sevgili edebiyatçı dostlar,
nurullah ataç okurken alengirli bir tümceye rastladım. Şöyle: "...Yaşlandım, ihtiyarladım ama gençlik çağının faziletlerini hor görmek zehrinin, teselli giyimine bürünen o acının yüreğimi sarmasına hiçbir zaman bırakmayacağım..."
bir taraftan bozuk bir tümce lan bu diye feveran ederken diğer taraftan yok ya değildir, diye tereddüde düşüyorum. anlatım hatası olduğuna daha yatkınım ama. siz ne dersiniz?
nurullah ataç okurken alengirli bir tümceye rastladım. Şöyle: "...Yaşlandım, ihtiyarladım ama gençlik çağının faziletlerini hor görmek zehrinin, teselli giyimine bürünen o acının yüreğimi sarmasına hiçbir zaman bırakmayacağım..."
bir taraftan bozuk bir tümce lan bu diye feveran ederken diğer taraftan yok ya değildir, diye tereddüde düşüyorum. anlatım hatası olduğuna daha yatkınım ama. siz ne dersiniz?
"hiçbir zaman mahal bırakmayacağım..." olsa olacak sanki.
sanat guresi
evet anlatım hatası gibi geliyor son kısımda. sanat güresi düzgün bir örneğine yer vermiş zaten.
ama sizin neden bu cümlenin doğru olabileceğini düşündüğünüzü merak ettim ve biraz daha bakınca aslında doğru olma ihtimalinin olduğunu da gördüm. şöyle ki:
o acının yüreğimi sarmasına hiçbir "şans" tanımayacağım
ile
o acının yüreğimi sarmasına hiçbir "zaman" bırakmayacağım.
burada zaman kelimesine şans kelimesindeki gibi bir görev yüklersek biraz anlamlı gibi gelebiliyor.
ya da sadece bir dizgi hatasıdır.
givemesomesubstance
1