Sorularınızı yanıtlıyorum. Herhangi bir beklentim yok. 1 saat kadar boş vaktim var değerlendireyim dedim.
O kadar javascript öğreniyorum bari bir işime yarasın; itlik, serserilik yapayım diye oturdum online sınav sisteminde bana yardımcı olacak bir chrome extension yazdım.
Mevzu şu, bizim okul moodle diye bir sistem kullanıyor ve online sınavları bu sistem üzerinden yapıyor. Moodle'da öğretmen isterse senin alt-tab yapıp başka sayfaya geçip geçmediğini falan görebiliyor. Benim sıkıntım da burda başlıyor: Bu moodle zımbırtısı, kendi bilgisayarımda javascript çalıştırıp çalıştırmadığımı görebilir mi? Diyelim ki gördü, gidip bunu öğretmene ispiyonlar mı? Var mı böyle bir sistem?
Mevzu şu, bizim okul moodle diye bir sistem kullanıyor ve online sınavları bu sistem üzerinden yapıyor. Moodle'da öğretmen isterse senin alt-tab yapıp başka sayfaya geçip geçmediğini falan görebiliyor. Benim sıkıntım da burda başlıyor: Bu moodle zımbırtısı, kendi bilgisayarımda javascript çalıştırıp çalıştırmadığımı görebilir mi? Diyelim ki gördü, gidip bunu öğretmene ispiyonlar mı? Var mı böyle bir sistem?
Arkadaşlar selamlar. 28 yaşında, Marmaray'da şeflik yaptıktan sonra makine mühendisliği kariyerime son verip, software developer olmaya karar verdim. Şöyle bir mantık kurdum kendi kafamda, bugün bir fabrika kurmayı bırak bir atölye açmak bile hayvanat gibi yatırım gerektiriyor. Ancak yazılım alanında biraz zaman yatırımı yaparak birşeyler üretmeye başlayabilirim diye düşünüyorum.
Zaten 10 seneyi aşkındır web tasarımı falan yapıyorum kendim için, ayrıca lise zamanından beri ufak tefek problemlerimi c++ ile çözebiliyorum ama genel anlamda yaptığım şey sıfırdan kod yazmak değil codehack yaparak sağdan soldan bulduğum şeyleri modifiye etmek şeklinde idi.
Şimdi bu noktada kısa bir hikaye anlatmak istiyorum. Üniversite 3. sınıftayım, öğrendim ki bir firma makine mühendisi arıyormuş. Başvurdum, sağolsunlar bana fırsat verdiler ve işe başladım. Mülakatta sordukları soru şuydu: "Autocad biliyor musun?"; gençliğin verdiği cehalet işte "biliyorum" dedim. Okulda falan kullanıyordum Autocad'i ve kullandığım kadarıyla kendimi Autocad biliyor sanıyordum ama işe başladığım ilk gün bir bok bilmediğimi anladım. Çaktırmadım tabi, çünkü adamlar bana güvenerek 24 katlı 3 blok ve alışveriş merkezinden oluşan Ukrayna'da bir konut kompleksi projesini emanet etmişlerdi. Sağımdaki solumdaki teknik ressamları izlemeye başladım. Baktım adamlar mouse'ı neredeyse hiç kullanmıyor; tüm işlerini klavyeden hallediyorlar. Girdim google amcaya "autocad keyboard shortcuts" diye arattım; oradan aldığım bilgileri uygulamaya başladım ama baktım ki öyle direkt olmuyor. Sonra teknik ressamları izleyip onlardan gördüğümü uygulamaya başladım. Böyle böyle autocad'i öğrendim hatta üstüne lisp falan kasarak o teknik ressamlardan daha hızlı ve efektif kullanmaya başladım. zaman içinde üstüne koya koya bir noktaya kadar geldik, öyle ki genç yaşta Marmaray'da dizayn şefliği pozisyonuna layık gördüler.
Yukarıda anlattığım ana sebepten dolayı kariyer değişikliği yapmaya karar verdim. Doktorayı bırakıp MBA yapmak için gurbet ellere geldim. Şimdi javascript öğrenmeye çalışıyorum ama hem belli bir yaştan sonra çok zor oluyor; hem de ben ne kadar ulan şunu biliyorum bunu biliyorum desem de uygulama fırsatım olmadığı için sanıyorum ki ilk işverenime "autocad biliyorum" dediğim kadar javascript biliyorum. E kimse de stajyer olarak bile olsa işe almak istemiyor. Github'a falan bakıyorum, adamlar uçmuş kopmuş gitmiş anlayamıyorum ne yaptıklarını. İşin özü ne halt edeceğimi bilmiyorum. Öyle içimi bir dökeyim istedim.
Zaten 10 seneyi aşkındır web tasarımı falan yapıyorum kendim için, ayrıca lise zamanından beri ufak tefek problemlerimi c++ ile çözebiliyorum ama genel anlamda yaptığım şey sıfırdan kod yazmak değil codehack yaparak sağdan soldan bulduğum şeyleri modifiye etmek şeklinde idi.
Şimdi bu noktada kısa bir hikaye anlatmak istiyorum. Üniversite 3. sınıftayım, öğrendim ki bir firma makine mühendisi arıyormuş. Başvurdum, sağolsunlar bana fırsat verdiler ve işe başladım. Mülakatta sordukları soru şuydu: "Autocad biliyor musun?"; gençliğin verdiği cehalet işte "biliyorum" dedim. Okulda falan kullanıyordum Autocad'i ve kullandığım kadarıyla kendimi Autocad biliyor sanıyordum ama işe başladığım ilk gün bir bok bilmediğimi anladım. Çaktırmadım tabi, çünkü adamlar bana güvenerek 24 katlı 3 blok ve alışveriş merkezinden oluşan Ukrayna'da bir konut kompleksi projesini emanet etmişlerdi. Sağımdaki solumdaki teknik ressamları izlemeye başladım. Baktım adamlar mouse'ı neredeyse hiç kullanmıyor; tüm işlerini klavyeden hallediyorlar. Girdim google amcaya "autocad keyboard shortcuts" diye arattım; oradan aldığım bilgileri uygulamaya başladım ama baktım ki öyle direkt olmuyor. Sonra teknik ressamları izleyip onlardan gördüğümü uygulamaya başladım. Böyle böyle autocad'i öğrendim hatta üstüne lisp falan kasarak o teknik ressamlardan daha hızlı ve efektif kullanmaya başladım. zaman içinde üstüne koya koya bir noktaya kadar geldik, öyle ki genç yaşta Marmaray'da dizayn şefliği pozisyonuna layık gördüler.
Yukarıda anlattığım ana sebepten dolayı kariyer değişikliği yapmaya karar verdim. Doktorayı bırakıp MBA yapmak için gurbet ellere geldim. Şimdi javascript öğrenmeye çalışıyorum ama hem belli bir yaştan sonra çok zor oluyor; hem de ben ne kadar ulan şunu biliyorum bunu biliyorum desem de uygulama fırsatım olmadığı için sanıyorum ki ilk işverenime "autocad biliyorum" dediğim kadar javascript biliyorum. E kimse de stajyer olarak bile olsa işe almak istemiyor. Github'a falan bakıyorum, adamlar uçmuş kopmuş gitmiş anlayamıyorum ne yaptıklarını. İşin özü ne halt edeceğimi bilmiyorum. Öyle içimi bir dökeyim istedim.
Sevgili uzmanlar,
Çok zor bir kelime sorusu geliyor hazırlanın. Şimdi hani bazı durumlar var ya, arkadaşınız size takılır ama kızmazsınız. İşte mesela, iş ortamında sevdiğiniz bir arkadaşınız "kanka, seni dün E-5-te görmüşler" dese, gülersiniz ve benzer bir şekilde karşılığını verirsiniz. Hani başkası dese adamla gırtlak gırtlağa birbirinize girersiniz ama yakın arkadaşlıklarda bu ufak takılmalar ortamın neşesidir. Mesela bir diğer örneği de, "oğlum senin için şöyle böyle diyorlar" diyen arkadaşınıza "aaa, olur mu öyle şey ayol" dersiniz, geyiği çevirmeye devam edersiniz ama başka birisi dese kan çıkar.
İşte bu gibi durumlarda, faciaya yol açmayacağını bildiğiniz, arkadaşlar arasındaki bu takılmalar, alay etme durumu hangi fiil ile anlatılabilir?
Belki de çok kolay, herkesin bildiği bir kelimedir ama ben hatırlayamadım; aklıma takıldı.
Çok zor bir kelime sorusu geliyor hazırlanın. Şimdi hani bazı durumlar var ya, arkadaşınız size takılır ama kızmazsınız. İşte mesela, iş ortamında sevdiğiniz bir arkadaşınız "kanka, seni dün E-5-te görmüşler" dese, gülersiniz ve benzer bir şekilde karşılığını verirsiniz. Hani başkası dese adamla gırtlak gırtlağa birbirinize girersiniz ama yakın arkadaşlıklarda bu ufak takılmalar ortamın neşesidir. Mesela bir diğer örneği de, "oğlum senin için şöyle böyle diyorlar" diyen arkadaşınıza "aaa, olur mu öyle şey ayol" dersiniz, geyiği çevirmeye devam edersiniz ama başka birisi dese kan çıkar.
İşte bu gibi durumlarda, faciaya yol açmayacağını bildiğiniz, arkadaşlar arasındaki bu takılmalar, alay etme durumu hangi fiil ile anlatılabilir?
Belki de çok kolay, herkesin bildiği bir kelimedir ama ben hatırlayamadım; aklıma takıldı.
Selam dostlar,
Şimdi malumunuz güzel Türkçe'mizi bozma çabaları altında -sel, -sal uydurma ekleri kullanılmakta. Örneği duygu-sal yerine duygu-lu kullanmak dil bilgisi kuralları açısından doğru olanı. Şimdi bu -sal ve -sel 'le biten kelimelerin tamamını başka şekillerde ifade edebiliyorum ama sıkıntı yaşadığım bir kelime var. Global'in Türkçe karşılığı olan küresel kelimesinde -sel eki yerine birşey koyamıyorum. Bir yardımcı olursanız sevinirim.
Şimdi malumunuz güzel Türkçe'mizi bozma çabaları altında -sel, -sal uydurma ekleri kullanılmakta. Örneği duygu-sal yerine duygu-lu kullanmak dil bilgisi kuralları açısından doğru olanı. Şimdi bu -sal ve -sel 'le biten kelimelerin tamamını başka şekillerde ifade edebiliyorum ama sıkıntı yaşadığım bir kelime var. Global'in Türkçe karşılığı olan küresel kelimesinde -sel eki yerine birşey koyamıyorum. Bir yardımcı olursanız sevinirim.
Sen yaşanan vahşetten sonra bir mallık fırtınası esmeye başladı. Heryer hiçbir geçerliliği olmayan imza kampanyaları, mağduruz diye zırlayanlar, erkeklerden tiksiniyorum diye salyalarını saçanlarla dolu.
"La oğlum, kızım mal mısınız" minvalinde bir kaç paylaşımda bulundum facebookta ama yok arkadaş önü alınacak gibi değil.
1. internet siteleri üzerinden yapılan imza kampanyalarının bir hükmü yok. duyuruda da başlık açmış bazı mallar var; change.org'da kampanya açmış 1 milyon kişi hedefliyorlarmış falan. Azcık akıllı olun la, adamın sinirlerini bozuyorsunuz.
2. kadınlar mağduruz diye zırladıkça daha çok ezilirler. kadın-erkek eşittir ama bu lafla olmaz. "ama biz eşitiz, siz hakkımızı vermiyorsunuz" demekle eşit falan olunmaz. bırakın bu post feminist ayaklarını da, eşit olduğunuzu ispat eder şekilde davranmaya başlayın. kimsenin size eşitlik vermesine gerek yok; hakkınızı kendiniz alın.
3. erkeklerden tiksiniyorum diyen zevat, size diyecek hiç bir sözüm yok. pozitif ayrımcılığın dibine vurmuş bir ülkede yaşıyoruz zaten hala daha şu erkekleri nasıl aşağılasam da kendimi yüceltsem derdindesiniz. erkeklerden tiksinmek yanlış, arabeskten tiksinin. arap sevicilerin algı yönetimiyle dayatmaya çalıştığı şeriat sevdasından kurtulun. arap zihniyetini reddedin, modernliğe yönelin.
yahu yazacak çok şeyim var aslında ama toparlamakta zorluk çekiyorum. mevzu şu ki, bu arap seviciler bizi kendi milli değerlerimizden uzaklaştırmaya, araplastirmaya calisiyor. Türk-islam birligi diye uydurma bir safsata var mesela. bu safsatanin tamamı din kullanilarak arap adetlerini Türk milletine yedirme numaralari. kızdığım nokta da bu. ben zaten din denilen olguya tamamıyla karşıyım, insanları kandırmak için kurulmuş politik bir düzen. bizim insanimiz da zaten müslüman olmayı, arap gibi yaşamakla karıştırıyor. kuran'ı öğrenmeye çalışmıyor kimse, herkes arapları taklit etmeye uğraşıyor. bu da bizi uçuruma sürüklüyor. biz zaten milli değerlerimizi yasasak, kızlarımızın başına hic birşey gelmez, güvende olurlar.
idam gelsin diye meydanlarda bas bas bagiranlarin tek amaci seriat getirmek ulkeye. bakın bakalim bu heriflerin bir tanesi çıkıp da televizyonda bebek katili apoyu asalim diyor mu?
"La oğlum, kızım mal mısınız" minvalinde bir kaç paylaşımda bulundum facebookta ama yok arkadaş önü alınacak gibi değil.
1. internet siteleri üzerinden yapılan imza kampanyalarının bir hükmü yok. duyuruda da başlık açmış bazı mallar var; change.org'da kampanya açmış 1 milyon kişi hedefliyorlarmış falan. Azcık akıllı olun la, adamın sinirlerini bozuyorsunuz.
2. kadınlar mağduruz diye zırladıkça daha çok ezilirler. kadın-erkek eşittir ama bu lafla olmaz. "ama biz eşitiz, siz hakkımızı vermiyorsunuz" demekle eşit falan olunmaz. bırakın bu post feminist ayaklarını da, eşit olduğunuzu ispat eder şekilde davranmaya başlayın. kimsenin size eşitlik vermesine gerek yok; hakkınızı kendiniz alın.
3. erkeklerden tiksiniyorum diyen zevat, size diyecek hiç bir sözüm yok. pozitif ayrımcılığın dibine vurmuş bir ülkede yaşıyoruz zaten hala daha şu erkekleri nasıl aşağılasam da kendimi yüceltsem derdindesiniz. erkeklerden tiksinmek yanlış, arabeskten tiksinin. arap sevicilerin algı yönetimiyle dayatmaya çalıştığı şeriat sevdasından kurtulun. arap zihniyetini reddedin, modernliğe yönelin.
yahu yazacak çok şeyim var aslında ama toparlamakta zorluk çekiyorum. mevzu şu ki, bu arap seviciler bizi kendi milli değerlerimizden uzaklaştırmaya, araplastirmaya calisiyor. Türk-islam birligi diye uydurma bir safsata var mesela. bu safsatanin tamamı din kullanilarak arap adetlerini Türk milletine yedirme numaralari. kızdığım nokta da bu. ben zaten din denilen olguya tamamıyla karşıyım, insanları kandırmak için kurulmuş politik bir düzen. bizim insanimiz da zaten müslüman olmayı, arap gibi yaşamakla karıştırıyor. kuran'ı öğrenmeye çalışmıyor kimse, herkes arapları taklit etmeye uğraşıyor. bu da bizi uçuruma sürüklüyor. biz zaten milli değerlerimizi yasasak, kızlarımızın başına hic birşey gelmez, güvende olurlar.
idam gelsin diye meydanlarda bas bas bagiranlarin tek amaci seriat getirmek ulkeye. bakın bakalim bu heriflerin bir tanesi çıkıp da televizyonda bebek katili apoyu asalim diyor mu?
daha once bi tanidigimizin dugun arefesi penisine zencefil ve bal surerek, dugun gunu hastaneye kostugunu biliyorum. nedeni de penisinin asiri sismesiymis. az once bir forumda denk geldim; penisinizi kalinlastirmak icin zencefilli bal surun diyor adamin biri.
zencefil ve bal nasil oluyor da penis sisiriyor? benim aklima alerjik reaksiyon olusturmasi geliyor bir tek.
zencefil ve bal nasil oluyor da penis sisiriyor? benim aklima alerjik reaksiyon olusturmasi geliyor bir tek.
soru baslikta. var mi bildiginiz boyle filmler? tesekkurler
Selam ahali. Bir süredir bir manyakla uğraşıyorum. Yaban ellerdeyim ve 4 ay önce acil olarak ev/oda ihtiyacım doğdu. Craigslist'ten buldum bi yer, gittim anlaştım. Sözleşmeyi yaptıktan sonra baktım ki ev sahibi hatun kişi sürekli daha önceki kiracılarının ona zarar verdiğinden, komşularının onu rahatsız ettiğinden falan bahsediyor, dedim oğlum kaç git başına bela alma. Ev sahibine dedim "bak daha evinde kalmadım ve ben kendimi rahat hissetmiyorum. gel şu anlaşmayı fesh edelim.", nuh dedi peygamber demedi; "Sözleşmeyi yaptık, paranı falan geri vermem. İstersen evde kalmayabilirsin ama sözleşme sözleşmedir" dedi. Biraz daha ısrar edince, yerime birini bulursa evden çıkabileceğimi söyledi. 20 gün sonra yerimi birini buldu, akşam 9'da gelip bana hadi çık yerine birini buldum dedi; gittim otelde kaldım hatta. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra kendince bir hesap yapmış, işte depozito ve kullanılmayan günler için bana geri ödemesi gereken miktarı hesaplamış bana mail attı. Ben de eyvallah dedim. Bir süre sonra depozitoyu parça parça ödedi ama kullanmadığım günler için ödeme yapmadı. 15-20 günlük aralıklarla sordum ne zaman ödeme yapabileceğini, hepsinde yapacağını söyledi ama bir tarih vermedi anlayacağınız geçiştirdi. Son konuşmamızda, "eğer ödeme yapmak istemiyorsan seni mahkemeye vereceğim ve mahkemede başın belaya girsin istemiyorum" dedim diye başladı bana "beni tehdit edemezsin. sen kim oluyorsun vs" şeklinde saydırmaya. Hızını alamadı okuduğum okula yazı gönderdi. Gönderdiği yazıda benim İŞİD elemanı olduğumu, onu tehdit ettiğimi, onu takip ettiğimi ve ona zarar vermek istediğimi falan belirtmiş; dolayısıyla okuldan atılmamı ve vizemin iptalini talep etmiş. Okul beni alelacele çağırdı, savunma istedi falan; neyse ki aramızdaki herşey karşılık imzalarla kayıtlı olduğundan ve tüm mailleri ve sms mesajlarını sakladığımdan derdimi anlatabildim okula.
Okul bana iftiranın çok büyük bir suç olduğunu ve istersem bu manyağın donuna kadar alabileceğimi söyledi. Uğraşmak istemediğimden, adliyeye gittim ve sadece alacaklı olduğum para için dava açtım. Ama şimdi hafif bir pişmanlık var çünkü bu manyağın başıma daha büyük belalar açmaya çalışacağından korkuyorum. Kadınlara pozitif ayrımcılık yapan adaletin (bkz: sahte tecavüz davaları) beni pek koruyup kollamayacağı konusunda endişelerim var. Böyle durumlarda, manyaklarla nasıl başa çıkıyorsunuz? Biraz bir akıl fikir danışmak istedim.
Okul bana iftiranın çok büyük bir suç olduğunu ve istersem bu manyağın donuna kadar alabileceğimi söyledi. Uğraşmak istemediğimden, adliyeye gittim ve sadece alacaklı olduğum para için dava açtım. Ama şimdi hafif bir pişmanlık var çünkü bu manyağın başıma daha büyük belalar açmaya çalışacağından korkuyorum. Kadınlara pozitif ayrımcılık yapan adaletin (bkz: sahte tecavüz davaları) beni pek koruyup kollamayacağı konusunda endişelerim var. Böyle durumlarda, manyaklarla nasıl başa çıkıyorsunuz? Biraz bir akıl fikir danışmak istedim.
Google inbox davetive zinciri başlığı sanırım engellenmiş. İki sorum var.
1. Neden engellenmiş biliyor musunuz?
2. Davetiye gönderebilecek olan var mı?
Teşekkürler
1. Neden engellenmiş biliyor musunuz?
2. Davetiye gönderebilecek olan var mı?
Teşekkürler
Merhaba,
Diplomamın İngilizce'si lazım oldu ve resmi bir şey olmadığı için benim tercümemin yeterli olacağını söylediler. Maalesef diplomalarımız saçma sapan bir biçimde olduğu için çevirisi de hayli zor oluyor. Bir kaç deneme yaptım ama bir türlü içim ısınmadı. Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Türkçesi şöyle bir şey:
Yıldız Teknik Üniversitesi
ALİ DESİDERO
2007-2008 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINDA
MAKİNE FAKÜLTESİ
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜNDEKİ
EĞİTİMİNİ BAŞARIYLA TAMAMLAYARAK
LİSANS DERECESİ
ALMAYA HAK KAZANMIŞTIR
Diplomamın İngilizce'si lazım oldu ve resmi bir şey olmadığı için benim tercümemin yeterli olacağını söylediler. Maalesef diplomalarımız saçma sapan bir biçimde olduğu için çevirisi de hayli zor oluyor. Bir kaç deneme yaptım ama bir türlü içim ısınmadı. Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Türkçesi şöyle bir şey:
Yıldız Teknik Üniversitesi
ALİ DESİDERO
2007-2008 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINDA
MAKİNE FAKÜLTESİ
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜNDEKİ
EĞİTİMİNİ BAŞARIYLA TAMAMLAYARAK
LİSANS DERECESİ
ALMAYA HAK KAZANMIŞTIR
Kim demiş bu sözü, ingilizcesi nedir? Bilgisi olan varsa paylaşabilirse sevinirim.
Arkadaşlar,
Azerbaycan'da makine mühendisi maaşları ile ilgili bilginiz var mı? Mekanik tasarım mühendisi, Tasarım şefi ve Tasarım müdürü aşağı yukarı hangi ücretleri alıyordur acaba?
Azerbaycan'da makine mühendisi maaşları ile ilgili bilginiz var mı? Mekanik tasarım mühendisi, Tasarım şefi ve Tasarım müdürü aşağı yukarı hangi ücretleri alıyordur acaba?
Evet canlar. Mesela okunmuş su, okunmuş pirinç... bunların ingilizcesi nedir?
Arkadaşlar güzel bir hikaye vardı. Çok aradım ama içeriğini net hatırlayamadığım için bulamıyorum. Hikayenin ana temasını basitçe anlatayım belki hatırlayanınız vardır.
Örnekleme yapıyorum: İşte kız soruyor düşersem tutar mısın diye çocuk hayır diyor, sonra kız soruyor ağlarsam göz yaşımı siler misin diye çocuk hayır diyor falan filan en sonunda kız üzülüyor susuyor tam gidecekken çocuk başlıyor düşersen ben de seninle birlikte düşerim, ağlarsan seninle birlikte ağlarım falan diye böyle güzel güzel veriyor cevapları.
Ben yukarıda olayları salladım ve saçmaladım, hikayenin kendisi güzel esasında =)
Hatırlayanınız var mı?
Örnekleme yapıyorum: İşte kız soruyor düşersem tutar mısın diye çocuk hayır diyor, sonra kız soruyor ağlarsam göz yaşımı siler misin diye çocuk hayır diyor falan filan en sonunda kız üzülüyor susuyor tam gidecekken çocuk başlıyor düşersen ben de seninle birlikte düşerim, ağlarsan seninle birlikte ağlarım falan diye böyle güzel güzel veriyor cevapları.
Ben yukarıda olayları salladım ve saçmaladım, hikayenin kendisi güzel esasında =)
Hatırlayanınız var mı?
Merhaba,
Almanya'da bir firmaya dışardan iş yapıyorum. Firma bana teklifte bulundu. Maaş bana Almanya şartları için biraz düşük gibi geldi ama. 2000€ teklif ediyorlar.
Yüksek makine mühendisiyim. 5 senelik tecrübem var. Düsseldorf şehri için bu para yeterli midir, yoksa perişan mı olurum oralarda?
Almanya'da bir firmaya dışardan iş yapıyorum. Firma bana teklifte bulundu. Maaş bana Almanya şartları için biraz düşük gibi geldi ama. 2000€ teklif ediyorlar.
Yüksek makine mühendisiyim. 5 senelik tecrübem var. Düsseldorf şehri için bu para yeterli midir, yoksa perişan mı olurum oralarda?
Doktor bana B12 eksikliği için iğne verdi ancak sabah 8 akşam 8 çalıştığım ve etrafta eczane/sağlık ocağı gibi bir yer olmadığından günlük iğne yaptırmam mümkün gözükmüyor.
Onun yerine hap kullanayım diyorum ancak bağırsak/mide fonksiyonlarımın B12'yi ememesinden kaynaklanan B12 eksikliğini gidermek için önce bu fonksiyonlarımı düzeltmem gerekiyor sanırım.
Bunun için pankreoflat aldım, bir de solgar'ın dil altı 1000 mcg B12 vitaminini aldım. Bu ikisi iş görür mü yoksa illa iğne mi kullanmam gerekiyor?
Onun yerine hap kullanayım diyorum ancak bağırsak/mide fonksiyonlarımın B12'yi ememesinden kaynaklanan B12 eksikliğini gidermek için önce bu fonksiyonlarımı düzeltmem gerekiyor sanırım.
Bunun için pankreoflat aldım, bir de solgar'ın dil altı 1000 mcg B12 vitaminini aldım. Bu ikisi iş görür mü yoksa illa iğne mi kullanmam gerekiyor?
Aslında böyle şeyler istemeyi hiç sevmem ama bu sıralar bir modadır gidiyor ben de dahil olayım istedim.
Annem de babam da sağ, ben de çalışıyorum. Para lazım acil şekilde. Gelecek ay, olmadı ondan sonraki ay öderim. Öyle önemli bir ihtiyacım yok ama siz gene de gönderirseniz sevinirim. Ne olacak lan atla deve değil ya, hepiniz 10'ar lira atsanız iyi para toplanır aslında.
Hadi be bir el atın, sevindirin beni.
Annem de babam da sağ, ben de çalışıyorum. Para lazım acil şekilde. Gelecek ay, olmadı ondan sonraki ay öderim. Öyle önemli bir ihtiyacım yok ama siz gene de gönderirseniz sevinirim. Ne olacak lan atla deve değil ya, hepiniz 10'ar lira atsanız iyi para toplanır aslında.
Hadi be bir el atın, sevindirin beni.
Merhaba,
Faremin scroll tekerleği ekranın belirli bölgelerinde çalışmıyor. Web sayfası gezerken de bu böyle, excel'de word'de çalışırken de böyle. Kafayı yiyeceğim =) 5 cm'lik dikey bir alanda çalışmıyor.
Her türlü sürücü güncellemesini cartını curtunu yaptım ama eminim ufak bir püf noktası var bulamıyorum. Yardımcı olacaklara teşekkür ederim.
Faremin scroll tekerleği ekranın belirli bölgelerinde çalışmıyor. Web sayfası gezerken de bu böyle, excel'de word'de çalışırken de böyle. Kafayı yiyeceğim =) 5 cm'lik dikey bir alanda çalışmıyor.
Her türlü sürücü güncellemesini cartını curtunu yaptım ama eminim ufak bir püf noktası var bulamıyorum. Yardımcı olacaklara teşekkür ederim.
Sevgili dostlar,
Kafası az basan biri olarak aşağıdaki örnekte görüldüğü üzere link ile javascript çağırmayı beceremedim. Resime tıkladığınızda gördüğünüz gibi dönüyor, ama ben bunu resime tıklayarak değilde linke tıklayarak yapmak istiyorum. Mesela "30 derece" yazan linke tıklayınca 30 derece dönsün, "40 derece" yazan linke tıklayınca 40 dereceye gelsin.
yavuzbattal.com
Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Kafası az basan biri olarak aşağıdaki örnekte görüldüğü üzere link ile javascript çağırmayı beceremedim. Resime tıkladığınızda gördüğünüz gibi dönüyor, ama ben bunu resime tıklayarak değilde linke tıklayarak yapmak istiyorum. Mesela "30 derece" yazan linke tıklayınca 30 derece dönsün, "40 derece" yazan linke tıklayınca 40 dereceye gelsin.
yavuzbattal.com
Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Bu P90X videoları ortalama 1 saatlik şeyler. Her çalışmada hep aynı videoları mı izliyoruz yoksa alttaki süre çubuğunun bir anlamı önemi var mı?
Merhabalar,
Ajax tabanlı tavla ve pişti scripti yazdırmak istiyorum. MySQL bağlantısı ile üyelere java eklentisi kurdurmadan tavla oynatabilmek amacım. Ayrıca bir oyun projem daha var ancak burada bahsetmeyi uygun bulmuyorum. İlgili arkadaşların aşağıdaki mail adresine mail atmaları rica olunur:
burakdogan@msn.com
anahtar kelimeler: ajax, json, dhtml, tavla, pişti =)
Ajax tabanlı tavla ve pişti scripti yazdırmak istiyorum. MySQL bağlantısı ile üyelere java eklentisi kurdurmadan tavla oynatabilmek amacım. Ayrıca bir oyun projem daha var ancak burada bahsetmeyi uygun bulmuyorum. İlgili arkadaşların aşağıdaki mail adresine mail atmaları rica olunur:
burakdogan@msn.com
anahtar kelimeler: ajax, json, dhtml, tavla, pişti =)
Merhaba sevgili insan kaynağı uzmanları,
Novartis ilaç fabrikasında kalite kontrol bölümüne yeni giren İstanbul Üniversitesi kimya bölümü mezunu, okulla wordle excelle hiç alakası olmayan, okulu bitirdikten sonra 1,5 sene hiç çalışmayıp gezip tozmuş bir arkadaşım var. İşte bu arkadaş Novartis'le 2500 Liraya anlaştı. Hem de bir gıdım torpili yok.
Yahu kendimi embesil gibi hissediyorum. Ben ve çevremdeki teknik üniversite mezunu hem de yüksek lisans sahibi makine mühendisi arkadaşlara tecrübeleri olduğu halde 2500 lirayı çok görüyorlar, bu insanı direkt 2500 liradan başlatıyorlar. Novartis'te kalite kontrol analistlerinin başlangıç maaşı gerçekten böyleyse bu yaşımdan sonra gidip kimya okuyacağım şerefsizim.
Var mı ilaç fabrikalarında aynı pozisyonda tanıdığı ettiği olan?
(bkz: atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun)
Novartis ilaç fabrikasında kalite kontrol bölümüne yeni giren İstanbul Üniversitesi kimya bölümü mezunu, okulla wordle excelle hiç alakası olmayan, okulu bitirdikten sonra 1,5 sene hiç çalışmayıp gezip tozmuş bir arkadaşım var. İşte bu arkadaş Novartis'le 2500 Liraya anlaştı. Hem de bir gıdım torpili yok.
Yahu kendimi embesil gibi hissediyorum. Ben ve çevremdeki teknik üniversite mezunu hem de yüksek lisans sahibi makine mühendisi arkadaşlara tecrübeleri olduğu halde 2500 lirayı çok görüyorlar, bu insanı direkt 2500 liradan başlatıyorlar. Novartis'te kalite kontrol analistlerinin başlangıç maaşı gerçekten böyleyse bu yaşımdan sonra gidip kimya okuyacağım şerefsizim.
Var mı ilaç fabrikalarında aynı pozisyonda tanıdığı ettiği olan?
(bkz: atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun)
boğaziçi köprüsü trafiği sabah hangi yönde tıkalı oluyor akşam hangi yönde?
daha açık bir şekilde soracak olursam maltepede (e5 üzerinde) yaşayan birisinin toplu taşıma kullanıyorsa fulyada çalışması mantıklı mıdır değil midir?
daha açık bir şekilde soracak olursam maltepede (e5 üzerinde) yaşayan birisinin toplu taşıma kullanıyorsa fulyada çalışması mantıklı mıdır değil midir?
Sevgili elektrikçiler,
Normal bir apartman dairesine çekilen elektrik tesisatı kaç kW elektriğe kadar izin vermektedir? Yani ben evime çakma süper bilgisayar kurmak istesem, 20 bilgisayara kadar (monitörsüz, kasa gücü: 400W) eve bilgisayar yığsam ev mi yanar yoksa apartman mı?
Normal bir apartman dairesine çekilen elektrik tesisatı kaç kW elektriğe kadar izin vermektedir? Yani ben evime çakma süper bilgisayar kurmak istesem, 20 bilgisayara kadar (monitörsüz, kasa gücü: 400W) eve bilgisayar yığsam ev mi yanar yoksa apartman mı?
Bana mı hep düşük maaş teklif ediyorlar yoksa piyasa mı böyle bir türlü çözemedim. Bir yoklamak istiyorum.
İnşaat sektöründe 4 sene tecrübem vardı 2500-3000 lira veriyorlardı. O ücretin daha fazla artmayacağını düşünerek sektör değiştirme kararı aldım. İmalat-Otomotiv sektörüne geçiş yaptım. Başlangıç için 2000 lira civarı teklif ediyorlar ama içerden aldığım bilgiler zam yıllık %5'i geçmez diyorlar. Ne öldürür ne güldürür tarzı bir yaklaşım sergiliyorlar.
İnsanlar hep bu civarlarda maaş alıyorlarsa bu ev kiralarını nasıl ödüyorlar? Ben mi yanlış firmalara, yanlış sektöre yönelmişim?
Not: Yüksek makine mühendisiyim
İnşaat sektöründe 4 sene tecrübem vardı 2500-3000 lira veriyorlardı. O ücretin daha fazla artmayacağını düşünerek sektör değiştirme kararı aldım. İmalat-Otomotiv sektörüne geçiş yaptım. Başlangıç için 2000 lira civarı teklif ediyorlar ama içerden aldığım bilgiler zam yıllık %5'i geçmez diyorlar. Ne öldürür ne güldürür tarzı bir yaklaşım sergiliyorlar.
İnsanlar hep bu civarlarda maaş alıyorlarsa bu ev kiralarını nasıl ödüyorlar? Ben mi yanlış firmalara, yanlış sektöre yönelmişim?
Not: Yüksek makine mühendisiyim
Evet sevgili mühendis arkadaşlar. Birbiriyle eş konumda sayılan otomotiv sektöründeki iki firmadan birini tercih etmem gerekiyor. Birisinde ürün geliştirme mühendisi olacağım, diğerinde proje mühendisi. Sektörün içinde olmadığımdan hangi pozisyon daha avantajlıdır, hangisinin ileride doğuracağı potansiyel olanaklar daha fazladır bilmiyorum. Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
"En güzel olan en çirkin de olabilendir ve en gerçek, en yalan olabilen.. Sanat; çirkini güzel, güzeli çirkin yapandır.
Aşk; hem ölümcül darbe, hem yaşamdır. Şeytan sadece sunar, insan isterse seçer. İnsan işte bu yüzden özgürdür; günah diye bir şey yoktur.
Suç; bir kere işlemek istedikten sonra harekete dökülse de suçtur, dökülmesede.
Ve insan tüm bunların yarattığı, yaşamın biricik trajik kahramanıdır. Asla bir başkası değil."
Zibilyon tane sosyal paylaşım sitesinde, bloglarda falan filan bu yazı paylaşılmakta altında da "Oscar Wilde" yazmaktadır. Oscar Wilde ne zaman nerede söylemiş bunları? Neden yabancı kaynaklarda yok da bir tek memleketim insanı paylaşıyor?
Aşk; hem ölümcül darbe, hem yaşamdır. Şeytan sadece sunar, insan isterse seçer. İnsan işte bu yüzden özgürdür; günah diye bir şey yoktur.
Suç; bir kere işlemek istedikten sonra harekete dökülse de suçtur, dökülmesede.
Ve insan tüm bunların yarattığı, yaşamın biricik trajik kahramanıdır. Asla bir başkası değil."
Zibilyon tane sosyal paylaşım sitesinde, bloglarda falan filan bu yazı paylaşılmakta altında da "Oscar Wilde" yazmaktadır. Oscar Wilde ne zaman nerede söylemiş bunları? Neden yabancı kaynaklarda yok da bir tek memleketim insanı paylaşıyor?
Sanırım 10 senelik bir oyun. Oyun açılışında dinazorlar(belki de oyunun ismi dinazorlu birşeydi) falan vardı. İlk başta denizfeneri gibi birşeye çıkıyorduk. Bir oyun dergisi demosunu vermişti ama ben deniz fenerinin tepesine bir türlü çıkamadığım için ancak bu kadar hatırlıyorum. Adventure oynayasım tuttu, oyunun adı ile ilgili fikri olan var mı?
Az önce cnbc-e de dr. who'ya denk geldim. daha önce izlemiştim ama denk geldiği için izlemiştim; ne izlediğimi hatırlamıyorum bile.
Herneyse cnbc-e de yayınlanan bölümü 4. sezonun son bölümüymüş, eleman değişti birşeyler oldu kaşım gözüm var diye sevindi.
sonra sözlükten baktım ilgili bölüme başrol oyuncusu değişmiş. hem de 11. dr who olmuş bu yeni eleman.
şimdi benim beynim bu noktada durdu. ne oluyor da bu adam değişiyor. yani dizinin konusu nedir? bir görev tamamladığında kılığı mı değişiyor yoksa başka bir yaratık mı gönderiliyor dünyaya?
birisi bana anneye anlatır gibi anlatabilirse sevinirim.
Herneyse cnbc-e de yayınlanan bölümü 4. sezonun son bölümüymüş, eleman değişti birşeyler oldu kaşım gözüm var diye sevindi.
sonra sözlükten baktım ilgili bölüme başrol oyuncusu değişmiş. hem de 11. dr who olmuş bu yeni eleman.
şimdi benim beynim bu noktada durdu. ne oluyor da bu adam değişiyor. yani dizinin konusu nedir? bir görev tamamladığında kılığı mı değişiyor yoksa başka bir yaratık mı gönderiliyor dünyaya?
birisi bana anneye anlatır gibi anlatabilirse sevinirim.
1