Ekşi Duyuru

3 senedir sigara içiyormuş gibi sigaraya vereceğim parayı kenara atıyordum. bir arkadaşa veriyordum daha doğrusu, o da bunları banka hesabına atıyormuş. 3000 lira gibi para birikmiş. bu parayı yurtdışı tatilinde harcayayım diyorum. ama hiçbir fikir gelmedi aklıma, ne yapsam ne etsem.

bu parayla uzak diyarlara gidilir mi? en yakın küba'ya mesela. 3000 liranız olsaydı nereye giderdiniz?

gezgin arkadaşlar bir el atıversin. ağustos ayı içerisinde 15 günlük bir iznim var. sadece ülke ismi olarak değil de biraz daha detaylı yardım ederseniz çok güzel olur.

birkaç gün sonra istanbul'da olacağım. şimdiye kadar istanbul'a hiç gitmedim. saat 11'de kadıköy'de olmam gerekiyor. sabah 7.30 gibi sabiha gökçen ya da atatürk'e inmeyi planlıyorum. hangisinden daha pratik ve kısa bir şekilde kadıköy'e varabilirim? geç kalma payım kesinlikle yok. taksi fiyatlarına 200 lira diyen bile oldu, bana çok geldi. işte kadıköy dediğim de haydarpaşa garının oralar. yanılmıyorsam. tam orada olmam gerekiyor. ''ee burdan sonra ne yapacaktık lan'' dedirtmeyecek şekilde en temiz ulaşım yöntemi nedir?

bir el atıverin arkadaşlar.

neler var arkadaşlar? gezginler için böyle. yolculuk için pratik bilgiler olabilir, gezi anıları olabilir.

yoldaolmak.com vardı, sonra ticari bir site haline dönünce girilmez oldu. o tarz arıyorum.

bir de işten kaytarmak için bahane arıyorum açıkçası.

duyuru ahalisi, son umudumsunuz. dün de rüyama girdi bu film, izleyeli 2 sene oldu. mutlaka tekrar izlemem gerek.

kuzey avrupa filmi olduğuna eminim. afişinde de bir adamın yüzü olmalıydı hatırladığım kadarıyla. yan yatmış bir yüz olabilirdi. ya da normal.

konusu da takıntılı adamın rutin bi yaşamı. adama her şey batıyor filmde. uyurken dışarıda çalışan iş makinasının sesine sinirleniyor, kapı ziline sinirleniyor, kahve makinasına kızıyor. böyle bir tip.

belki çıkaran olur bir umut.

arkadaşlar baya kararsız kaldım. ikinci el alacağım. 2008 520'ye biniyordum şimdiye kadar ama kaza yaptım, yeni bir tane bakıyorum.

520'ler 2011'de kasa yeniledi, 2013 320'lerde ne özellikler var tam bilmiyorum. siz ne diyorsunuz? hangisini seçerdiniz?

o fiyat aralığında başka marka bir araç da olabilir.

arkadaşlar 30 bin lira civarı bir param var öyle sürekli köşede duran. hiç dokunmadığım. bunu en yakın zamanda dolara çevirtsem suriye olaylarının büyüyeceğini öngörerek, bir kar elde etmesi hayal mi olur? 3-4 bin liralık bir kardan bahsediyorum tabi.

bana bu tarz filmler lazım arkadaşlar. aşk yapmacıklığına inanmayan, evlilikten kaçan ya da evlendiği için pişman olan, çocuk yapmayı düşünmeyen hatta onları sevmeyen. yaptıysa da pişman olan. var mı bu tarz adamların hikayesinin anlatıldığı bir şeyler? yani romantik filmlerin öteki yüzünü arıyorum. gerçek olanı.

''aşk yok, sadakat yalan'' temamız olsun yani.

arkadaşlar bugün gittiğim bir yerin otoparkında bi 3.20 gördüm. önü kabarık ve geniş duruyordu 520 gibi. uzunluğu da eski bmw 320'lere göre biraz uzamış gibiydi. sahibinden.com'daki bmw'lere bakıyorum ama hiç bunun gibi görmedim. şimdi bu bmw 320 hangisi oluyor? hani 320 bildiğin 520 gibi duruyordu. nette baktıklarım fotoğraf diye mi öyle gözüktü acaba gözüme? 520'ye en yakın 320 hangisi? sedan kasa dedikleri midir?

arabalardan pek anlamadığım için böyle düz soruyorum. bi el atıverin.

evet arkadaşlar bana başrolü ya da en azından sağlam bir yan karakteri sarışın olan filmler gerekli. bir el atıverin.

arkadaşlar ben maske koleksiyonu yapıyorum. film karakterleri olsun, özel yapım maskeler olsun her şeyi katmaya çalışıyorum koleksiyona. ben yurtdışından almıştım hepsini. türkiye'de böyle bir bulamadım kargo ile satış yapan. ya da antalya'da. bildiğiniz bir yer var mıdır?

korku filmlerindeki gibi makyaj olarak maske değil de arkadaşlar böyle kubrick'in eyes wide shut filmindeki gibi maskenin fantezi ya da keyfi olarak kullanıldığı filmler arıyorum. var mıdır böyle?

şehir hayatının keşmekeşinin olmadığı, dağ evi, göl kenarı ev, çiftlik, orman evi gibi yerlerde geçen filmler arıyorum arkadaşlar. türü mühim değil.

arkadaşlar ben bildiğiniz araba ve trafik fobisi olan biriyim. ama buna rağmen çevrenin dayatmasıyla sürüce kursuna girdim. mayıs ayında sürücü kursundan dosya aldım. o zamandan beri duruyor. kimisi diyor sağlık raporu alacaksın öyle gideceksin, kimisi başka bir şey diyor.

benim bu dosya geçerliliğini kaybetmesin? ''nasıl erkeksin lan sen ehliyete merakın yok'' lafları iyice bunaltmadan alsam bari şunu.

www.liveleak.com

videonun açıklamasından tam anlayamadım arkadaşlar. büyük ihtimal bi uyuşturucu etkisi. hangi uyuşturucu bu? ya da onlar deli mi?

about schmid gibi arkadaşlar.

yalnız kalması herhangi bir sebebe bağlı olabilir. ne var bu tarz filmler aklınıza gelen?

demin up in the air filmini izledim arkadaşlar, çok beğendim. çoğu filmde kadın güzellemesi, evliliğin yüceliği, aşkın kutsallığına vurgu yapılıyor ama bu beni gerçekten bayıyor.

dediğim kriterlere uygun başka ne tür film vardır mesela aklınıza gelen?

bir film sekansı gibi düşünüyorum bu anı. cevaplarınızı alayım arkadaşlar.

kulağınızda kulaklık, havaalanında bekliyorsunuz, geride bıraktığınız için üzüldüğünüz tek bir kişi bile yok falan.

arkadaşlar genelde yol filmleri arkadaş grubuyla ya da yalnız başına takılan adamları anlatıyor.

sevgilisiyle yola çıkan bir adamın hikayesini anlatan yol filmi var mı bildiğiniz?

uzun bir süredir iç sıkıntımı nasıl yenerim diye düşünüyordum. araba ile yolculuk olarak karar kıldım. yaklaşık 20 bin km yapacağım. bol bol duraklamalı bir yol olacak.

kesin unutma dediğiniz detaylar neler arkadaşlar? buna ek olarak yolu güzelleştirecek şarkı tavsiyelerini neler?

bütçe olarak 4000 dolar koydum. bakalım neler olacak.

www.youtube.com


2012'nin başında ukrayna'ya gitmiştim. hatta bu cinayetin işlendiği yerin yakınına bir yere. ben ukrayna'dayken bu olay yaşandı. bir kız 3 tane nüfuzlu adamın oğulları tarafından yakıldı. kızın eli ve ayakları kesildi. kız 2 hafta direndi, sonra öldü. ülke çapında yankısı büyük oldu. o gün bu gündür aklımdan çıkmıyor o kızın görüntüleri. annesinin ''nasıl hissediyorsun'' diye soruşuna ''kötü anne'' deyip sonra ''ama yaşamak istiyorum'' deyişi. zaman zaman ağlıyorum. biliyorum dünyanın bir sürü yerinde bir sürü şeyler yaşanıyor her gün. ama bu neden böyle oldu ya, neden kardeşim ölmüş gibi 1 senedir aklımdan çıkmıyor bu olay.

mafya bu olayı gerçekleştirenlere ölüm sözü verdi, tutmadı. ukraynalılar bunu yapanların en geç 1 sene içinde serbest kalacağını söylüyor.

ben çok güçlü bir adamdım lan. ne hale geldim böyle? işi gücü bırakıp mağaraya yerleşsem daha fazla mutsuz olamam herhalde. beyler nasıl bir yer oldu bu dünya böyle?

bilmiyorum be. o kız ne yaptı o acıları çekmeyi hak edecek? 1 yıldır depresif ruh halindeyim, hep ölümü düşünüyorum. sanki dünya benim kontrolümde de tüm kötülüklere engel olmalıymışım gibi. keşke yapılacak bir şey olsa. ne bileyim ya. bunları neden yazdım onu bile bilmiyorum.

o çok güzel bi kızdı be sözlük. insanlar neden bu kadar kötü anasını satayım?

mesela yazar olarak aklıma gelenler cesare pavese ve schopenhauer. yönetmen olaraksa gaspar noe var.

var mıdır böyle kadın düşmanı diyebileceğimiz kişiler? siyasetçilerden bahsetmiyorum. onlar ayrı.

aklınıza gelen varsa paylaşıverin arkadaş. bitsin şu araştırmam.

ben böyle bir site vardı diye hatırlıyorum arkadaşlar. bunu site yönetimi değil de, insanlar kendi yapıyordu. mesela bir rus rusça kendi sesiyle rusça kelimelerin telaffuzunu gösteriyordu falan. uyduruyor muyum yoksa gerçekten var mıdır böyle bir site?

tüm kitap öyle olmasa bile büyük bir kısmı gezmekten, hayatının anlamının yollarda olduğundan bahsetse olur arkadaş. var mıdır aklınıza gelen?

jack kerouac - yolda kitabı gibi.

nasıl bir tatil yapsam diye düşünürken aklıma bu geldi arkadaşlar. yolu ve yolculuğu çok seven bir adamım.

acaba diyorum şöyle 4 kişi ve 1 araba bulsam, toplam bütçe 8000 lira civarı olsa, bi berlin yapıp gelebilir miyiz? gerekli izinleri alması zor mudur? sıkıcı mı olur? gümrüklerde sorun çıkar mı? her ülkenin dilini bilmek şart mı? bunlar kafayı kurcalayan sorular tabii.

böyle bi şey yapan gezgin suser yok mudur ki

arkadaşlar, bir saattir bir arkadaşımla bunu tartışıyorum. o rus pasaportum olduğu için alamam diyor, ben de gerekli evrakları teslim edersen alabilirsin diyorum. öyle olmasa, gezginler nasıl her ülkeden bir sonraki gideceği ülkenin vizesini alabiliyor öyle değil mi.

bi aydınlatırsanız sevinirim. avrupa vizesi dediğim şengen işte.

ve ilk kez internetten kredi kartı kullanacağım arkadaşlar.

moskova'da otel ayarlayacağım. iki kişiyiz. bazı otellere bakıyorum, azami kişi sayısı 2 diyor ve bir odanın fiyatını 8 gecelik 2000 lira gösteriyor mesela. bunların o parayı kişi başı istemeleri gibi bir ihtimal var mı yoksa o odanın toplam fiyatı mıdır?

şu tecrübesize bir el atıverin.

arkadaşlar ilk kez baya uzun bir uçak yolculuğu yapacağım. genelde uçak yolculuklarım 3-5 saat arasındadır ama bu sefer 13-14 saat sürecek.

bazen böyle oturduğu yerde afakanlar basan, daralan bir tipim. uçakta uyuyamam. ne önerirsiniz? şöyle yolculuk su gibi akıp geçse.

bu yaşıma kadar nerede çokluk orada sıkıntı düsturuyla hareket ettim. 20 tane az samimi arkadaş değil de, 2 tane çok sağlam dost olsun dedim. iş hayatı da yolunda olsun, aşk hayatı da yolunda olsun böylece dedim. ama insan tuzu kuruyken yalnız olmak istiyormuş, yalnız kalınca anladım bunu.

neyse arkadaşlar, bende biraz gezgin ruhu vardır ama gezi planlamasını pek iyi yapamam. babam kafa izni verdi sağ olsun, kaçayım biraz uzaklara diyorum.

yanıma bir arkadaş bulsam ve toplam bütçemiz 4000 lira olsa. yurtdışı yurtiçi fark etmez, ne yapmalı, ne etmeli? değişik bir şeyler olsun yeter. taa bali'ye de giderim, şuradaki mardine de.

neler var arkadaşlar? esas adamımızın yaşamını bu tarz yerlerde sürdürdüğü filmler arıyorum.

arkadaşlar dünyadaki en sağlam güvenlikli yerler hakkında bir araştırma hazırlamaktayım. nerdeyse o ülkenin başkanının bile izinle girebileceği, önünden geçseniz sizi keklik gibi avlayacakları yerler neresi var bildiğiniz? ''madem girmesi o kadar zor sen nasıl bilgi toplayacaksın'' diyebilirsiniz ama bu yerlerin mevzusu bilgi toplanması değil, içeriye adım atılması.

moskova'daki metro 2 ve vatikan belge odası benim ilk aklıma gelenler.

öyle bir fobi ki arkadaşlar, düşündüğüm zaman elim ayağım titriyor. tüylerim diken diken oluyor. ama tek burun deliğinden nefes alıyorum ama ve galiba burnum biraz yamuk. şekil olarak bir bozukluğu yok ama düz inmiyor böyle biraz sağa doğru iniyor. ameliyat olma vakti geldi gibi.

bu yaştan sonra fobi yenmenin imkanı var mı? burun ameliyatında uyanık mı oluyoruz? yaptıran oldu mu? ne hissettiniz?

şu korkan adamı rahatlatırsanız pek sevinirim.

arkadaşlar merhaba. ben izmir 9 eylül üniversitesinde tıp okuyan ve 2 senedir görüşmediğim bir arkadaşıma sürpriz yapmak istiyorum. böyle pat diye karşısına dikilmek istiyorum, ne işe yarayacak bilmiyorum ama heves ettim :)

sorum şu, taksi ile adnan menderes havaalanından balçova'ya mı yoksa narlıdere'ye mi gideceğim? google map'te tam kavrayamadım. okula yakın bir yurtta kaldığını söylemişti.

nasıl yapayım, nasıl edeyim? taksi ne kadar tutar tahminen?

arkadaşlar uzun bir süredir tek yaşıyorum. evim antalya'nın biraz dışında. son zamanlarda biraz yalnızlık çekmeye başladım. kötü hissediyorum. bir apartmanın son katında yaşıyorum. site. sakin bi yer.

ekonomik durumum iyi. sizce ne tür bir şey almalı? köpek, kedi, kuş? bakımını yapabilir miyim? tuvalet ihtiyacı falan?

bir el atın şu yalnıza.

evet arkadaşlar bunu yapamıyorum bir türlü.

gittim yeni bir bir yemek masası aldım sanki bir halt varmış gibi, ne zamandan yemekten sonra silmeye kalksam iz kalıyor. ne beceriksiz adamım.

cam spreyi kullanıyorum, oda spreyi kullanıyorum, gazete kağıdı kullanıyorum falan hepsi nafile. cam hiç parlamıyor. püf noktası ne beyler bayanlar?

var mı arkadaşlar? çok pis merak içindeyim.

aynı şekilde dortmund.

sadece bir arkadaşım iki takıma 2000 lira bastı. dünya genelinde düşünemiyorum.

türk olur yabancı olur fark etmez arkadaşlar. böyle filmde sık sık arkadaşlarıyla oturup bir şeyler içerken dertleşen adamları anlatan filmler arıyorum.

türlerde biraz değişiklik yapmalı. ne var bu tür arkadaşlar? makinist demeyelim tabi :)

shame ve bothonsome man benim favorilerimden.

ve tabii ki moon.

fazlasıyla bunalıyorum arkadaşlar. şöyle kimseye tek kelime etmeden birkaç günlüğüne kaçamak yapmak istiyorum ama bütçem düşük. 1000 lira civarı. kıbrıs'ı ve rusya'yı ayrı tutarsak, bu paraya iyi bir gezi planı yapabilir miyim?

arkadaşlar vallahi canıma tak etti. yorgun argın eve geliyorum kaç aydır yediğim tek şey patates kızartması, tost, sosis ve makarna ve sucuklı yumurta. fırınım yok sadece ocak var.

ev yemeklerini çok özledim. hangisinden başlasam, ne yapsam?

bardak normal shot bardaklarından öyle büyük değil.

70'lik de pek pahalı yahu. ne yapsam bilemedim.

ilişkiden kastım bildiğiniz sevgililik müessesesi arkadaşlar. woody allen tarzı diyebiliriz bir nevi.

böyle replikleriyle, işlenişiyle falan beni tatmin edebilecek bir şeyler arıyorum.

merak ettim bunu arkadaşlar.

boş içki şişesi koleksiyonu yapan biriyim. aralarında dolu olanları da var. bunları bir bölmede tutuyorum. arada dindar arkadaşlarım gelip gidiyor, demin birisi sordu, ben de size sorayım dedim.

tam olarak böyle filmler aramaktayım arkadaşlar. böyle hayata bir başka bakan, herkesin ''ıyy'' diyeceği şeyleri şiar eylemiş adamları konu alan filmler.

psikopat, sosyopat, tecavüzcü, histerik falan hepsi kabülüm.

örnek vermek gerekirse, shame ya da blue velvet. ya da clockwork orange. naked da olabilir. o tarz. teşekkürler.

sevgilimin babası vefat etmiş, kız da işten izin alıp apar topar moskova'dan noyabrsk'e gidecek. yanına 3 hafta sonra gidebileceğim. zaten deli gibi özlüyorken, dilinin dönmediği türkçe birkaç cümleyle beni araması bana dokandı bana. neyse buraları geçelim canlar.

elimde 3 litrelik votka, nane likörü ve 5-6 tane extra bira var. bunlarla bir karışım denenir mi ki? ya da votka ile ne meze önerirsiniz?

en önemlisi, mide bulantısını önlemek için ne yapmalıyım sizce?

evet genç tarkovskilerim, merak ettim. niye 1 milyon dolar biçtim bilmiyorum. ve başrolünüz kim olsun isterdiniz?

ben türkiye içi bir yol filmi çekerdim sanırım. ben başrol olmasa da filmin bir yerinde mutlaka erkan can'a rol vermek isterdim. başrol olarak
Gökçe Özyol iyi giderdi.

peki ya siz?

porno şakasını ve ''yok ya niye film çekeyim'' şakalarını yapmış olalım :)

telefonuma baktım, en son mesaj 3 hafta önce gelmiş. en son çağrı 2 hafta önce, o da bankadan. yüz yüze muhabbet ettiğim iki insan var uzun süredir, apartman görevlisi ve bakkal nuri abi.
yaşadığım şehri sevmiyorum. çok daralıyorum. yerde yüklü miktar para bulsam ilk yapacağım iş buradaki her şeyi bırakıp moskova ya da peterburg'a göçmek olur.
sevmek istiyorum. dost istiyorum. kaçmak istiyorum. hayatı yaşamak istiyorum artık biraz.
şu anlık hiçbiri yok.

işte hal budur canlar. ne izlesin şimdi bu adam?

elime geçen her parayı potansiyel uçak bileti olarak gören biriyim. yaşadığım şehirde faturalardan başka masrafım yok gibi. bu parayı gezmek için kullanıyorum.

ama arkadaşlar bazen görüyorum ki insanlar, 300 euro'ya avrupa'da 4-5 şehir geziyor falan. ama bunu detaylı araştırınca masraf bir anda artıyor.

hemen şu an 1500 liranız olsa ve bir yurtdışı gezisi düşünseniz, ne yapardınız?

merhaba arkadaşlar. yaklaşık 1 hafta önce rusya'ya gitmeden önce avea'nın yurtdışı için 10 mb internet 30 dakika da konuşma paketlerinden aldım. 3 gün önce beni aradılar. önemli bir durum olduğunu falan söylediler rusya'dayken. 160 lira aşım ücretim varmış. yaklaşık 6-7 dakika 2-3 de sms olarak aşmıştım paketi. eyvallah dedim hadi ödeyeyim. bunu yatırdıktan sonra bu sabah mesaj attılar ödenmesi gereken tutar 606 tl diye. sadece facebook'unu kullandığım bir paketi bu denli efsane bir şekilde aşmam biraz garip geldi. avea'yı aradım, kayda aldıklarını, 2-3 gün içinde geri döneceklerini söylediler. ''isterseniz dava açabilirsiniz belli ki paketlerinizi aşmışsınız'' falan gibi de pişkin cevaplar aldım. aradığımda bana fiyat söylemiyorlar ama mesajla bildiriyorlar. krizlere girmek üzereyim.

son 1 haftanın dökümünü alıp dava açmayı denemeli miyim sizce?

merhaba canlar. şu temposu bile rutinleşen hayatıma bir heyecan getireyim bir doğasever olarak dedim. 20 gün izin aldım peder beyden. önce novosibirsk'e, oradan da sibirya'ya geçip biraz into the wild modunda takılacağız 2 arkadaşla birlikte. lüks konaklama yerlerinde kalmayacağız, biraz kendi başımızın çaresine bakalım diyorum.

''şunu sakın unutma'' dediğiniz bir şey varsa, dinlerim. saygılarımla.

niye böyle oluyor beyler? çok garip bir duygu ya. sanki böyle uyurken kendimi izliyor gibiyim. çok enteresan bir ruh halinde oluyorum uyandıktan sonra. normal mi ki bu.