Eşimin kafasında yarım ceviz büyüklüğünde bir yağ bezesi var. Daha önce doktora görünmüştü benim evhamlı biri olmam nedeniyle ama doktor bir sorun olmadığını estetik cerrahtan randevu alıp kurtulabileceğimizi söylemişti. şu anda bezenin biraz daha büyüyüp artık iyice belli olması nedeniyle artık o da tamam aldıralım noktasına geldi. Ankara'da bu iş için önereceğiniz doktor var mı? Türkiye'de yaşamadığımız için sağlık güvencemiz yok, dolayısıyla herhangi bir kurumda çalışan biri olabilir.
Eşime hediye olarak bir telefon almak istiyorum. Kendisi şirketi iPhone mu verelim android mi diye sorduğunda iPhone seçmemiş biri, ben de tüm apple ekosisteminin finansal kölesi biriyim. 2016 senesinden beri Samsung’un bir modelini kullanıyor. Samsung s22 ultra almayı düşünüyordum ama olumsuz yorum da çok, parasının telefonu diyenler çok. Uzun süre sorunsuz kullanabileceği ne önerirsiniz? Hollanda’da yaşıyoruz, dolayısıyla Türkiye’de satılmayan telefonları da önerebilirsiniz. F/p takıntılı bir mühendisi hangi telefon mutlu eder?
Ankara’da Cetrotide
marla is in my head #1540212
Tedavi sonrası elinde kalan, ecza deposu olan ya da eczanesinde bulunan varsa çok acil bulmam gerekiyor. Yaklaşık 100 eczane aradım ve bulamadım maalesef.
(4)
Arabamı satmak istiyorum ama fiyatını nasıl belirleyeceğim bilmiyorum
marla is in my head #1539258
Önceki arabalarımda ekonominin bu kadar kötü olmaması nedeniyle sahibinden.com'daki benzer ilanlara bakıp aşağı yukarı bir fiyat belirliyor ve genelde aynı hafta satıyordum. Bir süredir Türkiye'de değilim ve her şeyin fiyatı sürekli değiştiği için ne pahalı ne ucuz anlayamıyorum. Sahibinden'e baktığımda aynı model arabalarda bile uçurum bir fiyat farkı oluyor. Yüksek yazıp satamamak ya da düşük yazıp insanların zaten düşük rakam üzerinden pazarlık edip ölü fiyattan almasını da istemiyorum. Bu aracın ederini nasıl belirleyeceğim?
2016 Seat Leon, 1.2 benzinli, otomatik vites, 80 bin km. Son bakımına kadar Doğuş'ta yaptırdım, son bakımını Bosch'ta yaptırdım geçen ay. 2 kazası var; biri yayaya çarpma, onda hasar bedeli yok, diğeri de 1000 tl civarı tampon hasarı. Vavacars 457 bin tl teklif veriyor ama bu ölücü bir rakam mı yoksa uğraşmayıp vereyim mi? Ne önerirsiniz?
2016 Seat Leon, 1.2 benzinli, otomatik vites, 80 bin km. Son bakımına kadar Doğuş'ta yaptırdım, son bakımını Bosch'ta yaptırdım geçen ay. 2 kazası var; biri yayaya çarpma, onda hasar bedeli yok, diğeri de 1000 tl civarı tampon hasarı. Vavacars 457 bin tl teklif veriyor ama bu ölücü bir rakam mı yoksa uğraşmayıp vereyim mi? Ne önerirsiniz?
Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz ve en az hasarla atlatabilmek için psikolojik destek arıyoruz. Online görüşme talep edeceğim için şehir farketmez.
Ankara'da Satılık Play Station 4
marla is in my head #1526656
Yurt dışına taşınacağım için satıyorum, bir sorunu yok.
İkinci el fiyatlarına bakıp ortalama bir meblağ teklif etmeniz halinde anlaşırız diye düşünüyorum. 2 adet kolu da mevcut.
İkinci el fiyatlarına bakıp ortalama bir meblağ teklif etmeniz halinde anlaşırız diye düşünüyorum. 2 adet kolu da mevcut.
Ankara’da iki kişi de çalışıyor, Eindhoven seçeneğinde eşlerden biri ücretsiz izinde olacak.
Yaşlar 33-40. Ankara’da aylık 10 bin krediye ödeniyor ama kiralama durumunda kira krediyi ödüyor. Sorun olursa aileler de öder.
Siz olsanız hangisini seçerdiniz ve neden? Gitme kararı almıştık ama vergi avantajının kalkması gündemde ve bu nedenle teklif edilen maaş yaklaşık 1300 Euro düştü. Bu nedenle özellikle maddi sıkıntı yaşar mıyız konusunda tereddüte düştük.
Yaşlar 33-40. Ankara’da aylık 10 bin krediye ödeniyor ama kiralama durumunda kira krediyi ödüyor. Sorun olursa aileler de öder.
Siz olsanız hangisini seçerdiniz ve neden? Gitme kararı almıştık ama vergi avantajının kalkması gündemde ve bu nedenle teklif edilen maaş yaklaşık 1300 Euro düştü. Bu nedenle özellikle maddi sıkıntı yaşar mıyız konusunda tereddüte düştük.
Mayıs ortası gibi Hollanda'ya taşınmayı planlıyoruz. Bir de kedimiz var; kısırlaştırıldı, çipi var, EU pasaportu var ama henüz kuduz aşı tarihi gelmediği için yaptırmadık. Benzer süreçten geçenler varsa bu zaman diliminde ne gibi sorunlarla/olumsuzluklarla karşılaştınız? Herhangi bir tavsiyeniz, şuna dikkat et dediğiniz bir şey var mı?
Genelde birden fazla bileklik takıyor, 34 yaşında, teknelere/denizciliğe ilgisi olan biri.
Sizce siyah olan mı daha iyi kahverengi mi?
Sizce siyah olan mı daha iyi kahverengi mi?
Bu cuma 1. senemiz dolacak. Ben Trilye'yi düşünüyordum ama epey olumsuz yorum da yapılmış ve son zamanlarda hiç gitmedim. Özel günler için nereyi tavsiye edersiniz? Yakın zamanda gidip de memnun kaldığınız, özel günlere uygun hangi restoranlar var?
Maalesef eşim çok kötü giyiniyor ve yoğun çalıştığı için alışverişe zaman ayıramıyor. Düzgün kıyafetleri genelde benim hediye ettiğim kıyafetler oluyor. Ben de erkek markalarına hakim olmadığım için Tommy, Lacoste gibi markalara haddinden fazla para harcamış oluyorum. Fiyat olarak bu skalanın altında ama kumaş kalitesi (%100 polyester olmaması) ve kesimleri iyi olan hangi markalar var? Kışın genellikle triko kazak giyiyor. Smart casual tarzda 30'ların sonuna doğru bir beyefendi nerelerden kıyafet alıyor? Memnun kaldığınız yerler hangi mağazalar?
Bir devlet üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalışıyorum.
Tüm sosyal medya hesaplarım gizli hesap konumunda, kendi adım soyadım Facebook ve Linkedin hariç hiçbir mecrada geçmiyor. Instagram'da da fakülteden sadece 4 kişiyle takipleşiyordum. Bunlardan 3'ü zaten samimi olduğum kişiler, 4. arkadaş da fakülteye sonradan gelen genç bir arkadaşımız. Ben de reddetmek istemedim, kendisine karşı olumsuz bir tavrım olmadığı için kaynaşmaya çalıştığını düşündüm; ancak daha sonra bu kişinin kötü niyetle story'deki günlük paylaşımlarımın ekran görüntülerini alıp dekan yardımcısı ve dekana ilettiğini farkettim. Genç meslektaşım mı kendi kendine böyle bir vazifeye soyundu, yoksa beraber çalışmakta olduğu dekan yardımcısı ve dekan konumundaki hocalar mı bunu talep etti (ki bence ikisi de kötü) bilmiyorum.
Bu olayı öğrendikten sonra yakın zamanda 2 arkadaşımın da özel bilgileri nedeniyle soruşturma geçirdiklerini, ancak kendilerini kimin şikayet ettiğini bulamadıklarını öğrendim. Kısacası bu şahıs fakültedeki herkesi takip ederek, ekran görüntüleri alıp, kapalı hesapların içeriğinde olan her şeyi amirlerimizle paylaşıyor. Ben kim olduğunu anlayınca direkt engelledim, her zaman iyi niyetle yaklaşıp her konuda yardım etmeye çalıştığım bir meslektaşımdan böyle bir şeyi hiç beklemiyordum.
Diğer yandan da iyi niyetim süistimal edildiği ve "gizli" olarak sunduğum hesabımın ekran görüntülerinin yayılması beni rahatsız etti. Bu konuda yapabileceğim bir şey var mı? Yoksa "geçmiş olsun" mu?
Tüm sosyal medya hesaplarım gizli hesap konumunda, kendi adım soyadım Facebook ve Linkedin hariç hiçbir mecrada geçmiyor. Instagram'da da fakülteden sadece 4 kişiyle takipleşiyordum. Bunlardan 3'ü zaten samimi olduğum kişiler, 4. arkadaş da fakülteye sonradan gelen genç bir arkadaşımız. Ben de reddetmek istemedim, kendisine karşı olumsuz bir tavrım olmadığı için kaynaşmaya çalıştığını düşündüm; ancak daha sonra bu kişinin kötü niyetle story'deki günlük paylaşımlarımın ekran görüntülerini alıp dekan yardımcısı ve dekana ilettiğini farkettim. Genç meslektaşım mı kendi kendine böyle bir vazifeye soyundu, yoksa beraber çalışmakta olduğu dekan yardımcısı ve dekan konumundaki hocalar mı bunu talep etti (ki bence ikisi de kötü) bilmiyorum.
Bu olayı öğrendikten sonra yakın zamanda 2 arkadaşımın da özel bilgileri nedeniyle soruşturma geçirdiklerini, ancak kendilerini kimin şikayet ettiğini bulamadıklarını öğrendim. Kısacası bu şahıs fakültedeki herkesi takip ederek, ekran görüntüleri alıp, kapalı hesapların içeriğinde olan her şeyi amirlerimizle paylaşıyor. Ben kim olduğunu anlayınca direkt engelledim, her zaman iyi niyetle yaklaşıp her konuda yardım etmeye çalıştığım bir meslektaşımdan böyle bir şeyi hiç beklemiyordum.
Diğer yandan da iyi niyetim süistimal edildiği ve "gizli" olarak sunduğum hesabımın ekran görüntülerinin yayılması beni rahatsız etti. Bu konuda yapabileceğim bir şey var mı? Yoksa "geçmiş olsun" mu?
Merhaba,
Sürekli makale okumam gerekiyor ama gözlerim miyop+astigmat ve yüksek dereceli olduğu için bilgisayar ekranından okuma konusunda zorlanıyorum. Bu nedenle çoğunlukla baskı alıp okuyorum, üzerlerini çizip, not almak da kolay oluyor. Dolayısıyla insanlardan ve kırtasiyelerden soyutlandığım şu günlerde bir yazıcı alıp anında çıktımı almak istiyorum.
HP Smart tank serisini beğendim ama fiyat olarak 1000 liranın üzerinde. Bu işlerden anlayanlara sorum; bu parayı vermeye değer mi? Siyah beyaz baskı alacağım, haftada 100-150 sayfayı bulabilir. Bu işlerden fazla anlamıyorum. Ne önerirsiniz?
Not: Kağıt sarfiyatım beni de üzüyor, bu nedenle düzenli olarak fide dikiyorum ya da bağışta bulunuyorum.
Sürekli makale okumam gerekiyor ama gözlerim miyop+astigmat ve yüksek dereceli olduğu için bilgisayar ekranından okuma konusunda zorlanıyorum. Bu nedenle çoğunlukla baskı alıp okuyorum, üzerlerini çizip, not almak da kolay oluyor. Dolayısıyla insanlardan ve kırtasiyelerden soyutlandığım şu günlerde bir yazıcı alıp anında çıktımı almak istiyorum.
HP Smart tank serisini beğendim ama fiyat olarak 1000 liranın üzerinde. Bu işlerden anlayanlara sorum; bu parayı vermeye değer mi? Siyah beyaz baskı alacağım, haftada 100-150 sayfayı bulabilir. Bu işlerden fazla anlamıyorum. Ne önerirsiniz?
Not: Kağıt sarfiyatım beni de üzüyor, bu nedenle düzenli olarak fide dikiyorum ya da bağışta bulunuyorum.
Bu ay düğünümüz vardı normal koşullar altında; ancak düğün salonları devlet talimatıyla kapandığı için düğün gerçekleşmedi.
Düğün salonuyla yaptığımız sözleşmenin mücbir sebepler kısmına göre kdv bedeli kesilerek ücret iadesi alabilmemiz gerekiyordu (8+8 bin tl ödeme yaptık, düğünde de 8 bin daha ödeyecektik ve henüz bize bir fatura verilmedi, EFT olarak ödeme yaptık. Ben de 16 bin liradan kdv'yi düşün, kalanını alalım demiştim ancak 24 bin üzerinden düşeriz, avukata sormam lazım kesinti oranını demişti mekan sahibi).
Bugün de eşim mesaj yazmış, 24 bin üzerinden düşseniz de biz ücret iadesi almak istiyoruz, 4 bin lira kesintiyi kabul ediyoruz diye. Cevap olarak virüs nedeniyle evden çalışıyoruz, ücret iadesi yapmıyoruz, virüs sonrası ofisi açtığımızda ilerleyen bir tarihe düğününüzü çekmek için konuşuruz yazmışlar. Kendi yaptıkları sözleşmeye göre böyle bir hakları yok. Bu aşamada paramızı almak için nasıl bir yol izlememiz gerekir? Günün sonunda zararlı çıkar mıyız yoksa yasal faiziyle ve avukat ücretiyle birlikte geri alabilir miyiz bu ücreti?
Düğün salonuyla yaptığımız sözleşmenin mücbir sebepler kısmına göre kdv bedeli kesilerek ücret iadesi alabilmemiz gerekiyordu (8+8 bin tl ödeme yaptık, düğünde de 8 bin daha ödeyecektik ve henüz bize bir fatura verilmedi, EFT olarak ödeme yaptık. Ben de 16 bin liradan kdv'yi düşün, kalanını alalım demiştim ancak 24 bin üzerinden düşeriz, avukata sormam lazım kesinti oranını demişti mekan sahibi).
Bugün de eşim mesaj yazmış, 24 bin üzerinden düşseniz de biz ücret iadesi almak istiyoruz, 4 bin lira kesintiyi kabul ediyoruz diye. Cevap olarak virüs nedeniyle evden çalışıyoruz, ücret iadesi yapmıyoruz, virüs sonrası ofisi açtığımızda ilerleyen bir tarihe düğününüzü çekmek için konuşuruz yazmışlar. Kendi yaptıkları sözleşmeye göre böyle bir hakları yok. Bu aşamada paramızı almak için nasıl bir yol izlememiz gerekir? Günün sonunda zararlı çıkar mıyız yoksa yasal faiziyle ve avukat ücretiyle birlikte geri alabilir miyiz bu ücreti?
Beyefendi 38 yaşında, mühendis, hobisi/sosyal anlamda arada sırada erkek arkadaşlarıyla yemeğe çıkmaktan ve haftada 1-2 kez spora gitmekten başka pek aktivitesi olmayan biri (Böyle yazınca kulağa hoş gelmedi sanki ama iyi biri). Erkek beyni bazen ne düşünüyor anlamadığım için duyuruya danışmak istedim. Sizce hangisi daha iyi bir hediye seçeneği?
A) Lego technic setlerinden biri
B) Airdots kulaklık
C) Masaj (normal)
A) Lego technic setlerinden biri
B) Airdots kulaklık
C) Masaj (normal)
Merhaba duyuru,
Nisan'da nişanlımla evleneceğiz ve bu nedenle ev satın almaya niyetlendik. Biri 2+1, biri 4+1 iki ev beğendik aynı sitede. 4+1'in önü açık ama 2+1'in önünde 4+1'in olduğu blok var. Gönlümüz 4+1'den yana ama mantıklı olur mu, zorlanır mıyız emin olamadık. Veriler şu şekilde;
375 bin tl peşinatımız var. Maaşlarımızın toplamı 25 bin tl.
2+1 olan ev 515 bin lira, 4+1 olan ev 1 milyon 100 bin lira (1 milyona inmesi ihtimali var). 4+1'i almak çılgınlık mı olur? 0 birikim ve ayda haneye toplam 16 bin lira kalacak. Şehir Ankara.
Nisan'da nişanlımla evleneceğiz ve bu nedenle ev satın almaya niyetlendik. Biri 2+1, biri 4+1 iki ev beğendik aynı sitede. 4+1'in önü açık ama 2+1'in önünde 4+1'in olduğu blok var. Gönlümüz 4+1'den yana ama mantıklı olur mu, zorlanır mıyız emin olamadık. Veriler şu şekilde;
375 bin tl peşinatımız var. Maaşlarımızın toplamı 25 bin tl.
2+1 olan ev 515 bin lira, 4+1 olan ev 1 milyon 100 bin lira (1 milyona inmesi ihtimali var). 4+1'i almak çılgınlık mı olur? 0 birikim ve ayda haneye toplam 16 bin lira kalacak. Şehir Ankara.
Tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırmayı düşünüyorum; ancak her firmadan şikayet var internet deryasında. Özellikle Ankara için memnun olduğunuz, ödeme aldıktan sonra mağdur etmeye başlamayan bir sigorta şirketi var mı?
Merhaba,
Fiziğimin ufoya evrilmesiyle birlikte spor yapmaya ve diyetime dikkat etmeye karar verdim.
Bu nedenle iyi bir spor salonuna yazılmadan önce birkaç ay Macfit'te spor hocasıyla bire bir çalışayım diyorum (çalışmayı düşündüğüm şube sakin bir şube), çünkü fazla bir spor geçmişim yok ve ağırlıkların bulunduğu yerde genelde ne yaptığını bilen kaslı beyefendiler oluyor (kadınlar grup dersleri ve cardio ile ilgileniyor sadece) ve o ortamda hem kadın hem kilolu olarak kendimi kötü hissediyorum. Ek olarak bilip bilmeden ağırlık çalışıp bir yerimi sakatlamak istemiyorum (Yoksa internette bir dolu hazır program var).
Gelelim soruya; haftada kaç gün hocayla çalışmam yeterli olur? Varımı yoğumu da PT'ye harcamak istemiyorum.
Edit: Boyum 171, kilom 83, 30 yaşında kadınım.
Fiziğimin ufoya evrilmesiyle birlikte spor yapmaya ve diyetime dikkat etmeye karar verdim.
Bu nedenle iyi bir spor salonuna yazılmadan önce birkaç ay Macfit'te spor hocasıyla bire bir çalışayım diyorum (çalışmayı düşündüğüm şube sakin bir şube), çünkü fazla bir spor geçmişim yok ve ağırlıkların bulunduğu yerde genelde ne yaptığını bilen kaslı beyefendiler oluyor (kadınlar grup dersleri ve cardio ile ilgileniyor sadece) ve o ortamda hem kadın hem kilolu olarak kendimi kötü hissediyorum. Ek olarak bilip bilmeden ağırlık çalışıp bir yerimi sakatlamak istemiyorum (Yoksa internette bir dolu hazır program var).
Gelelim soruya; haftada kaç gün hocayla çalışmam yeterli olur? Varımı yoğumu da PT'ye harcamak istemiyorum.
Edit: Boyum 171, kilom 83, 30 yaşında kadınım.
Uzun bir duyuru olacak, durumu olmayanlar okumasın :)
Geçici görevlendirmeyle geldiğim üniversitede geçen dönem asistanlığını yaptığım bir hoca (X diyeceğim) biraz da emrivaki şekilde benimle bildiri sundu (sunan kişi benim); ancak içerik olarak katkı yapacağını söylemiş olmasına rağmen herhangi bir katkıda bulunmadı (kocası kanser, onu ve sözde borçlarını bahane edip odamda ağlayarak). Dolayısıyla ben de başka bir üniversiteden arkadaşım olan bir hocayı (Y diyeceğim) dahil ettim ve bizim hocanın yapacağını söylediği şeyleri o yaptı. (Ben 1. yazarım, X 2. yazar, Y 3.)
Daha sonra Y ile eklemeler yaptık ve bildiriyi makale haline getirdik. Bu arada X'e defalarca çıktı alıp verdim, hocam ekleyeceğiniz bir şey var mı diye ama kendisi makaleyi bir kez bile okumadı, içerikten habersiz. Ancak kendisi her sabah mesaj atarak "makale ne oldu" diye sormaktan da geri durmuyor. SMS gönderiyor, whatsapptan yazıyor, facebooktan yazıyor, odadan arıyor, temizlik görevlilerine marla'yı görürseniz beni görsün vs. diyor. Kısacası kadın hem hiçbir şey yapmadı hem her gün huzurumu kaçırdı. Hocaya göre bu yayını parçalara bölüp 3 farklı çalışma gibi yayınlayabiliriz, açıkça bunu teklif etti. Ben de böyle bir şeyin etik olmayacağını ve asla böyle bir şey yapmayacağımı, tek parça olarak yayınlanmak durumunda olduğunu söyledim (çünkü bilimsel olarak yayın dilimleme etik bir davranış değil ama etik kadının umrunda değil). Bana o zaman senin adını çıkarır ben yayınlarım dedi. Ben de böyle bir şeyin olamayacağını çünkü zaten neredeyse makaleyi sadece benim yazdığımı söyledim. En sonunda makaleyi Ulakbim'in taradığı bir dergiye yollayalım diye ikna ettim.
Bu arada profesörlük için SCI'da taranan bir dergide yayın yapması gerektiğini öğrenmiş. Doğumgününde beni aradı "Doğumgünümü kutlamadın, bu arada bir şey öğrendim, SCI'da yayınlıyoruz, derhal beni ilk isim olarak yazıyorsun çünkü ilk isim yararlanabiliyormuş sadece dedi" ben de yüz yüze konuşalım bunları dedim ve kapattım. 2 gün önce odama geldi, ne yaptık makaleyi diye. Ben de Y hocamız eklemelerini yapıp dediğiniz dergilerden birine yolladı dedim. Bana da tam metni derhal yolla dedi bilgisayarımın başına oturup, ben de bende tam metnin bulunmadığını ve zaten makeleyle işimizin bittiğini ve Y hoca ile konuşmadığımızı söyledim. Bunun üzerine Y hocayı çıkarıp ikimiz yayınlayalım dedi. Ben de Y hocanın ciddi bir katkısı olduğunu ve böyle bir şey yapamayacağımızı söyledim.
Bunun üzerine X hanım Y'yi sabah akşam demeden aramaya başladı. Tam metni isteyecek ve hangi dergiye yollandığını öğrenecek (sonra da dergiyi arayıp vazgeçtik diyecek ve kendini 1. yazar yaparak başka yerde yayınlatacak). Bu şekilde davranacağını bildiğimiz için tam metni yollamıyorduk zaten. Y telefonları açmayınca bu defa ofisini aramış ve benim hiçbir katkı yapmadığımı, her şeyi kendinin yazdığını ve makaleyi çekerek benim adım olmadan yayınlamayı teklif etmiş. Y hoca da tam metni göndereceğini ama beni çıkarma gibi bir durumun olmayacağını söylemiş ve tam metnin turnitin çıktısını bana yolladı. Sen hocaya mail atar mısın diye. Hoca da kendisine mail atılmamasına rağmen beni arayıp hoca bana tam metni yolladı, dergileri de söyledi, haber vereyim diye aradım diyor.
Ben bu kadının benden habersiz şekilde makaleyi başka yere yollamasının önüne nasıl geçebilirim?
Geçici görevlendirmeyle geldiğim üniversitede geçen dönem asistanlığını yaptığım bir hoca (X diyeceğim) biraz da emrivaki şekilde benimle bildiri sundu (sunan kişi benim); ancak içerik olarak katkı yapacağını söylemiş olmasına rağmen herhangi bir katkıda bulunmadı (kocası kanser, onu ve sözde borçlarını bahane edip odamda ağlayarak). Dolayısıyla ben de başka bir üniversiteden arkadaşım olan bir hocayı (Y diyeceğim) dahil ettim ve bizim hocanın yapacağını söylediği şeyleri o yaptı. (Ben 1. yazarım, X 2. yazar, Y 3.)
Daha sonra Y ile eklemeler yaptık ve bildiriyi makale haline getirdik. Bu arada X'e defalarca çıktı alıp verdim, hocam ekleyeceğiniz bir şey var mı diye ama kendisi makaleyi bir kez bile okumadı, içerikten habersiz. Ancak kendisi her sabah mesaj atarak "makale ne oldu" diye sormaktan da geri durmuyor. SMS gönderiyor, whatsapptan yazıyor, facebooktan yazıyor, odadan arıyor, temizlik görevlilerine marla'yı görürseniz beni görsün vs. diyor. Kısacası kadın hem hiçbir şey yapmadı hem her gün huzurumu kaçırdı. Hocaya göre bu yayını parçalara bölüp 3 farklı çalışma gibi yayınlayabiliriz, açıkça bunu teklif etti. Ben de böyle bir şeyin etik olmayacağını ve asla böyle bir şey yapmayacağımı, tek parça olarak yayınlanmak durumunda olduğunu söyledim (çünkü bilimsel olarak yayın dilimleme etik bir davranış değil ama etik kadının umrunda değil). Bana o zaman senin adını çıkarır ben yayınlarım dedi. Ben de böyle bir şeyin olamayacağını çünkü zaten neredeyse makaleyi sadece benim yazdığımı söyledim. En sonunda makaleyi Ulakbim'in taradığı bir dergiye yollayalım diye ikna ettim.
Bu arada profesörlük için SCI'da taranan bir dergide yayın yapması gerektiğini öğrenmiş. Doğumgününde beni aradı "Doğumgünümü kutlamadın, bu arada bir şey öğrendim, SCI'da yayınlıyoruz, derhal beni ilk isim olarak yazıyorsun çünkü ilk isim yararlanabiliyormuş sadece dedi" ben de yüz yüze konuşalım bunları dedim ve kapattım. 2 gün önce odama geldi, ne yaptık makaleyi diye. Ben de Y hocamız eklemelerini yapıp dediğiniz dergilerden birine yolladı dedim. Bana da tam metni derhal yolla dedi bilgisayarımın başına oturup, ben de bende tam metnin bulunmadığını ve zaten makeleyle işimizin bittiğini ve Y hoca ile konuşmadığımızı söyledim. Bunun üzerine Y hocayı çıkarıp ikimiz yayınlayalım dedi. Ben de Y hocanın ciddi bir katkısı olduğunu ve böyle bir şey yapamayacağımızı söyledim.
Bunun üzerine X hanım Y'yi sabah akşam demeden aramaya başladı. Tam metni isteyecek ve hangi dergiye yollandığını öğrenecek (sonra da dergiyi arayıp vazgeçtik diyecek ve kendini 1. yazar yaparak başka yerde yayınlatacak). Bu şekilde davranacağını bildiğimiz için tam metni yollamıyorduk zaten. Y telefonları açmayınca bu defa ofisini aramış ve benim hiçbir katkı yapmadığımı, her şeyi kendinin yazdığını ve makaleyi çekerek benim adım olmadan yayınlamayı teklif etmiş. Y hoca da tam metni göndereceğini ama beni çıkarma gibi bir durumun olmayacağını söylemiş ve tam metnin turnitin çıktısını bana yolladı. Sen hocaya mail atar mısın diye. Hoca da kendisine mail atılmamasına rağmen beni arayıp hoca bana tam metni yolladı, dergileri de söyledi, haber vereyim diye aradım diyor.
Ben bu kadının benden habersiz şekilde makaleyi başka yere yollamasının önüne nasıl geçebilirim?
Bir arkadaşımın flört aşamasında olduğu kişi esra erola katılmış.
Fox'taki programda 20. bölüm anladığımız kadarıyla ama hangi tarihe denk geldiğini bulamadığımız için izleyemedik. İsimle bulmak mümkün değil, izdivaçtan ruh sağlığım bozuldu. Bulabilecek var mı?
Fox'taki programda 20. bölüm anladığımız kadarıyla ama hangi tarihe denk geldiğini bulamadığımız için izleyemedik. İsimle bulmak mümkün değil, izdivaçtan ruh sağlığım bozuldu. Bulabilecek var mı?
1