabileceğim bir şey var mı aklınıza gelen?
evin laptopu kullandığım kısmında bir tane de ps3 var. onda böyle bir kesinti olmuyor, o da modeme kablosuz bağlanıyor.
ben sorunun bilgisayarda olduğunu düşündüm ama somut bir şey de yok ortada. hardware sorunu olsa hiç bağlanmaması lazım; yanlış mı biliyorum? güncellemelerde falan eksik yok. telefonu wifi kaynağı haline getirince böyle bir sorun olmuyo mesela.
napılabilir? ya da sorunun kaynağının tespiti için kendi yapabileceğim bir şey var mı aklınıza gelen?
taahhüt süresinin dolmasına üç- dört ay falan kalmış bir hattım var.
yeni bir numara alıcam.
yeni numara/hattı hemen alıp kullanmaya başlayıp; eski numaramı/hattını telefondan çıkarıp hiç kullanmasam, faturasını ödesem taahhütü bitip kapattırana kadar;
biri çıkıp "oo kardeş sen bu hattı kullanmıyon/kullanmamışsın ver bakalım cayma bedelini" falan der mi ya da 3-4 ay hiç açılmadı diye hattı kendiliğinden kapatırlar mı?
yeni bir numara alıcam.
yeni numara/hattı hemen alıp kullanmaya başlayıp; eski numaramı/hattını telefondan çıkarıp hiç kullanmasam, faturasını ödesem taahhütü bitip kapattırana kadar;
biri çıkıp "oo kardeş sen bu hattı kullanmıyon/kullanmamışsın ver bakalım cayma bedelini" falan der mi ya da 3-4 ay hiç açılmadı diye hattı kendiliğinden kapatırlar mı?
tablo falan yapmıcam. formülleri hazır birkaç excel dosyası var epey pratikleştircek işimi.
akıllı telefonum yok. olup olmadığına göre android ya da iphone alcam.
akıllı telefonum yok. olup olmadığına göre android ya da iphone alcam.
tek alma amacım yatarken eğilip bükülüp akrobatik hareketler yapmadan laptop kullanabilmeyi sağlaması. aynı zamanda yataktan düşmesin devrilmesin.
kullandığınız bir ürün varsa öneri istiyorum.
şunları buldum internetten ararken bunlarla ilgili de öneri alabilirim.
urun.gittigidiyor.com
urun.gittigidiyor.com
urun.n11.com
kullandığınız bir ürün varsa öneri istiyorum.
şunları buldum internetten ararken bunlarla ilgili de öneri alabilirim.
urun.gittigidiyor.com
urun.gittigidiyor.com
urun.n11.com
www.youtube.com 
bunun namaz kılınan yeri neresi, ezan nerden okunuyo, minber neresinde?
camiye değil de kiliseye ya da havraya benzemiş desem o da değil.
nasıl bişey bir mikdar tarif edebilir misiniz yazıyla olduğu kadar?

bunun namaz kılınan yeri neresi, ezan nerden okunuyo, minber neresinde?
camiye değil de kiliseye ya da havraya benzemiş desem o da değil.
nasıl bişey bir mikdar tarif edebilir misiniz yazıyla olduğu kadar?
internette bulabildiklerim usb'li falan şeyler
sadece discman'in ses çıkışına takıp kullanabilceğim cinsten bir hoparlör var mıdır biliyo musunuz?
yani discman'in pilinden beslenicek enerjisi.
sadece discman'in ses çıkışına takıp kullanabilceğim cinsten bir hoparlör var mıdır biliyo musunuz?
yani discman'in pilinden beslenicek enerjisi.
bildirim gidiyo mu?
yoksa bana ulaşmaya çalışmadığı sürece farketmez mi karşıdaki?
yoksa bana ulaşmaya çalışmadığı sürece farketmez mi karşıdaki?
var mı bildiğiniz, güvenebilirsin uğraşır diyebilceeniz böyle yer?
bir okumaya, yazına, kitaba rastlamış mıydınız hiç?
şu ara poker oynamaya sardım epey internetten (governor of poker), ve rakiplerimle de ilgili bir tarafı olabilir belki ama liberal-kapitalizmin daha sert haline benzediğini düşündürüyor bana.
belirgin olarak da, elinizdeki çip miktarına göre masayı ve rakiplerinizi domine edebilmek ile ilgili. diyelim oyun öyle bir aşamaya geliyor ki, bende 5000 çip ve diğer iki oyuncuda da 1000'er çip var, hele ki o aşamasından sonra benim bahse 1000 çip eklemem, onların oyunu tamamen kaybetme riskini göze almasını gerektiriyor ama benim için hava hoş o anda. dolayısıyla kazanabileceği varsa bile göze alması daha zor bir şey olduğundan geri çekiliyor bahsi görmeden.
neyse bu oyun amerikada icad edilmişmiş, vikipedya öyle diyo.
merak ettiğim oyun teorisi falan değil, ondan ziyade toplumların oynadıkları oyunların benimsedikleri ekonomik sistemlerin oluşmasına etkisi gibi bir şey. çünkü pokerden örnek verdim öyle devam edeyim, bunu oynadıkça kafam da poker mantığında çalışmaya yatkın hale geliyo, ne bileyim ilişkilerime de yansıtabilirim blöfü, karşımdakinin göze alamayacağı riskleri vb.
bu güreş ya da satranç üzerinden de örneklenebilir sanki
inşallah anlatabilmişimdir
soruyu sadeleştireyim
toplumların oynadıkları oyunların benimsedikleri ekonomik sistemlerin oluşmasına etkisinden bahseden araştırmalara kitaplara yazınlara rastlamış mıydınız?
bunu ilk ben düşünmüş olamam gibi geliyo ama henüz bişey de bulamadım, zira arama kriterlerim ne olmalı onu da bilmiyorum.
şu ara poker oynamaya sardım epey internetten (governor of poker), ve rakiplerimle de ilgili bir tarafı olabilir belki ama liberal-kapitalizmin daha sert haline benzediğini düşündürüyor bana.
belirgin olarak da, elinizdeki çip miktarına göre masayı ve rakiplerinizi domine edebilmek ile ilgili. diyelim oyun öyle bir aşamaya geliyor ki, bende 5000 çip ve diğer iki oyuncuda da 1000'er çip var, hele ki o aşamasından sonra benim bahse 1000 çip eklemem, onların oyunu tamamen kaybetme riskini göze almasını gerektiriyor ama benim için hava hoş o anda. dolayısıyla kazanabileceği varsa bile göze alması daha zor bir şey olduğundan geri çekiliyor bahsi görmeden.
neyse bu oyun amerikada icad edilmişmiş, vikipedya öyle diyo.
merak ettiğim oyun teorisi falan değil, ondan ziyade toplumların oynadıkları oyunların benimsedikleri ekonomik sistemlerin oluşmasına etkisi gibi bir şey. çünkü pokerden örnek verdim öyle devam edeyim, bunu oynadıkça kafam da poker mantığında çalışmaya yatkın hale geliyo, ne bileyim ilişkilerime de yansıtabilirim blöfü, karşımdakinin göze alamayacağı riskleri vb.
bu güreş ya da satranç üzerinden de örneklenebilir sanki
inşallah anlatabilmişimdir
soruyu sadeleştireyim
toplumların oynadıkları oyunların benimsedikleri ekonomik sistemlerin oluşmasına etkisinden bahseden araştırmalara kitaplara yazınlara rastlamış mıydınız?
bunu ilk ben düşünmüş olamam gibi geliyo ama henüz bişey de bulamadım, zira arama kriterlerim ne olmalı onu da bilmiyorum.
simava gidicem bir haftalığına falan
gidince "şunu yapmadan, buraya gitmeden olmaz" dencek neler vardır oralarda?
gidince "şunu yapmadan, buraya gitmeden olmaz" dencek neler vardır oralarda?
şimdi benim elimde sinek papaz ve karo 4 var.
arkadaşımın elindeyse iki tane 8li
ortadaki kartlar
maça 2 + kupa papaz + karo papaz + sinek 4 + kupa 8
ikimizde de ful var ve demek oluyo bu
ikimiz de eşitiz mi demek bu?
yoksa benim elimde papaz üç tane olduğu için ben mi alırım o eli?
arkadaşımın elindeyse iki tane 8li
ortadaki kartlar
maça 2 + kupa papaz + karo papaz + sinek 4 + kupa 8
ikimizde de ful var ve demek oluyo bu
ikimiz de eşitiz mi demek bu?
yoksa benim elimde papaz üç tane olduğu için ben mi alırım o eli?
şöyle duyurular açmışlar ilçe milli eğitim sitelerinde
kutahya.meb.gov.tr
sözleşme süresi ne kadar oluyo, nasıl öğrenilebilir?
kutahya.meb.gov.tr
sözleşme süresi ne kadar oluyo, nasıl öğrenilebilir?
adam, kadının arabasına yanaşıp "yanlış anlamayın ama arabanızı çeker misiniz" gibi bişey diyo, kadın da
neyi yanlış anlıycam falan diyo
adam da:
heheh seks falan ne bileyim
galiba yiğit özgüründü
neyi yanlış anlıycam falan diyo
adam da:
heheh seks falan ne bileyim
galiba yiğit özgüründü
kuzenim (20, k) kendi bölümünün son sınıfından biriyle (25,e) yakınlaşmış okul kapanmadan önceki dönem, birkaç hafta takıldıktan sonra adam "bana gelsene sevişiriz"e bağlamaya başlamış konuşmaları, kuzen yanaşmayınca da bir süre sonra "seninle konuşmak istemiyorum" deyip iletişimi kesmiş (arada başka ne mevzular geçti ya da geçti mi bilmiyorum, kuzenim böyle anlatıyo olayı)
o zamandan beri de yaklaşık birkaç aydır, kuzenim adamı arayıp mesaj atıp duruyomuş ama hiç cevap alamamış. sonra adam yine kuzenim aradığında telefonuna cevap vermiş, yine konuşmak istemediğini ve artık aramasını istemediğini söylemiş. kuzen de tamam aramızda bir şey olmasın ama ben yine de seninle iletişimde kalmak arkadaş olmak istiyorum demiş. adam da "olur ama bana memelerinin fotoğrafını gönder, yüzünün gözükmesi şart değil" diyince de bizimkisi kapatmış telefonu.
telefonda söylemiş bunları, mesaj vs. yok.
olayın bu haliyle bir yaptırımı olabilir mi?
o zamandan beri de yaklaşık birkaç aydır, kuzenim adamı arayıp mesaj atıp duruyomuş ama hiç cevap alamamış. sonra adam yine kuzenim aradığında telefonuna cevap vermiş, yine konuşmak istemediğini ve artık aramasını istemediğini söylemiş. kuzen de tamam aramızda bir şey olmasın ama ben yine de seninle iletişimde kalmak arkadaş olmak istiyorum demiş. adam da "olur ama bana memelerinin fotoğrafını gönder, yüzünün gözükmesi şart değil" diyince de bizimkisi kapatmış telefonu.
telefonda söylemiş bunları, mesaj vs. yok.
olayın bu haliyle bir yaptırımı olabilir mi?
fransız bir kız hangi ülkeden unuttum fransadayken tanışıp aşık olduğu balkan erkeğinin peşinden onun ülkesine gidiyo arkadaşıyla, hamile kalmış bir de o adamdan.
filmde ölüler karnavalı minvalinde geçit töreni vardı, herkes ölüleri zombileri anıştıran çağrıştıran maskeler takmış dans falan ediyodu ve kız o sahnede kalabalğın arasında savurup duruyodu kendini.
neydi ismi neydi?
filmde ölüler karnavalı minvalinde geçit töreni vardı, herkes ölüleri zombileri anıştıran çağrıştıran maskeler takmış dans falan ediyodu ve kız o sahnede kalabalğın arasında savurup duruyodu kendini.
neydi ismi neydi?
ya da bunu anıştıran:
erkeğin babasına aşık olması
ama eşcinsellik içermeyen, daha uhrevi manevi bir aşk
oedipus kompleksinin zıttı minvalinde diyebilirim
var mı
erkeğin babasına aşık olması
ama eşcinsellik içermeyen, daha uhrevi manevi bir aşk
oedipus kompleksinin zıttı minvalinde diyebilirim
var mı
kesik ve kamera değişimi içermeyen filmlerdeki sahnelere örnekler
verir misiniz?
mesela:
www.youtube.com
innaritu'nun birdman'inde de böyle epey sahne vardı.
verir misiniz?
mesela:
www.youtube.com

innaritu'nun birdman'inde de böyle epey sahne vardı.
demiş ki
"Biz emperyalist değiliz, sadece bir yaşam tarzı getirmek istiyoruz." (ulus baker'in bir kitabında geçiyor)
bunu ingilizcesiyle
"we are not imperialist, we want only bring out a life style."
diye aradım google'dan ama kaynağını bulamadım.
nerde ne zaman neye mukabil söylemiştir, nasıl bulabilirim başka?
"Biz emperyalist değiliz, sadece bir yaşam tarzı getirmek istiyoruz." (ulus baker'in bir kitabında geçiyor)
bunu ingilizcesiyle
"we are not imperialist, we want only bring out a life style."
diye aradım google'dan ama kaynağını bulamadım.
nerde ne zaman neye mukabil söylemiştir, nasıl bulabilirim başka?