Ekşi Duyuru

Böyle misal her ayın 5'ine bir hatırlatma yazabileyim. 15ine de yazabileyim örneğin, böyle kafama göre yazıp durayım. sonra bu program her ay aynı tarihlerde beni uyarsın istiyorum. sadece bi kere kurayım, çalsın da çalsın oh mis.

var mı ki böyle bi program?

Efenim, başka telefonlarla rahatça bağlanabildiğim evdeki kablosuz bağlantıma kendi telefonumla bağlanamıyorum. Ayrıca, aynı telefonla dışarıdaki bir kablosuz bağlantıya bağlanmak istediğimde hiçbir sıkıntı olmuyor. Ama dediğim gibi, evdeyken bağlan dememe rağmen kendince tarama yapmaya devam ediyor ve bağlantıyı kuramıyor. Böyle bir şey neden olabilir acaba?

Telefon samsung, modem airties marka.

ne olur ki sizce?

başlıkta yarım yamalak yazdığım üzere, bir resimdeki sadece siyah ve beyaz renkleri ters çevirmek istiyorum. yani, diğer renkler aynen kalsın ama beyaz olan yerler siyah, siyahlar beyaz olsun, hayat bayram olsun istiyorum. örnek olarak da ekte bir resim verdim, şu program şöyle yapar derseniz süper olurdu. teşekkürler şimdiden.

koşmaya, çılgın atarak yağ yakmaya başlayayım, götü göbeği eriteyim temalı bir entry'yle daha karşınızdayım. bu sefer de amaç koşmak görüldüğü üzere. lakin merak ettiğim olay, bu 20000 çeşit koşu ayakkabılarının farkları nelerdir? hangisi alınsa daha iyi olur? bir de öğrenci adamım, çok da para bayılmayayım. asmayayım da besleyeyim.

fiesta prezervatifin sitesinde çalan şarkının kimliğini bilene veya getirene 100bin lira veriyorum.

adres: www.fiestacondom.com

her sınıf için takriben 150 soru civarı lazım misal. böyle konu konu soru araştırması hangi sitelerde yapılabilir? sorular ve cevaplar olacak, test, yazılı vs fark etme diyeyim. konuları da belirteyim şöyle kabaca hatta;

konular: oksijenli solunum, fermentasyon, fotosentez, kemosentez, karbonhidratlar, yağlar, proteinler, vitaminler.

bir sertifika almak amacıyla 3 boyutlu bir autocad projesi yapmam gerekiyor. lakin güzel bir fikir gelmedi aklıma. amaçsızca resim bakmak da bir sonuç vermedi. kumarhane çizeyim düşüncem vardı ama bilemedim. belki çılgın bir fikirle gelen olur diye bir deniyorum diyelim :)

evet bu bardaklardan alasım var. lakin sadece gittigidiyor'da görebildim şimdiye kadar. gidip yerinde görebileceğim, bakabileceğim bir yer var mıdır ankara'da? paşabahçe'yi denemedim henüz, lakin ürünler arasında göstermiyor.

böyleyken böyle.

ne ki bu ki diyenler için de; img110.imageshack.us

yaklaşık 9 senelik turkcell maceramdan sonra artık turkcell'in çingene pazarlığı yapmasına dayanamayacak duruma geldim. turkcell kullanırken gencturkcell nanesini kullanıyordum, lakin şu geldiğimiz durumda, vaktinde beni rahat 1,5 ay götüren 250 kontörü 15 günde yalayıp yuttuğumu fark ettim. zaten o da olmuş 50 lira, eh öğrenci adamız ayda 100 lira cep telefonuna verecek halimiz de yok.

o sebeple, dedim ki vodafone'a geçeyim, 1500 dk muhabbetini alayım. bir de 3000 sms paketiyle bir süre idare ederim diye düşünüyorum. lakin, merak da ediyorum şu meşhur kapsama alanı olayı. vodafone'da çileden çıkartacak kadar mı? gönderilen/alınan sms'ler gecikiyor gibi bir olay var mı?

p.s: olabildiğince aradım ama elbet gözden kaçmış bir başlık olabilir, öyleyse şimdiden pardon.

p.s 2: vodafone'a geçince hangi tarifeyi kullanmak mantıklı?

"küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar fikirleri tartışır/konuşur" lafını birisi söylemiş de ne iyi etmiş, peki ama kim söylemiş? var mıdır bilen? aradım taradım bulamadım -.-

efendim bu şirket organizasyon yapıyormuş. sitesi de şöyle; www.staffmng.com

benim sormak istediğim ise, daha önce bu şirketle haşır neşir olmuş biri var mıdır? güvenilirler mi, yarı yolda bırakabiliteleri var mı? ne derece sallanan bir firma vs. hani kısa bir bilgi diyelim.

iki adet eften püften sorum var. şöyle ki;

1- aradım mamafih bulamadım. dizi/film soundtrack'lerini o dizinin bölümü ya da film yayınlandıkça update eden bir site var mıdır acep? örnek olarak; house md 4. sezon 6. bölümün girişinde çalan şarkıyı bulmak istiyoruz mesela.

2- başlıktan da anlaşılacağı üzere diğer sorum da para biriktirmekle alakalı. şimdi efenim, ben para biriktiremeyen bir insanım. hani öyle milyarlar biriktirmek değil de, böyle zor bir günde elimi atınca bulacağım bir miktar paradan bahsediyorum. mesela haftada/ayda belli bir miktarı birikmiş olanın üstüne koyarak devam diyelim. neden biriktiremiyorum? çünkü illa ki biriktirdiğim yer kafamda kaldığından, yemişim biriktirmeyi diyip harcıyorum. kısacası, böyle her gaza geldiğimde harcayamayacağım bir şekilde nasıl biriktiririm? misal euro, dolar falan mı almalıyım yoksa tl olarak mı biriktireyim. tl olması kısmını denemiştim, birikmiyor meret.

şimdi bu moda olmuş zımbırtılar dışında, daha alternatif daha kapsamlı bir müzik mağazası var mıdır acep ankara'da? varsa neresidir? hadi illa ankara olmasa da, istanbuldan ankaraya yollayacak bir yer de olabilir.

örnek; "band of horses" grubunun albümleri.

efenim, biyoloji bölümü mezunu bir arkadaşım avusturya'da master yapmayı düşünüyor. ve fakat, üniversiteler ve avusturya'daki yaşam hakkında bilgineyim istiyormuş. var mıdır acep böyle bir şey yapmış, ya da yapacak olan?

şimdi bu odtü yeterlilik sınavının ikinci aşamasında tek bir paragraf yazdırıyor writing bölümünde. hazırlığı 6 yıl önce gudik bi sınavla atladığım için hatırlamıyorum, bu paragrafa başlık koyuyor muyduk? düşününce saçma geliyor başlıklı paragraf mı olur deyü ama bilemedim.

efenim öncelikle bundan 3-4 yıl önce alerji testi yaptırayım diye hastaneye gittiğimde kolumun daha test uygulanmadan kabarması sebebiyle test yapamamışlardı, haliyle neye alerjim var neye yok bilemiyorum.

neyse soruya geçeyim. dün gayet de duşumu almışım, ooh bir filme bakayım diye bilgisayar karşısına geçtim. ve başlıkta da belirttiğim gibi, bir anda hayvanlar gibi kaşınmaya başladım. öyle böyle değil yalnız. bazen farketmeden kaşıyorum ve nokta nokta kabarıyor meretler.

başına böyle bir şey gelen varsa, nedir lan bu diye sorayım dedim. en acayip sebep ne olabilir? hastaneden doktordan haz etmeyen bir insan evladıyım, o sebeple evde kendim geçirmek istiyorum. oh yes.

en olması muhtemel sonuç nedir sizce? ufacık da gerekçe yazarsanız süper olur. sabaha kadar 1111, ya da evini sat bas pek yardımcı olmuyor nitekim :)

(bkz: ekşi duyuruyu kumara alet etmek)

efenim bir gecede hiçbir şey olmamışken bir anda dvd-rom'u sürücüden saymamaya karar veren laptop'ın derdi ne olabilir? evet evet, bilgisayarım'da bile sürücü olarak yok kendisi. ayrıca dvd'nin üstündeki açma/kapama tuşu da çalışmıyor üzerinize afiyet.

tanrıya inanmıyorum ama bir ekşi duyuru var!

efendim ben bugün dörtlüleri yakmış geri geri gelirken bir arabaya çarptım. lakin o arabada da benim arabamda da çok bir hasar olmadığı için dedik polis çağırmayalım, dağılalım. dağıldık nitekim.

sorum şu ki; bu arkadaş benim plakamı vererek bana çarptı kaçtı diyebilir mi? derse bunun ne gibi bir yaptırımı olur bana? ya da şöyle diyeyim, bu gibi durumlarda polisler ne yapıyor genel olarak? ve bu gibi bir durumda bana nasıl ulaşacaklar?

ek soru; böyle bir şikayet durumu oluşursa, benim "aslında o bana çarptı kaçtı" demem bir şeyi değiştirir mi? sonuçta benim arabamın arka tamponunda ve onun arabasının ön tamponunda hasarlar var.

bu saatte şansımı zorluyor da olabilirim de, denemekte fayda var. annemin sol kolundaki liflerden biri koptuğundan kaynaklı fizik tedaviye gidiyor ve doktor ağrı kesici olarak etol fort vermiş. fakat uyuyabilecek kadar ağrıyı kestiği söylenemez.

sorum şu ki; etol fort'un yanında ne gibi bir ağrı kesici kullanılabilir? parol, aspirin, vs vs.. ne yapmalı ne etmeli?

ek; etol fort zaten almış kendisi. üstüne başka bir ağrı kesici kullanmak sıkıntı yaratır mı bünyede? daha da önemlisi, etkisi olur mu ağrıya?

aslında bilfiil araştırmamış olsam da (üşengeçlikten değil de, zaman olmadı), bu meret bulunmuyormuş ankara'da kolay kolay. bulan var mı? varsa nerdedir acep? mümkün mertebe merkeze yakın olursa daha da süper olur. gidip sincan'dan almayalım :)

evet evet iddaa, hazır bu kadar çok tek maçı bulmuşken sorayım istedim ben de. özellikle tek maçları düşünerekten, ne yapılmalı, neye oynanmalı bu günlerde sizce? duyuruyu hiç bu amaçla kullanmamıştım, bir hoş oldum :)

çok eskilerden kullandığım bir program vardı, böyle ufacık tefecik. bir klasörü hedef olarak gösterdiğimizde, klasörün içindeki alt klasörleri, bu klasörlerdeki zımbırtıları vs. bir notepad dosyası olarak çatır çatır listeliyordu. neydi bu program? yahut aynı işe yarayan bir program önerisi de kabulumdur :)

bilgisayar programları tasarlayan bir firma için pazarlamacı olarak çalışmayı planlıyorum. lakin daha önce hiç benzer bir işle alakadar olmadığımdan, kafamı kurcalayan bir iki konu var;

- işe başlarken bir sözleşme bir kontrat durumu mevcut oluyor mu? yani adamlar diyor ki misal, her satıştan 20% vericez. belli bir kotayı doldurunca ek olarak sabit maaş vericez. işte bunu bir kağıda imza atarak falan yasallaştırabiliyor muyuz?

- birinci sorunun cevabını evet kabul ederek devam ediyorum, diyelim ki siz eşşekler gibi satış yaptınız fakat firma size vaad ettiği primi ödemiyor. böyle bir durumda ne yapmak gerekir?

- son olarak da, mevzu bahis konuyla alakalı şuna dikkat et, bak bu da önemli tarzı önerileriniz olursa tadından yenmez sanki?

bunu vaktinde sigara kokusuyla alakalı olarak daha genel çapta sormuştum. şu andaki sorum biraz daha farklı. şimdi ben sabah duşumu alıyorum, deodorant parfüm vs. hepsini üzerimde uygulayıp çıkıyorum dışarı biniyorum otobüse. takriben 1 saat 1 saat 15dk süren yolculuk sonunda böyle otobüsün kokusu mu diyeyim, fenafillah bir koku üzerime siniyor. ayrıca sigaralı bir ortamda mesela sigara kokusunu resmen çekiyorum sömürüyorum üstüm başımla.

sorum da şöyle oluyor haliyle; bu üste (tene daha çok) kokuların sinmesinin sebebi ne olabilir? atıyorum, cildi yağlı olanlarda/çabuk yağlananlarda koku sinmesi daha hızlı/efektik olur gibisinden bir cevap arıyorum aslında. doğru cevabı bulunca da ne yaparız da bunu düzeltiriz diye sorucam ama şimdilik birinci sorudan başlayın. :)

efenim, bir iki yıl önce bilgisayarımda vardı bu program. böyle beyaz bir arkaplanı vardı, mikrofon vasıtasıyla telimizin o anda hangi notayı şettirdiğini bize söylerdi mi diyez mi bemol cart curt diye. biz de ona göre hooop akort ederdik. baya küçük, komplike olmayan bi programdı diye hatırlıyorum. adı bişey tuning ya da bişey tuner olabilir. eskiden sözlükte entry'si vardı ama bulamadım şu anda. son çare olarak duyuru yazayım istedim. neyse, budur; nedir?

efenim az önce babam bir programda izlemiş, bu ukraynalı arkadaş mikron boyutunda eserler meydana getiriyormuş. (ben babamın yalancısıyım) ohannes dedim haliyle. biz okulda mikron görücez diye kaç milyarlık (belki trilyonluktur) aletler kullanıyoruz. misal, iğne'nin deliğine piramit, deve falan çiziyormuş bu arkadaş.

sorum da şöyle ki, adı ne bu ubermensch'in?

ha çıktı, ha çıkıyor, aa vazgeçildi, yok uygulanmıcakmış vs derken özellikle bar ortamlarında sigara içmeye devam ediliyor hala. haliyle iki yudum zıkkımlanalım derken sigara dumanını da solumak gerekiyor. hadi dumanı soluyorum, yavaş yavaş akciğerime tecavüz ediyor tamam. ve fakat, benim daha büyük sıkıntım şudur ki; barda üste sinen sigara kokusu. resmen kendimden tiksinir oldum. otobüsle eve dönücem misal, insanların yanına falan yaklaşmamaya başladım. o derece sinir stres yapıyor bu durum bende.

ayrıca aynı ortamda birlikte bulunduğum insanların üstlerine bu kadar koku sinmiyor gibi geliyor. elbet muhteşem kokmuyorlar ama ben sanki montumun her cebinde bir sigara izmariti varmış gibi geziyorum. ve işin boktan kısmı istisnasız her sabah duş alan bir insan olmama rağmen akşam eve leş gibi kokarak gelmek.

sözün kısası; bu dünyanın en boktan durumundan kurtulmak için ne yapmak gerekir? benim üstüme daha fazla koku sindiğini düşünmem paranoyaklık mı? cildin durumunun bu konuya etkisi var mıdır? hormon falan?

bonus soru: sigara dumanında durum böyleyken, kullandığım parfüm/deodorantların kokusu 1-2 saat içinde uçup gidiyor. nereloroloy?

windows vista işletim sistemi için hangi ücretsiz cd yazma programını bulmalıyım, görmeliyim ki işim hallolsun a dostlar?

efendim, ben yaklaşık 2 yıldır bausch&lomb'un torik lenslerinden kullanıyorum (2 derece miyop, 1.25 astigmat), fakat 2 hafta önce doktora gittiğimde lenslerin gözlerimi hırpaladığını ve johnson&johnson kullanmamın daha iyi olabileceğini söyledi. şimdi sorum şu ki, johnson&johnson torik lens kullanan oldu ise, performans olarak nasıllar acep?

efenim bir arkadaştan öğrenmiş olduğuma göre, trombosit eksikliği, azalması çeken bünyelere iyi geliyormuş bu yağ. ha, köpekbalığını yakalayıp karaciğerini çıkarıp yağını almayı onaylamıyorum elbet, ve fakat konuyla ilgili fikri olan varsa gözlerinden öpmekten de çekinmem.

bir arkadaşıma abisinden ps2 kaldı da, kavga dövüş oyunları istiyorum diyor elinin hamuruyla. counter strike gibi oyunlar olablirmiş. bir de ankarada nerden bulurum bu oyunları?

bugünün erken saatlerinde, ekran kartıyla ilgili bir sorum olmuştu. şimdi onu bir üst seviyeye taşıyayım. düne kadar radeon 9600 pro kullanıyordum ve fakat kendisi yanmayı tercih etti. ben de gidip çok para harcamayayım diye, geforce fx 5500 aldım ve fakat performansından hiç memnun kalmadım.

şimdi sorum şudur ki, yine çok para harcamadan en azından radeon'un yaptığı işi yapacak (yahut biraz daha iyi yapacak) bir kart bulma şansım var mıdır? öyle hayvani grafiklerle uğraşmıyorum, oyun falan oynayabileyim insan gibi bana yeter :D

efenim ben düne kadar radeon 9600 pro 256mb ekran kartı kullanıyordum, ve fakat dün ekran kartım pat diye yandı. an itibariyle çok da çılgın bir para harcamayayım diye, geforce 5500 fx ekran kartı aldım. windowsta görünür bir sıkıntı yok, lakin bazı oyunlarda hafiften takılarak ilerliyor, hatta 1-2sn'liğine ekran donabiliyor. neden oluyor bu? nasıl düzeltirim?

bir başka soruyla daha karşınızdayım. şimdi efenim ben 1024kbps adsl kullanıyorum, yaklaşık 3 hafta önce bağlantımda aşırı bir yavaşlama fark ettim. özellike 14:00-23:00 saatleri arasında yurt dışı bağlantıları müthiş ağırdı.

ben de speedtest.ttnet.net.tr'ye bir bakınayım dedim, testi başlattım. download testi bitti, upload testi başladıktan sonra yaklaşık 1 saat civarı film falan seyrettim, tuvalete gittim, elimi yüzümü yıkadım, çay koydum; döndüğümde hala test sürüyor diyordu. kısacası sonuç gelmiyor ekrana. ne download ne upload (test bitmediği için haliyle). speedtest'i tekrar denediğimde netlimiter'dan da takip ettim ve upload yaparken arada kesilmeler yaşandığını gördüm. misal 10 saniye upload yapıyor 1 saniye sıfırlanıp kaldığı yerden devam ediyor.

ttnet'in speedtest'inden sonra bir de www.speedtest.com'u deneyeyim dedim, san francisco'daki bir server'a bağlanmaya çalıştım ve 250kbps download ve 90kbps upload gibi ultra yavaş sonuçlar aldım.

kuzenimde denediğimde mantıklı sonuçlar verdi, ayrıca komşuda da denediğimde yine mantıklı sonuçlar. peki benim bu sıkıntım neden kaynaklanıyor acep? yaklaşık 3 yıldır aynı modemi kullanıyorum ama bu sorun 3 haftadır var. bağlantıda herhangi bir splitter cihazı yok. ttnet servisindeki hatun splitter takın deneyin dedi ama aynı kablo üzerinde bir telefon olmadığı için splitter saçma geldi biraz. ha bu arada, aynı numarayı kullanan bir de telefon var evde. yalnız kablosu bambaşka bir prizden çıkıyor ve nevi şahsına münhasır.

efenim yanlış hatırlamıyorsam bende şu anda "radeon 9600 pro" var, lakin bunların sonundaki harftir, sayıdır onları bilmiyorum. olup olmadığına da emin değilim, o ayrı.

sorum şudur ki, kasayı açmadan bunu öğrenme şansımız var mıdır?

bir de bonus soru olsun: kimi zaman bir oyun (warcraft) açıkken video çalıştırmaya çalışırsam bilgisayar hınk edip kalakalıyor. ekran kartının sürücüsünü yüklemediğim için olabilir mi? ^^

tenks in edvens

evet biraz salakça bi soru belki ama, nasıl yapıcaz? subtract deyü aramaktayım ve bulamamaktayım. ^^

hımm kimin söylediğini bilmiyorum, şarkıyı bi kuple de mırıldanamıcam. ama şöyle bir ipucu vereyim; şarkıda bir sürü fiille "it" kullanılıyor. misal;

make it change it break it leave it.. bla bla diye gidiyor böyle baya bi. bu kadarcık ipucuyla bilin, 100 puan kazanın diyor saygılar sunuyorum.

uzunca bir süredir kafamı kurcalayan bir soruydu bu, artık sorayım da içimde kalacağına dışımda kalsın daha iyi dedim.

şimdi benim naçizane 100 dvd kadar bir arşivim var. bunları gayet öküz bir yöntemle bu cd poşetlerinde saklıyorum. hani bu beyaz kağıttan, önünde şeffaf bir plastiğimsi şey olanlardan.

lakin, bazı dvd'ler aylar sonra dur şuna bir iki bakayım dediğimde dvd-rom'dan sikko sesler çıkarıyor ve dahi içindeki birkaç dosyayı okutmayabiliyor.

bunu nasıl önlerim? dvd arşivi saklıcaksak nasıl saklayalım? asmayalım da besleyelim mi? oh bebek.

parça/parça adı kategorisi olmayacağından bu kategoriye sokayım istedim.

neyse filmin özetine geçiyoruz. yıllardır arada sırada denk geldiğim bi film bu. iki arkadaş var, biri çılgın pokerci ya da direk kumarcı hatırlamıyorum. neyse diğer poker bilmeyen öküzcan rus mafyasıyla kuma oynayıp kaybediyo. onun hayatını kurtarmak için bizim esas oğlan rus mafya lideriyle oynuyodu.

hatta adam böyle tıfıl bişeydi. sabaha doğru oyunu kazanıyodu esas adamımız. hatta mafya lideri buna kızmıştı "pas rest pas rest nasıl oyun bu" diye.

neydi ki bu film?

şimdi efendim sayfalardan oluşan bir mektup göndermek istiyorum ben yurtdışına. son gönderdiğim mektup biraz kalın odluğundan sanırım, yerine ulaşmamış ve ptt durdurmuş iletimini. yanlış istihbarat da olabilir bu tabi.

neyse, ben istiyorum ki, en kısa sürede gitsin. fiyat konusunu düşünmedim. kargo filan da olur ne bileyim. bilenler bildikleri gönderme yolunu ve ücretini ve süresini yazarsa müthiş olurdu.

şimdi efendim, fare denen melun hayvanlardan biri bizim arabanın içine girip abs kablolarını kemirmiş mi yemiş mi neyse artık. abs devre dışı kalmış bir şekilde bu fare yüzünden. ve servisten gayet yüksek bir rakam söylendi bu parçanın/parçaların tamiri için. araba sigortamız da, (kasko olması lazım) bunu ödemeyeceğini söylüyormuş.

sorularım şöyle; sigortanın mantığı arabada 'bizden kaynaklı' meydana gelmeyen şeyleri ödemek değil midir? bunu ödememelerinin sebebi ne olabilir? ve bu ücretin kısmen ya da tamamen sigorta tarafından ödenmesi herhangi bir şekilde mümkün müdür?

süreniz çok saat.

evet soru tam olarak başlıktaki gibi. şu anda cep telefonu ve sabit telefon olarak bildiğim en ucuz yol evimdeki sabit hattan aramak. dakikası 10 ykr olarak ücretlendiriliyormuş.

benim sorum aslında biraz daha cep telefonu tarifelerine ve operatörlere yönelik. en uygun tarife hangisi?

bir de, ortada bir söylenti dolaşıyor. telekom'un kartları var alıyorsun takıp konuşuyorsun 1 saati 5 ytl'den gibi. bunun aslı astarı nedir?

tenk yu in edvens diyip bitireyim.

şimdi bu bilgisayar denen alet fazlaca gereksiz bir şey. yaz kış sabah akşam başındayım ne yazık ki. haliyle göt, göbek yapıyorum ister istemez. hatta bol miktarda yaptım.

sorum şu, en kısa sürede bu basen, bel, göbek bölgesindeki bilimum yağlarımı veresim var. nasıl yaparım? spor olur, fiziksel hareket olur, neyse işe yarayacak her şey olur. denemiş sonuç almış olan varsa çok daha iyi olur.

yardım edin de filinta gibi olayım.

yani ben istemiyorum da, bir arkadaş istiyor. siteyle bahçeyle ağaçla uğraşacak biri değilim zaten.

neyse olay şu; bir tanıdığım google'a "ankara evden eve nakliyat" yazılıp arandığında kendi sayfasının sonuçlar sayfasında ilk sırada çıkmasını istiyor. nasıl olucak bu iş? bir yere üye mi olunacak? nedir ne değildir?

benim bildiğim kadarıyla bu sayfanın orada çıkması için epey bir "tık" alması gerekiyor.

yanılıyorsam buyrun doğrusunu söyleyin.

şimdi efenim bizim arkadaşlar dizayn dersinde bu şeyin dizaynını yapacaklarmış. lakin çizimi midir modeli midir nedir artık onu arayıp arayıp bulamıyorlarmış. dedim bilse bilse ekşiciler bilir, hadi buyrun..