Ekşi Duyuru

Eşimin ilgi alanında, online danışmanlık vereceği bir instagram hesabı açtık.

eş dost üzerinden 150 takipçiye ulaştık. sponsporlu gönderiler ile 250 civarı takipçi oldu. yani tanımadığımız +100 takipçi geldi 2 hafta içerisinde.

takipçi satın almadım. takipçi satın almadan bu hesabı daha nasıl büyütebiliriz. 2 hafta içinde +100 takipçi iyi geldi bence, harcadığımız tutar reklam için 300-400 lira bir şey. gözüme de çok gelmedi.

hashtag olayları instagram için hala etkili mi? paylaşımlar yapılırken keşfete düşmesi için tüyolar var mı? yoksa sponsorlu işlerle devam edelim mi biz?

aklımızda aylık çekiliş yapma düşüncesi var. her ay yapılacağını söyleyeceğimiz için de takipten çıkılmasın istiyoruz çekiliş sonrası.

instagram'a uzak kaldım bir süre diye yapısını unutmuşum zaten. gönderilerde az etkileşim oluyor ama reels'lar çok daha etkili gibi geldi ama devamlı reels atmak da bilemedim...

Şu yapacaklarım yeterli olur mu?

- haftada 1 gün, o da atıyorum çarşamba günü, 1 gün öncesinden haber vermek şartı ile 19-20 saatleri arası evi gösterebilirsiniz, bunun dışında müsait değilim.

- satılık ilanını evin penceresini kapatacak şekilde yapıştıramazsınız, balkon demirine sarkacak şekilde asabilirsiniz.

zırt pırt rahatsız edilmek istemiyorum.

yaklaşık 200 dairelik sitede en pahalıya oturan 10 kişiden birisiyim, 5-6 ayda bir sahibinden.com'daki en tepe fiyatı isteyen bir adamla muhatap durumdayım çünkü. kendisine temel sınırlar dışında yardımcı olmak istemiyorum.

ikisi de düz model.

13 - 36 bin lira
14 - 44 bin lira

8 bin lira fark var. ne diyorsunuz?

V11 ya da V15 çok pahalı. 10-12 bin liralık bütçeler için alınabilecek en iyi dikey süpürge hangisi sizce?

Annemle babamın oturduğu evin bitişiğindeki binayı kepçe yıkarken bizim de bir odanın duvarını yıkmışlar. Ortalık toz içinde kalmış ama adamların tek dediği "yıkım bitince yaparız"

Babam da pek anlamaz bu işlerden. Zorla polis çağırıp tutanak tutturduk. Adamlardan da tarih istettim, yarım ya da öbür gün yaparız demişler ama ev toz içinde. Annem yaşlı mümkün değil tüm evi bugün temizlesin, uyusunlar.

Ev zaten odadaki yıkım yüzünden buz gibidir şimdi, kombiyi ne kadar açarlarsa açsınlar.

Mağdur olmamaları için ne yapabiliriz bilgisi olan var mıdır acaba?

Starbucks hesabına para yüklemek isterken 6 ay önce çalınan kredi kartımı seçtim yanlışlıkla. Onay SMS'i de gelince fark etmeyip devam ettim. Tak diye "çalıntı kart ile işlem" gibi bir uyarı verdi, uygulamaya para yüklememi engelledi diğer kartlarımla da.

Starbucks müşteri hizmetleri "bizle alakalı değil, masterpass ile görüşeceksiniz" diyor. Gerçekten de masterpass ile kayıtlı karttan yükleme yaptığım hiçbir mecradan işlem yapamıyorum zaten.

Masterpass de o kartın son 6 hanesini istiyor ama son 4 hanesini biliyorum ben, çünkü kart çalınınca gitti. Kayıtlı durduğu siteler de son 4 haneyi gösteriyor sadece. Ben de komple masterpass hesabımı sildim. Ama hala işlem yapamıyorum :/

Starbucks uygulamasının bankalardan daha güvenli çalışması gözlerimi yaşattı ama online cüzdan uygulamalarını artık kullanamıcam mı :/

Gelecek yıl yapılacak olan Jean Monnet için sınava hazırlanıyorum. Ielts için kursa gidiyorum. İlgili fasıl için okumalar vs yapıyorum şimdiden. Havaya girdim tam.

Ama benim lisans ortalamam 2.35 :/

Kimisi "kazanırsan bursla gideceksin zaten, ilk 100deki üniversiteleri secmezsin olur biter" diyor. Ama bursu kazanmadan önce en az 2 okuldan kabul de almam gerekiyor.

Ne diyorsunuz? Hiç mi şansım yok?

Şimdiki süreç nasıl olacak acaba?

tüm ev sahiplerinden özür dilerim ama;

eksisozluk1923.com

Bu entry'de belirttiğim gibi, iyi niyetli bir yaklaşım göstermeyi geçtim, sıfır sorun çıkartan bana karşı ev sahibinin kötü niyetli yaklaştığını görüyorum. Bu yüzden olabildiğince tüm haklarımı kullanmayı düşünüyorum.

Bilgiler; ev sahibinin bölgede, çok daha iyi bir yerde, çok daha iyi bir sitede daha dairesi var. Ben 2 yıllık kiracıyım. Ev sahibim "kendi oturacağını" gerekçe göstererek deprem bölgesinden taşınacağını söylüyor tebligatta. Ki telefonda bana çoktan taşındığını söylemişti aslında ama neyse.

Mümkünse bu yaklaşıma karşı süreci uzatmak istiyorum ben. Tahliye taahhütnamesi ile değil, ihtiyaç nedeniyle tahliye talebi var. Neler yapabilirim?

Klasik korku filmi evi tipinde büyük bir evde geçiyor. Sanırım bir kız bir erkek çocukları olan aile bu eve taşınıyor.

Evde çeşitli varlıklar aileyi rahatsız ediyor. Bu varlıklar ışıktan hiç hoşlanmıyorlar. Tek bir ışık huzmesi bile olmaması lazım. Sürekli söndürmeye çalışıyorlar. Çaresizlikten mutfaktaki ocağın ışığını bile kullanmaya çalışıyorlar kurtulmaya uğraşırken. Filmin sonuna doğru evde kilitli kalıyorlar ve sabaha karşı kaçmayı başarıyorlar. Birisi araba ile onları alıp kurtarıyor. Fakat bu kurtaran kişi de aslında kötücül varlıklardan. Bu arada evden ailenin tamamı kurtulamamış olabilir.

Umarım bu bilgiler yeterli olur. Uzun zamandır bulamadım. 'Karanlıktan Korkma' filmini söyleyen olmuştu. Benzer özellikleri var fakat o da değil.

Şarkı scream vokal ile başlıyordu. 15 sene önce falan dinlediğim bir şarkıydı. Şöyle ilk saniyesinden irkilecek şekilde bir vokal ile başlıyordu. 8-10 saniye süren bir sekans, sonra normal tempolu bir şarkı.

Bu kadar bilgi ile hatirlanabilir mi bu parça? :/

Eşimin 5 yıllık ısrarları sonucu 1 yaşında bi kedi sahiplendik. Ama sahiplendigimiz gunden beri uyku başta olmak uzere hayat kalitem inanılmaz düştü. Her şeye ayak uydurmaya çalışıyorum, bakım için eşime de yardımcı oluyorum ama benim bu hayatta en önem verdiğim şey, uyku. Kedi eve geldiğinden beri aralıksız 3 saat uyuyamadım.

En önemli sebep ve bu soruyu sorma sebebim şu, bu hayvanın kapılara vurma huyunu nasıl engelleyebiliriz?

Yatak odasına girmesini istemiyodum, her gün yatak odasının kapısına tak tak vurmaya tırmalamaya başladı diye "tamam girsin" dedim. İçeri girince bu defa da dolap kapaklarını her gece tırmalamaya başladı. Koridordaki dolaplara vuruyor,yatak odasının dolaplarina vuruyor. Gece 1den sonra evden duyulan tek ses "tak tak tak" sesleri. Dayanılacak gibi değil artık. Her güne uykusuzluktan mutsuz uyanmaya başladım.

Kulak tıkacı aldım, rahatım dedim artik, bu defa uyurken ayaklarimi tırmalıyor. Uyandirmanin yolunu buluyor.

Gündüz yoralım dedik, degisen bi sey yok. 1 tam gün takip ettim, gündüz her uyumak istediginde uyandırdım ki gece uyusun ama yok.

"Gece uyusun" seklinde bi istegim yok bu arada. Tek istegim gece kapilara dolaplara vurmasin. Bunu nasil engelleyecegim ben? Tum kapilara dolaplara peluş kılıf kaplatmak tek çözüm mü?

Selanik'ten Napoli'ye uçuşumuz var ekim ayında. Bu konuda birkaç sorum var, ilk olarak Ryanair ile ilgili;

- Dikkat etmem gereken noktalar nelerdir? Sadece sırt çantası ile uçuşu yapacağız. Çantanın boyutları uygun. Check-in için son 24 saatte online işlem yapsak yeterli oluyor değil mi?

- Schengen bölgesi içinde seyahat edeceğiz, pasaport kontrolü vs olmuyor diyorlar. Ama havaalanında dutyfree'yi kullanabilecek miyiz mesela Napoli'den Selanik'e geri dönerken? yoksa iç hat gibi olacağı için o bölgeye girişimiz olmayacak mı?

Diğer sorularım Napoli ile ilgil;

1-) Herkes "aman götünüzü keserler" diyor. Başkaları da "yahu o güvenlik kaygısı güdenler batı avrupalı, siz çok şımarmayın yeter" diyor.

Ben bu Napoli'de hangi bölgede otel tutayım. "şu sokaktan ötesi tehlikeli" gibi youtube videoları yüzünden oteli henüz tutmadım. Nerede tutayım? Tavsiye ettiğiniz bir bölge var mı?

2-) 1 gece napoli, 1 gece pompei, 4 gece salerno gibi bir plan yaptık. Salerno'daki 4 günümüzde de her gün amalfi, sorento taraflarına gideceğiz. 3 yıldır deniz tatili yapamadık bi türlü, bu yüzden çoğunluğu oraya vereceğiz ama;

Ekim ayında deniz nasıl olur, hava durumuna baktık o tarihlerde 25-26 derece gösteriyor. Denize girilir mi?

3-) bölge için başka tavsiyesi olanlardan da tavsiye alabilirsem süper olur.

2017-2020 arası Fiat Egea almayı düşünüyoruz ama kullanıcı tecrübelerine ihtiyacımız var?

Ne düşünüyorsunuz? Bir miktar kredi kullanılacağı için 2015 yıl ve üzeri modellere bakıyordum. Egea'ların daha yeni modelleri fiyatıyla da cezbetti.

Sizlerin görüşleri nelerdir?

Daha önce İtalya'ya gittik, Yunanistan'a ise hiç gitmedik.

Otel fiyatlari sacma olmasaydı gözümüz kapalı yine İtalya derdik ama Roma ya da Napoli'deki şehir içi, Tarlabaşı gibi bölgelerin otelleri bile çok pahalı. Yunanistan'da ise kıyı şeridinde çok güzel ve uygun fiyatli oteller var. Hatta şöyle söyleyeyim yarı fiyatına deniz manzarali otellerde kalinabiliyor.

Eşim de ben de gezmeyi severiz, bir taraftan İtalya'yi tekrar gezmek çekici geliuor ama bi şeylerden kısıp gezmemiz gerekecek. Yunanistan'da ise altımızda araba, çok güzel tatli tatli gezeriz gibi geliyor ama 2-3 nokta dışında bi gezi haritası çıkartamıyoruz.

Sizin önerileriniz var mıdır bu noktada? Yunanistan'da Parga çok güzel geldi mesela fotograflardan, o tarz baska küçük tatil noktaları var mi?

Tesekkurler, mobilden yazdim, yazim hatalari icin kusura bakmayin.

Kullanan arkadaslarin yorumlarini alabilir miyim? Yaklasik 1000 lira fark var aralarinda deger mi? Ya da 2000-2500 butce ile alınabilecek en iyi akilli saat nedir?

Diploma notu 75/100
Gano 2,3/4

Cok sacma bir farklilik yok mu? Sebebi ne olabilir bu puan cevirisinin? Herhangi bir yuksek lisanz basvurusunda hangisi gecerli kabul ediliyor?

Çooooook uzun zamandır bilgisayar almamıştım. İşlemci, ekran kartı her şeyi unutmuşum. Mevcut bilgisayarım 10 yıllık..

Temel kullanımlar için kullanılacak bir laptop ihtiyacımız hasıl oldu. 7-8 bin liralık paralara nasıl bir diz üstü alınır?

Huawei Matebooklar ilgimi çekti biraz. 8 gb ram, 256 gb ssd falan var. i5 işlemcili. iş görür mü?

3-4 yıllık macbooklar ikinci el olarak da 8 civarına satılıyor ama ikinci el, şu halimle çok dolandırılmaya müsait olurum.

fikriniz nedir?

Mesleki surec hakkinda danismak istedigim bazi noktalar var. Mesaj atarsaniz cok sevinirim

Is yerindeki bilgisayara kurduk 1 mb boyutundaki fotografi bile 2 saatte aciyor.

Islemci: intel xeon e5 1650
Ram: 16 gb
Ekran karti: amd firepro w7000

Yaziyor. Saniyorum kotu bi bilgisayar degil. En ufak fotografi acarken bile donuyor uygulama.

Merhaba,

Babam, evde sadece tabletten gazete okumak için internet kullanıyordu. Türk Telekom'un devlet destekli en ucuz internetini aylık 35 liraya kullanıyordu. 4 mbps gibi bir hız var, düşünün o kadar temel paketle bile memnundu.

Şimdi taahhütü bitiyor, "artık böyle bir paketimiz yok" demişler kendisine. ne satın alabilirim bunun yerine?

önerdikleri en ucuz fiyat yalın internet ücreti dahil olmadan 80 lira, onu da dahil edince 100 liralara geliyor. kablonetin işe yarayabilecek 40-50 liralık paketleri var ama oturdukları bölgeyi kapsamıyor.

akıllı telefon kullanmıyor, o yüzden ona göre mobil internet paketi de alamıyoruz. tavsiye edebileceğiniz paketler var mı?

Bu normal bir durum mu? Aşı yaptığım kolda koltuk altımda ceviz büyüklüğünde bir şişlik oldu çünkü.

Çocukken maddi olarak fazlaydi ailemize, o yüzden taktiramamislardi. Simdi 30 yasina geldim, taktirayim diyorum. Kalitesi, özelliği muhakkak farklıdır her birinin ama asagi yukari kac para bunlar su anda?

www.eksiduyuru.com

bu duyuruda sormuştum. şimdi 3-5 alternatif arasında ev bakıyorum. 1 ay içinde başlayacağım işe, o yüzden önümüzdeki 20 gün içinde tutmam gerekiyor evi.

metro güzergahına bakıyorum, her ne kadar atandığım kurumun servisi olsa da yine de yeri dolayısıyla metronun dibinde olmasa da şöyle 1-2 km yarıçap belirleyerek bakıyorum genelde.

eryaman 1-2 metro durağı çevresi
eryaman 5 metro durağı çevresi
istanbul yolu metro durağı çevresi
botanik metro durağı çevresi

şimdilik buralarda site içi evlere bakıyorum. batıkent metro durağının çevresinde genelde eski evler var diye oraya pek bakmıyorum.

şunu istiyorum şu an. bu yerlere alternatif nereler olabilir? mesela hastane durağı çevresinde güzel siteler varmış, mehmet akif ersoy mahallesi diye geçiyor, az ev çıkıyor oradan ama yine de bir miktar kafamızda alternatif oluşturdu.

bunun gibi, ankarayı bilmediğimden şimdilik yukarıda saydığım yerlere takılı kaldım durdum. hep aynı evlere bakıyorum sanki.

Geçen sene bi oyun konsolu aldım, pandemi ile birlikte güzel güzel oyunlar oynarım diye hayal ediyordum ama hiç öyle olmadı.

pes, fifa ve araba yarışı oyunları dışında hiçbir oyunu oynayamıyorum. anında midem bulanıyor, başım dönüyor, kusma hissi geliyor. baktım ekşide bile başlığı varmış bu durumun "fps oynarken midenin bulanması" diye sayfalarca entry var, çok kişi muzdarip.

bunun bir çözümü falan yok mudur ya ben de call of duty oynamak istiyorum, korku oyunları oynamak istiyorum, battlefield oynamak istiyorum :/

oyun videolarını izlerken bu kadar olmuyor ama kendim oynadığımda çok daha fazla oluyor.

Ankamall'e yakın bir yerde iş yeri. Başka bir şehirden gelip Ankara'ya yerleşicem. Bir tek Eryaman'ı biliyorum, güzel de yerler sakin geliyor ama herkes uzak olur oralar diyor. Nereler olabilir başka?

önceden media playerlar üzerinden kullandığım birkaç dosya var, swf uzantılı. şimdi flash player işareti çıkıyor açmaya çalışınca.

flash player'ın olayı bitti biliyorum ama ben bu dosyaları artık nasıl kullanabilirim? birkaç tane swf player isimli dosyalar indirdim ama hepsinde de aynı flash player logolu hata görüntüsü çıkıyor :/

Bir türlü başlama motivasyonunu edinemiyorum. Geçen aylarda ingilizce hikaye kitapları ile başladım, iyi de gidiyordum ama yds için konu çalışma özelinde nereden, nasıl başlayacağımı bulamadım diye o motivasyonu da kaybettim.

KPSS'ye hayvan gibi kastım, iyi de bir puan aldım. Çünkü ne yapmam gerektiğini biliyordum. Kendime göre güzel bir plan oturttum, 3-4 aylık bir çalışmayla istediğimi aldım.

Ama YDS için başlangıcı yapamıyorum. Elimde Cesur Öztürk'ün kitapları var, ağır geliyor başlama için. Ayrıca kitaplarını nasıl kullanacağımı da bilmiyorum. Hani "eline sözlüğü alıp, öyle çalışacaksın" , yoksa "önce şu şu konuları bilip öyle başlayacaksın" gibi bir şeyin denmesi gerekiyor gibi geliyor ama direkt bodoslama dalıyorum sanki.

Akın Dil'in birçok kaynağı da var elimde. Onun dışında -sevgili Akın Dil özür dilerim- 160 gb'lık bir online eğitim seti de elimde. Ama bunu da nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

YDS seviyem son girdiğim sınavda 48'di. Bunu 70'e çekmek çoğu kişi için "yapılır" durumda. Ama bir başlangıç noktası bulamadım bir türlü kendime. Elimdeki kaynak bolluğu yüzünden boğuluyorum sanki gibi geliyor.

Başarılı olmuş bir yöntemi olan var mı acaba?

Geçen ekside debe'ye girmisti. Sevgilisinin eski esiyle ilgili seyler yazmisti diye. Uzun bir sure yuzunu kimseye gostermemisti ilk ciktiginda. Guzel bir kadin degildi diye cok laf çıkmıştı da simdi bir ton estetik yapti sanirim.

Pucca gibi birisiydi cok unlu neydi adi?

Annem başka şehirde yönlendirmeye çalışıyorum.

Grip aşısına uygun olup olmadığını kontrol etmek için e-nabıza girmem gerekiyor
E-nabıza girmem için e-devlet şifresi gerekiyor
E-devlet şifresi alması için PTT'ye gitmesi gerekiyor
PTT'ye girmesi için HES kodu alması lazım
HES kodu için e-devlet şifresi gerekiyor

İşgüzarlık mı ortada? Babamın hes kodu var o gidip alayım demiş, kişinin kendisi gelmesi lazım demişler. Biz bu işe nasıl bakıcaz?

İngilizcem iyi değil, geliştirmeye çalışıyorum. Şu sıralar zaten meşgale arıyordum kendime. Tüm boş zamanımı İngilizce ile dolduruyorum.

Ama gerek önceden sınavlara çalışırken gerekse de şimdi kendi kendime çalışırken farkettiğim şey; ben makale, araştırma, köşe yazısı gibi şeyleri okurken çok yoruluyorum. Yani bilmiyorum, başım ağrıyor, bildiğin yazıyla savaşıyorum. Anlamak için kasıyorum, 1-2 okumadan sonra da pilim bitiyor.

Ben en azından bu konuda bi alışkanlık olması için İngilizce hikaye kitapları okusam diyorum. Hiç kendimi yüksekte görmeden stage 1'lerden başlayayım diyorum hatta. Birkaç tanesine baktım hızlıca bayağı basit geldi gözüme ama dediğim gibi hiç yoktan alışmak için stage 1-2-3-4 diye tüm serileri okusam diyorum.

Bunun benim okumama, İngilizce düşünmeme, o makale okumaya çalışırkenki cebelleşmelerime faydası olur mu?

duşakabinin sürgülü kapılarından birisi eşimin üstüne patladı. diğer kapı da güven vermiyor artık o yüzden.

sadece kapıları değişmek istiyorum. iki sabit cam kısmı kalacak, sürgülü kapılar plastik mika malzemeden olacak.

ama sorduğum duşakabinciler inatla "abi mikayı taşımaz o" diyor. lan camı taşıyan iskelet mikayı niye taşımasın? ben bir şeyi yanlış mı düşünüyorum :/

komple set satmak için mi diyorlar yoksa bildikleri bir şey mi var bunların?

30 yaşından sonra gelecege dönük olarak hangi bölümde okunabilir?

Suanda zaten bir universitede calisiyorum memur olarak, calistigim universitede tip ve eczacilik harici butun bolumlere yetecek puanı da alabilirim gibi geliyor.

Esit agirlikciyim, matematige yatkinligim var. Bu yuzden sozel ve esitagirlik puanlari icin 450 üstü, sayisal puanlar icin 350 ustu puanlar alabilirim. Bu da calistigim yerdeki programlara yetiyor. Bilgisayar-yazilim muhendisligi, beslenme diyetetik, havacilik ve uzay bilimleri acilacak orasi olabilir. Psikoloji ya da hukuk olabilir. Taban puanlara baktim, kac netle alinabilecegine baktim, yani olur gibi geldi.

Ne diyorsunuz? Universite okuyacagina kursa git de diyebilirsimiz, hak da veriyorum ama hazir zaten calisiyorum ve çalıştıgım yerde bir programda okumak hem kolay hem avantajli olabilir gibi geliyor.

Bir kedi 14 gün yemek yemeden, su içmeden yaşayabilir mi?

Kilerimizi 2 haftadir, kilidini değiştirip kapattik. Penceresi kapali, kapi kapali ve kilitli, anahtar da baskasinda yok, dediğimgibi zaten yeni degistirdim. 14 gün boyunca eşim, ben ya da baskasi girmedik hic.

Bugün eve girerken pencerede, kilerin içinde bir kedi gördüm. Kileri aradim, taradim, kutularin icinde kediyi buldum. 5 tane de yavru yapmis.. ve yavrularin hepsi yaşıyor.

14 gun bir kedi nasil yasayabilir? Yavrulari nasil hayatta kalabilir? Cok saskinim gercekten. Yavrular 3-5 günlük gibi ama nasil oluyor anlamadim. Acaba yer ararken mi kilitledim ben bunu?

Feci vicdan azabi cekiyorum. Yemini, suyunu koydum. Sulandirip süt de koyucam. Pencereyi kasten simdilik acmadim, yavrular kendilerine gelene kadar da acmayacagim. Disaridan kediler zarar vermesin diye. Yemlerini sularini devamli koycam, kum da koycam pencereyo acana kadar. Baska ne yapabilirim?

Not: kilerde her yeri kapatirken 14 gun once hayvan falan girmis mi diye icime dogmus gibi kontrol da etmistim, cok kutu var diye birinin altina girmis sanirim.

2-3 liraya eczanelerden aliyorduk ama dunku yasaktan sonra eczaneler satmiyor, kalmadi diyorlar. Sistem tam baslamadigi icin ucretsiz dagitan da yok. Pazara, markete de burada maskesiz almiyorlar.

Nereden maske bulacağız?

Herkes sıralı bir şekilde yazıyor; ateş, nefes zorluğu, halsizlik vs. şeklinde ama bunun net bir şekilde ilk semptomu falan yok mu? Yani tam mevsim geçişi, çoğu kişide benzer belirtiler var zaten, önceki yıllarda da olurdu. boğazlar hafiften dolu zaten, öksürük desen o da keza aynı.

mesela "ilk başta yüksek ateş çıkıyor" diyebilir miyiz? ya da benzer şekilde "ilk başta şu şu olur, peşinden de şu gelirse sıkıntı başlar" diyeceğimiz ne var mesela?

+18'lik bir pil bitmesi değil. Aşırı yoruluyorum arkadaş. İşim öyle yoğun değil ama akşam eve gidip yemeği yiyince şöyle bir 7'de uyuyup sabah 7'de kalkıyorum.

Uykunun köpeği bir insanım ama ders çalışmam lazım, zaman zaman sosyalleşmem lazım ama olmuyor.

Salonun ışığı beyaz ışıktı, baş ağrısı yapıyor diye hemen uyuyordum. Değiştirip sarı ışık yaptım, şimdi loş ışık gibi oldu, çok daha güzel uyuyorum. Hayatımda neyi değiştirsem uyku için bir sebep oluyor.

Askere gider bir düzen oturturum bu uyku için diyordum, dünyanın en rahat askerliğini günde 10-12 saat uyuyarak yaptım 6 ay boyunca, o günden sonra daha da uykucu oldum.

Eşim supradyn gibi vitaminler önerdi ama öyle çok bir işe yaradığını duymadım çevremde.

Var mıdır bir önerisi olan :/

- site giriş kapısı
- site otopark giriş kapısı
- bahçeye kamelya
- çatı tamiratı
- atık su giderinin yapımı
- bahçe sulama sistemi
- yangın tüplerinin yenilenmesi

cevap "hiçbiri" olabilir mi? bir tek yangın tüpü olabilir gibi geliyor bana.

Çok hızlı geçti her şey. Çok bir şey anlamadım. Hikaye güzel de dizi olarak sanki gereksiz hızlı geçirmişler. Anladıklarımı söyleyeyim, hata var mı bakabilir misiniz?

Witcher: Annesi witcher olması için feda etmiş, mutasyona uğratılmış. Büyücüler herhalde belirli bir dönemde bir sürü witcher yapmış, artık yapamıyor, bu da kalan 3-5 witcher'dan birisi.

Yennefer: Kamburlu ezik bir kızken, ne ara özgüvenli, "yakarım yıkarım, güç için her şeyi feda ederim" moduna girdi anlamadım. Kız "içindeki kaosu çıkar" denince ejderhaya döndü ama "nerden öğrendin bu edebiyatı" diye sorup duruyorum. Sevişmesinden gına geldi, ileri ala ala izler oldum kendisinin sahneleri. Her gördüğü erkeğin dudağına yaklaşan, gücünü neyden aldığını anlamadığım birisi.

Triss: Herkes oyuncu seçimini eleştirince, dedim herhalde önemli bir karakter olacak. Yere dokundukça büyü yapan, diğer büyücülerden farkının ne olduğunu anlamadığım birisi. Olayı ne anlamadım, witcher'la karşılaştığı zamanda da gücü, olayı ne ipucu alamadım.

Ciri: çok tatlı kız ama çığlık atıyor, millet bayılıyor. herhalde başka modlara girince de kendisine zarar vermek isteyen, istemeyen herkesi bir şekilde öldürüyor (ama nasıl?) okuduğum kadarıyla boyut açıp kapatan bir özelliği varmış ama "dünya için çok önemli birisi" deniyor ama "niye önemli" olduğunu anlamadım gitti.

Kraliçe Calanthe: "ölmemiş miydi?" diye izleye izleye, en sonunda "hee o o zaman değilmiş" düşüncesinden ancak sıyrılabildim.

Cahir: kıl kuyruk bir tip. amacı ne onu da anlamadım. özel yetenekleri var mı onu da anlamadım.

Nilfgaard: ekşide başlığı var, içerikte de google'dan görüldüğü kadarıyla bir şeyler yazıyor ama başlığa girilmiyor bir türlü? bu sorun bende mi var sadece? başlığa bakıp olaylarını anlayayım dedim, olmadı.

şimdilik aklıma gelenler bunlar, daha da var anlamadığım ama Jaskier ile witcher'ın sahneleri dışında çok da ısınamadım :/

Geçen bir duyuru açmıştım, çalıştığım kurumun aracıyla başka bir arabanın farını çatlattım diye tutanak falan tuttuk,kurum aracı olduğu için aracın sigortası ödeyecek. Tutanakta şoför benim ama sigorta, araç bilgisi vs.hersey kiralamanın yapıldığı yere ait.

Ama benim kendi aracım için olan trafik sigortasına etkisi oluyor mu o kazanın? 5.basamaktaydim. tekrar 4.basamak gibi mi ödeyeceğim? Kimisi olur, kimisi olmaz diyor. Kafam karıştı biraz.

Çalıştığım kurumun aracıyla kaza yaptım da, geri geri çıkarken arkamdaki aracın ön far camı kırıldı, bir de ufak tefek çizikler. Far kirilmasa tutanak bile tutmayacaktık hatta.

Vurduğum araç da başka bir kurumun aracı.

Iki aracın kaskosu da var sigortası da var.

Acele etmemiz gerekiyordu diye hızlı hızlı doldurduk tutanağı, ikinci nüshayı falan almadım. Ilk defa yaptım zaten napcagimi da bilmiyordum, adam "bizim aracın bilgisini de doldurur size gonderirim" dedi.

Ben başka bir şey yapacak miyim? Bir gerginlik bir üzüntü var üstümde:/

Kredi kartımdan offline olarak 100 liraya yakın işlem yapıldığını söylüyor banka. Söylediği tarihte bu tarz bir harcamam da olmadı.

Bankaya nereden çekilmiş diyorum cevap yok, saat soruyorum cevap yok. bakiyeden düşmüş ama dönemiçi harcamalarda falan da görülmüyor.

yani banka bakiyemden 100 lirayı düşürmüş ama kimin ne zaman çektiğini hiçbirimiz bilmiyoruz. Ne zaman görürüz sorusunun cevabı da belli değil. sonraki ekstreniz de olabilir, bu ekstreniz de olabilir belli olmaz diyorlar.

Nedir bu offline işlem? şikayetvar'da tonla şikayet var konuyla ilgili. banka "bizim hatamız" diyip iade de ediyor, "yapmışsın işte harcamayı" diye üste de çıkabiliyormuş. mevzu nasıl oluyor şimdi bilgisi olan var mı?

Erkekler için satılıyor mu? Kadınlar için,

n11scdn.akamaized.net

şu tarz şeyler var ama bunun erkek için olanı var mıdır? iş yerinde kazağın altına, lazım oldukça takıcam da.

Gömlek üstü kazak/triko çok kasıyor, rahat edemiyorum. O yüzden tek giyip, lazım oldukça bunu takarım diyorum.

Yazlık olarak bu beş lastikten hangisini almak daha iyi olur?

Fiyat olarak en ucuzu Milestone, 4 tanesi 800 lira. Diğerleri 1000-1100 arası. Hepsi 2019 üretimi.

Ama mesela Bridgestone da var. 2016 üretimi lastik, yukarıdakilerin 2019'ları ile aynı para. 3-4 yıl eski üretim, fark yapar mı?

Şimdi aşağıda italya'da araç kiralamak duyurusu görünce aklıma geldi.

Yurtdışında araç kiralayınca alış ve bırakış noktaları farklı olunca ekstra ücret alınıyor. Hele ki farklı bir ülke olursa daha da büyük bir tutar alınıyor. Şimdi baktım, iki farklı ülke olunca 1 haftalık araç kiralama 7 bin lira. a sınıfı küçük araçlar hem de. sanırım kiralarken geçirilen ekstra sigortalar dahil bile değil bu 7 bin liraya. Diğer taraftan yakıt için de yine 1500-2000 verilecek. oldu sana 9 bin lira. bunun yanında araç kiralayacağın ülkeye, türkiye'den uçakla gidiş dönüşün var, 2-3 bin lira da oradan, dünya para yaptı daha konaklamadan, yeme-içme olmadan.

bu tutarlar yerine konaklaya konaklaya, araçla çıkıp avrupa'nın en batısına kadar gitmek bile daha mantıklı. tam depo yakıtla 800-900 km gitsek, 10-11 depoya 10 bin kilometre yol yapıyoruz ki, 10 depoyu doldurma maliyeti güncel kura baksak bile 3-4 bin lira. 4-5 bin liraya da güzel güzel konaklama yapılabilir. yani sadece araç kiralayınca cepten çıkacak para, güzel bir tatil parası etmez mi?

bunun prosedür açısından mı sıkıntıları var? niye tercih edilmiyor ki? gelecek yaz yapma fikri var aklımda çünkü, bir şey mi kaçırıyorum diye düşündüm.

Şimdi bizde 2 sultan papağanı, 2 tane de muhabbet kuşu var. Bayağı da gürültücüler, ev panayır gibi.

Bunun üstüne sultan papağanları 5 tane yumurta bıraktılar. İnternette baktığım kadarıyla "yarısı boş çıkar iyi ısıtamadıkları için" deniyor ama bizimkiler askeri disiplinle 12 saat - 12 saat vardiya yapıyorlar. Yumurtaları 1 saniye boş bırakmadan, kıçlarıyla da sık sık döndüre döndüre ısıtıyorlar.

Ve görünen o ki 5 yumurtayı da çıkartmaya bayağı bir niyetliler.

Ama sorun şu ki evde 9 kuş olursa... yani kabus gibi olur herhalde. Yaşadığım küçük şehirde de sahiplendirme imkanı olacağını sanmıyorum. Ne yapılabilir? 2-3 tanesini petshop'a falan verebilir miyim? Alışveriş yaptığımız temiz, güzel bir yer vardı, ona "sana vereyim bunların bir kısmını" desem garipsenir mi?

Mesela Mesut Süre ile İlişki Testinde hoşuma giden birkaç bölümü indirdim. Rabarba programındaki Fazlı Polat'la yaptığı yayınların kaydını aldım.

Sizin de sevdiğiniz radyo programları ya da farklı türde programlar var mı?

Herkes Adrasan taraflarında Suluada turuna git diyor ama ben yüzme bilmiyorum. Bu tekne turlarında da sığ denizin ortasında bile yüzdürüyorlar milleti, bazen de kıyıya yanaşıyor.

Bir defa eşimle başka bir tekne turuna gitmiştik. Emekli albay gibi teknede "hayatım çok açılma" diyip duruyordum, zerre keyif almamıştım.

Burası için ayrı çok özel bir şey var mı yoksa yine derin derin sularda "hadi yüzün" mü diyorlar?

Jant kapağının arkasında şöyle kahverengi şekilde bayağı belli oluyor. Uğraşayım dedim, çevremde birkaç içi içerdeki disklere falan zarar verirsin, kimyasal şeyler sonuçta dedi. Bunları gidermenin bir yolu var mı?

Köfte, kıyma, sucuk, biftek gibi ürünlerini alıp evde kullanan var mı buralarda? Migros gibi süpermarketlerden daha uygun fiyata veriyor. Yaşadığım yerde de düzgün işini layığıyla yapan bir kasap bulamadım bir türlü.

Çocuğa konur mu sizce? Fonetiği çok hoşuma gidiyor. Fatma Girik'in Köroğlu filmindeki söyleyiş tarzı yüzünden belki bilmiyorum :D

İlerde çocuk olursa diyerek eşimle konuşurken aklıma çok yattı, aksi gibi eşim de bayağı "öyle isim mi olur ya" diye sert muhalefet yapınca...

Bence benim de adımın Ali olması dışında, sorunsuz bir isim, siz ne diyorsunuz?