Ekşi Duyuru

Normal mi?

Apartman görevlisi olması durumunda çöpü belli saatte toplayacağı için akmadığından kokmadığından emin olarak o saate beş dakika kala kapının önüne koymayı demiyorum. Bayağı akşam bulaşığı yıkayıp, çöpleri birleştirip kapının önüne koymaktan, ertesi sabah veya öğleden sonra kıçını kaldırıp atmaktan bahsediyorum. Normal mi?

Yeni komşumuz aylardır aynen böyle yapıyor, kocası sabah lütfederse atıyor, bazen kavgalı oluyorlar atmıyor... Küçük çocuğu var dedim, anlayışlı olayım dedim ama her sabah kapımı açar açmaz çöp görmekten ve koklamaktan gerçekten usandım.

Bugün markete gidecekken kapıyı açmamla şu beyaz eşya kutularının içinden çıkan köpüklerin uçuşması bir oldu. Evlerine bir şeyler almışlar ama ambalaj parçaları bizim paspasın üzerinde dans ediyordu. Sakince kapıyı çaldım, kadın açtı. Gerçekten sakin bir ses tonuyla 'Kapımın önündeki çöpler size mi ait?’ dedim, ‘Aaa, oraya mı atmışlar, ihihihi =))’ dedi. Sakince apartmanın 'kapımızın önü' değil ortak kullanım alanı olduğunu, insanları rahatsız edecek ve merdivenlerde yolunu kesecek şeylerle doldurmanın doğru olmadığını söyledim. Her sabah kapıyı açıp çöp görmenin hiç hoş olmadığını söyledim. Burada bir yerde sığır kocası araya girdi, ne dediğini hiç anlamadım ‘ben olması gerekeni rica ettim, siz kendinize yakışanı yaparsınız.’ dedim taktım kulaklığı indim.

Az önce anneme laf arasında söyleyince beni çok ayıpladı, ‘Komşu komşuyu idare eder, bunun için kalp kırılır mı?’ dedi. Ona da ayrı sinir oldum. Konu o kadar uzadı ki her an kapılarını çalıp ‘Eşşeklik eden meğer benmişim, gelin bizim eşiğe sıçın ödeşelim.’ diyebilirim.

Aslında ne zamandır bunları anlatıp ‘Siz olsanız ne yaparsınız?’ diye sorasım vardı, soru evrildi: ‘Cidden mi ben abartıyorum?’

Normal zekalı bir insanın imtina etmesi veya en azından alışkanlık haline getirmemesi gerekmez miydi? Yoksa ben mi kendimi Massachusetts'te falan zannediyorum?

Siyah çamaşırlara özel sıvı deterjanlar renk kalıcılığı konusunda gerçekten bir fark yaratıyor mu?

Alanında en iyi marka perwoll mü, değilse hangisini önerirsiniz?

Teşekkürler.

İstanbul'dan annemin yanına kesin dönüş yaptım. Aslında dönüş yapalı bir seneyi geçti ama atanınca durum anca kesinleşti.

Buraya bir valizle gelmiştim ve iyi kötü idare etmiştim ama artık bütün eşyalarımı yanıma getirtmem lazım. Eşyalarım da aslında giysilerim ve kitaplarım ve hepsi kolili bir şekilde hazır. 7-12 desi aralığında yaklaşık 55 koli eşyam var. 12 desi olanlar 22 x 44 x 38 cm ve sayıları az, yani öyle aman aman bir şeyim yok aslında.

Ben bunu günlere yayarak kargoyla bile hallederim diyordum ama o zaman 22 lira olan 12 desilik kutu gönderim ücreti şu an 38 lira olmuş. Mobilyam falan olmadığı için bu kutuları taşımanın daha pratik bir yolu var mıdır? Şehirden şehire nakliyat biraz gözümü korkutuyor.

Abiye elbise altından kendini belli etmeyecek, askılı ve şortlu bir model bakıyorum. Miorre, Pierre Cardin, NBB, Penti, Miaju falan filan gibi bir sürü marka var ve hangisini neye göre tercih edeceğimi bilmiyorum. Deneyip memnun kaldığınız bir marka var mı? Özellikle karın bölgesini toparlaması önemli.

100-150 lirayı aşmasa iyi olur, çünkü kardeşime ve kuzenime de alacağım.

Bir arkadaşımın düğünü için elbise almam lazım ama yaşadığım şehirde istediğim gibi bir şeyler bulamadım.

Zarif ve sade bir şeyler bakıyorum. Gönderim, beden değişimi gibi konularda sıkıntı çıkarmayan, kumaşları ve dikimleri dandik olmayan nereleri önerirsiniz?

Kimdir bu resmi Saddam ve Satan'ın duvarlarını süsleyen kişi, ben çıkaramadım.

Birkaç günlüğüne Balıkesir'e gideceğim, nerede kalayım?

Aklıma öğretmen evi geliyor ama tavsiye eder misiniz?

Kalacağım yerin Çağış kampüsüne ve havaalanına ulaşım kolaylığını düşünerek bir tavsiye verebilirseniz sevinirim.

28 Aralık günü hepsiburada'dan halı yıkama makinesi aldım. Hemen o akşam kargoya verildi. O şehirden o şehire aktarıla aktarıla komşu şehre geldi, tarih 29 Aralık. O gece benim şehrime doğru yola çıkıyor, ve başka bir kargo hareketi yok bundan sonra.

Yılbaşı tatilidir, şudur budur dedim birkaç gün bekledim ama gelen giden yok. Dört gündür, Allahın her günü canlı destekle görüşüyorum, kopyala-yapıştır cevap vermekten adamların ciğerleri soldu. Şikayet formu doldurdum, geri dönüş olmadı. Bunların hepsini hepsiburada'ya yazdım, ona da geri dönüş yapılmadı.

Dört gündür, Allah'ın her günü müşteri hizmetleri ile görüşüyorum, aldığım cevapların özeti şu: Durumun aciliyetini bildiriyor olacağım.


Bir insan 2-3 saatlik yola çıksa ama gideceği yere ulaşamasa kaçırıldı, öldü falan deriz, peki kargoya ne olmuş olabilir? Başıma daha önce hiç böyle bir şey gelmedi, o yüzden halledilebilecek bir şey mi bilmiyorum. Müşteri hizmetlerine soruyorum, "bakın belli ki ters bir şey olmuş, bundan bir şey çıkmayacak gibiyse yorulmayalım iade isteyeyim" diyorum, aldığım cevap şu: Görüşmemiz sonlandıktan sonra gerekli bildirimi yapıyor olacağım, size geri dönüş sağlanacaktır.

Artık iade isteyeyim diyorum, iade sürecini hiç bilmiyorum. Gerginim. Ne yapayım?

Kargo Aras Kargo.

Hayvan gibi siyah-beyaz çıktı alacağım. Tarayıcısının da olmasını istiyorum. Wi-fi o kadar önemli değil. Toneriyle çipiyle şusuyla busuyla çok uğraşmak istemiyorum.

Seçeneklerimi daralttım, yarın sipariş vermek istiyorum. Siz olsanız hangisini tercih ederdiniz, veya başka hangi marka/model düşünürdünüz?


Epson:
www.bitmeyenkartus.com.tr

Hp:
urun.gittigidiyor.com

Ricoh:
www.bitmeyenkartus.com.tr

Öncelikle herkese iyi seneler.

Eve tarayıcılı bir yazıcı almak istiyorum. Şu iki üründen birini alabilirim gibi geldi ama teknik özelliklerinden çok anlamıyorum, hangisini tercih etmeliyim?

Bu arada ikisini de 150 liraya alabiliyorum şu an. Bir de adları tam gözükmüyor ama sağ taraftaki püskürtmeli. Onun indirimsiz fiyatı daha yüksekmiş, o daha mantıklı bir tercih gibi duruyor ama o püskürtmeliyse diğeri nasıl onu bile bilmiyorum =/

Veya sizin başka bir tavsiyeniz var mı?

Mimarlık mezunuyum ve mezun olalı epey bir süre geçti. Bir üniversitenin araştırma görevlisi kadrosuna başvurdum. ALES ve YDS puanlarım çok iyi, ortalamam vasatın biraz üstü falan ve ben gireceğim sınavdan biraz korkuyorum açıkçası.

Restorasyon anabilim dalına başvuracağım, zaten bu ara dönemdeki çalışmalarım bu alanla ilgiliydi o konuda pek kaygım yok ama daha genel sorular da geleceğini düşünüyorum. Hocaların alanlarına, çalışmalarına falan baktım ama kadrosu 10 kişiden oluşan 10 yıllık bir fakülte ve neredeyse herkes her derse giriyor. Bu yüzden alana yoğunlaşmayacaklarını düşünüyorum.

Yüksek Lisans veya araştırma görevliliği kadroları için sınava/mülakata girenler tecrübelerini benimle paylaşırsa çok sevinirim.

Belki birisi için özel açılmış bir kadrodur bilemiyorum, elimden geleni yapmak istiyorum sadece.

Bundan birkaç ay önce 75 kilo civarı, yağ oranı %41 olan bir dombiliydim. Arada kaçamaklı bir karatay beslenmesi ve haftada birkaç kez 4-5 km yürüyüşler ile bugün 67 kiloyum. Bu arada boyum da 160. Bi on kilo daha veresim var.

Yazın çok boş vaktim var ve spora daha ağırlık vermek istiyorum. 30 Day Shred, 21 Day Fix, Slim in 6 gibi bazı spor programları indirdim. Bir haftadır bir saat bunları, sonraki bir saat de pilates hareketleri yapıyorum ve kendimi daha iyi hissediyorum. Günde iki kez protein ve sebze ağırlıklı besleniyorum. Ama olmayan kaslarımı da yiyor muyum bilmiyorum, birkaç ay ölçüm yaptıramayacağım.

Böyle devam edeyim mi, ne tavsiye edersiniz?

Yeni bir laptop aldım ama sayesinde ev halkı olarak internete bağlanma sorunu yaşıyoruz. Birkaç dakikada bir internete bağlı bütün cihazlarımız netten düşüp duruyor.

İnternette biraz bakındım ve sorunun ip çakışması olabileceğini gördüm. Birçok çözümü uyguladım (elle ip girmek, ipconfig /release /renew vs.) ama hiçbiri sorunu çözmedi. Wireless'ı kapattım oturuyorum resmen

Yalnız nette rastladığım örneklerin aksine, bilgisayar "ip çakışması algılandı" diye bir hata vermiyor, direkt netten düşüp sonra yeniden bağlanıyor. Acaba benim sorunum başka bir şey olabilir mi? Başka ne deneyebilirim?

Evet, bilgisayarımda casus yazılım olduğunu fark ettim. Şu an windows sıfırlanıyor bütün sürücüler ayarlar hesaplar her şey dahil. Zaten makine yeni olduğu için komple her şey gitsin dedim.

Benim merak ettiğim, bunu yapmakla format atmak arasında fark var mı? Sonuçta her şey silinip windows yeniden yüklenecek? Bu kolayıma geldi ama fark varsa söyleyin format atayım kafam rahat olsun. Çünkü sıfırlamadan sonra yazılım gitti mi anlayamam, çünkü öyle bir şeyin var olduğunu üstün bilgisayar yeteneklerimle değil, bunu yükleyen gerizekalıdan kıllandığım için fark ettim asffgjkljj

Şu an ancak iki monitör kullanarak yapabileceğim bi iş üzerinde çalışıyorum. Birinde ince ayar yapmam, diğerinde onu işlemem gerekiyor falan. Ama iki monitörüm yok asdjkl. Bi masaüstü bilgisayarım var, bi de kardeşimin laptopa el koydum ama birkaç saniye bir fareyi ellemek, sonra yarım dakika kadar öbür fareyi ellemek, sonra diğerine geçip ilkini ellemek gibi bir durum söz konusu ve çok yorucu olmaya başladı gerçekten. Program pencerelerini küçültüp tek ekranda yarı yarıya çalışmayı denedim ama eşşek kadar monitörüme rağmen olmuyor, daha geniş görmem lazım.

Bence de çok saçma ama laptopu benim makineden kontrol etmemin, veya ne bileyim tek fareyle iki bilgisayarda birden çalışabilmemin falan bir yolu yok mudur? Daha çok iş var çünkü.

YDS kursuna gitmek istiyorum, ancak merkezi bir yerdeki adam gibi bir kursa gitmek bana git-gel günlük 5-6 saat zaman kaybettirecek ve yorgunluğu da cabası olacak. Hafta içi stajım falan da olacağı için online ders seçeneklerine baktım, sanırım Remzi Hoca rastladığım en iyi seçenek. Sınava bu şekilde hazırlananlar varsa birkaç yorum alabilir miyim?

Not: İngilizcem oldukça iyi. Sadece kelime ve sınav taktiği konusunda yardıma ihtiyacım var.

Ivır zıvır ve aksesuar dolu bir kargom vardı, bugün geldi ve ciddi hayal kırıklığı yarattı.

Mesela bir benim sipariş ettiğim ürünlerden biri yok, yerine başka modelini göndermiş. Veya aynı ürünlerden birkaç tane alıp her birini farklı renklerde istediklerim vardı, aynı renklerde gelmişler, veya özellikle şu renk olmasın diğerlerinden olsun diye not düştüğüm şey şaka gibi o istemediğim renkte gelmiş falan filan. (Ürünlerin farklı renklerde resimleri vardı ama sipariş verirken istediğimiz renge tick atmak gibi bir seçeneğimiz nedense yoktu, o yüzden detay belirtmiştim bazılarında)

Bunlar hep 1,5-2 dolarlık ıvır zıvır şeyler oldukları için open dispute ile uğraşmam sanırım gereksiz olur, ama toplamda 20 dolara yakın bir ödeme yaptım ve karşılığını aldığımı düşünmüyorum. Özellikle şu kendisi değil de yandan yemişi gelen ürün canımı sıktı, bir aydan fazladır onu bekliyorum. dispute açsam onu geri mi göndermem gerekir ille de bilmiyorum.

Fotoğraflarını ekleyip "ben senden ne istedim, sen bana ne yolladın" diye bir yıldızları döşemek dışında bir şey yapmalı mıyım?

Mental ray render alıyorum, kapıdaki kayıtların gölgesi ayırt edilir gibi düşüyor render oluşumu esnasında, ancak son adımlar tamamlanırken gölge hatları kayboluyor, ışık sanki döşemeye tümleşik şekilde geliyor gibi bir sonuç alıyorum

Sampling quaility ayarlarını yükseltip kumlu görüntüyü düzelttim ama render aldıkça ışık neden yayılıyor bilemedim. Hangi ayarı deneyeyim?

(Vray varken bu sana müstehak demeyin, ödev bu, mental ray kullanmam lazım)

Aslında içinde olduğum durumla ilgili net düşüncem "Yanwen Post'a kafam girsin!" şeklinde ama kibar olmaya çalışıyorum.

Daha önce Aliexpress'ten defalarca alışveriş yaptım, hepsinden de memnun kaldım. Kasım sonu, Aralık başı gibi de 7-8 siparişim oldu ve maalesef Yanwen Post gerçeği ile tanıştım.

Ben siparişlerin en erken bir aya geleceğine kendimi hazırladığım için çok da peşine düşmedim. Satıcıların da hepsi çok fazla satış yapmış, en az %97 pozitif geribildirim alan tipler. Bi tanesi sürpriz yapıp gelince diğerlerine de bakayım dedim, China Post ile gelecek olanların ortak durumu "The item was forwarded to the destination country (Otb)" şeklinde onları çok sallamıyorum şu an açıkçası.

Ancak Yanwen Post ile gelecek olanların durumu resimdeki gibi. Yani resme kendi eklediğim tarihlerde göreceğiniz gibi, farklı tarihlerde sipariş ettiğim ürünler aynı uçakla gelmişler ama farklı günlerde gelmişler gibi bir abukluk söz konusu anladığım kadarıyla. Ve yurt içi takiplerini de yapamıyorum.

Sizin tecrübelerinize göre bunlar gelmiş olabilirler mi? PTT'ye falan gitsem sorsam beni sallarlar mı? Oturup beklemekten başka yapabileceğim bir şey var mı?

Tırstım çünkü yurt içi takip imkanı olmadığı için çalınma/el koyulma durumları da olabiliyormuş.

Bu arada siparişlerden biri China Postla gelecekmiş, sonra satıcı ikinci bir takip numarası vermiş Yanwen'den, kıllanmalı mıyım? En önemli ve pahalı siparişim o idi.

(resmi büyütüp siteye kabul ettiremediğim için siparişlerin ülkeye vardığı iddia edilen tarihleri de kendim yazdım görünsün diye)

Okulda çıktı alacakken flash belleğe virüs bulaştı sanırım, açmaya çalışınca içinde sürücünün kısayolu varmış gibi gözüküyor, ama tıklayınca hata veriyor, dosyaları göremiyorum.

Bende lisanslı norton vardı, onunla tarattım, 9 zararlı buldu, temizledim falan ama hâlâ açamıyorum sürücüyü. İçeride her şey yerli yerinde duruyor ama ulaşamıyorum, ne ile taratayım ben şimdi bunu?

Son güncelleme sonrası mı oldu, başka bir şey mi oldu bilmiyorum.

Diyelim ki okumak için iki sayfa açtım ayrı sekmelerde, biri hemen açıldı o sekmeye bakıyorum. Diğer sekmenin yüklenmesi bitince kendi kendine o sekmeye geçiyor. Önceki sekmede yazı falan yazıyorsam bile tak diye öbürünü getiriyor ve çok sinir bozucu olmaya başladı.

Firefox'un kendi ayarlarında veya Tab Mix Plus ayarlarında böyle bir seçenek göremedim bunu açıp kapatmak için. Herkeste böyle mi, yoksa benimkine mi bi haller oldu bilmiyorum. Çünkü sekmeden sekmeye atlarken saliselerle ölçülebilecek bir anda böyle kullanıcı adı ve şifre yazma satırları olan ufak bir ileti penceresi görünüp kayboluyor gibi oluyor bazen.

Bir aydan uzun bir süre önce bir sipariş vermiştim. Hâlâ elime geçmedi ve takip numarasından sorgulatmaya kalkınca resimdeki görüntüyle karşılaşıyorum. Birkaç güne düzelebilecek olağan bir şey mi, yoksa bir şeyler yapmalı mıyım?

Esneme hareketlerinde şu şekilde ayaklarımın üstüne oturmakta çok zorlanıyorum, hatta diğer resimdeki durumda bile rahatsızlık veriyor ve çoğu zaman ayağıma kramp giriyor, ve altta üçgen bir boşluk mutlaka kalıyor.

Hiç esnek bir insan değilim, hareketlerin çoğunu dizlerimi bükerek anca yapabiliyorum zaten sorun değil ama ayaklarıma takmış durumdayım. Esnedikçe zamanla olacak mı, yoksa bazı insanlar ayak yapıları gereği beceremiyor olabilirler mi diye merak ettim. Gerçi benimkiler de 37 numara, üst kısmı kemiksiz bildiğin normal ayak o da ayrı.

Şu oturuşu benden başka beceremeyen var mı acaba =))

Geniz akıntısına iyi geliyormuş, o yüzden burnuma çörekotu yağı damlatmam lazım. Ancak yalnızım ve damlalık benzeri bir şeyim yok. Aklıma çay kaşığı kullanmak geldi ama hem kafamı geriye atıp hem delikleri tutturabileceğimi hiç sanmıyorum. Nasıl bir yol izleyebilirim?

Haftada birkaç kez üç beş km yürüyen bi insanım. Bu gece ne dürttüyse "şu köşeyi de döneyim", "şuradan şuraya da bari koşayım nasılsa alışığım", "şu şarkı da bitsin" diye diye neredeyse 13 km yapmışım. Şu an dizlerden aşağısı iptal, o bölgeye cop üstüne cop yemişim gibi sızlıyor. Sıcak veya soğuk suda masaj falan kesmedi, ne yapayım?

Bu sahnede binaların arazi ile birleştiği yerler neden böyle bozuk görünüyor olabilir? Sahne ışık ayarlarıyla, şununla bununla uğraştım ama sorunu düzeltemedim. Yıllardan sonra ilk kez bir şey modelledim desem yeri, o yüzden eskiden de böyle miydi onu bile hatırlamıyorum.

Renderda elbette mükemmel sonuç alıyorum ama daha işim bitmedi, üzerinde çalışırken de her şey net görünsün istiyorum.

Bu arada, perspektiften üst görünüşe geçer gibi yaptıkça netleşiyor, sanırım binalar birbirlerine gölge attıkça böyle oluyor. Ama sahnede gölgeyi engelleyemedim. Işık kaynağı sayısını değiştirebiliyorum, 1 ya da 2 olması da pek fark ettirmedi? Ne yapabilirim?

Her gece olamasa da haftada üç-dört gece çıkıp 5 km kadar tempolu yürüyorum. Sonrasında nabzım da coşmuşken site bahçesindeki spor aletlerinde yarım saat kadar çalışıyorum çoğu zaman.

Mesela bisiklet favorim, ama pedallar bıraksan kendi kendine dönecek gibi zaten. Profesyonel spor aletleriyle çalışmadım hiç, kıyaslama yapamıyorum, ama boşa pedal çeviriyor gibi hissediyorum.

Sizce haksız mıyım? Bu aletler sizce işe yarıyor mudur, yoksa 40 yaş üstü hamurişi teyzeler sakata gelmeden oyalansın diye mi varlar?

Runtastic kullanıyorum bi süredir. Her ay abonelik ücreti talep etmeyen ve pro apk'sını bulabildiğim en doğru düzgün seçenek bu gibiydi. Memnunum da aslında, ancak bakınca rotalarda ciddi hatalar var. Gördüğünüz gibi apartmanların içinden geçmişim, yetmemiş site duvarını aşıp biraz dışarıda takıldıktan sonra geri dönmüşüm, enginlere sığmamış taşmışım... Hayır, GPS sinyalini kaybedince kaybettim diyor, bu da nadiren oluyor, ancak bütün haritalarım bu şekilde.

Sizce bu derece sapmalar normal midir? Veya siz hangi takip uygulamasını kullanıyorsunuz ve tavsiye edersiniz?

Bayağıdır kullanmadığım nümerik klavye lazım oldu, ancak elime aldığımda yapış yapıştı, sanırım bi ara üstüne şekerli kahve falan dökmüşüz. Tuşlarını falan söküp temizledim, ancak bilgisayara takınca bilgisayarı da delirtti, o sırada izlediğim videoyu başa sardı falan.. Diğer pencereler/programlar aktifken de denedim ve fark ettim ki geri tuşu takılı kalmış.

Bu sefer tuşların altlarındaki o beyaz şeyleri de çıkarıp hem onları, hem oturdukları yerleri de pamuklu çubuk vasıtasıyla kolonyayla bi güzel temizledim. Ancak hâlâ geri tuşu takılmış tepkisi veriyor, tuş ve o beyaz şey yerinde değilken bile.

Benim yapabileceğim başka bir şey var mı?

Düzenli spor yapmaya başlıyorum, ve hatta başladım. Gerekli birkaç şeyle beraber nabız ölçer de almak istiyorum. Adam gibi olanları birkaç yüz liraya kadar çıkıyor, çok da şahaneler ancak benim için oldukça lüks ve gereksiz olacak.

Bir de vereceğim linklerdeki gibi olan birkaç ürün var ve fiyat farkı kafada soru işareti oluşturacak cinsten. Ölçümü doğrudan değil sensörüne parmakla dokununca yapıyor. Bu sonuca ne derece güvenebilirim? Çünkü akıllı telefonlar için de birkaç uygulama denedim, sonucu kalp atışlarım değil ortam ışığı belirledi diyebilirim.

Sizce bunlar işimi görür mü?

urun.gittigidiyor.com
urun.gittigidiyor.com

Uzun uzun anlatıyorum, belki daha iyi bir fikir alırım.

Şimdi, elimde onlarca uzunlu kısalı metin var. Bunları tek bir metin dosyasında birleştirmem gerekiyor, başka bir dildeki karşılıkları ile beraber.

Ben de word dosyasının sayfasını iki sütun olacak şekilde ayarladım, çeviriler de yandaki satırlardan kolayca okunabilsin diye. Ancak bu epey uğraştırıyor, çünkü her iki sütunda da ayrı ayrı dillerdeki metinlerin olması gerekirken sürekli kaymalar oluyor, çünkü kopyala/yapıştır yaparken bir sayfada ilk sütunun sonuna gelince yazı otomatik olarak yandaki sütuna kayıyor.

Onu oradan diğer sayfaya al, bu buraya sığar mı sığmaz mı, karşı satır denk gelmedi derken delirmek üzereyim.

Bu kadar basit bir şeyin mutlaka bir yolu yordamı vardır, ben biraz baktım göremedim. Ne yapayım?