Bilkent'in İngilizce sınavının puanlandırılmasına dair bir şey bulamadım hazırlığın sitesinde ya da başka bir yerde. Bu sınavdan C notu almak için hangi bölümden kaç doğru kaç yanlış gerekiyor?
Temmuz itibariyle yüksek lisanstan atılıyorum büyük ihtimalle.Bu da yoklamaya gitme durumu doğuruyor. Fakat benim gözlerimde en son bildiği 8.50-8 miyop 1.50-0.75 astigmat var. Mevzuata göre muafım şu an ama askeri muayenedeki ölçümler farklı olduğu için sanırım değişebiliyormuş bu durum. Bu nedenle emin olamıyorum. Benim öğrenmek istediğim şu. Ben şimdi bedelli için başvuru yapıp sonrasında muayeneye girip muaf olup olmadığımı mı öğreneceğim, yoksa önce muayeneye gidip sonrasında muaf olmazsam mı başvuru yapacağım? Yoklamaya gidip muaf olmazsam direkt uzun döneme alma durumu oluyor mu? Yani kısacası bedelli başvurusu muayene öncesi mi yapılıyor sonrası mı? Bir de daha önceden tecrübesi olanlar var mı? Bu numaralar ile muaf olma şansım yüksek mi?
Orijinal bir parfüm bulmak istiyorum kendime deneyerek. Fakat Gratis ve Watsons'larda erkek seçeneği aşırı kısıtlı. Rossman'da denemek istediğim bir iki parfümü gördüm de COVID önlemi nedeniyle denetmiyorlarmış. Boyner bunlara göre daha geniş seçenek sunuyor ama yine çok çeşitlilik yok. Ben istiyorum ki gideyim aklımda olan birkaç parfümün testerını deneyeyim sonra beğendiğimi alayım. Nereye gitmem lazım bunun için?
Daha önce merkezi sistemli bir binada oturmadım, şimdi öyle bir yere çıkma ihtimalim var. Ocak ve sıcak su işi kafamı karıştırıyor ama net bir cevap bulamadım internette. Isınma masrafını tüm daireler bölüşüyor da sıcak ve ocak kullanımı nasıl oluyor. Onlar için ayrı abonelik mi açacağım?
Aşılamada son günlerde Türkiye bayağı hızlandı, fakat elimizde ne kadar aşı var şu an biliniyor mu? Haziranın başında bir Biontech geldi Haziran'da gelecek 30 milyonun ilk partisi olarak ama sonra gelmedi diye biliyorum. Sputnik geldi bir 15 gün önce falan ama daha randevuya açılmadı. Sinovac'tan bayağıdır ses yok. Aşılama hızını yavaşlatmadıklarına göre sanırım güveniyorlar aşı sayısına ama bu hızla devam eder mi hep yoksa yine yavaşlar mı?
2000'lerin başında yayınlanan bir yerli dizinin adını yıllardır asla bulamıyorum. İşin kötü yanı dizi muhtemelen tutmadığı için yayından kalkan bir dizi çünkü hatırlayan da görmedim. Belki buradan biri çıkar. Diziye dair hatırladığım şeyler şunlar;
Varlıklı bir çift var, erkek olan doktor diye kalmış aklımda ama belki de değildir. Sonra eşini aldatıyor bu adam bir seks işçisiyle ve hatırladığım kadarıyla aids bulaşıyor. Aids bulaştığı için çok tribe giriyor, eşiyle de boşanma noktasına geliyorlar haliyle. Çiftin bir kız çocuğu var lise çağlarında hatırladığım kadarıyla bu kız da psikolojik sorunlar yaşıyor, psikoloğa gidiyor arada, psikolog ile yaptıkları seansları görüyoruz falan. Fakat bu dizi yayınlandığında ben daha çok küçüktüm o yüzden oyuncular asla aklımda kalmadı. Hatırlayan çıkarsa çok sevinirim şimdiden teşekkürler.
Varlıklı bir çift var, erkek olan doktor diye kalmış aklımda ama belki de değildir. Sonra eşini aldatıyor bu adam bir seks işçisiyle ve hatırladığım kadarıyla aids bulaşıyor. Aids bulaştığı için çok tribe giriyor, eşiyle de boşanma noktasına geliyorlar haliyle. Çiftin bir kız çocuğu var lise çağlarında hatırladığım kadarıyla bu kız da psikolojik sorunlar yaşıyor, psikoloğa gidiyor arada, psikolog ile yaptıkları seansları görüyoruz falan. Fakat bu dizi yayınlandığında ben daha çok küçüktüm o yüzden oyuncular asla aklımda kalmadı. Hatırlayan çıkarsa çok sevinirim şimdiden teşekkürler.
Bugün Garanti bankasındaki döviz hesabıma 80 $ geçecek. Kesinti ücretlerine ulaşmaya çalıştım ama net bir bilgi bulamadım. Tahmini kesinti ne kadar olur ? Şikayet Var'a baktığımda ciddi kesintiler yapıldığını gördüm. Sorularım kısaca, tahminen ne kadar kesinti olur ? kişiden değil kurumdan gelecek para kesinti oranını değiştirir mi ? Bir de şikayet var vb. şekilde uğraşırsam fahiş bir kesinti durumunda sonuç alabilir miyim ?
Sb
Ödemesi başlamış lisans kredim varken, Yüksek Lisans Bursu-kredisi için başvuru yapabilir miyim ?
İtalya'da durumun gerçekten vahim olduğu biliniyor fakat bu konuda bir veriye ulaşamadım. Vakalar ağırlıklı olarak Milano, Roma vb. büyük şehirlerde mi yoğunlaşıyor yoksa misal veriyorum bir Verona'da, Pescara'da da durum bu kadar kötü mü ?
Merhabalar. Kız arkadaşıma bugün Ankara Dünyagöz hastanesinde bu teşhis konuldu. Ağır seyreden bir hastalık olduğu söylendi. Gözlerde lekeler de oluşmuş. Fakat anladığım kadarıyla bu hastalığın seyrini anlamak için ara ara kontroller yapılması gerekiyor. Bununla ilgili bir şey söylenmedi. Daha önce bunu geçirmiş insanların yazdıklarını okuduk bazıları oldukça kötü gerçekten. İlaçları var şu an fakat viral enfeksiyon olduğundan dolayı direkt olarak tedavici edici etkileri yok anladığım kadarıyla, daha çok destek amaçlı. Soruyu sorma amacım aslında biraz umut aramak. Yok mudur bu hastalığı geçirip daha iyi atlatan ? Gözünde görme kaybı oluşmayan ? Virüs geçtikten sonra lekeleri tedavi etmek için bir yol yok mu ? Tedavi uzun sürse de kendi kendine geçemez mi ? Beklemekten başka yapılacak bir şey yok mu ?
Kahveyle ilgili bir cümlede karşıma çıktı. Kahve kültürüm pek yok. Türkçe çevirisi yok anladığım kadarıyla net olarak. Ne oluyor bu granül kahve dediğimiz şey mi ?
Bir iki sene önce bayağı günden olmuştu bir yere röportaj verip. 16-17 yaşında bir tane bebe bir kitap yazmış, ağzında sigara bir tane poz vermiş böyle gerçek kaybedenler kulübü tadında konuşuyor ''kadınlar, alkol vs.'' Birden biri kafama takıldı. Kimdi bu ?
twitter.com amacım tartışmak, bir tarafa kin kusmak değil yanlış anlamayın. Gerçekten merak ediyorum Türkiye liginden zaman içinde soğumuş bir futbolsever olarak, Türkiye lig'nden keyif alan futbolseverler nesinden keyif alıyor merak ediyorum.
Bakın ligin daha ilk haftası oynandı. Daha ilk hafta. Adamlar flood yapıp maçtaki hakem hatalarını tek tek yazıp algı operasyonu vs. anlatmışlar. Amacım sadece Galatasaray'a laf sokmak değil. Dün de Fenerliler ve Beşiktaşlılar Galatasaray'ın penaltısı için aynı şeyleri söylüyordu. Ya bütün sezon en çok kullanılan kelimelerin istatistiği tutulsa ''eyyam'', ''yayıncı kuruluş'', ''algı operasyonu'' vs. çıkar ilk sıralarda. Nasıl keyif alabiliyorsunuz şu ortamdan ? Sürekli birileri birilerini suçluyor işte hakemler birilerini kolluyor yok yayıncı kuruluş diğerini destekliyor. Sıkmadı mı gerçekten bunları konuşmak. Ben şunu çok garip buluyorum. Futbolu sevdiğim gibi sinemayı da seviyorum ve ''bok gibi lan bu izlenir mi ?'' dediğim hiç bir filmi izlemiyorum, futbolda niye aynısı geçerli olamıyor ? Tempo yok, iyi defans yapma desen o da yok, mücadele yok, hırs yok, ortam leş gibi efendi gelen futbolcu bile bozuluyor. Hem futbol sevip hem Türkiye süper ligi sevmek anlamsız geliyor gerçekten. ve işin garibi de şu; en tepedeki üç takım sürekli olarak bir diğerine geçilen torpillerden, yapılan kayırmalardan şikayet ediyor ve sezon sonunda öyle ya da böyle üçünden biri şampiyon oluyor. Gerçekten komik geliyor. Yani en basitinden biraz politik düşünüldüğünde şunu anlamak zor olmamalı; eğer bu kadar eyyamdan, kayırmadan, yayıncı kuruluş muhabbetinden bahsediliyorsa ve bu durumlar gerçekse, bu çarkı döndüren birilerinin olması gerekiyor. Çarkın en büyük güçlerinin herhangi birinin pirupak olup o çarkı kırmaya yönelik mücadele veriyor olması inandırıcı mı gerçekten ? Ülkedeki futbol ortamında rezalet bir düzen var işte. Tüm yöneticiler, takımlar, federasyon, hakem bunun parçası işte.Bu kadar leş bir ortamda kendi yöneticilerinin, takımının tamamen düzgün kaldığını düşünmek her takımın taraftarı için konuşuyorum garip geliyor. Bu düzenin, bu saçma sapan futbolla alakası olmayan ligin boykot edilmesi gerekmiyor mu artık ? Kendi kulubünün sütten çıkmış ak kaşık olduğuna inanmak ne kadar daha sürecek ?
Premier Ligi ve İngiliz basınını, taraftar gruplarını ciddi şekilde takip ediyorum. Geçen sene lig bir puan farkla bitti. Arada iki tarafın aleyhine de lehine de hakem hataları oldu. Teknik direktörler bir iki şey söyledi, taraftar grupları bir hata olduğunu düşünüyorlarsa bir iki tweet attı en fazla ve futbol konuşmaya döndü herkes. Yani gerçekten tahayyül edemiyorum böyle bir ortam olduğunu. Bu hafta mesela City tartışmalı (muhtemelen haksız) bir VAR kararı ile TOttenham'a puan kaybetti ve bu takım geçen yıl 98 puan ile şampiyon olurken arkasındaki rakipi 97 puan topladı. Yani hakikaten altın değerinde her puan laf olsun diye değil. Ulan hiç görmedim ''yayıncı kuruluş city'mizin önünü kesmeye çalışıyor'' tarzı komplo haberlerini. Türkiye'de olsa başlamıştı ''yayıncı kuruluş yarış kopsun istemiyor'' geyikleri. Gerçekten bıktırmadı mı bu ortam ? Nereye kadar gidecek. Bir de son soru, Türkiye liginden keyif alan hangi noktasından alıyor ? Gerçekten seviyor musunuz bu ligi ?
Bakın ligin daha ilk haftası oynandı. Daha ilk hafta. Adamlar flood yapıp maçtaki hakem hatalarını tek tek yazıp algı operasyonu vs. anlatmışlar. Amacım sadece Galatasaray'a laf sokmak değil. Dün de Fenerliler ve Beşiktaşlılar Galatasaray'ın penaltısı için aynı şeyleri söylüyordu. Ya bütün sezon en çok kullanılan kelimelerin istatistiği tutulsa ''eyyam'', ''yayıncı kuruluş'', ''algı operasyonu'' vs. çıkar ilk sıralarda. Nasıl keyif alabiliyorsunuz şu ortamdan ? Sürekli birileri birilerini suçluyor işte hakemler birilerini kolluyor yok yayıncı kuruluş diğerini destekliyor. Sıkmadı mı gerçekten bunları konuşmak. Ben şunu çok garip buluyorum. Futbolu sevdiğim gibi sinemayı da seviyorum ve ''bok gibi lan bu izlenir mi ?'' dediğim hiç bir filmi izlemiyorum, futbolda niye aynısı geçerli olamıyor ? Tempo yok, iyi defans yapma desen o da yok, mücadele yok, hırs yok, ortam leş gibi efendi gelen futbolcu bile bozuluyor. Hem futbol sevip hem Türkiye süper ligi sevmek anlamsız geliyor gerçekten. ve işin garibi de şu; en tepedeki üç takım sürekli olarak bir diğerine geçilen torpillerden, yapılan kayırmalardan şikayet ediyor ve sezon sonunda öyle ya da böyle üçünden biri şampiyon oluyor. Gerçekten komik geliyor. Yani en basitinden biraz politik düşünüldüğünde şunu anlamak zor olmamalı; eğer bu kadar eyyamdan, kayırmadan, yayıncı kuruluş muhabbetinden bahsediliyorsa ve bu durumlar gerçekse, bu çarkı döndüren birilerinin olması gerekiyor. Çarkın en büyük güçlerinin herhangi birinin pirupak olup o çarkı kırmaya yönelik mücadele veriyor olması inandırıcı mı gerçekten ? Ülkedeki futbol ortamında rezalet bir düzen var işte. Tüm yöneticiler, takımlar, federasyon, hakem bunun parçası işte.Bu kadar leş bir ortamda kendi yöneticilerinin, takımının tamamen düzgün kaldığını düşünmek her takımın taraftarı için konuşuyorum garip geliyor. Bu düzenin, bu saçma sapan futbolla alakası olmayan ligin boykot edilmesi gerekmiyor mu artık ? Kendi kulubünün sütten çıkmış ak kaşık olduğuna inanmak ne kadar daha sürecek ?
Premier Ligi ve İngiliz basınını, taraftar gruplarını ciddi şekilde takip ediyorum. Geçen sene lig bir puan farkla bitti. Arada iki tarafın aleyhine de lehine de hakem hataları oldu. Teknik direktörler bir iki şey söyledi, taraftar grupları bir hata olduğunu düşünüyorlarsa bir iki tweet attı en fazla ve futbol konuşmaya döndü herkes. Yani gerçekten tahayyül edemiyorum böyle bir ortam olduğunu. Bu hafta mesela City tartışmalı (muhtemelen haksız) bir VAR kararı ile TOttenham'a puan kaybetti ve bu takım geçen yıl 98 puan ile şampiyon olurken arkasındaki rakipi 97 puan topladı. Yani hakikaten altın değerinde her puan laf olsun diye değil. Ulan hiç görmedim ''yayıncı kuruluş city'mizin önünü kesmeye çalışıyor'' tarzı komplo haberlerini. Türkiye'de olsa başlamıştı ''yayıncı kuruluş yarış kopsun istemiyor'' geyikleri. Gerçekten bıktırmadı mı bu ortam ? Nereye kadar gidecek. Bir de son soru, Türkiye liginden keyif alan hangi noktasından alıyor ? Gerçekten seviyor musunuz bu ligi ?
Ben bu diziyi çok sevmiştim 11 bölümde kaldım. Galip Tekin çizgi romanından alınma hikayeler olduğu için bire bir aynı konuyu işleyen bir yabancı versiyonu yoktur muhtemelen fakat en azından benzer temaları işleyen, her bölüm çeşit çeşit manyakların olduğu hikayeler anlatan dizi var mıdır ?
E-devlet aracılığı ile randevu almaya çalışırken klinikler arasında beslenme veya diyet ile ilgili bir şey göremedim. Nasıl yapıyoruz ?
Hard diskimde bir problem var. Özellikle torrent vs kullanarak bir indirme yapıldığında ortaya çıkıyor. İlk defa bir ay kadar önce oldu. Birden aşırı bir yavaşlama oldu, bazı programlar açılmadı, mouse dondu, görev yöneticisi açılmadı. Reset attığımda ise ''disk hataları onarılıyor'' ekranında kaldı ve asla çıkmadı oradan. Temiz Windows kurulumu ile kullanmaya başladım. Bir dosya indirdiğimde yine aynı şey oldu. HD Tune yükledim. Error scan işleminde herhangi bir bad sector bulunmadı. Yemyeşildi tüm kareler. Fakat S.M.A.R.T testi ekranında ''current pending sector'' kısmı ''warning'' durumunda gözüküyor. Bad sector gözükmemesi kafamı karıştırdı ve bir kez de direkt üreticinin aracı ile test edeyim deyip Western Digital Data LifeGuard Diagnostic indirdim ve orada da SMART STATUS:PASS gözüktü bir sorun çıkmadı yani. Fakat dediğim gibi özellikle yüksek boyutlu bir dosya indirince kesinlikle sorun oluyor ve ''current pending sector'' hatası var. Hard diskimde sorun var mı yok mu ? Sorun varsa bad sector gibi bir şey mi yoksa daha yazılımsal ve düzeltilebilir bir sorun mu ? Low Level format falan denmiş. Bilgisayardan hiç anlamıyor değilim ama çok profesyonel bir durumda da değilim. Bu Low Level Format benim becerebileceğim bir şey mi ? Şimdiden teşekkürler ilgilenen arkadaşlara.
Arkadaşlar dün HP 250 G6 modeli bir laptop aldım Laptop geldiğinde içindeki parçaların sürücüleri güncel değildi güncellemek istedim o yüzden her şeyi. HP'nin kendi sitesinde sırayla yapıyordum. Sıra BIOS güncellemesine geldi. Keşke hiç ellemeseydim ben bu kadar kritik bir şey olduğunu bilmiyordum. Güncelleme öncesinde lütfen güçten çekmeyin diye belirtti. Ben de buna uydum. Hiçbir şekilde kapatma, güç kesilmesi vs. bir şey yapmadım. Buna rağmen güncelleme işlemi %100 olduktan sonra bir siyah ekran geldi ve bilgisayar orada kaladı. İnat edip hiçbir şekilde tuşa basmadım ama iki saat orada kalınca mecburen power tuşuna uzun basıp kapattım. Şimdi bilgisayar açılırken siyah ekran geliyor, fanlar çalışıyor ama hiçbir şekilde görüntü gelmiyor. Birkaç yöntem denedim bilgisayar açılırken windows tuşu ve b'ye basmak gibi, hatta bir flasha bios dosyası yükleyip onu yapmayı bile denedim ama gelmedi ekran. Sanırım teknik servise göndermem gerekiyor. Bu yapılabilecek bir şey mi ? Anakartım yandı mı ? Gerçekten hiçbir şekilde güçten çekmedim kendi kendine dondu. Kullanıcı hatası deyip anakart parası alırlar mı garantisi olmasına rağmen ? Üzütüden delirmek üzereyim daha ilk gün böyle bir şey yaşamak çok kötü oldu.
Amazon'dan certified refurbished ürün almayı düşünüyorum fakat bazısı diyor ki gümrüğe takılır, bazısı da gümrükte vergisini ödersen geçer diyor. Net bir mevzuat bulamadım. Bilgi sahibi olan varsa çok sevinirim.
Ankara'dan Amasra'ya giden çok fazla insan oluyor ve genelde güzel şeyler anlatıyorlar döndüklerinde ama çoğu günübirlik gidip gelmiş oluyor. Peki Amasra, Ege'ye ya da Akdeniz'e gider gibi gidip 3-4 gün tatil yapma anlamında nasıl bir yer ? Denizi yüzmeye uygun mu ? Üç gün durunca sıkılır mıyız nasıl olur ?
Başlamadan önce 2018 değil 2017 olduğunu bir daha belirteyim şaşırıp 18'e göre konuşan olmasın. Ben bu oyunu bir yıl kadar önce indirimden yararlanıp oriinal olarak aldım. Her zamanki gibi Eskişehirspor ile başladım. O zamanlar başladığım kariyerde 12 maç arka arkaya mı ne berabere kaldım öyle saçma bir şey oldu. He böyle bir şey gerçekte de olabilir ama şundan dolayı garip bir durumdu. Maç 2-0 devam ediyorsa ve 90+2. dakikaysa hemen ya iki gol atıyor ya yiyordum ve 2-2 bitiyordu mesela maç. Son dakikada gol attıysam hemen ardından yiyordum, yediysem hemen atıyordum vs. vs. Kesinlikle abartmıyorum. Bu beraberlik serisindeki maçların en az beş altı tanesi bu şekilde oldukça tuhaf beraberliklerdi. Yani gerçekte olsa böyle bir takım harbi harbi şike soruşturması yiyebilir. Sonra o kariyeri bitirdim doğal olarak oyunu da oynamadım bugüne kadar bir daha. Bugün can sıkıntısından başladım yeniden, belki de o save'e özel bir saçmalıktır diye. Fakat bu kariyerde de gerçekten çok saçma bir şey oldu. Ligin ilk maçından itibaren devamlı olarak penaltı kazanmaya başladım. 15 haftanın 10'unda penaltı kullandım. Bazısında iki penaltı attım hatta. Bunu da başta normal karşıladım bazı takım çok penaltı atar ya diye düşündüm kariyeri kapatmamak için ama son birkaç haftadır iyice saçma hal aldı. Problem şu ki, akan oyunda asla gol atamıyorum, benim adam gole gidiyor mesela boş pozisyon, kesinlikle gol olmuyor veya dışarı atma, kalecinin kurtarması gibi bir durum da olmuyor bir şekilde rakip geliyor faul yapıyor penaltı oluyor ve penaltıdan atıyorum golü. Oyun motoru sanki gol atmam için penaltı olması gerektiğine programlanmış. Penaltı olmazsa gol attırmıyor resmen oyun. Ne ki bu böyle Türkiye liglerinde bug mı var oyunda ?
(4)
Eskişehir'de daimi olarak kaban ve botla takılan aşırı iri abi kimdir ?
evandro roncatto #1259355
Eskişehir'de yaşayıp dışarıda biraz vakit geçirenler kimi dediğimi anlayacaktır herhalde. Oldukça uzun ve aynı zamanda ortalamanın üstünde kilolu ve sakallı bir abi var. Yazın ortasında bile hep kaban ve botla geziyor, elinde daimi bir kola şisesi var. Bağlar ve Doktorlar civarında çok görülüyor ama genelde Doktorlar'da görüyorum. Değişik bir abi ama akli dengesi yerinde gibi, zira yanına sarhoş biri falan yanaşıp salça olunca uflayıp puflayıp ''bu nerden çıktı lan'' der gibi hareketler yapıp gidiyor. Fakat asla konuştuğunu ya da bir yere girip oturduğunu falan görmedim. Sürekli olarak geziyor sağda solda. Kimseye bulaştığı ettiği de yok, kimdir bu abi, tanıyan var mıdır ? Derdi nedir ? Merak ettim öyle.
WhyShy isimli Youtube kanalının bir videosu vardı. İki kişi yolda yürüyorlar ya da bir yerde oturuyorlar sonra biri bilerek geride kalıyor ya da başka yere oturuyor. Diğer eleman da alakasız birini arkadaşı zannetmiş gibi yapıp onla muhabbete devam ediyordu vs. Ben gülmüştüm bayağı. Sildiler mi o videoyu bulamadım bir türlü ? Sanırım ayrılan elemanlar falan olmuş ekipten. O yüzden silinmiş olabilir mi ?
Merhaba. Tıbbi soru sormak pek adetim değildir ama merak ettiğim bir şey var ve internette yeterli bilgiye ulaşamadım. O yüzden buraya sormak istedim belki tecrübeliler vardır.
24 yaşındayım, kendimi bildim bileli konsantrasyon ve dikkat konulu problemler yaşıyorum. Fakat bunları bir şekilde kabullenip kendi kendime kontrol altına almaya çalıştım bunca yıl. Fakat bu sene bu şikayetler doruk noktasına çıktığından psikiyatra başvurdum. Yaşadığım problemleri kısaca özetlemem gerekirse, asla ama asla yaptığım işe konsantre olamıyorum. ''ders çalışamıyorum yaa abi'' diye kendine ritalin yazdırmaya giden ekipten değilim. Derslere gelene kadar çok fazla şikayetim var. En sıkıntılı kısım sosyal hayat. Karşımdaki kişi bir şey anlattığında asla dinleyemiyorum, 30 saniye içinde hayal dünyasına dalıyorum. Bambaşka şeyler düşünüyorum. Dizi, film asla izleyemiyorum. İki dakikada bir kalkıp geziniyorum. Kitap okuma aynı şekilde, 2 sayfa okuyup kenara koyuyorum. Yer, yön kavramı ben kadar zayıf biri görmemişsinizdir. Bir yeri on beş kere gitmeden ezberleyemiyorum. Son yıllarda planladığım vakitte bitirdiğim hiçbir iş yok. Erteleme davranışı önceden çok fazla yoktu ama son altı ayda çok fazla ortaya çıktı. Her şeyi erteliyorum.Araba kullanmayı öğrenmeye çalıştım aşırı dikkatsizlikten saçma hareketler yapıyorum vs. Neyse bu tip şikayetlerle doktora gittim. Bana, erişkin dikkat eksikiği teşhisi koydu ama 24 yaşında olduğum için devletin bu hastalığa yönelik ilaçları karşılamadığını, ilaçların kırmızı reçeteli olduğunu söyledi ve bazı anti-depresanların dikkat eksikliği olan kişilerde iyi sonuçlar verdiğini söyledi. Anti-depresan kullanmaya karşı olan biri değilim, ama duygu durumumda bir sorun olmadığını düşünüyorum. Son zamanlarda bu konsantre olamama durumunu kafama taktım evet ama öyle çok depresif de değilim. Prozac'ın temel amacı sonuçta duygu durum bozukluklarını tedavi etmek. Var mıdır prozacla dikkat eksikliği sorununun üstesinden gelen ? Yoksa başka bir psikiyatra gitmemi tavsiye eder misiniz ? Bir de devlet karşılamıyor diye bu ilaçları niye yazmadı ki doktor bana ? O derece mi pahalı ilaçlar dikkat eksikliği ilaçları ?
24 yaşındayım, kendimi bildim bileli konsantrasyon ve dikkat konulu problemler yaşıyorum. Fakat bunları bir şekilde kabullenip kendi kendime kontrol altına almaya çalıştım bunca yıl. Fakat bu sene bu şikayetler doruk noktasına çıktığından psikiyatra başvurdum. Yaşadığım problemleri kısaca özetlemem gerekirse, asla ama asla yaptığım işe konsantre olamıyorum. ''ders çalışamıyorum yaa abi'' diye kendine ritalin yazdırmaya giden ekipten değilim. Derslere gelene kadar çok fazla şikayetim var. En sıkıntılı kısım sosyal hayat. Karşımdaki kişi bir şey anlattığında asla dinleyemiyorum, 30 saniye içinde hayal dünyasına dalıyorum. Bambaşka şeyler düşünüyorum. Dizi, film asla izleyemiyorum. İki dakikada bir kalkıp geziniyorum. Kitap okuma aynı şekilde, 2 sayfa okuyup kenara koyuyorum. Yer, yön kavramı ben kadar zayıf biri görmemişsinizdir. Bir yeri on beş kere gitmeden ezberleyemiyorum. Son yıllarda planladığım vakitte bitirdiğim hiçbir iş yok. Erteleme davranışı önceden çok fazla yoktu ama son altı ayda çok fazla ortaya çıktı. Her şeyi erteliyorum.Araba kullanmayı öğrenmeye çalıştım aşırı dikkatsizlikten saçma hareketler yapıyorum vs. Neyse bu tip şikayetlerle doktora gittim. Bana, erişkin dikkat eksikiği teşhisi koydu ama 24 yaşında olduğum için devletin bu hastalığa yönelik ilaçları karşılamadığını, ilaçların kırmızı reçeteli olduğunu söyledi ve bazı anti-depresanların dikkat eksikliği olan kişilerde iyi sonuçlar verdiğini söyledi. Anti-depresan kullanmaya karşı olan biri değilim, ama duygu durumumda bir sorun olmadığını düşünüyorum. Son zamanlarda bu konsantre olamama durumunu kafama taktım evet ama öyle çok depresif de değilim. Prozac'ın temel amacı sonuçta duygu durum bozukluklarını tedavi etmek. Var mıdır prozacla dikkat eksikliği sorununun üstesinden gelen ? Yoksa başka bir psikiyatra gitmemi tavsiye eder misiniz ? Bir de devlet karşılamıyor diye bu ilaçları niye yazmadı ki doktor bana ? O derece mi pahalı ilaçlar dikkat eksikliği ilaçları ?
Sorum şu; biliyorsunuz birçok veteriner "klinik" açarak hizmet veriyor. Fakat bazısı "hayvan hastanesi" adıyla bir yer açıyor ve saat 10'da açıp 19:00'daa kapatıyorlar. Günün sadece 7 saati ulaşılabilen yer hastane değil kliniktir. Bu isimlerin verilmesine dair bir kanun var mı ? Varsa buna uymayanı nereye şikayet ediyoruz ?
Var olduğundan emin olduğum fakat kimsenin hatırlamadığı bir dizi var. 2000'lerin başında yayınlandı büyük ihtimalle. Fakat tutmadığı için yayından kaldırıldı diye hatırlıyorum. Yayından kalkmasa bile çok ilgi gören bir dizi değildi. Hikaye şu ana hatlarıyla, zengin bir adam var, eşini bir hayat kadınıyla aldatıyor aids kapıyor, boşanma noktasına geliyorlar. Adam aids olduğu için çok utanıyor, saygınlığını yitirmekten korkuyor. Bir tane kızları var, psikolojik sorunları var kızın devamlı olarak terapiste gidiyor. Gerisini hatırlamıyorum. Dandik bir diziydi işte ama taa yıllar önce kafama takıldı. Adını hatırlamıyorum. Popüler olmadığı için de bulamıyorum ne yaptıysam. Şunu hatırlayan biri çıksın ya da ne bileyim televizyoncu falan tanıdığı olan biri sorsun deliricem lan dizi yüzünden resmen. Şunun adını hatırlayayım yeter.
Çeşme'de olup çok keselemeyecek, güzel balığı olan mekan var mı ? Rakı vs arayışımız yok. Balığımızı yiyip kalkacağız.
Filmi başlıkta anlattım zaten biraz. Bir tane tarikat var, koç falan gelmedi İshak'ı kesti İbrahim diyorlar, hatta ilk erkek çocuklarını kurban ediyorlar sanırım. Bir dinler tarihi panelinde bir hoca anlatmıştı fakat filmin adını bir türlü bulamadım. Bilen var mıdır ?
Dizi çok eski olduğu için internette her bölümü için sağlam altyazı bulmak zor oluyor. Bozuk veya eksik çok var. Önceden indirmiş olan, bilgisayarında şu an altyazılar bulunan varsa bir şekilde bana yollayabilir mi ?
Kulaklarımı deldirmiştim bir hafta önce. Bir hafta sonunda, delmek için kullandıkları küpeleri çıkartıp doğru düzgün küpeleri taktım ama küpe konusunda amatör olduğumdan bozuk küpe almışım. Küpelerden biri kapanmıyor. Dolayısıyla deliklerden biri boş kaldı. O deliğe küpe takmazsam bir haftada falan kapanmaz değil mi hemen ?
Sözlükte iki entry var ama çok açıklayıcı değiller ve yer ismi de yok. Var mıdır yer ismi verebilecek olan ?
Sb
youtu.be arkadaşım gitardan farklı tondan ses almak için ahşap kısmını büyütmüşler gibi dedi ama pek emin olamadım. Var mıdır kesin bilgisi olan ?
Başlıkta anlattığım gibi, bir adam bir sebepten köye gidiyor, bir daha ne yaparsa yapsın köyden çıkamıyor. Cennet-Cehennem-Araf metaforları falan varmıs filmde. Ben de izlemedim arkadaşımın kafasına takılmıs. Neydi bu film ?
Yıllardır şu oyunu oynuyorum. Verdiğim talimatları, kafamdaki taktiği sahaya yansıtma konusunda hep sıkıntı yaşadım. Maçları tamamen izlersem hem oyunun gerçekçiliği artar hem de takımı daha iyi analiz ederim diye düşündüm. Bunu yapan var mı aranızda ? Net bir faydasını gördünüz mü ?
Var mıdır ? Nerededir ? Teşekkürler...
Bugün görev çubuğunda Windows 10 güncellemesini ücretsiz olarak yapabilirsiniz diye bir mesaj gördüm. ''Güncelleme'' ifadesi dikkatimi çetki. Bu windows 10'u yükleyince verilerim silinmeden sadece işletim sisteminin güncellenme şansı var mı ?
kasımpaşa-gs handikaplı 2
başakşehir-gençler handikaplı 1
fb-bjk handikaplı 1
5 liraya 153 lira. basayım mı ?
başakşehir-gençler handikaplı 1
fb-bjk handikaplı 1
5 liraya 153 lira. basayım mı ?
Bilgisayarımda şu an için başka herhangi bir sorun yok. Fakat herhangi bir torrent programı ile indirme yapmaya başladığım an bilgisayar tamamen donuyor. herhangi bir yere tıklanmıyor dolayısıyla yeniden başlat da yapamıyor görev yöneticisi de açılmıyor. mecburen kapatıp açıyorum. neden oluyor bu ? yardımlarınız için teşekkürler.
Seferihasar'da çöp balıkve selçuk'ta çöp şiş dışında alternatifler arıyoruz.
Uzun, bonus olmayan kıvırcık saçlara sahip bir erkeğim. Saçlarım omuzlarımı bayağı geçiyor, bir iki ay öncesine kadar her şey çok iyiyken şu an aşırı gürlükten dolayı saçım kabarmaya başladı. Benim istediğim bu saçın boyu kısaltılmadan seyrekleştirilmesi. Erkek berberi de yapar dediler ama açıkçası güvenmiyorum. Herhangi bir kadın kuaförüne yaptıracağım da bu işi eğer yaptırırsam işte emin değilim. bu işlemden sonra saçlarmının kısacık kalma ihtimali var mı ? yoksa her kuaförün yapabileceği bir iş mi ?
(1)
Korsan ürün kullanımının artışındaki sebepler üzerine yazılmış makaleler ?
evandro roncatto #764272
Google scholar'da ve jstorede bakınmama rağmen bunla ilgili pek bir şey bulamadım. İlla bir şeyler yazılmıştır diye düşünüyorum ben. Bu konuyla ilgili akademik yazılardan haberdar olanlar buraya yazarsa sevinirim.
Yeni bilet satış sistemine geçildiğinden beri sürekli hata veriyor. Bir tülü alamıyorum bilet. Sizde de aynısı oluyor mu ? Bir aydır ne zaman bilet almaya çalışsam ''teknik bir hata oluştu daha sonra tekrar deneyiniz'' diyor.
ya bir entry vardı sevgilisine atacağı smsi babasına atıyordu eleman, babası okumadan önce şehir değiştirip, babası görmeden babasının telefonundan mesajı siliyordu falan, çok komikti aradım bulamadım bir buldurevin.
not: ''sevgiliye atılan mesajın babaya gitmesi'' başlığında yok.
not: ''sevgiliye atılan mesajın babaya gitmesi'' başlığında yok.
280 lira olan burs ve kredilerin 300'e çıktığı söylendi. Burslar zaten karşılıksız olduğu için zamlanacak, kredi almaya bu ocakta başlayacakların da zamlanacak, benim merak ettiğimse geçen sene kredi alanlar bu sene 280 liradan devam mı edecek yoksa onlara da mı zam gelecek ? krediyi alırken, 280 lira üzerinden giriyorsun borca, ona göre imza atıyors un. Bu yüzden bana zamlanmaz gibi geliyor. nedir işin doğrusu ?
İlk olarak yazılmadan söyleyeyim, müşteri hizmetlerini defalarca aradım ama bir türlü temsilciye bağlanamadım hatlar boşalana kadar buraya soruyorum o yüzden.
Sorunuma gelince, bugün kredi kartıma ilk önce 80 lira, daha sonra 5 lira olmak üzere toplamda 85 lira yükledim ama hala 82 lira asgari ödemem var görünüyor ve internetten baktığımda, dönem içi hareketlerde bu işlemler görünmüyor. Acaba internete kayıtların girmesi mi uzun sürüyor yoksa bir problem mi var ? Paranın miktarını, yatırıldığını gördü bankamatik, onay da verdim ama hala aynı duruyor minimum ödeme, iş bankasında ödeme yapıldığında anında 0 tl oluyordu minimum ödeme hanesi. Nedir bu olay ?
Sorunuma gelince, bugün kredi kartıma ilk önce 80 lira, daha sonra 5 lira olmak üzere toplamda 85 lira yükledim ama hala 82 lira asgari ödemem var görünüyor ve internetten baktığımda, dönem içi hareketlerde bu işlemler görünmüyor. Acaba internete kayıtların girmesi mi uzun sürüyor yoksa bir problem mi var ? Paranın miktarını, yatırıldığını gördü bankamatik, onay da verdim ama hala aynı duruyor minimum ödeme, iş bankasında ödeme yapıldığında anında 0 tl oluyordu minimum ödeme hanesi. Nedir bu olay ?
Numaralı gözlüğümün çerçevesı ile sapını birleştiren kısım kırıldı, hem bu tip tamirlerle optik mağazaları pek uğraşmadığından hem de çerçevelerim iyice eskidiğinden yenisini alayım diyorum yaptırmak yerine, ama camlarım çok pahalı ve o kadar para verecek durumda değilim şu an. çerçeve kırılmasa iki ay falan bununla idare edip o sürede para biriktirip cam+çerçeve alacaktım ama kırıldı maalesef. Camların tam oturacağı bir çerçeve bulma imkanı var mı ? gçtürüp camlar bu, bunların olacağı bir çerceve almak istiyorum desem olmaz mı ? illa yeni cam almak mı gerekiyor çerçeveye olacak şekilde ?
Merak ettim bunu, araştırdım ama bir türlü kesin bir sonuca ulaşamadım. Benim bildiklerim Hatay/Samandağ Belediyesi ÖDP'li Tunceli/Mazgirt EMEP'li başka bu gibi örnekler var mı ? varsa nereler ?
Alexandre küçük çocuğa otobüse binmesini, otobüsün sınıra gittiğini söyüyor, küçük çocuk da otobüse doğru yürürken ''minik çiceğim, yurdundan uzakta...'' gibi sözleri olan bir şarkı söylüyor. nedir o şarkının ismi ? araştırdım ama bulamadım pek bir şey. acaba film için uydurlmuş sözler mi sadece ?
yazı yazarken bazen bastığım bir tuştaki harf yazının devamına değil de direkt olarak yazının önceki kısmına, ortalara bir yerlere gidiyor ilginç bir şekilde. örnek vereyim anlaşılması açısından, ''türkiyedeki fay hatları'' yazmak istiyorum hatları kelimesindeki t harfi otomatik olarak ''fay'' kelimesinin içinde bir yere gidiyor. acaba bozukluk değil de benim farkında olmadan bastığım bir kısayol tuşu falan mı yaptık bunu ?