dün quiche ya da kiş yaptim, yumurtasindan tut, peynirine, kremasina, mantarina kadar binbir türlü hassas gida maddesi kullandim ama insanlik hali unutmusum buzdolabina koymayi. bi 10 saattir mutfakta kalmis bulundu. internette söyle bi göz gezdirdigimda, yersem bunu neredeyse komaya girecegim izlenimi edindim ama pratikte de durum böyle mi? gida zehirlenmesi yasamak istemem ama lezzetli da oldu serefsiz, simdi cöpe atmaya da kiyamiyorum.
normalde her gün tiras oluyorum. hani su bildigimiz mach 3 gibi tiras bicaklariyla oluyordum, ancak hicbir türlü o pürüzsüz diyebilecegimis performansa ulasilamiyor. bir iliski durumu olmadigi icin öyle takiliyordum da simdi garibim kiz arkadasimin yuzu bildiginiz kizariyor, özellikle krem sürmek zorunda kaliyor, biraz da fazla hassas bir cilde sahip. ben de söyle bir arastirdim da jiletle klasik tiras ya da bir baska deyisle su safety razor ile tiras olayina giriseyim diyorum. normalde 3 dakika süren aktiviteyi 10-15 dakikaya cikarmak ne kadar mantikli bilemiyorum ama o kadar övülüyor ki cok sey kacirmisim gibi hissetmeye basladim. hayatimda böyle ekstra ufak bir ritüel de fena olmaz aslinda diye de düsündüm.
ne diyorsunuz? deger mi? performans acisindan müthis bir farklilik var mi? ayrica yüzü kesmek epey kolay mi bunda?
ha bir de sabun mu krem mi kullansam acaba? bugün bunun alisverisine cikayim diyorum.
ne diyorsunuz? deger mi? performans acisindan müthis bir farklilik var mi? ayrica yüzü kesmek epey kolay mi bunda?
ha bir de sabun mu krem mi kullansam acaba? bugün bunun alisverisine cikayim diyorum.
10 senelik macbook pro sizlere ömür. Bu yüzden yeni bilgisayar olayına girişmem gerekiyor ve detaylı bir araştırmanın sonucunda Apple'dan vazgeçmiş bulunarak 1p sene önceye, tekrar pc dünyasına kendime bırakayım diyorum. Bilgisayarı müzik, ses için kullanacağım. Bu hususta Mac'in belli başlı avantajları olsa da son dönemde müzik üreten kesim için doğru adres olmaktan çıkar gibi olduğunu gördüm, dolayısıyla pc konusunda kararım net. Yalnız laptop ve masaüstü arasında gidip geliyordum da masaüstünde karar kıldım diyebilirim. Daha sonra belki bi ipad alırım.
Bu masaüstü konusundaysa nasıl bir yol izlesem diye düşünüyorum. Hani madem toplama bilgisayar olacak, şimdi mesela i7 8400k yerine 6 çekirdekli i5 alsam 2 sene sonra onu yükseltsem, daha mı mantıklı olur? Yani direkt uzun sokuklu düşünmektense diğer parçalarda da bu şekilde mi hareket etsem? Ha bu arada ryzen vs intel sorusu da gelebilir ilerleyen zamanlarda, epey bi araştırma aşamasındayım şu an.
Bu masaüstü konusundaysa nasıl bir yol izlesem diye düşünüyorum. Hani madem toplama bilgisayar olacak, şimdi mesela i7 8400k yerine 6 çekirdekli i5 alsam 2 sene sonra onu yükseltsem, daha mı mantıklı olur? Yani direkt uzun sokuklu düşünmektense diğer parçalarda da bu şekilde mi hareket etsem? Ha bu arada ryzen vs intel sorusu da gelebilir ilerleyen zamanlarda, epey bi araştırma aşamasındayım şu an.
Dün yemek yerken ön alt dişimin iç kısmından çok az bir parça kırılıverdi. Yani herhangi bir çürüğe sebebiyet vermeyecek bir kırık olsa gerek. Dişin herhalde yaklaşık %0.02'si gitmiştir hani ama dilim değiyor ve aşırı kötü bir his. Acaba zamanla alışıyor mu bünye, yoksa dişçiye mi gitmeli şunun için?
Bilet fiyatları malum uçmuş vaziyette. Benimse bu hafta gitmem gerekiyor. Avrupa'ya en ucuz şekilde nasıl uçabilirim? Berlin'e gideceğim. Mesela Pegasus'ta Prag bileti buldum 65 euro'ya, oradan da 17-18 euro'ya otobüsle Berlin düşündüm. Direkt İstanbul - Berlin uçağının yarısından dahi daha azına geliyor. Hem Prag'ı da bi 2-3 saat görmüş olurum. Aklınıza başka bir opsiyon geliyor mu? Hani buradan Atina'ya, oradan Ryanair ile Berlin diye de düşünmedim değil de grevdelermiş, Almanya'da çalışmıyorlar.
Bende Samsung Galaxy Grand Prime isimli telefon var ama bunda Turkcell'in saçma sapan uygulamarı mevcut ve telefonu bi zaman sonra ağırlaştırabiliyor. Ben bunları root ile uğraşmadan nasıl kaldırabilirim?
böyle bir sonucu önceden görmüş olabilir mi? doğru düzgün miting bile yapmadan ipleri eline aldı bir şekilde. ne ayaktır bu bahçeli?
www.tursab.org.tr
mesela bu sitede iletişim bilgileri'ne tıklayınca çıkan sayfadaki bilgileri otomatik alma imkanım var mıdır? yoksa illa tek tek uğraşmalı mı? amaç bu şirketlerin maillerini kopyalamak.
mesela bu sitede iletişim bilgileri'ne tıklayınca çıkan sayfadaki bilgileri otomatik alma imkanım var mıdır? yoksa illa tek tek uğraşmalı mı? amaç bu şirketlerin maillerini kopyalamak.
bir çevre projesi için tanıdık birisi gönüllü olabilecek insanlar arıyor da nerelerden bulur?
bu bahçe için mesela herhangi bi çevre organizasyonu da bir projeyle başvurabilir mi dersiniz? başvurursa umudu olur mu? yoksa ihaleyi cengiz gibi tipler mi kapar direkt?
macbook pro şarj adaptörünün kablosu sağ olsun kedinin çiğnemesi sonucu zedelendi ve şu an alet şarj edemiyor. Kadıköy ve civarında tamir ettirebileceğim bildiğiniz yer var mıdır? Varsa tahminen ne kadar tutar?
böyle bi eleman vardı. şimdi aklıma geldi, ne oldu da bir anda kayboldu? akşam akşam sorasım geldi.
twitter.com
twitter.com
bu doğu şehrinde vakit geçirmiş, yaşamış olanlar var mı? özetle nasıldır işte, ev bulması kolay mıdır, zor mudur mesela, çevresindeki şehirler, erfurt, jena...vs, anlatın gitsin.
aslında duman denilen şeye ergenliğimde nargile ile başlamıştım ve hep cappucino içerdim. hani likit önerisi adına bu bilgiyi paylaşayım. sonra üniversiteyle birlikte ne olduysa nargileyi unutup (modası da geçmişti herhalde o zamanlar) saçma bir şekilde tütüne geçtim. yalnız, paket sigara nadiren tek tük içmeme karşın hiç düzenli içmedim. tadını da sevemedim, keyifle içmezdim. tütündeyse önce golden virginia ile başladım, uzun süre içtim. sonra american spirit'e geçtim, ondan da sonra şu anda pueblo içiyorum. şimdi stresli bir dönemin içerisinde olduğum için iyice abarttım sigarayı ama bırakmak istiyorum. direkt nikotini kesmektense azaltarak bitirmenin mantıklı olacağını düşünerek e-sigara dünyasına atılayım diyorum.
reddit'ten araştırdım, youtube'da birkaç inceleme videosu izledim ve innokin'in giriş setlerinde karar kıldım. t18/20/22s'den bir tanesini alacağım. bunları deneyenler var mı? epey bi övülmüş. aşağıdaki sitede özellliklerine bakabilirsiniz.
www.besserdampfen.de
www.besserdampfen.de
t18 ile t20 arasındaki farkı ise daha sonra araştıracağım. t18 ile t22 ise hemen hemen aynı, tank ve akü farkı var. 10 euroluk farka değer mi dersiniz?
likit olarak tavsiyeniz nedir? burada (almanya) ufak tefek mağazalar görüyordum. gidip deneyerek alabilirim herhalde gerçi, bilmiyorum. onun dışında dikkat etmem gereken şeyler nedir? mesela kaç mg nikotinle başlayayım sizce? miktarı gayet hızlı biçimde düşürmeyi düşünüyorum. öyle sistemi güncelleyerek 3-4 sene e-sigara içme gibi bi amacım yok.
bir de innokin falan dedim de acaba direkt nargile gibi çekilenlerden mi alsam? kesmez mi dersiniz? hangisi daha keyifli? sanki biraz kişisel bir soru oldu bu da gerçi.
okuyorum tabii bi yandan sözlükteki başlığı da ama buraya da sorayım dedim.
reddit'ten araştırdım, youtube'da birkaç inceleme videosu izledim ve innokin'in giriş setlerinde karar kıldım. t18/20/22s'den bir tanesini alacağım. bunları deneyenler var mı? epey bi övülmüş. aşağıdaki sitede özellliklerine bakabilirsiniz.
www.besserdampfen.de
www.besserdampfen.de
t18 ile t20 arasındaki farkı ise daha sonra araştıracağım. t18 ile t22 ise hemen hemen aynı, tank ve akü farkı var. 10 euroluk farka değer mi dersiniz?
likit olarak tavsiyeniz nedir? burada (almanya) ufak tefek mağazalar görüyordum. gidip deneyerek alabilirim herhalde gerçi, bilmiyorum. onun dışında dikkat etmem gereken şeyler nedir? mesela kaç mg nikotinle başlayayım sizce? miktarı gayet hızlı biçimde düşürmeyi düşünüyorum. öyle sistemi güncelleyerek 3-4 sene e-sigara içme gibi bi amacım yok.
bir de innokin falan dedim de acaba direkt nargile gibi çekilenlerden mi alsam? kesmez mi dersiniz? hangisi daha keyifli? sanki biraz kişisel bir soru oldu bu da gerçi.
okuyorum tabii bi yandan sözlükteki başlığı da ama buraya da sorayım dedim.
i.hizliresim.com 
o yandaki kancadan kurdele çiçeği sallandırmak istiyorum da yanındaki şu kabloların iptalini nasıl sağlayabilirim? pek anlamam bu işlerden de. uçlarına elektrik bandı sarmak yeterli midir?

o yandaki kancadan kurdele çiçeği sallandırmak istiyorum da yanındaki şu kabloların iptalini nasıl sağlayabilirim? pek anlamam bu işlerden de. uçlarına elektrik bandı sarmak yeterli midir?
buyrun paylaşın, ilk defa yapacağım ama yemek konularında tecrübem mevcut. bu arada fasulyenin kılçıklı değil de, ince ince olmasını seviyorum. ayrıca salça kullanmak istemiyorum, yaz gelmişken şöyle bol taze domatesle yapasım var. özetle güvendiğiniz bir tarifi paylaşırsanız sevinirim.
yani yarıldı dediğim ufak bi yarık, uzaktan görülmez. bir market girişinde arkadaşı beklerken birisinin uyarısıyla lastiğimden hava sesi geldiğini anladım. bir baktım ki cam parçası girmiş lastiğe, aldım çıkardım, ses gitti, orası öylece açık kaldı. yani iç kısma girmemiş anlaşılan. nitekim o günden sonra 3-4 gün geçti, lastik hala aynı, havasında da bi sorun yok, sürüyorum öyle. markası schwalbe. ne yapsam acaba, yama falan mı yapmalı? ellemeyip kendi haline mi bırakayım? baktım da birkaç tane daha var onun gibi ufak yarıklar. tamam kaliteli olduğunu biliyordum da, ne lastikmiş ha, direniyor kendi çapında.
Cümle şu: "Man ließ dort alle Sorten sehr armer Schwarzer erscheinen."
Sorum olacaktı bu cümleyle alakalı.
Öncelikle lassen fiili erscheinen'a nasıl bir etkide bulunuyor? Sich lassen'ın "yapılabilir" anlamı yüklediğini biliyorum. Bu şekilde olduğundaysa "izin vermek"/to let/permit gibi bir anlama geldiğini sanıyordum da burada bir türlü anlamadım. Ayrıca erscheinen fiili de görünmek ya da belirmek anlamına geliyor olsa gerek. Ya özetle şu cümleyi bi anlatın ya. Basit de bir cümle esasında ama diğer yandan uyuz etti. Şimdi yanlış anlamış olmayayım.
Sorum olacaktı bu cümleyle alakalı.
Öncelikle lassen fiili erscheinen'a nasıl bir etkide bulunuyor? Sich lassen'ın "yapılabilir" anlamı yüklediğini biliyorum. Bu şekilde olduğundaysa "izin vermek"/to let/permit gibi bir anlama geldiğini sanıyordum da burada bir türlü anlamadım. Ayrıca erscheinen fiili de görünmek ya da belirmek anlamına geliyor olsa gerek. Ya özetle şu cümleyi bi anlatın ya. Basit de bir cümle esasında ama diğer yandan uyuz etti. Şimdi yanlış anlamış olmayayım.
dalgınlığım yüzünden böyle bir durum oluştu. süet olduğu için de yüksek ısıda yıkayamıyorum. gerçi başka çaresi yoksa denerim tabii. 60 derecede gidiyormuş küf sanırım. normalde 30'da yıkanıyor o ceket. bu arada görünürde küf falan yok, sadece koku var. var mıdır bunun çözümü? ya da kuru temizleme işe yarıyor mu?
www.parasitenfrei.de
bu linkte şöyle bir şey yazıyor:
"Schließlich stellt sich für den Tierhalter die Frage, ob nun die Tablette oder das Spot-on bei der Entwurmung besser wirkt – Entwurmung von außen oder von innen? Die Antwort: Sowohl eine Entwurmung mit Tabletten als auch mit einfach anzuwendenden Spot-on-Präparaten bekämpft Würmer effektiv. Tierhalter sollten die für sie und ihren Vierbeiner angenehmste und von ihnen bevorzugte Methode wählen. Gleichzeitig sollten sie auf ein breites Spektrum und möglichst auf eine Larvenwirksamkeit bei der Wahl der Wurmkur achten."
Kabaca, iç parazit hapı ile şu bizim dış parazit için kullandığımız damla arasında farkın olmadığını mı söylüyor? Ya da iç parazit için de damla mı varmış? Öte yandan ben gidip iç parazit hapı almaya kalktığımda Wurmkur mu demeliyim? Basit aslında metin ancak kendi dilimde de hakim değilim tabii bu konuya.
Doğru anladığımı varsayarsak da, var mı böyle bir şey cidden? Mesela sadece dış parazit damlası versek yeterli mi ki acaba hayvana? Pek mantıklı gelmedi de.
bu linkte şöyle bir şey yazıyor:
"Schließlich stellt sich für den Tierhalter die Frage, ob nun die Tablette oder das Spot-on bei der Entwurmung besser wirkt – Entwurmung von außen oder von innen? Die Antwort: Sowohl eine Entwurmung mit Tabletten als auch mit einfach anzuwendenden Spot-on-Präparaten bekämpft Würmer effektiv. Tierhalter sollten die für sie und ihren Vierbeiner angenehmste und von ihnen bevorzugte Methode wählen. Gleichzeitig sollten sie auf ein breites Spektrum und möglichst auf eine Larvenwirksamkeit bei der Wahl der Wurmkur achten."
Kabaca, iç parazit hapı ile şu bizim dış parazit için kullandığımız damla arasında farkın olmadığını mı söylüyor? Ya da iç parazit için de damla mı varmış? Öte yandan ben gidip iç parazit hapı almaya kalktığımda Wurmkur mu demeliyim? Basit aslında metin ancak kendi dilimde de hakim değilim tabii bu konuya.
Doğru anladığımı varsayarsak da, var mı böyle bir şey cidden? Mesela sadece dış parazit damlası versek yeterli mi ki acaba hayvana? Pek mantıklı gelmedi de.
etrafa çarpıp düşüyorlar sonra. bu zavallı hayvancıkların amacı ne?
özellikle fransa'da son zamanlarda müslüman karşıtlığı almış başını gidiyor gibi gözükmekte. savaş öncesi yahudilere karşı takınılan tavrın bir benzeri gerçekleşmekte sanki. bu işin sonu nereye varacak?
öte yandan, aklı başında müslümanların ciddi bir biçimde örgütlenip teröre ve tabii bu son ayrımcılıklara karşı net bir duruş sergilemesi ve ses çıkartması gerekmiyor mu? tek tük birilerinin çıkıp da yarım ağızla açıklama yapmasındansa, ayağı yere basan, net tavra sahip, nispeten liberal müslümanların bayrağı ele alması zaruri bir ihtiyaç haline gelmedi mi? ha var tabii bazı dernekler, fransa'da da var mesela islamofobi'ye karşı kolektif mücadele derneği adı altında bir dernek ama etkisizler işte.
özetle, ne olacak, müslümanlar ne yapmalı? ya da ne yaparlarsa yapsınlar bir halt değişmez mi?
öte yandan, aklı başında müslümanların ciddi bir biçimde örgütlenip teröre ve tabii bu son ayrımcılıklara karşı net bir duruş sergilemesi ve ses çıkartması gerekmiyor mu? tek tük birilerinin çıkıp da yarım ağızla açıklama yapmasındansa, ayağı yere basan, net tavra sahip, nispeten liberal müslümanların bayrağı ele alması zaruri bir ihtiyaç haline gelmedi mi? ha var tabii bazı dernekler, fransa'da da var mesela islamofobi'ye karşı kolektif mücadele derneği adı altında bir dernek ama etkisizler işte.
özetle, ne olacak, müslümanlar ne yapmalı? ya da ne yaparlarsa yapsınlar bir halt değişmez mi?
İki de ince anteni var, pek net gözükmüyor fotoğrafta. Baya tatlı bi tip de merak ettim ne olduğunu.
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

eksisozluk.com
bu entry'i yazan ben değilim ama bu durumu ben de fark ettim. sizce de bir tuhaflık yok mu sözlükte? sanki yüzlerce hesap satın alınmış gibi. fark ettiniz mi siz de bunu?
bu entry'i yazan ben değilim ama bu durumu ben de fark ettim. sizce de bir tuhaflık yok mu sözlükte? sanki yüzlerce hesap satın alınmış gibi. fark ettiniz mi siz de bunu?
Yani şu Avusturya'daki bayrak yasağı yalanından bahsediyorum. Yandaşından muhalifine kadar Türkiye'deki tüm basın bayrağın yasaklandığını söylüyor. Halbuki mektubu yazan adama muhalif çizgide olan Türk siyasetçi Meral Karataş bile "yasak falan yok, olması da imkansız, Türk basınında çıkan bu haberlere itibar etmeyiniz" şeklinde cümleler kurmasına karşın kimse nasıl düzeltme yapmaz? Her şeyi bırakıp gazeteci olasım geliyor yahu, cidden tuhaf.
Öncelikle milliyetçi değilimdir, tamamen tarafsız şekilde düşünüyorum ki bu ülkenin ilacı sanki sol değil de islam'dan, islamcılıktan ve serserilikten arınmış, Atatürk ilkelerini kendine kılavuz edinmiş Türk milliyetçiliği. Yani medeni batı ülkelerine de baktığımızda da, hadi Kanada gibi istisna ülkeler hariç, milliyetçilik temeline oturmuş toplumlarla karşılaşıyoruz. Bu temel ise, bizdeki gibi hiçbir şekilde bozulmamış, sarsılmamış. Bizdeyse milli şuur yok, millet kendisini tanımıyor bile. Bu kendini bilememezlik var olduğu sürece hiçbir sol değerin de ülke genelinde karşılık bulabileceği düşüncesinde değilim. Gönül isterdi ki milliyetçilik şu bu olayları 21. yüzyılda artık ömrünü tamamlasın fakat bulunduğumuz coğrafyada bunun yükselmesi gerektiğini savunmaya başladım artık. İslamcı zihniyetle ancak bu yolla mücadele edilebilir. Sizce de bu ülkenin söylediğim gibi bir Türk milliyetçiliğine ihtiyacı yok mu? Merak ediyorum, hem kökten dinci fetöcülere, hem de islamcı Erdoğan rejimine karşı sert bir tavır almış bir örgütlenme var mı? Dediğim biçimde hareket eden, mantıktan, akıldan uzaklaşmayan bir milliyetçilik akımının şu anki yozlaşmış ortamda karşılık bulabilme ihtimali var mıdır? Yani sol karşılık bulamaz, orası kesin, fakat bu türden bir milliyetçilik faydalı olmaz mı dersiniz?
Giden oldu mu Taksim'e? Nasıldı çevre, insan profili...vs? Merakımdan soruyorum.
Fikirlerini duymak isterim. Misal gayet seküler, chp seçmeni, gündemi sadece tv'den takip eden, yaşları 40-50 civarında olan birkaç kişiyle telefonda konuşma fırsatı buldum. Meclisteki birliği ve halkın demokrasiye olan bağlılığını gördüklerinde epey duygulandıklarını, bu olayın ülkede yeni bir sayfa açacağını falan söyleyenler var. Dolayısıyla geleceğe umutla bakan yoğun bir kalabalık var. Bende mi problem var yoksa bu insanlar mı aşırı saf, iyi niyetli? Epey kalabalık bir kitle böyle düşünüyor olsa gerek. Geleceğe dair umudu olanlar ya da olmayanlar, ne düşünüyor bu tip yorumlar hakkında?
Durum ciddi sanki ha. Daha önce böylesinin yaşandığını ben hatırlamıyorum. Öyle normal, anlık bi oyun hevesi falan değil hani. Yurtdışındayım, bulunduğum şehrin polisi esprili bi dilde de olsa uyarıda bulunmuş. Pokemon avlama etkinlikleri düzenlemeye başladı millet. Bi de ufacık ekrandan oynanıyor sonuçta. Daha bu gibi oyunların şu Google Glass tarzında, Microsoft Hololens gibi cihazlarla oynanacağı zamanlar gelecek. Oyunun belki de gerçek zamanlı değişimini sağlayabilecek donanıma sahip yapay zeka gelişecek. Buna göre filmler çekilmeye başlanır. Millet filmin içinde olur cart curt. Daha neler neler. Cidden Pokemon nereye doğru gidiyor? Biz nereye gidiyoruz? Ben mi abartıyorum yoksa?
Yani Pokemon Go ile karşılaştırırsan çok daha keyifli duruyor. Üstelik gerçek. Sırf nostalji mi yani bu Pokemon Go'nun tutmasının sebebi?
tr.wikipedia.org
tr.wikipedia.org
Tamamen merakımdan soruyorum, gelip de tuhaf toplumsal mesajlar vermeye kalkan olmasın diye söylüyorum baştan, zira hümanist de değilimdir, hümanizmin eleştirilmesi gereken birçok noktası olduğunu da düşünüyorum. Yalnız bu lafın artık iyice geniş kesimlerce küfür olarak kullanılması sizce de tuhaf değil mi? "Ilık götlü hümanist" nedir yahu. Ha Yahudi dölü ha bu dandik küfür. Yenilerden tatlı su solcusu güzel mesela bence.
Neyse var mı başka bir kültürde böyle bi küfür? Ciddi soruyorum.
Neyse var mı başka bir kültürde böyle bi küfür? Ciddi soruyorum.
Devlet, Suriyelilerin geçici olmadığını az çok belli etti de entegrasyon konusunda ciddi adımlar atıyor mu peki? Buna dair herhangi bir proje var mı? Yoksa zamana bırakıp Avrupa ülkelerindeki Ortadoğulularda görüldüğü gibi ufak tefek paralel toplumların oluşmasını mı bekleyecek? Yani atıyorum, Kürtlerin ağırlıkta yaşadığı mahalleler mevcut bizde mesela, fakat tamamen başka bir dilin hakim olduğu, kültürel olarak da farklılığın yaşandığı izole alanlar pek yok hani. Sanırım bi Afrikalı göçmenleri sayabiliriz, onları da görmüyoruz bile.
Yani Suriyelilerin entegre olmaları için çaba göstermek mi daha faydalı olur yoksa paralel toplum kurmalarını beklemek mi? Bu nispeten izole alanların oluşması entegrasyondan daha mı iyi sonuç verir sizce?
Yani Suriyelilerin entegre olmaları için çaba göstermek mi daha faydalı olur yoksa paralel toplum kurmalarını beklemek mi? Bu nispeten izole alanların oluşması entegrasyondan daha mı iyi sonuç verir sizce?
Son zamanlarda bunu istisnasız her gün yaşıyorum. Ha bu sayede kişiyle karşılıklı gülümseme imkanımız da oluyor, hoş bir şey ama tuhaf gelmeye başladı. Normal mi bunu bu kadar sık yaşamak? Siz de her gün yaşıyor musunuz?
Ayrıca asıl cevabını merak ettiğim soru da Almanca bilenlere gelsin. Bu durumun Almanca karşılığı var mı? Kesin Almanca bir kelime vardır bunun için. Nasıl bulabiliriz?
Ayrıca asıl cevabını merak ettiğim soru da Almanca bilenlere gelsin. Bu durumun Almanca karşılığı var mı? Kesin Almanca bir kelime vardır bunun için. Nasıl bulabiliriz?
Yani düşündüğümüzde ebediyen acıların en büyüğünü çekeceğimiz aşikar. O kadar büyük ki akla mantığa sığmıyor. İnançlı insanlar için böylesi bir acı çekeceğimiz garantiyken verdikleri tepki bana oldukça hafif geliyor. Yani dizini bir yere çarptığında bile "vah yavrum, çok acıdı mı?" diye sorup telaşlanan kişinin konu cehennem olduğunda fazla ciddiye almamasının sebebi tam olarak bu kavramı içselleştirmemiş olması mıdır acaba? Tuhaf değil mi sizce de bu durum? Şimdi oturup da "neden bana üzülmüyorlar!" gibi bir tavır içerisinde değilim tabii, nitekim duygusuz biri sayılırım aslında. Sadece çok tuhaf geliyor bana bu. Yani mesela beni teröristlerin kaçırdığını öğrendiğinde kahrolacak olan kişinin cehennem konusunda aynı tavrı göstermemesinin sebebini merak ediyorum. Misal aramızda bulunan inançlı kişiler, ateist yakınları için kahroluyor mu? Boş bir üzüntüden bahsetmiyorum, baya baya buhrana girmesi gerekmiyor mu kişinin?
cloud.camper.com 
mesela burada iki delik atlanmış. bu şekilde tabii ki rahat yapmak: i.hizliresim.com
ancak fotoğrafta tekli gidilmiş. nasıl başarmışlar lan? gerizekalıyım galiba.
ya da ayakkabı bağlanmayacak mı yani?

mesela burada iki delik atlanmış. bu şekilde tabii ki rahat yapmak: i.hizliresim.com

ancak fotoğrafta tekli gidilmiş. nasıl başarmışlar lan? gerizekalıyım galiba.
ya da ayakkabı bağlanmayacak mı yani?
Kimsenin ne giydiğiyle ilgilenmem, amacım kesinlikle milletin giyimine karışmak ya da insanları hor görmek falan değil, sadece merakımdan soruyorum. Sonuçta çarşaf dediğimiz şeyler simsiyahlar ya da koyu renkteler ve kalın da gözüküyorlar epey. Sıcak havalarda çarşaflı kadın gördüğümde de dikkatimi çekiyor, ben tişört-şort ile bunalırken o insanlar gayet de memnun gözüküyorlar. Hangi tür kumaş kullanılıyor çarşaflarda? Özel bir olayı var mı? Mesela yazın keten çarşaf falan mı giyiliyor, ne oluyor?
Tamamen objektif bakmaya kalksak İstanbul söylendiği gibi gizemli, çekici bir şehir mi? Özellikle gizemli kısmına dikkat çekerim. Yabancıların en fazla üzerinde durduğu konu da bu gizemi. Tamam, Ümraniye'ye gitmiyor sonuçta onlar ancak bana örneğin Aksaray da leş gibi geliyor. Halbuki Aksaray'da zaman geçirmiş bir Sırp asıllı Alman kadın bayılarak anlatıyor oraları. Biz alıştığımız için mi bize çekilmez geliyor bu şehir? Tek açıklamamız buysa eğer, şehir aslında güzel fakat biz mi sıkıldık yani? Mesela Parisli de kendi şehrinden şikayet edip duruyor. Olay bu mudur?
Sahurda çalınan davuldan bahsediyorum tabii ki. Şu davul inadından vazgeçip atıyorum akordeona geçilse fena olmaz mıydı? Ya da bas klarnet... En sevdiğim enstrümandır kendisi. Hem tamam milletin gönlü olsun diye gelenek devam etsin hem de fazla rahatsız etmeyen bir enstrüman olsun. Akordeonun da bir zaman sonra kafa sikme potansiyeli var gerçi ama bas klarnet sabahtan akşama kadar dinlenebilir kanımca. En azından bir belediye denese şunu aslında, ne dersiniz?
Biraz daha kıyıda köşede kalmış, Woody Allen filmlerine benzeyen tarzda günlük hayatı konu alan Alman filmleri arıyorum. Yani kesinlikle savaşı ve Hitler dönemini konu alan filmler önermeyin, gına geldi. Mesela şu film istediğim tarzdaydı: www.imdb.com Ya da bugün Herr Lehmann diye bir film kiraladım, baktığıma göre benlik olabilir, akşam zaman bulursam izleyeceğim. Fatih Akın'ın hiçbir filmini izlemedim bu arada. Başlasam mı acaba? Fazla aksiyonluymuş ya da aksiyon yoksa da fazla duygusalmış gibi geliyor sanki onun filmleri, yani sıradan karakterler ve olaylardan ziyade hep bir ekstrem durum söz konusu sanırım ama emin değilim de tabii. Almanca öğreniyorum da bu yüzden aksiyondan ziyade bol diyalog olması tercihimdir.
Ha bu arada Der Tatortreiniger dizisini de biliyorum ama Almanca altyazı bulamadığım için biraz zorlandım izlerken. Yoksa istediğim tarza yakın bir diziydi aslında.
Ha bu arada Der Tatortreiniger dizisini de biliyorum ama Almanca altyazı bulamadığım için biraz zorlandım izlerken. Yoksa istediğim tarza yakın bir diziydi aslında.
Farklı yerlerde üç farklı Mısırlıyla tanışma fırsatı buldum ve üçü de İngilizceyi baya akıcı konuşuyordu. Ortamda anadili İngilizce olanlar da vardı, onlar da baya şaşırdılar. Tarihteki İngiliz sömürgesi muhabbeti şu bu tamam da nasıl bir sistemden geçiyor bu insanlar? Yani Türkiye'nin yapamadığı neyi uyguluyorlar da eğitimli Mısırlılar bu denli iyi İngilizce konuşabiliyor? Tuhaf geldi bana.
Malum, patatesin doyurucu bir besin olduğu aşikar ancak kızartması için pek aynı şeyi söyleyemeyiz: www.diabetesnet.com
Normalde almanların bratkartoffeln dedikleri tarzda, biraz zeytinyağında soğan, sarımsak ve ceşitli baharatlarla birlikte kavurarak tüketiyorum patatesi ve baya tok tutuyor cidden. Peki aynı şeyi tavada değil de fırında yapsam bu özelliğinde bir değişiklik olur mu? Yoksa sadece kızartma için mi geçerli bu durum?
Normalde almanların bratkartoffeln dedikleri tarzda, biraz zeytinyağında soğan, sarımsak ve ceşitli baharatlarla birlikte kavurarak tüketiyorum patatesi ve baya tok tutuyor cidden. Peki aynı şeyi tavada değil de fırında yapsam bu özelliğinde bir değişiklik olur mu? Yoksa sadece kızartma için mi geçerli bu durum?
Neden hiçbir yerde yaygın değil ki bu? Ömrümde hiç kaymışlığım yok ama uzaktan bakınca çok pratik geliyor lan. Çantada taşı, çıkarıp tak, sal kendini mesela Bostancı'dan Kadıköy'e kadar, hop iskeledesin, karşıya geç. Yoksa çok mu yorucu? Mesela iyi öğrenilse hayatı kolaylaştırmaz mı?
"... her an her yerde..."
Merak ettim, "her an her yer" ikilemeye mi giriyor? Havadan sudan gibi... Şöyle bir baktım da virgül koyan var, koymayan var. Nedir bunun aslı? Virgülsüz olmalı sanki.
Merak ettim, "her an her yer" ikilemeye mi giriyor? Havadan sudan gibi... Şöyle bir baktım da virgül koyan var, koymayan var. Nedir bunun aslı? Virgülsüz olmalı sanki.
Düşününce asker çantası sonuçta, çoğu çantadan dayanıklıdır diye düşünüyor insan ama diğer yandan da ucuz olmaları kafa karıştırıyor. Üzerinde reklam panosu gibi marka falan yazmaması, tipleri hoşuma gitti. Basit şehir hayatında kullanmak için alınası geldi bana, kullanan oldu mu hiç?
örnekler:
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
örnekler:
i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

bir sandviç yedim bu sabah almanya'da, ekmeği tam istediğim gibiydi. ideal sandviç ekmeğini buldum resmen.
özelliklerini sayacak olursam; ufak, üçgen, dışı çıtır (ama klasik ekmek çıtırlığı gibi değil, daha farklı), içi yumuşacık, kalınca, pofuduk bir ekmek. aldığım yere bir daha gittiğimde soracağım tabii ismini ama belki bilen vardır, epey bilinen bir şeydir de benim cehaletimdir belki diye sorayım istedim.
özelliklerini sayacak olursam; ufak, üçgen, dışı çıtır (ama klasik ekmek çıtırlığı gibi değil, daha farklı), içi yumuşacık, kalınca, pofuduk bir ekmek. aldığım yere bir daha gittiğimde soracağım tabii ismini ama belki bilen vardır, epey bilinen bir şeydir de benim cehaletimdir belki diye sorayım istedim.
ne yapsak da düzeltsek şu cümleyi acaba? bir cümle kurmak istedim, eline yüzüne bulaştırdım galiba.
"Ich stehe auf dem Standpunkt, dass es wirklich wichtig um gemeinsam Lust zu haben ist."
"Ich stehe auf dem Standpunkt, dass es wirklich wichtig um gemeinsam Lust zu haben ist."
misal, kimse tarihini bilmeseydi, tarih diye bir şey olmasaydı insanlık bugün ne durumda olurdu? hatta bırakın tarihi, kimsenin dilinde geçmiş zaman diye bir şey olmasaydı ne değişirdi? 7 yaşındaki meraklı çocuk sorusu gibi oldu, farkındayım ama idare edin.
Bir etkinliğe katılacağım da öğrenci bileti diye bir şey var fakat içeriği pek yazılmamış. Benim öğrenci belgem falan yok ancak öğrenci vizem var ve bir dil kursuna kayıtlıyım. Şimdi bu öğrenci biletinin dil kursunda öğrenci olanları da kapsayıp kapsamadığını sormak istiyorum.
"Gelten die Studentenpreise auch für die Leute, die im Sprachkurs Deutsch lernen?"
Sanki biraz tuhaf oldu yahu, nasıl sorsam ki acaba?
"Gelten die Studentenpreise auch für die Leute, die im Sprachkurs Deutsch lernen?"
Sanki biraz tuhaf oldu yahu, nasıl sorsam ki acaba?
merak ettim de bilen olabilir belki. hani almanlar her durumla alakalı bir kelime buldukları için sormak istedim. mesela hasta olacağınızı hissedersiniz ya, o durum için bir kelime mevcut mu almancada?
yani "erkältung im anmarsch"ın tek kelimelik karşılığı var mı?
yani "erkältung im anmarsch"ın tek kelimelik karşılığı var mı?
yurtdışındayım da şöyle kiliseye gidip keyifle bach dinlemek istiyorum. mesela bir kilise buldum, bach çalıyorlar da giriş ücretsiz, isteyen bağış yapabilir gibi bir şey denmiş. acaba bu bağış olayında yazılı olmayan bir usül var mıdır? yani vermezsen çok ayıp olur gibisinden. bir din düşmanı olarak kiliseye bağış yapasım gelmiyor ancak ortada müzisyenler de var. neyse durum bu şekilde.
derdimle ilişkiye girmek isteyenler; meydan sizin.
derdimle ilişkiye girmek isteyenler; meydan sizin.