(1) 

120+ nabız ile ilaç?

asyamaris #1401321 
Bugün aile hekimim tarafından soğuk algınlığı nedeniyle Coldaway Cold+Flu reçetelendi. 3 gündür kötüydüm zaten. Akşam yemeğinin üstüne başlamamı söylemişti.

Ancak şöyle bir sorun var; nedensiz şekilde 1 saat kadar bir süredir çarpıntım var. Nabız ve tansiyon ölçüp duruyoruz sürekli. Tansiyonda hiçbir sorun yok (12-8). Ama nabzım sırasıyla 123, 126, 128 şeklinde. Normalde de nabzım 90 civarı oluyor hep. Bunun genetik olduğu, bir sorun olmadığı söylendi daha önce. Panik atağım yok. Sadece depresyon ve anksiyete tanılarım var fakat onlarda da iyileşme dönemindeyim zaten. Bugün yaşadığım en ufak bir olumsuzluk da yok.

Alerjik astım nedeniyle Desmont, depresyon ve anksiyete nedeniyle lustral 100mg, lustral kaynaklı uyku problemi için 1/2 25mg gyrex günlük rutin ilaçlarım. Müthiş şansım ile reglimin ilk gününde olduğum ve fazla sancı çektiğim için 2 saat kadar önce 25mg arveles aldım. Bu ilaçlarla sürekli çarpıntım olmuyor. Daha önce olmuş bir şey değil yani.

Şimdi bu ilaçlar ve bu durumda ben bu Coldaway’i almalı mıyım? Doktoruma ulaşma şansım yok zira kendisi aile hekimi, özel doktor değil.
(7) 

Ciddi şekilde artan uyku bozukluğu

asyamaris #1353339 
3 yıldır psikiyatride depresyon ve anksiyete bozukluğu tedavisi görüyorum. Tam olarak 15 farklı ilaç kullandırıldı bugüne dek. Son 1,5 yıldır lustral special kullanıyorum. Kendimi daha iyi hissediyorum eskiye oranla. Her ne kadar çok kötü günler hala olsa da geçmişe göre daha güçlü ve iyiyim diyebilirim.

Ancak 2 yıldır, özellikle de son 1 yıl olmak üzere uyku bozukluğu problemleri başladı. Elbette ilk önce doktoruma gittim ve bugüne dek kullandığım ilaçların 4 tanesi bu sebeple verilenler.

En son karar hem anksiyetenin hem de lustral’in buna sebep olduğuydu. Bir ilaç verildiğinde ilk başlarda uyuyabiliyorken sonraları o ilaca alışıyor ve başa sarıyordum. Şimdiye dek imovane, desyrel ve zestat kullandım bu gerekçe ile. Doktorum tarafından reçetelenmişti hepsi tabii ki. Artık en son zestat da kar etmemeye başlayınca valdoxan’a başlattılar. Başlarda uyuyabiliyordum. Ancak 2 haftadır artık onunla da uyuyamıyorum. Öyle ki son 2 gündür hiç ilaç almamış gibiyim. Üstelik alerjik astım sebebiyle desmont da heyet raporlu ilacım ancak içerdiği antihistaminiğe alışalı uzun yıllar oldu.

İlaç harici aklınıza gelebilecek her yöntemi denedim, istisnasız her şeyi. Ama yok, uyuyamıyorum. Kesinlikle gözlerimi kapatıp uykuya dalamıyorum. Valdoxan’ı alalı 3 saat oldu ama bana mısın demedi.

Son doktor kontrolümde eğer bu da fayda etmezse artık hafif ilaç şansımın kalmadığını ve seroquel’e başlatmak zorunda kalacağını söyledi. Seroquel bir defa acilde verilmişti bana. Ayrıca Alzheimer olan anneannem ve babaannemin sakinleşmesi, uyuması için verilen ilaçtı. İyi bilirim o yüzden ve insanı zombiye dönüştürdüğünü gözlerimle gördüğüm, tecrübe de ettiğim için asla istemiyorum.

Uyku amaçlı bu kullandırılanlar haricinde ativan ve xanax da bir dönem kullandıklarım arasında. Ativan zaten dünyadan koparıyor ve uyku için kesinlikle almamam konusunda net doktorum. Xanax bir kere daha denendi ama malum yasal süreden sonra bağımlı da olmayayım diye kesildi.

Velhasıl, artık dayanamıyorum. Aklımı yitirecek gibi oluyorum uyuyamadıkça. Bütün yaşam kaliteni etkiliyor. Lustral’den de vazgeçmek istemiyor doktorum çünkü bu zamana dek ruh sağlığıma iyi gelebilmiş tek ilaç olduğu kanaatindeler.

Artık ilaç mı olur, yaşanmış tecrübe mi, başka bir şeyler mi bilmiyorum ama önerileriniz varsa açığım. Özellikle farklı bir ilaç kombinasyonu olursa en azından doktoruma danışabilirim. 1.61 boyla 43’ten 60 kiloya çıktığım için kilo aldıran ilaçlar da verilmiyor artık. Zaten ben de istemem daha fazla almayı. Ama her şeyden önce artık uyuyabilmek, doğru düzgün bir düzene sahip olmak istiyorum. Ne yaşam kalitem kaldı ne bir nebze mutluluk. Ölsem de kurtulsam düşüncesi en makul şey olmaya başladı.
(2) 

Sanırım Osmanlıca, burada ne yazıyor?

asyamaris #1316704 
Büyük dedemin tarihi evini gezdim az önce. Tarihi olduğu için hiç dokunulamıyor. Dışarı açılan avlunun kapısında bir yazı var. Ev Datça’nın Cumalı Mahallesi Çeşme Mevkii’nde. Babaannem, dedem falan o evde yaşamışlar zamanında ve “Osmanlı Konağı” yazıyor derlerdi ama ikisi de rahmetli olduğu için sorma şansım yok. Babam tarih öğretmeni ama 65 yaşında adam üniversitedeki Osmanlıca’yı unutalı yıllar olmuş tabii. O da “ona benzer bir şeydi galiba” diyor. Burada ne yazdığını çevirebilecek biri var mı?
(2) 

Yüz için dermokozmetik güneş kremi/jeli?

asyamaris #1285843 
Bir süredir psikolojik sebeplerle olduğu söylenen hafif bir sivilce problemi yaşıyorum. Dermatolojide tedavi görüyorum. Benzamycin kullanıyorum her gece.

Yazı sahil kasabasında geçireceğim için yüzüme güneş koruyucu bir ürün kullanmam gerekiyor. Dermtoloji hekimim söylemişti ama en son ziyaretimde sormayı unuttum ve yaz için şehir dışına çıktım artık. Yıllardır yüz temizleyici olarak sabah akşam cilt bakımımda Bioderma Sebium Foaming jel kullanıyorum. Hekimim de Benzamycin tedavim başladığında ona devam etmemi söylemişti.

Benzamycin ve bu jel ile sıkıntı yaratmayacak dermokozmetik karma ciltler için güneş koruyucu alacağım. Yaz aylarında yüzümde çillerim de oluyor. Ona da biraz etkisi olur diye umuyorum. La Roche Posay, Avene, Bioderma, Ducray vesaire. Öneriniz var mı? Bu zamana dek yüzüm için güneş ürünü kullanmadığım için hiçbir bilgim yok bu konuda.

Karma cilt tipine uygun renkli ve renksiz olarak iki öneride bulunabilirseniz çok daha memnun olurum. Alerjik bir cildim olduğu için dermokozmetik kategorisi harici bir marka almayacağım.

Edit: Vichy almayı düşünmüyorum. Daha önce bir arkadaşımdan cilt tipime uygun olanı denedim ama hiç iyi gelmedi.
(1) 

Kemik İliği Sonucu

asyamaris #1278833 
Lösemi şüphesi ile yakınımdan kemik iliği örneği alınmıştı. Sonuç beklenirken trombosit 21’e düşünce apar topar hastaneye yatırdılar. Hatta dün acil kan gerekiyordu ve ikinci derece akrabası olduğum için ben verebildim.

Sonuçları geldi. Sanıyorum sıkıntılı. Doktor sonuçlara yarın bakacak. Ancak öncesinde aileden bir kişi olabilecek en ciddi şeyi bilsin ve hazırlıklı olsun istedik. Bu kişi de ben seçildim. Çünkü aynı zamanda babam aynı hastanede yarın bypass olacağı için aile son derece stresli, aralarında en soğukkanlı olan ve bu konularda en iyi teselli edebilen kişi olarak beni görüyorlar.

O yüzden sıkıntılı bir şeyler çıktığını düşündüğüm sonuç kağıtlarını paylaşıyorum. Çekinmeden, gizlemeden bilgilendirmenizi rica edeceğim çünkü bu sonuç açıklanırken yarın bütün ailemi ayakta tutup destek olacak kişi benim. Önden tüm olasılıkları bileyim ki yarın birimiz iyi olabilsin. Okuduklarımdan az çok bir şey anladım zaten. Net tanı olmasa da kötü bir şeyler olabileceği belli yanlış anlamıyorsam.
(1) 

17 Ağustos ve 12 Kasım Depremleri

asyamaris #1273710 
3-4 yıl kadar önce bu konuda yapmakta olduğum bireysel araştırma ile ilgili bu depremleri yaşamış olan yazarlara bir soru yöneltmiştim. Araştırmama ara verdim uzunca süre. Çünkü bazı tedavilerim döneminde her şeyle ilgilenmeyi bıraktım. Artık devam etmek istiyorum.

En başta belirteyim. Master yapıyorum ancak bu araştırma tez konum değil ve akademik araştırmalarımla hiçbir bağlantısı yok. Tanıyanlar bilir, yazmak ve araştırma yapmak en büyük ilgi alanım. Bu yalnızca doğal afetler konulu olmuyor elbette.

Ama bu iki depreme dair yaptığım araştırma benim için çok ayrı. Uzun sürecek ve bir gün bittiğinde kitap haline gelecek. Buna bir derleme diyebiliriz aslında. Kurgu falan olmayacak. Kısacası araştırmam psikolojik ve sosyolojik bir çalışma ve bir anı derlemesi olacak. Aslında benimkine anı denmez ama yine de ilk ben anlatayım. Sorumu en son soracağım.

Bunu neden mi yapıyorum? 9 yaşındaydım ben o depremler yaşandığında. Ben yaşamadım, bir yakınımı kaybetmedim, fiziksel olarak hissetmedim bile. Ama ruhsal olarak bir çocukken bile oradakiler kadar acı duydum. O sabahı hiç unutmuyorum. Milas’ta anneannem ve rahmetli dedemin evindeydik annem, abim ve ben. Babam ise Marmaris’te evimizdeydi, okul müdürü olduğu için pek tatil yapamıyordu o zamanlar. Öyle bir deprem düşünün ki 1000km uzakta babam tam o saatte yattığı yerden “deprem” diye fırlıyor. Biraz da korkar depremden. Evde tek diye salonda yatmış o gece, televizyon açık. Bir de 3 tane muhabbet kuşumuz vardı. Onlar deliler gibi çırpınıyormuş kafeslerinde. Dakikalar sonra ise televizyonda şiddetli deprem haberi ve elektrik, iletişim her şey kopuyor. Bizae abimle sabah uyanıyoruz. Tabii anne, dede ve anneanne çoktan uyanmış; ağlıyorlar öylece oturdukları yerde.

“Erken Yatarım Erken Kalkarım” çocuk şarkısını ve içerisinde bahsedilen kızarmış ekmek ve peynir ikilisini çok severdim. Dedemlerin evinde o zaman her sabah kahvaltımda o ikiliyi mutlaka yerdim. Yine o şarkı aklımda dolaşarak uyandım. Çizgi film izlerken onları yemeyi hayal ediyordum. Başka bir yerde ise bir daha ne o şarkıyı söyleyebilecek ne de peynir yiyebilecekti insanlar. Ben bu şarkıyı mırıldanıp kumandayı kaptım. Televizyon açılmadı. Elektrik kesikti. Annem elimden aldı kumandayı “bugün şarkı söylemememiz gerek” dedi. Ağladıklarını o zaman fark ettim. Ne olduğunu sorduk. Abim 11, ben 9 yaşındayız. Hiç saklamadılar. Öğretmen olan dedem önce depremin ne olduğundan bahsetti sonra da annemin o asla unutmayacağım ve kelimesi kelimesini hatırladığım cümleleri: her yer yıkılmış kızım, bir deprem olmuş, elektriğimiz ondan kesik ama geldiğinde çizgi film izleyemeyiz; insanlarımız öldüler”. Sustuk. Kahvaltımızı yaptık.

Bir süre sonra elektrik geldi. O gün sürekli elektrik gidip geldi. Milas’a 20 dakika uzaklıkta Muğla bölgesinin elektrik kaynaklarından Yatağan Termik Santrali olmasına rağmen. Hemen televizyon açılıyordu her seferinde. Ailemiz bizi asla televizyondan uzaklaştırmadı. Abim de ben de dayanıklı, güçlü çocuklardık zaten. Onlar gibi biz de izliyor, üzülüyorduk. O sansürsüz görüntüleri asla unutamam. Enkaz başlarında bir canlı çıktığında televizyon karşısında alkışladığımız dakikaları, sevinçle üzüntünün karıştığı gözyaşlarını, o zamanın çocukları olan bizlerin nasıl bir anda yetişkine dönüştüğümüzü, yardım için ne bulduysak yollamak için ayırmamızı, hayatta kalmaya ettiğimiz şükürleri, ailesiz kalan çocukları düşündükçe ailelerimize gitmesinler diye sıkıca sarılmalarımızı... Yaşamanın kıymetini biz çok küçükken öğrendik. Şimdiki çocuklar, gençler şanslı mı değil mi bilmiyorum. Böyle bir acı ile öğrenmek kötü, hiç kıymetini bilmemek de. Bu herhalde o dönemle bu dönem arasındaki en büyük araftır.

Günlerce sadece bunları izledik. Gülmedik hiç. Bir şeye sevinmedik. Sofralara çok çeşit konmadı. Birlik olmanın en acı halleriydi sanırım. Binlerce kilometre uzakasın ama oradaymış gibi yaşıyorsun hayatı; daha doğrusu yaşamaya çalışıyorsun. “İçimizden yaşamak gelmiyor” zira o zamanlar. Elbette bir de 1999’da hatırlayacak yaşta olup bugün yaşayan hiçkimsenin unutmadığı ve hem tüyler ürpertip hem sesli bir umut içeren aynı tondaki erkek sesinden o iki soru cümlesi: sesimi duyan var mı, orada kimse var mı? Sonrası, umut ve ölümün kesiştiği bir sessizlik.

Deprem bölgesinden Marmaris’e çok öğrenci geldi. Birkaçı benim sınıf arkadaşı oldu, bazıları babamın öğrencileri (okulda yanlışlıkla çalan alarm sonucu tamamı bayılan). Onlar da çok anlattı. O günlerden bugünlere baktığımızda unutulmayanlar arasında katil müteahhitler, dış görünümü düzeltilip sağlammış gibi hayatların devam ettiği hasarlı çürük evler, ders alınmadan betonlaşmak, yapılmayan hazırlıklar, aynı acı senaryolara (belki daha fazlasına) doğru giden yıllar, geçmeyen acılar, denizin geri aldığı ama yine doldurulan sahiller, o depremden sonra bir daha hiç bulunamayıp ilanlarda kalan kayıplar var. Çok daha fazlası var. Bir de hiç unutamadığım, benim oyuncak bebeğimle aynı melodiyi çalan molozlar arasındaki bir bebek. O melodiyi duyduğumda hala ürperirim. Birçok insana asla kapanmayacak izler bıraktı. Benim hayatıma bıraktığı en bariz iz ise karanlıkta uyuyamamak ve gece lambasını başucumdan eksik etmemek oldu. Ne kadar basit bir iz. Çizik bile değil oysa.

İşte tüm bunları o zamanı yaşamayıp hissedememiş, hissetse de anlayamamış, anlatamayıp içinden atamamış, ders almamış, hatırlamayan, sonuçlarını görmeyen herkese anlatmak ve en büyük sebebi de acıyı paylaşmak amacı ile başlamış araştırma. Yerli, yabancı çok belgesel ve görsel kanıt izledim. Çok kişiyle görüştüm. Çok makale, kitap okudum. Dahası da olacak. Ana bu projede benim için en hassas nokta anılar. Özellikle o anlara dair anılar.

Şimdi esas konuya gelelim:
- İstemediğiniz halde hiçbir şekilde isminiz ve gizli olmasını istediğiniz herhangi bir bilginiz geçmeyecek.
- Anlatırken ruh sağlığınızı bozacak hiçbir şey söylememelisiniz.
- İstediğiniz tüm gerçekleri açıkça, dilediğiniz kadar detayla anlatabilirsiniz.
- Yayınlanması için izin vermemeniz halinde anı ve görüşleriniz asla yayınlanmayacak.
- Araştırma veya kesinlikle maddi olmayan herhangi bir şekilde katkı sağlamak isterseniz seve seve kabul edeceğim.
- Fikirlerinizi ve önerilerinizi rahatça söyleyebilirsiniz.
- Paylaşmak istemeniz halinde ve özel değilse görsel, yazılı kayıtları/kanıtları incelemek isterim.
- Anısına ismi geçsin, fotoğrafı yer alsın, kendinden bahsedilsin istediğiniz tüm kıymetli, rahmetli yakınlarınız veya tanıdıklarınız varsa tamamını istediğiniz şekilde mutlaka ekleyeceğim.
- İnsanlara anlatmak, hatırlatmak istediğiniz noktalar olursa eklenecek.
- Araştırmama dair her ne varsa etik olması halinde hepsi değerlendirilecek.

Bunları da göze alarak;

- Bu depremi yaşayan
- Enkazdan kurtulan
- Yakınları/tanıdıkları bu depremleri yaşayan
- Bu depremlerde yakınlarını/tanıdıklarını/evlerini/işlerini kaybeden
- Bu depremlere dair anıları olan
- Bu depremlerle izini kaybettiklerine mesajı olan
- Arama kurtarma veya sağlık ekiplerinde çalışmış olan (yerli-yabancı)
- Bu depremlerle ilgili aklınıza gelebilecek her şeyi paylaşmak isteyen

kişiler ile röportaj yapmak, sohbet etmek istiyorum. Elbette izninizi alarak notlarımı almak da. Hemen bu akşam başlayacağım. İletişim tercihi isterseniz anonim konuşabileceğiniz bir araç isterseniz Whatsapp isterseniz sözlükten mesajlaşma veya mail gibi şekillerde olacak. İzmir’de yaşıyorum. İzmir’de yaşayan depremzedelerimiz varsa yüz yüze görüşme ile de olur.

Şu andan itibaren anlatmak isteyen herkesin buraya yazması veya mesaj atmasını bekliyorum. Bunları unutturacak bir acı yaşamamanız dileğimle. Yapabileceğin her şey için yardımcı olmaya da her daim hazır olduğumu biliniz.

Edit: Daha evvel ara vermeden önce burada yine sorduğumda tanıklık edebilecek yazarlar olmuştu. Ne duyuruya ne mesajlarınıza ulaşabildim. Eğer hala gönüllüyseniz sizin de tekrar mesajlarınızı bekliyorum. O zaman konuşalım deyip konuşamadığım herkesten tek tek özür dilerim. Açıkladığım gibi sebep ben ve rahmetli dedemdeki sağlık problemleriydi.
(4) 

Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Polikliniği

asyamaris #1261580 
1,5 yıldır psikiyatride tedavi görüyorum. Son birkaç aydır Dokuz Eylül Üniversitesi'nin takipli hastasıyım. Normalde 10 gün önce kontrollerim vardı ama işten dolayı gidemedim.

Bu ara her şeyin başladığı dönemlerdeki halimdeyim yine. Aklımdan saçma sapan şeyler geçiyor. Bir şey yapmıyorum ama artık nereye kadar mantıklı düşünebilirim bilmiyorum. Son kontrolümden sonra ölüm, terk edilme, aile içinde ciddi hastalık ve iş yeri sıkıntıları söz konusu oldu. Sadece 1,5 ay içinde.

Artık ne ilaçlarım fayda eder oldu ne ben sağlıklı düşünebiliyorum. Sürekli ağzımda gibi atan bir kalp, durmadan titreyen eller ve hızlı kilo kaybı söz konusu. Yaşadığım majör depresyon, anksiyete ve panik atak üçlüsünden panik atak uzun süredir yoktu. Şimdi 3 gündür atak geçiriyorum. Ne dil altı ile ne uyku ile; hiçbir şekilde geçmiyor. Artık göğsümü kesip atıp rahatlamak istiyorum.

Son derece anlayışsız bir iş yerinde çalışıyorum. Yaşadığım tüm durumları, son zamanlarda olan her şeyi detayıyla bilmesine rağmen patron olan arkadaş "ben kötü bir arkadaşım" deyip geçiyor ve avaz avaz bağırarak tartışmaya başladık her gün. Nisan ayından beri burada çalışıyorum ve daha 1 ay bile maaşımı tam almadım. Tam almayı geçtim hep ufak parçalar halinde. Bu süreçte maddi durumum bundan dolayı dibe çöktü. Tüm ödemelerim eskiden düzenliyken hiçbirini zamanında yapamaz hale geldim ve günde en az 5 kere bankalar arıyor artık. Patron arkadaşımın bana ne kadar kötü ve nankörce davrandığını diğer herkes söylüyor. Ben her şeye rağmen dayanmaya çalıştım. Artık dayanamıyorum.

Diyeceksiniz ki "işten ayrıl", ama o kadar kolay değil işte. Mecbur olmasam çalışmaya, şu dakika koşarak kaçar giderim. Ama hem maddiyat hem de babamın muhteşem anlayışsızlığı yüzünden yapamıyorum. Yaşadığım ruhsal sıkıntıları bilmesine rağmen babam söz konusu iş ve maddiyat olduğunda kesinlikle beni düşünmüyor. Daha dün bana yapılan onca şeyi bilmesine rağmen işten ayrılma gibi bir konu geçtiğinde kıyametleri kopardı. Ben neye güvenerek, neleri göze alarak ayrılayım ki?

Neyse, soracağım soru bambaşkaydı. Aslında çok da kısa ama öncesinde içimde yaşadıklarımın bir parçasını paylaşmak istedim.

Bundan 2 ay önce doktorum rapor vermek istediğinde reddetmiştim. Ama şimdi o rapora ve en azından birkaç gün uzaklaşıp kendim için biraz olsun bir iyilik yapmaya ihtiyacım var. Yoksa bugün yarın bu iş yerine gelirken, insanlarla konuşurken, maddiyatı düzeltmeye çalışırken kalan sağlığımı da yitireceğim.

Bulabildiğim en erken randevu ise haftaya Cuma. İnternet randevularında böyleydi. Zaten başka türlü de randevu yok benim bildiğim.

Rica ediyorum, bütün kalbimle rica ediyorum bu randevuyu erkene çekebilecek biri ya da bu haftaya nasıl çekebileceğime dair bir fikri olan varsa bana yazsın. Ben dayanamıyorum. Ya ben kendime en büyük kötülüğü yapacağım bunun sonunda ya da gerek bile kalmadan kendiliğinden olacak. Özel demeyin, oraya gücüm hiç ama hiç yetmez. Acil servisten giriş demeyin, o da olmuyor, denedik. Lütfen açıkça söylüyorum doğrudan yardım edebilecek ve bu hafta doktorumla görüşmemi, kendim için bir karar vermemi sağlayacak biri olursa sonsuz minnettar olacağım.

Dayanamıyorum.
(2) 

İzmir Pasaport'ta damacana su?

asyamaris #1222942 
Ofise Erikli alıyoruz. Çok pahalı ve gereksiz olduğuna karar verdik. Doğru düzgün daha uygun fiyatlı damacana su arıyoruz. Fiyatlar hakkında oek bir şey bulamadık. Koru Su deniyordu, o da Pazar günü açık değil herhalde.

6tl civarlarında olmak üzere önerebileceğiniz güzel bir su markası var mı?
(1) 

İdrar tahlili sonucu?

asyamaris #1169945 
Sürekli alakasız yerlerden alakasız sonuçlarla doktor ve hastane görmekten bıktım. Şöyle ki rutin alerji testlerim için yapılan olağan kan tahlillerinde ALT, monosit, RDW ve MPV yüksek çıkınca iç hastalıkları "karaciğer fonksiyonlarına bakmamız gerek, 1 hafta sonra tekrar tahlil yaptırın" dedi. Majör depresyon ve anksiyete bozukluğundan dolayı psikiyatristim tarafından kullandırılmakta olan Efexor'un da sebep olabileceği söylenmişti. Ayrıca Efexor öncesinde diğer psikiyatrist çok fazla ilaç kullandırmıştı bana, yenisi hemen kesmişti hatta çok fazla diye. Bu Ege Üniversitesi'nde oldu. Daha erken sıra var diye ben Dokuz Eylül'den randevu aldım.

Bu esnada daha randevum gelmeden bir gece aniden çok şiddetli bir ağrı önce kasıklarıma sonra da belimin sol tarafına girdi. Kasıklarımdaki ağrı belimdekine göre daha azdı. Ancak belime vuran ağrıyı tarif edemem. Aynı zamanda o taraflar kasıldı. Resmen 2 saat ağrıdan tepindim. Acı eşiğim yüksek ama buna pek dayanamadım.

Randevum gelince Dokuz Eylül'e gittim, anlattım. Bir de böyle bir ağrı çektiğimi söyledim. Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarına bakacağını söyledi doktorum. İdrar ve kan tahlilleri istedi. Örnekleri verdim. Kan sonuçları temiz. İdrarda ise eklediğim gibi çıktı. Nedir ki bu? Hiç daha önce böyle sıkıntılar yaşamadığımdan en ufak fikir edinemedim. Bu arada hemogram tekrarlanmamış. Kan sonuçlarında hemogram testi yok.
(9) 

Vodafone kullanıcıları memnun musunuz?

asyamaris #1164994 
Selam. Arkadaşım Vodafone faturalı hat aldı ve paket olarak çok uygun bir fiyata geldi. Sabit hatlar ve Vodafone ile sınırsız konuşma, her yöne 2000 DK, her yöne 1000 SMS, 10GB internet. Ek olarak 3 aylık Spotify Premium, 3 aylık Netflix, Digiturk Play gibi kampanyalara da sahip. Fakat kapsama alanı, internet hizmetleri ve müşteri hizmetleri konusunda biraz tereddütte kaldı. Vodafone kullanan arkadaşlar tecrübelerini paylaşabilir mi? Özellikle kapsama alanı konusunda.
(3) 

Efexor yoksunluğu/çıldırmak üzereyim.

asyamaris #1163524 
3 gün önce ilaçlarım için biten heyet raporumu yeniletmeye (alerjik astım&alerjik rinit) alerji immunoloji doktoruma gittim. Alerji testlerim yapılalı 5 yıl olduğu için yenilememiz gerektiğini söyledi. Raporumu yeniledikten sonra kan tahlili ve alerji testi randevuları verdi. Kan örneğimi hemen verip aynı gün sonuçları da aldım.

Ancak haftaya Çarşamba yapılacak olan prick test için kullandığım tüm ilaçları bırakmamı söyledi testi yanıltabileceği için. Aynı hastanede (Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi) psikiyatride tedavi görmekte olduğumu belirtince depresyon ilaçlarımı da hemen aynı gün kesmemi söyledi. Salak gibi aynı hastanedeki psikiyatristime gidip sormadan kestim. Zaten o günkü dozlarımı almamıştım. 3 gündür ilaçsızım. 4. güne girdim.

Sözlükte "Efexor Yoksunluğu" başlığında ilk 3 gündeki etkileri yazdım. 4. güne girdim artık ancak şu saatte hala ışık ve televizyon açık ayaktayım.

Dün sabaha karşı başlayan o berbat his hala geçmedi. İnanılmaz derecede paranoylarla mücadele etmeye çalışıyorum. Aklımı yitirmeme neden olacakmışçasına bir korku hali var üzerimde. Neden korktuğumu bilmiyorum. Çok ama çok korkuyorum şu an olası herhangi bir şeyden. Özellikle de halüsinasyon görmekten korkuyorum. Zira işte en berbat tarafı, evde tek başımayım. Erkek arkadaşım iş gereği şehir dışında olduğundan tek başıma kaldım. Zaten 2 yıldır o benimle kalıyor. Ailem başka şehirde, şu an kalkıp gidebileceğim bir mesafe değil. Kuzenlerim var ama okulları ara tatilde diye onlar da burada değil (İzmir). Amcam İzmir'de oturuyor ama bu saatte asla kalkıp gidemem zira ben Güzelyalı'da oturuyorum, onlar Karşıyaka Girne'de. En yakın arkadaşım 2 sokak ileride oturuyor ama o da şehir dışında.

Sürekli kendimi "saçmalama" diye telkin etmeye çalışıyorum ama başaramıyorum. Her an kötü bir şey olacak veya bir şeylerle karşılaşacakmışım hissi var. Engel olamıyorum ve bu bende büyük bir korku ve paranoya yapıyor. 3. günden bu yana aşırı uykusuzluk var. 60 saattir yalnızca 2,5 saat uyudum o da sürekli uyanıp uyuyarak ve yakın saatlerde değil. Baş dönmesi, beynimdeki uyuşmalar, dilimin uyuşması, dikkat bozukluğu hat safhaya çıkmış durumda.

Delireceğim sanırım. Zaten uykusuzluk var, hala uykum gelmiyor ve böyle şiddetli korku hissiyle iyice uyuyamıyorum. Sabaha kadar oturayım diyorum ama bu sefer uykusuzluktan halüsinasyon görmeye başlarsam diye çok korkuyorum. Uyusam kabus görmekten korkuyorum çünkü bıraktığım günden beri uyuduğumda gördüğüm tek rüya kabuslardan ibaret. Işıkları kapatmayı geçtim, mutfağa giderken dahi tedirginim. Deliksiz bir uykuya dalmak istiyorum ama yapamıyorum, çok korkuyorum. Öyle bir korku ki, çok manasız olduğunu biliyorum, bu kadar çok korkmamam gerektiğini de biliyorum ama engel olamıyorum. O kadar manasız ki salonda göz ucuyla gördüğüm evdeki normal objelerden dahi tedirgin oluyorum. Baş dönmeleri dakikada defalarca. Bu da çok fazla midemi bulandırıyor.

Daha anlatsam paragraflarca anlatırım. Kısacası, aklımı oynatmak üzereyim galiba. Lütfen biri akıl fikir versin, bir şey yapsın. Daha erken bir saat olsa çıkıp bir yürüyeceğim ama takdir edersiniz ki Güzelyalı bile olsa bu saatte çıkıp sahil yürüyüşü yapmayı bir kadın olarak bu ülkede gözüm yemiyor.

Bir de eğer tıp doktoru bir yazar varsa yalvarıyorum bana prick test ve Efexor XR 150mg ilişkisini açıklasın. Eğer prick testin sonuçlarını yanıltma ihtimali yoksa okuduğum an alacağım Efexor'u. Bu arada dil altı antidepresan da kullanıyordum (Zestat). Bu da uykuya dalamama ve uykunun çok sık bölünmesi nedeniyle uyku düzeni yapsın diye verilmişti. Alerji testi sonuçlarını yanıltmayacaksa ikisini de hemen almak istiyorum. Yalvarırım bilen veya bir doktordan fikir alabilecek biri varsa hemen yazsın. Yoksa ben birkaç saate akıl sağlığıma çok ciddi zararlar vereceğim gibi duruyor.

Dipnot: Yakınımda yürüyerek gidebileceğim bir hastane yok. En yakın hastane Dokuz Eylül Üni. ve Katip Çelebi Üni. hastaneleri.
(1) 

Kan tahlilindeki yüksek değerler?

asyamaris #1162962 
Bugün yapılan kan tahlilimin sonuçlarına online olarak ulaştım. Bazı değerler yüksek çıktı. Bilen biri ne olabileceğini yazabilir mi? İyi veya kötü herhangi bir şey varsa lütfen çekinmeden yazın ki doktor randevusunu daha öne çekeyim önemli bir durum varsa. Sonuçların ekran görüntüsünü ekledim.
(6) 

Remington saç düzleştirici

asyamaris #1161207 
Wet2Straight modelini yıllarca kullandım ama durduk yere çalışmadı. Garanti süresi de doldu. Remington'dan çok memnun kaldığım için yine Remington almayı düşünüyorum ama 170tl'ye çıkabilirim.

Kullanan varsa önerebileceğiniz bir modeli yazarsanız çok memnun olurum. Wet2Straight modellerinden olması şart değil. Bir de kullanan varsa S5525 Pro-Seramik Geniş Plaka nasıl?
(7) 

iPhone 6s 32GB/128GB mı? Yoksa iPhone SE 64GB mı?

asyamaris #1160919 
Az sonra çıkıp Media Markt'a giderek kesin karar vereceğimizden acil biraz soru.

Ben 6s 64GB kullanıyorum. Erkek arkadaşım da geçenlerde 6s 32GB aldı ama kutuyu henüz açmadı. Hala emin değil. Şöyle ki;

-6s 32GB hafıza olarak yeterli olur mu? (Garage Band kullanacak müzisyen olduğu için ve uzun süreli kullanımı hesaba katın.)
-6s 128GB almak mantıklı mı?
-SE 64GB mı yoksa 6s mi alsın? (Ben 6s diyorum. Almışken tam olsun.)

Fikirlerinizi acilen belirtirseniz çok memnun olacağız.
(1) 

Shutterstock'tan bir görsel lazım

asyamaris #1145216 
Bugün Dünya Engelliler Günü bildiğiniz üzere. Yeni çalışmaya başladığım şirkette sosyal medya hesapları bana geçti daha yeni. Önemli günlerde yapılacak paylaşımlarda düzgün görsellerin kullanılması isteniyor. Ancak bana herhangi bir stok fotoğraf hesabı almadılar. Engelliler Günü ile ilgili bir görsel buldum Shutterstock'ta. Üyeliği olan biri rica etsem bana gönderebilir mi?

Çok bakma şansım olmadı. Bunu buldum: www.shutterstock.com

Daha iyi olduğunu düşündüğünüz bir görsel de kabulümdür telif hakkı sıkıntısı olmadığı sürece.
(8) 

Depresyon

asyamaris #1133713 
Yenemiyorum. Arkadaşlarımla dahi görüşmek istemiyorum. Erkek arkadaşım bu süreçte en çok görüştüğüm kişi ama bazen ona bile katlanamayıp delirtiyorum adamı. Evimden soğudum ama evimden çıkmak da istemiyorum. Hiçbir yere ait hissetmiyorum. Hiçbir hayalim, amacım kalmadı. Öylesine yaşıyorum. 5 aydır sürüyor ilaçlar, terapiler. Ama bir türlü olmuyor. Ruhum sıkışıp kalmış gibi hissediyorum. Çoğu zaman evimdeyken yapayalnız saatlerce düşünüyorum. Bir sonuca varamadan. Ne kariyerim hayalimdeki gibi ne de hayatım. Fazlasını da istememiştim.

Nasıl yendiniz bunu? Dışarı çık, arkadaşlarınla görüş vesaire bunlar artık boş geliyor. Dışarı çıksam da aynı. Arkadaşlarımla görüşsem de aynı. Kimseyi görecek mecalim de yok zaten. Ailem kilometrelerce uzakta. Kendi başıma yaşadığım ve bir zamanlar çok sevdiğim evim artık soğuk geliyor bana.

Gerçekten nasıl biter bu? Benim yeniden hayallerim olur mu? En sevdiğim şeylerden dahi zevk alamamak ne zaman biter? İnsanlara yeniden ne zaman rol yapmadan gülerim?

Hiç adetim değildi böyle şeyleri, sorunları ulu orta paylaşmak. Belki dedim bir çıkış yolu söyleyen olur. Böyle gitmeyecek.
(2) 

Primolut N kullanımı

asyamaris #1121149 
6 gündür regli geciktirme amaçlı kullanıyorum. 10 günden fazla kullanılmadığını yazanlar olmuş fakat benim toplamda 16 gün kadar kullanmam gerekiyor. Böyle bir şey yaparsam ne olur? Ayrıca kullandığım başka ilaçlar var. Astımdan dolayı Deloday ve Singulair, depresyon tedavisinden dolayı da Cipralex kullanıyorum.
(1) 

Kanal Tedavisi ve Burun Akıntısı?

asyamaris #1114583 
2 gün önce sol üst (sanırım 36 numaralı diş) dişlerimden birine kanal tedavisi yapıldı. Sinüzit gibi rahatsızlığım pek yoktu. Arada burnum tıkanırdı ama çok çok nadiren. Kanal tedavisi yapıldığı günün akşamı ve bu sabah burnumun solundan açık sarı sıvı gelmeye başladı. Bu normal mi?

Kanal tedavisini yapan hekim arkadaşım. İyi bir hekim. Kendisine mesai saatlerinde ulaşamadığımdan önce burada sormak istedim. Bu akıntı normal midir? Dişimin kanalları tamamen tıkalıydı, sürekli ağrı yapıyordu özellikle yattığımda. Sonuç itibarı ile röntgen çekilip aynı gün kanal tedavisi yapıldı. Geçici dolgu yapıldı üstüne. 2 hafta sonra tekrar gideceğim.

Bu akıntı ağrılı değil. Dişimin ağrısı da geçti. Herhangi bir yerim ağrımıyor yani dün akşamdan beri. Ama bu akıntı normal midir?
(2) 

Raporlu günlerin parasını almak?

asyamaris #1099251 
Haziran ayında psikiyatriden 10 gün raporluydum ve işe gitmedim. Maaşım bu nedenle eksik yattı. Raporlu günlerin parasını SGK'dan almak için ne yapmak gerekiyor?
(2) 

Arveles alsam ne olur?

asyamaris #1092612 
Bu ilaçlarımla alakalı başka konuda da sormuştum daha geçen gün ancak bu defa olay bambaşka. O yüzden okuyan arkadaşlar olduysa da ben kullanım şeklini yazayım, ona göre cevaplanması gerek zira.

Sabah 1 Cipralex 10mg
Sabah yarım Abilify 5mg
Öğlen yarım Xanax 0.5mg
Akşam yarım Xanax 0.5mg
Akşam 1 Singulair 10mg
Akşam 1 Deloday 5mg olmak üzere bu ara kullandığım ilaçlar. Singulair ve Deloday 4 yıldır düzenli alerjik astım ilaçlarım. Deloday'i doktor tavsiyesiyle bir süredir düzenli almıyorum diğer ilaçlar nedeniyle. Sadece alerjim çok rahatsız edici olursa. Bu akşam almadım mesela.

Onun dışında bugünkü kontrolümde Xanax dozu azaltılmaya başlandı. Önceden 1 tane tam veriliyordu akşamları, yarım da öğlen. Bugünden itibaren yukarıda yazdığım biçimde azaltmaya başladılar.

Ancak benim deli gibi başım ağrıyor. Duramıyorum yerimde, öyle bir ağrı. Reglimin de ilk günü, sanıyorum ondan ağrıyor çünkü her regl dönemimde olan şey. Bir tane Arveles içebilir miyim bu şartlar altında? Bir sıkıntı olur mu?
(2) 

Xanax, Cipralex ve Abilify kullanımı-uyku sorunu

asyamaris #1091547 
Depresyon, anksiyete bozukluğu ve takıntı tanılarıyla başlıktaki ilaçları kullanıyorum. Bu sebeplerle birkaç defa da panik atak geçirdiğim söylendi, yani geçirdiğim şeyler öyleymiş. Xanax ve Cipralex'e başlayalı 3 hafta olacak. Abilify da 10 gün kadar oldu. Psikiyatrideki ilk muayeneden sonra tanı koyuldu ve 10 gün iş göremez raporu verilmişti.

10 günlük rapor bitiminde 2. 10 günü vermek istedi hekimlerim ancak ben bir işe dönüp durumuma bakmak istediğimi söylemiştim. İlaçları kullanınca nispeten daha sakinim henüz hala bir değişiklik olmamasına rağmen. Fakat en büyük sorun, uykuya dayanamıyorum bazı günler.

Şu an kafamı masama koysam uyurum. Kafein mümkün olduğunca almamam gerekiyormuş. Ancak az evvel çok küçük bir bardakta kahve içtim dayanamayacağımı düşünerek. Fakat hala uyku hali devam ediyor. Bu şekilde mesaiyi tamamlayamam. İzin de alamam, sıkıntı olur. Çıldırmak üzereyim uykuyla savaşmaktan. Ne yapabilirim, sağlıkçı yazarlardan bir fikri ya da önerisi olan var mı?

Xanax 0.5mg akşam tam, öğlen yarım.
Cipralex 10mg sabah tam.
Abilify 5mg sabah yarım. (Doktorum uyarmıştı ama akatizi yan etkisi pek olmuyor bende. Tam tersine iyice uyku basıyor.)
(3) 

İtalyanca kutlama?

asyamaris #1071375 
İş gereği lazım ey sözlük. İtalyanca 23 Nisan için nasıl bir kutlama yazılır bir cümlelik fazla uzun olmayacak şekilde? Çocuklar Günü gibi de diyebiliriz. Kısacası 23 Nisan için tek cümle bir kutlama lazım acilen.
(2) 

Öğrenim kredisi geri ödemesi

asyamaris #1020583 
Anladığınız üzere ben de borçluyum. Üstelik 4 yıl boyunca öğrenim ve katkı kredileri, üstüne yüksek lisansta 2 yıl öğrenim kredisi aldım. Toplamda 30.000TL borcum.

Geçen yıl yüksek lisansım devam ettiği için arkadaşımla birlikte dilekçe yazdık ve KYK'ya yolladık. Böylece borcumuz ertelendi. Hala yüksek lisansımı bitirmedim (3,5 yıl oldu; tez bitmiyor :/). Ama işe başladım. 1 Aralık'tan itibaren sigortam, 15 Aralık'tan itibaren maaşım başlayacak. Bir alakası var mı bilmiyorum ama maaşımın ilk 6 ay yarısını İŞKUR yarısını şirket ödeyecek. Sonra komple şirket, biliyorsunuzdur. Bunları niye belirtiyorum? Belki alakalı bir şey olabilir diye.

Gelelim esas meseleye, ben sigortam başlar başlamaz gelecek sanıyordum ama dün akşam o arkadaşımla birlikteydik. Ben bahsedince dedi ki "hayır, e-devlette yazan tarihte başlayacak".

Sebebinin ise bizim geçen yıl erteletmemiz sonucunda talebimizin onaylarak ödememin Ekim 2016'ya ertelenmesi. Arkadaşım 2 yıldır sigortalı çalışıyor ama kendisinin ödemesi hala başlamamış. Onun da Ekim 2016.

Ben sanıyordum ki sigorta başlar başlamaz dilekçelerle erteletsek bile ertelendiği tarihten önce gelir. Ama dün 3 arkadaşım da ödememin sigortam yatsa, maaş alsam dahi Ekim 2016'da başlayacağını söyledi.

Beni bu konuda bir aydınlatıverseniz? Ona göre eğer öyleyse kendime alacaklarım var. En başta az miktarda ihtiyaç kredisi çekmem gerekiyor. Onların dediği gibi olacak ve gelmeyecekse hemen çekeceğim.
(1) 

(İzmir) Güzelyalı'dan TRT binası tarafı veya Şair Eşref'e gitmem gerek.

asyamaris #1015003 
10'da iş görüşmesi var. Güzelyalı'da oturuyorum. Görüşmeye gideceğim yer TRT binasının karşısında gibi kalıyor. Sorun şu ki 12'ye binersem çok yürüyeceğim malumunuz Talatpaşa'dan geçiyor o. Saati de hesaba katarak ben Güzelyalı'dan oraya (Mimar Sinan Caddesi oluyor) en kolay ve kısa nasıl giderim?

Ya da en azından direkt oraya aktarmalı/aktarmasız gidemeyeceksem bile Güzelyalı'dan Alsancak cami durağında inmelik hangi seçenekler var? Ulaşım değiştiğinden beri beynim yanık.

Çok abartı detay olmadığı sürece rahatlıkla anlatabilirsiniz yer yönü. Yaklaşık 8 yıldır İzmir'de yaşıyorum, o açıdan sorun yok.
(1) 

Gelir Testi

asyamaris #997975 
1- Yuksek lisans ogrencisiyim fakat tezimi uzatip 3 yili da gectigimden ogrencilik haklarindan faydalanamayacagim. Ama elbette kayit yenilememi yaptim. 25 yasini doldurdum, 26'dan gun aliyorum. Babamdan Emekli Sandigi'na bagliyim (cinsiyet: kadin). İşsizim su an. Gelir testi yaptirmam gerekiyor mu?

2- Anneden Emekli Sandigi'na bagli olan, 24 yasini doldurmus 25'ten gun alan, bu Haziran'da mezun olmus bir erkegin yaptirmasi gerekiyor mu? Yoksa mezun oldugundan itibaren ilk yilinda yaptirmama gibi bir opsiyonu var mi?

3- Gelir testi yaptirmak icin illa ikametin bagli oldugu kaymakamliga mi gitmek gerekiyor? Ikametgahin olmadigi baska bir sehirde yaptirmanin hic yontemi yok mu veya en azindan e-devletten falan?
(4) 

Gizli diyabet testi

asyamaris #977020 
1- Bu testi yaptırmak için nereye başvurmak gerekir?

2- Aylar önce hemşire bir arkadaşım ile sohbet arasında geçmişti. Geceleri uykumdan uyanıp sürekli tatlı yiyorum. Bu istisnasız her gece oluyor. Kendi evimde, ailemin evine, ziyaretine gittiğim akrabalarımın evinde bile ben gelince sürekli tatlı veya çikolata bulunduruluyor sırf bu yüzden. Uykumdan uyanıp o çikolatayı veya tatlıyı yemezsem çok sinirleniyorum ve uyuyamıyorum kolay kolay. Çok yoğun, aşırı bir tatlı yeme isteği geliyor çünkü.

Örneğin bu gece 2 defa uyandım ve ikisinde de çikolata yiyip üstüne su içerek uyudum. Bazen gündüzleri de tatlı isteği geliyor. Az önce zorla kahvaltı yapabildim mesela. Ama şu an bu sıcakta bile tatlı canım istiyor. Kendimi dizginliyorum şu an yememek için. Bu birkaç yıldır hep böyle.

Kilo sorunum hiç yok. Aksine 1 aydır kilo almak için çabaladım ve ilk defa 50 kiloya ulaşabildim. 1.62 boyum, kilom 50. 1 ay öncesine kadar 48, ondan da önce 44-45 civarıydı hep. Çok zayıftım yani.

Bütün bunların yanı sıra sabahları da çok yorgun uyanıyorum. Uykumu alsam da almasam da genelde böyle. Enerjik olarak uyandığım çok çok nadiren oluyor. Kahvaltıyı binbir zorlukla yapıyorum. Canım bir şey istemiyor uyandığım anlarda. Ayrıca baba tarafımda babam dahil birçok diyabetli. Anne tarafımda hiç yok. Baba tarafımda ise babaannem tarafından sadece babaannemin kardeşinde var başka kimsede yok, dedemin tarafında şeker çok yaygın. Dediğim gibi babam da zaten şeker hastası. İlaçlar+insülin kullanıyor.

Başta söylediğim hemşire arkadaşım gizli şeker olabileceğini söylemişti. Çok üstünde durmamıştım. Ara ara ağız kuruluğu oluyor. Ama hekimim astım ve alerji ilaçlarımın bu yan etkiyi yapabileceğini söylemişti. Açlık tokluk kan şekerime arada bakılıyor. Şimdiye dek bir sorun çıkmadı hastanede bakılanlarda. Arada babam da kendi cihazıyla sabahları ve yemek sonraları ölçüyor. Onlarda da hep normal çıkıyor.

Bütün bunlar gizli şekerden kaynaklanıyor olabilir mi? Bu testi gerçekten yaptırmalı mıyım? Kronik olarak sadece astımım ve alerjik rinitim var. Yumurtalık kistlerim de var ama ilaç tedavisini çoktan kesmişlerdi ve gerek duymuyorlar artık. Bu arada bu belirtilerim sadece regl dönemlerinde değil sürekli var. Regl dönemlerimde özellikle regl öncesi birkaç günde ve reglin ilk iki gününde tavan yapıyor, o ayrı.
(1) 

Almanya'da katilimci sozluk?

asyamaris #969611 
Eksi gibi sozluk var mi Almanya'da veya Almanca? Turk olan fakat Almanya'da dogmus ve orada yasayan arkadasima suan Turkce anlattim tam anlamadi. Ingilizce anlattim onu da tam anlamadi. Bir ornek vermek istiyorum varsa.
(9) 

Yanlışlıkla bozuk süt içmek

asyamaris #967245 
Ben az önce bunu yaptım. Bir tanesi dolapta olmasına rağmen bozulmuş. Bildiğimiz pastörize Pınar süt. Nesquik kahvaltılık gevrek yiyeyim dedim. Yenisini açmama rağmen bir anlık mallıkla bozuk olanı eklediğimi epey yedikten sonra fark ettim. Ağzıma sonradan ekşi bir tat geldi. Hala da var o tat. Midem hafif hafif bulanıyor. Evde yoğurt, ayran falan da kalmamış. Şu an bir yere çıkabilmem imkansız zira yolculuk hazırlığı yapıyorum. Bulantı dışında bir şey de yok şu an. Ne yapılır buna evde?
(3) 

Chrome'da erişim sorunu, nedir bu?

asyamaris #955430 
Sabahtan beri Chrome'dan Duyuru, Cumhuriyet, Onedio gibi birçok siteye erişemiyorum. Malwarebytes Anti-Malware ve Avira ile her şeyi taradım bir öneri üzerine. İkisi de temiz. Daha önce görmedim bunu o yüzden ne yapılır bilmiyorum. Nasıl kurtulurum bundan?

Edit: Dün birkaç saat evde yoktum. Gece döndüm. Ben yokken babam kullanmış bilgisayarımı ama Chrome değil. Opera kullanmış o. Durduk yere bu oldu sabah. Ayrıca AdBlock ve Zenmate dışında eklenti yok.
(7) 

Koltuk alti agda yanigi

asyamaris #949487 
Cildim alerjik. Yaklasik 2 gun once kartuslu agda isiticima hep gittigim parfumeriden yeni kartus aldim. Hep Agiss marka aliyordum kartuslarimi. Ara ara kirmizi benekler oluyordu ama her zaman degil. Parfumeride calisan satis elemanindan en az alerjik olani istedim. Kendisinin de kullandigini soyledigi Epi Wax marka pudrali kartustan verdi. Eve gittim kartusu isiticisinda isittim. Surdugumde kivami zaten Agiss'e gore cok farkliydi. Bezi yapistirdim ancak tek hamlede cekemedim. Agdanin kivami degisik cunku. Haliyle canim yandi. Alt kismi da zorla cektim. Tekrar surup cektim belki ben yapamadim diye ama hep yaptigim sey, alisigim yani. Ikincide de aynisi oldu ve kizarmaya basladi ve almiyordu bir turlu. Yapmamam gereken ucuncu hamle tekrar surmek oldu. Bir daha surdum ve bu sefer sevgilimden cekmesini istedim. Cekti ama cektikten sonra inanilmaz bir aci cekmeye basladim. Aksam vakti olmasa tepinerek bagiracagim bir aci. Agdaya cok alisigim. Onun acisi olmadigini anladim. Kalintilari bebe yagiyla temizleyeyim diye sprey bebek yagi kullandim ve cok fena yanmaya basladi. Hemen yikadik pudra surdum ama acisi gecmiyordu. Diger koltuk altimi hemen Agiss marka olan kartusumu isitip onunla kendim aldim ve hicbir sorun yok onda. Birkac saat sonra ise kipkirmizi ve dokunmanin bile imkansiz oldugu bir aci basladi. Bactroban surdum ama fayda etmedi. Ertesi gun koltuk altimin derisi kizilimsi bir renkte ve kabuk baglamis gibiydi. Yani kabul baglamadi ama dokununca oyle sert gibiydi. Nasil tarif edilir bilmiyorum baska. Bugun hafif pul pul dokuluyor o kabuga benzer deri. Hala aciyor ve renk farki var. Gece bir ara saksida kendi yetistirdigim aloe veradan surdum. Nobetci eczane bulamadim. Bephanten alacaktim ama bulamiyorum nobetci eczane Izmir'in gobeginde. Ne yapilir buna? En azindan yarin eczaneye gidene kadar rahatlatacak bir sey bile olsa. Bacrtoban bitti. Evde merhem namina sadece Travazol vr M-furo var. Onlarin da ne oldugunu bilmedigimden surmedim. Iz kalmasini da istemiyorum. Var mi yol yontem bilen?
(1) 

Boyun için küçük fularlar

asyamaris #945000 
Şöyle işte, şunlardan: www.tchibo.com.tr

Bunlardan arıyorum. Ama tabii buradaki gibi çocuklar için değil. Böyle bayan fularlar. Bulamıyorum hiçbir yerde. İnternette veya İzmir'de bir yerde bilen var mı? İnternet olursa daha iyi. Şekli falan böyle olacak ama.
(2) 

Acil veteriner önerisi, bilinmeyen hastalık&Vet.Rauf Tünay hakkında bilgi!

asyamaris #944881 
Şehir: İzmir. Lütfen ama lütfen üşenmeden baştan sona okuyup yardımcı olun. Ciddi mesele.

Moderatörlerden ricam bir süre üstte kalması. Zira durum ciddi ve aciliyeti var. Durum şöyle, arkadaşımın tahminen Rus finosu kırması köpeğinin ciddi ve acil bir rahatsızlığı var. Cinsi tam olarak bilemiyoruz zira sokaktan sahiplenildi yavruyken. 8 yaşında dişi.

Cuma gecesi dışarıda gezdirilirken birden kemik bulup yiyor. Normalde evde kemik vermiyorlar. Dışarıda bulmuş ve biraz yemiş. Bu olaydan önce hiçbir rahatsızlığı, sağlıkla ilgili en ufak sorunu yoktu. Eve döndüğünde ise nefes alamamaya ve yutkunamamaya başlıyor. Ertesi gün halsizleşiyor.

Arkadaşım ve ailesi hemen veterinere götürüyor. Boğazı falan temiz ancak Pazar günü kusma ve halsizlik oluyor. Şu an da Pazar günkü gibi, ne yese içse kusuyor. Sadece az miktarda su içebiliyormuş. Ama yemek yiyemiyor.

Röntgen çekilmiş. İlk gidilen veteriner kemiğin mide girişine saplandığını söylemiş. Midede değil, mide girişinde. Ameliyatın çok riskli olduğu söylenmiş. Mide içi olmadığı için göğsün komple açılması gerekiyormuş.

Başka bir veterinere götürmüşler. 3 kez endoskopi çekilmiş orada. Kemiği mideye itmeye çalışmışlar ama olmamış. Bilgisayar tomografisi istemişler. Çünkü son endoskopide kemik değil tümör olabileceği söylenmiş ve tümör varsa kalan ömrünü iyi geçirmesini sağlayabileceklerini, başka yapacak bir şey olmadığını söylemişler. Tümör olabilir denmesinin sebebi ise şu, 2. gidilen veteriner endoskopide yapıyı kemikten çok tümöre benzetmiş. Hatta belki bu olayın tetiklemiş olabileceğini bile söylemiş. Ama dediğim gibi, daha önce hiç ama hiçbir olay ve belirti olmadı. Tümör mü, kemik mi belli değil henüz.

Bu durum hakkındakı görüşleriniz nelerdir? En önemlisi de çok iyi ve tam teşekküllü bir veteriner öneriniz var mı? Eğer ameliyatlık durum varsa riskli olduğundan iyi bir hekim arıyoruz. Aydın'daki ve Bursa'daki hayvan hastaneleri önerildi. Bu hastaneler ile ilgili görüşleri de alabiliriz. Bir tane de Muğla'da Gökova tarafında vardı sanırım. Onu da bilen varsa bilgiye açığız. Kendim Muğlalıyım ama bilmiyorum nasıl bir hastanedir. İzmir'deyiz ama başka iller de olabilir önerilerinizde.

Ayrıca Veteriner Hekim Rauf Tünay'ın ismi önerildi. Kendisini tanıyan, hakkında bilgisi olan vesaire varsa lütfen yazın. Pegasos Veteriner Kliniği'nden Rauf Bey. Kliniği biliyoruz ama hekim hakkında bir bilgimiz yok. Kısacası her türlü hastane, veteriner önerisine açığız.

Elimide röntgen mevcut. Görüp yorumlamak isteyene yollayabilirim. Ayrıca çekilmiş olan endoskopi görüntüleri de az sonra alınacak.
(3) 

Bu ilaci icecektim lakin?

asyamaris #941452 
Asiri yuk tasimaktan kaynakli omuz ve boyun bolgem tutulmus durumda. Sehir disinda oldugumdan kendi ilaclarim yok yanimda. Singulair ve Deloday kullaniyorum astim ve alerji icin. Onlari az once ictim. Lakin evde Majezik ve Dorsilon varmis anneme doktorunun verdigi. Sinir sıkışması sebebiyle verdiklerinden biriymis Dorsilon. Ilac etkilesimlerine baktigimda "antihistaminiklerin etkilerini potansiyalize eder" yaziyor. Ne demek bilmiyorum. Deloday antihistaminik olduguna gore, ben simdi ustune Dorsilon icersem ne olur? Iceyim mi? Dayanilacak gibi degil cunku tutuldum ve cok fena agriyor omuz, boyun, sirt ve kollarim.
(8) 

YDS'nin geçersiz sayılması

asyamaris #931261 
5 nisan 2015 yds başlığındaki şu: eksisozluk.com entrimde anlattığım olaylar silsilesinden yola çıkarak birden aklıma sınav kılavuzuna bakmak geldi. Entriyi okursanız sınavımın neden geçersiz olduğunu da görebilirsiniz.

İlk 110 dakikadan önce ne sebeple olursa olsun çıkmanın yasak olduğu yazıyor elbette. Ben tutanakla çıkabilmiştim o yüzden. Ancak gözetmene sınavımın 110 dakikadan önce çıkarsam geçerli sayılıp sayılmayacağını sormuştum. Gözetmen "ne yazık ki geçersiz sayılacak" demişti. Fakat kılavuzda 110 dakikadan önce çıkmanın yasak olduğu ibaresinden sonra "bu durumda adayın sınavı geçersiz sayılacaktır" gibi bir şey yazmıyor?

Kesin bilgisi olan var mı? Eğer sınavım geçersiz sayılmayacaktı ise gözetmeni dava etmeye kadar götürürüm işi. Geçerli sayılacak olsaydı hepsini bir umut hızlıca işaretler öyle çıkardım zira. Bana böyle söylendiği için yarıda bırakıp çıktım salondan.

Edit: Binadan çıkmadım ve görevlinin yanında kaldım zaten 11.20'ye dek. 11.20'de izin verilince çıktım. Ancak bana ısrarla geçersiz denmişti. Şimdi bir kısım geçerli, bir kısım geçersiz diyor. Ben anlamadım bu işi.
(1) 

Air Crash Investigation Tenerife Faciası

asyamaris #923154 
Tenerife kazasının bölümünü alt yazılı veya dublajlı fark etmez, yeter ki bulayım da nereden bulurum? Sevabına link falan bir şey.
(4) 

Air Crash Investigation THY

asyamaris #922172 
Uçak Kazası Raporu'nda Türk Hava Yolları kazaları hangi bölümlerde mevcut? Bölüm isimlerinden bulamadım aratınca. Amsterdam uçuşu dışında. Onu izledim. (Diğer Türk firmaları da olur.)
(17) 

E İle Başlayan Erkek İsmi

asyamaris #912640 
Arkadaşımın ikiz yeğenleri olacak. Biri kız biri erkek. Yalnız çift isim koyacaklar ikisine de. Kardeşinin eşinin soyadı Engin. Eylül Ece Engin kızın adı olacakmış. Erkek için de EEE olacak ilk ismi arıyorlarmış. X Ege Engin olacak erkek de ama o X yerine değişik bir isim bulmam istendi. Birkaç alternatif var ama önerilerinizi alabilirim. Yalnız "Emre, Efe" gibi çok klasik isimler olmasın. Ege var zaten. İlk ismin biraz daha değişik olmasını istiyorlar.

Edit: Benim şimdiye dek önerdiklerim şöyle; Efran, Ekin, Evrim, Emek, Eymen, Erez.
(7) 

Kedime ne olmus olabilir?

asyamaris #912357 
Tam uykuya daliyordum ki yatagimin ustunde ayak ucumda yatan 6 yasindaki disi kedimin sesine uyandim. Sanki nefes almakta zorlanir gibi, beni ayiltacak kadar yuksek cikiyordu sesi. O sesi ancak kendimden ornekle tarif edebilirim.

Benim astimim var. Siddetli krizlerimde nefes alip veremezken cikardigim islik, inleme ve hirilti karisimi sesler gibiydi onun cikardigi ses. Sanki nefes alamiyor veya bogazina bir sey takilip kalmis gibiydi.

Her gun benimle bu yatakta hep ayak ucumda aynu battaniyenin ustunde yatiyor. Ben bir hamle yapmadigima kesin olarak eminim. Zaten tam dalmamistim ve onu rahatsiz etmemek icin kenarda yatiyordum. Alisigim onunla uyumaya. Hemen kalktim kucaklamadan baktim once. Bu sesler ve nefes alamama aninda kustugu zamanki gibi hareket ediyordu ama kusmadi ve ogurmedi bile zaten. Yatagimin ustunde hicbir sey yoktu. Zaten mama, yogurt, peynir ve zeytinden baska bir sey yemez. Et, tavuk, balik bile yemiyor. Oyle buldugunu yiyen bir kedi degil asla. Dedigim gibi zaten uyuyordu ayak ucumda. Birden oldu. Bilincini hic kaybetmedi, hep kendindeydi, onu belirteyim.

Annemi uyandirdim o kostu hemen yanina. Kucagina aldi yere indirdi. Yerde de boyle devam etti bir sure. Donup donup yuzume bakti hatta yalvarir gibi. Daha sonra kucagima aldim. Hircinlasmadi aksine sarildi. Biraz daha iyi oldu. Sakinlesti. Cok da korkmustu zaten. Yavrumun gozlerinden belki oluyordu. Abime seslendim. Bogazini cene altindan hafifce yokladik. Bir sey yok gibiydi ama ara ara yutkunuyordu ve agzini yalayip duruyordu ara ara. Nefes alamamaktan belki de. Bir daha yere biraktim. Duzgun nefes aliyordu artik ama miyavlayamiyordu. Sesi cikamadi bir dakika kadar. Yine kucagima aldim. Basini oksadim sakinlestirdim. Bir sure sonra sinirlendi. Yere birakmami istedi. Sonra normale dondu boyle. Topuyla oynadi bir sure dolasti. Simdi geldi yine ayni yere ayak ucuma yatti uyuyor. Nefes almasi falan her seyi normal. Saglikli bir kedi, hastaligi yok. Bu zamana dek gecirdigi tek operasyon kisirlastirma. Asilari falan her seyi de duzenli yapiliyor. Kilosu yerinde hatta cok azicik tombik. Ona cok iyi baktigimizi veterinerimiz de hep soyluyor zaten.

Bir anda ne olmus olabilir boyle? Yuregime iniyordu. Hala elim ayagim titriyor. Simdi uyandi kendini temizliyor. Ayak ucumda yatarak. En ufak hareketinde aklim cikiyor kafami kaldirip bakiyorum yine bir sey olursa diye.
(6) 

Asiri tatli istegi

asyamaris #905130 
Yillardir geceleri uykumdan uyaniyorum ve asiri tatli yeme istegim oluyor ara ara. Bazen haftalarca suruyor. 1 haftadir da ayni sekilde.

Bugun ise aksam yemeginden 1 saat kadar sonra yine cok asiri sekilde tatli yeme istegi geldi. Resmen kriz gibi. Ac da degildim. Hala degilim. Aksam yemeginde gayet iyi yedim. Kilo sorunum yok hatta zayif sayilirim. 1.62 boyum, kilom 46. Baba tarafimin cogunda babam da dahil seker hastaligi var. Anne tarafimda hic yok diye doktorum zamaninda olasilik dusuk demisti. Zaten bu durumdan ve ara ara agiz kurulugundan dolayi da bakiliyor aclik tokluk falan ara ara hep. Seker hastaligina dair hicbir sey gormediklerini soylemisti doktorum her seferinde. En son Eylul'de bakildi saniyorum. Agiz kurulugu icin de astim ve alerji ilaclarimin yan etkisi olabilecegini soylemislerdi.

Bu arada cok kotu bir ozelligim var ki cok az su iciyorum. Bazen gunde sadece 1 bardak geceleri ilac icerken ictigim oluyor. Bu aralar da az su ictim. Ama bazen gun geliyor suya doymuyorum. Ozellikle agiz kurulugu oldugunda.

Regl donemlerimde hep olan sey tatli krizleri ama daha reglime 2 hafta var. Regl ve reglimin uzak oldugu zamanlarda da oluyor zaten.

Neden olabilir bu? Ciddi anlamda da gerginim. Tatli istegi geldiginden beri cok fazla sinirliyim hicbir sebep olmadigi halde. Istedigimi yiyemedikce daha da sinirleniyorum. Su an bulundugum yerde bulmam imkansiz. Cikolata falan var ama bu seferki oyle bir geldi ki onlari hic istemiyorum. Direkt bol serbetli (baklava, sekerpare, revani vs) tatlilar istiyorum yogun sekilde. Sinir geldikce sigara iciyorum ve haliyle iyice sacmalamis durumdayim.

Son olarak belirteyim; Eylul'de siddetli bir kasik sancisi sebebiyle acile goturulmustum. Yapilan tahlillerde ekstra olarak kansizlik demislerdi. Kan ilaci kullanmiyorum bir suredir cok bulanti yaptigi icin. Ilac degisimi icin doktora gidecegim tatil donusu. O kan ilacini ictigim an kustugum oluyor cunku. Alakasi varsa bunun belirtmis olayim.

Dipnot: Hamilelik ihtimali yok.
(3) 

Kız çocuğu ve erkek bebeğe hediye

asyamaris #901860 
5,5 yaşında anaokuluna giden kız yeğenimi görmeye gideceğim. Kendisine her gittiğimde hediye götürürüm. Ancak çocuğun artık kıyafet ve oyuncak koleksiyonu oldu. O yüzden oyuncak ve kıyafet almak istemiyorum bu defa. Anaokuluna başladığında pastel boya seti ve boyama kitapları almıştım. Şimdi ne alsam bilemedim.

Bir de onun kardeşi olan ve önümüzdeki günlerde 1 yaşına girecek olan erkek yeğenim var. Küçük parçalı veya o şekilde parçalanabilecek oyuncaklar almak istemiyorum yaştan dolayı. Doğmadan önce ve doğuktan sonra birkaç defa Galatasaray Store'dan kıyafetler, çocuk bardakları, önlük ve tişört falan bir sürü şey almıştım. Store'dan farklı bir şeyler diyeceğim de onun da artık kıyafeti çok. Oyuncak da biraz gelişimine katkı sağlayabilecek bir şey olsun isterim. Müzikli bir oyuncak almışlar yeni. Ona bayılıyormuş. Dinleyip dinleyip tempo tutuyormuş ben görmeyeli. 1 ay önce de yürümeyi öğrendi.

Yardım edin insanlar. Ben şimdi ne alayım yeğenlerime? Hediye konusunda çok danışılan insanlardan biriyken, artık alacak bir hediye seçemez oldum yeğenlerime.
(13) 

Hamileyken midye yemek

asyamaris #900978 
Az önce midyeye aşeren arkadaşım ona midye kargolamamı istedi. Yaklaşık 3 aylık hamile. Kendisi evlenene dek İzmir'de yaşayıp evlendikten sonra eşinin memuriyeti sebebiyle 1,5 yıldır Konya'da yaşamaktan iyice çıldırdı. İzmir'de bolca tüketilen ne varsa aşeriyor. Az önce de bana midye aşerdiğini söyledi.

Birkaç yerde sakıncalı olabildiğini okumuştum ama çok sağlam kaynaklar olduğundan emin değilim. Ne yapayım ben şimdi? İyi, temiz bir yerden midye alıp buzlu kalıpla kargolayayım mı bu kıza? "Midye de midye" diye tutturdu.
(2) 

Universitelerde borc muhabbeti?

asyamaris #897361 
Gecenlerde birileri YÖK'ün mü, ÖSYM'nin mi ne bir sey borclari cikardigi ve insanlarin haberi olmayan borclarinin ciktigini soylemisti bana. Sonra da alttan ders muhabbeti yapti. Bu ikisi arasinda alaka kurarak mi soyledi onu anlamadim.

Sonuc olarak bu muhabbet nedir ve nereden borc sorgulanir?

Bir de alttan ders muhabbetiyle alakasi varsa da ben lisansta sadece bir ders alttan aldim. Baska bir dersten kalmadim. Master icin 3. yilimdayim. Yani tezin 2. yilinda. Onun icin ben de ekstra harc odeyecek miyim?
(2) 

Plague Inc. - Virüs (Normal mod)

asyamaris #893729 
Plague deliliğim tavan yapınca Steam'den alıp kurdum. Ancak sinir krizi geçirmek üzereyim. Telefondan oynadığım zamanlar normal modda defalarca virüsü geçmeme rağmen şimdi geçemiyorum. Çin'den başlatıyorum genelde. Hastalık belli bir yayılma evresine gelene dek belirtileri devolve ediyorum. Yayılmada da hava 1-2 ve su 1-2 sonra da ikisinin birleşimini alıyorum. Sağlıklı insan kalmayana dek ölümcül belirtileri başlatmıyorum. Dediğim gibi belli bir yayılmaya kadar mutasyonları da devolve ediyorum. Yayılma konusunda oldukça başarılı ve hızlı ilerliyor. Gel gelelim ilaç bulmaya başladıklarında kalan DNA'larımla ilaç direnci alıyor ve en son ölümcül belirtilerden de 1-2 tane alıyorum. Ama sonuç saatlerdir aynı. Ramak kala yok ediliyorum. Tabii mutasyon devolve etmekten DNA'lar ilerleyen aşamalarda az kalıyor. Haliyle ölümcül belirtilerde çok donanımlı olamadığımdan da çaremi buluyor olabilirler.

Ben sinir hastası olmadan sağlam bir taktik verin hayrına...
(1) 

Diş apsesi

asyamaris #884988 
Evet yeni yıla girdik ve benim için dişim daha önemli. O yüzden bu konudaki goygoyu geçelim...

Sabah uyandığımda dişimde apse fark ettim. Alakası var mı bilemem de geçen gün de kronik farenjitim vurmuştu yine.

Sol üstte, arkadan 2. ve 3. dişim üzerinde an itibarı ile zonklamakta olan apse var. Haziran'da yirmilik dişlerimden birini aldırdığımdan ve çok zorlu bir operasyon olduğundan korktum. Yirmiliğim sandım ama değil.

Dişlerimi günde 2 defa fırçalıyorum. Ağız bakımıma da önem veriyorum. Fakat 3 dişimde hafif çürük gördüm (tatlıyı çok seviyorum, belki ondan). Biri de apsenin tam altındaki. Alttan değil ama yandan çürüğe benzer iki leke var. Çürük dedim ama bildiğimden değil. Sanırım çürük. Sigara içiyorum ayrıca.

Alkol de alıyorum şu an ama zonklamaya başladı. Dayanılmaz bir ağrı değil kesinlikle. Sadece biraz rahatsız edici bir ağrı. Ara ara duruyor. Sonra tekrar ağrıyor. Yüzümde bir şişlik yok.

Bu apseye geçici olarak ne iyi gelir? Malum bu saatte dişçi bulamayacağıma göre. Alkollü olduğumdan ağrı kesici de almıyorum.

Bir de, uykumda dişlerimi sıkıyorum. Gıcırdatma değil ama. Çenemi kilitler gibi sıkıyorum. Bunun için bruksizm denmişti fakat hiçbir şey yapılmamıştı Ege Diş Hekimliği Fakültesi'nde.

Bu arada aynı yerdeki yirmilik dişim çürümüş biraz. Diğer taraftaki yirmilik dişim alınırken de az bir çürük olmasına rağmen "şimdilik almaya gerek yok" demişlerdi.

Bu apsenin ağrısına nasıl bir çözüm bulunur? Durduk yere bu neden olmuştur?

İzmir'de diş hastaneleri veya bölümlerinde en erken sıra 3 ay sonrasına veriliyor. Özel hastaneye gidemem. Öğrenci insanım. Yani gitsem de yakın zamanda çözümü olmayacak bunun. Ne yapabilirim kendi çapımda?
(1) 

Ağızda metalik tat

asyamaris #876567 
Yıllar sonra yine kansızlık teşhisiyle ilaca başlattı hekimim. Daha önce bu kullandığımı kullanmamıştım. RGB, HCT, HGB değerlerim düşük çıktı. Maltofer oral solüsyon verildi. 1 haftadır kullanıyorum. Son günlerde ağzımda iğrenç bir metalik tat oluşmaya başladı ve iştahım ciddi anlamda kesildi. Yeme içme düzenim değişti. Mide bulantısı yapıyor çok fazla. Bazen o bulantılar öğürmeye varıyor. (Hatta son bir saattir midem ağzıma geliyor sürekli. Ellerim evin içi gayet normal sıcaklıkta ve üşümediğim halde buz gibi ve avuçlarım terliyor.)

Ama hepsinden öte metalik tat. Bu bir yan etki mi ve ne geçirir bunu? Yediğim içtiğim tat vermez oldu. Çok rahatsız hissediyorum sürekli o tadı hissetmekten. Zaten var olan bulantı onunla birlikte katlanıyor iyice.

Edit: Bilgi olsun belki alakası varsa. Astım, alerji ve alerjik rinit sebebiyle Singulair, Deloday, Foster ve Avamys de kullanıyorum düzenli olarak.
(11) 

Regl sancisi icin agri kesici kullanimi

asyamaris #869709 
Cok defa duydugum fakat hekimime sormayi her defasinda unuttugum bir seyi merak ediyorum. Cok cok siddetli regl sancilari ceken bir insanim. Hicbir care bulamadilar. Yillardir igneler ve agri kesicilerle dost oldum resmen. 4 yila yakin sure Yasmin kullandim. Mayis'ta hekimim biraktirdi. Birakinca 3 ay sanci cekmedim ama kabus 3. aydan sonra eskisinden daha da siddetli olarak geri geldi. Oyle ki 2 onceki reglimde cektigim acidan ambulansla hastaneye yetistirildim. 7'ye 5 tansiyonla tum gunu yine butun tetkikleri bastan yaptirarak gecirirken 2 tane de serum yedim. Kisacasi regl konusunda cok sanssiz bir kadinim ve astim ilaclari kullandigim icin ic hastaliklari doktorum agri kesici olarak Arveles disinda bir sey kullanmamaya ozen gostermemi soylemisti. Ilac alerjim yok ama.

Gectigimiz ay 38. gunde regl olabildim o olaydan sonra. Yine agri esigim yuksek olmasina ragmen cok siddetli bir sanciy oldu. Simdi 28. gundeyim. Saniyorum yaklasti. Henuz olmadim fakat bu sabah bagirtan bir sanciyla uyandim. Su saatlerde de ondan daha hafif ama yogun sancilar giriyor.

Deniyor ki, agri kesicilerin reglden 1-2 gun once alinmasi daha etkili. Bu dogru mu? Ilaca iyice alisip ilacin etkisizlesmesinden de korkuyorum acikcasi. Dogruysa gunluk hangi dozlarda, ne kadar arayla almaliyim?

(Ege Uni. Tip Fakultesi'ndeki hekimim multikistik over demisti. Serum yedigim gun Datca Devlet Hastanesi'ndeki doktor ise polikistik over gibi gordugunu ama ciddi bir durum olmadigini soyledi. Hangi hekime inanacagimi sasirdim. Surekli ayni tetkikleri yaptirmaktan biktim artik. Acikcasi Tip Fakultesi'ndeki hekimime daha cok guvendim.
(2) 

Bu kim?

asyamaris #848362 
Şu reklamda oynayan kişi: www.youtube.com

Hiç böyle bir Formula pilotu bilmiyorum. Hoş zaten Formula izlemeyi, takip etmeyi bırakalı yıllar oldu.
(5) 

Kuru temizleme faciası & tüketici hakem heyeti

asyamaris #836327 
Yaklaşık 1 saattir ağlıyorum bu sebeple. Hiç giymediğim sıfır elbisemin kılıfta mı nasıl olduysa eteğinde göz kalemine benzer iki ufacık siyah nokta gördüm. Kuru temizlemeye verdim.

1 haftadır gittiğimde lekenin çıkmadığını aksine dağıldığını ve tekrar atacaklarını söylediler. Bekledim. Bugün gittim. Çıkmadığını ve dağıldığını söylediler. "İsterseniz birlikte bakalım" dediler. Bir de gittim baktım ki o siyah noktalara ne yaptılarsa elbisemin eteğine yayılmış. Öyle böyle bir dağılmak değil hem de. Uğraşsam ben o kadar dağıtamam bir lekeyi. O şekilde kesinlikle giyilmez.

O an çıldırdım. Bir kere daha başka bir türlü deneyeceklerini söylediler ve bıraktım yine orada. Yarın alacağım ama muhtemelen elbisemi mahvettiler. Hiç bedelini ödeme taraftarı da değiller anladığım kadarıyla. Yıllardır gittiğim ve paltolarımı, kıyafetlerimi verdiğim yerdi. Oysa ki vermeden önceki haliyle giysem giyilirdi. İki ufak siyah noktaydı.

Öğrenci olduğum için de gidip aynısına o parayı verebilmem imkansız. Her şeyimi de o elbiseye göre almıştım ve giyeceğim düğün Kurban Bayramı'nda. Bu detayı şundan dolayı verdim: Tüketici Hakem Heyeti'ne başvursam ne kadar sürede sonuçlanır? Gidip aynısını alamam. O parayı verebilecek bir durumum yok şu an.

Çalışanlar bir de sinirlerimin bozulduğu için onlara patladığımı ama kendilerinin hatası olmadığını söyleyerek iki kat daha fazla sinirlerimi bozdular. Yıllardır da en çok istediğim elbiseydi. Öğrenci harçlığımla para biriktirerek almıştım. Çantamı, ayakkabımı sırf ona göre aldım. Ciddi anlamda moralim bozuldu.

Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurmayı düşünüyorum ama ne kadar sürede sonuçlanır ki bu?
(3) 

Yuksek Lisans 5. donemde harc odeyen var mi?

asyamaris #836280 
6 Subat 2013'te yururluge giren yeni yasaya gore Yuksek Lisans normal egitim suresi 3 yil oldu. Bircok devlet universitesinden arkadasla gorustuk ve 5. donemde harc odemen kayit yenilediklerini soylediler. Fakat, Ege Universitesi bizden para talep ediliyor. YÖK ile gorustuk ancak hala sonuca ulastirmadilar bu sikayetlerimizi. Hala kayit yenilemedik. Sistemde 129tl harc borcu gorunuyor hepimizde. Altini ciziyorum 5. donem dedim. Yani 3. yil, birinci donem.

Doktorada da benzer durum varmis. Bu sorunu Ege veya baska bir devlet universitesinde yasayan var mi?
(4) 

Yüksek Lisans 3 yıl olduysa harç ne alaka?

asyamaris #835084 
Evet, an itibarı ile sisteme girmemle şok geçirdiğim şey. Enstitüye sorduğumuzda 3 yıl olduğu teyit edilmişti. E iyi de yasal süreyi böylece aşmamışsam sistemde harç borcu görünmesi neden?! (Tezli yüksek lisans)

Edit: Üniversite ve Enstitü - Ege Üni. Sosyal Bilimler Enstitüsü
12  Önceki  Sonraki »

mobil görünümden çık