Kadin, bosanma sinyalleri yavas yavas yanmaya basladiginda varsa cocuk, geri donecegi ailede karsilasacagi durum, yakin cevresinin kendisine bakis acisi, ekonomik guc gibi onlarca degiskeni dikkate alarak stratejik davranmak zorunda. Erkekte durum bu kadar karisik da degil, riskli degil isitsnalar disinda, hesaba katacak bu kadar degisken yok. En basitinden bir sonraki iliskisinde bile - erkek icin - bosanmis olmak pek problem degilken kadinin bosandiktan sonraki olasi yeni iliskisi icinde problem, bosanmis kadina - nedendir bilmem - ayni gozle bakilmiyor.
Ne dusunuyorsunuz, kadin cok cok daha zor bir konumda degil mi bosanmaya dogru giden ya da gitmeyen aile ici sorunlarda?
Duygusal travmaların kadınlar için daha ağır yaşandığı durumlarda bunun en büyük nedeni toplumdaki ataerkil yapı.
Bir çalışma vardı aile içi şiddet (şiddet sadece fiziki değil, manevi de oluyor, maddi de oluyor) üzerine, onu okumuştum. Orada mesela ilkokul mezunu olan ya da onu da olmayan kadınların arkadaşlarından ve ailelerinden yardımlarına daha fazla karşılık alamadıkları sonucu elde edilmişti.
En az lise mezunu olan kadınların ailelerinden ve arkadaşlarından daha çok destek gördüklerini ve bu nedenle şiddetten manevi olarak daha az etkilendikleri sonucu da elde edilmişti.
Sosyal bakımdan daha güçlü olan kadına (bence ironik bir biçimde) daha çok yardım ediliyor. Diğer kadını ailesi reddedebiliyor.
Çalışma da şu: kadininstatusu.aile.gov.tr
Çalışmada bu sorunlara da değiniliyor. Kolaya kaçmak dediğin şey bazen bir ekonomik bağımlılıktan çıkıp bir başkasının altına girmek olarak şekilleniyor. Psikolojinin konuları bunlar biraz da. Sosyal psikoloji de etkili ayrıca.
Senin gözlemlediğin kadınların her birinin kişisel nedenleri vardır, ama genelleme olarak verilebilecek tek cevap ataerkil yapı. Diğer kişisel cevaplar içinse kadınların güçlü olmaları, öz saygıları için bağımlı olmamaları lazım ama işte dile kolay.
Edit: İlk cümlemi değiştirdim, ilk hali çatar gibi olmuş.
Bir oturuşta okunacak gibi değil zaten. :) Bence "Sayıların Ardındaki Anlatılar" kısmını okuyabilirsin şimdilik. 103. sayfadan başlıyor.
üniversite'den bu yana kadın çalışmalarında yer almaya çalışıyorum elimden geldiğince. kadın çalışmalarında görev alan, aktivist olan kadınların bile çok önemli bir kısmı geleneksek kadın kimliğinden çok isteselerde sıyrılamıyorlar, toplumsal yapı buna izin vermiyor. bu tarz kadınların eşleri de genellikle aktivist tipler ama farketmiyor. 8 mart'da gece yürüyüşü var örneğin, eşi de destek güya vitrinde, ama eve gelip yemek yapıp öyle çıkmasını bekliyor adam. öyle bir ironi ki bu, kadın 8 mart gece yürüyüşünden önce eve iş çıkışı koşup yemek yapıp çıkmazsa o evliliğin sarsılacağını biliyor ve "görev"ini yerine getiriyor.
kezbanlarda hep öküzleri buluyor yeeaaa diyenlerin ağzına kürekle vurmak istiorum bu durumlarda. zira sizinde anlattığınız gibi bu olayın ne kadar derin boyutlarda olduğunu göremiyor insanlar.
Yukarida yazilanlara katiliyorum fakat, ekonomik ozgurlugu olsa da kadin hemen hemen ayni zor durumda bana sorarsaniz. Ekonomik ozgurlugu de yoksa zaten durum felaket.