Fotoğraftaki şekil yedek dişli parçaları Ankara'da, olmadı İstanbul'da nerede bulabilirim?
Faust'un Türkçe çevirisinde 1. Kısım, 5. Perdede (benim elimdeki çeviride bu 5. Perde "Auerbach'ın Leipzig'deki Meyhanesi" diye çevrilmiş) sürekli tekrarlanan bir nakarat var. Yine bendeki tercümede "Aşk kavurmuş gibi bedenini" diye geçiyor o nakarat. Elinde Faust çevirisi olan bir yardımsever varsa bir bakabilir mi, belki başka tercümelerde farklı çevrilmiştir?
Hakkat kafam durdu. 26 acres diye geçen bir alan büyüklüğünü metrekare cinsinden nasıl ifade edeceğim? İnternetten baktım 105217 küsüratlı bir ölçüm veriyor. 105217 metrekare yani, değil mi? Metinde bahsedilen alan sanki daha küçüktü. Bu rakam fazla büyük geldi, kafam karıştı.
Türkçe'de oturmuş bir karşılığı var mı bunun? Elle çalıştırılan kamera diyeceğim, ama bu eski tür kamera modellerine aşina olmayan birine bir şey ifade etmez herhalde.
Bilmeyenler için şudur elle çalıştırılan kamera:
www.google.com.tr
Bilmeyenler için şudur elle çalıştırılan kamera:
www.google.com.tr
Şimdi durum şu: İstanbul'dayım, evimi kapatıyorum. Pazartesi sabah elektrikle doğalgazı kapattıracağım. Açtırırken alınan depozito geri ödeniyor ya. Onu vezneden alabiliyor muyum hemen? Bir arkadaşım banka hesap bilgilerinle git, oraya yatırılıyor dedi, kafamı karıştırdı.
Bir de İgdaş yeni sistem getirmiş, internetten de kapatma talimatı verilebiliyormuş. Banka hesap bilgileri falan giriliyor işte, depozitoyu öyle ödüyorlar. Bununla kapatan var mı? Kaç gün içinde hesaba geçiriyorlar acaba depozitoyu? İstanbul'dan temelli ayrılacağım için bir sorun çıksa halledebilecek durumda olmayacağım, bir vukuat olur mu emin olamıyorum.
Bir de İgdaş yeni sistem getirmiş, internetten de kapatma talimatı verilebiliyormuş. Banka hesap bilgileri falan giriliyor işte, depozitoyu öyle ödüyorlar. Bununla kapatan var mı? Kaç gün içinde hesaba geçiriyorlar acaba depozitoyu? İstanbul'dan temelli ayrılacağım için bir sorun çıksa halledebilecek durumda olmayacağım, bir vukuat olur mu emin olamıyorum.
Kadıköy'ü pek bilmiyorum. Beşiktaş iskelesinin oradan tarif verebilecek birisi olursa pek makbule geçer. Taksiye mi atlasam gitsem acaba diye düşünüyorum bazen, ama çok yazar mı iskeleden?
Haritası şurada:
www.google.com!4m6!1m3!3m2!1s0x14cac65966781aa3:0x59febfea4c124356!2sR%C4%B1ht%C4%B1m+Vergi+Dairesi!3m1!1s0x14cac65966781aa3:0x59febfea4c124356?hl=tr
Haritası şurada:
www.google.com!4m6!1m3!3m2!1s0x14cac65966781aa3:0x59febfea4c124356!2sR%C4%B1ht%C4%B1m+Vergi+Dairesi!3m1!1s0x14cac65966781aa3:0x59febfea4c124356?hl=tr
İstanbul'dan Ankara'ya gitmek için araç kiralayacağım, ama aracı gerisin geri İstanbul'a getirmek yerine Ankara'da bırakmak istesem, bu tür hizmetler veren şirketler var mı?
Sabah 9'da uçağım var iç hatlardan. 8'de gitsem bavul vermesi bilmemnesi yetişir herhalde. 8'de orada olmak için taksim'den 7'deki havataş'a binsem yetişir miyim? sabah trafiğini bilmiyorum hiç.
bu şiiri hangi kitapta yayımlanıyor ilk, bilen var mı? yayımlandığı yılı bulmaya çalışıyorum asıl, bir türlü bulamadım.
Büyük şehirlerin orta yerinde artık pek yok, ama eskiden daha yaygındı malum bu eskici olayı. Evden bir şeyi verip karşılığında mandal, leğen falan alırdı insanlar, genelde ev hanımları.
Çok abuk görüneceğinin farkındayım ama insan ne verse eskici karşılığında bir leğen ve bir mutfak bıçağı verir? Maddi olarak pek kıymeti olmayan, hatırası olan bir eşya düşünüyorum, tıkandım kaldım.
Çok abuk görüneceğinin farkındayım ama insan ne verse eskici karşılığında bir leğen ve bir mutfak bıçağı verir? Maddi olarak pek kıymeti olmayan, hatırası olan bir eşya düşünüyorum, tıkandım kaldım.
üst limiti 75 dolar mıydı? kitap siparişi vericem, 50 pound tutuyor. Takılır mı gümrükte?
gidebileceğim bir yer önerebilecek olan var mı? dişçiye çektirenler de oluyormuş. ama sanırım cerrahiye gitsem daha iyi olacak dişler gömülü olduğu için. doktor önerisi olanlar varsa çok makbule geçer.
Tam hurafe de değil belki ama çocukluktaki "tabağında kalan pilav tanesi kadar çocuğun olur bak"ın yetişkinlikteki gelişmiş uyarlamalarından aklınıza gelen ne var?
Benim aklıma iki tanesi geliyor. Biri "çok güldük, kesin ağlıycaz." Diğeri de sessizlik olduğunda söylenen "kız çocuk doğdu" lafı.
Benim aklıma iki tanesi geliyor. Biri "çok güldük, kesin ağlıycaz." Diğeri de sessizlik olduğunda söylenen "kız çocuk doğdu" lafı.
Şu iki cümle için bir çeviri öneriniz var mı?
"Songs are thoughts which are sung out with the breath when people let themselves be moved by a great force . . . When the words that we need shoot up of themselves, we have a new song."
"Songs are thoughts which are sung out with the breath when people let themselves be moved by a great force . . . When the words that we need shoot up of themselves, we have a new song."
Bu aralar şehir temalı filmler izlemeye çalışıyorum. Şehir temalı derken, daha ziyade şehirli yaşam tarzı, bunun insana kattığı tuhaflıklar ve bilhassa da şehirde yabancılarla karşılaşma ve ilişki kurma biçimleriyle ilgili filmler. Geçenlerde bir arkadaşım "Medianeras"ı önerdi mesela, pek güzel oldu. Birebir buna benzer filmler olmasa da, bu bahsettiğim mevzulara değinen film önerileriniz var mı?
Uzun yıllardır kendi kendime çanta, takı vs. yapmakla uğraşıyorum keyfine. Yakın zaman önce acaba talibi çıkar mı diye meraklanıp İstanbul'da bu tür şeyler satan birkaç yerle görüşüp bir denemede bulundum. Vallahi de çıktı alıcısı. Aslında bununla tam zamanlı uğraşacak durumum yok, öğrenci insanım, başka işlerim var. Ama bazen internette bu tür şeyler satan sitelere rastladıkça hafiften bir gaz oluyor. Bilen bilir, o sitelerde insanlar kendi butik/dükkan/vs. isimleriyle satış yapıyorlar.
Benim merak ettiğim husus, böyle satış yapabilmek için ne yapmak gerektiği. Yanlış hatırlamıyorsam birkaç yıl önce internetten satış yapan kişilere bir vurgun olmuştu, vergi ödemedikleri gerekçesiyle. Yüklü cezalar kesilmişti. Makbuz/fiş verebiliyor olmak lazım sanırım, öyle değil mi? Onu yapabilmek için de şirket vs. falan mı kurmak lazım, nedir? İşi bilen biri kabaca bir özetleyebilir mi acep bana?
Benim merak ettiğim husus, böyle satış yapabilmek için ne yapmak gerektiği. Yanlış hatırlamıyorsam birkaç yıl önce internetten satış yapan kişilere bir vurgun olmuştu, vergi ödemedikleri gerekçesiyle. Yüklü cezalar kesilmişti. Makbuz/fiş verebiliyor olmak lazım sanırım, öyle değil mi? Onu yapabilmek için de şirket vs. falan mı kurmak lazım, nedir? İşi bilen biri kabaca bir özetleyebilir mi acep bana?
"kerchiefed" demiş bir sözlükte ama uygun mudur? sekülarizm üzerine akademik bir makalenin çevirisinde geçiyor. "wearing a headscarf" yerine daha kısa bir tabirle karşılamak daha uygun olacak. kerchiefed'e ilk kez rastladım hayatımda, ne kadar karşılıyor bilmiyorum.
Merhabalar,
Toefl'a girmem gerekiyor. Daha önce İstanbul'da sınava girdiğim yerler ya kalkmış ya da belki seçtiğim tarih aralıklarında yoklar. Evime görece yakın iki tane yer gösteriyor. Bir tanesi İstanbul Ticaret Üniversitesi. Diğeri de Şişli'de ITTS İstanbul diye bir yer. Bazı Toefl merkezleri felaket oluyor malum. Bu iki yeri bilen, şurada gir, daha iyidir diyebilecek olan var mı?
Bir de sınav tarihlerinin araları bayağı bir açılmış en son girdiğimden beri. Eskiden sanki çabucak başvurup girebiliyorduk. Şimdi en yakın 11 Ocak gösteriyor. 11 Ocak'ta girdiğim sınav sonuçları Şubat başına yetişir mi? Ne kadar sürüyordu sonuçların gelmesi, hiç hatırlamıyorum.
Toefl'a girmem gerekiyor. Daha önce İstanbul'da sınava girdiğim yerler ya kalkmış ya da belki seçtiğim tarih aralıklarında yoklar. Evime görece yakın iki tane yer gösteriyor. Bir tanesi İstanbul Ticaret Üniversitesi. Diğeri de Şişli'de ITTS İstanbul diye bir yer. Bazı Toefl merkezleri felaket oluyor malum. Bu iki yeri bilen, şurada gir, daha iyidir diyebilecek olan var mı?
Bir de sınav tarihlerinin araları bayağı bir açılmış en son girdiğimden beri. Eskiden sanki çabucak başvurup girebiliyorduk. Şimdi en yakın 11 Ocak gösteriyor. 11 Ocak'ta girdiğim sınav sonuçları Şubat başına yetişir mi? Ne kadar sürüyordu sonuçların gelmesi, hiç hatırlamıyorum.
fırını kullanması biraz meşakkatli. tost makinesinin ızgara kısmı var, ama orada balık pişirecek olursam, ters tarafta pişirmeme rağmen bir hafta boyunca tosttan balık kokusu alıyorum. balığı pişirme kağıdına koysam, soğanını, limonunu vesairesini içine atsam, tavanın da kapağını kapasam, olur mu acep? olursa da her balık olur mu?
var mı? yarın sabah 6'da kalkıp havaalanına gideceğim. bir saat uyku kârdır. telefon bilgisayarda olduğu gibi kendi kendine mi güncelleniyordu, biz kendimiz mi değiştiriyorduk, hiç hatırlamıyorum.
Merhabalar. Bir seyahatname çeviriyorum. Bir "harfte" takıldım, bir türlü jeton düşmüyor. Pasaj şöyle:
"Dès 19 H. (640) les Arabes occupent, en même temps que le Tûr ‘Abdîn et Dara, la forteresse de Mardin. Elle passe de mains en mains, appartient aux Marwanides, puis aux Seldjoukides et,vers 500 H., elle est au pouvoir des Ortokides."
Burada 19 ve 500'den sonra helen H.'nin ne olduğunu algılamaya çalışıp içinden çıkamıyorum, var mıdır bir bilen?
"Dès 19 H. (640) les Arabes occupent, en même temps que le Tûr ‘Abdîn et Dara, la forteresse de Mardin. Elle passe de mains en mains, appartient aux Marwanides, puis aux Seldjoukides et,vers 500 H., elle est au pouvoir des Ortokides."
Burada 19 ve 500'den sonra helen H.'nin ne olduğunu algılamaya çalışıp içinden çıkamıyorum, var mıdır bir bilen?
boca etmek bile değil aslında, kola dolu bardağın bildiğin klavyeye atmak. nasıl becerdim bilmiyorum. bu saatte hâlâ çalışıyor olmanın yorgunluğundan herhal, önce bir yudum aldım, sonra bardağı laptopın klavyesinin üstüne attım bildiğin.
hemen bir bez serip üstündeki sıvıyı toplamasını bekledim. sonra da aralarda kalan damlaları sildim. bir arkadaşı arayıp sordum, ters çevir bilgisayarı hemen, içine dökülmesin dedi. ama onu ilk yapmam gerekiyormuş sanırsam. bilgisayarı ters çevirir çevirmez kendi kendine kapandı bilgisayar. bir on dakika kadar açılmadı. elim ayağım boşaldı valla, hem doktora öğrencisiyim bütün araştırmalarım burada, hem çevirmenim bütün işlerim kayıtlı. hadi harddisk bir şekilde kurtarılır belki de, iş yetiştirmeye kasıyorum bir yandan, bilgisayar olmadan neyi yetiştiricem.
velhasıl kelam bir on dakika sonra açıldı bilgisayar. üst yüzeyi iyice sildim kuruladım, ama içine giden gitmiştir herhalde. en önemli belgeleri de hemen yedekledim. yapmamı önereceğiniz bir şey var mı acep, sabah uyandığımda bilgisayarın açılmama durumunu yaşamamak için? ya da fazla mı abartıyorum, bir şey olsa şimdiye olur muydu?
hemen bir bez serip üstündeki sıvıyı toplamasını bekledim. sonra da aralarda kalan damlaları sildim. bir arkadaşı arayıp sordum, ters çevir bilgisayarı hemen, içine dökülmesin dedi. ama onu ilk yapmam gerekiyormuş sanırsam. bilgisayarı ters çevirir çevirmez kendi kendine kapandı bilgisayar. bir on dakika kadar açılmadı. elim ayağım boşaldı valla, hem doktora öğrencisiyim bütün araştırmalarım burada, hem çevirmenim bütün işlerim kayıtlı. hadi harddisk bir şekilde kurtarılır belki de, iş yetiştirmeye kasıyorum bir yandan, bilgisayar olmadan neyi yetiştiricem.
velhasıl kelam bir on dakika sonra açıldı bilgisayar. üst yüzeyi iyice sildim kuruladım, ama içine giden gitmiştir herhalde. en önemli belgeleri de hemen yedekledim. yapmamı önereceğiniz bir şey var mı acep, sabah uyandığımda bilgisayarın açılmama durumunu yaşamamak için? ya da fazla mı abartıyorum, bir şey olsa şimdiye olur muydu?
İtalya vize başvuruları iData aracılığıyla yapılıyor gördüğüm kadarıyla.
Randevu sistemi falan yok mu? Elimizi kolumuzu sallayarak gidip kuyruğa giriyoruz gibi bir izlenim edindim sitelerinden. Ne bir randevu sistemi ne de telefon numarası var da.
Randevu sistemi falan yok mu? Elimizi kolumuzu sallayarak gidip kuyruğa giriyoruz gibi bir izlenim edindim sitelerinden. Ne bir randevu sistemi ne de telefon numarası var da.
Aile her şeyin üstündedir minvalinde bir anlama gelen bu deyiş için Türkçe bir karşılık arıyorum. Ammavelakin içinde "kan" sözcüğünün mutlaka geçmesi lazım. Kitapta yazar kana dayalı ilişkilerden uzun uzadıya bahsedip sonra bunu örnek veriyor.
Atasözlerinden bir şey çıkmayacak gibi. Saatlerdir arıyorum, bir şey yok. Deyimlere yeni bakacağım. Ama herkesin aklına yerleşmiş bir şiir dizesi, şarkı sözü falan bile olur:) Var mı aklınıza gelen bişi?
Atasözlerinden bir şey çıkmayacak gibi. Saatlerdir arıyorum, bir şey yok. Deyimlere yeni bakacağım. Ama herkesin aklına yerleşmiş bir şiir dizesi, şarkı sözü falan bile olur:) Var mı aklınıza gelen bişi?
"In the substantive fields of law, politics, economics and
religion, he identified many of the key issues which became the basis of
intellectual growth and specialization in the discipline."
Şu cümlede "substantive fields" tabiri en iyi nasıl karşılanabilir?
religion, he identified many of the key issues which became the basis of
intellectual growth and specialization in the discipline."
Şu cümlede "substantive fields" tabiri en iyi nasıl karşılanabilir?
Akademik bir metinde şöyle bir dipnotun Türkçesi nasıl oluyor?
"Cf. ibid., pp. 69, 238-9."
Aslında sadece Cf kısmını öğrenmeye çalışıyorum.
"Cf. ibid., pp. 69, 238-9."
Aslında sadece Cf kısmını öğrenmeye çalışıyorum.
bir arkadaşımla konuşurken fark ettik biraz önce, ilkbahar ales sınavının başvuruları 20'sinde bitmiş. kaçırmış oldu. biraz zor zamanlardan geçiyor, bu sınav da bayağı önemliydi onun için. ösym merkezlerinden dilekçeyle falan geç başvuru yapılabiliyor mu? bilen var mı?
Her okuduğumda başka bir yere çekiyorum, çıkamadım içinden:
In the mundane stories and jokes which fill so much of our everyday lives we are continuously engaged in recounting the way that the world appears and in reinforcing, through laughter which profits at another's expense, the apparent order of things.
Bu cümlede takıldığım yer "through laughter which profits at another's expense" kısmı yalnızca. Bir okuduğumda diyorum ki "herhalde birine yüklenip diğerlerini güldürmek gibi bişi kastediyor". Sonra ama hiç kişi lafı geçmemiş, o zaman oradaki "another" "laughter'ın another'ı" diyorum. O zaman da cümleye bir anlam veremiyorum. Var mıdır içinden çıkabilen?
edit: fill yerine feel yazmışım, düzelttim.
In the mundane stories and jokes which fill so much of our everyday lives we are continuously engaged in recounting the way that the world appears and in reinforcing, through laughter which profits at another's expense, the apparent order of things.
Bu cümlede takıldığım yer "through laughter which profits at another's expense" kısmı yalnızca. Bir okuduğumda diyorum ki "herhalde birine yüklenip diğerlerini güldürmek gibi bişi kastediyor". Sonra ama hiç kişi lafı geçmemiş, o zaman oradaki "another" "laughter'ın another'ı" diyorum. O zaman da cümleye bir anlam veremiyorum. Var mıdır içinden çıkabilen?
edit: fill yerine feel yazmışım, düzelttim.
İstanbul'da Büyükada'ya, Burgaz'a falan taşınanlar eşyalarını nasıl taşıyorlar? Daha önce bir arkadaşım Burgaz'a yerleşmişti, ama o başka bir şehirden geliyordu, bütün eşyalarını Burgaz'dan almıştı direk. Eşyalarıyla gidenler nasıl gidiyor? Vapurla her seferinde birkaç parça eşyayla git gel mi yapıyorlar?
Sürekli kafama takılsa da bir imla kılavuzunu açıp niyeyse hâlâ bakmadığım bir mevzu var. Özel isimler iyelik eki aldığında kesme işaretini nereden koyuyoruz mevzusu. Misal "Hitler'in Avrupası'nda." Bana doğru olan buymuş gibi geliyor. Ama bazı kitaplarda "Hitler'in Avrupa'sında" gibi kullanıldığını görüyorum. Bunların hangisi doğru?
Merhabalar,
Şimdi elimizde şöyle bir cümle var:
"Today we live in a world in which the extended circulation of symbolic forms plays a fundamental and ever-increasing role."
Bu bir kitabın ilk cümlesi.
Ben bu cümleyi şöyle çeviremedim resmen:
"Bugün sembolik biçimlerin geniş kapsamlı dolaşımının temel ve gittikçe artan bir rol oynadığı bir dünyada yaşıyoruz."
Neresinden eğip büksem güzel bir şekilde ifade edemiyorum. "geniş çaplı bir biçimde dolaşımda olma halinin" mi demedim, özgün cümleden koparak "her yere yayılmış olmasının" mı demedim. Yok. Olmuyor. Okuyan kitabı eline alıp arkasına yaslandığında daha ilk cümleden "ne diyor bu ya" demesin diyorum. Yapamıyorum, neresinden tutsam aksıyormuş gibi geliyor.
Şunu güzel bir şekilde nasıl ifade edebilirim, fikri olan var mı?
Şimdi elimizde şöyle bir cümle var:
"Today we live in a world in which the extended circulation of symbolic forms plays a fundamental and ever-increasing role."
Bu bir kitabın ilk cümlesi.
Ben bu cümleyi şöyle çeviremedim resmen:
"Bugün sembolik biçimlerin geniş kapsamlı dolaşımının temel ve gittikçe artan bir rol oynadığı bir dünyada yaşıyoruz."
Neresinden eğip büksem güzel bir şekilde ifade edemiyorum. "geniş çaplı bir biçimde dolaşımda olma halinin" mi demedim, özgün cümleden koparak "her yere yayılmış olmasının" mı demedim. Yok. Olmuyor. Okuyan kitabı eline alıp arkasına yaslandığında daha ilk cümleden "ne diyor bu ya" demesin diyorum. Yapamıyorum, neresinden tutsam aksıyormuş gibi geliyor.
Şunu güzel bir şekilde nasıl ifade edebilirim, fikri olan var mı?
Bir çeviriyle uğraşıyorum da.
"free floating intellectuals" diye bir tabir kullanmış. Kararsız kaldım çeviride. Siz nasıl karşılardınız bunu?
"free floating intellectuals" diye bir tabir kullanmış. Kararsız kaldım çeviride. Siz nasıl karşılardınız bunu?
Metis Yayınevi'nin İstanbul'daki merkezi Beyoğlu'ndaydı yanlış hatırlamıyorsam. İletişim ve Ayrıntı Yayınları'nda olduğu gibi burası da indirimli kitap satışı yapıyor mu biliyor musunuz? Yapıyorsa ne kadar indirimi?
şu cümledeki qua'yı nasıl hallederim?
"the unhindered growth of media industries qua commercial concerns."
"the unhindered growth of media industries qua commercial concerns."
Bu ıhlamur çayı nasıl hazırlanıyor yahu? Hasta oldum üstünüze afiyet. Gittim ıhlamur aldım aktardan. İnternetten bakıyorum. Bir yer diyor ki koyun ıhlamuru suya, su kaynayıncaya kadar bekleyin, sonra demleyip için. Diğer yer diyor ki o kadar kaynatmak iyi değil, 1-2 dk tutup sonra 10 dk demleyin. Vücuda vereceği yarar her ne ise onu yok etmeden nasıl hazırlanır bu meret?
Tek bir cümle üzerinde saatlerimi harcadıktan sonra ve artık boşvermeden önce buraya da bir yazayım dedim. İngilizcede devrik cümle kurmanın bazı kuralları var haliyle, ama sabahtan beri de o kurallar ne kadar çeşitli ve/veya esnetilebilir diye okumadığım şey kalmadı, yüzde yüz emin olmadan da içim rahat etmiyor. Özetle "Cruel were these guys" cümlesi ne kadar doğru bir devrik cümle? Adamların acımasızlıklarını vurgulamak için başa almaya çalışıyorum onu. "Cruel was what these guys were" yaparak da vurgulanabilir doğru bir şekilde, ama anlam değişiyor haliyle.
Belki bir fikir veren olur.
Belki bir fikir veren olur.
Amerikan İngilizcesi ve İngiliz İngilizcesi arasında kelime farklılıkları oluyor ya. Yazım farklılıkları değil de, farklı kelime tercihleri. Bunları bulabileceğim, internet üzerinden bir sözlük, site vs. var mıdır?
Birkaç aydır numaralı gözlük kullanıyorum, henüz de tam alışamadım. Bir de bir buğu sıkıntısı var. Gözlüğü çıkardığım ve taktığım zamanlardaki görüntü farklı oluyor, canlılık bakımından. Gözlükte sanki çok ince gri bir tabaka çekilmiş, hafif bir buğu varmış gibi. Silsem de kâr etmiyor. Arada gidip musluğun altına tutuyorum, siliyorum, az da olsa geçiyor.
Neden olabilir? Camdan mıdır, ben mi doğru düzgün temizleyemiyorum? Yoksa böyle bir şey zaten herkeste mi var?
Neden olabilir? Camdan mıdır, ben mi doğru düzgün temizleyemiyorum? Yoksa böyle bir şey zaten herkeste mi var?
Arkadaşımın yanına Ula'ya gidiyorum on günlüğüne (Muğla'nın ilçesi). Araba da var, sağa sola gideriz diye düşündük. Organizasyonu bana bıraktı, oysa o tarafları pek bilmiyorum ben. Günübirlik Fethiye'ye gitmemiz gerekiyor birkaç iş için. Bir iki gün de Datça, Palamutbükü taraflarına gideriz diye düşündüm. Onun haricinde önerebileceğiniz yerler var mı? Niyet denize girmek, güzel yerler varsa da gezmek görmek. Sakin bir tatil olsun istiyoruz. Geceleri en atraksiyonlu eğlence rakı sofrası olabilir ancak.
Arabayla 3-4 saatlik yerler bile olabilir. Gece kalmalı öneriler daha bile güzel olur. (Bir de fikriniz varsa eğer, önerdiğiniz yer Muğla'dan kaç saat uzaklıkta yazabilirseniz, şukela olur.)
Arabayla 3-4 saatlik yerler bile olabilir. Gece kalmalı öneriler daha bile güzel olur. (Bir de fikriniz varsa eğer, önerdiğiniz yer Muğla'dan kaç saat uzaklıkta yazabilirseniz, şukela olur.)
Merhabalar,
Shakespeare'in Hamlet'inden Polonius'un şu pasajında:
"This above all: to thine own self be true,
And it must follow, as the night the day,
Thou canst not then be false to any man.
Farewell, my blessing season this in thee"
ilk cümledeki "to thine own self be true" kısmını çevirmen Türkçe'ye doğrudan "kendine karşı dürüst ol" diye mi çevirmiş acep? Elinin altında Türkçe çevirisi olan varsa bir bakabilirse nasıl makbule geçer. (Paris'e gitmekte olan oğlu Laertes'e verdiği son tavsiye bu; hani yerini bulması kolay olursa diye not düşeyim dedim.)
Shakespeare'in Hamlet'inden Polonius'un şu pasajında:
"This above all: to thine own self be true,
And it must follow, as the night the day,
Thou canst not then be false to any man.
Farewell, my blessing season this in thee"
ilk cümledeki "to thine own self be true" kısmını çevirmen Türkçe'ye doğrudan "kendine karşı dürüst ol" diye mi çevirmiş acep? Elinin altında Türkçe çevirisi olan varsa bir bakabilirse nasıl makbule geçer. (Paris'e gitmekte olan oğlu Laertes'e verdiği son tavsiye bu; hani yerini bulması kolay olursa diye not düşeyim dedim.)
Hemen konuya gireyim. 100 dakikalık bir radyo programının deşifresi yapılacak (ses kaydı metne aktarılacak). Bir arkadaşım arayıp ücretlendirmenin nasıl olduğunu sordu. Ben ta yıllar önce bu işlerle uğraşıyordum, o zaman dakikası 75 kuruş - 1 tl gibi şeylerdi. Ama şu anki ücretlendirmeler nedir bilmiyorum. Bilgisi olan var mı?
Var mıdır "serbest kürsü"yü İngilizce'de karşılayacak bir tabir?
Evet. Çevirmekle uğraştığım bir metinde geçiyor da. Bir türlü bulamadım Türkçe'deki karşılığını.
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
vallahi aradım, ama sonsuz sayıda sayfa çıkınca bununla ilgili ve ben bir türlü öğrenmeye çalıştığım şeyi bulamadıkça, sıkıntı bastı yeminle.
derdim şudur: ben listemde olan bir arkadaşın bildirimlerini, fotoğraf ekledi olsun, şunla arkadaş oldu olsun, durum bildirimi olsun, hiçbir şeyinin benim anasayfamda çıkmasını, bana duyurulmasını istemiyorum. 'arkadaşını sil gitsin' hakikaten çok daha şukela bir çözümse de, anlatsam üç sayfayı bulacak durumlardan dolayı silemiyorum da. bir de işin daha da şeysi, mümkünse arkadaş bu bildirimlerden çıkarma halinden haberdar da olmasın istiyorum. mecbur liselilik yapıcam artık, başka çare kalmadı.
şimdi. 1 saattir facebook'un ilgili olabilecek her bir yardım başlığını okudum. bulabildiğim yegane şey şu oldu: anasayfada, misal ahmet kişisinin paylaştığı fotoğrafın üzerine geldiğinde, sağ üst taraftaki çarpı'ya tıklandığında, aşağıda 3 seçenek sunuyor: "ahmet'i gizle, "spam olarak işaretle" ve "iptal" olmak üzere. bu "ahmet'i gizle" seçeneği tam da benim aradığım şey midir? ben artık bu arkadaşın facebook hayatının bildirimlerini almayacak mıyım? üstelik o da benim bunları almadığımdan hiç haberdar olmayacak mı? kendisiyle facebook ilişkimiz, arkadaş listelerimizde birer isim olmaktan ibaret olacak mı?
çare bu değilse, ama bildiğiniz başka birşey varsa, bir deseniz o nedir, ne güzel olur anlatamam.
derdim şudur: ben listemde olan bir arkadaşın bildirimlerini, fotoğraf ekledi olsun, şunla arkadaş oldu olsun, durum bildirimi olsun, hiçbir şeyinin benim anasayfamda çıkmasını, bana duyurulmasını istemiyorum. 'arkadaşını sil gitsin' hakikaten çok daha şukela bir çözümse de, anlatsam üç sayfayı bulacak durumlardan dolayı silemiyorum da. bir de işin daha da şeysi, mümkünse arkadaş bu bildirimlerden çıkarma halinden haberdar da olmasın istiyorum. mecbur liselilik yapıcam artık, başka çare kalmadı.
şimdi. 1 saattir facebook'un ilgili olabilecek her bir yardım başlığını okudum. bulabildiğim yegane şey şu oldu: anasayfada, misal ahmet kişisinin paylaştığı fotoğrafın üzerine geldiğinde, sağ üst taraftaki çarpı'ya tıklandığında, aşağıda 3 seçenek sunuyor: "ahmet'i gizle, "spam olarak işaretle" ve "iptal" olmak üzere. bu "ahmet'i gizle" seçeneği tam da benim aradığım şey midir? ben artık bu arkadaşın facebook hayatının bildirimlerini almayacak mıyım? üstelik o da benim bunları almadığımdan hiç haberdar olmayacak mı? kendisiyle facebook ilişkimiz, arkadaş listelerimizde birer isim olmaktan ibaret olacak mı?
çare bu değilse, ama bildiğiniz başka birşey varsa, bir deseniz o nedir, ne güzel olur anlatamam.
efem bir teknolojiyle ilgili bir çeviri tamamladım. teslim etmeden önce üzerinden son bir kez geçiyorum. bir kısım var, çevirirken de asabım bozulmuştu, hala da aynı etkiyi yapıyor. şöyle ki:
"The new domain in fact made possible a new generation of military aircraft designed to be inherently unstable (in technology jargon, to have “relaxed static stability”). This gave an advantage. Just as you can maneuver an unstable bicycle more easily than a stable tricycle, you can maneuver an inherently unstable aircraft more easily than a stable one."
mesele, burda ne anlatmak istiyor anlayamıyorum meselesi değil. bu unstable/stable'lıların türkçe'de uygun bir karşılığı vardır muhakkak, ama ben niye bulamıyorum meselesi. 'relaxed static stability' kısmına, sonra değiştiririm diye 'gevşek statik denge' yazmışım, değiştiremiyorum, 2 saattir uçaklarla ilgili makale okuyup duruyorum, asabım bozuldu. bilen eden varsa valla sevaba girer.
"The new domain in fact made possible a new generation of military aircraft designed to be inherently unstable (in technology jargon, to have “relaxed static stability”). This gave an advantage. Just as you can maneuver an unstable bicycle more easily than a stable tricycle, you can maneuver an inherently unstable aircraft more easily than a stable one."
mesele, burda ne anlatmak istiyor anlayamıyorum meselesi değil. bu unstable/stable'lıların türkçe'de uygun bir karşılığı vardır muhakkak, ama ben niye bulamıyorum meselesi. 'relaxed static stability' kısmına, sonra değiştiririm diye 'gevşek statik denge' yazmışım, değiştiremiyorum, 2 saattir uçaklarla ilgili makale okuyup duruyorum, asabım bozuldu. bilen eden varsa valla sevaba girer.
1