Özellikle kedili eve bebeğin gelmesi durumunu merak ediyorum. Kediniz durumu nasıl karşıladı? Alışması zaman aldı mı, aldıysa süreci kolaylaştırmak ve kısaltmak adına nelere başvurdunuz biraz bahsedebilir misiniz?
Süt kesildi, kesilen kısmı lor peyniri yaptım. Artan su kısmını döküyordum hep, bu sefer fazla çıktı dökmek istemiyorum.
İnternetten bakıp ettiğim kadarıyla peynir altı suyunu çorbaya, kek böreğe filan katıyormuşlar galiba. Deneyen var mıdır, Google'a güvenmek istemiyorum? Ya da ne yapayım ben bu peynir altı suyunu dökmek dışında?
İnternetten bakıp ettiğim kadarıyla peynir altı suyunu çorbaya, kek böreğe filan katıyormuşlar galiba. Deneyen var mıdır, Google'a güvenmek istemiyorum? Ya da ne yapayım ben bu peynir altı suyunu dökmek dışında?
Kitabın adı "Bezsiz Bebek". Baskısı tükenmiş görünüyor her yerde. Bakındım biraz, ikinci elini bulamadım. İngilizce olarak pdf buldum ama şansımı bir de burada denemek istiyorum. Elinde olan olabilir mi?
Merhaba,
plastik damacana su satın alırken en başta su bedeli+damacana depozito ücreti ödüyoruz değil mi? Sonra o suyu almaktan vazgeçtiğiniz zaman boş damacanayı iade edip depozitoyu iade alıyoruz? Ben bu şekil biliyorum, zaten depozito bu demek çünkü? Hayır, tane tane yazıyorum kusura bakmayın çünkü birkaç dakikadır saçma sapan bir muhabbetin içine düştüm ben mi atlıyorum bir şey diye.
Şöyle ki, eskiden kullandığımız suyu artık kullanmıyoruz ve damacana boşta, evde yer kaplıyor. Dedim ki iade edeyim gelsin alsınlar. Telefonla da aradım şu an aldığımız bayiyi, damacana bedelini bilmediklerini söyledi kadın ben iade etmek istediğimi söyleyince. Ben de eski bayimizi aradım, adam bana su bedeli+15 tl depozito ücreti ödemem gerektiğini söyledi eğer su almak istersem.
Sonra şu anki bayi bilgilendirme yapmak için beni aradı ve NORMALDE PLASTİK DAMACANALARDA DEPOZİTO BEDELİ OLMADIĞINI, BUNUN SATIN ALMA BEDELİ OLDUĞUNU AMA 4 TL'YE ALABİLECEĞİNİ söyledi. Aradaki fiyat farkının neden kaynaklandığını sordum, alakasız şeyler söyledi.
Olay resmen şu an benim için salak yerine konmaya çalışmaya bilenmem sebebiyle zamanında ödediğim depozito bedelini iade almak oldu. 3 5 ne ise alacağım, çünkü bir de benim başka damacana verip depozito bedeli ödemediğimi ifade etti ki ben bu eve yeni taşınmıştım o zaman, başka damacana kullanmadığımı söylememle topladı kendisini.
Sorum şu, ilk abone olurken ödediğimiz bedel DEPOZİTO bedeli değil mi? Bir de ÇENESUYU kullanan ve yakın zamanda satın alan varsa ne kadar depozito bedeli ödediniz?
Ben genel merkezi arayacağım şimdi de, aramadan önce durum teyidi yapayım.
plastik damacana su satın alırken en başta su bedeli+damacana depozito ücreti ödüyoruz değil mi? Sonra o suyu almaktan vazgeçtiğiniz zaman boş damacanayı iade edip depozitoyu iade alıyoruz? Ben bu şekil biliyorum, zaten depozito bu demek çünkü? Hayır, tane tane yazıyorum kusura bakmayın çünkü birkaç dakikadır saçma sapan bir muhabbetin içine düştüm ben mi atlıyorum bir şey diye.
Şöyle ki, eskiden kullandığımız suyu artık kullanmıyoruz ve damacana boşta, evde yer kaplıyor. Dedim ki iade edeyim gelsin alsınlar. Telefonla da aradım şu an aldığımız bayiyi, damacana bedelini bilmediklerini söyledi kadın ben iade etmek istediğimi söyleyince. Ben de eski bayimizi aradım, adam bana su bedeli+15 tl depozito ücreti ödemem gerektiğini söyledi eğer su almak istersem.
Sonra şu anki bayi bilgilendirme yapmak için beni aradı ve NORMALDE PLASTİK DAMACANALARDA DEPOZİTO BEDELİ OLMADIĞINI, BUNUN SATIN ALMA BEDELİ OLDUĞUNU AMA 4 TL'YE ALABİLECEĞİNİ söyledi. Aradaki fiyat farkının neden kaynaklandığını sordum, alakasız şeyler söyledi.
Olay resmen şu an benim için salak yerine konmaya çalışmaya bilenmem sebebiyle zamanında ödediğim depozito bedelini iade almak oldu. 3 5 ne ise alacağım, çünkü bir de benim başka damacana verip depozito bedeli ödemediğimi ifade etti ki ben bu eve yeni taşınmıştım o zaman, başka damacana kullanmadığımı söylememle topladı kendisini.
Sorum şu, ilk abone olurken ödediğimiz bedel DEPOZİTO bedeli değil mi? Bir de ÇENESUYU kullanan ve yakın zamanda satın alan varsa ne kadar depozito bedeli ödediniz?
Ben genel merkezi arayacağım şimdi de, aramadan önce durum teyidi yapayım.
Burada bir kullanıcı vardı 1,5 sene kadar önce, kadın, 20'li yaşların ortalarında. Devamlı eşi ve kayınvalidesiyle sorunlarını anlatan duyurular açardı, hatta bir ara iş yeri problemlerini de sıkça yazar olmuştu.
Kocası annesinin tarafını tutardı sıklıkla, kayınvalidesi ondan izinsiz kızın evinde misafir ağırlardı filan. Troll mü değil mi bilemezdi çoğu kimse.
Nickini hatırlayan var mı? Aklıma geldi şimdi de kafamda dolanıp duruyor hatırlayamadım. Soru da taradım ama bulamadım yine de.
Kekli mekli bir şey miydi acaba, puff?!
Kocası annesinin tarafını tutardı sıklıkla, kayınvalidesi ondan izinsiz kızın evinde misafir ağırlardı filan. Troll mü değil mi bilemezdi çoğu kimse.
Nickini hatırlayan var mı? Aklıma geldi şimdi de kafamda dolanıp duruyor hatırlayamadım. Soru da taradım ama bulamadım yine de.
Kekli mekli bir şey miydi acaba, puff?!
1- Hastaneden çıkarken:
Bebeğin içine yarım kollu body, üstüne pamuk uzun kollu tulum giydirilse, kafasına da bere; anne sling ile kendine sarsa ve üzerine battaniye örtse kafi midir?
Sling içinde olacağı için kafi gibi geliyor ama bilemedik.
2- Gece uyurken:
Yine aynı şekilde yarım kollu body üstüne pamuk uzun kollu tulum giydirilip yarım kundak yapılsa? Yoksa uyku tulumu mu giydirilmeli 2 kat üzerine?
Bebeğin içine yarım kollu body, üstüne pamuk uzun kollu tulum giydirilse, kafasına da bere; anne sling ile kendine sarsa ve üzerine battaniye örtse kafi midir?
Sling içinde olacağı için kafi gibi geliyor ama bilemedik.
2- Gece uyurken:
Yine aynı şekilde yarım kollu body üstüne pamuk uzun kollu tulum giydirilip yarım kundak yapılsa? Yoksa uyku tulumu mu giydirilmeli 2 kat üzerine?
3 yaşında dişi bir kedimiz var, kısır. Bugüne kadar hep sokak+ev kedisiydi. Uzunca zamandır da akşam bırakıp sabah erkenden aldığımız bir rutinimiz var.
Sorun şu ki, önceden dışarıya çiş yapmayan ve eve gelmeyi bekleyen kedi şimdi evden çıkana kadar çişini kakasını yapmıyor kuma.illa dışarı yapacak. 18 saate kadar tutuyor neredeyse.
Kumu değiştirdik yine fayda etmedi. Kumu kazdık, teşvik ettik yine yok. Çıkartmadık ki mecbur kalsın, ı-ıh. Bir hastalık belirtisi filan yok bu arada, keyfi filan her şey yerinde. Her zamanki gibi. Sadece tuvalet düzeni değişti.
Ne yapacağımızı şaşırdık. Böbreklerine bir şey yapacak diye endişeleniyoruz.
Fikriniz veya gösterilecek yol yordam var mıdır?
Sorun şu ki, önceden dışarıya çiş yapmayan ve eve gelmeyi bekleyen kedi şimdi evden çıkana kadar çişini kakasını yapmıyor kuma.illa dışarı yapacak. 18 saate kadar tutuyor neredeyse.
Kumu değiştirdik yine fayda etmedi. Kumu kazdık, teşvik ettik yine yok. Çıkartmadık ki mecbur kalsın, ı-ıh. Bir hastalık belirtisi filan yok bu arada, keyfi filan her şey yerinde. Her zamanki gibi. Sadece tuvalet düzeni değişti.
Ne yapacağımızı şaşırdık. Böbreklerine bir şey yapacak diye endişeleniyoruz.
Fikriniz veya gösterilecek yol yordam var mıdır?
upload.wikimedia.org 
Şu ot taytımın her yerine yapıştı. Kedi tüyü toplayıcısı, bant ve bıçakla kazıma yöntemleri fayda etmedi. Aklıma tek tek cımbızla çekmek veya taytı çöpe atmak harici yol gelmiyor.
İşe yarayan yöntem bilen veya aklına denenesi fikir gelen varsa kabulümdür. Teşekkürler.

Şu ot taytımın her yerine yapıştı. Kedi tüyü toplayıcısı, bant ve bıçakla kazıma yöntemleri fayda etmedi. Aklıma tek tek cımbızla çekmek veya taytı çöpe atmak harici yol gelmiyor.
İşe yarayan yöntem bilen veya aklına denenesi fikir gelen varsa kabulümdür. Teşekkürler.
Bilhassa ara öğünleri unutmamım önüne geçecek, yediğim şeylerin de listesini yapabileceğim, hem su içmem hem yemek yemem gereken zamanları hatırlatan tek bir uygulama var mı kullanıp memnun kaldığınız?
Su & yemek için bir arada yok derseniz, yemek için hangisini tavsiye edersiniz?
Su & yemek için bir arada yok derseniz, yemek için hangisini tavsiye edersiniz?
Yoksa o vik vik öten kısım su alır bozulur mu?
Peki minik çıngırak gibi olanlar?
Peki minik çıngırak gibi olanlar?
(1)
Kan vermeye ilaç içip mi gideceğim içmeden mi? (Selam doktorlarımız :))
kaymaktutmayansicaksut #1201564
Bir ay boyunca euthyrox kullandım tiroid mevzuuna, yarın kontrole gideceğim, dozu arttıracak büyük ihtimal. Sabahları aç karnına iç ve 1 saat sonra kahvaltı yap demişti doktor, şimdi ben yarın kan vermeye sabah ilacı içip mi gideceğim, içmeden mi bilemedim?? Aç vs tok ayrımından ziyade ilaçlı vs ilaçsız ayrımına takıldım kısacası. Ne yapmalı?
(1)
Şu cümleyi çevirebilir miyiz, düşünme yetimi yitirdim de az önce :(
kaymaktutmayansicaksut #1165198
SELLER is entitled to activate the bank guarantee “at the first call” in case the DISTRIBUTOR fails to settle any of the due invoices within 90 days as of the day of delivery of the Products, in term of 30 days from the invoice payment day
özetle 'distribütör ürün teslim tarihinden itibaren 90 gün boyunca ürün fatura kesmekten imtina ederse, faturanın ödenme tarihinin üzerinden 30 gün geçtikten sonra satıcı bankadaki teminatı derhal çekmeye hak kazanır.' mı diyor yoksa çok mu yanlış yerdeyim?
Algılayamıyorum, tıkandım.
özetle 'distribütör ürün teslim tarihinden itibaren 90 gün boyunca ürün fatura kesmekten imtina ederse, faturanın ödenme tarihinin üzerinden 30 gün geçtikten sonra satıcı bankadaki teminatı derhal çekmeye hak kazanır.' mı diyor yoksa çok mu yanlış yerdeyim?
Algılayamıyorum, tıkandım.
30 yaşında kadının öncelikle. Şekilci olmaya ve insanları aşağılamaya başladığımı fark ettim bir süredir. Bu durum beni rahatsız ediyor ama engel olamıyorum.
Misalen hemcinslerimin ağzını yayarak konuşması beni çileden çıkartıyor. Karşımdakinin konumu ve eğitimi neyse o insan saf gerizekalı oluyor gözümde. Herkesin cevabını bildiği soruyu sorsa o damgayı yapıştırmam.
Seçilen kıyafet tercihine göre de insanları yargıladığımı fark ettim, adliyede misal kış vakti yazlık topuklu ayakkabıyla yürüme gayesi içindeki kadınlara karşı anlamsızca önyargılı bakıyorum. İki adımlık yolu 5 minik adımda gitmelerini yadırgıyorum.
Bu durum bence görüntüsünü dengelemeyen başka kadınlar için de geçerli. Geçenlerde minibüsü bir koz durdurdu, yirmilerinde kış vakti kısacık etek, ten rengi naylon çorap, düz üstü topuklu çizme gitmişti. "Arkadaşım koşuyor bekleyin"dedi, bekledik. Arkadaşı da aynı kıyafetle binince ve full makyaj şehrin böyle giyinmek için fazlasıyla tehlikeli olduğunu bilmediklerini düşünerek kızdım içimden.
Örnekler en yakın tarihli ve en bariz olanlar oldu. Genellersem sanırım örnekteki gibi kadınların kadınların toplumda kadına karşı olan bakış açısını kötü etkilediklerini düşündüm. Çünkü biliyorum o minibüse kendini atan kız düz çizmeli falan rahat görünen bir tip olsaydı en azından böyle düşünmeyecektim. Bu arada başkaları da benim için aynılarını düşünebilir o konuda bir sıkıntım yok mesela. Başkasına göre de ben x ve y olabilirim.
Siz ne durumdasınız? Nasıl engel olurum kendime yoksa zaten insan çevresini seçer ve bu ayıklamayı yapması normal olan mı?
Misalen hemcinslerimin ağzını yayarak konuşması beni çileden çıkartıyor. Karşımdakinin konumu ve eğitimi neyse o insan saf gerizekalı oluyor gözümde. Herkesin cevabını bildiği soruyu sorsa o damgayı yapıştırmam.
Seçilen kıyafet tercihine göre de insanları yargıladığımı fark ettim, adliyede misal kış vakti yazlık topuklu ayakkabıyla yürüme gayesi içindeki kadınlara karşı anlamsızca önyargılı bakıyorum. İki adımlık yolu 5 minik adımda gitmelerini yadırgıyorum.
Bu durum bence görüntüsünü dengelemeyen başka kadınlar için de geçerli. Geçenlerde minibüsü bir koz durdurdu, yirmilerinde kış vakti kısacık etek, ten rengi naylon çorap, düz üstü topuklu çizme gitmişti. "Arkadaşım koşuyor bekleyin"dedi, bekledik. Arkadaşı da aynı kıyafetle binince ve full makyaj şehrin böyle giyinmek için fazlasıyla tehlikeli olduğunu bilmediklerini düşünerek kızdım içimden.
Örnekler en yakın tarihli ve en bariz olanlar oldu. Genellersem sanırım örnekteki gibi kadınların kadınların toplumda kadına karşı olan bakış açısını kötü etkilediklerini düşündüm. Çünkü biliyorum o minibüse kendini atan kız düz çizmeli falan rahat görünen bir tip olsaydı en azından böyle düşünmeyecektim. Bu arada başkaları da benim için aynılarını düşünebilir o konuda bir sıkıntım yok mesela. Başkasına göre de ben x ve y olabilirim.
Siz ne durumdasınız? Nasıl engel olurum kendime yoksa zaten insan çevresini seçer ve bu ayıklamayı yapması normal olan mı?
İçime dert olan bir konu var uzun süredir, bizim kedinin yalama huyu yok. Geçenlerde de kediler sevdiklerini yalar gibi bir şey okudum, dert oldu içime. Sadece gelip mırlamasını, boynuma yatıp ıslak burnunu yüzüme boynuma sürtmesini sevgisinden değil keyfinden yaptığına mı yormak lazım? Sevmiyor da kullanıyor mu bu beni?
edit: 2,5 yaşında pofidik dişi tekir.
edit: 2,5 yaşında pofidik dişi tekir.
Yahu, bir kursa gittim, kurs bitiminde öğretmene çeyrek altın alalım sınıfça diyerek geldi sınıftan evli bir çift. Fikir çok saçma geldi ama o an herkes bir geçiştirdi, belirsizlik dolu bir ağız içi oluru ile. kişi başı 30 tl filan verecektik, ilk anda öyle söylenmişti. Ama bir birlik yok yani sınıfta. Fikri tartışacak bir durum oluşmadı, geçiştirildi esasen.
Neyse, geçen hafta, ''21 ocak cmts kurs öncesi bilmem ne kuyumcusunda buluşuyoruz, kişi başı 50 tl hesapladık, yarım altın alacağız'' diye bir mesaj geldi. irrite oldum açıkçası, hem kimler katılmak ister açıkça hiç sorulmadı, hem insanlar ne kadar katkı sağlayabilir konuşulmadı, saçma sapan bir emirvaki. Ki bence kocaman insanların kurs bitiminde öğretmene hediye alması, hele de bu hediyenin altın olması ayrıca saçma ya neyse.
15 kişiden 2 kişi (1'i ben) hediye alınacaksa manevi değeri yüksek bir şey olması gerektiğini, altın fikrini yadırgadığımızı söyledik, öğretmen olması sebebiyle şık bir ajanda yanına şık bir dolma kalem fikrini getirdim; diğer itiraz eden de bir bileklik, küpe vb şey teklif etti. ama ikimiz de üstü kapalı olarak ''Ortaklığı bozmakla'' itham edildik bu karı koca tarafından. sınıfın diğer mevcutlarının sesi de çıkmıyor bu arada
Yarın veda var ve altın fikriyle gelen 3 kişi züccaciye almış öğretmene, artık tencere mi tava mı bilmiyorum. Derdim şu ki karşı taraf bence haksız olmasına rağmen ben bok gibi hissediyorum, ortaklığı bozmuş gibi. ikide bir de ''Öğretmen bu değeri ölçülemez ama'' tarzı şeyler yazıyorlar gruba, lan tamam da kadın zaten bu iş için para alıyor, hayrına yapmıyor ki!
Ben mi yanlışım, nerede yanlış düşünüyorum. Kimse bana işimi yaptım diye hediye almıyor, alınsa bile bunun yarım altın olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yanlış mıyım? Çok mu saçma bakıyorum olaya?
Neyse, geçen hafta, ''21 ocak cmts kurs öncesi bilmem ne kuyumcusunda buluşuyoruz, kişi başı 50 tl hesapladık, yarım altın alacağız'' diye bir mesaj geldi. irrite oldum açıkçası, hem kimler katılmak ister açıkça hiç sorulmadı, hem insanlar ne kadar katkı sağlayabilir konuşulmadı, saçma sapan bir emirvaki. Ki bence kocaman insanların kurs bitiminde öğretmene hediye alması, hele de bu hediyenin altın olması ayrıca saçma ya neyse.
15 kişiden 2 kişi (1'i ben) hediye alınacaksa manevi değeri yüksek bir şey olması gerektiğini, altın fikrini yadırgadığımızı söyledik, öğretmen olması sebebiyle şık bir ajanda yanına şık bir dolma kalem fikrini getirdim; diğer itiraz eden de bir bileklik, küpe vb şey teklif etti. ama ikimiz de üstü kapalı olarak ''Ortaklığı bozmakla'' itham edildik bu karı koca tarafından. sınıfın diğer mevcutlarının sesi de çıkmıyor bu arada
Yarın veda var ve altın fikriyle gelen 3 kişi züccaciye almış öğretmene, artık tencere mi tava mı bilmiyorum. Derdim şu ki karşı taraf bence haksız olmasına rağmen ben bok gibi hissediyorum, ortaklığı bozmuş gibi. ikide bir de ''Öğretmen bu değeri ölçülemez ama'' tarzı şeyler yazıyorlar gruba, lan tamam da kadın zaten bu iş için para alıyor, hayrına yapmıyor ki!
Ben mi yanlışım, nerede yanlış düşünüyorum. Kimse bana işimi yaptım diye hediye almıyor, alınsa bile bunun yarım altın olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yanlış mıyım? Çok mu saçma bakıyorum olaya?
1988- 1994 arası bir yerde olabilir öncelikle. Reklam siyah beyaz olabilir veya soluk renkli.
Eksiğim gediğim olabilir ama bir toz şeker reklamı yanlışım yoksa.
Fabrikada şeker pancarının işlenmesi ve şekere dönüşmesi anlatılıyor, hatta bir yerinde adamın teki şeker pancarının toz halinin döndüğü açık kazana elini sokup, elini ağzına götürüyor ve parmağında kalan şekeri/bulamacı yalıyor.
Jingle da ''şeker şeker şeker şeker pancarııııı'' şeklinde.
Hatırlayan var mı? Ne olur olsun.Videosunu da bulamadım bir türlü.
Ne reklamı idi, markası neydi, belgesel miydi? Yoksa kafayı mı yiyorum?
Eksiğim gediğim olabilir ama bir toz şeker reklamı yanlışım yoksa.
Fabrikada şeker pancarının işlenmesi ve şekere dönüşmesi anlatılıyor, hatta bir yerinde adamın teki şeker pancarının toz halinin döndüğü açık kazana elini sokup, elini ağzına götürüyor ve parmağında kalan şekeri/bulamacı yalıyor.
Jingle da ''şeker şeker şeker şeker pancarııııı'' şeklinde.
Hatırlayan var mı? Ne olur olsun.Videosunu da bulamadım bir türlü.
Ne reklamı idi, markası neydi, belgesel miydi? Yoksa kafayı mı yiyorum?
Avukatım ve insanla uğraşmak zormuş arkadaş! İnsanların hayatlarında önemli olan şeyler senin bilgi birikimine, dikkatine/dikkatsizliğine bağlı ve bu durum beni fazlasıyla gerer oldu. Dava önceleri karnıma ağrılar giriyor, her noktada ''Acaba atladığım ne var?'' diye düşüne düşüne kendimi yiyip bitiriyorum. Bir de bir şey atlamadığımdan emin olduğum kimi anlarda bile en atlamamam gereken şeyi atladığımı fark ettiğim durumlar oldu, onların stresinden inme inecek bir gün.
Az önce hayvani bir dosyaya yazdığım önemli bir dilekçede 50 bin civarı bir miktarı akıl tutulması yaşayıp yazmadığımı fark ettim ve dönüşü yok. O dilekçe gideli aylar oldu. İçimi ''Ben bu dilekçe için patrondan onay aldım.'' diyerek rahatlatmaya çalışıyorum ama bir yandan da ''Mesleki sorumluluk sigortası var mıydı bizim patronun?'' diye düşünmekteyim kara kara.
Karar celsesinden önce istifa etsem diyorum...
Mesleki olarak utanç anlarınız veya kallavi hatalarınız nelerdi?
edit: kütüphaneci olsam ne mutlu olurmuşum be!
Az önce hayvani bir dosyaya yazdığım önemli bir dilekçede 50 bin civarı bir miktarı akıl tutulması yaşayıp yazmadığımı fark ettim ve dönüşü yok. O dilekçe gideli aylar oldu. İçimi ''Ben bu dilekçe için patrondan onay aldım.'' diyerek rahatlatmaya çalışıyorum ama bir yandan da ''Mesleki sorumluluk sigortası var mıydı bizim patronun?'' diye düşünmekteyim kara kara.
Karar celsesinden önce istifa etsem diyorum...
Mesleki olarak utanç anlarınız veya kallavi hatalarınız nelerdi?
edit: kütüphaneci olsam ne mutlu olurmuşum be!
Kedimin pati izini dövme yaptırmak istiyorum, patisinin izini çıkartmam lazım. Bunun için iz alırken detaylı iz çıkartabilecek, fazlaca sulu ve yoğun olmayan, işim bittikten sonra da kolaylıkla hayvanın patisinden temizlenebilecek, kalanı yaladığında sıkıntı doğurmayacak hangi çeşit boyalar var? Neleri kullanabilirim alternatif?
Aklıma gelenler gıda boyası ve parmak boyası ama gıda boyasının dokusundan emin olamadım.
Aklıma gelenler gıda boyası ve parmak boyası ama gıda boyasının dokusundan emin olamadım.
Öncelikle köpek kakasına basmadım, öyle olsa çime sürt, tabanını yıka gibi klasik çözümlerle halledeceğim durumu. Deri botun ayağın üst kısmına gelen bölgesi boka bulandı.Kolonya ile sildim, sirke döktüm, karbonat buladım üstüne ı ıh.
Suya sokup çitilenecek bir şey değil ne yapsam da ayakkabı deneme tahtasına dönmeden kesin çözüme gitsem?
Ayakkabının ağzını yüzünü dağıtmadan nasıl yaparım bu işi?
Suya sokup çitilenecek bir şey değil ne yapsam da ayakkabı deneme tahtasına dönmeden kesin çözüme gitsem?
Ayakkabının ağzını yüzünü dağıtmadan nasıl yaparım bu işi?
Devlet ilköğretim okullarına giden çocuklar (yaş 7-8) saat kaçta okuldan çıkıyorlar? Yarım gün uygulaması sona ermiş sanırım.
Ben en son lisede bu şekil sunum yaptığımdan aradaki 12-13 yıl boyunca neler değişti neler sabit kaldı bilmiyorum; bu sebeple siz devamlı sunum izleyenlerin fikirlerini merak ediyorum.
Odam ile toplantı odası arasında kocaman bir cam var ve içeriyi izleyebiliyorum devamlı; pek eğlenceli oluyor. Zaman zaman sunumlara denk geliyorum; mümessillere ilaç tanıyorlar ama kullanılan görsellerde birbirini koklayan zürafalar, egzotik meyve fotoğrafları, gülümseyen çocuklar falan filan var. Neticede ilaç şirketi ama bana bu tarz sunumlar aşırı komik ve profesyonellikten uzak geliyor.
Misal aspirin; içinde şu şu şu vardır, şunlara iyi gelir, en fazla bu kadar tüketilmesi gerekir yazıyor ama yanında da başını tutan yüzü buruşmuş bir kadın görselini koymuş.
Çocuklar için vitamin, iki satır açıklamanın yan tarafında kafasına çarşaf çekilmiş yeni agucuk yapan bebe var falan filan.
Etkili öğrenme dersek, etkili öğrenme bu değil yahu, yanlış mıyım? Akılda da bu şekil kalmıyordur herhalde. Bana hem sunum yaptığın kitlenin zekasını küçümsemek hem de şirketi ve kendini rezil etmek gibi geliyor.
Denk geldiğiniz veya hazırladığınız sunumlarda görsel kullanım oranınız nedir; verdiğim örnekteki sunum sizin için etkili midir, değil midir?
Edit: aha şimdi de parmağa tutunmuş minik bir maymunumsu gördüm.
Odam ile toplantı odası arasında kocaman bir cam var ve içeriyi izleyebiliyorum devamlı; pek eğlenceli oluyor. Zaman zaman sunumlara denk geliyorum; mümessillere ilaç tanıyorlar ama kullanılan görsellerde birbirini koklayan zürafalar, egzotik meyve fotoğrafları, gülümseyen çocuklar falan filan var. Neticede ilaç şirketi ama bana bu tarz sunumlar aşırı komik ve profesyonellikten uzak geliyor.
Misal aspirin; içinde şu şu şu vardır, şunlara iyi gelir, en fazla bu kadar tüketilmesi gerekir yazıyor ama yanında da başını tutan yüzü buruşmuş bir kadın görselini koymuş.
Çocuklar için vitamin, iki satır açıklamanın yan tarafında kafasına çarşaf çekilmiş yeni agucuk yapan bebe var falan filan.
Etkili öğrenme dersek, etkili öğrenme bu değil yahu, yanlış mıyım? Akılda da bu şekil kalmıyordur herhalde. Bana hem sunum yaptığın kitlenin zekasını küçümsemek hem de şirketi ve kendini rezil etmek gibi geliyor.
Denk geldiğiniz veya hazırladığınız sunumlarda görsel kullanım oranınız nedir; verdiğim örnekteki sunum sizin için etkili midir, değil midir?
Edit: aha şimdi de parmağa tutunmuş minik bir maymunumsu gördüm.
www.hepsiburada.com
Yukarıdakini alayım diyorum ancak sormadan kendimi yakmayayım dedim. Arzum alalım mı almayalım mı? Arzum kullanmadım hiç.
Alma derseniz yerine f/p oranı iyi ve 150-160 tl'yi geçmeyecek ne alalım?
Yukarıdakini alayım diyorum ancak sormadan kendimi yakmayayım dedim. Arzum alalım mı almayalım mı? Arzum kullanmadım hiç.
Alma derseniz yerine f/p oranı iyi ve 150-160 tl'yi geçmeyecek ne alalım?
Elde bir adam ve bir kadın var; erkek 43 yaşında kadın 37. Pembe Panjur diye bir evlilik ve tanışma sitesi varmış burada tanışmışlar.
Önemli ise eğer adam iyi bir okuldan mezun ve güzel bir işi var, gezmeyi tozmayı seviyor. Görüşüyor bu ikili, henüz cinsellik yok. Adam çok saygılı, sarkıntılık filan asla yapmıyor, kafalar da denk. Adama x diyelim.
Sıkıntı şurada ki x, bir kere evlendiğinden, evliliğinin 8 sene sürdüğünden ve 2013'te resmen boşandığından bahsetmiş. Facebook'unda da bunu doğrular şekilde bir paylaşımı mevcut o yıla ait.
Ancak sonra 2015 senesinde x'in ablası ''Bugün kardeşimin düğünü var.'' şeklinde bir paylaşım yapmış, ama fotoğrafta hiçbir kadın etiketli değil. Bir de x'in annesinin doğum günü fotoğrafının altında kadının birinin yorumu var, (bu kadının soyadı halen x ve annesinin soyadı ile aynı) anne de ''Canım gelinim.'' yazmış.
Bahsi geçen kadın şu an ne annede ne x'de ekli ve birlikte tek bir fotoğrafları da yok. Ancak kadın kendi sayfasında halen evli görüyor, halen de x ve x'in annesi ile aynı soyadına sahip. (x'in erkek kardeşi de yok)
x'in bahsettiğine göre en başta değindiğim evlilik başka isimli bir kadınla gerçekleşmiş. Kadının boşanma sonrası x'in soyadına bağlı kalıp halen x ve ailesi tarafından hürmet görüyor olma ihtimalini eliyoeum bu durumda.
1- x ikinci kez evlenmiş ve evliliğini veya ikinci defa boşanmış olmasını saklıyor olabilir.
2- ikinci kez evlilik yoluna girmiş ama hiç evlenmemiş olabilir.
Öğrenmek adına nasıl bir yol izlemeli? Ben direkt sorulması gerektiğini düşünüyorum ama usulü nedir bilemedim. Bu arada x, görüştüğü hatunu ailesinin evine filan yemeğe davet etti, ama hatun gitmedi. Geçen hafta da evini kapatıp annesinin evine geri taşındığını biliyoruz x'in.
Ne yapalım, nasıl yapalım? Olaya dair yorumunuz nedir? Hatun tarafıyız.
Önemli ise eğer adam iyi bir okuldan mezun ve güzel bir işi var, gezmeyi tozmayı seviyor. Görüşüyor bu ikili, henüz cinsellik yok. Adam çok saygılı, sarkıntılık filan asla yapmıyor, kafalar da denk. Adama x diyelim.
Sıkıntı şurada ki x, bir kere evlendiğinden, evliliğinin 8 sene sürdüğünden ve 2013'te resmen boşandığından bahsetmiş. Facebook'unda da bunu doğrular şekilde bir paylaşımı mevcut o yıla ait.
Ancak sonra 2015 senesinde x'in ablası ''Bugün kardeşimin düğünü var.'' şeklinde bir paylaşım yapmış, ama fotoğrafta hiçbir kadın etiketli değil. Bir de x'in annesinin doğum günü fotoğrafının altında kadının birinin yorumu var, (bu kadının soyadı halen x ve annesinin soyadı ile aynı) anne de ''Canım gelinim.'' yazmış.
Bahsi geçen kadın şu an ne annede ne x'de ekli ve birlikte tek bir fotoğrafları da yok. Ancak kadın kendi sayfasında halen evli görüyor, halen de x ve x'in annesi ile aynı soyadına sahip. (x'in erkek kardeşi de yok)
x'in bahsettiğine göre en başta değindiğim evlilik başka isimli bir kadınla gerçekleşmiş. Kadının boşanma sonrası x'in soyadına bağlı kalıp halen x ve ailesi tarafından hürmet görüyor olma ihtimalini eliyoeum bu durumda.
1- x ikinci kez evlenmiş ve evliliğini veya ikinci defa boşanmış olmasını saklıyor olabilir.
2- ikinci kez evlilik yoluna girmiş ama hiç evlenmemiş olabilir.
Öğrenmek adına nasıl bir yol izlemeli? Ben direkt sorulması gerektiğini düşünüyorum ama usulü nedir bilemedim. Bu arada x, görüştüğü hatunu ailesinin evine filan yemeğe davet etti, ama hatun gitmedi. Geçen hafta da evini kapatıp annesinin evine geri taşındığını biliyoruz x'in.
Ne yapalım, nasıl yapalım? Olaya dair yorumunuz nedir? Hatun tarafıyız.
2'si kardeş 3 kedi var elimde, yuva arıyorum, koca göbekli olanı bir arabanın altından berbat bir haldeyken; diğer ikisini de yağmurda ıslanmış ve ters dönmüş bir kasanın altına sığınmış buldum. Göbekli olandan emin olmamakla birlikte diğerleri en fazla 5 haftalık. Göbekli de 2 ay anca var bir de çözemedim daha cinsiyetini onun :D
Sahiplenmeyi düşünüyorsanız veya düşünen tanıdığınız varsa, yavruları da beğendiyseniz, haberinizi bekliyorum.
1- i.hizliresim.com
(soldaki ve siyah olan kardeş, sağdaki araba altından bulunan)
2- i.hizliresim.com
(göbekli, araba altı arkadaş)
3- i.hizliresim.com
(dişi olan, siyahın kardeşi)
4- i.hizliresim.com
(yine dişi)
5- i.hizliresim.com
( kardeş olanlar)
Sahiplenmeyi düşünüyorsanız veya düşünen tanıdığınız varsa, yavruları da beğendiyseniz, haberinizi bekliyorum.
1- i.hizliresim.com

2- i.hizliresim.com

3- i.hizliresim.com

4- i.hizliresim.com

5- i.hizliresim.com

(6)
sıkıcı iş günlerinizi veya sıkıcı işlerinizi eğlenceli hale getirmek
kaymaktutmayansicaksut #1127418
için neler yapıyorsunuz?
Hatırlıyorum ilkokulda ödev yaparken kendimi sınıf öğretmeni gibi düşünür, metinleri sınıfa okur gibi sesli okur, soru cevaplarımı sanki karşımdaki öğrenci veriyormuş gibi içten verirdim. Şimdi yaptığım en büyük çılgınlık 'Rafet Bey Cevap Dilekçesi' yerine 'Rafiş'in dilekçesi' yazmak oluyor. He bir de raporlamalarda tahsilat yapılacaktı geçen yüksek bir meblağ, onun notunun yanına ''Ay hadi inşallah! :D'' yazdım, öyle gönderdim raporu şldsadasdk.
'Şunu bitirdiğim zaman ödül olarak kendime bu kadar izin vereceğim' vb. şeylerden bahsetmiyorum, müzik dinlemek mi dersiniz iş yaparken, toplantıda içinizden şarkı söyleyip ayağınızla ritim tutmak mı dersiniz misal, böyle şeyler :D
Hatırlıyorum ilkokulda ödev yaparken kendimi sınıf öğretmeni gibi düşünür, metinleri sınıfa okur gibi sesli okur, soru cevaplarımı sanki karşımdaki öğrenci veriyormuş gibi içten verirdim. Şimdi yaptığım en büyük çılgınlık 'Rafet Bey Cevap Dilekçesi' yerine 'Rafiş'in dilekçesi' yazmak oluyor. He bir de raporlamalarda tahsilat yapılacaktı geçen yüksek bir meblağ, onun notunun yanına ''Ay hadi inşallah! :D'' yazdım, öyle gönderdim raporu şldsadasdk.
'Şunu bitirdiğim zaman ödül olarak kendime bu kadar izin vereceğim' vb. şeylerden bahsetmiyorum, müzik dinlemek mi dersiniz iş yaparken, toplantıda içinizden şarkı söyleyip ayağınızla ritim tutmak mı dersiniz misal, böyle şeyler :D
Elim devamlı yüzümde; alnım, yanaklarım, burnumun üzeri, dudaklarımın kenarı hep elimin tacizinde. Parmak uçlarımı dolaştırıp pütür pütürlük, kabuk, son deminde sivilce vb. ne varsa kopartır oldum, kopartmasam bile kesin elim geçiyor üzerinden. Yoksa da bu kadar dokunuş neticesinde çıkartıyorum bir şeyler.
Stres ve bununla birlikte yerleşen alışkanlık gibi bir şey sanıyorum. Lanet olsun. Nasıl kurtulacağım bundan? Misal ekrana bakarken elimi çenemin altına koyduğumda bile işaret parmağım teftişe çıkıyor.
Elimi yüzümden çeksem koluma, omuzlarıma, boynuma filan götürür oldum. Fark ettiğim vakit elimi çekmek dışında aklıma gelen şey yok, stres faktörlerinde de azalma yok. Doktor yolu göründü mü dersiniz? Başkaca yöntem ne sunabilirsiniz bana?
Stres ve bununla birlikte yerleşen alışkanlık gibi bir şey sanıyorum. Lanet olsun. Nasıl kurtulacağım bundan? Misal ekrana bakarken elimi çenemin altına koyduğumda bile işaret parmağım teftişe çıkıyor.
Elimi yüzümden çeksem koluma, omuzlarıma, boynuma filan götürür oldum. Fark ettiğim vakit elimi çekmek dışında aklıma gelen şey yok, stres faktörlerinde de azalma yok. Doktor yolu göründü mü dersiniz? Başkaca yöntem ne sunabilirsiniz bana?
2 aydır aynı ofiste farklı birimde çalıştığım, 'Günaydın.' ve 'İyi akşamlar.' demek ile kısa hal hatır sorma, hava su dışında muhabbetimin olmadığı bir bey düğün davetiyesi verdi. Aynı hafta sonu şehir dışında olma ihtimalimiz olduğunu , nikaha gelmenin benim için daha uygun olabileceğini düşündüğümü söylediğim vakit, kınaya beklediğini söyledi. Gelini tanımıyorum.
Daha ne kadar aynı çatı altında çalışırız bilmiyorum, en az 6 ay sanırım.
Kesinlikle gitmek istemiyorum düğün ve kınaya orası net. Nezaketen bir davet olabileceğini de düşünüyorum, hediye toplama amacıyla olabileceğini de.
Zarf içinde para verip ''Kusura bakma gelemedim, hayırlı olsun.'' desem? Bu durumda ne yapılır ne edilir hiç bilmiyorum hep yakınlarım evlendi bu en uzakta kalan.
Ne kadar para kafidir?
Daha ne kadar aynı çatı altında çalışırız bilmiyorum, en az 6 ay sanırım.
Kesinlikle gitmek istemiyorum düğün ve kınaya orası net. Nezaketen bir davet olabileceğini de düşünüyorum, hediye toplama amacıyla olabileceğini de.
Zarf içinde para verip ''Kusura bakma gelemedim, hayırlı olsun.'' desem? Bu durumda ne yapılır ne edilir hiç bilmiyorum hep yakınlarım evlendi bu en uzakta kalan.
Ne kadar para kafidir?
Günaydın. :)
Telefonda mobil görünümden çıkınca cevap metni uzayınca "gönder" butonu yok oluyor ve alttaki cevapla sizin yazı metniniz iç içe giriyor mu?
Soru veya duyuru açarken de buton yok oluyor mu sizde?
Eliniz erdiği vakit deneyebilir misiniz? Çok teşekkürler.
Telefonda mobil görünümden çıkınca cevap metni uzayınca "gönder" butonu yok oluyor ve alttaki cevapla sizin yazı metniniz iç içe giriyor mu?
Soru veya duyuru açarken de buton yok oluyor mu sizde?
Eliniz erdiği vakit deneyebilir misiniz? Çok teşekkürler.
Ben hiç anlamam arabadan, ağır cahilim bu konuda; önüme bu soruyu attı ''Çabuk karar ver.'' dedi. Sorunun üzerinden 2 gün geçti :D Arayıp soracak diye korkuyorum.
Bakıyorum tipine güzel işte :d İkinci el ve otomatik vites olacak sanırım.
Genelde İstanbul içi kullanılacak.
'Onu bırak, şunun için pazarlık yap.' diyeceğiniz araç var mı yoksa babamın boynuna sarılsam mı?
Bakıyorum tipine güzel işte :d İkinci el ve otomatik vites olacak sanırım.
Genelde İstanbul içi kullanılacak.
'Onu bırak, şunun için pazarlık yap.' diyeceğiniz araç var mı yoksa babamın boynuna sarılsam mı?
Patrona sinir oldum, gerçi genelde sinir oluyorum kendisine; hatun ''İş listesi yap, dosyalardan hiç haberim yok.'' diye başımın etini yedi günlerce, yapıp gönderdiğim günden beri hala eski usul arayıp her dosyayı teker teker soruyor, liste miste hak getire. Ters bir şey söylememek için kendimi zor tutuyorum.
Sizin patronların ne ayarsızlıkları var? Azıcık dertleşelim. Belki benimkine şükrediyor olurum gün sonunda.
Patron olanların da cesaretli olmasını bekliyorum. ^.^
Sizin patronların ne ayarsızlıkları var? Azıcık dertleşelim. Belki benimkine şükrediyor olurum gün sonunda.
Patron olanların da cesaretli olmasını bekliyorum. ^.^
Ebeveyn olmayan bana bok yemek düşer tabii ki de, bu bebek arabalarında azıcık fazlaca büyük bebeler yok mu? Ben ağlaya ağlaya yürürdüm, yürütürlerdi hatırlıyorum; 4 yaşında kocaman çocuklar var bunlarda şimdi, geziyorlar. Lan kaldır yürüsün esseogluessek diyesim geliyor çok fena. En fazla 2,5-3 yaş bence bu işin sınırı.
Bu arabalardaki çocukların cevrenizde gördüğünüz yaş sınırı ne, üstüme vazife olmayan şeyi çok merak ettim de?
Bu arabalardaki çocukların cevrenizde gördüğünüz yaş sınırı ne, üstüme vazife olmayan şeyi çok merak ettim de?
Fazlaca gürültülü bir ara sokakta 4 aylık kadar erkek bir van kedisi buldum, arabaların altından zor çıkartıp besledim. Ciddi anlamda korkmuş yavrucak. Kutuya salam koyup yakalamayı denedim ancak kapatmaya çalışırken korktu, beceremedim. Kedi taşıma kabıyla gideceğim, içine de kokusu cazip bir mama koyup içine girmesini sağlamaya çalışacağım. Hüsran yaşamamam adına tavsiyeniz var mı?
Pazar günü saat 19.00'da Büyükçekmece'de gerçekleşecek kokteyle damat ve gelin sizce ne zaman giriş yapmalı? Kokteyli düğün takip edecek.
20.15 deniyor ben çileden çıkıyorum, bence fazlasıyla geç. Gelecek insana ayıp, te bir ucu zaten şehrin üstelik ertesi gün pazartesi.
Ben mi çok abartıyorum?
Bence salona giriş en geç 19.30 olmalı bu durumda. Haydi 19.45 olsun.
20.15 deniyor ben çileden çıkıyorum, bence fazlasıyla geç. Gelecek insana ayıp, te bir ucu zaten şehrin üstelik ertesi gün pazartesi.
Ben mi çok abartıyorum?
Bence salona giriş en geç 19.30 olmalı bu durumda. Haydi 19.45 olsun.
Kendi minik çiftliği olan, minik çiftliğindeki 10-15 ineğini sömürmeden süt sağımı yapan, sağdığı süt ile az miktarda peyniri kendi üreten bir yer arayışındayım. Bildiğiniz güvenilir yerler var mıdır?
Aklıma Nesin Vakfı geliyor sadece, aklımda kaldığı kadarıyla kendi inekleri var ve üretim yapıyorlardı; başka?
Olsun lütfen çünkü aslında babam bilir ama kişisel meseleler...
Aklıma Nesin Vakfı geliyor sadece, aklımda kaldığı kadarıyla kendi inekleri var ve üretim yapıyorlardı; başka?
Olsun lütfen çünkü aslında babam bilir ama kişisel meseleler...
Şirket merkezi ne yazık ki yurt dışında ve başkaca şubesi yok. Karıştırdığım ve danışıp ettiğim kadarıyla yalnızca tebligat çıkartabilir, süreci ilerletemezsiniz deniyor. Açarsam da ilamsız takip yoluna gideceğim.
Etrafımda da konu hakkında tecrübesi olan arkadaşım yok, daha önce deneyimlemiş olan avukat çıkarsa buradan ve benimle süreci paylaşırsa nasıl memnun olurum anlatamam. Kıbrıs'ta borçlusu olan ve tahsilat yapmaya çalışmış olan var mıdır?
Etrafımda da konu hakkında tecrübesi olan arkadaşım yok, daha önce deneyimlemiş olan avukat çıkarsa buradan ve benimle süreci paylaşırsa nasıl memnun olurum anlatamam. Kıbrıs'ta borçlusu olan ve tahsilat yapmaya çalışmış olan var mıdır?
Ofisten iki çalışma arkadaşım bir karaktersiz yüzünden işten çıkartıldı, resmen adamın işi savsakladığını ortaya çıkarttıkları için işten kovuldular. Aynı departmanda değiliz hiç biriyle ama yarın sabah gelip yüzüme bakıp muhabbet edecek bu adam, ağzım dolu dolu ne kadar karakter yoksunu olduğunu söylemek istiyorum ama yapmam. Çocuk gibi soğuk davranmak da tarzım değil ama içim almıyor yapılanı.
Hiçbir şey olmamış gibi selam muhabbeti çevirmek de istemiyorum, kendisi ego tatmini amacıyla selam almak için bile kapı önlerinde oyalanacak kadar saçma sapan bir insan.
Sanırım bana günaydın nasılsınız dediğinde ne laf sokacağıma karar vermeye çalışacağım sabaha kadar.Her neyse olay bu değil, ben sizi merak ettim.
Bu vb durumlar başınızdan geçti ise biraz anlatsanıza neler yaşandı, tavrınız ne oldu? Görmezden mi geldiniz, uygun yerde lafınızı söylediniz mi?
Hiçbir şey olmamış gibi selam muhabbeti çevirmek de istemiyorum, kendisi ego tatmini amacıyla selam almak için bile kapı önlerinde oyalanacak kadar saçma sapan bir insan.
Sanırım bana günaydın nasılsınız dediğinde ne laf sokacağıma karar vermeye çalışacağım sabaha kadar.Her neyse olay bu değil, ben sizi merak ettim.
Bu vb durumlar başınızdan geçti ise biraz anlatsanıza neler yaşandı, tavrınız ne oldu? Görmezden mi geldiniz, uygun yerde lafınızı söylediniz mi?
Bir apartmana doğurmuş anne, yavruları kutuya koyup başka yere taşımışlar. Yavrular 1 hafta 10 günlük. Anne yavrulardan uzak, yavrular anneden en az 1 gün geçmiş.
Anne ile yavruları bir tesadüf eseri kavuşturduk ama yavrulardan tekini ayırmak durumunda kaldım çünkü çok yıpranmış açlıktan ve ememiyor sanıyorum anneyi.
Evde besliyorum çişini de yaptırdım sorunum kakası. Karnı yumuşak şekilde davul gibi. Ovdum, poposunu uyararak kaka yaptırmaya çalıştım yok.
Yavru çok hırpalanmış zeytinyağı eklemek istemiyorum mamasına, başkaca da fikir gelmiyor aklıma siz ne önerebilirsiniz?
Bir de göbeği ve karnı kaskatı kaka idi, anne temizlemiş. ama ayakları ve kuyruğu sert şekilde kalmış. Tam kaka gibi de değil, koyu renk saçma sapan bir şey. Islak bezle sildim ama çıkmıyor. Yavruyu ıslatmak istemiyorum şu an o yüzden birkaç gün sonrası iç,n öneriniz var mı kuru şampuan dışında. Benim aklıma sadece beyaz sabunlu veya kedi şampuanlı yahut düz ılık suya belden aşağısını sokmak ve yumuşamasını beklemek geliyor.
Anne ile yavruları bir tesadüf eseri kavuşturduk ama yavrulardan tekini ayırmak durumunda kaldım çünkü çok yıpranmış açlıktan ve ememiyor sanıyorum anneyi.
Evde besliyorum çişini de yaptırdım sorunum kakası. Karnı yumuşak şekilde davul gibi. Ovdum, poposunu uyararak kaka yaptırmaya çalıştım yok.
Yavru çok hırpalanmış zeytinyağı eklemek istemiyorum mamasına, başkaca da fikir gelmiyor aklıma siz ne önerebilirsiniz?
Bir de göbeği ve karnı kaskatı kaka idi, anne temizlemiş. ama ayakları ve kuyruğu sert şekilde kalmış. Tam kaka gibi de değil, koyu renk saçma sapan bir şey. Islak bezle sildim ama çıkmıyor. Yavruyu ıslatmak istemiyorum şu an o yüzden birkaç gün sonrası iç,n öneriniz var mı kuru şampuan dışında. Benim aklıma sadece beyaz sabunlu veya kedi şampuanlı yahut düz ılık suya belden aşağısını sokmak ve yumuşamasını beklemek geliyor.
Bir hafta önce çok saçma bir yerde 4-5 haftalık aç bir yavru kedi bulduk, inanılmaz zayıftı ve kaptığımız gibi eve getirdik. Zayıflığı ve açlığından başka hiçbir düşünce yoktu aklımda. Evde de 3 aylık 5 yavru ve emziren bir anne var. Gayet iyi niyetli olarak annenin bunu sahiplenme ihtimalini düşündüm.
Klasik acil önlemleri aldım, işte yıkadım pire kontrolü falan filan. İlk başlarda biberon bile kabul etmiyordu hatta o kadar unutmuş ki emmeyi anneyi bile ememedi. 2 3 gün sonra sonra emmeye başladı, bu arada iç parazit önlemi topluca hepsine karşı alındı falan filan. Sonra ishal olduğunu fark ettim, hafif de ateş vardı. Ateş kendi kendine geçti 2 gün olmadan, ishali de hem sokaktan gelmesine hem de süt tozu temelli bebek kedi mamasına verdim, yavru kedilerin çoğunun kakası da cıvık olduğundan endişelenmedim açıkçası.
Ama karnı şişiyor abi bunun iki gündür. Deli olacağım. ağlayıp duruyorum aklıma geldikçe bir kaç saattir. Keyfi yerinde, oyuncu, deli gibi yiyor, mutlu ama karnı şiş. Ve diğer kedilerimden ikisi de ishal oldu, anne ve bir yavru.
Antibiyotik tedavisi de geçirdi bu arada en ufak olan ishal olduğu anlaşılınca.
çok fazla yiyor ve yanlışım yoksa 2 gün olacak kakasını yapmadı, o sebeple olsun karın şişliği bir de yavru kedi karnı olsun diye dua ediyorum resmen. Babam da antibiyotik yapmadan önce ''Eve kontrolsüz kedi alırsan böyle olur, en sevdiğin kedi ölsün de anla.'' dedi ve cümle beynimin her yerinde çınlıyor. Kediler halsiz mi, ishal mi, kustu mu diye teker teker kontrol etmekten deli olacağım.
Bu arada bağışıklık sistemlerini güçlü tutmak için elimden geleni yapıyordum zaten aylardır, multivitaminler, çok çeşit beslenme falan filan...Ama uyuyan kediye bile 'acaba halsiz mi? diye bakar oldum öğleden beri? Fip kelimesi aklımda yankılanıp duruyor teşhisi konulmamış olsa da. Aklıma geldikçe ağlıyorum.
şimdi ayırsam ufak olanı çok mu geç olmuştur? hayır ayırsam ne olacaksa biri kapmış olsa zaten diğerlerine bulaştıracak evde kalan. deli olacağım. Gözümüz gibi baktık ya hepsine, hakikaten kendimiz yemedik onlara yedirdik. şimdi iyi niyetle yaptığım böyle bir şeyin sonucunu düşünmek kafayı yedirtiyor bana.
Ayırsam bu sefer çok ufak, çok minik. Allah kahretsin çok da mutlu anne ve kardeş buldu diye kendine. Ayırsam evdekilerin hepsini başka yere dağıtamam. Ev 1+1. Kafayı yiyeceğim.
İhtimali elemek adına ayırsam çok geç kaldım değil mi?
Klasik acil önlemleri aldım, işte yıkadım pire kontrolü falan filan. İlk başlarda biberon bile kabul etmiyordu hatta o kadar unutmuş ki emmeyi anneyi bile ememedi. 2 3 gün sonra sonra emmeye başladı, bu arada iç parazit önlemi topluca hepsine karşı alındı falan filan. Sonra ishal olduğunu fark ettim, hafif de ateş vardı. Ateş kendi kendine geçti 2 gün olmadan, ishali de hem sokaktan gelmesine hem de süt tozu temelli bebek kedi mamasına verdim, yavru kedilerin çoğunun kakası da cıvık olduğundan endişelenmedim açıkçası.
Ama karnı şişiyor abi bunun iki gündür. Deli olacağım. ağlayıp duruyorum aklıma geldikçe bir kaç saattir. Keyfi yerinde, oyuncu, deli gibi yiyor, mutlu ama karnı şiş. Ve diğer kedilerimden ikisi de ishal oldu, anne ve bir yavru.
Antibiyotik tedavisi de geçirdi bu arada en ufak olan ishal olduğu anlaşılınca.
çok fazla yiyor ve yanlışım yoksa 2 gün olacak kakasını yapmadı, o sebeple olsun karın şişliği bir de yavru kedi karnı olsun diye dua ediyorum resmen. Babam da antibiyotik yapmadan önce ''Eve kontrolsüz kedi alırsan böyle olur, en sevdiğin kedi ölsün de anla.'' dedi ve cümle beynimin her yerinde çınlıyor. Kediler halsiz mi, ishal mi, kustu mu diye teker teker kontrol etmekten deli olacağım.
Bu arada bağışıklık sistemlerini güçlü tutmak için elimden geleni yapıyordum zaten aylardır, multivitaminler, çok çeşit beslenme falan filan...Ama uyuyan kediye bile 'acaba halsiz mi? diye bakar oldum öğleden beri? Fip kelimesi aklımda yankılanıp duruyor teşhisi konulmamış olsa da. Aklıma geldikçe ağlıyorum.
şimdi ayırsam ufak olanı çok mu geç olmuştur? hayır ayırsam ne olacaksa biri kapmış olsa zaten diğerlerine bulaştıracak evde kalan. deli olacağım. Gözümüz gibi baktık ya hepsine, hakikaten kendimiz yemedik onlara yedirdik. şimdi iyi niyetle yaptığım böyle bir şeyin sonucunu düşünmek kafayı yedirtiyor bana.
Ayırsam bu sefer çok ufak, çok minik. Allah kahretsin çok da mutlu anne ve kardeş buldu diye kendine. Ayırsam evdekilerin hepsini başka yere dağıtamam. Ev 1+1. Kafayı yiyeceğim.
İhtimali elemek adına ayırsam çok geç kaldım değil mi?
Yaş 30 ve her yaz olduğu gibi bu yaz da kendime ''tavlayı bu sene öğreneceğim.'' hedefi koydum ama yaz geçiyor canlar. Karşıma rakip koymadan bana tavla öğretebilecek bir oyun yükleyeyim dedim zilyon tane şey çıktı play store'da.
Dedim Duyuru bilir, du sorayım. Telefon zenfone 2 bu arada, anlamı olacaksa
Tavsiyeniz varsa tavsiye ettiğinizi indireceğim, yoksa bodoslama dalıyorum bir tanesine. Tavsiyeniz var mı? Olsun lütfen çünkü ^.^
Dedim Duyuru bilir, du sorayım. Telefon zenfone 2 bu arada, anlamı olacaksa
Tavsiyeniz varsa tavsiye ettiğinizi indireceğim, yoksa bodoslama dalıyorum bir tanesine. Tavsiyeniz var mı? Olsun lütfen çünkü ^.^
Buzdolabında unutmuşum, filizlenmiş. İnternette dolanan marulun kökünü suya koyun tepeden uzasın gibi şeyleri önceki havuçta yaptım, çürüdü yavrucak.
Bunu nasıl büyütebilirim garanti? İnternet ya tohumdan ya da suya koyun kök salsın yönteminden gitmiş.
Başka denenmiş çözümü olan var mı?
Bunu nasıl büyütebilirim garanti? İnternet ya tohumdan ya da suya koyun kök salsın yönteminden gitmiş.
Başka denenmiş çözümü olan var mı?
Bir arkadaşım ile kız arkadaşı anlaşamadıkları bir konu nedeni ile uzun süreli ilişkilerini bitirmişler. Küçük bir şey değil ama düzeltilemeyecek bir şey ve arkadaşım barışmak istiyor. Şimdi onunla son bir kere daha görüşecek ve tek şansı var.
Romantik bir jest uygun olur mu?
Kadınlar, siz olsanız ne beklersiniz? Erkekler, siz ikna etmek için ne yapardınız?
Teşekkür ettim.
Romantik bir jest uygun olur mu?
Kadınlar, siz olsanız ne beklersiniz? Erkekler, siz ikna etmek için ne yapardınız?
Teşekkür ettim.
Parayla almak dışında nasıl bulacağız? Üsküdar'da cami de dolanıyoruz ama bulamadık.
Aynen başlıktaki gibi. Geçen yatağın üzerinde bir şeyler karalıyordum, kenara koyup uzandım birkaç saniye sonra bir adam sesinin bana fısıldadığını duyup uyandım peşine erkek arkadaşım seslendi. Ama ona ait bir ses değildi, eminim. Ne dediğini anlamadım.
Bu gece de yine uyku ile uyanıklık arası bir anda aynı şey oldu. Bir erkek sesi fısıldadı bir iki kelime. Sonrasına kedim kapıyı tırmalayıp beni uyandırdı.
İkidir oluyor ve korkutuyor da. Karabasan desem o ağırlık yok bedenimde,karabasan öncesi ve esnasında olur. Bu öyle bir şey değil. Paranormal olduğu iddiasında da değilim de nedir bu allasen? Uykunun hafif bir evresi de bunları yaşadığım an, uyku bile denemez daha çok uyanık haldeyim. Geçiş aşamasında mı saçmalıyor beynim acaba?
Bu gece de yine uyku ile uyanıklık arası bir anda aynı şey oldu. Bir erkek sesi fısıldadı bir iki kelime. Sonrasına kedim kapıyı tırmalayıp beni uyandırdı.
İkidir oluyor ve korkutuyor da. Karabasan desem o ağırlık yok bedenimde,karabasan öncesi ve esnasında olur. Bu öyle bir şey değil. Paranormal olduğu iddiasında da değilim de nedir bu allasen? Uykunun hafif bir evresi de bunları yaşadığım an, uyku bile denemez daha çok uyanık haldeyim. Geçiş aşamasında mı saçmalıyor beynim acaba?
Bir süredir buna odaklanmış vaziyetteyim. Bir metin oluşturmaya çalışıyorum. Aycho'nun duyuru sorunlarina dair yaptığı çalışmayı da önüme aldım, mevcut kuralları da açtım ama çözüm noktasında sizin de fikirlerinizi merak ettim ve açıkçası katılımınıza ihtiyacım var. Burayı birlikte kullanıyoruz, birlikte karar vermeliyiz.
Duyuru kurallarında nasıl bir düzenlemeye giderdiniz? Neler eksik, neler güncelliğini yitirmiş vaziyette sizce? Neler ekler, neleri çıkartırdınız?
Teşekkür ederim şimdiden.
Edit: arkadaşlar anlaşamadık :) siteye dair öneri değil kurallara dair fikrinizi istemiştim. Yol göstermesi açısından mevcut.kurallar şöyle : www.eksiduyuru.com
Duyuru kurallarında nasıl bir düzenlemeye giderdiniz? Neler eksik, neler güncelliğini yitirmiş vaziyette sizce? Neler ekler, neleri çıkartırdınız?
Teşekkür ederim şimdiden.
Edit: arkadaşlar anlaşamadık :) siteye dair öneri değil kurallara dair fikrinizi istemiştim. Yol göstermesi açısından mevcut.kurallar şöyle : www.eksiduyuru.com
Ağzına kadar dolu bunlar, geri dönüşüme atsam metal ayağına, bu sıcakta genleşip bir sıkıntı yaratır mı?
Kısacası nereye atıyoruz bunları?
Düz çöpe atmayı katiyen istemiyorum.
Kısacası nereye atıyoruz bunları?
Düz çöpe atmayı katiyen istemiyorum.
Sorun oda parfümleri meselesi. Astımım var, öyle hık diye götürecek cinsten değil ama sigara kokusu olsun bu tarz yoğun kimyasal kokular olsun beni rahatsız ediyor. Bunu geçtim normal hayatta kullanmadığım oda parfümünü işyerinde solumak istemiyorum.
Kokuyu aldığım vakit başıma ağrı girmesinin ve bir türlü geçmemesini saymıyorum bile.
Her neyse, arada sırada da olsa (müvekkil gelmeden, aklına estiğinde tuvaletten sonra vb) koridora 3-4 fıs (1 tane de değil) oda parfümü sıkan insanı bundan nasıl vazgeçirebilirim?
Rahatsız olduğumu biliyor defalarca söyledim, şaka yollu da söyledim ciddi de. Hatta diğer çalışanlar da ''Sıkma kız rahatsız oluyor.'' diyorlar ama yok. Yere yatıp ölen böcek taklidi yapmışlığım bile var(ciddiyim), sakladım da bu parfümleri zamanında yine çıkmış ortaya.
Atmak veya patrona söylemek gibi bir şey yapmak istemiyorum, başka ne şekilde çözebilirim bu durumu? (Ki rahatsız olduğumu söylediğim vakit zamanında patronun ''Misafir gelecek ama birazdan.'' demişliği de var dolayısıyla sadece lafta oda parfümü kullanılmamasını söylemiş olacak)
EDİT: Cevaplar için teşekkürler herkese.
Bunlar hep geçen sene bu zamandan alınıp kalanlar, alınırken 6'lı mı 10'lu mu her ne kadarsa o kadar alınmış. O zaman başka bir kız çalışıyordu, aldırmıştı. Artık satın alınmıyor zaten, kendi parasıyla da almadığı için çöpe atmanın sorun olmayacağı kanaatindeyim. Ben yine saklayıp bayram dönüşünde kolonya getireyim iyisi mi, bir şey püskürtmek istiyorsa kolonya püskürtsün.
Kokuyu aldığım vakit başıma ağrı girmesinin ve bir türlü geçmemesini saymıyorum bile.
Her neyse, arada sırada da olsa (müvekkil gelmeden, aklına estiğinde tuvaletten sonra vb) koridora 3-4 fıs (1 tane de değil) oda parfümü sıkan insanı bundan nasıl vazgeçirebilirim?
Rahatsız olduğumu biliyor defalarca söyledim, şaka yollu da söyledim ciddi de. Hatta diğer çalışanlar da ''Sıkma kız rahatsız oluyor.'' diyorlar ama yok. Yere yatıp ölen böcek taklidi yapmışlığım bile var(ciddiyim), sakladım da bu parfümleri zamanında yine çıkmış ortaya.
Atmak veya patrona söylemek gibi bir şey yapmak istemiyorum, başka ne şekilde çözebilirim bu durumu? (Ki rahatsız olduğumu söylediğim vakit zamanında patronun ''Misafir gelecek ama birazdan.'' demişliği de var dolayısıyla sadece lafta oda parfümü kullanılmamasını söylemiş olacak)
EDİT: Cevaplar için teşekkürler herkese.
Bunlar hep geçen sene bu zamandan alınıp kalanlar, alınırken 6'lı mı 10'lu mu her ne kadarsa o kadar alınmış. O zaman başka bir kız çalışıyordu, aldırmıştı. Artık satın alınmıyor zaten, kendi parasıyla da almadığı için çöpe atmanın sorun olmayacağı kanaatindeyim. Ben yine saklayıp bayram dönüşünde kolonya getireyim iyisi mi, bir şey püskürtmek istiyorsa kolonya püskürtsün.
İftiradan tiksiniyorum, öyle böyle değil. Hele ki bok atılmasına hiç tahammülüm yok, kendi hatan varsa kabul et yoluna devam et ama ayakta yalan uydurmak neyin nesidir. Nefret ettiğim şey başıma geldi.
(Bilen bilir, bilmeyenler için anlatayım bir duruşmada davacı olan taraf mazeret sunmadan duruşma saatinde duruşma salonunda hazır bulunmaz ise, hazır olan davalıya hakim davayı takip etmek isteyip istemediğini sorar, davalı da takip etmez ve davacının dosyası 3 aylık süre içerisinde yenilenmek üzere işlemden kaldırılır, süre içinde yenilenmezse olay kapanır, yenilenirse dava kaldığı yerden devam eder. )
Saçma sapan bir dava var, olayın aslı şu: Adamın teki metresine arsa alıyor, sonra araları bozulunca ve kadın adamdan olan çocuğu göstermek istemeyince ''Ben aslında arsayı ona almamıştım, şirketim adına alsın diye ona vekalet vermiştim ama kendine almış.'' diye dava açıyor, alınan malı geri istiyor. Ben kadının avukatıyım.
11.45 duruşması vardı, gittim 11.15'te bekliyorum. Kapıda not düşmüş karşı tarafın avukatı ''bilmem kaç ceza mahkemesindeyim.'' diye, tamam beklersin nezaketen. Duruşmalar da gecikmeli gidiyor, saat 12.30 gibi sıra geldi, davacı avukatı hala ortada yok. Dedim herhalde gelmeyecek. Kaleme gidip sordum mazeret vermiş mi, yok vermemiş. Duruşma salonuna girdim, davacıyı ve avukatı çağırdılar, kimse yok. Mübaşir not düşülmüş oraya dedi, ben de ben 1 saati aşkındır bekliyorum, geldiğimde not vardı, avukatı göremedim ama dedim ve duruşmanın yapılmasını talep ettim ki yanımda diğer davalı vekili de var, ikimiz de bekliyoruz. Hakim ''Biraz daha bekleyelim avukat hanım, son iş olarak alalım sizi.'' dedi, hay hay dedim. 4 duruşma daha bekledim.
Son iş olarak saat biri geçiyordu, duruşma salonuna girdik. Davacı vekili yine yok. Hakim siz takip etmek istiyor musunuz dedi, hayır dedik, dava talep halinde yenilenmek üzere kaldırıldı.
Neyse, az önce elime yenileme emri geldi. Karşı tarafın avukatının dilekçeye yazdığı aynen şöyle :
''Davalılardan x vekili kaymaktutmayan başka mahkemelerde duruşması olduğunu şahsıma bildirmiş, karşılıklı olarak şahsi telefonlarımız paylaşılarak, yerine getirmemiz gereken diğer hukuki işlemler dolayısıyla, mahkeme salonundan ayrılınmış ve mahkeme mübaşirine durum izah edilmiştir.
Karşılıklı mesleki mazeretimiz doğrultusunda, meslek ilkeleri tarafımca dikkate alındığından mesleki mazeret veya bekletme talebi mahkemenize ibraz edilmemiştir.
.... Ancak sona eren oturumlar sonrasında davalılar vekili kaymaktutmayan meslek ilkelerini ve usul ekonomisini yok saymış, davayı takip etmediğini beyan ederek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesini sağlamıştır.''
Külliyen yalan her biri. Ya duruşmaya yetişemedi, ya duruşmaya girmeyi götü yemedi çünkü her defasında hakim kadını ağlatacak gibi tersliyor, her celse bir eksiği çıkıyor. Hakim sorunca da bilemeyip ezilip büzülüyor. Düzgünce hiçbir kimseye bok atmadan iki satırlık dilekçeyle dosyayı yenileyebilecek iken, hiçbir kazancı da kaybı da yokken şu tavrı beni sinir etti, katil olacağım.
Şimdi başka bir davadan bu kadınla yarın karşı karşıya geleceğiz. Ben bu kadını çiğ çiğ yesem mi? Baroya şikayet edeceğim orası ayrı da çıkmaz barodan bir şey. Elim ayağım titriyor sinirden.
(Bilen bilir, bilmeyenler için anlatayım bir duruşmada davacı olan taraf mazeret sunmadan duruşma saatinde duruşma salonunda hazır bulunmaz ise, hazır olan davalıya hakim davayı takip etmek isteyip istemediğini sorar, davalı da takip etmez ve davacının dosyası 3 aylık süre içerisinde yenilenmek üzere işlemden kaldırılır, süre içinde yenilenmezse olay kapanır, yenilenirse dava kaldığı yerden devam eder. )
Saçma sapan bir dava var, olayın aslı şu: Adamın teki metresine arsa alıyor, sonra araları bozulunca ve kadın adamdan olan çocuğu göstermek istemeyince ''Ben aslında arsayı ona almamıştım, şirketim adına alsın diye ona vekalet vermiştim ama kendine almış.'' diye dava açıyor, alınan malı geri istiyor. Ben kadının avukatıyım.
11.45 duruşması vardı, gittim 11.15'te bekliyorum. Kapıda not düşmüş karşı tarafın avukatı ''bilmem kaç ceza mahkemesindeyim.'' diye, tamam beklersin nezaketen. Duruşmalar da gecikmeli gidiyor, saat 12.30 gibi sıra geldi, davacı avukatı hala ortada yok. Dedim herhalde gelmeyecek. Kaleme gidip sordum mazeret vermiş mi, yok vermemiş. Duruşma salonuna girdim, davacıyı ve avukatı çağırdılar, kimse yok. Mübaşir not düşülmüş oraya dedi, ben de ben 1 saati aşkındır bekliyorum, geldiğimde not vardı, avukatı göremedim ama dedim ve duruşmanın yapılmasını talep ettim ki yanımda diğer davalı vekili de var, ikimiz de bekliyoruz. Hakim ''Biraz daha bekleyelim avukat hanım, son iş olarak alalım sizi.'' dedi, hay hay dedim. 4 duruşma daha bekledim.
Son iş olarak saat biri geçiyordu, duruşma salonuna girdik. Davacı vekili yine yok. Hakim siz takip etmek istiyor musunuz dedi, hayır dedik, dava talep halinde yenilenmek üzere kaldırıldı.
Neyse, az önce elime yenileme emri geldi. Karşı tarafın avukatının dilekçeye yazdığı aynen şöyle :
''Davalılardan x vekili kaymaktutmayan başka mahkemelerde duruşması olduğunu şahsıma bildirmiş, karşılıklı olarak şahsi telefonlarımız paylaşılarak, yerine getirmemiz gereken diğer hukuki işlemler dolayısıyla, mahkeme salonundan ayrılınmış ve mahkeme mübaşirine durum izah edilmiştir.
Karşılıklı mesleki mazeretimiz doğrultusunda, meslek ilkeleri tarafımca dikkate alındığından mesleki mazeret veya bekletme talebi mahkemenize ibraz edilmemiştir.
.... Ancak sona eren oturumlar sonrasında davalılar vekili kaymaktutmayan meslek ilkelerini ve usul ekonomisini yok saymış, davayı takip etmediğini beyan ederek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesini sağlamıştır.''
Külliyen yalan her biri. Ya duruşmaya yetişemedi, ya duruşmaya girmeyi götü yemedi çünkü her defasında hakim kadını ağlatacak gibi tersliyor, her celse bir eksiği çıkıyor. Hakim sorunca da bilemeyip ezilip büzülüyor. Düzgünce hiçbir kimseye bok atmadan iki satırlık dilekçeyle dosyayı yenileyebilecek iken, hiçbir kazancı da kaybı da yokken şu tavrı beni sinir etti, katil olacağım.
Şimdi başka bir davadan bu kadınla yarın karşı karşıya geleceğiz. Ben bu kadını çiğ çiğ yesem mi? Baroya şikayet edeceğim orası ayrı da çıkmaz barodan bir şey. Elim ayağım titriyor sinirden.
Parex tornado almıştım, tornado kısmı yalan çıktı; sulu sulu bırakıyor sonrasında kurutması ayrı dert. Kırıldı gitti, sinirden kasten hırpalamış da olabiliriz.
Klâsik vileda istemiyorum, silip kumaşı çıkarıp sıkıp tekrar takıp silmeye devam edeceğim o uzun dikdörtgen paspaslardan da istemiyorum.
Kovası olsun, sıkması, kurutması, temizliği kolay olsun, kıl tüy toplasın (kedili ev) ve sıktığım zaman olması gerekenden ıslak bırakmasın. Bir de 70 tl gibi bir fiyat olmasın.
hizliresimyukle.com
Fotoğraftakine hevesim var ama sorayım, kullanan memnun olmayan var mı? Baska4 tavsiye de olur.
Klâsik vileda istemiyorum, silip kumaşı çıkarıp sıkıp tekrar takıp silmeye devam edeceğim o uzun dikdörtgen paspaslardan da istemiyorum.
Kovası olsun, sıkması, kurutması, temizliği kolay olsun, kıl tüy toplasın (kedili ev) ve sıktığım zaman olması gerekenden ıslak bırakmasın. Bir de 70 tl gibi bir fiyat olmasın.
hizliresimyukle.com
Fotoğraftakine hevesim var ama sorayım, kullanan memnun olmayan var mı? Baska4 tavsiye de olur.
Banyo aynasının altında fotoğraftaki metalimsilerin tuttuğu bir cam vardı, kırıldı az önce. Yerine dolap monte edebilmem için şu saçma sapan mana yoksunu şeyleri duvardan sökmem lazım ama beceremiyorum.
Ortasındaki uzun metal kısmı döndürmeye çalıştım vidalıdır diye olmadı, dönmüyor. İçteki elips bölge ile süslü dış kısım arasındaki çizgiden bıçak soktum, bıçak kırıldı.
Ben bunlardan nasıl kurtulurum?
Fotoğraflar :
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
Edit: ay vallaha da çıktı. Çekiçle o uzun yere vurdu devorgilla (nasıl bıktırdı isem adamı ^.^) gevşedi, sonra da söktü artı. Cevap yazan vardır belki diye silmiyorum soruyu. Teşekkür ettim herkese.
Ortasındaki uzun metal kısmı döndürmeye çalıştım vidalıdır diye olmadı, dönmüyor. İçteki elips bölge ile süslü dış kısım arasındaki çizgiden bıçak soktum, bıçak kırıldı.
Ben bunlardan nasıl kurtulurum?
Fotoğraflar :
i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

Edit: ay vallaha da çıktı. Çekiçle o uzun yere vurdu devorgilla (nasıl bıktırdı isem adamı ^.^) gevşedi, sonra da söktü artı. Cevap yazan vardır belki diye silmiyorum soruyu. Teşekkür ettim herkese.