Üzerinde uzun zamandır kafa patlattığım bir makale var. Tamamlamama rağmen bekletiyordum belki bazı durumlar hakkındaki fikirlerim değişir diye. Hocama son hâlini gösterdim. Hiçbir düzeltmeye gerek yok. Direkt yayınlayalım bunu dedi.
Gerçekleşir mi bilmiyorum ama akademik hayatıma yurt dışında devam etmek istiyorum. Türkiye'deki SSCI dergiler ahbap-çavuş ilişkisiyle yürütüyorlar, yayınlanma süreci 2 yılı bulabiliyor.
İngilizcem var ama çok kuvvetli değil. Makalemi arkadaşıma İngilizceye çevirtip Amerika'daki prestijli bir dergiye göndersem etik ilkelerini çiğnemiş olur muyum?
Editörlerle yazışacak kadar İngilizcem olsa da kendim çevirmeye çalışırsam istediğim düzeyde olma ihtimali yok.
Gerçekleşir mi bilmiyorum ama akademik hayatıma yurt dışında devam etmek istiyorum. Türkiye'deki SSCI dergiler ahbap-çavuş ilişkisiyle yürütüyorlar, yayınlanma süreci 2 yılı bulabiliyor.
İngilizcem var ama çok kuvvetli değil. Makalemi arkadaşıma İngilizceye çevirtip Amerika'daki prestijli bir dergiye göndersem etik ilkelerini çiğnemiş olur muyum?
Editörlerle yazışacak kadar İngilizcem olsa da kendim çevirmeye çalışırsam istediğim düzeyde olma ihtimali yok.
Mekân fark etmeksizin doktora yapmanın büyük bir adanmışlık, sabır ve arzu gerektirdiğinin farkındayım. Zaten bir derdi olan ve ona çözüm arama ihtiyacıyla yanıp tutuşan insanların işi o tarzda bir yükün altına girmek.
Dünya'nın farklı bir yerinden ABD'ye gidip 4-8 yıl sürecek müthiş yorucu bir sürecin ardından yüksek ihtimalle işsiz kalacağını, ülkene döneceğini ve tekrardan kendini kanıtlama sürecine gireceğini bilmek insanların motivasyonunu düşürmüyor mu? Başka alanlarda doktoradan sonra iyi bir firmada iş bulup kalma ihtimali varken sosyal bilimciler için bu ihtimal çok zayıf. Ayrıca bu süreçte uzalıp kısalmayan, sadece ay sonunu getirmeni sağlayacak bir meblağ kazanacaksın. Maddi açıdan da tatmin olmayacaksın yani.
İyi bir yayın geçmişin varsa, çeşitli vize türlerine başvurup alıntı sayına bakılarak bir değerlendirmeye tabi tutulabiliyormuşsun, üniversite kapılarını sana kapatmışsa kalan tek seçeneğin buymuş.
Kendim de bunu göze alabiliyorum ama nedenini sorguladığımda beni tatmin edebilecek bir cevaba ulaşamadım henüz. İlginç değil mi?
Dünya'nın farklı bir yerinden ABD'ye gidip 4-8 yıl sürecek müthiş yorucu bir sürecin ardından yüksek ihtimalle işsiz kalacağını, ülkene döneceğini ve tekrardan kendini kanıtlama sürecine gireceğini bilmek insanların motivasyonunu düşürmüyor mu? Başka alanlarda doktoradan sonra iyi bir firmada iş bulup kalma ihtimali varken sosyal bilimciler için bu ihtimal çok zayıf. Ayrıca bu süreçte uzalıp kısalmayan, sadece ay sonunu getirmeni sağlayacak bir meblağ kazanacaksın. Maddi açıdan da tatmin olmayacaksın yani.
İyi bir yayın geçmişin varsa, çeşitli vize türlerine başvurup alıntı sayına bakılarak bir değerlendirmeye tabi tutulabiliyormuşsun, üniversite kapılarını sana kapatmışsa kalan tek seçeneğin buymuş.
Kendim de bunu göze alabiliyorum ama nedenini sorguladığımda beni tatmin edebilecek bir cevaba ulaşamadım henüz. İlginç değil mi?
Selamlar,
Birkaç gündür burayı bu tarz sorularla meşgul ediyorum. Yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olduğumdan bazı istisnalar haricinde yurt dışında uzmanlaşmak istediğim alanı tam olarak karşılayan bir kürsü bulmakta zorlanıyorum. Diğer sosyal disiplinlerde uzmanlaşmış hocalardan bazılarının çalışmaları dikkatimi çekse de onlara mail atacak cesareti henüz kendimde bulabilmiş değilim.
Örneğin, orada mimarlık tarihi çalışan bir hocaya "X Dönemi Türk Şiiri'nde Dış Mekân Tasvirleri" vs. gibi bir araştırma konusuyla gitsem, abes kaçar mı?
Birkaç gündür burayı bu tarz sorularla meşgul ediyorum. Yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olduğumdan bazı istisnalar haricinde yurt dışında uzmanlaşmak istediğim alanı tam olarak karşılayan bir kürsü bulmakta zorlanıyorum. Diğer sosyal disiplinlerde uzmanlaşmış hocalardan bazılarının çalışmaları dikkatimi çekse de onlara mail atacak cesareti henüz kendimde bulabilmiş değilim.
Örneğin, orada mimarlık tarihi çalışan bir hocaya "X Dönemi Türk Şiiri'nde Dış Mekân Tasvirleri" vs. gibi bir araştırma konusuyla gitsem, abes kaçar mı?
Konusu önemli değil.
Sorum başlıkta.
Kısa süreliğine İstanbul'da olacağım. Müze gezmek istiyorum. Envanteri hakkında pek bilgim yok, İstanbul Modern'e mi gitsem, tavsiye edeceğiniz başka bir müzeye mi?
Sb.
Merhabalar,
Uzun süredir ektomorf vücudumu geliştirmek istiyorum. Kol ve bacaklarımın zayıflığı görüntümü bozuyor biraz. Evimin karşısına spor salonu açılır açılmaz kaydoldum. Fakat tek antrenör var ve akşamları orada oluyor. Üç kez rutinimi bozup program yazdırmak için salona gittim. Beşer saniyeyle birkaç makineyi nasıl kullanacağımı öğretti, bench press yap falan dedi ve kayboldu. İlgisiz biri olsa da spora devam etmek istiyorum, zaten biraz hacim kazansam, yağ yaksam yeter.
Boy: 1.77
Kilo: 69
Omuz: 110
Göğüs: 96.5
Bel: 84.5
Kol: 28.5
Daha önce fitness tecrübem olmadı. 6 yıl futbol oynadım amatörde ama çok güçsüzüm, göbeğimde biraz yağlanma var. Boş barla bench press yaparken 3. sette barı üzerime düşürecektim, o kadar zayıfım yani :D Başlayalı sadece bir hafta oldu. Tecrübeli arkadaşlardan biri beni gelecek yaza fit girebileceğim bir programa yönlendirebilirse çok sevineceğim. Hoca yok zaten, youtube'dan izleye izleye uygulamayı planlıyorum. :)
Not: haftada dört gün gitmeyi planlıyorum.
Uzun süredir ektomorf vücudumu geliştirmek istiyorum. Kol ve bacaklarımın zayıflığı görüntümü bozuyor biraz. Evimin karşısına spor salonu açılır açılmaz kaydoldum. Fakat tek antrenör var ve akşamları orada oluyor. Üç kez rutinimi bozup program yazdırmak için salona gittim. Beşer saniyeyle birkaç makineyi nasıl kullanacağımı öğretti, bench press yap falan dedi ve kayboldu. İlgisiz biri olsa da spora devam etmek istiyorum, zaten biraz hacim kazansam, yağ yaksam yeter.
Boy: 1.77
Kilo: 69
Omuz: 110
Göğüs: 96.5
Bel: 84.5
Kol: 28.5
Daha önce fitness tecrübem olmadı. 6 yıl futbol oynadım amatörde ama çok güçsüzüm, göbeğimde biraz yağlanma var. Boş barla bench press yaparken 3. sette barı üzerime düşürecektim, o kadar zayıfım yani :D Başlayalı sadece bir hafta oldu. Tecrübeli arkadaşlardan biri beni gelecek yaza fit girebileceğim bir programa yönlendirebilirse çok sevineceğim. Hoca yok zaten, youtube'dan izleye izleye uygulamayı planlıyorum. :)
Not: haftada dört gün gitmeyi planlıyorum.
Geçen yıl Zara'dan bir jean aldım. Rengi gözüme hoş gelmişti. Kalıbı tam bana göre. Giydiğimde çok yakışıyor ama iğrenç bir rengi var. Boyamam mümkün mü yahut boyatabilir miyim? Hangi boyalar işimi görür?
Yardımcı olabilecek biri çıkarsa çok sevineceğim.
Yardımcı olabilecek biri çıkarsa çok sevineceğim.
Merhabalar,
Uzun zamandır doğru dürüst uyuyamıyorum. Kafamı yastığa koyup hiç uyanmadan sabaha kadar uyuduğum gün sayısı son altı ayda 10-15 civarıdır. Geçen haftadan beri 11'de yatağıma girdikten sonra, saat 1, 4 ve 6 gibi uyanıyorum. Hâliyle gün içerisinde sersem sersem dolaşıyor, konsantrasyon güçlüğü ve şiddetli baş ağrısı çekiyorum. Sesli şekilde kitap okuduğumda kelimeleri sık sık değiştirdiğimi fark ettim. Canımı ziyadesiyle sıkmaya başladı bu durum.
Yaşadığım problemin neden kaynaklanıyor olabilir?
Daha önce böyle bir sorunla karşılaşıp aşabilen varsa tecrübelerini benimle paylaşabilir mi?
Uzun zamandır doğru dürüst uyuyamıyorum. Kafamı yastığa koyup hiç uyanmadan sabaha kadar uyuduğum gün sayısı son altı ayda 10-15 civarıdır. Geçen haftadan beri 11'de yatağıma girdikten sonra, saat 1, 4 ve 6 gibi uyanıyorum. Hâliyle gün içerisinde sersem sersem dolaşıyor, konsantrasyon güçlüğü ve şiddetli baş ağrısı çekiyorum. Sesli şekilde kitap okuduğumda kelimeleri sık sık değiştirdiğimi fark ettim. Canımı ziyadesiyle sıkmaya başladı bu durum.
Yaşadığım problemin neden kaynaklanıyor olabilir?
Daha önce böyle bir sorunla karşılaşıp aşabilen varsa tecrübelerini benimle paylaşabilir mi?
sb.
Hoşuma giden şık fontlar var ama çoğu Türkçe karakterleri desteklemiyor. Çözümü var mı?
PDF'ini biraz karıştırdım, çok hoşuma gitti. Alâka duyduğum konular hakkında pek yetkin yazarlar kalem oynatmış. Gelgelelim eserin yayımlanma tarihi 1983. İçeriğinin bir kısmı güncelliğini yitirmiştir herhâlde. Buna rağmen okunur mu?
Dün geceden beri başım çatlıyor. Gözlerimi rahat açamıyorum. Hastaneye çok uzak ve yalnızım. Evde nasıl dinlenmeliyim?
Merhaba arkadaşlar,
Bir süredir çok büyük bir ikilemin, son derece klişe bir aşkın kıskacındayım. Yaklaşık iki yıl önce lisans tahsilim sırasında alt sınıftan güzelliği kimse tarafından sorgulanmayacak bir kıza vurulmuştum. Aramızdaki sosyoekonomik uçurum ve o dönemki gözlemlerim nedeniyle kendisine açılmamıştım. Ders aralarında kimseyle muhatap olmayıp arabasında oturuyor; verilen ara kaç dakikalık olursa olsun vaktini orada geçiriyordu. Bir keresinde gözlerimin önünde aynı sınıfta olduğu birinin tanışma teklifini de son derece net ve kesin bir şekilde, hiç dinlemeden reddetmişti. Mutsuz ve tatmin edilmez görünüyordu. Ben de "Unuturum elbet." diye uzak kalmayı daha doğru bulmuştum. Ama yine de beklenmedik fırsatlar yaratıp kendisini sık sık izliyordum. O da bunun farkındaydı.
Ben ekonomik imkânları ona göre son derece kötü, çirkin denilemeyecek yakışıklılıkta, büyük çabalar sonucunda çok iyi bir imaj yaratmış yabaninin biriyim. Vaktimin çoğunu takıntılı şekilde aynı mekânlarda geçiriyorum ve çevremi dar tutmaya özen gösterdim şimdiye kadar. Hâliyle tanımayanlar için soğuk, ciddî, çekinilen bir tipim. Bu muhitimde beni muhitimde popüler ve saygı duyulan biri hâline getirdi zamanla. İşsizim, yüksek lisans yapıyorum. Talihimi değiştirebileceğime inancım tam ama bu 5 yıl da sürebilir 10 yıl da. O zamana kadar sürüneceğim.
Hoşlandığım kız o zamanlar alâkamın farkındaydı ve bundan rahatsızlık duymuyor gibiydi. Çünkü hiç alışkanlığı olmadığı hâlde takıldığım muhitlere geliyor, beni süzüyordu. Bir kaç defa yanımdakilerin telkiniyle beni arkadaşlarına işaret ettiğini görmüştüm. Onun da müspet ya da menfi bir alâkası vardı bana karşı. Gelgelelim bölümünü değiştirdikten sonra izini kaybettim ve onu unuttuğumu sandım. Tâ ki geçen haftaya kadar.
Kütüphanede hep aynı masada çalışıyorum. Sabah en geç 9.30'da oradayım. (Bunu o da biliyor.) Geçen Salı kendimden geçmiş vaziyette çalışırken çıkageldi, birkaç saniye düşündükten sonra çaprazıma oturdu ve alâkasını belli etmek istercesine defalarca gözlerini bana dikti. O bakarken yanımda oturan hanımefendi de merak edip "Kim bu salak acaba?" dercesine dönüp dönüp bana bakıp güldü. :D Ertesi gün tekrar kütüphaneye geldi, bu kez ne okuduğuma baktı, göz ucuyla inceledi ve aynı yere oturdu. Açıkçası ders çalışmak için gelmemiş gibiydi, dikkati çok dağınıktı. Zaten hemen kalktı.
Sorunum şu: kendimi trajik duruma sokmaktan şimdiye kadar hep kaçındım. Haddimi bilerek, kayda değer derecede sıkı çalışarak statü atlamaya, kendime iyi bir gelecek hazırlamaya gayret ediyorum. Şimdiye kadar kimsenin bana acımasına müsaade etmedim. Varsa var, yoksa yok. Sosyal biri de olmadığımdan kendime yetmeyi biliyorum. Kızla ortak arkadaşlarım var, beni ona çok iyi şekilde tanıtacak ve tanışmamızı sağlayacak birilerini tanıyorum. Ne var ki, bu işin zamanla bir trajediye dönüşeceğini bildiğimden (gerçi şimdi de dönüşmüş durumda sadece kimseye ayan olmadı.) sürekli düşünüyorum. Hayal ettiğim güzellikte, akranlarımın çoğunun birlikte olmak isteyeceği bir kızdan ilginç şekilde uzak duruyorum ama diğer taraftan onu tanımayı çok istiyorum. Ben otobüs durağına giderken onun yanımdan 200 binlik jipiyle geçmesi beni çok güldürüyor. Yıllardır okuduğum romanlardan birinin kahramanıyım sanki. :)
Neden harekete geçmediğimi sorguluyorum. Korkak, şimdiye kadar hiçbir kızla tanışmamış, çok utangaç biri değilim. Acaba imkânlarımla mı yüzleşemiyorum? Yoksa zannettiğimin aksine korkak mıyım? Hayatımın fırsatı ayağıma geldi ve elimin tersiyle itiyor muyum? Son derece saçma bir soru soracağım, buradaki hiç kimseyle karakterim uyuşmaz muhtemelen ama merak ediyorum: Benim imkânlarımın ve hislerimin sahibi olsaydınız, o kızla tanışır mıydınız?
Bir süredir çok büyük bir ikilemin, son derece klişe bir aşkın kıskacındayım. Yaklaşık iki yıl önce lisans tahsilim sırasında alt sınıftan güzelliği kimse tarafından sorgulanmayacak bir kıza vurulmuştum. Aramızdaki sosyoekonomik uçurum ve o dönemki gözlemlerim nedeniyle kendisine açılmamıştım. Ders aralarında kimseyle muhatap olmayıp arabasında oturuyor; verilen ara kaç dakikalık olursa olsun vaktini orada geçiriyordu. Bir keresinde gözlerimin önünde aynı sınıfta olduğu birinin tanışma teklifini de son derece net ve kesin bir şekilde, hiç dinlemeden reddetmişti. Mutsuz ve tatmin edilmez görünüyordu. Ben de "Unuturum elbet." diye uzak kalmayı daha doğru bulmuştum. Ama yine de beklenmedik fırsatlar yaratıp kendisini sık sık izliyordum. O da bunun farkındaydı.
Ben ekonomik imkânları ona göre son derece kötü, çirkin denilemeyecek yakışıklılıkta, büyük çabalar sonucunda çok iyi bir imaj yaratmış yabaninin biriyim. Vaktimin çoğunu takıntılı şekilde aynı mekânlarda geçiriyorum ve çevremi dar tutmaya özen gösterdim şimdiye kadar. Hâliyle tanımayanlar için soğuk, ciddî, çekinilen bir tipim. Bu muhitimde beni muhitimde popüler ve saygı duyulan biri hâline getirdi zamanla. İşsizim, yüksek lisans yapıyorum. Talihimi değiştirebileceğime inancım tam ama bu 5 yıl da sürebilir 10 yıl da. O zamana kadar sürüneceğim.
Hoşlandığım kız o zamanlar alâkamın farkındaydı ve bundan rahatsızlık duymuyor gibiydi. Çünkü hiç alışkanlığı olmadığı hâlde takıldığım muhitlere geliyor, beni süzüyordu. Bir kaç defa yanımdakilerin telkiniyle beni arkadaşlarına işaret ettiğini görmüştüm. Onun da müspet ya da menfi bir alâkası vardı bana karşı. Gelgelelim bölümünü değiştirdikten sonra izini kaybettim ve onu unuttuğumu sandım. Tâ ki geçen haftaya kadar.
Kütüphanede hep aynı masada çalışıyorum. Sabah en geç 9.30'da oradayım. (Bunu o da biliyor.) Geçen Salı kendimden geçmiş vaziyette çalışırken çıkageldi, birkaç saniye düşündükten sonra çaprazıma oturdu ve alâkasını belli etmek istercesine defalarca gözlerini bana dikti. O bakarken yanımda oturan hanımefendi de merak edip "Kim bu salak acaba?" dercesine dönüp dönüp bana bakıp güldü. :D Ertesi gün tekrar kütüphaneye geldi, bu kez ne okuduğuma baktı, göz ucuyla inceledi ve aynı yere oturdu. Açıkçası ders çalışmak için gelmemiş gibiydi, dikkati çok dağınıktı. Zaten hemen kalktı.
Sorunum şu: kendimi trajik duruma sokmaktan şimdiye kadar hep kaçındım. Haddimi bilerek, kayda değer derecede sıkı çalışarak statü atlamaya, kendime iyi bir gelecek hazırlamaya gayret ediyorum. Şimdiye kadar kimsenin bana acımasına müsaade etmedim. Varsa var, yoksa yok. Sosyal biri de olmadığımdan kendime yetmeyi biliyorum. Kızla ortak arkadaşlarım var, beni ona çok iyi şekilde tanıtacak ve tanışmamızı sağlayacak birilerini tanıyorum. Ne var ki, bu işin zamanla bir trajediye dönüşeceğini bildiğimden (gerçi şimdi de dönüşmüş durumda sadece kimseye ayan olmadı.) sürekli düşünüyorum. Hayal ettiğim güzellikte, akranlarımın çoğunun birlikte olmak isteyeceği bir kızdan ilginç şekilde uzak duruyorum ama diğer taraftan onu tanımayı çok istiyorum. Ben otobüs durağına giderken onun yanımdan 200 binlik jipiyle geçmesi beni çok güldürüyor. Yıllardır okuduğum romanlardan birinin kahramanıyım sanki. :)
Neden harekete geçmediğimi sorguluyorum. Korkak, şimdiye kadar hiçbir kızla tanışmamış, çok utangaç biri değilim. Acaba imkânlarımla mı yüzleşemiyorum? Yoksa zannettiğimin aksine korkak mıyım? Hayatımın fırsatı ayağıma geldi ve elimin tersiyle itiyor muyum? Son derece saçma bir soru soracağım, buradaki hiç kimseyle karakterim uyuşmaz muhtemelen ama merak ediyorum: Benim imkânlarımın ve hislerimin sahibi olsaydınız, o kızla tanışır mıydınız?
Merhabalar,
İngilizce öğrenmeye 2 yıl önce başladım. Kimseden ders almadan, gramer meselesine pek takılmaksızın sürekli metin okuyarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum uzun süredir. Birçokları için pek bir şey ifade etmese de seviyemi bir nebze de olsa belirtmesi açısından YÖKDİL Sınavı'ndan 87.5 aldığımı söyleyeyim. Bu sınavda kaçırdığım tüm sorular gramer sorularıydı.
Doktora tahsili için hedeflediğim okullar 6.5 (overall) almamı istiyor benden. Birkaç gündür "English Grammar In USE" serisine başladım. Ufak tefek hatalarım çıksa da doludizgin ilerliyorum. Bu kitabı bitirdikten sonra serinin ikinci kitabına ağırlık vereceğim. Reading kısmının üstesinden geleceğimi düşünüyorum ancak listening, writing ve speaking becerilerimi nasıl geliştirebileceğim hakkında en ufak fikrim yok. Bu konularda bana neler tavsiye edersiniz?
İnternet'te yaptığım araştırmalarda Cambridge IELTS serisinin şiddetle tavsiye edildiğini gördüm. Ona başlamam doğru olur mu? Olursa, grameri hangi seviyeye getirdikten sonra girişmeliyim bu işe?
Çalışma ahlâkımda, disiplinimde büyük problemler yok. Günde 3-5 saat arası, haftanın 7 günü çok ciddî şekilde çalışacağım. Belli bir düzen oluşturup o doğrultuda ilerlemek istiyorum. Bu noktada sizden alacağım tavsiyeler benim için çok önemli. Yardımlarınızı bekliyorum.
Not: Herhangi bir kursa yazılmayacağım ve özel ders almayacağım.
İngilizce öğrenmeye 2 yıl önce başladım. Kimseden ders almadan, gramer meselesine pek takılmaksızın sürekli metin okuyarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum uzun süredir. Birçokları için pek bir şey ifade etmese de seviyemi bir nebze de olsa belirtmesi açısından YÖKDİL Sınavı'ndan 87.5 aldığımı söyleyeyim. Bu sınavda kaçırdığım tüm sorular gramer sorularıydı.
Doktora tahsili için hedeflediğim okullar 6.5 (overall) almamı istiyor benden. Birkaç gündür "English Grammar In USE" serisine başladım. Ufak tefek hatalarım çıksa da doludizgin ilerliyorum. Bu kitabı bitirdikten sonra serinin ikinci kitabına ağırlık vereceğim. Reading kısmının üstesinden geleceğimi düşünüyorum ancak listening, writing ve speaking becerilerimi nasıl geliştirebileceğim hakkında en ufak fikrim yok. Bu konularda bana neler tavsiye edersiniz?
İnternet'te yaptığım araştırmalarda Cambridge IELTS serisinin şiddetle tavsiye edildiğini gördüm. Ona başlamam doğru olur mu? Olursa, grameri hangi seviyeye getirdikten sonra girişmeliyim bu işe?
Çalışma ahlâkımda, disiplinimde büyük problemler yok. Günde 3-5 saat arası, haftanın 7 günü çok ciddî şekilde çalışacağım. Belli bir düzen oluşturup o doğrultuda ilerlemek istiyorum. Bu noktada sizden alacağım tavsiyeler benim için çok önemli. Yardımlarınızı bekliyorum.
Not: Herhangi bir kursa yazılmayacağım ve özel ders almayacağım.
Bu uyduruk ek hangi anlamda kullanılıyor?
büyüsel derken büyüyle alâkalı şeyler kastediliyor sanki?
peki eğitsel, yönetsel derken anlatılmak istenen ne? bu kelimelerle kullanıldığında da ...ile alâkalı anlamı mı katıyor?
İnsanlar ısrarla neden çoğu kelimenin sonuna bu eki getiriyorlar, cidden anlamıyorum.
Zamanında Refik Halid de aynı soruyu sormuş ama bugünkü vaziyeti görseydi herhalde çok şaşırırdı.
+sEl eki düşmanıyım. Bu ek yüzünden akademik makale okuma zevkim yerle bir oldu, hangi sebepten kullanımı bu dereceye ulaştıysa, ağzımı açıp gözümü yummak istiyorum. Gerçekten çok sıkıldım yav.
büyüsel derken büyüyle alâkalı şeyler kastediliyor sanki?
peki eğitsel, yönetsel derken anlatılmak istenen ne? bu kelimelerle kullanıldığında da ...ile alâkalı anlamı mı katıyor?
İnsanlar ısrarla neden çoğu kelimenin sonuna bu eki getiriyorlar, cidden anlamıyorum.
Zamanında Refik Halid de aynı soruyu sormuş ama bugünkü vaziyeti görseydi herhalde çok şaşırırdı.
+sEl eki düşmanıyım. Bu ek yüzünden akademik makale okuma zevkim yerle bir oldu, hangi sebepten kullanımı bu dereceye ulaştıysa, ağzımı açıp gözümü yummak istiyorum. Gerçekten çok sıkıldım yav.
Aynı ürünün farklı kişilere farklı fiyatlardan satılmasında ahlâki bir sorun görüyor musunuz, neden?
Yazılı sınavda sorulara çok iyi cevaplar verdim. Sözlü mülâkatta da fena değildim. Sonuçlar açıklandı: Kendi öğrencilerine 60 ve 40 puan verip asil ve yedek sırasına yerleştirmişler. Ben hariç herkese 0 vermişler. Bana da 5 puan vermişler arkadaşlar.Evet, 5. Sizce bu 5 puan neyi sembolize ediyor? :D
sb
Sizden bir isteğim var: müsaitseniz ÖSYM'nin aday işlemleri sisteminden eğitim bilgilerinizi kontrol edebilir misiniz? Kayıtlı olduğunuz programa ilişkin herhangi bir bilgi yer alıyor mu o kısımda?
Pazartesi günü kaydımı sildirmek için dilekçe verdim. Duyduğuma göre başvurum onaylandığında ais'e düşüyormuş. Onu kontrol edeceğim.
Pazartesi günü kaydımı sildirmek için dilekçe verdim. Duyduğuma göre başvurum onaylandığında ais'e düşüyormuş. Onu kontrol edeceğim.
Sb
Neden tercih edildiniz? Yüksek lisans teziniz mi çok kaliteliydi, doktora için iyi bir çalışma konusuna mı sahiptiniz, alanınızın gerektirdiği dilleri mi biliyordunuz, yoksa çalışma alanınıza çok mu hâkimdiniz? Aslında bunların hepsinin belli derecelerde önemli olduğunu ben de biliyorum. Ama illâ ki bir şeyi çok iyi yaptığınız için seçildiniz, onu merak ediyorum asıl.
Not: Özellikle sosyal bilimler alanında öğrenim gören arkadaşlar cevaplarsa çok sevinirim.
Not: Özellikle sosyal bilimler alanında öğrenim gören arkadaşlar cevaplarsa çok sevinirim.
Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Türk Tarihi adlı eserini tavsiye eder misiniz?
Merhaba arkadaşlar,
İngilizce okuma becerimi geliştirmek istiyorum. Yaşadığım şehirde aradığım tarzda bir kurs bulamadım, online kurslar da ağırlıklı olarak sınavlara göre tasımlandığı için ilgimi çekmiyor.
Tahsin Yücel ''Yalan'' adlı romanında, bir kitabı aslından okuduktan sonra çevirisini okumanın çok faydalı olduğunu söylüyordu. Siz ne düşünüyorsunuz bu yöntem hakkında?
İngilizce okuma becerimi geliştirmek istiyorum. Yaşadığım şehirde aradığım tarzda bir kurs bulamadım, online kurslar da ağırlıklı olarak sınavlara göre tasımlandığı için ilgimi çekmiyor.
Tahsin Yücel ''Yalan'' adlı romanında, bir kitabı aslından okuduktan sonra çevirisini okumanın çok faydalı olduğunu söylüyordu. Siz ne düşünüyorsunuz bu yöntem hakkında?
1)Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları: Ayşe Hacıhasanoğlu.
2)İletişim Yayınları: Ergin Altay.
3)Can Yayınları: Nihal Yalaza Taluy.
Üç mütercimi de çoooook beğeniyorum ama içlerinden hangisi Diriliş çevirisinde daha başarılı diye merak etmiyor değilim. Siz tercihinizi hangisinden yana yapmıştınız/yapardınız?
2)İletişim Yayınları: Ergin Altay.
3)Can Yayınları: Nihal Yalaza Taluy.
Üç mütercimi de çoooook beğeniyorum ama içlerinden hangisi Diriliş çevirisinde daha başarılı diye merak etmiyor değilim. Siz tercihinizi hangisinden yana yapmıştınız/yapardınız?
Fransızca öğrenmekteki yegâne amacım: 2-3 yıl içerisinde Fransızca roman ve makale okuyacak seviyeye gelmek. Sadece okuma becerimi geliştirmek istiyorum. Diskur çekmek gibi bir niyetim yok yani. Şu anki imkânlarımla sadece okuma kısmını hâlledebilirim.
Bana Fransızca cümle yapısını sağlam şekilde kavratacak bir gramer kitabı tavsiye eder misiniz? İngilizce anlatımlı da olabilir. Cümle yapısını ve temel gramer kurallarını öğrendikten hemen sonra basit seviyeli hikâye kitapları okumaya yöneleceğim. Fransızca öğrenirken işimi kolaylaştıracak ipucularınız varsa, paylaşmak istemeniz durumunda onları da dinlemeye hazırım.
Teşekkürler. :)
Bana Fransızca cümle yapısını sağlam şekilde kavratacak bir gramer kitabı tavsiye eder misiniz? İngilizce anlatımlı da olabilir. Cümle yapısını ve temel gramer kurallarını öğrendikten hemen sonra basit seviyeli hikâye kitapları okumaya yöneleceğim. Fransızca öğrenirken işimi kolaylaştıracak ipucularınız varsa, paylaşmak istemeniz durumunda onları da dinlemeye hazırım.
Teşekkürler. :)
Lisans eğitimimden sonra kazandığım 2 yıllık tecil hakkı haziran ayında bitiyor. Eylül'de bir lisansüstü programa kaydoldum ancak öğrenci işleri henüz askerlik şubesine bildirmemiş. Öğrenci belgesiyle şubeye gitsem kendim tecil ettirebilir miyim?
Merhaba,
ESOGÜ'den tren garına tramvayla ortalama kaç dakikada gidilir?
ESOGÜ'den tren garına tramvayla ortalama kaç dakikada gidilir?
Örnek olarak Woody Allen'ın Vicy Christina Barcelona'sını verebilirim. Filmin etrafında şekillendiği kişiler kültürlü olsun, hayat ve ilişkilerden bahsetsinler, olay örgüsü bu çerçevede gelişsin istiyorum.
Sb
Üniversitelerin tarih bölümünde okuyan arkadaşlar bana Tanzimat'tan bugüne kadar geçen süreci ele alan tam teşekküllü bir okuma listesi yapabilir mi?
Geçmiş duyurulara baktım fakat eksiksiz bir liste oluşturmak istediğimden yeni bir duyuru açma gereği duydum.
Geçmiş duyurulara baktım fakat eksiksiz bir liste oluşturmak istediğimden yeni bir duyuru açma gereği duydum.
Sorum başlıkta.
Sorum başlıkta.
Google'dan bakıyorum: birkaç otel de buldum ama bunlar hayli uzak görünüyorlar. Ankaralı bir arkadaş yardımcı olabilirse çok sevineceğim.
Sınav merkezi şurada:(git:www.google.com )
Sınav merkezi şurada:(git:www.google.com )
Başkalarıyla evli olan iki kişinin yaşadığı ilişkiyi ele alıyordu.
Her bölümün sonlarına doğru psikologlarına yaşadıkları bu yasak ilişkiyi kendi bakış açılarına göre anlatıyorlardı. (galiba)
Bir iki bölüm izleyip bıraktığım için hatırlayamadım.
Belki bilen biri vardır?
Her bölümün sonlarına doğru psikologlarına yaşadıkları bu yasak ilişkiyi kendi bakış açılarına göre anlatıyorlardı. (galiba)
Bir iki bölüm izleyip bıraktığım için hatırlayamadım.
Belki bilen biri vardır?
Bir türk halk müziği dinlerken,onun makamını ve özelliklerini anlayabilecek seviyeye ulaşmak için ne yapmalıyım?
Haziranda mezun oldum fakat tecil işlemleri tamamen aklımdan çıkmış. Google'da arattığımda farklı bilgilere ulaştığımdan bir de buraya sorayım dedim. Ceza öder miyim bu şartlar altında?
Kimliğimde ilkokul fotoğrafım var. Değiştirmek için bugün nüfus müdürlüğüne gittiğimde artık eski kimlik veremediklerini, çipli kimliğe geçiş yaptıklarını söylediler ve başvurumu yaptılar. Ancak bu kimlik bir ay içerisinde posta yoluyla bana gelecekmiş. İşlemlerimi gerçekleştirirken mesai saatine denk geldim. Üstelik bekleyen çok sayıda insan vardı. Bundan dolayı memura soramadım. Önceki sınavlarda fotoğrafımın güncel olmaması sorun oluşturmamıştı. Sizce bu durumda ne yapmalıyım, yarın tekrardan uğrayayım mı nüfus müdürlüğüne?
Sadece bir isim verme hakkınız var. :)
Sorum başlıkta :)
Android kullanıcısıyım. Sorunum için çözüm üretecek elverişli bir program bilen var mı?
Telefonum, LG G2. Dün gece uçak modunu aldım kısa süreliğine. Bu sabahtan beri çalıştığını sanıyordum ancak gelen aramaları reddediyormuş normal modda olmasına rağmen. Bunu nasıl düzeltebilirim? Ne Internet'e girebiliyorum ne de birini arayabiliyorum şu anda.
Bulduklarım beklentilerimi karşılamadı. Kitap ya da makale tavsiyesi verebilir misiniz?
Sb