özel üniversitelerin de hepsi kapansa.
boşluğa düşecek genç sayısı dışında bir sorun çıkar mı?
Yarisindan fazlasi bile kapansa bi sorun teskil etmez. Egitimin kalitesi ve niteligi artar hatta.
Bu kalitesizlikle ve ustelik bi kurus harc bile odemeden dort sene gelip yatan adamlar da bosluga duserse dussun.
Universiteye is ogrenim merkezi, devlete de ekmek kapisi olarak bakan adamin okumasi devlete ve taxpayerlara kulfettir.
çıkar.en basitinden oraya gelen ögrenciden kantincisi faydalaniyor,hocasi maaş aliyor,yurt açan evini kiralayan kazaniyor.öyle bir anda buralar dandik diyip kapatilmaz yani.
kapanmasında eğitim süreleri düşsün..1 yıl 18 ay gibi mesela..
sonuçta eğitim şart..
ogretim uyeleri issiz kalir. asil isyani onlar cikarir zaten.
ev sahipleri para kazanmasin zaten ogrenci uzerinen. ahir yapsan hayvan durmayacak evi, 3 ogrenci kirayi paylasir nasilsa diye 1000den asagiya kiraya vermiyolar.
diger taraftan devasa bir universite ogrencisine bagli sektor var, onlar da baya sikinti ceker. kirtasiye, fotokopi, kantinci, dukkanlar, lokantalar vs vs.
bosluga dusecek genc olmaz bence. aksine ara eleman sayisi artar, iyi olur. herkes universite mezunu, ara eleman yok. universite mezunlarina ara elemanlarin, teknisyenlerin, ustabasilarin yapmasi gereken isler yaptiriliyor, onlara verilecek maas veriliyor. sonra mezunlar da bu isleri-maaslari begenmiyor. her iki taraf da hakli.
diger taraftan zaten cok yuksek olmayan insani gelismislik endeksindeki siramiz iyice asagiya duser. cunku bu listedeki kriterlerden biri universite mezunu sayisi. babalarinin hayrina ha bire kontenjan artirmiyolar yani.
ha bana kalsa 1990 sonrasi acilmis butun universiteleri kapatirim. hatta sadece universiteleri de degil, MEB'e bagli lise, ortaokul, ilkokul hepsini kapatirim. geriye kalanlarin kalitesini artiririm, fiziki imkanlarini, kutuphanesini vs gelistiririm. belli merkezlerde devasa kampusler kurarim, laboratuari, ar-ge merkezleri, teknoparklari olan. calisan ogretim uyesi ve ogretmenlerinin cogunu isten cikardiktan sonra kalifiye olanlari hizmet ici egitim, yurt disi burs vs gelistiririm.
onun yerine planlama yapılsın doğru düzgün. sonuçta ülkede hangi iş sektörüne ne kadar eleman lazım olduğu belli, yıllık öğretmen, doktor, mühendis vs. ihtiyacı iş hacmine göre belli. atıyorum su ürünleri diye bölüm var 1000 birim mezun veriyor, 1 birim iş olanağı var.
atıyorum x bölümünün 10 birim iş olanağı var, en fazla 20 birim mezun verecek kadarını açık bırakırsın, kalanı eksik olan alanlara, özellikle de 2 yıllık, doğrudan ekonomiye katılma sağlayan meslek edindiren meslek yüksek okullarına çevirirsin. 4 yıllık iktisat işletme kamu yönetimi, su ürünleri okuyup, gidip bankada çalışacaklarına, bankacılık sektörünün şu kadar eleman ihtiyacı var, sigorta şirketlerinin şu kadar iş hacmi var, bırak adamlar gitsin, bankacılık ve finans ya da bankacılık ve sigortacılık okusun.
Sanırım öncelikle üniversitelerin işlevi ne olmak, insanlar üniversiteye neden gitmeli sorusunu yanıtlamaIlsın. Türkiye'de, gelişmiş ülkelerden farklı olarak, üniversite iş bulmak için düşünülüyor. Aslında üniversite kişisel gelişim için öncelikle gereklidir. Eğer üniversite okuduysan şunu bil ki üniversite Okuyan ve okumayan insan arasında farklar vardır. Tamam üniversite tek başına kişiye kaliteli bir kişilik kazandırmaya yetmez ama birçok konuda kişisel gelişim fırsatı tanır. Küçük bir örnek, üniversiteden Önce kadınlar ve erkekler birbiri hakkında önyargılar taşır ama bir üniversiteli birbirini tanıma fırsatı yakalar. Erken yaşta evlenmez ve Karşı cinsi daha iyi tanır Kendini daha iyi tanır.
Bir de üniversiteleri Kapatalım demişsin ya, bu durum hükümetin dersaneleri kapatmasına benziyor. Eğitim sistemine bir çözüm getirmeden dersanneleri ya da Özel üniversiteleri kapatırsan sorun bitmeyecek. Dahası devlet üniversitelerinde okuyanlar yalnızca ÖSS YGS, LYS gibi sınavlarda başarılı Olmuş o kadar Bu gençlerin diğerlerinden daha az zeki olduğu anlamına gelmez. Bir de rekabet olmazsa düşünsene devlet üniversitelerindeki bir çok hoca nasıl daha da rahat hissedecekler. Sen hiç dinozorlaşma diye bir terim duydun mu? 1970'lerde yor. doç olan biri hala yar doÇ olarak devlet üniversitelerinde hiçbir araştırma yapmadan kalabiliyor En azından özel üniversiteler rekabet artırdı. Tamam hepsi para yuvası değil demiyorum ama birçoğu da yadsınamayacak kadar iyi
ilber ortaylı der ki her ilde üniversite bulunması ahlaksızlıktır. bu cümleyi açacak olursak gençler eğleniyor, içip sıçıp sevişiyorlar demek istemiyor adam. gerçek üniversite tanımından uzak yüksek lise gibi yerleri her ile açıp, insanlara buralar üniversite deyip ebevenylerin çocuklarına önce bu yüksek liseleri kazandırmak için dershanelere servet dökmeleri ardından üniversiteyi bitirmeleri için servet dökmelerine sebep olan hükümetlere ahlaksız diyor.
yüzde yüz katılıyorum. çok basit cevapları olan sorular var mesela. bilim nedir, bilim nasıl yapılır ve üniversite nedir. bu soruların doğru cevabı türkiye'de 1 (bir) tane üniversite olmadığının kanıtıdır.
Ama okuduğun bölüm sana iyi para kazandıran bir iş vermese bile sen o bölümü okumak istiyorsan ne olacak? Sonuçta üniversiteler bilim üretmesi beklenen kurumlardır. Bölümleri "skindirik" ve "sikindirik olmayan" diye ayıracaksan burada ölçütün ne olacak? para? Kolay iş buldurma? Bu durumda tüm güzel sanatlar fakültelerini kapatacak mıyız? Senin örneğinden gidelim . Bir şirket yönetiyorsaM insan ilişkileri yönetimi benim için önemli olacaktır Bırak lisansı bu alanda yüksek lisans ya da doktora bile yapmak isteyebilirim. Çünkü bilim yapmak öğrenmek isteyen Kişiye NEDEN? Sorusu sorulmaz Sana göre "sikindirik"olan benim için önemlidir belki de.
@traveller gerçekten ilgisi olan adam, gidip de doçent kadrosu bile bulunmayan, yar. doç ve asistanların bütün derslere girdiği bir üniversiteyi tercih etmez sanırım. insan ilişkileri psikolojisi tasarımı kaynakları da, eğer ayrı bir bölüm olarak açılmasa sırf ayrı bölüm bas kontenjanı diye, bir başka ana bilim dalında, alakalı alanlarla birlikte, bir fakülte olarak eğitimine devam eder.fakültelerimizde seçmeli derslerle alanlaşma da yok, her halt için yeni fakülte açıp o spesifik alanın ne olduğunu, az buçuk o alanda eğitim almamış gençlerin zaten bilmediği bölümlere öğrenci yerleştiriyoruz. yani genel olarak atıyorum zaten sosyoloji bölümü var, bunun da siyaset sosyolojisi, ekonomi sosyolojisi gibi alt dalları var. liseyi bitirmiş bir adam ya da işine yarayacak adam sosyoloji seçsin, temel sosyoloji eğitiminden sonra seçmeli derslerle alanlaşsın. ama türkiyede yapılan, gidip ayrıca ekonomi sosyolojisi diye bölüm açıyor adam, konuyla alakasız gençler de tuttu diye yazıyor. bu arada güzel sanatlar örneği vermişsiniz, onun da bir iş hacmi var, dediğim gibi ülkedeki, tiyatro, bale vs. disiplinlerinde mesela iş hacmi belli. onun ötesinde ilgisi olan için de, 'gereğinden fazla' olan kapansın demiş arkadaş, ki bu üniversitelerin kontenjan konusu zaten bir işletme iktisat gibi geniş değil, mezun olanların şöyle ya da böyle ilgili olanları en az yarısı eğitimini aldığı konuda çalışıyor.
Traveller,
çok sevgili bologna süreci sayesinde eğitimin içine bir de yaşam boyu öğrenim diye bişey girdi. ilgi alanı ya uzmanlık için illa ki üniversiteye gerek yok, kurslar, sertifika programları vs ile de isteyen herkes istediği alanda yaşamı boyunca eğitim alabilir, almalı da zaten.
zincirden zaten bahsedilmiş, ben öğrenciler için konuşayım: öğrencilere bi s*k olmaz affedersin. okuyan 100 adamdan 90'ı zaten okula gitmiş olmak için gidiyor. öğrendiği şeyi neden öğrendiği konusunda bile en ufak bir fikri yok. mezun olduklarında da bir halt olmuyorlar zaten, o yüzden herkes ağlıyor 1000 lira maaş teklif edilince. üç mühendis lazımsa 133 mühendis yetiştiriliyor, onları yetiştirenler de devşirme hocalar falan genelde. e hal böyle olunca herkes okusa da açıkta kalıyor. buna karşılık, benim liseden sonra okumayan hayta arkadaşım şimdi pimapenli mimapenli bi işte ustalık yapıyo, 2-3 bin lira maaşı var herifin. istanbul'da değil üstelik. kral gibi yaşıyo.
müyendisler alınmasın, "siz malsınız" demiyorum. eğitim sistemi bu yani. insanlar yönlendirilmiyor. gerçekten zeki veya özel olan, iş bilen, aradan sıyrılan kişiler "iyi" yaşayabiliyor. normalde, aradan sıyrılanın "özel" olması lazım. bizde özel olan aradan sıyrılıyor. ya da çoğu insanın kabul edilebilir hayat standartlarına sahip olması lazım. bizde yırtınanlar buna sahipken diğerleri sürünüyor.
@ alice, halanne
Bu farklı görüşler "üniversitelerin işlevi ne Olmalı" Konulu felsefi bir tartışmayla ilgili. Felsefe bu, görüşler farklı olacak. Benim düşünceme göre biz dünyada yaygın Olanı normal olarak görüyoruz. Bir zamanlar güzel sanatlara da gereksiz denmişti. Bu işler kurslarla olmaz MI denmişti. Hatta birçok ebeveyn Çocuğunun güzel sanat Iar okumasını hala istemiyor. 21. yüzyılda güzel sanatlar daha alışageldik bir bölüm oldu ama insan ilişkileri psikolojisi diye bir mesleğe insanlar henüz alışkın değiller. Bu sebeple ne gereği var diyoruz. Ama kimse su ürünleri bölümünün varlığını sorgulamıyor çünkü ona alıştık.
Üniversiteler Türkiye'de de bilim yuvası haline geldiğinde biz de bilime "NE GEREK VAR? GEREĞİNDEN FAZLASI ŞÖYLE OLSUN / BÖYLE OLSUN" algısından kurtulacağız
Traveller
bi dakka bi dakka yanlış anlaşılmışım ya da tam ifade edememişim. ben başkaları tarafından sikimsonik bulunan bölümler kapatılsın demiyorum ama asla. kime göre neye göre.
benim söylediğim şey üniversitelerin kapatılması. 100 küsür hiç bir başarı listesine giremeyen üniversitemiz ve her yıl 2 milyon yeni mezunumuz olacağına, 15-20 tane liste başına oynayan üniversitemiz olsun. her yıl 2 milyon mezun vermeyelim de 500 bin mezun verelim ama piyasada kapışılsınlar.