Bugün iphone'daki sağlık verilerime baktım ve şok geçirdim. Diyor ki,
Attığım adım sayısı: 15.125
Aktif Enerji: 378 KCAL
Dinlenme Enerjisi: 1269 KCAL
Yani ben bütün gün ayakta oradan oraya koşturdum ve 378 KCAL yakmışım. Tamam depar atmadım ama gerçekten yoruldum ve bu akşam spor yapacak enerjim yok mesela. Ve buna rağmen bu kadar kalori yakmışım?? 378 KCAL aslında bir öğün bile değil.
Normal bir öğünde yaklaşık 500-600 kalori alınmaz mı? Benim kilo vermek için günlük 1000 kalori altında beslenmem lazım ama bu da aktif yaşantısı olan birisi için az değil mi? Yani kendi sorumu cevaplamış gibi olacağım ama gerçekten çok az. Peki bu kilo nasıl verilecek gerçekten açlıktan ölmeden?
Bir de, madem böyle demek ki biz çok çok az yiyerek hayatta kalabiliyoruz. O zaman etrafımızdaki insanlar gerçekten gereksiz yere çok mu yiyor? Anlamıyorum artık kimin çok kimin az yediğini :( 49 kilolara düşenler nasıl düşüyor aklım almıyor.
168 cm, 58-59 kiloyum. 55'e düşmeye çalışıyorum. Her türlü yardıma öneriye açığım :(
Attığım adım sayısı: 15.125
Aktif Enerji: 378 KCAL
Dinlenme Enerjisi: 1269 KCAL
Yani ben bütün gün ayakta oradan oraya koşturdum ve 378 KCAL yakmışım. Tamam depar atmadım ama gerçekten yoruldum ve bu akşam spor yapacak enerjim yok mesela. Ve buna rağmen bu kadar kalori yakmışım?? 378 KCAL aslında bir öğün bile değil.
Normal bir öğünde yaklaşık 500-600 kalori alınmaz mı? Benim kilo vermek için günlük 1000 kalori altında beslenmem lazım ama bu da aktif yaşantısı olan birisi için az değil mi? Yani kendi sorumu cevaplamış gibi olacağım ama gerçekten çok az. Peki bu kilo nasıl verilecek gerçekten açlıktan ölmeden?
Bir de, madem böyle demek ki biz çok çok az yiyerek hayatta kalabiliyoruz. O zaman etrafımızdaki insanlar gerçekten gereksiz yere çok mu yiyor? Anlamıyorum artık kimin çok kimin az yediğini :( 49 kilolara düşenler nasıl düşüyor aklım almıyor.
168 cm, 58-59 kiloyum. 55'e düşmeye çalışıyorum. Her türlü yardıma öneriye açığım :(
Acil bir şekilde yapılması gereken bir yolculukta bir arkadaşım engelli koltuğu aldı ancak engelli değil kendisi... Girişteki kontrolde engel kontrolü var mı? İçeri girip varana kadar kafeteryada oturacak. Sorun yaşanma ihtimali var mıdır, daha önce böyle bir şey yaşayan oldu mu?
Bir çift ayakkabının temizliği 350TL olmuş. Şok oldum.
Lostraları araştırdığımda genelde hep fırça ile temizlik yaptıklarını gördüm ama bu doğru mudur? Sanki Karscher'i buharlı temizleme makinesi gibi bir şeyle temizlediklerini hayal etmiştim :) Öyle bir makine alsak işimize yarar mı acaba? Lostra bile aşırı lüks hale gelmiş...
Lostraları araştırdığımda genelde hep fırça ile temizlik yaptıklarını gördüm ama bu doğru mudur? Sanki Karscher'i buharlı temizleme makinesi gibi bir şeyle temizlediklerini hayal etmiştim :) Öyle bir makine alsak işimize yarar mı acaba? Lostra bile aşırı lüks hale gelmiş...
Kurumsal hayatta performans görüşmeleri genelde hiçbir şeyi düzeltmeye yaramıyor, herkes "söyleyeceğini söyle, söyleyeceğimi söyleyeyim ve bitsin" modunda... Kariyerle ilgili endişelerin dile getirilmesi ve toksik bir çalışan olarak damgalanmama arasındaki o ince çizgi...
Bu görüşmelerden sağ salim çıkabilen var mıdır? Varsa taktikleriniz nelerdir? Öyle bir departmandayım ki işler ne kadar kötüye giderse gitsin yüzünüz gülmesi gerekiyor ve asla şikayet edemiyorsunuz, şikayeti geçtim kimsenin "gelişime açık yön" duymaya da tahammülü yok. Performans görüşmelerimiz sadece kusur bulmak, yoksa kusur üretmek ve bunu tebliğ etmekten ibaret... Karşılıklı oynanan bu tiyatroyu verimli ya da daha az sinir bozucu hale getirebilir miyiz?
Bu görüşmelerden sağ salim çıkabilen var mıdır? Varsa taktikleriniz nelerdir? Öyle bir departmandayım ki işler ne kadar kötüye giderse gitsin yüzünüz gülmesi gerekiyor ve asla şikayet edemiyorsunuz, şikayeti geçtim kimsenin "gelişime açık yön" duymaya da tahammülü yok. Performans görüşmelerimiz sadece kusur bulmak, yoksa kusur üretmek ve bunu tebliğ etmekten ibaret... Karşılıklı oynanan bu tiyatroyu verimli ya da daha az sinir bozucu hale getirebilir miyiz?
Yurtdışından yakın zamanda gelecek olan var mı? El mikseri istiyorum.
silverleaf #1590255
Yurtdışından (bilhassa Almanya'dan) İstanbul'a gelecek olan ve valizinde yer olan (çok yer kaplamıyor) varsa bana ulaşabilir mi? Türkiye'de iki katı fiyatına satılan bir el mikserini ücreti mukabilinde getirmenizi isteyeceğim...
İstanbul’da yaşıyorum, evim işim yürüme mesafesinde. Genel olarak hayatım yürüme mesafesi ya da bir minibüs mesafesinde geçiyor. Gezip tozarken toplu taşıma kullanma problemim yok, yürümeyi de çok seviyorum. Yaklaşık 4 senedir her gün en az 10 bin adım atıyorum. Bu yaşam tarzı bana iyi hissettiriyor. Avrupa’da yaşasam da böyle yaşardım diye düşünüyorum.
Gel gelelim 8 senedir çalışıyorum ve araba almadım. Biraz para biriktirdim ve araba alabilirim ama hem durduğu yerde masraf çıkaracağından, hem de hareketliliğimi azaltacağından araba almak istememiştim. Ama etrafımda herkes araba almadan kenara para atmanın anlamsız olduğundan, arabayı kullanmasam bile almanın mantıklı olduğundan, arabayı bir kere aldıktan sonra zaten kullanmama ihtimalim olmayacağından vs vs bahsediyor. Sürekli git gel yaşıyorum. Arabanın olmaması büyük bir eksiklik gibi hissetiriliyor (8 senedir çalışıyorsun ama araban yok diyenler var vs).
Şimdi ben bu arabayı almalı mıyım? İnsanlar haklılar mı? Birisi beni motive etmediği müddetçe bu borca girmeyeceğim gibi duruyor ve borç yapmadan da mal mülk sahibi de olunmuyor. Ne yapmalıyım?
Gel gelelim 8 senedir çalışıyorum ve araba almadım. Biraz para biriktirdim ve araba alabilirim ama hem durduğu yerde masraf çıkaracağından, hem de hareketliliğimi azaltacağından araba almak istememiştim. Ama etrafımda herkes araba almadan kenara para atmanın anlamsız olduğundan, arabayı kullanmasam bile almanın mantıklı olduğundan, arabayı bir kere aldıktan sonra zaten kullanmama ihtimalim olmayacağından vs vs bahsediyor. Sürekli git gel yaşıyorum. Arabanın olmaması büyük bir eksiklik gibi hissetiriliyor (8 senedir çalışıyorsun ama araban yok diyenler var vs).
Şimdi ben bu arabayı almalı mıyım? İnsanlar haklılar mı? Birisi beni motive etmediği müddetçe bu borca girmeyeceğim gibi duruyor ve borç yapmadan da mal mülk sahibi de olunmuyor. Ne yapmalıyım?
Bu kitabın pdf’ini buldum ancak 36GB çıktı. Sıkıştırıp epub’a çevirmek istedim, sıkıştırınca 13 GB’a inen dosya epub olunca tekrar 36GB oldu. Direkt epub halini ise bulamıyorum. Kindle’a mail yoluyla iletmem gerekiyor ama 15GB sınırlı bir epub dosyası mümkün değil bulamıyorum. Saatlerce uğraştım ama işin içinden çıkamadım. Sözün özü,
Elinde olan varsa direkt epub halini iletebilir mi?
Mail: radyodepartmani@gmail.com
Elinde olan varsa direkt epub halini iletebilir mi?
Mail: radyodepartmani@gmail.com
Duyuru sakinleri, lütfen yardımcı olun.
Kiwi’nin klasik kedi pınarını tatile giderken fişte unuttum. İçinde sanırım 800ml-1000ml kadar su vardır. 1 hafta kimse yok evde. Bu kedi pınarındaki su biterse ne olur? Okuduğum kadarıyla elektrik çekmeye devam ediyormuş prizden. Yangın ihtimali olur mu? Bir akıl verin ne olur, yoksa döneceğim ben :(
Kiwi’nin klasik kedi pınarını tatile giderken fişte unuttum. İçinde sanırım 800ml-1000ml kadar su vardır. 1 hafta kimse yok evde. Bu kedi pınarındaki su biterse ne olur? Okuduğum kadarıyla elektrik çekmeye devam ediyormuş prizden. Yangın ihtimali olur mu? Bir akıl verin ne olur, yoksa döneceğim ben :(
Bana epey bağlı, zilli bir kedim var. Oyun arkadaşı da olduğum için her akşam en az 1 saat, gece de bir yarım saat kadar oynuyoruz.
1. Seçenek
- İstanbul'da kendi evinde. Ev sıcak, bunaltıcı. Kedi çok etkileniyor gibi görünmüyor, serin bir yatak hazırlamaya çalışıyorum ama bırakıp gidiyor. Evde çok fazla serin yer de aramıyor, her zamanki yerinde yatıyor (banyo vs daha serin) ama içim hiç rahat etmiyor. Çünkü ben hareket ettikçe terliyorum. Yine aynı düzende oyun oynayabiliyoruz, sıcaklar hareket rutinini etkilemedi.
- İstediğimiz kadar oyun oynayabiliriz çünkü ben varım.
2. Seçenek
- Ankara'daki ailemin evi gayet serin, annem uzun kollu ile duruyor evde o kadar serin.
- Ben orada değilim, oyun arkadaşı yok ama annemle babam oradalar. Mamasını suyunu tuvaletini vs hallederler ama benim kadar özenli bakmazlar tabii.
Bu sıcaklar biraz hafifleyene kadar kedimi Ankara'ya bıraksam daha iyi mi olur?
Cevaplar sonrası gelen edit: Tamam bende kalıyor, herkese teşekkürler :)
1. Seçenek
- İstanbul'da kendi evinde. Ev sıcak, bunaltıcı. Kedi çok etkileniyor gibi görünmüyor, serin bir yatak hazırlamaya çalışıyorum ama bırakıp gidiyor. Evde çok fazla serin yer de aramıyor, her zamanki yerinde yatıyor (banyo vs daha serin) ama içim hiç rahat etmiyor. Çünkü ben hareket ettikçe terliyorum. Yine aynı düzende oyun oynayabiliyoruz, sıcaklar hareket rutinini etkilemedi.
- İstediğimiz kadar oyun oynayabiliriz çünkü ben varım.
2. Seçenek
- Ankara'daki ailemin evi gayet serin, annem uzun kollu ile duruyor evde o kadar serin.
- Ben orada değilim, oyun arkadaşı yok ama annemle babam oradalar. Mamasını suyunu tuvaletini vs hallederler ama benim kadar özenli bakmazlar tabii.
Bu sıcaklar biraz hafifleyene kadar kedimi Ankara'ya bıraksam daha iyi mi olur?
Cevaplar sonrası gelen edit: Tamam bende kalıyor, herkese teşekkürler :)
Bilhassa french toast yapmak için kullanılacak, mümkünse Anadolu Yakasında (ama değilse Avrupa da olur) brioche ekmeği alabileceğimiz fırın var mı?
Teşekkürler!
Teşekkürler!
Ekip olarak bizi perişan eden bir yöneticiyle uğraşıyoruz. Kadın atama ile geldi ve şu anda göründüğü şekliyle "arkası sağlam". Profil şöyle:
- Aşırı micro management.
- Beraber çalıştığımız tüm ekiplerin yöneticilerini, partner'lerimizi vs arayıp bizim açığımızı arıyor. Bizim olmadığımız her yerde bizimle ilgili planlar vs yapıldığı haberini alıyoruz. Bu durum öyle bir hale geldi ki, partnerlerimiz bizi arayıp "yöneticin böyle böyle soruyor, bu şirkette böyle bir şey ilk defa yaşıyoruz, iyi misiniz?" diye soruyor.
- Sürekli açığımızı arıyor ve bir hata bulduğunda tam olarak gömüyor.
- Anlayacağınız gibi dışarıya karşı bizi koruma değil, ezme eğiliminde.
- Geçtiğimiz günlerde kendisi excellerde çok büyük bir hata yaptı ancak bunu hepimizin gözü önünde bir üst yöneticiye ekibin hatasıymış gibi gösterdi.
- Ekipteki herkesi ayrı ayrı değersizleştirme çabasında.
- Kendisi yeni atanmış bir yönetici olduğu için kendini kanıtlamak ya da kendisini olmuş göstermek için herkesi çiğneyebilir modunda.
- İnsanların ekmeğiyle oynama konusunda çok rahat ve sürekli bir tehdit mekanizması olarak kullanılıyor bu.
- Bir üst merciiye olayı aktaramıyoruz çünkü bir üst merci zaten bilerek getirdi bu kişiyi...
Bütün ekip 7 ayda illallah ettik. Herkesin bireysel anlamda bir sorunu var, bir iç ilan açıldığında ekibin %80'i başvuru yapıyor gitmek için.
Soru şu: Kalmak zorunda olanlar için ne gibi stratejiler tavsiye edersiniz? Her türlü akla, fikre ihtiyacımız var. Bu güvensizlik ortamında herkes stres olmuş durumda ve herkes artık nefretlik halde. Ne yapabiliriz?
- Aşırı micro management.
- Beraber çalıştığımız tüm ekiplerin yöneticilerini, partner'lerimizi vs arayıp bizim açığımızı arıyor. Bizim olmadığımız her yerde bizimle ilgili planlar vs yapıldığı haberini alıyoruz. Bu durum öyle bir hale geldi ki, partnerlerimiz bizi arayıp "yöneticin böyle böyle soruyor, bu şirkette böyle bir şey ilk defa yaşıyoruz, iyi misiniz?" diye soruyor.
- Sürekli açığımızı arıyor ve bir hata bulduğunda tam olarak gömüyor.
- Anlayacağınız gibi dışarıya karşı bizi koruma değil, ezme eğiliminde.
- Geçtiğimiz günlerde kendisi excellerde çok büyük bir hata yaptı ancak bunu hepimizin gözü önünde bir üst yöneticiye ekibin hatasıymış gibi gösterdi.
- Ekipteki herkesi ayrı ayrı değersizleştirme çabasında.
- Kendisi yeni atanmış bir yönetici olduğu için kendini kanıtlamak ya da kendisini olmuş göstermek için herkesi çiğneyebilir modunda.
- İnsanların ekmeğiyle oynama konusunda çok rahat ve sürekli bir tehdit mekanizması olarak kullanılıyor bu.
- Bir üst merciiye olayı aktaramıyoruz çünkü bir üst merci zaten bilerek getirdi bu kişiyi...
Bütün ekip 7 ayda illallah ettik. Herkesin bireysel anlamda bir sorunu var, bir iç ilan açıldığında ekibin %80'i başvuru yapıyor gitmek için.
Soru şu: Kalmak zorunda olanlar için ne gibi stratejiler tavsiye edersiniz? Her türlü akla, fikre ihtiyacımız var. Bu güvensizlik ortamında herkes stres olmuş durumda ve herkes artık nefretlik halde. Ne yapabiliriz?
Ev içi bulabildiğiniz pratik çözümler var mı? Benim yapmaya çalıştıklarım (doğru değilse söylerseniz düzeltebilirim)
- Fazla su kabı koymak (ama ilgilenmedi, su çok az içiyor hala)
- Eve klima taktıramıyorum ama vantilatör gibi bir şey var, onunla da ilgilenmiyor. Karşısına geçip tüylerine bir kere püfüttürse ben bile rahat edeceğim ama yapmıyor.
- Su şişelerini buzdolabında soğutup yatarken yakınına koyuyorum, direkt temas ettirmiyorum, zaten müsaade de etmez. Bununla da ilgilenmedi çok. En azından patişiyle dokunsa ona bile razıydım onu da yapmıyor ama ben inatla koymaya devam ediyorum.
- Her gün taramaya çalışıyorum
- Havluyu bazen çok hafif ıslatıp buzlukta hafif soğutup üzerine seriyorum çok az. Bi 10 dakikaya zaten ısınmış oluyor ben alıyorum ya da kendisi rahatsız olup kalkıyor.
Yani sıfıra sıfır elde var sıfır gibi. Sizin yapıp işinize yarayan bir yöntem var mı?
- Fazla su kabı koymak (ama ilgilenmedi, su çok az içiyor hala)
- Eve klima taktıramıyorum ama vantilatör gibi bir şey var, onunla da ilgilenmiyor. Karşısına geçip tüylerine bir kere püfüttürse ben bile rahat edeceğim ama yapmıyor.
- Su şişelerini buzdolabında soğutup yatarken yakınına koyuyorum, direkt temas ettirmiyorum, zaten müsaade de etmez. Bununla da ilgilenmedi çok. En azından patişiyle dokunsa ona bile razıydım onu da yapmıyor ama ben inatla koymaya devam ediyorum.
- Her gün taramaya çalışıyorum
- Havluyu bazen çok hafif ıslatıp buzlukta hafif soğutup üzerine seriyorum çok az. Bi 10 dakikaya zaten ısınmış oluyor ben alıyorum ya da kendisi rahatsız olup kalkıyor.
Yani sıfıra sıfır elde var sıfır gibi. Sizin yapıp işinize yarayan bir yöntem var mı?
Yurtdışından yakın zamanda gelecek olan var mı? El mikseri istiyorum
silverleaf #1582844
Yurtdışından İstanbul'a gelecek olan ve valizinde yer olan varsa bana ulaşabilir mi? Türkiye'de iki katı fiyatına satılan bir el mikserini ücreti mukabilinde getirmenizi isteyeceğim...
Sevgili duyuru ahalisi, piyasada bir türlü bulamadığım, düşük ekşilik, düşük kavrulma dereceli kahve önerilerinizi bekliyorum. Blonde roast diye tabir edilen, yanmamış, içinde ekşilik olmayan, ama içimi keyifli, yumuşak... Hayalimdeki kahveye bir türlü ulaşamıyorum.
Youtube'daki ana sayfamın artık sürekli aynı veya benzer şeyleri önermesinden o kadar sıkıldım ki, kafamı çıkaramadığım bir havuz içerisinde gibiyim. Dönüp dolaşıp aynı şeyleri görüyorum. Ülke değiştirdim, yine düzelmedi. Bu durumu nasıl aşacağım? Artık ilgimi çekebilecek olan farklı video ve içeriklerle de karşılaşmak istiyorum.
Bir de, sizlerin ilgisini çeken, en favorim diyebileceğiniz kanallar neler, paylaşabilir misiniz? Artık yeni bir şeyler görmeye çok ihtiyacım var.
Bir de, sizlerin ilgisini çeken, en favorim diyebileceğiniz kanallar neler, paylaşabilir misiniz? Artık yeni bir şeyler görmeye çok ihtiyacım var.
Kendime ve kardeşime bir sebepten Paris'te iki günlük bir tatil ayarladık. Daha önce de hiç gitmemiştim, gitmişken keyfini çıkartmak da istiyorum. Airbnb ve booking'den çok baktım ama bölge bölge o kadar karışık geldi ki işin içinden çıkamadım. Geçmişte "şu otel/airbnbye gittik ve çok memnun kaldık" dediğiniz yer varsa üzerime atabilir misiniz? :)
Masrafları kısmak ve öğrenci usulü gezmek için çantalarımızda en azından birkaç gün bizi götürebilecek, doyurucu ne hazırlayabiliriz? Taşıma açısından problem olmaması gerekiyor (sıvı vs olamaz). Kuruyemiş ve meyve kurusu aldık. Öğün yemek gibi ne alabiliriz?
Çok teşekkürler,
Çok teşekkürler,
Biraz karanlık bir başlık oldu ama...
Bir gün bir depremle bizim de öleceğimiz, bu ihtimalin çok yüksek olduğu gerçeği ile kendi içinizde yüzleşebildiniz mi?
Ülkede depremler sık, çoğu büyük depremler ve ölümler çok, çepeçevre sarılmış haldeyiz. Kaç tane daha sıyırıp geçecek diye düşünüyorum içimde bir yerlerde...
Bir gün bir depremle bizim de öleceğimiz, bu ihtimalin çok yüksek olduğu gerçeği ile kendi içinizde yüzleşebildiniz mi?
Ülkede depremler sık, çoğu büyük depremler ve ölümler çok, çepeçevre sarılmış haldeyiz. Kaç tane daha sıyırıp geçecek diye düşünüyorum içimde bir yerlerde...
Komik bir başlık oldu ama arkadaşlarla üzerine konuştuğumuz bir konu bu. Tüm eşyalarımızı IKEA'dan alsak bile evlerimizde o İskandinav evlerinin havası sizce neden olmuyor? Pek çok arkadaşım evinin çoğu eşyasını IKEA'dan ya da bu tarz nordik tarzda eşyalar satan yerlerden aldı dünyanın parası verip. Ama ısrarla o hissi kimse alamıyor. Bu işin sırrı nedir, iç mimar tutmadan aynı hissi alabilme ihtimalimiz yok mudur? :)
Şuradaki twiti gördükten sonra kardeşimle aramızda tartıştığımız konu: twitter.com
Sizin 10 üzerinden 10 verebildiğiniz bir kahvaltıda içerik olarak neler vardır? Türkiye'de hangi yörenin kahvaltısını daha çok beğeniyorsunuz?
Sizin 10 üzerinden 10 verebildiğiniz bir kahvaltıda içerik olarak neler vardır? Türkiye'de hangi yörenin kahvaltısını daha çok beğeniyorsunuz?
İstanbul'a sırf çalışmak için gelmiş, bir düzen oturtmuş, tek başına yaşayan bir çalışan olarak burada durmamın resmiyette hiçbir anlamı kalmadı. Acaba Ankara'ya ailemin yanına dönsem kiram cebimde kalsa düşünceleri, bir kere evden ayrıldım bir daha aynı eve giremem seçeneği, Ankara'da aileden ayrı eve geçme vs vs derken... Bir sorum da yok aslında, sadece istişare etmek istedim. Sizler olsanız neler yaparsınız? Bundan sonrasını nasıl değerlendirmek gerekir?
Ey Ankaralılar, Ankara'da ekşi mayalı ekmeklerinizi nereden alıyorsunuz? Ekşi Maya dışında, tek bildiğimiz yer orası ve orası da çok pahalandı son zamanlarda.
Çok muğlak bir başlık oldu ama Ankara'da hamurişlerini beğendiğiniz (tatlı ya da poğaçadır, kektir vs) nereler var? Kafe konseptli de olabilir.
Çok teşekkürler.
Çok teşekkürler.
1