(34) 

Kendimi savunamıyorum dilimi yutmuş gibiyim :(( İşyerinde ezilmek

sucuklu yumurta #1463198 
Herkese merhaba, sorunum bu, tartışma anlarında donup kalıyorum. Kendimi savunamıyorum. O an geçtikten sonra aklıma söylemek istediklerim geliyor ama iş işten geçmiş oluyor. Fiziksel de yansıması oluyor mide ağrısı gibi şeyler yaşıyorum. Hastalıklar oluyor. Ailede psikolojik ve fiziksel şiddet, tüm eğitim hayatım boyunca da akran zorbalığı gördüm sanırım temeli bu. İyi bir işyerinde prestijli bir konumdayım. Ama ben yeterli saygıyı alamadığımı düşünüyorum. Yönetici konumundayım dışardan duyan insanlar waov diyor. Ama ben içerde mutsuzluklar yaşıyorum. Mesela bir olay anlatayım: birlikte çalıştığımız bir kız vardı o da yöneticiydi, ama benden önce başladığı için daha kıdemliydi. bir de benden 3 yaş küçüktü. Bir iş için saha ziyaretine çıkmıştık, minibüste genel müdürler falan vardı. Bana herkesin içinde "sucukluuu çantam nerde" diye bağırdı çok üzülmüştüm. Sonra minibüste birşeyi tutmaya çalışıyordu herkes bakıyordu ama herkes, bu kız sadece bana bağırdı "sucuklu ne bakıyorsun tutsana" diye. o gün mideme ağrılar girdi evde tek başıma ağlama krizine girdim. sinir krizi geçirdim kimseler duymadı. olan bana oluyor yani ben mahvoluyorum.

Artık kendimi ezdirmicem diye karar aldım. Ofisboy izinliydi mesela, onu aramam gerekti, teefonda "ben sucukluyla konuşmam" dediğini duydum. yine midem ağrımaya başladım baktım mahvolucam yine. kendimi zorladım telkin verdim kendime ve aradım ofisboyu. "Ben sizin amirinizim arayınca açacaksınız, yoksa siz bilirsiniz" tadında konuştum. İnanın nası yaptım bilemiyorum mucize gibiydi. Tel.i kapatınca başka mucize oldu karnımdaki ağrı silindi o ferahlık hissini asla unutamıyorum. Ofisboy o günden sonra bana bir nebze daha saygılı olmaya başladı bunu hissetim selam falan vermezdi sallamazdı şimdi veriyor.

Ve son olayı anlatayım. Bir çaycı var, bazen patronun şoförlüğünü de yapıyor. Bu kişiyle ilgili yaşadığım çeşitli olaylar var. Aslında iyi bir insan özünde, komik halk insanı bir abi yani yardımcı olduğu konular oldu çünkü şehre yabancıyım tavsiyeler falan verdi. Ama alaycı ti'ye alan tavırları da oldu bana karşı.Örnek veriyorum:

- Nisan ayında havalimanına gittik. Pandeminin en kötü olduğu zamanlar avrupa'da her gün binlerce insan ölüyor. yalnızım hasta olmak istemiyorum, bulduğum bir maskeyi taktım bir de eldiven. o en başta bahsettiğim yönetici kız da vardı arabayı da bu adam kullanıyordu. korkuyorum falan dedim. Sonra bu adam dalga geçer gibi konuşmaya başladı "hepimiz ölcez heheheee mahvolucaz hehehehe" falan şeklinde ağız eğerek konuşuyo bariz dalga geçiyo. ben de ciddi şekilde dalga geçilcek konu değil bu dedim ben böyle deyince yönetici kız o da "offf sucuklu tab dalga geçicez ciddiye mi alcaktık bi de" diye bağırdı. sustum.
- İkincisi 3 ay önce açık havada bir fuar da vardı bu çaycı da vardı. benim maske tüylenmiş bana geldi maskeniz tüylenmiş filan dedi. ben de farkında değilim değiştirdim. bunda sorun yok tabi. ertesi hafta "ben maskemi her gün değiştiriyorum" diye laf soktu bana.
- Bir diğeri ben bunu bir kere iş için 2 defa üst üste aramak zorunda kaldım. ikinci arayşımda öyle bıkkın bir ses tonuyla açtı "efndiiiiimmhhhh" yani öyle bıkkındı ki afalladım. ve ben yöneticiyim düşünün. bozuldum. saygı duymuyordu çünkü.
- Son olay ve karnıma ağrı giren olay geçen hafta yaşandı. Kültür sanat etkinliği yapacaktık ve ben şehirde birlikte iş yaptığımız firmalardan eğitimli, kültür sanata önem veren kişi isimleri sordum sekretere. Bu da odadaydı dalga geçer gibi ağzını yaya yaya konuştu "hee bizim ihsan var ilkokul mezunu olmaz mı , hee sahneye mi çıkarcaz ne kültür sanatı hahah, o zaman onu kenara ayıralım uymuyor mu , olmazsa ali beye top sakal yapalım"

yani gıcık oldum ve 5 dakika sonra yine midem ağrımaya başladı. midem o günden beri ağrıyor alev alev yanıyor. kafamın içinde gitmeyen üzüntü var.işe de odaklanamyıyorum çok zor oluyor çok zor. ofisboyla konuşabilmiş ve tepkimi verebilmiştim ama bu sefer nalet birşey tuttu beni, sonuçta otomatik pilot gibi değil yıllarca suskunluğu içselleştirmişim çünkü. sizce ben mi abartıyorum adamın hareketlerinde birşey yok mu sizce ? ben mi hassasiyet gösterdim ? ve sizce adamla konuşayım mı odaya çağırıp ? üstnden zaman geçtiği için komik duruma düşer miyim ?
(20) 

Kendimi Böcek gibi Hissediyorum

sucuklu yumurta #1270891 
az önce instagram dan aynı işyerinde olduğumuz bir kızın profilini stalkladım. Kız çok güzel, bir kere beline kadar uzanan sarı saçları, iri mavi gözleri var. Türkiye'de sarışın mavi gözlüysen tamam zaten. Ben çirkin değilim belki, makyaj ve giyimle güzel oldğum söylenir, ama bu kız gibi çarpıcı güzel değilim işte. Kızın annesi üniversitede saygın bir prof, babası avukat. El bebek gül bebek büyütülmüş yani, belli. Özgüven ve mutluluk fışkırıyor gözlerinden. Kızın annesi 50'li yaşlarda ama kadında makyaj, bakım o biçim. Benimse annem ilkokul terk ev kaıdını, babam lise terk işçi . Özgüvenim iğdiş edilerek, değersizlik hissiyle büyütüldüm. Hala da şaşırırım bu şekilde büyümüşken geldiğim bu noktaya.

Kızın arkadaş çevresi dehşet. Yüzlerce binlerce arkadaşı var. Hani bir geyik vardır ya "güzel kızların kız arkadaşı olmaz, kızlar güzel kızları kıskanır" diye. Külliyen yalan. Güzel kızlarla en çok kızlar arkadaş olmak istiyor. Kızlar güzel kızlara çok değer veriyor. Kızın bütün fotolarının altında "bu ne güzellik, maşallah, harikasın, ölürüm sana " yorumları var hepsini de kızlar yazmış. Devamlı parti fotoları. Bense her haftasonu evde pineklerim. Bir tane arkadaşım yok. Sanırım lanetliyim. Hangi yeni sosyal ortama girsem "belki bu sefer arkadaş edinirim" umuduyla girerim, insanlarla muhabbet kurmaya çalışırım, insanlar da başta benle konuşsalar bile bir süre sonra uzaklaşırlar. Lanet var.

Bu kadar güzel bir kız, ailede şanslı, aşkta şanslı, sosyal hayatta şanslı. Bu kızla aynı konumdayız iş olarak, ama bu kız sosyal ilişkiler olarak da güçlü. Bütün genel müdürlerle arkadaş olmuş. Ben genel müdürlerin odasına girmeye çekinirken, suratlarına bakamazken, genel müdürle konuşurken heyecandan sesim tir tir titrerken, bu kızın sosyal becerileri o kadar yüksek ki demek, hepsiyle arkadaş olmuş, muhabbet kurmuş :( Kızın aşk hayatı da süper, kendisine aşık bir erkekle evli belli, adam çok yakışıklı değil, ama iyibir işi var, kızı seviyor, kız telli duvaklı gelin de olmuş. Hayatı dört dörtlük. Eksik aksak tek bir yön biler yok.

Kendimi kötü hissettim, paylaşmak istedim. Hata yapıyorum, şükretmek önemli ve ben hep şükür etmeye çalışırım. Ama bu duygular fışkırıyor içimden. Ben de bu kız gibi olmak isterdim gerçekten. Siz de böyle duygular hissediyor musunuz zaman zaman?Nasıl aşıyorsunuz?
(33) 

Ailemden Nefret Nefret Nefret ediyorum ! Hayatımı Mahvettiler

sucuklu yumurta #1247289 
Küçüklüğümden itbaren beni ezdiler. Evet karnımı doyurdular, okula gönderdiler ama psikolojik olarak ezdiler, ego tatmin aracı yaptılar. 7-8 yaşlarımdayken yarım saat geciktim diye babam beni arkadaşlarımın önünde dövdü. O gün hissettiğim ezikliği, utancı unutamam. Eve gelen akrabalar "bu kız pısırık galiba hiç konuşmuyor" dediğinde "onun yaşı 13 ama zeka yaşı 3" diye beni aşağılar, bense ölmek isterdim. Ortaokuldayken bir erkekle konuştum diye sokak önünde dövdü beni. Sonuç olarak ben pısırık, ezik, sessiz biri olup çıktım işte. Lisedeyken akran zorbalığına uğradım, onur kırıcı lakap takıldı. Her gece ağlardım için için. Dayanamayıp babama söylediğimde babam beni koruyacağı yerde, o lakapla bana hitap etmeye başladı, sonra annem, sonra abim.. Şu anda Özdeğer, özgüven namına hiçbir şey yok bende, sıfır hatta eksi. Bu çocukluk ve gençlik yıllarımın bendeki acı bir tortusu,acı bir hediyesi olarak yapıştı kaldı.

Annem babama nazaran daha iyiydi anne sonuçta, ama evkadınıydı, ilkokul mezubuydu, psikolojik baskıyı o da yaptı. Şu an 30'una gelmiş bir yetişkinim. Allah'tan tek şansım derslerim iyi oldu hep, okudum, kendimi kurtardım güya ama hayat tatsız. Hayat tuzsuz. Tek bir tane arkadaşım yok. Ezik ve özgüvensiz yetiştirildiğim için yok. Her haftasonu sabahtan akşama kadar nette vakit geçiriyorum. Sevgili zaten yok. Ezik olduğum için bana en ufak ilgi kırıntısı gösterene koşuyorum, sonuçta oyuncak ve ego tatmin oyuncağı olmaktan 1 adım dahi öteye geçemiyorum. Sevgilimin olması da hayal yani, 1 tane bile olmadı bugüne kadar. Nefret ediyorum, beni hayata bağlayan hiçbirşey yok.Ot gibi işe gidip geliyorum. Allahım diyorum neden, bana değer veren, beni pamuklara saran bir ailem olsa herşey daha farklı olurdu,neden bu aile ya neden neden neden ?? suçum neydi ??

Ailemle yaşıyorum,annem odamın düzenine karışıyor devamlı, bazı kıyafetlerimi kafasına göre çöpe atmış halbuki seviyordum ben onları giyecektim. Tartıştık. Bana lisede takılan onur kırıcı lakabı söylemeye başladı. Ne zaman tartışsak zaten annem bana lisedeki onur kırıcı lakabı söylüyor,amacı sırf canımı yakmak,maalesef bu konuyu kafaya taktığımı anlamış durumda. Çıldırdım, çık odamdan diye haykırdım, Çıkmadığı gibi bana "or.pu" dedi. Bana sen or..pusun, fa..şesin deedi. Gözüm döndü sensin or.pu dedim, dememliydim ama o lakap bana ezik sindirilmiş psırık geçmişimi hatırlatıyor. Zaten çocukluğumun gençliğimin içine sıçtılar, şimdi de 30'lu yaşların içine sıçıyorlar itinayla. Zaten annem abimi erkek olduğu için daha çok seviyor. Onu çağırdı ve abimden dayak yedim.Nefret ediyorum.nefret ediyorum. Szilerle paylaşmak istedim..
(20) 

Bu Eziklikten ve Dışlanmışlıktan Bıktım

sucuklu yumurta #1229790 
Bu duyuru muhtemelen fark edilmeyecek ya da fark edenler de okumaya üşenecek belki, ama ben gene de yazacağım çünkü içimdekileri bu kadar uzun bir yazıya dökecek kadar doldum. Bu kadar dolmama neden olan yaşadıklarımdan ziyade bu yaşadıklarımın kısır döngü olduğu ve bu döngüden hiç kurtulamayacağım düşüncesi. Yaşadığım her şey ve kendi zayıflığım bu düşünceyi sürekli körüklediğinden ve kuvvetlendirdiğinden artık bu düşüncenin doğruluğuna kendimi inandırdım. Belki bu yazıyı okuyan biri çıkar, belki benle benzer durumları yaşayanlar vardır. Bunlar da dert mi diye düşünecek kişiler de olacak belki ama bizzat yaşayan bilir, bunlar çok ağır geliyor insana ve ben bu döngüden çıkamama gerçeğine daha fazla dayanamayacağım.

Küçüklüğümden beri hep grupların dışında kaldım, girdiğim grupların da zayıf halkası hep ben oldum. Bir kişi oyun grubu oluştururdu, ben oluşturmaya kalksam kimse katılmazdı bile. Sanki yokmuşum gibi. Arkadaş gruplarında bir yere gidileceği zaman unutulan tek kişi ben olurdum. Öğle teneffüsü olurdu, grupça kantine inilirdi, işi uzayan sona kalan kim olursa olsun grup o kişiyi beklerdi, benim dışımda. Eğer sona kalan ben isem grubun çok umrunda olmaz ve sınıfa çıkarlardı. Sona kalan Ayşe, Fatma bilmem kim ise onlar beklenirdi. Bu çocukluk zamanlarımla sınırlı kalmayıp ergenliğime de sıçradı. En iyi arkadaşım dediğim kişilerin en iyi arkadaşları hiçbir zaman ben olmadım. Ergenlik dönemimde beraber sinemaya gidelim diyeceğim ya da beni davet edecek bir arkadaşım hiç olmadı. Elimden geleni de yapıyordum halbuki, sıcakkanlı davranıyordum, fazla yılışmıyordum her şeyi kararında götürüyordum ya da ben öyle sanıyordum. NE ZAMAN BİRİYLE TANIŞSAM İLK ZAMANLARDA ÇOK SICAK DAVRANAN BU BİRİ, İLERİKİ ZAMANLARDA SANKİ HAKKIMDA UTANÇ VERİCİ BİR DEDİKODU DÖNMÜŞ GİBİ BENDEN HIZLA UZAKLAŞIYORDU. Lisenin bahar şenliklerine " yanımda kimse yok tek başıma nasıl eğleneceğim ki" deyip hiç gitmedim. Yalnızlığımdan utanırdım ama kaçamıyordum da üstümde bir kara büyü varmış gibi. Okulda ya da dershanede sanki vebalıymışım gibi sınıfta yanı boş olan kişi hep ben oldum,istisnasız, inanın.

Üniversitede de bu durumdan kurtulamadım. Bu sefer bir tane arkadaş edinebilmiştim kendime ancak o arkadaşın da bir arkadaşlığını göremedim. Yine de yalnızlıktan iyidir deyip attığı kazıklara rağmen yanında olmaya devam ettim. İlk defa sinemaya gittiğim arkadaşım oydu, cafeye gittiğim de. Asosyal değildim ama bilmediğim bir sebepten insanlar hep benden uzaklaşıp bana karşı tiksinti ya da acıma dolu bakışlar atıyordu. Tanımadığı kişiyle bile notlarını paylaşan öğrenciler nedense bende hep bir bahane buluyordu. Mezuniyet günümde de bu dışlanılmışlığın utancını ve kaygısını yaşadım. Diploma için ismi anons edilen her kişi alkışlanıyordu. Ben ise alkışlanmayacağımı biliyordum ve ailemin bu dışlanmışlığa şahit olmasının vereceği ağır utanç duygusu beni daha da streslendiriyordu. Evet dışlandığımdan utanıyordum ve ailemin de bu dışlanmışlığımı ve ezikliğimi görmesinden çok korkuyordum. Ama ilginçtir orada ismim anons edildiğinde alkış sesleri geldi çok olmasa da. Sanki hiç hazırlanmadığım çok önemli bir sınav birkaç ay sonraya ertelenmiş gibi müthiş bir rahatlık ve mutluluk yaşadım. Bu alkış herkes için olağandı ama benim için imkansız gibi bir şeydi.

Şu an 29 yaşındayım ve çalışmaktayım. Ofiste 6 kişiyiz. Tahmin edeceğiniz gibi tek dışta kalan kişi benim. Günaydınına cevap verilmeyen iyi akşamlarına kem küm ses çıkartılan kişi benim. Yemekhanede genelde yalnız yemek yiyen, ya da ofisteki grubuyla gittiğinde sona kalırsa beklenmeyen tek kişi benim. Hiç sevgilim de olmadı, dostum da. Sadece arada bir iki yazdığım üniversite arkadaşım var yukarıda bahsettiğim.

Bunları hak etmek için ne yaptım bilmiyorum, hayatımın her anında ve her ortamda böyle ezik ve dışlanmış olmak için bilmeden insanlara hakaret falan yağdırıyorum herhalde. Milletin telefonları susmazken bana haftada anca bir iki kere gelen whatsapp mesajı, ona da şükür diyorum aylarca kimsenin mesaj attığı olmadığı zamanları da yaşadım çünkü. Daha fazla böyle devam edebilir miyim bilmiyorum. Birkaç kez intihara kalkışmıştım ergenken, şu an da aklıma gelip gelip gidiyor. Hiçbir psikolog psikiyatr da çözüm etmiyor sanki hepsi para tuzağıymış gibi, boş boş dinliyorlar ve seans bitimini bekliyorlar.
(18) 

Hayatım Karardı, ,İntiharın eşiğindeyim.

sucuklu yumurta #1222589 
Hayatım karardı artık dayanamıyorum. Herşey bir kaç ay önce saf bir şekilde şerefsiz bir dişçinin iltihaplı dişimi çekmesiyle başladı.

Ardından dişin çekildiği tarafta yemek yerken tık tık ses gelmeye başladı. Gittiğim doktor çene ekleminin yapısı bozulmuş çaresi olmaz dedi.Çöktüm, depresyona girdim. İntihara kalkıştım, annem son anda farketti.

Ama çilem dolmamış. Sorun kulağıma sıçradı. Her yutkunmada sağ kulağımdan ses çıkıyor, kafayı yiyorum. Her yutkunmamda sağ tarafıma basınç oluyor ve çatır sesleri çıkıyor. Çene eklemi yüzünden olduğuna yüzde 100 eminim. Dayanamıyorum. Lütfen bana bişeyler söyleyin. Dayabamıyorum..
(21) 

Yaşlanınca Size Kim Bakacak ?

sucuklu yumurta #1167506 
Sb: Yaşlanınca size kim bakacak ?

Naçizane düşüncelerim: Evliler için cevap belli, eşi ve çocukları bakacak, torunu torbasıyla bir arada vakit geçirecek. Peki evlenmeyi düşünmeyenler ya da evliliği çok istediği halde evlenemeyenler? İkini gruptanım ben ve huzurevi seçeneği var ama düşünmesi bile can yakıcı. Huzurevlerinde çalışan bakıcıların yaşlılara bakarken sert olduğunu duymuştum. Ve yaşlılar arasında kavga vs. tatsızlıklar da çıkabiliyormuş ve kast sistemi gibi birşey varmış, çocuksuz yaşlılar kimsesi görülüyomuş çocuklulara göre. Ama ailesiz kişiler için huzurevinden başka bir seçenek de yok gibi.
(22) 

Patrona rezil oldum :((((

sucuklu yumurta #1080958 
Bugün yaşadığım olay beni çok üzdü. Konu şu, patronum beni gubün yabancılr için verile kokteyl tarzı bir etk,inliğe götürdü. Normalde beni götürmezdi bu tarz lere içinden geldi herhalde. Neyse içeri girdik, patron patron olduğu için onu herkes tanıyor tabi herkes konuşmak istiyor. Bir 5 dk dan sonra göt gibi kaldım ortamda.

Herkes birbiriyle sohbete dalmış. Yani insanların sohbetine dalmak da kendime yediremedim çünkü herkes dikkatini sohbet ettiği kişiye vermiş. Yaklaşık 25 dakika kadar öyle sap sap dolandım. Sonra allahtan kanepe servisi filan başlkadı, yemek için bir kokteylmasasına geçtimm ve bingo ! ordakilerle muhabbete başladım. Masadakilerin hepsiyle tanıştım, özellikle bir kız vardı çok iligiliydi çalıştığım yeri öğrenince devamlı sorular sordu vs.. Sonra masa değiştirdim başka bir kızla sohbetederken patron geldi, araç geldi sen kalmak istersen kal dedi, yok dedim ev,im uzak olduğu için neyse arabaya bindik.

Aarabada dedim teşekkür ederim beni getirdiğiniz için. Ve patronun cevabı "ya gerçekten mi? ben üzüldüm ama senin için. sen yalnız kaldın. endişelendim ben senin için. böyle davetlerde kaynaşmak zordur. neyse ki ben bir adamı tanıyordum da o soktu beni gruplara. gerçekten zevk aldın mı? ben sana çok üzüldüm." ben bu lafı duyunca inanılmaz üzüldüm. zaten sosyal eksikliklerimi kafama takan bi yapım var. üstelik sonradan kaynaşmıştım insanlarla,patron da bunu görmüştü, neden böyle söyledi ki diye düşündüm. Sizile paylaşmak istedim dertleşme amaçlı ve belki tavsiyeler verirsiniz. Ayrıca patronumun böyle demesi, tamam belki kötü niyetli demedi ama daha yapıcı olamaz mıydı, sonuçta orda kızlarla sohbet ettiğimi gördü yani
(7) 

Kendine değer vermeyene hiçkimse değer vermez..

sucuklu yumurta #948843 
derler ya hani, işte kendimie değer verdiğimizi nasl belli edebiliriz, açık açık "ben kendime değer veriyorum" diyemeyeceğimize göre, ne yapmalı da karşı tarafın bunu anlamasını sağlamalı?

yapı olarak özgüvensiz bir insanım, kendimle derdim var. eskiden daha da özgüvensizdim ama iyi okul bitirmek, işe girmek gibi durumlar az özgüven kattı. ama genelde özgüvensizim, istinaen bir özgüven oluyor ama zorlayıcı durumlarda hemen uçuyo bu özgüven, karşı tarafın dalga geçen bir mimimi sözü yetiyo. diğer insanları fazla ciddiye alıyorum, default olarak üstün olduklarını düşünüyorum. hele br de arkadaş çevresi çok olan bir insansa kendimi böcek gibi filan hissediyorum.
(6) 

içine kapanık-eziklerin değişimini anlatan Film Önerileri

sucuklu yumurta #899489 
bildiğiniz bu tür ilham verici filmler varsa önerilerinizi bekliyorum. Ya da daha girişken olma hakkında önemli tavsiyeler barındıran filmler de olabilir. Teşekkürler.
(66) 

28 yaşından sonra Özgüven sahibi olmak ???

sucuklu yumurta #713213 
mümkün mü sizce ? artık insanlarla konuşurken sesim kısık çıkmasın istiyorum. işyerindeki oda arkadaşlarım yanımda saatlerce telefonda konuşurken, ben her defasında telefonda konuşmak için dışarı çıkmamak istiyorum artık. insanlar odada 1 saat bpyunca çaylı kahveli çen çen çene çalarken "çalışamıyorum, lütfen susun" demek istiyorum. iş arkadaşım olan kız patrona gevrek gevrek espri yaparken, ben de patrola rahat konuşabilmek istiyorum. iş arkadaşlarım odada oturduum semti aşağılarken onlara cevap verebilmek istiyorum.

yeter artık çok sıkıldım :(

edit: cinsiyet bayan
(12) 

İşyerimde çoook mutsuzum :(( Dışlanıyorum ve başarısızım

sucuklu yumurta #681662 
iş değiştirin demeyin nolur. kamudayım, maaşım iyi, buraya girene kadar kpss'ydi kpds'ydi mülakatıydı kurumun sınavıydı çok emek verdim.

sorun şu: ben bir süre önce 4 senedir çalıştığım birimden farklı bir birime verildim. yerine göre asosyal bir yapım var, yani bir ortamda herkes yeniyse iyi kaynaşırım. ama herkesin kaynaşık olduğu bir ortama girersem bir ürkeklik siner içime, rahat olamam.

işte bu yeni birimde aynen öyle oldu. insanlar grup olmuştu. başlarda gruplarına girmeye çalıştım ama olmadı, ben de gurursuzluk yapmadım ve iyice kabuğuma çekildim. resmen arkadaş gurubu olmuşlar, bir sürü faaliyet yapıyorlar, mesela işyerine kek-pasta getirip 5 çayı partisi organize ediyorlar ben çağrılmıyorum. haftasonu bruncha giderler yine ben çağrılmam. ama bunlara ilişkin olarak da utanmadan yanımda konuşup dururlar.

hadi bunu geçtik, iş konusunda da birbirlerini çok tutuyorlar, gönüllü olarak birbirlerine yardım ediyorlar mesela. zaten yeni gelmişim herkesin işi belli, başta insanların kırıntı işlerini aldım ve durum hala böyle, kendimi gösteremedim.

güzel bir iş var diyelim, örneğin yabancılarla bol temas kurmayı ve yurtdışına seyahati gerektiren bir organizasyon işi. amir bu işi "sen daha önce benzer bişi yaptın" diye x'e veriyor ve x'e yanına 2 kişi al diyor. x de yanına tabi ki beni almıyor, samimi olduğu kişileri alıyor. bunun gibi şeyleri çokça yaşadım ve hala yaşıyorum :(((

Bütün bunlar beni birimden soğuttu açıkçası. şimdi hepsinden nefret ediyorum. bu durum sinir bozucu. zaten hayatımda birsürü dert var, bari tüm günümü geçirdiğim işyerinde huzurlu olsam diyorum olmuyor :(( geçen gün de amirim atıl kapasitede çalıştığımı açıkça yüzüme söyledi iyice fena oldum :((

tavsiyelerinize ihtiyacım var. ben birim değiştirmeyi düşünüyorum, aklımda başka bir birim var. ama kamuda bu işler pek kolay değil yani arkan olacak, denemeye değer mi bilemedim. ayrıca değiştirirsem bu 3. birim olacak, memuriyette bu kötüymüş insanlar geçimsiz diye düşünürmüş diye duydum. yani bir yandan elalem ne der baskısı diğer yandan şahsi huzurum, düşünmekten helak oldum :((
(6) 

Öğrenim Kredisi Anapara Ödememden Faiz Kesmişler !!!!

sucuklu yumurta #670037 
800 tl anapara ödedim 200'ünü faize almışlar !! Çok sinirlendim çünkü amacım anaparayı ödeyip faizi bırakmaktı çünkü ilerde belki faize af gelir diye düşünüyordum !! Şimdi bu vergi dairesi beni çok fena sikti mi yoksa uygulama hakikaten de böyle mi ?? Ve nereye itiraz etmeliyim buna karşı ????
(6) 

Öğrenim Kredisiyle Başım Belada :(( ödeme için memleketime gitmem isteniyor

sucuklu yumurta #666869 
geçen sene 1-2 ay gecikti diye, ödemem gereken yeri hemen benim memleket yapmışlar. yoğun çalışıyorum, izin almam imkansız dolayısıyla memlekete gidemiyorum. bugün baktım 578 lira gecikme faizi birikmiş, az buz para değil. ödeme yapmam gereken yer yine benim memleket görünüyor !! böyle bir dertle boğuşan var mı ? bir yol önerisi var mı ? en iyisi yurtkur'un kurtuluş'taki ofisine gidip birilerini bulmaya kasıp konuşmak mı ? yardımlarınızı ve önerilerinize muhtacım ey ekşi duyuru ahalisi.
(3) 

hafızaya iyi gelen balikyaği önerisi ??

sucuklu yumurta #622171 
son zamanlarda hafızayla ilgili problemlerim var devmlı bişiyler unutuyorum. balıkyağının iyi geldiğini duydum.

şöyle netten bi baktım kafam karıştı bisürü çeşidi var, mesela karaciğerden yapılmış olanları o kadar iyi değilmiş falan kafam karıştı. bana öneride bulunursanız çok makbule geçer.. bu arada hap olmasında problem yok yutarım.
1

mobil görünümden çık