Ben sade Türk kahvesini şu klasik Mehmet Efendi ile evde kendim yaptığımda kopkoyu, "neredeyse siyah" diyebileceğim bir içecek elde ediyorum. Dışarıda, bir kafede, sade Türk kahvesi söylediğimde ise kahvem siyaha yakın değil de tam kahverengi geliyor, üst tabakasında ise çok daha açık kahverengi bir köpük oluyor. Lezzeti benim kahvemsimden çok daha iyi doğrusu, ayrıca içimi de çok daha kolay :(
Biraz araştırdım, kimisi çok az çikolata ekliyormuş kahveye. Acaba o yüzden mi içimi yumuşak? Ben şekeri "tamamen" bıraktığım için çikolata da dahil hiç tatlı tüketmemek konusunda çok katıyım. İşin sırrı çikolataysa bileyim de bir daha orada kahve içmeyeyim :(
Çikolata değilse ne olabilir peki?
Aklıma gelen bazı olasılıklar: Kahve çekirdeklerinin kavruluş farklılığı, kahvenin bitki olarak türünün farklı oluşu, kafenin henüz yeni çekilmiş/kavrulmuş kahve kullanması vb. Hangisi/hangileri?
Yumuşak içimli sade Türk kahvesi yapmak için bildiğiniz bir taktik varsa eğer, -şeker veya şekerli herhangi bir şey ilave edilmedikçe- hayır demem bu arada.
Not: Süt veya süt tozu da istemiyorum.
Biraz araştırdım, kimisi çok az çikolata ekliyormuş kahveye. Acaba o yüzden mi içimi yumuşak? Ben şekeri "tamamen" bıraktığım için çikolata da dahil hiç tatlı tüketmemek konusunda çok katıyım. İşin sırrı çikolataysa bileyim de bir daha orada kahve içmeyeyim :(
Çikolata değilse ne olabilir peki?
Aklıma gelen bazı olasılıklar: Kahve çekirdeklerinin kavruluş farklılığı, kahvenin bitki olarak türünün farklı oluşu, kafenin henüz yeni çekilmiş/kavrulmuş kahve kullanması vb. Hangisi/hangileri?
Yumuşak içimli sade Türk kahvesi yapmak için bildiğiniz bir taktik varsa eğer, -şeker veya şekerli herhangi bir şey ilave edilmedikçe- hayır demem bu arada.
Not: Süt veya süt tozu da istemiyorum.
Şu sözcüklerin farklı yerlerde farklı kullanımlarını gördüğüm için aklıma takıldı:
"Deyip" mi doğru, "diyip" mi?
"Yeyip" mi doğru, "yiyip" mi?
Bence diyip/yiyip ikilisi kulağa daha doğal geliyor ve ben telaffuz ederken bu şekilde söylüyorum ama dediğim gibi, başkalarının deyip/yeyip şeklinde kullandıklarını gördüğüm için ikisinin de yazımlarından emin olamadım.
TDK resmi web sitesinde bakındım, aradığımı bulamadım.
Var mı doğrusunu bilen?
"Deyip" mi doğru, "diyip" mi?
"Yeyip" mi doğru, "yiyip" mi?
Bence diyip/yiyip ikilisi kulağa daha doğal geliyor ve ben telaffuz ederken bu şekilde söylüyorum ama dediğim gibi, başkalarının deyip/yeyip şeklinde kullandıklarını gördüğüm için ikisinin de yazımlarından emin olamadım.
TDK resmi web sitesinde bakındım, aradığımı bulamadım.
Var mı doğrusunu bilen?
ekşi orman, sürekli mi dönemlik mi bir proje? bakındım ama net bir cevap bulamadım.
sorum karakter sınırına takıldı, kusura bakmayın.
91 entry'si silindiği halde uçurulmayan bir yazar var, onun hakkında başlık açsam "ben uçurulur muyum"?
bunu neden soruyorum? çünkü sözlük'te bu şekilde açılan başka başlıkların çoğunun ilk entry'si yok!
mesela:
(bkz: 76 gg entry ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 35 gg entry ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 54 gg ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 37 gg entry ile uçurulmayan yazar)
(bkz: 23 gg entry ile uçurulmayan yazar)
gibi.
sizce "moderasyona haksız itham" diye uçuruyorlar mıdır, bu tür başlık sahiplerini? gözüme çarptı bu durum. bu kadar çok sayıda örnekte ilk entry'lerin olmaması pek "tesadüf" gibi görünmüyor sanki?!
91 entry'si silindiği halde uçurulmayan bir yazar var, onun hakkında başlık açsam "ben uçurulur muyum"?
bunu neden soruyorum? çünkü sözlük'te bu şekilde açılan başka başlıkların çoğunun ilk entry'si yok!
mesela:
(bkz: 76 gg entry ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 35 gg entry ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 54 gg ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 37 gg entry ile uçurulmayan yazar)
(bkz: 23 gg entry ile uçurulmayan yazar)
gibi.
sizce "moderasyona haksız itham" diye uçuruyorlar mıdır, bu tür başlık sahiplerini? gözüme çarptı bu durum. bu kadar çok sayıda örnekte ilk entry'lerin olmaması pek "tesadüf" gibi görünmüyor sanki?!
belliyse eğer, onlardan birine ulaşmam lazım.
konu, 89 entry'si silindiği halde uçurulmayan bir yazar. dün, bu şahsın sözlük'ten neden atılmadığını duyuru'ya sormuştum: www.eksiduyuru.com
konu, 89 entry'si silindiği halde uçurulmayan bir yazar. dün, bu şahsın sözlük'ten neden atılmadığını duyuru'ya sormuştum: www.eksiduyuru.com
beni rahatsız eden bir ekşi sözlük yazarının modlog'una baktım, yaklaşık bir yıl içinde -ki yazarlığı onaylanalı da hemen hemen bir yıl oluyor- tam 89 entry'si silinmiş. önüne gelene küfreden, tanım yapmayı bilmeyen biri.
bu şahıs neden uçurulmuyor sizce? moderasyon, bunları uçurmuyorsa kimleri uçuruyor? moderatörler entry silinme tarihçesini görmüyorlar mı? hayır, o kadar çok sayıda entry silmek moderatörler için de eziyet verici olmalı. gerekenin yapılması için benim yapabileceğim bir şey var mı? gerçekten çok merak ettim. mail atıp durumu anlattım ama yazar halen uçurulmadı.
düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
bu şahıs neden uçurulmuyor sizce? moderasyon, bunları uçurmuyorsa kimleri uçuruyor? moderatörler entry silinme tarihçesini görmüyorlar mı? hayır, o kadar çok sayıda entry silmek moderatörler için de eziyet verici olmalı. gerekenin yapılması için benim yapabileceğim bir şey var mı? gerçekten çok merak ettim. mail atıp durumu anlattım ama yazar halen uçurulmadı.
düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
x değişkeni olarak herhangi bir şeyi kullanabiliyorlar. sözlük'te bu tarz başlıkların yoğun oluşu üzerine merak ettim. neden ve nereden çıktı bu?
"yürek selanik" diye bir deyim var, çok ilginç geliyor bana, acaba bu deyimin ortaya çıkış nedeni nedir, bilen var mı aranızda? çok merak ediyorum, neden selanik? :) neden başka bir yer değil? bir hikayesi filan mı var acaba? tarihsel, sosyolojik, kültürel bir nedeni mi var? kim bilir hangi sebeple ortaya çıktı bu tabir?
anlamını sormuyorum, anlamı belli: tdk diyor ki şaka yollu söyleniyor ve "çok korkmak ve çok heyecanlanmak" gibi bir anlamı var. örnek kullanımı: "ayyy, bende yürek selanik şekerim!" :P
anlamını sormuyorum, anlamı belli: tdk diyor ki şaka yollu söyleniyor ve "çok korkmak ve çok heyecanlanmak" gibi bir anlamı var. örnek kullanımı: "ayyy, bende yürek selanik şekerim!" :P
Yerli web sitelerinde yazılanları okurken bir şey dikkatimi çekiyor sürekli: Okuduğum çoğu şeyi yakın bir geçmişte İngilizce olarak yabancı bir web sitesinde zaten okumuş olduğumu fark ediyorum. Yabancı web sitelerinden çaldıkları makaleleri Türkçeye çevirip sanki kendileri yazmış gibi kendi web sitelerinde yayınlıyorlar ve kaynak göstermeye gerek dahi duymuyorlar! Bunu yapan o kadar çok site/blog var ki insan gerçekten hayret ediyor. Yahu bu suç değil mi? O içeriği üreten sen değilsin ki ne cüretle belli bir bilgi/gözlem/araştırma/inceleme kısacası "emek" sonucu başkaları tarafından yazılmış yazıları kendine mal edebiliyorsun? Tam olarak "hırsızlık" yapıyorlar. Bunun hukuki bir yaptırımı yok mu, merak ettim.
fotoğraftaki daireler bokeh etkisine örnek gösterilebilir mi?
not: fotoğraf bana ait değil.
not: fotoğraf bana ait değil.
sözlük yazarlığım onaylandığından bu yana sataşanlar hep vardı ama sataşıp duranların sayısı çok artınca (şimdi kontrol ettim, sadece şu son bir hafta içinde bile dört farklı yazar hakaret içerikli mesajlar göndermiş) aklıma birkaç şey takıldı:
1) size de mesajla sataşanlar oluyor mu?
2) mesajla rahatsız ediliyorsanız ne yapıyorsunuz? engellemek en temiz yöntem, biliyorum. mesajla rahatsız eden yazarları savcılığa şikayet edip mahkemeye vermek de bir çözüm, biliyorum ama böyle bir konu yüzünden mahkemeyle, avukatla filan uğraşmayı çok gereksiz buluyorum. sözlük yönetimi mesajla rahatsız eden yazarlara herhangi bir ceza (sözlükten uçurma vb) vermiyor mu? anladığım kadarıyla olay mahkemeye taşınmadıkça sözlükte her isteyen, elini kolunu sallaya sallaya hakaret ediyor ve incitiyor karşısındakini. bu mudur kural?
1) size de mesajla sataşanlar oluyor mu?
2) mesajla rahatsız ediliyorsanız ne yapıyorsunuz? engellemek en temiz yöntem, biliyorum. mesajla rahatsız eden yazarları savcılığa şikayet edip mahkemeye vermek de bir çözüm, biliyorum ama böyle bir konu yüzünden mahkemeyle, avukatla filan uğraşmayı çok gereksiz buluyorum. sözlük yönetimi mesajla rahatsız eden yazarlara herhangi bir ceza (sözlükten uçurma vb) vermiyor mu? anladığım kadarıyla olay mahkemeye taşınmadıkça sözlükte her isteyen, elini kolunu sallaya sallaya hakaret ediyor ve incitiyor karşısındakini. bu mudur kural?
kozmetik firması clinique, kendi web sitesinde (git: www.clinique.com.tr ) "biz ürünlerimizi ve ürün içeriklerimizi hayvanlar üzerinde test etmiyoruz. ayrıca yasalar gerektirmediği koşulda başkalarından da bizim yerimize test etmelerini istemiyoruz." ifadesine yer veriyor ancak peta, bu firmanın hayvanlar üzerinde test yaptığını belirtiyor. (git: features.peta.org
koskoca bir şirket tarafından göz göre göre böyle bir yalan söylenebilir mi?! clinique, sonuçta ticari bir kuruluş olduğu için ben peta'ya güveniyorum ama bu nasıl bir tezattır böyle, çok şaşırdım.
clinique'in hayvanlar üzerinde test yapıp yapmadığıyla ilgili kesin bir bilgisi olan veya kesin bilgiyi bulabileceğim kaynağı bilen var mı? ben bu konuda peta'dan daha güvenilir bir kaynak olacağını sanmıyorum ama... firmanın dediğiyle peta'nın dediği arasındaki uçurumu görünce yine de bir sorayım dedim.
koskoca bir şirket tarafından göz göre göre böyle bir yalan söylenebilir mi?! clinique, sonuçta ticari bir kuruluş olduğu için ben peta'ya güveniyorum ama bu nasıl bir tezattır böyle, çok şaşırdım.
clinique'in hayvanlar üzerinde test yapıp yapmadığıyla ilgili kesin bir bilgisi olan veya kesin bilgiyi bulabileceğim kaynağı bilen var mı? ben bu konuda peta'dan daha güvenilir bir kaynak olacağını sanmıyorum ama... firmanın dediğiyle peta'nın dediği arasındaki uçurumu görünce yine de bir sorayım dedim.
linkedin'e üye değilim; fakat çok seyrek kullandığım bir e-mail adresime hiç tanımadığım bir sosyal medya uzmanı tarafından linkedin aracılığıyla davet gelmiş, anlam veremedim.
linkedin'e üye olmasak da böyle alakasız davetler alabiliyor muyuz yoksa işin içinde başka bir iş mi var, birinin benim e-mail adresimle linkedin hesabı açması gibi? gerçi öyle olsa benim e-mail adresime bir onay e-mail'i gelmesi gerekmez miydi? bir an "hesabım mı hacklendi yoksa?!" diye bile düşündüm de sonra vazgeçtim bu fazla paranoyakça düşünceden hehehe :) şaka bir yana, üye olmadığım bir siteden davetler almak hiç hoşuma gitmedi :/
not: sosyal medya, marketing vb iş alanlarıyla alakasız biriyim.
linkedin'e üye olmasak da böyle alakasız davetler alabiliyor muyuz yoksa işin içinde başka bir iş mi var, birinin benim e-mail adresimle linkedin hesabı açması gibi? gerçi öyle olsa benim e-mail adresime bir onay e-mail'i gelmesi gerekmez miydi? bir an "hesabım mı hacklendi yoksa?!" diye bile düşündüm de sonra vazgeçtim bu fazla paranoyakça düşünceden hehehe :) şaka bir yana, üye olmadığım bir siteden davetler almak hiç hoşuma gitmedi :/
not: sosyal medya, marketing vb iş alanlarıyla alakasız biriyim.
saygılı kimseye rastlayamaz oldum, çok dertliyim bu konuda.
çoğunluğun kaba saba olması normal bir şey mi?
biriyle bir şey konuşuyorum diyelim. konuştuğum kişi en yakınım veya en samimi dostum bile olsa sanki beni terslemek, beni aşağılamak için fırsat kolluyor gibi. mesela herhangi bir şeyde bir yanlışlık yapsam anında alay etmeye, beni hemen oracıkta küçük düşürmeye hazır sanki herkes. yürürken ayağım mı kaydı? konuşurken dilim mi sürçtü? bir konuda onlarınkinden farklı olan kendi görüşlerimi mi açıkladım? herhangi bir başarısızlığım mı oldu? anında dalga geçiyor, küçümsüyorlar. çok garip...
bazen "şaka" olduğunu iddia ettikleri saygısızlıkları oluyor. espri/şaka yapmaktan çok aşağılama içerikli oluyor bunlar.
kibrin verdiği kabalık var bir de... en iyisi, en doğrusu onlar, ben bir hiçim onlara göre.
beni tersleyen/aşağılayan herkese -sevmesem bile- elimde olmadan çok kırılıyorum. kırıldıkça daha çok yıpranıyor ve zaten yalnızlığa düşkün biri olduğum halde insanlardan daha çok kaçmaya başlıyorum.
ben mi çok kırılganım, genel olarak insanlar mı çok kaba yoksa bana mı kabaları denk geliyor?
çoğunluğun kaba saba olması normal bir şey mi?
biriyle bir şey konuşuyorum diyelim. konuştuğum kişi en yakınım veya en samimi dostum bile olsa sanki beni terslemek, beni aşağılamak için fırsat kolluyor gibi. mesela herhangi bir şeyde bir yanlışlık yapsam anında alay etmeye, beni hemen oracıkta küçük düşürmeye hazır sanki herkes. yürürken ayağım mı kaydı? konuşurken dilim mi sürçtü? bir konuda onlarınkinden farklı olan kendi görüşlerimi mi açıkladım? herhangi bir başarısızlığım mı oldu? anında dalga geçiyor, küçümsüyorlar. çok garip...
bazen "şaka" olduğunu iddia ettikleri saygısızlıkları oluyor. espri/şaka yapmaktan çok aşağılama içerikli oluyor bunlar.
kibrin verdiği kabalık var bir de... en iyisi, en doğrusu onlar, ben bir hiçim onlara göre.
beni tersleyen/aşağılayan herkese -sevmesem bile- elimde olmadan çok kırılıyorum. kırıldıkça daha çok yıpranıyor ve zaten yalnızlığa düşkün biri olduğum halde insanlardan daha çok kaçmaya başlıyorum.
ben mi çok kırılganım, genel olarak insanlar mı çok kaba yoksa bana mı kabaları denk geliyor?
eski sim kartlardan birini kullanıyorum, micro değil, normal sim kart. bu sim kartların telefoncularda, gsm bayilerinde kesilerek nano sim karta dönüştürülebileceği söyleniyor. eğer dönüştüremezlerse mecburen nano sim kart alacağım. bu durumla ilgili üç sorum var:
1) bir faturasız turkcell kullanıcısı olarak alacağım yeni nano sim kartın, eski kartımla aynı telefon numarasına ait olması mümkün mü?
2) eski kartı kestirip yeni telefona taktım diye telefonun performansıyla ilgili sorun yaşar mıyım? (arama yaparken, rehberi kullanırken filan)
3) telefon için aldığım (veya kestirdiğim) nano sim kartı ipad'in 3g destekli bir modelinin sim kartı yuvasına taksam ipad'de bu şekilde internete girebilir miyim? gerçi telefonun internetini paylaştırmak gibi bir seçeneğimiz de var; ama ben bu şekilde bağlanılıp bağlanılamayacağını merak ettim.
1) bir faturasız turkcell kullanıcısı olarak alacağım yeni nano sim kartın, eski kartımla aynı telefon numarasına ait olması mümkün mü?
2) eski kartı kestirip yeni telefona taktım diye telefonun performansıyla ilgili sorun yaşar mıyım? (arama yaparken, rehberi kullanırken filan)
3) telefon için aldığım (veya kestirdiğim) nano sim kartı ipad'in 3g destekli bir modelinin sim kartı yuvasına taksam ipad'de bu şekilde internete girebilir miyim? gerçi telefonun internetini paylaştırmak gibi bir seçeneğimiz de var; ama ben bu şekilde bağlanılıp bağlanılamayacağını merak ettim.
öncelikle sorumu küçük bir çocuğa açıklar gibi alabildiğine basitçe yanıtlamanızı rica ediyorum; çünkü c dilini (daha doğrusu programlamayı) yeni öğreniyorum.
dev-c++'ı bilgisayarıma (windows 8, 64 bit) kurdum. versiyonu 4.9.9.2, yanlış hatırlamıyorsam. kendi sitesinden indirmiştim. şimdi ben hangi programı yazarsam yazayım compile veya run işlemlerini gerçekleştiremiyorum. bunları ne zaman yapmayı denesem "source file is not compiled" gibi bir hata alıyorum. ben nerde yanlış yapıyorum acaba? :(
not: yazdığım kodlarda yanlışlık olamaz; çünkü 8520951753 tane farklı kodu kitaplardan direkt yazıp yazıp çalıştırmaya kalktım; ama olmadı. dev-c++ programını silip tekrar yükledim, yine bir şey değişmedi :( ne yapmalıyım?
dev-c++'ı bilgisayarıma (windows 8, 64 bit) kurdum. versiyonu 4.9.9.2, yanlış hatırlamıyorsam. kendi sitesinden indirmiştim. şimdi ben hangi programı yazarsam yazayım compile veya run işlemlerini gerçekleştiremiyorum. bunları ne zaman yapmayı denesem "source file is not compiled" gibi bir hata alıyorum. ben nerde yanlış yapıyorum acaba? :(
not: yazdığım kodlarda yanlışlık olamaz; çünkü 8520951753 tane farklı kodu kitaplardan direkt yazıp yazıp çalıştırmaya kalktım; ama olmadı. dev-c++ programını silip tekrar yükledim, yine bir şey değişmedi :( ne yapmalıyım?
soru başlıkta.
amazon kindle paperwhite 2'yi almayı düşünüyorum. almışken yanına bir kılıf da alsam mı diye de düşünüyorum. bununla ilgili olarak merak ettiklerim:
1) mıknatıslı kılıfın cihazı çizdiğini okumuştum bir yerde. aranızda bu kılıftan kullanan varsa cihazı çizip çizmemesiyle ilgili durumu paylaşırsa çok sevinirim.
2) kindle'ı kılıfsız kullanırsam sorun yaşar mıyım, yani kılıf şart mı sizce?
1) mıknatıslı kılıfın cihazı çizdiğini okumuştum bir yerde. aranızda bu kılıftan kullanan varsa cihazı çizip çizmemesiyle ilgili durumu paylaşırsa çok sevinirim.
2) kindle'ı kılıfsız kullanırsam sorun yaşar mıyım, yani kılıf şart mı sizce?
ikisi arasında çok kararsız kaldım. sizce hangisi daha iyi?
not: idefix ve d&r'dan alınan epub formatındaki kitapları kindle desteklemiyormuş. epub formatındaki bu kitapları mobi'ye çevirmek zahmetli bir iş mi? zahmetliyse sırf bu zahmete girmemek adına nook mu almalıyım?
not: idefix ve d&r'dan alınan epub formatındaki kitapları kindle desteklemiyormuş. epub formatındaki bu kitapları mobi'ye çevirmek zahmetli bir iş mi? zahmetliyse sırf bu zahmete girmemek adına nook mu almalıyım?
online kitap siparişi verdim ve ödemeyi havaleyle bugün yaptım; ama sipariş takibi kısmında "havale bekleniyor" yazıyor saatlerdir. havale onayının hemen gerçekleşmemesi normal bir şey mi? bu işlem ne kadar sürer ve ben şu durumda ne yapmalıyım?
havale yoluyla internetten kitap satın alacağım; ama hangisinin en güvenilir ve en hızlı olduğunu bilmiyorum. hayatımda daha önce hiç internetten kitap siparişi vermediğim için hangi siteyi (pandora, idefix, d&r vb) seçmem gerektiği konusunda kafam çok karışık :( üstelik hemen hemen hepsini kötülemişler :( hangisi en iyisi sizce?
kitaplarla ilgili iki siteden (goodreads veya vikitap) birini aktif olarak kullanmayı düşünüyorum; ama hangisini seçeceğime karar veremiyorum. sizce hangisi daha iyi?
1