merhaba,
veterinerden bir arkadaş aracılığıyla kedi sahiplendim. bir kulağı ve kuyruğunun büyük kısmı saldırıya uğrayınca gitmiş. kulağı iyi şu an yarası geçti ama kuyruğunda kabuk bağlamış olan yer 2 kez soyuldu. dün gece 2. kez soyulduktan sonra batikon sürdüm kavga gürültü eşliğinde. geç saate kadar da göz kulak oldum sağa sola sürtünmesin diye ama uyumuşum bir yerden sonra.
az önce uyandım ve kumundan 2 adet ufak parçanın kuyruğundaki yara olan, batikon sürdüğüm bölgeye yapıştığını gördüm. almaya çalışırsam canı acıyor. elim kolum bağlandı. ne yapmalıyım? düşer mi yoksa bir şekilde almalı mıyım?
veterinerden bir arkadaş aracılığıyla kedi sahiplendim. bir kulağı ve kuyruğunun büyük kısmı saldırıya uğrayınca gitmiş. kulağı iyi şu an yarası geçti ama kuyruğunda kabuk bağlamış olan yer 2 kez soyuldu. dün gece 2. kez soyulduktan sonra batikon sürdüm kavga gürültü eşliğinde. geç saate kadar da göz kulak oldum sağa sola sürtünmesin diye ama uyumuşum bir yerden sonra.
az önce uyandım ve kumundan 2 adet ufak parçanın kuyruğundaki yara olan, batikon sürdüğüm bölgeye yapıştığını gördüm. almaya çalışırsam canı acıyor. elim kolum bağlandı. ne yapmalıyım? düşer mi yoksa bir şekilde almalı mıyım?
şimdi ben bunu alınık/satılık'a koymadım çünkü önce bir konuda yardıma ihtiyacım olacak.
özet: passolig kartım yoktu, başvurdum. arkadaşım bilet satışa çıkınca benim kimlik numaram ile bir adet bilet aldı bana. hafta sonu şehir dışına çıkmam gerektiği için maça gidemeyeceğim.
soru: kartım elime henüz geçmeden bu bileti transfer edebilir miyim?
eğer bu mümkünse batı tribününden (göztepe) bir adet biletim var. maça gidecek birisine aldığım fiyattan transfer edebilirim.
özet: passolig kartım yoktu, başvurdum. arkadaşım bilet satışa çıkınca benim kimlik numaram ile bir adet bilet aldı bana. hafta sonu şehir dışına çıkmam gerektiği için maça gidemeyeceğim.
soru: kartım elime henüz geçmeden bu bileti transfer edebilir miyim?
eğer bu mümkünse batı tribününden (göztepe) bir adet biletim var. maça gidecek birisine aldığım fiyattan transfer edebilirim.
evet, adını bir türlü hatırlayamadığım bir film var. hatırlayabildiğim şeyleri sayıyorum:
1) 2011'de izledim
2) ingiltere'nin bir kasabasında başlıyor(belki de geçiyor)
3) 3-4 arkadaş (erkek hepsi) çevresindeki olaylar anlatılıyor
4) başrolde siyah saçlı, saçlarını yana yatırmış bir eleman vardı.
başka da bir şey hatırlamıyorum. "şu olabilir" diye ne atarsanız atın, tek tek bakacağım.
teşekkürler.
1) 2011'de izledim
2) ingiltere'nin bir kasabasında başlıyor(belki de geçiyor)
3) 3-4 arkadaş (erkek hepsi) çevresindeki olaylar anlatılıyor
4) başrolde siyah saçlı, saçlarını yana yatırmış bir eleman vardı.
başka da bir şey hatırlamıyorum. "şu olabilir" diye ne atarsanız atın, tek tek bakacağım.
teşekkürler.
böyle bir taraf siyah beyaz, bir taraf renkli iki dünya vardı. atv'de yayınlanıyordu sanırım. 90'ların sonu, 2000'lerin başı gibi hatırlıyorum. biri söylesin lütfen uyumak istiyorum artık.
aşağılardaki bir duyuruyu* görünce aklıma takıldı acaba neden 2 lira madeni veya kağıt paramız yok? işe yaramaz mı ki? günlük yaşamı düşününce mantıklı gibi.
*eksiduyu.ru
*eksiduyu.ru
tl;dr notu en altta.
şimdi benim tahminen 3 yaşında bir erkek muhabbet kuşum var. 1,5 sene kadar önce eski sahipleri, çocukları istemediği için vermek istemişler. bir arkadaşım aracılığıyla aldım ben. adı çapkın'mış. değiştirmedim alışmıştır diye. zamanında bir akrabaları kanatlarını kestiği için uçamıyor. yani kanatları normal görüntüde ama herhalde uzun süre uçamadığı için şu anda da uçamıyor.
şimdi ben tek başına yaşayan birisiyim. bazen iş ile ilgili 2-3 gün, bazen ailemi görmek için 1 hafta evden uzakta oluyorum. yemini, suyunu hiç eksik etmem. altını her fırsatta temizlerim. belki güçlenir diye gaga taşı vesaire aldım. uçması için elimden geleni yaptım ama olmadı.
asıl üzüldüğüm nokta çapkın'ın çok yalnız olması. uçamıyor olmasının moralini bozduğunu düşünüyorum ben. genelde eve girmeden kapıdan dinliyorum ötüyor mu diye, yok. eve gelince yanına oturup birkaç dakika konuşurum neşelensin diye. hemen ötmeye başlıyor. sağa sola gidip geliyor. diğer bir konu da -abartıyor olabilirim ama- kafesten dışarı çıkmak istemiyor uçamadığı için sanırım. zorla çıkardığımda da biraz yerde yürüyor ve kafese dönüyor.
soruma geleyim. dişi kuş mu getireyim yanına ne yapayım? işe yarar mı? benim için iki kuşun varlığı sorun değil. aynı kafes mi yan yana kafeslerde mi olmalılar? uçamıyor olması sorun olur mu? bilen arkadaşlar fikir verirlerse çok sevinirim..
içimi döktüm ama kusura bakmayın. can sonuçta, üzülüyor insan.
tl;dr: uçamayan bir erkek muhabbet kuşum var. çok yalnız ve depresyonda gibi. dişi kuş mu alayım ne yapayım?
şimdi benim tahminen 3 yaşında bir erkek muhabbet kuşum var. 1,5 sene kadar önce eski sahipleri, çocukları istemediği için vermek istemişler. bir arkadaşım aracılığıyla aldım ben. adı çapkın'mış. değiştirmedim alışmıştır diye. zamanında bir akrabaları kanatlarını kestiği için uçamıyor. yani kanatları normal görüntüde ama herhalde uzun süre uçamadığı için şu anda da uçamıyor.
şimdi ben tek başına yaşayan birisiyim. bazen iş ile ilgili 2-3 gün, bazen ailemi görmek için 1 hafta evden uzakta oluyorum. yemini, suyunu hiç eksik etmem. altını her fırsatta temizlerim. belki güçlenir diye gaga taşı vesaire aldım. uçması için elimden geleni yaptım ama olmadı.
asıl üzüldüğüm nokta çapkın'ın çok yalnız olması. uçamıyor olmasının moralini bozduğunu düşünüyorum ben. genelde eve girmeden kapıdan dinliyorum ötüyor mu diye, yok. eve gelince yanına oturup birkaç dakika konuşurum neşelensin diye. hemen ötmeye başlıyor. sağa sola gidip geliyor. diğer bir konu da -abartıyor olabilirim ama- kafesten dışarı çıkmak istemiyor uçamadığı için sanırım. zorla çıkardığımda da biraz yerde yürüyor ve kafese dönüyor.
soruma geleyim. dişi kuş mu getireyim yanına ne yapayım? işe yarar mı? benim için iki kuşun varlığı sorun değil. aynı kafes mi yan yana kafeslerde mi olmalılar? uçamıyor olması sorun olur mu? bilen arkadaşlar fikir verirlerse çok sevinirim..
içimi döktüm ama kusura bakmayın. can sonuçta, üzülüyor insan.
tl;dr: uçamayan bir erkek muhabbet kuşum var. çok yalnız ve depresyonda gibi. dişi kuş mu alayım ne yapayım?
ben önümüzdeki hafta -google maps'ten bakınca- anıtkabir'in hemen solunda bir yere gideceğim ama ankara hakkında hiçbir bilgim yok. otogar ve havalimanından izleyebileceğim en kolay rotaları verebilir misiniz?
şimdiden teşekkürler.
bu da hediyem: www.youtube.com
şimdiden teşekkürler.
bu da hediyem: www.youtube.com

antalya'da bildiğiniz bir mağaza var mıdır acaba?
sevgiler.
sevgiler.
selamlar duyuru ahalisi,
biraz uzun olacak. kayıp cüzdan ve polis içerir.
antalya'da yaşıyorum. bu akşam saat 22:00 sularında cüzdanımı kaybettim (bilenler için yalım park). kaybettiğimi fark ettikten sonra önce parka geri döndüm. sonra en yakın karakol olan demircikara karakoluna gittim. tüm endişelerime ve ısrarlarıma rağmen kayıp tutanağı tutmadılar.
dışarı çıktım, içim rahat etmedi tekrar girdim. büyüklerimizin tavsiyesi aklımdaydı ve "peki ya biri suç işlerse, nasıl kanıtlayacağım ben olmadığımı?" dedim. "kayıp için tutanak tutmuyoruz artık", "merak etme hafta sonu kimse senin adına şirket açmaz" gibi yaklaşımlarda bulundular. en efsanesi de "mesela sen birisine suç işlemesi için kimliğini vermişsindir gelip tutanak tuttururum diye düşünmüşsündür. senaryo ben de üretirim. eğer başına bir şey gelecekse gelir, gelmeyecekse gelmez" gibi kaderci bir yaklaşım sergileyerek tüm takdirimi toplayan polisti.
ardından gidip çöp kutularına kadar parkı aradım. parkın eski dedeman oteli (barut hotel) çıkışına kadar yürüdüm ve taksi durağının önünde iki devriye aracı gördüm. içleri boştu. durağa baktığımda 4 polisin taksicilerle televizyon izlediğini gördüm. kendilerine yalım park'ta devriye gezip gezmediklerini, kendilerine kayıp bir cüzdan verilip verilmediğini sordum. sadece biri cevap verdi, o da olumsuzdu. karakolda yaşadığım olayı söylediğimde "arkadaşların söylediğinden ters bir şey söylemem mümkün değil. tutanak tutulacaksa onların tutması gerekirdi" dedi. teşekkür edip çıktım. az önce eve geldim ve tüm yaşadıklarımı antalya emniyet müdürlüğü'ne şikayet formu doldurarak gönderdim.
"cüzdanım çalındı" deseydim tutanak tutacaklarmış bu arada. yalan beyana teşvik resmen eheh. ulan durduk yere beş parasız, kartsız kaldığıma mı yanayım, en sevdiğim çocukluk fotoğrafımın cüzdanla beraber gittiğine mi bilemedim. galiba fotoğraf daha çok koydu.
sizce çok mu abartıyorum? cevap hayır ise başka yapabileceğim bir şey var mı?
bu da okuduğunuz için teşekkür: www.youtube.com
biraz uzun olacak. kayıp cüzdan ve polis içerir.
antalya'da yaşıyorum. bu akşam saat 22:00 sularında cüzdanımı kaybettim (bilenler için yalım park). kaybettiğimi fark ettikten sonra önce parka geri döndüm. sonra en yakın karakol olan demircikara karakoluna gittim. tüm endişelerime ve ısrarlarıma rağmen kayıp tutanağı tutmadılar.
dışarı çıktım, içim rahat etmedi tekrar girdim. büyüklerimizin tavsiyesi aklımdaydı ve "peki ya biri suç işlerse, nasıl kanıtlayacağım ben olmadığımı?" dedim. "kayıp için tutanak tutmuyoruz artık", "merak etme hafta sonu kimse senin adına şirket açmaz" gibi yaklaşımlarda bulundular. en efsanesi de "mesela sen birisine suç işlemesi için kimliğini vermişsindir gelip tutanak tuttururum diye düşünmüşsündür. senaryo ben de üretirim. eğer başına bir şey gelecekse gelir, gelmeyecekse gelmez" gibi kaderci bir yaklaşım sergileyerek tüm takdirimi toplayan polisti.
ardından gidip çöp kutularına kadar parkı aradım. parkın eski dedeman oteli (barut hotel) çıkışına kadar yürüdüm ve taksi durağının önünde iki devriye aracı gördüm. içleri boştu. durağa baktığımda 4 polisin taksicilerle televizyon izlediğini gördüm. kendilerine yalım park'ta devriye gezip gezmediklerini, kendilerine kayıp bir cüzdan verilip verilmediğini sordum. sadece biri cevap verdi, o da olumsuzdu. karakolda yaşadığım olayı söylediğimde "arkadaşların söylediğinden ters bir şey söylemem mümkün değil. tutanak tutulacaksa onların tutması gerekirdi" dedi. teşekkür edip çıktım. az önce eve geldim ve tüm yaşadıklarımı antalya emniyet müdürlüğü'ne şikayet formu doldurarak gönderdim.
"cüzdanım çalındı" deseydim tutanak tutacaklarmış bu arada. yalan beyana teşvik resmen eheh. ulan durduk yere beş parasız, kartsız kaldığıma mı yanayım, en sevdiğim çocukluk fotoğrafımın cüzdanla beraber gittiğine mi bilemedim. galiba fotoğraf daha çok koydu.
sizce çok mu abartıyorum? cevap hayır ise başka yapabileceğim bir şey var mı?
bu da okuduğunuz için teşekkür: www.youtube.com

bu mevsimde, antalya gibi bir yerde soğuk algınlığı geçiriyorum. ilaç almamaya çalışıyorum. pastil aldım sadece. ne gibi şeyler tüketsem iyi gelir sizce?
burnum akıyor, boğazım yanıyor, hava 40 derece.
burnum akıyor, boğazım yanıyor, hava 40 derece.
cron job'a ilk kez bakıyorum o yüzden biraz cahilim bu konuda. şöyle ki, "bir klasördeki tüm dosyaları çalıştır" gibi bir görev atayabilir miyim? bir klasörde 200-300 kadar veritabanına veri gönderecek olan dosyam olacak ve bunlar için tek tek görev oluşturamam. zaten sunucunun da izin vereceğini sanmıyorum.
şu da benden: www.youtube.com
şu da benden: www.youtube.com

1