Ekşi Duyuru

hafta başında eve dişi, kısırlaştırılmış, 3 yaşında yeni bir kedi geldi. bende de 3 yaşında kısırlaştırılmış dişi bir kedi var. evdeki kedimin yeni gelen kedi karşısında sıkıntı çıkaracağını düşünüyordum ancak hayvanın umrunda olmadı pek, ne üstüne gitti ne tısladı ne de bağırdı. uzaktan bakıyor denk gelirse, ortalık boşsa gidip eşyalarını kokluyor biraz, sonra uzaklaşıp kendi işine bakıyor, karşı karşıya geldiklerinde bile başka yöne bakıyor, uzanıp gözlerini kapatıyor ya da yakınlarda oyuncak varsa oyun oynuyor. hayvan tehdit olmadığınu göstermek için yeni olanın karşısında esneyip göbeğini bile açtı. ancak yeni gelen kedinin hali iyi değil. bizim kediyi uzaktan görse bile uğultular çıkarıyor sürekli, göz göze gelirlerse tıslıyor, biraz yaklaştı mı saldırmaya çalışıyor ya da ters yöne doğru işeyerek koşmaya başlıyor. biraz araştırdım ve tavsiye edildiği gibi kendi eşyalarıyla birlikte odalarını ayırdım, birbirlerine mümkün olduğunca yaklaştırmamaya çalışıyorum ilk haftadan, gün içinde birkaç kez uzaktan birbirlerini görmelerine izin veriyorum, birbirlerinin eşylarını koklatıyorum tanısınlar diye, kapalı kapının bir tarafına bizimkinin diğer tarafına öbür kedinin mamasını koyuyorum birbirlerine yakın durarak yesinler diye, birbirlerine uzaktan bakarlarken ikisini de oynatmaya çalışıyoruz vs. iki yetişkin kedinin birbirine alışması için bu yaptıklarım tavsiye ediliyormuş işte. ancak yeni kedinin hiçbir şey umrunda değil, hayvan bir haftadır mümkün olduğunca hareket etmemekte direndi, bize pek bakmıyor uzaklara gözlerini dikip diğer kedinin sesi geliyor mu yakında mı diye tetikte bekliyor sürekli, oyun oynamıyor hiç, bizimkinin kokusu burnuna geldiği müddetçe yemek yemiyor ve kediyi ne kadar uzakta olursa olsun görmeye hiçbir şekilde tahammülü yok, görürse susmuyor hiç ve bunun sonu da altına işemekle sonuçlanıyor bazen. yalnızken kumunu kullanmış birkaç kere, zaten 3 yaşında kedinin kum kullanmayı bilmeme ihtimali yoktur herhalde. korkunca altına işeyen kedi sorunu nasıl çözülür? korkmasın diye o yaklaşmadığı sürece ellemememize rağmen her gün düzenli olarak bize saldırdığını da belirteyim.

kadıköy bahariye civarında tavsiye edebileceğiniz veteriner klinikleri var mıdır? osmanağa mahallesi içinde olursa iyi olur, bir ihtimal moda taraflarına da gidebiliriz. internetten bahariye veteriner kliniği'ni bulmuştum ama netteki adrese göre gidince göremedim, kapandı mı acaba? eve en yakın burası görünüyordu mesela.

20lik diş çekimi sonrası verilen antibiyotik yan etki gösterdiğinden bir hafta boyunca bulantı, kusma ve ishal şikayetlerim olmuştu. en son yılbaşı gecesi hem 20lik diş hem de bulantı yüzünden günlerdir bir şey yiyememiş olmaktan dolayı fenalık geldi ve sikerim böyle işi diyerek halime aldırmadan ne bulduysam yedim. sonuç: akşamdan sabaha kadar abartısız her 10-15 dakikada bir ishale çıktım. bunun sonucu olarak da o gecenin ertesi günü anüste küçük bir şişlik oluştu, hala inmedi ve ağrımaya devam ediyor. hemoroid başlangıcı mıdır bu? kendi kendine geçer mi yoksa bir başladı mı önünü alamıyor muyuz? şişlik küçük olsa bile yine de müdahale gerekir mi? gerekirse hangi bölüme gidiliyor bunun için?

merhaba,

öncelikle, konu ile ilgili bilgim sıfıra yakın;

ortalama 85-90 metrekare bir evin iç cephe boyası için boyacı tutmak kaça mal olur? emlakçı "tanıdık usta var, tahmini 800-1000 tl arası olur." dedi ama o kadar tutmayacağını ve bir kısım parayı cebe atmak için araya kendisini soktuğunu düşünerek siktiri çektim. sizce söylediği fiyat doğru mu yoksa atıyor mu?

ikinci sorun; eğer yukarıda bahsi geçen fiyat doğru ise bu parayı verip de boyacı tutmam. öyle ise kendimiz boyayacağız. nasıl yapılır bu iş? duvarda birkaç sene öncesinden yapılmış boya var şu anda. yine de pürüzleri gidermek için bir işlemden geçirmek gerekir mi? boya ve fırçalar hariç ne gibi malzemeler gerekir boya öncesi uygulama için? baz ve beyaz boya aynı şey midir? benim bilmediğim başka ne var? boyacıya para vermemek için çekilecek çile midir yoksa parası neyse boyacıya verelim de yaptıralım mı dersiniz?

edit sorusu: salon için lacivert/koyu gri (füme?) kanepe ve siyah mobilyalara (sehpa, kitaplık) uygun duvar rengi öneriniz var mıdır?

kargo şubeleri maillerine bakıyor mudur? yurtiçi kargo'dan bir paketim var, telefonla ulaşamadığım için ilgili şubenin mail adresini bulup şubeden teslim alacağıma dair mail attım. buna güvenip de birkaç saat sonra şubeye gitsem "aa biz onu araca koyduk ki" derler mi yoksa?

pek anlamam bu işlerden ama bundan önceki makinenin torba bulma/değiştirme sorununundan bıkınca bulduğum en ucuz toz torbasız süpürge olan şunu satın almıştım geçen sene: www.teknosa.com o zamanlar 170 liraydı. makine daha bir yılını doldurmamasına rağmen çekiş gücü azaldı, hazne her dolduğunda temizlememe rağmen bir yerleri tıkandı ve şu an çalışmıyor. ayrıca torbalıya kıyasla torbasızın temizlenmesini daha zahmetli buldum, hazneyi çıkardığım an her yerde tozlar uçuşuyor zaten, hazne de çok çabuk doluyor, filtrenin araları da tüylerden tıkanmış durumda.

evde bir kedi ve bir köpek var. halı kullanmıyoruz zaten artık ama buna rağmen her yer tüy içinde. yerler eski tip parke, bakımı yıllarca hiç yapılmamış ev sahipleri tarafından. yani aralarında açılmalar bozulmalar var bu da tozların oralara doluşup kalmasına sebep oluyor, tüyler parkeye yapışıyor, süpürge çekemiyor. kanepelere zaten oturamaz olduk tüyden, bir masaya sıkışıyoruz iki kişi. fenalık geldi artık.

nasıl bir süpürge gerekiyor bu eve? torbalı mı torbasız mı? su filtreli mi? emiş gücü en az kaç watt olmalı? makine ağır olabilir, çok gürültülü olabilir fark etmez bunlara bakmıyorum. hazne kapasitesinin fazla olması ve hazne temizliğinin kolay olması önemli çünkü evde çok sık temizlik yapılıyor mecburen, üç günde bir süpürgenin kendisini temizlemekle uğraşmak istemiyorum bir de. tabi en önemlisi bu kadar tüyü kaldırabilecek ve çekebilecek güçte olması gerekiyor.

oy kullanmaya giderken nüfus cüzdanı yerine üstünde fotoğrafım ve tc kimlik numaramın yazdığı mezun kartımı gösterebilir miyim? tc kimlik numarası yazan başka bir şeyim yok elimde. nüfus cüzdanımı ankara'da unutmuşum, ikametgahım istanbul'da olduğundan oyumu orada vereceğim ve şu an istanbul'a giden otobüsteyim, unuttuğumu demin fark ettim ve artık çok geç.

geçtiğimiz hafta bir köpek sahiplendik. 2 veya 3 aylık. sokakta tasmayla bulunmuş kendisi. kaçmış ya da sokağa atılmış olabilir bilmiyoruz. ne kadar süre dışarıda kaldığını ve neler yaşadığını da bilmiyoruz.

kendisi sürekli kaşınıyor. normal seyrinde değil, ağlayarak hatta hırlayarak kaşınıyor. ilk gün hemen veterinere götürdük. önce hiçbir test yapılmadan uyuzun bir türü çok büyük ihtimalle dendi. zamanında başka köpeklerle toplu halde yaşadığı tahmin ediliyor veteriner tarafından. biz de öyle bir ortamda doğduğunu düşünüyoruz zaten çünkü ankara'da, daha önceki araştırmalarımıza göre özellikle keçiören ve sincan'da, dogo argentino'ları çok para ettiğinden dolayı sağlıksız, bakımsız ve pis ortamlarda üreterek internet ortamında satışını gerçekleştiren bir takım barzolar var. neyse buna göre ilk günden iki ilaç verildi yarına kadar hafifleyecek kaşıntısı zaten uyuzun başlangıç safhasında denilerek. ama öyle bir şey olmadı hatta hayvan kaşıntıdan iyice delirdi ertesi güne kadar. bu nedenle deri kazıntısı testi yapılmasını istedim ertesi gün. testin yapıldığı gün uyuz olmadığı, olsaydı çok kolay tespit edilebileceği, mantar olabileceği söylendi. o gün de iki ilaç daha verildi. ertesi gün tekrar gelin kesin tanısını o zaman koyacağım dedi veteriner. muhtemelen alınan örneği başka bir yere yollayıp sonuçları o şekilde verecekti bize. sonraki gün yine gittik. demodeks olduğu söylendi bu kez (en pis uyuz türü). türkiye'de tek tedavi şeklinin solüsyonlu banyo olduğu, buna göre ertesi gün banyo için getirmemiz gerektiği, banyonun çok ağır kimyasallar içerdiği ve geçici körlük, kusma gibi yan etkiler oluşturabileceği ama tek şansının bu olduğu söylendi. dün banyo için götürdük. veteriner yoktu konuştuğumuz saatte gitmemize rağmen. siz bırakın hemen geliyor zaten yıkaması, kuruması iki saati bulur akşam şu saate gelirsiniz dendi. gittik aldık söyenilen saatte. bize anlatıldığı gibi benzinimsi bir koku yoktu. hayvan her zamanki gibi kokuyordu. banyodan sonra büyük ölçüde rahatlayacağı söylenmişti ama hiç öyle olmadı. bu arada veteriner de ortada yoktu. oradaki bir başka kişi ben hallettim dedi.

banyonun önceki günü yapılan tüm bu işlemler için takip formu ve test sonuçlarının belgesini talep ettim. takip formu verilmedi, muayene formu diye bir şey verildi bunun yerine. orada işaretlenen bilgiler de eksik. bu işi bilen birine gösterdim formu, bunun takip formu olmadığını söylediler. test sonuçlarını da vermediler, anca bu haftasonu alabileceğimiz söylendi. onları da alamadık yani. veterinere de ulaşamıyorum bir türlü. cep numarasından arıyorum bana saat veriyor, gittiğimde ortada yok. kaç gündür böyle oluyor hep. dün yapılan işlemleri de kendisi gerçekleştirmedi zaten. şu an ortada kendisinden kıllanmamam için hiçbir sebep göremiyorum ben. hayvanda pozitif bir gelişme de göremiyorum. elimde belgeler olmadığı için başka bir veterinere de gidemiyorum. çünkü ya bu belgeleri isteyecekler bugüne kadar yapılanları teyit etmek ve ona göre tedaviye yön vermek için ya da aynı işlemleri baştan başlatacaklar ve bu da bana maddi, köpeğimize ise manevi ve belki de başka türlü zararlar verecek. ayrıca arabamız da olmadığından köpeği kendi semtim dışına çıkarmam mümkün değil. her tedavi günü taksiyle gidip gelsem bir haftalık taksi parası hayvanın 2-3 aylık mama parası ediyor. iç dış parazit hariç diğer tüm aşıları ayın 8'inden itibaren başlıyor. yani bağışıklığı bu kadar düşük yavru bir hayvanı taşıma kafesinden başka bir yolla taşımamız da mümkün değil. kendisi de büyük ırk bir köpek olduğu için 2-3 aylık hali bile bugüne kadar yetersiz beslenmiş olmasına rağmen 14-15 kiloyu buluyor. dolayısıyla onu arabasız taşımak bile ayrı işkence bizim için. lütfen bana bu veterinere nasıl bir tavır takınmam gerektiği konusunda yardım edin. bir de ankara bahçelievler sınırları içinde bir veteriner tavsiyesi verin. evde bir de kedim var onun için de endişeleniyorum. o yüzden neyin ne olduğunu en kısa zamanda öğrenmeye ihtiycım var.

bir başka konu da köpeğin bu kaşıntıları yüzünden odaklanamama sorunu oluşması. eğitimine hemen başladık ancak hayvan 30 saniye bize dikkatini veriyor ardından başlıyor dakikalarca kaşınmaya, tutamıyoruz. bu da komutları öğrenmesini, psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor. gazeteye tuvaletini yapmasını dahi öğretemedim henüz. (aşıları tamamlanana kadar dışarı çıkarmamam gerekiyor.)kedinin odası ve salon hariç her yere gazete serdik. buralara her yaptığında ödüllendiriyoruz. tam yanlış bir yere yapmak üzere olduğunda belirlenmiş gazeteli bölgelere yönlendirmeye çalışıyoruz. doğru yere gidene kadar yarı yolda kaşınmaya başlayıp her şeyi unutuyor. evin sıçılmadık yeri kalmadı. kedi de sıkıntıya girdi yemek yediği yattığı yerleri boklu bulmaktan. iştahı kesildi. amonyaksız deterjanlar falan da söylenilenin aksine hayvanı bir daha oraya pislememesi için vazgeçiremiyor. bu konuda da bir fikir verirseniz sevinirim.

böyle bir durum mu var? bir kargo firmasının varlığının tek bir sebebi vardır; teslimatı a kişisinden alıp b kişisine vermek. adamların yapacak tek bir (1) işi var ama onu bile yapmıyorlar.

allah belamı vermek istemiş olmalı ki bu adamlara işim düştü. geçen perşembe ilgili şubeye ulaşan kargom perşembe, cuma, cumartesi ve pazartesi -yani bugün- olmak üzere 4 gün boyunca dağıtıma çıkarılmadı. geldiği günden beri takip ediyorum ilk gün direk bastılar teslim edilmedi uyarısını sonra kuryeye zimmetlendi diye değiştirdiler birinci günün sonunda. ben o şubede kurye sıfatında bir adamın var olduğundan şüpheliyim. benim paket var olmayan birine zimmetlenmiş durumda. cuma günü şehir dışına çıkmak zorunda kaldığımdan şubeye gidip alamıyorum. evde annem var kadın günlerdir dışarı çıkamıyor kurye gelecek diye. kadını da yormak istemiyorum şubeye kadar. gerçi bi dakika öyle bir şube de aslında hiç var olmamış olabilir. şube numarası olarak verilen numarayı 54 kere aradım telefon çalmıyor bile. çağrı merkezini arıyorum 10 dakika iğrenç müzikler dinleyip kapatmak zorunda kalıyorum çünkü yaşayan bir varlık çıkmıyor telefonun öbür ucuna.

kimi arayacağım ben? paket bilinmezlikte kaybolmuş durumda akıbeti ne olur? sürat kargo aslolarak kara para aklamak için kurulmuş paravan bir şirket midir?

öncelikle belirteyim; kpss hakkında hiçbir şey (HİÇBİR ŞEY) bilmiyorum.

ingiliz dili ve edebiyatı mezununun kpss'ye girmesinin bir anlamı var mıdır? formasyonum var ama öğretmenlik haricinde bir kadroya girebilme şansım var mı onu merak ediyorum. varsa hangi bölümleri çözmek gerek? genel yetenek ve genel kültür haricinde hukuk, uluslararası ilişkiler, iktisat vs. alan soruları var. bu bölümleri çalıştım ve iyi sonuçlar çıkardım diyelim. bu alan sorularının yüzdeleriyle personel alan kadrolara başvuru şansım var mı yoksa yok biz şu bölüm mezunlarını alıyoruz sen ingiliz edebiyatı mezunusun başvuramazsın gibi bir durum mu var? eğer başvuru hakkının mezun olduğumuz bölüme göre sınırlamaları varsa ingiliz dili ve edebiyatı mezununu alan kadroların kpss puan türleri nelerdir? yoksa bu bölümden mezunların başvurabileceği bir kadro bile yok mu?

kaç kere araştırmaya çalıştım internetten ama hiçbir şey anlamıyorum. bizim bölümden mezun olup da kpss'ye girenler şu an hiçbir şey yapmıyorlar. bir kısmı da formasyon bitince kpss'ye gireceklermiş öğretmenlik için. benim öyle bir niyetim yok.

değişik tost tarifleri arıyorum. amaç minimum zaman kullanımı + maksimum çeşitlilik. mesela:

kabaklı + havuçlu
nutellalı + muzlu
zeytin ezmeli
fındık ezmeli
ballı + kaymaklı
haydarili + patlıcanlı
ton balıklı + mısırlı
mantarlı + kaşarlı
elmalı + tarçınlı

gibi öneriler arıyorum. ama iç malzeme uzun bir ön hazırlık gerektirmezse iyi olur.

yani peynir, salam/sucuk, domates üçgeninden çıkıp tost makinesinin varoluş amacını saptırmak suretiyle karnımı en kısa sürede doyurmak niyetindeyim. harcanan zaman + sarf edilen emeğin karşılığında yaptığım yemekler çok kısa sürede bittiğinden uğraşmaya değmiyormuş gibi geliyor artık.

ne gereği vardı da böyle bir şey yaptım bilmiyorum ama garanti internet şubesinden sanal karta başvur seçeneğine tıklama gafletinde bulundum. sonradan garanti'nin ölü sikici olduğu aklıma geldi ve bunlar aidat da almasın bundan diye araştırınca birkaç şey buldum google'da. garanti'nin sanal karttan aidat aldığını söyleyenler var ama kimisi 35 tl diyor kimisi 2.5 tl diyor kimisi de sanal karttan aidat mı alınırmış yok öyle bir şey diyor.

bu işin doğrusu nedir? alıyorlarsa ne kadar zamanda bir kaç tl alıyorlar? garanti bankasından sanal kart kullananlar cevap verirse sevinirim. diğer bir çok bankanın sanal karta aidat almadığını biliyorum.

henüz dün akşam ne olduğunu öğrenip (mağaradan yeni çıktığım doğrudur) aşırı sevinmiştim böyle bir şeyin varlığına. indirip bir film açmayı denedim. çalışıyordu resmen. tamam dedim yarın akşama sikilir bu, şimdi uyumaya gideyim. kapattım. o zamandan beri çalışmıyor.

kendi listesinden film açmayı deniyorum loading ekranında takılıp kalıyor, başka torrent dosyasını sürükleyip bırakıyorum %99'da kalıyor açmıyor filmi hiç. altyazı hazırlanıyor derken kalıveriyor öyle. fazla kurcalayınca da donuyor zaten program. nerde yanlış yaptım ki ben? altyazı bulamadığı için mi orada kalıyor mesela? ayarlardan bir şeye mi el atmam lazım?

www.coffeehaus.com.tr burayı biliyor musunuz? denediniz mi? nasıldır?

bir de şu var tabi www.baristasepeti.com

hangisi iyidir, tazedir? başka memnun kaldığınız benzer siteler var mıdır?

ya da filtre kahve makinesi için siparişe göre çekilen, taze, iyi kahveler satan bir yer var mıdır ankara'da? normalde eve yakın diye, fazla da bir alternatif bulamadığımdan tchibo'dan alıyordum ama son birkaç aydır kahve diye çöp satmaya başladıklarını fark ettim. kokusu berbat, tadı daha da berbat bir hale gelmiş. taze olmadığı aşikar. belki şubeyle alakalıdır.

havaş'ı kaldırmışlar. şu iki linki buldum: www.ego.gov.tr ve www.ego.gov.tr

birinde 23:20'den sonra araç görünmüyor. diğer linkte ise görünüyor. hangisi doğru ya da ikisi birbirinden farklı şeyler mi?

kısacası, gece 01:00'de havalimanından şehiriçine ulaşım var mıdır yok mudur?

postimg.org

evden çıktı bu. deodorant + çakmak ikilisiyle ateşe verdik direk.

dikmen'in en oturulabilir mahalleleri hangileridir?

kiralık ev arıyorum, dikmen'i hiç bilmediğimden henüz gidip bizzat araştırmadım, internette bulduğum ilanlar da konum açısından fazla fikir vermiyor. konum olarak istediğim şey toplu taşımaya yakın olması ve eve ulaşmak için yürüyeceğim yokuşların ölümcül boyutta olmaması (yani dikmen caddesi'ne ne kadar yakın olursa o kadar iyidir herhalde, arabam yok).

kedisini kısırlaştırmış olanlara soruyorum;

operasyondan sonra kedide ateş düşmesi normal midir? sabahtan bıraktık veterinere, öğlen ameliyat yapıldı, akşama doğru gelin dedi hekim. gittiğimizde ateşinin 36'ya düştüğünü, daha da düşerse serumla müdahale edeceğini söyledi. kedimiz bu akşam veterinerde kalıyor. bir değişiklik olursa ararım dedi ama aramadı. biz gece arada bir gelsek mi diye sormuştuk ama gece devamlı orada olmadıklarını, dönüşümlü olarak kliniğe uğrayıp kontrol ettiklerini söyledi. gelmeyin demek istedi yani. kıllandım ben şimdi.

tarifteki malzemelerde iki yemek kaşığı yoğurt yazıyor ama evde yok, yoğurtsuz olur mu ya da yoğurt yerine alternatif ne koyabilirim?

sevgiliyle oynayaycak co-op oyun arıyoruz. şimdiye kadar birlikte şunları oynadık:

left for dead 2
contagion
borderlands 2
saints row 3
minecraft
payday
torchlight 2
diablo 2
terraria
eve online
path of exile

yine left for dead ya da saints row ayarında bir şeyler olursa (ama gta demeyin) güzel olur, en çok bunlarla eğlendik çünkü.

1. kedinin diş temizliği için şöyle bir şey alsam iyi midir mesela? www.petihtiyac.com
yoksa tablet ürünlerden mi alayım? bir de veterinerde diş temizliği ücreti ne kadar oluyor ortalama?

2. tüyleri için nasıl bir tarak almam gerekiyor? (tekir kedi, tüy dökme problemi pek yok.) binbir türlü tarak seçeneği var çözemedim hangisini almam gerektiğini.

7/24 böyle hissediyorum.

ev tutuyorum aynı evin kirası daha ucuz olanını görüyorum iki gün sonra, kredi kartı borcunu ödüyorum yatırdığım para durduk yere eksiliyor bankaya onların hatası yüzünden telefon açıyorum bir de operatöre para yazıyor, evde standart akşamdan yatana kadar elektrik yiyen toplam 3-4 parça şey var elektrik faturası 100 küsür tl, markete gidiyorum her şeyin en ucuzundan 3-4 günlük idare edecek mutfak alışverişi yapıyorum 100 tl, dışardan yemek söylesek en kıytırık mahalle kebapçısı bile iki kişi 25 tlnin aşağısı tutmuyor, daha çok gider bu.

yaşadığım şehrin en ucuz semtlerinden birinde oturuyor, okula gitmek haricinde dışarıya ayda maksimum iki kere çıkıyorum ona da harcadığım para iki gün toplasan 40-50 tl belki. giyim kuşama aylardır para verdiğim yok, okulda kantinden çay bile almıyorum amk. parasını verdiğim hiçbir şey, siktiğimin peyniri bile hakkını vermiyormuş gibi hissediyorum resmen. sürekli hesap yaparak ev-okul arasında ot gibi yaşayıp aylık bin liranın altına indiremiyorum masrafı. ne yapayım delirmemek ya da masrafları daha da kısmak için?

spotify'dan bir kere aylık premium aldım, o zamandan beri kredi kartımdan her ay premium ücreti çekmeye başladılar. siteye girip subscriptionı iptal ettirdim bundan sonra tekrar para çekilmesin diye bu sefer de bu ayın ücretini çekmelerine rağmen şu an hakkım olan kalan premium günlerimi de elimden aldılar. parayı iade edecekler mi bari? ona göre mail atacağım da.

şimdi durum şudur; evde oturduğumuz koltuktan yattığımız yatağa kadar her şey feci derecede rahatsız ve kötü, bunları değiştirmek istiyoruz fakat ailelerimizden gelen para hariç bir gelirimiz yok, bu sebeple de paradoksa girmiş durumdayız,

çift kişilik kıytırık bir yatak+baza minimum 800-900 lirayı buluyor, adalet mi bu?

oturulduğu zaman kalça loblarına işkence etmeyecek bir koltuk almak neden bu kadar zor, yok mu bunun çözümü?

ikea, koçtaş vs gibi yerler bile bir yerde pahalı görünüyor.

ankara içi bildiğiniz ucuz ve rahat, az çok da estetik görünecek mobilya satan/üreten bir yer varsa lokasyonunu paylaşabilir misiniz?

kıçımız başımız ağrıyo artık laan.

eryaman'dan buraya toplu taşıma ile ulaşmanın en mantıklı yolu nedir? büyük tiyatro'dan servise binmek (ki hala var mı o olay bilmiyorum, varsa da 15:00 oyunları için var mı hiç bilmiyorum) ya da kızılay'dan metroya binip macunköy'de inmek yolu gereksizce uzatıyormuş gibi görünüyor.

3.5 ay önce taşındığımız evin doğalgazı kartlı sistem. kart elimize ilk geçtiğinde içinde 10 tl vardı. bugüne kadar hiç para yükletmememize rağmen 3.5 ay boyunca her gün sıcak su ve ocak kullandık, son 3 gündür de 24 saat kalorifer yakıyoruz. bu doğalgaz niye kapanmıyor? yedek kredi diye bir şey varmış karttaki miktarın tamamı kullanıldığında sanırım 10 m3 daha kullanma hakkı veriliyor. sanmıyorum ki 10 tl ve fazladan 10 m3'le bu kadar süredir idare edebilelim. şu an sayaçta -50873, yanında da kredi al yazıyor ama hala kullanıyoruz. o sayı ne ifade ediyor? bir bozukluk mu var yoksa ne?

Kedide salya akitma, acayip koku, vucut isisinin yukselmesi ne anlama gelir? Dun aksam bu kedinin kardesi evden kacti ve onun yoklugunu hissettiginden beri bir gariplik var evdeki kedide. Bu saydiklarimin yaninda asiri ilgi istegi, etrafa surtunerek yurume (daha onceden yoktu bu) ve oyuna karsi tepkisizlik de var. Dun gece de burnu tikali gibiydi hapsirdi falan ama gecti o simdi. Ayrica bu sabah asla yapmadigi bir seyi yaparak koltuga isemis. Kumunu ise uyumak icin kullanmaya calismisti.

i5 islemcili (tercihen 3230m), orta seviye paylasimsiz ekran kartli (guncel oyunlari medium grafik ayarlari ile sikintisiz calistirabilecek; ornegin nvidia gt645m, gt740m gibi) ve 1700 tl'yi asmayacak bir laptop alacagim, lenovo z500 serisi cikti karsima hep. Bu ya da benzer ozelliklerde hp, acer, casper ya da exper marka olmayan baska bir oneriniz var mi?

Otomatik onarima hazirlaniliyor (windows 8) diyor acilirken, oyle kaliyor. Guvenli modda baslatmak istiyorum shift+f8'mis windows 8'de ama o da ise yaramiyor, bios guncel degilse kullanilamiyormus bu kombinasyon. Hp recovery cdleri vermislerdi bilgisayari satin aldigimda (windows 7), ilk cdyi takiyorum loading files dedikten sonra bu recovery ortami bu bilgisayar icin uyumlu degil diyor. Usb bellekten windows 7'ye dondurmeye calistim dondu kaldi o zaman da. Dun gece bir daha acmaya calisayim dedim hicbir sey olmamis gibi acildi bilgisayar. Simdi ise yine eski haline dondu. Bunlarin disinda bilgisayar calisir durumdayken bile sahip oldugu donanimla (i7 2630qm 2 ghz, 8 gb ram) cok alakasiz bir performans gosteriyordu, en basit islemi yapmak icin bile inanilmaz kasiyordu ancak bunu bilgisayarin hp olmasina bagladigimdan kasilma ve isinma sorununu bir kenara biraktim zaten, acilsin bari yeter ama neden acilmiyor bu?

Evde iki tane 3 aylik disi kedi var, kardes bunlar. Biri onceki duyurumda bahsettigim kendini sakatlayan kediydi digeri ise simdi anlatacagim garipliklerin sahibi. Eskiden birbirlerini emmeleri disinda bir sorun yoktu ki bunu anlayabiliyorum anneleri dogumdan kisa sure sonra oldugunden anne sutu emme firsatlari olmamis pek. Biri bu durumdan vazgecti artik ama bu sorunlu kedi vazgecmek bir yana daha da abartti durumu. Artik saatlerce kendini emiyor, once yalanma niyetiyle basliyor kisa sure sonra emmeye girisiyor. Boynunun alt kisimlari ve bacaklarindaki tuyler emilmekten topak topak olmus ve yolunmus durumda. Kendi kendini mahvetti, kedi siyah oldugundan yolunan bolgelerin altindan acik renk gorundugu icin cok cirkin bir hale getirdi kendini. Yalanmayi da beceremiyor ilginc bir sekilde. Yalamaya calistigi tuyler duzgunlesecegine karman corman bir hale gelip salya icinde kaliyor. Gozlerinden kulaklarina uzanan bolgedeki tuyler de hep acilmis, dokulmus mu yolunmussa nasil yolunmus anlamadim ama orda saglikli tuy kalmadi pek; seyrek, kisa ve yapisi sertlesmis durumdalar. Biyiklari da kirilmis gibi; cok kisalmis, ortadan kopmus gibi uclari sertlesmis. Baska bir sorun da durup dururken miyavlamasi. Bazen sevince miyavlayip kaciyor bazen durup dururken bizi gorunce miyavliyor, kardesi sakatlandigindan beri de yaninda kimseyi goremezse ortaligi yikiyor, eskiden yalniz kalinca boyle yapmazdi. Kucaga almak da mumkun degil en cok o zaman bagiriyor. Bir ihtiyaci da yok yedigi en iyisinden onunde yemedigi arkasinda, tuvaleti suyu her daim temiz. Bir sikintisi var mi diye kontrol ediyorum ama istahsizlik ya da sicamama gibi bir problemi de yok, ilgi istiyor mu acaba diye miyavladiginda basini oksuyorum bu sefer de tirnaklarini cikarip elimi yakalamaya, agzina goturmeye calisiyor hemen. Eskiden oyun olsun diye hafif isirirdi artik tum gucuyle cignemeye calisiyor. Son bir haftadir oyun oynadigi da yok bizimle, onceden saatlerce oynayabilirdik ama artik ya uyuyor ya da pencerenin onune gecip saatlerce disari bakiyor. Derdi nedir bu kedinin? Saglik, beslenme ve ilgi konusunda ihmalkarlik veya hata yapmamaya calistik hep ama neden boyle oldu anlayamiyorum.

Muhtemelen ustunde yattigi plastik camasir sepetinin deliklerinden birine bacagi girdi ve onu kurtarmaya calisirken yaptigi ani bir hareket sonucu kendi kendini sakatladi. Sepetin ustunde birden bagirmaya baslamasindan bu sonucu cikardik. Sol arka ayagina basamiyor yururken, havada kivrik tutuyor onu. siklikla korkudan mi acidan mi bilmiyorum titriyor ve bagiriyor. Veterinere goturduk kirik yok ters hareket yapmistir yamukluk var birkac gune duzelir kendi kendine yapacak bir sey yok dedi. Bu arada eve geldikten sonra bacagin eklem yerinde yarik gibi bir sey oldugunu fark ettim, tuylerden tam gorunmuyordu, sorunun kaynagi orasi olabilir cunku oraya dokundugumda bagiriyor en cok. Veteriner bacagi dis kisimdan incelemedi, sadece hareket ettirerek karar verdiginden bu sonradan fark ettigim seyi gormedi ama en azindan agri kesici ya da kas gevsetici gibi birseyler vermesi gerekmez miydi? Cevrede baska acik veteriner de bulamadik bayram yuzunden. Sizce veterinerin yaptigi yanlis miydi hayvan bu durumdayken? Bizim evde yapabilecegimiz bir sey var mi? Ankara eryaman civarinda bayramda acik veteriner biliyor musunuz?

iyi akşamlar başkentliler,
gazi hukuk fakültesine eskişehir yolu odtü durağından gazi hastanesi önünden geçen dolmuşlara binerek ulaşılabilir mi? bu fakülte bir süre önce taşınmış, bu nedenle google maps'ten bakınca başka, gazi'nin hukuk fakültesi web sitesindeki haritadan bakınca farklı yerler görünüyor. sanırım şu anki adresi hastaneye daha yakın ama emin olamadım. bu arada hacettepe beytepe'den yola çıkılacak; buna göre daha kolay bir ulaşım yöntemi biliyorsanız lütfen belirtin. teşekkürler.

bir arkadaşım geçen ay yds'ye başvuru merkezi aracılığıyla başvurmuş, şimdi internet üzerinden ales'e başvuracaktı. son iki yıl içinde ösym'nin düzenlediği herhangi bir sınava başvuru yapıldığında diğer sınavlara internetten de başvurulabileceği yazıyormuş kılavuzda. ancak şimdi sistem "bu sınava internet üzerinden başvuramazsınız." diyormuş. başvurabilen oldu mu yoksa internet üzerinden başvuru diye bir şey yok muydu zaten, nedir olay?