Ekşi Duyuru

Bilgisayar muhendisiyim ve evden calisiyorum. Bir suredir kiralik daire ariyorum kendime. Uzun zamandir giris katta oturdugum icin biktim, manzarali yuksek katli bir daire ariyorum. Gordum ki sadece Kartal'da var boyle daireler ve makul geldi.

Yorumunuz nedir, kalabilir miyim oralarda? Gece cikip yuruyusler falan yapabilir miyim Kartal'da, nasil bir ilcedir buralar? Ozellikle metro civarlari, Kartal metrosu, Adnan Kahveci metrosu falan. Tutulur mu ev buralardan? Buralardaki rezidanslar bazinda bilmem gereken bir sey var midir ekstra? Sahile insem sorun yasar miyim, oturup kafa dinlemek baglaminda.

Ulasim buyuk problem degil gibi, metrodan oturu. Arada sirada Kadikoy'e inerim en fazla diye dusunuyorum. Yine de bu noktadaki tecrubelerinizi duymak isterim.

29.05'te tecil surem doluyor, ben de bedelliye basvurmak icin e-Devlet uzerinden "Yoklama Başvurusu" yaptim. Islem takibi sayfasinda su anki asama olarak aile hekimi gozukuyor. Bu islemi tecil tarihine kadar yapip halletmem mi gerekiyor yoksa "Yoklama Basvurusu" islemini baslattigim icin bunu daha sonraki bir tarihte de halledebilir miyim?

Askeri hizmet terhichlerinizi 31.12.2021'e kadar yapmak zorundasiniz diyor fakat anladigim kadariyla genel bir uyari. Su an baska bir sehirde kalmak zorunda oldugum icin ikamet ettigim sehre donmem biraz zor ve daha sonra dondugumde bu islemi halletmek istiyorum.

Su anki durumun resmini koydum.

Odanin bir duvarini film afisleri/album kapaklariyla doldurmak gibi bir dusuncem var. Duvarda bosluk kalmayacak sekilde irili ufakli posterler ve album kapaklariyla duvari dolduracagim.

Oncelikli sorum bunu en ucuza nasil getiririm? Bu kismi hallettikten sonra bunu Istanbulda nereden yaptirabilirim? Kuse kagidi salladim, bahsi gecen kullanim icin uygun diger kagit turleri de olabilir elbette.

Evet bunu secmek benim uzerime kaldi, hangisi daha iyidir? Fiyat onemli degil, hangisi daha az ugrastiriyor, daha temiz kesiyor? Baska bir alternatif varsa ona da acigiz.

Odayi nemlendirmelik alet almak istiyorum, limitim 200 TL. Ne oneriyorsunuz?

500 liradan fazla vermek istemiyorum ve kafasi oldukca buyuk birisiyim. Onerileriniz nelerdir?

Telefona 30 TL'den fazla vermek istemiyorum. Gunde en fazla 2 dakikadan ayda 60 dakika konusurum, disaridayken de otobusun gelis saatine bakmak disinda bir internet kullanimim yok. Tavsiye edebileceginiz paket falan var mi herhangi bir operatorden? Ya da hangi operatorun konturlusune gecmem daha mantikli olur? Tarifesiz + konturlu seklinde de yasayabilirim diye dusunuyorum, mesela 20 TL yukledigimde en uzun sureli hediye dakika/internet vs. veren operator hangisidir?

Bunu dunyada sadece ben basaramiyormusum gibi bir his var icimde. Bahsettigim sey chat programlarindaki konusmalar uzerine. Baska insanlarin sozgelimi whatsapp konusmalarima baktigimda 4-5 kelimeyi gecmeyen cumleler ile kurulan bir iletisim goruyorum. Bahsettigim sey "- gelirken iki ekmek al. + tamam." konusmasi da degil, bildiginiz insanlar boyle sohbet ediyor. Ben ise gonderecegim seyi 10 farkli revizyondan gecirip sadelestirmeye calissam da en sonunda elimde koca paragraflar kaliyor. E insanlarin da pek ilgisini cekmiyor bunlar, hatta tahminim o ki bircok kisi bunu okumayi birkac cumle once birakti. Simdi norm kisa kisa yazmaksa ve ben kisa yazdigim zaman kendimin dahi ne dedigini anlamiyorsam ne yapmaliyim? Bana gunluk hayatinizdan kisa cumleli konusma/sohbet ornekleri verebilir misiniz?

Belirtmeden gecemeyecegim, uzun yazdigim seylere gelen kisa ve anlamsiz cevaplar da beni dellendirmiyor degil. Fakat kendimi yenileme surecinin bir parcasi olarak uyumlu olmayi istiyorum insanlarla, nasil basaracagim bunu? Ozellikle insan duygusunu yaziyla tam anlamiyla ifade edemedigi icin daha fazla kelime kullanarak bu acigi kapatmaya calisiyor, en azindan benim durumumda bu gecerli. Emoji falan mi kullanmaliyim?

Özellikle kafamın üstü ile temas eden yerleri yastıklı ve/veya oldukça rahat olan, dışarıya olabildiğince ses vermeyecek, e olabildiğine de kaliteli ses veren bir kulaklık arıyorum. Bütçem 200 lira, kulaklığa kefil olursanız 250 lirayı da gözden çıkarabilirim. Genel itibariyle gitar, keman, synth temelli müzikler dinliyorum, oldukça da film izlerim. Sesin doğallığı önemli bu noktada. Bu kadar anlattım da, aşırı üst düzey bir şey istemiyorum, eğer ki aklınızda varsa bu kriterleri olabildiğince sağlayabilen ve bu fiyat aralığında bi kulaklık sizlerden ricamdır.

Erasmus sebebiyle Polonya'da olacağım bir dönem boyunca. Amazon.de ve amazon.co.uk var burada kullanabileceğim. Herhangi bir sıkıntı olmadan buralardan alışveriş yapabilirim diye düşünüyorum, doğru mudur? Ayrıca Amerika'dan getirtme konusunda sıkıntı yaşar mıyım, bunu bilen arkadaşlar var mı? Daha da genelleyecek olursak, buradayken ucuza elektronik nasıl alınır -kulaklık, bilgisayar parçaları, telefon vs.-, bu konu hakkında yardımcı olabilir misiniz? Başka ülkelere ufak geziler yapmayı da düşünüyorum, "şu ülkeye gidersen şuralar oldukça ucuz" diyebileceğiniz mekanlar varsa onlara da açığım.

Bir polonya hesabına zloti göndermem lazım. Kullandığım bankalara baktım zloti satanı yok. Bi yerden zloti alıp göndereceğim sanırım. Fakat bu noktada bankada zloti hesabı açamadığım için bankamı kullanarak göndermem mümkün değil herhalde. Nasıl bi servis kullanmalıyım bunun için? Kolay bi yolu var mıdır? (Göndereceğim hesabın IBAN'ı neyin var.)

Ek: Ankara içinde yapmam lazım bu işlemi. Nereden alınır gönderilir? Sadece internet içeren, güvenilir bi çözüm de hoş olabilir.

şuradaki[1] şarkıda, 2.54 gibi giren bir melodi var, git gide belirginleşiyor hatta 3.34 gibi bir daha giriyor. bunun bir klasik eserde geçtiğine emin gibiyim veya başka herhangi bir şarkıda. bilen duyan varsa bir haber eylesin.

[1]: youtu.be

Aşağıda benzer bir soru vardı, oradan aklıma geldi sorayım dedim.

Kuantum mekaniğinin birçok yorumu var ve bunların çoğuna göre deterministik olmayan bir yapıya sahip bir evrendeyiz. Bu sonuç çıkarılırken genelde üzerinde durulan nokta gözlem. Heisenberg belirsizlik ilkesi gereğince yaptığımız gözlemler, gözlemlediklerimiz üzerinde etki yarattığından olaya müdahil olmuş oluyoruz ve ortaya sadece bir olasılık kuşağı çıkıyor.

Evet bu durum geleceği tahmin etmemizi imkansız kılıyor. Ama gelecek orada duruyor. Demek istediğim şey, her ne kadar geleceği tahmin edemesek de, gelecekte olacak şeylere neden olacak şeyler şu an burada ve geleceği şekillendirecek şeyler onların ta kendisi. Yani ortada bi nedensellik var. Ben gözlemleyemesem de, şu anki olan şeyler, geleceği biçimlendiriyor. Bu durumda ortada bir kaderin olduğunu söylemek ne kadar yanlış olabilir ki? Nedensellik yoktur diyebilir miyiz? Diyebilirsek neye göre?

Hadi terminolojiye popüler bilim kitapları seviyesinde hakimim, ufak bir açıklamayla beraber linklerinizi bekliyorum.

Yaklaşık 3 aydır bir yerde çalışmaktayım. Dolayısıyla haftaiçi hergün saat en geç 7 gibi kalkmam gerekiyor. Okul zamanımda da zor uyanan birisiydim fakat bunun nedeninin kafama göre okula gidip gelmem, bir uyku düzenimin olmaması ve az yatmam olarak düşünürdüm.

Bu 3 ay içerisinde iyi kötü bir düzen tutturdum. Yaklaşık hergün saat 12.30-01.30 arasında yatıyorum ve sabah 6-7 arasında kalkıyorum. AMA OLMUYOR. Kalkamıyorum yani. Alarm saat 6'da çalmaya başlıyor ve ben 7'ye kadar erteliyorum. Hatta 7 uyanma vaktim için bir sınır noktası olmasına rağmen 7'de bile erteleyip gecikmeyi göze alabiliyorum.

Bu sorunu çözmek için alarmı uzak bir yere koymaya karar verdim, hatta banyoya koydum ki kapattığım sıra yüzümü de yıkayayım. Ki bakın burası önemli, hedefime ulaşıp yüzümü yıkadım fakat GİDİP GERİ YATTIM.

Herhangi bir uyku sıkıntım yok bu arada, ölü gibi tertemiz yatıyorum. Sıfır horlama/nefes alamama sorunu.

Ne yapayım ben şimdi?

Öğrenci evine uygun, 250 lirayı geçmeyecek (o bile çok da evde tozdan ölüyorum, gözden çıkardım bu kadarını artık), aynı zamanda performanslı bi süpürge bakmıştım. 2 sene dayansın yeter. Kalite o kadar önemli değil yani, 2 sene sonra dağılabilir. Özellikle halı süpürme yeteneği iyi olursa çok güzel olur, yoksa zaten 80 liralık halısız zemin üzerinden toz çekebilen bi süpürge var evde.

EK: süpürgeler üzerine uzun bir araştırmaya giriştim ve siklon teknolojisini kullanan süpürgelerin oldukça iyi olduğu kararına vardım. keza bu alanda da en ucuz şöyle bir süpürge buldum. yapılan yorumlar da tatminkar. ilgilenen olursa şöyle bırakayım:

www.hepsiburada.com

aldıktan sonra bi yorum atarım belki.

Geçen sene bir aptallık edip godaddy'den çok ucuz diye aldğım hizmetin yenileme fiyatı aldığımın on katı falan çıkınca yeni bir firmaya geçmeye karar verdim.

Kişisel site tarzında bir sitem var, aynı zamanda projelerimi deniyorum ufaktan. Trafiği sınırsız olan veya oldukça yüksek olan, kaliteli bir firma önerebilir misiniz? Tarfik dışında pek isteğim yok, disk alanı düşük olabilir. Senelik 100 tl'yi geçmeyecek bir şekilde(domain de bu fiyata dahil olursa çok iyi olur tabii).

yaklaşık iki senedir ne zaman kendimi kötü hissetsem, içim daralsa, yaşama isteğimi kaybetsem, gidip iki paket büyük boy cips artı bir litre kola alıp film izlerim. bu saydığım şeyler başıma oldukça yoğun olarak geldiğinden bu aktiviteyi haftada en az üç gün yapıyorum.(buna rağmen hala da kilo alamadım, böyle metabolizmayı sikeyim)

ve bugün bir şeyi fark ettim. ben bunun bağımlısı oldum. az önce indirdiğim filmlerin hepsini izlediğimi fark ettim ve kaldığım apartın internetinin yarrak gibi olması nedeniyle yeni film indiremeyeceğimi düşündüm. bu düşünceyle beraber beni inanılmaz bir korku kapladı. amk kalbim falan hızlandı, film izleyemeyeceğim diye şu an üzülüyorum, izleyemeyeceğimi her düşündüğümde kafayı yiyecek gibi oluyorum. filmi izleme nedenim olan kendini kötü hissetme duygusu son sınırına dayandı, sanki hiç geçmeyecek gibi geliyor. film izlerken kendimi aşırı güvende hissediyorum. çok saçma gelecek ama film izlerken gerçekten yaşadığımın farkına varıyorum. gerçek hayatta pek bir yaşantım olduğu söylenemez, sanal olarak kendimi tatmin ediyorum sanırım.

lan bu ne biçim bi bağımlılık. ne yapayım olm ben, birisi bana bi harici disk falan kargolasın içi film dolu. pavlovun köpeği oldum. kurtarın beni bu bağımlılığın pençesinden.

ne oldu bana bilmiyorum. sözlükte entry girerken olsun, birilerine bir şey yazarken olsun, bir döküman hazırlarken olsun cümle kuramıyorum. böyle bir şeyler yazıyorum, daha sonra istediğim anlamı tam veremediğimi düşünüp siliyorum. cümlenin içindeki kelimeleri değiştirmeye çalışıyorum. eğer ki sözlükteysem en sonunda vazgeçip her şeyi siliyorum.

uzun zamandır kitap okumuyorum. ondan falan mı acaba? ne yapam da düzelsin bu durum. böyle kendimi daha iyi ifade etmeme yarayacak şeyler/alıştırmalar/yazılar bulabilir miyim?

lan az kalsın bu duyuruyu da silip açmayacaktım, sayfalarca yazıp vazgeçtiğim oluyor bazen. o da ayrı bir sıkıntı.

az önce yurt başvurumu yaptım fakat öncesinde internetten yaptığım araştırmaya göre "yüksek ücretli yurtlar" ve "normal yurtlar" için önem sırası belirliyormuşsunuz(eski seneler) fakat bu başvuruda bununla alakalı hiçbir şey yoktu. ben yüksek ücretli yurt istiyorum öncelikli olarak mesela, ne yapacağım durum nedir?

şimdi bu kyk başvuruları başladı. yurt için başvuru yapıyoruz fakat burs/kredi başvuruları çıkmadı henüz. e bu başvurular ne zaman çıkacak? çıktıktan sonra öncelik sırası falan var mı, yoksa birbirinden tamamen bağımsız olarak mı çıkıyor?

evet malum yerleştirmeler sonuçlandı, anadolu bilgisayardayım. ne yapmam lazım şimdi benim? oradaki devlet yurtları hakkında bilginiz var mı? nasıldır iyi midir? ya da ucuza şöyle alternatif var diyeceğiniz şeyler var mı? yakınlık önemli benim için, nasıl bir yol izlemeliyim? orada okumakta olan arkadaşlar varsa bi zahmet özet geçerlerse çok mutlu olacağım, teşekkürler.

2100 liraya kadar da olur. Bu sene üniversiteye başlayacağım, bilgisayar mühendisliği. 4-5 senelik de bir programlama tecrübem var iyi kötü. Ama şu ana kadar hep masaüstü kullandım. İstediğim bilgisayar rahat kod yazmaya müsait olsun, büyük projeleri şırank diye derleyebileyim. E bunun yanında da oyun oynayabilirsem fena olmaz. En azından günümüzün en iyi oluyonarını orta veya biraz daha üst bir seviyede akıcı çalıştıran bir şey olursa iyi olur. (Yaklaşık 3 senedir hiç oyun oynamıyorum, acısını çıkartmam lazım)

* Rahat bir klavyesi olsun.
* Ekran kalitesi çok önemli benim için. Sürekli dizi izliyorum, karanlık sahnelerde evdeki hiçbir alet güzel bir görüntü sağlamıyor. Bu sorunu yaşamayacağım bir ekranı olsun.
* Donanınımı linux'la uyumlu olsun, bir de onunla uğraşmayayım.

Daha önce hiç dizüstü kullanmadığımdan bilgisayar önermek yerine nelere dikkat edeceğimi de söyleyebilirsiniz.

Bir de şu ana kadar aşağıdakileri buldum. Ne dersiniz?
www.istanbulbilisim.com.tr
www.istanbulbilisim.com.tr
www.istanbulbilisim.com.tr

özellikleri neredeyse aynı fakat hangisi daha kalitelidir bilemedim, daha önce hiç laptop almadım çünkü.

malum yaz. boş zaman falan diye çalışmaya başladım. ama o kadar güçsüzüm ki anlatamam. şuradaki** çalışmayı hergün yapmaya çalışıyorum(başlayalı 3 gün oldu) ama nasıl zorlanıyorum anlatamam. kan-ter içinde kalıyorum, bazen çöküp kalıyorum öyle mal gibi.

ne yapayım da güçleneyim ben. öyle kaslarım çıksın falan istemiyorum, güçleneyim, daha dayanıklı bir hale geleyim istiyorum. mesela şu dediğim çalışmayı kolayca yapabilecek bi adama dönüşeyim istiyorum. ne yapmak lazım?

boy:180 cm kilo:70 (sıçınca 69 olabiliyor bazen de olmuyor)

**:well.blogs.nytimes.com

işte bu aralar bu kriptoloji olayına taktım. bir çok yazı okudum ama hep bölük pörçüktü. şöyle bu olayı başından anlatan, örneklerle pekiştiren bir yazı/yazı dizisi falan var mıdır?

tarihçesi ile başlayıp, ilkel tekniklerden bahsedip, günümüzdeki tekniklerini falan anlatan şeyler arıyorum. hatta böyle öğretip sorular soran, çözmeye çalışabileceğim siteler var mıdır? ya da sadece böyle çözmeye çalışabileceğim şifrelerin olduğu bi site olabilir. nasıl şifre çözüleceğini anlatan siteler olabilir, kitaplar olabilir. yazılı/görsel her şey olabilir.

bir de programlama ile uğraşıyorum. şöyle md5'ten girip en karmaşık şifreleme şeylerini anlatan kaynaklar var mıdır?

bu konuda acayip bilgiye açım şu an. yararlı olabileceğini düşündüğünüz her linki atmanızı bekliyorum. şimdiden teşekkür ettim. şu an uyuyorum, tikler ne zaman uyanırsam.

şu aralar almanca öğrenmeye çalışıyorum. keza lisede ingilizcenin yanında görmeme rağmen bir bok bilmiyorum kendisine dair, keşke çalışsaymışım o zamanlar. internette her şey ingilizce, merak saramadım ki o zamanlar almancaya tabii.

neyse bu dili öğrenmek için ne yapmalıyım? param yok, fakirim. kursa gidemem. keza ingilizceyi de internetten öğrendim diyebilirim, hiçbir zaman okulda ders dinlemedim. bu yüzden internetten öğrenebileceğime inanıyorum.

hangi kaynakları öneriyorsunuz? mesela telefonuma duolingo'yu kurdum(ücretsiz başka uygulamalar varsa önerilere açığım) fakat hani başlık başlık konuları anlatan(ders kitabı gibin) kaynaklar var mı bildiğiniz ücretsiz? ingilizce olur türkçe olur fark etmez. türkçe daha bi hoş olur sanki ama.

bir de taktikleriniz var mı dil öğrenme adına. şunları şunları yap gibi. ezberim çok kötü. bunun için de tavsiyeler alabilirim.

erkekler de koşabilir tabii.

az önce duştan çıktım, şu an saçlarım öyle güzel ki. ama kurutunca nasıl kabarıyorsa glam metalcilere dönüşüyorum. mesela kuruduktan sonra saçımı kulağımın arkasına atmak isteyince kulaklarım her ne kadar kepçe de olsa tutamıyor o saçı.

ne yapayım da bu saçlar söz dinlesin? çok kalın telli ve aşırı sık saçlarım bu arada aynı zamanda dalgalı. her türlü öneriye açığım.

iki sorum var.

öncelikle elimde bir ekran kartı var. kendisinin bir kondansatörü patladı, onun yanındakinin de üstünde çizik gibi şeyler var. şimdi ben bunu bir televizyon tamircisine götürsem, abi şu kondansatörü değiştir desem ekran kartım düzelir mi? ayrıca üzeri çizikli gibi olan kondansatörü de değiştirmeye gerek var mı? kondansatörlerin + kutupları kart üzerinde belirtilmiş, takarken sorun olmaz diye düşünüyorum.

ikinci olarak elimde bir ati radeon 2600 pro ekran kartı var. bunu bilgisayara bağlayınca fanı falan çalışıyor ama bilgisayar kartı görmüyor. yani bakıyorum donanım listesine falan gözükmüyor ekran kartı hiç. dolayısıyla monitöre bağlayınca da görüntü vermiyor. ne yapabilirim, bir çözüm yöntemi var mıdır?

teşekkürler.

evet defalarca gördüm böyle serzenişler bu sefer benim başıma geldi. (bkz: din gönderen tanrı fikrinin anlamsız olması) şeklinde bir bşlık açtım ve sol çerçevede çıkmadı. gönderdiğim andan itibaren çıkmadı. yani anahtar kelimeye göre bir oto sansür mü var? yoksa ben mi yanlışım?

öyle bir hastayım ki iki rulo tuvalet kağıdı bitirdim iki günde(gün başına ortalama bir rulo oluyor). ben hayatımda böyle burun akıntısı görmedim, vücudumdaki bütün sıvıyı burnumdan atıyorum resmen.

sağlık ocağına gittim iki tane ilaç yazıp gönderdi beni. 2 tane hap yutmama rağmen en ufak bir azalma yok. en azından başımın ağrısı falan geçti. biri ağrı kesici olmak üzere diğeri clarinase repetabs adlı bir ilaç.

şimdi ben ne yapayım, lys'ye hazırlanıyorum, kalkıp çalışmam lazım ama imkansız. nasıl geçireceğim bu akıntıyı en kısa sürede? bir yardım edin dostlar.

bu arada nane limon demeyin üstünüze kusarım.
saygılar.

bilgisayarı açtığımda bip bip bip diye yüzlece ses geliyor(işletim sistemi ekranı gelmeden önce) bunlar geçtikten sonra bilgisayar açılıyor. ram'lerden birini sökünce(1gb'lık 2 ram var) bip sesi gelmeden bilgisayar direkt açılıyor fakat fan daha hızlı çalışmaya başlıyor hissettiğim kadarıyla. ne yapayım, sıkıntı nedir, ram'i değiştirsem çözülür mü? işlemci sıkıntısı mı?

pleer.com adlı siteye vpn olmadan erişim sağlayamıyorum. engelliweb.com üzerinden de kontrol ettim, herhangi bir engel yok. acaba engellenen başka bir sitenin ip blokları ile aynı da o yüzden mi giremiyorum. eğer öyleyse nasıl anlarım?

ya da siz girebiliyor musunuz bu siteye?

malumunuz youtube'de saçma sapan değişiklikler olmuştu yakın bir zamanda. ben google+ hesabım ile birleştirmeden youtube hesabımı kullanmaya devam etmiştim. fakat geçen gün ne oldu bilmiyorum, youtube hesaplarıma bir baktım bütün aboneliklerim gitmiş, her şey sıfırlanmış. hesaplarım sayfasından bakıyorum 3 tane gözüküyor ve hepsi sıfırlanmış durumda. ama telefondaki youtubede her şey normal. lan onlarca kanalı takip ediyordum ne olur bi çözüm bulun nasıl geri getireceğim bunları.

2 gün sonra sınav var malum. kaydım falan her şeyim tam. ama sıkıntı şu. bu sene mezun olarak giriyorum sınava, geçen seneki ösym fotoğrafını da değiştirmedim, dikekçe falan vermek gerekiyormuş, uğraşamadım. bu sene de saçları uzattım. tipim o fotoğraftan farklı duruyor tabii. ama kimlikteki fotoğrafı güncelledim, oradakinde bi sıkıntı yok. sınava girerken sıkıntı yaşar mıyım? kimlik değil mi önemli olan?

bir buçuk seneye yakındır saçlarımı uzatıyorum. öncelikle belirtmeliyim ki hayvan gibi saçım var, öyle böyle değil. fakat namussuzlar aynı oranda acayip bir şekilde dökülüyor, yine öyle böyle değil. ama kel kalma korkum yok, yerine geliyorlar hemen. fakaaaaat...

bu yeni gelen saçlar malumunuz kısa kısa hiç hoş durmuyor, hatta bir iki bölgede(kulak çevresindeki bir kısım) yoğunlaştılar.hele saçları toplayınca oradan fırlıyorlar ya kafayı yedirtiyor adama.

ne yapmalı bu durumda, bir çözümü var mıdır? bu hızla dökülüp yerine gelmeye devam ederse saçlarım hep aynı boyda kalabilir lan, o derece. kıçıma kadar uzatma hayallerim var benim.

(bkz: çevresiyle hiç ortak ilgi alanı olmayan insan) olaraktan sözlükte başlığını da açtım ama şey eden olmadı. burada konuşalım o zaman dedim ben de.

var mı sizlerde de böyle bir durum? gündelik hayatın biraz dışından olan konuları insanlarla konuşmak imkansız neredeyse. herkesin derdi "dünkü maç kaç kaç bitti", "akşam televizyonda şu var" olmuş. şöyle azıcık felsefi konulara dalalım, oradan uçsuz bucaksız gündelik hayatımızda bir sike derman olmaycak konuları saatlerce tartışalım istiyorum lan. ya da temel bilimlerden bahsedelim, dilimiz döndüğünce üzerine mantık yürütelim.

var mı bunları yapabildiğiniz insanlar? ya da böyle bir şeyin sıkıntısını çekmiyor musunuz?

şimdi şöyle bi şey istiyorum: bu sitede/uygulamada dinleyeceğim grupları seçeceğim. örneğin x1, x2, x3, ve x4. bana bu grupların diskografilerinden rastgele şarkı atacak. şarkı seçme özelliği falan olmasına gerek yok. sadece grup seçeyim ve "sadece" bu grupların şarkılarıdan karışık karışık dinletsin bana. android uygulaması varsa böyle çok şükela olur, yoksa internet sitesi de olur.

böyle en death'inden en black'inden ya da en thrash'inden allahsız gruplar önerin bana. böyle manyak sert, yüksek tempo, adam öldürmeden önce dinlenecek epik şarkıları olsun. hatta mümkünse şarkıları böyle manyak, ilginç sololar içersin dinlerken duvarlara kafa atayım. ama çok da teknik death gibin bi şey olmasın. bu kriterlere uygun gruptan ziyade parça da yazabilirsiniz tabii ki.

direk konuya giriyorum. kendimi bildim bileli, sol testisim sağdakine göre biraz büyük, daha uzun ve daha şişkin. ereksiyon esnasında baya derli toplu duruyorlar ama.(soğukta kalınca da bi orantı yakalamak mümkün.)
neyse efendim sıkıntı şurada; bu sol testis dediğim üzere biraz daha şişkin ve ellendiği zaman sanki içerideki yumurta çok daha büyük ve etrafında bi damarlanma mı desem ne desem sanki bi şeyler var gibi geliyor. sol testisin derisi daha kalın bir deri sağdakinin daha ince bir hali var gibi elle kontrol edildiğinde.

ne yapam doktora gidem mi? dediğim gibi hep böyleydi, daha ölmedim. herhangi bir ağrı/sızı şikayetim de olmadı.(belki olmuştur ama hatırlamıyorum bile o derece)

istiyenlere özelden fotoğraf atabilirim.(tabii ki de şaka)
testis geçmeyin lütfen, şimdiden teşekkürler.

sabahtan beri meraktan biraz da can sıkıntısından kuantum mekaniğiydi, sicim teorisiydi böyle yarrak yarrak konularla ilgili şeyleri okuyup duruyorum. az buçuk bi şeyler anlamakla beraber insan ister istemez bunları bulan, düşünen adamların da hayatını merak edip okuyor. okudukça utanıyorum, yaşamak istemiyorum. adamlar daha 18-19 yaşlarındayken devrim yaracak şeylerle ortaya çıkıyor. ilerleyen zamanlarda neler buluyor neler. ben sikindirik bi mat-1 sorusu için 2 gün uğraştığımı bilirim. şimdi ben ne yapayım lan? bildiğin mal olduğunu bilmek insanı üzüyor. bunun farkında olmam da bi yandan sevindiriyor. ama mal mal yaşamak da istemiyorum lan. bi çay koydum ya hayırlısı.

aslında doğru yapıyolar, olay bu değil mi zaten? ama ben nedense hoşlanmıyorum aga. niye bilmiyorum. yani herkes cevap vermiş, uğraşmış. hadi herkesi sevelim, herkesi doğru kabul edelim, değil mi? ama yoo, yo dostum sen de haklısın. olay bu zaten.

yaklaşık 3 gündür her boka gülüyorum öyle böyle değil. mesela az önce siteye girerken "ekşi sözlük kullanıcısı iseniz basın" yazısınına bile güldüm. yaklaşık bir saat önce de büfeden cipsimi kolamı almış eve gelirken cinsel muhabbet yapan iki kişinin yanından geçtim, nasıl bir kahkaha attım anlatamam. tek tesellim bu, belki acı çekiyorum falan sanmışlardır. öyle garip bi ses çıktı, sonra öksürüyomuş gibi yaptım. kendi kendime çok manyak espriler yapıyorum ki sormayın. hala gülüyorum amk, bi çare layn.

ben mesela bunu çok merak ediyorum. konuşuyoruz mesela adamla, diyor ki dün bi kız gördüm böyle 22-23 yaşlarında. tamam da nereden tahmin ettin bunu? mesela birini gördüğümü farz edelim, birisi benden o kişinin yaşını tahmin etmemi istedi. ben 22-23 diyemiyorum aga. giyim kuşamını düşünüyorum, yüzündeki kırışıkları düşünüyorum, hal ve hareketlerini, konuşma tarzını hesaba katıyorum, vardığım sonuç 17-35 arası.

ben neyi yanlış yapıyorum lan. nasıl böyle direkt sayı veriyosunuz olm, manyak mısınız acaba. hayır atıyonuz diyecem ama baya bir tutma oranı da var bu tahminlerin.

ağzımı çok açtığım zaman tak diye yerinden çıkıp sanki bir yere takılarak kilitleniyor. geri yerine oturtmak cidden sıkıntı. hiç yumruk falan yemedim çeneme veya düşüp falan çıkarmadım daha önce hiç. bi çözümü var mıdır yoksa böyle mi yaşamalıyım?

burada böyle oturmuş milletin sorduğu sorulara neden cevap veriyorsunuz? birden fazla nedeni olabilir ama ağır basanı istiyorum. mesela can sıkınıtısı bende ağır basan. ikicil derecede de iyilik yapma isteği.

mantıklı bir şey söyleyip söylemediği önemli değil, yeter ki "yaşama nedeniniz x'tir" desin. mesela ibadet için yaşıyorsunuz, tanrı/allah istediği için yaşıyorsunuz gibi bi cevap değil ama. var mıdır böyle din? şu yerli afrika dinlerinden bile olur.

komiklikten de düşebilirim, şaşkınlıktan/şoktan da, farketmez burası. ama şöyle diyeyim acayip film izleyen birisiyim, bu yüzden gözümden kaçmış olması büyük ihtimal olan filmlerden önerin(kıyıda köşede kalmış olan, ama yine de çekimleri falan iyi olsun kıyıda köşede dediysek de o kadar değil, çekim çok önemli benim için)

ek: tamam lan allahsızlar ben kendim bulur bi şeyler izlerim.

biraz boş zamanlarımı doldurmak biraz da paylaşmayı sevdiğimden açtığım yepsyeni bir android blogum var. sizlerden biraz yorum istiyorum blog hakkında, konular nasıl, tasarım nasıl, şu bu... tavsiyeler için şimdiden teşekkürler, raad olun hayvan gibi eleştirin. hatta şu konuda yaz diyin, şunu merak ediyorum diyin.

gorevimizandroid.blogspot.com

bir olay oldu diyelim yerin dibine girip, kutuplardan çıkacak kadar küçüldük. belki çok da büyük bi şey değildi, sadece basit bi kelime hatası yaptık ama utandırdı. bu olay durduk yere aklınıza geliyor, o anı tekrar size yaşatıyor. ne yaparsınız? bunu geçirmek içib bi taktiğiniz var mı?

mesela ben yüzümü saçma sapan buruşturup, ekşitip kollarımı yüz hizasına çıkararak garip hareketlerde bulunuyorum. geçmiyor ama alışkanlık oldu.

az önce başıma geldi bu, bir gözümle denetim altında tutuyordum kendisini az sonra imha etmek için ama saklandı bi yere kesin. acayip uykum var, bu durumda yatmalı mıyım, gece ebeme atlar mı? odada küçücük bir sinek bile olsa yatamayan adamım, bu böcek korkusunu ne yapacağım ona da bi çare eyleyin hele.