Sorum şu: size gerçekten fena birkaç kazık attığı için hayatınızdan çıkarmaya karar verdiğiniz biri var diyelim. Yukarıda bahsedilen prensipten dolayı siz bu kişinin size ne yaptığını yakınlarınızla paylaşmıyorsunuz. Soranlar olduğunda hep geçiştiriyorsunuz çünkü oturup başka insanlara böyle şeyler anlatmak ayıp geliyor. Ama bu durum, karşınızdaki kişinin kendi etrafındaki insanları dilediği gibi manipüle edebilmesini sağlıyor ve kimse olayı sizden dinlemeden fikir sahibi olup sizi direkt haksız ya da gaddar görüyorlar.
Böyle durumlarda ne yapılır? Prensiple enayilik arasında bir çizgi var mı yok mu? Benim bu şekilde 10 yıl direnip olayların tümünü kendime sakladığım oldu ama insanlar en sonunda "sen deli misin de bunları bize neden söylemedin hiçbir zaman" tepkisi verdiler. Son zamanlarda yine oluyor. Doğru olanın hangi tavır olduğunu kestiremiyorum. Sizce hangisi?
Pandispanya, ben de birkaç kez benzer durumda kalmıştım. Bahsedeceğin olay başkalarının hayatlarını bir nebze de olsa kazadan, beladan veya üzüntüden, kurtaracaksa anlatmayı, böyle bir şey söz konusu olmayacaksa anlatmamaya özen göstermeye çalışıyorum çünkü herkesin yaşanmışlıkları farklı olduğu gibi, herkesin o x kişisiyle yaşadığı şeylerin geri dönüşü de farklı olacak. Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir.
Dertleşmek veya açılmak ise amaç, sen de insansın, paylaş derim. Ama bunu yapmak istersem başkalarının görüşlerini etkileyebilecek insanlarla değil, nötr insanlarla paylaşmayı tercih ederdim ben.
Kendi hayat çizgini aşmamayı enayilik olarak görme derim naçizane.
açıkçası bana karşı ihtiyatlı davranıp sağda solda "devo çok rererö"ymüş demedikleri sürece tepki göstermem, ha baktım kontrolüm dışında hakkımda teraneler dönüyor, Uğur Dündar gibi "işte gerçekler" diyerek hepsini ortaya dökerim, sonra o "uğur abi o böcek afrika'dan gemi ile muz kasasıyla buraya gelmiş valla" diyen adama döner.
hem şöyle de bir şey mevcut, seni bilen bilir, bu daha önemli. "pandispanya öyle dememiştir/yapmamıştır, bir de ondan dinleyelim" diyecek insanlar etrafında olmalı, gıybet yapanlar değil.
Bir kişiyle münasebetini ne kadar kötü kesmiş olursan ol, aranızda yaşananları kendine saklamak gerek. Ama bu durum karşı tarafça aleyhine kullanılıyor, seni haksız gösteriyor ya da zor duruma sokuyorsa hala susmak enayilik tabii ki. Ya da haklı olduğuna yeterince güvenmeme hali de olabilir.
atıyorum sen bana bir şey anlattın. o meselenin, ben birine söylemezsem duyulma ihtimali yoksa, ne yapmış olursan ol o meseleyi kimseye söylemem. bu enayilik değil bana göre, olması gerekendir. arnold +1 ama.
Eğer anlattıklarım, başka insanların bana gelen zarardan korunmalarını sağlayacaksa evet anlatırım. Hatta anlatmazsam kötülük yapmış gibi hissedebilirim.
Atıyorum bir insan benden borç aldı, bunu kimseyle paylaşmam normalde. başka bir insanın zor durumunu malzeme yapmam.
ancaaak, diyelim paramı geri vermedi, vermeye de niyeti yok. gidip kendine yeni telefon alıyor ama benim paramı vermiyor diyelim. O zaman başka insanlara anlatırım ki onlar da iyi niyet gösterip benim gibi zor durumda kalmasın.
Haklı olduğuma inanmadığım bir durum yok aslında. Son durumu size anlatayım o zaman. Bu şekilde konu çok havada kaldı.
Kuzenim, onunla tanıştırdığım aile dostumuzun oğluyla tanıştıkları ilk günün ardından ekstra erotik mevzulara giriyor ve laf arasında devamlı "pandispanya sence güzel mi, o mu daha güzel ben mi, onunla yakın olma kıskanıyorum, al bak bu da benim bikinili fotoğraflarım, çok yakışıklısın banyoda seni düşündüm" gibi cümleler kuruyor. Ulan, o çocuk benim çocukluk arkadaşım; bütün aileni tanıyor; ben nişanlıyım, beni böyle saçma salak kıyaslamalara neden sokuyorsun; sen bir yandan aileni, bir yandan beni temsil ediyorsun; dünyada erkek mi kalmadı da bir yandan beni satıp, diğer yandan kendini bu şekilde pazarlayıp benim en yakınlarıma olan güvenimi böyle sarsıyorsun? Bu konuşmayı görünce ben kendisini hayatımdan sessizce çıkarma kararı aldım. Ama bu sebebi bilmedikleri için tüm aile beni "akrabalığın değerini bilmemekle", "içinde sevgi kırıntısı olmamakla" filan suçlayacaklar :D Şu durumda akrabalığın/arkadaşlığın değerini bilmeyen ben miyim? Ama bunu nasıl anlatayım? Ayıp...
Bu kuzenim kişisinin bana bu şekildeki ilk kazığı da değil. Daha önce benim evimde abisinin "kardeşim", babasınınsa "oğlum" dediği yine eski bir arkadaşımızla yatmışlığı; bunun üzerine benim elemanı gecenin bir yarısı döverek evden atmam üzerine (çünkü kız reşit değildi ve eleman da ondan 10 yaş büyüktü), beni aileme karşı da satmışlığı var. Sanki o hiçbir b.k yememiş de ben durduk yere celallenmişim, sorun çıkarmışım gibi. Ben bu durumda bile onun yaptığı hiçbir şeyden hiçbir kimseye bahsetmedim, bana söylenen her şeyi sineye çektim "aman o küçük düşmesin, böyle bir şeyden bahsedersem babası keser zaten" diyerek. Ama ben hala daha onu korumaya çalışırken, onun benim arkamdan benim tanıdığım insanlarla böyle konuşmalara girebilmesi; aileye karşı kendisini ekstra iyi ve tatlış göstermeye devam etmesi, beni gaddar bir insan gibi lanse etmesi de ne oluyor? Ortada bir haksızlık var ama çözemiyorum.
sil gitsin hayatından, bunu düşünmek için beyninin yakacağı şekere yazık. uğraşmam ben.
sana da senin onlara davrandığın şekilde davranıyorlarsa aynen devam et. aksi halde karşı atak zaten gerekli ve etiktir bana göre.
benim bayağı başıma gelmişliği var. sadece en yakınlarıma anlatıyorum, o da zamanı geldiğinde, konusu açıldığında veya anlatılması gereken bir durum oluştuğunda. gerisi de çok enterese etmiyor, hakkımda ne düşündüklerini önemsediğim insanlar gerçekleri bildiği sürece. zaten o taraflara da kafa yorarsan işin içinden çıkamazsın hiç, bir yere kadar yetebiliyorsun.
yani özetle tavsiyem, yakın çevrenden insanlar sorduğunda, laf çıkmayacağını da biliyorsan, objektif olarak anlat ne olduysa. bilsinler senin içindekileri de, böylesi arkadaşlıklar, dostluklar için daha perçinleyici de olur. senin olmadığın ortamlarda da seni savunurlar gerektiğinde böylece.
pandispanya, hani dizilerde filmlerde iyi karakterler vardır, kimsenin kötü yanını açık etmezler, herkes bunlara kötülük yapsa da herkese iyilik yapmaya çalışırlar ama hep iftiraya uğrarlar, incinirler. başkaları hakkında kötü konuşmuş olmamak için kendilerini bile savunmazlar falan.
İşte ben onlardan nefret ediyorum. Lütfen onlardan biri olma.
Çünkü kuzenin gibi insanlar, yaptıklarını açık etmedikçe, onları tolere ettikçe, yaptıkları yanlarına kalıyor diye gitgide azıtırlar. Sonra o iyi, sen kötü olursun.
Bunun olmasına izin verme derim ben.
ortalığı velveleye verirsen her iki tarafta kötü olur. dediğin gibi belki seni bile suçlu ilan edenler çıkar. o masumcuk pisicik kedicik olur sense onu kötülemeye çalışan azman kuzen.
bence mesafe koy araya. böyle durumları tecrübe etmişsin işte ona göre tedbir al kendine.
sadece bir kere birinin bana anlattıklarını kötü olduktan sonra başkasına anlatmıştım. çok çok çok sinirlenmiştim ama. şimdi uzun ve detaylı bi olay niye sinirlendiğim ama benim sevgilim varken onun sevgilisinin peşindeymişim gibi bi duruma düşmüştüm. bunun üzerine ben de onunla ilgili bildiğim 1-2 şeyi erkek arkadaşının da olduğu bi ortamda anlatmıştım. 1 hafta sonra ayrıldılar. ha benim anlatmamın bi etkisi olmamıştır, çok önemli bişey değildi çünkü, zaten birbirlerine uygun değillerdi ve kız tarafı tam bir ergenustu.
pişman mıyım? değilim.
bu tarz bi durum olmadıkça da insanların bana anlattıklarını paylaşmam
senin durumda direkt söylerim. olay doğrudan sen, senin nişanlın, aile dostunuzun oğlunu etkiliyor. senin ciddi ilişkin bu sebepten zarar görebilir
Normalde iki kisinin arasinda gecen bir seyi zarar gorecekse kimseye anlatmam ama bu durumdan zarar görecek baska biri varsa anlatmam gerektigini dusunuyorsam, anlatirim.
Zamaninda kuzenim nisanliyken eski sevgilisiyle hala gorusuyordu, nisanlisina sirf maddi durumu iyi diye katlaniyordu. Uzun sure msnde konustuklarina ben şahit oldum. Nişanlısı da o kadar iyi biriydi ki diger kuzenim ve teyzem bana çok sorunca onlara ve anneme anlattım durumu. Baska kimse bilmez ama en azindan bilmesi gereken kisiler öğrendi, kuzenimle konuşup edip bir şekilde akillanmasini sağladılar.
Demem o ki kuzeninle olan durumdan başka biri zarar goruyorsa ( sen de dahil) sorduklarinda olaya mudahale edebilecek ve yaygara koparmayacak insanlara anlatabilirsin. Böylelikle belki duzelir. Sen de hayatin boyunca bu kizla mesafeni koru derim, belli ki icten ice sana karsi kiskanclik besliyor.
İlk önce kuzenini karşına alıp da tüm bunları onunla konuşmalısın, muhtemelen anlamayacaktır hatta ve hatta inkar edecektir ancak bilmesi, birinin ona bunları söylemesi gerekiyor.
Sen bunu yaptıktan sonra iki şey olabilir, ya utanacak ve sana karşı olan davranışlarını düzeltecek; ya da ki bu daha büyük ihtimal (senin ağzından bir şey çıkmayacağını düşündüğü bildiği için) akrabalar arasında sana laf çarpan tavırlar sergilemeye başlayacak.
Kısacası ya sineye çekecek ve sessizce hayatından çıkaracak - kötü insan - olacaksın.
Ya da konuşup meramını anlatacaksın. (Haklı insanların genelde yüzsüz insanlar tarafından haksız çıkarılma durumları vardır ya hani, haklılığını bir türlü anlatamaz. Ha işte, o duruma düşebilirsin de karşı tarafın çirkeflik ve çocukluk derecesine göre. Bu bir risk.)
Ben ilk onunla konuştuktan sonra yakın bir kuzene anlatırdım sanırım. Böylelikle sana destek çıkabilecek bir insan olayı tüm şeffaflığı ile gözlemlemiş olurdu.
Bazı insanlar tabiri caiz ise, ağızlarına edilmeyi hak ederler, bunun agresiflikle, kavgacılık ile alakası yoktur. Böyle anlarlar. Onlara o şekilde davranmak gerekir. İyiliklerini, sağlıklarını, hoşluklarını, itibarlarını düşünmeyeceksin.
Ne yapmaya karar verirsen ver, öncesinde kendine sakinleyecek, düşünüp tartacak zaman tanı. Bırak gerekirse olay soğusun. Vermek istediğin gerçek tepkiyi ancak o zaman doğruca tartarsın.
aşırı derecede ketumum. herşeyi anlatırım ama sırları asla ve asla anlatmam kimseye, ölene dek bende kalır.