çalışıyorum. genellemenin önünü açmamak için şehir ismi vermeyeceğim ama çok muhafazakar bir şehirde yaşıyorum şu anda. gurbetteyim.
bekarım. son 1 senedir yalnız yaşıyorum.
komşularla falan aram kötü değil. zaten ne eve arkadaş getiririm -yok çünkü- ne müzik dinlerim, ne pisliğim var...
gerçekten bulunmaz bir kiracıyım, komşuyum.
apartmana girdiğimde kapıdan kapıya konuşan kadınlar falan varsa hemen içeri kaçarlar, ben gidince geri çıkarlar.
yolda beni gören kadınlar yüzlerini falan kapatırlar.
bunlara bir şey dediğim yok da.
ulan 1 senedir bu kadar sessiz, efendi, kendi halimde yaşıyorum. hiçbiri bir gün bir bardak su getirmedi lan.
vallahi istediğimden değil. zaten lüstahlık gibi anlaşılmasın da tanımadığım insanların yemeğini yemeyi pek tercih etmiyorum. hijyen takıntısı gibi.
ama insan bir düşünür. dip dibe yaşıyoruz, komşuyuz. o kadar da iyi bir ev sakiniyim. tam bunların istediği tipte.
ne olur lan ayda 1 tabak yemek verseniz?
ben de gtürmüyorum ama benim sebebim yemek pişirmemek. bir de utanıyorum "bak ben getirdim siz de bana getirin." der gibi olmasın diye.
bazen özel yemekler pişiriyorlar apartmanı koku sarıyor. insan bir düşünmez mi lan?
ben eskişehir'de büyüdüm. annem özel bir yemek piştiğinde kesilikle komşulara dağıtırdı. hele bekar, öğrenci falan olacak... direkt elime tabak tutuşturur yollardı beni.
lan ne biçim insanlar lan... bazen çok tanıdık ama ne olduğunu kestiremediğim acayip kokular duyuyorum apartmanda.
insan 1 tabak yollamaz mı lan? emin olun hepsi çok inançlı insanlar. düşünün ki bir hadiste "Cebrail bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki Allah komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim." diyor ve bu insanlar bunu kabul ediyor.
yolda görseler selam vermezler, karşı komşunun kızı kendi aralarında konuşurken "bizim şansımıza karşımıza da hiç aile taşınmadı." diyormuş lan bir de.
ne biçim insanlar lan bunlar? vallahi gerçek islam bu değil.
aslında çok uzattım ama sizde durumlar nasıl diye soracaktım. benim gibi olup komşularından memnun olan var mı? nerede yaşıyorsunuz, hangi şehir, hangi tip ev?
not: umarım meselenin "bedava yemek" olmadığını anlatabilmişimdir. iğrendiğiniz bir komşu olsa bile getirdiği yemeği çöpe atar yine de ona minnet duyarsınız. mesele bu. son 2 senedir farklı mahallelerde 3 farklı apartmanda kaldım durum aynı.
sen götürdün mü hocam hic?
çanakkale, apartmanda hem aile hem öğrenci var bissürü, iki kesimden de yemek, helva, aşure vs gelmişliği var biçok kez
dediğin tarzda şehirlere dolaşmaya geldiğimde de derin bir fesatlık hissiyle çevrelenmiş gibi hissediyorum genelde. hiç rahat edemiyorum.
erzurum iste, ne bekliyorsun ki.
bu anadolu insaninin misafirperverligi, yurdum insaninin safligi naifligi, muslumanlarin hosgorusu vs vs dunyanin en buyuk yalanlari.
@kurnaz: yemek pişirmiyorum hocam. götürmeme sebebimi de söyledim. sorun mantıklı ama buranın adetinde de ailede bekara götürmek var. adam "yav o kadar kokuttuk yemeği biraz dağıtalım." der lan. ben hiç apartmanı yemek kokutmadım daha.
arkadaşlar çok şükür istediğim şey yiyebiliyorum. derdim bedava yemek değil. demek istediğimi anladınız sanırım. yabani la bunlar.
ben 6 yıl boyunca istanbul şişli'de 40 dairelik (bak kırk diyorum, yazıyla da yazdım) bi apartmanda oturdum. birçoğu muhafazakar insanlardı (tanıdığımdan söylemiyorum bunu, giyim kuşamdan ötürü öyle sanıyorum) hatta bi keresinde şu "asansörden in görümcem binecek" mevzusunun bir benzerini yaşadım. dövmedim tabi, stop düğmesine bastım, in o zaman falan dedim asdjf neyse işte problem yaşadığım 2 komşudan biriydi bu (ki hangi dairede kaldığını bile bilmiyodum). diğer problemli arkadaş da 3 çocuklu bi ailenin babasıydı, terasta içki içiyorum, arkadaşlarımla konuşmalarımı duyuyomuş falan diye iki teras arasına duvar muvar vs çektirmemi istemiş yönetici aracılığıyla kulağıma gelmişti bu, ben de orası benim terasım istediğimi yaparım, ben onlardan rahatsız olmuyorum, eğer onlar oluyosa kendileri çeksin o zımbırtıyı deyip savmıştım. neyse uzattım konuyu. o 2 komşu ve kendimi çıkar 37 adet daire demektir bu. 6 yıl boyunca ramazandan, şeker bayramına, aşure bilmem nesinden bir sürü özel zamana kadar (özel bişey olmasına da gerek yok amk bekarım işte) bir lokma bişey ikram eden olmadı. onu bırak kapımı çalıp "nasılsın iyi misin?" diye soran bile olmadı. sadece birkaç kez yan komşularımdan yemek yapacağım zaman istediğim soğan, limon gibi ufak isteklerimi geri çevirmediler o kadar. benimle aynı kattaki 2 komşuya ben yemek yapıp veriyodum hatta. o limon istediğim komşuya aldığım limonu da koyduğum hamsili pilav yaptım verdim lan, dahası var mı? bekar halimle hamsili pilav yaptım, yanına istakoz salatası (onu hazır almıştım, hatta surimiydi sanırım) falan koydum, bayağı taşaklı bi tabak yaptım verdim yani asdjh ama onlardan tık yok? üstüne üstlük tabağımı bile geri vermediler lan :D
komşuluk ölmüş +1
bi de o kadar muhafazakar kesimin arasında hem erkek, hem bekar olunca ayrıca bi önyargı oluşuyo muhakkak. ve malesef gerçek islam bu.
bir şey yapmadan karşılığını beklemek bizim kültürümüzün rezil bir yanı. hiçbir insan sana hiçbir zaman bir şey getirmek zorunda değil. evde gürültü yapmaman ya da pis olmaman zaten olması gereken şey. böyle olarak kimseye bir şey vermiyorsun.
onun dışında yazdıklarında haklısın. kızın yorumu falan rezalet.
hiçbir şey almadan bir şey vermek de bizim kültürümüzün güzel yanı. tonla atasözü var bununla ilgili. bir o kadar da dini kaynak var ki sürekli buna değinmemin sebebi şehirin ve apartmanın muhafazakar olması.
o kültürde yine ailenin bekara yardımı öncelikli. gerçekten güzel bir şey ama bekarın aileye yemek vermesi falan burada kimsenin beklemediği şeyler. zaten tahminimce yemezler de. çöpe atarlar.
denizli'de okudum. karşı komşum öyle garip bi insandı ki bırak ramazanda bayramda seyranda yemek getirmeyi bi gün pasta yapacağı sırada yumurta, vanilin, hamur kabartma tozu ve unu benden almıştı. sonra da yamuk yumuk kesilmiş 1 dilim getirdi.
la o kadın bi de benden çamaşır askısını falan da istiyodu.
neyse, apartmanda epey bi süre kimse bana bişey getirmedi iyi muhabbetimiz olmasına rağmen. sonra ben götürmeye başlayınca gelmeye başladı bana da. ama ayıp yani öğrenciydik o kadar
ulan bizim oturduğumuz apartmana biri gelecek (bekar olmasına da gerek yok yeni evli çift ya da kalabalık aile de olur hiç farketmez), sırf evleri ana baba günü diye, mutfakları düzenlenemedi, ocakları kurulmadı, tabak çanaklarını kolilerden çıkarmadılar diye annem türlü türlü yemek yapar verir. hele bekar olsa, zorla eve alır, 10 kg şişmanlatır öyle koyar kendi evine.
insanların bir çoğunda tuhaf bi yabanilik, korku, önyargı, sevgisizlik vs var artık.
baba bekar adamdan korkuyorlar her an bizi sikebilir diye
boşveer. bunlar böyle.
ama mesela ben de kendimden örnek vereyim.
muhafazakarlıkla falan ilgisi yok apartmanda 8 akepeli 2 chpli var
ne akepeliden ne chp liden 1 tas yemek geldiğini görmedim
bunlar oorroosbu cocuuu.
inançları da göstermelik ibadeetleri de.
hace bektaş boşuna dememiş ne ararsan kendinde ara mekke de kudüste hacda değil
ben oturduğum evde (üsküdar) üçüncü seneme giriyorum. alt katımda oturan ev sahibimin iki kere (2) yemek getirmesi haricinde bana da getirmediler. ramazan ayında sabaha karşı balkonda soda açtım içtim diye bir komşunun ev sahibime "balkonda şampanya patlatıyorlar" dediği bir yer neticede. levent kırca skeci tadında yaşıyorlar hayatı.
Cok memleket gezdim.ilkinde 3 senem komsularimla yemek yiyerek gecti.bazen hic bisi yaptirmadilar,bazen corbayi ben yaptim,bazen salatayi.
ikincisinde komsularimi görmedim.ucuncusunde karsi komsu teyze beni camda beklerdi.ustumu çıkarmadan elinde tepsi o gun ne pistiyse.cok dua ettim.cok yedim yemegini.simdiki evimde ucuncusu kadar olamaz ama cok yemek yedigim bi yan komsum var.icten her lokmada yudumda dua ederim.ben de kapima gelen cocuklara ufak tefek birsey veririm.gonderirim.
haklisiniz.cok guzel birsey birinin bir kap yemek paylasmasi.hele acsan,disardan gelmissen,yalnizsan.
Buyuk sehirlerde insanlar acaba komsu begenmez mi, neyse daha iyi birsey yapinca gonderirim ya da aman o eskilerde kalmis diyerek yemek gondermiyor.
Insanlik kismen ölmüş kismen yasiyor.
hadi bugün bir komsuyu/cocugu sevindirin.
dogulu kadinlar yabanci erkeklerle iletisim kurmazlar. dogulu erkekler de evde durmaz ve yemek falan gibi islere mudahil olmazlar.
olayın şehirle ilgili olmadığını anlamamışsın bence.
ben de eskişehir'de yaşarken öğrenci halimle komşuma güveç yapıp verdim. bir gram da bir şey görmedim karşılık olarak. yaşadığım apartmandaki tek aile de onlardı. geri kalanı hep öğrenciydi.
kayseri'de neler neler yiyorum komşulardan.
kıyas yaparsak eskişehir tü kaka, kayseri çok kral demem gerek ama iş insanda bitiyor...
insanlara selam vermezsen neden sana yemek getirsinler?
E çiğ insanlar. Yeemeği pişiren kadınlar ya da onların kızları sana yemek getirmeye gelse namusları kaçar allah korusun. Adları çıkar; bekar adam ve bir kadın bir şekilde münasebete girmiş olur mazallah. E adamlar da sana yemek getirip "totoş" sınıfına giremeyeceklerine göre. Hayırlı olsun nur topu gibi bir yobaz toplumunuz oldu. Hiç daha boşuna beklemeyin. Beeelki çok çok çok yaşlı bir teyze bir gün acıyıp da böyle şeyler yapabilir; o da bahsettiğiniz o ortamda büyük şans olur.
Yerinizde olsam ben de mangallar, balıklar filan yapar, onlara kokuturdum :)
yolda selam vermeyeceğin adamlardan yemek bekliyorsun sen mi değişiksin onlar mı bilemedim.
erzurum'dayım aynı şeyleri ben de düşünmüştüm. ama kocasıyla kardeşiyle yemek gönderen, canınızın çektiği bişey olursa söyleyin diyen erzurumlu mesai arkadaşlarım da var. sorun komşuluk ilişkilerinde yani. komşuluk bitmiş gerçekten. hele bekar erkek komşuya bizim milletin bakışı malum.
konu buraya gelince aklıma geldi. ben ilkokuldayken kapı komşumuz üniversite öğrencisi bi rıza abi vardı. lan biz yemek gönderirdik her seferinde o da tabağı dolu vermek için yemek yapardı. annem yapma dedi dedi dinletemedi. sonra zaten aileden biri gibi olmuştu. nişanlısı gelip bizim evde yüzük atmıştı diye hatırlıyorum hatta:)