duyurunun değerli inşaat mühendisleri,
son dönemde bir ev almaya niyetlendik istanbul'da. 1999 depreminde ağır hasarlı bir evden canımızı zor kurtardığımız için deprem dayanımına da elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. mühendis olduğum için belli bir noktaya kadar bazı kavramları anlıyorum ama tabii benim bilgim de oldukça kısıtlı kalıyor çoğu konuda.
ibb'de uzun süre inşaat mühendisliği yapmış olan komşumuz (şu an bir ilçe belediyesinde de belediye başkan yardımcısı), 2002 (tam tarihten emin değildi, ben de bulamadım) deprem yönetmeliği ve sonrasında yapılmış bir ev satın alabilirsiniz dedi. ancak ben o kadar rahat olamıyorum. özellikle son dönemde tartışılan asmolen döşeme konusu nedeniyle iyice takıntılı oldum. baktığım evlerde kiriş arıyor, bodrum katlara iniyor ve duvarlara hafifçe vurup kolon/perde arıyorum. google street view'den eski tarihlere gidip evin inşaat halini inceliyorum.:) okuduğum kadarıyla eğer hesap ve kitap doğru ise asmolen döşemenin de bir tehlikesi yok. ancak son 2018 yönetmeliği ile sınırlamalar getirilmiş. dün altı katlı sıfır bir binada bir eve bakmaya gittim. evin iskanı henüz yok, alınma aşamasında. dükkanı da henüz kullanılmadığı için tavana baktım. sanırım asmolen döşeme ama sanki arada çelik de var. nasıl bir şey bu böyle?
ibb.co
ibb.co
ufak bir kredi de çekmeyi düşünüyoruz. ekspertiz yapılacağı için de biraz rahatlıyorum ama endişeliyim yine. sizin genel tavsiyeleriniz ne olur?
şimdiden çok teşekkürler.
son dönemde bir ev almaya niyetlendik istanbul'da. 1999 depreminde ağır hasarlı bir evden canımızı zor kurtardığımız için deprem dayanımına da elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. mühendis olduğum için belli bir noktaya kadar bazı kavramları anlıyorum ama tabii benim bilgim de oldukça kısıtlı kalıyor çoğu konuda.
ibb'de uzun süre inşaat mühendisliği yapmış olan komşumuz (şu an bir ilçe belediyesinde de belediye başkan yardımcısı), 2002 (tam tarihten emin değildi, ben de bulamadım) deprem yönetmeliği ve sonrasında yapılmış bir ev satın alabilirsiniz dedi. ancak ben o kadar rahat olamıyorum. özellikle son dönemde tartışılan asmolen döşeme konusu nedeniyle iyice takıntılı oldum. baktığım evlerde kiriş arıyor, bodrum katlara iniyor ve duvarlara hafifçe vurup kolon/perde arıyorum. google street view'den eski tarihlere gidip evin inşaat halini inceliyorum.:) okuduğum kadarıyla eğer hesap ve kitap doğru ise asmolen döşemenin de bir tehlikesi yok. ancak son 2018 yönetmeliği ile sınırlamalar getirilmiş. dün altı katlı sıfır bir binada bir eve bakmaya gittim. evin iskanı henüz yok, alınma aşamasında. dükkanı da henüz kullanılmadığı için tavana baktım. sanırım asmolen döşeme ama sanki arada çelik de var. nasıl bir şey bu böyle?
ibb.co
ibb.co
ufak bir kredi de çekmeyi düşünüyoruz. ekspertiz yapılacağı için de biraz rahatlıyorum ama endişeliyim yine. sizin genel tavsiyeleriniz ne olur?
şimdiden çok teşekkürler.
Duyurunun teknoloji guruları, merhaba!
Emektar dizüstü bilgisayarımın emekliye ayrılmayı kafaya koyması sebebiyle istemeye istemeye yeni bir bilgisayar bakıyorum. İşim gereği kodlama yapıyor, optimizasyon problemleri çözüyor ve simülasyon modelleri çalıştırıyorum. Şu anki bilgisayarım büyük oranda yeterli geliyordu. 8 GB RAM'i vardı ve işlemci özellikleri şöyleydi: ark.intel.com
Taşınabilirlik sebebiyle 14 inç bakıyorum ama fiyat/performans oranına göre 15.6 inç'e de geçiş yapabilirim. Şu anki bilgisayarımı yine ağır işler için kullanmaya devam etmeyi düşünüyorum. Yeni bilgisayarda ise yine ufak tefek kodlama/model çalıştırma işleri de yapacağım ama temel olarak sunum hazırlama, office programları, projeksiyona bağlayıp ders anlatma vb. için kullanacağım. Ekran kartı önemli değil. Aşağıdaki seçenekler arasında kaldım.
HP: www.mediamarkt.com.tr
İşlemci: www.intel.com
ASUS 1: www.mediamarkt.com.tr
İşlemci: www.intel.com
ASUS 2: www.amazon.com.tr
İşlemci: ark.intel.com
Özellik olarak ASUS 2'de aklım kaldı ama HP de boyut olarak cazip geldi. Siz de tavsiye edersiniz? Performans açısından ciddi fark olur mu?
Şimdiden teşekkürler.
Emektar dizüstü bilgisayarımın emekliye ayrılmayı kafaya koyması sebebiyle istemeye istemeye yeni bir bilgisayar bakıyorum. İşim gereği kodlama yapıyor, optimizasyon problemleri çözüyor ve simülasyon modelleri çalıştırıyorum. Şu anki bilgisayarım büyük oranda yeterli geliyordu. 8 GB RAM'i vardı ve işlemci özellikleri şöyleydi: ark.intel.com
Taşınabilirlik sebebiyle 14 inç bakıyorum ama fiyat/performans oranına göre 15.6 inç'e de geçiş yapabilirim. Şu anki bilgisayarımı yine ağır işler için kullanmaya devam etmeyi düşünüyorum. Yeni bilgisayarda ise yine ufak tefek kodlama/model çalıştırma işleri de yapacağım ama temel olarak sunum hazırlama, office programları, projeksiyona bağlayıp ders anlatma vb. için kullanacağım. Ekran kartı önemli değil. Aşağıdaki seçenekler arasında kaldım.
HP: www.mediamarkt.com.tr
İşlemci: www.intel.com
ASUS 1: www.mediamarkt.com.tr
İşlemci: www.intel.com
ASUS 2: www.amazon.com.tr
İşlemci: ark.intel.com
Özellik olarak ASUS 2'de aklım kaldı ama HP de boyut olarak cazip geldi. Siz de tavsiye edersiniz? Performans açısından ciddi fark olur mu?
Şimdiden teşekkürler.
Duyurunun gönül dostları ve ilişki guruları,
Bir süredir işyerinden (akademik ortam) bir hanımefendiden hoşlanıyorum. Ben asistanken kendisi öğrenciydi. Şimdi ben öğretim üyesi oldum, o da asistanlık yapıyor. Kendisi resmi anlamda hiç öğrencim olmadı (ve ileride de olmayacak/mümkün değil) ama bana sürekli "hocam" diye hitap ediyor.
Kendisi bana nezaketli ve ilgili ama genel olarak yapısı öyle olduğu için de öyle davranıyor olabilir. Anlayacağınız, sinyalleri doğru okuyamıyorum. Ayrıca, bir ilişkisinin olması ya da başka bir beyefendiden hoşlanıyor olma ihtimali de var. İstihbaratım da zayıf anlayacağınız. Akranı ve yakın olduğu asistanlara "X'in sevgilisi ya da hoşlandığı birisi var mı?" diye de soramıyorum haliyle.
Ben bu hanımefendiyi mesai saatleri dışında bir yere davet edip (kahve, yemek, vb.) durumu net bir şekilde ifade etmeyi düşünüyorum. Eğer başka birisi varsa bile, nezaketen davetimi kabul etme durumu da var. Ve ayrıca, işler de iyi gitmezse, biz mevcut projeler sebebiyle en az bir sene daha yüz yüze bakıyor, en kötü haftada bir görüşüyor olacağız. Gemide'deki diyalog gibi, "İşin her tarafı boktan!" aslında ama olan oldu bir kere.
Nihayetinde, soruya gelecek olursak: Bu bilgiler ışığında nasıl bir konuşma yapmalı? "Hoşlanıyorum" mu demeliyim, yoksa "Seni daha yakından tanımak istiyorum" tadında mı konuşmalıyım? Muhtemelen çoğunuz bu işe girme diyeceksiniz ama dediğim gibi artık çok geç.
Bir süredir işyerinden (akademik ortam) bir hanımefendiden hoşlanıyorum. Ben asistanken kendisi öğrenciydi. Şimdi ben öğretim üyesi oldum, o da asistanlık yapıyor. Kendisi resmi anlamda hiç öğrencim olmadı (ve ileride de olmayacak/mümkün değil) ama bana sürekli "hocam" diye hitap ediyor.
Kendisi bana nezaketli ve ilgili ama genel olarak yapısı öyle olduğu için de öyle davranıyor olabilir. Anlayacağınız, sinyalleri doğru okuyamıyorum. Ayrıca, bir ilişkisinin olması ya da başka bir beyefendiden hoşlanıyor olma ihtimali de var. İstihbaratım da zayıf anlayacağınız. Akranı ve yakın olduğu asistanlara "X'in sevgilisi ya da hoşlandığı birisi var mı?" diye de soramıyorum haliyle.
Ben bu hanımefendiyi mesai saatleri dışında bir yere davet edip (kahve, yemek, vb.) durumu net bir şekilde ifade etmeyi düşünüyorum. Eğer başka birisi varsa bile, nezaketen davetimi kabul etme durumu da var. Ve ayrıca, işler de iyi gitmezse, biz mevcut projeler sebebiyle en az bir sene daha yüz yüze bakıyor, en kötü haftada bir görüşüyor olacağız. Gemide'deki diyalog gibi, "İşin her tarafı boktan!" aslında ama olan oldu bir kere.
Nihayetinde, soruya gelecek olursak: Bu bilgiler ışığında nasıl bir konuşma yapmalı? "Hoşlanıyorum" mu demeliyim, yoksa "Seni daha yakından tanımak istiyorum" tadında mı konuşmalıyım? Muhtemelen çoğunuz bu işe girme diyeceksiniz ama dediğim gibi artık çok geç.
Herkese merhaba,
Biraz uzun olabilir. Sonuna kadar okuyup fikir verenlere çok teşekkürler.
Yaş 32. Bekar. Erkek.
Annemle babam lise 2'den beri ayrı. Ben de hep annemle yaşadım bu süreçte. Lisede yatılıydım. Üniversitede de yakın bir şehirdeydim. Hafta sonları hep gidip geldim. Yaklaşık 8 sene önce araştırma görevliliğine başlayınca annem yanıma geldi, beraber yaşamaya başladık. Daha sonra da ben doktorayı bitirince 1 yıllığına tek başına yurtdışına gittim. Tam da pandemi başlangıcına denk geldi. Annem o dönem dönmem için çok ısrar etti. Hem pandemi hem de benim yokluğum kötü etkiledi onu. Ama ben de gitmek için çok uğraşmıştım. Hem kabul alana kadar (çok sayıda üniversite ile mülakat yapmıştım) hem de görevlendirme alana kadar (kendi üniversitemden) çok efor sarf etmiştim. O nedenle şiddetle itiraz edip kalmaya devam ettim. 1 seneyi tamamlayınca da geri döndüm. Öğretim üyesi kadrosuna atandım. O dönem annem pandeminin başından 3 ay sonra memlekette geçici bir ev tutup orada kalmıştı. Arkadaşları, akrabalar derken görece iyi vakit geçirdi orada. Ben geri dönünce o da yanıma geri döndü.
Bunları biraz girizgah olarak yazmak istedim. Yanıma tekrar gelince de el ve kollarının çok ağrıdığından şikayet etmeye başladı. Zaten problemleri vardı (sinir sıkışması) ama bu kadar ağrı/acı çekmiyordu. Şimdi hafif bir poşet bile taşısa akşama çok ağrı çektiği söylüyor. Temizlik yaparken problem yaşıyor. Ben de elimden geldiğince destek oluyorum. Mesela evin yarısını ben süpürüyorum. Geçen aylarda evin tüm camlarını ben sildim. Ama bazen iş yoğunluğum sebebiyle çok yardım edemediğim de oluyor.
Son dönemde artık evlenmem gerektiği konusunu çok sık açmaya başladı. Kız beğeniyor, fotoğraf gösteriyor, vb. Ancak şöyle bir durum var. Ben evlenirsem artık benim de bir "kendi hayatım" olacak. Ona eskisi kadar destek olamayacağım. Mesela teknoloji kullanımı çok kötüdür. "shatskikh telefonda bir şey çıktı", "shatskikh televizyona bir şey oldu", "gel şuna bir bak" cümleleri her gün duyulur bizim evde. Mesela tutturdu bir robot süpürge diye. Alalım ama ben yokken onu tek başına hayatta kullanamaz. Ben de bir şeyleri sürekli uzaktan çözemem evlenirsem. Bu gerçekleri göremeyip benim evlenmemi istemesi beni çok üzüyor ve öfkelendiriyor. Ne tasarlıyor, ne hayal ediyor anlamak güç. Ben birtakım sebeplerden ötürü zaten evlenmeyi düşünmüyorum ama bu işler de nasıl çözülür bilemiyorum. Pandemiden dolayı hastaneye de gitmeye çekiniyoruz. Benzer durumda annesi/babası tek yaşayan evliler ya da ayrı evde bekar yaşayanlar bu işleri nasıl çözüyor merak ediyorum.
Teşekkürler.
Biraz uzun olabilir. Sonuna kadar okuyup fikir verenlere çok teşekkürler.
Yaş 32. Bekar. Erkek.
Annemle babam lise 2'den beri ayrı. Ben de hep annemle yaşadım bu süreçte. Lisede yatılıydım. Üniversitede de yakın bir şehirdeydim. Hafta sonları hep gidip geldim. Yaklaşık 8 sene önce araştırma görevliliğine başlayınca annem yanıma geldi, beraber yaşamaya başladık. Daha sonra da ben doktorayı bitirince 1 yıllığına tek başına yurtdışına gittim. Tam da pandemi başlangıcına denk geldi. Annem o dönem dönmem için çok ısrar etti. Hem pandemi hem de benim yokluğum kötü etkiledi onu. Ama ben de gitmek için çok uğraşmıştım. Hem kabul alana kadar (çok sayıda üniversite ile mülakat yapmıştım) hem de görevlendirme alana kadar (kendi üniversitemden) çok efor sarf etmiştim. O nedenle şiddetle itiraz edip kalmaya devam ettim. 1 seneyi tamamlayınca da geri döndüm. Öğretim üyesi kadrosuna atandım. O dönem annem pandeminin başından 3 ay sonra memlekette geçici bir ev tutup orada kalmıştı. Arkadaşları, akrabalar derken görece iyi vakit geçirdi orada. Ben geri dönünce o da yanıma geri döndü.
Bunları biraz girizgah olarak yazmak istedim. Yanıma tekrar gelince de el ve kollarının çok ağrıdığından şikayet etmeye başladı. Zaten problemleri vardı (sinir sıkışması) ama bu kadar ağrı/acı çekmiyordu. Şimdi hafif bir poşet bile taşısa akşama çok ağrı çektiği söylüyor. Temizlik yaparken problem yaşıyor. Ben de elimden geldiğince destek oluyorum. Mesela evin yarısını ben süpürüyorum. Geçen aylarda evin tüm camlarını ben sildim. Ama bazen iş yoğunluğum sebebiyle çok yardım edemediğim de oluyor.
Son dönemde artık evlenmem gerektiği konusunu çok sık açmaya başladı. Kız beğeniyor, fotoğraf gösteriyor, vb. Ancak şöyle bir durum var. Ben evlenirsem artık benim de bir "kendi hayatım" olacak. Ona eskisi kadar destek olamayacağım. Mesela teknoloji kullanımı çok kötüdür. "shatskikh telefonda bir şey çıktı", "shatskikh televizyona bir şey oldu", "gel şuna bir bak" cümleleri her gün duyulur bizim evde. Mesela tutturdu bir robot süpürge diye. Alalım ama ben yokken onu tek başına hayatta kullanamaz. Ben de bir şeyleri sürekli uzaktan çözemem evlenirsem. Bu gerçekleri göremeyip benim evlenmemi istemesi beni çok üzüyor ve öfkelendiriyor. Ne tasarlıyor, ne hayal ediyor anlamak güç. Ben birtakım sebeplerden ötürü zaten evlenmeyi düşünmüyorum ama bu işler de nasıl çözülür bilemiyorum. Pandemiden dolayı hastaneye de gitmeye çekiniyoruz. Benzer durumda annesi/babası tek yaşayan evliler ya da ayrı evde bekar yaşayanlar bu işleri nasıl çözüyor merak ediyorum.
Teşekkürler.
Merhabalar,
Annemin kullandığı bir iPhone 7 var. Telefonda şebeke varken ve tam çekerken telefon arandığında ulaşılamıyor diyor. Açıp-kapama, sim kartı yeniden yerleştirme, yazılım güncelleme işlerinin hepsi denendi. Ara ara aranabiliyor ama tekrar gidiyor. Ama dediğim gibi telefon çekiyor gözüküyor ve şebeke var. Daha önce böyle bir sorunla karşılaşanla oldu mu? Nasıl çözebildiniz? Servis sağlayıcı Turkcell.
Teşekkürler.
Annemin kullandığı bir iPhone 7 var. Telefonda şebeke varken ve tam çekerken telefon arandığında ulaşılamıyor diyor. Açıp-kapama, sim kartı yeniden yerleştirme, yazılım güncelleme işlerinin hepsi denendi. Ara ara aranabiliyor ama tekrar gidiyor. Ama dediğim gibi telefon çekiyor gözüküyor ve şebeke var. Daha önce böyle bir sorunla karşılaşanla oldu mu? Nasıl çözebildiniz? Servis sağlayıcı Turkcell.
Teşekkürler.
Merhaba duyurunun güzide gönül işleri sorumluları,
Öncelikle belirtmekte fayda olduğunu düşünüyorum: 32, E
Lise ve üniversiteyi sevgilisiz kapattıktan sonra yüksek lisansta da herhangi bir şey olmadı. Doktoranın sonuna doğru arkadaşlarım aracılığıyla biriyle tanıştım. Sonra sevgili olduk. 2 sene sürdü. Ufak tefek problemler olsa da her şey güzel gitti diyebilirim. İlişkinin başında yüzeysel olarak konuşup fikir birliğine varmış olsak da bazı konularda ciddi fikir ayrılıkları oldu sonradan. Durum böyle olunca da ayrıldık 1.5 sene önce gibi. Ben bu arada pandemi başlangıcında yurt dışına gittim. Bir sene tek başıma kalıp iki ay önce de döndüm.
Bu girizgahın kısmen anlamı olabilir diye paylaşmak istedim. Aslı mesele şu: Bir sene yurt dışında, pandeminin de etkisiyle, tam anlamıyla sosyal izolasyondaydım. Türkiye'den bazı arkadaşlar hep arayıp sordu. Onlarla görüştüm bir tek. Çok düşündüm bu arada da: Hayatıma yalnız mı devam etmeliyim yoksa birisi olsun istiyor muyum? Gitme isteğim biraz da bu soruya cevap bulabilme ihtimaliydi. Cevabım yalnızlıktan yana oldu ama başlıkta da belirttiğim gibi "son umut kırıntılarını süpüremiyorum". Yani bir sebepten biriyle tanışıyorum. Biraz muhabbetten sonra hoşuma gitmeye başlarsa ümitleniyorum ya olursa diye. Ama sanki bu duyguyu tamamen söküp atsam rahatlayacağım. Umut öldürüyor resmen. "Bundan sonra yalnızsın. Böyle devam edeceksin." diyebilsem hafifleyeceğim sanki. Ne yapmalı? Bunu başarabilmek mümkün mü? Yoksa zaten "hayatta olmak" mı bu umut? Ne dersiniz?
Öncelikle belirtmekte fayda olduğunu düşünüyorum: 32, E
Lise ve üniversiteyi sevgilisiz kapattıktan sonra yüksek lisansta da herhangi bir şey olmadı. Doktoranın sonuna doğru arkadaşlarım aracılığıyla biriyle tanıştım. Sonra sevgili olduk. 2 sene sürdü. Ufak tefek problemler olsa da her şey güzel gitti diyebilirim. İlişkinin başında yüzeysel olarak konuşup fikir birliğine varmış olsak da bazı konularda ciddi fikir ayrılıkları oldu sonradan. Durum böyle olunca da ayrıldık 1.5 sene önce gibi. Ben bu arada pandemi başlangıcında yurt dışına gittim. Bir sene tek başıma kalıp iki ay önce de döndüm.
Bu girizgahın kısmen anlamı olabilir diye paylaşmak istedim. Aslı mesele şu: Bir sene yurt dışında, pandeminin de etkisiyle, tam anlamıyla sosyal izolasyondaydım. Türkiye'den bazı arkadaşlar hep arayıp sordu. Onlarla görüştüm bir tek. Çok düşündüm bu arada da: Hayatıma yalnız mı devam etmeliyim yoksa birisi olsun istiyor muyum? Gitme isteğim biraz da bu soruya cevap bulabilme ihtimaliydi. Cevabım yalnızlıktan yana oldu ama başlıkta da belirttiğim gibi "son umut kırıntılarını süpüremiyorum". Yani bir sebepten biriyle tanışıyorum. Biraz muhabbetten sonra hoşuma gitmeye başlarsa ümitleniyorum ya olursa diye. Ama sanki bu duyguyu tamamen söküp atsam rahatlayacağım. Umut öldürüyor resmen. "Bundan sonra yalnızsın. Böyle devam edeceksin." diyebilsem hafifleyeceğim sanki. Ne yapmalı? Bunu başarabilmek mümkün mü? Yoksa zaten "hayatta olmak" mı bu umut? Ne dersiniz?
Merhaba,
Elimde png uzantılı, ekte de paylaştığım bir görsel var. Bu görseldeki çizgilerin kalınlığını biraz azaltmak istiyorum. Elimde Photoshop yok maalesef. Bilgisayarımda Inkscape kurulu ama beceremedim. Nasıl bir yol izlemeliyim?
Elimde png uzantılı, ekte de paylaştığım bir görsel var. Bu görseldeki çizgilerin kalınlığını biraz azaltmak istiyorum. Elimde Photoshop yok maalesef. Bilgisayarımda Inkscape kurulu ama beceremedim. Nasıl bir yol izlemeliyim?
Merhabalar,
GitHub üzerinden paylaşılmış olan bir simülasyon modelini bilgisayarımda çalıştırmak istiyorum ancak C ve C++'da yetkin değilim. Kendi işlerim için hep R kullandım. GiHub linki burada: github.com
Sayfanın altındaki README dosyasının 4. maddesinde "Running Flute" kısmında bilgiler mevcut. Anladığım kadarı ile command satırına "./flute config" dediğimde çalıştırması lazım. Ancak bu command Linux için sanırım. Ben kendi bilgisarımda (Windows) command satırına şunu yazdığımda hiçbir şey olmuyor:
C:\Users\Ali\Desktop\FluTE-master\flute.cpp C:\Users\Ali\Desktop\FluTE-master\config-minimal
Derleyici olarak Dev-C++ kurulu. Derleyicide bir problem yok çünkü "Hello World!" yazdırmayı başarıyorum. :)
Nasıl bir yol izlemem lazım? Yardımlarınız içi şimdiden teşekkürler.
GitHub üzerinden paylaşılmış olan bir simülasyon modelini bilgisayarımda çalıştırmak istiyorum ancak C ve C++'da yetkin değilim. Kendi işlerim için hep R kullandım. GiHub linki burada: github.com
Sayfanın altındaki README dosyasının 4. maddesinde "Running Flute" kısmında bilgiler mevcut. Anladığım kadarı ile command satırına "./flute config" dediğimde çalıştırması lazım. Ancak bu command Linux için sanırım. Ben kendi bilgisarımda (Windows) command satırına şunu yazdığımda hiçbir şey olmuyor:
C:\Users\Ali\Desktop\FluTE-master\flute.cpp C:\Users\Ali\Desktop\FluTE-master\config-minimal
Derleyici olarak Dev-C++ kurulu. Derleyicide bir problem yok çünkü "Hello World!" yazdırmayı başarıyorum. :)
Nasıl bir yol izlemem lazım? Yardımlarınız içi şimdiden teşekkürler.
1