Ekşi Duyuru

neden oluyor bu koku yahu? bu eve taşındığımızdan beri küçük küçük sivilce çıkıyo yüzümde zaten, suyu yumuşatmak falan mı gerek acaba?

-karttaki gazın bitmesi ve aylık kotanın dolmuş olması durumunda yapılacak bir şey yok mu? ölüyor muyuz? bitmiş kartı bir ay içinde ikinci kez kesinlikle doldurmazlar mı?

-mekanik sayaca geçmek mümkün müdür? yolu nedir?


-mekanik sayaç dururken neden ön ödemeli sayaç diye bi şey var? olayı ne? neden herkes mekanik kullanmıyo? kontör değil bu yani, olmayınca olmuyo, hele ankara soğuğunda.

neyden kaynaklandığın anlaşılamamış ama denize bir gün girdikten sonra günlerce eziyet çekmeme neden olan bir alerji problemim var. bikinin kenarlarının değdiği bölgelerde oluyo. (ayrıca bazı takıları birgünden fazla taktığımda kızarıp kaşınıyor, bi' keresinde pançomun düğmesi yanağımda uyuya kaldığım için iki hafta yüzümün düğme büyüklüğünde bi' kısmı yanmış gibi gezdim. :( )

İlk kez ortaya çıktığında (yaş 14) alerji testi yapıldı ama bi' şey çıkmadı dendi. O yüzden ne aramam gerektiğini bilmiyorum. Tatile gidip yüzememek bi de bikinin değdiği her yerinde kaşıntı/batma hissi yaşamak cidden iğrenç bir şey. Şu sıralar eklem problemleri dolayısıyla doktor yüzmemi önerdi ama havuzda bu problemin ortaya çıkmama olasılığına güvenerek denemek istemiyorum.

Kısaca: Alerji yapmayacak ya da alerji yapma olasılığı diğerlerinden daha düşük hangi materyalden yapılmış bikini alabilirim?

Politik, ekonomik, tarihsel, ne okunması gerekiyosa. Mümkün olduğunca objektif ve konuya hakim olmayan birinin anlayabileceği dilde olursa tadından yenmez.

edit: neredeyse sonu gelmeyecek bir okuma gerektirdiğinin farkındayım. ama bir yerden başlamak lazım. yoksa hep başkalarının yorumlarına muhtaç kalacağım. başlayacak yer önerisi istiyorum sizden.

Vladimir Nabokov'un, Ada ya da Arzu kitabının giriş cümlesi(İletişim yayınlarından, Fatih Özgüven çevirmiş.:

Büyük bir Rus yazarı ünlü bir romanının başında (Anna Karenina...)... "Bütün mutlu aileler az çok birbirinden farklıdır; bütün mutsuz aileler de az çok birbirine benzer," der...

Wikipedia'ya göre o söz şöyle (Benim de aklımda Hedgehog filminden aynı şekilde kalmış.): Happy families are all alike; every unhappy family is unhappy in its own way.

Yani çevirinin tam tersi bir anlam çıkmıyor mu?
Nabokov mu değiştirerek kullanmış diye baktım ama aynı şekilde gözüküyor alıntı. Valla yanlışsa bütün kitabı okuma hevesim kaçtı.

edit: evet nabokov böyle kullanmış. çeviri yanlış değilmiş.

www.ada.auckland.ac.nz

Öncelikle, bilgim sıfıra yakın.

Aslında -kafasına göre kapansa da- nokia express music x3ümü seviyorum ama online müzik dinleyebilmek istiyorum. mesela 8tracksten istediğim kadar dinleyeyim, takılmasın, ne bileyim. Ses kalitesi çok önemli, mümkün müdür bilmiyorum ama x3'e yakın olsa tadından yenmez. (Bi' de internet paketi olayları falan var galiba, nasıl oluyor o?)

300-600 lira aralığında bir şey uygun. Ses kalitesi ve internet bağlantısı dışında bir beklentim yok.

Bir de klasik kulaklık girişi olsa çok çok iyi olur.

Bir yıl önce süt dişimi çektirdim, arkasındaki diş iki üç aydır ufak ufak çıkıyor. Ne yazık ki köpek dişim olduğu için şuan kötü gözüküyo, gülünce falan elimle ağzımı kapatıyorum hep. Diğer köpek dişim de biraz yamuk aksi gibi. Ameliyatla dişi sürükleme ihtimalleri vardı ama geri aranmadım ve zaten diş de kendi kendine çıkmaya başladı o yüzden tamamen çıkmasını beklemekten başka yapacak bir şeyim yok sanırım.

Hızlı çıkması için ne yapabilirim? Süt hiç sevmem ama illa ki işe yarayacaksa içerim. Ne kadar içeyim? Yoğurt falan da olur mu? Ne yapmak lazım?

Yönelebileceği sektöre göre ya da genel olarak hangi yabancı dili bilmek yararlı olur? İngilizceye ek olarak.

öğrenci bütçesine göre.

Ama mouseu hareket ettirebiliyorum. Sadece hiçbir şeye tıklayamıyorum, kapama tuşu haricinde hiçbir tuş yanıt vermiyor. Çok sık oluyor, pat diye laptopı kapatmak zorunda kalıyorum. Nedendir? Ne yapabilirim?

Antivirüs programı da var. Bir kez genel tarama yapıp virüslü dosyaları silmiştim ama bir işe yaramamış sonuç olarak.

Normal kahvaltı saatini epey geçmek, on bir on iki falan. Bu durumda ilk öğün yine kahvaltı gibi mi yapılmalı? Yoksa öğle yemeğiymiş gibi hazırlanmalı?

Kazandığım 4 yıllık lisans bölümüne göre bilgiler girerek başvurmuştum ama şimdi yetenek sınavını kazandığımı öğrendim, onların burs başvurusu eylülde başlıyor(bu yarın bitiyor.). Yani bunu iptal etmem gerek ama bütün bilgileri silince de veli meslek bilgilerini istedi yoksa kaydedip çıkamıyorum. Ben sayfayı ilk açtığımız, hiçbir bilgi girilmemiş haline getirmeye çalışmıştım.

Burs istek kısımlarını boş bırakıp veli meslek kısmını girsem sadece bir şey olur mu sizce? Sonra tekrar başvurabilir miyim? Yoksa şimdi başvurmuşum da yetersiz bilgi girdiğim için alamamışım gibi mi olcak?

Bölüm kısmı dahil her şeyi boş bıraktım. (Bir tek önceliği kısmında boşluk yok, onu da olduğu gibi "anne baba boşanmış" şeklinde bıraktım.)

hani şimdi sezonu komple indiriyoruz ya. böyle bir bölüm tamamlanıp diğerine öyle geçme, bizim de diğer bölümler inerken ilk bölümü izleme şansımız var mı?

Yerine bir dönem fazladan hazırlık okunacak kadar kötü mü? İyi-kötü yanları nelerdir?

Bilkent'tekini merak ediyorum ama genel olarak da paylaşabilirsiniz.

Biraz uzun ve karışık olabilir.

Asıl ilgi alanım resim olup(yetenek sınavına da gireceğim.), üniversitenin ilgilendiğim bir bölümüne girdikten sonra seçmeli derslerde ve yan dalda resimle(ve edebiyat, mitoloji gibi gerçekten öğrenmek istediğim şeylerle) uğraşmak istiyorum. Bilkent'te grafik tasarımla yandal yapma şansım var ve serbest seçmeli olayı da var. Öte yandan Odtü de ç.anadal var ama resimle ilgili bir bölüm yok. Ama kulüpleri var onun da.

Hangisi ilgi alanımda kendimi geliştirmeme daha çok olanak sağlar?

Bölümümü de boşlamayı düşünmüyorum, ikisi de ilgilendiğim şeyler ama Uai uzmanlaşma gerektirdiği için sanırım daha çok ekstra zaman ayırmam gerekiyor. Psikoloji bir meslek olarak daha belirli gibi(yüksek lisans yapınca ki sorun değil.) Ayrıca Uai'nin meslekleri ilgimi çeken şeyler değil.

Öte yandan Bilkent'in burs olayı ve yukarıda bahsettiğim olanakları var. Uluslararası sıralamalarda en üstte. Yurt dışında tanınıyor.

Odtü ise köklü bir üniversite sonuçta. Politik bir duruşu var. Ortamı iyi. Yurt dışıyla anlaşmaları da çok sanırım ama tanınma konusunda bir bilgim yok. Bir de kampüsü kocaman çok güzel tamam ama çok dağınık be.


En özetle; Bilkent'in resim konusunda kendimi geliştirmemi sağlayacağı olanakları ve diğer özellikleri(burs vs.) meslek olarak çok az ama teoride epey ilgilendiğim bir bölümü okumaya değer mi, yoksa istediğim bölümün tuttuğu odtü zaten aynı olanakları hatta daha iyisini sağlar mı?

hipotroidim için verilmişti, kan değerlerim normale dönünce doktor bırakmamı söyledi ama bıraktığımdan beri daha zor uyanıyorum, güm içinde daha çok uyukluyorum ve daha depresif, öfkeli oldum. ilacı kullanmadan önce de böyleydim, hatta daha önce yapılmış ve tiroid değerlerimin normal çıktığı bir kan testi yaptırdığım (iki yıl önce falan.)da yani hipotriodim yokken de psikolojik sorunlarım vardı böyle. ilaçla epey azalmışlar. uyuklama olayı demir eksikliğinden de olabilir diye düşündüm ama bir aydır demir ilacı da kullanıyorum bir etkisi olmadı pek. ferro sanol diye bir şey.

annem doktora bunu söylediğinde, ortaya çıkan bu etkilere başka bi şeyin sebep olması gerektiğini söylemiş. şimdi merak ettiğim, euthyrox'un böyle anti depresan etkileri falan mı var? bu durum da antidepresana mı ihtiyacım var? yoksa kan değerlerim o gün için mi normal çıktı? genelde ömür boyu ya da uzun süreli kullanıldığı yazıyo çünkü her yerde. bir iki ay kullandım ben.